hükümetin yanlışını söylemek dini açıdan sakıncalıdır
devamını gör...
geceye acı ama gerçek bir cümle bırak
"insan bir kere birine geç kalır ve bir daha kimse için acele etmez."
devamını gör...
bir erkeğin sizinle ilgilendiğini anlamanın yolu
onlarda tüm beden harekete geçer, kadın gibi ufak dokunuşlarla belli etmezler.
ama net olan gözler dudaklara kayar.
edit: gözlemci bir kadının girdiği tanımdır.
ama net olan gözler dudaklara kayar.
edit: gözlemci bir kadının girdiği tanımdır.
devamını gör...
kendi saçını kesmek
yıllardır yaptığım eylem. benim için saç kesmek terapi gibi, hoş bir aktivite. gerçekten kısa saçı da çok seviyorum, saç kesmesini de, miss gibi.
devamını gör...
evrim
zaman içerisinde ve doğal bir biçimde, ağır-ağır bir şekilde gerçekleşen değişme süreci. eskiden buna, tekâmül denirdi. tüm canlılar, birbirleriyle akrabadır. evrimi anlamak için en iyi örneğin bardaktaki su örneği dediğim örnek olduğunu söyleyebiliriz. bir bardak alın ve bu bardağa su doldurun, doldurmaya devam edin..bir süre sonra su taşmaya başlar. işte evrim de böyledir. bu örneği anlayabilmemiz için şöyle söyleyelim; evrim, 2 ana bölümden oluşur; mikro evrim ve makro evrim. mikro evrim, küçük çaplı değişimlerdir. makro evrim ise, büyük çaplı değişimlerdir:
bir insan topluluğu düşünelim, adı da, a topluluğu olsun. bu topluluğun yarısı bu topluluktan ayrılıp, kendi topluluklarını, yani b topluluğunu oluşturuyorlar. daha sonra b topluluğu, a topluluğunun bulunduğu bölgeyi terkedip çok uzak diyarlara gidiyor. burdaki yaşam şartlarına, burdaki çevreye uygunlaşmaya başlıyor ve zamanla küçük çaplı değişimler geçiriyor. bu değişimler zamanla o kadar çoğalıyor ki, makro evrimi oluşturuyor. yani b topluluğu, geçirdiği küçük çaplı değişimler sonucunda tamamen farklı bir türe dönüşmüş oluyor. ve artık, a topluluğundan ayrılmış olmalarının yanı sıra, a topluluğunda bulunan insanların türlerinden de ayrılmış oluyorlar. bu örnekle birlikte, bardaktaki su örneği daha anlaşılır bir hale gelir. canlıları bir bardak, içine doldurduğumuz suyu da mikro evrim olarak düşünelim. bardağa suyu doldurmaya devam edersek, bir süre sonra taşmaya başlar. ki canlılar da geçirdikleri küçük çaplı evrimler sonucu, büyük çaplı bir değişim geçirmiş, farklı bir türe dönüşmüş olurlar. - bu örnek, evrimi anlama konusundaki ilk adımdır.
bir insan topluluğu düşünelim, adı da, a topluluğu olsun. bu topluluğun yarısı bu topluluktan ayrılıp, kendi topluluklarını, yani b topluluğunu oluşturuyorlar. daha sonra b topluluğu, a topluluğunun bulunduğu bölgeyi terkedip çok uzak diyarlara gidiyor. burdaki yaşam şartlarına, burdaki çevreye uygunlaşmaya başlıyor ve zamanla küçük çaplı değişimler geçiriyor. bu değişimler zamanla o kadar çoğalıyor ki, makro evrimi oluşturuyor. yani b topluluğu, geçirdiği küçük çaplı değişimler sonucunda tamamen farklı bir türe dönüşmüş oluyor. ve artık, a topluluğundan ayrılmış olmalarının yanı sıra, a topluluğunda bulunan insanların türlerinden de ayrılmış oluyorlar. bu örnekle birlikte, bardaktaki su örneği daha anlaşılır bir hale gelir. canlıları bir bardak, içine doldurduğumuz suyu da mikro evrim olarak düşünelim. bardağa suyu doldurmaya devam edersek, bir süre sonra taşmaya başlar. ki canlılar da geçirdikleri küçük çaplı evrimler sonucu, büyük çaplı bir değişim geçirmiş, farklı bir türe dönüşmüş olurlar. - bu örnek, evrimi anlama konusundaki ilk adımdır.
devamını gör...
okan buruk
sergen yalçın'dan daha başarılı bulduğum bir hocaydı.
devamını gör...
doktor kadınla evlenmek
hangi doktor olduğuna göre gidişatı değişebilen durumdur.
normalde evlilikte yapılan mesleğin değil de tarafların karakterlerinin daha önemli olduğunu düşünmeme rağmen, evleneceğiniz kadın doktorsa belli başlı zorluklarla karşılaşabileceğinizi düşünüyorum.
mesela cerrahi bölümlerin asistanı olan biri ile evlenirseniz, muhtemelen çoğu sevgiliden daha az birbirinizi görürsünüz. bayram günlerinde tatil günlerinde o nöbet tutarken, tek başınıza ne yapsam diye günü geçirirsiniz.
acilde çalışan bir pratisyen veya uzmanla evlenirseniz her ay farklı bir program ile çalışan, belli düzeni olmayan ve sinir stres katsayısı tavan yapmış bir eş ile evlenmiş olursunuz.
devlette veya özelde uzman doktor birisi ise kısmen daha rahat çalışan ama yine de işi gündelik hayatının çok büyük kısmında aklından çıkmayan biri ile evlenmiş olursunuz.
bu liste böyle gider en başta dediğim gibi ne doktoru olduğu çok şeyi değiştirir. bir aile hekimiyse mesela çoğu iş kolundan daha rahat çalışıyor ve daha az yoruluyordur.
şimdi buraya kadar karşınıza çıkacak kadın doktorun sahip olabileceği yaşam koşullarından bahsettik. efendim biraz da toplumumuzda erkeklerde gördüğümüz genel beklentilerden bahsedelim.
benim gözlemlediğim erkekler genelde eşinin daha fazla kazanmasını istemiyor, çünkü her ne kadar bunu dile getirmese de kendini evde daha üst konumda görüyor ve bunun yıkılmasını istemiyor. doktor kadın erkekten daha fazla kazanabilir bunu göz önünde bulundurmak lazım. peki bundan memnun olacak erkekler de yok mu, tabi ki var. ne güzel işte maddi yönden sıkıntı çekmem diye düşünenler de var. ama bu düşünceyle başlayıp sonra toplumun küçüklükten beri kodladığı ve hala baskı yapmaya devam ettiği düşünceler sayesinde bir süre sonra bu baskı altında ezilebiliyorlar.
ikinci bir mesele ev işleri ve çocukların bakımları. yine toplum öğretilerini çok fazla sorgulamamış çoğu erkekte, eşinden evin işleri ile ilgilenmesi, güzel yemek yapması, her yeri bal dök yala şeklinde temiz tutması, annesi babası akrabaları gelince onlara en üst seviyede hizmet göstermesi gibi beklentileri oluyor. doktor kadının ise bunları yapmaya ne vakti ne de enerjisi kalıyor. (branşın burda çok önemli olduğunu tekrar hatırlatmak isterim.) yani muhtemelen evinize yardımcı bir kadın gelip ev işlerini o yapacak. çocucuklarınıza ise bakıcılar bakacak. gerçi iki tarafın da çalıştığı çoğu durumda zaten böyle oluyor ama doktorların iş hayatının daha yorucu olduğu da su götürmez bir gerçek.
tüm bunların yanında kadın doktorların gerek eğitim hayatında gerekse iş hayatında kazandığı bazı özellikler de olabilir.
mesela kendi hemcinsleri arasında çalışma oranı düşük olduğu için ve zaten toplumda da doktorluk mesleğine karşı anlamsız bir abartma
hakim olduğu için egoları bir miktar yükselmiş oluyor bu arkadaşların. bu da evlilikte tahammül sınırını aşağı çekebilir. insanoğlu zaman zaman hatalar yapar ve bu çok doğal bir şey. ama karşınızdaki insan egolu olursa sizin bu hatalarınızı alttan almak istemez ve kendinin daha iyisine layık olduğunu düşünüp evliliğe huzursuzluk getirebilir. tabi ki bunlar benim gördüklerim sonucu yaptığım genellemeler, böyle olmayan kadın doktorlar da var ve onları tenzih ederim.
major cerrahi bölümlerinde olan kadınlarda ise zannediyorum ortamın sertliğine karşı geliştirilen bir kalkan olarak aşırı bir huysuzluk ve çemkirmeye yatkınlık oluşuyor. dün akşam eve gelince çıkardığınız çorabınızı koltuğun kenarında unuttunuz diye sabah sert bir fırça ile uyanabilirsiniz. yine böyle olmayanları tenzih ederim.
aslında her branş için ayrı ayrı yazılabilecek bir konu. çünkü bir biyokimya uzmanı veya aile hekimi ile bir kadın doğum uzmanı arasında dağlar kadar fark olur.(mecaz zannediyorsunuz ama deği,gerçekten dağlar kadar fark var) ama genel olarak ortalamanın daha üstünde efor vermeniz gereken bir evlilik olacağı aşikar. eğer siz de doktorsanız bir kez daha düşünmenizi, doktor değilseniz iki kez daha düşünmenizi tavsiye ederim.
yazıyı şunu söyleyerek bitirmek istiyorum. eğer birinin kalbini sevmişseniz, onun mesleğinin ırkının dış görünüşünün hiç bir önemi kalmaz. bu hayatta risk almaya değecek tek şey sevginin peşinden koşmaktır. keşke yapsaydım lafı, keşke yapmasaydımdan her zaman daha çok ukte bırakır.
normalde evlilikte yapılan mesleğin değil de tarafların karakterlerinin daha önemli olduğunu düşünmeme rağmen, evleneceğiniz kadın doktorsa belli başlı zorluklarla karşılaşabileceğinizi düşünüyorum.
mesela cerrahi bölümlerin asistanı olan biri ile evlenirseniz, muhtemelen çoğu sevgiliden daha az birbirinizi görürsünüz. bayram günlerinde tatil günlerinde o nöbet tutarken, tek başınıza ne yapsam diye günü geçirirsiniz.
acilde çalışan bir pratisyen veya uzmanla evlenirseniz her ay farklı bir program ile çalışan, belli düzeni olmayan ve sinir stres katsayısı tavan yapmış bir eş ile evlenmiş olursunuz.
devlette veya özelde uzman doktor birisi ise kısmen daha rahat çalışan ama yine de işi gündelik hayatının çok büyük kısmında aklından çıkmayan biri ile evlenmiş olursunuz.
bu liste böyle gider en başta dediğim gibi ne doktoru olduğu çok şeyi değiştirir. bir aile hekimiyse mesela çoğu iş kolundan daha rahat çalışıyor ve daha az yoruluyordur.
şimdi buraya kadar karşınıza çıkacak kadın doktorun sahip olabileceği yaşam koşullarından bahsettik. efendim biraz da toplumumuzda erkeklerde gördüğümüz genel beklentilerden bahsedelim.
benim gözlemlediğim erkekler genelde eşinin daha fazla kazanmasını istemiyor, çünkü her ne kadar bunu dile getirmese de kendini evde daha üst konumda görüyor ve bunun yıkılmasını istemiyor. doktor kadın erkekten daha fazla kazanabilir bunu göz önünde bulundurmak lazım. peki bundan memnun olacak erkekler de yok mu, tabi ki var. ne güzel işte maddi yönden sıkıntı çekmem diye düşünenler de var. ama bu düşünceyle başlayıp sonra toplumun küçüklükten beri kodladığı ve hala baskı yapmaya devam ettiği düşünceler sayesinde bir süre sonra bu baskı altında ezilebiliyorlar.
ikinci bir mesele ev işleri ve çocukların bakımları. yine toplum öğretilerini çok fazla sorgulamamış çoğu erkekte, eşinden evin işleri ile ilgilenmesi, güzel yemek yapması, her yeri bal dök yala şeklinde temiz tutması, annesi babası akrabaları gelince onlara en üst seviyede hizmet göstermesi gibi beklentileri oluyor. doktor kadının ise bunları yapmaya ne vakti ne de enerjisi kalıyor. (branşın burda çok önemli olduğunu tekrar hatırlatmak isterim.) yani muhtemelen evinize yardımcı bir kadın gelip ev işlerini o yapacak. çocucuklarınıza ise bakıcılar bakacak. gerçi iki tarafın da çalıştığı çoğu durumda zaten böyle oluyor ama doktorların iş hayatının daha yorucu olduğu da su götürmez bir gerçek.
tüm bunların yanında kadın doktorların gerek eğitim hayatında gerekse iş hayatında kazandığı bazı özellikler de olabilir.
mesela kendi hemcinsleri arasında çalışma oranı düşük olduğu için ve zaten toplumda da doktorluk mesleğine karşı anlamsız bir abartma
hakim olduğu için egoları bir miktar yükselmiş oluyor bu arkadaşların. bu da evlilikte tahammül sınırını aşağı çekebilir. insanoğlu zaman zaman hatalar yapar ve bu çok doğal bir şey. ama karşınızdaki insan egolu olursa sizin bu hatalarınızı alttan almak istemez ve kendinin daha iyisine layık olduğunu düşünüp evliliğe huzursuzluk getirebilir. tabi ki bunlar benim gördüklerim sonucu yaptığım genellemeler, böyle olmayan kadın doktorlar da var ve onları tenzih ederim.
major cerrahi bölümlerinde olan kadınlarda ise zannediyorum ortamın sertliğine karşı geliştirilen bir kalkan olarak aşırı bir huysuzluk ve çemkirmeye yatkınlık oluşuyor. dün akşam eve gelince çıkardığınız çorabınızı koltuğun kenarında unuttunuz diye sabah sert bir fırça ile uyanabilirsiniz. yine böyle olmayanları tenzih ederim.
aslında her branş için ayrı ayrı yazılabilecek bir konu. çünkü bir biyokimya uzmanı veya aile hekimi ile bir kadın doğum uzmanı arasında dağlar kadar fark olur.(mecaz zannediyorsunuz ama deği,gerçekten dağlar kadar fark var) ama genel olarak ortalamanın daha üstünde efor vermeniz gereken bir evlilik olacağı aşikar. eğer siz de doktorsanız bir kez daha düşünmenizi, doktor değilseniz iki kez daha düşünmenizi tavsiye ederim.
yazıyı şunu söyleyerek bitirmek istiyorum. eğer birinin kalbini sevmişseniz, onun mesleğinin ırkının dış görünüşünün hiç bir önemi kalmaz. bu hayatta risk almaya değecek tek şey sevginin peşinden koşmaktır. keşke yapsaydım lafı, keşke yapmasaydımdan her zaman daha çok ukte bırakır.
devamını gör...
redd
kült denecek şarkılara imza atmış türk rock grubu. mutlu olmak için, nefes bile almadan hakikaten kült eserler. siyasi duruşlarını da çok seviyorum.
devamını gör...
emanet edilmesini istemediğiniz şeyler
emanetin gözü yerde olurmuş..
emanet etmemeyi tercih ediyorum..
kolay kolay emanet de kabul etmem..
emanet etmemeyi tercih ediyorum..
kolay kolay emanet de kabul etmem..
devamını gör...
yazarların söylemekten keyif aldığı kelimeler
-alengirli
-antin kuntin
-kallavi
-antin kuntin
-kallavi
devamını gör...
duşa çıplak giren insan
montla giriyorum, allah affetsin.
devamını gör...
kokoreç seven kadın
zor zamanlarda birlikte kokoreç gömerek dertleşeceğin, samimi ruhlu kızdır. ani bi kararla sokak köftecisine bile gidebilirsiniz hiç gerilmez yadırgamaz. yeri gelince klas bi restorantta da romantik yemek yersin oraya da uyum sağlar. *
devamını gör...
geri dönüşüm
avrupa birliği uyum yasaları kapsamında türkiye'de de yıllar önce yürürlüğe giren elektronik atık mevzuatına rağmen, işlerlik kazanması için atılması gereken adımların malesef hiçbirinin atılmadığı, sistemin sürekliliği özel girişimlerin insafına bırakılmış olan, insanlığın temel yükümlülüklerinden. yönetmeliğe göre satın aldığımız elektronik cihazların geri dönüşümüyle yükümlü olan üretici ve dağıtıcı firmalardan, bu yükümlülükleri yerine getirmelerini talep etmek, cihazlarımızın kullanım ömürlerini mümkün olduğunca uzatmak için bakımlarını ihmal etmemek, çalışır durumdakileri yeri geldiğinde bağışlamak, miadını dolduranlar için de elektronik atık geri dönüşüm merkezleriyle irtibata geçmek dışında yapabileceklerimizin artması beklenendir.
devamını gör...
ayakta işemek
bazı kızların" 1 günlüğüne karşı cins olsanız ne yaparsınız? "sorusuna verdiği cevaplardan herhangi biridir.
zararlı olduğu söyleniyor.
zararlı olduğu söyleniyor.
devamını gör...
remdesivir
intravenöz yolla kullanılan rna bağımlı rna polimeraz inhibitörüdür.
amerika'da hastaneye yatan covid-19 hastalarına yaygın olarak kullanılmaktadır.
amerika'da hastaneye yatan covid-19 hastalarına yaygın olarak kullanılmaktadır.
devamını gör...
16
tiktok kullanıcıları toplam ıq
devamını gör...
yazarların bugünkü mutluluk sebebi
uzun zamandır almak istediğim kitap setimi sipariş ettim.şimdi heyecanla bekliyorum.
devamını gör...
ilkokulda birinden hoşlanınca yapılan saçmalıklar
montunu montunun üzerine asmak. sanırım asla eskimeyecek.
ben bir de boyama kitabındaki erkekleri hep hoşlandığım çocuk gibi sarışın mavi gözlü olarak boyardım.
ben bir de boyama kitabındaki erkekleri hep hoşlandığım çocuk gibi sarışın mavi gözlü olarak boyardım.
devamını gör...
seni sen yapan özelliklerin
bitmek bilmeyen inadım ve hırsım.
devamını gör...
sauk
sac. kendilerine othakiwa, sarı toprak halkı diyen ama komşu ojibwe'ler tarafından ozaagii, dışarıdakiler denilen ve bu kelimeyi duyan fransızların sac, ingilizlerin ise sauk dediği, algonkin dili konuşan bir kızılderili kabilesidir.
eskiden new york eyaletinin kuzey bölgelerinde yaşarken huron kabilesinin saldırıları sonucu batıya gittiler ve wisconsin, illinois civarlarında yaşadılar. zaten bu yüzden o bölgede yaşayan algonkin dili konuşan kabileler tarafından "dışarıdakiler" diye adlandırıldılar. önceleri diğer algonkin kabileleri gibi fransızlarla ticaret yaptılar.
1730'larda fransızlar meskwaki, fox kabilesine saldırıp büyük katliam yapınca kurtulanlar sauk kabilesine sığındı. sauk'lar onları koruma altına aldı ve o günden bugüne bu iki kabile beraber yaşıyorlar.
beyazlar, göller bölgesine geldikçe toprakları elden gitti ve artık kansas, iowa civarlarına gidip ova yerlileri gibi yaşamaya başladılar. 1832'de son topraklarınıda satmaları istenince reis keokuk antlaşma yapmayı kabul etti ama reis kara şahin savaştı. black hawk war denilen savaş sonucu kayıplar verdiler ve teslim olmak zorunda kaldılar.
bugün çoğu oklahoma'da bazılarıda kansas ve iowa'daki rezervasyonlarda yaşıyorlar.
eskiden new york eyaletinin kuzey bölgelerinde yaşarken huron kabilesinin saldırıları sonucu batıya gittiler ve wisconsin, illinois civarlarında yaşadılar. zaten bu yüzden o bölgede yaşayan algonkin dili konuşan kabileler tarafından "dışarıdakiler" diye adlandırıldılar. önceleri diğer algonkin kabileleri gibi fransızlarla ticaret yaptılar.
1730'larda fransızlar meskwaki, fox kabilesine saldırıp büyük katliam yapınca kurtulanlar sauk kabilesine sığındı. sauk'lar onları koruma altına aldı ve o günden bugüne bu iki kabile beraber yaşıyorlar.
beyazlar, göller bölgesine geldikçe toprakları elden gitti ve artık kansas, iowa civarlarına gidip ova yerlileri gibi yaşamaya başladılar. 1832'de son topraklarınıda satmaları istenince reis keokuk antlaşma yapmayı kabul etti ama reis kara şahin savaştı. black hawk war denilen savaş sonucu kayıplar verdiler ve teslim olmak zorunda kaldılar.
bugün çoğu oklahoma'da bazılarıda kansas ve iowa'daki rezervasyonlarda yaşıyorlar.
devamını gör...