khaled hosseini'nin uçurtma avcısı kitabını severek okumuştum. hatta hızımı alamayıp aynı yazarın bin muhteşem güneş ve ve dağlar yankılandı kitaplarını da hemen okuyup bitirmiştim.
devamını gör...

yahu önce kendinizi memnun ediniz efenim, hayat kısa hele bu ülkede hergün daha da kısalıyor yıpranıyoruz. çatara patara dayak yerken milleti düşünmenin elle tutulur bir yeri yok kendinizi kurtarmaya bakın. ne kadar memnuniyet mutluluk koparırsak o kadar iyi, sizin memnuniyetinizden memnun olan da çıkacaktır illa ki.
devamını gör...

afrika amerikalı feminist, kölelik karşıtı, kadın hakları savunucusu ve yazar.

1797'de köle bir ailenin çocuğu olarak isabella baumfree adını alarak doğmuştur. 9 yaşındayken bir koyun sürüsü ile birlikte 100 dolar karşılığında satılmıştır. henüz ergenliğini tamamlamadan 2 kez daha başkalarına satılmıştır. 18 yaşlarındayken köle olduğu çiftlikteki başka bir köle olan robert'a aşık olmuş fakat evlenmelerine izin verilmemiştir. "sahibi" dumont'un başka bir kölesi tarafından evlendirilmeye zorlanmıştır. evliliğinden doğan çocukların defalarca köle olarak satılmasına tanık olacaktır.

eğer iyi ve sadık olursa onu özgür bırakacağını söyleyen dumont, zamanı geldiğinde bu fikirden vazgeçmiş ve onu özgürleştirmeyi reddetmiştir. ailesinin köleleştirilerek satılması ve gördüğü şiddetlerden sonra bebeğini de yanına alarak kaçmıştır. kendisi bunu "inanarak yürüdüm" diyerek ifade etmiştir. bu kaçışla birlikte diğer çocuklarını geride bırakmak zorunda kalmıştır çünkü yasal olarak hala dumont'a bağlıydılar.

isabella kızıyla birlikte kendilerinin özgür insanlar olarak tanındığı bir bölgeye, ısaac ve maria van wagenen'in yanına gitmiştir. dumont "sahibi" olduğu şeyi almaya geldiğinde ise maria van wagenen kölelik karşıtı yasa çıkana dek hizmetlerini satın almak için 20 dolar ödemiştir.

kölelik karşıtı yasanın kabul edilmesine rağmen dumont, isabella'nın 5 yaşındaki oğlunu satmıştı. isabella, dumont'a karşı açtığı davayı kazanarak abd mahkemelerinde beyaz birine davan açan ve kazanan ilk siyahi olmuştur.

van wagenen'in isabella üzerinde büyük bir etkisi olmuş ve onun ateşli bir hristiyan olmasına sebep olmuştur. isabella kendisinin dini bir yükümlülük taşıdığını düşündüğü için ismini sojourner truth olarak değiştirmiştir.

bundan sonra hayatını birçok dernek ve örgüte katılarak kölelik karşıtı insanlarla bir araya gelerek eşit haklar savunucusu olarak devam ettirmiş ve yaptığı konuşmalar ile kitleleri etkilemeyi başarmıştır. onun hakkında en çok bilinen şey* "ben kadın değil miyim?" retorik sorusudur.
devamını gör...

peki.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

psikolojik olarak ördek sendromuna yol açtığı bilinmektedir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bina içini gösteren resimlere denir. ''bina içi resmi'' bir diğer adıdır.

--- alıntı ---
''enteriyör resim çalışmalarından, bina içi perspektifi öğrenmede, tarihi eserleri tanıtmada, sahne ve ev dekorasyonu hazırlamada çok yararlanılır.''
devamını gör...

hiç kimse. nefret ağır bir duygudur. nefret etmek için tanımdan daha mühim şeyler gerekir. lucifer ' ı dahi ciddiyetle okuyorum ben! lucifer metafordur.
devamını gör...

benim için çok değerli olan bir arkadaşımın yapmış olduğu güzide etkinlik.
kendisine hem güzel yüreği için hem de sözlüğün ilk zamanlarında vermiş olduğu sıkı destek için teşekkürü borç bilirim. 

umuyorum ki bu tür etkinlikler kafa sözlük içerisinde gün geçtikçe artacak. 

edit : pek yakında burs organizasyonu için ayrı bir başlık açıp ; bağışçılarla burs ihtiyacı olan öğrencileri aynı başlık altında toplayacağız.
ayrıca, şeffaf bir şekilde bursların sözlükte görünebilmesinden yanayım.
yakında gerekli düzenlemeleri yapmış olurum.
devamını gör...

islam astronomları tarafından usturlaptan esinlenerek geliştirilmiştir. kuzey yıldızına bakarak gemilerin yönünü tayin etmek için kullanılan astronomi aleti, osmanlı devleti döneminde uzaklık, açı, yükseklik ve eğim ölçmek amacıyla da kullanılmıştır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

japonca olan bu kelime, güneş ışıklarının ağaçların arasından sızması anlamına gelir.
devamını gör...

geçen günlerde bir arkadaşla oturmuş sohbet ediyoruz, konu mutluluğa geldi. "seni en çok ne mutlu eder?" diye sordu. kaldım öyle. sahi en çok ne mutlu eder beni?

biraz düşündüm bunu, mutluluğu, mutlu olmayı, gülümsemeyi. sonra ise gülümsememin saklı olduğu şeyleri. çok basitmiş aslında, düşünmeme bile gerek yokmuş.

anlamlı şarkılar mesela, anlamlı olduğu için hediye edilen şarkılar... şarkılarla konuşmayı seviyorum sanırım, o yüzden sevdiğim insanların bana şarkı hediye etmesi öyle mutlu ediyor ki beni, sebepsiz. hatta bu şarkıları biriktirip o kişiye özel playlist yaptığım zamanlar bile oluyor, şarkıları seviyorum, onları hediye edenleri daha çok.

şiirleri mesela, yazmak bir kenara dursun sırf "sen seversin" diye okunan 2 satır bile bütün günümün güzel geçmesini sağlıyor.

kitaplar sonra. eski, yaşlanmış, sayfalarına başka yürekler dokunmuş kitaplar. o yüzdendir sanırım bu sahaflara olan aşkım.

denizin kokusu mesela, kenarında edilen iki sohbet, mutlulukla bakan gözler ve kahve.

bir kedinin sırnaşarak benden beklediği sevgi. kucağıma gelip uzanmaları, onları beslediğimde gidip o mamaları yemeleri bile büyük bir mutluluk sebebi benim için.

son zamanlarda oldukça mutluyum, bak görüyor musun dediğim gibi nasıl da mutlu uyandım bugün *. sevmeyi seviyor ve sevdikçe de mutlu oluyormuşum aslında. formül bu kadar basitmiş. bence birçok kişide de durum pek farklı değildir. kim sevmez ki sevmeyi?
devamını gör...

cinsiyet degistirdim de haberim mi yok dedirtti bu baslik.

hem kadin, hem yazar ustelik moderator olarak hop buradayim. nasil buradayim, saniyede.

neyse cozecegiz o isi.
devamını gör...

sokak köpeklerinin kulaklarındaki küpe benzeri bir not. nasıl ki belediye ,sokak köpeklerinin aşılarının tam olduğunu ve tehlike arz etmediklerini küpe takarak gösteriyorsa vatandaşa, iktidar da vatandaşının turist için tehlike arz etmediğini bu yolla göstermek istedi ciddi ciddi. bu türk halkının hak etmediği bir muamele.
devamını gör...

kırılan, kalmayan, tükenen şey.
devamını gör...

migren. ağrı kesici iç falan demeyin içiyoruz zaten ama en fazla hafifletiyor tamamen kesmiyor ağrıyı. haftada en az bir kere atak geldiğini düşünürsek çok yüksek dozda bir ağrı kesiciyi o kadar sık almak da midenizi mahvediyor. şuna bir çare falan bulsunlar artık.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


gökyüzü tüm insanların ortak çatısıdır.?
devamını gör...

her gün yaptığım ve her gün en az bir yazarın profilimde gezdiğini gördüğüm değişik bir aktivity.
devamını gör...

mehmet coşkundeniz kitabı.


“yalnızlığın kocaman bir hiçlik olduğunu düşünüp o hiçlikte kaybolmamak için tutunuyorduk birbirimize.”
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim