en iyi 36 yazarın kolajı
ülkemde her gün gördüğüm, yine zenginlerin övüldüğü bir kalkışma. karma puanı az olan ben ve benim gibi fakir yazarlar dışlanmış, bir köşede bu başlığı okuyor.
devamını gör...
agora meyhanesi radyo yayını
sevgili yazarlarımızın kalitesinin yayına yansıması oldukça keyifli ve dolu dolu bir program dinlememize vesile oluyor. sesiniz eksik olmasın güzel insanlar.
devamını gör...
bakkala bile pijamayla gidemeyen insan
ben.
pijamam ile salona bile girmem.
pijamam kirlenir.
yatağa girilen, uyunan bir şeyin, mümkün mertebe steril olmasında fayda var.
6-7 saat, savunmasız bir şekilde uyuyorum ben onunla.
bakkal yolundaki tüm mikropları yatağıma sokamam.
evet nerden bildiniz, ben bir başağım.
pijamam ile salona bile girmem.
pijamam kirlenir.
yatağa girilen, uyunan bir şeyin, mümkün mertebe steril olmasında fayda var.
6-7 saat, savunmasız bir şekilde uyuyorum ben onunla.
bakkal yolundaki tüm mikropları yatağıma sokamam.
evet nerden bildiniz, ben bir başağım.
devamını gör...
sevgiparçacığı (yazar)
mis kokusuyla evinizi saran bir kek ya da kurabiye yapmaya ne dersiniz? üstelik hazırladığınız tarifin içine son anda eklediğiniz minik sevgiparçacığı ile tariflerinizin lezzetini katlamanız da mümkün. unlu mamuller ve tatlılar reyonlarında tatlı malzemeleri arasından temin edebileceğiniz dr.oetker sevgiparçacığı bitter 100 gr tatlı tariflerinizi sevgi parçacığı ile hem görsel açıdan hem de lezzet açısından zenginleştirme fırsatı sunuyor.. kafa sözlük akış ve tanımlarından temin edebilir ve tatlılarınızda kullanabilirsiniz.
devamını gör...
the wolf of wall street
bir martin scorsese filmi.
film hakkındaki görüşüm ise şu şekilde:
kendisine "çok güzel bir film" demenin biraz hadsizlik olduğunu düşünüyorum.
daha çok bir manifestoyu andırıyordu. bir şeyi kendi açısından yorumlayıp, sistemdeki hataları ve çarpıklıkları anlatmaya çalışırken sıçtığı noktalar olmuş.
--- spoiler ---
içimiz dışımız g.t, meme ve kokain oldu yemin ediyorum. hani öyle ki; 23 yıllık hayatımda toplasan bu filmde gördüğüm kadar çıplak kadın, g.t ve meme görmemişimdir herhalde.
fakat iki sahnesi (hatta üç) için çok sevebileceğim bir film olabilirdi. birincisi: tabii ki fbi ajanının metroda eve dönerkenki halini gösteren yerdi. adam son derece sıradan bir hayat sürüyor evet, ama onur vb şeylere önem veriyorsanız, bence bir şeyler ifade ediyordu. "iyi" olmak için insanın paraya ihtiyacı yok.
baktığınız zaman jordan için de kötü diyemezsiniz zira şu an adını unuttuğum (mercedes olabilir) çocuklu kadın çalışanın hikayesini anlattığı yer çok dramatik bir başarı ve yeniden doğma hikayesini anlatıyordu. jordan'ın ona nasıl 'yardım elini' uzattığını ve sıfır noktasından armani cekete gelişinin öyküsü normalde, okumaya bayıldığımız başarı öyküleridir. o öyküler ki; insana 'hırs' verir ve kalbindeki ince ve naif duygulara temas eder. bu sahne ile ilgili güzel şey de, bu başarı öyküsünün hiç de öyle içimize işlememesiydi. yönetmen ve oyuncular öyle bir havada sunmuşlar ki "bu ne yeaa" diyorsunuz (filmin başlarında saçının kazıtıldığına ve kadının anlamsız sırıtışına şahit olmuştuk). bu açıdan, oradaki kadını ve fbi ajanını aslında karşılaştırabiliriz. yükselme hırsıyla, insanın kendinden uzaklaşması. elbet, günümüzde bunlar çoğumuz için bir şey ifade etmiyor. fakat olsun, ben sevdim bu iki hikayeyi.
bunun haricinde: matthew mcconaughey'in yarattığı karakter çok az süre almasına rağmen harika olmuş, adama bayıldım.
bir de tabii leo'nun inanılmaz derecede geliştirdiği oyunculuğuna laf atmadan geçemeyeceğim. merdiven ve araba sahnesi fevkalade eğlenceliydi.
--- spoiler ---
film hakkındaki görüşüm ise şu şekilde:
kendisine "çok güzel bir film" demenin biraz hadsizlik olduğunu düşünüyorum.
daha çok bir manifestoyu andırıyordu. bir şeyi kendi açısından yorumlayıp, sistemdeki hataları ve çarpıklıkları anlatmaya çalışırken sıçtığı noktalar olmuş.
--- spoiler ---
içimiz dışımız g.t, meme ve kokain oldu yemin ediyorum. hani öyle ki; 23 yıllık hayatımda toplasan bu filmde gördüğüm kadar çıplak kadın, g.t ve meme görmemişimdir herhalde.
fakat iki sahnesi (hatta üç) için çok sevebileceğim bir film olabilirdi. birincisi: tabii ki fbi ajanının metroda eve dönerkenki halini gösteren yerdi. adam son derece sıradan bir hayat sürüyor evet, ama onur vb şeylere önem veriyorsanız, bence bir şeyler ifade ediyordu. "iyi" olmak için insanın paraya ihtiyacı yok.
baktığınız zaman jordan için de kötü diyemezsiniz zira şu an adını unuttuğum (mercedes olabilir) çocuklu kadın çalışanın hikayesini anlattığı yer çok dramatik bir başarı ve yeniden doğma hikayesini anlatıyordu. jordan'ın ona nasıl 'yardım elini' uzattığını ve sıfır noktasından armani cekete gelişinin öyküsü normalde, okumaya bayıldığımız başarı öyküleridir. o öyküler ki; insana 'hırs' verir ve kalbindeki ince ve naif duygulara temas eder. bu sahne ile ilgili güzel şey de, bu başarı öyküsünün hiç de öyle içimize işlememesiydi. yönetmen ve oyuncular öyle bir havada sunmuşlar ki "bu ne yeaa" diyorsunuz (filmin başlarında saçının kazıtıldığına ve kadının anlamsız sırıtışına şahit olmuştuk). bu açıdan, oradaki kadını ve fbi ajanını aslında karşılaştırabiliriz. yükselme hırsıyla, insanın kendinden uzaklaşması. elbet, günümüzde bunlar çoğumuz için bir şey ifade etmiyor. fakat olsun, ben sevdim bu iki hikayeyi.
bunun haricinde: matthew mcconaughey'in yarattığı karakter çok az süre almasına rağmen harika olmuş, adama bayıldım.
bir de tabii leo'nun inanılmaz derecede geliştirdiği oyunculuğuna laf atmadan geçemeyeceğim. merdiven ve araba sahnesi fevkalade eğlenceliydi.
--- spoiler ---
devamını gör...
yazarların en eften püften başarıları
kardeşlerimin ve kuzenlerimin resim ödevlerini ben yaparım, iki ilçe bir il birinciliğim ve sayısını hatırlamadığım okul birinciliğim ve nice derecem var.
hiçbiri de benim adıma değil... *
hiçbiri de benim adıma değil... *
devamını gör...
hiçbir konuda yazacak bir bilgiye sahip olmadığı için sürekli kadınlar hakkında başlık açan yazarlar
kadınla yatıp kadınla kalkan,
cinsel yönden aç ve bu dürtünün esiri olmuş , kadını cinsel bir obje dışında başka bir role oturtamayan, geri kalmış ülkelerin geri kalmış kafalarının eseri.
hatta öyle ki, cinsellik artık kadın imajının da ötesine geçmiş.
daha önceki gün, ' sivasta 30 erkeğin ilşkisi ' şeklinde bir başlık vardı, belki hala yazan çizen vardır bilmiyorum,
3-4 gün sözlükte hit oldu, hiç olmadığı kadar entry girişi yapıldı başlığa.
yani bel altı olsun da nasıl olursa olsuna kadar düşmüş bir toplumuz maalesef biz.
kadın faktörü de bundan en kötü biçimde etkilenen bir faktör .
cinsel yönden aç ve bu dürtünün esiri olmuş , kadını cinsel bir obje dışında başka bir role oturtamayan, geri kalmış ülkelerin geri kalmış kafalarının eseri.
hatta öyle ki, cinsellik artık kadın imajının da ötesine geçmiş.
daha önceki gün, ' sivasta 30 erkeğin ilşkisi ' şeklinde bir başlık vardı, belki hala yazan çizen vardır bilmiyorum,
3-4 gün sözlükte hit oldu, hiç olmadığı kadar entry girişi yapıldı başlığa.
yani bel altı olsun da nasıl olursa olsuna kadar düşmüş bir toplumuz maalesef biz.
kadın faktörü de bundan en kötü biçimde etkilenen bir faktör .
devamını gör...
gelecekteki sevgiliye not
göreceğim bir boş kafes
ceset kalmış çıkmış nefes
nerde o can nerde o ses
gelsen de bir gelmesen de
| osman yüksel serdengeçti
ceset kalmış çıkmış nefes
nerde o can nerde o ses
gelsen de bir gelmesen de
| osman yüksel serdengeçti
devamını gör...
kızının sevgili edinmesine izin veren baba
kızı da olan bir babayım. nasıl ileride oğlumun sevgilisi olabilirse kızımında olması normaldir. benden saklayıp gizli gizli olmasından da iyidir.
ama bu tamamen boş bırakacağım anlamına da gelmez iki çocuğumu da. en azından senin gibi bir yavşağa denk gelmemesi için.
ama bu tamamen boş bırakacağım anlamına da gelmez iki çocuğumu da. en azından senin gibi bir yavşağa denk gelmemesi için.
devamını gör...
hi my i run
[[duyuru mode on]]
işi ve gücünün çoğunu çaylakları yazar olması için yönlendirmeye adayan moderatördür efenim. arta kalan vakitte elbette yazarların soru ve sorunlarıyla da her mod gibi ilgilenecektir.
[[/duyuru mode off]]
duyurum bu kadardı hoççagalın.
işi ve gücünün çoğunu çaylakları yazar olması için yönlendirmeye adayan moderatördür efenim. arta kalan vakitte elbette yazarların soru ve sorunlarıyla da her mod gibi ilgilenecektir.
[[/duyuru mode off]]
duyurum bu kadardı hoççagalın.
devamını gör...
murphy kanunları
genel kuralları şu şekildedir:
bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir.
bir şeyin birkaç şekilde ters gitme olasılığı varsa, hep en kötü sonuç doğuracak şekilde ters gidecektir.
bir şeyin ters gidebileceği olasılıkları engelleseniz bile, anında yeni bir olasılık ortaya çıkacaktır.
bir şeyin olma olasılığı, isteme olasılığı ile ters orantılıdır.
er ya da geç olası en kötü koşullar zincirlemesi vuku bulacaktır.
ne zaman bir şeyden vazgeçseniz, vazgeçtiğiniz o şey size geri gelir.
olmuyorsa zorlayın, kırılırsa zaten değişmesi gerekir.
ne kadar beklersen bekle istenmediği zaman gelecektir.
çözülen her problem yeni problemler yaratır.
her şey yolunda gidiyorsa, kesin bir terslik vardır.
bir şeyle fazla oynarsanız, onu bozarsınız.
bütün bir dönem kusursuz çalışan hesap makinesinin, matematik sınavında pili biter. (açıklama: her ihtimale karşın, beraberinizde pil taşırsanız, o da bayat çıkar)
hiçbir şey göründüğü kadar kolay değildir.
piyangoda para kazandığınız gün, ölümünüze fazla kalmamıştır.
bir şeyi anlayamıyorsanız, içgüdüsel olarak doğrudur.
bir kişiye "masa boyalı, sakın değme!" derseniz, size inanmadan önce mutlaka masaya dokunacaktır.
eğer kendinizi iyi hissediyorsanız, üzülmeyin geçer.
aradığınız bir şeyi en başından değil en sonundan aramaya başlayın.
bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir.
bir şeyin birkaç şekilde ters gitme olasılığı varsa, hep en kötü sonuç doğuracak şekilde ters gidecektir.
bir şeyin ters gidebileceği olasılıkları engelleseniz bile, anında yeni bir olasılık ortaya çıkacaktır.
bir şeyin olma olasılığı, isteme olasılığı ile ters orantılıdır.
er ya da geç olası en kötü koşullar zincirlemesi vuku bulacaktır.
ne zaman bir şeyden vazgeçseniz, vazgeçtiğiniz o şey size geri gelir.
olmuyorsa zorlayın, kırılırsa zaten değişmesi gerekir.
ne kadar beklersen bekle istenmediği zaman gelecektir.
çözülen her problem yeni problemler yaratır.
her şey yolunda gidiyorsa, kesin bir terslik vardır.
bir şeyle fazla oynarsanız, onu bozarsınız.
bütün bir dönem kusursuz çalışan hesap makinesinin, matematik sınavında pili biter. (açıklama: her ihtimale karşın, beraberinizde pil taşırsanız, o da bayat çıkar)
hiçbir şey göründüğü kadar kolay değildir.
piyangoda para kazandığınız gün, ölümünüze fazla kalmamıştır.
bir şeyi anlayamıyorsanız, içgüdüsel olarak doğrudur.
bir kişiye "masa boyalı, sakın değme!" derseniz, size inanmadan önce mutlaka masaya dokunacaktır.
eğer kendinizi iyi hissediyorsanız, üzülmeyin geçer.
aradığınız bir şeyi en başından değil en sonundan aramaya başlayın.
devamını gör...
sözlük bir aile olsa yazarların olacağı tipler
evin en küçük kızı. tarağı eline alıp şarkı söyleyen. kızım gelsene denildiğinde duymamazlıktan gelen. hep kendi havasında ve hayal dünyasında olan küçük bir kıza benzettim kendimi. büyüyünce siyahlara bürünüp anne'ye baba'ya isyan edecek olanından. ama şimdilik sözlüğün küçük pembe ponponlu kızı olarak ilan ediyorum. e tabii ki biraz da mızmız bir çocuk.
devamını gör...
giambattista vico
ilk modern tarih felsefecisi olarak bilinir. hatta tarih epistemologu denilebilir.
magnum opus*'u ''nova scienza''dır.* kartezyen anlyışın temeli olan 'gerçek bilimin nedenler bilimi' olduğu anlayışını benimsemiştir. vico'nun yaşadığı zamanda etkin olan bilim anlayışı bacon'cı ve descartes'ci anlayıştı. hem deco hem baco verum'un factum'a ilişkin olduğunu söyler. yani bilgi, nesne içredür. bacon empirik metot ile, deco rasyonel metot ile olguların nedensel bağlantısını olduğu haliyle kavrayabilecekleri inancındadırlar. vico burada devreye girer ve der ki : ''hop hemşerim nereye''. bu italyancası tabi. türkçesi şudur : acaba gerçekten de fiziksel dünyanın nedenselliği hakkında kesin bi bilgiye sahip olabilir miyiz? verdiği yanıt ise baco ve deco'cu anlayışı zıplatacak cinstendir : biz ancak kendi neden olduğumuz şeylerin nedenlerini doğru olarak bilebiliriz. doğa bizim yarattığımız olgular toplamı değildir. dolayısıyla doğayı tanıma yolu da açık değildir. dekart'ın formüle ettiği şekliyle matematikten yararlanıp bilimsel olarak doğayı incelemekle gerçek doğal nedenleri değil, doğanın sadece soyut düşünce ve algıya açık olan kısmının* nedenlerini anlayabiliriz.
son olarak vico yola aynı deco gibi cogitare* ile çıkar. ancak tam tersi sonuca varır. descartes şüphesini en sonunda matematik ile bastırırken, vico'yu şüphe denizinden kurtaran liman ''mondo civile''dir*. kısaca biz ancak kendi yaptığımız şeylerden şüphe edemeyiz der ve arrivederci diye bitirir.
magnum opus*'u ''nova scienza''dır.* kartezyen anlyışın temeli olan 'gerçek bilimin nedenler bilimi' olduğu anlayışını benimsemiştir. vico'nun yaşadığı zamanda etkin olan bilim anlayışı bacon'cı ve descartes'ci anlayıştı. hem deco hem baco verum'un factum'a ilişkin olduğunu söyler. yani bilgi, nesne içredür. bacon empirik metot ile, deco rasyonel metot ile olguların nedensel bağlantısını olduğu haliyle kavrayabilecekleri inancındadırlar. vico burada devreye girer ve der ki : ''hop hemşerim nereye''. bu italyancası tabi. türkçesi şudur : acaba gerçekten de fiziksel dünyanın nedenselliği hakkında kesin bi bilgiye sahip olabilir miyiz? verdiği yanıt ise baco ve deco'cu anlayışı zıplatacak cinstendir : biz ancak kendi neden olduğumuz şeylerin nedenlerini doğru olarak bilebiliriz. doğa bizim yarattığımız olgular toplamı değildir. dolayısıyla doğayı tanıma yolu da açık değildir. dekart'ın formüle ettiği şekliyle matematikten yararlanıp bilimsel olarak doğayı incelemekle gerçek doğal nedenleri değil, doğanın sadece soyut düşünce ve algıya açık olan kısmının* nedenlerini anlayabiliriz.
son olarak vico yola aynı deco gibi cogitare* ile çıkar. ancak tam tersi sonuca varır. descartes şüphesini en sonunda matematik ile bastırırken, vico'yu şüphe denizinden kurtaran liman ''mondo civile''dir*. kısaca biz ancak kendi yaptığımız şeylerden şüphe edemeyiz der ve arrivederci diye bitirir.
devamını gör...
kısas vs idam
ve lekum fîl kısâsı hayâtun yâ ulîl elbâbi leallekum tettekûn (bakara, 179)*
allah muhammed aşkına, sadece bakara suresi 179. ayeti paylaşarak idam/kısas allah’ın emridir saçmalığını bırakın. okuduğunuz kur’an-ı kerim’i bari anlayın ya. ayetin açıklaması yapıyorum.
linç is coming.
“ey akıl sahipleri! iyi düşünecek olursanız, kısasta sizin için hayat vardır. umulur ki sakınıp korkarsınız.” ikinci cümleyi paylaşmak kimsenin işine gelmiyor nedense ama asıl mesaj orada. neyse bizim ayıbımız olsun bu da.
yani diyor ki; insan hayatını muhafaza konusunda, hayatın karşılığında hayat söz konusudur diye düşünecek olursanız; kendi hayatınızın gideceği korkusuyla başkasının hayatına kıyamazsınız! başkasını öldürmeye eliniz varmaz! buna istinaden; cinayet, öldürme konusunda islamiyet’in bu derece ağır, bu derece güçlü bir müeyyide vazetmiş olması, yani böyle ağır bir ceza koymuş olması, insan hayatını korumaya yöneliktir. öldüreni öldür, tecavüz edene tecavüz et ya da bıçaklayanı bıçakla demiyor.
insan hayatının korunmasında önemli bir ibret vardır diyor. bunu düşünürseniz bu yanlış fiillerden kendinizi alıkoyarsınız diyor. iyi düşünürseniz kurtulursunuz diyor. yani kısas derken aslında aklını kullan diyor.
hala anlamadıysan; eğer birisi birisini öldürecek olursa ve işlediği cinayetten sonra ne olacağını iyi bir muhakeme yoluyla değerlendirirse cinayet işlemekten vazgeçer diyor.
insan hayatı, kur’an-ı kerim’e göre o kadar aziz ve o kadar kutsaldır ki canı veren allah’tır. ve yine o canı sadece allah’ın alacağını bilmelidir insan diyor.
ps: ben inançsız bir adamım bana allah’ı savundurttunuz lan. böyle de bir insanım işte. allah affetsin.
allah muhammed aşkına, sadece bakara suresi 179. ayeti paylaşarak idam/kısas allah’ın emridir saçmalığını bırakın. okuduğunuz kur’an-ı kerim’i bari anlayın ya. ayetin açıklaması yapıyorum.
linç is coming.
“ey akıl sahipleri! iyi düşünecek olursanız, kısasta sizin için hayat vardır. umulur ki sakınıp korkarsınız.” ikinci cümleyi paylaşmak kimsenin işine gelmiyor nedense ama asıl mesaj orada. neyse bizim ayıbımız olsun bu da.
yani diyor ki; insan hayatını muhafaza konusunda, hayatın karşılığında hayat söz konusudur diye düşünecek olursanız; kendi hayatınızın gideceği korkusuyla başkasının hayatına kıyamazsınız! başkasını öldürmeye eliniz varmaz! buna istinaden; cinayet, öldürme konusunda islamiyet’in bu derece ağır, bu derece güçlü bir müeyyide vazetmiş olması, yani böyle ağır bir ceza koymuş olması, insan hayatını korumaya yöneliktir. öldüreni öldür, tecavüz edene tecavüz et ya da bıçaklayanı bıçakla demiyor.
insan hayatının korunmasında önemli bir ibret vardır diyor. bunu düşünürseniz bu yanlış fiillerden kendinizi alıkoyarsınız diyor. iyi düşünürseniz kurtulursunuz diyor. yani kısas derken aslında aklını kullan diyor.
hala anlamadıysan; eğer birisi birisini öldürecek olursa ve işlediği cinayetten sonra ne olacağını iyi bir muhakeme yoluyla değerlendirirse cinayet işlemekten vazgeçer diyor.
insan hayatı, kur’an-ı kerim’e göre o kadar aziz ve o kadar kutsaldır ki canı veren allah’tır. ve yine o canı sadece allah’ın alacağını bilmelidir insan diyor.
ps: ben inançsız bir adamım bana allah’ı savundurttunuz lan. böyle de bir insanım işte. allah affetsin.
devamını gör...
kadın
mutlu evlilikte kilit roldür. gözlemlerim neticesinde erkeğin mutlulugu basit*.kadının mutluluğu daha basit. nasıl ya? kadının yapısı mı desek doğası mi yaratılışı mı..
bir tebessüme, bir güzel sözle mutlu olacak bir yapısı vardır kadının.fazla kompleks bir mutluluk anlayışı yoktur.tabi ki yeri ve zamanlaması önemlidir yapılacak küçük mutlulukların. haliyle kadını mutlu edecek çok yol aramaya ihtiyaç duymazsınız.
mutlu kadın mutlu ev demektir
kadın mutlu hissetdikçe kendini bu eve, evdeki cocuklara evdeki bitkilere kadar, evin enerjisine yansır. malum kadınlar evdeki sorumluluğun buyuk çoğunluğunu aldığı için etken katsayısı yüksektir. haliyle kadının mutluluğunu küçük değişim kelebek etkisi gibi etkileyebilir.
erkekler, mutlu evlilik mi istiyorsunuz o zaman eşinizin mutluluğu için çabalayın
özel günleri* kutlayın en basitinden. sonra bunları aylara indirin her sey sizin elinizde. çünkü "bak sana yogurt aldim" lafi bile mutlu eder mi la? ediyor. çok kasmayın keline oyunları ile şımartın.bu ülkede kadının şımartılmaya ihtiyacı var. bunu bir yerden başlayın.
sonuç olarak; yoldaşınız sizin ortağınızdır. onu yük olarak görmeyin. iletişim kurun. kadının dinlenmeye anlaşılmaya erkekten daha cok ihtiyacı var. onu anlayın. anlayışlı olun.empati yapın. sevin.sevgi güçtür.
bir tebessüme, bir güzel sözle mutlu olacak bir yapısı vardır kadının.fazla kompleks bir mutluluk anlayışı yoktur.tabi ki yeri ve zamanlaması önemlidir yapılacak küçük mutlulukların. haliyle kadını mutlu edecek çok yol aramaya ihtiyaç duymazsınız.
mutlu kadın mutlu ev demektir
kadın mutlu hissetdikçe kendini bu eve, evdeki cocuklara evdeki bitkilere kadar, evin enerjisine yansır. malum kadınlar evdeki sorumluluğun buyuk çoğunluğunu aldığı için etken katsayısı yüksektir. haliyle kadının mutluluğunu küçük değişim kelebek etkisi gibi etkileyebilir.
erkekler, mutlu evlilik mi istiyorsunuz o zaman eşinizin mutluluğu için çabalayın
özel günleri* kutlayın en basitinden. sonra bunları aylara indirin her sey sizin elinizde. çünkü "bak sana yogurt aldim" lafi bile mutlu eder mi la? ediyor. çok kasmayın keline oyunları ile şımartın.bu ülkede kadının şımartılmaya ihtiyacı var. bunu bir yerden başlayın.
sonuç olarak; yoldaşınız sizin ortağınızdır. onu yük olarak görmeyin. iletişim kurun. kadının dinlenmeye anlaşılmaya erkekten daha cok ihtiyacı var. onu anlayın. anlayışlı olun.empati yapın. sevin.sevgi güçtür.
devamını gör...
20'lik diş
alt ve üst çenede 2'şer adet olmak üzere toplam 4 tane son derece gereksiz ve çekilirken insana travma yaşatan cinsten azı dişleri olur kendileri. hayatı çıkarken ayrı, çektirirken ayrı zindan eder insana.
miktarını bilmediğim kadar anestezi aldım, diş hekimim sanırım 1,5-2 saat uğraştı benimle ve kaprislerimle *, o kadar anesteziye acıya dayanamayıp ağladım bile ama kurtuldum senden sevimsiz, gereksiz diş.
miktarını bilmediğim kadar anestezi aldım, diş hekimim sanırım 1,5-2 saat uğraştı benimle ve kaprislerimle *, o kadar anesteziye acıya dayanamayıp ağladım bile ama kurtuldum senden sevimsiz, gereksiz diş.
devamını gör...
geceye bir bilgi bırak
bir yerde biriyle şans eseri tanışıp samimi olmaya okyanus etkisi denir.
devamını gör...
dedesinin mezar taşını okuyamayan tek toplum
sanki deden, kendi dedesinin mezar taşını okuyabiliyordu.
osmanlı zamanındada, türkiye devrindede bu toplum okuma üğrenmemek için elinden gelen gayreti gösterdi.
okumak haramdır diye sizin beyninizi yıkayan tarikat liderlerinize ve şeyhlerinize git çat !
siz okuma özürlüyseniz yöneticilerin ve okuyanların suçu ne !
çok biliyorsan git öğren ve öğret !
osmanlı zamanındada, türkiye devrindede bu toplum okuma üğrenmemek için elinden gelen gayreti gösterdi.
okumak haramdır diye sizin beyninizi yıkayan tarikat liderlerinize ve şeyhlerinize git çat !
siz okuma özürlüyseniz yöneticilerin ve okuyanların suçu ne !
çok biliyorsan git öğren ve öğret !
devamını gör...
yazarların gözünden kendi hayatları
kronik sorunları olan, dengeli, planlı, normal bir hayat.
devamını gör...
