the mandalorian ile star wars evrenine ısınmaya başlayan ben için ilginç bir deneyim olan star wars animasyon dizisi. ama pek sevdiğimi söyleyemeyeceğim. ya mandalorian çok iyiydi ya da bad batch biraz vasat. veyahut ben gerçekten bu evreni benimseyemeyeceğim.

konu olarak; emir komuta dışına çıkmış, biraz asi ve başına buyruk olan 99. klon birliği’nin, palpatine’in o meşhur emrinden sonra değişen hayatları ve izledikleri yol anlatılmış.
birlik üyelerinin isimleri;
echo, crosshair, hunter, tech, wrecker.

bu birliğe daha sonra omega’nın da şans eseri katılması üzerine olaylar iyice karışıyor.
beni şahsen pek tatmin etmedi olay örgüsü ve dizinin animasyon oluşu. animasyonları severim fakat bu dizinin çizimleri aşırı hantal görünüyor nedense. haaa tek neden bu mu, elbette değil. sanırım ne kadar iyi olsa da bi önyargım olacak bu evrene.

seslendirme ekibinden bahsedelim;
omega-michelle ang, saw garrera-andrew kishino, cid-rhea perlman.
gelelim işin ilginç kısmına. the bad batch birliğinin tüm üyelerini ise tek bir ses sanatçısı seslendirmiş efendim; dee bradley baker.
inanması güç ama evet:)

son olarak diziye puanım 6/10. izlemeye devam eder miyim? belki sezon bitince binge-watch yaparak.
devamını gör...

ne demeye çalışmış ben anlamadım, bu nasıl türkçe?
devamını gör...

arkadaş gibi bir ilişki bizimki. ondan daha güzel kahve yapanı tanımadım.
devamını gör...

niye bütün basin mensuplari onunde konusuyormus gibi aciklamalar yapiyorsunuz, bu kadar ciddiyet niye yani? biz bizeyiz yav, rahat olalim. be calm pls sayin abiler!

ekleme: abartmayin yani.
devamını gör...

saygıyla takip ettiğim yazardır.
devamını gör...

beni üzen melektir. beş saniye içinde 20 tanım oylaması -eğer hepsini birden okuyup sonradan oylamıyorsa- artı oy verdiği tanımı hiç okumadığı anlamına geliyor bence. o 20 tanımı okuması en azından 3-5 dakikasını alır çünkü.

o kullanıcı bir like makinesi olmadığı gibi ben de alkışlarla yaşamıyorum nihayetinde. okuyup bir beğeni sonucu oylamadıktan sonra o artı oy gözümde hiçbir anlam ifade etmiyor. benimki de böylesi bir dert işte.
devamını gör...

bir john fante romanıdır. (bkz: arturo bandini) karakerinin çocukluğunu, ailesini anlatır. favori kitaplarımdan biridir.

tam olarak nereden başlayacağımı bilmiyorum; muhteşem bir adam doğrusu, arturo bandini. arturo, küçük bir çocuktur. kardeşleri; altına ıslatan federico, sinsi sarışın august, duvar ustası, reislerin reisi babası svevo bandini ve adeta bir rahibe olan annesi marie ile aynı evde yaşarlar. küçük bir evdir, çok yoksuldurlar. soğuk havalar, kar kış kıyamet nedeniyle babasının işleri durgundur. svevo bandini gururlu, heybetli bir adamdır. her sabah erkenden uyanıp kar kürer, svevo bandini; arturo'nun hayatında önemli izleri olan bir adamdır.

fante, arturo bandini'nin çocukluğunu, ailevi sorunlarını, sefaleti anlatır. arturo, rosa pinelli adında bir kıza aşık olur. sefaletin içinde bir adam oluşu, adam olurken aşık oluşu, kaybetmeyi, dişlerini sıkmayı, yoksulluğu, masumiyeti kaybedişi, kısacası sağlam bir insanın tüm pişme sürecini anlatır fante. öyle bir yaşamdır ki bu, arturo bandini çıkar ortaya. öyle, şu veya bu diyerek önemsizleştirebileceğiniz, kıyaslayabileceğiniz bir adam değildir arturo dominic bandini. hayat ocağında pişmiştir, yoksulluğun, yoksuzluğun içinde pişmiştir.

arturo, sağlam olan, güçlü olan şeyleri hayatına model alır. o yüzden kitabı okurken duygulardan arınmışlığı hissedersiniz. kuru romantizm, laf kalabalığı yoktur. but, buttur anlayacağınız. ağlamak, sızlanmak yoktur; sefaletimizi okuyan, sefaletimizi seyredenin yürekleri sızlayabilir ancak; bizim buna harcayacak enerjimiz yoktur. sızlanmayız, sızlananın da ağzına bir tane tokat atıp kendine getirmemiz gerekir.

arturo bandini için, birilerinin kurula kurula uydurduğu şımarık normlar, ahlaki kurallar yoktur. kendi sınıfını kabul etmiştir; kendi heveslerini, güdülerini, arzularını rahat bırakmıştır ve onlarla barıştığı için de onlar tarafından zehirlenmemiştir. güzel bir kadın bacağı gördüğünde ona hasta olur. bu pişmeyi de diğer kitaplarında, (bkz: toza sor) ve (bkz: los angeles yolu) gibi romanlanlarında anlatır.

bu kitapları analiz ederken kısa kesmek zorunda kalmak o kadar üzüyor ki beni anlatamam. ancak bunu da burada kesmemiz lazım. iyi okumalar dilerim.
devamını gör...

güncelleme geldi o orduya artık öyle bir ordu yok.
devamını gör...

ders çalışma isteği getiren ve direkt öğrenmemizi sağlayan haplar.
devamını gör...

yanlış iddia. öyle bir genelleme yok.

fakat şu var; ne kadar güzel de olsanız aldatılmanız, dayak yemeniz falan mümkün. bakmayın öyle ortalıkta taş gibi kadın arayanlara! buldukları zaman da canından bezdirecek her türlü işkenceyi yapmaktan kaçınmıyorlar. güzellik kimseyi kurtarmıyor yani. allah şans versin insana. gerisi fasa fiso...
devamını gör...

şu başlığı her gördüğümde "yine ne saçmalamışlar acaba?" diyorum içimden ve hiç de yanılmıyorum.

ifadenin aslı mağdurun beyanı esastır şeklinde fakat bu ülkede mağdur olan kadınlar olduğundan cümle bu hâle evriliyor doğal olarak. mağdurun beyanının esas olması ise sadece soruşturma aşaması için geçerlidir. mağdur olan erkek olunca da mağduriyetini bildirdiğinde soruşturma açılıyor. ceza alıp almama ise her davada olduğu gibi kanıtlara, şahitlere vs. bağlı.
devamını gör...

ortadoğu siyasetinde etkili ve sert söylemleriyle tanınan, ermeni asıllı, kars göçmeni, ınstagram fenomeni.
(bkz: kars kaşarı)
devamını gör...

orta dünyanın kötücül yaratıklarından birisi olan shelob, ungoliant'ın kızıdır. orklar tarafından ''hanımefendi'' sıfatı kendisine layık görülmüş ve kendisinden bu şekilde bahsedilmiştir.

önceleri elf diyarında yaşamış olsa da, bu dönem hakkında çok fazla ayrıntı yoktur. bu dönemin sonunda kalıcı konutu olan torech ungol'a yerleşerek yaşamını orada idame ettirmeye başlamıştır.

yaydığı koku sayesinde avının zihnini bulandıran hanımefendi, burada kendisi için stokları ağzına kadar dolu bir ambar inşa etmiştir.

avlarını sarmış sarmalamış özenle ambarına yerleştirmiştir.

insanlar, elfler ve orklardan oluşan leziz yemek portföyüne hobbitleri de eklemek istemiş ancak bu konuda başarılı olamamıştır.

orta dünyanın cesur evladı samwise gamgee, shelob'u karnından yaralamak suretiyle geri püskürtmüştür.

shelob sam'in elinde yıldız camını da görünce, far görmüş tavşandan hallice, güç bela kendisini mağarasına atmıştır. bu da kendisine kapak olmuştur. bu olaydan sonra hanımefendi kayıplara karışmış bir daha kendisinden haber alınamamıştır. öldü mü kaldı mı, halen milleti sarıp sarmalayıp midesine indiriyor mu? ne yazık ki bunun bilgisini haiz değiliz.

shelob aslında sauron için ileri karakol vazifesi görmüştür. ''torech ungol''da yaşamasına izin verilmesinin sebebi tamamen duygusaldır. sauron mordor'a geldikten sonra, ülkesine gizlice girişlerin önünü shelob sayesinde kesmiştir. bu yüzden de kendisine dokunmamıştır. hatta dokunmayı bırakın, hanımefendiye hediyeler göndermiş ve her daim karnını tok sırtını pek tutmuştur.

netice olarak bu kıllı dev örümceği hiç bir zaman sevemedim. babasını da sevmezdim zaten.
devamını gör...

hayran kaldığım insandır. ben utanmasam üstüne para veririm herhalde. ışte bu yüzden gelen vuruyor giden vuruyor.
devamını gör...

ülkemiz için düşünürsek gayet basit cevabı.
dinî dayatmalar ve her olaya dini sokuşturmaları. herhangi bir din ya da yaratıcının adı bu kadar fazla dile getirilmemelidir. ha, eğer getiriliyorsa da * o zaman gerçekten söylenen şeylerin yapılması gerekir. insanların inançlarını ağıza sakız etmeye lüzum yok.
devamını gör...

ınsanların dünyasının 'küçük ' olmasının bir sonucudur.
dünyadaki gelişmelerden bihaber halkın, yapılan sıradan olaylara gösterdiği tepki, belki de geri kalmışlığın dışa vurumudur.

afrikadaki elektrik su'dan bihaber köye, elektrik götürmek gibi bir durumdur sanki.

oysa bu tür ihtiyaçların 21. yy. dünyasında artık insanlığın temel ihtiyaçları olarak görülüp, bunu yapanlar için ekstra bir puana ihtiyaç durulmamalı, bunlar asli görev olarak görülmelidir.
devamını gör...

neden bilmiyorum ama bruce springsteen
bir de red kit. bildiğiniz, çizgi romandaki haliyle *

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

istersen hiç başlamasın
bu hikaye eksik kalsın
onca yaraların ardından
yeni bir aşk yaratamazsın
örselenmiş bir çocukluk
işte benim bütün hikayem
kaç sevda geçse de yüreğimden
bu yıkıntıları onaramazsın.
istersen hiç başlamasın
geç kalmışız birbirimize
yanlış kapılarla geçmiş bunca yıl
dönemeyiz artık ilk gençliğimize
istersen hiç başlamasın
söz verelim kendimize
* *

aynı zamanda yeni türkü tarafından bestelenip yorumlanmıştır. linkini de usulca bırakıyorum buraya *

istersen hiç başlamasın...
devamını gör...

nick ile uyumlu olarak bu
denk gelindikçe gülünen de bu
devamını gör...

mahlasıyla dikkatimi çeken, profiline girip tanımlarını okuyunca beğenip takibe aldığım yazar.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim