devamını gör...

...insanların yaşamasını sağlayacak çok şeyin bulunmasına karşın, uğruna yaşayacakları bir şeyin olmadığı söylenebilir; insanlar araçlara sahip, ama amaçları yok.
insanın anlam arayışı-yayın tarihi 1946

hepimizin içinde mantıktan esinlenmeyen eylemlerle tüketilmesi gereken bir miktar enerji olduğuna inanıyorum; bu enerji, çıkış yolunu, koşullara göre sanatta, tutkulu aşkta veya tutkulu nefrette bulur.
bertrand russel- yayın tarihi 1928
çoğu insan özelliği çağımızın hastalığı değil aslında. ilk insanlardan bugüne kadar devam eden amaçsızlık, özellikle bizim ülkemizde nefret.
devamını gör...

insanın kendisidir. insan kendinin hem en büyük desteği hem de en büyük engelidir maalesef.
devamını gör...

lütfen babam duymasın çok alınır.demeyin böyle şeyler bakın üzmeyin minnoş kalpleri.gerizekalılık kelimesini kullanarak farkındalık yaratamazlar önce bunu bilsinler farklı bir kelime bulamamışlar mı acaba sorarım aydınlık gelecek insanlarına.survivor'ı bırakalı çok oldu artık acun ılıcalı'yı bile görmeye tahammül edemiyorum evet yerli bir isyan ama lütfen doğru kelime.
devamını gör...

2 dakika öncesi. aha 3 oldu
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

babil astronomları tarafından "marduk" adı verilen bir gezegen. sümerler "nibiru" demiş, günümüzde ise "planet x/gezegen x" olarak anılır. bu gezegen benim için de çok özeldir. çünkü, bilmeyenleriniz vardır belki, 2012'de kıyamet kopacak deniyordu bunun sebebi, maya takvimine göre nibiru dünyamıza çarpacakmış. hatta hatırlarsınız 2009 yılında "2012" diye kıyamet senaryolu bir film yapıldı ya, hah işte o film de 2012 nibiru çarpışması iddiaları yüzünden yapıldı. iddia, tüm dünyada yayılmıştı. benim için bu gezegenin özel oluşu sebebi bununla alakalı. annem, hatta anneannemin annesi bile(evet gerçekten anneannemin annesi bile) 2012'de nibiru çarpışması olacağına taa 2000'li yıllarından başlarından beri inanıyorlardı. sonra çarpmadı, fakat bu 21'ci asrın en önemli 2 olayından biridir bana göre. ilki koronavirüstür, ikincisi bu olay.

bu arada 2 saattir nibiru'ya gezegen diyorum da, şimdi şey sorabilirsiniz, "peki sümerler 6.000 yıl önceden nibiru diye "gezegen"in varlığını nasıl gözlemlediler? üstelik bu gezegen güneş sisteminde bile değil." nibiru'nun bir gezegen olduğu iddiasını ortaya ünlü sümerolog zecheria sitchin attı. nasa bu iddiayı yalanlayarak nibiru'nun bir gezegen olmadığını söyledi. zaten 6.000 yıl önce yaşamış, mezopotomya imparatorluğunun kültüründen etkilenmiş sümerlerin, taa o zamanlardan beri nibiru isimli bir gezegenin varlığından haberdar olmaları çok uçuk bir iddiaydı. peki "nibiru" neydi?

bu soruya cevap vermek için tabletleri inceleyelim. nibiru neymiş açıkça orda yazıyor. babilliler, zamanında "mul.apin" denen bir tablet derlediler. bu tablet, m.ö. 1000'li yıllarda derlenmiş. tablette babil astronomisi ve astrolojisi falan ele alınır. tablet 1'de "....ve bu, marduk'un yıldızı, nibiru, jüpiter....." deniyor. tablette, nibiru için "marduk'un yıldızı" yani açıkça "yıldız" ifadesi kullanılır. işin daha da garip noktası şu: nibiru'dan sonra "jüpiter" deniyor!

nibiru, eğer jüpiter'in yanındaki bir yıldızsa, demek ki, nibiru sanıldığı gibi güneş sisteminin dışında değil. belki de nibiru, jüpiter'in ta kendisidir. bununla birlikte başka bir tablette nibiru-merkür ilişkisinin kurulması kafa karıştırıcıdır. nibiru'nun bunca zamandır dünya için bir tehdit oluşturmaması, onun basit bir yıldızdan öte bir şey olmadığını gösterir.

son olarak, sümerler tüm gezegenleri biliyorlar mıydı? cevap hayır. babil astronomlarının derlediği mul.apin tabletlerine baktığımızda, 7 tane gezegenin anıldığını görüyoruz. bunlardan iki tanesi, güneş ve aydır. demek ki, o dönemde, güneş ve ay'ın da birer gezegen olduğu sanılıyormuş. bildikleri gezegenler, merkür, venüs, jüpiter, mars ve satürn'dür. diğer iki tanesi de dediğim gibi güneş ve ay'dır. peki bu adamlar, 5 tane gezegenin varlığını nasıl biliyordular? "antik astronomi"de gezegenlerin hareketleri gözlemlenir ve gelecekteki hareketleri de tahmin edilmeye çalışılırdı. öyle yani.
devamını gör...

bu saatte beynimi biplemene ne gerek var davul adam!!!1!1!1!!11! yetti gari. sene olmuş 2021 davulcu mu kaldı yahu? hem oruç tutan var tutmayan var.. bu saatte pat pat dan dan ne bu beh! uyanık olduğum halde sinirlendim. uyurken bu sese uyansam çıkar çığlık atardım. neyse ki kendimi durdurdum.
devamını gör...

macar yazar arthur koestler'ın 40'lı yıllarda yayımladığı yarı-otobiyografik eseri. hepimiz arthur koestler'ın scum of the earth'ünde aşağılandık! güvensizliğin, aynı fikirleri paylaşıp aynı mücadeleyi versen de ırkı senden olmayanı hapsetmenin, ne tür bir çılgınlık olduğunu bildiği halde savaşa büyük bir açlık ile atılan insanoğlunun utanç madalyası olarak ingiliz edebiyatında yerini almıştır. savaş sırasında fransa'da olan koestler ingiltereye gidene kadar geçen süreçte ve sonrasında uğradığı haksız ve çirkin tutumun tüm detaylarını büyük bir ustalıkla kaleme alır bu eserde. eserin insana dair çıkarımları bir kenara altta dönen savaş etkileri de büyük bir huzursuzlukla beraber hissediliyor. zamanının bilinen en büyük faşizm karşıtlığını yapmış olan adamlardan biri olan koestler gittiği her yerde neredeyse bir suçlu gibi muamele görmüş ve neredeyse aşağılanmıştır. elbette söz konusu savaş şartarı olduğunda belki bu şaşılacak bir şey değil fakat insanın en çirkin yüzünün göründüğü kaotik bir ortamda dönemin politikalarına güzel bir bakış sağlıyor ve fransanın nasıl kendi kendini çökme noktasına getirdiğini görmek için de ideal bir okuma sağladığını söylemek yanlış olmaz. bu eser yalnızca bir ulusun onurunu nasıl kaybettiğinin değil insanoğlunun da ne denli kaotik bir yapıda olduğunun portresi.

yaşamının sonlarına doğru neredeyse 180 derece değişen düşüncelerini desteklemiyor olsam bile edebiyata - darkness at noon gibi bir şaheser bile tek başına yeter- bilime ve felsefeye tartışılmayacak kadar önemli katkıları olan bir sanatçının gördüğü muamele acınacak derecede kötü. eser hakkında ilginç olan bir diğer detay koestler'ın bu eseri yazdıktan yıllar sonra eseri sıkıcı ve kanıt eksikliğinden muzdarip bir eser olarak tanımlamasıdır ki eser aynı zamanda yazarın ingilizce olarak yazdığı ilk eser olma özelliğini de taşıyor. koestler çok sevdiğim bir alıntısında şöyle diyor: ""nothing is more sad than the death of an illusion." belki de savaş sonrası tutumunun değişikliği kendi yazdığı eseri; kızgınlık ile yazılmış haksız bir tutum, abartılı bir ön yargı ve ölmesi şart olan bir illüzyon olarak görmesine sebep olmuştur kim bilir ama koestler ne söylerse söylesin günün sonunda biliyoruz; hepimiz arthur koestler'ın scum of the earth'ünde aşağılandık!


“the communists at the works said that it was a purely imperialist war, that daladier and chamberlain were just as much enemies of the people as hitler, and that the duty of the proletariat was to fight against its enemies at home, instead of serving as gun-fodder for their purposes. put into practice, that would mean to surrender france to hitler and the french working class to the gestapo. but if you said so to a member of the c.p., you were a lackey of the bourgeoisie and a traitor. half a year ago they had said exactly the contrary; they had issued fiery proclamations, urging the entire french nation, workers and bosses, to unite for the fight against the nazi, and if you said anything critical about it, you were a gestapo agent and a traitor. ıt was impossible to argue with communists, they had a different party line every six months, and they were so fanaticized that they genuinely forgot what the last one had been; and if you reminded them, you were a trotskyist provocateur and a traitor.”
devamını gör...

her türlü imkana sahip olmalarına rağmen, çarşıdaki demirciye falan aşık olan, bu yüzden de genelde ölen anlamsız kadınlardır.

kralın baş veziriyle evlense mutlu olurdu. uzak ülkeden gelen gizemli adam falan derken bok yoluna giderler. acımam asla. mitolojide bile bi yerleriniz oynuyor ya.

gerçekten çok ilginç..
devamını gör...

türkiye simülasyonun da normal karşılanması gereken bir durum.
devamını gör...

sorular hep çalışmadığım yerden çıkıyor.
devamını gör...

arada bir pringles alıyorum. uslu bir çocuk olursam magnum da alıyorum swh.
devamını gör...

kit sebastian'ın good girls * dizisinde çalan ve dinlediğimde yanlış anladığımı düşünmeme neden olan şarkısıdır. dizide türkçe bir şeyi o kadar beklemiyordum ki fransızca bir sözü türkçe olarak duyuyorum sandım*.

devamını gör...

başlığı okuyan insanların içine girdiği beklentiyi karşılayan kadınlardır.

kadınların başarı konusunda erkekler konusunda daha doyumsuz ve daha karakterli olduğunu düşünürüm her zaman. belli istisnalar dışında kadınların iş ahlakının da daha güçlü olduğuna inanırım.

galatasaray erkek futbol takımı uefa kupasını kazandığı sene müthiş bir iştahla oynamış ve bir başarı açlığı sergileyip mutlu sona ulaşmıştır. hemen ardından gelen süper kupa zaferi ise sadece bir ciladır. bu başarı ile doğuma ulaşan kulüp bir daha aynı başarıyı gösterememiş, hatta yanına bile yaklaşamamıştır.

eski adıyla efes pilsen olarak koraç kupasını kazanan anadolu efes ise daha sonra, yani uzun uzun yıllar sonra euroleague zaferi kazanmış ama ilk zafer öyle bir doyum getirmiştir ki yıllar sürmüştür yeni bir zafere ulaşmayı akıl etmek.

aynı şey fenerbahçe erkek basketbol takımı için de geçerlidir. muhteşem bir oyunla euroleague’de final oynayan, daha sonra ise daha muhteşem bir iş yapıp euroleague’i kazanan takım ortadan kaybolmaya başlamıştır.

ancak vakıfbank kadın voleybol takımı erkeklere göre daha güçlü, daha istekli ve daha omurgalı olduğu için başarısını istikrar haline getirmiştir.

üç tane dünya kulüpler şampiyonası şampiyonluğu, dört cev şampiyonlar ligi şampiyonluğu, bir top teams kupası şampiyonluğu ve bir challange cup şampiyonluğu kazanarak başarının nasıl bir şey olduğunu tüm türkiye’ye göstermiştir.

avrupa’da iki maç kazanıp göklere çıkarılan erkeklerdense istikrarlı şampiyonluklar takımı vakıfbank kadın voleybol takımının baştacı edilmesi gerekir.

bütün beklentileri karşılamanın haklı gururu ile tanımımı sonlandırırken ülkenin gururu kadınları en içten duygularımla selamlıyorum.
devamını gör...

halide edip'in ne kadar dolu olduğunu ortaya koyan, o zamanları çok güzel tarif eden, dili zengin olan, karakterleri renkli olan, yazı yazmak isteyene mihmandar olabilecek kitap.
devamını gör...

benimki çok zor birikiyor. 30 tanımla benim puanımı geçen yazarlar var. burada da fakirük neydek.
devamını gör...

"bir sanatçının eserlerinin taklit edilmesiyle yeni bir eser yazma" anlamına gelen pastiş uzun yıllar boyunca ayıp olarak görülmüştür. artık olumsuz eleştirilerden kurtulan pastiş başlı başına bir postmodern yöntem olmuştur. postmodernist romanda taklit, taklidi yapılacak metnin ancak üslubuyla sınırlı kalır yani metnin konusu bu ilişkinin dışında tutulur. dolayısıyla bu yöntem tam olarak taklit sayılamaz yalnızca üslubun taklididir. yöntem; biyografi, otobiyografi, bilimsel metin gibi söylem alanlarına ya da destan, masal, halk hikayesi gibi türlere özgü söyleyiş tarzlarını metnin temel üslubu haline getirmektir. türk edebiyatında bu yöntemi bütüncül bir şekilde uygulayan ilk yazar latife tekin'dir.

latife tekin, köyden göç ederek büyük kent varoşlarında tutunma mücadelesi veren insanları konu edindiği sevgili arsız ölüm ve berci kristin çöp masalları adlı iki romanında sözlü edebiyat türlerinin üsluba yansıyan pek çok özelliğini kullanmıştır. çocukluğunu köyde geçiren yazar çocukluğunun otantik birikiminden de yararlanarak iki romanında da sözlü edebiyat türlerinin üsluba yansıyan pek çok özelliğini kullanmıştır.
devamını gör...

sıvı, akışkan anlamında yabancı kökenli bir sözcük.
devamını gör...

elinde sadece koçbaşı eksiktir.
ışık yanıyor, kapı kitli hala zorlar sığır.sen dışarı çıktığında da ilk defa işeyen adam görmüş gibi bön bön yüzüne bakar.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim