1990'ların başında rahmetli kayahan'ın söylediği çocuk şarkısı. şarkı çalarken fonda çizgi film kahramanları tom ve jerry iksir içip bir anda deve dönüşüyorlar ya da temel reis ıspanağını yiyip pazularını şişiriyordu.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

eksik tanım kalır.hayatın en güzel , en masum ,en fedakar yanı. allah eksikliklerini göstermesin tüm annelerin.
devamını gör...

“benden önce söylenmiş sözlerin haklılığına kızdığım oldu zamanında ama inandığımda..
ömrümde her şarkı başka bir kapı açtı..
bu şarkını ardında sen bu kapını ardındaysa benden önce söylenmiş sözler vardı..

seçtiğimiz hayatlar mı bunlar? seçtiklerimiz mi?
bunca yokluk, bunca kırıklık, bunca acı
seçtiklerimiz evet..
hayat bu sevgilim çoktan seçmeli
senin aşkınsa bir dönem ödevi..

bir şarkı tuttum sevgilim bir kapı açtım ikimize
ikimiz çokmuşuz meğer bu resme
kapatmadan bu kapıyı yinede
bu yaralar bereler sanadır bileler

çok canım yanıyordu, gördüklerimden ve göreceklerimden benim kanayan dizlerim yoktu hayatta bitek
benimde kanattıklarım vardı elbet
ezdiğim kumlar ve geçtiğim yollar hala gölgemi taşıyorlar
hani demiştim ya en başında
ne ayrılıklar ne aşklar ne başlangıçlar diye
yani demem o ki çok zor günler geçirdim vaktiyle

bu şarkı sadece benimdi sevgilim
ve ben büyük bahçeler istemiştim ikimize
yazmışsın ya "onu sevebileceğimi düşünmüştüm" diye
işte o günden beri, beklide bu yüzden sadece
bu yaralar bereler sanayadı, bileler göreler aşkımı
şahidim gökkubbe.”

iclal aydın şiiri.
devamını gör...

kardeşlerimle oturup her birimize eşit bir şekilde dağıttıktan sonra süte batırıp yediğimiz atıştırmalık.
devamını gör...

ah be kardeşim.
ah be .
bir bardak suyu tutamadım , bir yudum su dahi içemedim öyle tıkandım kaldım.
ah.

covid-19’a yakalandığı için çalışamayan fedai kuşçu, cebindeki 12 tl’yi eşine bırakarak yaşamına son verdi. öte yandan akp’li canikli, dün akşam yaptığı açıklamada ‘128 milyar dolar nerede?’ sorusuna “36 milyar dolar hane halkının elinde” demişti ancak türkiye’de insanlar yoksulluktan canına kıyıyor. üç çocuk babası fedai kuşçu, işkur üzerinden bir devlet okulunda geçici olarak asgari ücret ile çalışıyordu. covid-19’a yakalanan kuşçu, bu süre içinde çalışamadığı için ücretini alamadı. bakkala ve çevreye borçlarını ödemekte zorlanan kuşçu, pazar günü eşine cebindeki 12 lirayı verdi ve “allahaısmarladık” dedikten sonra evin balkonundan kendini boşluğa bıraktı.
devamını gör...

bireyin belli hastalıklara karşı doğuştan sahip olduğu direnç biçimi doğuştan bağışıklık tır.
devamını gör...

tevfik fikret şiiri.

ilel 'ebed... bu tahayyül verirdi neş'e bana;
ilel'ebed onu sevmek, ilel'ebed, millim
fakat hayatfeza
bir ibtila ile sevmekti en güzel emelim.

tasavvur-i ebediyyet hayat ü sevdada,
bu bir hayal idi, lakin hayal-i dilberdi;
evet, bu rü'yada
cinanı görmeğe benzerdi, rühperverdi!

yazık! şu neş'emi tesmim ederdi hiss-i firak,
düşerdi ruhuma her ayrılışta bir ahker;
evet, bu his, bu merak
verirdi aşkıma bir hadşe-i melalaver.

güler görür de o çeşm-i siyahı ağlardım,
cihanda bir bu iken rühumun temennası;
evet, ben anlardım:
o tatlı giryelerin ayrılıktı manası.

geçip tehaşi-i firkatle hep leyal-i visal
sabah olurdu sükfin bulmadan tahassürler;
evet, geçerdi leyal,
büyürdü beslenip ümmid ile teessürler.

ilel' ebed... iki ruh-i muaşıkın bu ümid,
bu va'd-ı muğfil-i sevda penah-ı kalbiydi;
fakat ne fikr-i ba'id:
hayat-ı zail içinde muhabbet-i ebedi!

ölünceyedek

ölünceye... bu tahayyül verirdi neşe bana;
ölünceye onu sevmek, ölünceye, üzücü
fakat hayat veren
bir iptila ile sevmekti en güzel emelim.

hayatta, sevgide sonsuzluğun düşüntüsü; bu
bu bir kuruntu, fakat pek güzel kuruntuydu;
evet, bu düşlerde
tutun ki cenneti görmekti, ruhu beslerdi.

yazık! sevinci zehirferdi ayrılık duyusu,
düşerdi ruhuma bir kor her ayrılık vakti;
evet, bu his, bu merak
verirdi aşkıma bir keskin ağrı, gam getiren.

güler görüp o siyah gözleri ben ağlardım,
cihanda salt bu iken ruhumun tek istediği;
evet, ben anlardım:
o tatlı gözyaşının ayrılıktı anlamı hep.

geçerdi gitmesinin korkusuyla hep geceler,
sabah olurdu durulmaksızın bu özlemler;
evet, geçer geceler,
büyürdü ağrımalar beslenip umutlarla.

ölünceye... iki sevdalı ruh için bu umut,
bu aldatan sözü aşkın ki kalbe sığ'naktı;
fakat ne boş düşünüş:
ölümlü bir yaşamın ortasında ölmeyen aşk!
devamını gör...

korona sayesinde ilgi alanıma girmiştir. evin balkonunu seraya çevirdiğim doğrudur. bakimi kolay bir bitkidir. kendileri kışın,ekim-kasım ayları gibi havanın soğumasıyla kış uykusuna yatar bu süre zarfında su verilmez, toprak çok kurursa ve suya ihtiyaç duyarsa belki ayda 1 su verilebilir. kışın bitmesiyle nisan- mayis aylarında kış uykusundan uyanan kaktüsümüz çiçek açmaya baslar. evet şaşırmayın kaktüsler de çiçek acar. yazın 10,15 günde toprağın kurumasıyla su verip uyandırılan kaktüsün birçok çeşidi vardır. halk arasında kaynana dili,kaynana topuzu, leş kaktus, tavsan kulağı kaktüs gibi isimler verilmiştir. leş kaktüs adı gibi çok kötü kokar. kaktüsler uygun gübre genelde sıvı besin takviyeleri yapılır, çok sık yavru verirler. çok sık saksı değişimini sevmezler. alanları dar olmalı kaktüslerin, geniş saksıları sevmezler. ev ici dekorunda çok sık kullanılsa da aslında kaktüsler açık ve hava alan alanlari daha çok severler. gelişimleri daha iyi olur. altı delikli saksıları tercih edebilirsiniz. suyu tutmayan topraklar onlar için daha iyidir. çünkü dikenleri sayesinde gereken su ihtiyaçlarını bünyelerinde tutarlar. unutmayın kaktüsler susuzluktan değil çok sulanmaktan çürür ve ölürler.
devamını gör...

asansör beklerken bir türlü gelmedi. sinirlendim biraz. acelem var ve o kadar kat çıkamam. tam küfürü bastım asansörün kapısı açıldı. içinden adam çıktı jartiyerli. dedim noluyo? şaka şaka. işte adam çıktı. ben utandım tabii. bitti.
devamını gör...

sıfır sayısının aslında olmayan yalnızca ve yalnızca hayal ürünü, fiktif bir sayı olduğunun aslında biraz üstünde düşününce anlaşılabilecek bir gerçek midir? evet öyledir.

sıfır aslında yoktur, elde olmayandır... ''yok'' ya da elde olmayanı bir rakamı, sayı düzeninin içine dahil etmiş olmak ise mantıksızlığın aslında en saf halinden başka bir şey değildir.

yukarıda yazılanlar okuyanlara son derece gülünç, eğlenceli gelebilir ancak asıl gülünç olan, aslında hiç var olmayan, var olmamış ve var olmayacak, düş ürünü bir sayıyla bize ilkokulun ilk günlerinden beri hesap/ölçüm yaptırılması değil midir?

aslında sayıların isimleri ya da okunuşları konusunda temelde bir sıkıntı yok, sıkıntı numaralandırmada.

şu aslında bildiğimiz sayı sistemi:

0-sıfır
1-bir
2-iki
3-üç
4-dört
5-beş
6-altı
7-yedi
8-sekiz
9-dokuz
10-on
11-onbir...
20-yirmi
21-yirmi bir.

eh... madem sıfır sayısı diye bir şey yok sayı sistemi nasıl olmalı peki?

bugünkü rakamsal simgelerle aynen şöyle efendim:(tabi aslında bu sayı sistemine göre rakam simgeleri oluşturmak gerek te, aman... kim uğraşacak şimdi... )

sayı: bugünkü karşılığı:
11... 1
21... 2
31... 3
41... 4
51... 5
61... 6
71... 7
81... 8
91... 9
12... 10
22... 11
32... 12
42... 13
52... 14
62... 15
72... 16
82... 17
92... 18
13... vs 19

tarih içinde insanın her şeyi basitleştirme içgüdüsünden doğan kolaycılığın, millattan sonra sıfır sayısının da devreye girmesiyle sayı sistemi tamamen başka mecralara girmiş, bu nedenle de kimbiir neleri yanlış hesaplanmış, sıfırlı sayı sistemi düşünce yapılarımızı (pozitif ya da negatif olduğuna bakmaksızın) kim bilir nasıl değiştirdi... kim bilir?

neyse, nasılsa kimse bildiğimiz sayı sistemini bir kenara bırakıp ta, bir yukarıdaki sayı sistemini kullanmaya yeltenecek değil fakat, böyle de bir şey olabileceğini hatırlatalım dedik.
devamını gör...

var olan düzenden memnun olmayan, kendi geleceği için çareler bulmaya çalışan gençlerimiz..çok haklılar.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
2004 de dördüncü sınıfa giderken ilçe meb için bir fotoğrafçı köye gelmişti. çekilmiş ilk fotoğrafım.
devamını gör...

5 ay.

yaklaşık 5 aydır hayatımda olan yazar, dost, bir çok şey daha.
bir çizim vardı önce, onun etrafında şekillendi her şey, o çizmişti, güzel çizmişti, ama bişi vardı içinde, bilmiyordum, yazdım, cevapladı.
ve başladı.
şarkılar, sabahlamalar, gülmeler, kalmalar ve gitmeler.
hıyar bir yerde hıyarlığını yaptı, çekti gitti yakıp yıkarak ama gözünü hiç ondan ayırmadı, o mutlu olunca hıyar da mutlu oldu, ona bakmaktan hiç vazgeçmedi.

sonra yine yanyana olmalar, "ya bi bırak, olmaz o iş" vb her şeyi yakıp yıkan, tüm klişelere karşı koyan ve her anına minnettarlık sığdırdığım bir dostluk, uzun muhabbetler, gelenler, gidenler, aramızda baki ve aynı kalan kelimeler.

onun adına gülümsemeler, onun benim adıma gülümsediğini bilmeler, eski hesabıma her dönüp baktığımda duyulan tek pişmanlık hissi ve adımın en güzel halini yazan eller, şarkılar, hep gülmeler, çok gülmeler, aşırı gülmeler, elinden çıkmış ve belki de sonsuza kadar kalacak bir profil fotoğrafı, ne zaman pişt desem içtenlikle efendim diyen bir ses, o.

bu sözlüğün bana kazandırdığı en güzel insanlardan, ağaca takılı kalmış bir uçurtma gülümsemesi, çok nahif, çok kibar, çok insan.

hem çok keşkem hem de ondan daha çok iyi ki'm.

her şeyine, her şeyimle teşekkür ettiğim insan.

teşekkür ederim.
yok, bu sefer şarkı yok sana, şu an içinde olduğum ruh halini yansıtacak şarkım daha yapılmadı.

teşekkür ederim, dostluğun için.

bir de güzel yazıyorsun, lütfen daha çok yaz, bak önünde daha yazılacak bir sürü boş sayfa var artık, ver hakkını!
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

iskandinav mitolojisinde bahsi geçen duruma has özellikleri taşıyan varlıklar kara elf olarak nitelenmekte ve genel olarak demircilik ve madencilik ile ilişkilendirmektedir.

örneğin şimşek tanrısı thor'un çekici mjolnir, brokk ve eitri isimli iki cüce tarafından yapılmıştır. aynı şekilde tanrıça sif'in altın saçlarının yine cüceler tarafından yapıldığı anlatılmaktadır.

bana kalırsa bu konudaki en güzel betimleme hobbit filmindeki mordorlu cücelerdir.
devamını gör...

açıldığı zamandan bu yana başta yazar olarak, 8 aydırsa moderatör olarak içinde bulunduğum platformdur. aynı zamanda ne yazık ki artık akademik yoğunluğum sebebiyle aktif olarak buralarda olmaya devam edemeyeceğim cağnım sözlüktür. bu yüzden başta benjamin olmak üzere bu sözlüğü bugünlere getiren tüm moderasyon ekibi ve yazarlara teşekkür etmek istiyorum. çünkü burası benim hem yazar olarak hem de moderatör olarak bulunmaktan keyif aldığım bir yer oldu.

sözlüğe kayıt olmamın da moderatör olmayı istememin de tek sebebi bana katacağı bir şeyler olacağını düşünmemdi. ki yanılmadım, burada tecrübe ettiğim şeylerin haddi hesabı yok. çok güzel insanlar da tanıdım, çok tuhaf* insanlarla da karşılaştım. güldüğüm, kızdığım, üzüldüğüm, şaşırdığım çok fazla şey yaşadım. açıkçası “ya işim gücüm mü yok, bunla uğraşılır mı” dediğim zamanlar da oldu. ama her seferinde yeniden motive olmamın sebebi buraya harcanan zamanı ve verilen emeği bizzat görmemdi. ulaşılan sonuçtan ziyade ulaşılmak istenen sonuç için harcanan çaba benim için her zaman çok daha kıymetli oldu. bu yüzden kimilerine göre sözlük çok bozmuş ya da başarısız olsa da, benim için hep çok kıymetli ve çok başarılıydı. ki hiç şüphesiz kafa sözlük ; x yazarı, y moderatöründen bağımsız inişlerle çıkışlarla da olsa başladığı yerden kısa zamanda çok iyi yerlere geldi. eminim ki buradan da çok daha iyi yerlere gidecektir.

son olarak benjamin amcaya çokça güvenin. çünkü sözlük için her zaman en iyisini yapacaktır. kıppssss* şimdilik hoçça ğalın ğidiyom ben
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gülsem gülemiyorum, kızsam kızamıyorum.. manyaksın kızım sen.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim