normal sözlük yazarlarını ağlatan filmler
yeşil yol.
devamını gör...
kardeşi olanların bildiği şeyler
kavga etmek, dalga geçmek, aşağılamaktır. ama bunu sadece ben yapabilirim. başkası asla.
devamını gör...
kadınların erkekleri tavlama sırları
saçımı savursam yetiyor...
devamını gör...
normal sözlük karma toplama başlığı
(bkz: uçurulacak başlıklar)
devamını gör...
spontane radyo yayını
eeeh bee! bitmeyen pazartesi yaşıyorum. kişisel bakımdı, ev toplaması, bulaşık, çamaşır yıkaması, katlaması, yemek yapması, fatura yatırmasıydı, bebekleri kreşe götür/getir, yemek yedirmesiydi derken tükendim. ben bittim, gün bitmedi!
güç bela düştüğüm iki kuple rahat anında bu ikilinin enerjisinden faydalanmak üzere akşam dinleyeceğim yayındır. teşeka.
güç bela düştüğüm iki kuple rahat anında bu ikilinin enerjisinden faydalanmak üzere akşam dinleyeceğim yayındır. teşeka.
devamını gör...
türkiye'de kimsenin işini düzgün yapmaması
kimse çalışmak istemiyor, çünkü çalışınca hakkını alamıyor, bu yüzden ne kadar kaytarırsa o kadar kar zannediyor,
benim hep gözlemlediğim bir şeydir bu, özellikle pandemi döneminde, boş dükkanlarda, akşama kadar oturup maaşını almaya alışan mağaza çalışanlarında da gördüm, bir mağazaya giriyorsunuz, bir kere girdiğiniz anda suratındaki öfkeyi görebilirsiniz, zaten size hissettiriyorlar, sonra eğer bir de soru sorarsanız, vay halinize, size suratınıza bakmadan, ağzının içinde yuvarlayarak zorla klişe bir cevabı yapıştırıyor resmen, ve gitmenizi istiyor, çünkü oturmaya devam edecek, çünkü sen onun rahatını bozdun, çünkü sadece maaş almak için orada, çünkü patronu ona değer vermiyor, onun emeğinin, katkısının filan da farkında değil, bunun hissettirilmediği bir çalışanda patronundan böyle intikam alıyor,
resmi dairelerde daha da kötü, dikkat edin kimse yüzünüze bakarak dinlemez, ciddiyet yoktur, taksi şoförleri deseniz öyledir, sadece gideceğiniz yerle ilgilenir, o da ne kadar para alacağını hesaplamak için, zaten kısa mesafeyse bir küfür etmediği kalır,
ben bir de çay içmekle de ilgili olduğunu düşünüyorum, sürekli çay içen bir millet olarak, 24 saat keyif yapma peşindeyiz, çay tansiyonu düşürür, vücuda su kaybettirir, çok fazla su içme kültürümüz de yok, hep bir rehavet, ve atalet içindeyiz, bende çok çay içerim, özellikle günde 2-3 defa taze sırf bergamuttan demlenmiş çay içerim, mesela bir ara yine beslenme düzenimi değiştirmiştim ve bu manasızca çay içme durumumu değiştirmeye çalıştım, zaten tansiyonum 5-10 , kansızlık var tabi bu kadar çay içmeye, bir dönem sadece sabah içiyordum, çayı azaltınca su içmeye de başladım, önceden hiç su içmeden 2-3 gün geçirebiliyordum, size sonuçları söyleyeyim tansiyonum 7-11 ve 8-12 olmaya başladı, çünkü fiziksel olarak daha çok ayakta durmaya başladım, enerjim yükseldi, verimliliğim arttı vs. şu anda yapamıyorum ama tekrar deniycem,
demem o ki her şey türk insanının mizacıyla, alışkanlıklarıyla alakalı, bunlar hep birbirini etkiliyor, hep bir şey için çalışmak öğretiliyor, sadece para için çalışmaz insan, neden çalışırız, nasıl çalışmalıyız, bu bilinci maalesef etrafımızdaki rol modellerimizden ne öğreniyoruz, ne de görüyoruz, o yüzden çalışma kültürü de oluşmuyor insanlarda.
benim hep gözlemlediğim bir şeydir bu, özellikle pandemi döneminde, boş dükkanlarda, akşama kadar oturup maaşını almaya alışan mağaza çalışanlarında da gördüm, bir mağazaya giriyorsunuz, bir kere girdiğiniz anda suratındaki öfkeyi görebilirsiniz, zaten size hissettiriyorlar, sonra eğer bir de soru sorarsanız, vay halinize, size suratınıza bakmadan, ağzının içinde yuvarlayarak zorla klişe bir cevabı yapıştırıyor resmen, ve gitmenizi istiyor, çünkü oturmaya devam edecek, çünkü sen onun rahatını bozdun, çünkü sadece maaş almak için orada, çünkü patronu ona değer vermiyor, onun emeğinin, katkısının filan da farkında değil, bunun hissettirilmediği bir çalışanda patronundan böyle intikam alıyor,
resmi dairelerde daha da kötü, dikkat edin kimse yüzünüze bakarak dinlemez, ciddiyet yoktur, taksi şoförleri deseniz öyledir, sadece gideceğiniz yerle ilgilenir, o da ne kadar para alacağını hesaplamak için, zaten kısa mesafeyse bir küfür etmediği kalır,
ben bir de çay içmekle de ilgili olduğunu düşünüyorum, sürekli çay içen bir millet olarak, 24 saat keyif yapma peşindeyiz, çay tansiyonu düşürür, vücuda su kaybettirir, çok fazla su içme kültürümüz de yok, hep bir rehavet, ve atalet içindeyiz, bende çok çay içerim, özellikle günde 2-3 defa taze sırf bergamuttan demlenmiş çay içerim, mesela bir ara yine beslenme düzenimi değiştirmiştim ve bu manasızca çay içme durumumu değiştirmeye çalıştım, zaten tansiyonum 5-10 , kansızlık var tabi bu kadar çay içmeye, bir dönem sadece sabah içiyordum, çayı azaltınca su içmeye de başladım, önceden hiç su içmeden 2-3 gün geçirebiliyordum, size sonuçları söyleyeyim tansiyonum 7-11 ve 8-12 olmaya başladı, çünkü fiziksel olarak daha çok ayakta durmaya başladım, enerjim yükseldi, verimliliğim arttı vs. şu anda yapamıyorum ama tekrar deniycem,
demem o ki her şey türk insanının mizacıyla, alışkanlıklarıyla alakalı, bunlar hep birbirini etkiliyor, hep bir şey için çalışmak öğretiliyor, sadece para için çalışmaz insan, neden çalışırız, nasıl çalışmalıyız, bu bilinci maalesef etrafımızdaki rol modellerimizden ne öğreniyoruz, ne de görüyoruz, o yüzden çalışma kültürü de oluşmuyor insanlarda.
devamını gör...
osteomalazi
erişkinlerde görülen d vitamini eksikliği veya direncine bağlı kemikte mineralizasyon defekti ile karakterize tablodur.çocuklarda görülen bu duruma raşitizm adı verilir.
bu hastaların kemik kitlesi genellikle normaldir.
en sık nedeni d vitamini eksikliği olmakla beraber şikayet olarak genellikle yaygın ağrı,kas güçsüzlüğü görülür.
laboratuvar bulgularında 25-oh vitamin d düzeyi düşük belirlenir.d vitamini düşüklüğüne bağlı hipokalsemi ve hipofosfatemi görülür.bu iyonların düşüklüğünü düzeltmek için parathormon(pth) düzeyi artar ve kalsiyum atılımını azaltırken fosfor atılımını arttırır.
radyografide yalancı fraktürler ve bunun bir özel formu olan milkman fraktürü tipik bir bulgudur.
tedavisi d vitamini takviyesidir.
bu hastaların kemik kitlesi genellikle normaldir.
en sık nedeni d vitamini eksikliği olmakla beraber şikayet olarak genellikle yaygın ağrı,kas güçsüzlüğü görülür.
laboratuvar bulgularında 25-oh vitamin d düzeyi düşük belirlenir.d vitamini düşüklüğüne bağlı hipokalsemi ve hipofosfatemi görülür.bu iyonların düşüklüğünü düzeltmek için parathormon(pth) düzeyi artar ve kalsiyum atılımını azaltırken fosfor atılımını arttırır.
radyografide yalancı fraktürler ve bunun bir özel formu olan milkman fraktürü tipik bir bulgudur.
tedavisi d vitamini takviyesidir.
devamını gör...
rahatsız (yazar)
o fotoğraflarla konuşan insan. kuytu köşedeki mizah şelalesi tweetleri bizimle buluşturup, kahkaha attıran bir nefer! istediğiniz ruh haline göre fotoğrafı size bulup çıkarıverir arşivinden!
(çok kafiyeli oldu, bunu yapmak istememiştim immortel..)
(çok kafiyeli oldu, bunu yapmak istememiştim immortel..)
devamını gör...
zoom'da sesi açık unutmak
bir üst versiyonu olarak etrafında ne var ne yok dikkat etmeden alelacele girdiğin toplantıdır. arkadaki marihuana tablosunu indirmek veyahut laptobu başka yöne çevirip oturmaya gösterilmeyen özendir.
koltukta duran müstehcen çamaşır veya kimonolarda gözden kaçmaz.
geç kalın ama ortalığı toplayıp katılın. üşeniyorsanız başka odaya geçiniz.
koltukta duran müstehcen çamaşır veya kimonolarda gözden kaçmaz.
geç kalın ama ortalığı toplayıp katılın. üşeniyorsanız başka odaya geçiniz.
devamını gör...
normal sözlük evlenecek eş aranıyor ilanları
merhaba
ben kunteper, 26 yaşındayım ve canavarım. başka da bir şey yok, bu kadar.
ben kunteper, 26 yaşındayım ve canavarım. başka da bir şey yok, bu kadar.
devamını gör...
kişisel gelişim kitapları
insanlara kısa yoldan mutluluğu, zenginliği, başarıyı vaat eden ama içi boş kitaplardır. yani en azından son zamanlarda çıkanlar bu yönde. edebiyatla, felsefeyle harmanlanıp yazılsa ve amacı doğrultusunda olsa bence eleştiri odağında olmazlardı.
''bu yazarlar senin hakkında ne biliyor ki, hayallerini, hobilerini, korkularını biliyor mu ki onların söylediklerini dinleyesin?'' dedirtiyor insana.
''bu yazarlar senin hakkında ne biliyor ki, hayallerini, hobilerini, korkularını biliyor mu ki onların söylediklerini dinleyesin?'' dedirtiyor insana.
devamını gör...
hala yapılan çocukça şeyler
yoldaki çizgilere basmadan yürümeye çalışmak.
devamını gör...
hüküm dağı
yüce orodruin, gorgoroth'u kızgın ateş ile döven kızıl alevlerin yükseldiği, tarih kadar eski yanardağ. melkor (morgoth) tarafından birinci çağ'da yaratılmıştır. sauron, barad-dûr'ün vasıfsız ve yüce eru'ya havale edilesice efendisi öldükten sonra tamamen sönmüştür.
devamını gör...
muhterem fethullah gülen hocaefendi hazretleri
bir zamanlar fetö'ye olan hitap şekli. en çokta bülent arınç'a yakışıyordu, her devrin adamı olduğundan zağar.
devamını gör...
ders çalışmamak için yapılanlar
ben değil vücudum yapıyor, ders çalışacağımı anladığı an mide bulantısı ve hafakan basma hissi oluşturuyor sağolsun.
devamını gör...
yazarların en köylü özelliği
sandalyede bir dizimi karnıma çekerek oturuyorum
devamını gör...
the exorcist
sinema da kendi janrasında çığır açmış bir filmdir. 1973 yapımı olan film gösterime girdiğinde yer yerinden oynamış, sinemalar önünde uzun kuyruklar oluşmuş. o zamana kadar akademi ödülleri tarihinde hiç olmamış bir şey olarak bir korku filmi en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi kadın oyuncu, en iyi görüntü yönetmeni gibi prestijli adaylıklarda dahil olmak üzere tam 10 dalda ödüle aday olmuştur. bunları kazanamasa da, en iyi uyarlama senaryo akademi ödülü ve en iyi ses akademi ödülünü kazanmıştır. sınıflandırılması r olan bir film * için en iyi filme aday olması o zaman için müthiş bir şeydir.
filmde geçen bazı sahneler gerçek olaylardan alınmadır. william peter blatty’ nin aynı isimli ve gerçek bir şeytan çıkarma seansını anlattığı romanında, 1949 yılında gerçek bir şeytan çıkarma olayı yaşamış bir rahibin deneyimleri konu ediliyor. roland doe isimli küçük bir erkek çocuğu üzerinde gerçekleştirilen şeytan çıkarma seansından görüntü ve ses kayıtları olduğu biliniyor. filmde kullanılan bire bir sahnelerde ise, roland’ın vücudunda görülmüş olan evil (kötülük) yazısı, burnu bir darbe sonucunda kırılan bir rahip ve bileklerinden yatağa bağlanan roland’ın ipleri koparması aynen kullanılmış.
küçük kızı ele geçiren aslında şeytan değil, sümer ve akad mitolojilerinde, rüzgar cinlerinin kralı olan pazuzu' dur. filmde kötü ruhu (beklenenin aksine) bir kadın oyuncu seslendiriyor. o sesin sahibi mercedes mccambridge ve kendisinin lakabı etkileyici sesi nedeniyle kadın orson welles, o etkileyici sesini daha iyi kullanabilmek için bolca sigara ve içki içtiği söylenir.
katolik rahipler filmde bir kahraman olarak betimlediğinden, kilise filmin bir an önce vizyona girmesi konusunda yoğun baskı uygulamış ve bunda başarılı olmuştur.
filmde linda blair' in peder karras' ın suratına kustuğu şu sahnede baştan sahne gereği kusmuk karras' ı oynayan jason miller' ın göğsüne gelecek şekilde hesaplanmış ama yanlışlıkla (ve iyi ki) adamın yüzünde patlamış. bunu hiç beklemeyen jason miller' ın doğal tepkisi görülmeye değer.
türk sinemasında yönetmen metin erksan 1974 yılında cihan ünal' ın oynadğı şeytan isimli filmi çekmiştir. ben seyretmedim ama şafak sezer' in kutsal damacana filmi de orjinal filmin parodisiymiş.
zamanla gelen mecburi edit:
kusma sahnesi linki ölmüş, yenisiyle değiştirildi.
filmde geçen bazı sahneler gerçek olaylardan alınmadır. william peter blatty’ nin aynı isimli ve gerçek bir şeytan çıkarma seansını anlattığı romanında, 1949 yılında gerçek bir şeytan çıkarma olayı yaşamış bir rahibin deneyimleri konu ediliyor. roland doe isimli küçük bir erkek çocuğu üzerinde gerçekleştirilen şeytan çıkarma seansından görüntü ve ses kayıtları olduğu biliniyor. filmde kullanılan bire bir sahnelerde ise, roland’ın vücudunda görülmüş olan evil (kötülük) yazısı, burnu bir darbe sonucunda kırılan bir rahip ve bileklerinden yatağa bağlanan roland’ın ipleri koparması aynen kullanılmış.
küçük kızı ele geçiren aslında şeytan değil, sümer ve akad mitolojilerinde, rüzgar cinlerinin kralı olan pazuzu' dur. filmde kötü ruhu (beklenenin aksine) bir kadın oyuncu seslendiriyor. o sesin sahibi mercedes mccambridge ve kendisinin lakabı etkileyici sesi nedeniyle kadın orson welles, o etkileyici sesini daha iyi kullanabilmek için bolca sigara ve içki içtiği söylenir.
katolik rahipler filmde bir kahraman olarak betimlediğinden, kilise filmin bir an önce vizyona girmesi konusunda yoğun baskı uygulamış ve bunda başarılı olmuştur.
filmde linda blair' in peder karras' ın suratına kustuğu şu sahnede baştan sahne gereği kusmuk karras' ı oynayan jason miller' ın göğsüne gelecek şekilde hesaplanmış ama yanlışlıkla (ve iyi ki) adamın yüzünde patlamış. bunu hiç beklemeyen jason miller' ın doğal tepkisi görülmeye değer.
türk sinemasında yönetmen metin erksan 1974 yılında cihan ünal' ın oynadğı şeytan isimli filmi çekmiştir. ben seyretmedim ama şafak sezer' in kutsal damacana filmi de orjinal filmin parodisiymiş.
zamanla gelen mecburi edit:
kusma sahnesi linki ölmüş, yenisiyle değiştirildi.
devamını gör...
hamile kediye saldıran kadın
sadece kediye saldırmak için girmiş...sonra gitmiş...sonra özel olarak bir daha saldırmak için gelmiş...yav bu ülkede ne hannibal lecter'lar var. .araştırılmıyor...valla ne psikopatlarla yaşıyoruz haberimiz olmuyor....
devamını gör...
renkli mahlas
rengi güzel değil. mavi istiyorum ya en sevdiğim renk.. yoldaşşşş yap bi güzellik şu yazar kardeşine. mavini bize ver kendine yeşili al. kaç karmaysa vericem.
devamını gör...
