''ayna'' anlamına gelen bir sözcüktür. azerbaycan türkçesinde güzgü diye telaffuz edilir. eski türkçede ''görünmek'' anlamına gelen ''közün-'' fiiline, fiilden isim yapma yapım eki olan -gı ekinin getirilmesiyle türetilmiştir. zaman içinde evrilerek de gözgü biçimini almıştır. istanbul türkçesinde kullanılmaz ama varyasyonlarıyla yerel anadolu ağızlarında ve azerbaycan türkçelerinde kullanılır.
devamını gör...

üç renk taşıyan kedilere verilen isimdir.
genelde dişiler sarman , tekir ( kahverengi veya gri ) ve tortoiseshell denilen kaplumbağa kabuğunu andıran renk ve desenlere sahiptirler erkeklerde koyu sarı ve turuncu rengi yok denecek kadar azdır . nedeni dişilerdeki x kromozomudur. erkeklerde daha çok saman sarısı ya da tekir tarzı görülürlen dişilerde daha koyu turuncu rengine rastlanır ancak istisnaları vardır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

deep purple - soldier of fortune
devamını gör...

alla beni pulla beni şarkısındaki kadın sesinin sahibi, barış manço'nun bir üst nesilden kuzeni (dedeleri kardeş).
devamını gör...

kafa sözlük nickaltı mafyasının gözünden kaçabileceğini düşünüp, sessiz sakin yazan yazar.

nickaltı açılışını yapıyoruz, gerisi sizde eyyyyy bu vazifeye gönül vermiş yoldaşlar!
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kerhaneleri kapatalım da millet bizi mi
devamını gör...

bence hakkında gayet yanlış düşünülen insan. en azından sözlük ortamı için konuşursak...

sözlükte herkesin iyi kötü muhatap olduğu kişiler var, her gün bir şekilde mesajlaşılan, konuşulan... biriyle konuşurken, sohbetin akışına göre -yani konuştuğunuz konuyla bağlantılı olarak- mesela "bugün doğum günüm. keyfimi hiçbir şey bozamaz" gibi bir laf etseniz, bu bilgiyi öğrenen kişi gidip nickaltınıza "doğum günüymüş. kutlu olsun." yazsa bunda nasıl bir ilgi çekme çabası ya da ona benzer bir kötü niyet arayacağız?

insanlara "git nickaltımda doğum günümü kutla" diyen olduğunu sanmıyorum. diyen varsa ona da lafım yok çünkü herkesin karakteri farklı. ilgi çekmeye çalışmak bir karakter bozukluğuna işaret etmez her zaman. insan kötü bir dönemden geçiyordur, biraz ilgi, varlığının fark edilmesi iyi gelecektir o an. o nedenle yapabilir bazı hareketleri. böyle şeyler için insanları linçlemek saçma ve gereksiz bir hareket.

özel mesaj yerine nickaltınızdan doğum gününüzü kutlamayı tercih eden kişi de yalakalık olsun diye değil, daha çok kişi kutlasın da siz de biraz mutlu olun diye yapmış olabilir. bunu yapan kişi her zaman karşı cinsiniz olmuyor. o yüzden "umduğu farklı şeyler vardır kesin." diye düşünmek de yersiz. *

her şeyde kötü niyet aramayın diyoruz ama kime diyoruz.
devamını gör...

o yazarlardanım. kendi halimde yazıp köşeme çekiliyorum.
devamını gör...

şemsi yastıman'ın memleket hasreti adlı albümünden, beste ve güftesi şemsi yastıman'a ait bir parça.



duyduğuma göre siz uzaydan gelmişsiniz
hele şöyle bir oturun bakalım iki laf edek

hangi rüzgar attı sizi?
uzaylılar hoş geldiniz
kurcalardı zihnimizi
uzaylılar hoş geldiniz

sizi gördük sevindik çok
karnınız aç mı yoksa tok?
atmosferde ne var ne yok
uzaylılar hoş geldiniz

uyruğunuz hangi fasıl?
urbanız bu mudur asıl?
güneşle aranız nasıl?
uzaylılar hoş geldiniz

merih mi ay mı iliniz?
hangi lisandan diliniz?
sizin de çok mu deliniz?
uzaylılar hoş geldiniz

ne durumda sizin devlet?
liderlerde var mı hiddet?
zor mu kurulur hükümet?
uzaylılar hoş geldiniz

sizde kalp kırmak var mıdır?
adam kayırmak var mıdır?
sağ sol ayırmak var mıdır?
uzaylılar hoş geldiniz

sizin ora kış mı kar mı?
bütçeniz geniş mi dar mı?
petrol sıkıntınız var mı?
uzaylılar hoş geldiniz

sizin orda nasıl geçim?
demokrasiniz ne biçim?
var mıdır kavgalı seçim?
uzaylılar hoş geldiniz

yapalım bir konsültasyon
ne yanda sizin istasyon?
sizde de var mı enflasyon?
uzaylılar hoş geldiniz

belediye var mı sizde?
hamdolsun bu yoktur bizde
elektrik su krizde
uzaylılar hoş geldiniz

sizin çöpçü çöp alır mı?
telefon açan bulur mu?
vergi kaçıran olur mu?
uzaylılar hoş geldiniz

ayda var mıdır boş arsa?
rüşvet ile karaborsa
biz de gelek beleş varsa
uzaylılar hoş geldiniz

der şemsi yatsıman size
dostça öğüt görev bize
hemen dönün ülkenize
uzaylılar hoş geldiniz
devamını gör...

uzak doğu ülkelerinde şehir içi ulaşımı sağlamada kullanılan, yük ve eşya taşımacılığında da kullanılan, ismini çıkardığı sesten alan bir tür motor taksi.
devamını gör...

tamamen kötü niyetli ve ticari amaçlı kitaplar.
devamını gör...

benden serpme kahvaltı, yereceklerin boğazında dursun
bilenmiş bıçağım sen ise bodursun
meyve veren ağaç hicivlenecekse gülmeli buna
nizanim kimi andırıyor derken buldum! temel ile dursun
devamını gör...

büyük bir vicdan azabı meselesi bu dostlar. anlat anlat bitmez.
devamını gör...

biz bağıracağız, birileri hiç duymayacak.
hep aynı hikaye...
duyanlara selam olsun!

ismet özel
devamını gör...

--- alıntı ---

tam adı şükrü sunay akın olan ,1962 maçka doğumlu şair, yazar, araştırmacı ve gazetecidir. ilk şiirini kendi anlatımıyla; yedi yaşında, anne ve babasının odasında bulunan elbise gardırobundaki boş duran tek askılığa yazar ve "üşümüyor musun?" diye sorar.

--- alıntı ---

bir ara televizyondaki farklı kanallarda sanat programları ve belgeseller hazırlayarak sunmuştu. şu sıralar kafa radyo'da “veşaire veşaire” programını hazırlayıp sunmaktadır. yumuşak ama etkili ses tonuyla anlattıkları, sıradan bir şey bile olsa, masal kıvamında dinlenilesi insandır. 2005 yılından beri dünyanın her yerinden topladığı oyuncaklarla istanbul’da oyuncak müzesini kurarak bir hayalini gerçekleştirmiştir. pandemi zamanında müze online olarak ziyarete açılmıştır. şiir ve hikaye tadında, çoğunlukla istanbul temasını işleyen bir çok eseri bulunmaktadır. ilk okuduğum eseri "ay hırsızı" olup, bir ara herkese aynı kitabı hediye etmiştim. "geyikli park", "bir çift ayakkabı", "tuncay terzihanesi", "kırdığımız oyuncaklar", "istanbul'da bir zürafa", "kız kulesi'ndeki kızılderili" masalsı anlatımıyla bir çırpıda okunabilecek diğer eserlerinden birkaçıdır.

edit: “büyüklerle ben yapamıyorum , çocuklar da almıyor beni oyunlarına , devlet dairesinde yangından kurtarılmayacak sıkışmış bir çekmece gibiyim , açılamıyorum sana“ gibi sosyal medyada da çok sık karşılaştığımız naif sözlerin yazarıdır.
devamını gör...

yunan asıllı efsanevi sopranodur.asıl adı maria kalogeropuolos'dur.operanın ve skandalların divasıdır.15 yaşında atina konservatuarına girmeyi başarmış,burada oldukça sıkı çalışarak yeteneğini fazlaca geliştirmiştir.konservatuara girmesine vesile olansa,arasının hayatı boyunca bozuk olduğu annesidir.annesi, callas'ı bir türlü derinden sevememiştir.çocukluğunu travmatize etmiştir.
hem yaşadığı hayat zorlukları,hem de yoğun çalışma stresi nedeniyle maria callas'ın gözlerinde daima hüzün bulunur ve bu da onun etkileyiciliğini kat kat artırmaktadır fikrimce.yunan asıllı armatör aristoteles onassis ile tanışmasıyla da hem hayatının en güzel hem de en zor dönemlerini yaşamaya başlar.onassis ile yıllar boyunca süren inişli çıkışlı bir ilişkisi olmuş ama en sonunda onassis callas yerine jacklyn kennedy ile evlenmiş,callas ise bunu hayat arkadaşı bildiği insan yerine gazetelerden öğrenmesiyle yıkılmıştır. bu durum callas'ı daha da içine kapatmış, insanlardan uzaklaştırmıştır.
callas'ı sevmemdeki en önemli etken,yaşadığı zorluklar hüzünlü gözlerinden okunsa dahi sahnede daima seyircisine gülümsemesi ve onlara, olduğu asıl kişiyi,yani operanın ve sahnelerin kraliçesini daima göstermiş olmasıdır.
kendisiyle birlikte kültleşen birçok opera eseri mevcuttur.fakat benim favorim 'madam butterfly', 'o mio babbino caro' ve 'carmen:habanera'dır.
kısaca, ' opera ne kadar yaşarsa callas da o kadar yaşayacaktır' diyebiliriz.o artık bir ölümsüzdür.
devamını gör...

kısaca geleceğe gidip zaman çizgisinde karışıklık yaratınca olanları mizahi ve güzel bir şekilde anlatılan bilim kurgu filmidir.
devamını gör...

bence hepsi, binlerce kişiyle aynı anda eğlenmek istemiyor, kendi kendime pahalı kulaklığımla arşivimde zaman geçiriyorum.
devamını gör...

devamını gör...

uyandım. günlük rutin haline gelen tuvalet el yüz yıkama faslı bittikten sonra yapacak daha iyi bir işim olmadığı için bugün yine her zaman ki gibi sözlüğe nasıl zarar versem diye düşünürken o müthiş fikri buldum. evet. tanımlarımı sileyim ki sözlük zarar görsün. ne kadar çok silinen tanım o kadar çok zarar.

belki de bütün tanımlarımı silersem sözlüğü ele geçirebilirdim. ve başladım silmeye.

ilk tanımı silerken sözlüğe vermiş olduğum o zararın mutluluğu içimde çığ gübü büyüyordu. hele hele ikinci tanım silinince sözlük daha önce hiç görmediği kadar zarar görmüş oldu. mutluluğun nirvanasındaydım.

ama o da ne nirvanadan aşağı düştüm bir anda. hem de kafamın üzerine.

üçüncü tanım silinmiyordu.

yarın başka bir yöntemle sözlüğü ele geçirme çabalarım devam edecek.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim