la bu islam ne etti size
her ne kadar bireysel desek de din toplumsal biseydir. yani toplumun çoğu müslüman olduğunu sandığı için müslüman olmamak kötü muamele görme sebebidir. kuranda da var bu kuran bile gayrimuslimleri aşağılıyor. şimdi hiç boş yapmayın dinimiz saygı hoşgörü dinidir zart zurt diye öyle fln değil yani
devamını gör...
everything is illuminated
jonathan safran foer'in aynı adlı romanından uyarlanan 2005 yapımı liev schreiber filmidir.
filmde bir yol hikâyesinin kara mizah örneğine dönüştüğünü görürsünüz. bunu takip eden süreçte dramatik ögelerin ortaya çıkması ile birlikte pek çok duyguyu bir anda yaşamaya başlamanız filmi keyifli hale getirir. bu geçişlerin yalın ve bir o kadar da güzel olması filmin benim nazarımdaki en büyük başarısı. rahatça son yıllarda izlediğim en kaliteli yapımlardan birisidir diyebilirim.
film'in çıkış noktası amerikalı bir koleksyoner olan jonathan'ın -elijah wood- aile tarihleri ile ilgili her materyali toplama merakı olarak gösterilebilir. sırf bu yüzden ikinci dünya savaşı yıllarında dedesinin hayatta kalmasını sağlayan kadını bulmak için ukrayna'ya doğru yola çıkıyor. buradaki rehberi alex -eugene hutz- ile işe koyuluyorlar. işin mizahi kısmı da orada başlıyor zira jonathan ve alex arasındaki diyaloglar, alex'in ukrayna ve dahi sovyetler ile ilgili anlatımları çok keyifli. sonra mevzuya alex'in büyükbabası -boris leskin- dahil oluyor ki, yemede yanında yat tarzı diyaloglar yaşanmaya başlıyor. burada, boris leskin bence harika bir oyunculuk örneği sergilemiş. aksi, huysuz ve tam bir yahudi düşmanı olan büyükbaba aynı zamanda kendisini kör zannediyor/zannettiriyor * ve filme damgasını vuruyor. tabi onun zeka özürlü köpeği sammy davis jr. ise başka bir dünya, bugüne kadar izlediğim filmlerde gördüğüm en etkileyici köpek performansına sahip diyebilirim. o yüzden şuraya onun sevimli sahnelerinden birisini iliştirivereyim;
neyse efendim bu dörtlünün jonathan'ın aradığı kadını bulması için yola çıkması ile birlikte, kah sizi güldüren, kah hüzünlendiren bir yol hikayesinin ortasında buluyorsunuz kendinizi. bu noktadaki en önemli etkenlerden birisi ise film müzikleri. geçişlerde o kadar güzel kullanılmışlar ki, arka planda film müziklerini duymaya başladığınızda oyunculukların ve hikâyenin gücünün kat be kat arttırdığını hissediyorsunuz. film müzikleri anlamında da çok beğendiğim bir film oldu. filmin finali ise tam bir ıngmar bergman kolajı gibi olmuş ki, bunu başarılı bir şekilde yapması, hissi yakalatması da beni ziyadesiyle memnun etti. esinlenmenin hakkının verilmesi izleyici de ayrı bir keyif uyandırıyor.
film müziklerinden de bir kaç örnek iliştireyim;
buna bayılırım
film de cuk oturmuş
listenin tamamını dinlemek isterseniz de budur;
filmin imdb puanı 7.4 benim için ise 8'in üzeridir. izlemediyseniz ve bu minvaldeki filmleri seviyorsanız, muhakkak izlemenizi tavsiye eder, iyi seyirler dilerim.
filmde bir yol hikâyesinin kara mizah örneğine dönüştüğünü görürsünüz. bunu takip eden süreçte dramatik ögelerin ortaya çıkması ile birlikte pek çok duyguyu bir anda yaşamaya başlamanız filmi keyifli hale getirir. bu geçişlerin yalın ve bir o kadar da güzel olması filmin benim nazarımdaki en büyük başarısı. rahatça son yıllarda izlediğim en kaliteli yapımlardan birisidir diyebilirim.
film'in çıkış noktası amerikalı bir koleksyoner olan jonathan'ın -elijah wood- aile tarihleri ile ilgili her materyali toplama merakı olarak gösterilebilir. sırf bu yüzden ikinci dünya savaşı yıllarında dedesinin hayatta kalmasını sağlayan kadını bulmak için ukrayna'ya doğru yola çıkıyor. buradaki rehberi alex -eugene hutz- ile işe koyuluyorlar. işin mizahi kısmı da orada başlıyor zira jonathan ve alex arasındaki diyaloglar, alex'in ukrayna ve dahi sovyetler ile ilgili anlatımları çok keyifli. sonra mevzuya alex'in büyükbabası -boris leskin- dahil oluyor ki, yemede yanında yat tarzı diyaloglar yaşanmaya başlıyor. burada, boris leskin bence harika bir oyunculuk örneği sergilemiş. aksi, huysuz ve tam bir yahudi düşmanı olan büyükbaba aynı zamanda kendisini kör zannediyor/zannettiriyor * ve filme damgasını vuruyor. tabi onun zeka özürlü köpeği sammy davis jr. ise başka bir dünya, bugüne kadar izlediğim filmlerde gördüğüm en etkileyici köpek performansına sahip diyebilirim. o yüzden şuraya onun sevimli sahnelerinden birisini iliştirivereyim;
neyse efendim bu dörtlünün jonathan'ın aradığı kadını bulması için yola çıkması ile birlikte, kah sizi güldüren, kah hüzünlendiren bir yol hikayesinin ortasında buluyorsunuz kendinizi. bu noktadaki en önemli etkenlerden birisi ise film müzikleri. geçişlerde o kadar güzel kullanılmışlar ki, arka planda film müziklerini duymaya başladığınızda oyunculukların ve hikâyenin gücünün kat be kat arttırdığını hissediyorsunuz. film müzikleri anlamında da çok beğendiğim bir film oldu. filmin finali ise tam bir ıngmar bergman kolajı gibi olmuş ki, bunu başarılı bir şekilde yapması, hissi yakalatması da beni ziyadesiyle memnun etti. esinlenmenin hakkının verilmesi izleyici de ayrı bir keyif uyandırıyor.
film müziklerinden de bir kaç örnek iliştireyim;
buna bayılırım
film de cuk oturmuş
listenin tamamını dinlemek isterseniz de budur;
filmin imdb puanı 7.4 benim için ise 8'in üzeridir. izlemediyseniz ve bu minvaldeki filmleri seviyorsanız, muhakkak izlemenizi tavsiye eder, iyi seyirler dilerim.
devamını gör...
ben fero'nun silinip gitmesi
ben fero kimdi ki zaten? 2-3 tane saçma sapan sözle saçma sapan şarkılar yapan biri değil miydi?
piyasada etki göstermesi tamamen saçmalıktı zaten.
piyasada etki göstermesi tamamen saçmalıktı zaten.
devamını gör...
ayın en seksi yazarı
ayın en sempatik yazarı, ayın en kasıntı yazarı başlığına nick verenleri gördükten sonra ben de bu başlığı açayım dedim. yiyorsa bu başlığa da bi nik verin? neyse, yapamazsınız zaten. öyle bol keseden atmayın aslanlar haydi kaçtım ben. *
edit: başlığı açan nik vermemiş demiş birisi. ben nik vermem çünkü haram bi kere. ayıp yani olmaz.
edit 2: başlık patladı anasını satıyım. şuraya haber başlığı açsaydım böyle rağbet görmezdi ha. çok fenasınız lan siz. püh size. *
edit: başlığı açan nik vermemiş demiş birisi. ben nik vermem çünkü haram bi kere. ayıp yani olmaz.
edit 2: başlık patladı anasını satıyım. şuraya haber başlığı açsaydım böyle rağbet görmezdi ha. çok fenasınız lan siz. püh size. *
devamını gör...
ecevit döneminde niye dış güçler yoktu sorunsalı
parmaklarımı yormayayım, direk olarak ecevit'ten dinleyelim.
ayrıca diplomatik dil nedir? nasıl kullanılır?
sorularının cevabı da bizatihi bu demeçte yer almaktadır.
umarım bazılarına ders olur.
ayrıca diplomatik dil nedir? nasıl kullanılır?
sorularının cevabı da bizatihi bu demeçte yer almaktadır.
umarım bazılarına ders olur.
devamını gör...
temiz vajina
erkekleri kıskandığım tek bir mevzu varsa o da cinsel organlarımızın anatomik farklılıklarıdır. arkadaşlar vajinalar kokabilir. nemli, kapalı, havalanmayan bir ortamdan söz ediyoruz. ve üstüne üstlük bu ortamın kendi salgısı ve kendi florası var. çişini yaptıktan sonra bi kerecik yıkasa kokmayacak çükleri, bu kullanım kolaylığına rağmen kokanlar, gelmiş burda vajina şöyle kokuyor böyle kokuyor diyor. temiz vajina eşit değildir kokusuz vajinaya. temiz vajina eşittir hastalıksız, mantarsız vajina.
yaşasın tüm vajinalar.
yaşasın tüm vajinalar.
devamını gör...
eski kafa radyo yayını
canlar dostlar merhaba
yine bir pazar yine bir eski kafa.....
saatlerinizi ayarlarınız lütfen saat 20.00'a tam olarak
bu sefer değişik bir liste ile karşınızda olmayı düşünüyorum ama bakarsın vazgeçerim.
hop dinleyin bir de maça kadar kimse yayından ayrılamaz ayrıca ayrılan olursa kötülük yaparım hayati hamzaoğlu kahkahalarımla rüyalarımıza girerim
yine bir pazar yine bir eski kafa.....
saatlerinizi ayarlarınız lütfen saat 20.00'a tam olarak
bu sefer değişik bir liste ile karşınızda olmayı düşünüyorum ama bakarsın vazgeçerim.
hop dinleyin bir de maça kadar kimse yayından ayrılamaz ayrıca ayrılan olursa kötülük yaparım hayati hamzaoğlu kahkahalarımla rüyalarımıza girerim
devamını gör...
mezozoik
diğer bir ismi ikinci jeolojik zamandır. bu zamanda;
-ilk çiçekli bitkiler oluşmuştur.
-ilk memeliler ve kuşlar ortaya çıkmıştır.
-ammonitler ve dinozorlar en önemli canlılardır.
-tetis denizi oluşmaya başlamış ve denizin tabanında tortullaşma meydana gelmiştir.
-pangea ikiye ayrılmıştır.
-ilk çiçekli bitkiler oluşmuştur.
-ilk memeliler ve kuşlar ortaya çıkmıştır.
-ammonitler ve dinozorlar en önemli canlılardır.
-tetis denizi oluşmaya başlamış ve denizin tabanında tortullaşma meydana gelmiştir.
-pangea ikiye ayrılmıştır.
devamını gör...
efsanevi yeşilçam replikleri
şimdi ben buraya niye çıktım? niçin çıktım? nasıl çıktım? bunu izaha gerek yok. gördünüz yürüdüm çıktım. çıkmamış da olabilirim. çıkmışsam çıkmışımdır, çıkmamışsam çıkmamışımdır.buraya çıktık da sonradan çıkmadık mı dedik? sahi ya ben buraya neden çıktım. kim çıkardı beni buraya?
devamını gör...
#sokakhayvanlarısahipsizdeğil
aslında gayet sahipsiz ve saldırganlar.
sakın sokaklar onların ve biz gelip evler yaptık yaşam alanlarını ellerinden aldık edebiyatı yapmayın çünkü zeka seviyeniz ortaya çıkar.
siz sabahın köründe okula giden bir çocuğun korkusuna tanık oldunuz mu bilmiyorum ama illerin en iyi ilçelerinde oturup, sokak hayvanlarından haberdar olmayanlar gelip duyar kasmasın.
çok seviyorsanız direkt alın evinize diyeceğim ama muhtemel olarak cins hayvan sahiplenmeyi seçeceğiniz için ancak boş yaparsınız.
(bkz: hayvan sahiplenirken cins istemek)
sakın sokaklar onların ve biz gelip evler yaptık yaşam alanlarını ellerinden aldık edebiyatı yapmayın çünkü zeka seviyeniz ortaya çıkar.
siz sabahın köründe okula giden bir çocuğun korkusuna tanık oldunuz mu bilmiyorum ama illerin en iyi ilçelerinde oturup, sokak hayvanlarından haberdar olmayanlar gelip duyar kasmasın.
çok seviyorsanız direkt alın evinize diyeceğim ama muhtemel olarak cins hayvan sahiplenmeyi seçeceğiniz için ancak boş yaparsınız.
(bkz: hayvan sahiplenirken cins istemek)
devamını gör...
istisnasız her gün açılan başlıklar
kadın şöyle.
erkek böyle.
erkek böyle.
devamını gör...
dünyanın en değerli şeyi
sağlık .
dişin ağrısın yeter anlaman için.
dişin ağrısın yeter anlaman için.
devamını gör...
12 yaşındaki kızın hayatına son vermesi
öncelikle küçük kızımıza çok üzüldüm ve ailesine sabır diliyorum. yazacağım şeyler kişisel bir kastetme taşımamaktadır.
babam da annem de ağzıma sıçtı ve çoğu zaman derslerim iyiydi. annem lise sınavı senemde telefonumun üstüne çıktı zıplaya zıplaya kırdı. babam aynı sene hayatımda yemediğim bir dayakla beni az daha cennete yolluyordu yaklaşık 4 ay aileden soyutlandım ve 14 yaşındaydım. çok üzüldüm. anksiyete başlangıcı oldu. sinir krizlerim oldu. ama yılmadım fen lisesine girebildim.
hiçbir zaman da kendimden vazgeçecek kadar gözümü karartamadım.
bu yavrucak nasıl bir psikolojiyle bu hale gelebildi anlayamıyorum gerçekten. çünkü bu babam bana kızdı kendimi öldüreyim meselesi olamaz. yıldırılmış, birçok kez yaşamış olabilir. ya da psikolojisinde sorunlar olabilir. bilmiyorum ruh doktoru değilim anlamam güç.
işin özü bunları okuyan minikler veya yaşıtlarım veya büyüklerim varsa haddim olmayarak sakin olmalarını ve hiçbir şeyin canlarından önemli olmadığını söylemek ve önermek isterim. eğer kendiniz bir şeylerin üstesinden gelemiyorsanız lütfen ailenize ve uzmanlara danışın. hayat bazen çok kötü ama içinde çok güzel anlar da var. kendi değeriniz farkında olun ve yılmayın, mücadele edin.
babam da annem de ağzıma sıçtı ve çoğu zaman derslerim iyiydi. annem lise sınavı senemde telefonumun üstüne çıktı zıplaya zıplaya kırdı. babam aynı sene hayatımda yemediğim bir dayakla beni az daha cennete yolluyordu yaklaşık 4 ay aileden soyutlandım ve 14 yaşındaydım. çok üzüldüm. anksiyete başlangıcı oldu. sinir krizlerim oldu. ama yılmadım fen lisesine girebildim.
hiçbir zaman da kendimden vazgeçecek kadar gözümü karartamadım.
bu yavrucak nasıl bir psikolojiyle bu hale gelebildi anlayamıyorum gerçekten. çünkü bu babam bana kızdı kendimi öldüreyim meselesi olamaz. yıldırılmış, birçok kez yaşamış olabilir. ya da psikolojisinde sorunlar olabilir. bilmiyorum ruh doktoru değilim anlamam güç.
işin özü bunları okuyan minikler veya yaşıtlarım veya büyüklerim varsa haddim olmayarak sakin olmalarını ve hiçbir şeyin canlarından önemli olmadığını söylemek ve önermek isterim. eğer kendiniz bir şeylerin üstesinden gelemiyorsanız lütfen ailenize ve uzmanlara danışın. hayat bazen çok kötü ama içinde çok güzel anlar da var. kendi değeriniz farkında olun ve yılmayın, mücadele edin.
devamını gör...
normal sözlük fenerbahçeliler kulübü
çıkın çıkın gelin. *
devamını gör...
filenin sultanları
şu an itibariyle (bkz: 2021 avrupa kadınlar voleybol şampiyonası) 3. , olimpiyat 5. , dünya sıralamasında 4. olan bir takım. hala başarısını kabullenemeyen bir kesim ne yazık hep olacak. tebrikler ve teşekkürler kızlar. gururumuzsunuz, onurumuzsunuz. nokta.
devamını gör...
güne bir kadın yalanı bırak
devamını gör...
seneca
roma dönemi filozoflarından.
zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. insanlar onu zengin olduğu için güçlü görür. bu yüzden yoksulluk ile ilgili konuşmaları eleştiri almıştır. bu eleştirilerin üzerine şu soruyu yöneltmiştir.
fakir olan kimdir? parası az olan mı, isteği çok olan mı?
sonrasında,
'zenginlik benden gider ama ben yine var olurum' demiştir.
ispanya da yaşayan filozof bir gün arenaya gittiğinde gördüğü manzara karşısında şaşkınlığa düşmüş -bunu eseri (bkz: ahlaki mektuplar) da belirtmiş- hayvanlar ölüyor, kalabalık bununla bir katarsis yaşıyor sözlerini söylemiştir. toplumun zevk sefa derdinde oluşu, kan görüntüsünden etkilenmeyişi, hırçınlığı ve hastalığını yani bozuk değerlerin üzerinde kafa yormuştur.
seneca deyince (bkz: stoacılık) felsefesinden de elbet bahsetmek gerekecek.
bu felsefeye göre acı, endişe ve korkularımız doğa yasalarına uyumlu olmalı. dış sebepler, bizim müdahale edemediğimiz kader diyebileceğimiz zorlayıcı sebepler. her türlü zorluğa hazırlıklı olmalısınız mesajını verir. iç sebepler ise tamamen bizim kontrolümüzde olan şeyler. duygular, korkular, tutkular, takıntılar gibi... o hâlde davranışlarımız kaderimizi etkileyecektir. gücümüzün yettiğince kötü gideni değiştirebiliriz mesajı verir.
bir stotik bahçe hayal edelim:
sen kendi bahçenin bahçıvanısın. fırtına olur bitkilerin ortaya saçılır. yağmur yağmaz güllerin solar ama sen her zaman bahçenin özenle bakımını yapmaya devam edersin. senin bahçen... temizlemeli ve toparlamalı. bir kere dağıldı diye tohum ekmekten vazgeçmek ne kadar doğru.. belki defalarca dağılacak oralar ama elin her daim üzerinde olmalı çünkü yeri gelecek yeşerecek...* unutmadan arada dışarıda çık, gez, dolaş başka bahçeleride gör.
vee yine uzattım tabii şimdi bağlıyorum.
seneca, güçlü hitabet yeteneği olan zengin ama gururlu bir bilginmiş.* gerçekçi bir filozoftur diyebilirim sanırım. oyunun kurallara göre oynanması gerektiğine inananlardan.
zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. insanlar onu zengin olduğu için güçlü görür. bu yüzden yoksulluk ile ilgili konuşmaları eleştiri almıştır. bu eleştirilerin üzerine şu soruyu yöneltmiştir.
fakir olan kimdir? parası az olan mı, isteği çok olan mı?
sonrasında,
'zenginlik benden gider ama ben yine var olurum' demiştir.
ispanya da yaşayan filozof bir gün arenaya gittiğinde gördüğü manzara karşısında şaşkınlığa düşmüş -bunu eseri (bkz: ahlaki mektuplar) da belirtmiş- hayvanlar ölüyor, kalabalık bununla bir katarsis yaşıyor sözlerini söylemiştir. toplumun zevk sefa derdinde oluşu, kan görüntüsünden etkilenmeyişi, hırçınlığı ve hastalığını yani bozuk değerlerin üzerinde kafa yormuştur.
seneca deyince (bkz: stoacılık) felsefesinden de elbet bahsetmek gerekecek.
bu felsefeye göre acı, endişe ve korkularımız doğa yasalarına uyumlu olmalı. dış sebepler, bizim müdahale edemediğimiz kader diyebileceğimiz zorlayıcı sebepler. her türlü zorluğa hazırlıklı olmalısınız mesajını verir. iç sebepler ise tamamen bizim kontrolümüzde olan şeyler. duygular, korkular, tutkular, takıntılar gibi... o hâlde davranışlarımız kaderimizi etkileyecektir. gücümüzün yettiğince kötü gideni değiştirebiliriz mesajı verir.
bir stotik bahçe hayal edelim:
sen kendi bahçenin bahçıvanısın. fırtına olur bitkilerin ortaya saçılır. yağmur yağmaz güllerin solar ama sen her zaman bahçenin özenle bakımını yapmaya devam edersin. senin bahçen... temizlemeli ve toparlamalı. bir kere dağıldı diye tohum ekmekten vazgeçmek ne kadar doğru.. belki defalarca dağılacak oralar ama elin her daim üzerinde olmalı çünkü yeri gelecek yeşerecek...* unutmadan arada dışarıda çık, gez, dolaş başka bahçeleride gör.
vee yine uzattım tabii şimdi bağlıyorum.
seneca, güçlü hitabet yeteneği olan zengin ama gururlu bir bilginmiş.* gerçekçi bir filozoftur diyebilirim sanırım. oyunun kurallara göre oynanması gerektiğine inananlardan.
devamını gör...
ruh eşini bulamamak
yıllardır kendisiyle saklambaç oynuyoruz. ama hissediyorum az kaldı, ebeleyeceğim.
ted mosby’e saygılar.
ted mosby’e saygılar.
devamını gör...

