idil nehri ile ural dağları arasında kalan türk yurdudur. rusya fedarasyonuna bağlı özerk cumhuriyet olarak yönetilmektedir.
devamını gör...

"saçlarını neden erkek saçı gibi kısa kestirdin? saçların neden kısa?" gibi soruları ne yazık ki sıklıkla duymaktayım. kısa saç seviyorum teyze rahat oluyorum diyorum, erkeklerin saçı kısa olur, bir daha kestirme böyle diyor. sanane teyze, sanane diye yüzüne söylemek istiyorum ama işte saygı sınırları var. neyse bıktım gerçekten bıktım arkadaşlar.
devamını gör...

bu gece aşırı depresif haldeyim sözlük. biraz dertlenip başınızı şişirebilirim.*
devamını gör...

bir çikolata bağımlısı olan şahsımı aşırı korkutandır.
neyse ölürüm heralde ben o zamana.
devamını gör...


noel yaklaşıyor, bir selam yollamadan edemedim size. yalnızlı'ğınıza her zamankinden güç katlanacağınız bayram günlerinde
sizinle olacak selamım. ama yalnızlığınızın büyüklüğünü de duyumsarsanız buna sevinin; çünkü diye sorun kendinize, büyüklüğü içermeyen bir yalnızlık neye yarar? topu topu tek bir
yalnızlık vardır, o da büyüktür, kolay katlanılacak gibi değildir. dolayısıyla, herkesin yaşamında öyle saatler vardır ki, insan yalnızlığı verip ne denli yavan ve ucuz olursa olsun bir beraberliği almak ister karşlığında; iyi kötü ilk rastlayacağı kişiyle, en
sıradan bir kişiyle sözde birazcık bir anlaşma uğruna yalnızlığı elden çıkarmak ister...


*

rainer maria rilke'nin bir şaire yazdığı mektuplardan oluşan kitap.
yukarıdaki mektubu da romada iken yazmıştır.


mektup gönderenimiz çok olsun.
devamını gör...

başkalarına karşı "hızlı söyleyen ben değilim, yavaş dinleyen sizlersiniz" deme isteği duyan insan.

(bkz: ceza)

her ne kadar zamanla biraz azaltmış olsam da hızı, bu özellik bende mevcut. tabi ki can sıkıcı olabiliyor; karşımdaki için de, benim için de... anlayamayan kişi zaten zorlanıp gıcık olurken, konuşan kişi için de ne söylediğini sürekli tekrar etmek zorunda kalmak can sıkıcı oluyor bazen. sanırım en rahat yapacağım işlerden biri spor spikerliği.

fakat bu durum insanın çok da elinde olan bir şey değil. o nedenle kızmayın, dalga geçmeyin ya da benzer şeyler yapmayın.

çok fazla düşüncenin ağızdan aynı anda, hep birlikte çıkma isteği duyması olabilir bunun nedeni. laf kalabalığı yapan insanların bir özelliği olabileceği gibi çok fazla şeyi aynı anda düşünen gayet normal insanlarda da görülebilir.

barış manço güzel bir örnektir. genellikle çoğu insana kıyasla gayet hızlı konuşur.
devamını gör...

bana göre turgut uyar'ın yazdığı en güzel, en güzel ve en güzel şiiridir. en güzel şiiri olduğunu söylemiş miydim? evet tekrar söyleyelim. turgut uyar'ın en güzel şiiridir.
aşık bir adamın aşık olduğu kadından istediklerini, onunla paylaşmaya can attığı şeyleri görürüz şiirde. çok da bir şey istemez aslında.
"bir ellerin, bir ellerim yeter; belleyelim yetsin." der.
ve elbette bunları yaşarlarken kadını sarıp sarmalamak, başkalarından saklamak ister adam.
"dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç" der. dönüp dolaşacağı tek yer kendisi olsun diye tek tek kapatır pencereleri.
çok ama çok seviyorum bu şiiri. bazı şairler bazı şiirleri iyi ki yazmış değil mi ?
birlikte göğe baktığınız insanları sevin..*
devamını gör...

nedense marketten yeni gelmiş poşetleri açan çocuk heyecanıyla okuduğum hede.
devamını gör...

tebessüm ettirici bir röportaj. balkonlara gazete atmanın püf noktalarından falan bahsediliyor. tabi ki de trt arşivinden...

dağıtıcımızın adını es geçmeyelim: çetin hacıoğlu

devamını gör...

[only piano - loneliness]
buz kristallerinin yüzüme saplandığını hissettim o ân sadece. ve saplanan bu tiz acılar, gözlerimden akan sıcak sıvıyla birlikte eriyip gitti..
hayatım, uyandığın rüyayı hatırlamamak gibi ilerliyordu. geçmişimden geçen tüm benler, unutulmuş ama biraz zorlasan dilinin ucundan kopacak kadar bendi.
fakat yine de hatırlamıyordum. ben sadece bugüne sıkışan bir gün gibiyim. yarınlar beni yeni bugün olarak yaratıyor ve ben dünde kalan bugündeki beni hatırlamıyorum.
aklımın sınırları, kafamı patlatırcasına baskı uyguluyor bana. düşüncelerin kurmaca dünyasında yaşıyor, rüya görüyor, uyuyor, uyanıyordum. bu kadar fazla katmanın içinden ben, kendimi -eğer gerçekten gerçekse- arıyordum. bulmaya çalışıyordum.. elime değen şey ise yansımadan ibaret kalıyor. aynalar dolusu düşünce dünyasında kendi yansımam hangisi olabilirdi? bunları yazan kişi mi, yarın doğacak olan yeni kişi mi, dünde kalan ve aslında bir dün öncesinde de bugün sayılan o dünkü kişi mi? açıklık getirilmesi gerekiyor bu kurmaca dolusu karmaşaya fakat şu kapalılık, açılır mı bir gün emin olamıyorum.
devamını gör...

güneş'ten gelen beyaz ışık dünya atmosferinde yol alırken birçok parçacıkla çarpışarak saçılır. güneş gökyüzünde yükseldiği zamanlarda güneş'ten gelen kısa dalga boylu mavi ışık daha uzun dalga boylu renklere göre çok daha fazla saçılarak her yöne dağılır ve bu durum gökyüzünün mavi görünmesine sebep olur.
link
devamını gör...

evet o benim. * ara ara bir çoğunu indirip denedim, sonra kaldırdım. kokpite ve kapak fotoğrafına kafa sözlük'ün bannerlarını koydum. şimdi yine bir tane daha rozet indirip profil resmi yaptım. aynı kişisel iletimi düzeltip yine kapak fotoğrafıma koydum. *

edit: kapak fotoğrafındaki yazıyı da değiştirdim. *
devamını gör...

diğer adıyla dede korkut (bkz: oğuzname)leri de diyebiliriz. konusunu oğuz boylarının kahramanlıklarından alan hikayelerdir. bu hikayelerin 15-16.yüzyılda yazıya geçirildiği kabul edilir. günümüzde ortaya çıkmış 3 nüshası vardır. hikayeler nazım nesir karışık şekilde yazılmıştır. eser bir giriş ve 12 müstakil hikayeden oluşur. bu hikayeler, oğuzların siri derya (seyhun) boylarında vatan tuttukları çağlara ve daha batıya gelerek azerbaycan ve doğu anadolu'da büyük bir devlet kurdukları akkoyunlular devrine ait olayların izlerini taşır.

düzeltme: hikayeleri yerine menkıbeleri demek daha doğru olacaktır.
devamını gör...

erkegi gecti bazisi kizlar da yuruyor saniyor, vallahi bak. mesela kizin sohbeti sariyor insta falan istiyorum, bazisindan numara istedigim de oluyor. hemen bir soguklasiyor kezbanlasiyor. ne yapacagim kiz sana? kanki olalim istiyorum ne olmus.
devamını gör...

içişleri bakanına yakışmayan üslupla yine asma kesme raconu. içişleri bakanı değil de bir siyasi parti lideri gibi konuşuyor.
devamını gör...

boğaziçi tarihe geçecek harika bir direniş gösterdi ve 6 ayın sonunda başardılar. umarım yerine gelen ortalığı daha fazla kızıştıracak biri olmaz... selam olsun her gün yağmur çamur demeden rektörlük binasına sırtlarını dönerek tepkilerini gösteren akademisyenlere, tartaklanan, dövülen, kendi okulunda yabancı muamelesi gören, saatlerce gözaltında kalanlara, aşağı bakmayanlara. direnişiniz çok güzeldi.
devamını gör...

kafa sözlüğün biricik admini. yeniliklerin adamı. eğer bir devrim yapılacaksa güncelleştirme kısmını iko halleder. gracias iko. iyi ki varsın.
devamını gör...

bir zamanlar yazdığım aşırı fularlı sözlüktü.

ben sözlüğün ciddiyet seviyesi ortalamasını tek başıma aşağı çekmiştim biraz ama sağ olsun herkes yine de çok nazik davranmıştı.

sonra birden çat diye kapandı, yazarları vahşi kurt ulumalarının duyulduğu sibirya ormanlarında gecenin bir yarısı civcivler gibi ortada kaldı, sağa sola savruldu. bu gözler neler gördü neler. anlatsam roman olur.

neyse efendim an itibari ile yepisyeni bir sözlük yönetimi ile yeniden hayatına başlamış. ama ne başlama. o lisede kafasını kitaplarından kaldırmayan inek genç hayata lanet olsun sana çünkü sen de annene lanet etmiştin! diyerek saçları kazıtmış, kolları dövmelerle kaplatıp, motorcu çetesine katılmış gibi baya küfürlü müfürlü bir sözlük olmuş.

lanet olsun yerine fak yu madırfakır diyebiliyorsunuz, düşünün.

neyse yerimizi ön sıradan ayırttık. buralardan atılırsam beni meta'da zillere basıp basıp kaçarken bulabilirsiniz efendim.
devamını gör...


ankara'da, patilerinde damar yolu açmak için kullanılan intraket (damar içi borucuk) bulunan 30'un üzerinde köpek, çöp poşetlerinin içerisine konulup atılmış halde ölü bulundu.

çankaya ilçesi imrahor vadisi'nde yaşayan sokak hayvanlarını beslemeye gelen sokakta kalanlar derneği başkanı faruk açık, yol kenarında bir köpeğin ölüsünü gördü. araçtan inerek çevreyi inceleyen açık, imrahor deresi yatağına poşetlere doldurularak atılan çok sayıda ölü köpekleri buldu.

demirören haber ajansı tarafından verilen bilgiye göre açık'ın haber vermesi üzerine doğa koruma polisleri ile ankara büyükşehir belediyesi ekipleri hayvanların bulunduğu alana geldi. yapılan incelemede 30'un üzerinde ölü köpeğin intraket ile patilerinden damar yollarının açıldığı fark edildi. ölü köpekler daha sonra belediye ekiplerince alandan toplandı.

köpekleri bulan faruk açık, her akşam alanda besleme yapmaya geldiğini belirterek, şunları söyledi:

"akşam 18.00 sırlarında bu civarda besleme yapıyoruz. beslemeye giderken yol üzerine bir ceset fark ettik. araçtan indiğimizde, dere yatağında poşetler içinde onlarcası vardı. muhtemelen diğer köpekler tarafından çıkartılmış bir ceset. daha önce fark etmedik çünkü günlük bu güzergahta hareket halindeyiz. poşetlere baktığımızda bebekler, ayaklarında bandajlar, damar yolları açık bağlanmış vaziyetteydi. sayı 30'un üzerinde, gelen ekipler de kontrol etti. kim ya da kimler tarafından bırakıldığını bilmiyoruz ama bu hayvanların artık bu dünyada çöp muamelesi görmesi ve toplum tarafından sürekli dışlanmasını şiddetle kınıyoruz."


buradan
devamını gör...

bu seneyi aratmamasını temenni ediyor, mutluluklar diliyorum.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim