the lobster
günümüz ilişkilerini çok güzel bir şekilde özetleyen bir film olmuş.
bir tarafta evliliği baş tacı görüp evli olmayanları hayvana çeviren algı;diğer tarafta tam tersi birlikteliğin yasak bireyselliğin ön planda olduğu bir benimseyiş.
insanların beraber olmak ya da olabilmek için diğer kişiye benzemesi ya da benziyor gibi sahte görünme çabası da filmde çok güzel bir şekilde işlenmiş.
burnu spontan kanayan kızla hayvan olmamak için birlikte olan adamın kendisinin de kanadığını söyleyerek çift olmaları
ayrıca filmdeki karakterlerin her iki tarafta da çok soğuk, donuk,ruhsuz olması gerçekten can sıkıcı. sanki gerçekten robotize edilmiş insanlar gibi.
sanki bir mesaj bundan 50-100 sene sonra olabilecek olaylar silsilesi için.
bir diğer algı da çiftlerin ilişkilerinde bir sorun olduğunda bunun çocukla çözülebilecek anlayışı ancak ben buna katılmıyorum.
böylelikle geçimsizlik devam ederse olan o yeni bebeğe daha konuşmayı bile öğrenmemişken yapılan bir haksızlık olduğunu düşünüyorum.
beni etkileyen bir diğer an ise
sevdiği kadın âmâ olduğu için kendi gözlerini de kör eden baş rolümüz gönlümü fethetmiştir.
bir tarafta evliliği baş tacı görüp evli olmayanları hayvana çeviren algı;diğer tarafta tam tersi birlikteliğin yasak bireyselliğin ön planda olduğu bir benimseyiş.
insanların beraber olmak ya da olabilmek için diğer kişiye benzemesi ya da benziyor gibi sahte görünme çabası da filmde çok güzel bir şekilde işlenmiş.
burnu spontan kanayan kızla hayvan olmamak için birlikte olan adamın kendisinin de kanadığını söyleyerek çift olmaları
ayrıca filmdeki karakterlerin her iki tarafta da çok soğuk, donuk,ruhsuz olması gerçekten can sıkıcı. sanki gerçekten robotize edilmiş insanlar gibi.
sanki bir mesaj bundan 50-100 sene sonra olabilecek olaylar silsilesi için.
bir diğer algı da çiftlerin ilişkilerinde bir sorun olduğunda bunun çocukla çözülebilecek anlayışı ancak ben buna katılmıyorum.
böylelikle geçimsizlik devam ederse olan o yeni bebeğe daha konuşmayı bile öğrenmemişken yapılan bir haksızlık olduğunu düşünüyorum.
beni etkileyen bir diğer an ise
sevdiği kadın âmâ olduğu için kendi gözlerini de kör eden baş rolümüz gönlümü fethetmiştir.
devamını gör...
tarihi gaflar
''hiçbir şey olmadıysa bile kesinlikle bir şeyler oldu.''
devamını gör...
profiline kendi fotoğrafını koyan yazar iticiliği
kime göre neye göre diyeyim önce.
keçi ile selfi çekilecem diye, mart güneşi gözümü yakmış. hatta ağlatmış ama değmişse,
sonuç, keçi için ve benim için de fena değilse, profile de koyarım.
keçinin sahibinden izin de almışım.
keçi ile selfi çekilecem diye, mart güneşi gözümü yakmış. hatta ağlatmış ama değmişse,
sonuç, keçi için ve benim için de fena değilse, profile de koyarım.
keçinin sahibinden izin de almışım.
devamını gör...
nazım hikmet ran
bugün beni ilk defa,
güneşe çıkardılar.
ve ben, ömrümde ilk defa
gökyüzünün
bu kadar benden uzak,
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
güneşe çıkardılar.
ve ben, ömrümde ilk defa
gökyüzünün
bu kadar benden uzak,
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
devamını gör...
hemsaye
aynı zamanda gönülden şarkılar söyleyen bir müzisyeninde kullandığı takma ismidir hemsaye.
kendisinin youtube kanalı ve diğer sosyal platformlar üzerinden dinleyebilirsiniz.
bunca yıllık hayatımda iki sözü ile beni büyülemiş gizemli müzisyendir.
keşfedilmesi gereken biri, çünkü onunla aynı acıları çeken bir dolu insanın yaralarına tuz basar belki de hüzünlü notaları.
youtube
apple music
kendisinin youtube kanalı ve diğer sosyal platformlar üzerinden dinleyebilirsiniz.
bunca yıllık hayatımda iki sözü ile beni büyülemiş gizemli müzisyendir.
keşfedilmesi gereken biri, çünkü onunla aynı acıları çeken bir dolu insanın yaralarına tuz basar belki de hüzünlü notaları.
youtube
apple music
devamını gör...
hissedilen yaş
ruh yaşı denen nane. ruh yaşlanmıyor diyorlardı da, doğruymuş. bunu ancak yaş aldıkça anladığımızı düşünüyorum. ve bu ruh yaşı gerçekten insanı kandırıyor. dağı oyacak istek var ama yapacak güç yok. yoksa hep, her türlü yaş 17 yani.
devamını gör...
resveratrol
antienflamatuar ve cok guclu bir antioksidan ozelligi bulunan maddedir. wikipedia'da yer alan bilgiye gore, aktioksidan ozelligi e vitamininden 50 kat, c vitamininden 30 kat fazladir. icerigin tibben faydalari da cok degil, henuz yakin gecmiste bulunmustur. ozellikle orta asya kitasi'da insanlarin bu icerikten oldukca yararlandigi bilinmektedir.
resveratrol maddesi ozellikle meyvelerin dis kabugunda bakteri, mantar, sicak, soguk gibi dis faktorlere karsi uretilen koruyucu bir maddedir. dogal kosullarda, yaylalarda tamamen organik sartlarda yetisen urunlerde daha guclu bulunmaktadir. yapilan bazi bilimsel arastirmalara gore, kalp ve damar hastaliklarinda riski en aza indirgemekte oldukca basarilidir. kanserle mucadelede keza tercih edilmesi gereken iceriklerin basinda gelir. parkinson ve alzhemier gibi rahatsizlarda da olumlu sonuclari yapilan calismalarca gozlemlenmistir. ayrica antioksidan ozelligiyle serbest radikallere karsi gercekten iyi bir savascidir. anti aging etkisini de unutmamak gerekli. bu yuzden "guzellik iksiri" olarak da adlandirilir hatta.
icerik en cok siyah uzum kabugunda, kirmizi uzumun cekirdeginde, asmasinin kok ve sapinda, kirmizi sarapta, ananasta, yaban mersininde ve de yer fistiginda bol miktarda yer alir. bu tur besinlerden alinabilecegi gibi, tipki vitaminler gibi kapsul sekilinde takviye olarak da tuketmek mumkun. bir de kozmetik sektorunde cilt icin serum ve krem iceriginde bu madde sikca kullanilir. ozellikle anti aging olarak nitelendirilen urunlerin vazgecilmez icerigidir. cildi aydinlatma da, ince kirisiklik ve cizgileri doldurma da, kolajen uretimini tetikleme de oldukca basarilidir. c vitamini icerikli serum-krem kullaniliyorsa resveratrol icerigiyle kombinlendiginde gozle gorulur degisimleri elde etmek daha hizli olacaktir. ozellikle the ordinary'nin resveratrol %3 serumunu siddetle tavsiye edebilirim...
resveratrol maddesi ozellikle meyvelerin dis kabugunda bakteri, mantar, sicak, soguk gibi dis faktorlere karsi uretilen koruyucu bir maddedir. dogal kosullarda, yaylalarda tamamen organik sartlarda yetisen urunlerde daha guclu bulunmaktadir. yapilan bazi bilimsel arastirmalara gore, kalp ve damar hastaliklarinda riski en aza indirgemekte oldukca basarilidir. kanserle mucadelede keza tercih edilmesi gereken iceriklerin basinda gelir. parkinson ve alzhemier gibi rahatsizlarda da olumlu sonuclari yapilan calismalarca gozlemlenmistir. ayrica antioksidan ozelligiyle serbest radikallere karsi gercekten iyi bir savascidir. anti aging etkisini de unutmamak gerekli. bu yuzden "guzellik iksiri" olarak da adlandirilir hatta.
icerik en cok siyah uzum kabugunda, kirmizi uzumun cekirdeginde, asmasinin kok ve sapinda, kirmizi sarapta, ananasta, yaban mersininde ve de yer fistiginda bol miktarda yer alir. bu tur besinlerden alinabilecegi gibi, tipki vitaminler gibi kapsul sekilinde takviye olarak da tuketmek mumkun. bir de kozmetik sektorunde cilt icin serum ve krem iceriginde bu madde sikca kullanilir. ozellikle anti aging olarak nitelendirilen urunlerin vazgecilmez icerigidir. cildi aydinlatma da, ince kirisiklik ve cizgileri doldurma da, kolajen uretimini tetikleme de oldukca basarilidir. c vitamini icerikli serum-krem kullaniliyorsa resveratrol icerigiyle kombinlendiginde gozle gorulur degisimleri elde etmek daha hizli olacaktir. ozellikle the ordinary'nin resveratrol %3 serumunu siddetle tavsiye edebilirim...
devamını gör...
ağlatan klipler
budur...
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının okumakta olduğu kitaplar
franz kafka - dönüşüm
devamını gör...
euro 15 lira olduğunda yapılacaklar
keşke 10 lirayken alsaydım diye hayıflanacağım.
devamını gör...
sorusu olanlar gelen kutuma portakal atabilir
başlığı açarak sorunun çözülmesine katkı sunan free ye de alkış yok mu sözlük
devamını gör...
itt schaub-lorenz
bir reklamı vardı. beyaz saçlı bir adam televizyonun üzerine kapı çalar gibi "tık tık tık" vurup ay ti ti şaplorens derdi. nasıl unutmamışım. çocukluğuma götürdü beni bu başlık.
devamını gör...
hem çok zor hem çok kolay olan şeyler
bir insandan vazgeçmek. kimi insanlardan eften püften sebeplerle çok kolay vazgeçerken, kimi insanlardan her şeye rağmen vazgeçemiyoruz.
devamını gör...
2021 yılında hala yere tüküren insan olması
bir az gelişmişlik göstergesidir. kimse kimsenin balgam çıkarma efektini dinlemek yada sokakta yürürken balgamlara basmayayım diye dans etmek zorunda değildir.
devamını gör...
aynı evde yaşıyormuş gibi entryler
tişörtlerimi benden başka herkes giyiyor. bu üstümdeki kimin?
devamını gör...
karısının iç çamaşırına sığınan acizler
ülkeye bak kafayı yememek elde değil. iç işleri bakanı bunu söyleyen ha... yanlış olmasın. vay anam vay babam biz bitmişiz be biz boşuna okumuşuz senelerce boşuna emek vermişiz yemin ederim ülke boka batmış boğazına kadar.
devamını gör...


