okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
başlık "balkon insanı" tarafından 15.11.2020 12:53 tarihinde açılmıştır.
281.
"annem birkaç gün önce öldü."
sanki ölen kendi annesiymiş de, haberi o an almış gibi
derin bir acı ifadesini, hayran olunacak bir beceriyle
yüzüne kakarak konuştu: "çok üzüldüm. başın sağ
olsun." "sağ olun,
" dedim ve sordum: "tiyatrocu
musunuz?"
yüzünden acıyı derhal silip küçük bir kahkaha
patlattı bu kez.
"yok canım, tuhafiyeciyim. mal almaya gidiyorum
istanbul'a. ama bunu ilk soran sen değilsin. konuşmayı,
sohbeti severim. gençliğimde amatör çapta
müsamerelerde... "
tol-
sanki ölen kendi annesiymiş de, haberi o an almış gibi
derin bir acı ifadesini, hayran olunacak bir beceriyle
yüzüne kakarak konuştu: "çok üzüldüm. başın sağ
olsun." "sağ olun,
" dedim ve sordum: "tiyatrocu
musunuz?"
yüzünden acıyı derhal silip küçük bir kahkaha
patlattı bu kez.
"yok canım, tuhafiyeciyim. mal almaya gidiyorum
istanbul'a. ama bunu ilk soran sen değilsin. konuşmayı,
sohbeti severim. gençliğimde amatör çapta
müsamerelerde... "
tol-
devamını gör...
282.
çocuklarda çok güçlü olan karanlık korkusunun rahme dönüş korkularının işlevi olduğu söylenmiştir. yeni elde ettikleri gün ışığının bilinciyle henüz güven içinde olmayan bireyselliklerinin yutulması korkusu.
ilkel mitoloji-joseph campbell.
ilkel mitoloji-joseph campbell.
devamını gör...
283.
bu aralar grange biraderimden ölüler diyarı’nı okuyorum.
- helene kadavralarla yattığını size itiraf etmiş miydi?
- helene kadavralarla yattığını size itiraf etmiş miydi?
devamını gör...
284.
sonra cennet ve cehennem birbirine karıştı,
cennetteki ağaçlar cehennemin ateşi ile yandı,
cehennem çukurlarına cennetin soğuk suları aktı.
~veyl
cennetteki ağaçlar cehennemin ateşi ile yandı,
cehennem çukurlarına cennetin soğuk suları aktı.
~veyl
devamını gör...
285.
felsefede, dinde, ahlakta ya da politikada iki kere iki beş edebilirdi ama iş bir top ya da uçağın yapımına geldiğinde iki kere iki dört etmek zorundaydı.
george orwell 1984
george orwell 1984
devamını gör...
286.
alıntılardan nefret ederim.
ralph waldo emerson
devamını gör...
287.
"hem hristiyanlığın kiliselerinde hem islamın camilerinde, tüm inananların ''kardeşliği'', ''allah katında herkesin eşit olduğu'' türünden söylemlerle yanılsama sürdürülür. ama ertesi gün, zengin hristiyan ya da müslüman patron, tıpkı eskiden olduğu gibi, kendi inanan işçi dostlarını sömürmeye, soymaya, aşağılamaya ve aldatmaya devam eder. dinin teorisi ve pratiği arasında bu gözle batan çelişkiye dikkat çekildiğinde ise, üzgünce başlarını sallayacaklar ve bu günahkar dünyada insanoğlunun mükemmel olmadığı gevelemelerini mırıldanacaklardır. bu gevelemeler işçiler için küçük bir tesellidir."
das kapital, karl marx
das kapital, karl marx
devamını gör...
288.
yazdığım kitabı aynı zamanda okuduğumdan, kendisinden alıntı yapıp tanım girebileceğim başlıktır.*
umutsuzluk içinde uyanmıştım. en büyük umut umutsuzluktur. umut bile etmezken bir şeylerin bir şekilde, en iyi surette düzelmesini beklersiniz. belki bu umut etmeye vurgudan başka bir şey değildir.
(bkz: arşe)
(bkz: ne zaman bir kitap okumak istesem oturup bir tane yazarım)
umutsuzluk içinde uyanmıştım. en büyük umut umutsuzluktur. umut bile etmezken bir şeylerin bir şekilde, en iyi surette düzelmesini beklersiniz. belki bu umut etmeye vurgudan başka bir şey değildir.
(bkz: arşe)
(bkz: ne zaman bir kitap okumak istesem oturup bir tane yazarım)
devamını gör...
289.
zülfü livaneli ‘nin engereğin gözü kitabındandır.
‘gün kavuşurken köye bir adam geldi ve peygamber olduğunu söyledi. köylüler adama inanmadılar, ‘ispat et!’ dediler.
adam karşılarındaki eski suru gösterdi ve ‘eğer bu duvar konuşur ve benim peygamber olduğumu söylerse inanır mısınız?’ diye sordu.
köylüler , ‘elhak , inanırız!’ dediler.
adam duvara döndü ve elini uzatarak, ‘konuş ya duvar!’ buyurdu.
bunun üzerine duvar dile geldi ve şöyle dedi:
‘bu adam peygamber değildir. sizi kandırıyor. peygamber değildir.’
‘gün kavuşurken köye bir adam geldi ve peygamber olduğunu söyledi. köylüler adama inanmadılar, ‘ispat et!’ dediler.
adam karşılarındaki eski suru gösterdi ve ‘eğer bu duvar konuşur ve benim peygamber olduğumu söylerse inanır mısınız?’ diye sordu.
köylüler , ‘elhak , inanırız!’ dediler.
adam duvara döndü ve elini uzatarak, ‘konuş ya duvar!’ buyurdu.
bunun üzerine duvar dile geldi ve şöyle dedi:
‘bu adam peygamber değildir. sizi kandırıyor. peygamber değildir.’
devamını gör...
290.
"anladım ki, insanları yaşatan tek şey sevgidir. seven insan tanrı'ya yaklaşır, tanrı da ona. çünkü o sevgiyi yaratandır."
- insan ne ile yaşar - lev tolstoy-
- insan ne ile yaşar - lev tolstoy-
devamını gör...
291.
devamını gör...
292.
-hayatta üç yanlışım oldu olric.
-ne gibi efendim?
-tanıdım, inandım, güvendim. ama bir doğrum oldu.
-o nedir efendim?
-sevdim olric. fakat sen de bilirsin ki, üç yanlış bir doğruyu götürür.
oğuz atay - tutunamayanlar
-ne gibi efendim?
-tanıdım, inandım, güvendim. ama bir doğrum oldu.
-o nedir efendim?
-sevdim olric. fakat sen de bilirsin ki, üç yanlış bir doğruyu götürür.
oğuz atay - tutunamayanlar
devamını gör...
293.
“bir kere aşık oldum- aşk dedikleri şey bizi doğruca cennetin kapılarına götüren, aynı anda kapıların sonsuza dek kapalı olduğunu gösteren bir zulümmüş meğer.”
s•43
vişnenin cinsiyeti- jeanette winterson
s•43
vişnenin cinsiyeti- jeanette winterson
devamını gör...
294.
geceleri mutluluktan ağlıyordum; sabahları pişmanlıktan.
vadideki zambak
vadideki zambak
devamını gör...
295.
ne garip bir oyuncak şu insan! yürür, konuşur ve acı çeker. 70 kilodur. kendisine, çevresine ait hiçbir şey bilmez. bir nevi ıstırap makinesi. iplerini başkaları çeker. hantal ve şapşal bir robot. neye sevinir bilinmez. sınırsız olan yalnız hayalleri ve acı kabiliyeti. etten bir kafes ve aciz içinde çırpınan bir ruh. vücut araba, akıl arabacı. ama gözleri bağlı arabacının, arabaya hükmeden atlar... buda haklı: varolmak için yok olmak lazım, parça bütüne kavuşacak ki hasret bitsin. bütün musiki, bütün şiir, bütün aşk bu bir çuval kemik, bu asi ten, bu aptalca endişeler ne olacak? ne olacağını bilen var mı? kader hep oynayamayacağı roller yükler insana ve ıslıklar. alkış sahtekarların.
cemil meriç - jurnal
cemil meriç - jurnal
devamını gör...
296.
dediklerine bakılırsa, özel mülkiyetin ortaya çıkmasının ve gelişmesinin başlıca sebebi, tek tek her insanın kendisine ait ayrı evi, çocukları ve karısı olmasıymış. onlara göre, bu durum bencil bir sevgi doğurur. çünkü oğlumuzun servetini ve mevkisini yükseltmek, mülklerimize mirasçı bırakmak için, zenginsek ve soyumuzun sopumuzun gücüne güvenip hiçbir şeyden korku duymuyorsak, hepimiz ya devletin elindekileri kapmaya hazır hale geliriz ya da fazla bir nüfuzumuz yoksa, kaynaklarımız yetersizse ve vasat bir aileden geliyorsak, açgözlü, dalavereci, ikiyüzlü oluruz. oysa bencil sevgiyi bir tarafa atmış olsak, ortada sadece topluma duyduğumuz sevgi kalacak.
tommaso campanella-güneş ülkesi
not: kitabı okumak isteyenler önce thomas more'un ütopya kitabını okurlarsa bu kitaptan çok daha fazla keyif alırlar.
tommaso campanella-güneş ülkesi
not: kitabı okumak isteyenler önce thomas more'un ütopya kitabını okurlarsa bu kitaptan çok daha fazla keyif alırlar.
devamını gör...
297.
"o güzelim gözlerin hakkını hangi ressam verebilir ki? "
gurur ve önyargı, jane austen
gurur ve önyargı, jane austen
devamını gör...
298.
"iyi adamlar yalnızlıktan ölüyor, iyi kadınlar kötü adamların balkonundan gökyüzüne bakarken."
dostoyevski/beyaz geceler
dostoyevski/beyaz geceler
devamını gör...
299.
"sen bana bir kahve yap, ben de sana hayat yaşanabilir bir şeymiş gibi yapayım."
devamını gör...
300.
"ulan bana neyin yakışıp neyin yakışmadığını söyleme!"
birinin sana bunu sürekli söylemesi lazımmış be ismet. paris hilton gibi auran vardı. başıboş bıraktık mı yıldız tilbe'ye dönüyordun.
mahalleden arkadaşlar-selçuk aydemir
birinin sana bunu sürekli söylemesi lazımmış be ismet. paris hilton gibi auran vardı. başıboş bıraktık mı yıldız tilbe'ye dönüyordun.
mahalleden arkadaşlar-selçuk aydemir
devamını gör...