türkçe adı: elemental: doğanın güçleri
2023 pixar yapımı amerikan animasyon filmidir. peter sohn'un yönetmeni olduğu bu eserde; ateşli bir kadın olan ember ve akıntıya uyum sağlayan bir adam olan wade'in eğlenceli hikayesini izleriz. bunlar; ateş, su, hava ve toprak varlıklarının birlikte yaşadıkları bir şehirdedirler ve burada elementsel bir şey keşfederler: aslında ne kadar çok ortak yönlerinin olduğunu.
2023 pixar yapımı amerikan animasyon filmidir. peter sohn'un yönetmeni olduğu bu eserde; ateşli bir kadın olan ember ve akıntıya uyum sağlayan bir adam olan wade'in eğlenceli hikayesini izleriz. bunlar; ateş, su, hava ve toprak varlıklarının birlikte yaşadıkları bir şehirdedirler ve burada elementsel bir şey keşfederler: aslında ne kadar çok ortak yönlerinin olduğunu.
yönetmen:
peter sohn
seslendirenler:
leah lewis
mamoudou athie
ronnie del carmen
shila ommi
wendi mclendon-covey
peter sohn
seslendirenler:
leah lewis
mamoudou athie
ronnie del carmen
shila ommi
wendi mclendon-covey
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "godspeed" tarafından 25.01.2023 02:26 tarihinde açılmıştır.
1.
ba-yıl-dım!!!!!
sözlüğünüzün delisi ayağınıza geldi efenim, yine, yeni ve yeniden ben! hem de bir animasyonla!
daha yeni tapteze bir animasyon kendileri, 2023 peter sohn yönetmenliğinde, üstelik pixar yapımı. tadından yenmez bir film neticede.
sinemada izlemediyseniz çok şey kaçırdınız ben gibi. zira film başlamadan önce yukarı bak animasyonundan bir kesit gösterilmiş. onu izleyemediğim için bir miktar buruğum elbette. fakat bu film, bu animasyon.... tamam dedim ya, işte senin beklentini karşıladı. beklemene değdi!
geleneğim olan "kimmiş kimlerdenmiş" kısmına girmeyeceğim zaten yukarıda yeterince bahsettim diye umuyorum. geçelim bol spoilerlı kısma. bakın uyarıyorum bol bol spoilerlı!!!!
birilerine karşı duyduğumuz sorumluluklar, bilmeden sırtlandığımız yükler var sırtımızda. korktuğumuzu bilmesek de hani o taşın altına elimizi koyarız ya, öyle ağır sorumluluklar. ember, hiç bilmeden ve aslında hiç de istemeden bir taşın altına elini koymuş. bu ona o kadar ağır gelmiş ki öfkesiyle dışa vurmuş ama kimse görmemiş, kimse duymamış işte.
tanıdık gelmedi mi? oysa bana hiç yabancı değildi. belki de bu yüzden her replikte bir şeyler buldum kendime.
"bazen öfkeme hakim olamadığımda kendime, duymaya hazır olmadığım bir şey söylüyorum gibi geliyor"
ember ve wade, zamanlaması mükemmel bir anda tanışıyorlar. biri suyken biri ateş... ne kadar da imkansız ama...
peki ya aslında, olmaz dediklerimiz olur da bir mucize bizi kucaklarsa? ince ince işlenen bir aşk hikayesi, zıt kutuplar kuramı ya da en basitinden "biz ayrı dünyaların insanıyız cevdet" cümlesi. öyle güzel işlenmiş ki.... yahu ben daha ne diyeyim.
"ateşçede bir kelime var; tishok. ışığı yanarken kucakla çünkü sonsuza dek yanmayacak anlamına geliyor."
herbiri muazzam detaylardı. sanırım aşık oldum a dostlar, hem de bir filme. ben hem türkçe hem de alt yazılı versiyonunu izledim. filmde kötü bulduğum tek detay isimlerin türkçeleştirilmesiydi. ember olmuş ateş, wade olmuş deniz... ne alaka bebeğim ne alaka? özel isimlerin çevrildiği hangi evrende görülmüş?
onun dışında ateş ailesini abartı bulanlar olmuş fakat ben baba karakterini hiç yadırgamadım. öte yandan ember'ın annesi müthiş tatlıydı. özellikle ona aşk falı baktırmaya gelenlere uyguladığı tarife, kahkaha attım.
evet, mizah eksikliği olabilir fakat film bana daha çok dram tadı verdi. bu yüzden de hiç umursamadım. daha doğrusu varsa bir eksiklik fark etmedim bile. gözümden bir iki damla yaş akıttığı gerçeğini de es geçemem. *
az kalsın unutuyordum, seni sevmiyorum dediği kısımda, o sahneyi kim tasarladıysa getirin alnından öpeceğim. bulun bana o dehayı....
velhasıl kelam, beklentilerimi karşılayan, yüzümde gülümseme bırakan tatlı bir yapımdı. hatta bana film bitiş sahnelerini * bile izlettirdi. sanki onlar bize "devamında bunlar oldu" deme şekilleriydi. şu dakika deseler ki, atun bu filmin ikincisi çıkıyor, yana yakıla beklerim.
demem o ki, izleyin izlettirin.
yine yeni ve yeniden buluşuncaya dek, bol film izlemeli günler dilerim.
-sözlüğünüzün delisi!
"ne tuhaf, bunca zaman seni güçlü biri sanmıştım. meğerse korkuyormuşsun."
dip not: nasıl ama, sonda alıntıyı verir kaçarım, hiç anlamazsınız.
sözlüğünüzün delisi ayağınıza geldi efenim, yine, yeni ve yeniden ben! hem de bir animasyonla!
daha yeni tapteze bir animasyon kendileri, 2023 peter sohn yönetmenliğinde, üstelik pixar yapımı. tadından yenmez bir film neticede.
sinemada izlemediyseniz çok şey kaçırdınız ben gibi. zira film başlamadan önce yukarı bak animasyonundan bir kesit gösterilmiş. onu izleyemediğim için bir miktar buruğum elbette. fakat bu film, bu animasyon.... tamam dedim ya, işte senin beklentini karşıladı. beklemene değdi!
geleneğim olan "kimmiş kimlerdenmiş" kısmına girmeyeceğim zaten yukarıda yeterince bahsettim diye umuyorum. geçelim bol spoilerlı kısma. bakın uyarıyorum bol bol spoilerlı!!!!
birilerine karşı duyduğumuz sorumluluklar, bilmeden sırtlandığımız yükler var sırtımızda. korktuğumuzu bilmesek de hani o taşın altına elimizi koyarız ya, öyle ağır sorumluluklar. ember, hiç bilmeden ve aslında hiç de istemeden bir taşın altına elini koymuş. bu ona o kadar ağır gelmiş ki öfkesiyle dışa vurmuş ama kimse görmemiş, kimse duymamış işte.
tanıdık gelmedi mi? oysa bana hiç yabancı değildi. belki de bu yüzden her replikte bir şeyler buldum kendime.
"bazen öfkeme hakim olamadığımda kendime, duymaya hazır olmadığım bir şey söylüyorum gibi geliyor"
ember ve wade, zamanlaması mükemmel bir anda tanışıyorlar. biri suyken biri ateş... ne kadar da imkansız ama...
peki ya aslında, olmaz dediklerimiz olur da bir mucize bizi kucaklarsa? ince ince işlenen bir aşk hikayesi, zıt kutuplar kuramı ya da en basitinden "biz ayrı dünyaların insanıyız cevdet" cümlesi. öyle güzel işlenmiş ki.... yahu ben daha ne diyeyim.
"ateşçede bir kelime var; tishok. ışığı yanarken kucakla çünkü sonsuza dek yanmayacak anlamına geliyor."
herbiri muazzam detaylardı. sanırım aşık oldum a dostlar, hem de bir filme. ben hem türkçe hem de alt yazılı versiyonunu izledim. filmde kötü bulduğum tek detay isimlerin türkçeleştirilmesiydi. ember olmuş ateş, wade olmuş deniz... ne alaka bebeğim ne alaka? özel isimlerin çevrildiği hangi evrende görülmüş?
onun dışında ateş ailesini abartı bulanlar olmuş fakat ben baba karakterini hiç yadırgamadım. öte yandan ember'ın annesi müthiş tatlıydı. özellikle ona aşk falı baktırmaya gelenlere uyguladığı tarife, kahkaha attım.
evet, mizah eksikliği olabilir fakat film bana daha çok dram tadı verdi. bu yüzden de hiç umursamadım. daha doğrusu varsa bir eksiklik fark etmedim bile. gözümden bir iki damla yaş akıttığı gerçeğini de es geçemem. *
az kalsın unutuyordum, seni sevmiyorum dediği kısımda, o sahneyi kim tasarladıysa getirin alnından öpeceğim. bulun bana o dehayı....
velhasıl kelam, beklentilerimi karşılayan, yüzümde gülümseme bırakan tatlı bir yapımdı. hatta bana film bitiş sahnelerini * bile izlettirdi. sanki onlar bize "devamında bunlar oldu" deme şekilleriydi. şu dakika deseler ki, atun bu filmin ikincisi çıkıyor, yana yakıla beklerim.
demem o ki, izleyin izlettirin.
yine yeni ve yeniden buluşuncaya dek, bol film izlemeli günler dilerim.
-sözlüğünüzün delisi!
"ne tuhaf, bunca zaman seni güçlü biri sanmıştım. meğerse korkuyormuşsun."
dip not: nasıl ama, sonda alıntıyı verir kaçarım, hiç anlamazsınız.
devamını gör...
2.
bir peter sohn filmidir.
filmin senaryosunu john hoberg, kat likkel ve brenda hsueh yazmıştır. animasyon film 96. akademi ödüllerinde en iyi animasyon film dalında oscar ödülüne aday gösterilmiştir. muhtemelen nimona (film) ile bir yarışmaya girecektir.
filmi izlerken yine pixar yapımı olan ters yüz filmi geldi aklıma. hem görsel olarak hem de konunun işlenişi açısından iki film arasında çok belirgin benzerlikler var.
elementler şehrinde geçen hikayemizin baş kahramanı ailesi ile buraya göç etmiş olan ember'dir. ember bir ateştir ve kenar mahallede babası tarafından işletilen fireplace isimli dükkanı devralacağı günü beklemektedir.
bu esnada işlerinde çok da başarılı olmayan ama insanlarla bağ kurma konusunda başarılı ve bir de üstüne su olan wade ile tanışır ve aralarında bir yakınlık başlar.
film farklılıkların kucaklanması üzerine çok güzel göndermeler yapan, insanların kendilerinden farklı olan herkese karşı hissettikleri nefret ve korkuyu eleştiren çok güzel bir animasyon olmuş.
filmi çok beğendim ama sanki yine bir formül çerçevesinde çekilmiş filmlerden biri gibi geldi bana. sanırım ödül töreninde nimona (film) daha avantajlı.
filmin senaryosunu john hoberg, kat likkel ve brenda hsueh yazmıştır. animasyon film 96. akademi ödüllerinde en iyi animasyon film dalında oscar ödülüne aday gösterilmiştir. muhtemelen nimona (film) ile bir yarışmaya girecektir.
filmi izlerken yine pixar yapımı olan ters yüz filmi geldi aklıma. hem görsel olarak hem de konunun işlenişi açısından iki film arasında çok belirgin benzerlikler var.
elementler şehrinde geçen hikayemizin baş kahramanı ailesi ile buraya göç etmiş olan ember'dir. ember bir ateştir ve kenar mahallede babası tarafından işletilen fireplace isimli dükkanı devralacağı günü beklemektedir.
bu esnada işlerinde çok da başarılı olmayan ama insanlarla bağ kurma konusunda başarılı ve bir de üstüne su olan wade ile tanışır ve aralarında bir yakınlık başlar.
film farklılıkların kucaklanması üzerine çok güzel göndermeler yapan, insanların kendilerinden farklı olan herkese karşı hissettikleri nefret ve korkuyu eleştiren çok güzel bir animasyon olmuş.
filmi çok beğendim ama sanki yine bir formül çerçevesinde çekilmiş filmlerden biri gibi geldi bana. sanırım ödül töreninde nimona (film) daha avantajlı.
devamını gör...
3.
oldukça sevdiğim inside out’un yapıldığı pixar stüdyolarından çıkan ve beni duygusal anlamda hazırlıksız yakalayan aşırı sevimli ve izlenesi animasyon.
böyle şeyleri listeme ekleyebildiğim için şanslı sayıyorum kendimi. bir animasyon filminde de ağlanmazdı bence, en son adam sandler’a ağladığımda böyle saçma hissetmiştim.
ailesinin istediği gibi bir evlat olmak için onların hayallerine göre yaşayıp kendini feda etmeye hazırlanan ember karakterinin her şeyin üstüne kendine taban tabana zıt su adam wade’e aşık olarak olayları daha ne kadar komplike hale getirebilirim macerasını izletiyor.
şehrin her detayı çok güzeldi. çocuk su buharı taşıyan okul servisinin çocukları bırakıp aldıkça yükselip alçalması, nehir şeklinde yolcu bırakıp etrafı sulayan yolcu gemileri, yüksek hızlı trenleri, ateş halkının şehrin bir ucunda yaşadığı fakir hayatıyla birçok mesaj çıkarabileceğiniz renkli bir dünya oluşturmuşlar.
ember’ın babasına aslında işi istemediğini söylediğinde babasının esas hayalin dükkan değil kızın kendisi olduğunu söylemesi ve desteklemesi, wade ölümüne buharlaşırken ember’ın sensiz bir dünyada yaşayamam itirafı, wade öldü zannederken kelebek böcekle ağlatılarak geri döndürülmesi, ühüh, ağlamıyorum hayır.
ve pek tabii;
“ışığı yanarken kucakla çünkü sonsuza dek sürmeyecek.”
böyle şeyleri listeme ekleyebildiğim için şanslı sayıyorum kendimi. bir animasyon filminde de ağlanmazdı bence, en son adam sandler’a ağladığımda böyle saçma hissetmiştim.
ailesinin istediği gibi bir evlat olmak için onların hayallerine göre yaşayıp kendini feda etmeye hazırlanan ember karakterinin her şeyin üstüne kendine taban tabana zıt su adam wade’e aşık olarak olayları daha ne kadar komplike hale getirebilirim macerasını izletiyor.
şehrin her detayı çok güzeldi. çocuk su buharı taşıyan okul servisinin çocukları bırakıp aldıkça yükselip alçalması, nehir şeklinde yolcu bırakıp etrafı sulayan yolcu gemileri, yüksek hızlı trenleri, ateş halkının şehrin bir ucunda yaşadığı fakir hayatıyla birçok mesaj çıkarabileceğiniz renkli bir dünya oluşturmuşlar.
ember’ın babasına aslında işi istemediğini söylediğinde babasının esas hayalin dükkan değil kızın kendisi olduğunu söylemesi ve desteklemesi, wade ölümüne buharlaşırken ember’ın sensiz bir dünyada yaşayamam itirafı, wade öldü zannederken kelebek böcekle ağlatılarak geri döndürülmesi, ühüh, ağlamıyorum hayır.
ve pek tabii;
“ışığı yanarken kucakla çünkü sonsuza dek sürmeyecek.”
devamını gör...
4.
elemental izlediğim andan itibaren beni eskilerime götürdü. bir zamanlar ateş ve su oyunu oldukça popülerdi ve eskiden herkes bu oyunu en azından 1 kere oynamıştır. ben ve küçük kuzenim ise bunu bize her geldiklerinde oynardık sayısız kez oyuna baştan başlasak da asla oynamaktan bıkmazdık. üstünden seneler geçse de kuzenimle hala bu oyunu nasıl deliler gibi oynamamız hakkında konuşur güleriz. ve şimdi de bunun animasyonunu izlemek oldukça garip bir karmaşasına sokuyor beni.
konu ve karakterler oldukça eğlenceli, özellikle su karakteri şapşallıklarıyla her seferinde güldürmekte ancak ateş karakterinin duruşu muazzam..
kendi akrabalarından, ülkesinden uzakta doğan bir kız çocuğu ailesine özelliklede babasına karşı kendini kanıtlama çabası oldukça etkileyici. kahramanın bir şeyleri başarmak, sonunda hayata ve ailesine karşı kendi isteklerini savunması, kendi isteklerine göre hayatını şekillendirmeye çalışması gayet hoş.
bütün zıtlıklarına rağmen sevgi için, birbirleri için olanakları zorlamaları, oldurmaya çalışmaları çok tatlı.
ailece oturup izleyebileceğiniz güzel bir animasyon. şu dönemde çocuklarla izlenecek animasyon sayısının azlığına bakacak olursak böyle güzel animasyonu kaçırmamak gerektiğini düşünüyorum.
şimdiden keyifli,huzurlu, eğlenceli seyirler dilerim.
konu ve karakterler oldukça eğlenceli, özellikle su karakteri şapşallıklarıyla her seferinde güldürmekte ancak ateş karakterinin duruşu muazzam..
kendi akrabalarından, ülkesinden uzakta doğan bir kız çocuğu ailesine özelliklede babasına karşı kendini kanıtlama çabası oldukça etkileyici. kahramanın bir şeyleri başarmak, sonunda hayata ve ailesine karşı kendi isteklerini savunması, kendi isteklerine göre hayatını şekillendirmeye çalışması gayet hoş.
bütün zıtlıklarına rağmen sevgi için, birbirleri için olanakları zorlamaları, oldurmaya çalışmaları çok tatlı.
ailece oturup izleyebileceğiniz güzel bir animasyon. şu dönemde çocuklarla izlenecek animasyon sayısının azlığına bakacak olursak böyle güzel animasyonu kaçırmamak gerektiğini düşünüyorum.
şimdiden keyifli,huzurlu, eğlenceli seyirler dilerim.
devamını gör...