70'li yıllarda televizyonun çıkmadığı zamanların radyo klasiği. trt radyolarında her sabah dinlenen radyo tiyatrosu. ismi gibi yarın ne olacağı merakla beklenirmiş bu piyeslerde. o zamanın heyecanı da öyle olacak ki adeta radyonun içine düşülürmüş piyes dinlerken.
devamını gör...

"halk gününü bekleyelim" ya da "ben o filme gitmem" diyen tipler sebebiyle uzun süre keyifle yaptığım aktivite.kimseyle uğraşamam.
devamını gör...

"ağa efendi"
sultan abdülhamid'in kedisi.
yemeğini sadece çatalla verildiğinde yiyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kaynak
devamını gör...

bir kitap serisidir aynı zamanda filmi yakın zamanda vizyona girmiştir. bildiğim tek şey buydu ve sinemaya gittim.

vizyonda hep yek 4 ve bu film vardı. zor bir seçim olmadı hemen dedim gideyim. tabii önce araştırdım. yahu dedim millet bu filmi izlemek için kitabı okumak gerekiyor mu bu sorudan sonra hayır birader cevabını aldım ve keyifle sinemaya gittim.

şunu rahatlıkla diyebilirim izlediğim şey çok güzeldi. acayip beğendim. bir dünya yaratılmış ve nefis yaratıldığını düşünüyorum. kitapta daha iyi gösterildiğini ve anlatıldığını hissediyorum.
görüntüler, karakterler, yaratılan dünya, diyaloglar, senaryo, müzikler hepsi çok başarılıydı. tabii kitabı okusam belki bunu böyle görmeyecektim. filmi izlerken daha fazlasını istedim. kitabı okumak istedim. okuyacağım.

filmde özellikle müzikler ve görüntüler çok güzeldi. müzik kullanımı çok hoşuma gitti. tek eksiği bence evreni tam anlamıyla tanıtmalarıydı. böyle düşünüyorum. yahu baharat diyorlar. çok önemli. anlatılan o ama neden çok önemli anlatsana hocam merak ettim. çöl solucanı dediler yemin ederim gerçek solucan zannettim. garip bir şey çıktı.
bu yönüyle eksikti bence. ben böyle düşünüyorum. bunu bir anlatıcıyla rahatça anlatabilirlerdi diye düşünüyorum.

genele bakarsak çok beğendim. bu filmin ikincisi gelene kadar kitapları okurum diye düşünüyorum. o zaman hem ilk filmi tekrar izlerim hem ikinci filmi zevkle izlerim.

filmde oyunculukları ve oyuncular iyi seçilmiş ve iyi oynamışlar. özellikle başrol oyuncusu olan paul karakterine bayıldım. nefis bir oyunculuk performansı sergilemiş. zendaya ablayı daha fazla görmek isterdim. zaten hayranlar eleştirmiş. ikinci filmde daha çok göreceğiz gibi duruyor.

ben gibi kitabı okumayıp izlemek isteyenler varsa tavsiye ederim. izleyin. hoşunuza gidecektir.
devamını gör...

herkese günaydın, tünaydın, mutlu günler,

özlemek’ten bahsediyoruz bugün sayın dinleyen…

geçmişi,
gidenleri,
yarım kalıp da hiç tamamlanmayacak olanları ya da
yarına bıraktıklarımızı…

özledim demiş ya şair söyleyeceklerim bu kadar kısa ve derin. sen de özlemek bahsi başlığından yaz bize özlediklerimizi konuşalım…

hüzün candır ile beraber hazırladığımız ve özlemek bahsi üzerine konuşacağımız ama kafamız nasıl güzel saat 23’te sözlük radyoda! buluşmak üzere efenim...
devamını gör...

trevanian tarafından 1972 yılında yazılmış, türkçeye şen süer kaya tarafından çevrilmiş romandır. johnathan hemloc serisinin ilk kitabıdır.

sanat alanında akademik kariyer yapacak kadar incelikli bir suikastçı sizde de merak uyandırıyorsa okumanızı tavsiye ederim. kötü bir çeviri olmasına rağmen yazar öyle ustalıkla olay örgüsünün içine çekiyor ki sizi bir süre sonra o imla ve çeviri hataları gözünüze görünmemeye başlıyor.


"ben aşk, hayat, nüfus patlaması, atom bombaları ve böyle boktan şeyler konusunda şaka yapabilirim, fakat asla bira konusunda şaka yapmam."
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gari çalacağı aklıma hiç gelmemişti yalan söylemeyeyim. kalkın oynayalım *
iyi yayınlar olsun, bol neşe dolsun içimiz.
devamını gör...

kaybetmeyi bilebilmek, her şeyde birinci olmak zorunda olmadığının bilincine varmak.
devamını gör...

çek cumhuriyeti'nin gururu. bir çok farklı marka altında satışı olsa da, orijinalinin üzerinde "satışı hukuki olarak kısıtlıdır" minvalinde kabartma bulunur. üzerinde özel delikli kaşıkla şeker eritilerek tüketilmesi ve suyla seyreltilmesi makbuldür.

(eritme işlemi için şeker kaşığın üstüne,kaşık da bardağın üzerine konur. bir miktar absinthe, şekeri yalayarak dökülür. sonrasında artist artist o şeker yakılır. yanan şeker karamelize şekilde içki içine eriyerek damlar. son olarak bir miktar soğuk suyla seyreltilir.)

(bkz: dikkatle tüketiniz. gaza gelmeyiniz. afiyet olsun.)
devamını gör...

kalorisi düşük olan bazı yiyeceklerde lezzetli ama alıştığımız ve öğrendiğimiz tatlarla ilgili, mesela çayı şekersiz içmeye başladığınız ilk günleri düşünün, o çayı tuz koyarak da içseniz birkaç gün, ona da alışırsınız inanın, ilk birkaç gün zorla içersiniz sonra canınız artık şekersiz çay ister, o alışma dönemi çok önemli,

ben hayatım boyunca kilo sorunu yaşadım, en uzun süre bozmadan yapabildiğim diyet süresi 2 ay, ve dukan diyeti yaptım, yani bilen bilir unsuz, ekmeksiz, bakliyatsız, meyve bile yok, ve şunu söyleyebilirim, baklava bile görsem tadını hatırlamadığım için canım istemiyordu, ekmek, makarna filan onlarıda öyle, peki niye bozdum, gittim gofret çikolata filan aldım, resmen can sıkıntısından bozdum, onları yediğimde yaşadığım keyifi özledim, ve ilk yediğimde kağıt yemiş gibi oldum inanın, resmen zorla hatırlattım kendime şekeri, şu an anlıyorum ne kadar büyük bir hata yaptığımı, ne kadar zor birşeyi sürdürebildiğimi.

sanırım 90 günde bir daha dönmemek üzere yeme alışkanlığınızı değiştirebiliyormuşsunuz, yani beslenme şeklinizi bozmayıp ama canınızda istiyorsa, bağımlı bağımsız denen birşey var, yani hala bağımlı oluyorsunuz, yemeseniz bile, bu döngü 90 günde kırılıyormuş,
ben bu arada bir parça ye yine diyenleri de anlamıyorum, bir parça nedir yani, hiç yeme daha iyi, tekrar diyete devam edeceksen, niye uyandırıyosun uyuyan devi, yani dişimizi sıkıp 3 ay dayanabilirsek, neye alışırsa vücut, acıkınca onu istiyor,
yani sebzeyle de doyuluyor, bunu eski bir etcil olarak söylüyorum, diyetlerden dolayı etten de bıktım, sebze de nebe onunla karın doyarmı etsiz derdim, doyuluyor arkadaşlar, çok da güzel doyuluyor, yine en sağlıklı besin sebze.

maalesef bizde poaçalarla keklerle büyüdüğümüz için, her köşe başında vitrininde pastalarla pastaneler olduğu için, bilinç olarak da, damak tadı olarak da, değişim çok zor, ben şu an uğraşıyorum bakalım, hiç öyle arada bir tane bir parça filan yememek üzere, değiştirmeye çalışıyorum, ilk iki denemem başarısız oldu, ama denemeye devam ediyorum, başardığım zaman editlerim, başlık açarım, az buz birşey değil, çarşaf çarşaf ilan edicem, kitabını bile yazarım.
devamını gör...

izmir-urla

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çokça sevdiğim yazardır. takipte bir süre denk gelmeyince "ee cenk nerede?" diye sorarım. yeni tanımlar yazmış ve ben kaçırmışsam (özellikle de böyle 2-3 taneyse, zaten fazlası olmaz) sürpriz olur, oturur anlattıklarını uzun uzun, keyifle okurum.
devamını gör...

benim için en değerli hediyedir. eğer kitapsever birisiyse kitabı hediye eden kişi bana bir parçasını vermiş gibi hissediyorum.
devamını gör...

kleopatra’nın royal ontario müzesi’nde sergilenen granit büstü model alınarak yeniden canlandırma yöntemiyle elde edilen profil fotoğrafıdır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kaynak
devamını gör...

vize haftasında sağ kol damardan aldığımız kahve ya da papatya çaylarından daha ferahlatıcı ve iyi gelen bir şey varsa o da yayıncı ve yazarımız sevgili marikakinin huzur verici sesi ve programıdır.

bana yunan müziğini sevdiren güzel insan, iyi ki varsın. 1 haftalık zorunlu ara müsebbibiyle özlemiştik, pek iyi geldi şimdi bu. ayrıca seçilen konsept de tam benlik ya hu. gördüğüm an hehehehe kaptanlarınmerdumu huzur kadın sana özel yayın yapıyormuş bak, dedim*.

o zaman huzur, o zaman marikaki, o zaman pameee!
devamını gör...

"japonların uzun ve mutlu yaşam sırrını" japon olmayan iki insanın anlattığı kitap. genelde "kişisel gelişim" vaadinde bulunan kitapları içeriğindeki ilginç öyküler ve bilimsel veriler için okuyorum. bu kitap (belirtmekte fayda var, ben serinin yalnız ilk kitabını okudum) aynı kategorideki alışıldık amerikan tipi kitaplar ile bazı noktalarda ciddi farklılıklar taşıyor.

her konuyu evirip çevirip evrene enerji göndermeye bağlamadığı için içeriği yararlı ve uygulanabilir nitelikte. araban mı yok, karın mı öldü? neyse canım gel enerji gönderelim, her şey mükemmel olacak diye nutuk çekmiyor yani. mütevazı ve akla yatkın bir içeriği var, oldukça ölçülü.

birkaç kişinin yaşadığı mucizeler yerine bir halk ve kültürü pek çok yönüyle, en azından bir yabancının kazanım sağlayabileceği yönleriyle ele alınmış.
devamını gör...

içinde yetiştirilen meyve ve sebzelerin tarladakiler ile aynı tadı vermediği yapay ortamdır.

hele ki burada yetiştirilen domates ve salatalıklar tahta gibi ve kokusuz olur.
devamını gör...

ilgi manyaklığının ne derece saçma bir noktaya evrildiğinin bir örneğidir.
devamını gör...

daha önce de dediğim gibi her şeye ağlayan biriyim zaten o yüzden evet bunu da yapıyorum. biriyle kavga ediyosam ya da sadece karşımdaki kişi bile kızıyorsa bana etraf kalabalık olsa bile tutamıyorum kendimi bağırırken kızarken bile ağlıyorum elimde olmadan.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim