1.
souvenirs, noir ve c'est la vie adlarında 3 albümü bulunan, fransa çıkışlı, bana kalırsa metalcore ve progressive metalin yeni temsilcileri arasında en iyisi olan grup. bunda tabi en büyük pay, aşırı yetenekli gitaristleri florentin durand'dır.
pentatonic scale'i boş bir evin içinde koşturur gibi kullanan bu zat, aynı zamanda sağlam bir klasik müzik eğitiminden geçmiştir. gitar kompozisyonlarındaki karmaşık ve melodik altyapıları, metalin gerektirdiği aksak ritimler ve djent'e kaçan komplike riffler ile harika birleştirmiştir. yeni nesil gitaristlerin çoğunda olmayan duygusal solo yazma yeteneğini, yaratıcı riff yazma yetisiyle harmanladığı şarkılarda insan gerçekten hayran hayran dinliyor.
souvenirs yoğunluklu olarak sert metalcore diyebileceğimiz, karmaşık riffler, yoğun davul partisyonları ve sert vokallerle dolu, güç alabileceğiniz bir albüm. önerilerim the lichtenberg figure, 5:12 am ve gravity(özellikle solosu ve solo bitimi riffi harika)
noir albümü biraz daha eski vokalistleri matteo gelsomino'nun tarzına yakın ve benim favori albümüm. daha yumuşak, daha progresif, vokallerin ön planda olduğu, şarkı sözlerinin vurucu ve anlamlı olduğu açık ara en kişisel albümleri. sözler ve melodiler o kadar uyumludur ki bu albümde, kırık bir kalple dinlediğiniz zaman sizi darmadağın edebilir. bazı yalnız rakı gecelerinde bütün albümü dinlediğim olmuştu. önerim yok, bütün albümü dinlemeniz size çok şey hissettirecektir.
matteo gelsomino ile olan son albüm c'est la vie ise bu ikisinin karışımı bir albüm. hoş şarkıları olan, hem sert hem soft şarkıları içeren bu albümde biraz daha az karmaşık riffler ve vokalin önde olduğu altyapıları kullanmışlardır. yine de çok üst düzey ve kesinlikle dinlenilmesi gereken bir albüm. sözler olarak biraz daha sosyolojik ve eleştirel bir albüm. önerilerim :head rush, modern slave, deep blue, human condition.
sonuç olarak, '' abi yeni grupların hepsi çöp, ne varsa eskilerde var " diyen üşengeç dinazor arkadaşlar, yeterince araştırırlarsa gizli yerlerde aşırı yetenekli ve eskilerin üzerine koyup yeni şeyler üreten harika gençler bulunmakta.
pentatonic scale'i boş bir evin içinde koşturur gibi kullanan bu zat, aynı zamanda sağlam bir klasik müzik eğitiminden geçmiştir. gitar kompozisyonlarındaki karmaşık ve melodik altyapıları, metalin gerektirdiği aksak ritimler ve djent'e kaçan komplike riffler ile harika birleştirmiştir. yeni nesil gitaristlerin çoğunda olmayan duygusal solo yazma yeteneğini, yaratıcı riff yazma yetisiyle harmanladığı şarkılarda insan gerçekten hayran hayran dinliyor.
souvenirs yoğunluklu olarak sert metalcore diyebileceğimiz, karmaşık riffler, yoğun davul partisyonları ve sert vokallerle dolu, güç alabileceğiniz bir albüm. önerilerim the lichtenberg figure, 5:12 am ve gravity(özellikle solosu ve solo bitimi riffi harika)
noir albümü biraz daha eski vokalistleri matteo gelsomino'nun tarzına yakın ve benim favori albümüm. daha yumuşak, daha progresif, vokallerin ön planda olduğu, şarkı sözlerinin vurucu ve anlamlı olduğu açık ara en kişisel albümleri. sözler ve melodiler o kadar uyumludur ki bu albümde, kırık bir kalple dinlediğiniz zaman sizi darmadağın edebilir. bazı yalnız rakı gecelerinde bütün albümü dinlediğim olmuştu. önerim yok, bütün albümü dinlemeniz size çok şey hissettirecektir.
matteo gelsomino ile olan son albüm c'est la vie ise bu ikisinin karışımı bir albüm. hoş şarkıları olan, hem sert hem soft şarkıları içeren bu albümde biraz daha az karmaşık riffler ve vokalin önde olduğu altyapıları kullanmışlardır. yine de çok üst düzey ve kesinlikle dinlenilmesi gereken bir albüm. sözler olarak biraz daha sosyolojik ve eleştirel bir albüm. önerilerim :head rush, modern slave, deep blue, human condition.
sonuç olarak, '' abi yeni grupların hepsi çöp, ne varsa eskilerde var " diyen üşengeç dinazor arkadaşlar, yeterince araştırırlarsa gizli yerlerde aşırı yetenekli ve eskilerin üzerine koyup yeni şeyler üreten harika gençler bulunmakta.
devamını gör...