utanmadan hala kablolu kulaklık kullanan insan
ezikçe ve şuursuzca kullanmaya devam edecektir. çünkü kablosuzları kaybetmektedir. ipi olan şey kaybolmaz. size bedavadan hayat dersi.
devamını gör...
yemek yapabilen erkek
normal standart bir erkektir.
arada sırada bize de gelip yemek yaparsa müteşekkir olurum.
arada sırada bize de gelip yemek yaparsa müteşekkir olurum.
devamını gör...
radyo tiyatrosu
bundan sonra her gece bu başlığa bir eser bırakacağım,
jack london - eski bir aşk hikayesinin sonu.
buradan
jack london - eski bir aşk hikayesinin sonu.
buradan
devamını gör...
normal sözlük'teki aile ortamı
üvey evlat olduğumu düşündüren girdi.
devamını gör...
okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
şahane bir aşk , çoğu zaman harcanmış bir hayat demektir.
devamını gör...
kendime saygım var davranışları
güzel konuşmak, güzel giyinmek, temiz olmak ve kendine güvenmek. ve en önemlisi de hayır diyebilmek.
devamını gör...
hüseyin nihal atsız 116 yaşında
ırkçı ve anti-islamcı bir yazarın 116 yaşında olduğunu bildiren başlık.
devamını gör...
orsalesta anafor
kafa izninde olduğum dönemde bir sürü ukdemi doldurmuş müthiş şahsiyet.
ukdelerimi bir bir açıkladığı için kendisine teşekkür eder, ışıklar içinde yaşamasını* temenni ederim.
ukdelerimi bir bir açıkladığı için kendisine teşekkür eder, ışıklar içinde yaşamasını* temenni ederim.
devamını gör...
blue eyes unchanged
mavi gözler değişmez anlamına gelen (bkz: michelle gurevich) şarkısı. anlamı ayrı, kendisi ayrı güzel olan şarkılardan; yani benim için özel olanlardan.
vücudumuz her geçen gün değişiyor, büyüyor, yaşlanıyor. ya ruhumuz? gözlerimiz? kalbimiz?
"gözler kalbin aynasıdır."
bu sözün doğruluğuna inanırım her zaman. kalpteki ve ruhtakinleri yansıtır gözler. sözlerin yetmediği yerde konuşur en güzel haliyle. bin sözün hissettiremediğini bazen bir bakış anlatır. buradadır bakışların büyüsü. vücut yaşlanır, düşünceler değişir, hayat; akıııp gider ama gözler değişmez. bazen bir hayal kırıklığını, bazen bir mutluluğu, bazen bir sevdayı, bazen ise yılların verdiği yorgunluğu bir ayna edasıyla kusursuz bir şekilde yansıtır iki küçük göz bebeği.
gözün kenarına iliştirilen küçük bir öpücük binlerce güzel sözden daha anlamlı gelebilir insana. ah o bakışlar, bakışlar... bir parıldamayla en güzel şiirlerden daha iyi gelir insanın ruhuna. bir çift göze, bakışa ve ruha methiyeler döşemiştir şairler. döşemeliydiler de zaten. neyse daha fazla uzatmamalı lafı. zira ne o bakışları ne de bu güzel şarkıyı anlatmaya yetmeyecek kurduğum cümleler. şarkıyı buraya bırakıyorum dostlarım. keyifli dinlemeler.
/öğleden sonra otobüsteyken önümde
90 yaşlarında bir kadın vardı, gözleri mavi
gözlerine bakarken bedeni değişiverdi
gençliğindeki büyüleyici halini gördüm
şapkası bir kadın kokusunu ortaya çıkarıyordu
otobüsten dolambaçlı kaderine indi sonra
yavaşça evine geri dönecekti
kimsenin beklemediği yerine
mavi gözler değişmez
sadece beden yaşlanır
mavi gözler benim son tanıklarım şimdi
mavi gözler değişmez
sadece beden yaşlanır
mavi gözler bana büyüyünce
ne olmak istediğinizi söyleyin
mavi gözler ilk başta annesinin bakışlarını yansıttı
yaz günlerindeki göl kenarındaki çocukluk zamanlarında
mavi gözler sevgilinin ilk sarılışını gördüler
yolun aşağısındaki gencin
merak ediyorum o oğlan hala yaşıyor mu ?
genç kızlar gülüyorlar yoldan geçerken
kimse yaşlıya dikkat etmiyor
ama en azından adaletin muhakkak yerini bulacağını biliyoruz
sonunda herkesin sırası gelir
mavi gözler değişmez
sadece beden yaşlanır
mavi gözler benim son tanıklarım şimdi
mavi gözler değişmez
sadece beden yaşlanır
mavi gözler bana büyüyünce
ne olmak istediğinizi söyleyin/
vücudumuz her geçen gün değişiyor, büyüyor, yaşlanıyor. ya ruhumuz? gözlerimiz? kalbimiz?
"gözler kalbin aynasıdır."
bu sözün doğruluğuna inanırım her zaman. kalpteki ve ruhtakinleri yansıtır gözler. sözlerin yetmediği yerde konuşur en güzel haliyle. bin sözün hissettiremediğini bazen bir bakış anlatır. buradadır bakışların büyüsü. vücut yaşlanır, düşünceler değişir, hayat; akıııp gider ama gözler değişmez. bazen bir hayal kırıklığını, bazen bir mutluluğu, bazen bir sevdayı, bazen ise yılların verdiği yorgunluğu bir ayna edasıyla kusursuz bir şekilde yansıtır iki küçük göz bebeği.
gözün kenarına iliştirilen küçük bir öpücük binlerce güzel sözden daha anlamlı gelebilir insana. ah o bakışlar, bakışlar... bir parıldamayla en güzel şiirlerden daha iyi gelir insanın ruhuna. bir çift göze, bakışa ve ruha methiyeler döşemiştir şairler. döşemeliydiler de zaten. neyse daha fazla uzatmamalı lafı. zira ne o bakışları ne de bu güzel şarkıyı anlatmaya yetmeyecek kurduğum cümleler. şarkıyı buraya bırakıyorum dostlarım. keyifli dinlemeler.
/öğleden sonra otobüsteyken önümde
90 yaşlarında bir kadın vardı, gözleri mavi
gözlerine bakarken bedeni değişiverdi
gençliğindeki büyüleyici halini gördüm
şapkası bir kadın kokusunu ortaya çıkarıyordu
otobüsten dolambaçlı kaderine indi sonra
yavaşça evine geri dönecekti
kimsenin beklemediği yerine
mavi gözler değişmez
sadece beden yaşlanır
mavi gözler benim son tanıklarım şimdi
mavi gözler değişmez
sadece beden yaşlanır
mavi gözler bana büyüyünce
ne olmak istediğinizi söyleyin
mavi gözler ilk başta annesinin bakışlarını yansıttı
yaz günlerindeki göl kenarındaki çocukluk zamanlarında
mavi gözler sevgilinin ilk sarılışını gördüler
yolun aşağısındaki gencin
merak ediyorum o oğlan hala yaşıyor mu ?
genç kızlar gülüyorlar yoldan geçerken
kimse yaşlıya dikkat etmiyor
ama en azından adaletin muhakkak yerini bulacağını biliyoruz
sonunda herkesin sırası gelir
mavi gözler değişmez
sadece beden yaşlanır
mavi gözler benim son tanıklarım şimdi
mavi gözler değişmez
sadece beden yaşlanır
mavi gözler bana büyüyünce
ne olmak istediğinizi söyleyin/
devamını gör...
konuşurken karşı tarafın gözünün içine bakmak
aktif dinlediğini gösteren durumdur. beraberinde ara sıra kafa sallayarak geri dönütler vermek de iletişimin daha sağlıklı olmasını sağlar. benim dikkatim çok dağınık olduğu için çoğunlukla kişinin gözlerine baksam da ara sıra dışarıdaki hareketliliğe de kayıyor gözlerim, ama kulağım hep ondadır. bir de gözünün içine bakarak konuşurken gözünün içine baktığımı düşününce garipleşen bir durum oluyor.
devamını gör...
sözlüğe ne olduğunu sorgulamak
hiçbir şey olmasa da mutlaka bir şey olmuş.
reklam iyi tamam güzel de bazen sanki fazla reklam almışız gibi geliyor*.
reklam iyi tamam güzel de bazen sanki fazla reklam almışız gibi geliyor*.
devamını gör...
doğum günü
hatırlattığımda annemin bisküvili pasta yaptığı, akşamleyin babam işten eve geldiğinde yer sofrasında yenilen yemeğin ardından çayın yanında sözde islam dinine aykırı denilerek kutlamama havasında geçirdiğim; ailem dışında tanıdığım hiç kimse tarafından kutlandığını hatırlamadığım ve dolayısıyla ne doğum günü pastası üflediğim ne doğum günü hediyesi aldığım bir gündür. esasında pasta ve hediye, bu iyi günde o doğum günü çocuğunun yalnız olmadığını göstermek için bir temsildir. yine de insan o ortamı yaşamak istiyor. bundan dolayıdır içimde kalan bir ukde olsa gerek, kişileri rehbere kaydederken doğum günü kısmını da bir şekilde doldurup o gün geldiğinde o kişinin o gününü kutlayıp iyi dileklerimi diliyorum. mesela bugün de öyle yaptım. dershaneden karşılıklı merhabalaşmaktan öteye gitmediğim bir kişiyi kurulan bir whatsapp grubu sayesinde rehbere eklemiş, facebook’ta gezinirken hakkında kısmından bu detayı öğrenmiş, bu gün gelince de ilk kez bu şekilde ona -kutuplaştırıcı ve gergin ortamda sapık damgası yemeyi göze alarak- mesaj attım. şansıma anlayışlı çıktı da kendine göre bu ince hareketim için teşekkür etti. o teşekkürün bir nebze beni mutlu ettiğini itiraf edeyim.
devamını gör...
zamanla sevmek vs ilk görüşte aşk
zamanla sıkılmayayım o bana yeter
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
öyle yıkma kendini,
öyle mahzun, öyle garip...
nerede olursan ol,
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne üstüne,
tükür yüzüne celladın,
fırsatçının, fesatçının, hayının...
dayan kitap ile
dayan iş ile.
tırnak ile, diş ile,
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme beni.
(bkz: ahmed arif)
öyle mahzun, öyle garip...
nerede olursan ol,
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne üstüne,
tükür yüzüne celladın,
fırsatçının, fesatçının, hayının...
dayan kitap ile
dayan iş ile.
tırnak ile, diş ile,
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme beni.
(bkz: ahmed arif)
devamını gör...
almancanın aslında kaba bir dil olmaması
buna artık bende katılıyorum. eskiden bana da kaba bir dil gibi gelirdi. son zamanlarda izlenen alman filmlerinden olacak alışık gelmeye başladı kullağıma. hatta bir hoş gelmeye başladı. darısı ispanyolcanın başına. adamların hızına yetişemiyorum. filmleri tam alt yazılı izlemeye başlarken başlarda kapatıp türkçe dublaja çeviriyorum. çünkü ben ispanyolca'ya tahammül edemiyorum. tüm ispanyol halkından özür dilerim. biliyorum çok üzüldünüz,beni affedin..*
devamını gör...
yaren
çekya'da düzenlenen prag film ödülleri'nde en iyi belgesel seçilen türk yapımı bir belgeseldir. yaklaşık 50 dakikalık bu belgeselde, bursa'nın karacabey ilçesine bağlı eskikaraağaç köyünde balıkçılık yapan 66 yaşındaki adem yılmaz ile her yıl bahar aylarında köye gelen ve onun "yaren" adı verdiği leyleğin yaşadıkları anlatılmaktadır. sıcak, samimi bir belgeseldir.
vakit ayırıp izlemek isteyenler için; leylek leylek havadaa
vakit ayırıp izlemek isteyenler için; leylek leylek havadaa
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hissettikleri
yüreğimde ve ruhumda kocaman bir boşluk.
devamını gör...
e-okul öğrenci fotoğrafları
benim 32 diş güldüğüm fotoğraflardır genelde.
millet 66 tane cinayeti olan seri katil gibi poz verirken ben hep gülümserdim.
ama kim bilir, belki de gerçek katil benimdir...
millet 66 tane cinayeti olan seri katil gibi poz verirken ben hep gülümserdim.
ama kim bilir, belki de gerçek katil benimdir...
devamını gör...