bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
devamını gör...
borderline kişilik bozukluğu
dünyayı siyah beyaz olarak görmektir.
oysa andre gide, "gerçeğin rengi çoğu zaman gridir" demiştir.
oysa andre gide, "gerçeğin rengi çoğu zaman gridir" demiştir.
devamını gör...
normal sözlük yazarıyım deyince ne olur sorunsalı
kafa sözlük yazarıyım deyince karşıdaki pek bir şey anlamaz. nedense bu iki kelimeyi ilk söyleyişte de karşıdaki kişi yanlış anlar muhtemelen. söylerken siz de dikkat edin, kafasızlık diye anlaşılıyor.
devamını gör...
aytaşı
birçok takı ve mücevherde kullanılan aytaşının beyaz, mavi ve turuncu renkte çeşitleri bulunur.

alkali alüminyum silikat bileşiminden oluşan aytaşı duygusal gerilimi azaltması, östrojen hormonunu dengelemesi, doğumu kolaylaştırması, menopoz döneminin rahat geçmesini sağlaması, sakinleşmeye faydalı olması, şefkat ve sempati duygularını artırması, mutlu olmayı kolaylaştırması, sezgi ve iletişimi kuvvetlendirmesi, uykusuzluğa iyi gelmesi, zayıflamaya karşı yardımcı olması nedeniyle ilk medeniyetlerin gözde taşlarından biri olmuştur.
aytaşının taklitleri yurdumuzda bolca bulunmaktadır. sentetik ve imitasyon aytaşların bir faydasının olmadığını hatırlatmak gerekir.

alkali alüminyum silikat bileşiminden oluşan aytaşı duygusal gerilimi azaltması, östrojen hormonunu dengelemesi, doğumu kolaylaştırması, menopoz döneminin rahat geçmesini sağlaması, sakinleşmeye faydalı olması, şefkat ve sempati duygularını artırması, mutlu olmayı kolaylaştırması, sezgi ve iletişimi kuvvetlendirmesi, uykusuzluğa iyi gelmesi, zayıflamaya karşı yardımcı olması nedeniyle ilk medeniyetlerin gözde taşlarından biri olmuştur.
aytaşının taklitleri yurdumuzda bolca bulunmaktadır. sentetik ve imitasyon aytaşların bir faydasının olmadığını hatırlatmak gerekir.
devamını gör...
d vitamini
eksikliği sık görülen ve aktif hâle gelmesi uzun bir süreç gerektiren vitamin. güneşten gelen ultraviyole ışınlarla deride d3 formu oluşur. sonra karaciğerde 25-hidroksikolekalsiferol denilen formu oluşur. en sonunda da böbrekte 1,25-dihidroksikolekalsiferol formu oluşur ki bu en güçlü şeklidir diğer formlar çok güçsüzdür. ayrıca aktif hale gelmesinde paratiroid hormon çok önemlidir.
d vitamini bağırsaktan kalsiyum ve fosfat emilimini arttırır,böbreklerden kalsiyum ve fosfat atılımını azaltır. kemik kalsifikasyonunu sağlar. eksikliğinde kemiklerde yumuşama görülür. fazla d vitamini kemik yıkımına yol açar. ayrıca en toksik olan vitamindir. tabii bu zehirlenme güneşe fazla maruz kalmayla çıkmaz dışarıdan aşırı d vitamini almakla ortaya çıkar.
d vitamini bağırsaktan kalsiyum ve fosfat emilimini arttırır,böbreklerden kalsiyum ve fosfat atılımını azaltır. kemik kalsifikasyonunu sağlar. eksikliğinde kemiklerde yumuşama görülür. fazla d vitamini kemik yıkımına yol açar. ayrıca en toksik olan vitamindir. tabii bu zehirlenme güneşe fazla maruz kalmayla çıkmaz dışarıdan aşırı d vitamini almakla ortaya çıkar.
devamını gör...
goriot baba
honore de balzac'ın 1834'de aylık olarak yayınlanmaya başlayan ve 1842'de tam olarak yayınlanan romanı. sadece fransız realizminin değil, 19.yüzyıl fransız edebiyatının en meşhur örneklerinden biridir*. balzac'ın 100'e yakın eserden oluşan insanlık komedyası serisinin scènes de la vie privée (özel hayattan sahneler) bölümündedir.
romanın başkarakteri goriot baba değil, köyden paris'e hukuk okumaya gelen eugène de rastignac'tır. derslerinde başarılı olmanın haricinde, paris yüksek sosyetesine girme hayalleri kuran genç rastignac katıldığı balolarda goriot baba'nın iki kızı ile tanışır. romanın ana konusu mantıksız bir seviyeye çıkan baba sevgisidir. goriot baba, kızları için bütün serveti harcarken kızları damatlarının bahanesiyle onu terketmektedir. goriot baba da en sonunda vahından ölür*. aslını söylemek gerekirse sonsuza dek süren girişi ve klişe konusu ile sıkıcı gözükebilir. bundan mütevellit bu kitabın neden bu kadar meşhur olduğunu sorabilirsiniz. balzac, baba goriot'nun hikayesinin arka fonunda, paris sosyetesini ve şehrin bütün sosyal sınıflarını anlatmaktadır. hatta anlatmaktan çok betimelemek de diyebiliriz. en fakir proleteryadan, yüksek sosyetenin parçası yüksek burjuvazi ve büyük soylulara kadar paris sosyetesinin bütün sosyal gruplarını değinir balzac. bu anlatım da sonradan fransız realizminin imzası haline gelecek olan bir edebi stil ile yapılmaktadır: her sosyal grup kendi sosyal çevresine yerleştirilir yani her sosyal grup bir mekan ile özdeşleştirilir. o yüzden bir bakıma sadece paris halkının değil, paris'in kendisinin de bir betimlemesidir.
söylediklerim ile pek alakası yok lakin kitapta beni en çok etkilemiş söz söyledir:
« vous saurez alors ce qu’est le monde, une réunion de dupes et de fripons. ne soyez ni parmi ni parmi les autres. ». "o zaman dünyanın ne olduğunu bileceksiniz: saflarla dolandırıcıların bir buluşması. siz ne saf, ne de dolandırıcı olun."
romanın başkarakteri goriot baba değil, köyden paris'e hukuk okumaya gelen eugène de rastignac'tır. derslerinde başarılı olmanın haricinde, paris yüksek sosyetesine girme hayalleri kuran genç rastignac katıldığı balolarda goriot baba'nın iki kızı ile tanışır. romanın ana konusu mantıksız bir seviyeye çıkan baba sevgisidir. goriot baba, kızları için bütün serveti harcarken kızları damatlarının bahanesiyle onu terketmektedir. goriot baba da en sonunda vahından ölür*. aslını söylemek gerekirse sonsuza dek süren girişi ve klişe konusu ile sıkıcı gözükebilir. bundan mütevellit bu kitabın neden bu kadar meşhur olduğunu sorabilirsiniz. balzac, baba goriot'nun hikayesinin arka fonunda, paris sosyetesini ve şehrin bütün sosyal sınıflarını anlatmaktadır. hatta anlatmaktan çok betimelemek de diyebiliriz. en fakir proleteryadan, yüksek sosyetenin parçası yüksek burjuvazi ve büyük soylulara kadar paris sosyetesinin bütün sosyal gruplarını değinir balzac. bu anlatım da sonradan fransız realizminin imzası haline gelecek olan bir edebi stil ile yapılmaktadır: her sosyal grup kendi sosyal çevresine yerleştirilir yani her sosyal grup bir mekan ile özdeşleştirilir. o yüzden bir bakıma sadece paris halkının değil, paris'in kendisinin de bir betimlemesidir.
söylediklerim ile pek alakası yok lakin kitapta beni en çok etkilemiş söz söyledir:
« vous saurez alors ce qu’est le monde, une réunion de dupes et de fripons. ne soyez ni parmi ni parmi les autres. ». "o zaman dünyanın ne olduğunu bileceksiniz: saflarla dolandırıcıların bir buluşması. siz ne saf, ne de dolandırıcı olun."
devamını gör...
aribert heim
avusturyalı tıp doktorudur. iki tane lakabı vardır, en çok bilineni dr. death= doktor ölüm olup diğer lakabıda butcher of mauthausen=mauthausen kasabıdır.
1914 de doğmuş, 1935 yılında avusturya yerel nazi partisine üye olmuştur. 1940 da hitler'in elit waffen ss' ine katılmak için gönüllü olur. ss doktoru olarak sachsenhausen (1940), buchenwald (1941) ve mauthausen (1941) toplama kamplarında görev yapar. auschwitz toplama kampında görev yapan ss doktoru joseph mengele'ninkine benzer korkunç deneyler yapar. bunlara deney demek aslında lafın gelişidir. yaptıkları bırakın bir doktorun, bir insanın insana hatta herhangi bir canlıya yapmaya aklına bile getiremeyeceği türdendir.
anestezi vermeden yahudi mahkumları ameliyat etmek ve bu şekilde ne kadar acıya dayanabildiklerini gözlemlemek, mahkumların kalbine benzin ve diğer sıvıları enjekte ederek hangisinin daha çabuk öldürdüğünü görmek, sağlıklı mahkumların organlarını ameliyatla çıkarmak ve ardından onları ameliyat masasında ölüme terk etmek bu manyağın en büyük zevkidir. bunları yaparken sürekli elindeki kronometre ile ölüme giden sürecin zamanını tuttuğuda söylenir.
savaş boyunca yukarıda saydığım gibi insanlığa sığmayacak tıbbi deneylerde (!) bulunmuştur. savaşın sonuna doğru amerikan birliklerince yakalınır ve bir kampta esir tutulur. daha sonra hala bilinmeyen bir nedenden dolayı gene amerikalılarca serbest bırakılır. serbest bırakıldıktan sonra heim, karısı ve iki oğluyla birlikte yaşadığı alman kaplıca kasabası baden-baden'de jinekolog olarak çalışır. 1962'de, tutuklanması için bir mahkeme kararı çıkartılır, bunun haberinide (her nasılsa) önceden alır ve ortadan kaybolur.
seneler sonra kendisinin mısır'da olduğu ve tarek hüseyin farid adı ile yaşadığı, 1992' de öldüğü resmi makamlarca açıklanır. ateşi bol olsun manyağın.
sevgili ozgur1ey' in #1039162 tanımını okuyunca mauthausen toplama kampı ile ilgili olduğu için bunu yazayım dedim, umarım beğenir. kendisinin yukarıda bahsettiğim tanımını mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum, muhteşem olmuş. ikinci dünya savaşına meraklıysanız belgesel tadındaki tanımından büyük zevk alacaksınız.
zamanında yazmış olduğum şu tanımımada bakabilirsiniz. #219672
1914 de doğmuş, 1935 yılında avusturya yerel nazi partisine üye olmuştur. 1940 da hitler'in elit waffen ss' ine katılmak için gönüllü olur. ss doktoru olarak sachsenhausen (1940), buchenwald (1941) ve mauthausen (1941) toplama kamplarında görev yapar. auschwitz toplama kampında görev yapan ss doktoru joseph mengele'ninkine benzer korkunç deneyler yapar. bunlara deney demek aslında lafın gelişidir. yaptıkları bırakın bir doktorun, bir insanın insana hatta herhangi bir canlıya yapmaya aklına bile getiremeyeceği türdendir.
anestezi vermeden yahudi mahkumları ameliyat etmek ve bu şekilde ne kadar acıya dayanabildiklerini gözlemlemek, mahkumların kalbine benzin ve diğer sıvıları enjekte ederek hangisinin daha çabuk öldürdüğünü görmek, sağlıklı mahkumların organlarını ameliyatla çıkarmak ve ardından onları ameliyat masasında ölüme terk etmek bu manyağın en büyük zevkidir. bunları yaparken sürekli elindeki kronometre ile ölüme giden sürecin zamanını tuttuğuda söylenir.
savaş boyunca yukarıda saydığım gibi insanlığa sığmayacak tıbbi deneylerde (!) bulunmuştur. savaşın sonuna doğru amerikan birliklerince yakalınır ve bir kampta esir tutulur. daha sonra hala bilinmeyen bir nedenden dolayı gene amerikalılarca serbest bırakılır. serbest bırakıldıktan sonra heim, karısı ve iki oğluyla birlikte yaşadığı alman kaplıca kasabası baden-baden'de jinekolog olarak çalışır. 1962'de, tutuklanması için bir mahkeme kararı çıkartılır, bunun haberinide (her nasılsa) önceden alır ve ortadan kaybolur.
seneler sonra kendisinin mısır'da olduğu ve tarek hüseyin farid adı ile yaşadığı, 1992' de öldüğü resmi makamlarca açıklanır. ateşi bol olsun manyağın.
sevgili ozgur1ey' in #1039162 tanımını okuyunca mauthausen toplama kampı ile ilgili olduğu için bunu yazayım dedim, umarım beğenir. kendisinin yukarıda bahsettiğim tanımını mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum, muhteşem olmuş. ikinci dünya savaşına meraklıysanız belgesel tadındaki tanımından büyük zevk alacaksınız.
zamanında yazmış olduğum şu tanımımada bakabilirsiniz. #219672
devamını gör...
ingilizce öğrenmek
eğitim sistemi ve onun kronikleşmiş sorunlarını bir kenara bırakarak başlıyoruz işe koyulmaya. herhangi bir dili öğrenmek için ciddi bir sebebimiz olmalı. söz konusu ingilizce olduğunda herkesin öyle veya böyle sebepleri vardır. benim açımdan öncelikle hayatım boyunca sadece türkçe konuşan insanlarla muhatap olmaya mecbur kalma fikri çok ürkütücüydü. bundan sonra ise ingilizce okuyabilmek, daha fazla kitaba erişebilmek ve dünyaya açılabilmekti. muhtemelen buradaki çoğu insandan daha kötü bir 12 yıllık ingilizce eğitimi görmüşümdür. hiçbir şey öğrenmedim diyebilirim bu süreçte. 3 yıl kadar önce bir kursa yazılmış bir iki kur gittikten sonra hiçbir şey öğrenmeden ayrılmıştım. aslında hep erteliyordum bu geçtiğimiz süreçte, nasıl olsa öğrenirim filan diyerek boşluyordum meseleyi. sonra işin ciddiyetinin farkına vardım ve 2 yıl önce başladım hakikaten çalışmaya. önce murat kurt'tu galiba ismi tam olarak hatırlamıyorum, gramer kitabını edinip ona çalıştım biraz. gramerin önemli olduğunu biliyordum ama açıkçası gramer çalışmak hem çok sıkıcı hem de ağır ilerleyen bir süreçti. sonra benim asıl öğrenme sürecim başladı. bu asıl öğrenme süreci dediğim şey okuyarak oldu. ilkokul seviyesindeki çocuklara yönelik hazırlanan resimli öyküler vardır, onları okuyarak başladım. eş zamanlı olarak da kelime öğrendim. yani okuma sürecinde öğrendiğim kelimelerin haricinde de günlük 5-10 kelimeyi not defterime yazdım. zamanla 40-50 sayfalık kitaplara geçtim, kadıköy'de filan sahaflara gidip 5 liraya kitaplar alıyordum. bu kitapları okuduktan sonra iki tanesini verip aynı sahaftan yeni bir kitap alıyordum. bu şekilde okuyarak ve adım adım seviye yükselterek ilerledim. bu arada ilave olarak tabii ki altyazılı dizi ve film izliyordum. sevdiğim şarkıları bir deftere yazıp bazılarını ezberliyor ve tekrar tekrar dinliyordum. agatha christie, arthur conan doyle, hemingway, truman capote filan derken şimdi david hume gibi filozofları okuyabilecek durumdayım.
edit: benim kişisel öğrenme sürecim konuşabilmek için pek etkili bir yol değil. çokça yazılmış, doğrudur, konuşabilmek için bu dili pratik etmeniz gerekir. birkaç yıla çok spesifik olmayan metinleri çevirebilecek duruma gelebilirim ama o masadan kalkma fırsatı bulamazsam konuşma konusunda hep sıkıntı yaşayacağım. imkânı olan kişinin yapacağı en doğru şey ingilizcenin konuşulduğu bir ülkeye kursa gitmektir.
edit: benim kişisel öğrenme sürecim konuşabilmek için pek etkili bir yol değil. çokça yazılmış, doğrudur, konuşabilmek için bu dili pratik etmeniz gerekir. birkaç yıla çok spesifik olmayan metinleri çevirebilecek duruma gelebilirim ama o masadan kalkma fırsatı bulamazsam konuşma konusunda hep sıkıntı yaşayacağım. imkânı olan kişinin yapacağı en doğru şey ingilizcenin konuşulduğu bir ülkeye kursa gitmektir.
devamını gör...
dr çekini alıp kaçacak yazarlar
böyle hain bir nesil bugüne dek yetişmemiştir. haksız da sayılmazlar, böyle bir vaat varsa,, mecbur...
devamını gör...
tarihte bugün
1861 - amerikan iç savaşı, güney carolina'da patlak verdi.savaş sonunda toplam 620 bin kişi öldü.
1932 - türk tarihi tetkik cemiyetinin kuruluşu.
1955 - dr. jonas salk tarafından geliştirilen çocuk felci aşısının güvenli ve etkili olduğu açıklandı.
1963 - martin luther king, alabama'da sivil haklar yürüyüşüne öncülük ettiği gerekçesiyle tutuklandı.
1969 - sonradan atatürk kültür merkezi adını alacak istanbul kültür sarayı, aida operası ve çeşmebaşı balesi ile açıldı.
1991 - ateşkes antlaşmasının yürürlüğe girmesiyle körfez savaşı resmen sona erdi.
1991 - istanbul genelevi işletmecilerinden matild manukyan istanbul'da vergi rekortmeni oldu.
1993 - türkiye internet'e bağlandı.
2008 - tandoğan'da yaklaşık 300.000 kişinin katılımıyla "ulusal egemenlik mitingi" yapıldı.
2011 - mısır'ın devrik cumhurbaşkanı hüsnü mübarek, bir soruşturma çerçevesinde sorgulanırken kalp krizi geçirmesi üzerine hastaneye kaldırıldı ve yoğun bakıma alındı.
kaynak
1932 - türk tarihi tetkik cemiyetinin kuruluşu.
1955 - dr. jonas salk tarafından geliştirilen çocuk felci aşısının güvenli ve etkili olduğu açıklandı.
1963 - martin luther king, alabama'da sivil haklar yürüyüşüne öncülük ettiği gerekçesiyle tutuklandı.
1969 - sonradan atatürk kültür merkezi adını alacak istanbul kültür sarayı, aida operası ve çeşmebaşı balesi ile açıldı.
1991 - ateşkes antlaşmasının yürürlüğe girmesiyle körfez savaşı resmen sona erdi.
1991 - istanbul genelevi işletmecilerinden matild manukyan istanbul'da vergi rekortmeni oldu.
1993 - türkiye internet'e bağlandı.
2008 - tandoğan'da yaklaşık 300.000 kişinin katılımıyla "ulusal egemenlik mitingi" yapıldı.
2011 - mısır'ın devrik cumhurbaşkanı hüsnü mübarek, bir soruşturma çerçevesinde sorgulanırken kalp krizi geçirmesi üzerine hastaneye kaldırıldı ve yoğun bakıma alındı.
kaynak
devamını gör...
her işi yolunda giden insan
kesinlikle ben değilim, yemin edebilirim bu konuda. öyle şanssızım öyle ters gider ki işlerim, hani ağzımla kuş tutsam ağzıma s.çar.
devamını gör...
bir anneye verilecek öğütler
çocuğunu çok sev. onu diğerleri ile kıyaslamaktan vazgeç. mecbur kalmadığın sürece onu küçük yaşta çok yalnız bırakma. yere düştüğünde başını kaldırdığında ilk seni görsün. yarasını öp "bak geçti" de. ve ondan "seni çok seviyorum" cümlesini esirgeme. böylece çocuk büyüdüğünde içinde yaralar açılmamış olacak.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının içinde çok güzel insanlar olması
kesinlikle doğru tespit. kimsenin sataşmalarına mâruz kalmadan günlük hayattan uzaklaşıp takılıyorum.
devamını gör...
müslümanları ateist yapacak bilgi
arkadaşlar bunlarin cevabı mantıklı şekilde verilen şeyler, siz cevaplarini bulamamissinizdir belki. kolaya kaçmayacaginiza inanıyorum. araştırın okuyun ama özgür bir akılla okuyun :)
isteyen arkadaşlara konuyla ilgili mini belgesel
isteyen arkadaşlara konuyla ilgili mini belgesel
devamını gör...
iskoçya yerel kıyafetleri
hanımlar, erkeklerin etek boylarına karışıyor mudur acaba.
devamını gör...
leyla ile mecnun'dan akılda kalanlar
hiç unutmadığım, daha iyi bir iltifatın olmadığını düşündüğüm sahneden mecnun'dan leyla'ya:
"leyla gözlerin o kadar yeşil ki, öpsem gözlerinden dudağımda bir orman filizlenir."
(10. bölüm)
"leyla gözlerin o kadar yeşil ki, öpsem gözlerinden dudağımda bir orman filizlenir."
(10. bölüm)
devamını gör...
sözlükte tanışıp sevgili olmak
doğru kişi olduktan sonra nerede, nasıl tanışıldığı önemli değildir. travia crack oyununda tanışıp evlenen arkadaşım var benim. çocukları var şimdi..
devamını gör...
güzel kadın isimleri
deniz
tomris
handan
tezer
asel
almina
asya
izem
laden
sezen
ferah
tomris
handan
tezer
asel
almina
asya
izem
laden
sezen
ferah
devamını gör...
ne yaparsan yap ama elindekilerle yap
limonunuzu kullanın ama portakal suyu istiyorsanız da portakal suyu için çabalamaya devam edin.
devamını gör...

