fırtınadan sonra...
(bkz: ekincik)

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yeni bir oluşum kafa sözlük. biraz moralin, cesaretlendirmenin zararı olmayacağına inanıyordur. hepsini de beğenmesin tabi ama emeğin şukusunu da versin. elini korkak alıştırmak istemiyordur.
devamını gör...

matematik sistemlerin daima, sistem içinde kanıtlanması veya tersinin kanıtlanması mümkün olmayan cümlelerden oluştuğunu göstermiştir.
devamını gör...

başlık kalitesi gerçekten üzücü. çok uzun zamandır burda olmamama rağmen, çabuk değişti bu ortam öncelikle bu rahatsız edici.

herkes bireysel olarak isterse oksijene tapsın önemli değil bu ülkede islam yaygın olduğu için islam adına konuşuyorum, bu dine inanmayan ve bunu yaşamak istemeyen insanları da rahatsız edip, zorlamaya çalışan bir toplum ve hükümet var. devlet kurumları, okullar zorunlu din dersleri, diyanet ve kararları, vb.
bu dini yaşamak istemeyen insanların özgürlüğünü de kısıtlayan hareketler ve amaç tamamen bu.
düşman değilim, bu duruma susmak istemiyorum, susturuluyorum ve bir çok insan böyle. kimse böyle rahatsız yaşamak istemez, birlik, beraberlik ben de dilerdim, her inanca mensup olan insanla ama ayrışmanın sebebi ve çıkış noktasının din düşmanı olarak adlandırdığınız insanlar olmadığını düşünüyorum.
devamını gör...

muz cumhuriyeti, uluslararası politikada siyasi açıdan istikrarsız, ekonomik açıdan bir ya da birkaç tarımsal ürünün üretimine ve ihracatına bağımlı ve genellikle yolsuzluklarla iç içe küçük bir seçkin grubu tarafından yönetilen ülkeleri küçümseyici anlamda kullanılan siyasi bir terimdir.
muz cumhuriyeti terimini ilk kez kullanan yazar abd'li willam sydney porter'dır
devamını gör...

soldan soldan akıp giden başlıkları birbiri ardına okuyunca ortaya çıkan saçma sapan durumdur:

(bkz: müslüman kadınların özsaygısı var mıdır sorunsalı)

(bkz: ateist olan kadının özsaygısı var mı sorunsalı)

(bkz: yahudi kadının özsaygısı var mıdır sorunsalı)

(bkz: budist kadının özsaygısı var mıdır sorunsalı)

biraz daha devam ederse saçmalığın dozu artacaktır.
devamını gör...

allah ıslah etsin , müşrik,iftira , gıybet vurun günahın dibine.
devamını gör...

kur artıyor ekonomi iyileşiyor ve haliyle çöreğim ben doğalgazımın elektriğimin derdindeyim (ben alaçatıda lahmacuna 1000 lira gömemiyorum) ne harvard ı ne business ı ne review i işsizim la ben diyorsunuz. hay hay çöreğiniz sizin dertlerinizi duymaz mı görmez mi? görür.

harvard business review'e para bayılmamak için yapabileceğiniz yöntemler kısaca şunlardır. harvard business review (hbr diyeceğim artık içime gına geldi üç kelime yaz üç kelime yaz)'ın günlük bedava okuma kotası vardır ve bu sayede 3 tane diye hatırladığım makalenizi güzelce okursunuz. hürriyetle 25 kupona değil bedavaya.

ben internetimi kullanmak istemiyorum ama dergiye bayılacak gündemi takip edecek halim yok diyen kafacılar harvard business review'in online kitapçılarda dergiyle aynı fiyata gelen kitaplarını edinebilirler çünkü bu kitaplar aslında dergilerden konuyla ilgili yapılan seçmecelerdir. ay yok benim ona da verecek param yok diyorsanız hırs yapın yeni hürrem sultan siz olun ve aylık puan tablosunda sıranızı kapıp 25 telelik kuponunuzu alırsınız. bu kuponla gider dergiyi de alabilirsiniz. türkçe olan dergisi için konuşuyorum gayet güncel gayet güzel konular konuşulmakta. ha bir para kaybı asla değildir ama okumazsanız bittiniz gibi bir durum yoktur.

özetle kaliteli bir management ve business dergisidir.
devamını gör...

6 sezonluk amerikan yapımı bir dizi. aksiyon, suç severler ekran başına. hukuk, avukatlar, savcılar, mahkemelerin sahnede olduğu suit'ten sonra başarılı bulduğum bir dizi. kimin eli kimin boynunda türünden ters köşe bolluğu yaşatıyor. başrolde başarılı ve alfa bir avukat kadın yer alıyor. aynı zamanda hukuk dersi veriyor. mezun verene kadar yanına asistan aldığı 5 öğrenci var, eskileri mezun edince yeni dönem tekrar seçiyor ve olaylar böyle başlıyor. diziden çıkarmanız gereken anlam, katile yardım etmeyin falan(!) herhalde? öyle derin anlamlar içermiyor, mısırını patlatıp koltuğa yayıla yayıla izlemelik, arada başını koyup kestirmelik bir seri işte.



oliver ve conner'ı asla yakıştıramadım, conner'ı bencil sanıyordum ama oliver tam pick me boy çıktı. asistanlar arasından sevdiğim tek karakter conner'dır. geri kalan sümüksüklerin ağlayıp zırlamalarından sıkılıp çoğunlukla atlayarak izledim. annalise'in kocasının eski eşinden olan oğlunun adını hatırlayamadım, ama o da tam anlamıyla sinir katsayımı arttıran bir tipti. bu hikayede mutlu olmayı hak eden 4 kişi vardır, annalise, conner ve bonnie. hiçbir sahnede ağlamadım sanırım ama bonnie ve sevgilisinin beraber ölüşü mahvetmişti beni. tam kavuştular derken her şey mahvoldu, gördüğüm en dokunaklı ölümdü.
devamını gör...

inanmak.
devamını gör...

ortada rıza yoksa taciz etmiştir. lamı cimi yok. fakat öte yandan bu adamın bilime ne katkısı olmuş diyen de bir zahmet mağarasına geri dönsün. herif jeolojide dünyanın en büyük iki-üç isminden biri. aç, yayın sayısı, atıf sayısı orada. aldığı ödüller orada. adam rus bilimler akademisine fuat köprülü'den sonra seçilen ikinci türk. ayrıca amerikan bilimler akademisi'nin de üyesi.

herif ezelden beri solcuların, liboşların, kürtçülerin ve dincilerin hedef tahtasında. valla bütün bu kesimlerle aynı anda düşman olmayı becerebilen biri doğru yoldadır arkadaşım. jeoloji hakkında hiç konuşmuş mu diye soran var. sıfırdan keşfettiği orta asya tektoniğini anlatsa herhalde herkesin uykusu gelirdi. gerçi buna rağmen habertürk'te tamamen jeoloji ve kıta tektoniği üzerine yaptığı yayınlar izlenme rekorları kırmıştı.

bilim, bilim felsefesi, bilim tarihi desen hönk diyecek herifler bu adama b.k atınca komik duruma düşüyorsunuz, haberiniz olsun*
devamını gör...

başkaları sevmiyor ya da alay ediyor diye sevdiğin şeylerden utanmak.
devamını gör...

sevgi
devamını gör...

phrasallar ingilizcede en baş belası konulardan biri olmakla birlikte sahip oldukları önem görecelidir. daha güzel ve havalı bir ingilizce konuşmak için ne kadar çok phrasal bilirseniz o kadar iyidir ancak bilmezseniz de başka sözcüklerle bu açık kapatılabilir. bir metin okurken çıkacak sıkıntılar ise cümlenin gelişinden anlam çıkartarak çözülebilir.

asıl mevzu “ sınav ingilizce”si gibi görünüyor. ülkede herkesin bir yds gerginliği var nedense. halbuki yds, kodları çok kolay çözülebilecek bir sınav. bu sınavda ilk 15 soru içinde 1 phrasal sorusu ve cloze test içinde de muhtemelen bir soru çıkacaktır. kalan bölümler ise okuduğunu anlamaya yönelik olduğu için phrasallar bir önem taşıyabilir.

sınavın dahil olduğu alan benim içinde en rahat hareket ettiğim alan olduğu için birkaç fikir atabilirim ortaya. sanırım bu konuda bir iki kelam edecek yetkinliğe sahibim zira bu sınavla ilgili 9 kitaplık bir setin yazarlarından biriyim.

phrasallar çoğunlukla bir fiil ve bir prepositiondan oluşur. phrasalları öğrenmek için yapılacak iki şey vardır. birincisi; karşınıza çıkan bütün phrasalları size en uygun yöntemi kullanarak öğrenmek. bu uzun süren ama kalıcı bir yöntem ve işin doğrusu da bu aslında.

ancak genelde sınava hazırlananlar son bir ay kala gelip hızlı bir yükleme bekledikleri için bir g.o.r.a. sahnesi yaşamanız ve karışım yükleme yapmanız gerekebilir. bunu için de her soru tipi için draje yöntemler üretmek hasıl olmuştur.

phrasallar için bu draje yöntem şöyledir :

1. fiilin anlamından hareket etmek: bu durumda şöyle bir örnek verilebilir, “ look for” aramak anlamına gelir ve fiilin anlamından yürüyerek “ bakınmak “ gibi bir anlama ulaşılabilir.
2. prepositiondan hareket etmek: bu durumda da şöyle bir örnek verilebilir, “ down, off, out” gibi prepositionlar olumsuz phrasallar oluşturur. mesela “ turn down - geri çevirmek” , “ break out - patlak vermek” , put off - ertelemek”. ayrıca “ down - azaltmak” , “ off - ayrılmak” anlamına gelebilir. tam aksine “ up, on, in” de olumlu anlam yükler phrasala. “ wake up - uyanmak” , “ take in - bir hobiye başlamak” ve “ go on - devam etmek” gibi.
3. iki taraftan da anlam çıkmıyorsa yaradana sığınıp atmak tek çaredir.

bu yazdıklarım sizi doğru cevaba götürmeyebilir ama bence denemeye değer.
devamını gör...

sürekli farklı davranmasıdır. bir dediğinin bir dediğini tutmamasıdır. bunu belki herkes yapar ancak bunu biliyor ve devam ediyorsa ben o insanın çok da kaliteli olduğunu düşünmem.
devamını gör...

anlamı aşikar olan atasözü. muhtemelen zamanın birinde bir atamız benim yaşadığım olay gibi bir olay yaşadı. benim gibi abarta abarta anlattı. oldu bir atasözü.
tam da böyle;
önceki akşam köpek gezdiriyoruz.
kaldırımın kenarında kendi halinde bulduğu yemeği yiyen çelimsiz bir sokak kedisi var.
bizim köpek aklınca onunla eğlenmek istedi.
bir dakika içinde, köpeğimiz kan revan içinde kaldı. *
o çelimsiz kedi bir büyüttü kendini, sanırsın kaplan.
bir iki pençe attı bizim köpeğe. köpek lan bu da neymiş diye şok yaşarken kedi de vın diye kaçtı.
köpeği bilmem ama bana ders oldu, daha kedilere bulaşmam.
devamını gör...

"nothing really matters,
anyone can see"
devamını gör...

grup üyeleri dan reynolds, wayne sermon, ben mckee ve daniel platzman olan müzik grubudur.


hazır son çıkardıkları wrecked adlı şarkıyı dinlerken ben de 1-2 kelam etmek isterim bu grup hakkında. en sevdiğim gruptur aynı zamanda ve gariptir en sevdiğim* şarkıları ralph breaks the internet filmine yaptıkları soundtrack zero'dur.

bu grupla birçok kişi gibi bende 2013 yılında yanlış hatırlamıyorsam radioactive şarkıları ile tanıştım. o zamandan beri yaptıkları coverlar* dahil her yaptıkları şarkıyı dinlerim. aynı zamanda hayatımda ilk dinlediğim albümlerden biri night visions (albüm)'tır. sonrasında her albüm çıkaracakları zaman heyecanla beklediğimi bilirim ve tüm albümlerinde mutlaka kendimden bir şeyler bulurum. 3 eylül'de çıkaracakları mercury - act 1 albümünü de sabırsızlıkla bekliyorum.

şarkı sözlerinde grubun diğer üyeleriyle birlikte genellikle grubun solisti dan reynolds imzasını görürüz. kendisinin söz yazarı kimliğine oldukça saygı duyarım.

bir türlü anlam veremediğim bir şey ise normalde thunder gibi şarkıları* sevmem fakat bir şekilde bu tür bir şarkıyı bana sevdirebilen bir gruptur. başlarda biraz sarmadığını düşünmüştüm ama bir süre sonra içimde büyümüştü bu şarkı. belki başkası aynı şarkyı yapsa sevmeyebilirdim garip bir şekilde.

daha buraya çok şey yazıp çizebilirim ama özetlemek gerekirse en sevdiğim gruptur ve popülerliğini* sonuna kadar hak etmektedir.
devamını gör...

haftaya açılırsa dağda geçireceğim.
devamını gör...

ampulun göbeğine tutturulmuş olan, ortalama 60 cm. boyundaki tel sargıdır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim