sözlük yazarlarının gittikleri ilk yabancı ülke
macaristan - budapeşte.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
berberice bir masal.
ıdir ~ a vava inouva
ıdir ~ a vava inouva
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
benim şarkım çıkınca justin bana hii dedi diye bağıracağım sanırım. programın moduna çok girdim.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
bu şarkılar nedir ama ya, ciğer falan kalmadı bende. babildeki bahçe özellikle, of diyorum hem de ne of. *
devamını gör...
normal sözlük’ün hayatınızda yarattığı değişiklikler
(bkz: ruhsal bozukluk)
devamını gör...
kimsenin merak etmediği konulara dair bilgi tanımları girmek
var efendim böyle bişiy.
edebiyat, sanat, bilim gibi birçok alana dair kimsenin şeyinde olmayan birkaç konuda üç beş cümle salla, sonra da "bakın ben ne kadar entelim ihihihhii" diye gez. yok öyle iş yaw.
şahsen ben de, ilgimi çeken ilginç ve fazla bilinmeyen konularda zaman zaman yazmayı sevmiyor değilim. ama bununla hiçbir zaman övünüp de sofistike bir insan taklidi yapmadım. bazı tipleri görüyorum, sırf kendini bu tür konularda yazdığı için özel ve üstün hissediyor. akışta kendi kendine eğlenen, geyiğine yazan yazarları küçümsüyor kendince. buradan da egosunu besliyor.
ah ah...
biz burada ne entelektüeller gördük yiğidim bir bilsen, sen ne sanıyorsun kendini?
seni unutmamız bir "kalbimiz seninle"ye bakar. hepimiz toprak altına gireceğiz elbet bir gün...*
edebiyat, sanat, bilim gibi birçok alana dair kimsenin şeyinde olmayan birkaç konuda üç beş cümle salla, sonra da "bakın ben ne kadar entelim ihihihhii" diye gez. yok öyle iş yaw.
şahsen ben de, ilgimi çeken ilginç ve fazla bilinmeyen konularda zaman zaman yazmayı sevmiyor değilim. ama bununla hiçbir zaman övünüp de sofistike bir insan taklidi yapmadım. bazı tipleri görüyorum, sırf kendini bu tür konularda yazdığı için özel ve üstün hissediyor. akışta kendi kendine eğlenen, geyiğine yazan yazarları küçümsüyor kendince. buradan da egosunu besliyor.
ah ah...
biz burada ne entelektüeller gördük yiğidim bir bilsen, sen ne sanıyorsun kendini?
seni unutmamız bir "kalbimiz seninle"ye bakar. hepimiz toprak altına gireceğiz elbet bir gün...*
devamını gör...
sözlük yazarlarının olmak isteyeceği ünlü yazarlar
ben kesinlikle oğuz atay olurdum. detaycıyım ve edebi anlatımda bile teknik detaylardan bahsetmeyi seviyorum.
devamını gör...
resim yükleme özelliğinin gelmesi
bunun şerefine yoldaştan kendi resmini yüklemesini beklerdim şahsen.
devamını gör...
alkol tüketmekle övünmek
"kanka ben bir kasa bira içerim" deyip, üçüncü birada kusup, "abi çok yedik" diyen insanlarla aynıdır. çok fazla iletişimde kalınmaması gereken insanlardır.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu
bana resim yüklemeyi öğreten yardımsever yazar.
bütün yazdıklarını okurum.
bütün yazdıklarını okurum.
devamını gör...
yarasa öldürmek
ha ha ha mal doğukan yine aklınca laf sokuyor.
t: çok zor olan eylemdir. çünkü yarasalar çılgın gibi uçuyor nah yakalarsınız.
t: çok zor olan eylemdir. çünkü yarasalar çılgın gibi uçuyor nah yakalarsınız.
devamını gör...
normal sözlük formatı ve kuralları için ne dediler
başlıkla direkt olarak ilişiği olmayan başlığı tanimlamayan yukarıdaki arkadaşın dediği gibi watsapta arkadaşıyla mesajlasir gibi tanımların da format kurallarına aykırı olması gerekir. sözlüğün saçma sapan yazılarla doldurulmaması konusunda daha hassas davranılmalı.
devamını gör...
ahududu
çiçek sapına yapışık bir çiçekliğin taşıdığı 50 ya da 80 küçük meyvenin birleşmesinden meydana gelen koni şeklinde böğürtlene benzeyen dut irisi bir meyvedir. bu tatlı meyve dalından koparıldıktan kısa bir sürede saklanabilir. bu meyve şekerleme, likör, meyve suyu, dondurma yapımında kullanılır.
zengin besin değerine sahip olup, tam bir mineral ve vitamin deposu meyvedir. kanı temizleyip, vücudu toksinlerden temizlediği, sindirim sorunlarında yardımcı olduğu uzmanlar tarafından dile getirilmiştir. yaz meyvesi olup rengi, kokusu, görüntüsüyle görsel bir şenlik yaşatıp lezzetiyle hayran bırakır. dalından koparıldığında çabuk bozulan bir meyve olduğu için tüketiminin çabuk olması gerekmektedir.
gülgiller familyasından olan ahududunun , haziran ayı sonuna doğru olgunlaşıp temmuz ayında da hasadı tamamlanır. damlama sulama yöntemiyle tarımı yapılan meyve, yurt dışında frambuaz ismiyle de bilinir. tür olarak çileğe benzediği için çabuk tüketilmesi ve bu süre içinde dondurucuda bekletilmesi gerekir. türkiye'de üretiminin tamamına yakını bursa'da gerçekleştiriliyor. uludağ' ın eteklerinde bulunan yüksek rakımlı köylerde yetiştirilen ahududu, genel olarak küçük alanlarda aile işletmeleri tarafından üretimi karşılanıyor.
zengin besin değerine sahip olup, tam bir mineral ve vitamin deposu meyvedir. kanı temizleyip, vücudu toksinlerden temizlediği, sindirim sorunlarında yardımcı olduğu uzmanlar tarafından dile getirilmiştir. yaz meyvesi olup rengi, kokusu, görüntüsüyle görsel bir şenlik yaşatıp lezzetiyle hayran bırakır. dalından koparıldığında çabuk bozulan bir meyve olduğu için tüketiminin çabuk olması gerekmektedir.
gülgiller familyasından olan ahududunun , haziran ayı sonuna doğru olgunlaşıp temmuz ayında da hasadı tamamlanır. damlama sulama yöntemiyle tarımı yapılan meyve, yurt dışında frambuaz ismiyle de bilinir. tür olarak çileğe benzediği için çabuk tüketilmesi ve bu süre içinde dondurucuda bekletilmesi gerekir. türkiye'de üretiminin tamamına yakını bursa'da gerçekleştiriliyor. uludağ' ın eteklerinde bulunan yüksek rakımlı köylerde yetiştirilen ahududu, genel olarak küçük alanlarda aile işletmeleri tarafından üretimi karşılanıyor.
devamını gör...
maske takmanın olumlu yönleri
hayatımıza maalesef giren maskenin faydaları da vardır. mesela benim için yolda kendi kendime konuşurken kimsenin farketmemesidir. böylece deli olduğumu saklayabiliyorum. *
devamını gör...
kadınların seks yapmayı bir ödül olarak kullanması
sekse bu kadar değer atfedip ödül gibi görenlerin hepsi erkek ama nedense. kadınlar sadece erkeklerin sekse bakışındaki bu garabetten faydalanıp durumu lehlerine çeviriyorlar. zekalarını kullanabildikleri için kadınlar mı suçlu oldu ama yani şimdi?
devamını gör...
sigara bırakmanın zorluğu
akciğer nakli ondan da zor .
devamını gör...
yaşamak
az önce bitirdiğim kitaptır. ne zamandır edebiyat kulübünde olmama rağmen ancak fırsat bulup bir kitap okuyabildim. bu kitap seçildiği içinse çok müteşekkirim. uzun zamandır okumayan bünyeme aşırı iyi geldi.
ah fugui’e neler saydırdım içimden. dedesinin mirasını hiç etti. üzüntüden babası yataklara düşüp öldü. evliyken başka insanların yataklarına girdi. genel ev - kumar - alkol batağında kendini kaybetti. kayınpederini aşağılayıp tüm köye rezil etti. jiazhen o hamile hali ile şehire kadar yürüyüp fugui ile konuşmak istedi ve bunda ısrarcı oldu diye dövdü karısını. onca insanın hayatını bok etti resmen.
* * *
en sonunda kumar oynayacak bakiyesinin kalmadığını öğrenip perperişan kaldırım kenarında ipek gömleğiyle oturup ağladığında hiç üzülmedim. hak ettiğini düşündüm. sonrasında babasının talimatı üzerine ailesinin tüm parasını çuvallarla şehire yürüyerek götürüp döndüğünde omuzları soyulmuşken biraz acıdım. daha çok ailesine üzüldüm. o güzel insanları böylesine perperişan etmeye hakkı yoktu. nitekim olanlar oldu ve hikaye asıl burada başladı benim için.
* * *
fugui ve jiazhen bir kızı ve bir oğlu ile kulübede yaşayıp giderken her “kim bilebilirdi ki” diyişinde gerildim. bu bir felaket haberinin başlangıcı oluyordu kitapta. cümle bittikten sonra biri ölüyordu. fuguinin annesinin ölümüne de üzüldüm ama youqing’in öğretmenine kan vermek için koşarak gidip, kendine yetemeyecek kadar kanının alınması sebebiyle ölüşüne yıkıldım resmen. hüngür şakır ağladım. o yaşam sevincine gıpta ettiğim maraton şampiyonu olabilecek çocuk resmen bilgisiz doktor yüzünden öldü.
her şerde var mıdır bir hayır, bilinmez. tamda orada kan verilen kişinin aslında yanyana savaştığı arkadaşı chungseng’in yani valinin karısı olduğu ortaya çıkıyor.
chungseng ilerleyen sayfalarda şehirdeki siyaset kavgaları yüzünden çıkan kargaşada şamar oğlanına dönüyor. bu durumu kaldıramıyor ve arkadaşı fugui’nin kapısında dert yanıyor. jiazhen oğlunun ölümünden chungseng’i sorumlu tuttuğu halde kulak misafiri oluyor konuşmaya ve adamın intihara meyilli olduğunu öğrendiğinde: “bize bir hayat borçlusun, sana verilen hayatı yaşamak zorundasın” diyor. bu kısımda çok etkilendim, hüzünlendim. nihayetinde fiziksel ve mental acılara katlanamayan chungseng söz dinlemeyip intihar ederek ölüyor.
fuguinin savaşta ölmesini bekliyordum ama onun yerine jiazhen öldü. ilerleyen zamanda fengxia evlendi ve doğum yaparken öldü. o kısımda boğuldum resmen. bir anne olarak, evlat acısını düşmanım bile yaşasın istemem.
“damadın öldü fugui, koş” dediklerinde elindeki işi bırakarak bağıran adama koşan fugui, durumu idrak edemeyip: “ o hastaneye kaldırmasınlar, orası uğur getirmedi bizim ailemize” gibi bir şey söylemişti. çok acıydı. adam bi’ başına torunu ile kaldı. heralde buradan sonrası mutlu mesut yaşayıp gittiler‘e bağlar dedim. yok. torunu hasta yatağında en sevdiği yemeği alelacele yerken boğularak öldü. hayatımın rengi dediği torunu. şimdi bir tek öküzü kaldı elinde fugui’nin. ona da kendi adını vermiş manyak herif.
kitabın içinde fugui’ye çok sinir oldum ama yine kitabın içinde affettim kendisini. velhasıl kelam, karakterlerin sevinci ile mutlu olup, acılarıyla ağladım. bir çırpıda akıp gitti gözlerimin önünde bir ömür.
ah fugui’e neler saydırdım içimden. dedesinin mirasını hiç etti. üzüntüden babası yataklara düşüp öldü. evliyken başka insanların yataklarına girdi. genel ev - kumar - alkol batağında kendini kaybetti. kayınpederini aşağılayıp tüm köye rezil etti. jiazhen o hamile hali ile şehire kadar yürüyüp fugui ile konuşmak istedi ve bunda ısrarcı oldu diye dövdü karısını. onca insanın hayatını bok etti resmen.
* * *
en sonunda kumar oynayacak bakiyesinin kalmadığını öğrenip perperişan kaldırım kenarında ipek gömleğiyle oturup ağladığında hiç üzülmedim. hak ettiğini düşündüm. sonrasında babasının talimatı üzerine ailesinin tüm parasını çuvallarla şehire yürüyerek götürüp döndüğünde omuzları soyulmuşken biraz acıdım. daha çok ailesine üzüldüm. o güzel insanları böylesine perperişan etmeye hakkı yoktu. nitekim olanlar oldu ve hikaye asıl burada başladı benim için.
* * *
fugui ve jiazhen bir kızı ve bir oğlu ile kulübede yaşayıp giderken her “kim bilebilirdi ki” diyişinde gerildim. bu bir felaket haberinin başlangıcı oluyordu kitapta. cümle bittikten sonra biri ölüyordu. fuguinin annesinin ölümüne de üzüldüm ama youqing’in öğretmenine kan vermek için koşarak gidip, kendine yetemeyecek kadar kanının alınması sebebiyle ölüşüne yıkıldım resmen. hüngür şakır ağladım. o yaşam sevincine gıpta ettiğim maraton şampiyonu olabilecek çocuk resmen bilgisiz doktor yüzünden öldü.
her şerde var mıdır bir hayır, bilinmez. tamda orada kan verilen kişinin aslında yanyana savaştığı arkadaşı chungseng’in yani valinin karısı olduğu ortaya çıkıyor.
chungseng ilerleyen sayfalarda şehirdeki siyaset kavgaları yüzünden çıkan kargaşada şamar oğlanına dönüyor. bu durumu kaldıramıyor ve arkadaşı fugui’nin kapısında dert yanıyor. jiazhen oğlunun ölümünden chungseng’i sorumlu tuttuğu halde kulak misafiri oluyor konuşmaya ve adamın intihara meyilli olduğunu öğrendiğinde: “bize bir hayat borçlusun, sana verilen hayatı yaşamak zorundasın” diyor. bu kısımda çok etkilendim, hüzünlendim. nihayetinde fiziksel ve mental acılara katlanamayan chungseng söz dinlemeyip intihar ederek ölüyor.
fuguinin savaşta ölmesini bekliyordum ama onun yerine jiazhen öldü. ilerleyen zamanda fengxia evlendi ve doğum yaparken öldü. o kısımda boğuldum resmen. bir anne olarak, evlat acısını düşmanım bile yaşasın istemem.
“damadın öldü fugui, koş” dediklerinde elindeki işi bırakarak bağıran adama koşan fugui, durumu idrak edemeyip: “ o hastaneye kaldırmasınlar, orası uğur getirmedi bizim ailemize” gibi bir şey söylemişti. çok acıydı. adam bi’ başına torunu ile kaldı. heralde buradan sonrası mutlu mesut yaşayıp gittiler‘e bağlar dedim. yok. torunu hasta yatağında en sevdiği yemeği alelacele yerken boğularak öldü. hayatımın rengi dediği torunu. şimdi bir tek öküzü kaldı elinde fugui’nin. ona da kendi adını vermiş manyak herif.
kitabın içinde fugui’ye çok sinir oldum ama yine kitabın içinde affettim kendisini. velhasıl kelam, karakterlerin sevinci ile mutlu olup, acılarıyla ağladım. bir çırpıda akıp gitti gözlerimin önünde bir ömür.
devamını gör...
biyolojik takvim
normal takvim hangi zamanı gösterirse göstersin esas önemlisi bizim de kişisel bir takvimimiz var. doğumumuzla başlayıp ecelimizle sona erecek bir takvimdir bu. bu takvimin döngüsü ne güneştir ne de ay. insanı merkez alan ve ölçü birimi nefes olan bir takvim.
devamını gör...

