meme kanseri risk değerlendirmesi için yapılmış bir modeldir.
bu değerlendirmede bulunan kriterler;
yaş
menarş(ilk adet) yaşı
ilk doğum yaşı
biyopsi sayısı
1. derece akrabada kanser öyküsü
atipik hiperplazi öyküsü'dür.bu kriterlere göre meme kanseri riski değerlendirilerek,duruma göre tedbir alınmaktadır.
devamını gör...

konuşulması, yazılması zevkli olan konular olmasıdır. yüzümüzde müstehzi gülümsemelerle okuyor ve yazıyoruz.
devamını gör...

"ayrılık diye bir şey yok.
bu bizim yalanımız.
sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
şimdi neredesin? ne yapıyorsun?

güneş çoktan doğdu.
uyanmış olmalısın.
saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?
öyleyse ayrılmadık.
sadece özlemliyiz ve bekliyoruz."

ümit yaşar oğuzcan - beşinci mektup

ayrılık zordur. insanın içini acıtır sevdiğinin gidişi ya da sevdiğinden gidişi. ama işte seviyorsak ayrılık yoktur ki. bu sevenlerin yalanıdır. illaki tekrar bir araya gelinir. sevenlerin yüreği ayrılık görmesin bu da benim dileğim.
devamını gör...

şahsen benim elimde olmadan acıdığım insan tipidir. eğer güvenmiyorsan, ayrılırsın. yok ayrılamayacak kadar çok seviyorsan da alır karşına sorunu güzel güzel konuşur ve çözmeye çalışırsın. böyle şeyler yapmayın, manyak olursunuz vallahi.
devamını gör...

güzeller güzeli bir kuş ve has bir angara bebesidir.
devamını gör...

harika bi etkinlik aferin size. *

bağışçıların dc'da modlarla sohbet etmesi ve benjaminle mum ışığında santranç davetine çok güldüm*.
devamını gör...

en acı çektiren halini sigarayı bırakırken yaşadığım sendrom..

bir üstteki yazar gibi, efexor isimli ilacı bırakırken bende problem yaşadım ama 1 hafta kadar sürmüştü.

en sıkıntılı hali nikotin yoksunluğu. nerden baksan 3 ay bitmiyor ızdırabı çilesi.
devamını gör...

bir gün yine çay içip fotoğrafını paylaşıyorumdur.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ilk önce çaysız çektim, sonra dedim bir şey eksik bunda, bir de çaylı çekeyim. *
devamını gör...

kronik taşsız kolesistit hastalığının kesin tanısında kullanılan görüntüleme yöntemidir.
devamını gör...

az konuşun ama öz konuşun. bir de bol bol su tüketin ve sevişin.
devamını gör...

frank sinatra'nın new york, new york ve strangers in the night şarkısı ile birlikte en bilinen üç şarkısından biridir. bana sorarsanız en güzel şarkısıdır. şarkıyı frank sinatra'nın muhteşem sesinden dinlemek ayrı bir keyiftir ama sözleride muhteşemdir. "hem ses, hem müzik, hem de söz bir araya aynı anda gelirse işte böyle muhteşem bir şarkı çıkar" dedirtir.

şarkının orjinali 1967 yılında çıkan comme d'habitude isimli bir fransız şarkısıdır (tanımın sonunda peşpeşe orjinalini ve frank sinatra yorumunu ekleyeceğim). orjinal şarkıda evliliğinin sonuna gelmiş bir adamın hikayesi anlatılır.

bu şarkıyı esas keşfeden ve meşhur eden ise kendiside bir şarkıcı olan paul anka'dır. fransa'da iken bu şarkıyı duymuş ve new york'a döndüğünde ingilizce olarak muhteşem sözlerini yazmıştır. kendi tabiri ile "sözler kendisine yağmurlu bir gecede sabaha karşı 03:00 de gelmiş". şarkının sözlerinde bir adam hayatta yaşadıklarını dürüstçe itiraf eder ve her şeyi "bildiği gibi, kendi tarzı" ile yaptığını söyler. orjinal sözler ve naçizane benim çevirim aşağıdadır, çeviride hata varsa lütfen uyarınız (kelime kelime çeviri yerine birazda yorum kattım):


and now, the end is near (ve şimdi, son yakın)
and so i face the final curtain (ve bu yüzden son perdeyle yüzleşiyorum)
my friend, i'll say it clear (olanları açıkça söyleyeceğim)
i'll state my case, of which i'm certain (emin olduğum durumumu belirteceğim)

i've lived a life that's full (dopdolu bir hayat yaşadım)
i've traveled each and every highway (her otoyolda seyahat ettim-herşeyi yaptım-)
but more, much more than this (ama bundan çok daha fazlası)
i did it my way (ben her şeyi bildiğim gibi yaptım)

regrets, i've had a few (pişmanlıklar? tabii ki birkaç tane var)
but then again, too few to mention (ama bahsedilmeyecek kadar az)
i did what i had to do (yapmam gereken neyse onu yaptım)
and saw it through without exemption (ve hepsine istisna olarak baktım)

i planned each charted course (attığım her adımı planladım)
each careful step along the byway (yol boyunca her dikkatli adım)
and more, much more than this (ve bundan çok daha fazlası)
i did it my way (ben her şeyi bildiğim gibi yaptım)

yes, there were times, ı'm sure you knew (evet, bazı zamanlar oldu, eminim biliyorsun)
when i bit off more than ı could chew (çiğneyebileceğimden fazlasını ısırdım)
but through it all, when there was doubt (ama bir an bile şüphe duyduğumda)
i ate it up and spit it out (hemen yuttum o lokmayı ve tükürüverdim dışarı)
i faced it all and i stood tall (hepsiyle yüzleştim ve dik durdum)
and did it my way (ben her şeyi bildiğim gibi yaptım)

i've loved, ı've laughed and cried (sevdim, güldüm, ağladım)
i've had my fill my share of losing (kaybetmekten payımı fazlası ile aldım)
and now, as tears subside (ve şimdi, gözyaşlarım dinerken)
i find it all so amusing (hepsini gülümseyerek hatırlıyorum)

to think i did all that (düşündüm de bütün bu yaptıklarım…)
and may i say - not in a shy way (utanç duymadan anlatılır mı?)
oh no, oh no, not me (hayır , hayır , bu ben değilim)
i did it my way (ben her şeyi bildiğim gibi yaptım)

for what is a man, what has he got (bir adamın fikri neyse zikride o olması gerekir)
if not himself, then he has naught (eğer öyle değilse zaten hiçbir şeyi yok demektir)
to say the things he truly feels and not the words of one who kneels (gerçekten hissettikleri ise söylediği şeyler, birinin diz çökerek söylediği kelimeler değildir o zaman)
the record shows i took the blows (zaten her şey darbeleri aldığımı gösteriyor)
and did it my way (ben her şeyi bildiğim gibi yaptım)

yes, it was my way (evet, ben her şeyi bildiğim gibi yaptım)




orjinal fransızca şarkı:


ve frank sinatra'nın muhteşem yorumu:
devamını gör...

1993 yılında bm'nin “güvenli bölge” ilan ettiği, srebrenitsa'da yaşanan katliamların anlatılacağı program olacak sanırım.
bm'nin ''koruma gücü'' altında ''korunan'' srebrenitsa'ya, sırplar saldırmış ve 11 temmuz 1995’te ise işgal etmişlerdi.

1991 yılı yugoslavya nüfus sayımının resmi kayıtlarına göre, srebrenitsa'da 7.000 kişilik bir nüfus vardı.
31 aralık 2009 taihinde bosnada toplu mezarlardaki iskeletlere yapılan araştırmalara göre;
en büyük toplu mezar.
zvornik'tir. 8.736 ile zirvede...
b ratunats, 2.255 kişi ile ikinci sırada
sıkı durun; üçüncü sırada ise ''güvenli bölge'' srebrenitsa 1148 iskeletle yer alıyor.
bakın bu rakamlarda daha ''kaybolanlar'', ''kovulanlar'' yok!
sadece iskeleti bulunan toplu mezarlar bunlar.

günümüzde ise halen toplu mezar keşfediliyor. en son keşif;
www.aa.com.tr/tr/dunya/bosn...

o sebeple sinirleri zorlayacak bir program yapacağa benziyorsunuz...
sabır diliyorum.
devamını gör...

şakalarıyla bilinen sahâbî. aşırı şakacı olması sebebiyle kaynaklarda kendisinden sıkça söz edilmiştir. hatta ağır şakalar bile yapardı. yaptığı en basit şaka, herhangi bir şeyi satın alıp, hz. muhammed'e hediye etmesi olayıdır. böyle söyleyince masum duruyor fakat aldıklarının parasını ödemek zorunda kalınca satıcıyı hz. muhammed'in yanına götürmüş ve aldıklarının parasını ödemesini istemiştir. hz. muhammed onları kendisinin hediye ettiğini hatırlatınca, yanında parasının bulunmadığını, ama hz. muhammed'in güzel şeyleri tatmasını dilediği için satın aldığını söylemiş, böylece hz. muhammed'i güldürmüştür.

hz. nuayman, hz. muhammed vefat etmeden 1 yıl önce de bir şaka yapmıştır ki, bu şaka, hz. muhammed ve sahabileri çok güldürmüştür. hz. ebu bekir bir ticaret seferi düzenlemiş, hz. nuayman ile bedir gazisi olan süveybıt bin harmele'yi yanında götürmüştü. hz. nuayman, yemek işlerinden sorumlu olan süveybıt'dan yiyecek bir şeyler isteyince, süveybıt, hz. ebu bekir gelmeden yemek veremeyeceğini söylemişti. kafile bir yerde konaklayınca, hz. nuayman, rastladığı deve tüccarlarına satılık bir kölesi olduğunu ve onun kendisini hür zannetmekten başka bir kusuru bulunmadığını söyleyerek süveybıt'ı on deve karşılığında sattı. süveybıt'ı satın alanlar onun itirazlarına aldırmadan kendisini götürdüler. daha sonra hz. ebu bekir durumu öğrenince, paralarını iade ederek süveybıt'ı kurtardı.

bilinen son şakası, hz. osman döneminde yapmış olduğu ağır şakadır. gözlerini kaybetmiş yaşlı bir sahabi hz. mahreme bin nevfel mescidin bir köşesinde abdest bozmak isteyince, sahabiler kendisine engel olmuştur. hz. nuayman da, onu dışarı çıkaracağını söyleyerek mescidin bir başka köşesine götürmüş ve burada ihtiyacını görebileceğini söyleyip uzaklaşmıştı. hz. mahreme, sert mizaçlı bir sahabiydi. olanlardan sonra zor durumda kalınca da, elindeki sopayla, hz. nuayman'ın kafasını yaracağına söz vermiş ama bir süre sonra bunu unutmuştu. bir gün, hz. nuaymân, mescidde oturan hz. mahreme'ye yaklaşıp, kendisine, hz. nuaymân hakkındaki ahdini hatırlattı, kendisini o sırada namaz kılan, halife hz. osman'ın yanına götürdü ve onun hz. nuaymân olduğunu söyledi.

hz. mahreme'nin sopayla hz. osman'ın başını yarması üzerine, benî zühre hz. nuayman'dan intikam almaya kalkıştı, fakat, hz. osman şöyle dedi:

bırakın onu, cezasını allah versin! ne yapalım ki bedir gazisidir.

böyle diyerek de, hz. mahreme'nin akrabalarını sakinleştirmiştir.

hz. nuaymân'ın çeşitli eşlerinden birçok evlâdının olduğu, fakat soyunun devam etmediği de belirtilmektedir.

imam zehebî'ye göre, hz. nuayman, hz. ali ve muaviye arasındaki olaylardan sonra bir daha gülmemiştir.
devamını gör...

ağlama arkadaş, ağlama aşk için
şu kısacık hayatta bu yaşlar niçin?
devamını gör...

makedonyalı iskender'in, o günkü bilinen dünyada, etraftaki bir kaç devleti işgal edip, artık bütün dünyanın hükümdarıyım demesi gibidir.
devamını gör...

satın alınamayan şeyleri severim ben.
deniz gibi,
gökyüzü gibi,
ay ve güneş gibi,
ve sevgi gibi..
devamını gör...

gına getirir.

utanma duygularından genelde arınmış olurlar. bunu kesinlikle ama kesinlikle kasıtlı yaparlar. reklam ajansında çalışırken vardı bu elamanlardan. yaptıkları s**tir boktan işi bütün yemek boyunca herkese yağlayıp ballayıp anlatırlardı. işin arka planını ne kadar basit, sıradan olduğunu bazılarımız biliyor. bu manyaklarda bildiğimizi biliyor ama utanma duyguları olmadığı için rahatlıkla devam ederlerdi. bir insanın gözünün içine bakarak yaptığı şeyleri olduğundan büyük büyük anlatmak gerçekten cringe bir an yaratıyor. bir şey demek imkansızlaşıyor ve utanç seansı başlıyor. başkasının yerine utanmaya başlıyorsun. ya şu başkasının yerine utanma duygumu aldırmak için 25000tl cash hemen veririm ya. bir dk düşünmem.

zaten patron yalakalarının default özelliği olarak eklenir bu. beyaz yakalı kölelerin kullanacağı harika bir bilgi vereyim. hani biz bu kendini pazarlama olayını anlıyoruz patron anlamıyor sanıyoruz ya. öyle bir şey yok. patronda gayet anlıyor. ve istediği şey bu. evet herkesin sürekli kendini pazarlamaya çalışmasını istiyor. bunları s**lemeyen bir çalışandansa sürekli etrafında pır pır bir şey anlatan adamı tercih ediyor. bunun olayı da şu. çalışanların birbirini gaza getirmesi ve rekabetçi bir ortam yaratmak. bu sürekli kullanılan bir olay.

düşüm su(26) iki kelimelik yazdığı video tanıtım metni ile senin çektiğin videonun önüne geçmeye çalışır. kadın şirket içi toplanmaların hepsinde leş gibi kendini pazarladı. ama o kadar ucuz bir iş yaptığını herkes o kadar biliyor ki. kimse utançtan ağzını açamıyor.

-''yha işte müşteriye dokunmak için bu çok önemli, anlam kazandı her şey''
-''vidonun tamamlayıcısını yarattım''
-'' aslında o metini eklemesek biraz zor olacaktı işimiz''
-''yha tamamen meeting esnasında aldığım notlar sayesinde aklıma geldi''
-''geliştirme süreci çok sancılıydı'' *

müşteri: her şey harika tanıtım yazısını kaldıralım, gereksiz olmuş. *

genelde düşük profillerin yaptıkları işi değerli kılmak için başvurduğu yöntem bu. ''reklamını yapmazsan seni değersiz bilirler'' diyenler olacaktır. o zaman yanlış yerdesin. değerini anlayacak insanlara yaklaşman lazım. ayrıca yaptığın her işin her yerde anlatacak mısın ? böyle ortamlardan hemen kaçınız. iş bilen insanlarla yan yana olursanız zaten kimse yemez, kimse de yapmaz. ucuz insan işleri bunlar.
devamını gör...

şarkı benim için başlık sahibine ettiği kadar bir anlam ifade etmiyor fakat başlık sahibi biricik dostum bu şarkıyı lise zamanlarımızdayken indirmemi söylemişti. ilk dinlediğimde acıyı yüreğimin derinliklerinde hissettim, türkçesini bilmeden.

hala ne anlama geldiğini ve şarkının neyi anlatmak istediğini bilmiyorum. anlamını merak da etmiyorum aslında. bazı şeyler ilk hatırlandıkları hislerle güzel, eğer anlamını öğrenirsem belki ilk duyduğum zamana ve o anki hislerime ihanet olacak bu.
devamını gör...

eğer sonradan hoşuma gitmezse direkt silerim, hiç acımam. çöp kutumda 4 sayfalık tanım var.
devamını gör...

yaşamımın sonlarında bana birisi bana en çok gurur duyduğun şeyler nedir diye sorsa sanırım listenin başına ali ekber çiçek'le çağdaş olma durumunu söylerim.

kanaatimce büyük ozanımız avrupa'da doğsaydı dahi besteciler arasında yer alırdı. ingiltere'de doğsaydı sadece haydar haydar bestesi için bile sir ünvanı kazanırdı. fransa'da yaşasa her sene devlet nişanları verilirdi.

türkiye'de doğduğu için doğduğuna pişman edilmiştir. yaşamına ve ruhuna saygıyla.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim