
geceye bir sanat eseri bırak
(bkz: büyük leshan budası)
71 metre uzunluğu ile dünyanın en büyük buda heykelidir. sichuan eyaletinde bulunur ve emei dağının karşısında yer alır. tang hanedanı döneminde inşa edilmiştir.
budanın bulunduğu emei dağı manzara bölgesi 1996'da unesco dünya miras listesine alınmıştır.


71 metre uzunluğu ile dünyanın en büyük buda heykelidir. sichuan eyaletinde bulunur ve emei dağının karşısında yer alır. tang hanedanı döneminde inşa edilmiştir.
budanın bulunduğu emei dağı manzara bölgesi 1996'da unesco dünya miras listesine alınmıştır.



devamını gör...
ne farkeder
kaan boşnak'ın seslendirdiği harika bir yüzyüzeyken konuşuruz şarkısıdır. dinlemenizi tavsiye ederim.
ayrıca sözleri de şöyledir:
bugünlerde sarhoşum böyle aklım havada.
düşündüğüm net bi' şey yok öyle boş tenhada.
dolandım bütün gece bütün bi' ay bütün sene
ne farkeder.
üzülmüştüm üzmüştüm biraz üşümüştüm de.
kendime bile uzaktaydım düştüm epeyce
belki öptüm belki sevdim belki senden bahsettim
ne farkeder.
bi' sabah uyandım yoktun arandım yoktun.
hala bulamıyorum.
bugünüme vardım çoktan uyandım.
artık hiç istemiyorum.
bi' sabah uyandım yoktun arandım yoktun.
hala bulamıyorum
bugünüme vardım çoktan uyandım
artık hiç istemiyorum.
attığım mesajları ciddiye almadın dimi?
hayvan gibi içmişim yine tutamadım kendimi.
yoktu hiçbir beklentim
zaten olsaydı bile
ne farkeder.
geçmişime göre şimdi daha az saçım var.
yalan olmuş yarınlarım biraz da acım var.
birazı senden kalan biraz da senden öncekilerden
ne farkeder.
bi' sabah uyandım yoktun arandım yoktun.
hala bulamıyorum.
bugünüme vardım çoktan uyandım.
artık hiç istemiyorum.
ayrıca sözleri de şöyledir:
bugünlerde sarhoşum böyle aklım havada.
düşündüğüm net bi' şey yok öyle boş tenhada.
dolandım bütün gece bütün bi' ay bütün sene
ne farkeder.
üzülmüştüm üzmüştüm biraz üşümüştüm de.
kendime bile uzaktaydım düştüm epeyce
belki öptüm belki sevdim belki senden bahsettim
ne farkeder.
bi' sabah uyandım yoktun arandım yoktun.
hala bulamıyorum.
bugünüme vardım çoktan uyandım.
artık hiç istemiyorum.
bi' sabah uyandım yoktun arandım yoktun.
hala bulamıyorum
bugünüme vardım çoktan uyandım
artık hiç istemiyorum.
attığım mesajları ciddiye almadın dimi?
hayvan gibi içmişim yine tutamadım kendimi.
yoktu hiçbir beklentim
zaten olsaydı bile
ne farkeder.
geçmişime göre şimdi daha az saçım var.
yalan olmuş yarınlarım biraz da acım var.
birazı senden kalan biraz da senden öncekilerden
ne farkeder.
bi' sabah uyandım yoktun arandım yoktun.
hala bulamıyorum.
bugünüme vardım çoktan uyandım.
artık hiç istemiyorum.
devamını gör...
geceye bir siyasetçi sözü bırak
ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.-aliya izzetbegoviç
devamını gör...
televole
ilk çıktığında futbolcuların komiklik yaptığı magazin programıyken, bu gidişatın futbolcuların kariyerine zarar vereceği düşünülünce ibre şöhretli ünlülere çevrildi. futbol ile magazini birleştiren program, ekrana geldiği dönemde her hafta reyting rekorları kırdı, gençlere etkisi çok tartışıldı. lüks otomobillerin, yatların, katların, tatillerin görüntüsü, ibiza'dan miami' ye uzanan ışıltılı hayatlar ekran karşısındakilerde öfke birikimine sebep olacaktı ki dönemin mit müsteşarı televoleler, adamı komünist yapar diye açıklama yaptı. kanal d'deki televole' ye show tv'deki televole de eklenince iki televole'ye birden maruz kaldık.
doksanlardan başlayıp ikibinlere kadar maraba televole repliği ile başlayıp devam etti. spor magazin programı olarak başlayıp daha sonra yalnızca magazine dönüşen, eğlendiren bir popüler kültür ürünü oldu. izlenme oranları artınca en ilginç ve en çarpıcı haber üretme programı vazifesi üstlendi. uçuk kaçık, açık saçık, en garip, resmiyetten uzak olaylar önemli habermiş gibi sunuluyor, seyrettiriliyor ve geçip gidiyordu. yani, hayata çok da olumlu katkı yaptığı söylenemezdi. kaynağı, nereden gelirse gelsin, fazla paralı olunduğunda güzel kadınlara ulaşmanın kolay olduğu algısı oluşturuldu.
doksanlardan başlayıp ikibinlere kadar maraba televole repliği ile başlayıp devam etti. spor magazin programı olarak başlayıp daha sonra yalnızca magazine dönüşen, eğlendiren bir popüler kültür ürünü oldu. izlenme oranları artınca en ilginç ve en çarpıcı haber üretme programı vazifesi üstlendi. uçuk kaçık, açık saçık, en garip, resmiyetten uzak olaylar önemli habermiş gibi sunuluyor, seyrettiriliyor ve geçip gidiyordu. yani, hayata çok da olumlu katkı yaptığı söylenemezdi. kaynağı, nereden gelirse gelsin, fazla paralı olunduğunda güzel kadınlara ulaşmanın kolay olduğu algısı oluşturuldu.
devamını gör...
en güzel veda cümlesi
kalbimi bıraktığım yere* son kez bakıyorum. hoş kal...
devamını gör...
kalp ağrısı
halide edip adivar’in en yakın arkadaşının nişanlısına aşık zeyno adlı karakteri anlattığı romanıdır.
mecazi olarak aşk acısı, ayrılık, ölüm, kırgınlık gibi soyut olguları somutlaştırarak anlatmak icin kullanılan bir deyimdir aynı zamanda.
fakat entrymize mevzu bahis olan kalp ağrısı insana bıçak gibi saplanıp, bir süre nefessiz bırakan, “acaba kalp krizi mi geçiriyorum, ışık göründü mü?” dedirten bedensel, somut ağrıdır. ülkede acil servislere en çok başvurunun bu sebeple yapıldığı belirtilir. sadece kalple ilgili olmayıp başka hastalıkların da belirtisi olabilmektedir. kalp ağrısının sebebi hastanın hikayesi ve diğer belirtiler ışığında yorumlanarak teşhis edilmektedir. annelerimizin “büyüyorsun evladım ondan ağrıyor, ben de küçükken...” dedikleri kas ağrısı bir başka versiyonudur.
mecazi olarak aşk acısı, ayrılık, ölüm, kırgınlık gibi soyut olguları somutlaştırarak anlatmak icin kullanılan bir deyimdir aynı zamanda.
fakat entrymize mevzu bahis olan kalp ağrısı insana bıçak gibi saplanıp, bir süre nefessiz bırakan, “acaba kalp krizi mi geçiriyorum, ışık göründü mü?” dedirten bedensel, somut ağrıdır. ülkede acil servislere en çok başvurunun bu sebeple yapıldığı belirtilir. sadece kalple ilgili olmayıp başka hastalıkların da belirtisi olabilmektedir. kalp ağrısının sebebi hastanın hikayesi ve diğer belirtiler ışığında yorumlanarak teşhis edilmektedir. annelerimizin “büyüyorsun evladım ondan ağrıyor, ben de küçükken...” dedikleri kas ağrısı bir başka versiyonudur.
devamını gör...
boyunda oluşan morluk
kendini asarak intihar eden bireyin son anda ipin kopmasıyla boynunda oluşan hasarlardan biridir.
devamını gör...
probiyotik
besinlerle alınan ve belirli miktarda alındığında bağırsak florasını dengeleyip insan sağlığını olumlu yönde etkileyen mikroorganizmalardır.
devamını gör...
bir ilkbahar sabahı
bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç
çılgın gibi koşarak kırlara uzandın mı hiç
bir his dolup içine uçuyorum sandın mı hiç
bir his dolup içine uçuyorum sandın mı hiç
geçen günlere yazık yazık etmişsin gönül sen
öyleyse hiç sevmemiş sevilmemişsin gönül sen
çılgın gibi koşarak kırlara uzandın mı hiç
bir his dolup içine uçuyorum sandın mı hiç
bir his dolup içine uçuyorum sandın mı hiç
geçen günlere yazık yazık etmişsin gönül sen
öyleyse hiç sevmemiş sevilmemişsin gönül sen
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
yeni tanıştığım insanların istisnasız hepsinin çok iyi kalpli olduğunu düşünüyorum. bu nedenle zamanla yediğim darbeler beni daha çok yaralıyor. akıllanıyor muyum? hayır. bu konuda asla iflah olmuyorum.
devamını gör...
kayseri mutfağı
birçok medeniyetten beslenerek bugünlere gelmiş. pastırma, sucuk, mantı, çemen, şebit yağlaması vs. mantının da 36 çeşidi yapılıyor. ev hanımının meziyeti mantı hazırlamasındaki becerisiyle ölçülüyor. fırın ağzı ve pehli ise fırında pişen geleneksel yemekler olarak mutfak kültüründe yer almış. şehrin mutfağında bulunan etli, hamurlu, bulgurlu yemeklerin birçoğunun ise hitit mutfağı kökenli olduğu düşünülüyor.
devamını gör...
yazarların bugünkü mutluluk sebebi
yazdığım öykü, editör tarafından onaylandı. ilk defa bir kitapta öyküm yayınlanacak, çok mutluyum, çok heyecanlıyım.
devamını gör...
geceye bir söz bırak
umma ki küsmeyesin.
abibikim var sözlük benim; dünyanın en güzel abisi. cağnım abim. anlat, anlat bitiremem ki ben onu, insan dünyada en sevdiği insanı nasıl anlatsın diğ mi?
onun wp durumunda yazdı yıllarca. öğrenciyim, aklım 100 karış yukarıda bulutlara yakın, kalbimde aşk; etmiş beni leyla, sevdiğim bölüm, dünyanın en güzel arkadaşları yanımda, cebime de para, hayat bana güzel be!
günlük sıkıntılarım olan vakitlerde manasının anlamını arayıp, arayıp bulamadım. abimdi yazan dünyanın en manalı sözü bu olmalıydı aslında. kıt tecrübelerim buna el vermiyordu ki sırrına ereyim!
ben geçen sene umdum ki emeğim karşılık bulsun sözlük. bulmadı, ben de küstüm.
hiçbir şey ummazsan küsmezmişsin meğer sözlük. ben de artım ummuyorum ki ne kimseye gönlüm kırılsın ne olmadı diye bir şeycik günlerce yaş akıtayım!
ben bugün bir şey umdum sözlük, yine toy heveslerime yenildim, içimde umut galip geldi. sonra ne mi oldu! küstüm. patatese de köfteye de küstüm, en çok ama portakallı kekim küsmüştür; üstü azıcık kızarık diye çöpe attı o kısımlarını!
abibikim var sözlük benim; dünyanın en güzel abisi. cağnım abim. anlat, anlat bitiremem ki ben onu, insan dünyada en sevdiği insanı nasıl anlatsın diğ mi?
onun wp durumunda yazdı yıllarca. öğrenciyim, aklım 100 karış yukarıda bulutlara yakın, kalbimde aşk; etmiş beni leyla, sevdiğim bölüm, dünyanın en güzel arkadaşları yanımda, cebime de para, hayat bana güzel be!
günlük sıkıntılarım olan vakitlerde manasının anlamını arayıp, arayıp bulamadım. abimdi yazan dünyanın en manalı sözü bu olmalıydı aslında. kıt tecrübelerim buna el vermiyordu ki sırrına ereyim!
ben geçen sene umdum ki emeğim karşılık bulsun sözlük. bulmadı, ben de küstüm.
hiçbir şey ummazsan küsmezmişsin meğer sözlük. ben de artım ummuyorum ki ne kimseye gönlüm kırılsın ne olmadı diye bir şeycik günlerce yaş akıtayım!
ben bugün bir şey umdum sözlük, yine toy heveslerime yenildim, içimde umut galip geldi. sonra ne mi oldu! küstüm. patatese de köfteye de küstüm, en çok ama portakallı kekim küsmüştür; üstü azıcık kızarık diye çöpe attı o kısımlarını!
devamını gör...
yazarların isimlerinin anlamı
dansöz katili.
devamını gör...
kendini törpülemek
aslında nefsimizi törpüleme, her insan bunu yapabilr ise ne mutlu ona, her türlü kötü alışkanlıktan kendini koruyabilirsiniz.
devamını gör...
gerekirse her dükkana kolluk kuvveti koyarız
kolluk kuvveti değilde, kalplere vicdan koysalar daha verimli olur.
devamını gör...
yeni yıla nasıl girersen yeni yıl öyle geçer
bir şehir efsanesi.
yıllardır her yeni yıla aynı şekilde girer oldum. hiçte aynı geçmedi yıllarım. biri bir şey kazandırdı, biri kaybettirdi. yazılan yaşanıyor buna inanıyorum; yıla giriş hiçbir şeyi değiştirmiyor malesef. *
yıllardır her yeni yıla aynı şekilde girer oldum. hiçte aynı geçmedi yıllarım. biri bir şey kazandırdı, biri kaybettirdi. yazılan yaşanıyor buna inanıyorum; yıla giriş hiçbir şeyi değiştirmiyor malesef. *
devamını gör...
belki
oladabilir olmayadabilir. her şey ihtimal dahilindedir.
devamını gör...
kafa sözlük
çizgisini tam olarak çözemediğim, büyüyüp kaliteli bir mecra haline gelmesini dilediğim sözlük.
-reaksiyon eksikliği diye bir olay var. açtığın başlık elinde kalıyor, kimse tarafından rağbet görmeyince senin de başlık açasın gelmiyor... sayıya bağlı tabi ileride çözülür ama o zaman da akışta yer almak imkansızlaşacak.
-küfrün yasak oluşunun detaylarını da tam olarak anlamadım: mesela hay aptal kafam, hay salak kafam, falan demek de mi yasak? yani kendimize de mi küfredemeyeceğiz?
-tamam küfür yasak. peki b.k demek de mi yasak? b.k bu yahu! içimizde taşıyoruz adını mı diyemeyeceğiz? birine hakaret olarak bittabi söylenmemeli ama başlığı bile kapatılmış. halbuki ben o başlığa girip “kalın bağırsak muhteviyatı” türünden şeyler yazacaktım.
-ve çok belirgin olarak sezdiğim bir muhafazakarlık hakim. ya da öyle denk geldi. muhafazakar tayfaya elbette saygılıyım ama bir ateist olarak bu ortamda ne kadar tutunabileceğimi bilemiyorum. daralırım çünkü ben.
-cinsel içerikli başlıkların dışlanması olayı. varlığını hissettiren bir kesim, cinsel içerikli başlık eleştirisi yapıp duruyor. ne olacak yani? hep yemek tarifi mi vereceğiz? yasak mı seks? pardon seks dedim. seks üzerine felsefe yapmak istiyorum mesela ben. falanca seks pozisyonunun felsefik argümanlarını irdelemek istiyorum diyelim tanımımda. sanırım buna da müsaade yok.
-ve bir de herkesin birbirini karşılıklı beğeni ve favori yağmuruna tutup birbirlerinin puanlarını arttırmaya çabalamaları. kuzum siz hiç mi yorulmuyorsunuz? ne bu puan aşkı? beğeniden gelen puanın katsayısı düşürülsün. tanım girmek daha değerli olsun bence.
-ve bir de dikkat ettim herkesin beğenisi aynı kıymette değil. düşük karmalı biri beğeni atıyor ibre zerre oynamıyor, fakat yüksek karmalılardan gelen beğeni daha bir kıymete tabi. gibi. geldi. bana.
-ve en sevmediğim: nickaltı yorumlarındaki enteresanlık. bir yazarın nasıl şöyle bir tanımı olabilir: beğenileriyle mutlu eden yazar. tek özelliği bu yani. beğenileri. artık ne kadar paraladıysa kendini. neyse işte o konu da bana ters.
-ve ve ve... en ufak bir eleştiride parlayan bir tayfa var. herhangi bir detay eleştiriliyor mesela, hemen altına doluşuyorlar: beğenmeyen gider başka sözlükte yazar. pardon da canım biz zaten orayı beğenmeyerekten buraya geldik. ve geldiğimiz bu yeri güzelleştirmeye çalışıyoruz.
-ve en sinirlerimi bozan şeyin ise : kimsenin ironiden zerre anlamaması. okumuyor kimse. baştan bir iki cümle okuyup hooop aşağıya döşeme aşamasına geçiyor. e böyle şeyler de insanın canına tak ettiriyor ve insanın yazası gelmiyor. yazsam da dümdüz yazarım. sanatsız. tatsız tuzsuz.
-bu yazıdaki eleştirileri yazarlardan bir kısmının okumayıp: o zaman başka kapıya, diyeceklerinden o kadar eminim ki! bari yönetim okusun. yoksa ben başka kapıya giderim sorun değil.
şimdilik biraz daha buralardayım. bir hevesle geldiğim bu yeni oluşumdan boynu bükük ayrılmam umarım.
edit: benjamin’den gerekli yanıtları aldım. sözlük kurallarını daha dikkatli okumam gerekiyor. fikirlerim bir nebze de olsa değişti, muhafazakarlık konusunda özellikle. sanırım ben biraz sert bakmışım olaya. eğlenmeye ve yazmaya devam edebilirim o vakit. yok yok ben ikna oldum, bu adam gerçekten sözlüğün iyi bir yere gelmesini istiyor...
-reaksiyon eksikliği diye bir olay var. açtığın başlık elinde kalıyor, kimse tarafından rağbet görmeyince senin de başlık açasın gelmiyor... sayıya bağlı tabi ileride çözülür ama o zaman da akışta yer almak imkansızlaşacak.
-küfrün yasak oluşunun detaylarını da tam olarak anlamadım: mesela hay aptal kafam, hay salak kafam, falan demek de mi yasak? yani kendimize de mi küfredemeyeceğiz?
-tamam küfür yasak. peki b.k demek de mi yasak? b.k bu yahu! içimizde taşıyoruz adını mı diyemeyeceğiz? birine hakaret olarak bittabi söylenmemeli ama başlığı bile kapatılmış. halbuki ben o başlığa girip “kalın bağırsak muhteviyatı” türünden şeyler yazacaktım.
-ve çok belirgin olarak sezdiğim bir muhafazakarlık hakim. ya da öyle denk geldi. muhafazakar tayfaya elbette saygılıyım ama bir ateist olarak bu ortamda ne kadar tutunabileceğimi bilemiyorum. daralırım çünkü ben.
-cinsel içerikli başlıkların dışlanması olayı. varlığını hissettiren bir kesim, cinsel içerikli başlık eleştirisi yapıp duruyor. ne olacak yani? hep yemek tarifi mi vereceğiz? yasak mı seks? pardon seks dedim. seks üzerine felsefe yapmak istiyorum mesela ben. falanca seks pozisyonunun felsefik argümanlarını irdelemek istiyorum diyelim tanımımda. sanırım buna da müsaade yok.
-ve bir de herkesin birbirini karşılıklı beğeni ve favori yağmuruna tutup birbirlerinin puanlarını arttırmaya çabalamaları. kuzum siz hiç mi yorulmuyorsunuz? ne bu puan aşkı? beğeniden gelen puanın katsayısı düşürülsün. tanım girmek daha değerli olsun bence.
-ve bir de dikkat ettim herkesin beğenisi aynı kıymette değil. düşük karmalı biri beğeni atıyor ibre zerre oynamıyor, fakat yüksek karmalılardan gelen beğeni daha bir kıymete tabi. gibi. geldi. bana.
-ve en sevmediğim: nickaltı yorumlarındaki enteresanlık. bir yazarın nasıl şöyle bir tanımı olabilir: beğenileriyle mutlu eden yazar. tek özelliği bu yani. beğenileri. artık ne kadar paraladıysa kendini. neyse işte o konu da bana ters.
-ve ve ve... en ufak bir eleştiride parlayan bir tayfa var. herhangi bir detay eleştiriliyor mesela, hemen altına doluşuyorlar: beğenmeyen gider başka sözlükte yazar. pardon da canım biz zaten orayı beğenmeyerekten buraya geldik. ve geldiğimiz bu yeri güzelleştirmeye çalışıyoruz.
-ve en sinirlerimi bozan şeyin ise : kimsenin ironiden zerre anlamaması. okumuyor kimse. baştan bir iki cümle okuyup hooop aşağıya döşeme aşamasına geçiyor. e böyle şeyler de insanın canına tak ettiriyor ve insanın yazası gelmiyor. yazsam da dümdüz yazarım. sanatsız. tatsız tuzsuz.
-bu yazıdaki eleştirileri yazarlardan bir kısmının okumayıp: o zaman başka kapıya, diyeceklerinden o kadar eminim ki! bari yönetim okusun. yoksa ben başka kapıya giderim sorun değil.
şimdilik biraz daha buralardayım. bir hevesle geldiğim bu yeni oluşumdan boynu bükük ayrılmam umarım.
edit: benjamin’den gerekli yanıtları aldım. sözlük kurallarını daha dikkatli okumam gerekiyor. fikirlerim bir nebze de olsa değişti, muhafazakarlık konusunda özellikle. sanırım ben biraz sert bakmışım olaya. eğlenmeye ve yazmaya devam edebilirim o vakit. yok yok ben ikna oldum, bu adam gerçekten sözlüğün iyi bir yere gelmesini istiyor...
devamını gör...