frank abagnale
1980 tarihli biyografisinin anlatıldığı kitap, 2002 yılında steven spielberg tarafından çekilmiştir.
filmde bir çok önemli isim oynamıştır bu isimlerden bazıları, tom hanks, christopher walken, amy adams, martin sheen ve nathalie baye'dir. abagnale'i ise; leonardo dicaprio oynamıştır. halen izlemeyen olduğunu sanmıyorum ama izlemeyen varsa izlesin.
peki kimdir bu abagnale; 16 yaşında anne-babasının boşanmalarına kızıp evi terk eden bir çocuk. terk ederken yanına bir çek defteri de alıyor. 1.80 boylarında iri yapılı olan bir çocuk kendisinin 20 li yaşlarda görünmesinin verdiği rahatlıkla, 16 olan yaşını kimlik belgesinde sahtecilik yaparak 26 yaşında yapıyor. o zamanları kuyrye olarak çalışan bu kişi, bu kadar çok çalışmasına ancak ; gelirinin bu kadar az olmasına sinirlenerek karşılıksız çekler yazıyor.
o artık karşılıksız çeklerin arananıdır ve polis onu aramaktadır.
miamiye kaçtığı bir sırada, aynen fildeki gibi, pilot pilotun çevresinde taş gibi hatunlar görünce yav bir pilot belgesi uydurabilirim diye düşündü.
düşündüğünüde yaptı arkadaşlar. pan am şirketinin pilotlarına bedava uçuş imkanı vardı; böylelikle dünyayı gezdi.
ayrıca bir pilot üniforması giyen birinin çeklerinden asla kimse şüphe etmez ve hemen nakde çevirebilirdi.
bu şekilde iki yıl geçiren bu gözü pek arkadaşımız, utahta frank adams oldu. sosyoloji profesörü olarak çalışmak istedi canı, hooop hemen bir diploma uydurdu. brigham young ünivertesi sosyoloji profesörü olarak işe girdi.
sonra canı avukat olmak istedi. baro sınavını geçmesi gerekiyordu onu da geçti. bu çok zor bişeymiş amerikada...
neyse sonra louisania başsavcılığana danışmanlık bile yaptı herif.
bitti mi? tabi ki hayır.
canı bir de doktor olarak çalışmak istedi. tanıştıralım:
georgia hastanesi çocuk doktoru, frank williams.
bu arada halaa karşılıksız çek imzalıyordu. bu bıraktığı izler 1969'da fransada yakalanmasına sebep olacaktır.
bu film burada biter dediğinizi duyorum ama bitti mi? tabi ki hayır.
fransa'dan amerika'ya sınırdışı edildiğinde uçaktan kaçtı. tekrar yakalandı kanada'ya kaçtı. yakalandı bida kaçtı,, yakandı bidaha kaçtı .....
en sonunda washingtonda bir polis arabası yanından geçerken iki polis onu yakaladı ve 12 sene ceza aldı.
ancak cezasını yatarken 4 yılda fbi, kendilerine danışmanlık yapması şartıyla ,şartlı edebileceği teklifiyle geldi.
fbi danışmanlığı, bankaların dolandırıcılığı öneleme danışmanlıkları yaptı ve bankalara güvenlik danışmanlığı ile ilgili şirket kurdu.
neden bilmem ama en sevdiğim suçlulardan biridir bu adam.
''
''
filmde bir çok önemli isim oynamıştır bu isimlerden bazıları, tom hanks, christopher walken, amy adams, martin sheen ve nathalie baye'dir. abagnale'i ise; leonardo dicaprio oynamıştır. halen izlemeyen olduğunu sanmıyorum ama izlemeyen varsa izlesin.
peki kimdir bu abagnale; 16 yaşında anne-babasının boşanmalarına kızıp evi terk eden bir çocuk. terk ederken yanına bir çek defteri de alıyor. 1.80 boylarında iri yapılı olan bir çocuk kendisinin 20 li yaşlarda görünmesinin verdiği rahatlıkla, 16 olan yaşını kimlik belgesinde sahtecilik yaparak 26 yaşında yapıyor. o zamanları kuyrye olarak çalışan bu kişi, bu kadar çok çalışmasına ancak ; gelirinin bu kadar az olmasına sinirlenerek karşılıksız çekler yazıyor.
o artık karşılıksız çeklerin arananıdır ve polis onu aramaktadır.
miamiye kaçtığı bir sırada, aynen fildeki gibi, pilot pilotun çevresinde taş gibi hatunlar görünce yav bir pilot belgesi uydurabilirim diye düşündü.
düşündüğünüde yaptı arkadaşlar. pan am şirketinin pilotlarına bedava uçuş imkanı vardı; böylelikle dünyayı gezdi.
ayrıca bir pilot üniforması giyen birinin çeklerinden asla kimse şüphe etmez ve hemen nakde çevirebilirdi.
bu şekilde iki yıl geçiren bu gözü pek arkadaşımız, utahta frank adams oldu. sosyoloji profesörü olarak çalışmak istedi canı, hooop hemen bir diploma uydurdu. brigham young ünivertesi sosyoloji profesörü olarak işe girdi.
sonra canı avukat olmak istedi. baro sınavını geçmesi gerekiyordu onu da geçti. bu çok zor bişeymiş amerikada...
neyse sonra louisania başsavcılığana danışmanlık bile yaptı herif.
bitti mi? tabi ki hayır.
canı bir de doktor olarak çalışmak istedi. tanıştıralım:
georgia hastanesi çocuk doktoru, frank williams.
bu arada halaa karşılıksız çek imzalıyordu. bu bıraktığı izler 1969'da fransada yakalanmasına sebep olacaktır.
bu film burada biter dediğinizi duyorum ama bitti mi? tabi ki hayır.
fransa'dan amerika'ya sınırdışı edildiğinde uçaktan kaçtı. tekrar yakalandı kanada'ya kaçtı. yakalandı bida kaçtı,, yakandı bidaha kaçtı .....
en sonunda washingtonda bir polis arabası yanından geçerken iki polis onu yakaladı ve 12 sene ceza aldı.
ancak cezasını yatarken 4 yılda fbi, kendilerine danışmanlık yapması şartıyla ,şartlı edebileceği teklifiyle geldi.
fbi danışmanlığı, bankaların dolandırıcılığı öneleme danışmanlıkları yaptı ve bankalara güvenlik danışmanlığı ile ilgili şirket kurdu.
neden bilmem ama en sevdiğim suçlulardan biridir bu adam.
''
''
devamını gör...
sigara içen ve içmeyen kişi birlikteliği
sigara içmediğim için, sigarayı içen değil, içmeyen tercihimdir.
tercih meselesidir evet ama biri artı biri eksi olduğu için çoğuna uymaz.
taraflar arasında hep bir dırdır, hep bir münakaşa söz konusu olacaktır.
iğrenç kokusu ile üzerinize sindiğinde tiksinti verdiği de bir gerçek.
tercih meselesidir evet ama biri artı biri eksi olduğu için çoğuna uymaz.
taraflar arasında hep bir dırdır, hep bir münakaşa söz konusu olacaktır.
iğrenç kokusu ile üzerinize sindiğinde tiksinti verdiği de bir gerçek.
devamını gör...
uzun ilişki sonrası yapılması gerekenler
açılın uzun ilişki ve uzun ilişki sonrası dağılma uzmanı geldi .
yapmayın annem yapmayın hiçbir şey yapmayın.
paşalar gibi yalnız kalın .
çünkü uzun süre yalnız değildiniz, sizi en çok korkutan şey şuan yalnızlık. şuan yalnızlığı kucaklamazsanız , gelecek ilişki sanslarınıza da kendinize de haksızlık edersiniz.
yıllarca bir başkasına yönelttiğiniz tüm sevginizi , çok zor ama bir süre kendinize yönlendirmeye çalışın . çok zor, bir insanın kendisini sevmesi çok zor ama şöyle düşünün yıllarca bir başka insanı her şeyden çok sevecek kadar sevgi vardı içinizde, sizin içinizde vardı. bunu kendinize yönlendirmemeniz için bir sebep yok.
neyse ben gidip biraz ağlayayım .
yapmayın annem yapmayın hiçbir şey yapmayın.
paşalar gibi yalnız kalın .
çünkü uzun süre yalnız değildiniz, sizi en çok korkutan şey şuan yalnızlık. şuan yalnızlığı kucaklamazsanız , gelecek ilişki sanslarınıza da kendinize de haksızlık edersiniz.
yıllarca bir başkasına yönelttiğiniz tüm sevginizi , çok zor ama bir süre kendinize yönlendirmeye çalışın . çok zor, bir insanın kendisini sevmesi çok zor ama şöyle düşünün yıllarca bir başka insanı her şeyden çok sevecek kadar sevgi vardı içinizde, sizin içinizde vardı. bunu kendinize yönlendirmemeniz için bir sebep yok.
neyse ben gidip biraz ağlayayım .
devamını gör...
siz lgbt gençliği değilsiniz
"cumhurbaşkanı tayyip erdoğan, isim vermeden, boğaziçi üniversitesi’ndeki bir sergide, kabe figürü etrafına lgbt bayrakları çizilmiş görsel yer almasına gönderme yaptı. erdoğan, ‘gençliği lgbt gençliği değil bu milletin şanlı tarihindeki gençlik olarak geleceğe taşıyacaklarını’ söyledi."
"ecdadınızın izindesiniz" demiş bide. daha osmanlı'da ki oğlancılığı bilmiyor heralde.*
kaynak
"ecdadınızın izindesiniz" demiş bide. daha osmanlı'da ki oğlancılığı bilmiyor heralde.*
kaynak
devamını gör...
kötü iş hayatı
emek/kazanç oranının fazla ters orantılı olmasından tut, huzursuz bir iş ortamına, berbat çalışma saatlerinden bitmek bilmez yoğunluga kadar ve daha sayılabilecek negatif etkenlerin birinin veya birkaçının bir araya gelmesiyle vuku bulan durum.
kötü iş hayatınin insana verdiği yük bazen kötü geçen evlilik kadar fazla olur. hele ki alternatiflerin her zaman daha berbat olduğu türkiye de sabredip dişini sıkmaktan başka pek çoğunun bir çaresi kalmıyor. zor iş.
kötü iş hayatınin insana verdiği yük bazen kötü geçen evlilik kadar fazla olur. hele ki alternatiflerin her zaman daha berbat olduğu türkiye de sabredip dişini sıkmaktan başka pek çoğunun bir çaresi kalmıyor. zor iş.
devamını gör...
hissettiğin yaş sorunsalı
benim ki her halimden belli oluyor diye düşünmekteyim. banane büyümeyeceeem banane.
devamını gör...
the little foot page
eleanor fortescue-brickdale tablosu.
the little foot page, thomas percy’nin “child waters” ya da “burd helen” olarak adlandırılan ve zalim sevgilisi child waters’ın çocuğunu doğuran ellen’ın sadakatini anlatan geleneksel bir destanından bir sahneyi anlatır. adam, ellen’ın kendisine -sadece erkeklerin olduğu- “page” (hizmetçi/köle/koruma) olması konusunda ısrar eder. resimde ellen, erkek olarak kabul görebilmek için erkek kıyafeti giymiş, uzun saçlarını keserken görülür. yerde ise elbisesi ve şalını görebilirsiniz.
jan marsh ve pamela gerrish nunn kataloglarında ressamı 'pre-raphaelite women artists' adı altında gösterirler. resim, sergiye açıldıktan birkaç yıl sonra güzel sanatlar öğrencisi kadınların saçını “page boy” stilinde kestiği görülmeye başlanır, bu sebeple bu resmin az da olsa modaya yön verdiği düşünülüyor.
ressam detayları ve natüralist renkleri kusursuz bir özenle çizmiş. bu resimdeki yeşillik, ressamın her bir çim yaprağı dahil olmak üzere, her şeyin çok detaylı bir şekilde kopyalandığı “truth to nature” (doğaya sadık kalma) ilkelerine olan sarsılmaz bağlılığını göstermektedir. ressamın değeri ise 1902'de the ınstitute of painters in oils’in ilk kadın üyesi olduğu zaman anlaşıldı.

kaynak
edit: link çalışmıyor ama seneler önce o sayfadan okuduklarımdan yazmıştım bu yazıyı, yine de aynı siteden bu linke göz atabilirsiniz.
the little foot page, thomas percy’nin “child waters” ya da “burd helen” olarak adlandırılan ve zalim sevgilisi child waters’ın çocuğunu doğuran ellen’ın sadakatini anlatan geleneksel bir destanından bir sahneyi anlatır. adam, ellen’ın kendisine -sadece erkeklerin olduğu- “page” (hizmetçi/köle/koruma) olması konusunda ısrar eder. resimde ellen, erkek olarak kabul görebilmek için erkek kıyafeti giymiş, uzun saçlarını keserken görülür. yerde ise elbisesi ve şalını görebilirsiniz.
jan marsh ve pamela gerrish nunn kataloglarında ressamı 'pre-raphaelite women artists' adı altında gösterirler. resim, sergiye açıldıktan birkaç yıl sonra güzel sanatlar öğrencisi kadınların saçını “page boy” stilinde kestiği görülmeye başlanır, bu sebeple bu resmin az da olsa modaya yön verdiği düşünülüyor.
ressam detayları ve natüralist renkleri kusursuz bir özenle çizmiş. bu resimdeki yeşillik, ressamın her bir çim yaprağı dahil olmak üzere, her şeyin çok detaylı bir şekilde kopyalandığı “truth to nature” (doğaya sadık kalma) ilkelerine olan sarsılmaz bağlılığını göstermektedir. ressamın değeri ise 1902'de the ınstitute of painters in oils’in ilk kadın üyesi olduğu zaman anlaşıldı.

kaynak
edit: link çalışmıyor ama seneler önce o sayfadan okuduklarımdan yazmıştım bu yazıyı, yine de aynı siteden bu linke göz atabilirsiniz.
devamını gör...
modern talking
thomas anders ve dieter bohlen adlı sanatçılardan oluşan müzik grubu.
garip bir havası vardır şarkılarının. onlarla büyümüşseniz, kaç yıl geçerse geçsin bıkmadan dinleyebilirsiniz. alır götürürler sizi her şeyin yolunda olduğu, hayatın can sıkmadığı, kaygısız çocukluk günlerinize... banu alkan filmlerinin vazgeçilmezlerindendir ayrıca bu şarkılar ki o filmler de çoğunlukla güneşli, sıcak günlerde, deniz kenarlarında çekilmiştir ve insanı alıp yine bambaşka anılara götürürler. güzel bir çocukluk geçirenlere, çocukluklarını hatırlatan her şey gibi kıymetlidir modern talking.
garip bir havası vardır şarkılarının. onlarla büyümüşseniz, kaç yıl geçerse geçsin bıkmadan dinleyebilirsiniz. alır götürürler sizi her şeyin yolunda olduğu, hayatın can sıkmadığı, kaygısız çocukluk günlerinize... banu alkan filmlerinin vazgeçilmezlerindendir ayrıca bu şarkılar ki o filmler de çoğunlukla güneşli, sıcak günlerde, deniz kenarlarında çekilmiştir ve insanı alıp yine bambaşka anılara götürürler. güzel bir çocukluk geçirenlere, çocukluklarını hatırlatan her şey gibi kıymetlidir modern talking.
devamını gör...
arandığı zaman bulunmayan şeyler
kulaklık demek istediğim başlıktır.
evin içinde sürekli kaybolur ne zaman lazım olsa 5 dakika kendisini aratır.
evin içinde sürekli kaybolur ne zaman lazım olsa 5 dakika kendisini aratır.
devamını gör...
biber dolmasının biberini yemeyen insan
biberini yemeyeceksen git pilav ye diye tepki gördüğümüz doğru, fakat aynı tat değil ki. özellikle nimet o nimet diye baskılar da görmedik değil.
o kadar seviyorsanız bizim biberleride siz alın da üstümüze gelmeyin artık. ne kadar uğraşsam da nafile o yeşilimsi kaplamayı yiyemiyorum.
benim için biberi daha çok içi dışarıdan gelecek etmenlere karşı koruyan bir zırh görevi görüyor.
o kadar seviyorsanız bizim biberleride siz alın da üstümüze gelmeyin artık. ne kadar uğraşsam da nafile o yeşilimsi kaplamayı yiyemiyorum.
benim için biberi daha çok içi dışarıdan gelecek etmenlere karşı koruyan bir zırh görevi görüyor.
devamını gör...
tahammül edilemeyen insan özellikleri
kibirli olan insan tipi.
hep ben merkezli konuşur.
her şeyin en iyisini o bilir.
mükemmeldir, hata yapma şansı da yoktur.
çevresinde çok insan vardır ama bir o kadar da yalnızdır. zannımca.
hep ben merkezli konuşur.
her şeyin en iyisini o bilir.
mükemmeldir, hata yapma şansı da yoktur.
çevresinde çok insan vardır ama bir o kadar da yalnızdır. zannımca.
devamını gör...
28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi
provoke edilmiş , amacından sapmış bir direniştir. nerede devleti eleştiren bir eylem olsa bit gibi türeyen marksistlerin olayı farklı noktaya taşımasıdır.
devamını gör...
scuba diving
özel ekipmanlarla yapılan dalış türü, su sporu.
muğla'da tatildeyken heves ettiğim, ekipmanını takıp kuralları dinleyip dalgıca ''aynen aynen'' dediğim ama suya girdiğimde kulaklarımla ilgili saçma korkum yüzünden çocuk gibi dalmadan çıktığım, içimde ukde kalan su sporu. dalgıç hayal kırıklığına uğramıştı, benden önce suya giren kuzenim de su altında beni aramış dalış yaptığı süre boyunca. insanların duygularıyla oynadığım bir gündü.
muğla'da tatildeyken heves ettiğim, ekipmanını takıp kuralları dinleyip dalgıca ''aynen aynen'' dediğim ama suya girdiğimde kulaklarımla ilgili saçma korkum yüzünden çocuk gibi dalmadan çıktığım, içimde ukde kalan su sporu. dalgıç hayal kırıklığına uğramıştı, benden önce suya giren kuzenim de su altında beni aramış dalış yaptığı süre boyunca. insanların duygularıyla oynadığım bir gündü.
devamını gör...
hasan ali toptaş
adı batsındır. kendisi tarafından tacize uğrayan kadınlardan birinin iddiasına göre (gün içinde okudum ama maalesef ilgili linki bulamıyorum) kitaplarını basan yayınevinin de bu durumdan haberdar olduğu tacizci yazar.
öte yandan kısa süre önce yayınevinin genel yayın yönetmeni koltuğuna oturan saadet özen'in attığı tweet şöyle. yaptırımlarının nasıl olacağını bekliyoruz.
edit: everest yayınları yazarla yollarını ayırdığını duyurmuştur
öte yandan kısa süre önce yayınevinin genel yayın yönetmeni koltuğuna oturan saadet özen'in attığı tweet şöyle. yaptırımlarının nasıl olacağını bekliyoruz.
edit: everest yayınları yazarla yollarını ayırdığını duyurmuştur
devamını gör...
pablo picasso
pek bilinmez ama uzun bir dönem seramik de yapmış olan sanatçıdır. suzanne ve georges ramie çiftinin atölyesinde onların tornada ürettiği seramikleri yeniden yorumlayarak daha çok figür ağırlıklı işlere dönüştürmüştür.
ayrıca picasso'nun çalışma süreci yönetmen henri georges clouzot tarafından bir belgesel olarak çekilmiştir. bu yaratım sürecine seyirci olarak bile dahil olmak çok keyif verici, ilgililere tavsiyemdir. (bkz: the mystery of picasso)
ayrıca picasso'nun çalışma süreci yönetmen henri georges clouzot tarafından bir belgesel olarak çekilmiştir. bu yaratım sürecine seyirci olarak bile dahil olmak çok keyif verici, ilgililere tavsiyemdir. (bkz: the mystery of picasso)
devamını gör...
freddie mercury
yaşam tarzı ve müziğe kattığı ruhla bütün ön yargıları parçalayan, özellikle ırkçılığa ve tür despotizmine karşı hunharca savaşan, yegane müzik dehası.
(bkz: queen)
(bkz: bohemian rhapsody)
(bkz: queen)
(bkz: bohemian rhapsody)
devamını gör...
heves kırmak için yaratılmış insan
bulunduğu ortamda her şeyi bildiğini düşünen, kibrinden dünyayı döndürdüğünü düşünen, gamsız, hayatı ciddiye alma yeteneği olmayan, duygusuz insan vasfındakiler bence.
devamını gör...
makinist ile son istasyon radyo yayını
merhabalar sevgili dostlar
bu geceki yayınımızda acı çekmeyi neden severiz isimli başlıktan konuşacağız.
yazdıklarınızı yayında okuyup üzerine fikirlerimizi paylaşacağız.
saat 24:00 da sözlük radyosundayız. radyo.kafasozluk.com/
iki rayı gibiyiz
bir tren yolunun
yakın olması neyi değiştirir
son istasyonun.
bu geceki yayınımızda acı çekmeyi neden severiz isimli başlıktan konuşacağız.
yazdıklarınızı yayında okuyup üzerine fikirlerimizi paylaşacağız.
saat 24:00 da sözlük radyosundayız. radyo.kafasozluk.com/
iki rayı gibiyiz
bir tren yolunun
yakın olması neyi değiştirir
son istasyonun.
devamını gör...
yazarların ilk izlediği yabancı dizi
perfect strangers
devamını gör...