arkadaş grubundaki tek kız olmak
erkekleri avcı toplayıcı zamanlarına geri döndürebilecek riskli hareketler. zira genlerimizde var mağaranın önünde kadınının önüne geyik atmak. çünkü ortamda tek bir dişi varsa o dişi erkeklere göre en güzel dişidir.
bir süre sonra serengeti düzlüklerine döner ama ortam. erkekler dişinin peşinde dolanır, kur yaparlar (burda belgesel seslendirmesi var) dişi önce tek başına dolansa da, bir müddet sonra kime yanaşırsa hır çıkar. kükremeler eşliğinde serengeti karışır ( belgesel seslendirmesi yine) erkekler dişi için kavga ederler. mücadeleyi kazanan dişiyi boynundan yakalayıp yuvasına götürür. diğer erkekler de dişi için ağıt yakar kükreyerek.
bir süre sonra serengeti düzlüklerine döner ama ortam. erkekler dişinin peşinde dolanır, kur yaparlar (burda belgesel seslendirmesi var) dişi önce tek başına dolansa da, bir müddet sonra kime yanaşırsa hır çıkar. kükremeler eşliğinde serengeti karışır ( belgesel seslendirmesi yine) erkekler dişi için kavga ederler. mücadeleyi kazanan dişiyi boynundan yakalayıp yuvasına götürür. diğer erkekler de dişi için ağıt yakar kükreyerek.
devamını gör...
normal sözlük'te kendi halinde yazan yazarlar
bir tanesi benim buyrun çay koydum
devamını gör...
gereksiz abartılan şeyler
"yemek"
çocukluğumuzdan beri evde, sonra işyerinde, aç televizyonu orada, gir internete sosyal medyaya heryerde yiyecek içecek, bir yemek konusu sürekli..
acıkınca yersin bişeyler geç git budur yani..
bu kadar öncelikli bir konu olmamalı..
hayatımızda en önemli şey bumudur yani..
hayatta çok daha önemli kavramlar, konular işler güçler var, daha anlamlı deneyimler var, ve insan birçok şeyi, uzun süre birşey yemediyse daha iyi algılıyor, örneğin sabah kahvaltı edilmezse, öğlene kadar insan daha verimli oluyor, beyni daha hızlı çalışıyor, daha üretken oluyor, fiziksel olarak deseniz vücut kendini onarıyor yeniliyor daha esnek daha dinamik oluyor, bu bilimsel bir gerçek..
yeteri kadar yememiz yeterli ve inanın çok çeşitli yemek bile yediğimiz şeylerin etkisini faydasını azaltıyor, ne kadar az çeşit ve ne kadar az yersek o kadar sağlıklı, uzun yaşıyoruz, vücudumuzdan, ruhumuzdan o kadar maximum performans alıyoruz ama yemek yemekten, yemek konuşmaktan diğer milyonlarca daha iyi alternatife ne vakit kalıyor ne enerji.. çok saçma..
çocukluğumuzdan beri evde, sonra işyerinde, aç televizyonu orada, gir internete sosyal medyaya heryerde yiyecek içecek, bir yemek konusu sürekli..
acıkınca yersin bişeyler geç git budur yani..
bu kadar öncelikli bir konu olmamalı..
hayatımızda en önemli şey bumudur yani..
hayatta çok daha önemli kavramlar, konular işler güçler var, daha anlamlı deneyimler var, ve insan birçok şeyi, uzun süre birşey yemediyse daha iyi algılıyor, örneğin sabah kahvaltı edilmezse, öğlene kadar insan daha verimli oluyor, beyni daha hızlı çalışıyor, daha üretken oluyor, fiziksel olarak deseniz vücut kendini onarıyor yeniliyor daha esnek daha dinamik oluyor, bu bilimsel bir gerçek..
yeteri kadar yememiz yeterli ve inanın çok çeşitli yemek bile yediğimiz şeylerin etkisini faydasını azaltıyor, ne kadar az çeşit ve ne kadar az yersek o kadar sağlıklı, uzun yaşıyoruz, vücudumuzdan, ruhumuzdan o kadar maximum performans alıyoruz ama yemek yemekten, yemek konuşmaktan diğer milyonlarca daha iyi alternatife ne vakit kalıyor ne enerji.. çok saçma..
devamını gör...
çakal
frederick forsyth, fransa'da gazeteciyken yayınladığı roman. abd, ingiltere ve fransada best seller olur. filmin 1973 tarihli film uyarlaması kitaba büyük oranda uygundur, ama kitaptaki ayrıntıları, politik olayları ve gerilimi hakkıyla hissettirmez. 1997 yılında bu kitap baz alınarak ama içeriği oldukça değiştirilerek the jackal adında bir film yapıldı. bu film eğlencelik izlenebilir. zira kitapta polisler çakal isminden başka bir bilgiye sahip değildir ve bu sadece bu isim sadece bu suikast operasyonu için kullanılır ama bu filmde tetikçinin lakabı çakaldır ve onu görenler bile vardır. hatta bu görenler yöntemlerini bilirler. kitapta kiralık katil hakkında hiçbir fikri olmayan polislerin ipuçlarını toplaması gerilimi anlatılır. kitabın başları hakkında çok hafif spoilerlı bilgi
cezayirin, fransadan ayrılmasını istemeyen terör örgütü oas elemanları cumhurbaşkanı charles de gaulle'ü öldüremeyince bir kiralık katil tutarlar. katilin gerçek ismi ve milletini tutanlar dahi bilmez ve romanda hiç geçmez. oas yetkilileri kiralık katile operasyon sırasında ulaştıklarında nasıl bir kod adı kullanabiliriz diye sorarlar. kiralık katilde onlara ''madem avdan bahsediyoruz. o zaman çakal diyelim.'' der. fransız polisi oasnin bir planı olduğunu bilir bu nedenle oasnin bir fedaisini yakalayıp konuşturur sorgu sırasında çakal ismini öğrenirler ve insan avı başlar.
buradan
cezayirin, fransadan ayrılmasını istemeyen terör örgütü oas elemanları cumhurbaşkanı charles de gaulle'ü öldüremeyince bir kiralık katil tutarlar. katilin gerçek ismi ve milletini tutanlar dahi bilmez ve romanda hiç geçmez. oas yetkilileri kiralık katile operasyon sırasında ulaştıklarında nasıl bir kod adı kullanabiliriz diye sorarlar. kiralık katilde onlara ''madem avdan bahsediyoruz. o zaman çakal diyelim.'' der. fransız polisi oasnin bir planı olduğunu bilir bu nedenle oasnin bir fedaisini yakalayıp konuşturur sorgu sırasında çakal ismini öğrenirler ve insan avı başlar.
devamını gör...
yunus emre
bu dünyada kim güldü ki sen gülesin.
sözünün sahibi kıymetli ozanımızdır.
devamını gör...
genç nüfusun yüzde 68'inin türkiye'den gitmek istemesi
gitmek istiyorum çünkü kendime burada ne bir gelecek görebiliyorum ne de mutluluk. başka ülkelerin polyannası değilim. ancak buralarda kalan bir umut parçasına da kanaat edecek de değilim.
edit
yazılanları okudum birkaç şey daha ekleyeceğim. bu gitme isteği sizin gitme isteğiniz ile aynı değil. ülkenin her yanı üniversite olmuş bu yıl sınava 3,5 milyon insan girecek. liselerin çoğunun eğitim kalitesi berbat keza üniversitelerin de aşağı kalır yanı yok. elinde diploman da olsa arkanda torpil lazım. bugün bir genç olarak şunu dile getiriyorum ben gideceğim çünkü bana burda ekmek yok. dışarıda var mıdır bilemem. ergence bir istek de değil bu ben sadece gitmek isteyenlerden değilim.
edit
yazılanları okudum birkaç şey daha ekleyeceğim. bu gitme isteği sizin gitme isteğiniz ile aynı değil. ülkenin her yanı üniversite olmuş bu yıl sınava 3,5 milyon insan girecek. liselerin çoğunun eğitim kalitesi berbat keza üniversitelerin de aşağı kalır yanı yok. elinde diploman da olsa arkanda torpil lazım. bugün bir genç olarak şunu dile getiriyorum ben gideceğim çünkü bana burda ekmek yok. dışarıda var mıdır bilemem. ergence bir istek de değil bu ben sadece gitmek isteyenlerden değilim.
devamını gör...
rehber
çok iyi hatırlıyorum bundan tam 5 sene evvel yeni keşfettim bu grubu. büyük bir sevinçle arkadaşıma göstermiştim ve birlikte dinlemeye baslamistik, hala daha dinliyoruz. bütün şarkılarının bende yeri ayridir özellikle sorgu'nun sözlerine bayılırım ama "ruh" bir başkadır dostlar.
turp günlerinden bi' gün, sabah beş
dilimde bi' şarkı nasıl'sa beleş.
bendeniz şekerler'in oğluyum, cebimde güneş
misal düşmemiş bi' kar tanesiyim
varsay uykuda bi' köy hanesiyim
içim ihtiyar savaş gazisi
talebim değil hanlar hamamlar, gömme saraylar
sahibi olduğum her şey: rûyalar
herkesin doyduğu bi' çıkma ekmek
senin de öyle
pantolon-ceket, sokaklar benim
bastığım toprak, ağaçlar benim
neler gördüm, neler görmediğim?
aldım ihmalden planlarımı
gezdim çıkmazda sokaklarımı
kadınlarca derya yüzdüm, saadet bulmadım!
beyaz attan düştüm ne hükmüm kaldı, ne prensliğim
adımdan bi' harf attım, görmedin
herkesin doyduğu bi' çıkma ekmek
senin de öyle
her gün aynı göz haliyle ben
her gün aynı göz haliyle ben
uyanıyorum sabahla
turp günlerinden bi' gün, sabah beş
dilimde bi' şarkı nasıl'sa beleş.
bendeniz şekerler'in oğluyum, cebimde güneş
misal düşmemiş bi' kar tanesiyim
varsay uykuda bi' köy hanesiyim
içim ihtiyar savaş gazisi
talebim değil hanlar hamamlar, gömme saraylar
sahibi olduğum her şey: rûyalar
herkesin doyduğu bi' çıkma ekmek
senin de öyle
pantolon-ceket, sokaklar benim
bastığım toprak, ağaçlar benim
neler gördüm, neler görmediğim?
aldım ihmalden planlarımı
gezdim çıkmazda sokaklarımı
kadınlarca derya yüzdüm, saadet bulmadım!
beyaz attan düştüm ne hükmüm kaldı, ne prensliğim
adımdan bi' harf attım, görmedin
herkesin doyduğu bi' çıkma ekmek
senin de öyle
her gün aynı göz haliyle ben
her gün aynı göz haliyle ben
uyanıyorum sabahla
devamını gör...
edinilmiş en kıymetli hayat tecrübesi
aile her şeydir ne arkadaş ne sevgili gelip geçici olmayan tek şey ailedir.
devamını gör...
nazar değdiren insanlar
benim. umarım beni zincirler ile döversiniz cezalandırmak için bebeksilerim. vurun banaaa. vurun. acımayın!
nazarım degiyor sanırım. hemen fark etmedim. sonra fark ettim. bir şeye iyi diyorsam o içten içe çürümeye başlıyor. ailemde insanlar ben bunu dile getirmeden önce en erken 90 yaşında ölüyordu. şimdi çok zor görüyorlar o yaşları. babaannem için ne akıllı kadın diyordum, koşturuyor dedikodu varsa, mahalleden biri geçince koltuktan pencereye ulaşması 1.5 saniye sürüyor, kadın kuantum fiziği hakkında konuşacak kadar acayip bir kafaya sahip diyordum. aynı yıl önce hafıza gitti, sonra ameliyat olup bastona muhtaç hale geldi, hafıza geldi sonra ama eskisi gibi de akıllı değil bence.
sonra dedem için hiç hasta olmadı dedim. müthiş zeki bir adamdı. 70 yıl öncesini saati ve tarihi ile hatırlardı. benim yaşlı halimdi kendisi, o yüzden çok hayrandım zaten. zekasını çok överdim. o da aynı yıl bir anda son evre kanser olduğunu öğrendik, bizi hatırlamıyordu vefat etmeden önce. huzur içinde uyusun. sırf çok gürültüyü sevmiyor diye cenazesine katılmayacak kadar saygı duyduğum biriydi.
geçenlerde aynaya bakarken bi güzel geldim gözüme. ulan dedim ne güzel gözlerim var ha! şu an ilaca cevap vermeyen bir göz mikrobu ile uğraşıyorum. gözlerin altı torba torba, gözlerin içi kırmızı damarlar dolu.
en son çocuğa şey dedim, burnun çok güzellesti senin. eskiden çirkindi. güzelleşiyorsun. birkaç saat sonra sokağa çıktı, direkt burnuna top yemiş. şişti burnu. günlerce çok acıdı diye gezdi.
arkadaşlar varsa kaynananızın fotoğrafı, gönderin. ne güzel eli ayağı var diyeyim felç garanti. ağza bak diyeyim, bal gibi ya çok güzel. ağzı düşer. eski sevgiliniz aldattıysa hemen bildirin, arabasını bulalım millet ne arabalara biniyor diyeyim, en az 8 takla atar.
belki hepsi bir tesadüften ibaret olabilir. bilemem. ancak tesadüf değilse ve pis bir enerji yayıyorsam ortalığa, bana yasıklar olsun. ne diyebilirim, bilemiyorum.
nazarım degiyor sanırım. hemen fark etmedim. sonra fark ettim. bir şeye iyi diyorsam o içten içe çürümeye başlıyor. ailemde insanlar ben bunu dile getirmeden önce en erken 90 yaşında ölüyordu. şimdi çok zor görüyorlar o yaşları. babaannem için ne akıllı kadın diyordum, koşturuyor dedikodu varsa, mahalleden biri geçince koltuktan pencereye ulaşması 1.5 saniye sürüyor, kadın kuantum fiziği hakkında konuşacak kadar acayip bir kafaya sahip diyordum. aynı yıl önce hafıza gitti, sonra ameliyat olup bastona muhtaç hale geldi, hafıza geldi sonra ama eskisi gibi de akıllı değil bence.
sonra dedem için hiç hasta olmadı dedim. müthiş zeki bir adamdı. 70 yıl öncesini saati ve tarihi ile hatırlardı. benim yaşlı halimdi kendisi, o yüzden çok hayrandım zaten. zekasını çok överdim. o da aynı yıl bir anda son evre kanser olduğunu öğrendik, bizi hatırlamıyordu vefat etmeden önce. huzur içinde uyusun. sırf çok gürültüyü sevmiyor diye cenazesine katılmayacak kadar saygı duyduğum biriydi.
geçenlerde aynaya bakarken bi güzel geldim gözüme. ulan dedim ne güzel gözlerim var ha! şu an ilaca cevap vermeyen bir göz mikrobu ile uğraşıyorum. gözlerin altı torba torba, gözlerin içi kırmızı damarlar dolu.
en son çocuğa şey dedim, burnun çok güzellesti senin. eskiden çirkindi. güzelleşiyorsun. birkaç saat sonra sokağa çıktı, direkt burnuna top yemiş. şişti burnu. günlerce çok acıdı diye gezdi.
arkadaşlar varsa kaynananızın fotoğrafı, gönderin. ne güzel eli ayağı var diyeyim felç garanti. ağza bak diyeyim, bal gibi ya çok güzel. ağzı düşer. eski sevgiliniz aldattıysa hemen bildirin, arabasını bulalım millet ne arabalara biniyor diyeyim, en az 8 takla atar.
belki hepsi bir tesadüften ibaret olabilir. bilemem. ancak tesadüf değilse ve pis bir enerji yayıyorsam ortalığa, bana yasıklar olsun. ne diyebilirim, bilemiyorum.
devamını gör...
bekareti bacak arasına indirgeyen insansı kitle
insansı kitle? tanımlanamayan yaratık demek daha doğru olur.
devamını gör...
whatsapp durumu yapılacak sözler
sen hayırdır.
devamını gör...
yasak ilişkiden doğan çocuk
kendisine yakıştırılan 3 harfli kelimenin esasında anne ve babasına yakıştırılması gereken, bir suçu günahı olmayan çocuk.
biz insanoğlu olarak bayılırız hesabı yanlış kişilere kesmeye...
biz insanoğlu olarak bayılırız hesabı yanlış kişilere kesmeye...
devamını gör...
ultimate unicorn
bir dom ow kısa filmidir.

philips parallel lines ve ridley scott işbirliği ile düzenlenen kısa film yarışmasının finalistlerinden biridir ancak porcelain unicorn karşısında tutunması mümkün olamamıştır.
bir önceki tanımda da bahsettiğim gibi kuralları oldukça basit. filmler üç dakikayı geçmeyecek ve sadece şu altı cümle kullanılabilecek kısa film boyunca:
what’s that?
ıt’s a unicorn.
never seen one up close before.
beautiful.
get away, get away.
ı’m sorry.
bu filmde bu altı cümle beklemediğim bir şekilde kullanılmış ve bu da beni filmi izlerken oldukça heyecanlandırdı. film boyunca cümlelerin zorlama bir inatla kullanılmadığını görmekse beni çok mutlu etti.
dövüş sanatları hakkında insanların ne düşündüğünü pek bilemiyorum ve aslında umursamıyorum da. hayatım boyunca hiçbir dövüş sanatına ilgi duymadım ama izlemekten her zaman keyif aldım.
içinde bir felsefe olan her şey izlenmeye değerdir benim için ve saygıyı hak eder. bu filmde de ustalarının intikamını almak için birlik olan iki dövüş sanatları öğrencisinin bir tek boynuzlu atı intikam aracına nasıl dönüştürdüğünü izleyeceksiniz.
at çok farklı bir hayvandır ve maharetli ellerde bir silaha dönüşebilir.
ultimate unicorn

philips parallel lines ve ridley scott işbirliği ile düzenlenen kısa film yarışmasının finalistlerinden biridir ancak porcelain unicorn karşısında tutunması mümkün olamamıştır.
bir önceki tanımda da bahsettiğim gibi kuralları oldukça basit. filmler üç dakikayı geçmeyecek ve sadece şu altı cümle kullanılabilecek kısa film boyunca:
what’s that?
ıt’s a unicorn.
never seen one up close before.
beautiful.
get away, get away.
ı’m sorry.
bu filmde bu altı cümle beklemediğim bir şekilde kullanılmış ve bu da beni filmi izlerken oldukça heyecanlandırdı. film boyunca cümlelerin zorlama bir inatla kullanılmadığını görmekse beni çok mutlu etti.
dövüş sanatları hakkında insanların ne düşündüğünü pek bilemiyorum ve aslında umursamıyorum da. hayatım boyunca hiçbir dövüş sanatına ilgi duymadım ama izlemekten her zaman keyif aldım.
içinde bir felsefe olan her şey izlenmeye değerdir benim için ve saygıyı hak eder. bu filmde de ustalarının intikamını almak için birlik olan iki dövüş sanatları öğrencisinin bir tek boynuzlu atı intikam aracına nasıl dönüştürdüğünü izleyeceksiniz.
at çok farklı bir hayvandır ve maharetli ellerde bir silaha dönüşebilir.
ultimate unicorn
devamını gör...
sözlüğün en güzel kızı olmak
gizli düzenlenen son kız kıza zirvemizden 1 enstantane.
hangimiz daha güzeliz? niklerimizi şimdilik söylemiyorum.

normal sözlük kadınları girişine bu fotoğrafı koyabilirsiniz hepsinin izni var. tşk.
hangimiz daha güzeliz? niklerimizi şimdilik söylemiyorum.

normal sözlük kadınları girişine bu fotoğrafı koyabilirsiniz hepsinin izni var. tşk.
devamını gör...
taçsız kral
rahmetli metin oktay'ın lakabı ve aynı zamanda da izmir'den çıkıp istanbul'a gelen başarılı bir futbolcunun hikayesinin anlatıldığı ve kendisinin oynayıp kendi hayat hikayesinden kesitlerin anlatıldığı 1965 yapımı atıf yılmaz imzalı filmin adı.
senaryosunu diğer bir usta olan safa önal tarafından senaryosu kaleme alınan film, futbolun unutulmaz efsane isimlerinden metin oktay'ın kendi hayatını oynadığı bir biyografik yapım. diğer rollerde gönül yazar, ajda pekkan, erol taş gibi oyuncuların da yer aldığı film, efsane futbolcunun izmir'den galatasaray'da gol krallığına ve italya' ya uzanan yolculuğundan bir yeşilçam melodramı ortaya çıkarıyor.
senaryosunu diğer bir usta olan safa önal tarafından senaryosu kaleme alınan film, futbolun unutulmaz efsane isimlerinden metin oktay'ın kendi hayatını oynadığı bir biyografik yapım. diğer rollerde gönül yazar, ajda pekkan, erol taş gibi oyuncuların da yer aldığı film, efsane futbolcunun izmir'den galatasaray'da gol krallığına ve italya' ya uzanan yolculuğundan bir yeşilçam melodramı ortaya çıkarıyor.
devamını gör...
resim yükleme özelliğinin gelmesi
bir gün gelecek, yazarların en sevdiği fotoğrafları diye bir başlık açılacak. ve o gün artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. *
devamını gör...
domestic hıyar
çok heyecanlıyım. bu sözlüğe geldiğimden bu yana tamamen içimden gelerek gireceğim ilk nickaltı.
kalemini her zaman çok güçlü bulmuşumdur. mizahı ve kusursuz müzik zevkiyle de en sevdiğim yazarlardan biridir. bunları peşin peşin söylüyorum ki "yazarlığı hakkında hiçbir şey dememişsin. burada kankacılık dönüyor işte. nickaltı yalakalığı yapmayın be kardeşim!" gibi şeyler söylemeyin. ya da söyleyin.
dostluğumuz, sözlüğün hayatımdaki yeri kadar eskidir.* bir kerecik küsmüş de olsak o süreçte kendisini gizli gizli stalklamayı ve iyi olup olmadığını merak etmeyi hiç bırakmadım.
domestic, benim tanıdığım en iyi dinleyicidir. ne olursa olsun bir kere bile beni anlamadığını, yargıladığını hissetmedim. birkaç saat arayla birbirinin tam zıttı düşüncelerle gittiğimde bile. ama böyle dediysem yalnızca dinleyip geçtiğini düşünmeyin. "sen yagami light'sın kendine gel, aptallık etme!" şeklinde destek oluşları da vardır. en ciddi konularda bile konuşmalarımızın %90'ı kahkahadan ibarettir. zaten en ciddi konuları da onun sayesinde hiç ciddiye almam.
kendisine her şey için, dostluğu için çok teşekkür ediyorum. kar adamı yeti'yi de şöyle bırakıp yazımı sonlandırıyorum:*
kalemini her zaman çok güçlü bulmuşumdur. mizahı ve kusursuz müzik zevkiyle de en sevdiğim yazarlardan biridir. bunları peşin peşin söylüyorum ki "yazarlığı hakkında hiçbir şey dememişsin. burada kankacılık dönüyor işte. nickaltı yalakalığı yapmayın be kardeşim!" gibi şeyler söylemeyin. ya da söyleyin.
dostluğumuz, sözlüğün hayatımdaki yeri kadar eskidir.* bir kerecik küsmüş de olsak o süreçte kendisini gizli gizli stalklamayı ve iyi olup olmadığını merak etmeyi hiç bırakmadım.
domestic, benim tanıdığım en iyi dinleyicidir. ne olursa olsun bir kere bile beni anlamadığını, yargıladığını hissetmedim. birkaç saat arayla birbirinin tam zıttı düşüncelerle gittiğimde bile. ama böyle dediysem yalnızca dinleyip geçtiğini düşünmeyin. "sen yagami light'sın kendine gel, aptallık etme!" şeklinde destek oluşları da vardır. en ciddi konularda bile konuşmalarımızın %90'ı kahkahadan ibarettir. zaten en ciddi konuları da onun sayesinde hiç ciddiye almam.
kendisine her şey için, dostluğu için çok teşekkür ediyorum. kar adamı yeti'yi de şöyle bırakıp yazımı sonlandırıyorum:*
devamını gör...
ay'dan gelecek arkadaştan istenebilecek şeyler
abi bana bir resim çeksene, ben fotoşop ile kendimi yerleştirip koyarım instaya, offff efsooo olacak! şeydir.
devamını gör...
belirsizlik
insanı yoran etkenlerdendir. sonunu kestiremediğimiz durumlar sürekli zihnimizde yer edinir ve orada oyalanır. bir olayın sonun kötü veya olumsuz olduğunu bilmek bile insanı bu kadar yıpratmaz. belirsizlik bir bataklık gibidir, düşündükçe batarsın.
devamını gör...

