düşünmek
"öğret bana nasıl unutulur düşünmek?"
devamını gör...
çaya şeker atmadan içen kişi
alıştıktan sonra hiç şekerli içilemeyen durum.
devamını gör...
kitap alışveriş sitelerinde görülen sakin bir kafayla okuyun yorumu
hep konser alanında okuduğum için beni ilgilendirmeyen durum.
devamını gör...
yaşlanmanın çok acı verici bir gerçek olması
genç yaşta yaşlanmaktan daha kötü bir durum değildir, hem fiziksel hem ruhsal.
devamını gör...
bir zamanlar moda olan şimdi yüzüne bakmadığımız şeyler
umarım birkaç sene sonra birileri gelip bu başlıgın altına maske yazar.
devamını gör...
evde beslemek istenilen yabani hayvanlar
devamını gör...
yazarların bıktığı durumlar
hayatımda hiçbir şeyin yolunda gitmemesinden bıktım. istediğim hiçbir şeyin, başta her şey yolunda giderken, sonunda olmamasından bıktım. çabaladığım hiçbir şeyin olmamasından bıktım. duygularımın bile beni terk etmesinden bıktım. yaşamaktan bıktım kısaca.
devamını gör...
helios'un yönetici olması
mayışa ne kadar zam geldiğini merak ettiren terfi durumudur. tebrik ederiz.
devamını gör...
sözlükte de epey ünlü olmam
yazar benden mi bahsediyor ne?
tanım, ünlü olmayan yazarın kendisini öyle zannetmesi sonucunda açtığı başlık.
tanım, ünlü olmayan yazarın kendisini öyle zannetmesi sonucunda açtığı başlık.
devamını gör...
engelmann deneyi
theodor wilhelm engelmann tarafından 1883 yılında yapılan bir deneydir. alg ve bakterileri kullanarak yaptığı deneyde ışığın farklı dalga boylarının fotosentez hızına etkilerini test etmiştir.

prizma üzerinden kırılan ışık ipliksi alg üzerine tutulmuş ve algdeki fotosentez hızını ölçümleyebilmek için sulu deney ortamına aerob yani oksijenli solunum yapan bakteriler konulmuştur. deneyde görüyoruz ki mor ve kırmızı dalga boylarında bakteri topluluğu daha fazla. yani o bölgelerde oksijen daha yoğun. bunun nedeni fotosentez hızının mor, mavi ve kırmızı ışıkta diğer dalga boylarına oranla daha fazla olması. deney sonucunda fotosentez hızının dalga boyu büyüklüğü ile doğru orantılı ya da bağlantılı olmadığı kanıtlandı. ışık, klorofil tarafından hangi dalga boylarında daha iyi absorbe ediliyor sorusu yanıt buldu. yeşil ışık ise en fazla yansıtılan ışık olduğu için fotosentez hızı bu bölgede minimum düzeyde oldu. bakteri bütün bölgelerde yaşayabildi fakat yoğunluğu fotosentez hızının en hızlı olmasına elverişli dalga boylarında maksimum seviyede oldu.

prizma üzerinden kırılan ışık ipliksi alg üzerine tutulmuş ve algdeki fotosentez hızını ölçümleyebilmek için sulu deney ortamına aerob yani oksijenli solunum yapan bakteriler konulmuştur. deneyde görüyoruz ki mor ve kırmızı dalga boylarında bakteri topluluğu daha fazla. yani o bölgelerde oksijen daha yoğun. bunun nedeni fotosentez hızının mor, mavi ve kırmızı ışıkta diğer dalga boylarına oranla daha fazla olması. deney sonucunda fotosentez hızının dalga boyu büyüklüğü ile doğru orantılı ya da bağlantılı olmadığı kanıtlandı. ışık, klorofil tarafından hangi dalga boylarında daha iyi absorbe ediliyor sorusu yanıt buldu. yeşil ışık ise en fazla yansıtılan ışık olduğu için fotosentez hızı bu bölgede minimum düzeyde oldu. bakteri bütün bölgelerde yaşayabildi fakat yoğunluğu fotosentez hızının en hızlı olmasına elverişli dalga boylarında maksimum seviyede oldu.
devamını gör...
karl marx
günümüz batı sosyolojisinde hatalı görülen marksizm görüşünün kurucusudur. peki neden bu görüş hatalı kabul edilir açıklayalım: çünkü marksizm teleolojiktir.
teleoloji'nin türkçede tam karşılığı var mı bilmiyorum. kısaca bir amaca odaklanma, nihai hedef belirtme anlamına gelmektedir. marksizm sosyal dengelerin belirli aşamalardan geçeceğini ve belirli bir sona ulaşacağını öne sürer. ona göre tarihsel süreç ilkel toplum, kölelik dönemi, feodel düzen, kapitalist sistem ve son olarak komünizm şeklindedir. kapitalist düzen işçi devrimiyle yıkılacak, işçilerin diktatörlüğü yerini sosyalizme bırakacak, sosyalizmin son evresi komünizm olacaktır.
kulağa din gibi geliyor değil mi? "ve sonra kıyamet kopacak ve insanlar mahşer yerinde toplanacak" der gibi. işte bu şekilde hedefe odaklı ve nihai sonlu bir tarih akışı bilimsel kabul edilmemektedir. öte yandan komünistlere sorsanız marx'ın söylediği her şey gerçekleşmiştir. islamcıların kuranı eğip bükerek mucize çıkartmalarına benzer şekilde marx'ın kelimelerinden mucizeler çıkartmayı severler. halbuki biraz kafanızı kaldırıp bakarsanız pek çok marksist filozofun teoriye yeni yaklaşımlar getirdiğini görürsünüz.
örneğin gramsci şu sosyalist devrimin neden bir türlü gerçekleşmediğini açıklamak için yeni bir 'hegemonya' kavramını ortaya atmıştır. birinci dünya savaşı sonrası dönemde batıda komünizmin hiç ilerlememesi, hatta tersine italya ve almanya gibi anti-komünist ideolojilerin aşırı güçlenmesi koca bir neo-marksist grubu ortaya çıkarmıştır. sovyetlerin yıkılmasından sonra marksizm zaten neredeyse bilim çevrelerinde dahi tartışılmaz hale geldi.
özetle arkadaşlar, elbette marx'ın insanlığa büyük katkıları olmuştur. ama 1883'te hayatını kaybetmiş bir insanın 2020'lerin dünyasını, teknolojisini, iletişim imkanlarını hayal edebilmesi dahi mümkün değildir. görüşlerinden faydalanın ama onu aşmayı bilin. ülkemizde kıyıda köşede kalmış bir avuç komüniste bakmayın siz. onlara kalsa kapitalizm yıkılmak üzere. onlara kalsa ilk ekonomik krizde tekmeyi vuracaklar ve sosyalist devrim başlayacak ülkede. buna gerçekten inanıyorlar. kadıköyde hala soğuktan titreyerek bildirilerini dağıtıyorlar.
teleoloji'nin türkçede tam karşılığı var mı bilmiyorum. kısaca bir amaca odaklanma, nihai hedef belirtme anlamına gelmektedir. marksizm sosyal dengelerin belirli aşamalardan geçeceğini ve belirli bir sona ulaşacağını öne sürer. ona göre tarihsel süreç ilkel toplum, kölelik dönemi, feodel düzen, kapitalist sistem ve son olarak komünizm şeklindedir. kapitalist düzen işçi devrimiyle yıkılacak, işçilerin diktatörlüğü yerini sosyalizme bırakacak, sosyalizmin son evresi komünizm olacaktır.
kulağa din gibi geliyor değil mi? "ve sonra kıyamet kopacak ve insanlar mahşer yerinde toplanacak" der gibi. işte bu şekilde hedefe odaklı ve nihai sonlu bir tarih akışı bilimsel kabul edilmemektedir. öte yandan komünistlere sorsanız marx'ın söylediği her şey gerçekleşmiştir. islamcıların kuranı eğip bükerek mucize çıkartmalarına benzer şekilde marx'ın kelimelerinden mucizeler çıkartmayı severler. halbuki biraz kafanızı kaldırıp bakarsanız pek çok marksist filozofun teoriye yeni yaklaşımlar getirdiğini görürsünüz.
örneğin gramsci şu sosyalist devrimin neden bir türlü gerçekleşmediğini açıklamak için yeni bir 'hegemonya' kavramını ortaya atmıştır. birinci dünya savaşı sonrası dönemde batıda komünizmin hiç ilerlememesi, hatta tersine italya ve almanya gibi anti-komünist ideolojilerin aşırı güçlenmesi koca bir neo-marksist grubu ortaya çıkarmıştır. sovyetlerin yıkılmasından sonra marksizm zaten neredeyse bilim çevrelerinde dahi tartışılmaz hale geldi.
özetle arkadaşlar, elbette marx'ın insanlığa büyük katkıları olmuştur. ama 1883'te hayatını kaybetmiş bir insanın 2020'lerin dünyasını, teknolojisini, iletişim imkanlarını hayal edebilmesi dahi mümkün değildir. görüşlerinden faydalanın ama onu aşmayı bilin. ülkemizde kıyıda köşede kalmış bir avuç komüniste bakmayın siz. onlara kalsa kapitalizm yıkılmak üzere. onlara kalsa ilk ekonomik krizde tekmeyi vuracaklar ve sosyalist devrim başlayacak ülkede. buna gerçekten inanıyorlar. kadıköyde hala soğuktan titreyerek bildirilerini dağıtıyorlar.
devamını gör...
srebrenitsa katliamı
-korkuyor musun?
+nasıl korkmayayım?
bu sözler içime işliyor, kalbimi titretiyor. sahi nasıl korkmasın insan? ne tarafa dönse çaresizlik. her şey apaçık ortadayken yine üç maymunu oynayan yığınla insan. "yaşamlarınız birleşmiş milletler tarafından güvence altındadır" yalanıyla avutulan koca bir halk.
her şeye rağmen mavi kelebeklerle mahrur bir tebessüm geliyor yüzüme.
ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.
aliya izzet begoviç.
+nasıl korkmayayım?
bu sözler içime işliyor, kalbimi titretiyor. sahi nasıl korkmasın insan? ne tarafa dönse çaresizlik. her şey apaçık ortadayken yine üç maymunu oynayan yığınla insan. "yaşamlarınız birleşmiş milletler tarafından güvence altındadır" yalanıyla avutulan koca bir halk.
her şeye rağmen mavi kelebeklerle mahrur bir tebessüm geliyor yüzüme.
ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.
aliya izzet begoviç.
devamını gör...
çocukluktan kalma alışkanlıklar
çaya soğuk su dökmeden içemem. parmak kenarlarımı koparırım hâlâ.
devamını gör...
siyasilerin unutulmayan sözleri
1993 sivas madımak katliamında 33 masum vatandaşın katledilmesinden sonra dönemin boşbakanı tansu çiller " otelin etrafını saran vatandaşlarımıza hiçbir zarar gelmemiştir. onlardan ölen ve yaralanan yoktur" diyerek yobaz yavşaklar için şükür niteliğinde bir açıklama yaparak ne kadar karaktersiz olduğunu tasdiklemiştir.
devamını gör...
la bu islam ne etti size
sıkıntımız hiç bi zaman islam olmadı, islami kurallarını isteğimiz dışında bize dayatmaya çalışanlarla derdimiz. biz müslüman bile olsak hangi kurala uyup uymayacağımızı yasal çerçevede kendimiz seçeriz. yoksa kimsenin kara çarşafla ortalıkta gezinmesine de karışmayız, oruç tutmasına da karışmayız, namaz kılmasına da karışmayız. ama 13-14 yaşında kızları 50 yaşında adamlara gelin ederseniz bozuşuruz ona göre. bi de bunu bana dayatmaya çalışırsan savaşırız.
aynı şeyleri buraya da yazmayım da, islamı değil de islamcıları icraat halinde görmek istiyoruz biz aslında, şöyle bi haksızlığa karşı aynı safta göremiyoruz bu islamcıları.haa bi de şu tarikatların hepsinden bi tecavüz,istismar, kaçakçılık falan çıkıyor ya. ee soğuyoruz haksız mıyız ? mesela en son uşşaki tarikatı lideri mahkemede savunmasında peygamber torunu olduğu için duygularının yoğun olduğunu ve bu yüzden 11 yaşında çocuğu istismar ettiğini söyledi.buradan ama türkiye'deki dini bütün müminlerden bu sapıkla ilgi hiç bi tepki görmedik.nerde gördük ki ?
ama siz napıyosunuz ? (artık kim üstüne alınırsa), aranızdaki çürük elmaları temizlemek yerine, islamla hiç alakası ve derdi olmayan sizi tanımayan insanlara sataşıp, onlarında sizin gibi düşünmesini istiyosunuz, siz bırakın islam karşıtlarını da, islamın içindeki çürük elmalarla ilgilenin.onların islam dinine verdiği zararı yahudi bile vermiyodur. ha bi de haksızlığa karşı durmak da isterseniz sen gel, biz safları sıkılaştırırız.
aynı şeyleri buraya da yazmayım da, islamı değil de islamcıları icraat halinde görmek istiyoruz biz aslında, şöyle bi haksızlığa karşı aynı safta göremiyoruz bu islamcıları.haa bi de şu tarikatların hepsinden bi tecavüz,istismar, kaçakçılık falan çıkıyor ya. ee soğuyoruz haksız mıyız ? mesela en son uşşaki tarikatı lideri mahkemede savunmasında peygamber torunu olduğu için duygularının yoğun olduğunu ve bu yüzden 11 yaşında çocuğu istismar ettiğini söyledi.buradan ama türkiye'deki dini bütün müminlerden bu sapıkla ilgi hiç bi tepki görmedik.nerde gördük ki ?
ama siz napıyosunuz ? (artık kim üstüne alınırsa), aranızdaki çürük elmaları temizlemek yerine, islamla hiç alakası ve derdi olmayan sizi tanımayan insanlara sataşıp, onlarında sizin gibi düşünmesini istiyosunuz, siz bırakın islam karşıtlarını da, islamın içindeki çürük elmalarla ilgilenin.onların islam dinine verdiği zararı yahudi bile vermiyodur. ha bi de haksızlığa karşı durmak da isterseniz sen gel, biz safları sıkılaştırırız.
devamını gör...
vedalaşırken en sevilen kişiyi sona bırakmak
gözyaşlarını diğer insanlarda biriktirip onda patlama derecesine getirir.
devamını gör...
kolay gibi görünen ama çok zor olan şeyler
cahile laf anlatmak.
devamını gör...
sözlüğü telefondan kullanmak
genelde telefondan kullanırım. bilgisayardan kullanırken nedense kendimi çok ciddi bir iş yapıyormuşum gibi hissediyorum ve bu psikolojiye giriyorum ister istemez.
devamını gör...
