yazarların üniversitedeki yoksulluk anıları
üniversite yıllarımızın nazar boncukları.*
son senemde bir dönem durumum bayağı bayağı kötülemişti.
normalde beni abim okutuyordu ki onu kaybetmiş olmak normal şartlarda üniversite okumamıda engelliyordu.
bir kaç ay burs bulana kadar çeşitli sefillikler yaşadım bu süreçte. okula yürüyerek gidiyor geliyordum. evim daha ucuz olsun diye malesef okuldan biraz uzaktı. cebimde hep bir 60 kuruş taşıdım ne olursa olsun o 60 kuruşu harcamadım. minibüs parasıydı o acil bir durum olurda okula hemen gitmem gerekir diye saklıyordum.
o ara ev arkadaşımla da aram bozuldu. durumu bayağı iyi bir ailenin çocuğu olduğundan normal öğrenci gibi yaşamıyordu. köfteler, dışardan söylenmiş yemekler falanlar filanlar. ve sanki özellikle benle arası bozulduktan sonra daha da bir abartmıştı yemek olayını. normalde benle oturup ekmek arası peynir yiyen kız sabah kahvaltılarından akşam yemeklerine sofra donatıyor arkadaşlarını çağırıyordu. ben o dönemler sabah kahvaltısı dahil makarna yiyordum.
pek sevgili daha sonra tekrar deneyiniz olayın ne kadar hakim bilemiyorum sağ olsun kendisi benim ara ara aç karnımı doyururdu. evine çağırır bana yemekler yapardı.
bir gün nasıl açız. tabi ben de yine para yok. üç arkadaş çarşıdayız. ben, tekrar deneyin ve nuhun minnağı. neyse efem bir şeyler yiyelim dediler olur dedik ama ne yiyeceğiz acaba beni sardı bir korku. benim ev çarşıda olduğundan bir şeyler alıp sana gidelim dediler. bütün pişmiş tavuk ve ayran aldık. içimiz çıktı onu yiyene kadar bitirmeye çalışıyoruz falan hatta sanırım doymayız belki diye açgözlülük yapıp iki tane almıştık. en son burnumuzdan tavuk geliyordu. *
bir iki ay böyle devam etti. sonra bu iki arkadaş sığınmacı olarak kendi evlerine aldılar beni. sokak kedisini eve alma macerası gibi oldu biraz. aşılarımı yaptırıp karnımı doyurdular sağ olsunlar.
ah benim canım neler paylaştık seninle. bazende paylaşmadık hepsini ben yedim. * acısı, tatlısı ne anılar biriktirdik yahu çoğuda benim sefilliklerimle alakalı. * seni seviyore güzel kadın daha sonra tekrar deneyiniz
son senemde bir dönem durumum bayağı bayağı kötülemişti.
normalde beni abim okutuyordu ki onu kaybetmiş olmak normal şartlarda üniversite okumamıda engelliyordu.
bir kaç ay burs bulana kadar çeşitli sefillikler yaşadım bu süreçte. okula yürüyerek gidiyor geliyordum. evim daha ucuz olsun diye malesef okuldan biraz uzaktı. cebimde hep bir 60 kuruş taşıdım ne olursa olsun o 60 kuruşu harcamadım. minibüs parasıydı o acil bir durum olurda okula hemen gitmem gerekir diye saklıyordum.
o ara ev arkadaşımla da aram bozuldu. durumu bayağı iyi bir ailenin çocuğu olduğundan normal öğrenci gibi yaşamıyordu. köfteler, dışardan söylenmiş yemekler falanlar filanlar. ve sanki özellikle benle arası bozulduktan sonra daha da bir abartmıştı yemek olayını. normalde benle oturup ekmek arası peynir yiyen kız sabah kahvaltılarından akşam yemeklerine sofra donatıyor arkadaşlarını çağırıyordu. ben o dönemler sabah kahvaltısı dahil makarna yiyordum.
pek sevgili daha sonra tekrar deneyiniz olayın ne kadar hakim bilemiyorum sağ olsun kendisi benim ara ara aç karnımı doyururdu. evine çağırır bana yemekler yapardı.
bir gün nasıl açız. tabi ben de yine para yok. üç arkadaş çarşıdayız. ben, tekrar deneyin ve nuhun minnağı. neyse efem bir şeyler yiyelim dediler olur dedik ama ne yiyeceğiz acaba beni sardı bir korku. benim ev çarşıda olduğundan bir şeyler alıp sana gidelim dediler. bütün pişmiş tavuk ve ayran aldık. içimiz çıktı onu yiyene kadar bitirmeye çalışıyoruz falan hatta sanırım doymayız belki diye açgözlülük yapıp iki tane almıştık. en son burnumuzdan tavuk geliyordu. *
bir iki ay böyle devam etti. sonra bu iki arkadaş sığınmacı olarak kendi evlerine aldılar beni. sokak kedisini eve alma macerası gibi oldu biraz. aşılarımı yaptırıp karnımı doyurdular sağ olsunlar.
ah benim canım neler paylaştık seninle. bazende paylaşmadık hepsini ben yedim. * acısı, tatlısı ne anılar biriktirdik yahu çoğuda benim sefilliklerimle alakalı. * seni seviyore güzel kadın daha sonra tekrar deneyiniz
devamını gör...
kiminle vakit geçirirsek beynimizin onunkine benzemeye başlayacak olması
oldukça mantıklı olan önermedir.
bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim demiş büyüklerimiz.
bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim demiş büyüklerimiz.
devamını gör...
yoncimik
yonca evcimik'in tozlu raflarda kalmış lakabı.
devamını gör...
albert camus
şöyle buyurmuştur;
“ insan ne ise, o olmayı reddeden tek yaratıktır.”
“ insan ne ise, o olmayı reddeden tek yaratıktır.”
devamını gör...
yazarların yalan söyleme nedenleri
eğer söylemeseydim bana bağlanacaktı, belki de çok daha sevecekti. belki bir gelecek için hayatını paylaşmak isteyecekti. bunu ona yaşatmaya hakkım yoktu. ona '' benim bir geleceğim yok '' diyemezdim, çok üzülebilirdi. üzülmesin diye yalan söyledim ve kendimi kopardım o daldan.
durmam gereken çizgide durdum sadece, yapmam gerekeni yaptım, içim kan ağlasa da, yüreğimden parçalar kopsa da...
durmam gereken çizgide durdum sadece, yapmam gerekeni yaptım, içim kan ağlasa da, yüreğimden parçalar kopsa da...
devamını gör...
bilim bir gün tanrının varlığını somut olarak ispatlarsa olabilecek şeyler
olmayanı kanıtlamak olanı kanıtlamaktan daha mı zor ki bilim kesin tanrı yoktur diyemiyor. birisi hangi din doğru yol bilelim demiş. arkadaşım, dört kitabın manası "la ilahe illallah" gerisine eyvallah.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
ben pastaların ustasıyım
sen gibi çaylakların kalfasıyım
varsın sana gezegen insanı desinler
ben laf sokmaların hastasıyım
sen gibi çaylakların kalfasıyım
varsın sana gezegen insanı desinler
ben laf sokmaların hastasıyım
devamını gör...
olmadan yaşayabileceğimiz organlar
eksikliğiyle de hayatımızı sürdürebileceğimiz organlardır. bazıları çift halinde bulunur.
dalak: görevlerini sayacak olursak; kan depolama, alyuvar üretimi*, lenfosit üretimi ve alyuvar yıkımı. ne yazık ki dalak arkadaşımıza çok da ihtiyacımız yok çünkü bu görevlerin çoğunu diğer organlar da yapabiliyor.
mide: yemek borusunu doğrudan ince bağırsağa bağlayarak da yaşayabiliriz.
üreme organları: testisler ve yumurtalıklar. iki testisi de iki yumurtalığı da alıp yaşamımızı sürdürebiliriz. araştırmalar iki yumurtalığını da almış kadınların yaşam sürelerinin değişmediğini, iki testisini de almış erkeklerin ise garip bir şekilde-pek de şaşırtıcı değil aslında- yaşam sürelerinin uzadığını gösteriyor.
rahim: alınması halinde kadınların çocuk sahibi olma ihtimali olmaz. ayrıca kişi, menstrüasyon döngüsünden de kurtulur.
kalın bağırsak: görevi kimusta bulunan su, bazı vitamin ve mineralleri emip kalanı sıkıştırıp dışkı olarak atmaktır. alınması durumunda kişi yaşamaya devam edebilir. tuvalet rutinlerimizin değişmesi şeklinde eksikliğini hissettirebilir.
safra kesesi: karaciğerde üretilen safranın üretim fazlalılığını depolayan kesedir. zaten bu kesede safra taşı oluşma ihtimali var. ihtiyacımız yoktur kısacası.
apandis: bu gıcık organı açıklamaya gerek yoktur diye düşünüyorum.
böbrek: bir tanesi, yaşamımızı sürdürmemize yeter. bu durumda günlük su ihtiyacımız artar tabii. hiç olmaması durumunda ise diyaliz makinesiyle yaşayabiliriz.
not: bazı yüklemlerimde kullandığım -ebilmek -abilmek olasılık değil; kesin bir yeti bildirir.
dalak: görevlerini sayacak olursak; kan depolama, alyuvar üretimi*, lenfosit üretimi ve alyuvar yıkımı. ne yazık ki dalak arkadaşımıza çok da ihtiyacımız yok çünkü bu görevlerin çoğunu diğer organlar da yapabiliyor.
mide: yemek borusunu doğrudan ince bağırsağa bağlayarak da yaşayabiliriz.
üreme organları: testisler ve yumurtalıklar. iki testisi de iki yumurtalığı da alıp yaşamımızı sürdürebiliriz. araştırmalar iki yumurtalığını da almış kadınların yaşam sürelerinin değişmediğini, iki testisini de almış erkeklerin ise garip bir şekilde-pek de şaşırtıcı değil aslında- yaşam sürelerinin uzadığını gösteriyor.
rahim: alınması halinde kadınların çocuk sahibi olma ihtimali olmaz. ayrıca kişi, menstrüasyon döngüsünden de kurtulur.
kalın bağırsak: görevi kimusta bulunan su, bazı vitamin ve mineralleri emip kalanı sıkıştırıp dışkı olarak atmaktır. alınması durumunda kişi yaşamaya devam edebilir. tuvalet rutinlerimizin değişmesi şeklinde eksikliğini hissettirebilir.
safra kesesi: karaciğerde üretilen safranın üretim fazlalılığını depolayan kesedir. zaten bu kesede safra taşı oluşma ihtimali var. ihtiyacımız yoktur kısacası.
apandis: bu gıcık organı açıklamaya gerek yoktur diye düşünüyorum.
böbrek: bir tanesi, yaşamımızı sürdürmemize yeter. bu durumda günlük su ihtiyacımız artar tabii. hiç olmaması durumunda ise diyaliz makinesiyle yaşayabiliriz.
not: bazı yüklemlerimde kullandığım -ebilmek -abilmek olasılık değil; kesin bir yeti bildirir.
devamını gör...
ams
açılımı arbeitsmarktservice olan bu kurum avusturya’nın tüm şehirlerinde ve bir çok semtlerinde yer almaktadır. işverenler ve iş arayanlar için bir nimet niteliğindedir. buraya başvurup eleman/iş bulabilirsiniz.
eğer işsizseniz hayatınıza biraz destek olmak namına işsizlik maaşı veriyorlar. yaptığınız mesleğe, çocuğunuz olup, olmadığına göre belirleniyor verdikleri miktar.
her şeyin bi karşılığı olduğu gibi burda da bi şart var tabii. deyimi yerindeyse keklenmemek adına size önerilen iş yerine başvurup, 8 gün içinde bi geri dönüş yapmanız gerekiyor kuruma.
uzun zamandır iş bulamadıysanız eğer, size bi kurs teklifinde bulunuyor. ister kendi mesleğinizde, ister merak ettiğiniz bi alan’da belli bi süre eğitim alabilirsiniz. bunun değerini de ams karşılıyor.
kendinizi geliştirirken bir yandan da iş aramaya devam etmelisiniz. kursa başladığınız da geç kalıp nerde olduğunuza dair izin kağıdı vermezseniz maaşınızdan bir günlük değeri kesebiliyorlar. aynı şekilde kursu yarım bırakmanıza da sıcak bakılmıyor.
bu küçük şartları yerine getirmediğiniz taktirde anında kesiliyor işsizlik maaşınız. tekrar evrak toplayıp başvurursanız 6 haftalık bi “ceza” (parasızlık) sonrası yeniden şans veriliyor size.
kendim bizzat epeydir işsizim ve ams ile uğraşmaktansa* hardcore çalışmayı yeğlerim. kriterlerime uygun olan bi işe denk gelemedim henüz.
eğer işsizseniz hayatınıza biraz destek olmak namına işsizlik maaşı veriyorlar. yaptığınız mesleğe, çocuğunuz olup, olmadığına göre belirleniyor verdikleri miktar.
her şeyin bi karşılığı olduğu gibi burda da bi şart var tabii. deyimi yerindeyse keklenmemek adına size önerilen iş yerine başvurup, 8 gün içinde bi geri dönüş yapmanız gerekiyor kuruma.
uzun zamandır iş bulamadıysanız eğer, size bi kurs teklifinde bulunuyor. ister kendi mesleğinizde, ister merak ettiğiniz bi alan’da belli bi süre eğitim alabilirsiniz. bunun değerini de ams karşılıyor.
kendinizi geliştirirken bir yandan da iş aramaya devam etmelisiniz. kursa başladığınız da geç kalıp nerde olduğunuza dair izin kağıdı vermezseniz maaşınızdan bir günlük değeri kesebiliyorlar. aynı şekilde kursu yarım bırakmanıza da sıcak bakılmıyor.
bu küçük şartları yerine getirmediğiniz taktirde anında kesiliyor işsizlik maaşınız. tekrar evrak toplayıp başvurursanız 6 haftalık bi “ceza” (parasızlık) sonrası yeniden şans veriliyor size.
kendim bizzat epeydir işsizim ve ams ile uğraşmaktansa* hardcore çalışmayı yeğlerim. kriterlerime uygun olan bi işe denk gelemedim henüz.
devamını gör...
herkes hoşlandığı sözlük yazarını itiraf etsin etkinliği
tanıdığım yazar bile yok. bir de hoslanacak miyim? daha neler.
devamını gör...
şarkılarla geçtim aranızdan radyo yayını
şarkılarla sıkıcı geçen bir akşama resmen renk katan bir yayın daha. yatağımda uzanmış bazı şeyleri sorgularken hani böyle bir anda modunuz değişir ve durduk yere iyi hissedersiniz ya öyle işte.
haluk levent ise bana hep ablamı hatırlatır. ablam bir zamanlar hayranıydı kendisinin. yatıp kalkıp onu dinleyen ablam 10 yaşlarındayken onun eğlenceli bir konserine katılıyor. haluk levent bu konser bitiminde denize atlayan ilk 3 kişiyle yemek yiyeceğini söylüyor. ablam durur mu başlıyor denize doğru koşmaya. annem son anda yakalamış kolundan. hala anlatıp güler annem bacak kadar boyuna bakmadan atlayacak bir de sıpa diye.
belki ablamla özdeşleştirdiğimdendir şimdi yayında sesini duyunca kendimi bu kadar iyi hissetmem.
haluk levent ise bana hep ablamı hatırlatır. ablam bir zamanlar hayranıydı kendisinin. yatıp kalkıp onu dinleyen ablam 10 yaşlarındayken onun eğlenceli bir konserine katılıyor. haluk levent bu konser bitiminde denize atlayan ilk 3 kişiyle yemek yiyeceğini söylüyor. ablam durur mu başlıyor denize doğru koşmaya. annem son anda yakalamış kolundan. hala anlatıp güler annem bacak kadar boyuna bakmadan atlayacak bir de sıpa diye.
belki ablamla özdeşleştirdiğimdendir şimdi yayında sesini duyunca kendimi bu kadar iyi hissetmem.
devamını gör...
cana kıyan gelsin
yunus emre’nin allah’ın verdiği cana kıymanın yanlışlığı, insanın özünü inkar etmemesi, insanın ne ederse kendine ettiğini ve kalp temizliğini konu alan şiiri.
“bugün sohbet bizim oldu, bize bizim diyen gelsin
bu aşk zehrin seve seve içübeni kanan gelsin
bugün meydan-ı aşk içre, çağırıp bir ün eyledim
müezzinlik bizim oldu, imam olduk uyan gelsin
kanaat hırkasın geydim, selamet başını çektim
melamet gömleğin biçtim, arif olup giyen gelsin
bu ummanda delim gevher;eğerçi var, ele girmez
bahası candır alınmaz, bugün cana kıyan gelsin
işit derviş bu sözümü, ne etmişem kendüzümü
hiçe satmışam özümü, bu cefaya doyan gelsin
suret nakşın yumak ile, gönül milki temiz olmaz
akıp rahmet suyu çağlar, gönül çirkin yuyan gelsin
yunus emre anı görmüş, eline bir divan almış
alimler okuyamamış, bu manadan duyan gelsin.”
“bugün sohbet bizim oldu, bize bizim diyen gelsin
bu aşk zehrin seve seve içübeni kanan gelsin
bugün meydan-ı aşk içre, çağırıp bir ün eyledim
müezzinlik bizim oldu, imam olduk uyan gelsin
kanaat hırkasın geydim, selamet başını çektim
melamet gömleğin biçtim, arif olup giyen gelsin
bu ummanda delim gevher;eğerçi var, ele girmez
bahası candır alınmaz, bugün cana kıyan gelsin
işit derviş bu sözümü, ne etmişem kendüzümü
hiçe satmışam özümü, bu cefaya doyan gelsin
suret nakşın yumak ile, gönül milki temiz olmaz
akıp rahmet suyu çağlar, gönül çirkin yuyan gelsin
yunus emre anı görmüş, eline bir divan almış
alimler okuyamamış, bu manadan duyan gelsin.”
devamını gör...
hipotenüs
bir dik üçgende dik açının gördüğü kenardır. üçgendeki en büyük kenar olma özelliğine sahiptir. hipotenüs uzunluğu pisagor teoremi ile bulunabilir.
devamını gör...
dilek özçelik
'görüyorum ki çaresizliği tatmamışsınız hayatınızda' diyerek hepimize çaresizliği anlatan melek insan. ruhun şad olsun dilek abla.
devamını gör...
tavukların uçamıyor numarası yapması
farkına vardığımdır.
tavuğun uçamadığı doğrudur, ancak istemediğinden uçmuyordur. korku anında hemen 5-10 yükselebiliyorlar.
arada böyle antreman yapsalar 3-5 nesile uçurum kenarında yuva yapmaya başlarlar, ama üşengeçler işte, anca seks yap yumurta çıkar.
tavuğun uçamadığı doğrudur, ancak istemediğinden uçmuyordur. korku anında hemen 5-10 yükselebiliyorlar.
arada böyle antreman yapsalar 3-5 nesile uçurum kenarında yuva yapmaya başlarlar, ama üşengeçler işte, anca seks yap yumurta çıkar.
devamını gör...
insana kendini zengin hissettiren şeyler
gündüz ayrı gece ayrı çorap giymek.
hem zenginim hem de 4 mevsim üşüyebilirim.
hem zenginim hem de 4 mevsim üşüyebilirim.
devamını gör...
lahmacunların vejetaryen bir yiyeceğe dönüşmesi
yıllar yıllar önce ülkemizde yapılan lahmacunların üzerine son zamanlarda pek göremediğimiz fazla miktarda et koyulurdu. günümüzde ise lahmacunların harcını soğan ve baharat oluşturuyor. hatta kıyma veya eti görebilmeniz için mikroskopla bakmanız gerekiyor.*
devamını gör...
kendi başlığına gelen tüm tanımlara favori atan yazar
başkasının başlığına yazan herkese de atıyorum maksat muhabbet olsun.
devamını gör...

