tuva türklerinin varlığı esasen çok önemli. nüfus olarak türk dünyasında çok önemli bir yer tutmuyor olsalar da kültür, hayat tarzı, dil, edebiyat, müzik ve tarihsel anlamda türk dünyasının mihenk taşı olan bir topluluktur. zaten onları hakaslar ve altaylar takip eder. tuva cumhuriyeti, aslında türkler için bir zaman makinesine atlayıp atalarının diyarını gezip görebilecekleri bir ülke gibi. sanki zaman durmuş. geçmişi bugüne taşıyabilmişler. işin garip tarafı şu ki; bu coğrafya özerk bir coğrafya, bağımsız bir coğrafya değil. dil konusunda başlangıçta zorluk yaşamanız mümkün ama yavaş yavaş kulak aşinalığı yaşamaya başladığınızda cümleleri çözümlemeye başlıyorsunuz. dil konusunda örnek olması açısından tuva masallarından aşağıya bir kaç örnek bırakayım yalnız yavaş yavaş okuyunuz. en alta indiğinizde son satırları daha iyi anlamaya başladığınızı göreceksiniz diye düşünüyorum.


(aşağıdaki masal tuva türkleri’ne aittir. ilkin masalın tuvaca cümleleri, sonra bu cümlenin birebir anadolu türkçesi’ne çevrilişi son olarak da anlamlı bir biçimde anadolu türkçesi’ne çevrilişi bulunmaktadır.)

tarvagannın tö’güzü

1. erte burungu şağda tarvağan bisdin cernin üstündegi en ulug mergen durup duru.

2. erten burunki çağda dağsıçanı bizim yerin üstündeki en ulu okçu durup duru.

3. çok eski zamanlarda dağsıçanı ülkemizdeki en büyük okçuymuş.

1. bir hün delegeynin üstündegi bar mergennernin iştinen en mergeni gım irgin derin bilir deş delegeynin cük cügünen bar mergenner cığılıp gep bir ulug carışga girip duru

2. bir gün dünyanın üstündeki var okçuların içinden en okçusu kim imiş derin bilir deyiş dünyanın yön yönünden var okçular yığılıp gelip bir ulu yarışa girip duru.

3. bir gün dünyadaki okçuların içinde en usta okçu kimmiş bilinsin diye, ne kadar okçu varsa dünyanın dört bir tarafından toplanıp gelerek, bir büyük yarışa girmişler.

1. en baştay ogturgaynın üstünen ujuv ertip cıdgan gargannı düjür adgan tarvan dagın ogturgaynın üstünen ujuv ertip cıdgan deldigenni düjür adı alvayn çük-le gudrun cire adgaş, ozunga ajınıp, ulug ergen ızırgaş, cer gazıp, üngürge girip, ol şagnan ber tarvan gijini emes, giji tarvannı annar bop duru

2. en başta göğün üstünden uçup geçip yatan kargayı düşüre atan dağsıçanı, ayrıca göğün üstünden uçup geçip yatan çaylağı düşüre ata almayıp sadece kuyruğunu yara atış osuna acınıp ulu barmağını kopara ısırış yer kazıp, deliğe girip, o zamandan beri dağsıçanı kişiyi değil, kişi dağsıçanını avlar olup duru.

3. en başta, gökyüzünde uçup gitmekte olan kargayı avlayan dağsıçanı, gökyüzünde uçup gitmekte olan çaylağı avlayamayıp, yalnızca kuyruğunu yarınca, buna kızıp (bundan utanıp) baş parmağını ısırdıktan sonra, yeri kazıp, deliğe girmiş. o zamandan beri dağsıçanı insanı değil, insan dağsıçanını avlar olmuş.

1. deldigennin gudru cirik büdgennin ujuru baza ol irgin

2. çaylağın kuyruğu yirik biteninin sebebi de o imiş.

3. çaylağın kuyruğunun yarık bitmesinin sebebi de bu imiş.

1. ol şağda tarvan gijinin e’din cip coranın bis tarvannın goldunun aldında durar besten görüp bilir bis.

2. o çağda dağsıçanı kişinin etini yeyip yürüyenini biz dağsıçanının koltuğunun altında durur bezeden görüp biliriz.

3. o zamanlar dağsıçanının insan eti yediğini dağsıçanının koltuğununun altındaki bezeden anlarız.

1. carış dozulgaş carışga girgen bar amıtannar canıp olurarda yarışga bara alvan argar tarvannı udgup barıp: ‘möreyni gım aldı?’ dep surarda tarvan, ‘giji aldı’ derde argar baksırap, ‘cartıgır erinin dergige gadıp, carıgır mıyızım carıkga gadıp duru!’ dep dört garanın iyizi solguja ıglap duru.

2. yarış bitiş yarışa giren var canlılar dönüp otururda yarışa varamayan yabankoyunu dağsıçanına karşılayıp varıp ‘yarışı kim aldı’ deyip surarda dağsıçanı ‘kişi aldı’ derde yabankoyunu üzülüp ‘dolgun dudağın terkiye kuruyup, çok büyür boynuzum yarıga kuruyup duru!’ deyip dört gözünün ikisi soluncaya kadar ağlayıp duru.

3. yarış bittikten sonra yarışa giren bütün canlılar geri dönerken, yarışa gelemeyen yaban koyunu dağsıçanına karşı varıp ‘yarışı kim kazandı’ diye sormuş. dağsıçanı ‘insan kazandı’ deyince, yabankoyunu üzülüp ‘etli dudakların terkisinde kurur, muhteşem boynuzlarım yarıkta kuru’ diye o kadar çok ağlamış ki dört gözünün ikisi kör olmuş.

1. unun songar argar dört garaktıg emes cük-le iyi garaktıg bop öske iyi garanın or(u)nu galgannın tö’güzü mındıg irgin.

2. onun sonra yabankoyunu dört gözlü değil yalnızca iki gözlü olup öteki iki gözünün yeri galanın hikayesi böyle imiş.

3. yaban koyunu o günden sonra dört değil sadece iki gözlü olup öteki iki gözünün sadece izinin kalmasının hikayesi böyle imiş.

1. argarnı annaş mıyızın gır sın carıkga gap tarvannın cırın üddep dergige dergilernin şın ujuru baza mındıg irgin.

2. yaban koyunu avlayış boynuzunu tepe dağ kakıp dağsıçanının alt dudağını delip terkiye terkilerin gerçek sebebi böyle imiş.

3. yaban koyununu avlayınca boynuzunu dağlara yarıklara atmanın, dağsıçanının alt dudağını delip, atın terkisine asmanın gerçek sebebi de bu imiş.”

(nurettin demir/bir tuva masalanının türkiye türkçesi’ne aktarılması/sibirya araştırmaları)



gittiğinizde kam şifa kliniğine muhakkak uğrayın. kam ritüellerini izleme imkanına sahip olursunuz. tekrara düşmemek açısından şurada biraz bahsetmiştim. (bkz: kam/@ateist kaplumbağa) esrime anına dikkat ediniz yeter. sonra uyarmadı demeyin. * kamlaniye bazen tehlikeli olabiliyor. * bol bol doğa yürüyüşleri yapın tarih derslerinde adını duyduğunuz yenisey ırmağına gidip en azından zihinsel olarak binlerce yıl öncesine şöyle seyahat edin. bir de işin sapma noktası var; lenin'in köyüne de gidin * tamam korkmayın lenin tuvalı değil yahu. ha annesi ile ilgili tatar türkü olduğu iddiası var ama o ayrı bir başlığın konusu. hatta o mevzu ile ilgili zeki velidi togan'ın hatıralar kitabında direkt kendisi ile bu konunun sohbetini yaptığı bir bölüm vardır. lenin 3 sene bizim ata diyarında sürgün hayatı yaşamış. gitmişken görmedik demezsiniz işte. müze'yi zaten atlamazsınız falan filan fişman.

başlık tuva başlığı olunca çok sevdiğim bir ağıtı da paylaşayım. 11 ay falan önce paylaşmıştım ama burada bulunsun* ötüken dağının eteklerinde var olan ancak zamanla kaybolan koŋgurej şehrine ve geçmişine ağıttır. muazzam şarkıdır.



altmışa yeten yılkımın
alası nerede kongurey
altı koşumlu ulusumun
ağılı nerede kongurey

yetmişe yeten yılkımın
yelesi nerede, kongurey
yedi devletli ulusumun
yeri nerede kongurey?

seksene yeten yılkımın
sekizi nerede kongurey?
sekiz devletli ulusumun
bilgeleri nerede kongurey?

doksana yeten yılkımın
dokuzu nerede kongurey?
dokuz sancaklı ulusumun
tozu nerede, kongurey, kongurey...

hah şarkı deyince gırtlak müziği mevzusu da var yerinde dinlemiş olursunuz. neyse çok uzadı ben kaçıyorum.
devamını gör...

sivil halka karşı işlenen kitlesel suçlardandır. bu suçlar içerisinde bir insan grubunun katledilmesi ilk sırada zikredilebilecek suçlardandır.

ancak insanlığa karşı suçlar, soykırım suçundan daha geniş kapsamlıdır. çünkü, soykırım belli bir gruba karşı işlenmiş olan suçları kapsarken, insanlık aleyhine suçlarda fiilin sivil halka yönelik olması yeterlidir. bu açıdan soykırım suçu kapsamına girmeyen siyasi veya diğer gruplara yönelik fiiller insanlığa karşı suç teşkil edebilir.

bu suçların tanımı ilk defa nürnberg uluslararası askeri mahkemesi statüsü’nde yapılmıştır.

statüsünün 7. maddesinin 1. fıkrasında insanlığa karşı suçların tanımı yapılmakta ve insanlığa karşı suç oluşturan fiiller sayılmaktadır. maddenin 2. fıkrasında ise, bu fiillerin tanımına yer verilmiştir. madde. 7. fıkra 1: “bu statü’ye göre “insanlığa karşı suçlar”, herhangi bir sivil halka karşı yapılan yaygın veya sistematik bir saldırının parçasını oluşturan ve saldırının varlığı bilinerek işlenen aşağıdaki fiillerden her biri anlamındadır:
a) kasten öldürme,
b) imha,
c) köleleştirme,
d) sürgün veya halkın zorla nakli,
e) uluslararası hukukun temel kurallarına aykırı olarak hapis veya bedensel özgürlükten diğer ağır mahrumiyetler,
f) işkence,
g) ırza geçme, cinsel kölelik, fuhşa zorlama, zorla hamile bırakma, zorla kısırlaştırma veya bunlara benzer ağırlıkta diğer herhangi bir cinsel şiddet şeklini işlemek,
h) belirlenebilen bir grup veya topluluğa karşı, bu fıkrada belirtilen fiillerden veya mahkeme’nin yargı yetkisine giren suçlardan herhangi birisi ile bağlantılı olarak, siyasi, ırki, ulusal, etnik, kültürel veya dini nedenlere ya da bu maddenin 3. paragrafı anlamındaki cinsiyete dayanan nedenlere veya uluslararası hukukta evrensel olarak müsaade edilmeyen diğer nedenlere dayanan zulüm (persecution, kovuşturma).
i) kişilerin zorla kaybedilmeleri (enforced disappearaance of persons),
j) ırk ayrımcılığı suçu,
k) büyük acılara veya vücut bütünlüğünde veya ruhi veya fiziki sağlıkta ciddi zararlara kasten neden olan benzer nitelikteki diğer insanlık dışı fiiller.”
devamını gör...

düğünde moderatörleri tam altından aşağısı kurtarmaz.
devamını gör...

bizim toplumumuzda değer görmeyen insandır.

çünkü bizim gibi toplumlarda hatanı kabul edip özür dilediğin zaman ezik ve özgüvensiz olarak nitelendirilmemen imkansızdır.
devamını gör...

bilgi dolu tanımlar giren yazardır.

takipteyiz efendim, nice güzel tanımlara.
devamını gör...

küfürlü konuşmakla birlikte aynı şeyleri tekrar etmekle karakterize ortalama 13-14 yaşlarda başlayan bir vokal tik hastalığıdır.
devamını gör...

gereksiz çabadır. kimsenin aşağılık kompleksine katlanmak zorunda değil insanlar. olan oldu, ölen öldü ve kalan sağlar ve sahalar bizimdir.
devamını gör...

boş yapma

breeemııın

yaaaaniiii

hı hııı aklıma gelenler bunlar. kaçma isteğinden ziyade bir tane çarpasım gelmiyor değil.
devamını gör...

bir kişiyi gözlerinde çok fazla büyütenler için kullanılan bir ifadedir.
şeyh uçmazsa kerametle eğer, mu'tekitler uçurur tâ bekamer (yenişehirli avni)
şeyh doğa üstü olaylar gösterip uçmazsa, müridleri onu ta ay'a kadar uçururlar.
din tüccarları, cahil halkı şeyh görüntüsünde kandırır. hatta u.k. isimli bir sapık, müritlerine ‘cennet vaat ederek’ kadın, erkek demeden cinsel ilişkiye girmişti. hapis cezası alan badeci şeyh olarak bilinen bu şahsın “sırlar odası” sırasında karı koca kavgaları yaşanmıştı. “ilk önce şeyhi ben mutlu sona götüreceğim” diye… bu müritlerin o sapığa bedenlerinin her yerini değil mallarını mülklerini bile vermeleri kamuoyunun tepkisini çekmişti.
işin enteresan tarafı sözde sır odasına gelen kadın ve erkeklerin çoğunun kendilerine yapılan istismarı normal şeymiş gibi gayet sakin biçimde anlatmaları idi. hele “biz bunun ilim aktarma şekli olduğunu sandık” demeleri. bir şeyler aktarıldığı muhakkak…
şeriatta bu tip sahte şeyhlerin hapse atılmasına gerek duyulmaz, kellesi anında vurulur.
son senelerde sırtına cüppeyi, başına sarığı ya da fesi geçirip, bir karış sakal bırakanlar çıktılar piyasaya. saçma sapan laflar etmekte mahir olanların çevrelerine müritler kendiliğinden toplandı.
kendilerini mürit olarak isimlendiren bu cahil kişiler inandıkları kişiyi çok üstün görürler, onda olağanüstü değerler bulunduğuna herkesi inandırmak isterler. şeyhin uçmaya ihtiyacının olmasından çok, onun ardından gidenlerin şeyhin uçmasına ihtiyaçları vardır. körlüğe dönüşen bu bağlılık her alanda, yaygın olarak siyasette de sıkça görülür.
bir siyasi liderin arkasından gidenlerin bir kısmı onun mucizeler, kerametler göstermesini ister, beklerler. lider de giderek bu bağlılığın sihrine kapılır, kendisini öyle görmeye başlar, aynı körlük ona da bulaşır, badeci sahte şeyhlerden daha tehlikeli olur. "şeyh uçmaz, müridi uçurur misali" bu tür siyasi liderler gün gelir yandaşlarını da uçurur ama uçurumdan aşağıya.
devamını gör...

dokunmadığı an yok ki.
bilhassa doğumgünlerim.
devamını gör...

al birini, vur ötekine, ikisinin de söylemleri bir birinden kötü ve tehlikeli.
zaten doğru düzgün bir muhalefet olsaydı , 23 yıl bu iktidar olmazdı, olamazdı.
muhalefet, ancak laf sokmaya çalışıyor elinden başka bir şey gelmiyor , çözüm, yol, yordam , fikir yok, bizde bekliyoruz belki bir çare.
iktidar ,zaten bam başka bir alem , hepsi mağdur, hepsi kandırılmış, hepsi ülke için feda olmuş.
ne adalet, ne hak ne hukuk, ne hazine, ne bütçe kaldı, halk perişan yokluk içinde , verecekleri soğan ve patates e muhtaç kalmış, ama iktidar her söylenen den darbe edebiyatı yapıyor.
allah bu ülkenin yar ve yardımcısı olsun, allah gençlere sabır versin.
devamını gör...

kargonuz yola çıkmıştır.
devamını gör...

yine arabistan çöllerinden savrulan bir başlık.

t:evrimi geriye götürme çabalarının sonucu

başlığı açan yazar:sadece ölüler görür
entry*:aldatmanın olduğu dünyada bir gerçektir
devamını gör...

''dans edemediğim devrim, devrim değildir'' diyen anarko-sosyalist. hatırlamadığım bir kaynaktan hatırladığıma göre, sözün aslının ''seks yapamadığım devrim, devrim değildir'' şeklinde olup günün koşullarında dans olarak ifade edildiğidir.
devamını gör...

(bkz: kokusu hayata küstüren şeyler)
devamını gör...

merhabalar. bugünkü kafa açan kesitimiz war of the portakallars.
4 dakika 39 saniye klavyelerinizi bırakın içeceğinizi, yiyeceğinizi hazırlayın ve bu eşsiz şölenin keyfini çıkarın.
war of the portakallars izlemek için;
buradan izleyebilirsiniz
diğer kafa açan kesitlerimiz için;
(bkz: kafa açan kesitler)
devamını gör...

bir aralar maalesef içinde bulunduğum ve çıkmanın oldukça zor olduğu insan grubudur.

halen tam olarak çıktığımı da düşünmüyorum ama çoğunlukla kurtuldum en azından.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bi mahalleden mi geçtim, çocukluğumun yanından mi? anlayamadım...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

halen devam eden dizi. az önce bi baktım başlığı açınca ne oluyor ne bitiyor diye. bu kez de baharı kaldırmışlar. bi mesut bi bahar her hafta biri için seferber oluyolar.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim