bilim-kurgudan çok çok öte bir destan. sosyoloji, felsefe, din, siyaset gibi konular ile harmanlanmış muazzam bir hikaye. ilk 3 kitap ne kadar heyecanlıysa, son 3 kitap o kadar durağan. ama yanlış anlaşılmasın; son 3 kitabın verdiği haz tüm bilim-kurgu edebiyatına bedel.

ayrıca bana sözlük ismimi bahşetmiştir.
devamını gör...

dün yağmurluydu bugün açık bir bahar havası var.
aydın bir gün. apaydın. ama istanbul bu hiç belli olmaz.
devamını gör...

kendi fikirlerini zorla kabullendirmeye çalışan ve sadece kendisinin haklı olduğunu düşünen yazardır olgunlaşamamıştır.
devamını gör...

yalnızca cesareti, imkânı, azmi ve enerjisi olan insanların yapabildiğini düşündüğüm bir çeşit avantür.jules verne'in '80 günde devrialem' indeki devri alem kısmı .

oldum olası iki şehir öteye gitmeye dahi mızmızlanmadan yanaşmayan biri olarak bunu başarabilenlere çok saygı duyar ve özenirim. işin ilginç tarafı, tüm imkânlar ve hususiyetlere sahip olsam dahi böyle bir geziye asla kalkışmam zannediyorum.çünkü dünyayı gezmek fikrini bir insan için çekici yapan şeyin yalnızca merak duygusu değil, bu duyguyu tatmin etmenin o insana verebileceği hoşnutluk duygusuna ulaşma arzusu olduğunu düşünürüm.ben ise bu arzuya, bir masa başında yaptığım özenli okumalarla ya da izlediğim videolarla ulaşırım çoğu kez. bazen, okuduğum bir romanda fransa'nın gettolarını oranın bir parçasıymışçasına yaşar,bazen londra çevresinin yağmur sonrası ıslak çimen kokusunu duyumsar, bazen de 150 sene öncesinin soğuk sisli petersburg'unu birebir tahayyül ederim.

ancak bir yeri bilmek, orayı hayal etmek değil; dokunmak, koklamak, görmektir.bunu çok iyi bilirim.bu sebepledir ki, eskiden gezgin hikaye anlatıcıları çokça itibar görür, yaşama ve geldikleri diyarlara dair sırlar ve gizli hakikatler bildikleri düşünülürdü. gerçekten de birbirinden habersiz binlerce yıl geçirmiş bu insanların gözünde öte diyarlar oldukça esrarengizdi.şimdi eskisi kadar gizemli olmadığını düşünüyoruz dünyanın.oysa bu sadece, teknolojinin ve uzak iletişim nimetinin bize verdiği küstah bir bilmişlik duygusundan başka bir şey değil.

dünyayı gezmeyi hiç bir zaman göze alamayacak olmam için iki sebep daha var ki, sanırım bunlardan kurtulmak için tek yol yine dünyayı gezmektir.

değişmeyi bekleyen bildiklerim.
kırılmayı bekleyen ön yargılarım.
devamını gör...

feminizm değil ama feminizm adı altında erkek düşmanlığı yapmak çöplüktür. feminizm her iki cinsiyetin de haklarını korur oysa. bazıları olayı yanlış anlayıp erkek düşmanlığına çeviriyor işi.
devamını gör...

o ölümü aradı. ölümsüzlüğü buldu.

1777-1811 yılları arasında yaşamış alman yazar ve şairdir. henüz 34 yaşında iken, sevdiği kadın henriette vogel ile intihar ederek hayattan ayrılmıştır. berlin yakınlarında olan wannsee gölünün kıyısında, bir ağacın altında önce sevdiği kadının kalbine tabanca ile bir el ateş eder ve sonra tetiği kendisi için çeker. peki ama bu genç yaşta neden böyle bir ölüm seçer?
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

alman edebiyatının önemli yazarlarındandır. asker kökenlidir ancak yanı sıra felsefe eğitimi almış olması, yazılarına ve öykülerine yansımıştır. romantizmi felsefe ile ele almıştır ve bana göre almanca dilini en etkili kullanan yazarlar arasındadır. kendi deyimimle söyleyeyim “sağlam yazardır.” kısa hayatına rağmen öyle derin etkiler bırakmıştır ki, sabahattin alinin o ünlü kitabı “kürk mantolu madonna” da ismi geçmiştir. felsefe alanında kantın görüşlerini benimsemiş hatta revize etmiştir. edebiyat diline bu görüş hakimdir ve onu diğer yazarlardan ayıran en önemli özellikte budur. kendisi için milliyetçi, ırkçı, nazi gibi yaftalamar ise hitler ile alakalıdır. hitler’in sevdiği yazarlardan biridir. ancak siyasi görüşü hakkında net bilgiler yoktur.

sevdiği kadın henriette vogel kanser hastasıdır ve tarihler 1811 yılının kasım ayını gösterdiğinde, kanser tüm vücuda dağılmış ve bitmek bilmeyen acılar içinde kalmıştır. heinrich von kleist sakin, soğukkanlı biridir. henriette ondan kendisinin acılarına son vermesini ister. sevdiği adamdan kendisini öldürmesini.

artık tedavi şansı kalmayan kadının isteğini kabul eder. sabah göl kenarında son kez birlikte kahvaltı yaparlar. sonrasında göl kenarında uzun bir yürüyüş. bir ağacın altında dururlar ve kleist sevdiği kadını göğsünden vurarak öldürür. daha sonra kendini. yaşasaydı ve yazmaya devam etseydi neler üretirdi kim bilir?

birlikte gömülürler. öldükleri yerdedir mezarları. mezar taşında şu sözler yazılıdır;

“zor ve sıkıntılı zamanlarda yaşadı, şarkılar söyledi ve acılar çekti, burada ölümü aradı, ölümsüzlüğü buldu.”
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
iki aşığın mezarı, edebiyat severlerin bir ziyaret noktası olmuştur.
devamını gör...

yorulduğundan değil karşı taraf onu anlayamadığından artık susmayı tercih etmiştir. o zaman bilin ki karşı cins için tehlike çanları çalmaya başlamıştır. bir kadın susuyorsa, büyük ses getireceğinin işaretidir.
devamını gör...

çok tehlikeli bir silah halini almaya başladı. bir kez bir linç konusu olduğunuzda artık haklı veya haksız olmanızın bir önemi yoktur. her ihtimalde lose-lose durumu.
devamını gör...

en meşhurları 13. dalay lama olan thubten gyatso'dur. 1877 yılında reenkarne olduğuna inanılır. saltanatının bir bölümünü sürgünde geçirmiş olsa da büyük reformlara ve değişimlere imza atmıştır. misal idam cezasını kaldırmıştır. o dönem özelinde cidden cesaret isteyen bir iş...

bunun dışında kağıt para bastırmış, posta pulları kullanmaya başlamış falan. alışıla gelen pek çok uygulamayı değiştirmiş. bunlardan bir tanesi de avrupa ülkelerine öğrenci göndermesi ki, buna da başta büyük tepki gösterilmiş. gezginleri tibet'e kabul etmesi ve onlara tibet'te yerleşme imkanı vermesi de cabası. adam resmen devrimci kisvesinde reenkarne olmuş. * yaptıklarının öneminin anlaşılması için şu bilginin altını çizeyim; adamlar sırf 8. yüzyılda bir tibet kraliçesi kalp ameliyatı sonucu öldü diye ameliyatı yasaklamış. o derece güzel yani kafalar. pırıl pırıl...

saygıyla yad ediyorum kendisini.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

haluk bilginer.
devamını gör...

hepimiz cevaba "ışık hızı" desek de aslında tam olarak o olmayan limit.

yanlış anlaşılmasın; şu anda ışıktan hızlı gitmenin bilinen bir yolu yok. yani gerçekten bu hız, evrendeki limit hızı temsil ediyor ama ışık hızı olarak adlandırdığımız şeyin olayı ışığın kendisiyle ilgili bir özellik değil aslında.

nedensellik ilkesini duymuşsunuzdur. olaylar, daha doğrusu sonuçlar, bir nedene bağlı olarak gerçekleşir. önce sonucun gerçekleşmesi, sonra nedenin ortaya çıkması şeklinde bir durumu etrafımızda gözlemeyiz. yumurta düştüğü için kırılır. kırıldıktan sonra düşmez ya da kırıldığı için düşmez.

nedensellik dedik, bir de yerellik ilkesinden bahsedelim. bu ilke, herhangi bir olayın sadece yakın çevresindeki cisimleri etkileyeceğini, çok uzak bölgeler üzerinde hiçbir etkisi olmayacağını *söyler.

şimdi bir başka konuya kısaca değineyim. ışığın elektromanyetik dalga olduğunu biliyoruz. boş uzayın elektrik ve manyetik geçirgenliği adını verdiğimiz 2 özelliği var. bu özellikler, uzayın yani vakum ortamının elektrik alanı ve manyetik alan karşısındaki geçirgenliği ile alakalı. bir bakıma elektrik devrelerinin direnci gibi düşünebilirsiniz. elektromanyetik bir dalganın yayılmasına uzayın gösterdiği direnç gibi... eğer bu özellikler daha düşük olsaydı bu dalgalar ışıktan daha hızlı yayılabilirdi. eğer bu özellikler 0 olsaydı, bu dalgaların hızı sonsuz olurdu.

peki ışığın hızı sonsuz olsaydı ne olurdu?

ışık hızı, aynı zamanda bilginin yayılma hızına da bir limit getirir. bu da bazı şeyleri, evrende tam da şu anda olduğu haliyle deneyimlememizi sağlar. eğer ışık hızı sonsuz olsaydı, nedensellik ve yerellik ilkeleri çiğnenirdi. olaylarda mantıksal bir sıralama olmayacağı gibi, çok uzakta olan bir olay alakasız bir bölgeyi etkileyebilirdi. örneğin milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki bir süpernova, dünyayı silip süpürebilirdi. zaten eğer ışık hızı sonsuz olsaydı, evren şu anda bildiğimiz şekliyle oluşmazdı belki de. dolayısıyla dünya da hiç var olmayabilirdi.

evren, ışıkla ya da onun hızıyla ilgilenmez. "evrenin umurunda" olan şey, bu 2 ilkenin çiğnenmemesi gerektiğidir. bilginin yayılma hızı, nedensellik ilkesi ile sınırlanmıştır. ışık sadece durgun kütlesiz fotonlardan oluştuğu için en hızlı hareket eden parçacıklardan sadece biridir ve ilk olarak keşfedilenlerden de biri olduğu için bu limit mesela gluon hızı olarak değil ışık hızı olarak anılır.

yani özetle evrenin bir sınır belirleyerek "dur" dediği şey aslında 2 ilkenin varlığının ihlal edilmesidir ve bunun gerçekleşebilmesi için ulaşılabilecek en yüksek hıza yalnızca durgun kütlesiz parçacıklar ulaşabildiğinden bu limit hıza ışık hızı adı verilir. gerçekteyse hızın limiti, ışığın hızının değil nedensellik ilkesinin çiğnenmeme limitidir.
devamını gör...

iyi akşamlar sözlük,
hani dönem dönem olur ya, ya konuşmak istersiniz saatlerce ya da birini dinlemek ve bu motive isteğin sonunda asıl elinizde kalan insanlar içinde sessizce oturmak ve susmaktır. ne konuşmaya mecali kalır insanın ne de derdine deva bulmaya. iyi hoş ya zaten ortada kahırlanılacak ya da yakınılabilecek dert de yoktur. hayatın kendi akışıdır bu, içinden çıkmaktan kaçındığınız inanılmaz duyguları verdiği gibi bu süreçlere sokmayı da hak görür kendine. sizde size verilen bu bunaltıcı süreçte kaybolurken bulursunuz kendinizi. insan bu dönemlerde kararlarını hatırlamayı ve bakış açılarını unutmamalıdır, yoksa o zaman gerçekten kaybolursunuz, önemli olan kendini hatırlamak, yolda ve yolculukta yolcunun bireyselliğini kaybetmemektir.
kendinize “” bakın sözlük!
devamını gör...

şu hale* bak dediğim rezil durumdur.
devamını gör...

özgür basın, tarafsız adalet sistemi, liyakat sahibi insanlar in işin başında olmaları ve en önemlisi ahlaklı eğitimli insanlar.
devamını gör...

dik kafalı insanlar için kullanılan sözcük'tür.
devamını gör...

oldukça mantıklı olan ama benim sadece bazı durumlar için katıldığım önermedir.

bazı yaraların iyileşmesini beklemek, o yarayı deşmekten daha iyi bir fikir olabilir.
devamını gör...

zeynep bastık
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
tek aşk beşiktaşk
devamını gör...

nizanim feminist topluyor
herhal yüreğimizi yokluyor
bu kadar laf salatası yapmışın
anlamadım nasıl kokmuyor.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim