ilk çıkıştan çıkın derim.
instagram zaman kaybından başka bir şey değil.
insanlar yaşamadıkları hayatı yaşıyormuş gibi gösterip hem kendilerini hem de karşısındakileri kandırıyor.
devamını gör...


sevgi özgürlüktür, sevgi çevrende gördüğün her şeyin enerji kaynağıdır. sevgi sınırsız olduğunda gerçek özgürlüğü bulursun. insan sürekli sevmek ve sevilmek için yaşar, gelişir, değişir, sonra bunu unutur. sevginin sınırsız olmasını ve bunu özgürce haykırmayı dilersin. anne, çocuk, sevgili, koca her sevgide bu sonsuzluğu ve sınırsızlığı ararız. yani gerçekten sevmeyi ve sevilmeyi haykıra haykıra bağırabilmek, her bir hücremin derinliklerinde yaşayabilmek için.

aret vartanyan, sevgiyi böyle tanımlıyor, gerisi size kalmış.
devamını gör...

çorum’un alaca ilçesinde yer alan hititler'in önemli kültür ve sanat merkezidir. geçmişi hititlilerden de eskiye giden bu bölgede yapılan kazılar atatürk'ün emri ile 1935 yılında başlayarak ülkemizin ilk ulusal kazılarından biri olmuş ve kazılarda dört uygarlık katmanı açığa çıkarılmıştır.

kendi deneyimlerimden yola çıkarak aynı gün içinde hititler'in başkenti olan hatuşaş'ı gezdikten sonra arada yazılıkaya'yı da ziyaret ederek alaca höyük'e ulaşabilirsiniz. çok ilginç bir yerdir. hititler döneminden kalma ve hala kullanımda olan baraj bulunmaktadır. içindeki müzede buradan çıkarılan eşyaları görebilirsiniz. çevresi köy izlenimi vermektedir. yemek yiyecek bir yer bulamadığımızdan bizi evinde misafir edip, çay, tereyağı, yoğurt gibi şeyler ikram eden köylü çifte de buradan selam ederim. zamanınızı iyi planlarsanız buradan da çorum merkeze geçip oradaki büyük müzeyi de görebilirsiniz.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
her zaman güzel mi bu kadar,
bu eşya, bu pencere?
değil,
vallahi değil;
bir iş var bu işin içinde.
* *
devamını gör...

sagopa kajmerdir.
abi cezayla barış lan yazmıştım yıllar önce twitter’dan engellemişti.
devamını gör...

türkçe öğretmenliği - türk dil kurumu elçisi
devamını gör...

hoşlandığım kızın saçını çekmiştim. kız da beni sulukla kovalamıştı. hey gidi...
devamını gör...

bu atasözüne göre keşke bülbül baştan kafese konmasaymış ve ille de format demek zorunda kalmasaymış. elbette format önemli ona sıkı sıkıya sarılma isteği de anlaşılabilir. ama ille de iki kelimeden oluşan olsa da tanım yapma zorunluluğu biraz saçma kalıyor. yazdığınızdan misal vermek gerekirse "bir atasözü" tanımını eklemek sözlüğe ne kazandırdı? o tanımı eklememiş olsaydınızyazdıklarınız çok mu manasız kalacaktı? ve en önemlisi sözlük ne kaybedecekti?

yazılan tanım ana fikir olarak başlık ile uyumlu ise ille de "bir x'dir" gibi tanım yapma zorunluluğu olmasa da olur. hoş zaten gözüme çarpan mevcut tanımların büyük kısmında bahsedilen tarzda bir tanım cümlesi yok. *

formatı korumak için savaş açılması gereken tanım örneği bu başlık için şöyle olabilir misal; 'kaynımın ve benim çok sevdiğimiz atasözü" ya da " hadi oradan bülbül altın kafese girmişsin daha ne istiyorsun" vb. gibi.
devamını gör...

ben kronik bronşit hastasıyım akciğerlerim problemli yani. herkes kapıp kurtulsun demişsin ama ben hastalanırsam kesin entübe olurum, muhtemelen çok kolay olmayacak atlatmam belki de dayanamayacak ciğerlerim, ölüp gideceğim.

sen hayattan soğumayacaksın diye ben neden ölüyorum.
devamını gör...

2020'lerin pop starlarında, sinema yıldızlarında bile olmayan karizmadır!
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...


tekirdağ'da dehşet! 'bana cinler geldi' dedi, kızını pencereden attı
tekirdağ'ın çorlu ilçesinde, ahmet dumanlıoğlu'dan boşanma aşamasında olan ümmühan dumanlıoğlu (31), kızı ayşegül'ü (2) 2'nci kattaki evin penceresinden atarak öldürdü. gözaltına alınan dumanlıoğlu, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. dumanlıoğlu, ifadesinde, "bana cinler geldi ve kızımı aşağı atmamı istedi. atmazsam kızımın cehenneme gideceğini söylediler" dedi.
'cinler söyledi, aşağı attım'
polisin gözaltına aldığı ümmühan dumanlıoğlu, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece 'kasten öldürmek' suçundan tutuklandı. dumanlıoğlu'nun, ifadesinde, "kızımla birlikte annemin evinde yaşıyoruz. annem mutfağa girdiğinde ben oturma odasına kızımla geçtim. bana cinler geldi ve kızımı aşağı atmamı söyledi. atmazsam kızımın cehenneme gideceğine söylediler. ben de kızımı alıp, cama geldim; kızımı camdan aşağı attım. cinler söyledi. ben sonra hemen aşağı koştum, kızımı alıp anneme getirdim. hastaneye götürüldü" dediği öğrenildi.


buradan
devamını gör...

otozomal resesif geçişli, ekzokrin salgı bezlerinde fonksiyon bozukluğu ile karakterize birçok sistemi tutan bir hastalıktır. ekzokrin bezleri etkilediği için solunum, gastrointestinal sistem ve üreme sisteminde fiziksel değişime neden olur. hastalığın kesin bir tedavisi yoktur. tedavide amaç yaşam kalitesini yükseltmek ya da olan standartları devam ettirmek, solunum fonksiyonlarını sağlamak, enfeksiyon oluşumunu engellemektir.

-bu hastalığı oldukça iyi anlatan five feet apart filmini izlemenizi de tavsiye ederim.
devamını gör...

hayat, evren ve her şeye dair nihai sorunun cevabı.
devamını gör...

(bkz: 23 mayıs 2021 sedat peker'in 7. videosu) sonrası binali yıldırım tadıyla paylaşılan video.. valla ne yalan söyleyelim cuk diye oturmuş :)
twitter.com/ArsivUnutmaz/st...
devamını gör...


"anlamlı her şey harikadır!hatta o anlam yalan bile olsa; ki çoğunlukla öyledir,insan anlamsızlığa katlanabilir,ama asıl felâket basitliktir,adîliktir."
ıvan turgenyev: babalar ve oğulları
devamını gör...

yaşlı bir garsonun size servis yapmasıdır.
devamını gör...

kimi zaman suçlama kimi zaman teselli amacı ile yazılan notlar. lautréamont, 'sans autres renseignements.' yazarak zirveye çıkarmıştır işi. muhtemelen ben de uyduruk bir kağıda 'daha fazla bilgi yok' yazar ve çenemin altına dayadığım bir 38'lik ile veda ederdim. suçlanacak veya teselli edilecek kimse yoktur bazen, yalnızca kendin olmaya tahammül edemezsin belki de hayatın kendisine.
devamını gör...

insanları kırmaktan çok çekinen ve hayır diyemeyen biri olduğumdan bahsetmiştim daha önce.
2. sınıfta bir heyecanla sınıf başkanlığına aday olmuştum ve seçilmiştim. tabi sınıf başkanı ne yapar, tahtaya konuşanların adını yazar dimi? ama ben konuşanların ismini yazdığımda sana küserim dedikleri için kimseyi yazamazdım. yazamayınca da bir otoriten olmuyor haliyle, herkesi tatlı dille susturmaya yerine geçirmeye çalışırdım. 36 kişilik sınıfın arkasından koşardım oturun lütfen diye, tabi beni dinleyen kim? en son bi köşeye geçip ağladığımı sonra öğretmene gidip hıçkıra hıçkıra başkanlıktan istifa ettiğimi söylemiştim. *
bu kadar üzülme nedenim hayır diyememe özelliğimin istismar edilmesi miydi, yoksa kendi salaklığıma mı yanmamdı orasını hatırlayamıyorum.
o gün bugündür her türlü başkanlık-liderlik içeren şeylere tövbeliyim. *
devamını gör...

dinlemeyi çok sevdiğim duman parçası.

sendeyiz cevat.

tanım:
"kahpe dölün soyu
ele vermiş seni
nice yıllar boyu
kırmış kalbini"
dörtlüğü ile başlayan şarkı.
devamını gör...

"çok güzel bir kadın şair" tarzından bir tanımla başlamak, hem çok yapmacık, hem de ona karşı hislerimi tanımlamak için çok ama çok az, yetersiz kalıyor. birkaç şey var hayatımda, çok değer verdiğim ve beni ben yapan. onlarsız eksik olduğum. beni tanıyanlar için şöyle söyleyebilirim scorpions, fyodor mihayloviç dostoyevski ve virginia woolf'a hissettiklerimi hissediyorum ona karşı, belki de daha fazlası. aşk acısı çektim, ona koştum. hissedemedim, ona koştum. buluttan düştüm, ona koştum. canım acıdı, ona koştum. değer verdim, değer görmedim ona koştum. sevildim, ona koştum. çok sevdim yine ona koştum. ona koştum ben. ne yaparsam yapayım, hep yanımda oldu. ağlarken okudum, gülerken okudum. hiç kimsenin olmadığı kadar yakındaydı. ve hiç kimsenin düşünmediği kadar düşündü beni. çiçekli şiirler yazmak istedim, o zaten yazmıştı. ben de yazacağım dedim. yardım etti. onun gibi güçlü kadınlar, iyi ki varlar!

1970 yılında izmir'de doğuyor şairimiz (izmir'i sevmem için bir neden daha). anne ve babası öğretmen, bu yüzden de birkaç şehir gezerek geçiyor çocukluğu. sonra 12 eylül olayları sonrası babası uşak'a gönderiliyor. annesi, kardeşi ve o burdur'da kalıyor. o 13 yaşındayken, annesi beyin kanseri sebebiyle hayatını kaybediyor. babası tekrar evleniyor, bağlantıları yavaş yavaş kopuyor. ilkokulu uşak'ta okuyan güzel kadın, ortaokul ve liseyi izmir'de bitiriyor. üniversiteyi ilk kazanmasında okuyamadı, maddi sıkıntıları vardı ve çalışmak zorunda kaldı. daha sonra dokuz eylül üniversitesi hukuk fakültesini kazanıyor ve gitmeye başlıyor ama ilk yıldan sonra yine bırakıyor. 19 yaşında evleniyor, ve dört sene evli kalıyor. hukuk eğitimini tamamlıyor. stajyer iken ise şiir ile macerası başlıyor. 2002 yılından vefat ettiği 2011 yılına kadar ise istanbul'da yaşıyor. 2006 yılında ikinci defa evleniyor. bu evlilikten annesinin adını verdiği, füsun adında bir kızı oluyor. 2010 yılında ise kolon kanserine yakalanıyor ve 2011 yılında toprağa veriliyor. dilerim en huzurlu uyusun melek.

bence onun şiiri çok durudur. limon bahçeleri gibi. az biraz lavanta. aroma verecek kadar da çilek. herkesdeki kadar tuz ve pul biber. o hissettiklerini yazdı. kelimelerin ona verdiği hisler vardı. o da o kelimeleri kullandı. o yazarken düşünenlerden değil de, hissedenlerden. o yüzden benim gibi hissedenlere dokundu.

grapon kağıtları, ah'lar ağacı ve pulbiber mahallesi adlı üç tane şiir kitabı vardır, aşağıya da başlıca sevdiğim şiirlerini bırakmak istiyorum:

çiçekli şiirler yazmak istiyorum bayım
siz aşktan n'anlarsınız bayım
iris'in ölümü
ah'lar ağacı
annemle ilgili şeyler
bıktığım şeyler ve yeşil fanila
çalıkuşu'nun z raporu
kedilerin alışkanlıkları
pollyanna'ya mektuplar
pollyanna'ya son mektup
paragraf başı
kurbati
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim