| 22:00 |

`ll be on decks & air @ 90's
devamını gör...

10 üzerinden 10 puanlık erkektir. gelsin beni bulsun.
devamını gör...

90'lar mix eşliğinde bulaşık yıkamak ya da temizlik yapmak.. şu an yapıyorum, serotonine doyuyorum anlık çok şüküür!
o yüzden bu eylemi gün içerisinde 5 defa falan yapıyorum.
bir de yasemin kokusu almak beni çok mutlu ediyor. mutfağı temizledikten sonra bir de kahve yapacağım işte bu mutluluğu size anlatamam.......
devamını gör...

kisisel tercihlerine saygi gosterilmesi gereken kisidir. her birey anne-baba olmak zorunda degil, kaldi ki oldukca buyuk bir sorumluluk. birde baski ve gonulsuzce boyle bir sorumlulugu esin sirtina yuklemek, hem ese,hem cocuga haksizliktir. kisisel gorusum, evlenmeden once ciftler bu konuyu mutlaka kendi aralarinda konusmali, ortak bir karara baglamalari gerekmektedir.
devamını gör...

bir ferit edgü başyapıtıdır.

herkesin öğretmenlik ile ilgili söyleyebileceği bir sözü var. herkesin öğretmenlere ve öğretmenlik mesleğine karşı yapacağı bir eleştirisi var. hiçbir şey olamazsam öğretmen olurum diyen bir sürü insan tanıyorum. genelde hiçbir şey olamıyorlar. yatarak para kazanmaktan tutun da, yetersiz ve yeteneksiz olmaya kadar söylenmedik söz bırakılmayan öğretmenlere bir de mesleğin içindeki zavallı bankamatik memurlarının darbesi vurunca işler iyice sarpa sarıyor.

benim de elbette eleştirilerim var öğretmenlik mesleğine yakışmadığı halde bu meslekten para kazanan vicdansızlara, hatta bunu öğretmenler odası tanımımda tatlı tatlı anlattığımı düşünüyorum ama öğretmenlik insanların sandığı gibi bir meslek değil.

sadece derse girip ders anlatana öğretmen denmez, onlar öğreticidir olsa olsa. öğretmen bambaşka bir kavram. ders dışında da bir şeyler katması gerçek öğrenciye iyi bir öğretmenin, yaptığı işi dert edinmesi gerekir, öğrencilerin içindeki iyiyi güzeli ortaya çıkarması gerekir. o yüzden çok zordur zaten.

ben öğretmenliğe karadeniz’de bir sahil köyünde başladım. hem ilköğretim okulu hem lise olan bir okuldu. öğleye kadar ilköğretim, öğleden sonra lise. her şubeden bir tane vardı sadece. sınıfların en kalabalığı 20 kişilikti. ve o okula benden önce hiç ingilizce öğretmeni gelmemişti.

benim aklımda ise stajyerliği kaldırıp başka bir alana doğru geçiş yapma fikri vardı gittiğimde okula. aslında iyi bir eğitim fakültesinden mezun olmuştum ve baba mesleği olduğu için de öğretmenlik hakkında fazlasıyla bilgim vardı ama bana göre olmadığını düşündüğüm için devam etme niyetinde değildim.

şans eseri ilk dersimi yaptığım gün 24 kasım öğretmenler gününe denk gelmişti. sınıfa girdim, 9. sınıf öğrencilerimle tanıştım. onlara sene boyunca neler yapacağımızı anlattım, son 20 dakikada da eğlenceli bir oyun oynadık sınıfımla. sonra zil çaldı ve ben sigara içmek için çıkıp okulun bodrum katına indim. 15 dakikalık teneffüs sona erip sınıfa girdiğimde neden öğretmenliğe devam etmem gerektiğini anladım.

kara tahtada kocaman öğretmenler gününüz kutlu olsun yazısı ve masamın üzerinde okulun etrafını saran bahçelerden toplanmış çiçekler karşıladı beni. masamın üzeri silme çiçek doluydu. masam sapsarı olmuştu çiçekten. hayatımda bu kadar mutlu olduğum az anım olmuştur.

o gün öğretmenlik yapmaya, öğretmenliği devam etmeye karar verdim ve hala da aynı sevgiyle yapıyorum, daha da çok uzun zaman yapacağım. ben o günün borcunu ödüyorum öğrencilerime. o okulda çalıştığım süre boyunca çok şey yaptım, çok şey değiştirdim ve bununla da hala gurur duyuyorum.

ama benim yaşadıklarım güneydoğu okullarına gidip oradaki insanlara dokunan, oradaki çocukların hayatını değiştiren, onlara başka bir dünyanın mümkün olduğunu gösteren öğretmenlerin yaşadıkları ile kıyaslanamaz bile.

ferit edgü de bu kitapta hakkari’de bir mevsim geçiren bir öğretmenin hikayesini anlatmış bize. benim gibi laf kalabalığı yapmadan; kısa, öz ve vurucu bir şekilde anlatmış. öğretmenin yaşadığı zorluklar, şahit olduğu haksızlıklar, aşmaya uğraştığı dil ve kültür engeli, düzeltmeye çalıştığı yanlışlıklar... hepsi kitapta ustalıkla anlatılmış.

bence okuyun bir an önce, çünkü hala okumadıysanız biraz eksiksiniz demektir.
devamını gör...

bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirdiğinizde, ilk vazgeçeceği kişi siz olursunuz.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


bir çağrı sinci albümüdür.

albüm yakın zamanda çıktı. içerisinde 8 şarkı bulunuyor.
albüm çağrı sinci albümü olduğu için tam olarak bir hip-hop albümü diyebilirim.
beatler, albüm kapağı, lirikler, nakaratlar hepsi çağrı sinci seviyesinde.

albümün konseptini aslında adı anlatıyor. karanlık bir albüm olmuş. beatler yumuşak sözler agresif çağrı sinci sivri dilini kullanmış. söylemesi gerekenleri söylemiş. bir şeyler anlatma kaygısı bulunan bir albüm.

çağrı sinci bu albümü pandemi sürecinde yapıyor. altyapıları, kayıtları, sözleri hepsini tek başına yapıyor ve albümü yayınlıyor. sözlerde ve beatlerde süreci hissediyorsunuz.
pandemi döneminde yaşadığı karanlık günleri çok iyi anlatmış. severek dinledim. en sevdiğim şarkı ise bildiri şarkısı oldu.

albümde sevmediğim kısımlara gelecek olursak. albümün kapağını hiç beğenmedim. ne yapmak istediğini anlıyorum ama günümüzü takip etmek gerekiyor. selfie yapmış koymuş resmen. tamam abi çok hip-hop ama daha iyi şeyler yapılabilir. sanırım konsepti tarif etmek istedi. bilmiyorum.

bir diğer kısım ise bazı beatlerin çok sönük kalması. lirikler öfkeli ama bazı beatler bunu yeterince hissettirmiyor. yumuşak beatler üzerine vurucu sözler pek olmuyor.

genel olarak tavsiye edebileceğim bir hip-hop albümü olmuş. hala istediği müziği yapan ve çizgisini hiç bozmayan çağrı sinciye teşekkür ederim.

şarkı listesi

1 hep karanlık (ıntro)
2 merhaba
3 bildiri
4 yerçekimi
5 oyuncak
6 çakmak gazı
7 rutubet
8 yeter (outro)
devamını gör...

iyilik adı altında reklamını yapan youtuber cümlesi. çok trend şimdi.
seyyar satıcının tezgahındaki her şeyi satın alıp bir de adamları ifşa edersin, dünyayı kurtarmış gibi yayınlarsın, 3-5 ergen gelip yorumlarda; "adamın gözlerindeki sevinç ömre bedel" gibi klişelerle duyar kasar. yeter la midem kaldırmıyor. zaten ne geliyorsa başımıza o sıçtımın ergenlerinden geliyor.
devamını gör...

offf tutturmuşsunuz bir çok çalışmak ezber gibi. çok çalışmak değil doğru şekilde çok çalışmaktır. kardeşim sen ne istiyorun? bunu bunu, bunun gerçekleşebilmesi için ne yapman gerekiyor ? e şunu şunu. e oturup yapacaksın bir zahmet. burada mesele çok fazla çalışmak değil, sadece gereklilikleri yerine getirmek. birçok insanda bunu yapabilecek azim, sabır yada kapasite olmadığı için "başarının sırrı ne lütfen söyleyin" gibi basite kaçmak, kolay yol bulmak istiyorlar ama öyle bir şey yok.
burada önemli olan ne kadar zor olduğuna bakmak değil sadece gerekeni yapmak. unutmayın, isteyen yolunu, istemeyen bahanesini bulur. herkese başarılar.
devamını gör...

volvo.
devamını gör...

haberdeki vahşeti gerçekleştiren insan müsveddesini okuyunca aklıma sosyal medyada sürekli türk kadınlarını aşağılayıp ardından rus, ukraynalı vs. kadınları şöyle iyi, böyle mükemmel bıdı bıdı muhabbeti yapan elemanlar geldi direkt.

birine zararı dokunmayacak insanın hiç kimseye gereksiz bir nefreti olmaz diye tahmin ediyorum.*

bu yaratık bu kadını evlenmeye nasıl ikna etti bilmiyorum ama asfaltı kaldırınca altındaki kanalizasyon ortaya çıkmış belli ki. anlaşılan o ki türkiye'deki bu kadın kasapları sadece bu ülkenin kadınları için değil her türlü dişil varlık için yaşamsal bir tehdit oluşturuyor.

t: tarifi yapılamayacak derecede canice bir olay.
devamını gör...

sezen aksu-hasret
devamını gör...

ozellikle cocuklarda olusan pisikler, gunes yaniklari, buhar yanigi gibi rahatsizlar icin kullanilan kremdir. hem antibakteriyel hem antiseptiktir. bu kremin en buyuk ozelligi iceriginde zinc oxide (cinko oksit) ve lanolin bulunmasidir. anti bakteriyel olmasindan oturu yeni olusmus sivilcelerinde kizarikligini kisa surede gecirmektedir.(sadece sivilcenin bulundugu lokal bolgeye kullanilmalidir) tum cildine maske olarak kullanan, nemlendirici niyetine yuzune bocalayan kisilere denk geldim, bu sekilde kullanimi ozellikle yuz bolgesi icin pek tavsiye etmem... kremin iceriginde bulunan lanolin maddesi cilt yuzeyi tarafindan kolay emilen bir madde degildir, yani krem sanilanin aksine gozenekleri tikayip sivilce yapabilir.
devamını gör...

bugün twitter’da denk geldiğim ve çözdüğüm testtir. cevabı herkes tahmin ediyordur zaten.
devamını gör...

türkiye de genç olmak gerçekten çok zor. ne çocukluğunu yaşayabilirsin ne gençliğini. hayatının en verimli dönemlerini dershane, okul, sınav üçlemesiyle geçiyor. ne bir hobi, ne kafa dağıtacak bir şey yok. okul bitti üniversiteye geldin kendi kendine zar zor yetiyorsun. çoğu kişi hem okuyup hem çalışarak para kazanmaya çalışıyor.
üniversite bitiyor işsizlik bu sefer. yani yine kurtuluş yok. mutlu olamıyorsun, her şey üst üste geliyor kısacası gençliğimiz harcanıyor
devamını gör...

hem boşa değildi "durma, göğe bakalım!" haykırışları uyar'ın. zira, gökyüzüne bakmayanların kalbi daha çabuk kirlenir. özdemir asaf

1-
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
2-
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

dışarıda koca bir dünya göremediğinden odasında koca dünyalar yarattığı için olabilir.
devamını gör...

sayın ybf dedi ki,siz neye bakıyorsanız reklam olarak o çıkacak karşınıza.öhöm lütfen açık vermeyin bari.*
devamını gör...

ötenaziye ile ölmek, ölümün en güzel halidir diye cevaplamak istediğim başlıktır.
bir düşünün sevdiğiniz herkese veda etme şansınız olduğunu. hoşça kal diyorsunuz ve öyle gidiyorsunuz.
bir de gömülmek yerine yakılmak hayalimin gerçekleştiği bir sonsuzluğa kavuşursam...
sevgili nazım'dan bir şiirle de taçlandıralım konuya tevafuk etmesi bakımından. *

* * *
ben
senden önce ölmek isterim.
gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
ben zannetmiyorum bunu.
iyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
toprağa beraber dalacağız.
ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
ben
daha ölümü düşünmüyorum.
ben daha bir çocuk doğuracağım.
hayat taşıyor içimden.
kaynıyor kanım.
yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
ama ölüm de korkutmuyor beni.
yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
içimden bir şey :
belki diyor.


18 şubat 1945
piraye/ nâzım hikmet
devamını gör...

ciddi ciddi müge anlı izleyen insan kadar normal olan insandır.

isteyen survivor izler, isteyen harry potter buna biz karar veremeyiz kişisel tercihler neticede.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim