kafa store'a daha fazla özellik gelebilir.
devamını gör...

onlar mülteci değil misafirlerimiz. biz ikna olduk.
devamını gör...

bazı duyguları gelişmemiş, kişiliği de oturmamış insancıklar..
ben tükeniyorum.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


"gülmek diyorum tanrım,
gülmek o'na çok yakışıyor.
izin ver,
yarım yanıma kalsın.
teşekkürler tanrım,
borcum olsun - öderim.
elimden her iş gelir,
yeter ki eli elimde olsun."

irfan kurudirek
devamını gör...

astral seyahat ruhun göbek kısmındaki bir kordon ile ayrılarak gerçek zamanlı olarak dolaşmasıdır. zamanında çok fazla araştırma yapmıştım, astral seyahat yapmak için beynin uyku durumuna geçmemesi ve ruhsal olarak çok sakin olmamız gerekiyormuş. söylenenlere göre astral boyutta uzaya bile çıkabiliyormuşuz. ve hz. mevlana'nın da astral seyahat yaptığı söyleniyor. ben ne kadar isteyerek yapmaya çalışsam da beceremedim. ama istemsiz olarak bir kere yaşadığım bir durumum vardı.

ben lise yaşlarındayım o zamanlar. yazları 70 haneli küçük bir köyde çiftçilik yapıyoruz kışın ise ilçeye gelip okul hayatımı sürdürüyorum. işte astral seyahat anım köyde geçirdiğimiz bir yaz gününde yaşanıyor.

ailemin bir işi çıkmıştı, o zamanlar, ilçeye gitmeleri gerekiyordu. yaklaşık 1 hafta köyde yalnız kalmam gerekiyordu. yalnız kalmam gerekiyordu çünkü kurban için bir tane kuzu almıştık hayvana bakacak birilerinin olması gerekiyordu. neyse ilk günler biraz bekar hayatı yaşamakta zorlandım. yemek, bulaşık, bahçe işleri falan. tabi bilenler bilir köyde boş durulmaz illaki ufak tefek işler vardır. günümü dolu dolu geçiriyordum.

sabah 10-11 gibi kalkıyor kahvaltı yapmadan evcil güvercinlerimi besliyordum. tabi kedi gelirse diye kuşların başında beklemem gerekiyordu. ardından kuşları kümese koyup kahvaltımı yapıyor ardından koyunu beslemeye gidiyordum. sürekli aynı otlardan da yemiyordu, bahçede her ottan 1-2 demet olacak şekilde ellerimle besliyordum. o sırada telefonumda olan 8 şarkıyı en baştan tekrar tekrar dinliyordum. koyunu besledikten sonra yaz öğle sıcakları malûm eve hapsediyor insanı. serinlik çökene kadar evde oyalanıyordum. tam da bu oyalanma sırasında resim çizmeye bile başlamıştım. hava kararmadan hayvanları bir daha besliyor, ve telle çevrilmiş bahçenin kapısını zombiler basacakmış gibi sıkıca bağlıyordum. yani o günlerde mental olarak o kadar pozitif, o kadar dingin o kadar rahattım ki hayatımda ruhsal olarak en iyi zamanlarımdı.

kusura bakmayın o zamanlarda neler yaptığımı bir bir anlattım şimdi astral seyahati anlatmaya geçeyim. yukarıda anlattığım rutin işleri yaptığım bir günün akşamıydı. saat 2 civarı uykum yok ama saat geç oldu uyuyayım diye yatağa girdim. uykumda (uyku mu astral seyahat mi bende bilmiyorum ama garip bir şeyler var) süzülerek evden ayrıldığımı ve sanki seyahat halindeki bir arabanın üzerine çıkmışım ama araba pamuktan, o kadar hafif süzülüyorum. köy yolundan süzülerek köyden çıktığımı hatırlıyorum. ve o zamanlar köyden 7km uzakta pancar ektiğimiz tarla var. süzülerek tarla yoluna girdiğini ve bizim komşu tarlada mavi bir tank (su tankı) gördüğümü hatırlıyorum. daha fazla detayı hatırlayamadım zaten uykum bu kısımda bir gürültü ile bölündü. uyuduğum odanın demir korkuluklarına birisi vuruyordu.* evde yalnızım telle çevrili bahçenin kapısını sıkıca bağlamışım nasıl olur da korkuluğa birisi vurur.* korkudan yataktan kalkıp pencereye bakamadım o sırada. 5-10 dk dinledim dışarıyı ses gelmeyince bir daha, çıkıp pencereye baktım hiçbir şey göremedim.

neyse sabah oldu güneş her yeri aydınlattı. ben her zaman olduğu gibi hayvanları beslemeye çıktım. baktım bahçe kapısı benim bağladığım gibi duruyordu. eee dün beni uyandıran gürültü neydi peki. hala bilmiyorum gürültünün ne olduğunu. bu olayların yaşandığı sırada benim gördüğüm rüya ve astral seyahat hakkında tek bir şey bile hatırlamıyorum. bir kaç gün sonra annem babam ilçeden köye geldiler. oturduk bahçede çay sohbet falan. çizdiğim resimleri gösteriyorum. o sırada birden aklıma geldi, "baba bizim komşu tarladaki mesut abinin hiç mavi tankı var mıydı" diye sordum. mesut'un hiç tankı yoktu dedi. bende rüyada gördüğüm şeyleri anlattım. güldük geçtik öyle.

sonraki gün babamla pancar tarlasına gidip bakacağız suya ihtiyacı var mı yok mu. hazırlandık motorsiklete atladık yola çıktık. tarla yolundaki tepeyi aştığım gibi rüyamda gördüğüm tankın aynısı gördüğüm yerde duruyor. rengi, konumu hepsi gördüğüm gibi. bu yaşadığım olayın beynin bir oyunu mu olduğunu yoksa astral seyahate mi çıktığımı bende tam olarak bilmiyorum. ama emin olduğum bir şey varsa o tankı orada hiç görmedim, babamlar yokken bir kere bile evden çıkıp tarlaya gitmedim. yani tarlaya gitmiş olsam belki gördüm ama fark etmedim, bilinç altımda bunu rüyamda karşıma çıkardı desem öyle bir durumda yok. çok garip bir olaydı. sonrasında astral seyahatin ne olduğunu öğrendim ve yapmak için çok deneme yaptım ama olmadı. bence o zamanki ruhsal dinginliğime ulaşamadığım için yapamıyorum* işte bu da böyle garip bir anıydı
devamını gör...

ben ekonomi ve iş kolu konuşup fikir alışverişi yapabileceğimiz bir kulüp kurmak istiyorum. buradan yetkililere duyurulur.
devamını gör...

(bkz: ekşi sözlüğü anımsatan başlıklar)

kim neyi, neden tercih ediyorsa ediyor. bunu bu kadar takmanın lüzumu yok. zira sizi doğrudan ilgilendiren bir durum değil. herkes kendi tercihlerinin sonuçlarına katlanır. bu mevzuyu bu kadar uylamanın, kıymeti harbiyesi nedir inanın anlamlandıramıyorum.

ha işin şu kısmı var tabi; kendinizi iyi insan olarak görüyor ve bu kötü seçimleri yapan insanların neden sizi tercih etmediğini merak ediyorsanız, sizi anlarım demeyeceğim. yine anlamam. zira bu seferde, bu kötü tercihi yapmış insanların sizi tercih etmemesi mevzusuna takılıyorsunuz ki, bu da çok sağlıklı değil.

kanımca derin bir nefes alın, herkesi doğru ve yanlış tercihleri ile baş başa bırakın. tercih edilmeyen olmak takıntısından kurtulun. herkes önünde sonunda hak ettiği değeri, hak ettiği bir insan evladından görür. ama erken ama geç...

neyse işte böyle, şurada tatlı tatlı konuşalım. ortamı ekşitmenin kanımca lüzumu yok. bu tarz konulara yıllardır kafa yoran bir güruh zaten var. onları arkamızda bıraktığımızı hissetmemize yardımcı olun rica ederim. * * *
devamını gör...

isminin sonuncusu, son meriçsavar, meme analisti, kadınların ateşli rüyalarının müteşebbisi, gerçek ile hayali birbiriyle harmanlayıp, buna harman kalanları kudurtan yazar.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

erteleyerek kamburunuz haline gelmiş olan işleri yapmak
devamını gör...

steven gerrard'ın hayatının dönüm noktalarını konu alan belgeseldir. amazon original içeriğidir. 2018 yılında yayınlanmıştır yönetmenliğini sam blair yapmıştır.

ben bir liverpool ve gerrard hayranı olarak belgeseli izledim ve çok beğendim. gerrard ile ilgili hemen hemen her bilgiyi her olayı başarılı şekilde aktarmışlar. aktarırken sesini, görüntüsünü, arkadaşlarını, annesini, babasını, eşini kullanmışlar. çocukluğundan futbolculuğuna kadar yaşadığı olayların onu nasıl bir futbolcu yaptığı aktarılmış. özellikle 2005 finali ve o finale kadar giden yolculuk çok güzeldi. bir şehrin umudu oluşunu bir şehrin ona tapmasını çok güzel şekilde aktarmışlar. tutku ve futbol.

kullanılan görüntüler ve kurgu açıkçası hoşuma gitti. sonuç olarak gerrard çok başarılı bir lider ve çok başarılı bir kaptan ama hayatında bence iki üç dönüm noktası var. kendisi şampiyonluk kazanamadı. o talihsiz ayak kayma pozisyonu dönüm noktası olarak aktarılmış. şampiyonlar ligi şampiyonu olup efsane olması. chelsea transfer süreci onun ve ailesinin ağzından anlatılıyor.
o dönem mourinho onu bir çok farklı takıma istiyor ama kendisi gitmiyor. belki gitseydi neler olacaktı ama o bir şehrin kaptanı olmayı seçti. iyi ki seçti.
inter, real madrid, chelsea gibi takımlara isteyen mourinho ona saygılarını anlatıyor. belgeselde sevdiğim bir andı.
bir başka detay ise belgeselde anlatılan hillsborough faciası. liverpool taraftarı için çok acı bir olay. yazısını yazmıştım detaylı bakmak isteyenler için (bkz: hillsborough faciası).

bu olayda kaptan gerrardın kuzeni ölüyor ve hayatını çok başka şekilde etkiliyor. liverpool bağı oradan geliyor ve çok kuvvetli şekilde sürüyor.
tabii son olarak şampiyonluğu kaptırdıkları pozisyon ve hayatının şekillenişinden bahsediliyor ve belgesel bitiyor. belgeselin sonunda bir hayali olduğunu belirtiyor. teknik adam olarak dönmek.

tavsiye edeceğim güzel bir belgesel. izlemenizi öneririm.
devamını gör...

üzücü haber. başta müzisyenler ve tiyatro çalışanları olmak üzere kültür sanat emekçileri çok zor durumda. intihar vakaları, enstrümanlarını satmak zorunda olanlar. özel tiyatrolar desen çoğu iflas etti.

sosyal güvencesiz freelance çalışan kültür sanat emekçilere acilen destek olunmalı.
devamını gör...

alacağı yazar rütbesini kendini kadar merakla beklediğim ve bana kalırsa nahif(ince, nazik, duygulu, hassas) sıfatına layık, tam olarak da nahif bir yazar. bayramı çocuklarınki kadar güzel; günleri bayramlar kadar özel olsun. olsun ki hep burada hep bizimle olsun.

"gözlerinden öperim"*
devamını gör...

bir daha düşünün isterseniz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hakikatten, bir düşünsenize. biz aile gibi değil miyiz?
tüm yazarların birbirine göz aşinalığı var, herkes herkesi tanıyor. durum böyle olunca, bir başlığa adım atarken "acaba x yazar bu konuda ne yazmış, ne düşünüyor, kimler yorumlamış?" gibi sorularla teşrif ediyoruz entrylerin arasına. herkesin birbirini bu şekilde tanıması -arada üç beş kelebekleşmeler olsa da*- hengameyi önlüyor. kaos ortamı oluşmuyor. bunların yanında yapılan etkinlikler de cabası! otuz yazarımızla beraber gartic io oynadık ve eğlenmekten kırıldık.*
aile sıcaklığının tanımını elimden geldiğince yaptım. peki ya trollerimiz? sözlüğün göz bebeği, troller! linç ve eğlence kaynaklarımız onlar. ne kadar sevmiyor gibi yapsak da, hor görsek de onlar olmayınca da olmuyor be usta.* iki elin parmağını geçmiyor bu yazarlarımız. geri zekalı etiketi alma riskini kabullenerek bu işe girişiyorlar. iyi ki varlar, ne diyeyim.*
bilge ve entellerimiz geliyor sonrasında da. bizi genel kültüre ve bilgiye boğan saygın entellerimiz! kaliteli entryleri ile sözlükte geçirdiğimiz zamanı daha da değerli kılıyorlar. sözlükte geçirilen birkaç saatin sonunda "zamanım boşa gitti" dememizi engelliyor bu yazarlar. çok şey katıyorlar bizlere, selamlar!*
sözlüğün temelini oluşturan yazarları geride bıraktık. bitti mi? bitmedi tabii ki. sözlüğün en munis ayrıntıları var şimdi de: ponçik mi ponçikkk yazarlarımız.

bu yazarlarımız, diğer yazarları beğeni yağmuruna tutarlar. kötü düşünmezler ve hiçbir koşulda desteklerini esirgemezler. etliye sütlüye pek karışmamalarının yanında kısa ve öz veyahut bilgelik akan entrylerlerle süslerler nadide sözlüğümüzü.
ve ve ve ve şair ruhlu yazarlarımız! kalemleri ile gönülleri arasında bir köprü kuran bu yazarlar, yazdıkları her bir kelimeyle kalbimizi fethederler. hayatı sorgulatırlar. sizlere de selamlar!!
ve en sonnn: moderatörlerimizzzz
sözlüğe verdikleri emeklerin haddi hesabı bulunmamakta. bir sorununuz olduğunda anında dönüş alabilirsiniz bu yazarlardan. kalıplaşmış "yetkili" kişileri oluşmasın kafanızda. sıcak kanlılık akıyor!*

kısa bir süre sonra bu güzel ortamı kaybedeceğiz ne yazık ki. yazarlar değil, kamuoyu konuşulmaya başlanacak, hengameler boy gösterecek. sözlük günden güne büyüyor. nerde çokluk orda kötülük demişler sonuçta.* değerini biliniz bu günlerin.
seviyorum sizleri.
devamını gör...

yaptıgı / yapmaya çalıştığı işleri engellemek, önüne geçmek.
devamını gör...

gözümde şalazyon oluştuğu için kortizonlu iğne yapmışlardı. iğnenin gözüme yapılması ve uyanık olmam dışında bir problem yoktu.
devamını gör...

uzun zaman oldu gözlükleri çıkaralı. ve o zamandan beri at olarak bakıyorum hayata
devamını gör...

naif ve nahif.
naif; tecrübesiz, saf, deneyimsiz, acemi anlamlarına gelirken nahif; ince, kibar, hassas anlamlarına gelmektedir.
devamını gör...

kendisini görür görmez ben sırt üstü kalacağım için asla yapamayacagim eylem.
devamını gör...

zenofobi, yabancı düşmanlığı veya yabancılardan korkma, bizden farklı olan herhangi birinden korkmaya verilebilecek geniş bir terimdir. dışarıdan gelenlere karşı düşmanlık genellikle korkuya verilen bir tepkidir. tipik olarak bir bireyin iç grubu ile dış grup arasında bir çatışma olduğu inancını içerir.

yabancı düşmanlığı farklı şekillerde ifade edilebilirken, tipik belirtileri şunlardır:
* farklı bir "gruba" giren insanların yanında rahatsız hissetmek
* sırf belirli alanlardan kaçınmak için uzun yolları tercih etmek
* insanlarla yalnızca ten rengi, giyim tarzı veya diğer dış etkenler nedeniyle arkadaş olmayı reddetmek
* bir süpervizörü ciddiye alma veya aynı ırk, kültür veya dini gruba girmeyen bir takım arkadaşıyla bağlantı kurmada zorluk yaşama

zaman zaman gerçek bir korkuyu temsil edebilse de, çoğu zenofobik insanın gerçek bir fobisi yoktur. bunun yerine, terim çoğunlukla yabancılara ve göçmenlere karşı ayrımcılık yapan kişileri tanımlamak için kullanılır.

yabancı düşmanlığını ifade eden insanlar tipik olarak kültürlerinin veya uluslarının üstün olduğuna inanırlar, göçmenleri toplumlarından uzak tutmak isterler ve hatta yabancı olarak algılananlar için zararlı eylemlerde bulunabilirler.

zenofobi insanları sadece bireysel düzeyde etkilemez. kültürel tutumlar, ekonomi, politika ve tarih dahil toplumların bütününü etkiler.

zenofobi şunlarla bağlantılıdır:
* farklı geçmişlere sahip insanlara karşı düşmanlık
* dış gruplar için azaltılmış sosyal ve ekonomik fırsat
* dış grup üyelerine yönelik örtük önyargı
* izolasyonculuk
* ayrımcılık
* nefret suçları
* siyasi pozisyonlar
* savaş ve soykırım
* tartışmalı iç ve dış politikalar

kuşkusuz, zenofobi sahibi olan herkes savaş başlatmaz veya nefret suçu işlemez. ancak örtülü yabancı düşmanlığının bile hem bireyler hem de toplum üzerinde sinsi etkileri olabilir. bu tutumlar, belirli gruplardaki insanların bir toplum içinde yaşamasını zorlaştırabilir ve barınma erişimi, istihdam fırsatları ve sağlık hizmetlerine erişim dahil yaşamın tüm yönlerini etkileyebilir.

kaynak
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim