- go to power?? meal : gücüne mi gitti?

gibi.
devamını gör...

aşk.
devamını gör...

friends dizisinde jennifer aniston'un canlandırdığı karakter.
ayrıca kafa sözlük yazarı.
devamını gör...

yaparım yazım hatalarını gözden geçirip düzeltmek için.
devamını gör...

honoré de balzac tarafından kaleme alınmış ve dilimize kibar fahişelerin ihtişamı ve sefaleti olarak veya kibar fahişeler ismi ile çevrilmiş eser. esasında yazarın comédie humaine koleksiyonunun bir parçası olan ve illusions perdues'un devamı niteliğinde sayabileceğimiz bir eser diyebiliriz.

eser dört ayrı bölümden oluşmaktadır bunlar sırasıyla; esther heureuse, à combien l’amour revient aux vieillards, où mènent les mauvais chemins, la dernière incarnation de vautrin olarak adlandırılmıştır. balzac dönemini oldukça iyi aktrabilmiş olsa da karakterler biraz çiğ geldi diyebilirim. dönemin toplum yapısını az çok anlayabilmek için güzel bir eser ama karakterler ne kadar derin yazılmış gibi görünsede klişe olmaktan sıyrılamamışlar. lucien karakterini bunun biraz dışında tutacağım, ben çarpık bir ahlak anlayışına sahip karakterleri açıkçası seviyorum belki bundan ötürü çok objektif yaklaşamıyorum ama düşününce karakterlerin büyük çoğunluğu ahlaki açıdan çarpık zaten. yeraltı dünyası, fuhuş ve adalet sisteminin çirkin taraflarını; topumun yüzündeki maskeyi söküp çıkarır gibi net ve çarpıcı aktarmış balzac fakat buna rağmen trajik biten üzücü bir aşk hikayesi olarak yer etti aklımda. okuması biraz güç açıkçası, balzac kolay okuyup anlam verilecek biçimde yazmıyor. betimlemelerle boğuşmaktan konunun ucu kaçtığı çok oluyor, ana hikayede bulunan karakterler de biraz sönük kaldığı için okuyucu için işkence halini almaya başlayabiliyor. yine de döneme tuttuğu ayna açısından okunmaya değer ama le père goriot ve illusions perdues okuyup bıraksanız da bir şey değişmezdi muhtemelen.

--- alıntı ---

ıl n’est pas inutile de faire observer que de si considérables fortunes ne s’acquièrent point, ne se constituent point, ne s’agrandissent point, ne se conservent point, au milieu des révolutions commerciales, politiques et industrielles de notre époque, sans qu’il y ait d’immenses pertes de capitaux, ou, si vous voulez, des impositions frappées sur les fortunes particulières. on verse très peu de nouvelles valeurs dans le trésor commun du globe. tout accaparement nouveau représente une nouvelle inégalité dans la répartition générale. ce que l’état demande, il le rend ; mais ce qu’une maison nucingen prend, elle le garde. […] forcer les états européens à emprunter à vingt ou dix pour cent, gagner ces dix ou vingt pour cent avec les capitaux du public, rançonner en grand les industries en s’emparant des matières premières, tendre au fondateur d’une affaire une corde pour le soutenir hors de l’eau jusqu’à ce qu’on ait repêché son entreprise asphyxiée, enfin toutes ces batailles d’écus gagnées constituent la haute politique de l’argent. certes, il s’y rencontre pour le banquier, comme pour le conquérant, des risques ; mais il y a si peu de gens en position de livrer de tels combats que les moutons n’ont rien à y voir. ces grandes choses se passent entre bergers. aussi, comme les exécutés (le terme consacré dans l’argot de la bourse) sont coupables d’avoir voulu trop gagner, prend-on généralement très peu de part aux malheurs causés par les combinaisons des nucingens. qu’un spéculateur se brûle la cervelle, qu’un agent de change prenne la fuite, qu’un notaire emporte les fortunes de cent ménages, ce qui est pis que de tuer un homme ; qu’un banquier liquide ; toutes ces catastrophes, oubliées à paris en quelques mois, sont bientôt couvertes par l’agitation quasi marine de cette grande cité. les fortunes colossales des jacques cœur, des médici, des ango de dieppe, des auffredi de la rochelle, des fugger, des tiepolo, des corner, furent jadis loyalement conquises par des privilèges dus à l’ignorance où l’on était des provenances de toutes les denrées précieuses ; mais, aujourd’hui, les clartés géographiques ont si bien pénétré les masses, la concurrence a si bien limité les profits, que toute fortune rapidement faite est : ou l’effet d’un hasard et d’une découverte, ou le résultat d’un vol légal. perverti par de scandaleux exemples, le bas commerce a répondu, surtout depuis dix ans, à la perfidie des conceptions du haut commerce, par des attentats odieux sur les matières premières. partout où la chimie est pratiquée, on ne boit plus de vin ; aussi l’industrie vinicole succombe-t-elle. on vend du sel falsifié pour échapper au fisc. les tribunaux sont effrayés de cette improbité générale. enfin le commerce français est en suspicion devant le monde entier, et l’angleterre se démoralise également. le mal vient, chez nous, de la loi politique. la charte a proclamé le règne de l’argent, le succès devient alors la raison suprême d’une époque athée. aussi la corruption des sphères élevées, malgré des résultats éblouissants d’or et leurs raisons spécieuses, est-elle infiniment plus hideuse que les corruptions ignobles et quasi personnelles des sphères inférieures.

ikinci bölüm: à combien l'amour revient aux vieillards.

--- alıntı ---
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kimi no na wa (2016) (your name) "naja'nın söylediği anime)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

izleme linki : buradan
bilgi için: buradan
buradan
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlük yazarlarının şu aralar kafayı bozduğu konudur:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

en yaygın belirtileri güvensizliktir. alınan kararlara saygı duyulmaz ve bu doğrultuda yaşamdan soyutlanılır. daha sonra kaygısal durumlar ortaya çıkar bunalımlar başlar ve değersizlik hissi yaşanılır. bir çok sorunu beraberinde getirir.
devamını gör...

seyirci etkisi olarak bilinmektedir. acil durumlarda ya da yardım gereken durumlarda kişilerin nasıl olsa başkaları yardım eder/halleder düşüncesi ile seyirci kalması durumudur.
devamını gör...

corona'ya inat şeker tadında bir bayram diliyorum sevgili canım yazarlar!
bu kez değil belki ama bundan sonraki her bayramımız sevdiklerimizle ve olmak istediğimiz yerde geçsin dilerim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

herhangi bir tarikat ile uzaktan yakından ilişkisi olmayan bir müslüman ıslamın merkezinde olamaz mı? bence olabilir. ben bu oluşumların ıslama her zaman zarar verdiğini düşündüm. gerek süleymancılar, gerek menzilciler gerekse cübbeliler din ve insanlık için tefrikadan başka ne yaptılar bu ülkede hiç bir şey.

adam süleyman hilmi tunahan'ın kabrine gidiyor duasını ediyor çıkarken saygısızlık olmasın diye geri geri çıkıyor. menzile gidiyorsun, gavs denilen adam tövbe kabul ediyor olaya bakar mısınız. adam bulunduğu makamı tövbe kapısı ilan etmiş. ınsanlar koşa koşa arınmaya, paklanmaya gidiyor. insanlar bir beşerden hatta bir ölüden medet umuyor. sonra islamı eleştirenlerden nefret ediyoruz. ıyi ama eleştiri bile bir şeyleri değiştirmiyor maalesef. ne diyor fatiha suresinin ilk ayeti " bütün hamd ve övgüler alemlerin rabbinedir." bir beşere, bir ölüye değil, bir put'a değil. malesef kendilerini putlaştırmaktan başka bir iş yapmayan bu oluşumları bizler yarattık. ne yaptı bu insanlar? daha fazla dogma, daha fazla sorgulanmayacak kural koymaktan başka ne verdiler müslümanlara hiç. iktidarlarını daim kılmak için dini kullanmaktan çekinmediler. bilime asla itibar etmediler. müslümanları sürekli kışkırtıp birbirine düşürmekten çekinmediler. "ilim çin'de bile olsa gidip alınız" diyen peygamber hadisini unutturdular. sadece kendilerine itibar edilmesini isteyerek adeta kendilerini putlaştırdılar. oysa mekke fethedilince o kabedeki bütün putları kendi elleriyle kırmıştı peygamber. böylece en güzel mesajı vermişti aslında bize. ne çabuk unuttuk.
devamını gör...

detayları muhteşem olan bu eserle iyi geceler dünya demek isterim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel august malmström - dancing fairies (1866)
kaynak: wikimedia
devamını gör...

kimse kusura bakmasın ama beni yaptıkları için ben bebekken k*çımdaki b*ku temizlediler ve bana bakmak için çalıştılar diye kimseye akıl sağlığımı teslim edemem. yapmasalardı, bana mı sordular? yapıp bir de üstüne sana baktık, seni büyüttük diyemezler. bir zahmet bakacaksın oradan sonra zaten.
tanım: her fırsatta size bakmak zorunda oldukları zamana kadar size baktıklarını gözünüze sokup bu yüzden tüm hayatınızı kontrol edebileceğini, tüm akıl sağlığınızı ele geçirebileceğini düşünen insanların yaşadığı ev.
devamını gör...

bana göre "zaman her şeyin ilacıdır." cümlesidir.

bir çaremiz olsa işi zamana bırakmaz kendimiz hallederdik öyle değil mi?
devamını gör...

herkesin sempatisini kazanmış bakkal.
(bkz: çay erdal bakkalda içilir)
devamını gör...

1932 yılında yazılmış yanlış hatırlamıyorsam ve o zamana göre gelecekteki dünya gayet iyi kurgulanmış bence. ve kurgusu bir yana ben bu kitabi okuduktan sonra şuan ki yaşantımıza farklı bir gözle bakmaya başladım. mesela kitapta adı geçen uyuşturucu keyif verici madde "soma" . bizim somamız internet ve sosyal medya veya içerikler diziler filmler izlediğimiz dijital ortamlar olabilir. aile kurumunun yok olmasi herkes herkes içindir gibi içinde duygu barındırmayan cinsel hayat , anne baba baskısı istememe onlardan uzak durma(hatta doğumları durdurma) bana yine günümüzü anımsatıyor. yaşlanmanin olmaması sürekli genç olmaları, aşırı derecede tüketim toplumu olması, kimsenin yalnız kalmak istemeyip herşeyi gözler önünde sergileyerek yaşamak istemesi vb. çok nokta var bence insanları klonlamalari ve sınıflandırmaları bile biraz düşünürsek bize bizi hatırlatmiyor mu? tanrıyı öldürmeleri ,bilimi sınırlandirmalari, ölüm için yas tutmamalari. o kadar çok detayı varki düşünüp şöyle bir kendimize de bakmamiz gerek. kurgu yanı bir kenara bırakılırsa (ki dediğim gibi o da güzel aslında) biraz düşünmek için sorgulamak için okunması gereken bir kitap.
devamını gör...

kafayı yiyip bitiren,ne karar verebileceğinizi engelleyen o lanet düşünce. allah evlerine ateşler salsın o cümlenin.
devamını gör...

sıradışı mizacı ile bana çok çekici gelen kadın.
erkek olsa mehmet günsür falan olurdu herhalde, doğuştan bir karizma mevcut.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim