uzun boylu olmanın zararları
- evlenirken huyu huyuna uygunu bulabilirler ama boyu boyuna uygunu pek bulamazlar (eyvah eşim duymasın, ben huyuma uygunu bulmuşum çok şükür, varsın boy farkı 30 cm olsun).
- bel fıtığı riski çok fazladır, bel ve sırt ileride problem çıkartabilir.
- okul çağlarında hep arkaaaa sıradakilerrrrrrrrr takımının santraforudurlar. gariplerin yeri hep en arka sıradır.
- grup fotoğraf çekimlerinde hemen kimse bir şey demeden arka sıradaki yerlerine geçerler.
- evde her zaman perde söküp takmak bu bahtsızlara aittir.
- yukarı raflardan bir şey alıp, talep sahibi olan anne ve eşlerine onu vermek kaçınılmaz sonlarıdır.
- dolmuş ve minibüste ayakta iken hep iki büklüm olurlar.
- yukarıda havalar nasıl esprisine hayat boyu maruz kalırlar.
- uçakta, otobüste, sinemada koltuğa sığamazlar, koltuğu yatıramazlar, koridor tarafını tercih ederler.
- sinema ve tiyatroda arkalarındakileri düşünüp hep periskop aşağı yaparak iki büklüm otururlar.
- ayakları genelde büyük olduğu için ayakkabı bulmakta zorlanırlar.
- bazı aynalarda kendilerini göremezler, eğilerek bakarlar.
- çoğunlukla bir yerden eğilmeden geçmeye çalıştıkları için kafaları, bilhassa alınları hayat boyu her türlü darbeye maruz kalmıştır.
- abi sen basketçimisin lafına ömür boyu maruz kalırlar.
- kafkas kökenlimisin diye ikide bir sorulur.
- lanet olası yataklar genelde size uygun değildir, ayaklar hep dışarıdadır, ya da kendinize özel boyda yatak yaptırtmak zorunda kalırsınız.
not: 196 cm boyunda, kendi jenerasyonuna göre epey uzun boyda olan ve yukarıda yazdıklarını birebir yaşayan biri tarafından yazılmıştır.
- bel fıtığı riski çok fazladır, bel ve sırt ileride problem çıkartabilir.
- okul çağlarında hep arkaaaa sıradakilerrrrrrrrr takımının santraforudurlar. gariplerin yeri hep en arka sıradır.
- grup fotoğraf çekimlerinde hemen kimse bir şey demeden arka sıradaki yerlerine geçerler.
- evde her zaman perde söküp takmak bu bahtsızlara aittir.
- yukarı raflardan bir şey alıp, talep sahibi olan anne ve eşlerine onu vermek kaçınılmaz sonlarıdır.
- dolmuş ve minibüste ayakta iken hep iki büklüm olurlar.
- yukarıda havalar nasıl esprisine hayat boyu maruz kalırlar.
- uçakta, otobüste, sinemada koltuğa sığamazlar, koltuğu yatıramazlar, koridor tarafını tercih ederler.
- sinema ve tiyatroda arkalarındakileri düşünüp hep periskop aşağı yaparak iki büklüm otururlar.
- ayakları genelde büyük olduğu için ayakkabı bulmakta zorlanırlar.
- bazı aynalarda kendilerini göremezler, eğilerek bakarlar.
- çoğunlukla bir yerden eğilmeden geçmeye çalıştıkları için kafaları, bilhassa alınları hayat boyu her türlü darbeye maruz kalmıştır.
- abi sen basketçimisin lafına ömür boyu maruz kalırlar.
- kafkas kökenlimisin diye ikide bir sorulur.
- lanet olası yataklar genelde size uygun değildir, ayaklar hep dışarıdadır, ya da kendinize özel boyda yatak yaptırtmak zorunda kalırsınız.
not: 196 cm boyunda, kendi jenerasyonuna göre epey uzun boyda olan ve yukarıda yazdıklarını birebir yaşayan biri tarafından yazılmıştır.
devamını gör...
sirkümventriküler organlar
kan beyin bariyeri olmayan organlara verilen isimdir.
bunlar pineal bez,nörohipofiz,area postrema,subfornikal organ,organum vaskülozum lamina terminalis olmak üzere 5 adettir.
bunlar pineal bez,nörohipofiz,area postrema,subfornikal organ,organum vaskülozum lamina terminalis olmak üzere 5 adettir.
devamını gör...
günün şiiri
nasıldı
önce sevinç uyutmadı beni
sonra üzüntü nöbet tuttu bütün gece
ikiside gidince başımdan
uyudum, ama ah, her mayıs gecesi
bir kasım sabahı getirdi ardından
senin derdin benimdi
benimki senin
paylaşmazsam bir sevinci seninle
yoktu benimde sevincim.
bertolt brecht
önce sevinç uyutmadı beni
sonra üzüntü nöbet tuttu bütün gece
ikiside gidince başımdan
uyudum, ama ah, her mayıs gecesi
bir kasım sabahı getirdi ardından
senin derdin benimdi
benimki senin
paylaşmazsam bir sevinci seninle
yoktu benimde sevincim.
bertolt brecht
devamını gör...
bu yazara yakın zamanda çok fazla beğeni yaptığınız için oyunuz kaydedilmedi
bende diyorum nerede benim sericilerim, demek çocukları kısıtlamışlar.
devamını gör...
tutsak köle
tutsak köle, sanatçı john simpson (1782–1847) tarafından resmedilmiş ve ilk kez 1827'de londra'da sergilenen bir portredir. göçeli, taş bir bankta duran ve düşünceli veya kederli bir şekilde yukarı bakan bir adamı göstermektedir.

bileklerindeki prangaya dikkat edecek olursak özgürlüğüne ket vuran kişilerden dolayı üzgün ve bir o kadarda kızgın olduğunu, yardım olarak inandığı tanrıdan medet umduğunu kişisel olarak yorumlamak istiyorum.
konusu, tarihi dönemi ve yaratılış tarzı, sanatçının tabloyu köleliğe karşı bir açıklama olarak tasarladığını gösteriyor.

bileklerindeki prangaya dikkat edecek olursak özgürlüğüne ket vuran kişilerden dolayı üzgün ve bir o kadarda kızgın olduğunu, yardım olarak inandığı tanrıdan medet umduğunu kişisel olarak yorumlamak istiyorum.
konusu, tarihi dönemi ve yaratılış tarzı, sanatçının tabloyu köleliğe karşı bir açıklama olarak tasarladığını gösteriyor.
devamını gör...
en çok para harcanan hobi
filtre kahve. her gün içiyoruz dayanmıyor. ama olsun güzel bir hobi olduğu için iki katını da ödesem farketmez.
devamını gör...
neden sorusuna bir cevap bırak
(bkz: bilemiyorum altan)
devamını gör...
okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
devamını gör...
köpeksiz sokaklar istiyoruz
köpekleri çok minnoş bir hayvan gibi görüyoruz ama emin olun yanılıyoruz.
köpek dediğimiz hayvan bir kurt'u boğabilen, çenesi hemen hemen bir kurt kadar güçlü ve iri bir hayvan. bir ısırıkta bir insanı rahatça sakat bırakabilir.
asıl sorun sokakta köpek olması da değil aslında, köpeklerin çeteleşmesi, gruplaşması.
gruplaşınca çok tehlikeli bir hale geliyorlar ve inanılmaz saldırganlaşıyorlar.
ayrıca köpekten korkan insanlar da bir hayli fazla, köpekten değil insandan korkun gibi içi boş cümleleri söylemenin hiçbir anlamı yok. korku denen şey öyle bir iki lafla geçecek bir şey değil. kimse köpekler öldürülsün demiyor sadece sokaklardan daha iyi koşullarda yaşayabilecekleri bir yere toplanmaları hem onlar için hem insanlar için daha iyi olurdu.
köpek dediğimiz hayvan bir kurt'u boğabilen, çenesi hemen hemen bir kurt kadar güçlü ve iri bir hayvan. bir ısırıkta bir insanı rahatça sakat bırakabilir.
asıl sorun sokakta köpek olması da değil aslında, köpeklerin çeteleşmesi, gruplaşması.
gruplaşınca çok tehlikeli bir hale geliyorlar ve inanılmaz saldırganlaşıyorlar.
ayrıca köpekten korkan insanlar da bir hayli fazla, köpekten değil insandan korkun gibi içi boş cümleleri söylemenin hiçbir anlamı yok. korku denen şey öyle bir iki lafla geçecek bir şey değil. kimse köpekler öldürülsün demiyor sadece sokaklardan daha iyi koşullarda yaşayabilecekleri bir yere toplanmaları hem onlar için hem insanlar için daha iyi olurdu.
devamını gör...
leyla ile mecnun replikleri
mecnun:
-ben sadece kışın karpuzu, yazın portakalı özlerdim. şimdi bir de sen çıktın başıma.
-ben sadece kışın karpuzu, yazın portakalı özlerdim. şimdi bir de sen çıktın başıma.
devamını gör...
muhteş ikiliyle kafa rock radyo yayını
(bkz: 27'ler kulübü) geldi aklıma.


edit: (bkz: janis joplin) (bkz: kurt cobain) (bkz: brian jones) (bkz: jimi hendrix) (bkz: jim morrison) (bkz: amy winehouse) (bkz: jacob miller)


edit: (bkz: janis joplin) (bkz: kurt cobain) (bkz: brian jones) (bkz: jimi hendrix) (bkz: jim morrison) (bkz: amy winehouse) (bkz: jacob miller)
devamını gör...
isimlerin kişiliğe etkisi
"çoğunlukla" etkili olduğunu düşünüyorum dostlar. şahsen adımın anlamı "sevgili" demek aynı zamanda da bir çiçek ismi. burada benimle bağdaşacak bir anlam yok zaten ama yukarıda, diğer yazarlarımızın belirttiği gibi bazı isimler o karakteri etkilemekte. he kişinin bütün davranışlarını ve karakterini buna yormak bence yanlış fakat bir etkisinin olduğu*kesin.
devamını gör...
taşı gediğine koymak
doğru zamanda, doğru hamleyi yapmaktır.
koca ragıp paşa, osmanlı sadramzamlığı sırasında, ulemadan bir zâtı kıbrıs’a kadı olarak atar. atadığı kadı hem teşekkür etmek hem de kıbrıs’tan bir isteği bulunup bulunmadığını sormak için koca ragıp paşa’yı ziyaret etmiş.
ragıp paşa, kadı’nın bu hareketinden memnun olmuş, dönüşünde mümkün olursa bir kıbrıs eşeği getirmesini rica etmiş. kadı efendi "baş üstüne" deyip ayrılmış. üç yıl kıbrıs’ta kadılık yaptıktan sonra istanbul’a tekrar dönmüş. dönünce r. paşa’yı yine ziyaret etmiş. kadı ziyaretini bitirip ayrılacağı sırada ragıp paşa, kadının hiç eşekten falan söz etmediğini görünce hatırlatmak zorunda kalmış:
— sizden bir ricada bulunmuştum, bana bir kıbrıs eşegi getirecektiniz?.
bunun üzerine kadı hayıflanmış:
— aah efendimiz, vallahi unutmuştum, şimdi sizi görünce hatırladım!
ragıp paşa taşı gedigine koymuş:
— zararı yok kadı efendi, siz geldiniz ya...
koca ragıp paşa, osmanlı sadramzamlığı sırasında, ulemadan bir zâtı kıbrıs’a kadı olarak atar. atadığı kadı hem teşekkür etmek hem de kıbrıs’tan bir isteği bulunup bulunmadığını sormak için koca ragıp paşa’yı ziyaret etmiş.
ragıp paşa, kadı’nın bu hareketinden memnun olmuş, dönüşünde mümkün olursa bir kıbrıs eşeği getirmesini rica etmiş. kadı efendi "baş üstüne" deyip ayrılmış. üç yıl kıbrıs’ta kadılık yaptıktan sonra istanbul’a tekrar dönmüş. dönünce r. paşa’yı yine ziyaret etmiş. kadı ziyaretini bitirip ayrılacağı sırada ragıp paşa, kadının hiç eşekten falan söz etmediğini görünce hatırlatmak zorunda kalmış:
— sizden bir ricada bulunmuştum, bana bir kıbrıs eşegi getirecektiniz?.
bunun üzerine kadı hayıflanmış:
— aah efendimiz, vallahi unutmuştum, şimdi sizi görünce hatırladım!
ragıp paşa taşı gedigine koymuş:
— zararı yok kadı efendi, siz geldiniz ya...
devamını gör...
düzenli hayatın ilk günü
erkenden başlayan gün, kişiye aşırı pozitif bir enerji verir ve kendini daha verimli hissetmesine neden olur. çeşitli planlamalar yapılır, günler belirli saatlere ayrılarak olabildiğince dolu geçirilmeye çalışılır. beraberinde sağlıklı yaşama arzusunu da getirir. daha dirençli ve hevesli olmanızı sağlar.
t2:7 ay önce karar verdiğim fakat uygulamaya bugün başladığım gündür.
t2:7 ay önce karar verdiğim fakat uygulamaya bugün başladığım gündür.
devamını gör...
hayat kalitesini düşüren şeyler
sigara. hem parasal olarak kaliteyi düşürüyor hem sağlık açısından. bırakıp üzerinden 1 ay kadar zaman geçene kadar anlamıyorsunuz ama sonradan bazı şeyler yerine oturmaya başlayınca doğru karar vermişim diyorsunuz.
devamını gör...
hem yakışıklı hem sempatik hem seksi
bi yerinde bi şey vardır onun.
devamını gör...
herkes 07 kullanırken 05 kullanan kişi
bu kadar hiddetlenecek ne olduğunu anlamadığım başlıktır. daha ince yazmak için 0.5 uçlu kalem almış, alırken insanlardan izin mi istemesi gerekiyordu?
devamını gör...
tartışmaktan zevk almak
edebiyat, sanat, felsefe, tarih ve ekonomi gibi konularda beyin fırtınası işlevi görüyor.
devamını gör...
final haftası gelen kitap okuma isteği
ne hikmetse boşken değil de vize veya final haftasında yani o yoğunlukta gelen istektir. birikmiş slaytlar, notlar, sayfalar vardır fakat kitaplığındaki o bir kitap veya listendeki bir film sana göz kırpar, kendine çeker. bazen gün, ne ders çalışarak ne de kitap okuyarak geçer. o vicdan sızısından ikisini de yapamaz insan ve bomboş bir gün geçirip pişman olur.
nihayetinde, baharda kışı, kışın da baharı özler insan, ne uzaksa onu ister.
nihayetinde, baharda kışı, kışın da baharı özler insan, ne uzaksa onu ister.
devamını gör...
iyi olmadığı halde iyiyim diyen insan
kötüyüm desek açıklama için uğraşmak zorunda kalacağız. ayrıca ne önemi var ki iyi olup olmamamızın karşı taraf için. değersizleştirilmiş bir söz öbeği olarak kullanılıyor.
devamını gör...