bir kişilik bozukluğu adıdır.
başkalarının haklarına saygı duymamak, başkalarının haklarına tecavüz etmek eğilimidir. dürtüsel hareket etmek, öfke kontrolü sağlayamaktır.
devamını gör...

diğer tüm mitolojiler gibi insanın dünyayı, evreni ve kendini anlama çabasının bir ürünü olarak uzun bir süreç sonunda ortaya çıkmış anlatılar külliyatı.

hem temel gelişimi hem de okumak isteyenler açısından birer başlangıç olabilecek birkaç eserden bahsedelim. bu külliyat her ne kadar zaman içinde çok sayıda kültürel etkileşimle beraber yavaş yavaş oluşsa da her zamanki gibi ilk kez yazıya geçirildiği eserler milat kabul edilir. bu bakımdan yunan inanç sisteminde evrenin nasıl yaratıldığı, birinci, ikinci ve üçüncü kuşak tanrılar, insanın yaratılması, insanın ve tanrıların sınanması, ve yeryüzünde müesses nizamın kurulması gibi konuların anlatıldığı ilk derli toplu eser hesiodos'tan gelir. hesiodos'un yazdığı theogonia* adlı eser bu konuları ele alır. kitabın başında hesiodos bunları kendisinin yazmadığını, zeus dokuz kızı olan ilham tanrıçaları mousalardan gelen ilahi bir ilhamla* bütün bu hikayeleri dile getirdiğini söyler. helikon dağı'nın eteklerinde çobanlık yapan birinin tanrıların kendisine anlattıklarını dönüp insanlara aktarması, bize semavi dinlerdeki peygamberlik kurumunun bir benzeri olarak görünübilir. ancak bu ifadeler, aslında bir ozan olan hesidos'un zaten bildiği ve kendisinden önceki ustalarından öğrendiği hikayeleri anlatmaya başlamadan önce ilham tanrıçalarına saygısını sunduğu bir bir girizgahtan öte bir şey değildir.

ancak aynı hesiodos, erga kai hemerai* adlı eserinde kardeşine seslenir gibi konuşarak insanlara hangi işin ne zaman ve nasıl yapılacağı, ahlaki davranışların neler olduğu gibi baya baya on emir benzeri bir takım kaideleri öğüt olarak verir. hesiodos'un semavi dinlerdeki peygamber modeline en çok benzediği kısım burasıdır.

hesidodos'un adını anıp da ondan daha büyük bir şair olan smyrnahomeros'u anmamak olmaz. homeros'un dokuz yıl süren troya savaşının sonundaki 51 günlük süreyi ele aldığı ilyada ve bu savaşın ardından akha kahramanlarından odysseus'un on yıl süren acılı eve dönüş yolculuğunu anlattığı odysseia eserleri sadece yunan mitolojisinin değil, batı edebiyatının da temel taşları sayılabilecek eserlerdir. bu eserlerde tanrıların insanlarla kurdukları ilişkiler, onların karakterleri, ruh halleri, insanların tanrılara bakış açıları, tanrılarla olan ilişkileri gibi yunan mitolojisinin satır araları sayılabilecek çok sayıda değerli bilgiye erişilebilir. özellikle odysseia'da homeros'un bugün modern edebiyatta ve sinemada flashback ve flash forward olarak bildiğimiz anlatım tekniklerini ta 2500 yıl önce kullanmış olması ile sadece mitoloji ve dinler tarihi değil, edebiyat alanında da ne kadar değerli bir eser olduğunu bize gösterir.

her ne kadar homeros'a atfedilseler de bu iki eserin de içinde farklı dönemlerde yazılmış ve bu eserlere sonradan eklenmiş olduğunu düşündüren kısımlar vardır. bu durum elbette ki çok tabiidir. çünkü ne homeros bu eserleri bir araya getiren ilk kişidir, ne de günümüze kadar gelen el yazmaları ilk yazılan kopyalardır. homeros da en nihayetinde usta-çırak ilişkisi içinde yetişmiş bir ozandır. hatta denilen odur ki kendisi kördür. nesiller boyunca ağızdan ağıza aktarılan şiirleri o da kendi zanaatıyla kendince yorumlayarak insanlara aktarmıştır. bu lirik destanlar onun zamanında yazıya geçirildiği için altına kendi ismi yazılmıştır. halbuki çok büyük ihtimalle homeros yüzlerce yıllık bir sözlü şairlik geleneğinin son halkası ve bilinen temsilcisidir. kendisinden sonra da bu eserlere farklı kişilerin farklı ekleme-çıkarmalar yapmış olmaları oldukça muhtemeldir.

bunlar giriş seviyesi eserler olsalar da bize bir şeyi çok net bir şekilde gösterirler; yunan tanrıları esasında bir nevi süper güçlerle donatılmış ölümsüz insanlardır. insanlar gibi aşk, acı, nefret, cinnet, pişmanlık, kıskançlık gibi duyguları yaşarlar. hatalar yaparlar. çoğu zaman adil değildirler, işlerine geldiği gibi davranırlar. ilahi bir ethos sahibi değildirler. insanların tanrılarla olan ilişkileri de onlardan korkma ve onları memnun etme üzerine kuruludur. ancak en önemlisi de tanrıları da aşan bir irade vardır antik yunan kozmosunda. o iradenin adı kaderdir. kendine ait kuralları vardır ve tanrılar bile kaderin mutlak iradesine boyun eğerler. yeri geldiği zaman tanrıların babası zeus bile çıkarır kaderin terazisini ve o neyi gösterirse ona boyun eğer. yani bütün insanların, tanrıların ve evrenin davranış ve işleyişinin tâbi olduğu bir dizi evrensel kurallar, kaideler ve ilkeler vardır. bu da yunan felsefesi denen ve modern dünyanın bütün bilim ve düşünce sistemine temel oluşturmuş olan bir düşünce sisteminin doğmasını sağlamıştır. yunan mitoloji külliyatı her ne kadar hikayeler bakımından başka mitolojilerden alıntılara yer verse de arkasındaki bu düşünce onu eşsiz ve özel kılmaktadır.

ancak yunan mitolojisi ve yunan felsefesi arasındaki ilişkiyi başka bir zaman, başka bir entry'de anlatalım. anlattığım zaman onu da buraya eklerim.

meraklısı için entry'de bahsi geçen kitaplar:

- theogonia & işler ve günler - hesiodos (tek cilt) goodreads sayfası *
- ilyada - homeros goodreads sayfası *
- odysseia -homeros goodreads sayfası *
devamını gör...

derdini anlattığın insanın kibirlenmesi, acıyarak bakması ve senin bu halinden memnun olması gibi ayrıntılardır.
devamını gör...

neşeli.
devamını gör...

''zenciler prensesi olacağım.
hayat işte asıl o zaman başlayacak”
pippi uzunçorap
çiçekli şiirler yazmama kızıyorsunuz bayım
bilmiyorsunuz. darmadağın gövdemi
çiçekli perdelerin arkasında saklıyorum.
karanlıkta oturuyorum. ışıkları yakmıyorum.
çalar saat zembereği boşalana kadar çalıyor
acı veren bir sevişmeyi hatırlıyorum.
bir bıçağın gereksiz yere parlaması bu.
yıllardır kendini bulutlarda saklayan illegal bir yağmurum.
bir yağsam pahalıya malolacağım.
ben bir bodrum kat kızıyım bayım
yalnızlıktan başka imparator tanımaz bodrumum
bir süredir plastik vazolar gibi hiç kırılmıyorum
fakat korkuyorum. birazdan da
kırk üç numara ayakkabılarınızla
bahçede oynayan çocukların üstüne basacaksınız
bu iyi olmaz bayım!

“gün akşam oldu” diyorum
ekmek kırıntıları atıyorum kuşlara
cam kırıkları yiyorlar
rüyamda; bir kâse dolusu suyun içinde
rengârenk yap-boz parçacıkları
anlatmak istiyorum, dinlemiyorsunuz.
hayır, sanırım sabahı bekleyemem
bilmiyorum.
insanlar rüyalarını acilen anlatmalı.

on dört yaşındaydı ruhum bayım
bir mermer masanın soğukluğunda yaşlandı.
protez bacaklar taktılar ruhuma ince ve beyaz
gıcırdaya gıcırdaya dolaştım şehri
protez bacaklarıma bile ıslık çaldılar
o ara içimde çiçeklerden oluşmuş
bir silahsız kuvvet ablukaya alındı
sinemalarda da “organzm gıcırtıları” oynuyordu.
kaçmaya çalıştım. olmadı.
bu nedenle, çiçekli şiirler yazmayı
ruhum açısından faydalı buluyorum bayım.
neyse işte
ben her filmi hatırlarım
sinemaların hiç bitmeyen gecesine sığındığım çok oldu.
“sofi’nin tercihini” seyrederken çok ağlamıştım.
öpüşen guramilerle ilgili bir film yapsalar
onu da mutlaka hatırlardım.
insan içinde çevrilen bir çıkrığın sesini unutur mu?
hem sonra ben hatırlamaya alışkınım
bir “eşya toplayıcısıyım” bayım.

büyük gemiler de yok artık bayım
büyük yelkenler de
büyük kâğıtlar yakmak istiyor şimdi canım.
işte az önce bir karabatak daldı suya
bir süredir kayıp
dünyayı yutmuş olarak çıksa da ortaya
ölüm çok iri bir sözcük değil bayım.
kasımpatları kadar acı kokuyorum biliyorum.
ama siz sobada sucuklu yumurta pişirip yiyen
yoksul bir aşkın güzelliğini bilir misiniz?
bir gül, bir güle derdi ki görse
yalan söylüyorum
güller bu sıra hiç konuşmuyor bayım.
devamını gör...

bendim eskiden, son 1 aydır küçümsenenler kısmında olduğum için "insanları küçümsemek yanlışmış!" pozlarına girdim. ama siz benim gibi yapmayın, küçümsemeye devam edin; hak ediyorlar, hak ediyoruz.
devamını gör...

dışarıda yemek yemeye gidince kola yerine ayran söylediğin o an.

(bkz: o an)
devamını gör...

herkes yediğinden ikram eder.
- yavuz sultan selim.
devamını gör...


''hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...
bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında fırtınalardan geldim sende dinleniyorum.
bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum;
en eşsiz dakikalar sürsün senin yanında...
hiç yumma gözlerini, ışığın eksilmesin,
gündüzüm aydınlığım, ipek böceğim benim!
güz bahçemde açılmış o son çiçeğim benim!
yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin;
ayırma gözlerimden çocuksu gözlerini, o sakin o yalansız, o kuytu gözlerini... ''

ümit yaşar oğuzcan - gözlerin gözlerimde.
devamını gör...

eski mesai arkadaşım ismail ölçer'dir. afyon'un bağrından kopmuş kendi üslubuyla sempatik tosun paşa. "ne olecek len ne olecek " mottosuyla başımıza hep sıkıntılı işler açmıştır. olsun yine bir araya gelelim. yine o dertleri aç. özlendin be ismail abi .
o gemi bir gün gelecek ve yine hepimiz bir araya geleceğiz.
devamını gör...

arapçada şekil sözcüğünün dönüşlü eylem halidir. türkçesi şekillenme, biçimlenme, oluşma, meydana gelme, peyda olma vb.dir.
devamını gör...

bir seyahat planı yaparken para hesabı yapmak zorunda olmamak. ayakkabılar, çantalar falan kalabilirler durdukları vitrinde. şu an yaşadığım gibi yaşamaya devam edeyim ve istediğim zaman istediğim yere gidebileyim. bu kadar zor olmamalı yaa.

(bkz: dolar olmuş bilmem kaç)
devamını gör...

kişiyle hiç bir şekilde iletişime geçmemektir. bir de zaman. her şeyin ilacı malum.
devamını gör...

felix ve proplan öneririm. hem besleyici hem de çok pahalı olmayan mamalar.
devamını gör...

kimseler içinde
kendim bile değilim
kendimin içinde ben yok sanki
bir delirsem düzeleceğim
/mavi gökyüzü olmazsa güzel marmara/
bana bir mavilik verin adı her ne ise
size söz, o an çekip gideceğim.
devamını gör...

''napıyorsun?'' sorusuna muhatap olmak. sana ne?
devamını gör...

(bkz: gülümseten kafa sözlük yazarları) içinde en güldüğümdür. okunduğunda karşılıklı sohbet ediyormuş hissi veren enerjili tanımların sahibidir. *
devamını gör...

acayip sinir bi kişilik bu ya. harbiden bazen dalga geçtiğim ironi yaptığım bir şeyi ciddiye alıp salak salak şeyler yazan var. ironi dili ve edebiyatı dersi verilse keşkem de gerginlik yaşanmasa.
devamını gör...

böyle düşmez dediğim gereksiz başlık.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim