yunan mitolojisindeki sirenlerin yaşadığı düşünülen, italya civarındaki 3 küçük kayalık adaya verilen ad. bu bölgenin, napoli körfezi'nin güneyindeki capri adası olduğu düşünülüyor.

capri adası:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(görsel, gezgincift. com'dan alıntıdır.)

capri adası'ndaki siren kayaları:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(görsel, media-cdn.tripadvisor. com'dan alıntıdır.)
devamını gör...

(bkz: iko'nun hristiyan bir misyoner olması)

sizce iko izin verir mi böyle bir şeye? geçenlerde ramazan bayramını öven bir tanım girdim, "dostum sil o tanımı. tanrı şahidim olsun ki silerim seni bu sözlükten." dedi. adam dinine çok bağlı.
devamını gör...

yanlış arabaya binmiştim şöför koltuğunda oturan adam şok oldu tabi bende eşimde yan arabada sinir olmuş bana bakıyordu. dalgınlık hali ne var ki bunda.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bu parçayı çalmaya çalışıyorum.

devamını gör...

de te fabula narratur

anlatılan senin hikayendir.

kapitalin başlangıcında karl marx tarafından yazılan söz.
devamını gör...

faşizm konuşma yasağı değil söyleme mecburiyetidir ile omuz omuza giden, karşıdakinin fikrini öğrenmekten çok karşı tarafa istenilen şeyi söyletme çabasının moda olmuş tabiri.

onlara bunları dedin de şunlara niye bunları diyemiyorsun/ peki ya bunlara ne diyeceksin...” örneğinde olduğu gibi.
devamını gör...

geçenlerde çok saygı duyduğum biri, arkamdan hoş konuşmamış.
gücendim, onu allah'a havale ettim.
ona bir şey sormadım.
onun tanıdığı kimseye bir şey sormadım.
bundan sonra, onla arama mesafe koyarım.
ne sorarsa, ne de sormazsa sebebini söylemem.
bu da benim tarzım.
kurcalamadan soğurum, buz gibi olurum.
onuda, soğuduğum diğerlerinin yanına yollarım.
sonra hepsini de unuturum, niye soğuduğunu da unuturum.
bakarım önüme.
ağızdan çıkan kötü bir lafın, açıklamasını duymaya, hakkında dedikodu yapmaya gerek var mı?
devamını gör...

sözlükte açık ara en zeki insan olduğunu düşündüğüm kişidir. sizi suya götürüp 30 bin lira borçlandırıp getirir. çoluğunuzun çocuğunuzun rızkını alıp pavyonda yer karşınıza geçip güler. ama yine de çok delikanlı yazardır. hakkı ödenmez.
devamını gör...

bazen neyin gerçekten önemli olduğunu gözümüzden kaçırırız, çünkü birini sevmenin en önemli şey olduğunu düşünürüz fakat asla ve asla öyle değildir. bir ilişkinin yürümesi için birden çok önemli ''şey'' vardır.

güvenmek: güven bir ilişkideki bana kalırsa en önemli faktörlerden biridir. beraber olduğunuz kişiye güvenmiyorsanız ya da aklınızda bir şüphe varsa çok büyük olasılıkla sağlıklı ve istikrarlı bir ilişki yaşamıyorsunuz demektir. ilişkinin ilk başlarında büyük ihtimalle iki taraftan biri güven eksikliği yaşayabilir fakat endişelenmeyin, güven sonradan inşa edilebilen bir şeydir.

dürüstlük: ilişkiler söz konusu olduğunda dürüst olmak oldukça önemlidir. pembe yalanlar üzerine kurulu bir ilişki, karşındaki insanı ne kadar seversen sev ne yazık ki bitecektir. dürüst olmak bir ilişkiyi birçok yönden güçlendirecek iyi bir iletişime yol açar.

saygı: bu biraz klişe olacak fakat, aşk gerçekten insanın gözünü kör edebilir, aşk saygısızlık için geçerli bir neden değildir. sağlıklı bir ilişki için çiftler birbirine saygılı olmalıdır.

iletişim: iletişim aslında güvenden sonra gelen en önemli madde bana kalırsa, duygularınızı, ihtiyaçlarınızı ve beklentilerini ifade etmek için kesinlikle iletişime ihtiyacımız var. ayrıca bir ilişkide tartışmalar, anlaşmazlıklar olacaktır bu konuları da aynı şekilde iletişim kurarak çözeceksiniz. iyi bir iletişim olmadan ilişkideki hiçbir şey netleşmez. buna dikkat edin.

sadakat: yukarıda güven konusuna değinmiştim. karşınızdaki insana sadık kalacak sadakatiniz yoksa neden bir ilişkiniz var? sadakat bu saymış olduğum maddeler için bir yapı taşı görevi görür. işe yaraması için bu ilişkiyi gerçekten istiyor musun, istemiyor musun kendine sormalısın.

mutluluk: tamam bu konuda dürüst olacağım, her zaman mutlu olamazsınız, bunu çok istediğinizi biliyorum, hepimiz mutluluğu hak ediyoruz, fakat ilişkiler her zaman gökkuşağı gibi kusursuz değildir. fakat mutlu geçirdiğiniz zamanlar mutsuz zamanlara göre çok daha ağır basmalı. eğer bir ilişkide mutlu değilseniz, ne yazık ki o ilişkiyi bitirme vakti gelmiş demektir.

taviz vermek: ilişkiler tamamen al gülüm ver gülümdür* ilişkide sadece bir kişi sadece alıp vermezse sıkıntılar başlar. ilişkide mutluluğu ve sürdürülebilirliği tesis etmek istiyorsanız iki tarafında yapması gereken kendinizden yeri geldiğinde taviz vermek.

özgürlük: arada sırada partneriniz olmadan vakit geçirmek, arada sırada halı saha maçları, beş çayları iyidir. birbirinizle vakit geçirmeyi çok sevseniz bile, kendi yaşantınızda yapmaktan keyif aldığınız şeyleri bırakmamalısınız.
devamını gör...

son zamanlarda baya arttı. neymiş çaylaklar ezikmiş, çaylaklar neden yazı yazıyormuş, çaylakların bilmem ne halleri gibi başlıklar türedi. bu tarz yazarların tek özelliği şuan ki çaylaklardan daha önce kayıt olması. ekşidende başlık araklamayın artık. azıcık özgün olun.
devamını gör...

ucemak olduğunu nasıl anladın dediğim olay. "ben ucemak. beğenilerin gücü adına!" diyerek bağırdı mı?
devamını gör...

/ nefessiz zordayım zamansız bir mekanda
çıkmaz bir yoldayım, amansız isyanda
ecelim ol benim, koynunda sar beni
aşk ölüm yaz bana, sonsuza al beni ah
/

diyen şarkı, sevgiliye'den buraya daracık bir yoldan çıktı geldi bu saatte.
devamını gör...

ekşi sözlük o kadar farklı bir mecra ki, istese de hiçbir mecra ekşi sözlük'e benzeyemez.
kafa sözlük de o kadar farklı bir platform, hatta kendi jargonuna göre o kadar farklı bir kafa ki, o kafaya silah dayasanız da, kafa sözlük'ten başka sözlüğe benzeyemez.
devamını gör...

aslında o bin sayfalık kitaplar çok şey katar insana, çok şey öğretir. kolay değildir onları yazmak, belli bir birikim ister. bu birikim hissedilir o kitaplar okunurken.

tanım: doğru bir şey yapan ve kendisine yatırım yapan insandır.
devamını gör...

(bkz: kaygısızlar)
3 hanımı ve 36 çocuğu ile asker arkadaşının evinde uzun süreli kalan memnun kaygısız'ın başrolü oynadığı dizinin her yanından absürtlük akıyordu.
devamını gör...

2001 yapımı, yönetmenliğini gérard krawczyk’nin yaptığı ve jean reno, ryôko hirosue, michel muller’ın başrolde oldukları macera/komedi türü film.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
afiş kaynak: www.beyazperde.com/filmler/...

jean reno’nun komedi türü filmleri arasında en sevdiğim filmdir ayrıca. bizde asabi polis olarak yayınlansa da, ne alaka diyorum. filmin isminin wasabi olmasının bir nedeni var çünkü; isim değişikliği mantıksız olmuş.

konusuna gelirsem; hubert (jean reno) fransa polis departmanında görev yapmaktadır. çok başarılıdır ama empatiden hayli uzaktır. soğukkanlı, ne zaman ne yapacağı belli olmayan, gözü kara, düz mantıkla ilerleyen biridir. ee sonunda baltayı taşa vuracaktır elbet. amirleri bir süre kafa iznine çıkartırlar onu. bu sırada eline 20 yıl önceki sevgilisinden bir mektup gelir. vefat etmiştir ve ona bir vasiyet bırakmıştır. hubert’in hayatu boyunca tek sevdiği ve onu idare edebilen tek kadın da bu kadındır.
bu nedenle japonya’ya doğru yola koyulur. ama kendisine bırakılan miras hiç tahmin edemeyeceği bir şeydir.

gerçekten jean reno’nun yarattığı karaktere bayıldım. kendisinin oyunculuğunu da çok severim. wasabi ismi de , japonya’da karşılaştığı momo ile gittiği restoranda wasabi yemesiyle ilgili. açık etmeyeyim.

zevkle izlenecek filmdir efendim. sadece jean reno için bile izlenir. onun oyunculuğu olmasa vasatın altında kalacak bir film olurdu; tüm yükü o omuzlamış diyebilirim.

imdb: 6,7/10
benden: 7,4/10.
devamını gör...

bir kitabı neden yazıldığı döneme göre değerlendirmemiz gerektiğini bir kez daha gösteren jules verne eseri.

hemen okuyup bitirilecek bir kitap, onda sorun yok. fakat eğer bulunduğumuz döneme göre değerlendirme hatasına düşersek, basit bir kibir hikayesi diyebiliriz. oysa jules verne eserlerinde hep zamanının çok öncesinde tahminlerde bulunup hayal dünyasını ve ileri görüşlülüğünü yansıtmıştır.

zacharius usta kendisine göre dünyanın en önemli saat ustasıdır çünkü saatçilikte dönüm noktası kabul edilen ''saat maşası''nı icat etmiştir. yaptığı saatlere ruhunu verdiğini düşünür, kibrinden gözü hiçbir şeyi görmez ve kendisini tanrıyla bir tutar. ''tanrı insanları yarattıysa ben de saat maşasını yarattım'' kafasındadır. yani kibir insan bedeninde can bulsa zacharius usta'nın bedeni bunun için biçilmiş kaftandır. hikayede şeytan da insan kılığındadır yani kişileşmiş olarak karşımıza çıkar ve sanırım kitaptaki en çok hoşuma giden kısım burası oldu.
bir gün zacharius usta'nın o kendisini tanrıyla bir tutmasına sebep olan saatleri nedenini bilmediği bir şekilde durmaya başlar. bundan sonra kibrin çaresizliğine ve verdiği kararlara şahit oluruz.

saatlerine ruhunu verdiğini söyleyen ve yaptığı saatleri bir anda durmaya başladığından şeytanın adımlarını takip eden zacharius usta'ya ne olacaktır?
okuyup cevabını bulabilirsiniz*. iyi okumalar.
devamını gör...

çoçukken çokoprensin vitaminlisi olarak bildiğimiz yiyecektir.
devamını gör...

öncelikle şunu belirtmeliyim ki bu başlığı kimseye hakaret etmek için açmadım. ama eğer amacım birisine hakaret etmek olsaydı kesinlikle buraya yazardım.
devamını gör...

bir zamanlar müslümanım. ramazan ayı oruçluyuz. arkadaş aradı iftar yapalım akşam mekan ayarladım. mekan deyince bir kıllandım neyse dedim gidelim. akşam leman'a (alkollü mekan) gittik sağım solum alkol masaları milletin kafası olmuş bimilyon dedim allahım affet. ne utandım ne utandım şimdi olsa takmam hoş şimdi olsa utanan taraf değil utandıran taraf olurdum.

taşlamayın lenn kafam acıdı. herkesin görüşüne kimse karışamaz. ehü ehü.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim