yazarların çikolata ile ilişki durumları
yüz seksen derece açı var aramızda.
çikolata sevmeyen insanlar da var bu dünyada.
yazarların tatlı ile ilişki durumları mükemmele yakın. belki tek taraflı ama olsun.
çay koyun, tatlımı alıp geliyorum.
çikolata sevmeyen insanlar da var bu dünyada.
yazarların tatlı ile ilişki durumları mükemmele yakın. belki tek taraflı ama olsun.
çay koyun, tatlımı alıp geliyorum.
devamını gör...
j harfi ile başlayan kelimeler
jura.*
edit: kendimi bulduğum bir başlık, harika.
edit: kendimi bulduğum bir başlık, harika.
devamını gör...
kitaplardaki en etkileyici giriş cümlesi
anam ölmüş bugün. belki de dün, bilmiyorum.
albert camus - yabancı
albert camus - yabancı
devamını gör...
mutsuz bir ailede büyümek
anna karenina (kitap) daki ilk cümle şudur: “tüm mutlu aileler birbirine benzer, tüm mutsuz aileler ise kendince (farklı şekilde) mutsuzdur”.
mutsuz buyumek, cocukta butun hayatini etkileyecek buyuk travmalara sebebiyet verebilir ve en kotu ihtimalle, sonradan kendi kuracak bir ailesinin de mutsuz olma ihtimali vardir.
bunun icin de, insanin kendisiyle yuzlesmesi lazimdir diye dusunuyorum. bir psikologa veya guvendigi bir arkadasina da olabilir, anlatmasi, icini dokmesi lazim. ıcini doktukce hafizanin icindeki ustu ortulu kalmis, unutulmus anilar da canlanacaktir bir bir. bu kisim onemli, o anilarin canlanmasi, tum detaylari hatirlamamiz ve onlarla yuzlesmemiz lazim. sonraki seviye ise kabullenis ve en sonunda affedis. affetigin zaman, gercekten affedebildigin zaman hayatin duzene girme ihtimali cok cok yuksektir.
mutsuz buyumek, cocukta butun hayatini etkileyecek buyuk travmalara sebebiyet verebilir ve en kotu ihtimalle, sonradan kendi kuracak bir ailesinin de mutsuz olma ihtimali vardir.
bunun icin de, insanin kendisiyle yuzlesmesi lazimdir diye dusunuyorum. bir psikologa veya guvendigi bir arkadasina da olabilir, anlatmasi, icini dokmesi lazim. ıcini doktukce hafizanin icindeki ustu ortulu kalmis, unutulmus anilar da canlanacaktir bir bir. bu kisim onemli, o anilarin canlanmasi, tum detaylari hatirlamamiz ve onlarla yuzlesmemiz lazim. sonraki seviye ise kabullenis ve en sonunda affedis. affetigin zaman, gercekten affedebildigin zaman hayatin duzene girme ihtimali cok cok yuksektir.
devamını gör...
objet petit a

diğer bilinen adıyla ulaşılamayan arzu nesnesi.
lacanyen psikoterapinin temel direktlerinden bir tanesi olan objet petit a, lacan'a göre karşı tarafa duyulan arzunun sebebidir; lacan söz konusu nesneyi açıklayabilmek için platon'un symposion'undaki agalma kavramından yararlanır; agalma, esasında değersiz bir kutudur ve onu değerli kılan şey, içinde gizlediğidir. lacan'a göre partnerlerimize, öteki'mize çekilmemizin sebebi de onların üzerine yansıyan bu gizemli ancak asla ulaşılamayan nesnedir; ilişkilenmemizin sebebi partnerlerimize duyduğumuz sevgiden yahut arzudan ziyade sakladıklarına kendimizi ikna ettiğimiz, arzumuza sebep olan nesnenin ta kendisidir.
ancak benim fikrimi soracak olursanız ilişkiler bu nesneden dolayı başladığı gibi, bu nesneden dolayı biterler de. zira petit a'yı tanımlarken lacan "seni seviyorum ancak senin içindeki bir şeyi daha çok seviyorum, bu yüzden seni parçalıyorum" demiştir. bu söylemi çözümleyecek olursak çıkacak mana şudur: her ilişkimizde, partnerimizi tanıma sürecinde kendisi hakkında ama iyi ama kötü şeyler öğreniriz, bu şeyleri iyi ya kötü yapan mesele bizim bu şeyleri çoğunlukla ne denli çekici bulduğumuzdur. her ne kadar ahlak üzerine eğlenceli bir tartışmanın fitilini ateşleyebilecek olsa da bu cümle, konuyu dağıtmayacağım. hah, ne diyordum; partnerimiz hakkında bir şeyler öğreniriz. öğrendiğimiz bu şeyler çoğunlukla partnerimizin petit a'yı içinde barındıran agalma olup olmadığına dairdir... biz istemesek/farkında olmasak dahi bilinçdışımızın arzu üretim merkezi bu şekilde işler.
aslına bakacak olursak bu nesneye "ulaşılmaz" denmesi boşuna değildir, ulaştığımız şey eninde sonunda bir replikasyondur, zira petit a'nın kökeni annenin kucağından ayrılmadığımız ve kendi benliğimizi onunkiyle bir bütün olarak tanımladığımız ayna evresine kadar gider--- ayna evresi, bebeğin dil ile tanışıp babanın yasası aracılığı ile dünyaya dalış yapmasıyla son bulan, pre-linguistik bir evredir ve her bebek önünde sonunda bu evreden çıkarak, parçalanmış bir benlik imgesiyle dünyaya atılıverir. bundan sebep de partnerimizde bulduğumuz şey bütünlüğün kendisinden ziyade bir reprodüksiyonu, bir imgesidir.
insanlar olarak çoğunlukla hakikate değil yanılsamaya yönelik bir arayışımız olmasına şükretmemiz gereken bir noktadır bu, aksi halde mutsuzluğumuz ve partnerlerimizle olan geçimsizliğimiz kalıcı olurdu.
bu mutsuzluğu ilişkilerindeki bir dizi stratejik hatalar dolayısıyla garanti altına alanlar var mı peki? elbette.
hali hazırda parçalanmış ve sarsıntılı bir benlik imgesine sahip olan borderline kişilik bozukluğundan mustarip şahsiyetler buna örnektir. benlik imgesinin parçalanmışlığı ve stabiliteden, bütünlükten yoksunluğu semptomatik olarak bu kişilerde kendisini sık sık gösterdiğinden sebep petit a'nın yarattığı ihtiyaçlar bu kişilerde daha ön plandadır, ilişkilerinin başındaki idealizasyon; petit a'yı bulmuş olmalarına yönelik bir coşkunluğun ya da esrime halinin eseri olarak ele alınacak olursa, partnerin "eksiklikleri" ve "kusurları" sonucunda ortaya çıkan devalüasyon içinde büyük hissedilen kutudan küçük çıkmasının sonucudur. sarsıntılı, parçalanmış bir benlik imgesinin en çok aradığı şeylerden bir tanesi bütünlük ve sağaltım olduğundan sebep tutkuları bu kişileri sık sık tüketir ya da hayata bağlar. oysa ortada belki de "kaynaktan", khora'dan kopuşun sebep olduğu ve tutulamamış bir yas vardır.
daha fazlası için:
(bkz: jacques lacan)
(bkz: ayna evresi)
(bkz: borderline kişilik bozukluğu)
(bkz: nesne ilişkileri kuramı)
devamını gör...
her şeye rağmen vazgeçmemek
yolun devamını merak eden insandır.
devamını gör...
x mahlaslı yazar sizi gözledi bildirimi
ne olduğunu anlamayıp çözene kadar bir sürü kişiye bildirim gönderdiğimi fark ettiğim özellik.
neden konulmuş anlayamadım açıkçası. birisinin hangi başlıkta olduğunu neden merak eder ki insan? hadi merak etti diyelim, niye ifşa edilir? ifşa olacağını bilerek kim bakar ki?
neden konulmuş anlayamadım açıkçası. birisinin hangi başlıkta olduğunu neden merak eder ki insan? hadi merak etti diyelim, niye ifşa edilir? ifşa olacağını bilerek kim bakar ki?
devamını gör...
pencereden kar geliyor
una nocte ukdesidir.
kar yağışı da başladığına göre artık paylaşabiliriz dediğim, insanı derinden etkileyen bir şarkıdır. canlı olarak erkan oğur yorumunu dinlemiştim...
"pencereden kar geliyor aman annem, gurbet bana zor geliyor... " sadece pencereden gelse... insanın içine de kar yağar bazen.
kar yağışı da başladığına göre artık paylaşabiliriz dediğim, insanı derinden etkileyen bir şarkıdır. canlı olarak erkan oğur yorumunu dinlemiştim...
"pencereden kar geliyor aman annem, gurbet bana zor geliyor... " sadece pencereden gelse... insanın içine de kar yağar bazen.
devamını gör...
okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
insanın kendinden kaçması, düşüncelerinden utanması, dış dünyaya görünen resminden sıkılması; bu büyümek miydi?
(bkz: ahraz) deniz gezgin
(bkz: ahraz) deniz gezgin
devamını gör...
girift radyo yayını
bugün kafanız güzel kesin yoksa yay burcunda gerçekleşen tutulmada böyle etkiler yok sevgili terazi kadını ve aslan erkeği. her hafta bundan daha güzel olsun kafanız. eğlendim.
devamını gör...
misc radyo yayını
her mesnetin bir bitimi var ama, kötü kelime esprileri çekilmiyor mihriban. güldük, eğlendik bir yayın konseptinin daha sonuna geldik. kişisel olarak bulunduğum noktada enerjim de isteğim de pek azaldı yayın yapmaya karşı. uzuuuğn uzuuğn açıklamaya gerek yok. sorun sizde değil bende.
en azından bir süre için, düzenli bir yayın yapmayı düşünmüyorum. gaybı yalnızca laplace'ın şeytanı bilir ancak, önümüzdeki dönem için öngörüm, olursa çeşitli kaçak yayınlar olur, olmazsa kısfmet.
bugüne kadar yayına katılan, gerek konuk gerek otostopçu olarak sesini duyuran herkese, yazan eden çizen, soran dostlara teşekkür; severek dinleyenlere de sevmeyenlere de selam eder, okuyan herkese az virgüllü cümleler dilerim.
özet:
misc bitti, dükkanı kapadık.
en azından bir süre için, düzenli bir yayın yapmayı düşünmüyorum. gaybı yalnızca laplace'ın şeytanı bilir ancak, önümüzdeki dönem için öngörüm, olursa çeşitli kaçak yayınlar olur, olmazsa kısfmet.
bugüne kadar yayına katılan, gerek konuk gerek otostopçu olarak sesini duyuran herkese, yazan eden çizen, soran dostlara teşekkür; severek dinleyenlere de sevmeyenlere de selam eder, okuyan herkese az virgüllü cümleler dilerim.
özet:
misc bitti, dükkanı kapadık.
devamını gör...
eski sevgiliye normal sözlük'te denk gelmek
işler karışır. çekirdek alıp geleyim diyeceğim başlık.
devamını gör...
ekstansif tarım
iktisadi yönden gelişmemiş ülkelerde ekstansif(geleneksel) tarım metodu kullanılır. nüfusa göre tarım alanlarının fazla olduğu ülkelerde uygulanan tarım metodudur. birim alandan alınan verim düşüktür. üretim miktarında iklimin etkisi vardır. intansif tarım metodu ile ekstansif tarım metodu arasındaki en önemli fark birim alandan alınan verimdir. gelişmemiş ülkelerde toplumun büyük bir kısmı tarım sektöründe çalışmasına rağmen verim intansif tarım uygulanan ülkelere nazaran katbekat düşüktür. bunun sebebi ekstansif tarımın geleneksel olması ve mekanize olmamasıdır. çoğu iş el yordamı ve hayvanlar aracılığı ile yapılır. gelişmemiş ülkelerde görülen bir diğer tarım metodu ise nadas tarımıdır. nadas tarımı, verimi en düşük tarım metodudur denilebilir. tamamen iklime bağlılık gösterir. yağışın az, sulamanın yetersiz olduğu alanlarda uygulanır. görüldüğü üzere ekonomi ile tarım ilişkisini açıkça görebiliyoruz. eski zamanlarda ekonomi tarıma muhtaç iken, artık tarım ekonomiye muhtaç hale gelmiş durumdadır. ekonomisi gelişmiş ülkeler, tarımda daha ileri gitmiş durumda iken ekonomisi dışa bağımlı veyahut kendi kendine ancak yeten ülkeler tarımda ilerleme kaydedememektedir.
kaynakça:
coşkun, fahri(?), türkiye'de tarım, erişim: 26.04.2021. img.eba.gov.tr/178/80f/44f/...
vikipedi, "kapsamlı tarım". erişim: 26.04.2021. tr.wikipedia.org/wiki/Kapsa...
emlu, hakan, uretim dagitim tuketim, erişim: 26.04.2021. www.academia.edu/9246518/Ur...
türk coğrafya kurumu, "türkiye'de nüfus", 18.12.2006, www.tck.org.tr/tr/makaleler...
kaynakça:
coşkun, fahri(?), türkiye'de tarım, erişim: 26.04.2021. img.eba.gov.tr/178/80f/44f/...
vikipedi, "kapsamlı tarım". erişim: 26.04.2021. tr.wikipedia.org/wiki/Kapsa...
emlu, hakan, uretim dagitim tuketim, erişim: 26.04.2021. www.academia.edu/9246518/Ur...
türk coğrafya kurumu, "türkiye'de nüfus", 18.12.2006, www.tck.org.tr/tr/makaleler...
devamını gör...
güne bir şiir bırak
ne diyordu şair; yıkıldı yolunu bekleyen şehir, şimdi gelsen de bir gelmesen de bir.
devamını gör...
erdal bakkal
dünyaya fatura ödemek için geldiğimiz kendisine daha önceden söylenseydi gelmeyecek olan , süper marketlere karşı direnen , patavatsız ve bir o kadar da paragöz olan şimbilli.
devamını gör...
öyle birine aşık ol ki
öyle birini sevin ki ;
yüreğinin solda attığını hissettirsin,kavgada yiğit olsun, devrimci olsun…
ekmeğini eşitçe bölüşebilsin yok olanlarla…
öyle birini sevin ki ;
geride duracağına, elini tutup en öne çıksın senin ile kalabalıklarda.
tv başında yorum yapacağına,orada olmalıyız desin…
öyle birini sevin ki ;
umudu iki kişilik olsun, acıdığı için değil yardım etmek istediği için diz çöksün başkasının önünde.
suyunu, ekmeğini paylaşsın
öyle birini sevin ki ;
direnmelisin desin, kavgadayız desin, umuduz biz, geleceğiz desin…
öyle birini sevin ki;
nazım'ın piraye'sini kıskandırsın severken… severken bütün devrimleri anımsatsın göğüs kafesinde!
öyle birini sevin ki;
sosyalizm koksun her sözü, henüz yazılmamış bir kitap gibi baksın gözleri…
öyle birini sevin ki ;
sigarasını içerken bütün ölü şairler utansın yazdıklarından,
öyle birini sevin ki ;
sen devrimcisin, yoldaşın olsun ömür boyunca! her direnişte, her kavgada, yanı başında…*
aklıma direkt bu sözler geldi. üstüne laf söylenmez ama ben de bir şey demek isterim: siz öyle birine aşık olun, öyle birini sevin ki içinizde onu yaşatmak bir lütuf olsun...
yüreğinin solda attığını hissettirsin,kavgada yiğit olsun, devrimci olsun…
ekmeğini eşitçe bölüşebilsin yok olanlarla…
öyle birini sevin ki ;
geride duracağına, elini tutup en öne çıksın senin ile kalabalıklarda.
tv başında yorum yapacağına,orada olmalıyız desin…
öyle birini sevin ki ;
umudu iki kişilik olsun, acıdığı için değil yardım etmek istediği için diz çöksün başkasının önünde.
suyunu, ekmeğini paylaşsın
öyle birini sevin ki ;
direnmelisin desin, kavgadayız desin, umuduz biz, geleceğiz desin…
öyle birini sevin ki;
nazım'ın piraye'sini kıskandırsın severken… severken bütün devrimleri anımsatsın göğüs kafesinde!
öyle birini sevin ki;
sosyalizm koksun her sözü, henüz yazılmamış bir kitap gibi baksın gözleri…
öyle birini sevin ki ;
sigarasını içerken bütün ölü şairler utansın yazdıklarından,
öyle birini sevin ki ;
sen devrimcisin, yoldaşın olsun ömür boyunca! her direnişte, her kavgada, yanı başında…*
aklıma direkt bu sözler geldi. üstüne laf söylenmez ama ben de bir şey demek isterim: siz öyle birine aşık olun, öyle birini sevin ki içinizde onu yaşatmak bir lütuf olsun...
devamını gör...
insan nasıl özgürleşir sorunsalı
insan özgürleşemez, 5 dakika sonra başına ne geleceğini bile bilmeyen bir mahluk sadece lafta özgürdür, evet istediği yere gider, istediklerini yapar, istediği parayı harcar, ama bence bu insanı özgür yapmaz. ölümlüler özgür olamaz. yaşamak için bile suya muhtaçsın. içmezsen ölürsün, nerde özgürlük?
özgür olduğuna inandırılan esir şehrin insanlarıyız hepimiz. belki de en savunmasız olduğumuz şeydir, nefsimizin istediği her şeyi yapmayı özgürlük zannetmek.
insan ancak ölürse özgürleşir, dileyen ölür dilemeyen ölmez, sonuçta herkes 'özgür''.
özgür olduğuna inandırılan esir şehrin insanlarıyız hepimiz. belki de en savunmasız olduğumuz şeydir, nefsimizin istediği her şeyi yapmayı özgürlük zannetmek.
insan ancak ölürse özgürleşir, dileyen ölür dilemeyen ölmez, sonuçta herkes 'özgür''.
devamını gör...
eyluling kalkışması
@egm @ssoylu @cimer @bimer @disneychanneldeutsch @looneytunes
devamını gör...
hemofili
a ve b olmak üzere iki türü olan bir kanama bozukluğu hastalığıdır.
hemofili a hastalığında pıhtılaşma kaskadında bulunan faktör 8 eksikliği görülür.
bu hastalık x'e bağlı resesif geçen bir hastalık olduğu için genellikle erkeklerde görülür(istisnalar mevcut) ki iyi ki öyledir yoksa adet kanamalarından dolayı çok kişi hayatını kaybederdi.
şikayet olarak genellikle yumuşak dokuda kanama(hematom) diz içi kanama(hemartroz) görülür.
laboratuvar bulguları içinde izole aptt uzunluğu görülür ve öncelikle karışım (mixing) testi yapılır.
tedavide desmopressin ve faktör 8 konsantresi,antifibrinolitik olan aminokaproik asit,traneksamik asit kullanılabilir.
hemofili b de ise faktör 9 eksikliği vardır.klinik olarak hemofili a ile aynıdır.
hemofili a dan farkı tedavide desmopressin kullanılmaz, faktör 9 konsantreleri verilir.
hemofili a hastalığında pıhtılaşma kaskadında bulunan faktör 8 eksikliği görülür.
bu hastalık x'e bağlı resesif geçen bir hastalık olduğu için genellikle erkeklerde görülür(istisnalar mevcut) ki iyi ki öyledir yoksa adet kanamalarından dolayı çok kişi hayatını kaybederdi.
şikayet olarak genellikle yumuşak dokuda kanama(hematom) diz içi kanama(hemartroz) görülür.
laboratuvar bulguları içinde izole aptt uzunluğu görülür ve öncelikle karışım (mixing) testi yapılır.
tedavide desmopressin ve faktör 8 konsantresi,antifibrinolitik olan aminokaproik asit,traneksamik asit kullanılabilir.
hemofili b de ise faktör 9 eksikliği vardır.klinik olarak hemofili a ile aynıdır.
hemofili a dan farkı tedavide desmopressin kullanılmaz, faktör 9 konsantreleri verilir.
devamını gör...
sevgiliyi kısıtlamak
kısıtlamaktan ziyade iki kişinin sevmediği hoşnut olmadığı şeyleri bir taraf yapmıyorsa diğer tarafta yapmamalı.
aksi halde " aşkım aksam halısaha maçına gitmek yok" veya " mini etek giymek yok" tarzı saçma sapan insanı sık boğaz eden kısıtlamalara dönüşür. ilişki çıkmaza sürüklenir ve hoop ayrılık. saygı, hoşgörü ve anlayış diye boşa demiyoruz.
-hayatimizdaki tek kısıtlama pandemiden dolayı sokağa çıkma yasağı olsun sevgilim..
+tamam askim ama sen yine de o mini eteği giyme.
-sen de akşam 8-9 halisahaya gidemezsin o zaman.
+neaalakasi var ya??
- peki.
+sen zaten her şeyi kafanda kurmuşsun.
- ok.
+ bari engel atmadan bi boydan atsaydın.
- (profil resmi giden kız pp'si)
aksi halde " aşkım aksam halısaha maçına gitmek yok" veya " mini etek giymek yok" tarzı saçma sapan insanı sık boğaz eden kısıtlamalara dönüşür. ilişki çıkmaza sürüklenir ve hoop ayrılık. saygı, hoşgörü ve anlayış diye boşa demiyoruz.
-hayatimizdaki tek kısıtlama pandemiden dolayı sokağa çıkma yasağı olsun sevgilim..
+tamam askim ama sen yine de o mini eteği giyme.
-sen de akşam 8-9 halisahaya gidemezsin o zaman.
+neaalakasi var ya??
- peki.
+sen zaten her şeyi kafanda kurmuşsun.
- ok.
+ bari engel atmadan bi boydan atsaydın.
- (profil resmi giden kız pp'si)
devamını gör...