kız çocuklarını üniversiteye gönderen babalar cehennemliksiniz
bir ara diploma sevdasını bırakın deyip kız çocuğunun evde oturması gerektiğini tembih ediyorlardı. şimdi de bunu söylüyorlar demek. bu tipin eşi için kadın jinekolog aradığına emin olabilirsiniz. hep dediğim gibi müslümanlar hep çelişkiler içinde yaşıyorlar.
devamını gör...
siyasal islamcıların gizli ateist olması
bu gizli bilgiyi sizlerle paylaştım. alın hayrını görün.
devamını gör...
örnek vatandaş (yazar)
nick yazar uyumu diye buna derim adamım.
devamını gör...
sözlük yazarlarının kankacı diye yargılanması
nickaltı girmeye korkar olduk bunlar yüzünden. tanımlarını hoş bulduğumuz yazarı belirtince ya kankacı ya yalaka oluyoruz. nezaket yoksunu musunuz siz? insanların pozitif iletişim kurmasından bu kadar rahatsız olacak ne yaşadınız merak ediyorum. zira bunlar gayet normal şeyler.
devamını gör...
kutuplaştıran değil kucaklaştıran olduk
paralel evrende yaşayan erdoğan'ın açıklamalarıdır.
devamını gör...
güne bir şarkı bırak
instagramdan keşfettiğim
takip ettiğim
bir müzisyenden gelsin
hem müziği güzel
hem şovu
hem kendisi.
takip ettiğim
bir müzisyenden gelsin
hem müziği güzel
hem şovu
hem kendisi.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar



yalnızca bir mahalle veya bir bina dahi insanlar ve oradaki yaşam hakkında birçok bilgi verebilir ve bu durum aslında ne binaların ne de basit gözüken ara sokakların sanıldığı gibi cansız olmadığını aksine içinde yaşayanlar değişse bile hepsinin ayrı bir hikâyesi olduğunu vurgular. ben yalnızca bir şehrin toplumunun nasıl birbirinden kopuk, nasıl ayrı koşullarda bambaşka hatta kimisine göre unutulan belki de ötekileştirilen hayatlar yaşadıklarının fotoğraflarını çekerek bu hikâyelerin altını çiziyorum çünkü her hikâye birbirinden özel, birbirinden samimi ve hepsi vurgulanmaya, görülmeye fazlasıyla değer.
ek olarak eğer ki işimi desteklemek isterseniz:buradan
devamını gör...
hoşlanılan yazarın profil fotoğrafını mouse ile okşamak
nasıl ortamlara düştük yahu diye sorgulatan durumlardır.
devamını gör...
pandemide kendini geliştiren insan
sinsi gibi dil öğrenip, ders falan çalışan tiptir. bu ne hırs aslanım tamam dünyayı sen kurtaracaksın.
devamını gör...
mayıs'tan sonra gıda fiyatlarında düşüş bekliyoruz
hala bunlara inanan var mı merak ediyorum.olmasa bu adamlar hala iktidarda olmazdı.
devamını gör...
ortaokulda alınan hotmail hesabı
avril lavigne, britney spears ve sınıfım olan 4-b yi harmanladığım msn hesabım. sınıfın ne alakası var hiç bir fikrim yok.
devamını gör...
anlatırken ağlarım diye anlatamadıklarımız
sırf bu yüzden uzun zaman en yakın arkadaşlarıma bir şey anlatmıyorum diye bana küsmüşlerdi. ne yapabilirim ki bazı şeyler anlatılamaz.
devamını gör...
beynimde tümör var diyerek 8 yıl boyunca eşi aldatmak
okuyunca film ya da dizide geçen bir bölüm, olay gibi gelse de aslında yaşanan gerçek bir durum.
aşkı memnu, yaprak dökümü, muhteşem yüzyıl dizilerinde yok böyle entrika.
brezilya veya hindistan dizilerinin etkisinde kalma olasılığı yüksek, n.ç'nin kızını yanına alarak kocasını 8 yıldır aldatma hikayesi.
n.ç beynimde tümör var diyerek tekirdağ'a hastaneye gidiyorum diye 2013 senesinde evden ayrılmış. eşinin ve çocuklarının yanına gelme isteklerini hep bir bahaneyle savuşturmuş. " beni bu halde görmenizi istemiyorum" diyerek saçı kazıklı fotoğraflar ve hastane temalı görüntüler göndermiş. böyle böyle 8 koca yıl geçmiş.
evin oğlu birgün gönderilen paraların tekirdağ yerine istanbul'dan çekilince mevzuya uyanmış. ilk başta yok demiş konduramamış sonra ise korktuğu başına gelmiş. annesinin kaldığı eve gittiğinde kız kardeşinin yabancı adama baba dediğini duyup görmüş.
yaşanılan 8 yıllık yalanı babasını anlatmış. babası 8 yıl boyunca eşine 400 bin maddi yardımda bulunmuş. mahkemede geçen beyanlar şöyle:
davada tanık olarak dinlenen r.ç. yaşadıklarını şöyle anlattı:
“annem bize kafasını kazıtmış fotoğraflarını gönderirdi. kendisini ziyaret etmek istediğimizde bizi engellerdi. anneme toz konduramazdım. sonra internet bankacılığından gönderdiğimiz paraları sorguladım. paralar tekirdağ’dan değil etiler’deki bir bankadan çekilmişti. annemi aradım. bulunduğu evi söyledi. eve gittiğimde kız kardeşimin yanında yaşlı bir çift vardı. sonra başka bir adam geldi. kim olduğunu sordum. ‘5 yıllık kocasıyım’ dedi. o adam, annemin babamla boşanma sürecinde olduğunu biliyormuş. küçük kardeşim de o adama ‘baba’ diyor.”
eşinin hastalık yalanını oğlundan öğrenen h.ç. boşanma davası açtı. çocuklarının velayetini isteyen h.ç., bugüne kadar eşine tedavi için gönderdiği 400 bin tl ile 250 bin tl manevi tazminat talep etti. n.ç. davaya verdiği yanıtta, h.ç.’nin kızı doğduktan sonra kendisinden uzaklaştığını, bilgisayar başında sabahlamaya başladığını iddia ederek, “boşanmak istediğimde ölümle tehdit edildim. belki benimle ilgilenir diye bir ailenin yanında yatılı bakıcı olarak çalışmaya başladım. çocuklarımın velayetini ve 400 bin tl tazminat istiyorum” dedi.
kaynak
aşkı memnu, yaprak dökümü, muhteşem yüzyıl dizilerinde yok böyle entrika.
brezilya veya hindistan dizilerinin etkisinde kalma olasılığı yüksek, n.ç'nin kızını yanına alarak kocasını 8 yıldır aldatma hikayesi.
n.ç beynimde tümör var diyerek tekirdağ'a hastaneye gidiyorum diye 2013 senesinde evden ayrılmış. eşinin ve çocuklarının yanına gelme isteklerini hep bir bahaneyle savuşturmuş. " beni bu halde görmenizi istemiyorum" diyerek saçı kazıklı fotoğraflar ve hastane temalı görüntüler göndermiş. böyle böyle 8 koca yıl geçmiş.
evin oğlu birgün gönderilen paraların tekirdağ yerine istanbul'dan çekilince mevzuya uyanmış. ilk başta yok demiş konduramamış sonra ise korktuğu başına gelmiş. annesinin kaldığı eve gittiğinde kız kardeşinin yabancı adama baba dediğini duyup görmüş.
yaşanılan 8 yıllık yalanı babasını anlatmış. babası 8 yıl boyunca eşine 400 bin maddi yardımda bulunmuş. mahkemede geçen beyanlar şöyle:
davada tanık olarak dinlenen r.ç. yaşadıklarını şöyle anlattı:
“annem bize kafasını kazıtmış fotoğraflarını gönderirdi. kendisini ziyaret etmek istediğimizde bizi engellerdi. anneme toz konduramazdım. sonra internet bankacılığından gönderdiğimiz paraları sorguladım. paralar tekirdağ’dan değil etiler’deki bir bankadan çekilmişti. annemi aradım. bulunduğu evi söyledi. eve gittiğimde kız kardeşimin yanında yaşlı bir çift vardı. sonra başka bir adam geldi. kim olduğunu sordum. ‘5 yıllık kocasıyım’ dedi. o adam, annemin babamla boşanma sürecinde olduğunu biliyormuş. küçük kardeşim de o adama ‘baba’ diyor.”
eşinin hastalık yalanını oğlundan öğrenen h.ç. boşanma davası açtı. çocuklarının velayetini isteyen h.ç., bugüne kadar eşine tedavi için gönderdiği 400 bin tl ile 250 bin tl manevi tazminat talep etti. n.ç. davaya verdiği yanıtta, h.ç.’nin kızı doğduktan sonra kendisinden uzaklaştığını, bilgisayar başında sabahlamaya başladığını iddia ederek, “boşanmak istediğimde ölümle tehdit edildim. belki benimle ilgilenir diye bir ailenin yanında yatılı bakıcı olarak çalışmaya başladım. çocuklarımın velayetini ve 400 bin tl tazminat istiyorum” dedi.
kaynak
devamını gör...
sözlüğe 90'lardan bir şarkı bırak
yeşim salkım - gözü kör olası.
devamını gör...
sentor
yunan mitolojisinde geçen, yarı at yarı insan olan varlıklara verilen addır.
eski adıyla teselya, (günümüzde yunanistan) içerisinde pelion dağında yaşadıkları rivayet edilir.
bir diğeri için (bkz: satir)
eski adıyla teselya, (günümüzde yunanistan) içerisinde pelion dağında yaşadıkları rivayet edilir.
bir diğeri için (bkz: satir)
devamını gör...
kadınların alıngan olması
sadece kadınlarla ilgili değil ki alıngan olmak.erkekler de alıngan olabilir. ben de zaman zaman alıngan olurum. cinsiyetle alakası olmayan durumdur.
devamını gör...
bilinen en şaşırtıcı tarihi bilgi
osmanlı hamamları ve tuvaletleriyle temizliğin başkentiyken avrupa'da yıkanmanın yasak olması. kastilya kraliçesi isabella'nın ömründe iki defa yıkandığı için avrupanın en temiz insanı ünvanı verilmesi. fötr şapka ve parfümün fransa'da camlardan sokağa dökülen dışkılar yüzünden icat edilmiş olması.
devamını gör...
gece 02.15 gibi aniden gelen seksilik hissi
devamını gör...
damızlık kızın öyküsü
düşünce tarzımla çok uyuştuğuna inandığım margeret atwood distopyası. hemen hiç konuşma olmuyor, tamamen kızın zihnindeyiz.bu nedenle de kadının bildiği,gördüğü ve yaşadıkları haricinde başka bir bilgimiz olamıyor.ilk sayfalarda neredeyim ne yapıyorum gibi amnezik bir his yaşatıyor ama bir süre sonra o dünyaya alışıyoruz.kadınlara sözde korunaklı ve özel varlıklar oldukları, kıymetli olduklarını söyledikleri bir yaşantı kurulmuş.burada biçilen değer ise tamamen doğurganlık üzerine. ne kadar doğurursa ederi de o kadar kadınların. şimdi kapalı kapılar ardında vücut bulan yaşantılardan ve anlayıştan pek de farkı yok bu açıdan. farkı,bunun bir öte-gelecekte yaşanıyor olması. çarpıcı bir kitaptı fikrimce. okumasam ciddi bir kayıp olurdu diye düşünüyorum.
devamını gör...
