okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
başlık "balkon insanı" tarafından 15.11.2020 12:53 tarihinde açılmıştır.
1001.
"kâğıt kalem çıkarıp seni hatırlamamak mümkün mü diye yazmaya başlıyorum.
...
kaderin birdenbire çarpıcılıkla ortaya çıktığı bu kaza ile bu teslimiyet ve yaradana sığınma arasında birkaç saniye derin bir başıboşluk yaşadım. şüphe mi hayır isyan mı hayır bunların hiçbirine uzantısı olmayan fakat bizim sınırında durmaya mecbur kaldığımız gerçeğin üzerimize bırakılırken doğurduğu deprem.
...
seni hatırlamamak mümkün mü diye yazmaya devam ettim." *
...
kaderin birdenbire çarpıcılıkla ortaya çıktığı bu kaza ile bu teslimiyet ve yaradana sığınma arasında birkaç saniye derin bir başıboşluk yaşadım. şüphe mi hayır isyan mı hayır bunların hiçbirine uzantısı olmayan fakat bizim sınırında durmaya mecbur kaldığımız gerçeğin üzerimize bırakılırken doğurduğu deprem.
...
seni hatırlamamak mümkün mü diye yazmaya devam ettim." *
devamını gör...
1002.
1003.
“she’s totally a geek. and so sweet my teeth ache when ı look at her.”
devamını gör...
1004.
"ahlaki yaraların gizlenseler de asla kapanmamak gibi bir özellikleri vardır; dokunulduklarında ağrımaya, kanamaya hazırdırlar; yürekte canlı ve açık beklerler."
devamını gör...
1005.
"biyografi, otobiyografi, kronoloji, bir düşünürü anlayabilmek için başvurmamız gereken ikincil malzeme. asıl çaba, onu eserlerinden tanımaya çalışmak, satır satır, paragraf paragraf, sayfa sayfa, cilt cilt."
cemil meriç
cemil meriç
devamını gör...
1006.
"kupkuru bir fotoğraf koleksiyonerliği derdine düşmüş insanların, gördükleri bir deneyimi yaşayıp içselleştirmek yerine, o deneyimi dondurup içeriksizleştirme takıntılarını ben de oldum olası anlamsız bulurdum zaten."
ne için varsan onun için yaşa - sayfa 99 ~ bölüm 17
ne için varsan onun için yaşa - sayfa 99 ~ bölüm 17
devamını gör...
1007.
olgu karşısında duruyordu işte: açıklayan bir hoca olmaksızın kendi başlarına öğrenmişlerdi. bir kere olmuş olan her zaman için mümkündür.
kurucu bunu öngörmüştü: evrensel eğitim tutunamayacaktı. ama, diye eklemişti, ölmeyecekti de.
cahil hoca-jacques rancière
kurucu bunu öngörmüştü: evrensel eğitim tutunamayacaktı. ama, diye eklemişti, ölmeyecekti de.
cahil hoca-jacques rancière
devamını gör...
1008.
her şey bir ve tek şeydir. ve bir şey istediğin zaman, bütün evren arzunun gerçekleşmesi için işbirliği yapar.
simyacı
simyacı
devamını gör...
1009.
"ah, neler hissediyorum da tahlil edemiyorum... bir şey yazmak, o duygularımın içinden bir şey çıkarmak istiyorum ama bir kere ne yazmak istediğime karar verebilsem... şurada -beynini gösteriyordu- bir şey var, bir şey duyuyorum ama rüyalarda tutulamayan şekiller gibi parmaklarımın arasından kaçıyor. bilir misin nasıl bir şey? bak şu gökyüzüne, ne görüyorsun? cam gibi bir deniz... gözlerinle onun içine girmeye çalış. o mavilikleri yırtmak için uğraş, ne görüyorsun? mavi... daima mavi... değil mi? sonra, bak ayağımızın altındaki toprağa, ne buluyorsun? donuk siyah bir renk... of! o karanlık tabakaları parçalayarak içeriye bir bakış at. in, in, ne kadar inebilmek mümkünse o kadar in, ne buluyorsun? o siyahlıklar içinde ne buluyorsun? siyah... daima siyah... değil mi? işte öyle bir şey yazmak istiyorum ki üstüne bakılsa mavi, daima mavi, altına bakılsa siyah, daima siyah... bir şey ki mavi ve siyah olsun. hasta mıyım? bilemiyorum. fakat ah! ne yazmak istediğimi bilsem, onu şöyle karşımda şekillenmiş, resmedilmiş görmek mümkün olsa, işte o zaman zannediyorum ki artık ölebilirim. hayattan tamamen nasibini almış bir adam olarak gözlerimi kapayabilirim."
mai ve siyah/halit ziya uşaklıgil
mai ve siyah/halit ziya uşaklıgil
devamını gör...
1010.
devamını gör...
1011.
bir sanat eseri benzersiz bir mizacın benzersiz sonucudur.sanatçı başkalarının ne istediğini fark ettiği ve talebi karşılamaya çalıştığı an sanatçı olmaktan çıkar ve sıkıcı ya da eğlendirici bir zanaatkâr,namuslu ya da namussuz bir tüccar olur.
devamını gör...
1012.
ne derler bilirsin. alaycı kuş şarkısını söyleyene kadar gösteri sona ermez.
devamını gör...
1013.
derinliği olan her şey maskeyi sever
derinliği olan her ruh, bir maskeye gereksinim duyar; dahası, her derin ruhun etrafında bir maske peyda olarak sürekli büyür ve buna neden olan şey de onun ağzından çıkan her sözün, attığı her adımın, ortaya koyduğu her işaretinin sürekli olarak hatalı yani yuzeysel bir biçimde yorumlanmasıdır.
f.nietsche iyiliğin ve kötülüğün ötesinde
derinliği olan her ruh, bir maskeye gereksinim duyar; dahası, her derin ruhun etrafında bir maske peyda olarak sürekli büyür ve buna neden olan şey de onun ağzından çıkan her sözün, attığı her adımın, ortaya koyduğu her işaretinin sürekli olarak hatalı yani yuzeysel bir biçimde yorumlanmasıdır.
f.nietsche iyiliğin ve kötülüğün ötesinde
devamını gör...
1014.
domuzların çığlıkları dışında her şeylerini kullandılar.
şikago mezbahaları
şikago mezbahaları
devamını gör...
1015.
gösterişli olmasa da komutanın odası üste gördüğü her yerden daha güzeldi. hoff'un çalışma masasının karşısındaki deri sandalyeye oturması söylendiğinde, en azından ölüm cezasının kendisine haysiyetli bir şekilde bildirileceğine memnun oldu. bir snow olduğunu unutma, diye düşündü. haysiyetini kaybetmeden bitir bu hayatı.*
devamını gör...
1016.
yirmi yaşında. odasının duvarları bomboş.
devamını gör...
1017.
-20li yaşlarındaki depresif, üzgün kızların yalnızlığı eğlendiriyordu
-lucifer, dipnot: sf 53.
-lucifer, dipnot: sf 53.
devamını gör...
1018.
asr'a yemin olsun ki insan hüsrandadır....
devamını gör...
1019.
nietzsche'ye göre, ruh sağlığı gayet yerinde olan bir insan geriye bakıp bütün hayatını gözden geçirdikten sonra coşkuyla ayağa kalkıp "oyunun ve performansın tamamına" "da capo!" - bir daha! bir daha! tekrar en baştan!- diye haykırabilmeliydi. bu fikir onun en büyük esin kaynağıydı. sağlığı tamamen yerinde olan bir insanın "en büyük coşkuyla arzulayacağı şey" kendi hayatının sonsuz bir zaman boyunca "bengi dönüşü"dür (ewige wiederkehr) - kötü parçaları atılarak ayrılmış haliyle değil, tam olarak aynı hayatı, ne kadar acı ve utanç verici olursa olsun, en ufak ayrıntısına kadar ister. nietzsche'nin kendi amacı da bunu yapabilmek, hayatına "da capo!" diye haykıracak bir noktaya ulaşabilmekti.
nietzche, julian young, çev. bülent o. doğan, türkiye iş bankası kültür yayınları, 4. basım, şubat 2021, istanbul, s.3
nietzche, julian young, çev. bülent o. doğan, türkiye iş bankası kültür yayınları, 4. basım, şubat 2021, istanbul, s.3
devamını gör...
1020.
"yumuşak huylu kişilerin ince çerçeveli ya da çerçevesiz gözlükleri tercih ettikleri görülür. böylelikle bilinçsiz de olsa, karşılarındakini bakışlarıyla ürkütmeksizin daha iyi görebilme olanağı kazanır ve karşı-saldırganlık uyandırmamaya çalışırlar."
çıplak maymun - desmond morris
çıplak maymun - desmond morris
devamını gör...