günün sözü
devamını gör...
kabak detoksu
3 günde 3 kilogram verdiren detoks olarak bilinen diyet türüdür.*
bol su ihtiva etmesi ve oldukça düşük kalorili olması sebebiyle kabak en sağlıklı ve en diyet dostu sebzelerin başında geliyor ve bir öğünde içerdiği 29 kalori ile bunu bize bariz bir şekilde gösteriyor diyebiliriz.
tarif olarak;
malzemeler:
2 adet orta boy kabak
2 yemek kaşığı yağsız yoğurt
2 adet ceviz içi
arzuya göre dereotu, nane, kırmızı biber, karabiber, kekik
nasıl yapılır?
2 adet orta boy kabağı ince ince rendeleyin.
rendelediğiniz kabakları yağsız tavada kısık ateşte pişirin.
ocağını altını kapatıp soğumaya bırakın.
ardından üzerine 2 yemek kaşığı yoğurt ve ceviz içlerini ekleyip karıştırın. ardından tercihe göre dereotu ve kekik gibi baharatları da üzerine ekleyebilirsiniz.

dikkat dikkat kabak detoksu sadece 3 gün yapılmalı, ardından bırakılmalıdır. sağlık açısından 3 günden fazla yapılması zararlı olduğu için ara verilmeli.
zaten kabak tadı verir.*
bol su ihtiva etmesi ve oldukça düşük kalorili olması sebebiyle kabak en sağlıklı ve en diyet dostu sebzelerin başında geliyor ve bir öğünde içerdiği 29 kalori ile bunu bize bariz bir şekilde gösteriyor diyebiliriz.
tarif olarak;
malzemeler:
2 adet orta boy kabak
2 yemek kaşığı yağsız yoğurt
2 adet ceviz içi
arzuya göre dereotu, nane, kırmızı biber, karabiber, kekik
nasıl yapılır?
2 adet orta boy kabağı ince ince rendeleyin.
rendelediğiniz kabakları yağsız tavada kısık ateşte pişirin.
ocağını altını kapatıp soğumaya bırakın.
ardından üzerine 2 yemek kaşığı yoğurt ve ceviz içlerini ekleyip karıştırın. ardından tercihe göre dereotu ve kekik gibi baharatları da üzerine ekleyebilirsiniz.

dikkat dikkat kabak detoksu sadece 3 gün yapılmalı, ardından bırakılmalıdır. sağlık açısından 3 günden fazla yapılması zararlı olduğu için ara verilmeli.
zaten kabak tadı verir.*
devamını gör...
atıyorbuşopenhaur
"ne diyon sen yaaa?" dediğimiz yazarlardan. aşırı sıkıcı. uzun uzun tanımları var. hiç birisini sonuna kadar okumadım. aklinca ironi ya da espri yapmaya falan çalışıyor. ne bir günaydın sözlük başlığına uğramış ne de cinsel seksli başlıklara göz kırpmış. insan hiç olmazsa kanka bulur da bir nickaltı falan doldurur. anın fotoğrafına bira ya da semaver fotoğrafı koymamış, yazarım diye geçiniyor işte. ciddiye almayın boylelerini yaa, wikipedia diye bir yer var. oraya benzetecekler burayı. *
devamını gör...
sözlük store'a eklenen reklamsız sözlük özelliği
hiç olmazsa 2 aylık olsaydı dediğim özellik. her ay her ay can mı dayanır 1441 karmaya? ay sonu nasıl gelecek, taş mı yiyecek bu insanlar?
devamını gör...
askerlik anısı
sene 2000'lerin başı filan. kırıkkale'de jandarma olarak vatani görevimi yapıyorum. akşam 6-8 nöbetinden yeni dönmüştüm. komutan 3 asker bulun göreve gidiyoruz demiş. beni de aldılar götürdüler. yav dedim nöbetten yeni geldim başkasını alın, yok. bölük komutanına yanlış selam verdim diye ben gidecekmişim, cezalıymışım.
ilçede bi cinayet olmuş. bi tane araba tamircisi kardeşiyle bi adamı öldürmüşler. ölen kişinin küçük çocuğuyla genç bir karısı varmış falan filan neyse. yapan kişi belli ama ortada ceset yokmuş. onu arayacakmışız. askersin komutanada diyemiyosun ki komutanım ben nöbetten yeni geldim, erzurum'lu devrem gelsin benim yerime.
neyse bindik 3 araç gidiyoruz. işte savcısı, doktoru polisi filan. kırıkkale'de ne kadar hayrat varsa hepsine gittik. lavuk karanlık diye bir türlü emin olamıyor amk. yok ağaç varmışta, çeşmenin ilersindeymişte... bide karanlık gerçekten hiçbişey görülmüyor. savcısı doktoru ayrı bi kafa zaten tarlaya boş boş bakıp paso sigara içiyorlar. iyice dellenmeye başladım ben. "ulan" diyorum kendi kendime "yemekte yemedik bari bi yemek yeseydik."
allah'tan savcı insaflı çıktıda adını şimdi hatırlamadığım bi köye gittik. oranın muhtarı eve aldı bizi. yemek filan hazırlamışlar savcı gelecek diye. oturduk yer sofrasına 12 adam açlıktan çıkmış gibi yiyoruz. muhtarda boş boş anlatıyor "vay efendim köyün morgu yokmuşta ölüler kokuyormuş". işte "köylü halkı bunun için paraları çalıyor" diye dedikodu filan çıkarmışlar anlatıyorda anlatıyor. hay allah kahretsin ya nereye düştüm ben dedim kendi kendime. ya saat sabah 3 ne anlatıyosun dayı sen. banane morgtan, köyün parasından.
pelinlerin selinlerin mervelerin memesine yaslanıp uyuyacağım yaşta olduğum ortamın saçmalığı psikolojimi iyice darmaduman etti o gece. şafakta o zamanlar iyice sıkıştırıyordu. hiç unutmam atarsa 147.
bide pelin selin filan diyince söylemeden edemeyeceğim. muhtarın kızı efsane güzeldi. savcı doktor filan olmasa yürürdümde durup dururken 2 ay daha askerlik yapmayalım dedim. neolur neolmaz. sonuçta nüfuzlu adamlar.
neyse işte çay may içtik iki dinlendik çıktık yollara. sabaha karşı bir yere geldik. dediler eminiz kesin burası. iki kazdık toprağı bulduk cesedi. dedim şükürler allahım sonunda... nasıl mutluyum ama anlatamam. hadi alalım gidelim cesedi. yok tutanak tutulacakmışta falan filan. hay ananı bi saat daha burdayız dedim.
adamı domuz bağıyla bağlamış p*zevenkler. hayatım boyunca ilk defa o zaman ceset gördüm. bidaha da görmedim zaten. allah göstermesinde kimseye. tutanak tutuldu, cesedin ipini çözdük filan cesedi alıp gidicez. ulan ceset arabaya sığmıyor. eviriyon yok, çeviriyon yok. girmiyor ceset bagaja. bide ceset domuz gibi ağır allah günah yazmasın. baktık olmuyor bizde domuz bağıyla bağladık cesedi öyle soktuk bagaja.
valla yapacak bişey yoktu başka türlü sığdıramadık. katillerde sığmadı diye bağlamışlar zaten.
bu da böyle garip bi askerlik anısı işte. geldi geçti.
ilçede bi cinayet olmuş. bi tane araba tamircisi kardeşiyle bi adamı öldürmüşler. ölen kişinin küçük çocuğuyla genç bir karısı varmış falan filan neyse. yapan kişi belli ama ortada ceset yokmuş. onu arayacakmışız. askersin komutanada diyemiyosun ki komutanım ben nöbetten yeni geldim, erzurum'lu devrem gelsin benim yerime.
neyse bindik 3 araç gidiyoruz. işte savcısı, doktoru polisi filan. kırıkkale'de ne kadar hayrat varsa hepsine gittik. lavuk karanlık diye bir türlü emin olamıyor amk. yok ağaç varmışta, çeşmenin ilersindeymişte... bide karanlık gerçekten hiçbişey görülmüyor. savcısı doktoru ayrı bi kafa zaten tarlaya boş boş bakıp paso sigara içiyorlar. iyice dellenmeye başladım ben. "ulan" diyorum kendi kendime "yemekte yemedik bari bi yemek yeseydik."
allah'tan savcı insaflı çıktıda adını şimdi hatırlamadığım bi köye gittik. oranın muhtarı eve aldı bizi. yemek filan hazırlamışlar savcı gelecek diye. oturduk yer sofrasına 12 adam açlıktan çıkmış gibi yiyoruz. muhtarda boş boş anlatıyor "vay efendim köyün morgu yokmuşta ölüler kokuyormuş". işte "köylü halkı bunun için paraları çalıyor" diye dedikodu filan çıkarmışlar anlatıyorda anlatıyor. hay allah kahretsin ya nereye düştüm ben dedim kendi kendime. ya saat sabah 3 ne anlatıyosun dayı sen. banane morgtan, köyün parasından.
pelinlerin selinlerin mervelerin memesine yaslanıp uyuyacağım yaşta olduğum ortamın saçmalığı psikolojimi iyice darmaduman etti o gece. şafakta o zamanlar iyice sıkıştırıyordu. hiç unutmam atarsa 147.
bide pelin selin filan diyince söylemeden edemeyeceğim. muhtarın kızı efsane güzeldi. savcı doktor filan olmasa yürürdümde durup dururken 2 ay daha askerlik yapmayalım dedim. neolur neolmaz. sonuçta nüfuzlu adamlar.
neyse işte çay may içtik iki dinlendik çıktık yollara. sabaha karşı bir yere geldik. dediler eminiz kesin burası. iki kazdık toprağı bulduk cesedi. dedim şükürler allahım sonunda... nasıl mutluyum ama anlatamam. hadi alalım gidelim cesedi. yok tutanak tutulacakmışta falan filan. hay ananı bi saat daha burdayız dedim.
adamı domuz bağıyla bağlamış p*zevenkler. hayatım boyunca ilk defa o zaman ceset gördüm. bidaha da görmedim zaten. allah göstermesinde kimseye. tutanak tutuldu, cesedin ipini çözdük filan cesedi alıp gidicez. ulan ceset arabaya sığmıyor. eviriyon yok, çeviriyon yok. girmiyor ceset bagaja. bide ceset domuz gibi ağır allah günah yazmasın. baktık olmuyor bizde domuz bağıyla bağladık cesedi öyle soktuk bagaja.
valla yapacak bişey yoktu başka türlü sığdıramadık. katillerde sığmadı diye bağlamışlar zaten.
bu da böyle garip bi askerlik anısı işte. geldi geçti.
devamını gör...
mavi tabela
karayolları kenarında bulunan bilgilendirme tabelasıdır. şehirden uzaklaşıp karayolunda ilerlediğiniz zaman bulunduğunuz şehrin bittiği hakkında karşımıza çıkar. ondan sonraki tabelada da bir sonraki şehre kaç kilometre kaldığı yazar. bir de bu tabelaların ok işaretlerini de unutmamak lazım. şehir merkezine gelindiği zaman da bu oklardan biri sağa, biri de sola döner. mesela konya şehir merkezine giren bir vatandaş sağa dönen okta ankara yazısını, sola dönen okta da eskişehir yazısını görür.
devamını gör...
muğla
büyükşehir statüsünde olmasına rağmen çok küçük ve şirin bir il merkezine sahip olan yer. beğendiğim nadir türk şehirlerinden.
devamını gör...
gün eksilmesin penceremden
"ne doğan güne hükmüm geçer,
ne halden anlayan bulunur;
ah aklımdan ölümüm geçer;
sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
ve gönül tanrısına der ki:
- pervam yok verdiğin elemden;
her mihnet kabulüm, yeter ki
gün eksilmesin penceremden!"
tamamı bu versiyon olan, ölüm korkusundan ziyade yaşama sevinci temalı cahit sıtkı şiiridir.
ne halden anlayan bulunur;
ah aklımdan ölümüm geçer;
sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
ve gönül tanrısına der ki:
- pervam yok verdiğin elemden;
her mihnet kabulüm, yeter ki
gün eksilmesin penceremden!"
tamamı bu versiyon olan, ölüm korkusundan ziyade yaşama sevinci temalı cahit sıtkı şiiridir.
devamını gör...
wie geht es dir
almancadan dilimize çevrildiğinde nasılsın? anlamına gelen soru cümlesidir. birçok şekilde cevaplayabiliriz.
- danke, es geht mir gut!
- na ja, es geht so!
- es geht mir schlecht!
- es geht mir prima!
- es geht!
edit: yazım hatası.
- danke, es geht mir gut!
- na ja, es geht so!
- es geht mir schlecht!
- es geht mir prima!
- es geht!
edit: yazım hatası.
devamını gör...
kitap sayfalarını ayraç niyetine katlayan insan
ayraçları; kitap sayfalarının aralarına girmiş, orantısız güç olarak gören bir ben değil, herkesin yaptığı güzide eylemdir. hele ki kitap bana aitse...
caaanım kitabın, arkadaşım olmasından mütevellit, kıvırır, evirir çevirir, iyice haşır neşir olurum. onu özüme alır, içime katar, evrenimde yoğururum...
kalkıp içinden düşecek bir şeyi*, kaldığım yeri belirleyecek bir madde olarak görmedim, görmüyorum... aksine aramıza girmiş bir üçüncü şahıs olarak gördüm görüyorum, göreceğim....kitapları da - eşyalar gibi- tanrılaştırmaktan vazgeçin artık... vazgeçin ki üretebilelim, büyüyebilelim...
insanoğlu kendini; kendi kıskacından çıkaramadığı, çıkarmaya çalışanı da tu kaka saydığı müddetçe, bu büyük üretkensizlik buhranı bitmeyecek ve insan denilen varlık, evrimini tamamlayıp, tanrısına dönüp tanrım bak sen beni yarattın, ben de bana, başka tanrılar yarattımdan öteye geçemeyecek... tanrı insanı yaftalamamış sonsuz bir irade yetkisi tanımışken, siz kim oluyor da pardon, onu bunu öteleyiveriyorsunuz?..
caaanım kitabın, arkadaşım olmasından mütevellit, kıvırır, evirir çevirir, iyice haşır neşir olurum. onu özüme alır, içime katar, evrenimde yoğururum...
kalkıp içinden düşecek bir şeyi*, kaldığım yeri belirleyecek bir madde olarak görmedim, görmüyorum... aksine aramıza girmiş bir üçüncü şahıs olarak gördüm görüyorum, göreceğim....kitapları da - eşyalar gibi- tanrılaştırmaktan vazgeçin artık... vazgeçin ki üretebilelim, büyüyebilelim...
insanoğlu kendini; kendi kıskacından çıkaramadığı, çıkarmaya çalışanı da tu kaka saydığı müddetçe, bu büyük üretkensizlik buhranı bitmeyecek ve insan denilen varlık, evrimini tamamlayıp, tanrısına dönüp tanrım bak sen beni yarattın, ben de bana, başka tanrılar yarattımdan öteye geçemeyecek... tanrı insanı yaftalamamış sonsuz bir irade yetkisi tanımışken, siz kim oluyor da pardon, onu bunu öteleyiveriyorsunuz?..
devamını gör...
edinilmiş en kıymetli hayat tecrübesi
kimse için vazgeçilmez değilsiniz, kimse sizin vazgeçilmeziniz olmasın.
devamını gör...
az bilinen yazım yanlışları
itibariyle değil itibarıyla
devamını gör...
banka personelinin sohbet açma uğraşı
çok doğru ve tatlı olan bir uğraştır.
bankadaki sistemler genelde yavaş olur yoğunluktan dolayı bu sebeple bazı güzel kalpli banka personelleri de ot gibi beklememeniz ve az da olsa sizi keyiflendirmek için sohbet açmak isteyebilirler.
ne olacak canım ölüm kalım meselesi yoksa iki dakika durun sohbet edin, ölmezsiniz ya sanki.
bankadaki sistemler genelde yavaş olur yoğunluktan dolayı bu sebeple bazı güzel kalpli banka personelleri de ot gibi beklememeniz ve az da olsa sizi keyiflendirmek için sohbet açmak isteyebilirler.
ne olacak canım ölüm kalım meselesi yoksa iki dakika durun sohbet edin, ölmezsiniz ya sanki.
devamını gör...
pame radyo yayını
pame'de bu hafta sihir var.

sonbahar kışa kavuşmak üzereyken cadılar bayramı, büyü, sihir muhabbeti gırla giderken, yunanca şarkıların konu aldığı sihirli, büyülü, büyücülü hallere bakacağız. bir buçuk saatlik muhteşem şarkılardan oluşan pame radyo yayını saat 22:30'da sözlük radyosunda.
blog.normalsozluk.com

sonbahar kışa kavuşmak üzereyken cadılar bayramı, büyü, sihir muhabbeti gırla giderken, yunanca şarkıların konu aldığı sihirli, büyülü, büyücülü hallere bakacağız. bir buçuk saatlik muhteşem şarkılardan oluşan pame radyo yayını saat 22:30'da sözlük radyosunda.
blog.normalsozluk.com
devamını gör...
arzulanan hayat ile yaşanan hayat arasındaki mesafe
makas gibi*
devamını gör...
kapanmanın ilk gününde hissedilenler
saçlarım nefes alamayacak, özellikle yaz aylarında hızlıca yağlanacak.....
tam kapanmada hissedilen(u: ): peçeye alışkındım da eldiven takma zorunluluğu canımı sıkıyor.. kara çarşaf giyinmenin raconlarını sindireceğiz, elhamdülillah...
tam kapanmada hissedilen(u: ): peçeye alışkındım da eldiven takma zorunluluğu canımı sıkıyor.. kara çarşaf giyinmenin raconlarını sindireceğiz, elhamdülillah...
devamını gör...
sözlükte doğum günü kutlamak
kiminin hoşuna kiminin zoruna gidiyor herhalde.
bundan sıkıntı duyanlar için engelle butonu diye bir şey var onu kullanabilir, yalandan yaygaraya gerek yok sevimsiz topitoplar sizi.
niye böylesiniz lan siz, güzel bir kelam duysanız besmele duymuş şeytan gibi kuduruyorsunuz neden böyle anlatsanıza biraz?
gel otur şöyle çocukluğuna inelim, nedir bu sevgisizlik nedir bu tahammülsüzlük?
bundan sıkıntı duyanlar için engelle butonu diye bir şey var onu kullanabilir, yalandan yaygaraya gerek yok sevimsiz topitoplar sizi.
niye böylesiniz lan siz, güzel bir kelam duysanız besmele duymuş şeytan gibi kuduruyorsunuz neden böyle anlatsanıza biraz?
gel otur şöyle çocukluğuna inelim, nedir bu sevgisizlik nedir bu tahammülsüzlük?
devamını gör...


