en zoru ise bir insanın kendisiyle yüzleşmesidir. nefret ettiğin insanlarla yüzleşmek kolay da, kendinde nefret ettiğin şeylerle yüzleşebilmek... işte o biraz cesaret istiyor.
devamını gör...

taşıma su ile değirmen dönmez..
devamını gör...

arka koltuğun rahat olmamasının sebebi öndeki ayıların koltuğu sonuna kadar arkaya çekmesidir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

hitler bu çocuğa, pasta ısmarlayacağını söyleyerek bu fotoğrafı çektirir. hitler bunu propaganda için yapar. çocuk yıllar sonra bunu açıklar ve şöyle der;

hitler gangsterin tekiydi. onlar (naziler) beni propaganda için kullandılar. ben hitler'in çocuk sevgisini gösterebilmesi için kullandığı bir piyondum. oynamama, gezmeme izin yoktu. fotoğrafı pasta yiyeceğimi düşünerek çektirdim fakat 80 yıl oldu ve hâlâ pastamı bekliyorum.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

beni herkesler erkek sanıyor, alıştım artık fark etmiyor...

(bkz: herkes bu başlık altında cinsiyetini açıklıyor kampanyası)
(bkz: göster oğlum amcana pipini)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

20 eylül 1934 yılında, italya'nın başkenti roma'da dünyaya gelen dünyaca meşhur italyan aktris. gerçek adı sofia villani scicolone'dir.

hâlâ hayattadır ve 86 yaşındadır. ölmeden efsaneler arasına girmeyi başarmıştır. dünyada birçok kadın ondan ilham almıştır. ülkemizden türkân şoray'ın, iran'dan kraliçe süreyya'nın sophia loren'e hayran olduklarını düşünüyorum. çünkü bazen onu çok andırıyorlar. ondan esinlendiklerini tahmin etmek pek de zor değil. güzelliği, fiziği, seksiliği ve birbirinden şık giyim tarzı ile adından çokça söz ettiren bu eşsiz kadın, sayısız filmde başrol oynamıştır. sevgili sophia, sağlıklı ve uzun bir ömrün olsun.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

memlekette herkesin, her şeyin fanatiği olması. onun için ölüp bitmesi. olurda kendinizi herhangi bir politik görüşün tarafı olarak tanımlayacak olursanız; din gibi, dogmatik bir inanç gibi o ideolojiye tapınımın beklenmesi. amalara, fakatlara yer olmaması. hele bunun tarikat boyutuna girmiyorum bile.
devamını gör...

honoré de balzac tarafından kaleme alınmış ve dilimize kibar fahişelerin ihtişamı ve sefaleti olarak veya kibar fahişeler ismi ile çevrilmiş eser. esasında yazarın comédie humaine koleksiyonunun bir parçası olan ve illusions perdues'un devamı niteliğinde sayabileceğimiz bir eser diyebiliriz.

eser dört ayrı bölümden oluşmaktadır bunlar sırasıyla; esther heureuse, à combien l’amour revient aux vieillards, où mènent les mauvais chemins, la dernière incarnation de vautrin olarak adlandırılmıştır. balzac dönemini oldukça iyi aktrabilmiş olsa da karakterler biraz çiğ geldi diyebilirim. dönemin toplum yapısını az çok anlayabilmek için güzel bir eser ama karakterler ne kadar derin yazılmış gibi görünsede klişe olmaktan sıyrılamamışlar. lucien karakterini bunun biraz dışında tutacağım, ben çarpık bir ahlak anlayışına sahip karakterleri açıkçası seviyorum belki bundan ötürü çok objektif yaklaşamıyorum ama düşününce karakterlerin büyük çoğunluğu ahlaki açıdan çarpık zaten. yeraltı dünyası, fuhuş ve adalet sisteminin çirkin taraflarını; topumun yüzündeki maskeyi söküp çıkarır gibi net ve çarpıcı aktarmış balzac fakat buna rağmen trajik biten üzücü bir aşk hikayesi olarak yer etti aklımda. okuması biraz güç açıkçası, balzac kolay okuyup anlam verilecek biçimde yazmıyor. betimlemelerle boğuşmaktan konunun ucu kaçtığı çok oluyor, ana hikayede bulunan karakterler de biraz sönük kaldığı için okuyucu için işkence halini almaya başlayabiliyor. yine de döneme tuttuğu ayna açısından okunmaya değer ama le père goriot ve illusions perdues okuyup bıraksanız da bir şey değişmezdi muhtemelen.

--- alıntı ---

ıl n’est pas inutile de faire observer que de si considérables fortunes ne s’acquièrent point, ne se constituent point, ne s’agrandissent point, ne se conservent point, au milieu des révolutions commerciales, politiques et industrielles de notre époque, sans qu’il y ait d’immenses pertes de capitaux, ou, si vous voulez, des impositions frappées sur les fortunes particulières. on verse très peu de nouvelles valeurs dans le trésor commun du globe. tout accaparement nouveau représente une nouvelle inégalité dans la répartition générale. ce que l’état demande, il le rend ; mais ce qu’une maison nucingen prend, elle le garde. […] forcer les états européens à emprunter à vingt ou dix pour cent, gagner ces dix ou vingt pour cent avec les capitaux du public, rançonner en grand les industries en s’emparant des matières premières, tendre au fondateur d’une affaire une corde pour le soutenir hors de l’eau jusqu’à ce qu’on ait repêché son entreprise asphyxiée, enfin toutes ces batailles d’écus gagnées constituent la haute politique de l’argent. certes, il s’y rencontre pour le banquier, comme pour le conquérant, des risques ; mais il y a si peu de gens en position de livrer de tels combats que les moutons n’ont rien à y voir. ces grandes choses se passent entre bergers. aussi, comme les exécutés (le terme consacré dans l’argot de la bourse) sont coupables d’avoir voulu trop gagner, prend-on généralement très peu de part aux malheurs causés par les combinaisons des nucingens. qu’un spéculateur se brûle la cervelle, qu’un agent de change prenne la fuite, qu’un notaire emporte les fortunes de cent ménages, ce qui est pis que de tuer un homme ; qu’un banquier liquide ; toutes ces catastrophes, oubliées à paris en quelques mois, sont bientôt couvertes par l’agitation quasi marine de cette grande cité. les fortunes colossales des jacques cœur, des médici, des ango de dieppe, des auffredi de la rochelle, des fugger, des tiepolo, des corner, furent jadis loyalement conquises par des privilèges dus à l’ignorance où l’on était des provenances de toutes les denrées précieuses ; mais, aujourd’hui, les clartés géographiques ont si bien pénétré les masses, la concurrence a si bien limité les profits, que toute fortune rapidement faite est : ou l’effet d’un hasard et d’une découverte, ou le résultat d’un vol légal. perverti par de scandaleux exemples, le bas commerce a répondu, surtout depuis dix ans, à la perfidie des conceptions du haut commerce, par des attentats odieux sur les matières premières. partout où la chimie est pratiquée, on ne boit plus de vin ; aussi l’industrie vinicole succombe-t-elle. on vend du sel falsifié pour échapper au fisc. les tribunaux sont effrayés de cette improbité générale. enfin le commerce français est en suspicion devant le monde entier, et l’angleterre se démoralise également. le mal vient, chez nous, de la loi politique. la charte a proclamé le règne de l’argent, le succès devient alors la raison suprême d’une époque athée. aussi la corruption des sphères élevées, malgré des résultats éblouissants d’or et leurs raisons spécieuses, est-elle infiniment plus hideuse que les corruptions ignobles et quasi personnelles des sphères inférieures.

ikinci bölüm: à combien l'amour revient aux vieillards.

--- alıntı ---
devamını gör...

(bkz: mal beyanı).

zor dakikalar? mayfa mısınız hayırdır? her anlaşamadığımız gırtlaklasın o zaman? kaçıncı yüzyıldayız hala şöyle şeyler yazılıyor yeminle çıldırtırsınız insanı.
devamını gör...

dünya genelinde oluşturulmaya çalışılan ve başarılı da olan ideal kadın/erkek algısının en temel ve diğerlerine nazaran maliyetsiz bir ürünü olarak burun estetiğinin yaygınlaşması kaçınılmazdı zaten. kendini sevip/sevmemek değil de yaşadığımız döneme ayak uydurma çabası bence sadece. özgün olanın değil aynı olanın kıymetli olduğunu zanneden zihin buhranları işte.
devamını gör...

"siz bir de kırk yaşından sonrasını bir görün" dedirtendir... otuz yaş sonrası, günümüz insanının ortalama ömrü ile kıyaslandığında çok da fazla değildir ancak iş kırkı yavaştan geçmeye başlayınca, seksen küsürlük bir ömrün yarılanmasını düşündürtür. insana durmadan felsefe yaptırır, hayat konusunda daha bir "large" duruma getirtir ve tabii zevkler de etkilenir...
devamını gör...

bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm?
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
meksikalı sanatçı alejandro almanza'nın pera müzesinde sergilenen betona batırdığı manzara tablosu.sanatçı istanbul’dan topladığı ve kime ait olduğu bilinmeyen doğa resimlerini betona batırarak başka bir şekle dönüştürüyor.
devamını gör...

yaya geçidini doğru kullandığım için, yaya olarak trafik cezası yedim. ışık yeşil yanarken kontrol edip karşıya geçtim, fakat işini bilen ve yıl sonu geldiği için bitirilmesi zaruri olan ceza koçanını bize doldurmayı marifet bilen ve de bunun karşılığında 6000 maaş alan trafik memuru sağ olsun 132 tl cezayı kesti, muz cumhuriyetinde sıradan bir gün.
devamını gör...

küçük çanta sevmeyen aksine bavul gibi kocaman çantalar kullanan biri olarak en sık duyduğum cümledir. tamam çantamda yer var ama o yükü ben çekiyorum vermeyin bana 'şunu çantana atsana' diye. ben hayır diyemiyorum bari siz naif olun.
edit : üstteki yazar da 'kadınların en faydalı olduğu alan bu' demiş. erkeklerin eşyalarını koymak için bile çantamıza ihtiyaç duyduğu dünyada ' faydalarımızı' konuşmaları biraz gülünç..)
devamını gör...

bitmek bilmeyen bir belirsizlik halidir hayat.
devamını gör...

bir konuyu tartışırken karşı tarafın'bunun hakkında bilgim yok' demesi
devamını gör...

dini istismar edenler yüzünden bu günlere geldiğimizi , inançlıyım diyerek övünüp insanlara ahlak bekçiliği yapanların asıl toplumu ahlakını yozlaştırdıklarını göz önüne alırsak sevindirici bir haber olabilir ama gel gelelim inanmak ya da inanmamak bireyseldir toplumsal değil o yüzden toplumdaki dini oranlar bireyim inancını etkilemediğine göre abartıya gerek yoktur dünyanın sonu değil ülkenin de kurtuluşu olmadığı gibi
devamını gör...

spiritüalizm spirit kökünden gelir. spirit ruh demektir. spiritualizm ise ruhsal gelişim de denilen bir tür takva yolculuğudur. yani bireyin kendi yolculuğunu, kendi maneviyatını geliştirmesi, ruhsal gelişimini sağlaması için çıktığı bu yolda benimsediği yolculuğun adına spiritualizm denir. bizdeki karşılığı tasavvuftur. aralarındaki tek fark şudur: spiritualizm din, dil, ırk, kültür ayrımı yapmadan aslında çok daha kapsamlı, geniş çerçeveli, içerisinde felsefi akımları da bulunduran bir yaklaşımdır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim