ölüm iyiliği
kişi sahiden ölüme yolcu edilirken, öleceği düşünülürken, o kişinin sanki ölmeyecekmiş gibi ve hatta belki hasta olmadan önceki halinden bile daha sağlıklı hale gelerek size gülümser, sizinle sohbet eder. ona sarılmak istersiniz. sarılırsınız ve bir huşuyla dolarsınız. tanrı onu affetmiştir. ölmeyecek dersiniz. ama esasında ölüm iyiliğini bilen kimseler, büyük bir trajedi içinde bulur kendini. o hasta ölüyordur. hatta denilebilir ki ölmüştür çoktan. belki insan zihni ölmeden son bir oyun oynuyordur...
fakat o hasta, yüzünden okunan tüm neşeye rağmen yitip gider. söyleyemedikleriniz geride kalır. üzülürsünüz, hem de çok üzülürsünüz. inanın öyle bir durumda olmak çok üzücüdür. gözyaşlarına hakim olamaz insan... tanrı'ya isyan edersiniz. ama yapacak bir şeyiniz yoktur. sevilen kişi yatağında uzanır, sizinle konuşur... göz altları morarmıştır, bir deri bir kemik kalmıştır. düne göre sesi daha canlı, parlaktır. ilaçlara bile gerek yoktur! kendisi söyler bunu! hatta ayağa kalkıp yürüyebileceğini söyler! size sarılır. öper. ertesi günse, belki gece, usulca gözlerini kapar. gitmeden önce de şunları söyler:
"yalnızca uyuyacağım. çok yoruldum."
ayrıca bakınız:
ölüm iyiliği denen şeyi en iyi betimleyen isimlerden birisinin lev nikolayeviç tolstoy olduğunu düşünüyorum. gerek anna karenina'da gerekse ivan ilyiç'in ölümü'nde çok canlı görürüz bunu. şu an evimde değilim. eve gidince buraya alıntılarım bir şeyler. (eve çoktan vardım; şimdi yalnızca uyuyacağım, çok yoruldum.)
fakat o hasta, yüzünden okunan tüm neşeye rağmen yitip gider. söyleyemedikleriniz geride kalır. üzülürsünüz, hem de çok üzülürsünüz. inanın öyle bir durumda olmak çok üzücüdür. gözyaşlarına hakim olamaz insan... tanrı'ya isyan edersiniz. ama yapacak bir şeyiniz yoktur. sevilen kişi yatağında uzanır, sizinle konuşur... göz altları morarmıştır, bir deri bir kemik kalmıştır. düne göre sesi daha canlı, parlaktır. ilaçlara bile gerek yoktur! kendisi söyler bunu! hatta ayağa kalkıp yürüyebileceğini söyler! size sarılır. öper. ertesi günse, belki gece, usulca gözlerini kapar. gitmeden önce de şunları söyler:
"yalnızca uyuyacağım. çok yoruldum."
ayrıca bakınız:
ölüm iyiliği denen şeyi en iyi betimleyen isimlerden birisinin lev nikolayeviç tolstoy olduğunu düşünüyorum. gerek anna karenina'da gerekse ivan ilyiç'in ölümü'nde çok canlı görürüz bunu. şu an evimde değilim. eve gidince buraya alıntılarım bir şeyler. (eve çoktan vardım; şimdi yalnızca uyuyacağım, çok yoruldum.)
devamını gör...
cherophobia
çok fazla mutlu olunca başına bir şey gelmesinden korkmaya, neşeli olmaktan kaçınmaya denir. türkçe de " çerofobi" yani " mutluluk korkusu" olarak da bilinir.
devamını gör...
belki kadındır diye erkek yazara mesaj atmak
mesela benim mahlas tam ofsayt. kaç kişiye erkeğim dememe rağmen bazısına anlatamadığım durumdur malesef. ama hak da veriyorum onlara direkt kadın sanarak mesaj atıyorlar
devamını gör...
gurbetçilere olan nefretin sebebi
yurtdışında kazandıkları dolar ve euro'ları tr'de koppek gibi ezdikten sonra burada açlıktan kırılan insanlara "ilkinizin diğirini bilin. biz iliminyilirdi siriniyiriz ühühühühühü." diyerek gafa zickmeleridir.
not: kompleks sahibi olmayıp ülkesinin gerçeklerinin farkında olan gurbetçi vatandaşlarımızı tenzih ederim ancak yukarıdaki örneğin vücut bulmuş hali olanlara söyleyebileceğim tek bir şey var:
not: kompleks sahibi olmayıp ülkesinin gerçeklerinin farkında olan gurbetçi vatandaşlarımızı tenzih ederim ancak yukarıdaki örneğin vücut bulmuş hali olanlara söyleyebileceğim tek bir şey var:
devamını gör...
kitap alıntıları
veba eğer sizi ilgilendiriyorsa bunun nedeni düşünme zamanının gelmiş olmasıdır. dürüst insanların bundan korkmasına gerek yok ancak kötüler titremekte haklı.
veba - albert camus.
veba - albert camus.
devamını gör...
okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
“karanlığın içinde yaşayanlar aydınlıktan hoşlanmazlar, yalanlara alışanlar gerçekleri sevmezler”.
devamını gör...
fal
hakkında söylenenlere inanmadığım ve inanmayacağım, hurafe olarak nitelendirdiğim şeydir.
tamam ben hurafe diyorum, bazı insanlar hurafe diyor ama maalesef hurafe demekle bitmiyor ki.
bu işi profesyonel olarak yapanlar var yahu.
insanlar ciddi ciddi fal bakmak için, kahve telvesinin oluşturduğu saçma sapan şekillerden gelecek yorumu yapmak için kafeler, ofisler açıyor.
işin kötüsü binlerce hatta belki de on binlerce insan bunlara inanıp bu tür mekanlara fal baktırmaya gidiyor.
bir de bu yerlere ve bu işi yapan insanlara tonla para veriyor.
ya arkadaşım, hadi tamam o seni belki psikolojik olarak rahatlatıyor, belki keyif veriyor belki de umut veriyor olabilir ama ne bileyim gidip de o yerlere para vermeye değer mi. o parayla neler neler yapılır...
mesela fal bakan mobil uygulamalar var, falaaddin gibi, binnaz abla gibi.
yalan yok, bir ara ben de inandım bu hurafeye ama gidip de saçma sapan mekanlara tonla para vermedim.
attım falaaddin amcaya, o bana söyledi bir şeyler ben de okudum onun söylediklerini. inandım mı? hayır. ama buna vakit harcadım, kahveyi yapması, telvenin soğuması, falın resmini çekip göndermesi falan derken tonla zamanım gitti.
neden yaptım bilmiyorum, muhtemelen gençlik heyecanı falan sebep oldu bu saçmalıkla uğraşmama, şimdi olsam yapmazdım mesela. zamanın ne kadar değerli olduğunu anladım çünkü.
neyse sevgili yazarlar, genç bir kardeşiniz olarak size tavsiyem: kahvenizi yapın, keyifle yudumlayın ama bu tür saçmalıklara inanmayın, vakit harcamayın. kahve telvesinden gelecek umudu beklemeyin, ya alın yüzünüze maske falan yapın ya da direkt çöpe dökün.
zaman ve para çok değerli; zaman geri gelmiyor, para da kolay kazanılmıyor bu sebeple ikisi de gereksiz şeylere harcanmamalı.
tamam ben hurafe diyorum, bazı insanlar hurafe diyor ama maalesef hurafe demekle bitmiyor ki.
bu işi profesyonel olarak yapanlar var yahu.
insanlar ciddi ciddi fal bakmak için, kahve telvesinin oluşturduğu saçma sapan şekillerden gelecek yorumu yapmak için kafeler, ofisler açıyor.
işin kötüsü binlerce hatta belki de on binlerce insan bunlara inanıp bu tür mekanlara fal baktırmaya gidiyor.
bir de bu yerlere ve bu işi yapan insanlara tonla para veriyor.
ya arkadaşım, hadi tamam o seni belki psikolojik olarak rahatlatıyor, belki keyif veriyor belki de umut veriyor olabilir ama ne bileyim gidip de o yerlere para vermeye değer mi. o parayla neler neler yapılır...
mesela fal bakan mobil uygulamalar var, falaaddin gibi, binnaz abla gibi.
yalan yok, bir ara ben de inandım bu hurafeye ama gidip de saçma sapan mekanlara tonla para vermedim.
attım falaaddin amcaya, o bana söyledi bir şeyler ben de okudum onun söylediklerini. inandım mı? hayır. ama buna vakit harcadım, kahveyi yapması, telvenin soğuması, falın resmini çekip göndermesi falan derken tonla zamanım gitti.
neden yaptım bilmiyorum, muhtemelen gençlik heyecanı falan sebep oldu bu saçmalıkla uğraşmama, şimdi olsam yapmazdım mesela. zamanın ne kadar değerli olduğunu anladım çünkü.
neyse sevgili yazarlar, genç bir kardeşiniz olarak size tavsiyem: kahvenizi yapın, keyifle yudumlayın ama bu tür saçmalıklara inanmayın, vakit harcamayın. kahve telvesinden gelecek umudu beklemeyin, ya alın yüzünüze maske falan yapın ya da direkt çöpe dökün.
zaman ve para çok değerli; zaman geri gelmiyor, para da kolay kazanılmıyor bu sebeple ikisi de gereksiz şeylere harcanmamalı.
devamını gör...
ebeveynlerin kabullenemedikleri gerçekler
sizden olmam siz olmamı gerektirmiyor
devamını gör...
okunmayı bekleyen yazarlar veri tabanı
doğrusu herkesin okunma amacıyla yazdığını düşünüyorum. herkes içini dökmek ve sesini duyurabilmek için yazıyor bence o yüzden tüm sözlüğü dahil edebilirim ben buraya ama yine de yeni yazarlar*keşfetmek için güzel bi yöntem olmuş*.
devamını gör...
trendesevdiceğiolanöküz
eski nediondede yeni trendesevdiceğiolanöküz. yeni nicki ile aramıza hoş gelmiş , sefalar getirmiş. mükemmel tanımlarınızı beklemekteyiz efenim.
devamını gör...
temayül
bir tarafa veya kimseye yakınlaşma, ilgi duyma,gönlü akma anlamına gelen kelimedir.
devamını gör...
kuzguncuktaki vişne
nick'ini sevmemek imkansiz olan ve tanımlarını da beğenerek okuduğum sevgili yazar nick altımı şereflendirmiş, çok tşk ederim güzel düşüncelerinden dolayı. hep yaz kuzguncuktaki vişne, her yazdığın keyifle okunuyor.
devamını gör...
geceye bir söz bırak
cehennem başkalarıdır.
jean-paul sartre
jean-paul sartre
devamını gör...
birini tanımanın en iyi yolu
onu okumak.
davranışlarını, giyimini, jestlerini, mimiklerini okumak.
heyecanına ortak olup aynısını hissetmeye yanaşmak.
hayallerini, umutlarını, yalnızlıklıklarını, yaşadıklarını, serüvenlerini okumak.
belki de parfümünün içeriğinden ayakkabısının rengine kadar okumak.
bu bahsettiklerim çok zor bir şey bence. biraz birikmişlik gerekiyor gibi görünüyor.
davranışlarını, giyimini, jestlerini, mimiklerini okumak.
heyecanına ortak olup aynısını hissetmeye yanaşmak.
hayallerini, umutlarını, yalnızlıklıklarını, yaşadıklarını, serüvenlerini okumak.
belki de parfümünün içeriğinden ayakkabısının rengine kadar okumak.
bu bahsettiklerim çok zor bir şey bence. biraz birikmişlik gerekiyor gibi görünüyor.
devamını gör...
erdal tosun
senin yüzüne nolmuş?
nolmuşş!!!
saygı ve sevgiyle anıyorum.
nolmuşş!!!
saygı ve sevgiyle anıyorum.
devamını gör...
z kuşağının normal sözlük'e girişinin yasaklanması gerekliliği
sözlük yetmez samanyolu galaksisinde ambargo getirin z kuşağına da siz de rahata erin biz de erelim. efendi efendi gönderilerimizi girip çıkıyoruz, beğendiğimiz olursa beğenip geçiyoruz. zararımızın dokunduğunu düşünmüyorum. saygıdeğer büyüklerim şunu unutuyor ki akıl yaşta değil baştadır. hadi reelde açmıyorsunuz sözlükte bari önlerini açın şu yeni kuşağın. vallahi zararlı bir şey yapmıyoruz ya.
devamını gör...
normal sözlük’ün arkasındaki güç
birisi benim gerisini tanimiyorum
devamını gör...
başlıklarını engelle butonu
kişi bazında değil de başlığa girdiğinde olması gerektiğini düşündüğüm butondur. bu sayede istemediğimiz başlıkları tekrar tekrar görmek zorunda kalmatız.
devamını gör...



