sözlükteki hristiyan misyonerler
tüm forum ve diğer internet platformlarında olduğu gibi genellikle ateist veya deist rolü yapan misyonerlerdir.
forumlarda şöyle yazmıştım:
hıristiyan misyonerlerin internetteki sinsi stratejileri
bazı hıristiyan misyonerler internet dünyasında , özellikle forumlarda vb. sitelerde çeşitli maskeler kullanarak insanların islam'dan uzaklaşmasını sağlamaya çalışıyorlar.
bazen bir ateist kılığına girerek dini karalamaya çalışırken, bazen de bir müslüman kılığına girip, sözde yobazca düşünce ve tavırlar üreterek yine insanlarımızı islam'dan soğutmaya çalışıyorlar.
öncelikli amaçları müslümanları dinlerinden uzaklaştırmak, daha sonra da manevi ve felsefi boşluğa düşen kişileri hıristiyanlığa çekmeye çabalamak...
ayrıca insanların kuran'daki gerçek islam'a yönelmelerini engellemek için de binbir takla atıyorlar.
yine kimi zaman ateist veya başka bir dindenmiş gibi davranarak, kimi zaman da bir hadisçi müslüman görüntüsü sergileyerek , müslümanların hadis/mezhep ve tasavvuf öğretilerini sanki islammış gibi algılamalarına devam etmelerini sağlamaya uğraşıyorlar.
bir diğer uyguladıkları strateji, yine müslüman veya tarafsız bir gözle bakan teolog kılığında, kuran ayetlerini yorumlayan makaleler kaleme almaları ve bu yolla müslümanların zihninde hıristiyanlıkla uyumlu bir inanç geliştirmeye çalışmak.
mesela kuran'da isa peygamberin çarmıha gerildiği yazdığını iddia eden yazılar yayımlıyorlar forum ve sitelerde. hem de buna kanıt olarak, aslında çarmıha gerilmediğini söyleyen ayeti sunuyorlar. ayetin anlamı üzerinde oynamalar, zorlamalar yoluyla ayetin söylediğinin tam tersini söylüyormuş gibi bir hava yaratmaya çalışıyorlar. ayrıca isa peygambere kutsallık yükleme, fakirliği övme gibi hıristiyanlık dininin temel esaslarını yine sanki kuran ayetlerinde varmış gibi sunuyorlar. tabii yine dillerini eğip bükerek, kendi öğetilerini kitaptanmış gibi göstermeye kalkıyorlar.
bir diğer taktikleri de sanki kuran'ın şu an piyasadaki sahte tevrat, zebur ve incilleri onaylıyormuş gibi göstermeye kalkmaları ve bu yolla müslümanlara "dinin tek kaynağı kuran değil, diğer kitapları da ortak etmelisiniz" mesajı vermeye çalışmalarıdır. yine sinsice ve disiplin içinde uygulanan bir oyun/taktik bu. ve yine, kendilerini sanki bir hıristiyan değil de müslümanmış gibi göstererek yapmaktalar bunu.
gerçekte ise şu an piyasadaki inciller, zebur veya tevrat adını verdikleri kitaplar insan yazımı hadis kitaplarıdır. yani gerçekleri değildir.
zaten kuran, onların gerçek kitaplarını sakladıklarını belirtir:
en'am suresi 91 allah'ı, kadrine/şanına yaraşır şekilde tanıyamadılar. çünkü, "allah, insana hiçbir şey vahyetmemiştir." dediler. de ki "mûsa'nın insanlara bir ışık, bir kılavuz olarak getirdiği kitap'ı kim indirdi? siz o kitap'ı birtakım parşömenler yapıp ortaya sürüyorsunuz, birçoğunu da saklıyorsunuz. size, sizin de atalarınızın da bilmediği şeyler öğretildi." "allah" de, sonra bırak onları saplandıkları batakta oynayadursunlar.
ve kuran ibrahim peygambere indirilen kitaptan da övgüyle bahseder, ve şu an elimizde bu kitap yoktur.
kısacası kuran'ın onayladığı eski kutsal kitaplar şu an piyasada görülen inciller falan değildir. zaten şu an piyasadaki incil/inciller adı verilen kitapların insan yazımı hadis kitapları olduğunu hıristiyanlar bile farkında.
yine sanki üçleme inancına kuran'dan destek varmış gibi göstermeye kalkan makaleler kaleme alıyor hıristiyan misyonerler ve yine daha çok bunu tarafsız bir teolog rolü oynayarak yapıyorlar. özellikle ingilizce ve türkçe forumlarda bu stratejileri izliyorlar.
keza düz dünya teorisi saçmalığında da benzer yöntemler uyguluyorlar.
bunun dışında, forumlarda veya video sitelerinde kendi paylaşımlarının altına yine kendileri övgü dolu mesajlar bırakıyorlar. tabii bunları yapanlar da yine başka bilgisayarlardan yazan meslektaşları, yani misyonerler.
yazılarının altına sözde başka inançtan kimselermiş gibi gelip "müthiş tespitler", "beni ikna ettiniz", "karşıt görüş içindeydim ama artık ben de böyle düşünüyorum" şeklinde kendi kendilerini doğrulayan ve öven mesajlar yazıyorlar.
bir başka dikkatimi çeken nokta, artık dini bir terim bazı arama motorlarında arandığında ilk sayfalarda karşımıza hıristiyan site ve forumların çıkması ve insanların hıristiyan sitelere yönlendirilmeye çalışılması.
son olarak belirtelim, dinini dürüst bir şekilde tebliğ eden misyonerlerden bahsetmiyoruz burada, yoksa herkes kendi dinini anlatmada özgürdür. ama burada binbir hile ve taktik ile insanları dinlerinden uzaklaştırmaya ve planlarına ulaşmaya çalışan, internetteki yeni sinsi misyoner hareketinden bahsediyoruz. islam'ın üstün olduğunun onlar da az veya çok farkındalar ve samimi olarak yapılacak tebliğlerde müslümanların üstün geleceğini biliyorlar. bu yüzden bazı hıristiyan misyonerler bahsettiğim maske ve yalanları, stratejileri kullanarak emellerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
vekilsizmeclis.com/viewtopi...
forumlarda şöyle yazmıştım:
hıristiyan misyonerlerin internetteki sinsi stratejileri
bazı hıristiyan misyonerler internet dünyasında , özellikle forumlarda vb. sitelerde çeşitli maskeler kullanarak insanların islam'dan uzaklaşmasını sağlamaya çalışıyorlar.
bazen bir ateist kılığına girerek dini karalamaya çalışırken, bazen de bir müslüman kılığına girip, sözde yobazca düşünce ve tavırlar üreterek yine insanlarımızı islam'dan soğutmaya çalışıyorlar.
öncelikli amaçları müslümanları dinlerinden uzaklaştırmak, daha sonra da manevi ve felsefi boşluğa düşen kişileri hıristiyanlığa çekmeye çabalamak...
ayrıca insanların kuran'daki gerçek islam'a yönelmelerini engellemek için de binbir takla atıyorlar.
yine kimi zaman ateist veya başka bir dindenmiş gibi davranarak, kimi zaman da bir hadisçi müslüman görüntüsü sergileyerek , müslümanların hadis/mezhep ve tasavvuf öğretilerini sanki islammış gibi algılamalarına devam etmelerini sağlamaya uğraşıyorlar.
bir diğer uyguladıkları strateji, yine müslüman veya tarafsız bir gözle bakan teolog kılığında, kuran ayetlerini yorumlayan makaleler kaleme almaları ve bu yolla müslümanların zihninde hıristiyanlıkla uyumlu bir inanç geliştirmeye çalışmak.
mesela kuran'da isa peygamberin çarmıha gerildiği yazdığını iddia eden yazılar yayımlıyorlar forum ve sitelerde. hem de buna kanıt olarak, aslında çarmıha gerilmediğini söyleyen ayeti sunuyorlar. ayetin anlamı üzerinde oynamalar, zorlamalar yoluyla ayetin söylediğinin tam tersini söylüyormuş gibi bir hava yaratmaya çalışıyorlar. ayrıca isa peygambere kutsallık yükleme, fakirliği övme gibi hıristiyanlık dininin temel esaslarını yine sanki kuran ayetlerinde varmış gibi sunuyorlar. tabii yine dillerini eğip bükerek, kendi öğetilerini kitaptanmış gibi göstermeye kalkıyorlar.
bir diğer taktikleri de sanki kuran'ın şu an piyasadaki sahte tevrat, zebur ve incilleri onaylıyormuş gibi göstermeye kalkmaları ve bu yolla müslümanlara "dinin tek kaynağı kuran değil, diğer kitapları da ortak etmelisiniz" mesajı vermeye çalışmalarıdır. yine sinsice ve disiplin içinde uygulanan bir oyun/taktik bu. ve yine, kendilerini sanki bir hıristiyan değil de müslümanmış gibi göstererek yapmaktalar bunu.
gerçekte ise şu an piyasadaki inciller, zebur veya tevrat adını verdikleri kitaplar insan yazımı hadis kitaplarıdır. yani gerçekleri değildir.
zaten kuran, onların gerçek kitaplarını sakladıklarını belirtir:
en'am suresi 91 allah'ı, kadrine/şanına yaraşır şekilde tanıyamadılar. çünkü, "allah, insana hiçbir şey vahyetmemiştir." dediler. de ki "mûsa'nın insanlara bir ışık, bir kılavuz olarak getirdiği kitap'ı kim indirdi? siz o kitap'ı birtakım parşömenler yapıp ortaya sürüyorsunuz, birçoğunu da saklıyorsunuz. size, sizin de atalarınızın da bilmediği şeyler öğretildi." "allah" de, sonra bırak onları saplandıkları batakta oynayadursunlar.
ve kuran ibrahim peygambere indirilen kitaptan da övgüyle bahseder, ve şu an elimizde bu kitap yoktur.
kısacası kuran'ın onayladığı eski kutsal kitaplar şu an piyasada görülen inciller falan değildir. zaten şu an piyasadaki incil/inciller adı verilen kitapların insan yazımı hadis kitapları olduğunu hıristiyanlar bile farkında.
yine sanki üçleme inancına kuran'dan destek varmış gibi göstermeye kalkan makaleler kaleme alıyor hıristiyan misyonerler ve yine daha çok bunu tarafsız bir teolog rolü oynayarak yapıyorlar. özellikle ingilizce ve türkçe forumlarda bu stratejileri izliyorlar.
keza düz dünya teorisi saçmalığında da benzer yöntemler uyguluyorlar.
bunun dışında, forumlarda veya video sitelerinde kendi paylaşımlarının altına yine kendileri övgü dolu mesajlar bırakıyorlar. tabii bunları yapanlar da yine başka bilgisayarlardan yazan meslektaşları, yani misyonerler.
yazılarının altına sözde başka inançtan kimselermiş gibi gelip "müthiş tespitler", "beni ikna ettiniz", "karşıt görüş içindeydim ama artık ben de böyle düşünüyorum" şeklinde kendi kendilerini doğrulayan ve öven mesajlar yazıyorlar.
bir başka dikkatimi çeken nokta, artık dini bir terim bazı arama motorlarında arandığında ilk sayfalarda karşımıza hıristiyan site ve forumların çıkması ve insanların hıristiyan sitelere yönlendirilmeye çalışılması.
son olarak belirtelim, dinini dürüst bir şekilde tebliğ eden misyonerlerden bahsetmiyoruz burada, yoksa herkes kendi dinini anlatmada özgürdür. ama burada binbir hile ve taktik ile insanları dinlerinden uzaklaştırmaya ve planlarına ulaşmaya çalışan, internetteki yeni sinsi misyoner hareketinden bahsediyoruz. islam'ın üstün olduğunun onlar da az veya çok farkındalar ve samimi olarak yapılacak tebliğlerde müslümanların üstün geleceğini biliyorlar. bu yüzden bazı hıristiyan misyonerler bahsettiğim maske ve yalanları, stratejileri kullanarak emellerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
vekilsizmeclis.com/viewtopi...
devamını gör...
geceye bir alıntı bırak
gerçek neşe, dingin ve ölçülü harekettir. onun tahtı içimizdedir ve kaderini kendi eline almış cesur bir zihnin kararlılığı kadar mutluluk veren bir şey daha yoktur.
devamını gör...
ironiden anlamayan yazar
bir z kuşağı şemsiyesi. başarısız esprinin yanına parantez içinde ironidir yazınca bütün meseleler çözüldü zanneden ergen hezeyanıdır. özellikle instagram'da karşıma çıkıyor. "ben ironi yaptım kimse anlamadı." hella hella bak sen şu işe yaw. senin zekana erişemedik demek ki. bizim suçumuz. demek ironi yaptın ha? vay be. acaba toplum olarak senin üst düzey esprin karşısında neden başarısız olduk? senin ironi dediğin şey muhtemelen sarkazm veya tecahüli arif veya ta’riz veya kinayedir ama sen kesinlikle hiçbirine hakim olmadığın için tezat anlamlı bi ifade yazdığında "ironi yaptım kimse anlamadı ühü:/" diyebilirsin. ha bir de ironiye ironi deyince ironiyse bile ironi olmaktan çıkıyor o da ayrı mesele tabii. ironi kelimesinin acilen tedavülden kaldırılması lazım. adam kapıya gelen kuryenin kafasında yumurta kırmış, altına ironi yazmış, sözlüğe de yaw ironiden kimse anlamıyor türkiyede ironi master olacağıma norveçte bok olurum yazıyor. ne acayip. hastalık galiba.
devamını gör...
profiline kendi fotoğrafını koyan yazar iticiliği
yapamadığınız ya da canınızın öyle istediği şeyi yapmayışınızın her şeyin fesadı olmuşsunuz yahu.
bırak isteyen istediğini yapsın. onun da çok umrunda itici bulman, sabaha kaaa uyuyamayacak şimdi.
özgürlük özgürlük diye paralananlar onu bunu itici bulup, demorolize etme peşinde.
bir süredir kendi resmim yok, karar veremedim verince en bi güzelini koyup cılaappss diye koycam efenim.
bırak isteyen istediğini yapsın. onun da çok umrunda itici bulman, sabaha kaaa uyuyamayacak şimdi.
özgürlük özgürlük diye paralananlar onu bunu itici bulup, demorolize etme peşinde.
bir süredir kendi resmim yok, karar veremedim verince en bi güzelini koyup cılaappss diye koycam efenim.
devamını gör...
fenotipik diyare
sendromik diyare olarak da isimlendirilen ttc37 mutasyonunun görüldüğü bir ishal hastalığıdır.
genellikle hayatın ilk 6 ayında çoğunlukla ilk ay başlar.
otozomal resesif kalıtımı vardır.
karaciğerde siroz veya fibröz görülebilir.
fenotipik olarak geniş alın,burun görülebilirken; vücutta cafe au lait lekeleri görülebilmektedir.
genellikle hayatın ilk 6 ayında çoğunlukla ilk ay başlar.
otozomal resesif kalıtımı vardır.
karaciğerde siroz veya fibröz görülebilir.
fenotipik olarak geniş alın,burun görülebilirken; vücutta cafe au lait lekeleri görülebilmektedir.
devamını gör...
kendime saygım yok davranışları
birine sesli, yazılı, görsel vb. şekilde açık veya dolaylı yollardan hakaretvari düşüncelerle basit davranışlar içinde olmak.
devamını gör...
içimizdeki şeytan
sabahattin ali' nin şaheser eseridir. insanın kendi iç dünyasıyla hesaplaşmasını çok güzel bir dille yazıya dökmüştür. okunması gereken başyapıtlardan bir tanesidir.
devamını gör...
norveç'teki lofoten takımadaları
lofoten takımadaları norveç'in eşsiz güzellikteki adalarından sadece birkaçıdır. lofoten, kuzey kutup dairesi'nin kuzeyindeki 68. ve 69. paralellerde yer almaktadır. 2016 yılına göre bu takımadalarda 28 bine yakın insan yaşıyor.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
vasiyeti olmayan ölüler ülkesi
ne güzel diyordu şarkıda, bir varmışım bir yokmuşum diye, yaşlanmakla eskimek aynı şey mi?, yoksa yaşamak beklenen ve bilinen sona gitme -me- biçimi midir? değilse çalışmayan televizyona, kumandaya, çocuğa ve başkasının düşüncelerine vurmak bir çalıştırma biçimi midir? 15 güne ölür ile 15 güne olur arasında ne kadar umut farkı vardır?, yoldan çıkan bir arabanın lastiğini ve yoldan çıkan bir aşkı yola koymak için direksiyonu ne tarafa kırmak lazımdır?, kalbi sürgüne giden birine iyi yolculuklar dilemek ayıp mıdır günah mıdır? bilinen en uzak yatılı bölge okulundaki ranza demiri soğukluğu kaç yaşına kadar üşütür bir insanı?, merak bu ya uçaklarda olan karakutu insanlarda olamaz mı, düşen her insanın son dediklerini duysaydı geride kalanlar?, üçgenin iç açılarını toplayabilen bir matematikçi insanın iç acılarını dağıtmadan toplayabilir mi?, hatasız bir hesap iç acıların toplamını sıfırın ispatına eşitleyebilir mi? sıfırı ispatlamaya çalışan birinden sevgisini ispatlamasını istemek paradoks mudur metafor mudur? hangi tanımadığımız şairin miras niteliğindeki tavsiyesi bu iç çekmeler, uyuyunca büyüyen sadece torunlar mı yoksa sorunlar mıdır? muhtaç olduğun suyun fazlası seni boğabiliyorsa muhtaç olduğumuz başka neler boğar bizi?, tanrı türkü korusun yerine tanrı türkü söylesin dediğimizde cehennemde yanar mıyız?, vazoyu kıran çocuğun dayak yiyince her şeyin düzeleceğini düşünmesi kadar can acıtıcı ne olabilir?, olmayanı olduran olanı niye öldürür?, ağrı ya ülkenin en doğusundadır yada kalbinin tam ortasında kelimesinin bütün suçu kalbinle beyninin sana oynadığı şizofrenik bir algı sanrısı....aynı son, emanetin bende? yokluğuna çok iyi bakacağım, huyumdur bunu hep yaparım ben… sabaha karşı 4.30 bek' 2020 eylül sonu
-----
arkadaşlar buraya bırakıyorum ihtiyacı olan kullanabilir..
ne güzel diyordu şarkıda, bir varmışım bir yokmuşum diye, yaşlanmakla eskimek aynı şey mi?, yoksa yaşamak beklenen ve bilinen sona gitme -me- biçimi midir? değilse çalışmayan televizyona, kumandaya, çocuğa ve başkasının düşüncelerine vurmak bir çalıştırma biçimi midir? 15 güne ölür ile 15 güne olur arasında ne kadar umut farkı vardır?, yoldan çıkan bir arabanın lastiğini ve yoldan çıkan bir aşkı yola koymak için direksiyonu ne tarafa kırmak lazımdır?, kalbi sürgüne giden birine iyi yolculuklar dilemek ayıp mıdır günah mıdır? bilinen en uzak yatılı bölge okulundaki ranza demiri soğukluğu kaç yaşına kadar üşütür bir insanı?, merak bu ya uçaklarda olan karakutu insanlarda olamaz mı, düşen her insanın son dediklerini duysaydı geride kalanlar?, üçgenin iç açılarını toplayabilen bir matematikçi insanın iç acılarını dağıtmadan toplayabilir mi?, hatasız bir hesap iç acıların toplamını sıfırın ispatına eşitleyebilir mi? sıfırı ispatlamaya çalışan birinden sevgisini ispatlamasını istemek paradoks mudur metafor mudur? hangi tanımadığımız şairin miras niteliğindeki tavsiyesi bu iç çekmeler, uyuyunca büyüyen sadece torunlar mı yoksa sorunlar mıdır? muhtaç olduğun suyun fazlası seni boğabiliyorsa muhtaç olduğumuz başka neler boğar bizi?, tanrı türkü korusun yerine tanrı türkü söylesin dediğimizde cehennemde yanar mıyız?, vazoyu kıran çocuğun dayak yiyince her şeyin düzeleceğini düşünmesi kadar can acıtıcı ne olabilir?, olmayanı olduran olanı niye öldürür?, ağrı ya ülkenin en doğusundadır yada kalbinin tam ortasında kelimesinin bütün suçu kalbinle beyninin sana oynadığı şizofrenik bir algı sanrısı....aynı son, emanetin bende? yokluğuna çok iyi bakacağım, huyumdur bunu hep yaparım ben… sabaha karşı 4.30 bek' 2020 eylül sonu
-----
arkadaşlar buraya bırakıyorum ihtiyacı olan kullanabilir..
devamını gör...
4 nisan 2021 22 mumyanın yeni müzeye taşınması
çok güzel görüntüleri ortaya çıkarmış taşınma olayıdır. böyle hoş haberler görmeyi özlemişiz.
devamını gör...
pazar akşamları gelen boşluk hissi
çocukluğumuzu özlediğimizi gösterir. hani bugün sobalı evimizin sobasında kaynamış sıcak suyla leğende banyo edip sonrasında soba kenarına oturup ısınırken sobanın çıtırtısını duymuş olsak boşluk moşluk olmazdı.
(bkz: 90 larda çocuk olmak)
(bkz: sobalı evde büyümek)
(bkz: 90 larda çocuk olmak)
(bkz: sobalı evde büyümek)
devamını gör...
kafamıza göre radyo yayını
merhaba sözlük. bugün yine kutsal cumartesi. ilk hafta ''trakya gecesi'' ile kurtlarımızı döktük, sonrasında ''sagopa kajmer'' gecesi ile atarlandık. bu akşam da yine bambaşka bir içerik ve bambaşka bir konsept ile sözlüğümüz radyosunda sizlerle birlikte olacağım. peki bu akşam ne mi var?
bu akşam unuttuklarımız var. bu akşam unuttuklarımızı hatırlayacağız. hayatımızdan bir dönem rüzgar gibi geçen fakat sonrasında devamlılık gösteremeyenleri hatırlayacağız. 90'lara gideceğiz ve o yıllarda tek bir şarkı ile hayatlarımıza bomba gibi girip hafızalarımızda yer eden ve sadece bir şarkı ile ünlenen isimleri dinleyeceğiz.
sizler için hafızamı biraz zorlayıp bu isimlere ulaştım ve şimdilerde neler yapıyorlar, müzik piyasalarına hızlı girişlerinin devamı neden gelmedi gibi soruları kendilerine sordum. hepsiyle ayrı ayrı söyleşilerde bulundum. tabi o kadar da değil, adamların o meşhur şarkılarını internet ortamında bulmak dahi zorlaşmış iken o kadarını yapamazdım herhalde.
akşama 20.30'da sözlük radyoda sizleri bekliyor olacağım. '' evet tam o saatte müsaitim kesin dinlerim'' diyorsan (bkz: hadi yine iyisin)
beyler siz de geliyorsunuz dimi? herkes gelemese de (bkz: birkaç iyi adam) gelse de kafi
(bkz: çıtır kızlar) sizler de yerinizi almayı unutmayın. bu akşam 20.30'da görüşmek üzere.
bu akşam unuttuklarımız var. bu akşam unuttuklarımızı hatırlayacağız. hayatımızdan bir dönem rüzgar gibi geçen fakat sonrasında devamlılık gösteremeyenleri hatırlayacağız. 90'lara gideceğiz ve o yıllarda tek bir şarkı ile hayatlarımıza bomba gibi girip hafızalarımızda yer eden ve sadece bir şarkı ile ünlenen isimleri dinleyeceğiz.
sizler için hafızamı biraz zorlayıp bu isimlere ulaştım ve şimdilerde neler yapıyorlar, müzik piyasalarına hızlı girişlerinin devamı neden gelmedi gibi soruları kendilerine sordum. hepsiyle ayrı ayrı söyleşilerde bulundum. tabi o kadar da değil, adamların o meşhur şarkılarını internet ortamında bulmak dahi zorlaşmış iken o kadarını yapamazdım herhalde.
akşama 20.30'da sözlük radyoda sizleri bekliyor olacağım. '' evet tam o saatte müsaitim kesin dinlerim'' diyorsan (bkz: hadi yine iyisin)
beyler siz de geliyorsunuz dimi? herkes gelemese de (bkz: birkaç iyi adam) gelse de kafi
(bkz: çıtır kızlar) sizler de yerinizi almayı unutmayın. bu akşam 20.30'da görüşmek üzere.
devamını gör...
buralar değerlenir (yazar)
*az evvel benim de profiline şöyle bir göz attığım yazardır. ne mi gördüm? şarap, üzüm ve şarapla ilgili bir sürü detay bilgi.
ara ara bakarım artık şarap kompetanı bu yazarımızın profiline.
(bkz: buralar değerlenir)*
editto: bu arada bi daha baktım 25 tanımı varmış. 25 defa hoşgelmiş!
ara ara bakarım artık şarap kompetanı bu yazarımızın profiline.
(bkz: buralar değerlenir)*
editto: bu arada bi daha baktım 25 tanımı varmış. 25 defa hoşgelmiş!
devamını gör...
imam hatipler bütün dünya için model okullardır
"seni kim ciddiye alır ki?" diye karşı soru sorulacak bir kişinin beyanatı.
kimse seni sallamıyor hacı. tüm ülkede zekan dalga konusu olmuş. sırf senin onuruna "bilal'e anlatır gibi anlatmak" diye deyim çıkmış.
boş yapma. bence sus. her konuştuğunda fena linç yiyorsun.
kimse seni sallamıyor hacı. tüm ülkede zekan dalga konusu olmuş. sırf senin onuruna "bilal'e anlatır gibi anlatmak" diye deyim çıkmış.
boş yapma. bence sus. her konuştuğunda fena linç yiyorsun.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının içini ısıtan şeyler
dizilerin filmlerin christmas bölümleri..deliriyorum izlerken..
devamını gör...
biat kültürü
hayatım boyunca kimseye eyvallah etmeyerek karşısında durduğum kültürdür.
benim bildiğimin çeyreğini bilmeyen birine hiç biat etmem.
önce benim yaptıklarımı yapar sonra karşıma geçer konuşur ancak.
kendini allame_i cihan zanneden cahiller bir şekilde bir yerlere geldi diye cahillikleri kaybolmaz.
hiç bir zaman biat etmedim, etmiyorum, etmeyeceğim.
'' mey biter saki kalır, her renk solar haki kalır, diploma insanın cehlini alsa da hamurunda varsa eşeklik, baki kalır ''
fuzuli
benim bildiğimin çeyreğini bilmeyen birine hiç biat etmem.
önce benim yaptıklarımı yapar sonra karşıma geçer konuşur ancak.
kendini allame_i cihan zanneden cahiller bir şekilde bir yerlere geldi diye cahillikleri kaybolmaz.
hiç bir zaman biat etmedim, etmiyorum, etmeyeceğim.
'' mey biter saki kalır, her renk solar haki kalır, diploma insanın cehlini alsa da hamurunda varsa eşeklik, baki kalır ''
fuzuli
devamını gör...
nöbetçi moderatöre şafak kaç toprağım diye sormak
ıslak ve turuncu tuvalet terlikliğidir.
günün belirli saatlerinde mesaj kutunuzda belirir. git dersin gitmez, sus dersin susmaz, yapma dersin yapar, uğraşma dersin uğraşır. neyse ki yok böyle yazarlar, aman dostlar düşman başına!*
şayet olsaydı onlara söylemek istediğim tek bir cümle vardı:
günün belirli saatlerinde mesaj kutunuzda belirir. git dersin gitmez, sus dersin susmaz, yapma dersin yapar, uğraşma dersin uğraşır. neyse ki yok böyle yazarlar, aman dostlar düşman başına!*
şayet olsaydı onlara söylemek istediğim tek bir cümle vardı:
devamını gör...
koku hafızası
kokuların toplanmasıdır. duyduğumuz bir koku bizde birçok anının canlanmasına sebep olur. hatta bizi yıllar öncesine bile götürebilir. gördüğümüz, duyduğumuz bir şeyi unutmamız daha kolayken kokusunu aldığımız bir şeyi unutmamız çok daha zordur. bunun pek çok sebebi vardır.
bilimsel olarak baktığımızda; görme ve işitme duyuları beyindeki ilgili alanlara gitmeden önce talamusa uğrar. koku duyusu ise bunlardan farklı olarak talamusa uğramadan koku korteksine gider. talamusta duraklamanın diğer duyular açısından nasıl bir işlev gördüğü tam olarak bilinmese de diğerlerinin oluşturduğu sinyallerin çok daha uzun yollar kat ettiğini söyleyebiliriz.
bununla beraber beyinde kokuları işleve koyan bölgenin hipokampüs ile yan yana olması, hipokampüsün de hafıza ile ilgili bir işlevi olması da neden olarak gösterilebilir.
evrimsel olarak bakıldığında da aslında yiyecek arayışı, eşeyli üremedeki feromon, iletişim ve tanıma gibi pek çok temel ihtiyaçta kokunun çok büyük bir yerinin olduğunu görürüz.
yapılan bir çalışmada yeni tanışan insanların karşıdaki ile tokalaştıktan veya herhangi bir temasından sonra farkında olmadan bir şekilde ellerini yüzlerine götürdüğü görülmüş. bu çalışma ile de aslında kokunun insanları, hayvanları, nesneleri vb tanımamızda önemli olduğunu görüyoruz. buradan
ayrıca her insanın kokusunun da aynı parmak izi gibi kendisine özgü olduğu söyleniyor. bir şekilde koku alamayan insanların hafızalarında da problem çıkıyor veya tam tersi hafıza ile ilgili hastalıklar ilerlediğinde beraberinde kokuları birbirinden ayırt edememe de görülüyor.
koku almamızı sağlayan 1000'den fazla alıcı olduğunu da göz önüne alırsak koku'nun önemi yadsınamaz bir duyu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
ilgililerine buradan
bilimsel olarak baktığımızda; görme ve işitme duyuları beyindeki ilgili alanlara gitmeden önce talamusa uğrar. koku duyusu ise bunlardan farklı olarak talamusa uğramadan koku korteksine gider. talamusta duraklamanın diğer duyular açısından nasıl bir işlev gördüğü tam olarak bilinmese de diğerlerinin oluşturduğu sinyallerin çok daha uzun yollar kat ettiğini söyleyebiliriz.
bununla beraber beyinde kokuları işleve koyan bölgenin hipokampüs ile yan yana olması, hipokampüsün de hafıza ile ilgili bir işlevi olması da neden olarak gösterilebilir.
evrimsel olarak bakıldığında da aslında yiyecek arayışı, eşeyli üremedeki feromon, iletişim ve tanıma gibi pek çok temel ihtiyaçta kokunun çok büyük bir yerinin olduğunu görürüz.
yapılan bir çalışmada yeni tanışan insanların karşıdaki ile tokalaştıktan veya herhangi bir temasından sonra farkında olmadan bir şekilde ellerini yüzlerine götürdüğü görülmüş. bu çalışma ile de aslında kokunun insanları, hayvanları, nesneleri vb tanımamızda önemli olduğunu görüyoruz. buradan
ayrıca her insanın kokusunun da aynı parmak izi gibi kendisine özgü olduğu söyleniyor. bir şekilde koku alamayan insanların hafızalarında da problem çıkıyor veya tam tersi hafıza ile ilgili hastalıklar ilerlediğinde beraberinde kokuları birbirinden ayırt edememe de görülüyor.
koku almamızı sağlayan 1000'den fazla alıcı olduğunu da göz önüne alırsak koku'nun önemi yadsınamaz bir duyu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
ilgililerine buradan
devamını gör...
