en kolay kıymet verme şekli olduğu için.
teşekkür etmeye gerek yok,
mutlu etmeye gerek yok.
bu esnada yaşayan kıymetlileri de fark etmeye gerek yok.
aynı anda bir bir çok şey es geçilebiliyor.
devamını gör...

herkesin evinde bulunmasına rağmen ortalamaya bakıldığında en az okunan kutsal kitap.
oysaki ilk emir de “oku” dur.
devamını gör...

fena bir çarpıntı olur. baş parmağımı diğer parmak uçlarında gezdirerek atmaya çalışırım.
devamını gör...

"yapabilir miyiz?" kelimesinin "yapa bilirmiyiz" şeklinde yazılmasıdır.

hem de bir üniversite öğrencisi tarafından...

ve bu insan evladı lisans tezi yazdı.*

(bkz: yorum yok)
devamını gör...

bu yorumu beğeninde hatırlayıp dinleyeyim.
devamını gör...

mahfi eğilmez'in web sitesinin adı. ekonomiye ilgi duyanların veya ekonomi/iktisat bölümünde okuyanların ziyaret etmesini tavsiye ettiğim site.
ilgili linkten ziyaret edip,değerli hocamız mahfi eğilmez'in yazılarını okuyabilirsiniz.
devamını gör...

şahsımın da içerisinde yer aldığı güruhtur. üniversite hocalarıyla irtibatımdan dolayı ağzıma yapışmış adeta. çoğunlukla sizli konuşsam da ağzımdan hocam lafı da çıkmıyor değil.
devamını gör...

sabaha, "neden sürekli geceye bir şeyler bırakıyoruz sorunsalı " olarak editlenecek başlık.
gelelim sorunun cevabına; geceyi gündüz, gündüzü geceye çevirdiğim için bırakmam gereken şeyler geceye denk geliyor, bana gelişi bu.*
(bkz: kafa sözlük'ün gececi yazarları)
devamını gör...

bizdeki şansla o yüzde 2.7 yi buluruz dediğim haplar.
bendeki üreme isteği şu aralar o kadar fazlaki spermlerim peçeteden kaçıp sağda solda ana rahmi arıyorlar.
devamını gör...

bir (bkz: metin altıok) şiiridir.

bu yaşıma geldim içimde bir çocuk hala
sevgiler bekliyor sürekli senden.
insanın bir yanı nedense hep eksik
ve o eksiği tamamlayayım derken,
var olan aşınıyor zamanla.

anamın bıraktığı yerden sarıl bana.

anıların kar topluyor inceden,
bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
ama yine de unutuş değil bu,
sızlatıyor sensizliği tersine.
senin kim olduğunu bile bilmezken.

sevgiden caydığım yerde darıl bana.
devamını gör...

delia steinberg guzman tarafından yazılmış, felsefe kitabı diyebilirim. felsefeye ilgisi olanların okumasını öneririm ancak biraz karmaşık ve anlaması zor bir kitap. üniversite yıllarımda hoşlandığım bir arkadaşım vermişti diye okuduğum sonra da geri vermeyip kitaplığımda güzel bir yere koyduğum kitaptır. doğu felsefesine göre gerçeklik ve yanılsama üzerine bir kitap diyebilirim genel anlamı ile. hatta kitabın uzunca ismi maya'nın oyunları: yanılsama ve gerçek diye görüyorum bazı yayın evlerinde. mal, mülk, dünyevi zevkler, güzellik, para, aşk, dalet gibi şeylerin birer yanılsama olduğunu, biz öldüğümüzde bu kavramların hepsinin bizle birlikte öleceğini ancak maya'nın bu yanılsamaları bize gerçekmiş gibi sunduğunu ve bizlerin bu kavramları önemsememize yol açtığını anlatmaya çalışıyor açıkçası. kadim doğu felsefelerinde, budizmde bu bahsettiğimiz kavramlar aslında bir "hiçtir" . aydınlanan kişi, sidharta, budha adıan ne dersek artık bu kavramları dünyevi maddi şeyleri hiç olarak görür öyle değil mi? maya burada bir metafor yani. aslında maya'nın oyunlarını anladığımızda ve tecrübe ettiğimizde ve yani özümsediğimizde hayattaki hırslarımızdan vazgeçiyoruz. zaten hem doğu felsefelerinin, hem budizmin, bu kitap özelinde maya'nın istediği şey hırslarımızdan arınmak, anı yaşayabilmek, zihnimize hakim olmak değil mi?
kitapta taşlar, bitkiler, hayvanlar, insan, doğa, dört mevsim, gündüz ve gece, toprak, su, hava, ateş, duygular başlıkları altında bölümler mevcut. tüm bu başlıklar altında yanılsamalar ve gerçeklikleri maya'nın oyunları altında, maya'nın sözleri ve öğretileri ile anlatmaya çalışmış ispanyol yazar.
bence felsefeye ilgisi olanlar, yeni yeni felsefe okumaları yapanlar, doğu felsefesi, budizm ve meditasyon gibi konualra ilgisi olanlar için ilginç olabilecek bir kitap.
devamını gör...

kaç yaşına gelirsem geleyim, hep gulecegim. çünkü ağlamayı bile beceremeyecek kadar beceriksizim.
devamını gör...

evrimsel açıdan önemi olan zar. sadece insanda değil birçok hayvanda da bulunmaktadır. yeni doğandan itibaren yaş aldıkça esnekliği giderek artar. özellikle bebeklerde idrar ve diğer dışkıların bebeğe zarar vermemesi için sağlığını koruyan bir zardır. çocukluk dönemi açısından düşünüldüğünde vajina içine girmesi muhtemel mikrop, virüs ya da zararlı başka maddelerin dışarıda tutulması bağlamında önemli olduğu biliniyor. günümüzde giderek kültürel anlam bağlamında ağırlığını yitirse de hala kız çocukluğundan kadın olmaya geçişteki günahsız sürecin işareti olarak çoğu kültürde görülmeye devam ediyor. kadınlar bu nedenle birleşme sonrası temiz çarşafa döktükleri kan karşılığında kanlarının ölümleri pahasına dökülmesinden kurtulmanın rahatlığına erebiliyorlar. geçmişte bu acılı ve kanlı ilk cinsel deneyim sonrası çarşaf üstü kanın erkek açısından önemi daha ziyade çocuğun babasının kim olabileceği ile alakalı güçlü bir işaret özelliği taşımasıydı. şimdilerde ise namus olarak nitelediğimiz sadece kadınları bağlayan bağnaz kültürün en azından müslüman toplumlarda daha baskın olarak hükmünü sürdürdüğü söylenebilir.

aşağıda kaynağını da vereceğim yazıya göre; bu zar (bkz: hymen)her kadında farklı form ve esneklikte olabiliyor, dolayısıyla kimi kadınlarınki o denli esnek ki cinsel birleşme esnasında bile yırtılmayabiliyor, ve kimisinde de ata binmede, spor yaparken ya da sıradan bir jinekolog kontrolü esnasında bile kolaylıkla yırtılabiliyor. hatta yapılan araştırmalara göre bakire olarak nitelenen kadınların üçte birinden daha azının ilk gecede kanadıkları gözlenmiş.
kaynak 1
kaynak 2
kaynak 3
devamını gör...

erkek lisesi mezunuyum bana garip olay demeyin.
devamını gör...

köy bakkalına giriş.

ilk defa babaannemde aileden tek kişi kalıyorum.babam bakkala demiş bizimki gelirse para alma hesaba yaz.ben de kuzenleri toplayıp bir giriş yapmışım sanki dükkan benim, açılın asımın nesli geldi* hiç tek gitmemiştim dükkana,sonrası malûm,krizler,iflaslar,sinirler falan ama güzeldi.
devamını gör...

kavga anıları nedir dedirten başlık. savunma sanatları dışında dövüşmek kadar anlamsız bir eylem yoktur. birde buraya yazılıyor ne kadar güzel!
devamını gör...

arkadaşlarımla beraber olduğum bi kapadokya tatilinde sürekli dinlediğimiz ve bağırarak aşırı eğlenerek söylediğimiz çok sevdiğim bi yüksek sadakat şarkısı.

olur da dinlemek isterseniz
devamını gör...

rbmk reaktörleri gibi vukuatlı bir geçmişi bulunan rusatom şirketine yaptırtılan nükleer santral. eğer siz de benim kadar takip etseydiniz yapım sürecini, tamamlandıktan sonra olabilecek şeyleri düşünseydiniz... sizin de uykularınız kaçardı...

reaktör odasının beton zemini 2 (yazı ile iki) defa çatladı yapım esnasında... arkadaşlar bakın reaktör odası diyorum oraya fondöten ya da ne bileyim çilek reçeli falan konmuyor. uranyum 234 konuluyor... çatladı diyorum çatladı... güya yıkıp tekrar yaptılar... ha yapanlar da türk ve rus... nereden tutsan elinde kalır... en kötü laz fıkrasından bile daha kötü... türkler ve ruslar el ele verip nükleer santral yapıyorlar...

neyse sonuç olarak; bir türk rus ortaklığı... yani uykularınızı kaçırmaya yetecek kadar ürkütücü... üstelik ülkenin senede 2-3 ürün kaldırdığı en verimli ovalarından (çukurova) birisinin dibinde...

patladığı zaman ilk her şey kontrol altında diyecekler... sonrasında hiçbir şeyden haberi olmayan itfaiyeciler gönderilecek... sonrasında iş çığırından çıkacak ve adana mersin'de oturan herkes tahliye edilecek... sonrasında işin boku çıkacak... dünya'ya haber verilmeyecek... es kaza israilliler ya da ne bileyim kıbrıstaki ingilizler olayı çakozlayıp ilan edecek... halının altına süpürülemeyecek hale gelince de hata kabul edilecek... ölenler şehit ilan edilecek falan... bu arada çukurova bir nevi nükleer kışa girecek falan...

oha ulan hayvan herif çok abarttın diyenler olacaktır muhakkak... bunların hepsi 1986'da yaşandı... ha böylesi bir poh (sözlük boka da kızarsın sen şimdi) festivali ile başa çıkabilecek imkan lojistik ve kabiliyeti vardı komünist rusya'nın... senin var mı ? güldürme beni... şunun şurasında 1 haftadır orman yangını söndürmeyi beceremiyorsun... nükleer felaket ? tek diyebileceğim şey allah korusun... işimiz allah'a kaldı çünkü...

adanalı ve mersinli arkadaşların yerlerinde olsaydım iyot hapı stoklamaya başlardım... bir de yiyebiliyorlarken akdeniz lagosu yerdim...
devamını gör...

kavga cikmasin diye muhatap olmuyorum.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim