günün keko sözleri
sabahları latte akşamları madde.
ne bakıyosun güzelim atla da gezelim.
gözlerinin hastasıyım virajların ustasıyım.
gözlüklerim rayban önümden çekil hayvan.
semt bizim ev kira.
aklıma gelen bunlar. içimdeki kekoyu saldım.
ne bakıyosun güzelim atla da gezelim.
gözlerinin hastasıyım virajların ustasıyım.
gözlüklerim rayban önümden çekil hayvan.
semt bizim ev kira.
aklıma gelen bunlar. içimdeki kekoyu saldım.
devamını gör...
elde ettikten sonra erkeklerin kadınlara yaptığı şeyler
net kısıtlamaktır. kadının o özgür, bağımsız, neşeli haline aşık olurlar elde ettikten sonra da onu yapma bunu giyme şunu söyleme şuraya gitme diye kadını kendi içine kapatırlar. o aşık oldukları kişi içine kapandığında ben artık soğudum deyip ilişkiyi bitirirler. level tamamlandı.
devamını gör...
bertolt brecht
savaşla çok şey büyüyecek
büyüyecek
mülk sahiplerinin mülkleri
ve mülksüzlerin sefaleti
yönetenlerin söylevleri
ve yönetilenlerin suskunluğu. dize'lerinin sahibidir.
büyüyecek
mülk sahiplerinin mülkleri
ve mülksüzlerin sefaleti
yönetenlerin söylevleri
ve yönetilenlerin suskunluğu. dize'lerinin sahibidir.
devamını gör...
güne bir söz bırak
"aynı duyguyu paylaşan kederli ruhlar birbirleri ile karşılaştıklarında huzuru bulurlar"
halil cibran.
halil cibran.
devamını gör...
faydalı mobil uygulamalar
muzei: her gün bir sanat eserini telefonunuza wallpaper yapıyor.
dailyart: her gün yeni bir sanat eseri öğrenmek isteyenler için. bildirim olarak telefonunuza geliyor.
dailyart: her gün yeni bir sanat eseri öğrenmek isteyenler için. bildirim olarak telefonunuza geliyor.
devamını gör...
kriptografi
kriptografi, başkaları tarafından erişilmesi istenmeyen bilgilerin bir ya da çoklu değişkenlere tabii tutulup değiştirilerek, doğru yöntemlerin izlenmemesi takdirinde erişilmemesini sağlamak üzerine belli matematiksel ya da mantıksal algoritmalar dahilinde gerçekleştirilen işlemlerdir. ilgili bilim dalına kriptoloji, ilgilenip bu işlemleri gerçekleştiren kişiye ise kriptograf denir.
yunanca kelime köklerinde "gizli/gizlenmiş olan" anlamına gelen "kryptos" ve yazmak anlamına gelen "graphein" kelimelerinden türemiştir.
geçmişi oldukça uzun yıllara dayanmaktadır kriptografinin. antik mısır hiyerogliflerinde rastlanabilen gizemli örneklerinden tutun, mezopotamya'da keşfedilmiş olan kil tabletlerde bile karşımıza çıkabilmektedir.
roma'da, sezar ile karşımıza çıkmaktadır. günümüzde kriptografinin en bilindik uygulamalarından biri olan sezar şifreleme algoritması, basitçe harflerin alfabedeki n anahtar sayı kadar sonraki harfe yönlendirilerek yazılmasıdır. mesela, anahtarın 1 olduğu bir biçimde, "elma", "fmnb" şeklinde yazılacaktır. neyse ki günümüzde kullanılmıyor, çünkü şifre bilinmiyor olsa bile en fazla 25 denemede bulunabilmektedir.
ilk sistematik kullanımı, 8. yüzyılda orta doğu'ya dayanmaktadır. al-khalil adlı ünlü filolog, dil alimi tarafından çıkarılmış olan "şifreli mesajlar" kitabı ile temeli atılmıştır. kitap, var olabilecek tüm arapça kelimelerin sesli harfler dahil ve dahil olmadan halleriyle oluşturulabilecek tüm permütasyon ve kombinasyonlarını içermekteydi.
avrupa dünyasında reform ve rönesans dönemlerinde güvenli bilgi aktarımı amacıyla kullanılan kriptografi teknikleri, osmanlı imparatorluğu'nda, tapu-tahrir defterlerinde "siyakat" adı verilen, okunması güç ve dile hakimiyet gerektiren bir yazı biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır.
fakat bana göre en önemli kısmına, yani alan turing sonrasına gelmek istiyorum.
ikinci dünya savaşı'nda almanlar tarafından kullanılmış olan şifreleme makinesi enigma, yaygın kullanımıyla düşmanlarına büyük sorun yaratmaktaydı. arthur scherbius tarafından tasarlanmış olan enigma'nın başlangıçtaki kullanım alanı paranın hakim olduğu alanlarda ticari gizliliği sağlamaktı. savaş döneminde daha ucuz ve pratik kullanımına geçilmiş olan cihaz, rotorlu ve elektromekanik bir şifreleme cihazıydı.
daktilo benzeri cihazın üzerinde 26 harfli, ışıklı bir tabela vardır. daktilodan basılmış olan bir harf, rotorlardan birini devreye sokarak başka bir harf olarak yansıtır. çalışan üç rotor, bir harfi üç kez şifreleyerek neredeyse kırılması imkansız bir hale getirir. matematiğim yanıltmıyorsa, 26lı permütasyondan bahsediyoruz.
tabii bununla da kalınmamış. ekstradan makinede bulunan, her ucu farklı farklı bir harfe takılabilen on adet kablo vardır. bu kabloların her biri, takıldığı harflerin yerini değiştirmektedir. mesela uçları "s" ve "y" harflerine takılmış kablo, "spy" yazısını "yps"ye çevirir.
diğer hatırlamadığım ve muhtemelen bilmediğim bazı eklentilerle birlikte, bir mesaj on üç defaya kadar şifrelenebilmekte. böylece neredeyse çözülemez şifreler ortaya çıkar.
neredeyse çözülemez. işte bu noktada, polonyalı matematikçiler elde ettikleri verileri *, alan turing'in de içinde olduğu "ultra" adlı gruba verirler. alan turing, enigma'nın zaafiyetlerini, diğer uzmanlarla birlikte çalışmalarını sürdürerek, alman denizaltılarının uzun süren bir mesaj ağını takip ederek bunu çözebilmişti.
bir enigma mesajının hiçbir rotor, kablo vs. anahtar bilgisine sahip olunmadan çözülebilme ihtimali 1/3,560,761,236,879,310,464,000*'dir.
alan turing aynı zamanda bilgisayar biliminin kurucusu olarak kabul etmektedir. o halde gelelim bilgisayarlar vasıtasıyla gerçekleştirilen kriptografik işlemlere. günümüzde simetrik ve asimetrik şifreleme olarak iki farklı kullanımı mevcut.
simetrik şifreleme, aynı anahtar kullanımıyla dekripsiyon(şifre çözümleme) ya da enkripsiyon (şifreleme) işleminin gerçekleştirilmesidir. dizi ve blok şifreleme olarak ikiye ayrılır.
dizi şifrelemede, veri bir bit* dizisi olarak ele alınır. bir anahtar vasıtasıyla, zamana göre değişen bir uzunlukta bir dizi üretilmesiyle sağlanır.
kullanım örnekleri: cfb *, ofb *, ctr *
blok şifreleme ise, veriyi bloklar halinde ele alır. bu bloklar birbirine bağlı ya da bağımsız olarak var olabilir. şifreleme ve şifre çözümleme bütün olarak ele alınan bloklar üzerinden gerçekleşir. şifreniz "parola" ise, bu bütün bir bloktur mesela. "p" ya da "parol" yazılması bir anlam ifade etmez basitçe. öte yandan, iç hafıza ve kimlik tanımlama unsurları barındırmaması da dezavantajları arasındandır.
kullanım örnekleri: ecb *, cbc *
simetrik şifrelemede milenyumun başına kadar des* kullanılırken, milenyum itibariyle yerini yavaş yavaş aes'e* bırakmaktadır.
asimetrik şifrelemede ise, şifrelerken ve şifre çözümlerken farklı anahtarlar kullanılır. açık anahtar, şifreleme ve doğrulama için kullanılırken, özel anahtar şifrenin çözümü ve alındığını belirtmek amacıyla kullanılmaktadır. mesela, birine yolladığınız bir maili, o kişinin genel anahtarıyla şifreliyorsunuz. sonra, o mailin açılabilmesi için, yolladığınız kişi özel anahtarını kullanıyor.
sizin gönderdiğinizin anlaşılması içinse, gönderici olan sizin genel anahtarı tarafından doğrulanabilmekte olduğundan, özel anahtarınız ile bunu imzalamanız gerekmektedir. mühür basmak gibi düşünebiliriz :)
ayrıca ilginizi çekebilir, araştırma konusu olarak bırakayım.
(bkz: pgp)*
ek:
eğer buraya kadar okuyan varsa teşekkürlerimi sunarım. konuyla ilgili herhangi bir soru/sorununuz varsa iletişime geçebilirsiniz, bilgim dahilinde yardımcı olmaya çalışırım.
yunanca kelime köklerinde "gizli/gizlenmiş olan" anlamına gelen "kryptos" ve yazmak anlamına gelen "graphein" kelimelerinden türemiştir.
geçmişi oldukça uzun yıllara dayanmaktadır kriptografinin. antik mısır hiyerogliflerinde rastlanabilen gizemli örneklerinden tutun, mezopotamya'da keşfedilmiş olan kil tabletlerde bile karşımıza çıkabilmektedir.
roma'da, sezar ile karşımıza çıkmaktadır. günümüzde kriptografinin en bilindik uygulamalarından biri olan sezar şifreleme algoritması, basitçe harflerin alfabedeki n anahtar sayı kadar sonraki harfe yönlendirilerek yazılmasıdır. mesela, anahtarın 1 olduğu bir biçimde, "elma", "fmnb" şeklinde yazılacaktır. neyse ki günümüzde kullanılmıyor, çünkü şifre bilinmiyor olsa bile en fazla 25 denemede bulunabilmektedir.
ilk sistematik kullanımı, 8. yüzyılda orta doğu'ya dayanmaktadır. al-khalil adlı ünlü filolog, dil alimi tarafından çıkarılmış olan "şifreli mesajlar" kitabı ile temeli atılmıştır. kitap, var olabilecek tüm arapça kelimelerin sesli harfler dahil ve dahil olmadan halleriyle oluşturulabilecek tüm permütasyon ve kombinasyonlarını içermekteydi.
avrupa dünyasında reform ve rönesans dönemlerinde güvenli bilgi aktarımı amacıyla kullanılan kriptografi teknikleri, osmanlı imparatorluğu'nda, tapu-tahrir defterlerinde "siyakat" adı verilen, okunması güç ve dile hakimiyet gerektiren bir yazı biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır.
fakat bana göre en önemli kısmına, yani alan turing sonrasına gelmek istiyorum.
ikinci dünya savaşı'nda almanlar tarafından kullanılmış olan şifreleme makinesi enigma, yaygın kullanımıyla düşmanlarına büyük sorun yaratmaktaydı. arthur scherbius tarafından tasarlanmış olan enigma'nın başlangıçtaki kullanım alanı paranın hakim olduğu alanlarda ticari gizliliği sağlamaktı. savaş döneminde daha ucuz ve pratik kullanımına geçilmiş olan cihaz, rotorlu ve elektromekanik bir şifreleme cihazıydı.
daktilo benzeri cihazın üzerinde 26 harfli, ışıklı bir tabela vardır. daktilodan basılmış olan bir harf, rotorlardan birini devreye sokarak başka bir harf olarak yansıtır. çalışan üç rotor, bir harfi üç kez şifreleyerek neredeyse kırılması imkansız bir hale getirir. matematiğim yanıltmıyorsa, 26lı permütasyondan bahsediyoruz.
tabii bununla da kalınmamış. ekstradan makinede bulunan, her ucu farklı farklı bir harfe takılabilen on adet kablo vardır. bu kabloların her biri, takıldığı harflerin yerini değiştirmektedir. mesela uçları "s" ve "y" harflerine takılmış kablo, "spy" yazısını "yps"ye çevirir.
diğer hatırlamadığım ve muhtemelen bilmediğim bazı eklentilerle birlikte, bir mesaj on üç defaya kadar şifrelenebilmekte. böylece neredeyse çözülemez şifreler ortaya çıkar.
neredeyse çözülemez. işte bu noktada, polonyalı matematikçiler elde ettikleri verileri *, alan turing'in de içinde olduğu "ultra" adlı gruba verirler. alan turing, enigma'nın zaafiyetlerini, diğer uzmanlarla birlikte çalışmalarını sürdürerek, alman denizaltılarının uzun süren bir mesaj ağını takip ederek bunu çözebilmişti.
bir enigma mesajının hiçbir rotor, kablo vs. anahtar bilgisine sahip olunmadan çözülebilme ihtimali 1/3,560,761,236,879,310,464,000*'dir.
alan turing aynı zamanda bilgisayar biliminin kurucusu olarak kabul etmektedir. o halde gelelim bilgisayarlar vasıtasıyla gerçekleştirilen kriptografik işlemlere. günümüzde simetrik ve asimetrik şifreleme olarak iki farklı kullanımı mevcut.
simetrik şifreleme, aynı anahtar kullanımıyla dekripsiyon(şifre çözümleme) ya da enkripsiyon (şifreleme) işleminin gerçekleştirilmesidir. dizi ve blok şifreleme olarak ikiye ayrılır.
dizi şifrelemede, veri bir bit* dizisi olarak ele alınır. bir anahtar vasıtasıyla, zamana göre değişen bir uzunlukta bir dizi üretilmesiyle sağlanır.
kullanım örnekleri: cfb *, ofb *, ctr *
blok şifreleme ise, veriyi bloklar halinde ele alır. bu bloklar birbirine bağlı ya da bağımsız olarak var olabilir. şifreleme ve şifre çözümleme bütün olarak ele alınan bloklar üzerinden gerçekleşir. şifreniz "parola" ise, bu bütün bir bloktur mesela. "p" ya da "parol" yazılması bir anlam ifade etmez basitçe. öte yandan, iç hafıza ve kimlik tanımlama unsurları barındırmaması da dezavantajları arasındandır.
kullanım örnekleri: ecb *, cbc *
simetrik şifrelemede milenyumun başına kadar des* kullanılırken, milenyum itibariyle yerini yavaş yavaş aes'e* bırakmaktadır.
asimetrik şifrelemede ise, şifrelerken ve şifre çözümlerken farklı anahtarlar kullanılır. açık anahtar, şifreleme ve doğrulama için kullanılırken, özel anahtar şifrenin çözümü ve alındığını belirtmek amacıyla kullanılmaktadır. mesela, birine yolladığınız bir maili, o kişinin genel anahtarıyla şifreliyorsunuz. sonra, o mailin açılabilmesi için, yolladığınız kişi özel anahtarını kullanıyor.
sizin gönderdiğinizin anlaşılması içinse, gönderici olan sizin genel anahtarı tarafından doğrulanabilmekte olduğundan, özel anahtarınız ile bunu imzalamanız gerekmektedir. mühür basmak gibi düşünebiliriz :)
ayrıca ilginizi çekebilir, araştırma konusu olarak bırakayım.
(bkz: pgp)*
ek:
eğer buraya kadar okuyan varsa teşekkürlerimi sunarım. konuyla ilgili herhangi bir soru/sorununuz varsa iletişime geçebilirsiniz, bilgim dahilinde yardımcı olmaya çalışırım.
devamını gör...
ramazan deyince akla gelen ilk isim
pide..
devamını gör...
ağladığınızda arkadaşınızın söylediği en saçma şey
çok güzel oldun kızıııım*.
devamını gör...
dört yanlış bir doğruyu götürür
5 seçenekli bir sınava giriyorsanız dikkat etmeniz gereken bir detaydır.4 seçenekli bir sınava giriyorsanız 3 yanlış 1 doğruyu götürecektir.tümevarım yoluyla düşünürsek bu durumdan çıkartacağımız sonuç ; seçeneklerin ne kadar çokca hayat sana o kadar iltimas sağlayacaktır ama yok sen daralttıysan çemberi işin zor demektir.yeri gelecek 1 yanlış 1 doğruyu götürecektir....
devamını gör...
romain gary
zamanında emile ajar takma adıyla yazdığı romanlar ile büyüttüğü isim, kendi isminden bile daha popüler olan fransız deha.
acıdır ki eşiyle aynı kaderi paylaşarak intihar etmiştir. ikinci benliği olan emile ajar'ın kimliğini ölene dek gizli tutmayı başarmıştır.
acıdır ki eşiyle aynı kaderi paylaşarak intihar etmiştir. ikinci benliği olan emile ajar'ın kimliğini ölene dek gizli tutmayı başarmıştır.
devamını gör...
profiline kendi fotoğrafını koyan kadın
profilinde kendi fotoğrafının olmasını isteyen kadındır.
ne öküz altında buzağı aramayı gerektirir ne de üstünde derin derin düşünmeyi.
ne öküz altında buzağı aramayı gerektirir ne de üstünde derin derin düşünmeyi.
devamını gör...
telefon bağımlılığı

genelde sosyal medya bağımlısı ve/ya sevgilisi olan kişilerde görülen bağımlılık türüdür. yemekte dahi telefonu elinden düşürmezler. sürekli bir mesajlaşma, sürekli sosyal ağlar da gezme isteği vardır. gece yatarken dahi telefonunu dahi bırakmaz. bazen öyle abartılar ki telefon başında sabahlayabilir. şuna bakayım uyurum, buna bakayım uyurum, bir de şuna bakayım diye diye sabahlara kadar telefondan kopamazlar. uyuduklarında ya geceni yarısı olur ya sabaha az vakit kalmıştır ya da o gün hiç uyumamıştır, gün içinde uyurlar. hem genel olarak sağlığa zararlı hem de insanın düzenini bozuyor. olanların bir an önce kurtulması gerek bağımlılıktır.
devamını gör...
ailenin en küçük çocuğu
en küçük teyzem diyor ki “bi evin en küçüğü olacağına, dağda keçi ol.” o kadar kötü sanırım. ben demiyorum, o diyor. ben anlamam yoksa bu işlerden. tek çocuğum ben.
devamını gör...
sözlük radyosu toplantısı
gelip gizliden gizliye katılınacak toplantıdır. inşallah bu sefer yine yanlışlıkla kamerayı açmam.* yoksa ifşa loading...
devamını gör...
spot ışığı etkisi
kişinin davranış veya görünümüne, toplumun gerçekte olduğundan daha fazla dikkat ettiğini sanmasına verilen isimdir. kişinin burada düştüğü yanılgının aynısı, yaptığımız hataların ne kadar çok insan tarafından fark edildiği konusunda da geçerlidir. aslında toplum önünde bir hata yaptığımızda, bizim sandığımız gibi herkes bizi izlememektedir.
cornell üniversitesi'nde bu konuda bir araştırma yapılmıştır. araştırmada, o dönemde pek de sevilmeyen amerikalı müzisyen barry manilow'un fotoğrafının bulunduğu bir tişört ile kalabalık bir ortama giren öğrencilerin aldığı tepkiler ölçülmek istenmiştir. kalabalık grupta bir süre vakit geçiren öğrenciler, dışarı çıktıklarında insanların en az yarısının tişörtü fark edip yorumda bulunduklarını söylemişlerdir. oysaki kalabalığın dörtte biri bile öğrencilere ve giydikleri tişörte ilgi göstermemiştir.
cornell üniversitesi'nde bu konuda bir araştırma yapılmıştır. araştırmada, o dönemde pek de sevilmeyen amerikalı müzisyen barry manilow'un fotoğrafının bulunduğu bir tişört ile kalabalık bir ortama giren öğrencilerin aldığı tepkiler ölçülmek istenmiştir. kalabalık grupta bir süre vakit geçiren öğrenciler, dışarı çıktıklarında insanların en az yarısının tişörtü fark edip yorumda bulunduklarını söylemişlerdir. oysaki kalabalığın dörtte biri bile öğrencilere ve giydikleri tişörte ilgi göstermemiştir.
devamını gör...
17 gün boyunca alkol satışının yasaklanması
"içmeyiverin, beni ilgilendirmiyor, alkol alanlar yasakları delebilir, rö rör rö" şeklindeki tepkileri görmemizi sağlayan başlık. bu tepkileri verip de kendi yaşam tarzıyla ilgili saygı görmek isteyene bir yudum su vereni sevsinler.
alkoldeki yüksek verginin toplum sağlığını korumak ile ilgisi kalmamıştır. sadece “gelir odaklı” bir vergileme yaklaşımı oluşmuş hatta alkolden alınan ötv, bir vergi politikası aracı olmaktan çıkıp “yaşam tarzına müdahaleye” dönüşmüştür.
yasaklar da aynı sonuca hizmet etmektedir.
ozan bingöl demiş, ben de aynen, diyorum.
alkoldeki yüksek verginin toplum sağlığını korumak ile ilgisi kalmamıştır. sadece “gelir odaklı” bir vergileme yaklaşımı oluşmuş hatta alkolden alınan ötv, bir vergi politikası aracı olmaktan çıkıp “yaşam tarzına müdahaleye” dönüşmüştür.
yasaklar da aynı sonuca hizmet etmektedir.
ozan bingöl demiş, ben de aynen, diyorum.
devamını gör...
şu sıralar en iyi yaptığınız şey
devamını gör...
salata suyu
ıster ekmek bandir, ister kafaya dik, her iki sekilde de dunyanin en guzel tatlarindan biridir.
devamını gör...
ermeni soykırımı iddiası
'ermeni tipi var namussuzda', 'ermeni dölü seni' gibi deyimlere sahip, konvoylarla korna sesleriyle masum sakinlere güvercin tedirginliği yaşatan saldırganlara sahip ülkemizin geçmişinde soykırım yapılmış olabileceği imkansız tabi(!) dedelerimizden duyduğumuz 'ermenileri öldürürseniz cennete gidersiniz dediler bize' tarzında aldıkları fetvaları da uydurma kesin(?)
vardır yoktur ya da karşılıklıdır kesin şeyler değil elbet. mesele meclise sunulan araştırma önerilerinin sürekli reddedilmesinde biraz da. açın tartışın, biz de ona göre muhakeme edelim. neyi saklıyorsunuz, neyden çekiniyorsunuz?..
vardır yoktur ya da karşılıklıdır kesin şeyler değil elbet. mesele meclise sunulan araştırma önerilerinin sürekli reddedilmesinde biraz da. açın tartışın, biz de ona göre muhakeme edelim. neyi saklıyorsunuz, neyden çekiniyorsunuz?..
devamını gör...
zeugma mozaik müzesi
zamanda yolculuk gibi,insanı büyüleyen bir atmosferi vardır.
devamını gör...