japonya'yı m.ö. 660 yılından bu yana yöneten bir imparatorluk ailesi 2681 yıllık saltanat hayatında 126 tane imparator gelip geçmiştir. ilk imparator, yaşayıp yaşamadığı bile kesin olmayan, güneş tanrıçası amaterasu'nın soyundan geldiğine inanılan, mitolojik bir yarı tanrı olan efsanevi jummu, şimdiki imparator ise onun torununun torununun ... torunu olan naruhito'dur. asılları kore'ye dayanan ithal bir hanedan olan yamatolar günümüzde meşruti monarşi, yani yetkileri anayasa ile sınırlandırılmış olarak varlığını sürdürmektedir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

son zamanlarda beni epey ağlatmış kişidir kendisi. tüm zorluklara ve haksızlıklara rağmen hâlâ dik durduğu için sonsuz saygı ve sevgi ile selamlıyorum.

anneannesi ölen evladı için ağlarken "ben cahilim ardını arayamadım" benzeri bir cümle kuruyor. ölen anne ve babasının katillerini bulmak için her kapıyı çalmış, ramboculuk oynamakla suçlanmış, müge anlıya çık diye dalga geçilmiş, rapor yüzüne fırlatılmış, milletvekillerinden randevu alamamış, istifa etmesine ya da ücretli izin kullanmasına izin verilmemiş osman büyükşen doktor olmuş, cahil bir adam değil, eminim maddi olarak bir yere kadar hukuk mücadelesi verebilir ancak ben cahilim diyen teyzemizden farkı yok. o da 3 senedir verdiği insanüstü mücadeleye rağmen anne ve babasının katillerinin bulunmasını sağlayamıyor. işbilmezliğin geldiği bu akılalmaz noktada okuma yazma bilmeyen bir teyze ile tıp okumuş bir hekim aynı şartlarda çaresiz kalıyor.

buradan okuma yazma bilmeyenler elbette çaresiz kalacak ama doktorlar için her kapı açılacak anlamı çıkaracaklar vardır. onlara tek söyleyeceğim şey peki olacak.

insanları arabayla ezen hatta polislerin bu şekilde ölmesine yol açan, gencecik kızları pencereden atarak ya da döverek öldüren, bir çocuğun ölmesine yol açıp babasını akıl hastanesine kapatan zengin çocuklarının işlerini 10 dakika içinde halledebilen, onları kolayca aklayabilen ya da en basit eleştiriyi hakaret kapsamında değerlendirip eleştiri yapanı 4 dakika içinde bulan sistem, anne ve babası ölmüş gencecik bir adamın televizyonda sinir krizi geçirmesini izlettiriyor. onun verdiği mücadeleye rağmen 3 senedir katilleri yakalayamıyor.

ne desek boş.

editomini: burada değerli arkadaşımız konu ile ilgili benden önce daha detaylı şekilde bilgi paylaşmış. bir başlık altında ilk yazılan entry oldukça düzgün ve özenliyken ondan sonra gelenlerin daha fazla oy alması mantıklı değil. #1081275
devamını gör...

misery(ölüm kitabı)
the shining (cinnet) benim favorim.
devamını gör...

unesco dünya mirası listesinde yer alan kerepakupai meru, venezuela canaima ulusal parkı’nda bulunan yaklaşık 1.000 metrelik yüksekliği ile dünyanın en yüksek şelalesidir.



up "yukarı bak" animasyon filmine www.imdb.com/title/tt1049413/ esin kaynağı olan bu şelalenin eski ismi angel falls idi.
2009 yılında hugo chavez tarafından pemon dilinde "en derin yerin şelalesi" anlamına gelen "kerepakupai meru" olarak değiştirilmiştir.
kimi kaynaklarda parakupa vena - "en yüksek noktadan düşüş şelalesi" olarak da adı geçmektedir.
devamını gör...

aslı "güzel bakmak sevaptır" olan ama herkesin ve her şeyin sağına soluna bakmaya pek meraklı halkımızca "güzele" şekline dönüştürülmüş olan ve bu şekilde dilimize yerleşen söz.
devamını gör...

talihsiz norveçli matematikçidir. cebire olan katkılarıyla anılır. (bkz: abel grubu) (bkz: grup teorisi)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu aralar bu.
peri
ece umay
devamını gör...

bazen kelimeler öyle bir yağmur gibi yağıyor ki zihnime,kendimi unutup unutup yeniden hatırlıyorum anılarda, seslerde.
bir başkasının yalnızlığında ya da çaresizliğinde bulup kendimi,didik didik edip dünyayı,sözcükleri sökercesine çıkarmak, çıktıklarında verecekleri acıları duyumsamak istiyorum.
insanın içi,hava kapalıyken kararmaz yalnız:güneş arsızca sırıttığında bir yaz günü ya da her yer çiçeklerle bezeli olduğunda bile,o çiçeklerin köklerinde bulunan siyahı görür.kökleri kemiren böcekleri,güneşten ödü patlayan solucanları görür.
yalnızlığında kalmak hem garip bir haz verip içi içine sığmazken,öte yandan bir ağrı yüreğin ta derinlerine saplanıverir.
kabuğundan kaçıp kurtulmanın,sessiz bir mağaraya sığınmanın çare olacağını sanır.ama,ne yerin dibi ne de bir dağın tepesi onu kabul eder;çünkü gittiği her yere kendini de götürmektedir.
devamını gör...

polnalyubvi*'nin nahif sesiyle seslendirdiği çok güzel bir rusça şarkı. her bir cümlesinin altını çizmek ve duvarıma asmak istiyorum. dinlemenizi ve anlamanızı tavsiye ederim. *

çeviri eşliğinde dinlemek isteyenler için:

sözleri:

как же так получается,
земля все же кончается
тот, кого ты нежно любил
сейчас от тебя отрекается

окутанный пледом тепла, что сгорает
вонзаясь, как тысячи гроз
своими глазами я сделаю море
чтоб ветер нас вместе унёс

я не чувствую больше ничего,
я никак и ничто

сердце отнимут затопчут и выкинут
и ты снова падаешь в жизнь
где люди не слышат, где люди не видят
где люди не умеют любить
и в комнате пыльной до пепла сгорает
ещё один бессмысленный день
все серое стало совсем безымянным
в безмолвном дыхании стен

я не чувствую больше ничего, я никак и ничто

как же так получается,
земля все же кончается
тот, кого ты нежно любил
сейчас от тебя отрекается


devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

tam da böyleyim.
devamını gör...

italya tabii ki.
devamını gör...

sahiplenemediğim bir olayım var, hazır anonimken yazayım.
lisedeyken bir kahvaltıya davet edilmiştik, ama öyle böyle değil. aklına gelen ve gelmeyen her şey var. oturduk saatlerce yedik, bir buldum deyip midemizin canına okuduk. o sıralarda da mezuniyet hazırlıkları var, kıyafet denemeye gidelim diye fikir birliğine vardık. ben kabine girdim denemek için üstümü çıkardım ama öyle bir kusmuşum ki kabinin dışı dahil mağaza büyük oranda nasiplendi. herkese rezil olduğum iğrenç bir anımdır. uzun zaman utandım şimdilerde gülerek anlatabilirim.
buradan didaktik bir çıkarım yapmak gerekirse; ne kadar rezil hissedersek hissedelim bir gün gülerek hatırlayacağımız için canımızı sıkmayalım.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kesinlikle az miktarda( dilim başına iki küp şeker kadar olsa kâfi) tereyağında kızartılmalıdır.
sıvı yağda olunca tuhaf bir kokusu oluyor. üstelik çok yağ emiyor.
devamını gör...

atilla ilhan’ın aşağıdaki dörtlüğünü aklıma getiren minnak çivi.

“ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum .”
devamını gör...

*
devamını gör...

"ellerin diyorum ellerin,
harabe bir kentin sokaklarında uçan kelebekler gibi,
gün doğumu gibi, umut gibi
ellerin, onca sene ellerimi bekliyor gibi"
devamını gör...

en kötü yabancı çeşidi, bir zamanlar tanıdıklarının arasından çıkar.

murathan mungan
devamını gör...

benimdir efendim, başlığı başa almaya gelmişimdir. ilerde "kimse beni sevmiyoo" diyecek olursam nickaltıma bakıp keyifleneceğimdir, ona göre.

(bkz: nickaltına yazılınca mutlu olan yazar)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim