matematik felsefesi
matematiğin temellerinin mevzu bahis edildiği disiplindir. bugünün felsefesinin temelleri matematik felsefesi üzerine kuruludur.
antik yunanca'da mathema* kelimesinden türeyen matematik, saf ve uygulamalı matematik olarak ikiye ayrılır. saf matematik soyut matematiksel kavramların arasındaki ilişkiyi incelerken, uygulamalı matematik fiziksel olguların matematiksel modellemelerine çalışır. matematik felsefesinin konusu saf matematiktir.*
matematiksel disiplinlerde aksiyomlardan* hareketle, mantık kuralları uygulanarak sonuç elde edilir. savlar belirlenir ve aksiyomlara dayandılarak kanıtlanır. ancak tanımlanamayan ve sezgiyle kavranılan şeyler de vardır. mesela nokta, doğru gibi kavramların euclidien geometride tanımı yoktur. 'küme' ve 'eleman olma'nın da kümeler kuramında bi tanımı yoktur. işte bu sebeple matematik ''tanımsızlık'' ile başlar ve en sonunda da tanımı yapılamzaz nesnelere dayanır. tanımsız kavramlar kabul edilmeden matematik yapılamaz. matematik felsefesi işte tam da buradaki tanım ve aksiyomları tartışmaya açar. matematiksel nesnelerin dış gerçeklikle alakası nedir? gerçekten bu nesneler var mıdır? varsa nerededir? matematiksel bilginin kaynağı nedir? bunun gibi dolusuyla soru sorar. euclidien olmayan geometrilerin doğuşuyla beraber ortalık tam savaş alanına döner ve matematiksel doğruluk kavramı hakkında yepyeni tartışamalara sebep olur. mantık ve matematik ilişkisi ise başlı başına disiplin olacak bir muhtevaya sahiptir.
antik yunanca'da mathema* kelimesinden türeyen matematik, saf ve uygulamalı matematik olarak ikiye ayrılır. saf matematik soyut matematiksel kavramların arasındaki ilişkiyi incelerken, uygulamalı matematik fiziksel olguların matematiksel modellemelerine çalışır. matematik felsefesinin konusu saf matematiktir.*
matematiksel disiplinlerde aksiyomlardan* hareketle, mantık kuralları uygulanarak sonuç elde edilir. savlar belirlenir ve aksiyomlara dayandılarak kanıtlanır. ancak tanımlanamayan ve sezgiyle kavranılan şeyler de vardır. mesela nokta, doğru gibi kavramların euclidien geometride tanımı yoktur. 'küme' ve 'eleman olma'nın da kümeler kuramında bi tanımı yoktur. işte bu sebeple matematik ''tanımsızlık'' ile başlar ve en sonunda da tanımı yapılamzaz nesnelere dayanır. tanımsız kavramlar kabul edilmeden matematik yapılamaz. matematik felsefesi işte tam da buradaki tanım ve aksiyomları tartışmaya açar. matematiksel nesnelerin dış gerçeklikle alakası nedir? gerçekten bu nesneler var mıdır? varsa nerededir? matematiksel bilginin kaynağı nedir? bunun gibi dolusuyla soru sorar. euclidien olmayan geometrilerin doğuşuyla beraber ortalık tam savaş alanına döner ve matematiksel doğruluk kavramı hakkında yepyeni tartışamalara sebep olur. mantık ve matematik ilişkisi ise başlı başına disiplin olacak bir muhtevaya sahiptir.
devamını gör...
ilkay akkaya dinlemek
sesinde öyle bir şey var ki, kendisini dinletiyor, dinleyeni dinlendiriyor. çok bunaldığınız zaman bir ilkay şarkısı dinleyin. terapi gibi gelecektir.
sustum.
sustum.
devamını gör...
imamoğlu'nun gazi yakınına seni bulurum demesi
başkaaannn, düşme böyle numaralara. mağdur rolü yaaapp onlar gibii. adam ilk konuştuğunda kendini yere atıp dayak yemiş numarası yapsaydın keşke, naçizane tavsiyem. etrafta millet olmasa saldırırdı kesin "tepki" gösteren "gazi yakını". herkese anlayacağı dilden cevap, gerçi bunlar hangi dilden anlıyor henüz çözülemedi ama, olsun.
t: haklı bir imamoğlu tepkisi.
t: haklı bir imamoğlu tepkisi.
devamını gör...
ciddiye alınmaması gereken yazarlar
tüm yazarlardır. sevdiğimiz yazarların tanımlarını okuyoruz, ama sonra bir yanlışını görünce direkt engelliyoruz. demek ki, kimseye güven olmaz. dünya fani, sözlük fani, ciddiye almayın diyorum yani.
devamını gör...
4. murad ve habib baba
habib baba, 4.murad devrinin gizli, kimsenin bilmediği allah dostlarındandır. yaşlıdır,fakirdir, gariptir. fakat rabbinin katında da alemlere denk bir değerin sahibidir.
yaşlı habib baba, uzun bir kervan yolculuğunun sonunda istanbul'a gelmiştir.yolculuğ unun tozunu, yorgunluğunu atmak için bir hamama gider... niyeti, şöyle iyice bir keselenip, paklanmak... bedenini de ruhuna denk kılmaktır.
fakat hamamcı habib babayı içeri sokmak istemez.
'bugün' der, 'sultan murad'ın vezirleri hamamı kapattılar, dışarıdan müşteri alamıyoruz.'
habib baba üzülür... rica, minnet eder, yalvarır...
'ne olursun' der, 'kimseye varlığımı belli etmem, aceleyle yıkanır çıkarım.bu tozlu bedenle rabbime ibadet ederken utanıyorum.binbir dil döker.hamamcı ehl-i insaftır... dayanamaz... kabul eder... hamamın en sonundaki odayı göstererek ...
'baba şu odada hızla yıkanıp çık, parada istemem. yeter ki vezirler, senin farkına varmasınlar.'
habib baba sevinerek kendine gösterilen yere girer. yıkanmaya başlar... ve bu arada hamamcının karşısında yeni bir müşteri belirir. boylu, poslu, genç, yakışıklı biridir bu gelen. onunda görünümü fakirdir... ama sadece görünümü... ikinci müşteri kılık değiştirmiş, 4.murad'dır. o gün vezirlerinin topluca hamam alemi yapacaklarından haberdar olan padişah merak etmiştir.
'hele bir bakalım' demiştir, 'bizim vezirler, hamamda benden uzakta, kendi başlarına ne yaparlar, nasıl eğlenirler?'
ve bu merak padişahı, tebdil-i kıyafet ettirerek, hamama getirmiştir.
az önce yaşananlar bir kez daha tekrarlanır.. .
hamamcı vezirler der almak istemez... padişah ise, ne olursun der, bastırır ve padişah galip gelir... habib babanın yıkanmakta olduğu odayı göstererek, genç padişahın kulağına fısıldar:
'şu odada bir ihtiyar yıkanıyor. sende sar peştemali beline gir yanına... beraber sessizce yıkanın, bir an evvel çıkın... ve ekler: 'aman ha! vezirler varlığınızı bilmesinler.'
sonra 4.murad da habib babanın yanına süzülür. beraber sessizce yıkanmaya başlarlar. bu arada, hamamın büyük salonundan gelen tef, dümbelek, şarkı, türkü sesleri ortalığı çınlatmaktadır...
habib babanın gözü, genç hamam arkadaşının sırtına takılır. biraz kirlenmiş gibi gelir ona... allah hikmeti gereği dostuna, o yanındakinin tedbil-i kıyafet etmiş padişah olduğunu ilham etmemiştir...
ve yanındakini, görüntüsüne uygun, kendi gibi fakir bir delikanlı zanneden habib baba yumuşak bir sesle konuşur:
'evladım' der, 'sırtın fazlaca kirlenmiş, müsade edersen bir keseleyivereyim.'
padişah aldığı bu teklif karşısında şaşkınlaşır ve bü yük bir haz duyar...
haz duyar, çünkü ömründe ilk defa biri ona, padişah olduğunu bilmeden, sırf bir insan olarak, karşılık beklemeksizin bir iyilik yapmayı teklif etmektedir.
memnuniyetle habib babanın önünde diz çökerken: 'buyur baba' der, 'ellerin dert görmesin'
bu arada içerideki alemin sesleri hamamı çınlatmaya devam etmektedir. habib baba, 4.murad'ın sırtını bir güzel keseler... fakat padişah kuru bir teşekkürle yetinmek istemez.. ne de olsa insandır ve o da her insan gibi kendine yapılan iyiliklerin kölesidir.
'baba' der, 'gel bende senin sırtını keseliyeyim de ödeşmiş olalım.' habib baba, teklifin kimden geldiğinden habersiz, tebessümle;
'olur evlad' deyip, sultanın önünde diz çöker. bu arada, sultan murad kese yaparken bir yandan da habib babayı yoklar, ağzını arar...
'baba' der, 'görüyormusun şu dünyayı... sultan murad'a vezir olmak varmış...
bak adamlar içerde tef,dümbelek hamamı inletiyorlar, sen ve ben ise burada iki hırsız gibi...'
habib baba sultan murad'ın cümlesini tamamlamasına fırsat bile bırakmaz, kendi hükmünü söyler... sultan murad'ın habib babadan duydukları, ağzı açık bırakıp, keseyi elden düşürten cinstendir:
'be evladım' der, habib baba, 'sultan murad dediğin kimdir? sen asıl alemlerin sultanına kendini sevdirmeye bak ki, o seni sevince sırtını bile sultan murad'a keselettirir.
yaşlı habib baba, uzun bir kervan yolculuğunun sonunda istanbul'a gelmiştir.yolculuğ unun tozunu, yorgunluğunu atmak için bir hamama gider... niyeti, şöyle iyice bir keselenip, paklanmak... bedenini de ruhuna denk kılmaktır.
fakat hamamcı habib babayı içeri sokmak istemez.
'bugün' der, 'sultan murad'ın vezirleri hamamı kapattılar, dışarıdan müşteri alamıyoruz.'
habib baba üzülür... rica, minnet eder, yalvarır...
'ne olursun' der, 'kimseye varlığımı belli etmem, aceleyle yıkanır çıkarım.bu tozlu bedenle rabbime ibadet ederken utanıyorum.binbir dil döker.hamamcı ehl-i insaftır... dayanamaz... kabul eder... hamamın en sonundaki odayı göstererek ...
'baba şu odada hızla yıkanıp çık, parada istemem. yeter ki vezirler, senin farkına varmasınlar.'
habib baba sevinerek kendine gösterilen yere girer. yıkanmaya başlar... ve bu arada hamamcının karşısında yeni bir müşteri belirir. boylu, poslu, genç, yakışıklı biridir bu gelen. onunda görünümü fakirdir... ama sadece görünümü... ikinci müşteri kılık değiştirmiş, 4.murad'dır. o gün vezirlerinin topluca hamam alemi yapacaklarından haberdar olan padişah merak etmiştir.
'hele bir bakalım' demiştir, 'bizim vezirler, hamamda benden uzakta, kendi başlarına ne yaparlar, nasıl eğlenirler?'
ve bu merak padişahı, tebdil-i kıyafet ettirerek, hamama getirmiştir.
az önce yaşananlar bir kez daha tekrarlanır.. .
hamamcı vezirler der almak istemez... padişah ise, ne olursun der, bastırır ve padişah galip gelir... habib babanın yıkanmakta olduğu odayı göstererek, genç padişahın kulağına fısıldar:
'şu odada bir ihtiyar yıkanıyor. sende sar peştemali beline gir yanına... beraber sessizce yıkanın, bir an evvel çıkın... ve ekler: 'aman ha! vezirler varlığınızı bilmesinler.'
sonra 4.murad da habib babanın yanına süzülür. beraber sessizce yıkanmaya başlarlar. bu arada, hamamın büyük salonundan gelen tef, dümbelek, şarkı, türkü sesleri ortalığı çınlatmaktadır...
habib babanın gözü, genç hamam arkadaşının sırtına takılır. biraz kirlenmiş gibi gelir ona... allah hikmeti gereği dostuna, o yanındakinin tedbil-i kıyafet etmiş padişah olduğunu ilham etmemiştir...
ve yanındakini, görüntüsüne uygun, kendi gibi fakir bir delikanlı zanneden habib baba yumuşak bir sesle konuşur:
'evladım' der, 'sırtın fazlaca kirlenmiş, müsade edersen bir keseleyivereyim.'
padişah aldığı bu teklif karşısında şaşkınlaşır ve bü yük bir haz duyar...
haz duyar, çünkü ömründe ilk defa biri ona, padişah olduğunu bilmeden, sırf bir insan olarak, karşılık beklemeksizin bir iyilik yapmayı teklif etmektedir.
memnuniyetle habib babanın önünde diz çökerken: 'buyur baba' der, 'ellerin dert görmesin'
bu arada içerideki alemin sesleri hamamı çınlatmaya devam etmektedir. habib baba, 4.murad'ın sırtını bir güzel keseler... fakat padişah kuru bir teşekkürle yetinmek istemez.. ne de olsa insandır ve o da her insan gibi kendine yapılan iyiliklerin kölesidir.
'baba' der, 'gel bende senin sırtını keseliyeyim de ödeşmiş olalım.' habib baba, teklifin kimden geldiğinden habersiz, tebessümle;
'olur evlad' deyip, sultanın önünde diz çöker. bu arada, sultan murad kese yaparken bir yandan da habib babayı yoklar, ağzını arar...
'baba' der, 'görüyormusun şu dünyayı... sultan murad'a vezir olmak varmış...
bak adamlar içerde tef,dümbelek hamamı inletiyorlar, sen ve ben ise burada iki hırsız gibi...'
habib baba sultan murad'ın cümlesini tamamlamasına fırsat bile bırakmaz, kendi hükmünü söyler... sultan murad'ın habib babadan duydukları, ağzı açık bırakıp, keseyi elden düşürten cinstendir:
'be evladım' der, habib baba, 'sultan murad dediğin kimdir? sen asıl alemlerin sultanına kendini sevdirmeye bak ki, o seni sevince sırtını bile sultan murad'a keselettirir.
devamını gör...
la luna
norveçli enfes bir sese sahip kadın sanatçıdan ilham alarak nickini oluşturduğunu düşündüğüm; oldukça güzel bir yeteneği olan yazarımızdır. oylama alışkanlığı edindiğini görmekteyim. daim olsun, artılar için teşekkür ediyorum.
(bkz: aurora aksnes)
(bkz: aurora aksnes)
devamını gör...
gelecekteki haline şu an söylemek istenilen şey
yarın için değil, ân için yaşamalısın. capre diem'e kulak ver.
devamını gör...
parliament sinema kulübü
doksanların fenomenlerinden biriydi. her pazar akşamı, star tv'de ilk kez tv'de gösterime girecek film olurdu. filmin başında da parliament sinema kulübü pazar gecesi sinemasını sunar anonsu geçerdi.
devamını gör...
philadelphia deneyi
abd'nin düşman devletlere göz dağı verme amacıyla yaptığını iddia ettiği fantastik deney. deneyin amacında filodaki gemileri düşman radarına yakalatmadan düşman kara sularına sokma amacı vardı tabi ki ışınlayarak. devamında böyle bir şeyin zaten mümkün olamayacağını bildikleri halde deneyi ampirik olarak yürütmeye devam ettiler. manipüle edilmiş zaten hali hazırda uydurulmuş sonuçları yalan yanlış gazetelerde paylaşılmasına izin verdiler. ikinci dünya savaşının arifesine denk gelen 1943 yılında yapılan bu deneylerde tesla ve einstein gibi adamların isimleri de bolca anılıp inandırıcılığı artırıldı. günümüzde ise komplo teorisyenlerinin en ağzını sulandıran konuların başında gelen bir efsaneden başka bir şey olmadan yoluna devam etmektedir.
devamını gör...
18 şubat 2021 apartman boşluğu yayın
(bkz: entel feridun)
devamını gör...
paradan daha önemli şeyler
bir insanı gerçekten tanımak istiyorsan ya güç verin ya da parasız bırakın. şu an zaten toplumun çoğunluğu parasızlıkla sınanıyor. ne mutlu ahlakını kaybetmeyenlere. *
devamını gör...
afrikaans
güney afrika cumhuriyeti ve namibya'da konuşulan, güney afrika'nın on bir resmî dilinden biri. 17.yy'de afrika'nın güneyine yerleşen hollandalı sömürgeciler tarafından kıt'aya getirilen hollandaca'nın bugüne kadarki şekillenmiş hâlidir. hollandacanın bir lehçesidir diyebiliriz. afrikaanca ya da boer dili de denmektedir.
devamını gör...
boy vermek
suyun, insan boyunu aştığını belirtmek için kimi zaman boğulmak anlamında da kullanılabilmektedir.
devamını gör...
en iyi ikililer
roket takımı. daha havalı slogana sahip ikili varsa buyrun söyleyin.
-belaya hazır olun!
+hem de çifte belaya!
-dünyayı yozlaşmaktan kurtarmak için,
+insanları bir çatı altında toplamak için,
-sevgi ve belasını kınamak için,
+yıldızların ötesine ulaşmak için,
-ben jessie!
+ben de james!
-roket takımı her zaman ışık hızıyla hareket eder!
+ya teslim olun ya da savaşa hazır olun!
-belaya hazır olun!
+hem de çifte belaya!
-dünyayı yozlaşmaktan kurtarmak için,
+insanları bir çatı altında toplamak için,
-sevgi ve belasını kınamak için,
+yıldızların ötesine ulaşmak için,
-ben jessie!
+ben de james!
-roket takımı her zaman ışık hızıyla hareket eder!
+ya teslim olun ya da savaşa hazır olun!
devamını gör...
ikizler burcu kadını
duygusal değil diyolar ya o bende geçerli değil.
oturup her şeye ağlayasım var.
sanırım sürekli değişen ruh haline sahip olmamızın sebebi bize verilen artı özelliklerin yanına verilmiş bir tür zehirli kokteyl gibi.
ikizler burcu kadınını istediğin kadar kötüle, bildiğim tek şey herkes hayatında bi kez de olsa bi ikizlere kadınına aşık olmuş ya da sevmiştir. *
oturup her şeye ağlayasım var.
sanırım sürekli değişen ruh haline sahip olmamızın sebebi bize verilen artı özelliklerin yanına verilmiş bir tür zehirli kokteyl gibi.
ikizler burcu kadınını istediğin kadar kötüle, bildiğim tek şey herkes hayatında bi kez de olsa bi ikizlere kadınına aşık olmuş ya da sevmiştir. *
devamını gör...
kişisel bakım
olmalıdır evet, yok feminizm yok beden özgürlüğü geçiniz efenim bunları. ben de feministim, ben de maskülistim. ama kişisel bakım şart. öz saygı gereği. ama kimse de çıkıp diyemez ki şunu yapmıyorsun bakımsızsın. bakım denen şeyi kapitalizm öyle büyüttü öyle büyüttü ki kıçını yıkamaktan aciz olanlar gelip millete bakımsız diyebiliyorlar. no make up diyenlerdenim çoğu zaman için, hiç yapmam değil yaparım. ama o maddeleri hayvanlara enjekte ettiklerini duyduğumdan beri daha da almadım malzeme. sanırım bundan sonra da almayacağım.
bakım dediğimiz şey esasen temiz olmaktır.
bakım dediğimiz şey esasen temiz olmaktır.
devamını gör...
yazarların asla yapmam dediği bir şey
mevsim geçer, ağaçların dalları kurur,
sabır taşar, canın sevgilin el olur.
düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın.
en garibi de budur ya
öldüm der yine de yaşarsın.
aklın şaşar, dostun düşmana dönüşür
sabrın taşar, düşman kalkar dost olur.
düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın.
en garibi de budur ya
öldüm der yine de yaşarsın.
nihayetinde insaniz her zaman her sey bizler için..
sabır taşar, canın sevgilin el olur.
düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın.
en garibi de budur ya
öldüm der yine de yaşarsın.
aklın şaşar, dostun düşmana dönüşür
sabrın taşar, düşman kalkar dost olur.
düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın.
en garibi de budur ya
öldüm der yine de yaşarsın.
nihayetinde insaniz her zaman her sey bizler için..
devamını gör...
beş dakikalık konuyu beş saatte anlatan insan
pazartesi sabah içtimalarında konuşmasını bilmeyen tabur komutanı binbaşıdır.
bir konu daha var diyerek lafı uzatınca off diyen askerlere derhal "tabur çök,kalk" cezasını vermiştir.
bir konu daha var diyerek lafı uzatınca off diyen askerlere derhal "tabur çök,kalk" cezasını vermiştir.
devamını gör...

