supportgirl her devrin adamı değildir. mabada mabad demeyi düstur edinmiştir ayrıca bineceği uçağın biletini kimseye ödetmeyecek kadar omurga sahibidir. *
devamını gör...

sizinle eylendi, benimle evlendi.

bu zihniyetteki insanlara çok acıyorum..
devamını gör...

mansur yavaş dosyaları savcılığa vererek üstüne düşeni yapmıştır. savcılar da hiçbir bok yapmayarak üstüne düşeni yapacaktır. bitti, bu kadar. dağılabilirsiniz.

yine de tarihe not düşmek adına yapılması gerekendir. başarılarının devamını dilerim.
devamını gör...

şuan okumakta olduğum, okurken de oğuz atay'a bir kez daha hayranlık duyduğum kitap.

daha kaç kez ıskalayacağız hayatı olric?
oklarımız bitene kadar efendim.
devamını gör...

gü nay dın.

bazı kokular çok çirkin. mesela; sigara kokusu. en güzel kokularımı sürünmüş, minibüs bekliyorum. adamın biri pöfür pöfür sigara içiyor. içsin tabii, kendini zehirlenmesine sözüm yok da beni dumanıyla zehirlemesi biraz canımı sıktı. onu bunu geçtim, üstüme sinmiş bile olabilir. üzerime sinen kötü kokuları sevmiyorum. şu an başım ağrıyor.

gü nay dın.

güne dinlenememiş başladım. günü sorguladım. salı. salı sallanır. pazartesinin rehaveti üzerinde. semt pazarı var. kalabalık. bugün pazara girebilirim. akşam pazarı. tezgahta kalan son ürünler. bitse de gitsek diyen pazarcılar. bağıranlar çağıranlar. şehrin keşmekeşi. her şey kaostan ibaret.

gü nay dın.
bugün güzel bir şey olacak gibi. kendimi mutlu hissetmek istiyorum. güzel haberler alsam, alsak. hadi bakalım.

son olarak tekrar gü nayyyyyy dınnnnnnnn*
devamını gör...

bu akşam sözlükte en çok kullandığım buton şikayet et oldu. sebebi ise çılgınlar gibi yazar yapılan çaylakların girdiği tanımsız ve forumsal girdiler. ben sözlüğe geldiğimde 100 karma puan şartı aranıyordu ve yazarın ilk girdilerinin tanım olması gerekiyordu. bugün sol frame okunamayacak hale geldi. bilgi katagorisinde takılayım dedim ancak orada da bir sürü forumsal girdi doldu taştı. birçok çaylak arkadaşımıza özel mesaj yoluyla ulaşarak tanım girmelerinin yazar olmalarını kolaylaştıracağı ile ilgili mesajlar attım ama görüyorum ki buna gerek kalmıyor. sadece anket başlık doldurarak yazar olan çok fazla kişi var. sözlük hepimizin ve okunacak bir sözlük yine hepimizin hakkı. bu sebeple moderasyondan bu konuda daha hassas davranması rica ediyorum. çaylaklık sisteminin getiriliş amacı; sözlüğe yeni gelenlerin sözlük mantığını kavramasını sağlamaktı ama bugün ne oldu hiç bir fikrim yok bir sürü çaylak doğru düzgün entry yazmadan yazar yapıldı. bi salsak arkadaşları mesela bknz kullanmayı öğrenseler, tematik modunu öğrenseler daha hoş olmaz mıydı?
devamını gör...

malt - deprem
devamını gör...

klavyesinden dolayı ne yazmak istediğini biz bulmaca çözer gibi çözerken bir gün o kadar düzgün yazmaya başladı ki, şok olduk. dedik n'oluyo yaa, hanımefendiciğim kendini aşarak mikrofonu keşfetmiş. *
devamını gör...

örgü örmeyi öğretti.
devamını gör...

misafirin yardım olayını abartıp adeta ev sahibi gibi sorumluluk üstlenmesi üzerine söylenen bir sözdür.
sanırım tüm türk kadınlarının içinde bir 'yardım etmeye mecbur hissetme' durumu oluyor yetiştiriliş biçiminden dolayı. yardım etmek güzeldir, bence misafirlikte de biraz olsun gereklidir ama kendini yorup çok fazla iş üstlenmek mantıksızdır.
çok yormayın kendinizi sevgili hemcinslerim, oturun dinlenin biraz. *
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

böyle vakalarda hemen kadını yargılamak yerine acaba onu bu karara hangi tehdit mecbur bıraktı onu sorgulamak lazım. belki olay bir stockholm sendromu'ndan ibaret değildir. iç yüzünü bilmediğimiz konular hakkında bu kadar net konuşmamalıyız. belki kadın onunla yaşamayı ölüme tercih etti nereden bilebiliriz? acı, gerçekten çok acı.
devamını gör...

söz ve müzik cevdet bağca
devamını gör...

kandırmayın hanfendiyi bishoujo japonca memati demek hayırlı olsun..
devamını gör...


kitabı okurken george orwell'ın bilinçaltının sınır tanımazlığı karşısında hayrete düşüp,özgüvenine hayranlık duymaktan kendimi alamadım.yazarın 2.dünya savaşı sonrası kaleme aldığı romanını ;savaşın ezici gücünün ve bilinçaltında onarılması inkânsız travmaların yazınsal izdüşümü olarak değerlendiriyorum.
1946 ıngiltere"sinde,neredeyse her ağzını açan komünist yaftasıyla tanışırken,george orwell da bu fişlemelerden nasibini alıyor.ıngiliz hükümeti : "aşırı komünist bir adam,göz önünde tutulmalı"diyerek hayatını mercek altına alıyor.bu baskılar onu yazma eyleminden alıkoymuyor,aksine, (prophecies of fascism)faşizm'in kehanetleri başlığında derlenen 12 bölümden oluşan metinler yazıyor.yine faşizm'e tepki olarak yazdığı,1945 yılında basılan"hayvan çiftliği' ile totaliter rejimleri hicvetmiş ve 1950 de yazar'ın tüberküloz'dan ölümü sonrası dünya çapında tanınmış.

ütopik romanı 1984 içerik bakımından oldukça zengin.yazar'ın hayâl gücünün yarattığı bu ütopya'nın gerçek olabilme ihtimali hiç de uzak değil gibi geldi bana.zaten bir reportajında,proleterlerler(işçi sınıfı)ezilmekten vazgeçip bir şeyler yapmazsa,buna benzer yaşamlar yaşanabilir diyor.
paragrafların içinde bazen nefesinizi tutmuş ilerlerken,karanlık,izbe bir binada penceresiz kaldığınızı hissettiğiniz anlarda,yazar bunu öngörmüş olacak ki ;büyük bir nezaketle,size düş dünyasından pencereler inşaa ediyor.umut ile korkunun kol kola gezdiği olaylar silsilesinde böyle bir denge oluşturmuş yazar.
umutsuzluk içinde umuda tutunuyor sanki aşık olduğunda.gerçek bir aşk ve ona bağıntılı süregelen cinsellik düşlemek imkânsız gibi.yazar,kitabında bunu şu cümlelerle anlatıyordu : "tüm kadınlar,partinin amaçladığı gibi ulaşılmazdı.ıstediği sevilmekten çok,ömründe bir kez de olsa,bu erdem duvarını yıkmaktı.cinsel eylem başarıyla yerine getirilirse başkaldırmak demekti.birisini istemek bir düşünce suçuydu."
aç karnını doyurabilmek için bir parça ekmek çalan çocuk gibi ensesine biniyorlar.tutuklanıyor roman kahramanımız winston smith,sevdiği kadın ile birlikte.
bu süreçte,film senaryolarına konu olan 101 numaralı odada,ortaçağ'dan kalma,fiziksel ve zihinsel işkenceler silsilesi başlıyor...
2 x 2=5 ettiğini öğretiyorlar belleğini boşaltıp çiftdüşün tekniğiyle.
"büyük birader" big brother,iktidarın gerçek mi sanal mı belli olmayan lideri.tele-ekranlardan sisteme başkaldırabilecek insanları izliyor.herşey kontrol altında.çocukların ajan olarak yetiştirildiği ütopik ama gerçek olması imkânsız olmayan bir dünya ülkesi (okyanusya)...düşüncesuçu,yüzsuçu gibi icat edilen dikta suçları da cabası...

kitap yayınlandıktan 32 yıl sonra komünizm propagandası yapıyor suçlamasıyla yasaklanarak,tarihteki onurlu yerini alıyor.

çoğu paragrafı manifesto niteliğinde olan romanda öğrendiklerimden biri de şudur : "asla zaaflarını ve korkularını kimseye deşifre etme.çünkü onları sana karşı kullanabilirler"
ıngsos partisi(ingiliz sosyalizmi) bireyselliğin ve özgür düşüncenin kelime anlamını bilmeyen nesiller yaratmak istiyorlar (yenisöylem) ile.
sosyalist söylemlerle iktidara gelip despot,totaliter bir rejim uygulayan okyanusya'da sistemin kölesi insancıklar arasında geçmişten bir iz bulmaya çabalayan winston"ın acı hikâyesini 70 yıl sonra celâl üster'in başarılı çevirisi sayesinde ilgiyle ve sıkılmadan okudum.kitabın kapağındaki gözbebeğine benzeyen lâbirentlerdeki farelere bir anlam verememiştim.kitabı okuyunca onca farenin neden cirit attığını,hayat dersi niteliği taşıyan bir olay ile öğreniyorsunuz.

bu dikta çemberini,saksıda fotosentez yapan bir bitkinin kırmasının imkânsızlığı gibi,winston"ın içine düştüğü düşsel kör kuyularda,bir ışık hüzmesi ararken,faşizm'in acımasız gücünü,güçlü bir anlatımla hissediyorsunuz...

öyle ya : yarın nasıl bir dünya'ya uyanacağımızı kim bilebilir?.
devamını gör...

sarhoşluğu en beter olan içki türlerinden biri.
devamını gör...

sol frame'de gözünüze kestirdiğiniz başlığa girerek önce yazılanları okumak ardından beğendiklerinizi artılamak sonrasında da kendi tanımınızı girmek suretiyle yapacağınız eylemdir. lütfen...
devamını gör...

telefonunu kendisi ile bütünleştirmiş emekli amca itemiydi...

şimdi o amcalar facebook ve tik tok kullandığından hepsinde akıllı telefon var.
bu telefon o kaba sığmaz.
eğer sığacak kadar büyüğü yapılsaydı bunu üreten paraya para demezdi aynı tayfa koşarak alırdı.
devamını gör...

aslında geliyor ama farkında değilsin.

hiç oylanmayan entryin varsa,
başlığına entry girilmiyorsa,
nickaltını örümcek ağı bağlamışsa bu bildirim sana defalarca gelmiş ama sen farketmemişsin demektir.
devamını gör...

sekiz yaşındayım, bir akrabamız tarafından tacize uğramışım. bir şeylerin farkında bile değilim. şimdilerde travma.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim