tebrik edilmesi gereken bilim insanı. gurur kaynağı olmuştur kendisi.
devamını gör...

hiç kimseyi takmamak.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
hazır varken kullanayım*
devamını gör...

gerçek adı, kemal sadık gökçeli'dir.
ince memed romanının yazarı olur kendileri.
nobel'e aday gösterilen ilk erkek yazarımızdır.

yaşar kemal, 12 yaşına kadar konuşma güçlüğü çekmiş:

ailesi, süphan dağı'nın van gölü kıyısından, çukurova'ya o doğmadan göçtü.
bu göç, tam bir buçuk yıl sürdü ama çukurova'ya yaklaştıklarında, yolda ölü olduğunu sandıkları bir çocuk gördüler.
yaşar kemal'in babası:
"müslüman ölüsü yerde bırakılmaz." diyip çocuğu kucağına aldı, kucağına alır almaz çocuk gözlerini açtı.
çocuğun adı yusuf'tu.
yağmurcuk kuşu serisindeki "salman" da diyebiliriz.
onlar, yusuf yaşadığı için sevinip onu evlatlık aldılar.
yusuf ise,
yıllar sonra, yaşar kemal'in babasını camiide namaz kılarken öldürmüştür.
bu olaya şahit olan yaşar kemal, henüz dört buçuk yaşındaydı.
bu olay kendisinde travma yarattı ve 12 yaşına kadar doğru düzgün konuşamadı yani konuşurken kekeledi.
ağıtlar, masallar, destanlar söylerken dili hiç tutulmadı. hatta şöyle demiştir
bu konuyla alakalı:
"ben babamın camide, o, namaz kılarken yanındaydım, hançerlendiği akşamdan sonra, sabaha kadar yüreğim yanıyor, diye ağladım. ardından da kekeme oldum ve on iki yaşıma kadar zor konuştum. yalnız türkü söylerken kekemeliğim geçiyordu. hiç kekelemiyordum. kitap okurken de, okur yazar olduktan sonra, hiç kekelemedim. on iki yaşımdan sonra kekemeliğim geçti."
devamını gör...

yazmayı bırakmanın zararı ne olur bilmiyorum. bir süredir yazmıyorum hatta okumuyorum hatta düşünmüyorum da. antidepresanı kafama göre kullanıyorum, doktorla görüşmeyeli aylar oldu. yeni psikoloğa da dönüş yapmıyorum. hangi evredeyim nasıl bi noktadayım kaybedeli çok oldu. bulabilecek miyim yolumu bilmiyorum. belki bi ihtimal. ama ben değişemedikten sonra o ihtimal nasıl gerçekleşsin ki? ey şiraze bul beni. ey anlamın frekansı bul beni. ey kalbim seni yola getiremedim ya da sen kendi yolundasın da ben aklımı yola getiremedim. ey akıl, uğra bana, kal biraz. gitme uzaklara.
devamını gör...

en sevdiğim şairdir kendisi. farklı bir kafaya sahip, nedense kendimi yakın hissediyorum ümit yaşar'a.


insan bir kere ölüyor ne fena
bu düzeni değiştirmeli
bir kere yaşamalı; çok çok ölmeli
en büyük kederler bizim için
bizim için karşılıksız sevgiler
kör kuyular, çıkmaz sokaklar bizim için
dünyaya nasıl gelmişiz sormayın
saygı değer annelerimiz incinmesin
her yerim ayrı ayrı ölmeli
yoksa ölüm yok bana dünyada
bir kurşun beynime girsin
bir bıçak kalbime saplansın
kızgın bir demir dağlasın gözlerimi
sonra gelsin bir manga asker
sert bir komut; bir yaylım ateş
bırak kim bağlarsa bağlasın gözlerimi.
çok düşündüm bilek damarlarımı kesmeyi
rönesans öncesi devirlerden kalma zehir içmeyi
ve düşmeyi yüksek kulelerden mermerler üstüne
ayaklarıma taş bağlayıp denizler altında ölmeyi
yine de ölmedim görüyorsun, ölmedim
o asağılık hesaplar, küçük korkular bırakmadı beni
belki de sen bırakmadın, bilmiyorum
bıraksaydın çoktan unutmuş olacaktın
halbuki şimdi benden kaçman da zor
anlıyorum beni sevmen de zor
dedim ya bir yere kadar yaşamak güzel
ama bir yerde ölüm güzel oluyor.
devamını gör...

yargı machine geldi savulun dostlar.

arkadaşlar öncelikle şuna açıklık getirmek istiyorum. yemek yemekle ilgili istekleriniz varsa sevgili ya da eş ararken kriterler başlığınızın ilk sırasına aşçı yazıp ona göre doğru insan seçimi yapabilirsiniz.

bir diğer unsur şu kadınları onu yapan mı bunu pişiren mi başlıklarına dahil etmeyin ya. nereye yetişeceğini şaşırdı bu kadınlar. mantı mı döksün. felsefe mi yapsın. baklava mı açsın. tez mi yazsın. topuklu mu giysin. kramponla maça mı çıksın. bir salın şu kadınları.

bir diğer unsur saygıdeğer arkadaşlarım. kriterler sizleri ilgilendirir. kadınları değil. mantı açamadı diye bir kadını sevmekten vazgeçecekseniz sevgi olaylarına hiç girmemenizi tavsiye ederim. elbette lazanya için de aynı şey geçerli.

(özel istek geldi tavuklu pilav da sevdaya dahil mi )

son olarak hayal kurmak elbette güzeldir ama gerçeklerle daha içli dışlı olabilirseniz mutlu olur mutlu edersiniz. zira hayat mutsuz olmak ve mutsuz etmek için oldukça kısa.

edit! başlık sorununu çözebileceğine inandığım teoriyi buraya bırakıyorum. kafa sözlüğü sabah öğle akşam tok karnına almak.

edit 2! benim sorunum o yemek bu yemek değil. onu yaparız bunu yapamayız da değil. başlıklarda saray sofrası donatacak kadar çeşitteki yemek listeleri.
devamını gör...

kişiden kişiye değişmekle birlikte yakınlarımla telefonla konuşmayı yeğlerim. mesajlaşırken bir şeylerin hissiyatı azalıyor bence. telefonla konuşurken sesinden duygu durumu hakkında çıkarımlar yapıp konuşmayı ona göre sürdürmeyi ya da bitirmeyi seviyorum, bence daha etkili bir konuşma yaşanıyor böyle. ama belli kişiler dışında insanları rahatsız etmemek için aramıyor, işimi mesajla hallediyorum.
devamını gör...

bu sene yapacak olduğum eylemdir. halihazırda hacettepede okuduğum halde sınava hazırlanıyorum.
boğaziçi için. değer mi bilinmez ama bir kere çıktık yola.
devamını gör...

yaşayamayanlardandır. kendisi gençliğini yaşayamadığından kin doludur, herkese titreyerek mana bulur.
devamını gör...

konuştuğum vakit dilimi kestiler
ve gözlerimin içine bakıp gittiler
ben susturuldum
insanlığın en ağır sancısı o gece başladı
tanrının yarattığı düzende kaos vardı
insanlar anlamadı
sustuklarım boğazıma saplandı
yalanlara mahkum edilen insan
boynuna ipi doladı
ve günaha battı

* mevcutlu
devamını gör...

fevgo... * *
devamını gör...

varsa öyle hemen isteyelim online olarak. allah'ın emri peygamberin kavli ile kızımız moderatörü, yazarımız don juana istiyoruz. mihir olarak da 850 tanım ve 100 başlık olarak kavilleşilmiştir. allah kafa-sözlükte kocatsın bir ömür boyu. sol başlıkın bereketi telefon ekranınızdan eksik olmasın. amin.
devamını gör...

öğleye kadar pembe, turuncu gibi enerji verici renkler. öğleden sonra lacivert, gri, siyah gibi renklerdir. sevdicekle zamanın rengi toz pembe, sevmediğin kişiyle siyah.
devamını gör...

karşısındaki insanın düşüncesine saygı duymak yerine onu manipüle edip fikrini değiştirmeye çalışması.
devamını gör...

boynum tutuldu sözlükçüm, sağa dönme yetimi kaybettim. sanırım ters bir hareket yaptım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

birinci selim ile şah ismail arasında geçen bir osmanlı iran savaşıdır. osmanlılar ve onların müttefikleri iranlı kürt aşiretleri ile safeviler ve doğu’daki müttefikleri olan osmanlı türkmenleri çaldıran ovasında karşı karşıya gelmişler ve kılıçlı, kalkanlı, mızraklı safeviler osmanlıların ateşli silah üstünlüğüne daha fazla dayanamayıp yenilmişlerdir. eğer bu savaşı osmanlılar kaybetseydi çok büyük ihtimalle bugün doğu ve güneydoğu anadolu toprakları iran‘a ait olacaktı ve halkı da azerbaycan türklerinden oluşacaktı yani güney azerbaycan dediğimiz iran azerbaycanı gibi bir yer olacaktır.

devamını gör...

okuduktan sonra keşke filmi çekilse de izlesek dediğim bir kitap. zülfü livaneli edebi anlamda yaşar kemal çizgisinde ilerleyen, kültür birikimi yüksek bir yazar. bu olumlu özelliği sanat yeteneğiyle birleşince ortaya kaliteli akıcı eserler çıkıyor. sanat dünyamızın çok değerli bir rengi, sesi.
devamını gör...

diğer platformlardan gelen insanların, ortak ve yüksek kalite standartına sahip bu yeni yeri daha çok sevdiğini düşünüyorum.

o eski platformlarda yer etmiş hastalıklı fikirlere sahip kişilerin, para için her şeyi yapabilecek reklamcıların, sahtekarların, aktrollerin olmadığı (henüz) bu yeni ortam, çok samimi geliyor bana mesela.

burada sanki herkes kaliteli zevkleri olan, kitap okuyan, müzik dinleyen, bencilliklerden ve egolardan sıyrılmış, kendilerini en az bir kaç senedir tanıyormuşum hissi oluşturan iyi yazarlar gibi geliyor.

daim olması dileği ile.
devamını gör...

bir cevap vermek ne kadar uzun sürebilirdi?
ne kadar düşünebilirdi insan?
neden bu kadar düşünürdü ya da?
dakikalar kaç sonsuzluk hızında akardı benim için?
yorgunluklarım, kırgınlıklarım;
sana olan susuzluğum, ihtiyacım
ne kadar olabilirdi en fazla?
umutsuz ve senden bihaber,
daha fazla ne kadar bekleyebilirdim seni?
bir şey söyle bana, yalvarırım.
ne yapmalıyım daha fazla?
kaç defa haykırmalıyım seni sevdiğimi?
kaç bin defa zikretmeliyim adını?
kaç ruhumu feda etmeliyim?
kaç canımı daha vermeliyim ellerine?
kaç unguentarium biriktirmeliyim?
kaç bin tane daha şiir yazmalıyım güzel ruhun için?
artık zamanı gelmedi mi sevgilim?
sonunu yazmanın,
bu hikayenin...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim