lotussss
devamını gör...

bazı başlıkları görünce mal mal ekrana bakıyorum. sonra gözlerimi kısıyorum. tam bu ne kepazelik diyeceğim yerime başka biri yazmış oluyor sağ olsun, beğeniyorum. onların varlığı beni mutlu ediyor. tamam çok şey yapma deyip sessizce çıkıyorum başlıktan. duyarcı mı ney diyorlar onlara da, herkese bir şeyci diyorlar, ben pek anlamıyorum ama iyi yazıyorlar hem duyuyorlar hem yazıyorlar.

başlık açarken önce ele, yüze bir su vurmak gerekiyor. bakın çok ciddiyim. ben su kısmının önemli olduğunu düşünüyorum. su hayattır ya.. trollük denmiş neresinden bakınca o oluyor bilemedim. trollüğünde bir adabı olsun be kardeşim. nude yazınca trol mü oluyorsunuz. bu kadar mı? al yazdım.

n
u
d
e

şükürler olsun ki trolüm. ya o duyan ve yazanlardan olsaydım!

yalnız kızlar (nude)
hadi erkekler (nude)
cumbur cemaat (nude)
butun mahalle (nude)

oh kafalar mis.
devamını gör...

aha üçüncü tanımımı giriyorum nickaltına.
kafa sözlük'ü sözlük gibi kullanan, profilinden buram buram bilgi kokusu aldığımız, canım arkadaşım.
bugünkü bütün iyikilerimi ona ithaf etmek istiyorum ve bir şarkı yolluyorum ona:
devamını gör...

(bkz: yöneticisin diye zenginsin sanıyorlar)*
devamını gör...

b12 iğnemi vuruldum.
devamını gör...

tek başına dolaşmanın, izin kağıdı olmadan hususi arabanla trafiğe çıkmanın yasak olduğu; buna mukabil, kitleler halinde sokaklara, meydanlara dökülmenin serbest olduğu türk işi pandemi önlemi.

sokaklarda beşiktaşlılar bağıra bağıra geziyor, meydanlara toplanıyorlar. ne bu şimdi? bir de okulları açacaklar.
devamını gör...

dayı olmak.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bazen empati yapmak çok ağır gelir buda bu olaylardan biri. insanların güç karşısında, acılarını bir kenara bırakıp adalet mücadelesine sürükleyen bu sisteme karşı diyecek çok şey var ama anlayan ne yazıkki yok.
sesleri sesimiz olsun.
adalet en kısa sürede yerini bulsun diliyorum.
devamını gör...

henüz birkaç ay önce şiir okumaya heveslenmiş bendeniz için farkında olduğum ilk şiir günüdür.


adam yaşama sevinci içinde masaya anahtarlarını koydu
bakır kaseye çiçekleri koydu
sütünü, yumurtasını koydu
pencereden gelen ışığı koydu
bisiklet sesini, çıkrık sesini
ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu adam masaya
aklında olup bitenleri koydu
ne yapmak istiyordu hayatta işte onu koydu
kimi seviyordu, kimi sevmiyordu
adam masaya onları da koydu
üç kere üç dokuz ederdi
adam koydu masaya dokuzu
pencere yanındaydı, gökyüzü yanında
uzandı masaya sonsuzu koydu
bir bira içmek istiyordu kaç gündür
masaya biranın dökülüşünü koydu
uykusunu koydu, uyanıklığını koydu
tokluğunu, açlığını koydu
masa da masaymış ha
bana mısın demedi bu kadar yüke
bir iki sallandı durdu
adam ha babam koyuyordu


edip cansever
devamını gör...

üff en sevdiğim şeyler, o iş hep bendeydi sayın yazar.

alttaki yazarcım beni ilk 10a sok pls bu ay.
devamını gör...

türkçe meali: özel sektördekiler taş yesin, ucuz işçi çalıştırıp insan hakları ihlal edilsin, sınıf ayrımı artsın, iç karışıklıklar çıksın.
sonuç: kaos ve 2023’teki seçime zemin.
devamını gör...

iyiki de durumun yok.. olsa halimiz nice olurdu..
devamını gör...

osmanlı devleti'nde resmini ilk defa yaptıran kişi fatih sultan mehmet'tir. ondan önce gördüğümüz padişahların portreleri ise birebir aynı değildir. tarihi kaynaklardan yola çıkılarak başka bir padişah döneminde çizilmiştir. yani o portlerde görüğümüz osman gazi, sultan orhan ve fatih sultan mehmet'e kadar olan diğer padişahların birebir aynılarına bakmıyoruz.
devamını gör...

günaydın sözlük. karga kahvaltısını yapmadan kalktım.* kahvaltıya ona mı gitsem acaba?*
media.kafasozluk.com/up/2021/05/28/n3blmykeix7uh24c.jpg
devamını gör...

sizler okuyasınız diye bütün bu yazdıklarım,
bu kelimeleri yan yana
satırları alt alta getirmem;
geçip karşısına sonra
ya kahrolmam, ya sevinmem,
sizler için bu didinmem...
sizler, garip şiirimi okuyanlar,
duyduklarımı duyanlar;
sözüm yok ölmüşlere ama...
gülecek benim gibi, benim gibi ağlayacaklar.
benden sonra da yaşayacaklar!
sizler için her şeye sırt çevirmem,
şu evim, işim, şu fakirliğim.
yok bileklerimde altın bileziğim,
ben para kazanmasını bilmem,
yalnız parmaklarımda bir kalem,
umutlu, umutsuz, kara haber, müjde,
inilti, çığlık, ne dersen de,
yavaş yavaş, azar azar,
gücümün yettiği, dilimin döndüğü kadar,
sizler için, ettiğim bütün lâflar…

ziya osman saba
devamını gör...

"dili olsa da konuşsa" denesi nesne.

ama dili olsa başına daha kötü işler gelirdi sanırım. vazgeçtim, olmasın.
devamını gör...

ya tanım girecek doğru düzgün başlık olmadığını düşünüyordur ya da mesajlaşarak yazarların derinlerine inip kişilik analiz etmeyi seviyordur.
devamını gör...

başlığın sonuna o soru işaretini koymasan sana çok ucuza bırakırdım.
devamını gör...

eğitimli, okumuş çomarların, eğitimsiz, cahil çomarlara her gün çomar diyerek orgazm oldukları değişik bir ortam. eski hallerini bilecek kadar uzun süre takip etmedim ama takip ettiğim süre boyunca, ki uzun diyebilirim, inanılmaz politik bir ortam onu biliyorum.

başörtülü bir kadın bir mekana alınmaz: "mekan sahibinin kararıdır. sonuçta sahibi o" ortak görüş bu.

başka bir mekanda, henüz tam olarak ne olduğu belli olmayan bir durumda bir müdür gençleri uyarıyor fazla samimi oldukları için:" yallah arabistan'a, nefret ediyorum bu yobazlardan, artık oraya adımımı atmam" bu olayda da ortak görüş bu.

iki olayın aynı olmadığını da yine aynı öfke patlamalarıyla açıklamaya çalışırken daha komik oldular. küfür, hakaret...

böyle çooook örnek var. lisans diploması olunca kendini roma senatörü zanneden okumuş cahillerle dolu resmen. yönetimin de böyle bir ortam oluşmasında rolü kesinlikle var. bazı hesaplar aleni şekilde her türlü provokasyona rağmen silinmiyor.

ya o değil de bir internet sitesinde kullanıcı olup bir şeyler karalamak için ortalama 3 yıl beklenir mi ulan.
devamını gör...

robert louis stevenson manyağının -böyle hikayeler normal birinden çıkamaz sanırım, acayip güzel bir manyaklık- birbirine bağlı üç hikayeden oluşan kitabı.
ana karakterlerimiz prens florizel ve yardımcısı geraldine. tesadüfi olaylar sonucu bu intihar kulübüne giriyorlar. olaylar da burdan gelişiyor.
yazarın diğer kitaplarında da olduğu gibi muhteşem bir kurgu, efsanevi bir olay örgüsü ama onların yanında sönük kalmış üslup. asla kötü diyemem sadece fikirlerine göre aşağıda kalıyor bence yazım tarzı. çok daha akıcı, etkileyici, betimleyici yazılabilirdi bu hikâyeler.
hikayelerdeki gizem unsuru da tek seferde okuyup bitirmenize yarıyor. sürekli sebebini sonradan öğreneceğiniz anlamsız olaylar gelişiyor. ne oldu şimdi, bu niye böyle derken bir bakmışsınız tek oturuşta bitmiş kitap. ben böyle elinden bıraktırmayan kitapları çok severim, bu yüzden bu kitap da benim için keyifliydi.
beğenmediğim kısımlara gelirsek, mesela başkan çok önemli bir karakter olmasına rağmen hakkında çok az şey biliyoruz. nasıl biridir? ne planlanmıştır? ne yaptı da bu kadar süre tehlikeli biri olmaya devam etti? çok havada kalmış şeyler benim için. yazarın üslubu sönük kalmış derken biraz da bundan bahsediyordum.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim