universite zamanı 6 kızdan oluşan whatsapp grubumuzda kendi aramizda sıklıkla yaptığımız eylemdi.

kombin yapan mi dersin, manitasıyla buluşmaya gidenin seçtiği kıyafet defilesi mi dersin her türden fotoğraf vardı. önce amacına göre kullanıldı grup. ustürupluydu her şey. sonra kızlarımız kendini aştı. yarış haline geldi bu olay. baktım ki topluluk içinde telefonumu açamayacak duruma geldim *, galerim ankara' da yerlere atılan kağıttaki hatunların pozlarıyla dolmuş grubu sessize aldım. kisa bir süre sessizleşti grup. kimseden ses çıkmıyor. ben bu grubu hortlatayım dedim boydan bir fotoğraf atıp çıktım. grup hala sessizde tabii.

aradan 1 saat geçti gruptaki kızlardan biri beni arıyor. "whis çabuk attığın fotoğrafı kaldır, ecem'in abisi senin fotoğrafı" gördü. grupta herkes yönetici. ecem'de dahil. baktık gruba değişik değişik numaralar ekleniyor. ecem'in abisi ve arkadaşları bizim hareme sızmış *. galerim daha da şahlanıyor.

ertesi gün olağanüstü hal ilan ettik ve kızlarla bir toplantı yaptık. ecem'in yöneticilik görevini elinden aldık. gorevini kötüye kullandı çünkü. herkes tüm galerisini temizledi. delil melil bırakılmadı. bir daha boydan'mış, anlık'mış,nude'muş hiç o işlere girmedik.
devamını gör...

itiraf ediyorum ben bir atkı, bere, kazak alışverişi bağımlısıyım.
devamını gör...

günaydın sözlük, günaydın diğerleri, günaydın ses ver kadını.

havanın serin tarafından yakaladım, kedi beni sakin tarafımdan yakaladı, ona mama bana çay seremonisi tamam, yokluk aşina, yokluğun çok fena, size hayırlı günler, bana pazartesi.

ıstırttırayım mı sizi çok vahşi koruma kedime?

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

zombie parçasını warrington bombalamasında hayatını kaybeden 2 irlandalı çocuk (3 yaşındaki jonathan ball ve 12 yaşındaki tim parry)
için yazmış olan irlandalı rock grubu (başlıkta bin kere adı geçmesine rağmen kimse hakkında doğru dürüst bir şey yazmadığı için ben yazmak istedim).

zombie bir protest şarkı. patlama 1993 yılında ira tarafından çöp kutusuna gizlenen bombanın ateşlenmesi sonucu gerçekleşmiş, 3 yaşındaki ball olay yerinde, 12 yaşındaki parry ise kaldırıldığı hastanede, babasının kollarında patlamadan 5 gün sonra hayatını kaybetmiş. grubun solisti dolores o'riordan zombie ile ilgili şöyle demiş: "there were a lot of bombs going off in london and i remember this one time a child was killed when a bomb was put in a rubbish bin – that's why there's that line in the song, 'a child is slowly taken. [ ... ] we were on a tour bus and i was near the location where it happened, so it really struck me hard – i was quite young, but i remember being devastated about the innocent children being pulled into that kind of thing. so i suppose that's why i was saying, 'it's not me' – that even though i'm irish it wasn't me, i didn't do it. because being irish, it was quite hard, especially in the uk when there was so much tension."

türkçe meali "londra'da patlayan çok sayıda bomba vardı ve bir kez çöp kutusuna bir bomba konulduğunda bir çocuğun öldürüldüğünü hatırlıyorum - bu yüzden şarkıda 'bir çocuk yavaşça alınır.' [...] tur otobüsündeydik ve olayın meydana geldiği yerin yakınındaydım, bu yüzden gerçekten beni çok etkiledi - oldukça gençtim, ama masum çocukların bu tür şeylere çekilmesinden yıkıldığımı hatırlıyorum. sanırım bu yüzden 'ben değilim' diyordum - irlandalı olsam bile ben değildim, yapmadım. çünkü irlandalı olmak, özellikle ingiltere'de bu kadar gerginliğin olduğu zamanlarda oldukça zordu."

bu şarkı bir ağıt ve bütün bunları öğrendikten sonra ortalıkta zooombiieeğğ zooombiiieeeğğ diye bağırmayı bıraktım.
devamını gör...

kilo alsan/versen güzel kızsın aslında
devamını gör...

"bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
balık mı olsam,
yosun mu yoksa?..
ne o, ne o, ne o.
deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla."

(bkz: nazım hikmet ran)

denizi ayrı, maviyi ayrı, marikaki'yi apayrı seviyorum; kendisi gibi güzel bir tema seçmiş yine, pazarı güzel kılan tek şey olduğunu söylemiş miydim daha önce?
devamını gör...

jim moriarty karakteridir.
bu kadar hayran olduğum bir karakter yok.
harika yaratılmış harika işlenmiş bir karakter.
devamını gör...

bugün hem yunanistan'da hem de tüm dünyada tanınan bir müzik türü olmasının nedeni bir kısmı atina'da, büyük bir çoğunluğu ise amerika'da yapılmış taş plak kayıtlarıdır.

bu kayıtları reklamsız yayınlayan şöyle şahane bir internet radyosu vardır bir de:
rebetiko.sealabs.net/radiop...
devamını gör...

çekmece dök, yavaş yavaş düzenle.
bu arada bir arkadaşını ara, hem konuş hem düzenle.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

daha mevsimi gelmedi ama yakında koyarlar. bu da eski fotograf zaten.
devamını gör...

işe girememek. akademi mülakatlarında size bir amcanız veyahut dayınızın olup olmadığının açık açık sorulduğu bir ülkede garibansanız çalışamazsınız. üretemezsiniz. neden yıllarımı harcadım diye sorarsınız. akranlarınız hayatını kurarken siz yalnızca seyredersiniz. ekonomik imkansızlıklar belinizi bükerken sırf üniversite mezunusunuz bir de utanmadan yüksek lisans yaptınız diye marketlerde bile iş bulamazsınız. çünkü devamlılık sağlayacak bir personel isterler, onların gözünde siz her an işi bırakabilme potansiyeli olan kalifiye bir elemansınız. velhasılıkelam fazla okumak da suçtur bu ülkede. sağlam cezalandırılır.
devamını gör...

insan varoluşunun nedenini ve amacını anlamaya çalışıyor çoğu zaman, bu da varoluşsal kaygılar'ı beraberinde getiriyor ister istemez. ölüm, özgürlük, yalnızlık, anlamsızlık, bu konuların hepsi insan zihninde yer buluyor. ''bu dünyaya tek başımıza geldik, dünyadan tek başımıza gideceğiz'' düşüncesi insanı ister istemez yalnızlığa sürükleyebiliyor fakat insanın içsel yalıtımı yani duygularını, arzularını ve hayallerini bastırması bence daha yıpratıcı oluyor.

tüm bu düşüncelerin her şeye ve herkese rağmen yalnız hissetmeyi beraberinde getirdiğini düşünüyorum. evet dünyaya yalnız geldik ve yalnız gideceğiz ama dünyaya yalnız gelip öyle gidecek olan tek kişi değiliz ve olmayacağız, bu gerçeği kabullenmek gerekiyor. etrafımızda kimse yoksa yalnız hissedebiliriz fakat etrafımızda birçok kişi olsa da yalnız hissedebiliriz. kafamızın içerisindeki söylemek istediğimiz sözleri eğer karşı tarafa geçiremiyorsak, bizi anlayacak birisi yoksa, etrafımızda ne kadar insanın olduğu önemsizdir. fakat yalnızlık bu kadar kötü müdür? kafamızı dinlememizi ve biraz soluklanmamızı sağlamaz mı yalnızlık?

hani orhan veli diyor ya; ''ağlasam sesimi duyar mısınız, mısralarımda..'' diye, belki duymayacağız, belki gözyaşlarına dokunamayacağız ve o bize anlatmak için çırpındığı şeyi de bir türlü anlamayacağız fakat ben sanmıyorum ki bir kişi olsun orhan veli'nin ''anlatamıyorum'' şiirinde onun mutlu olduğunu düşünsün. tam olarak yalnızlığını dile getirmiş mısralarında. peki bu konuda orhan veli net bir şekilde anlaşıldıysa, bir nebze de olsa yalnız olmadığı anlamına gelmez mi? bu yalnızlıktan yazarak kurtulmuş. öyleyse, yalnız hissettiğinizde ve bu his bunaltıcı geldiğinde alın elinize kağıt ve kalemi, yazın. ne yazdığınızı düşünmeden, içinizden ne geliyorsa yazın. hem artık kafa sözlüğümüz de var, kağıt kalem olmadan buraya da yazabilirsiniz, sadece yazın.
devamını gör...

kafa sözlük yazarlarının nick'lerinin hikayelerini okurken adeta yeğenine savaşta mıyız diyerek tokat atan kadın gibi karşıma çıkan mesajdır. yahu ne güzel okuyorduk ne oldu sözlük? neyse ki devamında artılamaya tam gaz devam edebiliyoruz.

devamını gör...

belki onlar da insansız sokaklar istiyoruz diyorlardır he hiç düşündün mü bu yönden? insanlar kendinden başka hiçbir şeyi düşünmeyen kibrin timsali. bir köpek şiddet gördüyse hırçınlaşır, vahşileşir. aç kaldıysa saldırır. köpeksiz sokaklar istiyoruz diyeceğinize şiddet gören ,aç dolaşan hayvan istemiyoruz derseniz çok farklı olur belki her şey, kovalanmazsınız.
devamını gör...

ısrar. aşırı derecede ikna etme çabası, istemediğimi söylediğim halde ısrara devam edilmesi gerçekten çok geriyo beni. yani cevabım* .
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

eminönü, 1971.
fotoğraf : ara güler.
devamını gör...

yarasa.
diğerlerini söylemem dalga geçersiniz. son 3-4 senedir yarasa ama.
devamını gör...

mete özgencilin bu konu üzerine yaptığı bir eser de vardır. hande yener pek de güzel dillendirmiştir.

nasıl zor şimdi
tanışmak başka biriyle
yeniden kurmak
o devrilen cümleleri
anlatmak kendini
ilk kez anlatır gibi
dinlemek her şeyi
unutması zor olsun diye.



buyrunuz
devamını gör...

iç mi, dış mı? *
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim