evden ziyaret edilebilen müzeler
bu pandemi döneminde biraz olsun sanat ile yeniden yakın olmak ve belki de hiç göremeyeceğimiz muhteşem eserleri ziyaret edebileceğiniz bir haber buradan okuyabilirsiniz
devamını gör...
para biriktirerek aldığımız şeylerin influencerlara bedava gitmesi
kaz gelecek yer ve tavuk hesabı.
devamını gör...
kimsenin işini doğru yapmaması
kimi zaman kurnazlıktan, kimi zaman üşengeçlikten, çoğu zaman beceriksizlikten, zaman zaman niteliksizlikten, bazense keyfinden ötürü insanların işlerini doğru düzgün yapmamalarıdır.
bir ürün almaya gidersiniz, elli kere sorarsınız özelliklerini, eve gidersiniz başka bir şey çıkar.
yemek söylersiniz elli kere soğansiz dersiniz, içinden soğan çıkar.
yanlardan az al dersiniz, pardon der kafasına göre keser.
bu fiyata hepsi dahil di mi dersiniz ay sonu ek ödeme çıkar.
çok canım yanıyor, bir ilaçla geçer mi dersiniz, emin misiniz dersiniz. benden iyi mi bilecen derler. beter ederler.
bütün evraklar bunlar dimi dersiniz. son anda bu evraklar eksik derler.
o fiyata dahil değildi derler, sen yalnış sipariş verdin derler, ben öyle söylemedim derler, bazen özür dilerler, genelde suç senin derler.
başkalarının hatalarını bir de düzeltmeye uğraşırsın, bu sefer yardımda etmezler. sürün isterler.
ınsanlar işte yine insanları yoran.
anlatsan da anlamazlar.
bir ürün almaya gidersiniz, elli kere sorarsınız özelliklerini, eve gidersiniz başka bir şey çıkar.
yemek söylersiniz elli kere soğansiz dersiniz, içinden soğan çıkar.
yanlardan az al dersiniz, pardon der kafasına göre keser.
bu fiyata hepsi dahil di mi dersiniz ay sonu ek ödeme çıkar.
çok canım yanıyor, bir ilaçla geçer mi dersiniz, emin misiniz dersiniz. benden iyi mi bilecen derler. beter ederler.
bütün evraklar bunlar dimi dersiniz. son anda bu evraklar eksik derler.
o fiyata dahil değildi derler, sen yalnış sipariş verdin derler, ben öyle söylemedim derler, bazen özür dilerler, genelde suç senin derler.
başkalarının hatalarını bir de düzeltmeye uğraşırsın, bu sefer yardımda etmezler. sürün isterler.
ınsanlar işte yine insanları yoran.
anlatsan da anlamazlar.
devamını gör...
bir ömür nasıl yaşanır
2019 yılında yayımlanan ilber ortaylı kitabıdır.
bence bu kitap bir rehber olabilecek kadar değerli ve yoğun bir kitaptır. son derece önemli tavsiyeler son derece önemli hayat tecrübelerini aktardığı bir eser.
özellikle genç insanlar için okuyup bir rehber haline getirilmesi gereken bir kitap.
bu kitabı yeni okuma fırsatı buldum sebebi ise ilk çıktığı zamanlar herkesin elinde vardı ve fiyatı benim için biraz pahalı gelmişti.
geç olsun güç olmasın mantığıyla indirimdeyken aldım ve çok severek hızlıca tükettim.
bazı konularda ilber hocanın yer yer hadsizlik ettiğini düşünsem de genel olarak beğendiğim bir kitaptı.
bazı tavsiyeleri son derece tartışmaya açık.
bazı insanlar şanslı doğmuyorlar doğamıyorlar benim fikrime göre.
şans bizim yaratmamız gereken bir kavramdır anlıyorum ama bu tamamen böyle değildir.
kendisi son derece değerli önemli hocalardan ders alma fırsatını bulmuş bir kişi ama ilber ortaylı ya göre bu biraz da onun elinde olan bir durummuş kendisi hocaları arayıp bulan meraklı bir insanmış ki bu çok önemlidir.
kitapta analiz ettiğim ve üstüne düşündüğüm bir konuydu “merak etmek” bu son derece önemli bir konu.
daha önce basit bir bakış açısıyla yaklaşıyordum lakin öyle olmadığını bu kitap sayesinde öğrenme fırsatı buldum.
bence başarılı bir insan olmak için meraklı bir insan olmak son derece önemlidir. ilber hoca meraklı bir insan olmasaydım şu an bulunduğum konumda olamazdım diyor.
ayrıca yazımın başında dediğim gibi bu kitabın en önemli kısmı ise son derece değerli bir insandan son derece değerli tavsiyeler alma şansı yakalıyorsunuz.
gezi, müzik, sanat, kitap şiir, tiyatro bütün bu kavramların üstüne çok detaylı çok önemli tavsiyelerde bulunuyor ortaylı.
bir başka hoşuma giden taraf ise elitlik entelektüellik nedir nasıl olmalıdır gibi sorularının cevaplarını çok hoş bir şekilde bize anlatıyor oluşu.
onun dünyasına göre elitlik nedir nasıldır hepsini öğrenip anlıyoruz.
konu buraya gelmişken kitabın en sevdiğim kısmına gelip yazımı sonlandırayım.
elitlik konusu ve döşemecilik kitapta en çok hoşuma giden kısım ilber hocanın verdiği örnekti.
aynen şöyle diyor ilber hoca
--- alıntı ---
“elitlik, işini iyi yapan insanların toplumda dikeyine sınıflandırılmasıdır.” elit sistem demek irsî aristokratlık, soyluluk değildir; aklın, yeteneğin elitizim midir aklın elitizmi illâ ki matematik, fizik dâhisini çıkaracak bir elitizm değildir, el emeği uzmanlarının da eliti vardır; yani parmakların ve ellerin de eliti bulunur. söz gelimi, türkiye’de benim tanıdığım en elit insanlardan biri döşemeciler loncasının eski başkanlarından hüsnü diker usta’ydı. ben on derse davet ederdim, ölene dek de ettim.”
entelektüel, üstüne vazife olmayan işlerle ilgilenen kişidir. örneğin mesleği kimyacılıktır ama coğrafya veya tarihle de uğraşır, resim yapar. bu iş öteden beri böyledir. kendi dünyasının dışıyla ilgilenendir entelektüel.
--- alıntı ---
enfes bir tanım enfes bir örnek.
kendime çok şey kattığım bir kitaptı bir ömür nasıl yaşanır mutlaka okunması üzerine düşünülmesi gereken bir eser.
bence bu kitap bir rehber olabilecek kadar değerli ve yoğun bir kitaptır. son derece önemli tavsiyeler son derece önemli hayat tecrübelerini aktardığı bir eser.
özellikle genç insanlar için okuyup bir rehber haline getirilmesi gereken bir kitap.
bu kitabı yeni okuma fırsatı buldum sebebi ise ilk çıktığı zamanlar herkesin elinde vardı ve fiyatı benim için biraz pahalı gelmişti.
geç olsun güç olmasın mantığıyla indirimdeyken aldım ve çok severek hızlıca tükettim.
bazı konularda ilber hocanın yer yer hadsizlik ettiğini düşünsem de genel olarak beğendiğim bir kitaptı.
bazı tavsiyeleri son derece tartışmaya açık.
bazı insanlar şanslı doğmuyorlar doğamıyorlar benim fikrime göre.
şans bizim yaratmamız gereken bir kavramdır anlıyorum ama bu tamamen böyle değildir.
kendisi son derece değerli önemli hocalardan ders alma fırsatını bulmuş bir kişi ama ilber ortaylı ya göre bu biraz da onun elinde olan bir durummuş kendisi hocaları arayıp bulan meraklı bir insanmış ki bu çok önemlidir.
kitapta analiz ettiğim ve üstüne düşündüğüm bir konuydu “merak etmek” bu son derece önemli bir konu.
daha önce basit bir bakış açısıyla yaklaşıyordum lakin öyle olmadığını bu kitap sayesinde öğrenme fırsatı buldum.
bence başarılı bir insan olmak için meraklı bir insan olmak son derece önemlidir. ilber hoca meraklı bir insan olmasaydım şu an bulunduğum konumda olamazdım diyor.
ayrıca yazımın başında dediğim gibi bu kitabın en önemli kısmı ise son derece değerli bir insandan son derece değerli tavsiyeler alma şansı yakalıyorsunuz.
gezi, müzik, sanat, kitap şiir, tiyatro bütün bu kavramların üstüne çok detaylı çok önemli tavsiyelerde bulunuyor ortaylı.
bir başka hoşuma giden taraf ise elitlik entelektüellik nedir nasıl olmalıdır gibi sorularının cevaplarını çok hoş bir şekilde bize anlatıyor oluşu.
onun dünyasına göre elitlik nedir nasıldır hepsini öğrenip anlıyoruz.
konu buraya gelmişken kitabın en sevdiğim kısmına gelip yazımı sonlandırayım.
elitlik konusu ve döşemecilik kitapta en çok hoşuma giden kısım ilber hocanın verdiği örnekti.
aynen şöyle diyor ilber hoca
--- alıntı ---
“elitlik, işini iyi yapan insanların toplumda dikeyine sınıflandırılmasıdır.” elit sistem demek irsî aristokratlık, soyluluk değildir; aklın, yeteneğin elitizim midir aklın elitizmi illâ ki matematik, fizik dâhisini çıkaracak bir elitizm değildir, el emeği uzmanlarının da eliti vardır; yani parmakların ve ellerin de eliti bulunur. söz gelimi, türkiye’de benim tanıdığım en elit insanlardan biri döşemeciler loncasının eski başkanlarından hüsnü diker usta’ydı. ben on derse davet ederdim, ölene dek de ettim.”
entelektüel, üstüne vazife olmayan işlerle ilgilenen kişidir. örneğin mesleği kimyacılıktır ama coğrafya veya tarihle de uğraşır, resim yapar. bu iş öteden beri böyledir. kendi dünyasının dışıyla ilgilenendir entelektüel.
--- alıntı ---
enfes bir tanım enfes bir örnek.
kendime çok şey kattığım bir kitaptı bir ömür nasıl yaşanır mutlaka okunması üzerine düşünülmesi gereken bir eser.
devamını gör...
kuvvetler ayrılığı
tüm yönetimler 3 temel organa sahiptir; yasama, yürütme ve yargı. bu 3 temel kontrol ve güç organının bir elden değil, devlet içerisindeki birbirinden bağımsız çalışabilen farklı noktalardan kontrol edilmesine ise güçler/kuvvetler ayrılığı denir.
kısaca, yasama-yürütme-yargı kurumlarının yönetimini dağıtarak, bunlardan herhangi birinin her istediğini yapmasını engeller. birbirlerine bağımlı oldukları için tek başlarına her şeyi yapamazlar ve dolayısı ile bunlardan birini kontrol eden kimse de sistemin doğal sonucu olarak dizginlenmiş olur.
peki bu güçlerin ayrı olması neden önemli? çünkü bu güçler tek elden kontrol edilirse, yani aynı kişi / kurum hem yasamada hem yürütmede söz sahibi olup yargı organını da doğrudan / dolaylı kontrol edebilirse; onu dizginleyecek, istediği gibi at koşturmasını önleyecek bir kontrol mekanizması kalmamış olacaktır. bu durumda devletin tamamı her yönüyle tek bir iradenin emrine geçer ve o irade ne buyurursa onu gerçekleştirir.
güçler birliği durumunda daha hızlı karar alınabilir, ancak bunun nedeni kararı denetleyen ve alan yerin aynı olmasıdır, sistemin marifeti değil sonucudur bu. böyle bir durumda yapılmak istenen şeyin niteliği önemsizdir çünkü zaten alınacak aksiyonu engellenme şansınız yoktur.
ve maalesef, lider(e) bağımlı halklar güçler ayrılığına gereken önemi çoğu zaman vermezler.
kısaca, yasama-yürütme-yargı kurumlarının yönetimini dağıtarak, bunlardan herhangi birinin her istediğini yapmasını engeller. birbirlerine bağımlı oldukları için tek başlarına her şeyi yapamazlar ve dolayısı ile bunlardan birini kontrol eden kimse de sistemin doğal sonucu olarak dizginlenmiş olur.
peki bu güçlerin ayrı olması neden önemli? çünkü bu güçler tek elden kontrol edilirse, yani aynı kişi / kurum hem yasamada hem yürütmede söz sahibi olup yargı organını da doğrudan / dolaylı kontrol edebilirse; onu dizginleyecek, istediği gibi at koşturmasını önleyecek bir kontrol mekanizması kalmamış olacaktır. bu durumda devletin tamamı her yönüyle tek bir iradenin emrine geçer ve o irade ne buyurursa onu gerçekleştirir.
güçler birliği durumunda daha hızlı karar alınabilir, ancak bunun nedeni kararı denetleyen ve alan yerin aynı olmasıdır, sistemin marifeti değil sonucudur bu. böyle bir durumda yapılmak istenen şeyin niteliği önemsizdir çünkü zaten alınacak aksiyonu engellenme şansınız yoktur.
ve maalesef, lider(e) bağımlı halklar güçler ayrılığına gereken önemi çoğu zaman vermezler.
devamını gör...
bu gece uyumayan yazarların tarihe tanıklık etmesi
bu gece yaşanandır. ileride sözlük çok fena değerlenecek ve hepimiz bu geceyi tebessümle anacağız. çok şanslıyız.
inci sözlük, öldü.
uludağ sözlük, öldü.
ekşi sözlük, öldü.
kafa sözlük, öldü.
işte ben, normal sözlük. karşındayım.
inci sözlük, öldü.
uludağ sözlük, öldü.
ekşi sözlük, öldü.
kafa sözlük, öldü.
işte ben, normal sözlük. karşındayım.
devamını gör...
amaterasu (yazar)
her ne kadar muhabbetimiz olmasa da, denk geldikçe tanımlarını severek okuduğum yazar.
özellikle kitaplar hakkında yorumları (çoğu benim de okuduğum kitaplar) aynı duyguları hissetmek çok güzel. kalemine sağlık *
özellikle kitaplar hakkında yorumları (çoğu benim de okuduğum kitaplar) aynı duyguları hissetmek çok güzel. kalemine sağlık *
devamını gör...
allah'ın sadece arap yarımadasının tanrısı olması
ben demiyorum kendileri diyor. allah'ın arap yarımadasının tanrısı olduğunu. zaten ismi arapça, gönderdiğine inanılan kitap arapça, elçisi de araptır. tamamen araplar tarafından var edilmiştir.
mahlasını paylaşmaya gerek görmediğim bir yazarın tanımı:
cahiller zannediyorlar ki islam geldi ortaya “allah” çıktı.
allah zaten arap yarım adasında bilinen en yüce ilahtır.
yani burada diyor ki araplar islam gelmeden önce de zaten yarattıkları tanrıya inanıyordu.
tanımda değişiklik yapsa dahi ekran görüntüsü ile sabitlenmiştir.
mahlasını paylaşmaya gerek görmediğim bir yazarın tanımı:
cahiller zannediyorlar ki islam geldi ortaya “allah” çıktı.
allah zaten arap yarım adasında bilinen en yüce ilahtır.
yani burada diyor ki araplar islam gelmeden önce de zaten yarattıkları tanrıya inanıyordu.
tanımda değişiklik yapsa dahi ekran görüntüsü ile sabitlenmiştir.
devamını gör...
vaka-i hayriye
dönemin devlet tarihçileri kendisinden "vaka-i hayriye" olarak bahsederken, "vaka-i şerriye" olarak nitelendirenler de olmuştur. günümüzün objektif tarihçiliği ise "hem hayırlı hem hayırsız olay" diye bahsetmeli kendisinden. nitekim hala daha ordunun en güvenilir birimlerinden birinin tamamıyla lağvedilmesinden bahsediyoruz.
evet, 19. yüzyıl avrupa için bir durulma dönemidir; kuşkusuz bu osmanlı'ya da sirayet etmiş, bir nebze rahatlatmıştır. fakat kuzeyin yaramaz çocuğu** rusya boş durmamış, eline geçen fırsatı değerlendirmiş, 1828-1829 osmanlı rus savaşı meydana gelmiş; neticesinde de yunanistan bağımsız olmuş, sırbistan başta olmak üzere eflak ve boğdan'a da özerklik tanınmıştır. bu savaşın ardından da osmanlı millet sisteminin resmen yıkıldığı görülür. azınlıklar birer birer ayaklanmaya başlar. 1853-56'daki kırım savaşı müttefiklerin yardımıyla güç bela atlatılabilir. fakat nihayetinde ruslar 93 harbi'nde (1877-1878 osmanlı-rus savaşı) muhteşem bir başarıyla osmanlı aleyhine yüzyılı noktalar.
kabul, yeniçeriler osmanlı'ya çok büyük bir yüktü. yeniçeriler osmanlı modernleşmesinin önündeki en büyük engeldi belki de. fakat bir durup düşünmek gerek; ocak lağvedilmeseydi, ruslar bir yandan yeşilköy'e, diğer yandan da erzurum'a kadar girebilecekler miydi? görüyoruz ki, bütün bu savaşlar silsilesinin orta yerinde ordusunun o zamanki en seçkin birimini kendi elleriyle yok eden osmanlı, bunun bedelini çok ağır ödeyecektir. her ne kadar olayın ardından orduda girişilen modernleşme denemesi ve yeni ordunun inşası oldukça başarılı olacaksa da, bunun için belli bir zamana ihtiyaç olduğu aşikar. işte 19. yüzyılın osmanlı adına hareketliliği, osmanlı'ya bu zamanı tanımayacaktır.
tam da bu sebepten, hem hayırlı hem hayırsız olay.
evet, 19. yüzyıl avrupa için bir durulma dönemidir; kuşkusuz bu osmanlı'ya da sirayet etmiş, bir nebze rahatlatmıştır. fakat kuzeyin yaramaz çocuğu** rusya boş durmamış, eline geçen fırsatı değerlendirmiş, 1828-1829 osmanlı rus savaşı meydana gelmiş; neticesinde de yunanistan bağımsız olmuş, sırbistan başta olmak üzere eflak ve boğdan'a da özerklik tanınmıştır. bu savaşın ardından da osmanlı millet sisteminin resmen yıkıldığı görülür. azınlıklar birer birer ayaklanmaya başlar. 1853-56'daki kırım savaşı müttefiklerin yardımıyla güç bela atlatılabilir. fakat nihayetinde ruslar 93 harbi'nde (1877-1878 osmanlı-rus savaşı) muhteşem bir başarıyla osmanlı aleyhine yüzyılı noktalar.
kabul, yeniçeriler osmanlı'ya çok büyük bir yüktü. yeniçeriler osmanlı modernleşmesinin önündeki en büyük engeldi belki de. fakat bir durup düşünmek gerek; ocak lağvedilmeseydi, ruslar bir yandan yeşilköy'e, diğer yandan da erzurum'a kadar girebilecekler miydi? görüyoruz ki, bütün bu savaşlar silsilesinin orta yerinde ordusunun o zamanki en seçkin birimini kendi elleriyle yok eden osmanlı, bunun bedelini çok ağır ödeyecektir. her ne kadar olayın ardından orduda girişilen modernleşme denemesi ve yeni ordunun inşası oldukça başarılı olacaksa da, bunun için belli bir zamana ihtiyaç olduğu aşikar. işte 19. yüzyılın osmanlı adına hareketliliği, osmanlı'ya bu zamanı tanımayacaktır.
tam da bu sebepten, hem hayırlı hem hayırsız olay.
devamını gör...
canım
genelde samimi olduklarınız için kullanılır. ancak hadi canım cümlesini hiç tanımadığınız birine de söyleyebilirsiniz.
devamını gör...
kakaolu süt
içerken dikkat etmenizi tavsiye edeceğim süttür efendim zira lekesi çıkmıyor!
devamını gör...
yazarların başından geçen tebessüm ettiren olaylar
alsancakta kıbrıs şehitlerinde punta bar vardı eskiden. sahnedeyiz. çalarken bizim davulcu kendini kaybetmiş. o kadar hayran oldum ki adamda ki aşkla davul çalışa, ben sahnede çalarken seyirciye popomu dönüp onu izliyom. baget elinden fırladı biladerimin o heyecanla. seyirciye doğru gidiyodu bir refleks yapıp yakalıyım derken o karanlık loş anda kabine takıldım seyirciye doğru uçtum sahneden. kendime geldiğimde bir kızın kucağındayım. kalkmaya çalışırken daha da yuvarlanıyoruz tabi . üstüme birası da dökülmüş. rezaletti ya ama ne zaman konusu açılsa güleriz.
devamını gör...
susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz
zafer elde edinceye kadar bütün kadınların haykırması gereken slogan. son yıllarda duyduğum en güzel ve en anlamlı söz öbeğidir.
dünyayı kadın kurtaracak.
dünyayı kadın kurtaracak.
devamını gör...
song for zula
sahne adı phosphorescent olan amerikalı indie rock şarkıcısı-söz yazarı matthew houck 'un 2013 tarihli muchacho adlı albümünde 2. sırada yer alan ve albümden önce de bir single halinde yayımlanmış olan muhteşem şarkıdır. aynı zamanda gençlik filmlerinin ayrılmaz çifti shailene woodley ve miles tailor'ın başrolü paylaştığı drama filmi olan the spectacular now (şu an muhteşem) ve the amazing spiderman:2 filminin soundtrack'idir.
*epey hüzünlü bir şarkıdır, mutlu olanın dinlemesini tavsiye etmem*.
*epey hüzünlü bir şarkıdır, mutlu olanın dinlemesini tavsiye etmem*.
devamını gör...
doğru zamanı bekleyen kitaplar
algınızın o kitap için açık olduğu dönemde okunması gerken kitaplardır.
zira yanlış zamanda okunduğunda boştuktan öteye gitmez. (bkz: dünya klasikleri)
zira yanlış zamanda okunduğunda boştuktan öteye gitmez. (bkz: dünya klasikleri)
devamını gör...
balkonda kitap okuyan tip
pandemide balkon nimettir, hele ki havalar güzelleşmeye başlamışken. hem kitap okur hem bedava ekstra d vitamini alır hem de höpürdetetek bir şeyler içersin. değmeyin o kişinin keyfine durumu resmen.
devamını gör...
takatsubo kardiyomiyopatisi
orta yaşlı kadınlarda emosyonel ya da fizyolojik stres sonrası özellikle ventrikül apeksinde balonlaşma ile giden geçici bir kardiyomyopati hastalığıdır.
göğüs ağrısına ekg de st yükselmesi eşlik eder.
yapılan anjiyografi sonucu normal olması tipiktir. koroner arter tıkanıklığına rastlanmaz.
demekki neymiş? kadınları üzmemek lazımmış.
göğüs ağrısına ekg de st yükselmesi eşlik eder.
yapılan anjiyografi sonucu normal olması tipiktir. koroner arter tıkanıklığına rastlanmaz.
demekki neymiş? kadınları üzmemek lazımmış.
devamını gör...


