ben çekmedim ama dün bana hediye gelmişti, sayılır di mi bu da?*

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kendi hayatımızı aydınlattığımız sahne ışıklarının insanların da bize yansıttığı yanılgısıdır. kendine çok fazla değer biçen, kendi dünyasıyla hemhal birisi, başkalarının da kendisini aynı şekilde önemsediği varsayımına kapılabilir.
devamını gör...

beş duyu organından biriyle algılayamadığımız, var olduklarını hislerimizle ve düşünce yoluyla bildiğimiz kavramlar soyut isimlerdir.
devamını gör...

« aujourd’hui, maman est morte. ou peut-être hier, je ne sais pas. » (bugün annem öldü. belki de dün, bilmiyorum.)
(bkz: albert camus) - yabancı
devamını gör...

(bkz: ben insan değil miyim)
devamını gör...

gurk yatan tavuğumuz kendisi gibi 4 tane siyah civciv çıkardı.

bir avuç mutluluk. minicik. (dördü birden bir avuç yapıyor ama ancak birini alabildim) *
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

edit: 3 kaldılar. annesi gece birini ezmiş sanırım. *
devamını gör...

ben daha çok benimle konuşurken başkalarıyla konuşuyor mu, konuşuyorsa kimlerdir acaba, onlarla konuşurken daha çok mu keyif alıyordur gibi sorulara gark oluyorum.

ana konuya gelirsek seviştiyse geçmişte kalmıştır. yeni bir gelecek için geçmişe odaklanamayız.
devamını gör...

yeterli, yetecek ölçüde olmak anlamına gelir. bardağına bir içecek doldurduğunuz kişinin söylediği, daha bardak dolmadan aniden durmanızı sebep olan sözcüktür. ince "a" ile telafuz edilmediğinde anlamını yitirir. kağıt derken kullandığımız "â" ile kullanmalısınız. sanırım bu kadar açıklama kâfi.
devamını gör...

kişinin bir anda kendini çok iyi hissederken, bir süre sonra içine kapanık bir hale gelmesine neden olabilir. bipolar bozukluk, kişinin manik depresyon tanımına da uyan ruh hallerine bürünmesine sebep olabilir. bu nedenle hastalığa tanı konma aşamasında, psikologlar tarafından yapılacak değerlendirme büyük önem arz etmektedir.
bipoların en belirgin özelliği kişinin ruh halinin uçlarda olmasıdır. bipolar bozukluk en yüksek seviyedeyken kişi hiperaktif bir ruh haline bürünür ve kendini çok mutlu hisseder. fakat depresyon haline büründüğünde ise dış dünyaya kendini kapatabilir ve hatta intihar eğilimi gösterebilir.

bipolar bozuklukta duygu durum atakları ileri seviyede değilse eğer yılda birkaç defa meydana gelebilir. çoğu insan duygu durum bozukluklarını fark edebilirken, ileri seviye bipolar bozukluğu yaşayanların bu durumu kendi kendine fark etmesi zordur.

bipolar bozukluk genetik aktarımla geçebileceği gibi, sonradan travmalar bağlı olarak da gelişebilmektedir. depresyondan şikayetiyle doktora giden kişilerin birçoğu gerçekte bipolar bozukluk yaşar.
devamını gör...

milli mücadelenin en önemli isimlerinden biri olan halide edip adıvar tarafından yazılan ve milli mücadele dönemini konu alan romanıdır. romanda, milli mücadele’nin karşısında olan veya bu konuda acizlik gösteren insanlar eleştirilmektedir.
not: roman, afyon ilinin bir kasabasında öğretmenlik yapan aliye öğretmenin yaşadıklarını konu almaktadır. yunan işgaline sessiz kalan türklerin yoğun bir şekilde eleştirildiği bu eserde, dönemin anadolu insanının fakirliğini de çapıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir.
devamını gör...

parkinson hastalığı motor özelliklerine ek olarak tekrarlayıcı görsel halüsinasyonlar ile karakterize demans tablosudur.
devamını gör...

hafta içinin hafta sonu derler çarşamba'ya. bir de bu çarşamba 19 mayıs gibi özel bir güne denk geldi. değmeyin keyfimize arkadaşlar.**
biz yine dışınızdaki irlandalı ile bu akşam saat 21:00'de radyoda olacağız.
konumuz duygusal ilişkiler bağlamında ilgilendiğimiz cinse önerilerimiz olacak.

"yahu onu öyle yapmasaydın keşke" diye kafanızdan geçirdiklerinizi toplayın gelin. biz de bu başlık altındaki öneriler ve naçizane kendi deneyimlerimizi paylaşarak güzel bir playlist eşliğinde sizlere sunalım. ne dersiniz?
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
çok severek bu haftaki konseptimiz için kullandığımız afiş çalışması için sevgili radyo yöneticimiz gomercan'a teşekkür ediyoruz.
devamını gör...

100 bin tane yazar olup da 500 aktif yazar olacağına 1.000 tane yazar olsun 500'ü aktif olsun. kaliteli içerik bence daha önemli.
devamını gör...

türkçeye şikago mezbahaları diye çevrilen muazzam bir upton sinclair eseridir. sel yayıncılık tarafından yeniden basılmıştır. yazar upton sinclair, eseri yazmadan evvel gözlem yapmak adına gizlice mezbahalarda çalışmıştır.

kitap; sendikal faaliyetin henüz gelişmediği, iş güvenliğinin ve işçi haklarının bulunmadığı vahşi ve ahlaksız kapitalist düzenin hüküm sürdüğü şikago günlerinde geçmektedir. nasıl ki domuzun çığlığından başkaca her şey et tröstü tarafından kullanılıyorsa, işçilerin çığlığından başkaca her şey de kapitalist düzen tarafından kullanılmaktadır. her ne kadar kitabın son bölümlerinde işçilerin, kapitalist düzen bandında birer domuzdan farksız olduğu kör göze parmak şeklinde açıklanmışsa da enfes bir eserdir. okumakta fayda vardır. kitabın anlattığı dönem ve yaratılan atmosfer bana biraz boardwalk empire havası verdi. 1900'lü yılların amerikası'na ilgi duyanlar hem kitabı okuyabilir hem de diziyi izleyebilir.

kitap içerisinde şöyle mükemmel bir pasaj barındırır;
"ruhu öldürenlerin karşısında bedeni öldürerek cinayet işlemek nedir ki? diye soruyordu peygamber. jurgis ruhu cinayete kurban gitmiş, umut ve mücadele etmeyi kesmiş bir adamdı; yozlaşmayla ve hırsla uzlaşmış biriydi; şimdiyse ansızın, tek bir korkunç çırpınışla, acı ve korkunç gerçek gözlerinin önüne serilmişti! ruhundaki sütunlar çöküyor, gökyüzü aralanıyordu sanki; kan çanağı gibi gözlerle, yüzünde mosmor çıkmış damarlarla, yumruklarını havaya kaldırıp ayağa kalkarak vahşi bir hayvan gibi, çılgınca, tutarsız, manyakça çığlıklar attı. artık sesi çıkmadığında bile nefes nefese öylece durup hırıltılı bir sesle kendi kendine fısıldamaya devam etti; şükürler olsun! şükürler olsun! şükürler olsun!"
devamını gör...

mesele sayi degil yegen, mesele raylara iple baglanmis kisilerin kimler oldugu...
devamını gör...

daha önce bir empati sanatçısı olduğumu söylemiştim. hisleri ve auraları algılayabilmek ve tanımlayabilmek için empati konusunda master level olmalısınız.

günlük hayatta pek çok insanla etkileşime geçeriz, bazılarının yanında iyi yada pozitif şeyler hissederken, bazı insanların yanında ise kötü yada negatif hislerle dolarız.

buna kendini kötü hissetmekte diyebiliriz. bu hissiyat iki aşamadan oluşur; birincisi yanında olduğunuz kişi hakkındaki ön yargılarınız, ikincisi onun sizin hakkında olduğu varsayılan ön yargıları.

dışarı nasıl bir imaj veriyorum kaygısı ve karşımdaki beni x biçimde algılıyor olabilir endişesi. bu denklemleri çoğunuz analiz etmiştir. işin birde algı düzeyini yükseltmek var. daha yüksek bir eşikten olayları gözlemleyebilmek için, o an hissedilenleri organize bir şekilde tanımlayıp çözümlemeliyiz bu yetenek otomatik bir yeti haline geldiğinde insanların yanında hislerinizi görüyor yada kokusunu tanıyor ve ayırt ediyor gibi algılamaya başlarız.

işin aslına ve doğru kavramlarla yeniden tanımlamaya başlayabiliriz. insanların aurasını yani etrafındakilere yansıttığı şey hisler değil düşüncelerdir. bunlara iyi kötü pozitif negatif demek yerine önyargılar ve endişeler diyebiliriz.

misal "x kişisinin yanındayken çok kötü hissediyorum, beni küçük görüyormuş gibi tavırları var" yada tam tersi " x kişisinin yanında çok iyi hissediyorum bana güvendiğini düşünüyorum."

ilk örnekte, karşısındakinin tavırlarını küçümseyici bulmaktan doğan bir huzursuzluk yani endişe var, bunun alt metninde "ben küçümsenecek biri değilim, bana böyle olduğumu hissettiriyor, değersiz biri gibi görünmek endişe verici" gibi bir mesaj var.

ikinci örnekte, karşısındakinin kendisine güvendiğini düşündüğü için yanında iyi hissetme durumu var. burda ise ön yargı yada ön kabul var. alt metninde ise, "insanların bana güvenmesi fikri bana iyi geliyor" gibi bir mesaj var.

özetle, yanınızdaki insanın sizin hakkınızdaki muhtemel fikirleri sizin auranız oluyor. sizin yanınızdaki insan hakkındaki fikirlerinizde onun aurası oluyor.

her insan çevresinde karşılaştığı insanlar hakkında eylemlerden ve dış görünüşten bir takım çıkarımlar yapar ve kafasında o insanlar hakkında yargılar oluşturur. bunu neye göre yaptığı kişiseldir ve konumuzun dışındadır. bir takım insanlar hakkında da endişeler duyar. bunun sebebi ise kendi yaptığı şeyi diğer insanlarında yaptığını bilinç düzeyinde olmasada iç güdüsel olarak bilir. bu akıl okumaya benzeyen bir yetidir fakat bilinçli kullanılmaz. kendini onun yerine koyup onun gözünden kendini yargılamak ve tanımlamak ön yargılara veya endişelere sebep olur.

hayli karmaşık bir denklemler yığını olduğu için anlamlandırmanız biraz güç olabilir. işte bu cümle anlattığım her şeyi özetleyen bir cümle oldu. anlattıklarımı karmaşık bulacağınızla ilgili ön yargılarım ve endişelerim olduğunun bir göstergesi. bu yetenekte ustalaşmak bir hayli pratik gerektiriyor içgüdüsel mekanizmaları bilinç düzeyine çıkarıp daha derin analizler ve gözlemler yapabilirsiniz bunun yanında kendinizi gözlemleme fırsatınızda olur.
devamını gör...

insanoğlu doğaya zarar vererek kendi sonunu hazırlıyor.
devamını gör...

çocukluğumda abimle olan muhabbetlerimin çoğunluğunu oluşturan sorunsal. tam güzel bir uyku çekeceksindir, ranzanın üst katından gelir bir soru... bir kere "anlat" ya da "anlatma" dediyseniz eyvah her şekilde yanlış yaptınız demektir. ipin ucu kaçar. gece parlayan, fosforlu dinozor kafalarının aşağıya iple sarkıtıldığı, "sana bir dinazor masalı anlatayım mı? " sorusuna evrilmişliği vardır bu sorunsalın.
günümüzdeki bir çok sorunsala karşı duyarlılık kazanmamı sağlayan ilk sorunsalımdır.
devamını gör...

gelişmiş ülkelerde en sık rastlanılan jinekolojik kanserdir.
özellikle yaşlı,postmenopozal kadınların hastalığıdır.jinekolojik kanser içinde prognozu en iyi olan kanserdir.
2 tipi vardır:
tıp 1 endometriyum kanseri:daha sık görülür. östrojen bağımlıdır.östrojen ve progesteron reseptörleri genellikle pozitiftir.iyi histolojik tip ve düşük gradelidir.
pten gen mutasyonu ve mikrosatellit instabilite de bu tipin göstergelerindendir.
tip2 endometriyum kanseri daha çok yaşlılarda görülen,östrojenden bağımsızdır.kötü histolojik tip(berrak hücreli karsinom,papiller seröz karsinom)
prognoz kötüdür genellikle p53 mutasyonu içerir.
devamını gör...

gerekmeyen alternatif yollardır.

açık açık söylenebilir ama cinsiyetinize dikkat edin yoksa kahveye girip "mahmut ocaktan bi ıhlamur ver topraaam, çok kötü regl olmuşum" derseniz acayip dövüyorlar, öyle böyle değil.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim