tek kelimeyle lebalep yayılıyor.
devamını gör...

aha bunu alırım ben.
evet benimdir.
devamını gör...

pratikle alisabileceginiz bir eylem. ya da kimse bana saçlarımı yamuk kestiğimi söylemiyor. ikisinden biri.
devamını gör...

genellikle atılır ve pişmanlıkla sonuçlanır. yine de atılmalıdır. yaptıklarından çok yapamadıkları bitirir insanı.
devamını gör...

bazı varsayımlar üzerinden hareketle, birtakım gereksiz algı yönetimi çabalarına neden gerek duyuluyor ?

burada önemli olan ne kadar eski olduğu mu yoksa dünyada bugünkü durumu mu?

bir zamanlar osmanlı vardı dünyanın 4 te 3 üne 600 yıl sahip olan, ama şimdi yok osmanlı, bitti gitti .
birileri hala onu özlemle ansa arasa da , o artık eski bir imparatorluk olarak tarih sayfalarındaki yerini aldı.

konumuzun bugünkü durumuna dönersek;

yeryüzünde en fazla konuşulan dillerde ilk on sıra şöyle.
1. çince
2. ingilizce
3. ispanyolca
4. hintçe
5. arapça
6. rusça
7. malayca
8. bengalce
9. portekizce
10. fransızca

önemli olan budur, gerisi teferruat .
bakınız türkçe yok, 600 yıllık osmanlıca diye bir dil de yok...

bu sebeple, birşeyleri yakalayıp, oradan başka yerlere yürümeye çalışırken, biraz dikkat etmek gerek .

tutun ki, kürtçe en eski dil,
ee ne olacak, ne var bunda,
kürtlerin bugünkü haline bakarım ben, ve eklerim ,
dünyada en eski kavim olarak ortaya çıkan kürtler, binlerce yıl geçmesine rağmen nasıl oldu da başındaki ağalık, aşiret düzenini hala bir türlü yıkamadı .
bunun verilecek hiçbir mantıklı cevabı yoktur .
dili eski olup, çok eskiden beri varolsa ne olacak ?

o sebeple bu gereksiz konulardan mümkün olduğunca kaçınmak gerekir .
devamını gör...

bazı zamanlar olur ki o narsist kişi bir akrabanız, işvereniniz, öğretmeniniz, sevgiliniz, belki eşiniz hatta çocuğunuz bile olabilir. uzaklaşmanın mümkün olmadığı zamanlarda muhakkak baş edecek yöntemleri bilmek gerekir.

zor kişiliklerle yaşamak kitabında narsist insanlarla baş etmek için bazı yöntemlerden bahsedilmiştir, önemli gördüğüm başlıkları açıklayacak olursam:

-samimi olduğu durumlarda onu takdir ettiğinizi gösterin: narsistlerin takdir almaya bayıldıkları fakat hiç verici olmadıklarını biliriz. her zaman onları takdir etmek yerine (yani pohpohlamak yerine) samimi davranışlarına karşılık samimi teşekkürümüz iki tarafa da fayda sağlar.

-ona başkalarının tepkilerini açıklamaya çalışın: narsist kişiler güvensiz olduklarından ve her insanı da yetersiz gördüklerinden, eğer narsist kişiyle bir bağ kurabildiyseniz diğer insanların niyetini ve bakış açılarını açıklamaya çalışmak onlara yardımcı olacaktır.

-sadece zorunlu eleştirileri yapın ve çok açık olun: bir narsiste "egoist" demek çok yersiz ve boş bir eleştiri olacaktır. bunun yerine daha spesifik bir konuda, suçlayıcılığı şiddetli olmayan eleştirilerde bulunulmalıdır. "bana haber vermeden şunu yapmanı istemiyorum" gibi. çünkü gereksiz eleştiriler alıngan narsistler üzerinde tehlikelidir. nadir ama önemli eleştiriler yapılmalıdır.

-kullanılma girişimlerine karşı dikkatli olun: bir narsistin en başta narsist olduğunu anlamayabilirsiniz. hatta bazı narsistler en başta çok iyi ve hoş olsalar da sonradan gerçek yüzlerini gösterirler. her övgüyü ve iyi davranışları hak ettiklerini düşündükleri için de insanları kendilerine verilmiş bir hak gibi kullanırlar. bu kullanma girişimlerine dikkat edilmelidir.

kaynak: lelord f., & andre c. (1996) ''zor kişilikler''le yaşamak, iletişim yayınları, pp.129-137.
devamını gör...

profilinde paylaştığı incelikli sözü ile beni on ikiden vurmuştur.
"bir avuç toprak biraz da suyum ben, neyim ile övüneyim ki işte buyum ben'
nahif bir yazarla karşı karşıyayız. yazmalarınız daim olsun..
devamını gör...

yaptığı her işin hakkını vererek oynayan tiyatro, dizi ve sinema oyuncusu.

şimdilerde alev alev daha önce avlu dizisi ile severek izlemiştim. oyunculuğu zaten mükemmel. bu iki dizi haricinde asıl en sevdiğim işleri;” bir kadın bir erkek” ve “bir kadın bir erkek iki çoçuk” idi. demet evgar ” zeynep”, emre karayel’ de “ ozan” karakteri ile diziye hayat vermişlerdir. dizi zaten iki kişilik diğer oyuncuların sadece sesleri var. çoçuk serisinde de +2 çocuk ekleniyor. canım sıkıldıkça açar açar izlerim hala bilmem kaçıncı tekrarlarını. unutmadığım bölümlerden biri düğün günleri diğeri de zeynep’in doğuma girdiği bölüm. bipli bipsiz anlarda oluyor tabi.
devamını gör...

türkçesi ışın kılıcı olan, star wars evrenine ait, ışıklı mışıklı kılıçtır. kırmızı, mavi, yeşil, sarı, mor, siyah, beyaz ve gümüş renklerde varyasyonu olabilir. hepsinin de ayrı anlamı vardır.

elbette yakın zamanda gördüğümüz farklı bir formu da, mızrağı andıran ortadan tutamaçlı, çift taraflı kylo ren lightsaber'ıdır.
devamını gör...

an itibarıyla sevgili coldboy ve sevgili supportgirl'ün çocuk istismarı hakkında konuştuğu ders niteliğinde yayındır. ağzınıza sağlık.
devamını gör...

dediğiniz kimse olmasın şu hayatta. anneniz babanız bile. sakın unutmayın ,kimseye muhtaç değilsiniz bu hayat yolculuğunda.
devamını gör...

artık bırak geçmeyi, üzerine yazılıp çizilenleri bile okumaktan imtina ettiğim yer haline gelen caddedir. (eski ismiyle cadde-i kebir)
6-7 yıl öncesine kadar gitmekten kısmen keyif aldığım, caddenin kendisinden çok ara sokaklarına dalıp çıktığım, nevizade biteli zaten çok olmuştu ama en azından asmalımescit ya da tünel geçidi gibi yerlerle sokakta insanları yaşadığım bölgenin, gezi olaylarından sonra intikam alınırcasına bitirilmeye çalışılmasını ibretle izledim.

ilk önce caddenin ortasına hançer gibi saplanan avm ile başladı her şey, bu avm caddenin müşteri kitlesinde büyük değişiklik yarattı. avm'lerden hoşlanmayan bohemler inceden uzaklaşmaya başladılar. taksim'den girip sallana sallana aşağı süzülen insanlar bu avm yüzünden arka taraftan tepebaşı'na gelip odakule'den giriş yaptılar ve galatasaray lisesinden yukarıda kalan kısım evrimini hızlandırdı. artık daha çok arap turist, daha az bohem tayfa vardı.

zamanla liseden tünel'e kadar olan kısım da bozulmaya başladı. arap turistin girdiği her yere peşinden gelen yalellisi ve nargilesinin dumanı tünel tarafının semalarını kapladı ve gelen sokağa masa atma yasağıyla asmalımescit/tünel tarafı tamamen paralize oldu.

bu bölgenin müşterisi içeride sigara,dışarıda masa yasağına kendince eline birasını alıp kapı önünde ayakta durarak bir çözüm bulmaya çalıştı ama bu da bir yere kadardı. mekanların masa sayısı azalınca fiyatları yükseldi, yükselen fiyatlar müşteriyi azalttı. zaten can çekişen hava iyice bozuldu ve insanlar alternatiflere yönelmeye başladılar. (kuledibi, beşiktaş,kadıköy gibi)
karaköy'ün eskiden izbe olan, geç saatlerde geçmekten çekineceğiniz esrarcı yuvası arka sokaklarındaki fırsatı gören uyanık işletmeciler bu bölgede alternatif mekanlar yarattılar ve müşteriyi şimdilik çektiler. tıpkı bir zamanlar asmalımescit sokaklarının travesti ve torbacı yuvası olması daha sonra yavaş yavaş bu bölgenin açılan mekanlarla temizlenmesi gibi karaköy de bu değişimi yaşıyor.

istiklal caddesi benim için ilkokulumun bulunduğu yerdir. sabahın erken saatinde taksim meydandan girip tünel'e kadar yürümek, yolda fransız konsolosluğunun önünden geçmek ,atlas pasajının kapısından bakmak, atlas sinemasının henüz bölünmemiş çok büyük salonunda film izlemek, odakule'nin önünden geçerken henüz istanbul'da hiç gökdelen olmadığı için saf saf yüksek binaya bakmak, s.s.c.b (o zamanları adı) konsolosluğunun kapısında bulunan vitrindeki uzay fotoğraflarına bakmak, çiçek pasajına çaktırmadan girip bira içen insanları seyretmek, meşhur galatasaray büyük postaneye girip o yüksek tavana kocaman açılmış gözlerle şaşırarak bakmak, haşet kitabevinden okul kitaplarını almaktı.
okulum rus konsolosluğu ile tophane'ye inen yokuş arasında olduğu için ilerleyen zamanlarda ortamlardaki insan türü durumuna göre "olum benim okulum bile tophane'deydi biz tophane çocuğuz ya da dostlar okula giderken istiklal caddesinin hüzünlü güzelliği içinden geçerdik biz" demekti.

galiba o ruhu 1996'da eşkıya filmi gösterime girdiği ilk haftanın pazar günü 16:00 seansında çok uzun bir bilet kuyruğunda bekleyip zar zor bilet alabilmem, filmi emek sinemasının salonunda merdivenlerine oturarak seyrettiğim günden sonra kaybettim. bir daha asla o tadı alamadım. hep yavaş yavaş aşağı ivmeyle keyfi azaldı.
artık cadde ölmüştür, ruhu şad olsun.
devamını gör...

kendisini ve bir kaç yazarı daha örnek gösteriyorum. tanımlama konusunda... tabii ki kimse anne karnında yazarlığı öğrenmiyor. olabilir. fakat bu yazarımız ve gözüme kestirdiğim tanımlama konusunda kendini yetiştirmiş yazarlarımız iyi ki var.
*
devamını gör...

peyker yine mi hamile?
devamını gör...

olabilir.
devamını gör...

tebrik ederiz helios, yeni görevinde başarılar. sarı renk güzel duruyor.
devamını gör...

12 eylül öncesi bulgaristan'daki sigara fabrikasından kaçak ürünler türkiye'ye sokulurmuş. 12 eylül'den sonra "madem kaçak içiliyor, serbest bırakalım, vergisini alırız" diyerek kaçak sigaraya vize verilmiş.
devamını gör...

bir grup insan.

almak istediğim herhangi bir şey olmadığından otomatikman birikiyor. olur da kategori ekleme olayı karma puanı ile yapılabilen bir şey haline falan gelirse, o zaman harcarım.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim