eskide kaldı bunlar yeni moda flört. bunu da mı öğretelim be!!*
devamını gör...

guardiola, tuchel, klopp vb. teknik direktörler ile karşılaştırılıdığında pek de göze hoş gelen futbol oynatmasa da maçlarını izlerken keyif aldığım iki üç teknik direktörden birisidir. çünkü maçlarını izlediğinizde oyuncularının sahadaki konumlandırılmasından "işte bu bir simeone takımı" diyebiliyorsunuz. aynı zamanda 4-4-2'yi en iyi oynatan teknik direktör olabilir. zaten bu 4-4-2 muhabbetinden dolayı çok hakkı yeniyor.

az önce bahsetmiş olduğum simeone sevgim özellikle bu sene pekişti. sebeplerini şu şekilde sıralayacağım:

-taktiksel açıdan göstermiş olduğu esneklik: bu sene atletico madrid'in maçlarını izleyenler 3'lü savunma hattının sıklıkla kullanıldığını görürler. hatta rakibi karşılarken 6'lı savunma hattına da geçiş söz konusudur.*

-kanat bekleri kullanış biçimi: simeone'de kanat bekleri oldukça önemli bir role sahiptir. kanatlarda ise yannick carrasco ve kieran trippier var. carrasco, belçika milli takımında iken buna benzer bir rolde oynamıştı zaten. carrasco normalde bir bek oyuncusu değil ancak sol stoper olan hermoso'nun varlığı sayesinde kanat beki olan carrasco hücumlarda sürekli felix ve suarez ile pas alışverişinde bulunuyor.* trippier'i zaten anlatmaya kelimeler yetmez, oldukça hakkı yenen bir sağ bek. sağ ayağı çok temiz olduğundan dolayı bindirmeleri rakip takım için oldukça fazla tehlike arz ediyor. tam bu formasyon için biçilmiş kaftan.

- kanat oyuncularını kullanış biçimi: burada da lemar ve llorente'den bahsetmek gerekiyor. carrasco ve trippier'in varlığından dolayı bu arkadaşlar hem orta sahada hem de half space'deki hücum aksiyonlarında oldukça fazla aktif rol alıyorlar. lemar bundan önce sol açıktı ancak maçları izledikçe sol içte felix, koke ve suarez ile oldukça fazla etkileşim halinde*, llorente ise atletico madrid'e gelmeden önce bildiğim kadarıyla orta saha idi ama şimdi kanatlarda da takılmaya başlamış.* correa da oldukça iyi bir iş çıkarıyor.

- defansif kurgu: adamın zaten alamet-i fabrikası bu, hem 4-4-2 hem de 3-5-2 veya 6-3-1 farketmez oyuncuların yeri o kadar net ki sahaya baktığınız zaman kimin nerede ve kimi tuttuğu oldukça belirgindir. yazımın başında da belirttiğim gibi diziliş farketmeksizin simeone maçlarını izlerken kendisinin takımı olduğunu hissetiriyor. aynı zamanda kendi sahasında topu kaptıktan sonraki geçiş oyunları ile rakip kaleye direkt gidebilme kabiliyeti de mevcuttur. buna yönelik fazla antreman yapıldığı belli oluyor.

elbette ki felix, lemar gibi pek çok oyuncu parasının hakkını veremiyor ancak bu takımına kimlik kazandırdığı gerçeğini değiştirmiyor. bu sayede takımları hep belli bir seviyenin üstünde oluyor. geçen seneki başarısız tablodan sonra kendini gerçekten değiştirmiş bir teknik direktör var.

buradan bu seneye dair anlatmaya çalıştığım şeyler ile alakalı daha doyurucu bilgilere erişebilirsiniz.
devamını gör...

bizim üniversitede rastlamadığım hocalardır. egoları yok bir kere, mütevaziler. örneğin çok sevdiğim dünya edebiyatına giren bir hocamın ertesi gün londra'da sunumu varmış, dersin sonunda tatlı tatlı ve biraz da heyecanlı "lütfen şans dileyin, londra'da sunumum var" gibi bir şey dedi. kadın yurtdışında kendini zaten fazlasıyla geliştirmiş ve o sunumu kötü yapmasının bizce imkanı yok fakat mütevazi olduğundan gelmiş bize anlatıyor. bu tabii basit bir örnekti, diğer hocalarımız da anlamadığımızda anlamamız için gerçekten çaba gösteren kişiler. üni dili ingilizce olduğundan ve çoğu hoca başka ülkede yüksek lisans, doktora vs yaptığından da geliyor olabilir bu mütevazi tavırları. bilmiyorum ama şanslıyım, çünkü lise hocalarımı aklıma getiriyorum da, tek yaptıkları öğrenciyi önemsememek, hiçbir şey bilmiyorsun tavırları sergilemek, öğrencilerini dinlemekten bile aciz olmaktı. bu tarz kisiler umarım kendisine öğretmen demez. çünkü tek yaptıkları öğrenciye psikolojik şiddet uygulamak.
devamını gör...

yahu anladık çok zekisin. bi sen akıllısın. aferin burçlara inanmıyormuş. dünyayı kurtardın şu an inanmayarak.

söyle geç işte burcunu ne şov yapıyosun.
devamını gör...

ingiliz nüfus bilimci thomas robert malthus, 18. yüzyılın sonlarına doğru nüfus bilimi* adına önemli katkılar sağlamıştır.
malthus uygun bir bölgede insanlar yeterli şartları sağladığında nüfusları, besin maddelerinin artışından daha hızlı bir artış gerçekleştirir. bu nüfus artışı zamanla insan başına düşen besin miktarını azaltır ve kıtlığa sebep olur. şöyle bir örnekleme yapar malthus, nüfus miktarları 2, 4, 8, 16, 32, 64 diye katlanarak hızla artarken besin maddeleri ise 1, 2, 3, 4, 5, 6 olarak daha aritmetik biçimde artar. bu sonuçla nüfusun besin maddelerinden daha hızlı artması gelecek için besin sıkıntıları demektir.

malthus, nüfus artışının en fazla alt sınıflarda meydana geldiğini ve fakir kesimlere yapılan yardım programlarına karşı çıkmıştır. bu yüzden herhangi bir nüfus azaltma politikaları alt sınıfa uygulanmalıydı malthus'a göre.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çok doğru(!) eşekler, köpekler, damacanalar, cansız mankenler boyacı küpüne batmış gibiydi. o nedenle tecavüze uğramışlardı ve uğruyorlar... o nedenle no makyaj. no tecavüz(!)
devamını gör...

martina lee.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çocukken cami minaresini allah zannederdim. kocaman gelirdi gözüme
devamını gör...

genel olarak, misafirliğe gelmesidir.

gelmeyin lan.
devamını gör...

umarım bütün taleplere kulak verilmez. ilişki durumu ve nude butonu gelirse yandığımızın resmidir. * kızıl öfke benjamin titre ve kendine gel, sözlüğü ve kendini yakma!
devamını gör...


durduk yere can sıkıntısından teori çıkarmak için uğraşmamış; bilakis can sıkıntısından değil de açlıktan, eşitsizlikten, adaletsizlikten ölecek insanlık için kendi perspektifinden alternatif bir yorum getirmiş tarihi kişiliktir.

gerek iktisadi, gerek diyalektiğe getirdiği güncel yorumlamaları, lenin tarafından revize edilip, kuramsallaştırılarak sovyetlerde uygulanmış ve o dönem getirdiği sanayi üretimi ile tüm dünyanın "hayali" düşmanı haline gelmiştir.

düşünceleri, önerileri, eleştirileri doğrudur, yanlıştır tartışılır fakat sonuçta düşünsel olarak bir şey üretmiş ve günümüzde bile tartışmaların merkezi konumunda olacak kadar ileri görüşlü olduğunu ispat etmiştir.

iddia ettiği, daha doğrusu hayal ettiği sistem hiç uygulanmamış; haliyle de çökmeye bile fırsat bulamamıştır. benim de şahsi eleştirim, marx'ın hayali olan "kapitalizm, en sonunda çökecektir." inancına yöneliktir. fakat bunları iki asır önce hayal ettiği ve o yönde istikamet verdiği unutulmamalıdır.

ayrıca hiçbir zaman cephe tarafından yönetilen bir proleterya diktatörlüğü de istememiştir. dolayısıyla bazı terör örgütlerinin kendilerini" marksist" olarak değerlendirmeleri ve anti komünist kimselerin de bu terör hareketlerini "marksizmle" bağdaştırmaları gülünç bir tespitten başka bir şey değildir.

görüşlerini, hayallerini, ideolojisini beğenirsiniz, beğenmezsiniz o ayrı bir şey fakat hayattaki tek üretiminizin hafif ıslak ve yapışkan bir peçete parçası olduğu dünyada bari oturun, saygı duyun.

hangi görüşte olursa olsun, fikirlere saygı duymayı öğrenin. en çok karşılaştığım soru : "dolar ne zaman düşer?"

hiç teknik analiz kasmayacağım. sen fikir üretmedikçe, senden olmayanı sevmedikçe, senin gibi olmayana saygı duymadıkça, en önemlisi bir "fikir" üretip, satacak yetkinliğe gelmedikçe dolar düşmez.

iphone kırana, portakal bıçaklayana kadar; marx'ı, papa'yı, şunu, bunu eleştirene kadar elinizi klavyeden çekin de kendinize bir sorun; bugün insanlık için ne yaptım? hangi çıktıyı ortaya koydum? ne yaptım ben, ne..

not : marksist değilim.
devamını gör...

arayarak konuşmak iyidir.

yazmak her duygunun karşılığını göstermiyor bence, sonra günaydın yazmakla günaydınnn yazmak arasındaki abuk farkı tartışmak zorunda kalıyorsun.

çokta uzun konuşamam gerçi telefonda, o yüzden kısa ve sonuç odaklı konuşmanın hastasıyım.
devamını gör...

haluk levent..
devamını gör...

balıkesir, çocukluğumun yaz tatilleridir.
küçükkuyu-altınoluk arasında her yaz gittiğimiz, benim sabahtan akşama dek denizden çıkmadığım için simsiyah olan tenimdir.
aslında balıkesir, çocukluğuma umarsızca duyduğum özlemdir.
devamını gör...

bir gün yine kızlarla erkekleri gömüyoruz. *
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

türkülere de konu olmuş durumdur.
"kara tren gecikir belki hiç gelmez'"
devamını gör...

özgüven, cinsel eğitim, biraz da psikolojik destek alması gereken kişilerdir.

bakirelik diye bir şey yoktur. diyelim ki vardır. bu ihanet sayılmamalıdır. herkes hayatının bir döneminde birilerine güvenerek ilişki yaşıyor. o an o insanı hayatında ki doğru kişi zannediyor. üstelik kime ne? önemli olan hayatında iken birine sadık kalabilmektir. ısterse eskiden eskort olsun. ağır biliyorum evet. ama seninle iken sana ihanet etmiyorsa doğru insandır.
devamını gör...

21 nisan 1955 istanbul doğumlu yazar ve şairdir.

eser listesi

mahmud ile yezida, 1980
osmanlıya dair hikâyat, 1981
“boyacıköy’de kanlı bir aşk cinayeti” (1982) (öykü)
taziye, 1982
kum saati, 1984
son istanbul, 1985
sahtiyan, 1985
cenk hikâyeleri, 1986
kırk oda, 1987
lal masallar, 1989
eski 45'likler, 1989
yaz sinemaları, 1989
mırıldandıklarım, 1990
yaz geçer, 1992
yaz geçer - özel basım, 1992
geyikler lanetler, 1992
bir garip orhan veli, 1993
oda, poster ve şeylerin kederi, 1993
omayra, 1993
kaf dağının önü, 1994
metal, 1994
murathan’95, 1996
li rojhilatê dilê min, 1996
paranın cinleri, 1997
başkasının hayatı, 1997
dağınık yatak, 1997
dört kişilik bahçe, 1997
oyunlar intiharlar şarkılar, 1997
mürekkep balığı, 1997
başkalarının gecesi, 1997
metinler kitabı, 1998
üç aynalı kırk oda, 1999
doğduğum yüzyıla veda, 1999
meskalin, 2000
soğuk büfe, 2001
erkekler için divan, 2001
yüksek topuklar, 2002
7 mühür, 2002
timsah sokak şiirleri, 2003
yabancı hayvanlar, 2003
çador, 2004
13+1, 2004
bir kutu daha, 2004
beşpeşe, 2004 (elif şafak, pınar kür, faruk ulay, celil oker ile birlikte)
eteğimdeki taşlar, 2004
elli parça, 2005
söz vermiş şarkılar, 2006
kâğıt taş kumaş, 2007
kullanılmış biletler, 2007
yedi kapılı kırk oda, 2007
dağ, 2007
kadından kentler, 2008
bazı yazlar uzaktan geçer, 2009
hayat atölyesi, 2009
eldivenler hikayeler, 2009
ikinci hayvan, 2010
gelecek, 2010
kibrit çöpleri, 2011
şairin romanı, 2011
aşkın cep defteri, 2012
bir dersim hikayesi, 2012
li rojhilate dile min/kalbimin doğusunda, 2012
tuğla, 2012
mutfak, 2013
kadınlar arasında, 2014
merhaba asker, 2014
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

nicole kidman / fotoğraf : fabien baron / interview magazine.
devamını gör...

(bkz: bilal'e anlatır gibi anlatmak)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim