yapılmaması gereken şeydir.
doğal seleksiyon denen şey sokaklarda yok. sebebi de insanlar. kedilerin köpekler onları kovaladığında tırmanacağı bir ağaç ya da sesini duymak istediğiniz serçelerin yaşayacağı bir orman var mı evinizin orada? peki ya kedilerin ve köpeklerin avlayabileceği hayvanlar? serçe ve sincapların yiyebileceği şeyler? bu hayvanların hava soğuduğunda saklanacakları barınak var mı? sanmıyorum.
hepsinin sebebi biziz.
eğer o hayvanları öldürmeye çalışırsanız hem suç işlersiniz hem de bu sizi cani bir insan yapar. amip de diyebiliriz.
şu an yaşadığımız şartları daha çok zekamıza borçluyuz. içgüdüleri bahane edip sokakta yaşayan hayvanları öldürmekse o hayvanlardan biri olduğunuzu kabul etmek olur. hatta öldürmeyi planladığınız köpek daha zeki olabilir.

anlamaya yetecek kapasiteniz vardır umarım.
devamını gör...

baba lafıdır. genelde babalar olur veya olmaz sözcükleri kullanmak yerine bakarız demeyi tercih ederler. benim de en sinir olduğum cevaptır, olur ya da olmaz demeyi neden tercih etmiyorsunuz. bakarız denilir ve o iş olmaz.
devamını gör...

kendinizi insanlardan korumak için sahip olmanız gereken özellik.
devamını gör...

"hiç kimsenin ilgisine ihtiyaç duymadığın gün olgunlaşırsın, hiç kimseden beklentiye girmediğin gün yara almazsın. hiç kimseye bağlı kalmazsan kazanırsın."
(bkz: osho)
devamını gör...

sözlükten ayrılan arkadaşların kullandığı kelime. ben veda ederken "bir kupkuru merhaba kaldı senden onu da almam" yazacağım.
devamını gör...

canı çektiği için değil, evde olması gerekenler arasında olduğu için yöneldi ihtiyar adam domates reyonuna, markette kalan az sayıda kişiden biriydi. lambaların o parlak ve aldatıcı ışıklarının altındaki 7 çeşit domatese baktı, baktı. aralarından eski tadını alabileceğini umduğu bir çeşidine doğru yöneldi, eline bir tane alıp kokladı, yerine koydu, çocukluk gibi kokmasını umduğu bir başkasını kokladı. reyondaki tüm domatesler gibi bol renkli, hiç kokusuz ve olağan sıradanlıktaydı elindeki genetik harikası kırmızılık, söylendi. almadı hiçbir şey, yarı dolu sepetini de oracıkta yere bıraktı, dışarı çıktı, o bilmese bile arkasından bakan ve olayı fark eden market görevlisi gülümsedi, "bravo sana ihtiyar" diye mutlu oldu, yerine geri dönerken küçük de olsa bir isyanın tanığı olduğu için mutluydu.
devamını gör...

sevgili yazar arkadaşlarım sanırım artık kafa sözlük'e veda vaktim geldi.
bugüne kadar sözlükte çok güzel kafalar tanıdım. çok eğlenceli ve samimi muhabbetler ettiğim yazar arkadaşlarım oldu, sağolsunlar. kimse ile bir problem yaşamadım fakat egolarından arınamamış, yaşının insanı gibi davranmayan şımarık insanlar olduğunu farkettim. tanımlarımı silip gidecek yürek var mı yahuuu bende*. ben veda diyeyim, siz nick altıma ''benim ne kadar mükemmel bir insan olduğumla ilgili'' tanım girin, beni çok özlediğinizi yazın. bir kaç saat uyumaya gideceğim fakat rüyamda, benimle ilgili yazdığınız tanımlarınızı okuyabileceğime emin olabilirsiniz.
kendinize dikkat edin, sevgiyle kalın.
devamını gör...

hemen efendim:

dft history

dft tarih

extra credits

fire of learning

general knowledge(bu biraz daha coğrafya/bayraklar ile ilgili video yapıyor)

geo history

hikayesi ne?

history colored

history matters

oversimplified


simple history

the great war

the ınfographics

british pathé

ehem* rica ederim :)

t: yazarlara faydalı olabilecek tarih hakkında faydalanabilecekleri youtube kanalları.
devamını gör...

şimdi erkek egemen düzen de çok güzel yonetiliyorda.. kadınlara bulasmamayi ne zaman ogreneceksiniz?!? erkeklerden sıra gelirse onu da birgün görür bu dünya.. bakalım hangisi daha adil olacak..
devamını gör...

ernest cline'ın aynı isimli romanında uyarlama steven spilberg filmi. film uzak gelecekte, oasis isimli sanal gerçekliğin programcısı james halliday'in ölümünün ardından ortaya çıkan bir etkinliği konu almaktadır. halliday, oasis içine bir takım easter eggler koymuştur ve bütün bu bulmacayı çözene oasis'in anahtarını teslim edeceğini vaad etmektedir.

çok sevdiğim bir yapım oluyor kendileri. star wars efsanesini saymazsak (ki saymayalım) en fazla izlediğim ikinci film olma titrini taşıyorlar aynı zamanda (birincisi (gbkz: v for vendetta)) (yine, yeni, yeniden... star wars hariç).

filmin hitap ettiği, asıl doyurduğu nesil aslında 80'lerin çocukları. inanın bu filmden x3 daha fazla keyif alıyorlar. filmde o kadar çok gönderme, o kadar fazla referans var ki ben büyüüükk çoğunu bilmiyorum fakat benden yaşça büyük iş arkadaşlarım çok mutlu oluyorlar filmi izlediklerinde. 2045 yılında geçmesine rağmen müzikleriyle 80'lere götürmesi hoş bir detay.

ayrıca filmin logosu bir labirent, ve labirentin sonunda yumurta var (easter egg) bkz. logo. kitabı okumadıysanız okuyun. filmle hiç alakası yok, hatta filmden çok daha güzel diyebilirim. anlatılan 3 anahtarın hepsi filmde farklı yarışmalarla elde ediliyor, kitapta farklı. dungeons and dragons seviyorsanız kitabı mutlaka okuyun derim *
devamını gör...

kendisi ile hoş sohbetimiz sırasında fark ettim ki; çok güzel bir kalbi var.
her şeyin gönlünüzce olmasını dilerim. sözlükte, daha önemlisi bu hayatta daim olun, sizin gibi insanlara ihtiyaç var her zaman.

biraz geç bir tanım oldu ama; anca...
devamını gör...

1756 ile 1763 yılları arasında ingiltere ve fransa arasında gerçekleşen ve ingiltere'nin kazandığı savaş.
devamını gör...

güzel enerjisinin yaydığı ışık nedeniyle kendisine mükemmel uyumlu bir nick seçen yazarımızdır. onunla konuşulan şeyler daha bir zevkli, onun kaleminden yazılanları okumak daha bir heyecanlı olur. e tabi güzel kalbin aynası güzel olur her zaman değil mi? kendisine güzel tanımları ile biz okurlarını sevindirdiği musmutlu ve huzur dolu bir ömür dilerim. var olsun.
devamını gör...

bazı kişilerin, iletişime geçtikleri insanların duygularını üst düzeyde hissedip hatta kendi hayatlarında birebir yaşamasıdır.
empat olan kişi, karşısındakinin duygularını en derin travmalara dek kendi zihninde hissedebilen kişidir.
devamını gör...

son dönemde görmekten illallah ettiğim hadise. bütün psikoloji öğrencileri koşarak yapışıyorlar. bir dünya para veren bdt eğitmenleri türedi. saçma sapan bir dernek kurup oranın üzerinden belge ile 4-5 bin liraya eğitim veriyorlar. buradan herkesi uyarıyorum. öncelikle psikologlar ve psi. öğrenileri. bdt almakla terapist olunmaz. klinik psikoloji yüksek lisansı sonrası bir ekol seçiniz. insanlara sesleniyorum. evet bdt sağlam ve başarılı bir ekoldür. ama klinik psikoloji yüksek lisansı yapmayan psikologlardan terapi almayın. bunun yaygınlaşmasını önleyin. aralarında illaki yüksek lisans yapmamış ama iyi arkadaşlar çıkacaktır. yüksek lisans yapmış ama kötü klinik psikolog da çıkabilir. ama kural nizam olmazsa ortalık karışır. bir düzen bir nizam oluşmaz.

not: zamanında yukarıdaki bilgileri yazmıştım. bilgileri değiştirmiyorum. zamanında bulduğum bulgular yukarıdaki gibi düşünmemi sağlıyordu ancak okuduğum yeni araştırmalara göre bdt pek de bir halta yaramıyor. bilimsel dedikleri makalelerinin çoğunda kontrol grupları ya kurgu ya da çok vahim durumda. yapılan yüzlerce araştırma içinden sadece 14 tane araştırma doğru düzgün kabul edilmiş durumda. bu 14 araştırma da hali hazırda "daha başarılı" olduğuna dair bir bulgu yok. konuyla ilgilenen arkadaşlar için ve kaynaklara ulaşım için şu videonun içinden bahsedilen yerlere ulaşabilirler: jonathan shedler - where is the evidence for evidence-based therapy?
videonun türkçe'ye çevrilmiş hali terapicaps sayfasında var. link buradan
devamını gör...

an itibariyle oğlumun bana sabah notu.
diyor ki anacım olduğu kadar olmadığı kader.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kitaplarım...
devamını gör...

19. yüzyılın en etkili ve en meşhur edebiyatçısıdır, yaşadığı dönem avrupada sınıf ayrımlarının en çok dikkat çektiği ve artık yıkılma seslerinin geldiği dönemdir. insanlar onlara üstünlük taslanmasına binlerce yıl sonra ses çıkartmaya başlamıştır.

(bkz: karl marx) (bkz: tolstoy) (bkz: dostoyevski) örneğin karl marx'ın yaşadığı toplum; sınıf mücadeleleri içinde boğulurken marx'ın yazdığı manifesto uzun yıllar sonrasında kendi memleketinden binlerce kilometre uzakta kabul görmüş ve uygulanmıştır. (bkz: ssbc)

victor hugo; kilise baskısından ve batı dünyasındaki sınıf ayrımlarından bıkmış olacak ki islama merak salmış, araştırmış ve islamda baskı altındaki bir sınıf görememesi, hatta fakirliğin erdem sayılması ve budizmdeki gibi hayata müdahaleden uzak olmamaları, bu dinin ifrat ve tefritten uzak olduğunu anlamasını sağlamış. zaten islamın iyi yaşandığı dönemlerde yöneticiler hep fakirlik içinde yaşamış ve halkı el üstünde tutmuşlardır, müslümanların dine karşı bu kadar muhabbet duymasının sebebide budur. hristiyanlıkta alt sınıf içten içe din adamlarından nefret ederken, müslümanlıkta dinini en çok seven alt sınıftır.

victor hugo bu samimiyeti görmüş,
hatta islam peygamberi hz. muhammed* hakkında şiir dahi yazmıştır, fakat anladığım kadarıyla tarihçi gözüyle olaylara bakmış ve müslüman olmamıştır.

(bkz: victor hugo'nun hz muhammed hakkında şiir yazmış olması)
devamını gör...

hayatımı sonuç odaklı yaşıyorum.

en önemli şey sonuçtur nedenler değil.

mazeret mabat gibidir herkeste olur.
devamını gör...

yağmurdan sonra açan gökkuşağı gibisiniz. rengarenk ve derin.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim