açılın ulan sayın arkadaşlar mekanın sahibi geldi. nickim gençlerin ilgisini çekmiş. bu nickin hikayesini anlatayım bu geyik bitsin. hüzünlü ve dram dolu bir hikayedir. kalbi olanlar okumasın. bu ülke vatandaşlarının hafızası zayıftır diyenler ise tarağımı yesin. anlatmaya başlamadan sinirim bozuldu elim ayağım titriyor. sözlükte küfür yasakmış. salsam kendimi küfür dağarcığımın entelektüel kapasitesinin üzerinde olduğunu kanıtlasam.

neyse efendim ben geveze bir insan olarak olayın teğetinde dolaşarak kafanızı ütülemeyeyim. aslında hırvatı ben yaladım. yalamaz olaydım. hayatımın kararacağını bilmiyordum. kader ağlarını örmüş hayatımın içinden geçme planları yapıyormuş.

türkiye'de tıp fakültesini bitirmiş seksi bir delikanlıydım. kars'ın digor ilçesinde mecburi hizmet yapınca kutsal bir iş ve meslek yaptığımı anladım. benim gibi boktan birinin kutsal işler yapması doğru değildi. bu işi namuslu onurlu ve başı secdeye değen insanların yapması daha doğru diyerek istifa ettim. ben içkici bir ittim. kutsal iş yapacak biri değildim.

amma uzattın ya diyenler olabilir ama sayın okuyucu bunları bilmezseniz hırvatı neden yaladığımı anlayamazsınız. aslında mecbur bırakıldığımı. ülkemizin şerefi ve namusu söz konusu olmasa gider tuvalette masturbasyon yapar geçerdim.

devletten istifa edip amerika ve brezilya'da aylaklık ve serserilik yaptıktan sonra avrupa'ya döndüm. biz anadolu çocuğuyuz. öğünmek gibi olmasın eskişehirliyim. şu an tam emin değilim ama finlandiya ya da danimarka'da yaşıyorum o dönem. türkiye'yi özlüyorum delice. duydum ki hırvatistan türkiye maçı varmış.

futboldan pek anlamam. en büyük eskişehirspor konusunda netim bu kadar. aslında maç önemli değil benim için. türkçe konuşmayı özlemiştim. oradaki taraftarlarla konuşup maçta küfretmek için hırvatistan'a gittim. maçtan on saat kadar önce oraya ulaştım. biraz dolaştıktan sonra içmeye başladım. üzerimde eskişehirspor forması var.

kafam çok yüksek içkinin yanında oradaki gençler bana başka bir şeyler vermişti. maç başlayınca bir baktım ben hırvat taraftarların arasındayım. kafamı silkeyim desem de yapacak bir şey yoktu. taraftarlar çılgınca eğleniyor. hemen yan tarafımda belinden üzeri çıplak bir kız var. dünya güzeli. memelerinden birini kırmızıya diğerini beyaza boyamış. hıplayıp duruyor. ben zaten maç sevmem türkiye için oradayım. kırmızı beyaz yerinde durmayan şeylere gözüm takıldı.

şimdi beni ayıplayıp abazalık hatta sapıklıkla suçlayabilirsiniz ama çok güzeldi ve gözlerimi alamıyordum. kızın yanına gittim beraber hoplayıp zıplıyoruz. hırvatistan bir gol atınca sarıldık kardeşçe. göğüslerini bedenime yapıştırdı. arada ufak tefek sohbet ettik. maç bitince hırvatlar mı kazandı ben mi kazandım bilemiyorum. kadın dudaklarıma yapıştı. ben de ayıp olmasın diye hafiften kızın orasını burasını yaladım. yalamaz olaydım. orası burası derken sapık zannetmeyin göğüsleri yalamıştım.

tüm kameralar bizi çekiyormuş. ben o dönem pek tv izlemiyorum. geri döndüm işime. bir ay kadar sonra eskişehir'e gelmek zorunda kaldım. eskişehir'de bir tanrıça gibi karşılandım. büyüksün heykelini dikset testislere beton yetmez falan. kendi çapımda bir kahraman olmuşum. hırvatı yalayan esesliyim. hayatında ilk defa önemli biri olmak ne demek bilemezsiniz. önemli ve ünlü biriydim artık. haber bültenlerine falan çıkmışım ama bir kaç ay geçmiş kimse beni unutmamış. eskişehir'de bir bara girdim millet beni alkışladı. gençler tapınıyordu adeta.

eskişehir'de zaten tanınan biriydim ama bu olay sonrası lakabım doktor değil hırvattı. ben bu olayla gurur duyuyordum.

ancak yıllar geçtikçe bu olay karşıma çıkmaya başladı. japonya'da çalışıyorum. küresel bir şirketle iş bağlamak üzereyim. işi bağlasam yedi sülaleme yetecek para kazanacağım. konuyla ilgisi olmasa da bu video çıktı ortaya. konu öyle saptı ki japon firmasından kovuldum.

türkiye'ye döndüm. ben üç gün o kızla beş gün bu hatunla takılan bir modelim. bir kadınla inanılmaz bir uyum sağladık. kız ülkenin en zengin ailelerinden biri. benim annem ve babam ilkokul mezunu. tanışma toplantısında bu video konusu çıktı. ve kızın ailesi sorun yaptı.

sonra inanılmaz paralar ödeyerek bu videoyu yok ettim. eskişehir'e gittiğimde hala hırvat gelmiş büyüksün diyenler oluyor.

kesin ve net söylüyorum. o ben değilim. hırvatı ben yalamadım.
devamını gör...

bir iddiadır.

ayrıca dinsiz olabilir. banane atatürk'ün inanışından.
ha dini olanların nasıl kişiler olduğunu biliyoruz o ayrı.
devamını gör...

(bkz: ıska)
(bkz: anti)
(bkz: karavana)
(bkz: insan sarrafı)
devamını gör...

trajikomik bir olaydır.
devamını gör...

senfonik metal grubu epica'ya ait bir parçadır. sanırım en bilinen şarkıları. ilahi misali... şuan uzaklarda olan bir yazar arkadaş bırakmış başlığı. boş kalmasın mağrem.

devamını gör...

mutluluktan şöyle olmak dileğiyleeeeeee
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

devletin kasasında olması gerekirken buhar olup uçan 128 milyar doların nerede olduğu.
devamını gör...

1963 yılından sonra sovyetler birliği'nin vostok uzay aracına, uzayda yürüyüş için tasarlanmış bir kabin ekleyerek aracı modifiye etmesiyle ortaya çıkan uzay aracı.

araçtaki kozmonotların, vostok'takinden farklı olarak, paraşütlerle değil aracın kendisiyle birlikte yere inmesi planlanmıştı. iniş modülü üzerine yedek bir katı yakıt bölmesi de eklenmişti. ancak kalkış anındaki ve daha sonraki acil durumlar için bir fırlatma (ya da kaçış) sistemi bulunmuyordu. yani aslında bununla uzaya insan göndermek bir kumardı ancak sovyetler birliği bu riski göze almıştı. üstelik bu kez vostok görevlerindeki gibi tek kişiden değil 2 ya da daha fazla mürettebattan oluşan görevler tasarlanmıştı.

voskhod son kez 1965'te fırlatıldı ve daha sonra vostok-voskhod efsanesi, yerini soyuz'a bıraktı.
devamını gör...

yoruldum.
devamını gör...

lise 2'deydik. okul abant'a gezi düzenlemişti. tabi o'nun gideceğini duyunca ben de hemen katıldım geziye.
neyse, yolda türlü türlü jestler, otobüs teybine müzikler koymalar falan. oraya varınca piknik yapıldı, karınlar doyuruldu işte.
sonra 6 -7 kişi geziyoruz, ben tabi o'nun yakın kız arkadaşını ayarlamıştım. biraz sonra diğer arkadaşlar ile arkada kaldılar haliyle.
biz tabi yalnız kalınca '' sana bir şey göstermek istiyorum '' dedim ve biraz ilerde çiçeklerle bir kalp yapmış, içine de çiçeklerle ismini yazmıştım.
'' bak benim yüreğimin hali böyle, bu güzelliği devam ettirelim mi ? '' dedim.
devamını gör...

hindistan'da aç kalan bülent ersoy, safiye soyman ve banu alkan'ın otel odasında ütü üzerinde sucuk yapmasıdır.
devamını gör...

insanın dişinin arasına kaçmayan mısır.
devamını gör...

vakitsiz öten horozun son dileğidir darı
seherde atını alan sanma geçer üsküdarı
kırdım bacağını atın çare bulamaz baytarı
çoban matımla 4 dizede rezil olursun soytarı
devamını gör...

yazıklar olsun biri de beni yazmamış.*
devamını gör...

dilden devlete, sosyal kurum ve ilişkilere kadar diğer cinsel yönelimlerin yok sayılmasına, görmezden gelinmesine dayanır. örneğin "gay" olmanın bir hakaret, küçümseme, alay işleviyle kullanılması erkekler için yönlendirici niteliktedir. birçok devlet, heteroseksüel bireylerin dışındaki ilişkilerde evliliğe imkan vermez, tanımaz. bu kişiler ilişkileri nedeniyle bir çok noktada aykırılaştırılırlar. bunun yanında cinsel ilişki ve cinselliğin ilk akla gelen şekli de "normal" hetero bireylerin yaşadığıdır. toplum da diğer cinsel yönelimleri bu ve benzeri şekillerde "normal" olana dahil etmez. diğer cinsel yönelimlerle ilgili yok sayılma durumu oluşur.

bu noktada heteroseksüel olma bir yönelimden ziyade bir dayatma olarak karşımıza çıkar. bu dayatmaya uymayan bireyler belli başlı yaptırımlarla karşılaşacaklarını görürler. bu sebeplerle heteroseksüellik zorunlu bir hal alarak bireylere cinsel davranış kalıpları çizer. yönelimi heteroseksüellik dışında olan birçok birey zorunlu heteroseksüelliği yaşar.
devamını gör...

merhaba, nabersiniz?

can sıkıntılarını uzun uzun anlatan insanların arasına ufacık pozitiflik katmaya geldim.

evet monika cennete düşen son pozitiflik taneciği anlamına geliyor.
devamını gör...

(bkz: gülseren budayıcıoğlu)

bildiğim kadarıyla senaryolar, kitaplarından esinlenilerek yazılıyor ama değişik olan, kitapta var olmayan kısımlar da varmış. mesela han adlı karakterin kitapta olmadığını yazmıştı birisi. konuların ana hatlarına sadık kalınarak üzerine eklemeler yapılıyor sanırım.

bu arada evet, hastalardan izin alındığını budayıcıoğlu kendisi söylemişti. bazılarının zaten artık hayatta bile olmadığına ilişkin yorumlar da okumuştum.

yine de tabii birçok kişinin bu konuların kullanılmasını hoş karşılamadığı muhakkak.
devamını gör...

berrak kahve ve aromatik tatlar almak isteyenlerin tercihidir.
demleme süresi 2,5 - 3 dakika kadardır.

adında yer alan 60 rakamı v şeklinin 60 derece olmasından almıştır. yivli yapısı, altta yer alan deliğinin genişliği ve filtrenin daha ince olması su tahliyesinin daha hızlı olmasını sağlar. seramik, cam, plastik ve bakırdan yapılmış çeşitleri vardır. benim tercihim seramikten yana oldu.

demeleme yaparken suyu kenarlara yaklaştırmadan orta alanda dairesel hareketle dökmek gereklidir. kenarlara temas eden su yivlerden ötürü hızlı şekilde hazneye akacaktır. bu da kahvenin yeteri kadar çözünmesini engelleyecektir. yivler ile kağıt filtre arasında hava boşlukları oluşur. bu hava boşlukları sıcaklığın bir nebze korunmasına ve aynı zamanda ön demlemede çıkan gazın tahliyesini daha kolaylaştırır. yiv diyip geçmemek lazım.

kontrollü demleme yapabilmek için gooseneck kettle kullanılması tavsiye edilir. içten dışa, dıştan içe dairesel hareketle suyu dökebilirsiniz. kenarlara çok yaklaşmayın.

örneğini aşağıda canlandırmaya çalıştım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

- v60 ile tek kişilik kahve yapmak için daha uygun. iki kişilik kahve yapmaya kalktığınızda süreleri aşar ve daha bittersi(acı) tatlar alırsınız.
- tek seferde maksimum 20g. kahveyi geçmemek iyi olacaktır.
- kahve öğütüm boyutu v60 a uygun çekilmiş olmalıdır. ne çok kalın ne de çok ince (orta ince - medium fine), toz şeker boyutları da denebilir.
- v60'a sahipseniz bir tartınız da olmalıdır.
- v60 için uygun çekilmiş 16g. kahve ile başlayalım.
- suyumuz 94 derece.
- ben genelde ilk defa demleyeceğim kahve için 1g. kahveye karşılık 16g. su ekliyorum. 256g. suya karşılık geliyor.
(su oranlarını değiştirebilirsiniz. 1'e 15 ya da 1'e 17 gibi)

demleme adımları:
- kahvenin süzüleceği server ya da büyükçe bir mug üzerine v60 ı yerleştirin.
- filtre kağıdının v60 içine iyi oturması için kenarında birleşim noktasını katlayın. ardından yerleştirin.
- sıcak suyla filtre kağıdını ıslatın. bu sayede kağıdın kahvenin tadının bozmasının önüne geçmiş olursunuz. aynı zamanda ekipmanınız ısınmış ve kahveniz çabuk soğumamış olur.
- kahveyi filtreye ekleyin. kahve yatağı düz olmalıdır. v60 ı hafifçe sallayıp yüzeyi düzleyin.
- kronometreyi çalıştırın ve 50-60 gram kadar suyu yavaşça dökün. ıslanmadık yer kalmaması önemli.
- 30sn. bekleyin (bkz: blooming)
- arından 100g. suyu döküp, 30 sn bekleyin. kalan suyu tamamlayın.
(not: 50-50 gram su döküp her döküş arasına 15 sn bırakarak deneme yapabilirsiniz.)

benim favori demleme yöntemimdir. tatillerde mutlaka yanıma alırım.*
devamını gör...

ülkemizde parayla satılıyor gibi davranılan tabir.
devamını gör...

yahu provake yayın olmadıktan sonra kim ne program isterse yapsın; isterlerse canlı ayin yapsınlar veya cin çağırsınlar banane alüminyum, merakı olan dinler olmayan için tek tuşa bakar çıtıt diye kaparsın.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim