klon sözlüklerin temelinin zayıf olduğunun dışa vurumu.

neopitzm ve kronizm baştan kokmasıyla tabanda bunun etkisini görmek, görebilmek zor olmasa gerek. sadece idrak edip itiraf etmek gerekir .bu da güç, güç olan,
yazar suni duruma alışmış, alıştırılmıştır artık kendini entelektüel ya da kalembaz sanar. hikmeti kendine mal eder. garibim oysaki arkadaşların, ahbapların, çavuşların, 20 lira'ya çalışan afganlar, sahilde nargile emcükleyen 3 eşli 5.5 çocuklu suriyeliler, kol saati satan çorum koyusu saatçi abilerimiz, dilenciye sadaka niyetine beğeni tuşuna çöken liboşlar, kafası güzel kafası karışık toplumun psikolojisi bozukları sırf sensin diye beğeniyor aslanım.*

serengeti kırsalında kendine fazla anlam yükleme ve büyütme de,
hastalanırsın, kafan atar, uzaklaşmak istersin, kaybolursun, telefonunu kaybedersin, şifreni unutursun, paketin biter ...
olur da olur.

3 günden sonra unutulursun.burası sosyal medya ilişikiler lay lom lay lom.

beğeniler de takdirler de her şey anlık ve ikili ilişkilerle doğru orantılı.

hakemi ya da adaleti aramayın, başkasının topuyla, kurallarıyla oynuyorsunuz. oyunun kuralı bu arkadaşlar ne kadar ikili ilişkin iyi olursa o kadar beğeni alırsın.

dil + vıcık sahte davranışlar+ bol bol nick altı güzellemesi= isteyene popülerlik
devamını gör...

yedi yıl kadar önce bir alışveriş merkezinde parlak, ışıltılı çizgi film karakterleri havada süzülüyordu. o zamanlar yeni yürümeye başlamış olan küçük kurbağa balonları fark eder etmez ilk önce onlara doğru koştu, sonra da kalabalık bir grup halinde onu izleyen ailesine doğru. daha iki yaşına gelmemiş zeki çocuk gruptaki en kolay avını seçmiş yol boyunca "teyjeee pepeee, teyjeee!" diyerek minik adımlarını hızlıca atıyordu.
hemen el ele yabancı amcanın yanında aldık soluğu. çok heyecanlı idik. çünkü o ilk kez pepe balonu görüp sahip olmuştu, ben de ozi'nin benden istediği ilk dileği gerçekleştirmiştim.
bu yüzden balon benim için bir nesneden öte, gözleri ışık saçan bir çocuğun bana doğru koşup heyecanla seslenmesidir.
devamını gör...

bırakın o çocuk belirli bir olgunluğa ulaştığında ne yapacağına kendisi karar versin. ancak fikrinizi belirtebilirsiniz ama kimseyi zorlayamazsınız. sırf sizden çıktı diye kimse kimsenin üstünde bir zorlama yapamaz. sonra ceremesini siz çekersiniz. o çocuk o kısıtlamalar, zorlamalar sonucu artık dayanamayacak, bir yerden patlak verecektir.
devamını gör...

"sana içimi döksem,
beraber toplar mıyız?"

-ilhan berk
devamını gör...

ona öğrettiklerimi bırakmış olmak istiyorum. iyi ve vicdanlı bir kalp. düşünebilen, sentezleyebilen bir akıl. arkaplanda olan bir ego. hep yanında olacak birkaç insan, incinmemiş bir ruh bırakmak istiyorum.
devamını gör...

çok kıskandığım isimlerdendir leyla.
ismi leyla olan gönül hayatına önde başlıyor sanki.
cazibe ile doğuyor.
haliyle şarkılarda , edebiyatta ondan bahsediliyor.
nalan'ı da kıskanmaya başladım 1 senedir.
mihriban, destina, dilara, zeynep, feride, zahide vb.
devamını gör...

boşa kürek çekmeyi çok severim.
devamını gör...

nöromyelitis optika olarak da bilinir.
bilateral optik nörit ve spinal kord demiyelinizasyonu bir aradadır.
aquaporin-4 e karşı antikor vardır.
devamını gör...

iki çizgi arasında olan süslemeye denir.
-çocukken defterlerimizin kenarına çizdiğimiz motifler/süslemeler gibi.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

benim bütün eşyalarım bana böyle küçük küçük sürprizler yapmaya bayılırlar, şakacı şeyler kendi kendine yer değiştirebiliyor;
mesela en şakacı olan telefonum, acil telefon açmam gerekliyse hemen bir koltuk kenarına saklanır veya o gün hiç gitmediğim bir odayı özlemiştir, akıllı ya kendileri sağ olsun yapıyor durduramıyoruz.
dışarı yürümeye çıkacaksam ya da kulaklıkla telefonda konuşacaksam sevgili kulaklığım bu fırsatı asla kaçırmaz ve mutlaka hiç akla gelmeyen, her seferinde takdir toplayacağı bir yer bulur kendine. alkışlarla yaşıyor...
ama asıl elimde alışveriş poşetleri ile kapıda can çekişiyorsam en büyük oyunu evin anahtarı yapıyor bana. onunla epey hararetli tartışmalar yaşadık, yaşıyoruz ama asi gençlik laf dinlemiyor, kendi kendine canı nasıl isterse öyle takılıyor.
allah'ım sabır ver yarabbim.

ben mi? ben asla unutkan değilim...
devamını gör...

gereksiz, samimiyetsiz klişe.
ulan üzerine gidebilsem fobim olmaz değil mi malum konu!?

yüksekten değil düşmekten korkuyorum ben, atlayarak mı gideyim bu korkunun üzerine!?
insanlar çıldırmış efendim, çık damdan atla diyorlar.
devamını gör...

gerçek adı françois marie arouet olan 1694 paris doğumlu, fransız ihtilalinin de fikir mimarlarından olan düşünür, filozof.

aynı zamanda bir matematikçi olan voltaire fransız milli piyangosundaki büyük bir açığı tespit ederek çok zengin olmuştur.

ömrü boyunca deist olan ve bir kilise düşmanı olduğu bilinen bu renkli adama ölürken günah çıkarması ve şeytanı lanetlemesi için ısrar eden katolik papazlara verdiği unutulmaz cevap:

" yeni bir düşman daha kazanmak için uygun bir zaman değil."
devamını gör...

cesaret ister, risk almalısınız. ama yapmayı istediğiniz bir şeyse herkese ve her şeye rağmen sonu güzel olur. yeter ki o ilk adımı atın, sonra koşmaya başlayacaksınız.
devamını gör...

earthquake network (deprem ağı) diye bir uygulama var. gerçek zamanlı uyarı alabilmenizi sağlıyor. sistem şöyle çalışıyor, telefonunuzu sismograf gibi kullanıyor. diyelim ki siz istanbul'dasınız. tekirdağ'da bir deprem olduğunda, orada yaşayıp uygulamayı kullanan kişinin telefonu depremi algılıyor ve size bildirim geliyor. böylelikle deprem dalgaları size ulaşmadan saniyeler önce haberiniz oluyor. saniye deyip geçmeyin, çürük bir evde oturduğunuzda hayat üçgeni oluşturacak kadar zaman bile sizi kurtarabilir.

tabi dediğim gibi, mantık deprem dalgalarının ölçümü olduğu için, merkez üssü size çok yakın depremlerde işinize yaramaz. çevre illerde şiddetli sarsıntılar olduğunda ise işe yarar diye düşünüyorum.
devamını gör...

çok net hatırlamıyorum ama bir yerde okumuştum. japoncada ay ve sevmek kelimeleri çok benzediği için seni seviyorum yerine "bu gece ay çok güzel" derlermiş. ayı, gezegenleri çok sevdiğimden sanırım bayılıyorum bu lafa. arkadaşlar allah aşkına yanlışım varsa düzeltin doğrusunu öğrenmek çok isterim
devamını gör...

bence hali hazırda beyaz sweat tshirt'üm varken böyle bir şey;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

yapmam çok güzel olurdu. hem sweat'in üzerine baskılanmış nasa yazısından daha güzel bence. *
isteyenlere çoğaltıp gönderebilirim. son feci mars fan club gibi bir kulüp olması lazım ama yoksa saçma olabilir. sonuçta neden olmasın? *
devamını gör...

türkiye cumhuriyeti başkenti, soğuk ve ayazı ile meşhur ilimiz.
devamını gör...

seneler sonra üniversite arkadaşları ile ege'de buluşarak deneyimledigim aktivitedir.

acayip şüphelerim vardı,hijyen açısından, güvenlilk acisindan kalabalıktık ve 2 gece kaldık
sıkıntı yaşamadık ve itiraf ediyorum doğayla iç içe olmak inanilmazz etkileyiciydi.

akşam hava kararınca ulaştık kamp alanına, çadır kuruldu yataklar sisirildi vs.arkasindan mangallar içkiler sohbet vs derken wc olayını napiyoruz oldum, allah'tan vardı wc ama oldukça uzakta. gece bir kaç kez gittik.

ilk gece yorgunluktan mışıl misil uyumuşum sabah erkenden kalktım çadırı açtım. manzara müthiş herkes uyanmış.

acayip sıkışmıştım wc den deniz daha yakındı. ben bir denize giriyim dedim. herkes anladı gülmeye başladı ama kimse bişey demedi denize koştum resmen su harikaydı ama git git derinleşmiyor.

didim akbük bilen bilir muhteşem bir denizi var ama altınıza yapmamak için o kadar uzun süre yürümeniz lazım ki anlatamam. benim için ilginç bir deneyimdi.
devamını gör...

biber dolması, yeşil fasulye.
devamını gör...

uzaktan seviyorum seni
kokunu alamadan,
boynuna sarılamadan
yüzüne dokunamadan
sadece seviyorum

öyle uzaktan seviyorum seni
elini tutmadan
yüreğine dokunmadan
gözlerinde dalıp dalıp gitmeden
şu üç günlük sevdalara inat
serserice değil adam gibi seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni
yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden
en çılgın kahkahalarına ortak olmadan
en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan
öyle uzaktan seviyorum seni
kırmadan
dökmeden
parçalamadan
üzmeden
ağlatmadan uzaktan seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni;
sana söylemek istediğim her kelimeyi
dilimde parçalayarak seviyorum
damla damla dökülürken kelimelerim
masum beyaz bir kağıtta seviyorum
-cemal süreya

devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim