bir çeşit genetik rahatsızlığın siyahi insanlarda rastlanan versiyonu.

normalde albinizm olayını beyaz tenli insanlarda görmeye alışkınız. ancak bazı durumlarda siyah tenli insanlarda da bu durumla karşılaşılıyor.

ne yazık ki çoğunlukla afrika'da doğan bu insanlar, bölge halkının inançları nedeniyle cinayetlere kurban gidiyorlar. zira bazı uzuvlarının şans getireceğine inanılıyor. üstelik bu insanlara tecavüz etmenin aids'e iyi geldiği gibi olmadık bir kanıya da sahipler. bir yandan insanların onlara bakış açısı, bir yandan da güneşten korunma zorunluluğu gibi zor koşullar bir araya geldiğinde, ne yazık ki siyahi albinolar çok uzun ömürlü olamıyorlar.

thando hopa, ilk kez vogue gibi meşhur bir derginin kapağında yüzü görünen siyahi bir albino.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görselin kaynağı
devamını gör...

oyunculuk mesleğinin profesyonelliğini sınayan bir durum.

evli bir oyuncunun rol gereği başka biriyle sevişmesi günümüzde oyunculuk mesleğinin profesyonelliğine dayandırılıyor. sahnede bütünüyle başka bir karaktere bürünen bir oyuncu, o karakterin cinsel eylemlerini canlandırırken kendi kişiliğinden tamamen soyutlanmış biri gibi algılanıyor. bu algı sayesinde hiç kimse oyunculuk mesleğini icra eden eşine kendisini aldattığı gerekçesiyle boşanma davası açmıyor. bu algı toplumun çoğunluğu tarafından da benimseniyor. buraya kadar güzel...

peki, oyunculuk gerçekten kişiliğin soyutlandığı profesyonel bir meslekse, oyunculuk yapan bir anne ya da babanın yine kendileri gibi oyuncu olan oğul ya da kızıyla aynı projede sevgili olarak rol alması ve erotik bir sahne çekmesi de doğal karşılanabilir mi? tutarlılık açısından bu durumun da doğal karşılanması gerekir. ama baba-kız oyunculuk yapan rutkay aziz ve doğa rutkay'a böyle bir teklifle giderseniz, hiç hoş şeyler olmayacağını size taahhüt edebilirim.

ben bir sahne sanatları dramatik yazarlık mezunu olarak birçok oyuncu arkadaşıma bu soruyu sormuş ve hepsinden de ''kafayı mı yedin lan'' cevabını almış biri olarak sektörün bu duruma bakışını az çok biliyorum. fakat açıkça tutarlılığı bozmalarına rağmen halen oyunculuğun profesyonel bir meslek olduğunu iddia ederek ikiyüzlüce bir tavır sergiliyorlar. şu an bu başlığı açarken burada da benzer bir tavırla karşılaşacağımı maalesef biliyorum.

edit: yanlış anlaşılmamak için bu konudaki fikrimi açıkça belirtmek istiyorum: oyunculuğun iddia edildiği gibi profesyonel bir meslek olduğuna inanmıyorum. başlıkta ifade ettiğim durumun gariplik derecesiyle, evli bir oyuncunun başkasıyla sevişmesinin garipliğinin eşit olduğunu savunuyorum.
devamını gör...

yoldas nickli discord hesabı açıp yeşil default discord profil picture da koyduğuma göre hazırım.*

kim yoldaş, kim değil kaygısıyla geçecek bir geceye hazır olun. yoldaş’ın sesi biraz daha pes, o kadar diyim.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kaldıramayacağını sandığın her şeyi yaşarken bulursun kendini. yanında sandıkların kaybolur. tanımadığın insanlar yanında olur. mucizeler hep en çaresiz anında başına gelir.
devamını gör...

yine erkeklerin toplaşıp seks ve kadını bir araya getirdiği başlıklardan biri.

erkeklerin bu seks odaklı kafası olmasa, ödül olarak da seks sunulmazdı sanırım. biraz da kusuru kendinizde arayın beyler.
devamını gör...

orijinal ismi hotaru no haka olan, türkçeye ateşböceklerinin mezarı olarak çevrilen 1988 yapımı animasyon film. ısao takahata tarafından yazılmış/yönetilmiş olup studio ghibli imzasıyla çıkmıştır (ısao takahata, hayao miyazaki ile studio ghiblinin kurucusudur).
2. dünya savaşı'nın yavaş yavaş sonlarına gelinirken amerika japon karasını havadan aralıksız bombalamaya başlamıştır. hikayemiz de tam olarak böyle başlar zaten. fakat bu hikayede öyle kahraman askerler cesur komutanlar falan yoktur. hikaye iki japon çocuğun/kardeşin hikayesidir ve otobiyografik bir romandan uyarlanmıştır (ayrıntı için spoilerlı yeri okuyabilirsiniz)


--! spoiler !--

film akiyuki nosaka'nın, 2. dünya savaşı'nda açlıktan ölen kızkardeşinden özür dilemek amacıyla yazdığı hotaru no haka isimli kısmi otobiyografik romanından uyarlanmıştır.

--! spoiler !--

hikayenin konusundan daha fazla bahsetmeyeceğim. izlememiş iseniz, kimsenin sizi rahatsız etmeyeceğinden emin olduğunuz bir zamanda alın battaniyenizi çekilin köşenize ve sessizce izleyin filmi. zira filmin her bir karesi bir sanat eseri gibi, müziklerinden bahsetmiyorum bile..

trivia: kimsesizlerinkimiraikkonen yazarının en sevdiği filmlerdendir kendisi. en sevdiği filmleri defalarca izlemeye bayıldığı halde bu filmi toplamda ancak iki kere izleyebilmiştir. ikisinde de uzunca süre etkisinde kalmıştır. bu sebeple daha fazla izleyememiştir.
devamını gör...

umarım gerçekten ihtiyacı olan birine gider bu konuda çok dikkatli olunmalıdır. sonuna kadar desteklediğim kampanya böyle şeyler her zaman mutluluk verici, keşke daha fazla burs imkanı sağlansa öğrenci arkadaşlarımıza, hepimiz öğrenci olduk ne denli zor bir durum olduğunu biliyoruz, başarılı ve ihtiyacı olan birisine gitmesi dileğiyle. çok mutlu oldum iyi ki varsınız.
devamını gör...

evden çok, evin içindekilerdir. annen, baban varsa da kardeşin.
devamını gör...

(bkz: işkur)
devamını gör...

antik çağ'ın ilk sağlık merkezini kuran ve (bkz: parşömen) kağıdını icat eden krallıktır.

bergama kütüphanesi de bu krallık tarafından kurulmuştur.
devamını gör...

söylemesi keyif veren ve diksiyon eğitiminde kullanılan en bilinen tekerlemedir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

(bkz: ölüm,yazı,vücut)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


(...)eğer felsefe,
olguların olanaklılık koşullarını anlamakla yükümlü düşünce disipliniyse,
o zaman söylenemez olanın alanına adım atıp,orada "vücutsal kendiliği" kavramaya çaba göstermelidir.
böyle bir çaba, söylenemez olanı söyleme yanılsamasına kapılmaz, yada kapılmamalıdır.
bilir ki söylenemez olan,
söylenemez kalacaktır.
ama kavramsal çabanın yazısı söylenemez olanı cağrıştırabilir, ya da onun ölçüsünü yeniden koyabilir.
tüm kavramlara söylemediklerini söyleterek...

ahmet soysal 'ın
sezi, doku ve kavram niteliklerini
ölüm de,
yazı da,
ve vücut da bir solukta betimlemiş,
resimleri ile bahar kocaman
simgesel hale getirmiştir.

"soyutlama" isimli sergi çalışmaları sayfalar arasında görsel şölen oluşturmuştur.


bir solukta okunan kitabımız 53 sayfa olarak,
norgunk yayıncılık tarafından 2004 yılında baskıya alınmıştır.
devamını gör...

molada inip namaza durmayanı muavinler dövecekmiş.
uçaklara da bu düzenlemenin gelmesini ve türkiye kalkış ve varışlı olan tüm uçakların namaz vaktinde uygun bir caminin bahçesine inmesi için tüm camilere pist yapılmasını istiyoruz.
(bkz: allah başka dert vermesin)
devamını gör...


türkiye'nin kuzeybatısında, trakya bölgesinin doğu trakya bölümünün batı kesimini kapsayan, yunanistan ile doğal sınırı oluşturan meriç ırmağı boyunca kuzeydeki bulgaristan sınırından güneydeki saroz körfezi'nin kıyısına kadar kuzey-güney yönünde uzanan 22 plaka kodlu ildir.
meriç, keşan, ipsala, enez, havsa, lalapaşa ve uzunköprü, il merkezi edirne şehrine bağlı ilçe merkezleridir.
osmanlı devletine bir süre başkentlik yapmış edirne şehri başta olmak üzere, ilin yerleşim yerleri tarihî yapılarla doludur.
bünyesinde barındırdığı tarihi ve kültürel zenginliğin yanında, sahip olduğu ulaşım, sanayii, ticaret, zanaat, modern tarım ve hayvancılık teknikleri olanaklarıyla edirne, türkiye'nin gelişmiş şehirlerinden ve illerinden birisidir.
edirne denince ilk akla gelenler, trakya türkleri, mimar sinan'ın başyapıtı selimiye camii, ıı. bayezid külliyesi, sarayiçi'nde yapılan geleneksel kırkpınar güneşleri, kapıkule sınır kapısı ve eskiden beri taşmaya pek bir meyilli olan meriç ırmağı'dır.

il merkezi edirne, türkiye'nin en önemli şehirlerinden biridir. tarihi çekirdeği kaleiçi'nde bulunan ve tarihî yapıların bulunduğu semtleri koruma altına alınan şehirde yerleşim yoğunluğu tunca ırmağı kıyısındadır.
şehrin başlıca eğitim kurumu trakya üniversitesi'dir.
edirne, bünyesinde barındırdığı tarihi yapıların zenginliği ve kapıkule sınır kapısı'na olan yakınlığı nedeniyle turistik açıdan önem arz eder. şehirdeki roma ve bizans dönemi yapılarının ancak bir bölümü günümüze kadar ulaşmıştır.

edirne, tam bir osmanlı şehridir. şehrin tarihi dokusunu meydana getiren büyük oranda osmanlı mimarisinin ilk dönemlerini yansıtan yapılardır. günümüze ulaşmış en eski osmanlı dönemi anıtsal yapılarından biri olan eski camii (1403-14), türk çini sanatının en güzel örnekleriyle bezenmiş olan muradiye camii, minaresinin her şerefesine ayrı merdivenlerden çıkılan üç şerefeli camii ve mimar sinan'ın 80 yaşında ortaya koyduğu selimiye camii, şehirdeki önemli osmanlı dönemi yapılarından birkaçıdır.

edirne şehrinin tarihinden kısaca bahsedecek olursak; eski çağlarda trakya halklarından biri olan odrisler, yerleştikleri bu yöreye ve burada kurdukları şehre orestia adını verdiler.
daha sonra şehir bölgeye egemen olan makedonyalıların eline geçti. milattan sonra ıı. yüzyılda romalıların elinde olan şehir, buraya gelen roma imparatoru hadrianus tarafından hadrianoupolis adıyla imar edildi. türkler tarafından 1361'de alınan şehir, 1365'ten 1453 yılında konstantiniye şehri fetih edilene kadar osmanlı devletinin başkenti oldu.
osmanlı döneminde edrinabolu, edrune, edrene adlarıyla anılan şehir, en nihayetinde edirne olarak anılmaya başladı. yapılan imar ve bayındırlık çalışmalarıyla bir türk şehri olarak büyüyen ve gelişen edirne, osmanlı döneminde hem başkente yakınlığı, hem de sefer yolları üzerindeki stratejik konumu bakımından önemli bir yerleşim merkeziydi.
devamını gör...

ödüllenen davranış, tekrarlanmaya açıkken cezalandırılan davranışın daha az tekrarlandığını öne sürer. yani olumlu veya olumsuz sonuçların, bir kişinin davranışlarında yol açtığı değişikliklere ''edimsel (operant) koşullanma'' denir.

skinner, edimsel koşullanma denince ilk akla gelen en önemli isimdir. kendi adını verdiği skinner kutusu ile bir deney yapmış ve deney faresinin düzeneğin bir kısmına her basışında aldığı yiyecek ve sudan dolayı (ödül), içgüdüsel olarak butona (manivela) basışında artış olduğunu gözlemlemiştir. yani fare, sonucundan hoşnut olduğu için hareketini tekrarlamıştır. ayrıca bu deney sonucunda fare, manivelaya bastığı taktirde yiyecek alacağını öğrenmiş olmuştur.

klasik koşullanma ile karıştırılmaması gerekir. klasik koşullanmada denek herhangi bir davranışta bulunmasa bile önüne yiyeceği gelir. fakat edimsel koşullanmada deneğin aktif olması ve davranışta bulunması gerekir.

sadece hayvanlarda değil, çocuklar üzerinde de önemli bir yere sahiptir. nitekim, çocuğu yaptığı bir davranıştan ötürü ödüllendirirseniz, örneğin matematik sorusunu çözdü diye ''aferin'' derseniz, ödül aldığı için belki de daha çok matematik çalışıp soru çözmeye çalışacaktır. evet, sınıfta parmağını hiç indirmeyen o arkadaşınızın nedeni buydu, ödül! ödül aldığı için davranışını tekrarlama eğilimi gösterdi. belki de arkadaşınız değil o kişi sizdiniz, kim bilir.
devamını gör...

bazıları yürek yangınlarını bizim yüreklerimizi yakarak hafifletmiş olabilirler.
hatta geçmişte canını yakanın yaptıklarını, bizim hiç yapmadığımız ve yapmayacaklarımızla temize çekmiş de olabilirler.
biz onu o yaralı hali ile öylece kabul etmişken fütursuzca kırabilirler kalbimizi.
oysa kalp kırmanın kolay olmaması gerektiği gibi, çatlamış bir deriye merhem sürmek kadar kolay olmamalıdır kırılan bir kalbi onarmak, merhem olmaktan daha fazlası olmak gerekir.

ve bilmezler paramparça edilen tüm kalpler bir gün hesap soracaktır tüm suçlulardan...
devamını gör...

dağdaki yazarla benim oyum bir mi serzenişidir.
devamını gör...

yaşamaya çalışıyorum.
devamını gör...

shoshone kabilesinden bir kadındır. fransa'dan satın alınan toprakları keşfetmek için yola çıkan lewis ve clark grubuna yardım ve yataklık etmiş işbirlikçidir. ilk gelen beyazlardan biriyle evlenen pocahontas gibi çok genç yaşta ölmüştür.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim