lise ve üniversiteyi flörtsüz geçirmek
liseyi örgün okumadım flörtum olmadı, üniversitede güreşciydim okulda ders harici durmuyordum yine flörtum olmadı bu da millette ne gizemli erkek imajı yaratmış ola ki bölümdeki dişil bireylerin hakkımda fiskos yaptığıni kimlerin benim flörtum olmak istediğini cart curt 5 yıl sonra öğrendim, haliyle okul bitti yine olmadı, iş hayatında sosyal çevre denilen bir şey olmadığı için de olmadı, kaldı ki insan bir yaşa kadar hep yalnız olunca mekanizma artık hep öyle çalışıyor hissiyatlari ona göre şekilleniyor.
bu yüzden ömrümü verimli geçirdiğime inanıyorum. profesyonel sporcu olarak ömrümün büyük bölümünü geçirdim, alto saksafon çalmayı öğrenip metal grubunda jazz çaldım. yıllarca çizim yaptım kendi küçük çaplı çizgi romanım için uğraştım, üniversiteden 1 dil 2 lehceyle mezun oldum, tarım yaptım hayvancılık pazarcılık yaptım arazide yattım kalktım, karnımı doyurmak için avcılık yaptım vs.
insan enerjisini ve zihnini diğer insanlardan biraz soyutlarsa kısa ömrünü sağlam tecrübeler ekleyebilir. o yüzden böyle acınası kıstaslarla aklınızı yormayın.
bu yüzden ömrümü verimli geçirdiğime inanıyorum. profesyonel sporcu olarak ömrümün büyük bölümünü geçirdim, alto saksafon çalmayı öğrenip metal grubunda jazz çaldım. yıllarca çizim yaptım kendi küçük çaplı çizgi romanım için uğraştım, üniversiteden 1 dil 2 lehceyle mezun oldum, tarım yaptım hayvancılık pazarcılık yaptım arazide yattım kalktım, karnımı doyurmak için avcılık yaptım vs.
insan enerjisini ve zihnini diğer insanlardan biraz soyutlarsa kısa ömrünü sağlam tecrübeler ekleyebilir. o yüzden böyle acınası kıstaslarla aklınızı yormayın.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının gittiği en iyi konser
1993 de ilk kez türkiye' ye gelen yabancı gruplar furyasında guns n' roses, metallica, bon jovi ye gitmiştik.
metallica' da sahnenin önünde ikinci sıradaydık, o zaman vip mip yoktu, vay be.
metallica' da sahnenin önünde ikinci sıradaydık, o zaman vip mip yoktu, vay be.
devamını gör...
hiç gelmeyecek birini beklemek
dağın ardındaki gelir bir gün. ya toprağın altındaki?
devamını gör...
notre dame'ın kamburu
bazı kitapları okurken film izler gibi olursunuz ama bu film izlemekten çok daha canlı bir histir. işte bu da öyle bir kitaptı. esmeralda'yı ve quasimodo'yu hiçbir film bu kadar canlı ve görünür kılamazdı.
devamını gör...
kadın filozof olmaması
geneli, erkeğe ve çocuklarına ve ana babalarına hizmet etmekten köle gibi kullanılmaktan, ne düşünmeye ne resim yapmaya ne de başka şeyler yapmaya vakit bulamamışlardır. vakit bulabilenler arasında iyi filozoflar fazlasıyla vardır.
devamını gör...
sözlük yazarlarının garip özellikleri
evin/ bulunduğum odanın aşırı düzenli olmasından çok rahatsız oluyorum. yani öyle çok dağınık da olmaz ama bir yeri mutlaka hafif dağıtır öyle otururum.
annem temizlik hastasıydı ben çocukken. ev hep çamaşır suyu falan kokardı eşyaları 1 cm oynatamazdık yerinden, yere bir damla su damlatmazdık kıyamet kopardı yoksa. o günlerin acısını şimdi çıkarıyorum gibi bişi. ters tepti bende nefret ederim çok düzenli olmaktan.
annem temizlik hastasıydı ben çocukken. ev hep çamaşır suyu falan kokardı eşyaları 1 cm oynatamazdık yerinden, yere bir damla su damlatmazdık kıyamet kopardı yoksa. o günlerin acısını şimdi çıkarıyorum gibi bişi. ters tepti bende nefret ederim çok düzenli olmaktan.
devamını gör...
günün sözü
- sensiz yaşayamam.
- yaşarsın. herkes herkessiz yaşayabilir.
tezer özlü
- yaşarsın. herkes herkessiz yaşayabilir.
tezer özlü
devamını gör...
sound of metal
az önce bitirdiğim ve günlerce üzerinde düşüneceğim harika hatta çok harika filmdir.
oyuncu kadrosunda riz ahmed , olivia cooke ve paul raci gibi isimlerin bulunduğu türkçeye "metalin sesi" olarak çevrilen ve en iyi kurgu oscarını alan çok lezzetli sakin bir film herkesin izlemesini tavsiye ederim.
film işitme duygusunu kaybeden metalci bir genci ve sevgilisini konu ediyor.
bol bol seyirciye empati kurduruyor.
filmin ses miksajı çok başarılı olmuş bol bol kendinizi karakterin yerine koyuyoruz.
riz ahmed çok başarılı bir oyunculuk performansı sergilemiş eğer anthony hopkins olmasaydı büyük ihtimalle oscar onun olurdu.
ayrıca tadını kaçırmadan dram filmi çekmeleri duygu pornosuna boğmamaları çok yerindeydi çok mutlu etti beni sağ olun.
kulak eğer gerçeği anlarsa gözdür
film ve içinde oluşan olaylar bana bu sözü hatırlattı nedense çok etkilendim.
ruben ve kız arkadaşının yaşadıkları hayat ve ortak acılar birden kayboluyor ve biz o kaybolmuş duyguları izliyoruz.
ruben ve sevgilisinin arasındaki iletişim işitme duygusuyla beraber kayboluyor ve ruben karakterinin çektiği acılar seyirciye aktarılıyor son derece yalın ve gerçek bir şekilde.
ruben sağırlar evine gidiyor ve sevgilisi babasının yanına gidiyor.
ruben ameliyat olduğu zaman içinde bulunduğu durum değişecek zannediyor ama değişmiyor.
kendimi ruben karakterinin yerine koyup heyecanla bekledim ama maalesef seyirci olarak rubenle aynı hüznü yaşadım.
ruben ameliyat olup sevgilisinin yanına gidiyor ve sevgilisinin aynı olmadığını görüyor aynı şeyleri duymuyorlar.
aynı şeyleri duymamak aynı hayatın içinde olmamak gibi konular ikili arasında olan iletişimi mahvediyor ve ruben ayrılmak zorunda kalıyor.
hayat ruben karakteri için normal olmuyor ve bunu ruben normal olarak kabullenemiyor en azından geç kabulleniyor.
en sonunda ise ruben çözümü sessizlikte buluyor sağırlar evinde ona dinginlikten bahseden abiyi hatırlıyor ve o dinginliği yaşıyor.
filmde bir kaç kritik nokta var .
birincisi rubenin sevgilisi ruben iyi olsun diye onu sağırlar evine göndermek zorunda kalıyor.
ikincisi ruben sağır olmayı öğrenmeye çalışıyor.
üçüncüsü ameliyat olmasına rağmen eskiye dönemiyor ve kahroluyor.
sonuncusu ve dördüncüsü ise eski hayatını ve sevgilisini tekrar bulamıyor.
sessizliğe teslim olup huzur buluyor.
seyirciye bol bol empati kurduran çok lezzetli bir film olmuş herkesin izlemesi gereken bir eser. lütfen izlemeyen sayın yazarlar izlesin.
resimag.com/p1/8caffde3eb05.jpeg
oyuncu kadrosunda riz ahmed , olivia cooke ve paul raci gibi isimlerin bulunduğu türkçeye "metalin sesi" olarak çevrilen ve en iyi kurgu oscarını alan çok lezzetli sakin bir film herkesin izlemesini tavsiye ederim.
film işitme duygusunu kaybeden metalci bir genci ve sevgilisini konu ediyor.
bol bol seyirciye empati kurduruyor.
filmin ses miksajı çok başarılı olmuş bol bol kendinizi karakterin yerine koyuyoruz.
riz ahmed çok başarılı bir oyunculuk performansı sergilemiş eğer anthony hopkins olmasaydı büyük ihtimalle oscar onun olurdu.
ayrıca tadını kaçırmadan dram filmi çekmeleri duygu pornosuna boğmamaları çok yerindeydi çok mutlu etti beni sağ olun.
kulak eğer gerçeği anlarsa gözdür
film ve içinde oluşan olaylar bana bu sözü hatırlattı nedense çok etkilendim.
ruben ve kız arkadaşının yaşadıkları hayat ve ortak acılar birden kayboluyor ve biz o kaybolmuş duyguları izliyoruz.
ruben ve sevgilisinin arasındaki iletişim işitme duygusuyla beraber kayboluyor ve ruben karakterinin çektiği acılar seyirciye aktarılıyor son derece yalın ve gerçek bir şekilde.
ruben sağırlar evine gidiyor ve sevgilisi babasının yanına gidiyor.
ruben ameliyat olduğu zaman içinde bulunduğu durum değişecek zannediyor ama değişmiyor.
kendimi ruben karakterinin yerine koyup heyecanla bekledim ama maalesef seyirci olarak rubenle aynı hüznü yaşadım.
ruben ameliyat olup sevgilisinin yanına gidiyor ve sevgilisinin aynı olmadığını görüyor aynı şeyleri duymuyorlar.
aynı şeyleri duymamak aynı hayatın içinde olmamak gibi konular ikili arasında olan iletişimi mahvediyor ve ruben ayrılmak zorunda kalıyor.
hayat ruben karakteri için normal olmuyor ve bunu ruben normal olarak kabullenemiyor en azından geç kabulleniyor.
en sonunda ise ruben çözümü sessizlikte buluyor sağırlar evinde ona dinginlikten bahseden abiyi hatırlıyor ve o dinginliği yaşıyor.
filmde bir kaç kritik nokta var .
birincisi rubenin sevgilisi ruben iyi olsun diye onu sağırlar evine göndermek zorunda kalıyor.
ikincisi ruben sağır olmayı öğrenmeye çalışıyor.
üçüncüsü ameliyat olmasına rağmen eskiye dönemiyor ve kahroluyor.
sonuncusu ve dördüncüsü ise eski hayatını ve sevgilisini tekrar bulamıyor.
sessizliğe teslim olup huzur buluyor.
seyirciye bol bol empati kurduran çok lezzetli bir film olmuş herkesin izlemesi gereken bir eser. lütfen izlemeyen sayın yazarlar izlesin.
resimag.com/p1/8caffde3eb05.jpeg
devamını gör...
elmayı sapına kadar yemek
benim asla başaramadığım, bıraktığım kısmı ile bir kişi daha elmaya doyar.
devamını gör...
yazarların en ünlü etkileşimi
antalya’da bir barda tesadüf eseri pinhani’nin konserine denk gelmiştim.sahnenin önlerinde bir masaya oturup,bir arkadaşımla biraz takılır çıkarız demiştik.sonra sahnede grubun solisti sinan’ın çaktırmadan sürekli beni kestiğini farketmiştim. konseri bitirirken bana bakıp after party duyurusu yapması da ayrı bir olaydı tabi.
devamını gör...
dilciler iyi bilir
belli ve değişmeyen sorulara maruz kalacaklardır:
1. sen şimdi bu filmi altyazıya bakmadan anlıyor musun?
2. bu şarkıda ne diyor?
3. şimdi sıfırdan başlasam ne kadar zamanda öğrenirim?
4. bir amerikalı gelse onunla normal konuşabilir misin?
5. rüyalarını ingilizce mi görüyorsun?
1. sen şimdi bu filmi altyazıya bakmadan anlıyor musun?
2. bu şarkıda ne diyor?
3. şimdi sıfırdan başlasam ne kadar zamanda öğrenirim?
4. bir amerikalı gelse onunla normal konuşabilir misin?
5. rüyalarını ingilizce mi görüyorsun?
devamını gör...
normal sözlük'te kız tavlamak
buradaki kadinlar harbi delikanli,yapmayin boyle seyler...
(bkz: adamı gömerler oğlum)
(bkz: adamı gömerler oğlum)
devamını gör...
eski sevgili ile karşılaşılan en ilginç yer
halı saha, meğer yeni sevgilisyle futbol oynuyormuşum... *
devamını gör...






