aslında bütün insanları sevebilirdim, sevmeye senden başlamasaydım eğer.


can yücel
devamını gör...

ne verirsen elinle o gelir seninle mantığıyla ilerleyen bir sistemle mümkün olur.
verdiğimiz artılar, favlar, yazdığımız tanım sayısı ve tanımda bulunan karakter sayıları karma puanını yükseltir.
artık sonunda nokta olmayan tanım yazan yazarlarımız düşünsün.
devamını gör...

buna ne gerek vardı şimdi? diye sorabiliyorum.
devamını gör...

dedikodu, başkalarını çekiştirmek, kınamak üzerine kurulmuş konuşma olarak tanımlanmaktadır.
uzmanlara göre atalarımız ilk sosyalleşmeyi birbirlerinin bitlerini ayıklarken yaşamışlar. bit temizleme işlemi önceleri temizlik amacıyla yapılırken daha sonra zamanla sosyal bir işlev kazanmış. insanlar arasında fiziksel temasın sözlü iletişime bir adım olmasına ve bunun da insanları birbirlerine yaklaştırdığı düşünülmektedir. atalarımız da bence birbirlerinin bitlerini temizlemenin böyle geniş çaplı bir iletişime neden olacağını düşünmemişlerdir.
devamını gör...

makyaj yapan kadar olağandır
devamını gör...

duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini

yazık olmuş o gözlerden sana akan yaşlara

bir zamanlar sevginle ateşlenen başımı

dizlerinin yerine dayasaydım taşlara



hani bendim yedi renk hani tende can idim

hani gündüz hayalin geceler rüyan idim

demek ki senin için aşk değil yalan idim

acırım heder olan o en güzel yıllara
devamını gör...

dünya açıkça üreme üzerine dönüyor. cinsellik dediğimiz kavram, aslında beslenme gibi çok doğal bir içgüdüdür.

şurada, şu küçük populasyonda kaçımız bir tolstoy, da vinci, tesla ya da büyük iskender?

peki biz bu insanlar gibi dünyanın gidişatını değiştiremiyor ya da farklı eserler bırakamıyorsak, o halde bizim görevimiz nedir?

insan neslinin devamını sağlamak.

birtakım inançlar ya da toplumsal tabular neticesinde konuşulması ayıp sayıldığından, insanların gözünde daha ulaşılmaz, daha değerli bir hal almıştır.

bu yüzden cinsellik içeren başlıklar daha çok yazı içerir, bu yüzden arama motorlarında daha çok cinsellik ile ilgili aramalar vardır.
devamını gör...

vurgulu dinlemek isteyenler için 3.28den buraya alayım sizleri.
seni düşünmediğim bir an, bir anım yok kör olayım
dağlar bile sarsılıyor gönlümün ağırlığından
rüzgara vuruyorum kendimi belki sıyırır diye
ruhumu inciten hürmütsüz sevginin kurbanıyım ben
her sağanak yağmurda ıslanırım iliklerime dek
belki çeker götürür diye içimde ki bu hasretini
faydasız!!! kenetlenmişsin kalbime
ilmek ilmek işlenmiş gibisin hasretinle yüreğime
nereye böyle bileyim söyle
suskunluğunun itirafıdır vefasızlığına
yoksa bir hayat böyle yoksa yar mıydı?
hadi git! hiç durma mühim değil vefa borcun yok
hadi git! aldırma bırak umutlarım kararsın
devamını gör...

tavuk pilav.. ne yaparsak yapalım evde asla o tadı alamadığımız efsane lezzettir. sokakta, sahilde bir köşeye kıvrılıp son derece konforsuz yediğimiz bir yemek nasıl bu kadar büyüleyebilir anlamak mümkün değildir.
devamını gör...

dışarıdan göründüğüm kişiyle alakam yok. beynimin içini gören olsa aklının kaçırır.
devamını gör...

musa özsoy isimle çevre ve şehir planlamacı duyarlı bir vatandaş tarafından yönetilen,bireysel olarak etiket okuma farkındalığı yaratma amacı güden kesinlikle reklam vesaire almayan internet sitesi ve sosyal medya hesapları bütünü.zamanın da yaşadığı bir rahatsızlık sonrası endüstriyel gıdalar üzerine araştırmalar yapmış ve gıda dedektifi ortaya çıkmıştır.mutlaka takip eden yazar arkadaşlarımızda mevcuttur bende kendisine birçok konuda akıl danışıyorum zaman zaman.her gün marketten alışveriş yapıyoruz endüstriyel gıdalar tüketiyoruz fakat bunların içinde nasıl bileşenler var,insana ne kadarı zararlı,yabancı ülkelerin gıda kodekslerinde ki düzenlemeler nasıl merak ediyorsanız takip edip incelemeye alabilirsiniz.
devamını gör...

ikinci dünya savaşı'nda varşova gibi büyük bir kısmı yıkılan polonya şehri.
sadece 1 gün gezme fırsatı bulabildim ama özellikle bir kısmı müze olan wrocław üniversitesi'ne hayran kalmıştım. güzel bir şehir.
bir de burası cüceler şehri. evet. şehrin her yerinde önünüze farklı farklı cüce heykelleri çıkıyor.
devamını gör...

(bkz: gülücük) yazılmasını önerdiğim başlık . türkçe de karşılığı olan seyler icin yabancı kısaltmaya gerek yoktur bence.
devamını gör...

çocukluğunda ip atlamasına izin vermediğiniz çocuklar büyür ve o iple kendini asar dediğim konudur.
devamını gör...

ölüm şekli beni etkileyen şair.
ankara'da bir gece belediye çukuruna düşer, daha sonra çıkarılır istanbul'a gider. birkaç gün sonra da vefat eder. ölüm nedeni başta alkol zehirlenmesi sanılsa da beyin kanamasıdır. bunun üzerine halim şefik bir şiir yazar:

--- alıntı ---

orhan veli'ye ağıt
morgta açılınca kafatası
doktor beyler beyin gördüler
indirince tenkafesine neşteri
doktor beyler yürek gördüler
yürekte ne gördüler dersiniz
yürekte memleket gördüler
dünya gördüler
bir de dost gördüler
ama bu işte doktor beyler
doğrusu geç kaldılar
çok geç kaldılar


--- alıntı ---
devamını gör...

kafa sözlük tanrılığı
devamını gör...

britomartis, yunan mitolojisindeki karşılığı artemis olan girit dağ ve avcılık tanrıçasıdır. (peri olduğu da söylenir.) (artemis'in av arkadaşlarından biri olduğu da söylenir.) adının anlamı atlı bakire veya tatlı bakire olarak çevrilir.

zeus'un kızı olduğu da söylenen britomartis girit adasında yaşardı ve zamanın çoğunu avcılık ile geçirirdi. knossos'taki minos medeniyetinin mitolojik kralı minos, avcıya aşık olmuştu. britomartis ise ondan uzak kalmaya çalıştı, kaçtı ve en son çaresizlikten kendini bir yamaçtan denize atmıştı. mucize eseri balıkçıların ağına düşerek hayatta kaldı veya daha sonra soyadına ismini verecek dağdan atladı ve onu tanrıça yapacak artemis tarafından kurtarıldı.

sadece girit'te tanınmayan britomartis, aphaea adıyla da anılırdı. daha sonra kendine, balıkçı ağlarının kızı gibi bir anlama gelen dictynna (veya dictymna) soyadını aldı.

bir başka anlatıya göre britomartis yalnızlığına çok düşkündü ve ebediyen bakire kalmaya yemin etmişti. farklı yerlere uğrayarak geldiği girit'te yine minos tarafından kovalandı ve kaçtı. denizcilerin ağlarında sağ kaldı. bir denizci, andromedes, onu girit'ten aegina'ya taşıdığı zaman, kıyıya indiklerinde britomartis'e saldırdı. gemiden kaçan britomartis, artemis'in tapınağında kayboldu. daha sonra aegina'lılar onun adına bir tapınak inşa ederek ona taptılar.

bu aktarımlar ve efsaneler yunanistan yakınlarındaki deniz yerlerinde inançların kademeli bir şekilde yayıldığını gösterir ve bu efsane anlayabileceğiniz gibi iki kültürün sentezinden ortaya çıkmıştır. britomartis'in de artemis'in de tapınakları, benzer özelliklerinden de dolayı deniz kıyılarına yapılmıştır ve denizcilerin, limanların tanrıçaları, koruyucuları olmuşlardır. (bu özelliklerin britomartis'ten artemis'e aktarıldığı söylenebilir.)

ve artemis ay tanrıçası olduğu için britomartis'in ışıkta belirmesi, bazı eski dönem roma sikkelerinde dictynaa'nın hilal ile birlikte sembolize edilmesi gibi özellikleri de yine bir sentezin sonucudur. iki figürün de birbirini etkilediği söylenebilir.

kaynakça ve daha fazlası: theoi.com, wikipedia
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

birkaç örnek
körlük jose saramago
cesur yeni dünya adlous huxley
mülksüzler ursula le quin
hayvan çiftliği
1984 george orwell
distopya olmaması gerekeni anlatır
farklı bir bakış açısı katar ütopyalar bana aşırı hayalperest gelir ama distopyalar daha gerçekçi gibi ...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim