bir insanı kaybetmenin kolay yolu
sevin. sevilen gidiyor bir şekilde hayatınızdan.
devamını gör...
devlete neden baba deriz sorunsalı
harbiden merak ettiğim sorunsaldır.
anamızı şey ettikleri için mi yoksa başka bir anlamı var mı ?
devlet baba diyorlar hep. babalık yaptığını hiç görmedim.
anamızı şey ettikleri için mi yoksa başka bir anlamı var mı ?
devlet baba diyorlar hep. babalık yaptığını hiç görmedim.
devamını gör...
alan turing
rivayet mi gerçek mi bilmiyorum ama gerçek olmasını istediğim bir şey olduğu için öyleymiş gibi yazıyorum.
apple logosunun esin kaynağı olan adam, ruhu şad olsun.
apple logosunun esin kaynağı olan adam, ruhu şad olsun.
devamını gör...
doğru insanın hiç var olmama ihtimali
doğru insan nedir bilemeyeceğimizden her zaman var olan ihtimaldir.
insan doğru insan nedir diye merak ediyor. kafasında bir şeyler oturtuyor. sonra onu aramaya çalışıyor dolayısıyla bulamıyor. bulamayınca bu ihtimali düşünüyor. arayış içinde oluyor. arayış içinde olunca da haliyle bulamıyor.
mutluluk gibi. insanlar mutluluk arayışında ama mutluluk aranan bir şey değil. mutsuzluktan kaçsak yeterli diye düşünüyorum. o ihtimali aramamak veya düşünmemek en mantıklısı gibi geliyor.
insan doğru insan nedir diye merak ediyor. kafasında bir şeyler oturtuyor. sonra onu aramaya çalışıyor dolayısıyla bulamıyor. bulamayınca bu ihtimali düşünüyor. arayış içinde oluyor. arayış içinde olunca da haliyle bulamıyor.
mutluluk gibi. insanlar mutluluk arayışında ama mutluluk aranan bir şey değil. mutsuzluktan kaçsak yeterli diye düşünüyorum. o ihtimali aramamak veya düşünmemek en mantıklısı gibi geliyor.
devamını gör...
rms titanik
dört bacalı görkemli bir gemi. yapıldığı anda efsane oldu. batmayacağına kesin gözüyle bakılırken daha ilk yolculuğunda bir buzdağına çarpıp batınca efsane kalıcı duruma dönüştü.
devamını gör...
hırçın kız
o zamanların kadınları, erkekleri ,evlilikleri, kadın erkek ilişkileri üzerine fikir alabileceğimiz 5 perdelik tiyatro oyunudur.
daha sonralarında filmi, müzikali, operası, neyinde yapılmıştır zahar. yapılmıştır herhal; koskoca şekspir oyunu nihayetinde...
yapacağı evlilikte önceliği ''maddi kazanç'' olan petruccio, muradına erer katherine ile evlenmeye karar verir. katherine'in inatçı, güçlü ve hırçın olduğu bilinmektedir.
o zamanları, kadınlar erkeklerin fikrine karşı çıkamazdı, eğer karşı çıkarsa ''hırçın'' olarak değerlendirilirdi.
işte oyun petruccio'nun, katherine'yi evcilleştirmesi üzerine kurguludur. bu evcilleşme sırasında kadına yönelik inanılmaz şiddet öğeleri barındırır. dayak, aç bırakma, uykusuz bırakma, cadaloz yularıgibi uygulamalara değinilir. üstelik petruccio katherine'nin sevgisiyle de ilgilenmez.
işte katherine oyunun sonunda gittikleri bir ziyafette, diğer kadınlara, kocalarına itaat etmeleri gerektiğini söyler.
kocanız sizin efendiniz , koruyucunuzdur der. size bakabilmek için çalışıp, para kazanmak için en zorlu işlere yıpratır bedenini. kocalarınıza sevgi ve itaat borçlusunuz. ve bu bedel çok küçük bir ödemedir der.
bütün bu uygulamalar sonucunda katherine uysallaşmıştır.
bu sebepten ötürü bazı eleştirmenler, bu eseri şekspirin komedyaları arasına almaz. hatta hiç sergilenmemesi gerektiğini savunurlar.
1967 yılında elizebet taylor ve richard burtonun başrollerini paylaştığı filmden bir karenin fotoğrafı vardır.
''
''
daha sonralarında filmi, müzikali, operası, neyinde yapılmıştır zahar. yapılmıştır herhal; koskoca şekspir oyunu nihayetinde...
yapacağı evlilikte önceliği ''maddi kazanç'' olan petruccio, muradına erer katherine ile evlenmeye karar verir. katherine'in inatçı, güçlü ve hırçın olduğu bilinmektedir.
o zamanları, kadınlar erkeklerin fikrine karşı çıkamazdı, eğer karşı çıkarsa ''hırçın'' olarak değerlendirilirdi.
işte oyun petruccio'nun, katherine'yi evcilleştirmesi üzerine kurguludur. bu evcilleşme sırasında kadına yönelik inanılmaz şiddet öğeleri barındırır. dayak, aç bırakma, uykusuz bırakma, cadaloz yularıgibi uygulamalara değinilir. üstelik petruccio katherine'nin sevgisiyle de ilgilenmez.
işte katherine oyunun sonunda gittikleri bir ziyafette, diğer kadınlara, kocalarına itaat etmeleri gerektiğini söyler.
kocanız sizin efendiniz , koruyucunuzdur der. size bakabilmek için çalışıp, para kazanmak için en zorlu işlere yıpratır bedenini. kocalarınıza sevgi ve itaat borçlusunuz. ve bu bedel çok küçük bir ödemedir der.
bütün bu uygulamalar sonucunda katherine uysallaşmıştır.
bu sebepten ötürü bazı eleştirmenler, bu eseri şekspirin komedyaları arasına almaz. hatta hiç sergilenmemesi gerektiğini savunurlar.
1967 yılında elizebet taylor ve richard burtonun başrollerini paylaştığı filmden bir karenin fotoğrafı vardır.
''

devamını gör...
karşı cinsle konuşma denemesi yapmak
böyle bir şey mi varmış?
t: o an gelince pek yararlı olmayacağından zaman kaybıdır.
t: o an gelince pek yararlı olmayacağından zaman kaybıdır.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
kafaya atacak vişne kalmadı
her yere adım nam saldı
sanatölye domestic bir varsayım yaptı
o varsayımlar kuzguncuğu zirveye çıkardı.
her yere adım nam saldı
sanatölye domestic bir varsayım yaptı
o varsayımlar kuzguncuğu zirveye çıkardı.
devamını gör...
yoğurtla iyi giden yiyecekler
yaprak sarması
devamını gör...
yoldaş benjamin franklin söyleşisi
finalini beceremedim ya.
tanım : son dakika batırdığım yayındır. *
tanım : son dakika batırdığım yayındır. *
devamını gör...
makinist ile son istasyon radyo yayını
bu gece, 23:45 de sözlük radyosunda yine beraber olacağız.
konumuzhayattan çıkarılmış en önemli ders olacak.
tabi başka şeylerden de konuşacağız.
çalacak parçalar yine bildiğiniz gibi.
muhabbet de öyle.
dinlemek için cumartesi 23:45 de;buradan
konumuzhayattan çıkarılmış en önemli ders olacak.
tabi başka şeylerden de konuşacağız.
çalacak parçalar yine bildiğiniz gibi.
muhabbet de öyle.
dinlemek için cumartesi 23:45 de;buradan
devamını gör...
oblomov
rus yazar ivan gonçarov'un bir ayda yazdığı romanı. kitabı okurken resmen ürperdim çünkü kitap benimle alakalı çok şey anlatıyordu.
oblomov, sorunların farkındadır, çözümün ne olduğunu da biliyordur. hayatını değiştirmek için sürekli birbirinden güzel planlar yapmaktadır. fakat o planları uygulamaz. ciddi işleri bir yana bırakarak içine kapanmak, kendi yarattığı hayal dünyasında yaşamak oblomov’un en büyük zevkidir.
"bir gün bir şeyi istersin, ertesi gün tutkuyla, ölesiye ona bağlanırsın, daha ertesi gün onu istediğinden utanırsın, arzun yerine geldiği için hayata lanet edersin. işte insan hayatta kendi isteğinin peşinden serbestçe giderse böyle olur. bastığımız yeri yoklayarak yürümeliyiz; bazı şeylerden gözlerimizi çevirmeliyiz, mutluluk hülyalarına kapılmamalıyız, mutluluk elimizden kaçarsa isyan etmemeliyiz; hayat budur işte... kim demiş hayat zevk ve mutluluktur diye. ne saçma düşünce! hayat hayattır, bir ödevdir, ödev dediğin de çetin bir iştir."
" stoltz: ama bu hayatta sevmediğin şey ne? onu söyle.
oblomov: her şey, durmadan öteye beriye koşmalar, küçük ihtiras oyunları, hele de aç gözlülükler, rekabetler, dedikodular, birbirine çelme atmalar, birbirini tepeden tırnağa süzmeler.konuşmalarını dinledikçe insan budalalaşıyor. ilk bakışta zeki insanlar sanırsın, yüzlerinde ciddilik okunur, ama bütün söyledikleri şu biçim şeyler: "falanca veya filanca, bilmem ne satın aldı, bilmem neresini kiraladı." başka birisi: " aa! olur şey değil niçin acaba?!" yahut: "falanca dün akşam kulüpte müthiş para kaybetti, bir başkası üçyüz bin kazandı." illallah bunlardan. bunlar arasında insanlık nerede? insanlığın yüceliği, bütünlüğü nerede kaldı? insanlık ufak paralar haline gelmiş... hayat amma da hayat ha. ne bulabilir insan orada? fikir meseleleri mi var, duygu meseleleri mi var? bu hayatın bir ekseni yok: derin, hayati hiç bir yanı yok!"
“ insan niçin yaşadığını bilmezse günü gününe yaşamakla kalıyor; günün geçmesini, gecenin gelmesini beklemekten başka zevki olmuyor. bugün nasıl yaşadım sorusuna cevap vermeden uykuya dalıyor, ertesi gün gene aynı hayat.”
"zamanı saatlerle, dakikalarla değil, güneşin doğup batmasıyla değil, sizinle ölçüyorum: "onu gördüm, görmedim, göreceğim, görmeyeceğim, gelecek, gelmeyecek..."
"- gerekirse senin için seve seve ölebilirim.
- buna gerek yok. senden bunu isteyen yok. ne diye hayatını feda etmeni isteyeyim? sadece kendi işini yapmanı istiyorum. ancak dürüst olmayan insanlar kendilerinden istenen şeyi yapmamak için istenmeyen ve yapılmayacak fedakârlıklardan söz ederler."
oblomov, sorunların farkındadır, çözümün ne olduğunu da biliyordur. hayatını değiştirmek için sürekli birbirinden güzel planlar yapmaktadır. fakat o planları uygulamaz. ciddi işleri bir yana bırakarak içine kapanmak, kendi yarattığı hayal dünyasında yaşamak oblomov’un en büyük zevkidir.
"bir gün bir şeyi istersin, ertesi gün tutkuyla, ölesiye ona bağlanırsın, daha ertesi gün onu istediğinden utanırsın, arzun yerine geldiği için hayata lanet edersin. işte insan hayatta kendi isteğinin peşinden serbestçe giderse böyle olur. bastığımız yeri yoklayarak yürümeliyiz; bazı şeylerden gözlerimizi çevirmeliyiz, mutluluk hülyalarına kapılmamalıyız, mutluluk elimizden kaçarsa isyan etmemeliyiz; hayat budur işte... kim demiş hayat zevk ve mutluluktur diye. ne saçma düşünce! hayat hayattır, bir ödevdir, ödev dediğin de çetin bir iştir."
" stoltz: ama bu hayatta sevmediğin şey ne? onu söyle.
oblomov: her şey, durmadan öteye beriye koşmalar, küçük ihtiras oyunları, hele de aç gözlülükler, rekabetler, dedikodular, birbirine çelme atmalar, birbirini tepeden tırnağa süzmeler.konuşmalarını dinledikçe insan budalalaşıyor. ilk bakışta zeki insanlar sanırsın, yüzlerinde ciddilik okunur, ama bütün söyledikleri şu biçim şeyler: "falanca veya filanca, bilmem ne satın aldı, bilmem neresini kiraladı." başka birisi: " aa! olur şey değil niçin acaba?!" yahut: "falanca dün akşam kulüpte müthiş para kaybetti, bir başkası üçyüz bin kazandı." illallah bunlardan. bunlar arasında insanlık nerede? insanlığın yüceliği, bütünlüğü nerede kaldı? insanlık ufak paralar haline gelmiş... hayat amma da hayat ha. ne bulabilir insan orada? fikir meseleleri mi var, duygu meseleleri mi var? bu hayatın bir ekseni yok: derin, hayati hiç bir yanı yok!"
“ insan niçin yaşadığını bilmezse günü gününe yaşamakla kalıyor; günün geçmesini, gecenin gelmesini beklemekten başka zevki olmuyor. bugün nasıl yaşadım sorusuna cevap vermeden uykuya dalıyor, ertesi gün gene aynı hayat.”
"zamanı saatlerle, dakikalarla değil, güneşin doğup batmasıyla değil, sizinle ölçüyorum: "onu gördüm, görmedim, göreceğim, görmeyeceğim, gelecek, gelmeyecek..."
"- gerekirse senin için seve seve ölebilirim.
- buna gerek yok. senden bunu isteyen yok. ne diye hayatını feda etmeni isteyeyim? sadece kendi işini yapmanı istiyorum. ancak dürüst olmayan insanlar kendilerinden istenen şeyi yapmamak için istenmeyen ve yapılmayacak fedakârlıklardan söz ederler."
devamını gör...
sait faik abasıyanık
türk edebiyatının en nevi şahsına münhasır yazarlarından biridir sait faik. yaşantısıyla, dünyaya bakış açısıyla, insan ve doğa sevgisiyle, üslubuyla bambaşka bir yerde durur. yalın bir türkçeyle muhteşem öyküler yazılabileceğini herkese göstermiştir. sade ve anlaşılır tarzıyla bana hep hemingway'i çağrıştırmıştır. duru ve çarpıcı öykülerini ne zaman okusam bir de hemingway okumak isterim hemen ardından. sait faik öncelikle istanbul yazarıdır. adalar yazarıdır. denizlerin ve balıkçıların yazarıdır. istanbul'un azınlıklarının yazarıdır. öykülerinde insan sevgisi göze çarpar. sıradan insan farklı yönleriyle onun öykülerinde baş kahraman olarak görünür. denize tutkundur sait faik, doğaya tutkundur. yazmaya tutkundur bilhassa. "haritada bir nokta" adlı öyküsünde o meşhur pasajda kalemi yontar ve yazmaya koyulur. çünkü "yazmasaydı deli olacaktı." ne güzel ifade etmiştir yazmayla olan ilişkisini. deli olacaktı. çıldıracaktı. kendisinden yıllar sonra semih gümüş bir denemesinde ona atıfta bulunarak "okumasaydım çıldıracaktım" der. böyledir bu mesele, kimi yazmasa çıldıracak kimi okumasa çıldıracak. bir yazgıdır bu bazı insanlar için. bunlar "mecbur insanlar" dır. tıpkı ince memed'in eşkıyalığı gibi bunlar da kitaplara mecburdur. okumaya ve yazmaya. sait faik oturduğu yerden öykü yazan biri değildi. gezdiği, gördüğü, bildiği yerleri; konuştuğu, sohbet ettiği, tanıştığı insanları yazıyordi genel olarak. bunun içindir ki öykülerinde müthiş bir samimiyet vardır. kuşatıcı bir sıcaklık vardır. bazen rum balıkçıların peşinden gider, bazen istanbul'un gizli köşelerinde aylak aylak dolanır, bazen de sadece bir hişt sesinin gizemine kapılır. basit ve sade olan sadece üslubu/dili değildir. kendisi basit ve sade bir insandır. öyle yaşamış öyle ölmüştür. istiklal caddesinde geçirilen bir günün ardından burgazada'ya dönerken yolda bir simit yer ve bu simit onu mutlu etmeye yeterdi. ne güzel anlatır salah birsel sait faik'i!
devamını gör...
günün sözü
“bir başkasını düşünmek, zindanımızın kapısını aralamak demektir.”
cemil meriç
cemil meriç
devamını gör...
normal sözlük sansürünün artık bıkıp usandırması
sen tut trolun birini uçurdular diye rahatsiz olanlardan "3 tane yavsak" diye tanım gir, tanımın ucurulunca gel kafa sözlükte sansür var diye ağla , yok öyle yağma. yer cekimsiz ortamda çilek yiyip muz tadı almak istiyosan burasi yanlış bir platform senin için.
devamını gör...
gece 11'de çay demleten meseleler
şuan hiçbir mesele olmadan yaptığım eylem. ama arkadaşlarımın yanında ve güzel bir sohbet eşliğinde hiç fena olmazdı hani.
devamını gör...
karadeniz mutfağı
sahil tarafı sayesinde, az olsun çeşit barındıran, aslında dar zamanlarda çıkarılan turşu ve lahana ile yaşanılan mutfaktır.
karadenizin sarp, az güneş gören, coğrafyasında yaşamaktan keyif alana güzel gelen mutfaktır.
kara lahana sarması, kuymak, laz böreği akçaabat köftesi dışında bir tanesini bile ben çocuklarıma sevdiremedim.
annem ve babam için dünyanın en iyi mutfağıdır.
onlar da öteki köyde pişen yemeği tutmazlar.
sevmek için yüzde yüz oralı olmak gerekir.
yoksa kendini çok zor sevdirir.
karadenizin sarp, az güneş gören, coğrafyasında yaşamaktan keyif alana güzel gelen mutfaktır.
kara lahana sarması, kuymak, laz böreği akçaabat köftesi dışında bir tanesini bile ben çocuklarıma sevdiremedim.
annem ve babam için dünyanın en iyi mutfağıdır.
onlar da öteki köyde pişen yemeği tutmazlar.
sevmek için yüzde yüz oralı olmak gerekir.
yoksa kendini çok zor sevdirir.
devamını gör...
her şeyi kafaya takan kişilerin ortak özellikleri
(bkz: kronik depresyon)
devamını gör...
yaş ilerledikçe azalan şeyler
ömür.
devamını gör...