pilot kalem ile 2 dakikada bütün ateistleri mümin yapan genç
bu videoyu izleyipte müslüman olmayan birisini görmedim. "ben izledim ama hâlâ ateistim." diyenler ateist taklidi yapıyordur.
devamını gör...
iş arkadaşına kokuyorsun dediği için bıçaklanan afgan genç
parasite filminde babanın çileden çıktığı o sahneyi aklıma getirdi nedense.
kimi toplum insanları için hakkaten büyük hakaret demek ki.
kimi toplum insanları için hakkaten büyük hakaret demek ki.
devamını gör...
berkin elvan
ekmek almaya gitmediğini hepimiz biliyoruz. asıl sorun:polisin biber gazınu mermi gibi kafaya isabet atmaya çalışması, biber gazı kapsülü yere atılır amacı zarar vermek değil insanları dağıtmaktır.
ayrıca çocuk olduğunu fark ettiği birine bunu yapması ayrı bir vahşilik. çocuk bu kaldırım taşı bile atmaya çalışsa ne kadar atabilir? ne kadar zarar verebilir?
kapsül gözüne girip kör olan, ağzına gelip bütün dişleri kırılan insanlar vardı... ne desek boş. ortadoğu bura insanlar sadece zarar vermek istiyor.
ayrıca çocuk olduğunu fark ettiği birine bunu yapması ayrı bir vahşilik. çocuk bu kaldırım taşı bile atmaya çalışsa ne kadar atabilir? ne kadar zarar verebilir?
kapsül gözüne girip kör olan, ağzına gelip bütün dişleri kırılan insanlar vardı... ne desek boş. ortadoğu bura insanlar sadece zarar vermek istiyor.
devamını gör...
babaya peder diye hitap etmek
babuş diyeni duydu bu kulaklar. peder gayet iyi diye düşünüyorum.
devamını gör...
sözlük radyosu bayram sabahı yayını
muhteşem bi menemen yedim. çoksel bir güne başladım. buna eşlik etmesini istediğim yegane yayını dinliyorum şu an.
şamdaki kayısı marikaki’ymiş meğer.
iyi bayramlar sözlük!
şamdaki kayısı marikaki’ymiş meğer.
iyi bayramlar sözlük!
devamını gör...
ölüler evinden anılar
dostoyevski'nin sürgün yıllarını alexander petroviç karakterinin ağzından anlattığı roman. bu kadar gerçekçi olması yazan kişinin dostoyevski olmasından mı yoksa yazıya döktüğü kendi anıları olduğu için mi bilinmez ama her bir tasvir, her betimleme sizi o daracık hücrenin içine, hikayenin geçtiği yere götürmek üzere tasarlanmış gibidir. romanı okuduktan sonra artık onun roman olmadığını bilirsiniz o artık sizin de anılarınız olmuştur. okumaya başladığınız an odanızın duvarları gittikçe üzerinize doğru kapanmaya başlar. soğuk etinizi kemirir ve içmiyor olsanız bile alkolün keskin tadı genzinizi yakmaya başlar. siz artık romanın bir kahramanı olursunuz çünkü dostoyevski zeminde ki ufak bir taşı bile betimlemekten çekinmemiştir. sibirya'nın ruhu donduran havasından, yönetimden ve yönetimin üst birimlerinden; sürgün edilmiş insanların iç dünyasından ve askerlerden bahsederken kelimeler bir ruha, bir bedene bürünüyor. dostoyevski'nin iç dünyasına tanık olurken onun da bizim içimizi gördüğünü bilmek gerek. bir kaç alıntı bırakmak istiyorum fakat elimde kitabın türkçe çevirisi mevcut değil ama siz okumak isterseniz nihal yalaza taluy 'dan okumanızı öneririm.
--- alıntı ---
"now take a man who is sensitive, cultured, and of delicate conscience. what he feels kills him more surely than the material punishment. the judgement which he himself pronounces on his crime is more pitiless than that of the most severe tribunal, the most draconian law. he lives side by side with another convict, who has not once during all his time in prison reflected on the murder he is expiating. he may even consider himself innocent. are there not also poor devils who commit crimes in order to be sent to hard labour, and thus escape from a freedom which is much more painful than confinement?"
the house of the dead , sy 56
"fierce and solitary he awaited death, mistrustful and hostile to all "
" there always are and always will be some strange personalities in our country, whatever the conditions, who though peaceful and not at all lazy will ever be beggars by some mysterious behest of destiny. they are always unmarried, always slovenly, always humble and downtrodden. they are forever fetching and carrying for the newly rich and newly exalted. all initiative and enterprise are a burden and a grief to them. they seem to have been born with the stipulation that they shall never do anything on their own, but always dance to someone else’s tune. ıt is their destiny to do what other people tell them to do. and last but not least, no change of circumstances, no upheavals can make them prosper. they will always be beggars! ı have, indeed, noticed them not only among the common people, but in all walks of life, in all groupings, magazines, and associations. "
--- alıntı ---
--- alıntı ---
"now take a man who is sensitive, cultured, and of delicate conscience. what he feels kills him more surely than the material punishment. the judgement which he himself pronounces on his crime is more pitiless than that of the most severe tribunal, the most draconian law. he lives side by side with another convict, who has not once during all his time in prison reflected on the murder he is expiating. he may even consider himself innocent. are there not also poor devils who commit crimes in order to be sent to hard labour, and thus escape from a freedom which is much more painful than confinement?"
the house of the dead , sy 56
"fierce and solitary he awaited death, mistrustful and hostile to all "
" there always are and always will be some strange personalities in our country, whatever the conditions, who though peaceful and not at all lazy will ever be beggars by some mysterious behest of destiny. they are always unmarried, always slovenly, always humble and downtrodden. they are forever fetching and carrying for the newly rich and newly exalted. all initiative and enterprise are a burden and a grief to them. they seem to have been born with the stipulation that they shall never do anything on their own, but always dance to someone else’s tune. ıt is their destiny to do what other people tell them to do. and last but not least, no change of circumstances, no upheavals can make them prosper. they will always be beggars! ı have, indeed, noticed them not only among the common people, but in all walks of life, in all groupings, magazines, and associations. "
--- alıntı ---
devamını gör...
delikanlı dediğin
-nedir ki delikanlı dediğin ?
-insandır.
-daha başka
- başka ne olacak insandır işte. er kişi kendine özeldir. her kişi kendince güzeldir. kalıplara sokmayınız insanları.
-insandır.
-daha başka
- başka ne olacak insandır işte. er kişi kendine özeldir. her kişi kendince güzeldir. kalıplara sokmayınız insanları.
devamını gör...
uyuyamamak
"uyku gölgeniz gibi peşinizdedir, ama yakalamaya çalışırsanız kaçar."
sözünü hatırlatan.
sözünü hatırlatan.
devamını gör...
çocukken gizli gizli yapılan şeyler
bebe asprini yemek. canım tatlı bir şeyler istediği zaman atıyordum 1-2 tane. yaşım 4-5. yetmiyordu benden 2 yaş küçük kardeşime de veriyordum. annem farkettikten sonra bir daha görmedim evde bebe asprini. ondan sonra da calpol’a dadanmış olabilirim tabii.
devamını gör...
kitap alıntıları
--- alıntı ---
--- alıntı --- insanlar nedense daha ziyade ne bulacaklarını tahmin ettikleri şeyleri araştırmayı tercih ediyorlar.
dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak muhakkak ki, dibine ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inme cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır.
~sabahattin ali
--- alıntı --- insanlar nedense daha ziyade ne bulacaklarını tahmin ettikleri şeyleri araştırmayı tercih ediyorlar.
dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak muhakkak ki, dibine ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inme cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır.
~sabahattin ali
devamını gör...
hayır diyebilmek
insana güç veren, sınırlarını çizmesine yardımcı olan ancak hayata geçirilmesi çok zor olan eylemdir. aslında bunun altında yatan en büyük nedenlerden biri çatışmadan kaçınmaktır. hayır dediğimizde genelde bu konunun üstüne gidileceğini biliriz, o yüzden bu çatışma ile uğraşmamak adına bu eylemi gerçekleştirmekten kaçınırız. dolayısıyla bazen bahaneler bulup aslında hayır demek istemediğimizi ancak zorunda kaldığımızı ifade ederiz, bazen de hiçbir cevap vermeyerek bu eylemin pasif halini gerçekleştirmiş oluruz.
aslında çocukken bu eylem bizi* hiç zorlamaz. biri oyuncağımızı almaya kalktığında rahatça 'hayır, o benim!' diyebiliriz. ancak büyüdükçe bu yeteneğimizi kaybederiz.
hayır diyememek, doğrudan başkalarından onay alma ihtiyacıyla bağlantılıdır. bu ihtiyaç da çoğunlukla, sadece kendimiz olarak sevgiye erişemeyeceğimizi hissettiğimiz bir çocukluktan kaynaklanır. her nasılsa, en iyi niyetlerine rağmen, ebeveynlerimiz veya bakıcılarımız, sevgilerini "kazanmak" için uyum sağlamamız veya performans göstermemiz gerektiğini hissettirirler. sonuç olarak bu çocuk zamanla, sevilmek için başkalarının onayına ihtiyacı olduğuna inanır.
hayır diyememek psikolojik olarak anksiyete, stres, kötü ilişkiler, kendi kişiliğini oluşturamamak gibi sonuçlar doğurur. örneğin kendi hedeflerinizi tamamlamak yerine birilerinin isteklerini yerini getirmek anksiyeteye yol açar. bu istekleri yerine getirdikçe kendinize ayırdığınız zaman azalır, bu da stresi doğurur. ve hep başkalarının isteklerini karşılama olayı kendinizi değersiz ve kötü hissetmenize sebebiyet verir, bu duruma da depresyon eşlik eder.
sırf bunları bile göz önüne aldığımızda bu eylemin ne kadar gerekli ve yaşamsal olduğunu anlayabiliriz. tabii ki her zaman hayır demek gerektiği anlamını çıkarmamalıyız buradan, yardım etmek güzel bir şey. ama başkalarını kendi isteklerimizin önüne koymak bize düşündüğümüzden çok daha fazla zarar veriyor.
kaynak 1, 2
aslında çocukken bu eylem bizi* hiç zorlamaz. biri oyuncağımızı almaya kalktığında rahatça 'hayır, o benim!' diyebiliriz. ancak büyüdükçe bu yeteneğimizi kaybederiz.
hayır diyememek, doğrudan başkalarından onay alma ihtiyacıyla bağlantılıdır. bu ihtiyaç da çoğunlukla, sadece kendimiz olarak sevgiye erişemeyeceğimizi hissettiğimiz bir çocukluktan kaynaklanır. her nasılsa, en iyi niyetlerine rağmen, ebeveynlerimiz veya bakıcılarımız, sevgilerini "kazanmak" için uyum sağlamamız veya performans göstermemiz gerektiğini hissettirirler. sonuç olarak bu çocuk zamanla, sevilmek için başkalarının onayına ihtiyacı olduğuna inanır.
hayır diyememek psikolojik olarak anksiyete, stres, kötü ilişkiler, kendi kişiliğini oluşturamamak gibi sonuçlar doğurur. örneğin kendi hedeflerinizi tamamlamak yerine birilerinin isteklerini yerini getirmek anksiyeteye yol açar. bu istekleri yerine getirdikçe kendinize ayırdığınız zaman azalır, bu da stresi doğurur. ve hep başkalarının isteklerini karşılama olayı kendinizi değersiz ve kötü hissetmenize sebebiyet verir, bu duruma da depresyon eşlik eder.
sırf bunları bile göz önüne aldığımızda bu eylemin ne kadar gerekli ve yaşamsal olduğunu anlayabiliriz. tabii ki her zaman hayır demek gerektiği anlamını çıkarmamalıyız buradan, yardım etmek güzel bir şey. ama başkalarını kendi isteklerimizin önüne koymak bize düşündüğümüzden çok daha fazla zarar veriyor.
kaynak 1, 2
devamını gör...
soft erkek çekiciliği
dünya üzerindeki en tapılası erkek tipidir kanımca. hır gür etmeyen, sürekli bağırıp çığırmayan, bebek gibi, al bağrına bas minik minik öp saçlarından. şöyle biriyle geçse ömrüm,kesinlikle gözüm açık gitmezdim.
devamını gör...
ak parti ve mhp oylarıyla reddedildi
bu haftanin ak parti ve mhp oylarıyla reddedilen araştırma önergeleri
belediyeler eliyle insan kaçakçılığı buradan
0-6 yaş grubu çocuğu olan yoksul ailelere yardım yapılması buradan
eskilerden
çıplak arama
15 temmuz
uygur türklerinin sorunları
deprem araştırma önergeleri
maden kazaları
çiftlik bank
çocuk istismarı
terör saldırıları
şüpheli aselsan mühendisleri
man adaları
ısid faliyetleri
ışkence
sakarya'daki patlama
türkiye varlık fonu'nun işlemleri
borsa istanbul'un yüzde 10'unun katar'a devredilmesinin araştırılması
ve diğer bir çok araştırma önergesi akp oyları ile reddedildi .
belediyeler eliyle insan kaçakçılığı buradan
0-6 yaş grubu çocuğu olan yoksul ailelere yardım yapılması buradan
eskilerden
çıplak arama
15 temmuz
uygur türklerinin sorunları
deprem araştırma önergeleri
maden kazaları
çiftlik bank
çocuk istismarı
terör saldırıları
şüpheli aselsan mühendisleri
man adaları
ısid faliyetleri
ışkence
sakarya'daki patlama
türkiye varlık fonu'nun işlemleri
borsa istanbul'un yüzde 10'unun katar'a devredilmesinin araştırılması
ve diğer bir çok araştırma önergesi akp oyları ile reddedildi .
devamını gör...
kafa sözlük yüklenme animasyonunun değişmesi
az önce farkettiğim olay.
devamını gör...
matematik
matematiğin gelişmesinin en büyük nedeni fizik ve astronomidir. bir binayı yaparken, dünya’nın ay’a olan uzaklığını hesaplamaya çalışırken gelişmiştir.
matematiğin kelime anlamı, antik yunanca grekçe: matesis kelimesi matematik kelimesinin köküdür ve bilirim anlamına gelmektedir. daha sonradan sırasıyla bilim, bilgi ve öğrenme gibi anlamlara gelen grekçe: μάθημα (máthema) kelimesinden türemiştir. grekçe: μαθηματικός (mathematikós) öğrenmekten hoşlanan anlamına gelir. osmanlı türkçesinde ise "riyaziye"* denilmiştir. matematik kelimesi türkçeye fransızca fransızca: mathématique kelimesinden gelmiştir.
matematiğin kelime anlamı, antik yunanca grekçe: matesis kelimesi matematik kelimesinin köküdür ve bilirim anlamına gelmektedir. daha sonradan sırasıyla bilim, bilgi ve öğrenme gibi anlamlara gelen grekçe: μάθημα (máthema) kelimesinden türemiştir. grekçe: μαθηματικός (mathematikós) öğrenmekten hoşlanan anlamına gelir. osmanlı türkçesinde ise "riyaziye"* denilmiştir. matematik kelimesi türkçeye fransızca fransızca: mathématique kelimesinden gelmiştir.
devamını gör...
ac/dc
nikola tesla ile thomas alva edison arasındaki akım savaşlarını akla getiren müzik grubu ismi.
doğru akım olan direct current kelimelerinin baş harfleri edison tarafını temsil ederken, alternatif akım olan alternating current kelimelerinin baş harfleri de tesla'yı temsil eder.
bu savaşta tesla'dan yana olduğumu da belirtmeden geçmeyeyim.
doğru akım olan direct current kelimelerinin baş harfleri edison tarafını temsil ederken, alternatif akım olan alternating current kelimelerinin baş harfleri de tesla'yı temsil eder.
bu savaşta tesla'dan yana olduğumu da belirtmeden geçmeyeyim.
devamını gör...
toplu taşıma araçlarında gıcık olunan tipler
aslında görgü kurallarına uymayıp bacaklarını açarak oturan, yüksek sesle konuşan ve özel hayatın gizliliğinden bihaber olup telefonunuza gözlerini diken tipler diyecektim ancak hepsi dendiği için bir tip daha eklemek isterim;
özellikle ön sıralara oturduysanız size muavin gibi davranan tiplerdir.
"şuradan bir kişi uzatır mısın?"
"buradan da iki kişi bir öğrenci"
"şoför beye söyler misin köşede inicem"
"benim para üstü gelmedi neden acaba" (yedim çünkü)
özellikle ön sıralara oturduysanız size muavin gibi davranan tiplerdir.
"şuradan bir kişi uzatır mısın?"
"buradan da iki kişi bir öğrenci"
"şoför beye söyler misin köşede inicem"
"benim para üstü gelmedi neden acaba" (yedim çünkü)
devamını gör...
günün keko sözleri
sabahları latte akşamları madde.
ne bakıyosun güzelim atla da gezelim.
gözlerinin hastasıyım virajların ustasıyım.
gözlüklerim rayban önümden çekil hayvan.
semt bizim ev kira.
aklıma gelen bunlar. içimdeki kekoyu saldım.
ne bakıyosun güzelim atla da gezelim.
gözlerinin hastasıyım virajların ustasıyım.
gözlüklerim rayban önümden çekil hayvan.
semt bizim ev kira.
aklıma gelen bunlar. içimdeki kekoyu saldım.
devamını gör...

