üniversitelerde terörist istemiyoruz
engel list detected.
devamını gör...
hayatınızdaki en pozitif şey
annem. gerçekten hayatımda gördüğüm en pozitif, heyecanlı, mutluluk saçan insan o. *
devamını gör...
kendine gel aptal biz zenginiz

görselini atarak tanımlayacağım başlıktır.
altına paralar seriyoruz o hala kuş görüp maauvv yapıyor. sinek, böcek kovalıyor. sosis, salam için komşu teyzenin balkonuna çörekleniyor. kedilere zenginliği anlatamıyorsunuz malesef dostlar içlerinde hep bir sokak çocuğu yatıyor. ona mauvv buna mauuvv yok arkadaş yok 'kendine gel aptal biz zenginiz' onlarda işlemiyor.
devamını gör...
ölülerin yakılması
biz müslüman bir ülkeyiz, allah korkumuz var bizim.
madımaktaki masum insanları diri diri yakacak kadar müslümanız...elhamdülillah.
ama ölülerimizi yakamayız. allah korkumuz var bizim.
madımaktaki masum insanları diri diri yakacak kadar müslümanız...elhamdülillah.
ama ölülerimizi yakamayız. allah korkumuz var bizim.
devamını gör...
gözün görme işleyişi
göz çevremizdeki görsel bilgilerin sürekli aktığı bir video kameraya benzer.
aslında kamera gözün özelliklerinin taklididir.
bir dizi mercek,ışık ışınlarını kırarak kameranın arkasında yer alan ışığa duyarlı tabakaya odaklar.
slr kameralarındaki apertür bile göz bebeğini taklid eder.
fazla ışıkla karşılaşınca genişler,
yada ışık miktarı azalınca küçülür.
bir video kamerada en son ürün film yada diskte yer alan görüntüler serisidir.
ama insanlarda gözün gerisine çarpan ışık ışınları görüntü olarak kaydedilir ve daha sonra beyne gönderilecek olan sinir güdümüne dönüşüürülür.
güdüler beyinde yorumlanır.
gözde yer alan ışık kırıcı tabakalar kornea ve lens kalitesi normal bir kamera dan aslında daha zayıftır.
ancak insan gözü bu zayıflığı çok daha duyarlı bir ışık yakalama sistemi ve görüntülere analiz ederek zengin hale getirerek uçsuz bucaksız derinliğe sahip bir bilgisayarla(beyin)telafi eder.
her bir göz nesneleri biraz daha farklı şekilde görür yani sağlıklı gözler beyin yorumlaması ve kullanması için çok detaylı bilgiler üretir.
beynin arkasında bulunan görüntü merkezi,
retinadan basit sinyaller almaktan çok daha fazlasını yapar.
keskın renkli ve üç boyutlu görüntüleri üreten işlemlerin çoğu beynin içinde oluşur..bir nesneyi görmek anlamak ve tepki vermek saniseden de hızlı bir zaman aralığında meydana gelir.
görebilmek ise,
hayatın ta kendisidir.
aslında kamera gözün özelliklerinin taklididir.
bir dizi mercek,ışık ışınlarını kırarak kameranın arkasında yer alan ışığa duyarlı tabakaya odaklar.
slr kameralarındaki apertür bile göz bebeğini taklid eder.
fazla ışıkla karşılaşınca genişler,
yada ışık miktarı azalınca küçülür.
bir video kamerada en son ürün film yada diskte yer alan görüntüler serisidir.
ama insanlarda gözün gerisine çarpan ışık ışınları görüntü olarak kaydedilir ve daha sonra beyne gönderilecek olan sinir güdümüne dönüşüürülür.
güdüler beyinde yorumlanır.
gözde yer alan ışık kırıcı tabakalar kornea ve lens kalitesi normal bir kamera dan aslında daha zayıftır.
ancak insan gözü bu zayıflığı çok daha duyarlı bir ışık yakalama sistemi ve görüntülere analiz ederek zengin hale getirerek uçsuz bucaksız derinliğe sahip bir bilgisayarla(beyin)telafi eder.
her bir göz nesneleri biraz daha farklı şekilde görür yani sağlıklı gözler beyin yorumlaması ve kullanması için çok detaylı bilgiler üretir.
beynin arkasında bulunan görüntü merkezi,
retinadan basit sinyaller almaktan çok daha fazlasını yapar.
keskın renkli ve üç boyutlu görüntüleri üreten işlemlerin çoğu beynin içinde oluşur..bir nesneyi görmek anlamak ve tepki vermek saniseden de hızlı bir zaman aralığında meydana gelir.
görebilmek ise,
hayatın ta kendisidir.
devamını gör...
an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı sorusu



evimdeyim dostlar. dün üşütmüşlüğün bana verdiği yetkiyle dayanarak tüm gün yattım. bugün furkan bey benle ve beraber etkinlik yapıyoruz.
furkan özel bir çocuk. kendi küçük kalbi bümbüyük. ara ara bizi delirtsede genelde ponçiktir. belki aşağıya onun bir adet ponçik halini atabilirim.
bugün bizi delirtme günüydü ve dikkatini dağıtmaya çalıştım. artık büyüdü ve bütün gün evde oturmak istemiyor. bu yüzden evde biraz huzursuz olabiliyor ve bugün bu sebeple teyzesini ziyarete geldi.
şuan durup durup teyze hava nasıl güzel diyor. ve ardından beni öper misin diyor. sanırım sahile gitmek isteyecek hah. çok akıllı bir bıdık kendisi. bir şeyler istemenin tüm yollarını biliyor. önce bunu makul gösterip sonra isteyeceği kişiye yağ çekiyor. senin o güzel yüreğinden öperim çocuk.
çok güzel bir ömrün olsun...
devamını gör...
güçlü kadın
güçlü bir kariyere sahip ve toplumda sözü dinlenen gibi tanımlardan ziyade kendi imkanları-imkansızlıkları içinde benliğini koruyarak yaşamayı bilen kadındır. cinsiyetle sınırlandırmaya da gerek yok her insanın olması gerektiği gibi.
devamını gör...
ev yapımı hamburger
madem var böyle bir başlık, vegan burger tarifi veriyorum. hazırlanın.
öncelikle malzemelerimiz;
yeşil mercimek
zeytinyağı
bol bol baharat, artık ne seviyorsanız
galeta unu
öncelikli olarak alıyoruz mercimeğimizi yumuşacık olana kadar kaynayan suda bekletiyoruz. sonra iyice yumuşamış mercimeklerimizi çıkarıyoruz ve elimizle iyice eziyoruz.
hamur kıvamı gelince, dayıyoruz baharatlarımızı. bir güzel baharatlıyoruz zevkimize göre. birazcık da tuz ekliyoruz. bu süreçte tada bakmak, iyi olacaktır. hamur kıvamına gelmiş bu karışımı bir güzel baharatlayıp, yağladıktan sonra, yapışmaz tavamızın üzerine atıyoruz. bir güzel iki tarafı da kızarana kadar ısıtıyoruz. burgerimiz hazır.
turşu, domates, biber ve birazcık zeytinyağı; ekmek arası, harika bir sonuç.
afiyet olsun.
öncelikle malzemelerimiz;
yeşil mercimek
zeytinyağı
bol bol baharat, artık ne seviyorsanız
galeta unu
öncelikli olarak alıyoruz mercimeğimizi yumuşacık olana kadar kaynayan suda bekletiyoruz. sonra iyice yumuşamış mercimeklerimizi çıkarıyoruz ve elimizle iyice eziyoruz.
hamur kıvamı gelince, dayıyoruz baharatlarımızı. bir güzel baharatlıyoruz zevkimize göre. birazcık da tuz ekliyoruz. bu süreçte tada bakmak, iyi olacaktır. hamur kıvamına gelmiş bu karışımı bir güzel baharatlayıp, yağladıktan sonra, yapışmaz tavamızın üzerine atıyoruz. bir güzel iki tarafı da kızarana kadar ısıtıyoruz. burgerimiz hazır.
turşu, domates, biber ve birazcık zeytinyağı; ekmek arası, harika bir sonuç.
afiyet olsun.
devamını gör...
bayramda köprü ve otoyolların ücretsiz olması
bayram gelmiş neyime dedirten durum.
devamını gör...
izafiyet teorisi
uzay ile zaman arasındaki ilişkiyi ve kütle çekimini, ivmelenmenin etkisini göz önünde bulundurarak açıklamaya çalışan teori.
özel görelilik teorisinin aksine, genel görelilikte hem eylemsiz (ya da hareketsiz) hem de eylemli (ya da hareketli) referans sistemleri dikkate alınır. albert einstein'a göre, kapalı bir sistem içerisindeki bir gözlemci, sistemin ivmelenmesi nedeniyle oluşan etkilerle, düzgün bir kütle çekim alanından kaynaklanan etkileri birbirinden ayırt edemez. buna eşdeğerlik ilkesi (bazı kaynaklarda eşdeğerlilik ilkesi) denir.
ışık, kütle çekiminden etkilenir. bir kapalı sistemde, sistemin bir ucundan çıkan bir ışık demeti düşünün. bu sistem ivmeli hareket yapıyorsa, ışık karşı uca ulaşana kadar dümdüz bir yol çizmez; eğri bir yol izler. eşdeğerliğe göre şunu da söyleyebiliriz: sistem ivmelenmeseydi ama bu ivmeye eşdeğer bir kütle çekim alanı içerisinde olsaydı, ışık demeti yine aynı eğri yolu izleyecekti.
yine bu teoriye göre, kütle çekimi dediğimiz etki, uzay zamanın eğriliği sonucunda ortaya çıkar.

bu öngörüler ilk kez 22 kasım 1919 güneş tutulması sırasında doğrulandı (linkteki başlıktan okuyabilirsiniz.) aynı şekilde günümüzde de, kütle çekimsel mercek etkisi dediğimiz olayın gözlemleriyle de destekleniyor. örneği için (bkz: einstein haçı)...
aynı zamanda merkür gezegeninin yörüngesiyle ilgili bir anomali yine genel görelilik sayesinde çözüme kavuştu. onu da bu tanımdan okuyabilirsiniz.
genel göreliliğin bir başka kanıtı ise ligo adlı gözlemevi tarafından 2016 (edit: 2015 olacak. 2016 yazmışım) yılında gözlenen kütle çekim dalgaları. bu dalgalar, 2 kara delik çarpışırken ortaya çıkmıştı ve einstein tarafından 100 yıl önce öngörülmüştü.
özel görelilik teorisinin aksine, genel görelilikte hem eylemsiz (ya da hareketsiz) hem de eylemli (ya da hareketli) referans sistemleri dikkate alınır. albert einstein'a göre, kapalı bir sistem içerisindeki bir gözlemci, sistemin ivmelenmesi nedeniyle oluşan etkilerle, düzgün bir kütle çekim alanından kaynaklanan etkileri birbirinden ayırt edemez. buna eşdeğerlik ilkesi (bazı kaynaklarda eşdeğerlilik ilkesi) denir.
ışık, kütle çekiminden etkilenir. bir kapalı sistemde, sistemin bir ucundan çıkan bir ışık demeti düşünün. bu sistem ivmeli hareket yapıyorsa, ışık karşı uca ulaşana kadar dümdüz bir yol çizmez; eğri bir yol izler. eşdeğerliğe göre şunu da söyleyebiliriz: sistem ivmelenmeseydi ama bu ivmeye eşdeğer bir kütle çekim alanı içerisinde olsaydı, ışık demeti yine aynı eğri yolu izleyecekti.
yine bu teoriye göre, kütle çekimi dediğimiz etki, uzay zamanın eğriliği sonucunda ortaya çıkar.

bu öngörüler ilk kez 22 kasım 1919 güneş tutulması sırasında doğrulandı (linkteki başlıktan okuyabilirsiniz.) aynı şekilde günümüzde de, kütle çekimsel mercek etkisi dediğimiz olayın gözlemleriyle de destekleniyor. örneği için (bkz: einstein haçı)...
aynı zamanda merkür gezegeninin yörüngesiyle ilgili bir anomali yine genel görelilik sayesinde çözüme kavuştu. onu da bu tanımdan okuyabilirsiniz.
genel göreliliğin bir başka kanıtı ise ligo adlı gözlemevi tarafından 2016 (edit: 2015 olacak. 2016 yazmışım) yılında gözlenen kütle çekim dalgaları. bu dalgalar, 2 kara delik çarpışırken ortaya çıkmıştı ve einstein tarafından 100 yıl önce öngörülmüştü.
devamını gör...
kadınların tartışmalarda mantıklı argümanlar sunmaması
kadınları genelleyip,hepsini bir kefeye koyup zırvalayan yazar beyanı...
sizin gibi insanları genelleyip, yaftalayanlara daima böyle cevaplar vereceğiz. çünkü ciddiye alınacak kadar değerli görmüyoruz. biz kadınlar olarak (tıpkı erkekler gibi)hepimiz bambaşka bireyleriz. bambaşka hayatlar, bambaşka ideallere sahibiz. tüm erkekler demiyorum, lakin sizin gibilere saygılı tutum sergilemiyoruz.
bu saygıyı hak edenlerle gayet özenli bir tartışmayi keyifle yapıyoruz. çünkü saygıdeğer insanlarla tartışmak bile lütuf bunu biliyoruz. zira sizin gibi yaftalayanların sayısı çok, onlar ise pek az...
sizin gibi insanları genelleyip, yaftalayanlara daima böyle cevaplar vereceğiz. çünkü ciddiye alınacak kadar değerli görmüyoruz. biz kadınlar olarak (tıpkı erkekler gibi)hepimiz bambaşka bireyleriz. bambaşka hayatlar, bambaşka ideallere sahibiz. tüm erkekler demiyorum, lakin sizin gibilere saygılı tutum sergilemiyoruz.
bu saygıyı hak edenlerle gayet özenli bir tartışmayi keyifle yapıyoruz. çünkü saygıdeğer insanlarla tartışmak bile lütuf bunu biliyoruz. zira sizin gibi yaftalayanların sayısı çok, onlar ise pek az...
devamını gör...
teşekkür etmek
sıklıkla kullandığım kelime.
devamını gör...
yazarların gittiği ilk konser
teoman konseri. çok güzeldi.
devamını gör...
aşık veysel şatıroğlu
çiçek hastalığı sonucunda sol gözünü, bir talihsizlik sonucuyla da sağ gözünü kaybeden türk halk ozanı..
her gün aklımdan geçiyorsun, insan bir selam verir.
her gün aklımdan geçiyorsun, insan bir selam verir.
devamını gör...
the turtles
60'lı yıllarda california' da kurulan, happy together, you showed me ve elenore gibi eserleriyle bilinen amerikan rock grubu.
ben, bir filmde duyduğum, melodisi bir hoş olan happy together adlı şarkı sayesinde keşfetmiştim bu grubu.*
ben, bir filmde duyduğum, melodisi bir hoş olan happy together adlı şarkı sayesinde keşfetmiştim bu grubu.*
devamını gör...
ruhi su
ısrarla "sorarlar birgün sorarlar" desede kimsenin rahatını bozup sormaya niyeti yok.
devamını gör...
tanrı'ya en çok sorulmak istenen soru
jose saramago'nun kabil adlı kitabında kabil ile tanrı arasında geçen bir diyalog vardır. tanrı, sodom ve gomore da işlenen günahlardan dolayı eğer orada 10 masum kişi bulunamazsa orayı yok edeceğini söyler. 10 kişi bulunamaz ve şehirler yıkılır. bunun üzerine kabil sorar, orada hiç çocuk yok muydu?
devamını gör...
yüce sultan
cervantes kitabıdır.
miguel de cervantes maalesef ki don quijotte‘nin gölgesinde kalmış ve bu gölgenin baskısından kurtlumayı başaramamış bir yazardır. ama aslında cervantes’in tek eseri bu deli şövalye değildir. diğer eserleri türk okuyucular tarafından pek bilinmez. ancak cervantes’in yazdığı yüce sultan isimli kitabın türkiye’de ilgi çekmesi gerektiği kanısındayım zira olay osmanlı topraklarında geçiyor. ııı. murat döneminde geçen bir hikaye yüce sultan.
kurmaca ile gerçeğin birbirine geçtiğine tanık oluyoruz bu oyunda. cervantes osmanlıyı çok iyi tanıyan bir yazar. inebahtı deniz savaşında osmanlıya karşı savaşan yazar iki kez yaralanmıştır. göğsünden aldığı yaralar onu öldürmemiştir ancak eline isabet eden bir top mermisi sol elinin kopmasına neden olmuştur. ve bu olaydan sonra da cezayir’deki tutsaklık hayatı başlar cervantesin.
osmanlı topraklarında geçirdiği yıllar osmanlı devleti yakından tanımasını sağalr. cervantes yüce sultan adlı kitabında ııı. murat’ın bir ispanyol kıza aşık olması ve onunla evlenmesini anlatır. ııı. murat müslüman bir padişahtır ancak catalina ise katı bir hristiyandır ve dininden dönmeye de adını değiştrmeye de yanaşmaz. murat o kadar aşık olmuştur ki catalina’ya, bir de bu aşka islami hoşgörü eklenince sultan’ın adını da dinini de değiştirmesine gerek olmadığını ve bu haliyle tahtta yanında yer alacağını bildirir.
islami hoşgörüye atfen yazılmış bir bölümdür bu ancak bazen hoşgörünün dozunun kaçabildiğine de işaret eder cervantes. oyun içinde sadece catalina ve murat aşkı yoktur elbette.
esir edilip hareme kapatılan sevgilisine ulaşmak için kadın kılığında ııı. murat’ın haremine giren ve burda sevgilisine yakın olup hayatını kaybetme pahasına bu oyununu sürdüren bir genç adamın da hikayes anlatılır. burda anlatılan hikayede osmanlı harem yaşamına dair gerçekçi bilgiler ve tasvirler bulunmaktadır. ayrıca o dönemde osmanlı sokaklarında cirit atan ajanların hikayeleri de oldukça büyük bir yer tutmaktadır oyun içinde. ııı. murat’ın avrupa meselelerini danıştığı david passi gibi isimlere de atfen yazılan bölümlerde müslüman olmayan insaalrın da osmanlı topraklarında söz sahibi olduğu hatta çok da önemli bir yer tuttuğu anlatılır.
miguel de cervantes bu romanında da mizaha ağırlık vermiş ve anlatmak istediği, paylaşmak istediği önemli meseleleri mizah perdesi altında oldukça sivri bir dille anlatmıştır.
miguel de cervantes maalesef ki don quijotte‘nin gölgesinde kalmış ve bu gölgenin baskısından kurtlumayı başaramamış bir yazardır. ama aslında cervantes’in tek eseri bu deli şövalye değildir. diğer eserleri türk okuyucular tarafından pek bilinmez. ancak cervantes’in yazdığı yüce sultan isimli kitabın türkiye’de ilgi çekmesi gerektiği kanısındayım zira olay osmanlı topraklarında geçiyor. ııı. murat döneminde geçen bir hikaye yüce sultan.
kurmaca ile gerçeğin birbirine geçtiğine tanık oluyoruz bu oyunda. cervantes osmanlıyı çok iyi tanıyan bir yazar. inebahtı deniz savaşında osmanlıya karşı savaşan yazar iki kez yaralanmıştır. göğsünden aldığı yaralar onu öldürmemiştir ancak eline isabet eden bir top mermisi sol elinin kopmasına neden olmuştur. ve bu olaydan sonra da cezayir’deki tutsaklık hayatı başlar cervantesin.
osmanlı topraklarında geçirdiği yıllar osmanlı devleti yakından tanımasını sağalr. cervantes yüce sultan adlı kitabında ııı. murat’ın bir ispanyol kıza aşık olması ve onunla evlenmesini anlatır. ııı. murat müslüman bir padişahtır ancak catalina ise katı bir hristiyandır ve dininden dönmeye de adını değiştrmeye de yanaşmaz. murat o kadar aşık olmuştur ki catalina’ya, bir de bu aşka islami hoşgörü eklenince sultan’ın adını da dinini de değiştirmesine gerek olmadığını ve bu haliyle tahtta yanında yer alacağını bildirir.
islami hoşgörüye atfen yazılmış bir bölümdür bu ancak bazen hoşgörünün dozunun kaçabildiğine de işaret eder cervantes. oyun içinde sadece catalina ve murat aşkı yoktur elbette.
esir edilip hareme kapatılan sevgilisine ulaşmak için kadın kılığında ııı. murat’ın haremine giren ve burda sevgilisine yakın olup hayatını kaybetme pahasına bu oyununu sürdüren bir genç adamın da hikayes anlatılır. burda anlatılan hikayede osmanlı harem yaşamına dair gerçekçi bilgiler ve tasvirler bulunmaktadır. ayrıca o dönemde osmanlı sokaklarında cirit atan ajanların hikayeleri de oldukça büyük bir yer tutmaktadır oyun içinde. ııı. murat’ın avrupa meselelerini danıştığı david passi gibi isimlere de atfen yazılan bölümlerde müslüman olmayan insaalrın da osmanlı topraklarında söz sahibi olduğu hatta çok da önemli bir yer tuttuğu anlatılır.
miguel de cervantes bu romanında da mizaha ağırlık vermiş ve anlatmak istediği, paylaşmak istediği önemli meseleleri mizah perdesi altında oldukça sivri bir dille anlatmıştır.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
bayağıdır buraları boşladım ama kendimle savaşım hiç bitmiyor ki... sanki birçok cephede savaşan bir asker gibiyim, bir cephedeki saldırıyı biraz püskürtürken diğer cephede savaş şiddetleniyor... neyse artık hep bildiğim ve hiç unutmak istemediğim bir şey var ki her ne olursa olsun, sakin olmak, kendime şefkatli davranmak işleri kolaylaştırıyor.. en azından yaşananlar karşısında bir de kendi kendimi pataklamıyorum... şu kilo verme meselesi, bayağı zamandır gündemimde... karaciğer yağlanması da olunca diyetisyene gidip kendime daha kontrollü bir sistem oturtmak istemiştim ama olmuyor öyle işte... bana birisi yasak deyince o yasakları delmek için uğraşan bir yaramaz kız çocuğu var sanki içimde... bu gerçeği bildiğimden önceki seneler hiç diyetisyene gitmeden çok rahat kendi kendime sağlıklı beslenme ve spor programı düzenlemiş ve çok da iyi kilo vermiştim ama aradan geçen zaman içinde bu programı da bozacak kadar bazı zorluklar yaşayınca sağlıklı beslenme, spor falan yalan olmuştu. sonrasında karaciğer yağlanmasıyla yüzleşip daha da sıkı diyet yapmam lazım artık diyerek diyetisyene gitmiştim ama diyetisyene gittikten sonra daha çok kilo almıştım... şimdi de aynı döngü içindeyim... zorunluluklar, yasaklar falan beni bozuyor... halbuki yasak olmayınca o yiyecek aklıma bile gelmez ama yasak olduğunda aklımdan çıkmıyor... bu arada takibe aldığım hem psikolog hem de diyetisyen olan birisinin bir sözü bu konuda farkındalık kazanmamı sağladı... kendisi diyet mantığına karşı olan bir diyetisyen, yani piyasada pek nadir görülen türden bir diyetisyen.. neyse şöyle yazmış: "sağlık sorunlarından dolayı diyet yapmanız gerekiyorsa bile, burada amaç size sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmaktır, yani yiyecekleri kısıtlamaya değil, sağlıklı yiyeceklere odaklanın." evet, bir kez daha anladım, yasak yiyecek diye bir şey yok aslında, dikkatini sağlıklı yiyeceklere verdiğinde o "yasak" yiyeceklerden de canın çektiğinde az miktarda yediğinde zaten kilo veriyorsun... yani, yasaklama, kısıtlama yok... dikkatini sağlıklı yiyeceklere, spora vermek var... bugün itibariyle buzdolabıma yapıştırdığım diyet listemi kaldırdım.. yasakların olmaması bile beni psikolojik açıdan rahatlatıyor... hadi bakalım birinci önceliğim kendime şefkatli olmak, sonrasında zaten istediklerimi başarırım diye umuyorum...
devamını gör...
