normal sözlük yazarlarının içini ısıtan şeyler
yağmur.
devamını gör...
hattuşaş
hititçe yazımı: 𒌷𒄩𒀜𒌅𒊭 (ḫattuša) şeklinde olan antik kenttir.
ege'den anadolu'ya, kuzey suriye'ye ve fırat nehrine kadar uzanan hititlerin bu başkentinin kalıntıları, mö 2000 yıllarına kadar uzanmaktadır.
arkeologlar hala hititler ve başkentleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için hala çalışmaktalar. şimdiye kadar yapılan kazılarda, topluca boğazköy arşivi olarak bilinen kil tabletlerden oluşan geniş kraliyet arşivleri bulunmuştur. tabletlerde dönemin resmi yazışmaları, sözleşmeleri, hukuk kuralları, tören prosedürleri, kehanetleri, barış anlaşmaları ve edebiyatı yer alıyor. kapsamlı kil belgelerine ek olarak, antik başkentte çeşitli büyük heykeller de keşfedilmiştir.

bu alan, önemli kentleşme belirtileri, çeşitli inşaat türleri ve gerçekten çok büyük ve heybetli olması gereken aslanlı kapı ve kraliyet kapısı gibi süs yapıları ile ünlüdür. şehir, 8 km uzunluğunda şehrin her yerinde bulunan eski surlar ve şehri farklı bölgelere ayıran surlar olmak üzere büyük bir surla çevriliydi. şehir, bir çift duvar, 100'den fazla kule ve zengin bir şekilde dekore edilmiş aslanlı kapı, krallar kapısı ve sfenks kapısı dahil olmak üzere 5 kapı ile yoğun bir şekilde tahkim edilmiştir. yukarı şehir'in bazı duvarları, hitit imparatorluğu'ndan bilinen en uzun hitit hiyeroglif yazıtına sahiptir.

şehrin başka yerlerinde, en iyi korunmuşları aşağı şehir'de bulunan tapınak kalıntıları vardır. büyük tapınak, mö 13. yüzyıla kadar uzanır ve şehirde bulunan en büyük tapınaktır.

alan üzerinde yapılan değerlendirmeler ve alanın önemi ve bölgedeki rolü, nüfusun 50.000 civarında olabileceğini düşündürmektedir. şehir içi muhtemelen toplam nüfusun üçte birini barındırıyordu. konutlar kereste ve kerpiçten yapılmış ve bu nedenle alandan kaybolmuştur. boğazköy arşivi'ndeki kil tabletlerde, sıradan hititlerin yaşamı ve zamanları hakkında ipuçları bulunmaktadır.

kaynak
ege'den anadolu'ya, kuzey suriye'ye ve fırat nehrine kadar uzanan hititlerin bu başkentinin kalıntıları, mö 2000 yıllarına kadar uzanmaktadır.
arkeologlar hala hititler ve başkentleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için hala çalışmaktalar. şimdiye kadar yapılan kazılarda, topluca boğazköy arşivi olarak bilinen kil tabletlerden oluşan geniş kraliyet arşivleri bulunmuştur. tabletlerde dönemin resmi yazışmaları, sözleşmeleri, hukuk kuralları, tören prosedürleri, kehanetleri, barış anlaşmaları ve edebiyatı yer alıyor. kapsamlı kil belgelerine ek olarak, antik başkentte çeşitli büyük heykeller de keşfedilmiştir.

bu alan, önemli kentleşme belirtileri, çeşitli inşaat türleri ve gerçekten çok büyük ve heybetli olması gereken aslanlı kapı ve kraliyet kapısı gibi süs yapıları ile ünlüdür. şehir, 8 km uzunluğunda şehrin her yerinde bulunan eski surlar ve şehri farklı bölgelere ayıran surlar olmak üzere büyük bir surla çevriliydi. şehir, bir çift duvar, 100'den fazla kule ve zengin bir şekilde dekore edilmiş aslanlı kapı, krallar kapısı ve sfenks kapısı dahil olmak üzere 5 kapı ile yoğun bir şekilde tahkim edilmiştir. yukarı şehir'in bazı duvarları, hitit imparatorluğu'ndan bilinen en uzun hitit hiyeroglif yazıtına sahiptir.

şehrin başka yerlerinde, en iyi korunmuşları aşağı şehir'de bulunan tapınak kalıntıları vardır. büyük tapınak, mö 13. yüzyıla kadar uzanır ve şehirde bulunan en büyük tapınaktır.

alan üzerinde yapılan değerlendirmeler ve alanın önemi ve bölgedeki rolü, nüfusun 50.000 civarında olabileceğini düşündürmektedir. şehir içi muhtemelen toplam nüfusun üçte birini barındırıyordu. konutlar kereste ve kerpiçten yapılmış ve bu nedenle alandan kaybolmuştur. boğazköy arşivi'ndeki kil tabletlerde, sıradan hititlerin yaşamı ve zamanları hakkında ipuçları bulunmaktadır.

kaynak
devamını gör...
uzun entrylerin okunmaması
zaman sıkıntısı olan, odaklanamama sorunu olan ve 140 karakterden fazlasını okuyamayanlardan kaynaklıdır.
ben okurum. hatta; ilgimi çeken bir girdinin yazarının bütün yazılarını okurum*. beğendiğimi favlarım, hiç çekinmem*. yazmayı okumayı sevdiğim için buradayım.
ben okurum. hatta; ilgimi çeken bir girdinin yazarının bütün yazılarını okurum*. beğendiğimi favlarım, hiç çekinmem*. yazmayı okumayı sevdiğim için buradayım.
devamını gör...
sermaye düşmanı yazarlara dağıtımın başlaması
oo sermaye düşmanlığı, alırım bi dal,
in sermaye we düşmanlık.
hayırlı okumalar. vitamin olsun.
in sermaye we düşmanlık.
hayırlı okumalar. vitamin olsun.
devamını gör...
eski sevgiliden akılda kalanlar
kova burcu olması. yaptığı gereksiz tripler, çocuksu ve aptalca hareketler.. şimdi düşününce iyi ki yol vermişim diyorum.
devamını gör...
at nalı yengeci
hiç bilmesek de o sağlıklı kalmamız için bize sürekli kan bağışı yapıyor.
bir kepçesinde bile milyarlarca zehirli bakteri bulunan kirli ve sığ sularda yaşamasına rağmen bağışıklık sistemi yoktur. vücudu antikor üretmez.
kanında zehirli bakterileri ve mikropları pıhtıyla çevirdikten sonra etkisiz hale getiren çok değerli bir madde bulunur. işte bu madde ile ilaç, aşı ve benzeri tıbbi malzemeler test edilir. bu, bir şeye mikrop bulaşıp bulamadığını anlamak için en güvenilir test yöntemidir.
sevindirici ki bu canlılardan faydalanırken onları öldürmek gerekmez. kanları % 30 oranında alınıp suya bırakılınca kendilerini hemen toparlayabilirler.
bir yıl boyunca beslenmeden hayatta kalabilen mavi kanlı ve on gözlü bu canlıya bizi sağlıklı tuttuğu için kendi adıma teşekkür ederim.
bir kepçesinde bile milyarlarca zehirli bakteri bulunan kirli ve sığ sularda yaşamasına rağmen bağışıklık sistemi yoktur. vücudu antikor üretmez.
kanında zehirli bakterileri ve mikropları pıhtıyla çevirdikten sonra etkisiz hale getiren çok değerli bir madde bulunur. işte bu madde ile ilaç, aşı ve benzeri tıbbi malzemeler test edilir. bu, bir şeye mikrop bulaşıp bulamadığını anlamak için en güvenilir test yöntemidir.
sevindirici ki bu canlılardan faydalanırken onları öldürmek gerekmez. kanları % 30 oranında alınıp suya bırakılınca kendilerini hemen toparlayabilirler.
bir yıl boyunca beslenmeden hayatta kalabilen mavi kanlı ve on gözlü bu canlıya bizi sağlıklı tuttuğu için kendi adıma teşekkür ederim.
/evrimagaci.org%2Fpublic%2Fcontent_media%2Fbd617145dafd78eaef333c36a4c68458.jpg)
devamını gör...
bab'aziz
yönetmen nacer khemir ait başrollerde parviz shahinkhou ve maryam hamid oynadığı
film, yaşlı bir derviş ile torununun çöldeki hikâyesini anlatıyor. bab'aziz, dervişlerin 30 yılda bir toplandığı yeri bulmak için torunu ile yola çıkar ve hikâye başlar.
yönetmenin "çöl üçlemesi" adını verdiği ilki "çöl gezginleri" ikincisi, "güvercinin gerdanlığı" üçüncüsü, ve en şahanesi ise "bab'aziz" dir. (büyük kapı anlamına gelen bu filmde, andre gide'in "dar kapı"sına herhangi bir atıf var mıdır bilmem? -ki atıf yaptığı bunca eser göz önünde bulundurulduğunda mutlaka olmalı fikrimce.- fakat gide'nin "aşk erdeme açılan en büyük kapıdır ve bu yolu bulabilen insan çok azdır." sözü; tunuslu çöl aşığı bir yönetmenin elinde ancak bu denli efsaneşebilirdi.)
film, muhyiddin ibn arabi, mevlana, feridüddin attar ve ibn hazm gibi sufi düşünürlerin fikirlerinden esinlenilmiş, eserlerinden birebir alıntılanmış birbirinden etkileyici şiirsel diyaloglardan oluşmuştur. kuzey afrika kültürüyle iç içe geçmiş sufizmi ve bu coğrafyadaki bizim bildiğimizin, bize dayatılanın çok ötesinde bambaşka bir islami kültürün en çarpıcı örneğidir fikrimce. zira bunu yönetmenin, "benim babamın dini böyle bir din değil, ben bu film ile babamın alnındaki lekeyi temizlemek istedim!" sözünden anlamak mümkün. filmdeki karakterlerle sembolize edilen değerler incelendiğinde ise yönetmene hayran olmamak mümkün değil.
müzikleri armand amar'a ait olan filmin en hayran olunası sahnesidir ise;
film, yaşlı bir derviş ile torununun çöldeki hikâyesini anlatıyor. bab'aziz, dervişlerin 30 yılda bir toplandığı yeri bulmak için torunu ile yola çıkar ve hikâye başlar.
yönetmenin "çöl üçlemesi" adını verdiği ilki "çöl gezginleri" ikincisi, "güvercinin gerdanlığı" üçüncüsü, ve en şahanesi ise "bab'aziz" dir. (büyük kapı anlamına gelen bu filmde, andre gide'in "dar kapı"sına herhangi bir atıf var mıdır bilmem? -ki atıf yaptığı bunca eser göz önünde bulundurulduğunda mutlaka olmalı fikrimce.- fakat gide'nin "aşk erdeme açılan en büyük kapıdır ve bu yolu bulabilen insan çok azdır." sözü; tunuslu çöl aşığı bir yönetmenin elinde ancak bu denli efsaneşebilirdi.)
film, muhyiddin ibn arabi, mevlana, feridüddin attar ve ibn hazm gibi sufi düşünürlerin fikirlerinden esinlenilmiş, eserlerinden birebir alıntılanmış birbirinden etkileyici şiirsel diyaloglardan oluşmuştur. kuzey afrika kültürüyle iç içe geçmiş sufizmi ve bu coğrafyadaki bizim bildiğimizin, bize dayatılanın çok ötesinde bambaşka bir islami kültürün en çarpıcı örneğidir fikrimce. zira bunu yönetmenin, "benim babamın dini böyle bir din değil, ben bu film ile babamın alnındaki lekeyi temizlemek istedim!" sözünden anlamak mümkün. filmdeki karakterlerle sembolize edilen değerler incelendiğinde ise yönetmene hayran olmamak mümkün değil.
müzikleri armand amar'a ait olan filmin en hayran olunası sahnesidir ise;
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
normalde sinir bozucu derecede pozitif bir insanken yakın geçmişimde hayatın bana ''aynen aynen'' diyerek vurduğu sillelerle biraz sendelemiştim. bugün çok da saçma bir sebepten uzun bir gülme krizine girdim. hiç gülmediğimden falan değil ama gülmeyi özlemişim. böyle bir şey olabilir mi. oluyormuş.
devamını gör...
karı
az önce kadınlara hakaret olduğunu öğrendiğim kelime. bir tanımda "karı milleti" gibi bir ifade kullanmışım da hakaret sebebiyle silinmiş. kabalık falan anlarım da hakaret! allah razı olsun bu mod arkadaşlardan sayelerinde terbiye görüyoruz. yalnız bir ikaz kendilerine; iyi gidiyorsun kafa sözlük ama tepe taklak gidiyorsun.
devamını gör...
akraba evliliği
mal paylaşımının aile içinde kalmasını isteyen ailelerin yaptığı yada sebep olduğu evliliktir. kadının da bir mal olarak görüldüğü toplumlarda daha yaygındır. sakıncaları vardır.
* ilk sebebi kalıtsal hastalıkların görülme ihtimalinin artmasıdır. akraba olan insanların genlerinde aktarılan hastalıklar da benzer olabilir. anne ve babada var olan ama çekinik kalan hasta genler döllenme ile bir araya gelerek çocukta baskın gen haline gelebilir. anne baba sağlıklı görünür ama bir bakarsınız çocukta akdeniz anemisi var. bir yabancı ile evlendiğinde bu ihtimal daha düşük olduğu için akraba evliliği biyolojik açıdan sakıncalı görülür.
* ikinci sebebi ise sosyal bir etkiye sahip. bir kahvenin bile kırk yıl hatrını görmezden gelemiyoruz, akrabayı kim tutar? akraba arasında kişisel alanı korumak daha zor olduğu için dingonun ahırı gibi bir hayat sürmeye sebep olur, huzur kalmaz.
* bir de tabi unutmamak lazım. kızın eli hamur tutuyorsa daha iyisini bulamayacaklarını düşünerek de ele vermek istemezler. sonuçta onca sene emek vermiş ve yetiştirmişlerdir. huyunu suyunu bildikleri için daha iyi fayda sağlayabileceklerini düşünürler. kurban bayramı'nda babamlar da bu mantıkla kendi baktıkları ineklerden birini keserler mesela, elden alacağın daha mı iyi olacak?*
babannem ve dedem dayı-hala çocuklarıymış ve küçük yaşta evlendirilmişler. babannem babama her öfkelendiğinde "sen akraba evliliği sonucu olduğun için böyle oldun, puuu sana" diyerek hırsını almaya çalışırdı*. canım ailem benim...
akraba evliliği yapmayın demeyeceğim. sonuçta nacizane fikrimi yazdım, isteyen alır götürür. tek söyleyebileceğim şey "ne yaparsan yap, aşk ile yap". pişman etmediğin, sebep olmadığın bir hayat kur ki yüzün gülsün. sen güldüğünde çok güzelsin. ve sen güldüğünde dünyalara bedelsin.
* ilk sebebi kalıtsal hastalıkların görülme ihtimalinin artmasıdır. akraba olan insanların genlerinde aktarılan hastalıklar da benzer olabilir. anne ve babada var olan ama çekinik kalan hasta genler döllenme ile bir araya gelerek çocukta baskın gen haline gelebilir. anne baba sağlıklı görünür ama bir bakarsınız çocukta akdeniz anemisi var. bir yabancı ile evlendiğinde bu ihtimal daha düşük olduğu için akraba evliliği biyolojik açıdan sakıncalı görülür.
* ikinci sebebi ise sosyal bir etkiye sahip. bir kahvenin bile kırk yıl hatrını görmezden gelemiyoruz, akrabayı kim tutar? akraba arasında kişisel alanı korumak daha zor olduğu için dingonun ahırı gibi bir hayat sürmeye sebep olur, huzur kalmaz.
* bir de tabi unutmamak lazım. kızın eli hamur tutuyorsa daha iyisini bulamayacaklarını düşünerek de ele vermek istemezler. sonuçta onca sene emek vermiş ve yetiştirmişlerdir. huyunu suyunu bildikleri için daha iyi fayda sağlayabileceklerini düşünürler. kurban bayramı'nda babamlar da bu mantıkla kendi baktıkları ineklerden birini keserler mesela, elden alacağın daha mı iyi olacak?*
babannem ve dedem dayı-hala çocuklarıymış ve küçük yaşta evlendirilmişler. babannem babama her öfkelendiğinde "sen akraba evliliği sonucu olduğun için böyle oldun, puuu sana" diyerek hırsını almaya çalışırdı*. canım ailem benim...
akraba evliliği yapmayın demeyeceğim. sonuçta nacizane fikrimi yazdım, isteyen alır götürür. tek söyleyebileceğim şey "ne yaparsan yap, aşk ile yap". pişman etmediğin, sebep olmadığın bir hayat kur ki yüzün gülsün. sen güldüğünde çok güzelsin. ve sen güldüğünde dünyalara bedelsin.
devamını gör...
uğur mumcu
doğruları korkusuzca söyleyebilmiş,gazeteci nedir, kime denir? kavramini yaşamıyla tanımını yapmıştır. gerçekten iyi bilmeliyiz, iyi anlamalıyız, özümsemeliyiz. iyi ki vardı, hep var olsun.
devamını gör...
gazyağı
genellikle sanayide kullanılan bir tür petrol ailesinden olan bir maddedir. sanayide pas giderici olarak kullanılır. ayrıca japon sobalarında yakıt olarak kullanılır. kerosen halk dilinde gazyağı diye geçen maddenin daha gelişmiş ve içerik olarak süzülmüş maddedir.
petrol ürünleri içinde yer alan benzin, gazyağı, motorin gibi yakıtların içinde bulunan parafin özellikle dizel araçlarda düşük sıcaklıklarda sıvı akışkanlığını donduracak kadar sıvılık özelliğini kaybeder.. bu açıdan uçak motorlarında dizel yakıt kullanılamaz. parafin dizel yakıta göre az oranda da olsa benzin içinde de bulunur. bu açıdan çok düşük sıcaklıklarda sıvının akışkanlığını kaybetmemesi için kerosen kullanılır. yanıcılığının yanında düşük sıcaklıklarda sıvılık özelliğini kaybetmediği için %20 oranında hava taşıtlarının içine karıştırılır. yanma açısından çok ince olan kerosen saf halde kullanıldığında aşırı sıcaklık ile motorun yanmasına ya da pistonların yatak sarmasına sebebiyet verir. yapısı itibarı ile benzinden daha kalın olan bu yakıt yanıcılığı benzinden daha fazla olduğu için benzindeki oktanı yükseltmek içinde kullanılır.
petrol ürünleri içinde yer alan benzin, gazyağı, motorin gibi yakıtların içinde bulunan parafin özellikle dizel araçlarda düşük sıcaklıklarda sıvı akışkanlığını donduracak kadar sıvılık özelliğini kaybeder.. bu açıdan uçak motorlarında dizel yakıt kullanılamaz. parafin dizel yakıta göre az oranda da olsa benzin içinde de bulunur. bu açıdan çok düşük sıcaklıklarda sıvının akışkanlığını kaybetmemesi için kerosen kullanılır. yanıcılığının yanında düşük sıcaklıklarda sıvılık özelliğini kaybetmediği için %20 oranında hava taşıtlarının içine karıştırılır. yanma açısından çok ince olan kerosen saf halde kullanıldığında aşırı sıcaklık ile motorun yanmasına ya da pistonların yatak sarmasına sebebiyet verir. yapısı itibarı ile benzinden daha kalın olan bu yakıt yanıcılığı benzinden daha fazla olduğu için benzindeki oktanı yükseltmek içinde kullanılır.
devamını gör...
sürüngenler
omurgalı canlılardan, suda ve karada yaşayabilen yılan, kurbağa, kaplumbağa, kertenkele, timsah vb. hayvanları içine alan sınıf.
devamını gör...
duckduckgo
arama sonuçlarını verilerinizle ilişkilendirmeden sunduğu için en saydam sonuçlara ulaşabileceğiniz arama motorlarından biridir.
devamını gör...
kahve ve çikolata ikilisi
her kahve her çikolata ile gitmez. mesela içilen şekerli kahveyse, yanında mutlaka onu dengeleyecek kakao oranı fazla bitter çikolata yenmeli. bu sayede hem kahvenin hem çikolatanın tadını almak olası.
devamını gör...
bir başkadır
şimdi üçüncü bölüm bitti ve direkt sözlüğe koştum . abi siz napıyorsunuz üçüncü bölümün sonundaki sahne ne kadar güzel televizyondan gelen ses babanın horlaması yavaş yavaş koltukta uyuyakalması kendimi odanın içinde hissettim diziyi bitirince tanımımı düzenlerim iyi gidiyor. evet an itibariyle diziyi bitirdim kendimce bir şeyler yazayım yazarım ne de olsa. şimdi diziye gelelim neden bu kadar sevildi neden bu kadar tuttu bu dizi. sebebi bence şu dizi bir toplum analizi biz o ekranda kendimizi seyrettik aslında bir dışavurum izledik insanlar kendi yaşadığı şeyleri gördü dizide . bir başkadır dizisinde gördüğümüz insanlar bizim eşimiz dostumuz tanıdığımız belki yan komşumuz türbanlı arkadaş aynı şeyleri yaşıyor . dedemizin cahil tarafları yok mu ? . çok okumuş dindar kafayı ütüleyen eşimiz dostumuz yok mu. o karakter çok ince düşünülmüş çok güzel işlenmiş adam okuduğu bilgileri paylaşmak kusmak istiyor çünkü çevresinde o bilgileri paylaşabileceği insanlar yok. insan bulunca saçma sapan mantıklı mantıksız kusuyor bütün bilgileri. buraya kadar spolier verdiğimi düşünmüyorum burdan sonra spolier geliyor. --! spoiler !--
--! spoiler !--dizi bize cahilliğin tarafı olmadığını tokat gibi yüzümüze çarpıyor baskının ne kadar büyük bir şiddet olduğunu suratımıza tokat gibi çarpıyor. psikolog hanım okumuş bir insan bu devirde psikolog olmak kolay mı kendisi zeki bir kadın ama türban takan insanlardan haz etmiyor cahil çünkü ne kadar okuduğunun bir önemi yok . diziyi izlerken o evin içindeki çocukları düşündüm o çocukların psikolojisini düşündüm bunlar türkiyede yaşanan vahim durumların bir örneği . karakterleri tek tek incelemeyi çok isterdim ama üşeniyorum. dizi bir süre sonra içinize öyle bir işliyor ki kendinizi tutamıyorsunuz 7. bölümde içinizde olan duygu dışa çıkıyor çünkü karakterler çok gerçek ve çok iyi işlenmiş. mesela psikologla meryemin konuşmasında psikolog ağlamıştı orda o kadar çok sarılmalarını istedim ki ekrana bağırdım sarılın lütfen diye haykırdım . çünkü o ferahlığın gelmesini biz 7 bölüm bekledik 7 bölüm üzüldük . dizi boyunca diyalogları seyrederken zihninizden geçen cümleleri meryem karakteri zaten konuşuyor ama içine konuşuyor kısık sesle o öyle tepkiler verince ekran başında iyi dedin kız meryem diyorsun. o bahsettiğim rahatlama duygusunu yasin çocuğuyla oynarken hissettim çünkü evin içinde olan olaylara o kadar üzülüyorsunuz ki bir süre sonra evin içinde olan en ufak mutluluk belirtisinde tebessüm ediyorsunuz. diziye bir isim verme şansım olsaydı memleketimden insan manzaraları ismini verirdim kesinlikle çünkü gerçekten öyle. birazda işin teknik kısmına gelelim . tek kelimeyle yönetmenin yaptığı işe hayran oldum . çekim teknikleri müziği kullanması doğallığı harika aktarmış bizlere. dizinin sonunun hep monoton bitmesi hayatın da öyle normal akışında devam etmesi çok güzel yansıtılmış. ya hiç mi bu dizinin kötü yanı yok dediğinizi duyar gibiyim tabi ki var. mesela sonu saçma ve aceleye gelmiş gibi geldi bana dizi 7. bölümde bitseydi harika olurmuş gibi düşündüm. bazı karakterler çok güzel yaratılmışken bazı karakterler çok özensiz yaratılmış . tabi ki yönetmenin senaristin böyle bir düşüncesi yoktur bilmiyorum ama bazı sahneler çok tribüne oynanmak için yapılmış gibi geldi bana . onun dışında bahsettiğim gibi gayet güzel bir diziydi. türkiyeyi seyrettik . 6 sene okuyup doktor olup cahil kalan periyi seyrettik. iyi kalpli yasinin çok şefkatli bir yüreği olmasına rağmen ona dayatılan öğretilen maço tavırları egemen tavırları seyrettik. meryem karakterinin yetiştirilme tarzını bunalmışlığını seyrettik içine atmasını seyrettik . imam amcanın evlatlık kızına duyduğu şefkati seyrettik . iyisiyle kötüsüyle cahiliyle bir başkadır benim memleketim işte biz onu seyrettik .
--! spoiler !--dizi bize cahilliğin tarafı olmadığını tokat gibi yüzümüze çarpıyor baskının ne kadar büyük bir şiddet olduğunu suratımıza tokat gibi çarpıyor. psikolog hanım okumuş bir insan bu devirde psikolog olmak kolay mı kendisi zeki bir kadın ama türban takan insanlardan haz etmiyor cahil çünkü ne kadar okuduğunun bir önemi yok . diziyi izlerken o evin içindeki çocukları düşündüm o çocukların psikolojisini düşündüm bunlar türkiyede yaşanan vahim durumların bir örneği . karakterleri tek tek incelemeyi çok isterdim ama üşeniyorum. dizi bir süre sonra içinize öyle bir işliyor ki kendinizi tutamıyorsunuz 7. bölümde içinizde olan duygu dışa çıkıyor çünkü karakterler çok gerçek ve çok iyi işlenmiş. mesela psikologla meryemin konuşmasında psikolog ağlamıştı orda o kadar çok sarılmalarını istedim ki ekrana bağırdım sarılın lütfen diye haykırdım . çünkü o ferahlığın gelmesini biz 7 bölüm bekledik 7 bölüm üzüldük . dizi boyunca diyalogları seyrederken zihninizden geçen cümleleri meryem karakteri zaten konuşuyor ama içine konuşuyor kısık sesle o öyle tepkiler verince ekran başında iyi dedin kız meryem diyorsun. o bahsettiğim rahatlama duygusunu yasin çocuğuyla oynarken hissettim çünkü evin içinde olan olaylara o kadar üzülüyorsunuz ki bir süre sonra evin içinde olan en ufak mutluluk belirtisinde tebessüm ediyorsunuz. diziye bir isim verme şansım olsaydı memleketimden insan manzaraları ismini verirdim kesinlikle çünkü gerçekten öyle. birazda işin teknik kısmına gelelim . tek kelimeyle yönetmenin yaptığı işe hayran oldum . çekim teknikleri müziği kullanması doğallığı harika aktarmış bizlere. dizinin sonunun hep monoton bitmesi hayatın da öyle normal akışında devam etmesi çok güzel yansıtılmış. ya hiç mi bu dizinin kötü yanı yok dediğinizi duyar gibiyim tabi ki var. mesela sonu saçma ve aceleye gelmiş gibi geldi bana dizi 7. bölümde bitseydi harika olurmuş gibi düşündüm. bazı karakterler çok güzel yaratılmışken bazı karakterler çok özensiz yaratılmış . tabi ki yönetmenin senaristin böyle bir düşüncesi yoktur bilmiyorum ama bazı sahneler çok tribüne oynanmak için yapılmış gibi geldi bana . onun dışında bahsettiğim gibi gayet güzel bir diziydi. türkiyeyi seyrettik . 6 sene okuyup doktor olup cahil kalan periyi seyrettik. iyi kalpli yasinin çok şefkatli bir yüreği olmasına rağmen ona dayatılan öğretilen maço tavırları egemen tavırları seyrettik. meryem karakterinin yetiştirilme tarzını bunalmışlığını seyrettik içine atmasını seyrettik . imam amcanın evlatlık kızına duyduğu şefkati seyrettik . iyisiyle kötüsüyle cahiliyle bir başkadır benim memleketim işte biz onu seyrettik .
devamını gör...
annenin ölmesi
ruhun kefeninden önce çürümesi. yaşarken ölmek. bir daha asla eski sen olamama durumu. yazık.
devamını gör...
ilginç etimolojik bağlantılar
sevda,müsvedde sözcükleri sevad yani kara kökünden gelmektedir. müsvedde karalama demektir. sevda ile karanın bağlantısı ise eskiden aşık olunduğunda kalpte gelinciğin ortasına benzer bir kan pıhtısı olduğuna inanılırmış. siyah,yoğun ve acı veren.
devamını gör...