'jagged 85'nickli wikipedia kullanıcısı, 2005'ten 2012'ye kadar yaklaşık 80 bin makaleye osmanlı bilginleri ile ilgili uydurma bilgiler yerleştirmiş.
örnek' el hazen deneysel psikolojiyi 1010'da icat etti.'
adam tek başına bilgisayar başında osmanlı bilim tarihini oluşturmuş.
işin ilginci bu kişinin bilgileri akademik makalelerde de kaynak olarak kullanılmış.

sistemdeki boşluğu gören osmanlı sevdalısı kendi bilim tarihini yazmış.

ben yorum yapamıyorum.

kaynak
devamını gör...

italyanca kökenli bir kelimedir.
elmasın yontulmuş yüzlerinden her biri demektir.

resimag.com/p1/bcf1e5046c6e.jpeg
devamını gör...

1967 yapımı stuart rosenberg filmi. zaten isa göndermeleri ile dolup taşan film bana green day grubunun meşhur jesus of suburbia'sını anımsatıyor. bir kahramana hatta direkt isa'ya dönüşen luke karakteri paul newman'ın o çarpık, biraz delivari ve insanı delip geçen gülümsemesi ile yükseldikçe yükselmiştir. bu film; "hapishaneden kaçış temalı bir film madem o zaman biraz aksiyon görelim" diyen kitleyi memnun etmez, temasına nazaran tamamen durağan geçen bir film zaten çoğu insanın aklında o meşhur iddia sahnesi ile kazınmıştır ama bana kalırsa filmin bunun dışında onlarca etkileyici sahnesi vardı.



luke'un dragline ile mücadele ettiği sahne hem sinema dünyası için unutulmayacak bir sahne hem de luke karakterini çözümlemek için ideal bir andı. filmin açılış sekansında bile luke karakterinin o yarı deli tavrını zaten anlaşılıyordu ama bu sahnede dragline onu dövmekten bıkana kadar hırsla kalkıp dayak yemeye devam etmesi karakterin genel bir portresini çizmeye yetiyor.

diğer bir etkileyici sahne luke'un annesi ile yaptığı son konuşma sahnesi ama bu sahneyi bu kadar vurucu yapan harry dean stanton'ın sakince just a closer walk with thee diye şarkıya girmesi ve luke'un annesi ile vedalaşmasının hemen ardından stanton'ın buğulanmış gözlerini uzaklara dikip şarkıya devam etmesidir bana kalırsa hatta o meşhur sahneyi de ekleyeyim buraya:

luke'un annesinin ölümünden sonra hücreye kapatılması yine ekrana bakıp sövüp saydığım bir sahneydi. luke'un ikinci kaçışından sonra bilerek tabağına fazladan yemek konulması -yemek bitmezse geceyi tek başına hücrede geçirmesi gerekecekti- ve hapishanede bulunan herkesin kendi yemeklerini bitirmelerine rağmen luke'a yardımcı olmak için onun yemeğinden sırayla bir kaşık almaları muhtemelen film boyunca beni ağlatmaya yaklaşmış az sayıda sahneden biridir yine.

başlık sahibi yazar biraz bahsetmiş ama ben tüm repliği yine de ekleyeyim. guns n' roses dinleyenler civil war şarkısının girişindeki o repliği anımsayacaklardır: "what we've got here is... failure to communicate. some men you just can't reach. so you get what we had here last week, which is the way he wants it... well, he gets it. i don't like it any more than you men."

strother martin'in o meşhur repliğinin geçtiği sahne yine cool hand luke filminin muhtemelen en akılda kalan ikinci sahnesiydi ki luke karakterinin vurulmadan önce pencereden bakıp; "what we've got here is... failure to communicate" dedikten sonra vurulup öldüğü sahne aynı şekilde çarpıcıdır.

luke'un vurulmadan önce tanrı ile yaptığı tek taraflı konuşma sahnesi için ise pek az şey söyleyebilirim, newman o sahnede sanatın vücut bulmuş hâli gibidir ki zaten replikler de aynı derecede güzeldir.

otoritenin kırılganlığını son dakika suratımıza çarpmış olan gözlük kırılma sahnesine değinmeyeceğim o kadar spoiler okuduysanız açıp izleyin zaten. o sahnenin etkisi okununca değil izlenince çarpıcı bir hâle geliyor.




"sometimes nothing can be a real cool hand"
devamını gör...

fazla uzaklaşmış olamaz, hızlıca kosup yakalayalım zira sabah saatlerinde iyi niyetinden ve bonkör gönlünden bir nebze filizlendirip gitti kendisi. sözlüğün mihenk taşlarındandır ve bu konu tartışmaya kapalıdır. bu da şahsına munhasır ikinci nick altım olsun.
devamını gör...

bu gece keşfettiğim ve tarih ile ilgili dolu dolu tanımlar giren yazarımız.
böyle yazarlar görünce o kadar mutlu oluyorum ki hoş gelmiş diyorum kendisine.
yazmaları karmaları bol olsun.
devamını gör...

microwave amplification by stimulated emission of radiation'ın * baş harflerinden oluşan ve bildiğimiz lazer ile hemen hemen aynı şey olan fiziksel fenomen. bazı kaynaklarda mazer olarak da geçer.

olayın adındaki "uyarılmış ışınım emisyonu" kısmını basitçe anlatmaya çalışayım.

atomların etrafındaki elektronlar belirli enerji seviyelerinde dolanır. bunlara ekstra enerji verirseniz, daha yüksek enerji seviyelerine geçiş yaparlar ama burada uzun süre kalmak istemezler ve ilk fırsatta eski yerlerine geri dönerler. bunu yaparken de aldıkları enerjiyi geri verirler, yani ortama bir foton bırakırlar. bu durum ortamın özelliğine göre kendiliğinden gerçekleşebilir.

ancak maser oluşturmak için, atom zaten yüksek bir enerji seviyesindeyken ona 2. bir foton gönderilir. atom bu fotonu da bünyesine dahil eder ve hızlıca eski haline döner. bu sırada 2 foton birden bırakır ortama. foton dediğimiz şey ışığın da ana maddesidir. böylece ortaya güçlendirilmiş bir ışınım çıkmış olur.

maser oluşturmak için gereken uyarılmış elektronların enerji seviyesi geçişlerini sağlamak için krom ve gadolinyum gibi paramanyetik maddelerin iyonları kullanılır. lazerden farkı, daha yüksek frekanslı * elektromanyetik dalgalar ile oluşturulmasıdır.
devamını gör...

allah ın en büyük sıfatlarından biri.
rahman; merhamet eden anlamına gelir. itaat edip, etmemesine bakılmadan bütün insanlara ve canlılara merhamet eden anlamına gelir.

önünde ek olmadan; isim olarak kullanılması islami anlayışta yasaktır. yani çocuğunuza "rahman" ismini koyamazsınız. ancak önüne abd(kul) eki gelirse; isim olarak kulanılabilir. çünkü allah ın kapsayıcı (külli) sıfatlarından biridir.
devamını gör...

türlü türlü mitler ortaya atıldı bugün ve benimde bir mit ortaya atma vaktim geldiğini düşünüyorum. online listesine baktığımda şu an 323 online yazar ama burada hep aynı insanların yazdığını görmekteyim. acaba bu bir kurmaca mı diye düşündürmüyor değil. gerçek sayılar verilsin ey yönetim.
devamını gör...

neredeyse bitirmek üzere olduğum ama hala tam manasıyla içine giremediğim kitap. o kadar çok karakter ve setting var ki insan ister istemez kopuyor. kitap, baş karakterler odağında ilerlerken birden eski akraba, tanıdık, ahbaplara yöneliyor. kim kimdi, kitaptaki işlevi neydi unutmuş oluyorsunuz. zaman zaman çok güzel aforizmalar çıkıyor insanın karşısına. kitabı okuyacak olanlar, bunları not etsin derim.
devamını gör...

ümit yaşar oğuzcan şiiridir.

ayrılık diye bir şey yok.
bu bizim yalanımız.
sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
şimdi neredesin? ne yapıyorsun?

güneş çoktan doğdu.
uyanmış olmalısın.
saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?
öyleyse ayrılmadık.
sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.

zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum.
önce beklemekten.
ömür boyunca ya bekliyor ya bekletiyor insan.
ikisi de kötü, ikisi de hazin tarafı yaşantımızın.

bir çocuğun önce doğmasını bekliyorlar,
sonra yürümesini, konuşmasını, büyümesini...
zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasını,
kanunlara saygı göstermesini,
insanları sevmesini, aldanmasını, aldatmasını bekliyorlar.

ve sonra ölümü bekleniyor insanoğlunun.
ya o? ya o?
insanlardan dostluk bekliyor, sevgilisinden sadakat,
çocuklarından saygı ve bir parça huzur bekliyor,
saadet bekliyor yaşamaktan.

zaman ilerliyor, bir gün o da ölümü bekliyor artık.
aradıklarının çoğunu bulamamış,
beklediklerinin çoğu gelmemiş bir insan olarak
göçüp gidiyor bu dünyadan.

işte yaşamak maceramız bu.
yaşarken beklemek, beklerken yaşamak
ve yaşayıp beklerken ölmek!

özleme bir diyeceğim yok.
o kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
o nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
o tek güzel yönü bekleyişlerimizin.

insanlığımız özleyişlerimizle alımlı,
yaşantımız özlemlerle güzel.
özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.
bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.
bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.

verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
seni özlediğim içindir.
beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
seni özlediğim içindir.
yaşıyorsam; içimde umut varsa,
yine seni özlediğim içindir.

seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!
devamını gör...

kimseyi ilgilendirmeyen sıradan bir durumdur.

kadın, istediği zaman, istediği şekilde giyinebilir. kimsenin en küçük bir psikolojik baskı yapmaya hakkı yoktur. kendini öyle güzel ve şık hissediyordur, öyle mutlu oluyordur, öyle keyif alıyordur ya da belki soğuğu seviyordur kime ne.
devamını gör...

köyde yan komşusunu vurmuş horozu bizim kümese girmiş.
devamını gör...

büyütülmesi gereken bir başarı değil arkadaşlar, gayet kolay. hatta kendi kopçasının bile tek hamlede açabilir insan. abartmayalım....
devamını gör...

yetmiş üç yaşındasın, kızının ölümünü gördün. akıl hastanesine kapatıldın. hayatını unuttun, ailen hatırında. diğer kızınla görüşmüyorsun, ayda yılda bir konuşuyorsun ama görüşmeden saymıyorsun onları. kızını meme kanserinden kaybettin. korkuyorsun. kendin için korkacak bir nedenin varmış gibi görünmüyor artık. korkularının da beterini yaşadın. böyle olsun istemezdin, bir şilte üzerinde dert ortağı bellediğin birine bir çırpıda hayatını anlatmak istemezdin. gıpta ile bakılan bir yerden tepe taklak düştün yere.

eğer hala yaşıyorsan, yetmiş altı. bir hayat bir şilteye sığarmış. bütün gökler senin olsun, bütün sabah denizleri senin. kabul et, bu senin bir yabancı olarak bir yabancıya bıraktığın hayatının, başka yabancılara yolculuğu olsun. balıkçılar ağlarını atmadan bir yolculuk. gün doğmadan, kilometreler süren bir yolculuk. eskimiş çerçevelerden gülümseyen insanlara bir yolculuk. ne zaman görsek, şaşıracağız.

kilometreler süren bir yolculuğa çıktığımda, vardığım yerde fark ettim hiçbir yere gitmediğimi. bir şilte üstünde, bir ömür artık. korkuyorsun. korkuyorum.
devamını gör...

merhaba arkadaşlar.

öncelikle yapılan devrim sonrası ekonominin pek de şahlanmadığını sözlükte de görmüş olduk. biz fakir halk olarak onları artı oy yağmuruna tutarsak adamlar deli gibi karma kasar. e bize kim bakacak?? şimdiden baktığım bütün modlar profillerine bişeyler koymuşlar. biz daha karnımızı zor doyuruyoruz.

demem o ki onları da açlığa terk edersek bu durumdan rahatsız olup indirim talebimizi belki karşılayabilirler. sizlere güveniyorum. iyi günler dilerim.
devamını gör...

tabii ki paşam.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

nevşehir'de, kapadokya'nın her tarafından görülen en büyük peri bacasıdır. bulutlara doğru yükselen doğal bir gökdelendir. eteğinde ve civarında bir çok ev görünür. bu evler, roma askerlerinden korunmak isteyen hıristiyanlar tarafından kayalara oyulmuş. kalenin etekleri şimdi dünyada eşi benzerine rastlanmayacak oteller ile çevrilmiş.
devamını gör...

tembelim.
devamını gör...

sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! ölüm herşeyi yok edecek. ruhları sevmeyi deneyin...
devamını gör...

"pimpinella saxisfrage" olarak da bilinen nemli ve rutubetli bölgelerde yetişen bir şifalı bitki. gülgiller familyasından olan bu bitki, mideye, öksürüğe ve yüksek ateşe iyi gelmesi ile biliniyor. aynı zamanda balgam söktürücü özelliğe sahip.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim