18 yaşından küçük sözlük yazarları
onların yaşındayken bana hep ''keşke senin yaşında olsamda işte şu kadar borcum olsa, vallahi razı olurdum'' derlerdi. şimdi dönüp bakıyorum da geriye; evet bende çok isterdim o yaş gurubuna dahil olmayı ama borçsuz(gülücük) kıymetini bilin sevgili kardeşlerim. sizin bizden ve bizimde sizden öğreneceğimiz çok şey var. kaleminiz tükenmesin. yazın ha yazın.. sağlıcakla kalın. selamlar
devamını gör...
başak burcu kadını
mikemmel olan kadındır.
yükseleni aslan olan ise ütopyadır.
like me.
yükseleni aslan olan ise ütopyadır.
like me.
devamını gör...
türkiye'de tartışma kültürü
“gerçeklere inanmayanlarla tartışmak yararsızdır; çünkü onlar insan değil, taştır” der epictetos.
hazırlık sınıfında oxford üniversitesi mezunu ingiliz hoca, ingilizce bir deyimin anlamını açıklarken ukala bir öğrenci o deyimin o anlama gelmediğini söyler.
hoca açıklamayı yapar ama öğrenci yanlış bildiğini savunmakta ısrar eder.
ingiliz hoca ertesi gün kaynakları da sınıfa getirip açıklama yapar. bizzat oxford’taki dilbilimcilere de danıştığını anlatır.
ama ukala öğrenci “onlar yanlış biliyor, ben bilirim, doğrusu bu” diye ısrarını sürdürünce diğer öğrenciler gülmeye başlar.
oxford üniversitesi’nin 1096 senesinde kurulmuş ve ingilizce konuşulan dünyanın en eski üniversitesi olduğunu da hatırlatayım.
ingiliz hoca türkiye’de ders vermeden önce türkçe’yi de çok iyi öğrenmiştir. bilal’e anlatır gibi anlatır ama karşıdakinin anlama kapasitesi olmayınca ne yapsan boş. tutturmuş "ben bilirim" diye.
cahil bir adamı tartışarak yenmek asla mümkün olmamıştır.
bir baronun düzenlediği konferansta daire başkanı konuşmasını yaparken yeni mezun biri “konuşmanızda …. dediniz. yanlış biliyorsunuz “ der.
daire başkanı: “dediğimin yanlış olduğunu hangi kaynağa dayanarak iddia ediyorsunuz” diye sorar.
yeni mezun: “bir kitapta okumuştum”.
daire başkanı: “kitabın ismi ve yazarını söyler misiniz?”
yeni mezun: “unuttum”.
daire başkanı: “üniversite kütüphanesinde mi o kitap?”
yeni mezun: “hayır. bir arkadaşımın kitabı idi”.
daire başkanı: “arkadaşınıza sorup o kitabın ismini ve yazarını sonra bana iletir misiniz?”
yeni mezun: “arkadaşımla irtibatı kestim. o yüzden soramam ama dediğinizin yanlış olduğunu biliyorum.”
daire başkanı da babacan biri. anlattığı konuda kitap yazan sadece birkaç hukukçu var, bir tanesi kendisi, diğerleri de tanıdıkları.
gene de yeni mezunu küçük düşürmek istemez. başka konuya geçmek ister ama yeni mezun ısrarla iddiasını sürdürür. salonda gülüşmeler çoğalır.
bu tür örnekleri günümüzde o kadar çok sık görürüz ki…hele televizyonda horoz dövüşüne dönen tartışmaları.
boş insanlar, boş konuşmalar, her konuda uzman kesilenler, karşısındakini dinlemeden konuşanlar…küfür kavga da peşi sıra. tartışmayı bilmedikleri için anca kavga ederler.
“münazarayı, kendisinden istifade edilmesi umulan âlimlerle yapılmalıdır” der imam gazali.
sen abdülhamit'i savundun videosu sözlükte defalarca yer aldığından;
eski medyumlardan memiş ile keto şiddet içerikli + 18 videosunu yurdumun tartışma kültürünün tipik bir örneği olarak bırakıyorum.
tartışmanın nedeni ise en büyük medyum kim konusudur.
videonun sonunda konunun tartışmaya kapalı olduğunu görürüz.
hazırlık sınıfında oxford üniversitesi mezunu ingiliz hoca, ingilizce bir deyimin anlamını açıklarken ukala bir öğrenci o deyimin o anlama gelmediğini söyler.
hoca açıklamayı yapar ama öğrenci yanlış bildiğini savunmakta ısrar eder.
ingiliz hoca ertesi gün kaynakları da sınıfa getirip açıklama yapar. bizzat oxford’taki dilbilimcilere de danıştığını anlatır.
ama ukala öğrenci “onlar yanlış biliyor, ben bilirim, doğrusu bu” diye ısrarını sürdürünce diğer öğrenciler gülmeye başlar.
oxford üniversitesi’nin 1096 senesinde kurulmuş ve ingilizce konuşulan dünyanın en eski üniversitesi olduğunu da hatırlatayım.
ingiliz hoca türkiye’de ders vermeden önce türkçe’yi de çok iyi öğrenmiştir. bilal’e anlatır gibi anlatır ama karşıdakinin anlama kapasitesi olmayınca ne yapsan boş. tutturmuş "ben bilirim" diye.
cahil bir adamı tartışarak yenmek asla mümkün olmamıştır.
bir baronun düzenlediği konferansta daire başkanı konuşmasını yaparken yeni mezun biri “konuşmanızda …. dediniz. yanlış biliyorsunuz “ der.
daire başkanı: “dediğimin yanlış olduğunu hangi kaynağa dayanarak iddia ediyorsunuz” diye sorar.
yeni mezun: “bir kitapta okumuştum”.
daire başkanı: “kitabın ismi ve yazarını söyler misiniz?”
yeni mezun: “unuttum”.
daire başkanı: “üniversite kütüphanesinde mi o kitap?”
yeni mezun: “hayır. bir arkadaşımın kitabı idi”.
daire başkanı: “arkadaşınıza sorup o kitabın ismini ve yazarını sonra bana iletir misiniz?”
yeni mezun: “arkadaşımla irtibatı kestim. o yüzden soramam ama dediğinizin yanlış olduğunu biliyorum.”
daire başkanı da babacan biri. anlattığı konuda kitap yazan sadece birkaç hukukçu var, bir tanesi kendisi, diğerleri de tanıdıkları.
gene de yeni mezunu küçük düşürmek istemez. başka konuya geçmek ister ama yeni mezun ısrarla iddiasını sürdürür. salonda gülüşmeler çoğalır.
bu tür örnekleri günümüzde o kadar çok sık görürüz ki…hele televizyonda horoz dövüşüne dönen tartışmaları.
boş insanlar, boş konuşmalar, her konuda uzman kesilenler, karşısındakini dinlemeden konuşanlar…küfür kavga da peşi sıra. tartışmayı bilmedikleri için anca kavga ederler.
“münazarayı, kendisinden istifade edilmesi umulan âlimlerle yapılmalıdır” der imam gazali.
sen abdülhamit'i savundun videosu sözlükte defalarca yer aldığından;
eski medyumlardan memiş ile keto şiddet içerikli + 18 videosunu yurdumun tartışma kültürünün tipik bir örneği olarak bırakıyorum.
tartışmanın nedeni ise en büyük medyum kim konusudur.
videonun sonunda konunun tartışmaya kapalı olduğunu görürüz.
devamını gör...
afganistan'daki kadınların örgütlenerek hükümeti protesto etmesi
afganistan, abd nin talabanı musallat etmeden önce üniversite öğrencilerinin %50sinin kadın olduğu bir ülkeydi.
devamını gör...
cehennem boş tüm şeytanlar burada
şeytan şimdiki insanları cehennemde önünü ilikleyip hoş geldiniz üstad, diye karşılıyor.
devamını gör...
anguish
ingilizce'de keder, ızdırap anlamına gelen kelime.
ayrıca august friedrich schenck isimli ressamın 1878 civarında yaptığı tablosunun adı.

eser kendisini zaten anlatıyor. ölmüş yavrusunun başında, onu kapmak isteyen kargalara karşı yavrusunu korumaya çalışan koyunun ızdırabını hissedebiliyor, ağzından çıkan dumandan ve kargaların havalanmasından attığı çığlığı duyabiliyoruz. ama kargalar bekliyor. koyunun yas tutması umurlarında değil. onlar için yemek vakti.
resimdeki donuk ve kasvetli tonlama, ölmüş kuzunun ağzından akmış ve karı kırmızıya boyamış kan, koyunun ağzından çıkan duman resmin önemli detayları. hayvanların da bu derin ve acı hissi yaşayabileceklerini gösteren çok ilginç bir sahneyi ressam başarıyla çizmiş. etkileyici bir tablo.
1878'de paris salon'unda sergilenen eser, ressamın en ünlü çalışması. melbourne national gallery of victoria'da sergileniyor.
kaynak
ayrıca august friedrich schenck isimli ressamın 1878 civarında yaptığı tablosunun adı.

eser kendisini zaten anlatıyor. ölmüş yavrusunun başında, onu kapmak isteyen kargalara karşı yavrusunu korumaya çalışan koyunun ızdırabını hissedebiliyor, ağzından çıkan dumandan ve kargaların havalanmasından attığı çığlığı duyabiliyoruz. ama kargalar bekliyor. koyunun yas tutması umurlarında değil. onlar için yemek vakti.
resimdeki donuk ve kasvetli tonlama, ölmüş kuzunun ağzından akmış ve karı kırmızıya boyamış kan, koyunun ağzından çıkan duman resmin önemli detayları. hayvanların da bu derin ve acı hissi yaşayabileceklerini gösteren çok ilginç bir sahneyi ressam başarıyla çizmiş. etkileyici bir tablo.
1878'de paris salon'unda sergilenen eser, ressamın en ünlü çalışması. melbourne national gallery of victoria'da sergileniyor.
kaynak
devamını gör...
lucifer'in aslında benjamin olması
evet yoldaşın içindeki troll arzusunu gidermek için açtığı hesabı olabilir mi? teorisi. kendisini göremiyorum bu aralar, uçurulmaması için başka bir sebep bulamıyorum sözlük!
devamını gör...
aklımın derinlikleri
#411277 tam böyle bir girişimdeyken ona yardım eli uzatıp sözlüğe bağlamak istiyorum. gitmiyorsun sakın ha... durr atlama.
devamını gör...
sma hastalarına yardım kampanyaları
moderasyon tarafından üstte tutulmasını rica ettiğim başlık.
daha yakın zamanda bir evladımızı kaybettik zaten; birini daha kaybetmeyelim lütfen.
(bkz: up)
daha yakın zamanda bir evladımızı kaybettik zaten; birini daha kaybetmeyelim lütfen.
(bkz: up)
devamını gör...
namaz
düzenli kılındığında verdiği huzur u bağımlılık yapan farz ibadet.
devamını gör...
incelikler yüzünden
90'lar batakliginin oncusu sertab erener'in ic acitan ama ayni zamanda dinleyene farkindalik kazandiran sarkisi.
kisinin kendine verdigi sozleri, yasadiklarinin biraktigi etkiyi; kaldigi yerden devam ederse ileride neler yasayabilecegini yuzune vurur, iyi de eder.
ayrica fikrimce sertab erener'in konserlerinde soylemeyi en sevdigi sarki olabilir, ne guzel soyluyor cicegim.
--- alıntı ---
artık beni asla yaralayamaz hayat eğer istemezsem
--- alıntı ---
guce bak be.
bebeksi klibi:
ukdeydim, doldum.
kisinin kendine verdigi sozleri, yasadiklarinin biraktigi etkiyi; kaldigi yerden devam ederse ileride neler yasayabilecegini yuzune vurur, iyi de eder.
ayrica fikrimce sertab erener'in konserlerinde soylemeyi en sevdigi sarki olabilir, ne guzel soyluyor cicegim.
--- alıntı ---
artık beni asla yaralayamaz hayat eğer istemezsem
--- alıntı ---
guce bak be.
bebeksi klibi:
ukdeydim, doldum.
devamını gör...
euro truck simulator 2
altı senedir bıkmadan, usanmadan hala oynadığım bilgisayar oyunu. ilk oynamaya başladığımda versiyon 1.1.1'di. mercedes çakması majestic, volvo çakması valiant, daf çakması dav vardı. her güncellemeden sonra markaların lisansları alındı ve son versiyonlar da lisanslar tamamlandı. her güncellemede yeni çekiciler, parçalar, yollar, yerler, özellikler eklendi. oyun ben ve birçok oyuncuyu ayrı bir hevesle içine çekti. şimdiyse yüzlerce çekici ve şöförüm, onlarca garajım var. artık yaptığım işleri para için değil farklı yük tipleri ve farklı ülkeleri görmek için yapıyorum. menüler arası geçişler artık bu zenginliği kaldırmıyor.
eğer bu oyunda büyümek istiyorsanız yapmanız gereken bazı şeyler var.
1. klavye ile oynamayın direksiyonla oynayın imkan yoksa mouse ile.
2. tek seferlik işlerle oyunu iyice öğrenin.
3. kredi seçeneği gelince ödeyebileceğiniz kadar kredi çekin haciz gelmesin.
4. yetenek olarak değerli ve hassas yük seçeneklerini eşit olarak artırın bunların bitmesine yakın uzun yol becerilerine geçin.
5. km başına verilen ücretin en fazla olduğu işleri yapın.
6. fazla kaza yapmayın yavaş ve emniyetli sürün. oyunun başında fren gücünü en yükseğe getirin ani frenlerde hemen durmak için.
7. tır konusunda tek seferlik işlerde en çok hoşunuza gideni alın ama benim önerim volvo ve scania'dır.
8. yetkinliğiniz varsa ağır yük görevleri yapın parası iyidir.
9. oyunun başlarında şirket olayını çok takmayın ileri seviyede uğraşın.
10. kendiniz en iyi çekiciyi kullanın şoförlerinize daf ve iveco gibi en ucuzlarını verin.
neyse wheller dealers her zaman güvenle yolda. en son ne zaman kaza yaptığımı hatırlamıyorum o kadar iyi sürücü oldum. eskiden kazancımın hepsini kaza masrafına verirdim.
en sevdiğim yollar ve rotalar
italya-fransa-isviçre arasındaki dağ geçitleri
isveç, norveç, finlandiya, danimarka'nın çift şeritli orman yolları.
italya'nın dar caddeleri (en favori sürüş yerim)
bu yolları v8 730 beygirlik bir scania, arkada ağır bir yük ve radyoda güzel bir müzikle gitmek ayrı bir tat veriyor.
eğer bu oyunda büyümek istiyorsanız yapmanız gereken bazı şeyler var.
1. klavye ile oynamayın direksiyonla oynayın imkan yoksa mouse ile.
2. tek seferlik işlerle oyunu iyice öğrenin.
3. kredi seçeneği gelince ödeyebileceğiniz kadar kredi çekin haciz gelmesin.
4. yetenek olarak değerli ve hassas yük seçeneklerini eşit olarak artırın bunların bitmesine yakın uzun yol becerilerine geçin.
5. km başına verilen ücretin en fazla olduğu işleri yapın.
6. fazla kaza yapmayın yavaş ve emniyetli sürün. oyunun başında fren gücünü en yükseğe getirin ani frenlerde hemen durmak için.
7. tır konusunda tek seferlik işlerde en çok hoşunuza gideni alın ama benim önerim volvo ve scania'dır.
8. yetkinliğiniz varsa ağır yük görevleri yapın parası iyidir.
9. oyunun başlarında şirket olayını çok takmayın ileri seviyede uğraşın.
10. kendiniz en iyi çekiciyi kullanın şoförlerinize daf ve iveco gibi en ucuzlarını verin.
neyse wheller dealers her zaman güvenle yolda. en son ne zaman kaza yaptığımı hatırlamıyorum o kadar iyi sürücü oldum. eskiden kazancımın hepsini kaza masrafına verirdim.
en sevdiğim yollar ve rotalar
italya-fransa-isviçre arasındaki dağ geçitleri
isveç, norveç, finlandiya, danimarka'nın çift şeritli orman yolları.
italya'nın dar caddeleri (en favori sürüş yerim)
bu yolları v8 730 beygirlik bir scania, arkada ağır bir yük ve radyoda güzel bir müzikle gitmek ayrı bir tat veriyor.
devamını gör...
takatsubo kardiyomiyopatisi
orta yaşlı kadınlarda emosyonel ya da fizyolojik stres sonrası özellikle ventrikül apeksinde balonlaşma ile giden geçici bir kardiyomyopati hastalığıdır.
göğüs ağrısına ekg de st yükselmesi eşlik eder.
yapılan anjiyografi sonucu normal olması tipiktir. koroner arter tıkanıklığına rastlanmaz.
demekki neymiş? kadınları üzmemek lazımmış.
göğüs ağrısına ekg de st yükselmesi eşlik eder.
yapılan anjiyografi sonucu normal olması tipiktir. koroner arter tıkanıklığına rastlanmaz.
demekki neymiş? kadınları üzmemek lazımmış.
devamını gör...
okuldan eve gelip kapı önünde bir sürü ayakkabı görmek
odalara kapanıp dışarı çıkılmaması elzemdir.
devamını gör...
geceye bir söz bırak
kimseler aşık değil mi bu şehirde? kimseler, bir meydanın kanepesinde kimseyi beklemeyecek mi, yüzünü bir dakika görmek için kimsenin?
(bkz: sait faik abasıyanık)
(bkz: sait faik abasıyanık)
devamını gör...
wabi-sabi
toplanın sevgili okuyucular, bugün sizinle wabi-sabi sayesinde aydınlanacağız.
wabi-sabi, japon geleneğinde sadelik, şıklık ve kusurlardan zevk alma demektir. hepimizin de artık fark ettiği üzere bir mükemmelliyetçilik akımına kapıldı insanlık. özellikle sosyal medyada filtre dediğimiz, aslında çok basite indirgenen bu şey, insanların hayat görüşünü bile inanılmaz derecede etkiler oldu. bu da bizi strese, sıkıntıya ve hatta depresyona sokacak kadar önemli bir hal almış durumda. çünkü mükemmel asla ulaşılamayacak bir şeydir bana göre..
wabi-sabi anlayışındaki temel ilkeler şu şekildeymiş: basitlik, düzensizlik, sadelik, doğallık, zarafet, özgürlük ve huzur. ah! bu terimleri yazarken bile içimi huzur kaplıyor.. ne kadar uzak kalmışım diyorum kendi kendime..
aslında wabi-sabi sadece ikili ilişkiler anlamında bir fiziksel görüşten ziyade, insanın dünya görüşünü de temsil ediyor. bunu şu şekilde irdeleyelim kısaca: kutuplaşmalar.. herkes kendi görüşünü mükemmel ve kusursuz sayıyor. aslında bir düşünsek! her siyahın içinde bir beyaz, her beyazın içinde bir siyah olduğunu. hiçbir düşüncenin, ideolojinin aslında kusursuz olmadığını ve dünyanın en kıymetli şeyi olan insan kalbinin bu sebeplerle kırılmaması gerektiğini..
sanırım çok uzattım.. ben daha yazardım.. ama tanımımı yaptığıma ve ana fikri naçizane verdiğime göre kaçabilirim..
wabi-sabi, japon geleneğinde sadelik, şıklık ve kusurlardan zevk alma demektir. hepimizin de artık fark ettiği üzere bir mükemmelliyetçilik akımına kapıldı insanlık. özellikle sosyal medyada filtre dediğimiz, aslında çok basite indirgenen bu şey, insanların hayat görüşünü bile inanılmaz derecede etkiler oldu. bu da bizi strese, sıkıntıya ve hatta depresyona sokacak kadar önemli bir hal almış durumda. çünkü mükemmel asla ulaşılamayacak bir şeydir bana göre..
wabi-sabi anlayışındaki temel ilkeler şu şekildeymiş: basitlik, düzensizlik, sadelik, doğallık, zarafet, özgürlük ve huzur. ah! bu terimleri yazarken bile içimi huzur kaplıyor.. ne kadar uzak kalmışım diyorum kendi kendime..
aslında wabi-sabi sadece ikili ilişkiler anlamında bir fiziksel görüşten ziyade, insanın dünya görüşünü de temsil ediyor. bunu şu şekilde irdeleyelim kısaca: kutuplaşmalar.. herkes kendi görüşünü mükemmel ve kusursuz sayıyor. aslında bir düşünsek! her siyahın içinde bir beyaz, her beyazın içinde bir siyah olduğunu. hiçbir düşüncenin, ideolojinin aslında kusursuz olmadığını ve dünyanın en kıymetli şeyi olan insan kalbinin bu sebeplerle kırılmaması gerektiğini..
sanırım çok uzattım.. ben daha yazardım.. ama tanımımı yaptığıma ve ana fikri naçizane verdiğime göre kaçabilirim..

devamını gör...
20 mart 2021 merkez bankası başkanı naci ağbal'ın görevden alınması
faizi artırmasına değil de görevden alınmasına saşıranlar anlatsa da dinlesek biraz.
devamını gör...