var bizim toplumda böyle saçma düşünceler. "başınızda erkek olsun" ne saçma bir düşüncedir... yanında erkek olsun da, eğer o erkek/ baba artık her neyse seni huzursuz hissettiriyor, psikolojini olumsuz etkiliyor ve zarardan başka bir şey getirmiyorsa neden yanında olsun?

bizim toplumun kendi ayakları üzerinde duran kişilerden hiç haz etmeme gibi bir huyu var zaten. özellikle bu kişi kadın olunca dayanamayıp hemen eleştirecek bir şeyler buluyor, kendilerince tahminler yürütüyorlar. bence bir insanın kendi ayakları üzerinde durabilecekken bir kurtarıcı ya da yanında bir sembol görme ihtiyacı kendisine yaptığı en büyük saygısızlıktır.
devamını gör...

ya ben buralara yabancıyım. birileri yardım edebilir mi bana. yeni geldim de

evet rakıyı da bırakıcam. bak söz veriyorum bırakacağım
devamını gör...

kendi ülkemizde 2. sınıf vatandaşız. suriyelisi, turisti bizden iyi. kendi ülkenin gençleri maddi manevi yıllarını versin. öğretmen adayları kpss saçmalığı yüzünden intihar etsin. doktorlar uzmanlık için tus'la kafayı yesin. bir sürü başka bölüm mezunları işsiz evde otursun. elin ülkesindeki hop diye gelip memur olsun . memurluk sınavı için kurs, özel ders, kitap parası veren insanlar var, psikolojisi bozulup 1 yılını veriyor da kazanamıyor. bir türk öğretmenlik ,memurluk kazansa bile soruşturma vs derken birkaç ay sonra göreve başlayabiliyor, bu kişi 15 günde.
devamını gör...

siz istediniz o zaman bundan sonra direkt olarak tipim değilsin diyeceğim.
devamını gör...

abartılmış bir oyuncu eskisi. daha fazlası değil. zorlama rollerde ortaya çıkan bir şahsiyet. şimdilerde sabah şekeri tadında bir programa görünüyor. günümüz "herbokolog"ları'nın daha bi magazinsel medyatik versiyonu.
devamını gör...

tarih sınavında hiç kopya çekmesem bile 60'ten fazla alacağımı bilmeme rağmen aç gözlülüğümden küçük bir kopya kağıdı hazırlayıp en az 90 almayı kafaya koymuştum. tarih hocasıyla aram çok iyiydi o beni evladı gibi ben de onu annem gibi severdim. neyse bildiğim cevapları yazdım sonra kopya kağıdını elime alıp alttan alttan doldurmaya başladım sınav kağıdını. öndeki arkadaş a4 kağıdının yarısını çantasının altına koymuş çantayı çekip çekip bakıyor hocanın dikkatini çekiyordu, onun yüzünden ben de dikkat çekiyordum. defalarca uyarmama rağmen bildiğini yaptı ve hoca onu fark etti ona doğru gelirken ben de elimde kağıt ile kalıverdim. onun kağıdını aldıktan sonra bana baktı elini açtı ver dedi kağıdı verdim, artık inkar etmek gereksizdi zaten. kağıdı alıp annem gibi gördüğüm tarih hocasına teslim etti. tarih hocası diğer gün derse girince yanına çağırıp neden böyle bir şey yaptın senin böyle bir şey yapmaya ihtiyacın mı vardı dedi. utancımdan cevap vermek bir yana başımı bile kaldıramadım, kendimden tiksindim o an.
hoca affetti ama hala hatırladıkça çok utanırım.
devamını gör...

rus edebiyatının en iyi isimlerindendir. ilk savaş ve barış romanı ile tanıştım çok kalın olmasına rağmen çok kısa zamanda okumuştum gerçekten çok sürükleyicidir. devamında diriliş, insan ne ile yaşar ve anna karenina romanlarını da okuyarak daha bir sevdim ben tolstoy'u. okumadığım bir çok romanı var ama en çok hz. muhammed ile ilgili yazdığı kitabı var onu oldukça merak ediyorum.

başlığı görünce çok sevdiğim bir sözünü de paylaşmadan duramayacağım,

"insanoğlunun değeri bir kesir ile ifade edilecek olursa, payı gerçek kişiliğini gösterir, paydası da kendisini ne zannettiğini. payda büyüdükçe kesrin değeri küçülür.."
devamını gör...

ölen müslüman olunca dünya hep suskun kalır.

dünyanın suskun kaldığı bir vahşet.
devamını gör...

bir oruç aruoba kitabıdır.

yürüme üçlüsünün ikinci kitabıdır. ilk kitabı için (bkz: yürüme) girdiğim tanım için ise #1108937 .
kitap oruç aruobanın felsefi söylemlerinden oluşur. sayfalarca şiirsel metinler. düşünmek için bırakılan boşluklar.

kitap 4 bölümden oluşuyor.

anlama-
rayış

ölüm (de )

yaşam (ki)

felsefe (işte)


genel olarak oruç aruoba tespitleriyle öne çıkıyor. şu şöyledir bu böyledir şeklinde yazıları okuyucuya düşündürtüyor. her bölümden büyük keyif aldım.
tabi yaşam ve felsefe bölümlerine ayrı parantez açmak istiyorum özellikle felsefe yani işte kısmı müthişti.
felsefe kısmı bizle oruç aruobayı ayıran kısım. diğer konularda en azından bilgi sahibiyiz. felsefe kısmında büyük usta nasıl bir felsefeci olduğunu göstermiş.
zaten daha önce dediğim gibi türkiye'de felsefe hakkında konuşabilecek en yetkin kişilerden biridir kendisi.
okurken cidden öyle dediğim ve canımı yakan bol bol tespitler vardı.
hoşuma giden başka kısım ise oruç aruobanın büyük düşünürlerin söylemleri hakkında yorum yapması oldu. mesela bazı sayfalarda bir düşünürün düşüncesi ile ilgili kendi yorumlarını yapmış ve altına o düşünürün adını yazmış.
tabi bol bol oruç aruobanın etkilendiği felsefecileri görüyoruz. özellikle nietzsche, kant ve wittgenstein ağırlıklı şekilde düşüncelerini okuyoruz.
felsefe hakkında nedir ne değildir nasıl yapılmalı gibi sorulara cevap getirmeye çalışıyoruz hem de oruç aruoba yardımıyla.
büyük felsefecilerin hakkında hikayeleri sayfa altında ufak yazılarla okuyup öğreniyoruz.
ölüm ve yaşam hakkında nefis analizleri bize ders oluyor.
ölüm nedir yaşam ne değildir görüyoruz.
bazen başımıza gelen olayları yazdığını görüyoruz ve yutkunuyoruz. altta örnek vereyim hemen.

yaşamında şunları da yaşayabileceksin:

1
birisini, ona söyleyecek bir şey bulamadığın için aramak.

2) birisini, onu artık görmeyeceğini söylemek için beklemek.

3) birisini, onu görmeye dayanamadığın için terk etmek.

neler yaşamayacaksın ki ! )

mesela bunların yazılı olduğu sayfa kalbime tornavida soktu. hepsini yaşamış biri olarak boğazım düğümlendi.

ölüm hakkında dedikleriyle ölüme sarıldım. ölümden korkmamayı gördüm. her bölümden ayrı ayrı keyif aldım. herkese yürüme üçlüsünü tavsiye ederim.

ha bu arada kitap metis yayınlarından yayınlanmıştır.
devamını gör...

sözlüğümüzün renginde olan ajandır, şaka şaka.

orjinal adı ile agent orange, abd'nin vietnam savaşı sırasında vietnam'da viet congluların gizleyebileceği orman alanlarını yok etmek, aynı zamanda gıda kaynağı olabilecek bitkileride öldürmek için hazırdıkları 1962'den 1971'e kadar vietnam'da alçaktan uçurulan uçaklarla havadan püskürttükleri bitki öldürücü ilaçtır. adını saklandığı varillerin üzerinde olan portakal rengi şeritlerden alır. ayrıca beyaz, mor, mavi, pembe ve yeşil ajanlarda savaş sırasında püskürtülmüştür, ancak en meşhuru ajan portakaldır.

karışımında bulunan dioxin denen madde nedeniyle daha sonra vietnamlılarda hamilelerde çok yüksek oranda düşük, cilt hastalıkları, kanser, doğan bebeklerde anormalliklere sebep olmuştur. topraktaki ve sudaki etkisi onlarca yıl daha geçmeyecektir. ikinci dünya savaşında iki atom bombası atan ve dünyada bu konuda tek olan abd, vietnam savaşındaki utançlarından birisine daha bu şekilde imza atmayı başarmıştır.

vietnam savaşında çarpışan abd, avustralya ve yeni zelanda askerlerinin savaş sonrası yaşadıları kanser vakalarında da bir numaralı suçludur. vietnam gazileri daha sonra abd hükümetine bunun için dava açmış ve tazminat kazanmışlardır.

konu ile ilgili kısa sayılabilecek belgesel:
devamını gör...

(bkz: sözlükte çıkacak ilk tartışma)
devamını gör...

nerelerde geziyorsan ona göre reklam çıkıyor.

bana diyanetin sattığı tespih ve seccade reklamı çıkıyor.
devamını gör...

1935 istanbul doğumlu türkan saylan doktor, akademisyen, eğitimci, yazar ve çağdaş yaşamı destekleme derneği 'nin eski başkanıdır. 18 mayıs 2009 tarihinde istanbul' da vefat etmiştir.
devamını gör...

yazılı veya düşünsel olarak yaşayacağı hayatı kısa, orta ve uzun ölçekli planlar dahilinde yaşamaktır.çoğu kişi plansız yaşadığını iddaa etse de aslında yaptıkları kısa ölçekli planlarla devam etmektir. istisnalar kaideyi bozmaz (bkz: sagopa kajmer)*.
planlama işlemini daha düzenli ve rutin haline getirmiş kimselerse daha çok not alarak ve çeşitli planlayıcılar kullanarak bunları düzenler. hayatı planlı olarak yaşayan kişi aslında bir çeşit tasarruf girişimine başlamış kişidir. planlanan zaman bir süre sonra zaman kaybını boş geçirilen vakitin sınırını azaltacaktır. boş vakitten kast ettiğim dinlenmek, mental olarak toparlanmak değil bu süreler de planınız içerisinde barınabilir sonucunda. boş vakit olarak bahsetmek istediğim şey genel olarak fark etmeden elimizden akıp giden zamandır. aynı anda birden fazla işi bitirebilmek varken veya bir işi yapıyorken başka işle ilgilenmek o işin performansını düşüyorüyorsa bunların farkına varmak ve bir düzen kurmaya çalışmaktır. misal kitap okumak isteyen birisi zamanı olmadığını iddaa eder fakat otobüslerde veya duraklarda okuduğu kitaplarla senede 100 kitap okuyan arkadaşlarım var , veya bir arkadaşım günlük instagram kullanım süresini kısıtladığı günden beri daha fazla sosyalleştiğini kitap okuduğunu akademik hayatında hızlı bir ilerleme kaydettiği örneğini vermişti . tabii verdiğim bu örnekler küçük çapta farkına varılmış sorunların düzenlenmesinden doğmuş faydalar. fakat ben size burada haftalık ders programı gibi plan yapmayı örnekleyemem , haddim değil. bunun için çeşitli teknikler araştırabilir yada kendinizi nasıl rahat hissedeceğiniz düşünüyorsanız öyle bir teknik bulabilirsiniz..
devamını gör...

güzel ülkemi bataklığa soktu, bir daha çıkartmamak üzere.
devamını gör...

ülkemizde yok artık, yuh, vay anasını gibi şaşırma durumlarında söylenen sözün karşılığına gelen batılı ülkelerdeki şaşırma sözcüğü.
devamını gör...

okulun ilk haftasında oryantasyon programında, bir gün boyunca toplulukların tanıtımları yapılıyordu. türk müziği topluluğuydu zannedersem ismi ya da klasik türk müziği topluluğu da olabilir, tanıtım sırasında çok yakışıklı bir bey kanun çalıyordu. ben tabi hemen aşık oldum. ilk tanışma toplantısına gittim. kanun çalmak istiyorum dedim. bu istekle giden 4 kişi vardı toplamda ve perşembe günleri akşamüstü dersler olacaktı. ilk derse gittim, tabi hemen çocuğu soramıyorum, zannediyorum ki o çok tatlı bey gelip bizlere kanun çalmayı öğretecek. neyse ilk dersin sonunda çay içip, sohbet ederken sordum ''tanıtım günü kanun çalan biri vardı, ne de güzel çalıyordu, acaba o nerede'' diye bir ağız yokladım. aldığım skandal cevap ile yıkıldım, beyefendi makine mühendisliğinden mezun olup, amerikada master programdan kabul almış ve gitmiş. hayal kırıklığına uğradım ama kanun konusuna gelecek olursak, notaları öğrendim. öğreten tatlı hocam ise solakların her zaman daha iyi kanun çalabildiğini söylenmişti. üzerine fazla düşmedim fakat ileride bir kanun almayı düşünüyorum.
aşkın kanununu yazarım belki yeniden.
devamını gör...

ortamı oluşturan, ekosistemin işleyişine etki eden ve canlı olmayan her şey abiyotik faktörlerdendir. fiziksel ve kimyasal unsurlardan oluşurlar.

--- alıntı ---
büyüme, bakım ve üreme açısından canlıları etkileyen fiziksel koşulları ve cansız kaynakları içerir. kaynaklar, bir organizmanın gerektirdiği ve tüketildiği veya başka bir şekilde diğer organizmaların kullanımına sunulmadığı ortamda madde veya nesne olarak ayırt edilir.
--- alıntı ---

sıcaklık, ışık örnek gösterilir.

edit: örnek düzenlemesi.
devamını gör...

bir sözlüğe içimizi dökme açlığımıza derman olmuştur, alternatifinde çaylak gezerken burada ciddiye alınmak hoşa gitmiştir. tanım patlaması yaşıyorum sayın sözlük, çok doluymuşum durduramıyorum.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim