(bkz: waris dirie)

somalili fakir bir ailenin on iki çocuğundan biriydi. henüz beş yaşındayken içinde bulunduğu toplumun adetlerine göre sünnet edildi. 13 yaşına geldiğinde 5 deve karşılığında altmış yaşındaki bir adam ile evlendirileceğini öğrenince uzun çöl yürüyüşleri ve türlü zorluklarla ingiltereye kadar kaçtı. karın tokluğuna hizmetçilik yaptı. kimi zaman sokakta kimi zaman da yurtlarda kaldı.

18 yaşında bir fast food restoranında temizlikçi olarak çalışırken tesadüfi olarak prelli takviminin de fotoğrafçısı olan terence donovan tarafından keşfedilerek naomi campbell ile birlikte prelli takviminde yer aldı. şöhret basamaklarını hızla tırmandı. chanel, levi's, l'oréal, revlon gibi markaların reklam yüzü oldu.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
küçük bir çocukken sünnet edilmesi ile yaşadığı travmayı unutmadı. kadın sünnetine karşı dernek kurdu. birleşmiş milletler temsilciliğinin yanında bir çok sosyal projede yeraldı. sünnetin kadın üzerinde nasıl bir etki bıraktığını hayatının anlatıldığı çöl çiçeği filmini izleyerek görebilirsiniz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tevrat-zebur-incil arasında sürekli birbirine göndermeler vardır. peygamberler sürekli isa hakkında peygamberlik eder. uyum içindedirler. tahrif edilmemiştir ve edilmesi mümkün değildir. milyonların inandığı bir şeyin tahrif edildiğine inanmak komik. üstelik elimizde bir sürü el yazması bulunurken hâlâ bunları iddia etmek komik bile değil artık.

tevrat-zebur-incil'in uyumuna karşın kuran bunlarla çelişir.

aşağıda gördüğüm bir tanımın üzerine ek: milyonların okuduğu ve inandığı bir kitap pat diye değiştirilebilir mi anlamında söylemiştim. takdir edersiniz ki ben şimdi kalkıp kuranı değiştirmeye kalksam savaş çıkar. kutsal kitap da aynı şekilde, biri değiştirmeye kalksaydı bu mümkün olamazdı elbette. üstelik inançlı kişiler için söylüyorum, tanrı kendi sözünü koruyamaz mı? böyle bir tanrı'ya mı inanıyorsunuz? müslüman olanlar için özellikle eklemek istediğim bir şey daha var, kuran'da incil değişti yazmaz. aksine kuran'ı okumuş biri şu ayetleri görmüş ve dikkat etmiş olmalıdır. fark etmeden inandığınız kitap ile çelişiyorsunuz sevgili dostlar...
nisa 4:136, ali imran 3:11, yunus 10:94-95, maide 5:43, maide 5:47, enbiya 21:7, ali imran 3:93

elimizdeki el yazmaları da değiştirilmediğini kanıtlıyor zaten...

nuh'un şarap içip sarhoş olması, çıplak uzanması niye bu kadar tepki gördü anlamadım. peygamberler günah işleyebilir, sarhoş olabilir, hata yapabilir. kutsal kitap bunları bizden saklamaz çünkü onların da hata yapabildiğini ve tanrı tarafından cezalandırıldığını görmemizi ister. ancak tanrı'ya döndüklerinde, tövbe ettiklerinde bağışlanırlar. tıpkı bizim gibi. çünkü onlar insandır. bütün insanlar gibi günah işleyebilirler: "çünkü herkes günah işledi ve tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı." romalılar 3:23

tanrı'nın "gönlüme uygun buldum, ne istersem yapar" diye tanıklıkta bulunduğu kral davut bile günah işledi! nuh ya da kutsal kitap'ta geçen başka bir insan neden günah işleyemesin? lütfen üzerine düşünerek okuyalım...

2. ek:
sevgili müslüman dostumun girdiği konulara ben pek girmeyi sevmiyorum. bunların getirisi tartışmadan başka bir şey değildir çünkü. benim inandığım tanrı kendi sözünü koruyan tanrı'dır. ancak bu gibi konularla ilgili bilgi edinmek isteyenler için marc madrigal ve evrensel kilise kanallarını öneriyorum.

ben iman ettiğimde aşırı bilgim yoktu, tarihsel kanıtları da bilmiyordum. ama istediğim tanrı'yı bulmaktı. onu yürekten aradım ve o kendini bana gösterdi. sonra bu konuların da tartışma çıkardığını gördüm. tanrı'nın kulu kavgacı olmamalı. bu yüzden sevgili dostum, eğer kutsal kitap'ın değişmezliğiyle ilgili araştırmak istersen "hüküm gerektiren yeni kanıtlar" isimli harika bir kitabı sana önerebilirim. ama asıl aradığın tanrı'yla bir ilişki değilse yuhannada takılıp kalırsın... esen kal.
devamını gör...

20 cm'ye kadar vanoz
20 - 30 cm arası çingene palamudu
30-40 cm arası palamut
40 - 50 cm arası kestane palamudu
50 - 60 cm arası torik
60 - 65 cm arası sivri
65 - 70 cm arası altıparmak
70 cm'den büyüğü zindandelen.
devamını gör...

fark ettiniz mi bilmiyorum ama bu adamın adı milyarder sevgilisi olarak kaldı. kimsenin adamın adından haberi yok, zira ben yeni öğrendim. şimdiye değin milyarder sevgilisi diyordum.

tabii, keşke benim de adım milyarder sevgili olsaydı.
devamını gör...

şarkıları eğlenceli ve kendini sevdiren bir tarzda umarım çizgisini bozmadan ilerler
devamını gör...

ekrem açıkel’in siyaset üstü bir üslup ve konuşmayla, gündemde olan halk ekmek gerçeklerini dile getirdiği yayındır. siyasilerin yaşadığı illüzyonu bir nebze de olsa çıplaklığıyla aktarmaya çalışmıştır.

edit: kısa halini bulamadığım için 38. dakikadan itibaren izleyebilirsiniz.

devamını gör...

benim yıpranmasın diye gözümden sakındığım kitaplara nasıl kıyabilir nasıl nasıl.
devamını gör...

bir mahlasla tanındıktan sonra zordur. eğer değiştirmek isterseniz öncelikle "bakın mahlasımı değişiyorum ama ben şu kişiyim unutmayın" falan demeniz gerekir diğer yazarlara.

sonuçta birbirimizi mahlastan tanıdığımız inkar edilemez bir gerçek. bugün ben son feci mars yerine bir anda x kişisi olsam tanıyan yazarlar bir afallar. bu kimdi ya, moduna girerler ister istemez, e biz de bunu asla istemeyiz, öyle değil mi? o zaman ya zamanında güzel bir mahlas seçip yola koyuluyoruz, ya da kararlı olduğum zaman mahlası değiştiriyoruz. nacizane tavsiyemdir.
devamını gör...

uslu bir yazar olabilirseniz, belki siz de ormanın derinliklerinde siyah keçilerle yaşayabilirsiniz?

uslu bir yazar ııhh hiç bana göre değil. size başarılar dostum.
devamını gör...

dünyanın en kısa ve en acıklı hikayesinin yazarı

"satılık: bebek patikleri. hiç giyilmedi.”
devamını gör...

ilahiyatçı ebubekir sifil’in söylediği bir sözdür.

gerici ebubekir sifil: öğrencilerin başı kapanırsa beyin belli bir sıcaklığa ulaştığından daha ideal çalışır

ben de diyordum ki adana’da yaşayan insanlar neden güneşe ateş ediyorlar. meğersem kafaları ideal sıcaklığa ulaştıkları içinmiş.*

kaynak
devamını gör...

emre kongar'ın televizyondaki bir konuşmasında dinlemiştim. kongar'ın dediğine göre tarihin normal seyri osmanlı'nın dağılması ve bu topraklarda bir ya da daha fazla sömürge devlet kurulması yönündeydi. atatürk'ün büyüklüğü işte bu tarihin normal seyrini değiştirmesidir. bu yüzden böylesine büyük bir deha öyle her yıl değil, on yılda bir değil yüzyılda hatta daha uzun zaman aralıklarında ortaya çıkar. istatistik bilimi de bunu doğrulayacaktır.
büyük lider olmak işte budur. öyle duble yol yaparak falan büyük lider olunmaz.
devamını gör...

saçma bir eylem yapan ama coğrafyamız sebebi ile hak verilebilecek olan insandır.
devamını gör...

ingilizce bir kelimedir. verdiği sözü tutmayan, lafının arkasında durmayan ve sarfettiği kelimelere güven duyulmayan kimse anlamına gelmektedir.
devamını gör...

bir kadın, okumak için iki katı yaşında bir adamla evlenmiş. baskılara dayanamayıp evini terk etmiş, iran'da bekar anneler velayet alamadığı için çocuğunu da.

“kırlardaki kuşların mutluluk şarkılarını duyayım diye,
kaçıyorum senden, senden uzakta açayım diye.”

diyerek düşmüş yola istanbul'a yerleşmiş. evli bir adamın metresi olduğu için de bir kaza sonucu ölünce cenazesi bile yıkanmadan toprağa verilmiş.

yaşamı, doğruları-yanlışları onundur da benim aklıma takılan "günaha birlikte girdiği o adamın cenaze namazı kılındı mı? / insanlar imam sorunca 'iyi bilirdik.' dediler mi?

hayatı boyunca eril toplumda ahlaksızlıkla suçlanan şair, kadın şair, yaşamanın bedelini ödeyen şair...

yine onun sözleriyle füruğ'un isyanı son söz olsun:

“gel, ey erkek, ey bencil varlık
gel, kafesin kapılarını aç
beni bir ömür zindanda tutmuşsan eğer
bari bir anlık olsun serbest bırak.”
devamını gör...

hemen yazıyorum.

duş bizi temizliyor, doğru.

ancak insan her geçen gün ölüyor.

insan vücudu kendini 7 yılda bir yeniliyor.

evdeki "toz" dediğimiz şey aslında bizim ölü derilerimiz.

bu nedenle banyodan sonra kullandığımız havluları en az sıklıkla, haftada bir değiştirmeliyiz.

diğer bir ek örnek, sevmem ama, neyse.

yaşlı kokusu vardır. yaşlı arkadaşlarımızın yanında bulunanlar bilir o konuyu.

yaşlı kokusu ise, çürüyen, ölen ve yeteri hızlıkta yenilenemeyen deri kokusudur.

sende bende hızlıkla yenilendiğinden kokmaz. bi de yıkanıyoruz tabii.

neyse.

olm anlatattırmayın şöyle şeyler burnuma geldi.
devamını gör...

en az bir gün dinlenince, daha lezzetli olacak pastadır.
hazzı ertelemektir.
nefis terbiyesidir.
devamını gör...

bilim insanlarını şaşırtmayı başaran gezegen.

daha önceki tanımda belirttiğim gibi, merkür güneş'e en yakın gezegen. bu nedenle güneş ışığı alan bölgede yüzey sıcaklığı oldukça yüksek; 430 derecelere kadar çıkıyor. güneş görmeyen yüzeyde ise -200 derecelere kadar düşüyor. böyle bir ortamda su buzuna rastlamak şaşırtıcı olurdu ama messenger uzay aracı ile elde edilen bilgiler bize, merkür'ün hiç güneş görmeyen kraterleri ve bu kraterlerinde su buzu olduğunu gösterdi.

yine messenger ve mariner 10 adlı araçların elde ettiği veriler, merkür'ün bir manyetik alanı olduğunu gösterdi. her ne kadar dünya'nın sahip olduğundan 100 kat daha zayıf olsa da var. üstelik veriler üzerinde yapılan çalışmalar, eskiden bu manyetik alanın tıpkı dünya'daki kadar güçlü olduğunu gösterdi.

yine şaşırtıcı olan bir başka sonuç daha var: çukur ya da oyuk adı verilen yüzey şekilleri. bu şekiller, yüzeydeki birçok kraterin üzerinde bulunuyor. nasıl oluştuklarına ilişkin bir tahmin var: yüzeydeki "uçucu element" dediğimiz hafif elementlerin çeşitli etkiler nedeniyle zaman içerisinde uzaya kaçıp gitmesi sonucu geriye kalan materyalin çökmesi sonucu oluşmuş olmalılar.

mariner 10 ve messenger bize merkür ile ilgili çok değerli bilgiler getirdi. sırada bepicolombo var. 2025 yılında yörüngeye oturmayı başarırsa, gezegene ilişkin yeni bilgiler elde etmemiz yakın demektir.
devamını gör...

bir çeşit katı gibi davranan, normal olmayan gaz.

yıldız çekirdekleri gibi aşırı yoğun ortamlarda oluşan dejenere madde, normal gaz gibi davranmaz. bu maddenin oluşumu, sıcaklıktan bağımsızdır. oda sıcaklığında bile bir gaz dejenere olabilir.

bir atom çekirdeğini alıp sıkıştırabildiğinizi farz edin. bu sıkıştırmayı belli bir noktaya kadar yapabilirsiniz ama bu noktadan ötesinde çekirdek ve etrafındaki elektronlar, pauli dışarlama ilkesi nedeniyle belirli bir direnç göstermeye başlar. sıkıştırmaya devam eder ve maddeyi buna zorlarsanız, elektronlar dışarlama ilkesine uygun davranıp, bir araya gelmemek * için bir basınç oluşturur. dejenere madde basıncı dediğimiz bu basınç, maddenin normal şartlarda kaldırabileceğinden çok daha fazla basınca dayanıklı hale gelmesini sağlar. örneğin beyaz cücelerin ya da bir nötron yıldızının aşırı yoğun çekirdeğinin desteklenmesinin nedeni bu basınçtır.

bu basıncın bir sonu yok mu? elbette var. dejenere maddeyi bir miktar daha sıkıştırma şansınız olur. bu da madde içindeki elektronların hızının artması anlamına gelir. fakat sıkıştırma devam ettikçe, elektronların hızı ışık hızına yaklaşır. elektronlar ışıktan hızlı hareket edemeyeceğinden sıkıştırmanın bu noktasında dejenere basınç artık ortadan kalkar ve sıkıştırılan madde çöker. süpernovalarda ortaya çıkan çekirdek çökmesinin nedeni budur.
devamını gör...

purosuna yaprak oldugumun freud’u
der ki;

“aslında unutmak; artık acıyı hissetmemektir. çünkü yapılanları zihinsel olarak unutmak fizik kurallarına göre mümkün değildir.''

meali; ömür biter “o” acı bitmez.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim