yazılımcımızdan ne istiyoruz
devamını gör...
semantik paradoks
mantık çalışmaya başladığımdan beri etrafımdaki insanların sürekli olarak yaptığı fakat nasıl anlatacağımı bilmediğimden dolayı acılar içinde sessiz kalmaya devam ettiğim durum. yani birine dönüp senin kurduğun cümle hem anlatmak istediğinle hem anlattığınla hemde konuştuğumuz konuyla çelişiyor dediğimde kendi kurduğu cümleleri tek tek açıklamam gerekecek ve alacağım cevapta ben öyle demedim ki olacak.
fakat bugün burada hepimizin günlük hayatımızda yaptığımız bu yanlışı dilimin döndüğünce tek tek anlatmak istiyorum.
örnek bir cümle vererek başlayalım.
adam1: dünyadaki hiçbir şeyden emin olamayacağımız için ve olan olaylara kesin gözüyle bakılamayacağı için deneyimlerimizin bize sunduğu öğretilerle hayatımıza devam etmek zorundayız.
adam2: emin miyiz?
adam1: eminiz
burada adam1'in kurduğu cümle kendi öncülünü inkar ettiğinden dolayı bir kısır döngü oluşturur. bu yüzden bu cümle anlamsal olarak düşük ve çelişkili olur. işte buna semantik paradoks diyoruz.
sevgili yazarlar üzülmeyin aslında tarihin çok büyük düşünürlerinin dünya tarafından bilinen kalıplaşmış cümlelerinde bile bu tip hatalar görülür. mesela sokrates "bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir" der. felsefeye azıcık meraklı olan herkesin duyduğu büyük alman düşünür hegel ise "biz; tarihten hiçbirşey öğrenilemeyeceğini, tarihten öğreniriz.” demiştir.
bir levha gördünüz ve üzerinde "bu uyarıyı görmezden geliniz" yazmakta. cümle öneri anlamı taşıyor gibi gözükse bile bu bir emir cümlesi ve emir cümleleri doğru veya yanlış olarak nitelendirilemez. eğer bir ifade uyarıyı görmezden gelmenizi söylüyorsa ve siz bu uyarıyı görmezden geliyorsanız yazan uyarıyı görmezden gelmemiş olursunuz. bu levhanın sizi sonsuza dek sürecek bir kısır döngüye sokmasına sebep olur. bu biz insanlar gibi karmaşık makineler için olmasa da daha basit makinalar için yanmış bir işlemci ve patlamak üzere olan güç kaynağı ile sonuçlanabilir.
örnekleri çoğaltabilirim fakat işin içindeki hatayı gördüğünüzü düşünmekteyim. peki ama demek istediğim anlaşıldığı sürece neden buna bu kadar takılayım dediğin gibi ben karmaşık bir makinayım sorusu kulaklarımda. sebebi anlatılacak konuyu çelişkilerden ayıklayarak verilmek istenen mesajın çok daha net bir şekilde verilmesidir. güzel ve anlamlı konuşmak entellektüel bir yaklaşım olduğu gibi her insanın yapması gereken bir gerçekliktir. unutmayalım ki savaşlar kılıç ve kalkanla değil kalemler ile kazanılır ve bu her insanın kendi kendine verdiği savaş için de geçerlidir. kendimizle bile anlaşamıyorsak hayatın pure gerçekliğiyle olan ve her saniye devam eden savaşımızı asla kazanamayız.
fakat bugün burada hepimizin günlük hayatımızda yaptığımız bu yanlışı dilimin döndüğünce tek tek anlatmak istiyorum.
örnek bir cümle vererek başlayalım.
adam1: dünyadaki hiçbir şeyden emin olamayacağımız için ve olan olaylara kesin gözüyle bakılamayacağı için deneyimlerimizin bize sunduğu öğretilerle hayatımıza devam etmek zorundayız.
adam2: emin miyiz?
adam1: eminiz
burada adam1'in kurduğu cümle kendi öncülünü inkar ettiğinden dolayı bir kısır döngü oluşturur. bu yüzden bu cümle anlamsal olarak düşük ve çelişkili olur. işte buna semantik paradoks diyoruz.
sevgili yazarlar üzülmeyin aslında tarihin çok büyük düşünürlerinin dünya tarafından bilinen kalıplaşmış cümlelerinde bile bu tip hatalar görülür. mesela sokrates "bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir" der. felsefeye azıcık meraklı olan herkesin duyduğu büyük alman düşünür hegel ise "biz; tarihten hiçbirşey öğrenilemeyeceğini, tarihten öğreniriz.” demiştir.
bir levha gördünüz ve üzerinde "bu uyarıyı görmezden geliniz" yazmakta. cümle öneri anlamı taşıyor gibi gözükse bile bu bir emir cümlesi ve emir cümleleri doğru veya yanlış olarak nitelendirilemez. eğer bir ifade uyarıyı görmezden gelmenizi söylüyorsa ve siz bu uyarıyı görmezden geliyorsanız yazan uyarıyı görmezden gelmemiş olursunuz. bu levhanın sizi sonsuza dek sürecek bir kısır döngüye sokmasına sebep olur. bu biz insanlar gibi karmaşık makineler için olmasa da daha basit makinalar için yanmış bir işlemci ve patlamak üzere olan güç kaynağı ile sonuçlanabilir.
örnekleri çoğaltabilirim fakat işin içindeki hatayı gördüğünüzü düşünmekteyim. peki ama demek istediğim anlaşıldığı sürece neden buna bu kadar takılayım dediğin gibi ben karmaşık bir makinayım sorusu kulaklarımda. sebebi anlatılacak konuyu çelişkilerden ayıklayarak verilmek istenen mesajın çok daha net bir şekilde verilmesidir. güzel ve anlamlı konuşmak entellektüel bir yaklaşım olduğu gibi her insanın yapması gereken bir gerçekliktir. unutmayalım ki savaşlar kılıç ve kalkanla değil kalemler ile kazanılır ve bu her insanın kendi kendine verdiği savaş için de geçerlidir. kendimizle bile anlaşamıyorsak hayatın pure gerçekliğiyle olan ve her saniye devam eden savaşımızı asla kazanamayız.
devamını gör...
türkiye'den defolup gitmek
keşke sınır kapılarını açsalar ve bir enerji boşalması yaşasak. emin olun muhafazakar kesim muhalif kesimden önce pılını pırtını toplar yola çıkar. yapılan anketler de bu durumu destekler nitelikte.
"bu ne yaman çelişki annem" demeyin bunun bir sürü örneği var. misal avrupa'da sol partilere oy verip, türkiye de sağ partileri tercih eden gurbetçiler gibi. türkiye'de muhafazakar kitledeki faydacılık eşiği sergei bubkanın sırıkla atlayışlarına bile taş çıkarır.
o yüzden kapılar açılsın, yandaşı muhalifi fark etmez gitmek isteyen, gitsin de azıcık kafamızı dinleyelim.
"bu ne yaman çelişki annem" demeyin bunun bir sürü örneği var. misal avrupa'da sol partilere oy verip, türkiye de sağ partileri tercih eden gurbetçiler gibi. türkiye'de muhafazakar kitledeki faydacılık eşiği sergei bubkanın sırıkla atlayışlarına bile taş çıkarır.
o yüzden kapılar açılsın, yandaşı muhalifi fark etmez gitmek isteyen, gitsin de azıcık kafamızı dinleyelim.
devamını gör...
hafızanda iyi tut
b12 eksikliğinden arada adını unutan ben için annemin kullandığı söz öbeği.
ülkede b12 eksikliği olmayan var mı, diye sordurur.
ülkede b12 eksikliği olmayan var mı, diye sordurur.
devamını gör...
ilk buluşmaya at ile gelen erkek
beyaz atı olan prens olabilir.
hayır olsun.
hayır olsun.
devamını gör...
akustik nörinom
tümör, 8. kraniyal sinirin akustik tarafında meydana gelirse akustik nörinom, vestibüler kısmında meydana gelirse vestibüler schwannom olarak isimlendirilir. iki tümörün semptomları çeşitli evrelerde çeşitlilik gösterir ve birbirinden gösterilen semptomlar ve radyolojik görüntüleme ile ayrılırlar.
devamını gör...
yazarların zenginlik ölçütü
bir seyahat planı yaparken para hesabı yapmak zorunda olmamak. ayakkabılar, çantalar falan kalabilirler durdukları vitrinde. şu an yaşadığım gibi yaşamaya devam edeyim ve istediğim zaman istediğim yere gidebileyim. bu kadar zor olmamalı yaa.
(bkz: dolar olmuş bilmem kaç)
(bkz: dolar olmuş bilmem kaç)
devamını gör...
iki sözcükle şu an yaşadığın şehir
portakal domates
sera
turizm
sıcak deniz
dünyanın en uzun on birinci kumsalı
sera
turizm
sıcak deniz
dünyanın en uzun on birinci kumsalı
devamını gör...
kılıçdaroğlu'nu tehdit eden çakıcı'nın ifadesi
devamını gör...
bursa'ya gideceklere tavsiyeler
beni bulun ve yemek ısmarlayın ben sizi gezdiririm
devamını gör...
adın bahardı
bir (bkz: yılmaz erdoğan) şiiridir.
kente yalnızlık gelirdi sen uyuyunca
yüzümde mevsim değişirdi uyandığında
bilmezdin gizliden seni sevdiğimi
aşkın içimde solardı adın bahardı
eteğini koştururdun sokağımızda
sokak sus pus olur sana bakardı
bilmezdin gizliden izlediğimi
gözlerim gözlerinden korkardı
hatırlıyorum adın bahar’dı
sokakta bir bayramdı durakta bekleyişin
sanki sonsuz bir ayrılıktı okula gidişin
bilmezdin her sabah seni yolcu ettiğimi
yüreğim yol boyu ardından ağlardı
hatırlıyorum adın bahar’dı.
kente yalnızlık gelirdi sen uyuyunca
yüzümde mevsim değişirdi uyandığında
bilmezdin gizliden seni sevdiğimi
aşkın içimde solardı adın bahardı
eteğini koştururdun sokağımızda
sokak sus pus olur sana bakardı
bilmezdin gizliden izlediğimi
gözlerim gözlerinden korkardı
hatırlıyorum adın bahar’dı
sokakta bir bayramdı durakta bekleyişin
sanki sonsuz bir ayrılıktı okula gidişin
bilmezdin her sabah seni yolcu ettiğimi
yüreğim yol boyu ardından ağlardı
hatırlıyorum adın bahar’dı.
devamını gör...
normal sözlük'ün moderasyonun kendi arasında eğlenmesi için kurulmuş olduğu gerçeği
gerçek gibi gerçektir.
-sözlük satılmayacak.
-sözlükte reklam olmayacak.
eeee kurucuların amacı ne?
en mantıklı cevap; bu eve kapandığımız dönemlerde boş kalmayıp bir eğlence bulmak.
ağalarım bizle eğleniiir.
büyük oyunu görün.
-sözlük satılmayacak.
-sözlükte reklam olmayacak.
eeee kurucuların amacı ne?
en mantıklı cevap; bu eve kapandığımız dönemlerde boş kalmayıp bir eğlence bulmak.
ağalarım bizle eğleniiir.
büyük oyunu görün.
devamını gör...
iyi hissetmek
hiç beğenmediğim, ileri giderek burns’un neredeyse bir şarlatan olduğunu düşüneceğim (bu egosuna ve kibrine olan öfkemden ileri gelmekte), kişisel gelişimin bilimsel soslara bulandırılmış hâli olan kitap.
bilişsel davranışçı terapi, her ne kadar yeterince benimsemediğim bir yöntem olsa da, bilim dünyasında özellikle son zamanlarda yer bulabilen bir görüş. bu terapi yönteminden ziyade kitap üzerine olacak görüşlerim de zaten.
kitapta burns oldukça üstten bakan, ben bilirimci bir tavırla yaklaşmış ve hatta bana göre diğer psikoloji yaklaşımlarını da oldukça küçümsemiştir. kitapta anlattığı şeylerin doğru olduğuna okurları inandırabilmek için adeta diğer yaklaşımları göz göre göre silikleştirmiş ve en işe yarar yöntemin kendisinde olduğunu öne sürüp durmuş. ayrıca bunu egoist ve bana göre narsist bir tutumla yapmış. bu sebepten, henüz bitirememiş olsam da, aşırı itici bir kitap hâlini aldı benim için.
fakat benim bu söylediklerim kitabın işe yarar olabileceği olasılığını değiştirmiyor elbette. kitapta söylendiğine göre bireyler üzerinde oldukça olumlu etkilere neden olmuş. içerisindeki teknikler uygulanırsa bireye yardımcı olabileceğini de düşünüyorum. yalnızca yazarın tavrını, kibrini beğenmedim. her şeyi düşünceye bağlayan ve duyguları neredeyse yok sayan tutumunu beğenmedim.
beğenmediğim son nokta olarak da, kitapta anlatılanlar sanki soruna kesin çözümden ziyade, geçici bir etkiye katkı sağlayabilir diye düşündürdü bana. elbette düşüncelerimiz duygularımız üzerinde kesinlikle etkilidir ve kendi bakış açılarımızdan düşüncelerimize göre yorumlarız olayları ancak bunun değişmesi yalnızca bir kitapla olabilecek bir şey değil ve ayrıca büyük travmalarda, kötü olaylarda bu yöntemin ne denli işe yarayabilir olduğu da tartışılır. başına gelen çok kötü bir olayı nasıl bir düşünce şekliyle yaklaşırsan yaklaş yeterince iyi hâle getiremeyebilirsin.
bu sebeple hafifletici, geçici bir tedavi olabilir ancak özellikle daha ağır durumlarda kalıcı bir etkisi olabileceğine inancım yeterince yok. düşüncelerimizi değiştirerek pek çok olayı daha olumlu yönden görebilir, üzerimizdeki olumsuz etkisini azaltabiliriz ancak her olayda bunu tam olarak uygulayabileceğimizi sanmıyorum.
bilişsel davranışçı terapi, her ne kadar yeterince benimsemediğim bir yöntem olsa da, bilim dünyasında özellikle son zamanlarda yer bulabilen bir görüş. bu terapi yönteminden ziyade kitap üzerine olacak görüşlerim de zaten.
kitapta burns oldukça üstten bakan, ben bilirimci bir tavırla yaklaşmış ve hatta bana göre diğer psikoloji yaklaşımlarını da oldukça küçümsemiştir. kitapta anlattığı şeylerin doğru olduğuna okurları inandırabilmek için adeta diğer yaklaşımları göz göre göre silikleştirmiş ve en işe yarar yöntemin kendisinde olduğunu öne sürüp durmuş. ayrıca bunu egoist ve bana göre narsist bir tutumla yapmış. bu sebepten, henüz bitirememiş olsam da, aşırı itici bir kitap hâlini aldı benim için.
fakat benim bu söylediklerim kitabın işe yarar olabileceği olasılığını değiştirmiyor elbette. kitapta söylendiğine göre bireyler üzerinde oldukça olumlu etkilere neden olmuş. içerisindeki teknikler uygulanırsa bireye yardımcı olabileceğini de düşünüyorum. yalnızca yazarın tavrını, kibrini beğenmedim. her şeyi düşünceye bağlayan ve duyguları neredeyse yok sayan tutumunu beğenmedim.
beğenmediğim son nokta olarak da, kitapta anlatılanlar sanki soruna kesin çözümden ziyade, geçici bir etkiye katkı sağlayabilir diye düşündürdü bana. elbette düşüncelerimiz duygularımız üzerinde kesinlikle etkilidir ve kendi bakış açılarımızdan düşüncelerimize göre yorumlarız olayları ancak bunun değişmesi yalnızca bir kitapla olabilecek bir şey değil ve ayrıca büyük travmalarda, kötü olaylarda bu yöntemin ne denli işe yarayabilir olduğu da tartışılır. başına gelen çok kötü bir olayı nasıl bir düşünce şekliyle yaklaşırsan yaklaş yeterince iyi hâle getiremeyebilirsin.
bu sebeple hafifletici, geçici bir tedavi olabilir ancak özellikle daha ağır durumlarda kalıcı bir etkisi olabileceğine inancım yeterince yok. düşüncelerimizi değiştirerek pek çok olayı daha olumlu yönden görebilir, üzerimizdeki olumsuz etkisini azaltabiliriz ancak her olayda bunu tam olarak uygulayabileceğimizi sanmıyorum.
devamını gör...
yazmaktan keyif almak
sözlük gibi ortamları ayakta tutan insanlardır, sadece yazmak için yazmazlar bilgi birikimlerini paylaşmak için yazarlar ve diğer yazarlara hem keyif hem bakış açısı kazandırırlar.
devamını gör...
sphynx (yazar)
bomboş bir yazar cidden. tanımlarına bakıyorum tanım değil. katkısı olmadığı halde yergisi olan yazarcıklardan.
devamını gör...
26 şubat 2021 rte'nin 67 yaşına girmesi
on katlı pastasını an itibariyle köşede bekletiyordur soru şu acaba neli seviyor ejder meyveli mi, çokemelli çikolatalı mı? tüm türkiye şu an bu karara kilitlendik.
devamını gör...




