orhan veli dizeleri
hislerime tercüman olmuş şu dizeleri bırakıyorum buraya.
bilmem ki nasıl anlatsam;
nasıl, nasıl, size derdimi!
bir dert ki yürekler acısı,
bir dert ki düşman başına.
gönül yarası desem…
değil!
ekmek parası desem…
değil!
bir dert ki…
dayanılır şey değil.
bilmem ki nasıl anlatsam;
nasıl, nasıl, size derdimi!
bir dert ki yürekler acısı,
bir dert ki düşman başına.
gönül yarası desem…
değil!
ekmek parası desem…
değil!
bir dert ki…
dayanılır şey değil.
devamını gör...
steampunk öğretisi
evren analog bir saat gibi çarklardan oluşur. her şey bir çarktır. insanlar, böcekler, moleküller, soğanlar, develer her şey.
her çark bir başka çarkın hareketiyle döner yani hareket eder, sen bunu kelebek etkisi diyince daha iyi anlarsın ama çark metaforu daha aydınlatıcıdır. özgür iradeden bahsedilemez zaten kimse sana özgürsün demiyor. ben şunu söyleyebilirim ama özgür olmakla bir işin yoktur evrende, evren özgürlükle ilgilenmez.
bütün çarkların uyumlu hareketi evrendeki işlerin dönmesini sağlar. saat gibi tik tak işler her şey. çarklar yok olmaz daha küçük parçalara ayrılıp hareketin devamını sağlar yada birleşip daha büyük çarklara dönüşerek işlemeye devam eder. çarka hareketi veren enerji ise buhardır. kazanda kaynayan suyun basıncıyla sistem işler. buna da çarkıfelek denir.
her çark bir başka çarkın hareketiyle döner yani hareket eder, sen bunu kelebek etkisi diyince daha iyi anlarsın ama çark metaforu daha aydınlatıcıdır. özgür iradeden bahsedilemez zaten kimse sana özgürsün demiyor. ben şunu söyleyebilirim ama özgür olmakla bir işin yoktur evrende, evren özgürlükle ilgilenmez.
bütün çarkların uyumlu hareketi evrendeki işlerin dönmesini sağlar. saat gibi tik tak işler her şey. çarklar yok olmaz daha küçük parçalara ayrılıp hareketin devamını sağlar yada birleşip daha büyük çarklara dönüşerek işlemeye devam eder. çarka hareketi veren enerji ise buhardır. kazanda kaynayan suyun basıncıyla sistem işler. buna da çarkıfelek denir.
devamını gör...
beslediği köpeğin kulağını kuyruğunu kesip hayvanseverim demek
hayvanların kulaklarının ve kuyruklarının kesilmesi hayvanların fiziksel anlamda taciz edilmesidir. bu uygulama pek çok ülkede yasaklamıştır. doberman, pitbull, kangal gibi ırklar özellikle bu uygulamanın hedefi olmaktadır. kabul edilemez olan bu davranış hayvanlarda ciddi davranış problemlerine yol açar.
hayvanların iletişiminde beden dili büyük önem taşır. kuyruğun nasıl sallandığı o hayvanın bir sonraki davranışını açıklar. kuyruk rahat bir şekilde ve kuyruk sokumundan kuyruk ucuna kadar sallanıyorsa bu olumlama hareketiyken, kuyruğun sadece uç bölümünün sert bir şekilde sallanması uyarı niteliğini taşır. kulaklar yine hayvanların iletişiminde önemlidir. kulakların arkaya yatması korkuyu ya da endişeyi ifade ederken, dikleşerek yana dönmesi tetikte olmayı ifade eder.
bir hayvanın kulaklarını ve kuyruğunu kesmek bir insanın dilini ve ellerini kesmekle eşdeğerdir. canicedir.bunu yapan kişi hayvansever olarak kabul edilemez. kangalların kurtlara karşı mücadelesinde koruma amaçlı yapıldığı iddiası yine faso fisodur. çünkü hayvana zarar vermeden onu korumanın çok daha etkin ve insancıl yolları vardır.
dobermanların kulaklarını dik tutmak için kestikten sonra genelde alçı kalıbına alırlar. erken sosyalleşme dönemindeki yavrulara uygulanan bu teknik köpeğin yaşadığı travmayı hayatı boyunca sürdürmesine neden olur.
kulağı ve kuyruğu kesilen köpekler iletişim problemi nedeniyle diğer köpeklerin saldırısına daha çok maruz kalır. yine kuşağı ve kuyruğu kesilen köpeklerde agresyon, korku, anksiyete en çok karşılaşılan problemlerdendir.
dobermanlar gerçekte böyle görünür ve onların doğal görünüşü çok daha güzeldir.
hayvanların iletişiminde beden dili büyük önem taşır. kuyruğun nasıl sallandığı o hayvanın bir sonraki davranışını açıklar. kuyruk rahat bir şekilde ve kuyruk sokumundan kuyruk ucuna kadar sallanıyorsa bu olumlama hareketiyken, kuyruğun sadece uç bölümünün sert bir şekilde sallanması uyarı niteliğini taşır. kulaklar yine hayvanların iletişiminde önemlidir. kulakların arkaya yatması korkuyu ya da endişeyi ifade ederken, dikleşerek yana dönmesi tetikte olmayı ifade eder.
bir hayvanın kulaklarını ve kuyruğunu kesmek bir insanın dilini ve ellerini kesmekle eşdeğerdir. canicedir.bunu yapan kişi hayvansever olarak kabul edilemez. kangalların kurtlara karşı mücadelesinde koruma amaçlı yapıldığı iddiası yine faso fisodur. çünkü hayvana zarar vermeden onu korumanın çok daha etkin ve insancıl yolları vardır.
dobermanların kulaklarını dik tutmak için kestikten sonra genelde alçı kalıbına alırlar. erken sosyalleşme dönemindeki yavrulara uygulanan bu teknik köpeğin yaşadığı travmayı hayatı boyunca sürdürmesine neden olur.
kulağı ve kuyruğu kesilen köpekler iletişim problemi nedeniyle diğer köpeklerin saldırısına daha çok maruz kalır. yine kuşağı ve kuyruğu kesilen köpeklerde agresyon, korku, anksiyete en çok karşılaşılan problemlerdendir.
dobermanlar gerçekte böyle görünür ve onların doğal görünüşü çok daha güzeldir.
devamını gör...
felaket kız fotosunun 500 bin dolara satılması
kızçe 21 yaşına gelmiş ya

millet instagram'da hesabi silinmesin diye memesidir poposudur açıp para kazanmaya çalışırken bastı bacak bir cimcime tek pozuyla meşhur oldu ve fotosu 500 bin dolara satıldı.
zoë roth'un ismini duymadınız ama muhtemelen resmini birçok kez internette gördünüz.
ingilizcede 'meme' genellikle esprili ve yaratıcı bir biçimde bir konuya ilişkin temsili görsellerin veya kısa sözlerin birleştirip günlük durumlara ilişkin hissiyat ve yorum olarak paylaşılmasına verilen ad.
işte zoë de böyle bir 'meme' ile çehresi üne kavuşmuş genç bir kız. 2005 yılında mahallesinde itfaiye tarafından bilinçli ve kontrollü şekilde başlatılan bir yangını seyrederken babası tarafından fotoğraflanmıştı.
işte bu fotoğraf şimdi bir 'non fungible token' (nft) yani 'değiştirilemez kripto varlık' olarak 180 ether'e satıldı. bu kriptopara biriminin bugünkü değeri ile 'felaket kızı' nft'si 495 bin dolardan fazla bir paraya alıcı bulmuş oldu.
blockzinciri sistemi ile el değiştiren fotoğrafın haklarını @3fmusic rumuzlu bir kullanıcı aldı ancak zoe'nin babası dave roth ikonik fotoğrafın gelecekti kazançlarından yüzde 10 pay almaya devam edecek.
üniversite masrafları ve bağış için harcanacak
bugün 21 yaşında olan ve kuzey carolina üniversitesi'ne giden zoe ise kazandıkları para ile üniversite masraflarını karşılayacak ve bir kısmını da yardım kuruluşlarına bağışlayacak.
zoe'nin babası dave ilk kez 2007 yılında bu fotoğrafla bir yarışmaya katılmış ve ödül almıştı. o zamandan bu yana fotoğraf sayısız felaket için, tarihi ve günlük siyasi olaylar için kolajlanarak kullanıldı
sadece yakın çevresi biliyor
baba dave "bir şeyi kez internete koyduğunuzda artık orada ve kontrolünüz dışında. çok sayıda yaratıcı insanın yaptıklarını görmek hoşuma gidiyor. bazılarına çok gülüyorum." diyor.
zoe'nin sadece yakın çevresi fotoğraftaki küçük kız olduğunu biliyor ve elbette başkaları onu tanıyamıyor ancak zoe bu tecrübeden memnun.
buradan

millet instagram'da hesabi silinmesin diye memesidir poposudur açıp para kazanmaya çalışırken bastı bacak bir cimcime tek pozuyla meşhur oldu ve fotosu 500 bin dolara satıldı.
zoë roth'un ismini duymadınız ama muhtemelen resmini birçok kez internette gördünüz.
ingilizcede 'meme' genellikle esprili ve yaratıcı bir biçimde bir konuya ilişkin temsili görsellerin veya kısa sözlerin birleştirip günlük durumlara ilişkin hissiyat ve yorum olarak paylaşılmasına verilen ad.
işte zoë de böyle bir 'meme' ile çehresi üne kavuşmuş genç bir kız. 2005 yılında mahallesinde itfaiye tarafından bilinçli ve kontrollü şekilde başlatılan bir yangını seyrederken babası tarafından fotoğraflanmıştı.
işte bu fotoğraf şimdi bir 'non fungible token' (nft) yani 'değiştirilemez kripto varlık' olarak 180 ether'e satıldı. bu kriptopara biriminin bugünkü değeri ile 'felaket kızı' nft'si 495 bin dolardan fazla bir paraya alıcı bulmuş oldu.
blockzinciri sistemi ile el değiştiren fotoğrafın haklarını @3fmusic rumuzlu bir kullanıcı aldı ancak zoe'nin babası dave roth ikonik fotoğrafın gelecekti kazançlarından yüzde 10 pay almaya devam edecek.
üniversite masrafları ve bağış için harcanacak
bugün 21 yaşında olan ve kuzey carolina üniversitesi'ne giden zoe ise kazandıkları para ile üniversite masraflarını karşılayacak ve bir kısmını da yardım kuruluşlarına bağışlayacak.
zoe'nin babası dave ilk kez 2007 yılında bu fotoğrafla bir yarışmaya katılmış ve ödül almıştı. o zamandan bu yana fotoğraf sayısız felaket için, tarihi ve günlük siyasi olaylar için kolajlanarak kullanıldı
sadece yakın çevresi biliyor
baba dave "bir şeyi kez internete koyduğunuzda artık orada ve kontrolünüz dışında. çok sayıda yaratıcı insanın yaptıklarını görmek hoşuma gidiyor. bazılarına çok gülüyorum." diyor.
zoe'nin sadece yakın çevresi fotoğraftaki küçük kız olduğunu biliyor ve elbette başkaları onu tanıyamıyor ancak zoe bu tecrübeden memnun.
buradan
devamını gör...
çok fena cehaletin döndüğü düşünülen yerler
tv'de tartışma programı diye geçen saçmalıklar.
devamını gör...
yazarların apartman girişine asmak istediği duyurular
gece gündüz demeden zilimize basmayın! kimse sizin kapıcınız değil!
sigara izmaritinizin yeri balkonum mu!
bina içinde ve dış kapı önünde yarım saat telefonda konuşmayın!iğrenç sesinizi duymak istemiyorum!
asansörü çöpünüz hatta tuvaletiniz olarak kullanmayın!
herkes herkesle konuşacak diye bir şey yok.olmayan beyninize sokun bunu!
otopark giriş çıkışına park etmeyin!
mağara adamı gibi yaşamayın insan olun biraz!
sigara izmaritinizin yeri balkonum mu!
bina içinde ve dış kapı önünde yarım saat telefonda konuşmayın!iğrenç sesinizi duymak istemiyorum!
asansörü çöpünüz hatta tuvaletiniz olarak kullanmayın!
herkes herkesle konuşacak diye bir şey yok.olmayan beyninize sokun bunu!
otopark giriş çıkışına park etmeyin!
mağara adamı gibi yaşamayın insan olun biraz!
devamını gör...
kgb
ajan alımlarımız başlamıştır. *
devamını gör...
tanrı'ya sorulacak tek soru
devamını gör...
normal sözlük'te türkçe öğretmeni aramak
deveye hendek atlatmaktır. yok mu bir türkçe öğretmeni eyy sayın yazarlar?
devamını gör...
cicikuş
muhabbet kuşu eğitenler bilir,ilk öğretilen kelimelerden biridir.c,d,t,b gibi harflerin içinde geçtiği kelimeleri çabuk öğrendikleri için muhtemelen ilk çıkardıkları kelimede cici kuş olur.
devamını gör...
it's always sunny in philadelphia
komedi deyince;
mesela bir yapımın anlık esprileri çok başarılı olur, karakterleri ayrı kişiliklere sahiptir, hepsi değişik ama tahmin edilebilir şekilde davranırlar, hehheheh diye gülersiniz. (bkz: how i met your mother)
konuyla alakasız, zaman zaman uzatıp bokunu çıkarır, ama yine de zeka akar, başarılıdır, gülersiniz. (bkz: family guy)
akıllıcadır hınzır hınzır sırıtırsınız. (bkz: arrested development)
tabu tanımaz, harika karakterler barındırır, olay örgüsü 10 numaradır, kahkahalarla gülersiniz. (bkz: south park)
belirli bir konunun üzerinde çeşitlemelere gider, ilginç bir espri anlayışı, 3-4 çok parlak karakteri vardır, gülersiniz. (bkz: my name is earl)
klasik olmuştur, old school sit-com'un en iyilerindendir, gülersiniz. (bkz: seinfeld)
istikrar abidesidir, daima akıllıcadır, daima komiktir, dünyanın en iyi 2-3 karakteri yaratılmıştır, yıllarca gülersiniz. (bkz: the simpsons)
ama her birinin gelip dayandığı sınırlar vardır. bunları iyi olmak için, tarz oluşturmak için yaratmışlardır.
ama bir dizi vardır ki, hem tabusu yoktur, hem karakterleri şerefsiz, bencil, aptal, egoist, hayvan, ölümcül komiktir, hem ciddiyetin "c"'sinden, mesajın "m"'sinden yoksundur, hem asla kendinizden bir şey bulamazsınız, hem onlar adına utanır, hem kahkaha atarsınız.
o dizi öyle bir yapımdır ki özgürdür. uçmaktadır. "kolay" denilen kavramın harika olabileceğini, herhangi bir konuya sahip olmamanın da süper olduğunu dünyada ilk o göstermiştir. öküzlüğün de süper komik olabileceğini.
o dizi hayatınızda pause tuşuna basıp ölene kadar güldüren tek şovdur. gülmekten gerçek anlamda canınızın yanmasını sağlar.
o dizi "it's always sunny in philadelphia" olmaktadır.
izlemeden ölürseniz "komedi" izledim diyemezsiniz.
öyledir.
mesela bir yapımın anlık esprileri çok başarılı olur, karakterleri ayrı kişiliklere sahiptir, hepsi değişik ama tahmin edilebilir şekilde davranırlar, hehheheh diye gülersiniz. (bkz: how i met your mother)
konuyla alakasız, zaman zaman uzatıp bokunu çıkarır, ama yine de zeka akar, başarılıdır, gülersiniz. (bkz: family guy)
akıllıcadır hınzır hınzır sırıtırsınız. (bkz: arrested development)
tabu tanımaz, harika karakterler barındırır, olay örgüsü 10 numaradır, kahkahalarla gülersiniz. (bkz: south park)
belirli bir konunun üzerinde çeşitlemelere gider, ilginç bir espri anlayışı, 3-4 çok parlak karakteri vardır, gülersiniz. (bkz: my name is earl)
klasik olmuştur, old school sit-com'un en iyilerindendir, gülersiniz. (bkz: seinfeld)
istikrar abidesidir, daima akıllıcadır, daima komiktir, dünyanın en iyi 2-3 karakteri yaratılmıştır, yıllarca gülersiniz. (bkz: the simpsons)
ama her birinin gelip dayandığı sınırlar vardır. bunları iyi olmak için, tarz oluşturmak için yaratmışlardır.
ama bir dizi vardır ki, hem tabusu yoktur, hem karakterleri şerefsiz, bencil, aptal, egoist, hayvan, ölümcül komiktir, hem ciddiyetin "c"'sinden, mesajın "m"'sinden yoksundur, hem asla kendinizden bir şey bulamazsınız, hem onlar adına utanır, hem kahkaha atarsınız.
o dizi öyle bir yapımdır ki özgürdür. uçmaktadır. "kolay" denilen kavramın harika olabileceğini, herhangi bir konuya sahip olmamanın da süper olduğunu dünyada ilk o göstermiştir. öküzlüğün de süper komik olabileceğini.
o dizi hayatınızda pause tuşuna basıp ölene kadar güldüren tek şovdur. gülmekten gerçek anlamda canınızın yanmasını sağlar.
o dizi "it's always sunny in philadelphia" olmaktadır.
izlemeden ölürseniz "komedi" izledim diyemezsiniz.
öyledir.
devamını gör...
geç öğrenilen bir gerçek
olumsuz fikirlerin %99 u düşüncede kalır, bunların ancak %1 i gerçekleşir veya gerçek bir nedene bağlıdır. sorun düşünme seklimizdir. sorunların çoğunu sadece düşüncelerinizi düzelterek cözebilirsiniz.
devamını gör...
habil ile kabil
kabil ve habil’in hikayesi, ahlak ve kul hakkı kavramlarının, dinler daha yokken var olan kavramlar olduğunu, semavi ve sair tüm dinlerin de temel olarak bu kavramlar üzerine oluşturulduğunu gözler önüne seren çok güzel bir hikayedir.
hikayede kardeşinin canına kasteden ve yaşama hakkını elinden alan başka bir kardeş var. hikayede kıskançlık var, hasetlik var. baştan aşağı etik dışılıkla yoğrulmuş bir kıssa.
sonrasında gelen tüm dinler, tüm kitaplar ve peygamberler ve semavi olmayan dinlerin veya inanışların fikir önderleri genel olarak “ahlak” ı ve “kul hakkı” nı(tüm canlıların doğuştan var olan hakları) anlatmışlar.
anlatmışlar ama biz bir türlü anlamamışız veya anlamak zor gelmiş, anlamamış gibi yapmışız. ikinci seçenek daha gerçekçi gibi. çünkü işimize gelmedi bu gerçekler hiçbir zaman. biz, zaman içinde dinlerin temeli olan bu kavramlara uymadan dindar da olduk. kul hakkına girdik, haset ettik, saygısızlık yaptık, öldürdük ve tüm bunları dinin içine de yapıştırıp geçtik. oysa yaratıcı dememiş mi ümmeti olduğumuz pergamber için; “şüphesiz ki sen, yüce bir ahlak üzeresin”.
“ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” dan yola çıkarak ahlaksızlığımızın diz boyu olduğu su götürmez bir gerçek. e dinimize de laf edemeyiz sonuçta kişi dindarım diyorsa dindardır. sonuç olarak ahlaksız dindar oluyoruz biz. sıkı bir tezatlık barındırsa da tanımımız bu.
bir arada olmayacak iki kavramı biz bir araya getirmeyi başardık. ahlaksızlık ve dindarlık. belki dinden önce ahlakı öğrenip içimize sindirebilseydik ve alt yapıyı bu şekilde ahlak-saygı ikilisi üzerine üzerine kursaydık, sonrasında dinle üzerinde harika bir solo atardık. ama atamız kabil bizim.
tabi atamız kabil diye tüm suçu kabil ve şeytana atma üç kağıdına girmeyelim. bunu yapma ihtimalimize istinaden de düşünüp tutalım diye bize öğütler de verildi akıl da. kabil de olabiliriz habil de.
hikayede kardeşinin canına kasteden ve yaşama hakkını elinden alan başka bir kardeş var. hikayede kıskançlık var, hasetlik var. baştan aşağı etik dışılıkla yoğrulmuş bir kıssa.
sonrasında gelen tüm dinler, tüm kitaplar ve peygamberler ve semavi olmayan dinlerin veya inanışların fikir önderleri genel olarak “ahlak” ı ve “kul hakkı” nı(tüm canlıların doğuştan var olan hakları) anlatmışlar.
anlatmışlar ama biz bir türlü anlamamışız veya anlamak zor gelmiş, anlamamış gibi yapmışız. ikinci seçenek daha gerçekçi gibi. çünkü işimize gelmedi bu gerçekler hiçbir zaman. biz, zaman içinde dinlerin temeli olan bu kavramlara uymadan dindar da olduk. kul hakkına girdik, haset ettik, saygısızlık yaptık, öldürdük ve tüm bunları dinin içine de yapıştırıp geçtik. oysa yaratıcı dememiş mi ümmeti olduğumuz pergamber için; “şüphesiz ki sen, yüce bir ahlak üzeresin”.
“ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” dan yola çıkarak ahlaksızlığımızın diz boyu olduğu su götürmez bir gerçek. e dinimize de laf edemeyiz sonuçta kişi dindarım diyorsa dindardır. sonuç olarak ahlaksız dindar oluyoruz biz. sıkı bir tezatlık barındırsa da tanımımız bu.
bir arada olmayacak iki kavramı biz bir araya getirmeyi başardık. ahlaksızlık ve dindarlık. belki dinden önce ahlakı öğrenip içimize sindirebilseydik ve alt yapıyı bu şekilde ahlak-saygı ikilisi üzerine üzerine kursaydık, sonrasında dinle üzerinde harika bir solo atardık. ama atamız kabil bizim.
tabi atamız kabil diye tüm suçu kabil ve şeytana atma üç kağıdına girmeyelim. bunu yapma ihtimalimize istinaden de düşünüp tutalım diye bize öğütler de verildi akıl da. kabil de olabiliriz habil de.
devamını gör...
bilinmeyen bir kadının mektubu
kitaba başlarken konusuyla ilgili hiçbir fikrim yoktu amiyane bir tabirle bodoslama daldım. hani bazen bilirsiniz, biriyle tanışırsınız ve ben bu insanı sevmeyeceğim ya da sevemeyeceğim dersiniz kendinize. hatta bazen fark edemezsiniz bunu, ufak bir rahatsızlık oluşur içinizde. bilinçaltınız bağırır oysa 'bu bireyden uzak dur' diye. hah işte! kitabın ikinci paragrafında bu kitap beni üzecek demiştim kendime ama daha çok çekilmiştim, okudum, okudum. okudukça bir zamanlar koşulsuz sevişim yüzüme tokat gibi çarparken, lütfen sonu kötü bitmesin diye düşünürken buluyordum kendimi cümle aralarında. bitti. ve ben belki de -şu an bile gözlerim buğulandı dostlar- hiç bu denli içten ağlamamıştım bir kitap için. zırlamalarım bittikten sonra bir çok kitabını okusam da karşı bir cinsin duygularını nasıl bu kadar hissedebilir bir bey diye düşünüp, kimdir bu (bkz: stefan zweig) dedim ve başladım tırtıklamaya. beyefendi ve eşi, nazi faşizmi iktidara geldiğinde karşıt görüşlü yazarlara da savaş açmaları sonucuna dayanamamış ve veronal ile intihar etmişler. önce kendisi içmiş sonra eşine uzatmış. minnoş letto (eşi) çiçekli elbisesiyle yanına uzanmış. ironik olansa üç yıl sonra hitler de eşiyle intihar etmiş ve nazilerden kurtulmuş almanya. insanın 'ah be zweig keşke üç yıl daha bekleyeydin de bize de birkaç kitap daha kalaydı' diyesi geliyor.
devamını gör...
kaç kere aşık olunabilir sorunsalı
insan bana göre yalnızca bir kere aşık olabilir. belki o duyguları yaşatan belki daha güzellerini yaşatan biri veya birileri karşına çıkabilir ve insan bir kere aşık olmazmış diyebilirsin. bu tanımı goethe'nin şu sözüyle noktalamak istiyorum. insan yaşamı boyunca bir kişiyi sever. önceki ve sonrakiler; birer arayış, kaçış yada aldanıştır.
devamını gör...
ömür boyu yetecek paran olsa çalışır mısın sorunsalı
şu an yaptığımız işler, ilgi alanımız olmasa dahi, bize para kazandırdığı için "çalışmak" olarak adlandırılıyor. eğer ömür boyu yetecek param olsaydı ve hoşuma giden aktivitelerle uğraşıyor olsaydım bunlar "hobi"m olurdu, "iş"im değil. yani teknik olarak çalışmıyor olurdum.
devamını gör...
hoşgörü
aynı gezegende yaşayıp, aynı gökyüzüne aynı yıldızlara bakıp da nasıl birlikte uyum içinde yasayamiyoruz. insanlar olarak birbirimize nasıl saygı duyamıyoruz anlamıyorum.
yavaş yavaş ölürler; okumayanlar, müzik dinlemeyenler, vicdanlarında hoşgörüyü barındıramayanlar.pablo neruda
[[/alıntı]]
yavaş yavaş ölürler; okumayanlar, müzik dinlemeyenler, vicdanlarında hoşgörüyü barındıramayanlar.pablo neruda
[[/alıntı]]
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının adını tahmin ediyoruz
anonim kalamayan yazarların toplanma başlığı olmuş.
tahmin konusunda iyi değilim mesela mantı açsam?
tahmin konusunda iyi değilim mesela mantı açsam?
devamını gör...
sözlük yazarlarının bugün öğrendikleri
devamını gör...
