alp dağları'nın yüksek mi yüksek kesimlerinde nazlı nazlı yetişen ve kokusunun şeker ile balın karışımına benzetildiği çiçek.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

hayli nadir görülen bir çiçektir. bulana şans, mutluluk getireceğine inanılır. çiçeğin ismini kelime kelime ayırırsak; edel soylu, weiss ise beyaz anlamına gelir ve türkçe anlamı "değerli, kıymetli beyaz'dır. taç yapraklarının boyutu yaklaşık üç-beş santimetredir ve sekiz tane kadar küçük beyaz yapraktan oluşur. latince ismi leontopodium alpinum olan çiçeğin bilinen otuza yakın çeşidi var. nadir bir bitki türü olduğunda artık koruma altına alınmış.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

efsanelerden birine göre;
"alp dağları'nın görkemle parladığı bir gece, dağ tanrısı, öfkesinden yeri göğü inletmiş. öyle çok sinirlenmiş, öyle çok bağırmış ki; gökyüzündeki yıldızlardan, dağlara kadar birçok canlı korkuyla titremeye başlamış. en sonunda alp dağları çatlamış ve gökyüzünden korkuyla kopup düşen yıldızlar bu çatlakların içerisine düşüvermiş. dağ tanrısı'nın karısı bu duruma çok üzülmüş, ağlamış. o ağladıkça gözyaşları yıldızların üzerine düşmüş. düştüğü yerde de hepsi göz alıcı ihtişamdaki birer çiçeğe dönüşmüş."
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ayrıca 1907 yılından beri avusturya imparatorluğu'na bağlı birliklerin sembolü haline gelmiştir.
devamını gör...

leyla ile mecnun dizisinde mecnun'un babası karakterinde olan iskender ile özdeşleşmiş olay nedir derseniz akla ilk gelecek şey hiç kuşkusuz "araba vurdurmak"tır. bahtsız iskender abimiz yılların taksi şoförüdür ancak en büyük zevki arabayı taşımaktır. müşterilere "şuna bir el atın da vurduralım" dediği de olur, kız istemeye giderken dahi araba teyibini yanından ayırmadığı da. iskender'in araba ile macerası bitmez hatta vurdurmak olayı öyle bir hale gelir ki uzay mekiği vurdurduğu bir sahne görmemiz bile kaçınılmazdır. en trajikomik bulduğum olay ise doktorun iskender'e artık araba vurduramayacağını söylediği andır. izlemeyenler için azıcık spoiler vermiş olabilirim affola.
devamını gör...

canım benim. bugün bir yıl oldu seni toprağa vereli. ömrünün son 3 yılında sadece o güzel gözlerinle konuştun bizimle. bedenin pes etti ama kalbin etmedi. ruhun ise hiç etmeyecek. sen hep bizimle olacaksın. seni tanıyan herkesle birlikte.

sene 2008 sanırım. ya da 2009 emin değilim. bir sevgilim var. inişli, çıkışlı, bir türlü kopamadığımız, bitiremediğimiz bir ilişki. ailesi yurt dışında yaşıyor. aslında tanıyorlar beni. bir iki kez bir araya gelmişiz. bir kez yaz tatilinde yazlığa gitmişim, bir kez dışarda yemek yenmiş. ama çok uzun uzadıya vakit geçirememişiz. babasına hemen kanım kaynamış. o da beni sevmiş, esaslı kız demiş benim için. canım benim. ama anne pek renk vermeyen bir tip. güler yüzlü, güzel, çok güzel bir kadın. altın rengi saçları var, yemyeşil güzel gözleri. yaşı hayli var ama neredeyse kırışmamış kadın. genetiği güzel diye geçiriyorum içimden. yunanistan doğumlu. sahi çok güzel olmayan göçmen var mı? çocuğumuz olursa işallah babaanneye çeker diye düşündüğümü hatırlıyorum. ah toyluk...

aile yine türkiye'ye gelecek. tabi evde bir telaş. evde dediğime bakmayın, bende bir telaş. adamın umrunda değil. daha tam birlikte yaşamıyoruz, eşyalarımın bir kısmı orada. ufak ufak toparlamaya çalışıyorum. ne yapıyorsun diyor. e toplayayım bunları, koyarız bir çantaya, göz önünde olmasın diyorum, ne münasebet diyor. yahu daha tam tanımıyorlar bile beni, istersen geldiklerinde hoşgeldiniiizz diye kapıyı ben açayım diyorum, hangi kapıyı, havaalanına karşılamaya gideceğiz birlikte diyor.
- aa öyle mi? düşünemedim ben hiç onu.
- düşünme zaten sen bunları, senin düşünecek başka şeylerin yok mu?

buraya bir ekleme yapmam lazım, ben bu adamla sonradan evlendim. birlikte toplamda 13 yıl geçirdik. ben bugün terapistinin "aklınızda, duygularınızda hiç korkmadan gezinebiliyorsunuz miko hanım, sizi bu konuda tebrik ve takdir etmek istiyorum, bu yolculukta size eşlik etmek benim için de son derece öğretici bir süreç oluyor" dediği bir insansam bunu bu adama borçluyum. o kadar çok zamanım ve alanım oldu ki, önce nasıl düşüneceğimi düşünmeyle işe başlamam gerektiğini öğrenebildim. müteşekkirim.

gün geliyor çatıyor, havaalanına gidiyor, karşılıyoruz aileyi. ön koltuğa oturması için arka kapıya yöneliyorum, saçmalama bakışı atıyor, kocasıyla gülüşüyor arka koltuğa otururken. trafikli bir yolculuktan sonra eve varıyoruz. o zamanlar bildiğim en havalı yemek perde pilavı. yanına pişirdiğim bonfile, bir yeşil, bir yoğurtlu salata ve zeytinyağlı taze fasulyeyle güzel bir masa kuruyorum onlar soyunup dökünüp, yol yorgunluklarını üzerlerinden atmak için dinlenirlerken. gurur dolu gözlerle süzüyor masayı müstakbel kayınvalidem. hata arar gözlerle değil. çok seviniyorum. yemek yeniyor, çaylar içiliyor. iltifatın bini bir para. çok seviniyorum. çok mutluyum. güzel bir akşamüstü akşama bağlanırken ben fiziken kendimi kötü hissetmeye başlıyorum. yoruldun sen kızım hadi odaya geç, dinlen diyor kayınvalidem. odaya geçiyorum. ben stres olduğumda ya da üzüldüğümde hasta olurum. fiks. hiç şaşmaz. yapma bunu, yapma bunu diye diye kendime, telkinin işe yaracağını sanarken uyuyakalıyorum. gözümü açtığımda herkes başımda. ateşim çıkmış. yaz günü. üzerimdeki elbiseyi kim ne zaman çıkardı, bana o atleti şortu kim giydirdi, rezillik diye düşündüğümü hatırlıyorum. hastaneye götürelim konuşmaları yapıyorlar sirkeli bez kompresi yaparken kayınvalidem. ateşim 40'a yakın. gözümü açamıyorum. gidiyoruz hastaneye. serum bağlıyorlar. ateşim düşüyor, gözüm açılıyor. annemi aramaları gerektiğini söylüyor kayınvalidem. gerek yok telaşlanmasın diyorum gecenin bir vakti. serum bitiyor, çıkıyoruz hastaneden eve geliyoruz. ateşim 38 civarı. bir iniyor, bir çıkıyor. tüm kemiklerim kırılmış sanki. ilaçlarımı alıyorum, yatıyorum. kayınvalidem sabaha kadar başımda bekliyor. tabiri caizse değil tam olarak sabaha kadar sevgilimle annesi yatağımın başucunda beni bekliyorlar. arada uyuyorum, uyanıyorum ama gecenin büyük kısmında sohbet ediyoruz. elma sirkesi kokusu eşliğinde. ah canım meryem annem. çok özledim seninle sohbet etmeyi.

evlenmeye karar verdikten sonra biz, bir gün sohbet ediyoruz kahvaltı sonrası kayınvalidemle. iyi düşündün mü kızım diyor. benim oğlum zor. hep öyleydi. sen de biliyorsun. seni de çok zorladı. evlenince hiçbir şey değişmeyecek biliyorsun değil mi? iyi düşündün mü? düşündüm anne diyorum. biliyorum, muhtemelen ayrılacağız. muhtemelen artık bir noktada devam edemeyeceğim. düşündüm ve göze aldım. senin için rahat değilse söyle ama bana. sence evlenmemeli miyiz? benim oğlum bir gün biriyle evlenecekse allah biliyor ya o kişi hem sen ol hem sen olma istiyorum kızım diyor bana. hele baba olacaksa... yanlış anlama beni, üzülme de bu sözlerime, ama bunlar gerçekler. benim oğlum seni üzecek. ben sana kıyamıyorum. senin çok mutlu olmanı istiyorum.

üzdü anne. ama çok mutlu da oldum. pişman değilim. asla. sen merak etme.
huzur içinde uyu. iyi ki tanımışım seni. iyi ki sen, senin gibi biriymişsin.
devamını gör...

gün gelir laikliği tam olarak uygulayan bir yönetime gelirsek, o zaman mümkün. bu badem bıyıklılarla zaten imkansız.
devamını gör...

çocukken büyüklerin inandırdığı travmalardan biri.. ölmüşsün sanarsın medrano sirkine performans sanatçısı olarak katılacaksın..

ulan ölmüşsün bir salın hacım. kıldan inceymiş de abdestsiz gezersen o köprü yürü yürü bitmezmiş de.. çok güzel kafalar.
devamını gör...

erik erikson'a göre gelişimin 6. aşamasına giriş yaptım (samimiyet karşısında yalnızlık). bu yaştaki bireylerin samimi ilişkiler bulmaya çalıştıklarını belirtmiş fakat ben zaten samimi ilişkiler kurabildiğimi ve şu anda hiç de arayış içinde olmadığımı düşünüyorum. hatta o kadar arayış içinde değilim ki, yeni kişilerle tanışma hevesim de yok. gerçi bunun sebebi pandemi de olabilir. belki dışarıda sosyalleşseydim hiç de böyle olmazdı, ki bence olmazdı.

en güzel yıllarım böyle ziyan olduğu için üzülüyorum doğrusu. içinde bulunduğum yaşı dolu dolu geçirmek isterdim.
bu yaşlarımda nefes alayım diyorum, öyle bir nefes alayım ki, hiç pişmanlık duymayayım.
devamını gör...

okumak, yazmak, ev işi yapmakla baş edilebilecek durum.
zevkli değil ama kafayı yememek için boş durmamak lazım. en azından benim boş durmamam lazım. geçen sene ramazanda tüm evin duvarlarını bile silmiştim. durdukça bunalmamak için.
devamını gör...

bir hikayem var parçası saatlerce dinlenebilir cinstendir.
devamını gör...

(bkz: kenan imirzalioğlu)
(bkz: oktay kaynarca)
(bkz: tarkan)
(bkz: brad pitt)
(bkz: tom cruise)
toplayıp beşe bölünce bulunan değere yakın olan erkektir.
devamını gör...

bunları söyleyen insanla ilişiğinizi kesin. çünkü net cahildir.

- haline şükret
- seninki de dert mi?
- psikiyatrinin verdiği ilaçlar işe yaramaz.
devamını gör...

genelde kendisinden korkan kişinin yanına giden,amacı sadece kendini sevdirmek olan ufak bir böcekcik.
devamını gör...

türkiye'de sağlamlığıyla bilinen, otomotiv şirketidir. 1937'de japonya'da kurulmuştur.
corolla, yaris ve auris gibi modelleri dünya çapında çok satmıştır.
1.3, 1.33 ve 1.6 benzinli, atmosferik motorları çok sağlam olarak bilinmektedir.
devamını gör...

21 yaşında bir gencim. uzun saç, bıyık+keçi sakalı, zincirli kot ve siyah baskılı tişört. şuan çoluk çocuğa karışmış eski metalciler beni görünce, "yeni nesilde var mı böyle tipler" gibisinden iç geçiriyorlar. yine azınlık da olsak varız. ağır metal ölmez...
devamını gör...

benim için yazdığı nickaltına karşılık olarak nickaltı yazacaktım ki birde ne göreyim ? adam mod olmuş !
(bkz: artık patagonyalı bey diyeceksiniz)
t: mod olmasına sevindiğim (eski) yazar.
edit: turuncu yakışmış :)))
devamını gör...

kendine yaslanan dik yurur.
devamını gör...

ilk hangi konuda tartışma yaşadıysanız muhtemelen hep o konuda ya da onun çevresindeki konularda tartışacaksınız. bu nedenle yaptığınız ilk tartismanin içeriğine ve sonucuna dikkat edin.


evlilik bir spor müsabakası değildir. sayı kazanmaya çalışmayın ilk zamanlar size "kendini ezdirme, nasıl alisirsa öyle gider" diyenler olacaktır. gaza gelmeyin. kindar bir eşiniz yoksa özür dilemekten çekinmeyin.

çok bunaldiginiz anlarda hep şunu hatirlayin.
ne kadar akıl alsanız, düşünseniz de doğmadan alnınıza yazilan insanla evleneceksiniz.
çevrenizdeki insanlar size kendi yenilgileri ve zaferleri üzerinden akıl verir. aynı şu an benim yaptığım gibi. kaderinizde olan şeyi yaşayın ve kendi kararlariniza güvenin.
sevmekten vazgeçmeyin. önce kendinizi sonra eşinizi.
devamını gör...
(tematik)

toprak bilimidir.

toprağın yapısını ve oluşumunu inceler.

ayrıca (bkz: jeomorfoloji) biliminin alt dallarından biridir.

bu bilim ile ilgilenen ve çalışmalar yapan insanlara (bkz: pedolog) denir.
devamını gör...

sanırım ivanmilinski'ye aşkımı itiraf edebileceğim başlık bu.
devamını gör...

eller belde, hafif peltekleşerek söylenen animasyonlara dublajın nasıl yakıştığını gösteren cümle.
devamını gör...

adem ve havva'nın ilk iki oğludur.
ilk doğan kabil bir çiftçi, kardeşi habil ise bir çobandır.
kabil, kardeşi habil'i kıskandığından dolayı ona karşı kin ve nefret beslemiş, en sonunda da kardeşini öldürerek insanlık tarihindeki ilk cinayeti işlemiştir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim