öğrenci 1: bak ben siyah bulutlar çizdim.
öğrenci 2 : ona kara bulut da deniyor.
öğrenci 1: yaaa, sen nerden biliyorsun?
öğrenci 2: ben de babamdan öğrendim. annem babama kusunce babam annemin peşinde dolaşıp "kara bulutları kaldır aradan diye türkü söylüyor. ben de sordum o anlattı.
öğrenci 1 : benim annem hiç küsmez, hep bağırır.
devamını gör...

tamamen ön yargısız olduğunu düşünmüyorum. etiketlemelere, farklılıklardan rahatsız olanlara rastladığım olmuştu. etiketlemenin olduğu yerde ön yargı yok denilemez. zamanla azalarak bitebilirler ya da diğer platformlardan farkı kalmaz. bekleyip görcez.
devamını gör...

tam olarak oyle degil, kisi cok seviyorsa eger, hisleri cinsel arzunun onune gecebilir. kadinlar daha cok boyle hisseder sanki.
devamını gör...

kahvaltı alışkanlığı olmayan şahsım için, mikemmel bir ritüeldir.
kokusu bile içimi açmaya yeter..
eşe dosta da bolca kahve fotisi atıp beraber olmasını dilerim. sevdiğim aktivitelerden biri haline gelen durumdur.
devamını gör...

tunceli ve erzincan konumunda bulunan, kireçtaşı ve volkanik kayalardan oluşan, 3 bin metreyi aşan 10 ayrı zirvesiyle doğu anadolu bölgesi'nin batı yarısındaki en yüksek noktasıdır. barındırdığı 1500 tür ile türkiye'nin en zengin bitki alanlarından biri. bölge 11 kelebek türüyle ayrı bir öneme sahip. sakallı akbaba, yaban keçisi, çengel boynuzlu dağ keçisi, vaşak gibi türler için de hayati bir önemdedir.
devamını gör...

--- alıntı ---

günülemek, kıskanmak: gündelik yazı veya konuşma dilinde çokça kullanılan birçok kelimenin kökenine baktığımızda bunların hiç tahmin etmediğimiz dillerden gelen sürpriz köklere dayandığını görürüz. işte bu sözlerden biri olan ve ağızlarda kullanılan günüle- fiili buna güzel bir örnek teşkil eder. moğolcada "kuma" anlamına gelen küni kelimesi türkçeye geçmiş. bu söz uygur çağı metinlerinden itibaren türkçede çok sık görülür ve "kıskanma" anlamına gelir. kıskanma olgusunu kuma ("küni") ile birleştirerek muhteşem bir anlambilimi derinliği kazandırılmıştır. dünyada hiçbir kıskanma, haset etme "kuma"ya karşı duyulan rekabet nefret kadar derin, etkili ve sürekli değildir. bu yüzden, dilimiz kıskanma olgusunu kuma ile birleştirerek bunun derecesini birkaç kat daha artırmıştır. ege bölgesi ağızlarında aynı anlama gelen gumala-, gumalaş- biçimleri de dikkat çekicidir.

--- alıntı ---

ali akar, düşünen türkçe.
devamını gör...

her yaşın ayrı bir güzelliği var.
buradan
devamını gör...

öyle hissedilerek yazılmış ki, köpeği öldürdükleri bir sahnede hüngür hüngür ağlamıştım.
sanki gerçekten yanımda bir köpek öldürülüyormuş gibi hissettiydim orayı, 32 yılda inşa edilmiş bir başyapıt. yaşar kemal' in ruhu şad olsun.
devamını gör...

zamanla gerçekleşen ve acı veren bir farkındalık halidir.

insanın bu farkındalık haline ulaşmak için yaş alması gerektiğine inanılsa da aslında öyle olmadığı zamanla anlaşılır.

ölümlülüğü var olan haliyle kabul etmek çok yakınınızda birinin ölmesi ise başlar. sanki yakınlarınızdan biri ölünce ölüm artık elle tutulur gözle görülür bir hal alır.

ve insanda sıranın kendisine gelmeye başladığı hissi uyanınca doğarak ön kabulünü yaptığımız ama zamanla bu sözümüzü yavaş yavaş unuttuğumuz ölüm gerçeği tekrar ortaya çıkmaya başlar.

ölüm size yaklaştığında söylenecek tek şey:

“ aldım, kabul ettim.”
devamını gör...

türkçe buna uygun bir dil değil diyenlere bir taraflarımla güldüğüm cinsel seks hedesi. yapmayı bilmiyoruz demiyorsunuz da "imi tirkçi bini iygin diil" diyonuz ya, gülesim geliyor çocuklar. kimseye yapmayacağım bir kıyak yapıyor ve size çok önemli bir trick veriyorum, siz de artık türkçe dirty talk yapabilir partnerinizi oyunun içine çekebilirsiniz.

dirty talk sadece seks sırasında yapılan bir şey değil. foreplay (ön sevişme) kısmında da kullanabilirsiniz, daha öncesinde de kullanabilirsiniz. durduk yere "senin ananı duvardan duvara şöyle sektiririm, babanı donumun lastiğine oturtur salıncakta sallar gibi sallarım" diye girişmeyin. dirty talk bu değil. hele hele s*k beni hiç değil. yapmayın. bunların yerine fantazilerinizden bahsedin. hayalgücünüzü kullanın. nerede sevişmek istediğinizi tarif edin mesela. konya yolunun 46. kilometresinde sağa çekip arabada mı istersin, uçak tuvaletinde mi istersin (bu çok zor bişey bu arada. konforlu da değil, tavsiye etmem), hastanede sedye üstünde mi istersin, "ailen evde yokken sizinkilerin yatağında sevişelim" mi dersin bilmiyorum artık. hayalgücü senin.

buna karar verdikten sonra nasıl bişeyler istiyorsun onu düşün artık. arabaya karar verdiysen hangi şekle girmek istiyorsun mesela? kaputun üstüne çıkalım mobeseden izlesinler mi istiyorsun, kenara çekip tarlanın birine dalıp açık havada mı sevişelim diyorsun, kapıyı camı kapatalım sıcaktan buhardan arabanın içi buğu olsun mu diyorsun sana kalmış sevgili okuyucu. ama bunları düşünüp karşıya anlat işte. adamın ölmüş annesini mezarında rahat bırak, karşındakine odaklan *. bu bile ellerinizin nasırlarına iyi gelecektir eminim. norveçli balıkçıların kremlerine para kaptırmayın * başka şeyler de var da, hele bi siz buralardan bi girin muhabbet açın gerisi gelir *

p.s. düzgün yapılmadığında şöyle gözükür aynı zamanda
devamını gör...

münevver karabulut cinayetinin konu alındığını okuyup, izleme gafletinde bulundum. gecenin bir yarısı sinirlerimi alt üst etti. dizide duygu asenanın kadının adı yok kitabının vurgulanması güzeldi. dizinin toplumda bir farkındalık yaratmasını çok isterim fakat bir kaç bölüm sonra yayından kaldırılacağına inanıyorum. (umarım yanılırım).
bir post paylaşınca bu sorun çözülmeyecek cümlesi yerinde olmuş.
zaman zaman ilişkilerdeki yaş farkı tartışılır. sanırım reşit olma yaşı 18 olmasına rağmen aklın evrilme yaşı daha geç oluyor .insan aşık olunca yanlış-doğru ayırt edemez belki ama çevresine kulak vermeli. genç kız rolünü oynayan oyuncu, tamamen saf duyguların biraz da takıntı ile harmanlanmasını mükemmel oynamış. izlerken sinirimden kendisine defalarca sövmeme rağmen, birilerine ''neler yapmamaları konusunda'' örnek olmasını diliyorum.
keşke hiç bir kadın, erkek kurbanı olarak ölmese...
keşke kadınlar ''çöp gibi yol kenara atılmasa''...
keşke keşke keşke
devamını gör...

arkadaşlarımın ebeveynleri var. birinin hem annesinin hem babasının işitme yetisi farklı, diğerinin ise babasının işitme yetisi farklı. insanlar sevdiği zaman seviyor. yeteneklerin farklı olması bu kişilerin sevmesine ve sevilmesine engel değil. doğru insanı bulmak herkes için zor. eminim bu ilişkiler pek çok farklı zorluğu beraberinde getiriyordur ancak bu yalnızlığa mahkum bir hayat sürmeleri gerektiği anlamına gelmiyor.
pek çok engelli derneğinin kendi klüpleri, sosyalleşme aktiviteleri var. yurtdışındaki kadar fazla olmamakla birlikte bunlar türkiye'de de mevcut.arkadaşlarımın aileleri bu aktivitelerde tanışmışlar. içinde bulunduğum için zorlukları, ihtimallerin ne olduğu hakkında yazamam ancak bu konuda yazarken ben olmam, olamam ya da bu insanların birlikte olma şansı yok tarzında yorumlarda bulunmanın hassasiyetle bağdaşmayacağı görüşündeyim. yazılarınızı okuyan kişinin umutlarının yıkılmasına, kendini yalnızlığa mahkum hissetmesine neden olabilir. bazı konularda söyleyecek iyi bir şeyiniz yoksa yorum yapmamak çok daha olgun bir davranıştır.
edit - ekleme: bu arada üniversitede kızlar arasında son derece popüler olan arkadaşımı hatırladım. yetenekleri farklıydı ama kadın mıknatısıydı. yine gazetecilik yapan görme engelli bir iş arkadaşımız evlenerek mutlu bir yuva kurmuştu. ben sadece iki dakika düşünmekle 4 tane çifti hatırladığıma göre yetenekleri farklı olan kişilerin doğru insanları bir yerlerde onları bekliyor olmalı.
devamını gör...

hiç iletişim kurmadığım* o yüzden sempatik mi bilemediğim* ancak online listesine her baktığımda turuncu turuncu parlayarak dikkatimi çekmiş olan moderatör.
hiç uyumuyor mu acaba?

edit:
1 saat içerisinde kalbimi kazanmayı başarmıştır, dünyanın en tatlı insanı falan olmalı. ben böyle bir ponçikliği başka yere görmedim.
devamını gör...

sözlük tanımıyla; insanlardan iğrenecek kadar nefret etmek manasına gelen mizantropi*, çoğunlukla psikososyal gelişim dönemindeyken yeterince eğitim alamamış, bu dönemdeyken ruhsal olarak çağın getirileri yönünde yaralar almış çocuklarda görülebilen bir çeşit psikolojik rahatsızlıktır.
çocuk sorunlarla kapattığı yahut kapatamadığı bu dönemlerden ötürü sağlıklı bir toplum-insan ilişkisi oluşturamaz. toplum karşısında çaresiz hisseder, gitgide nefrete hatta iğrenmeye giden duyguları onu toplumdan iter, tek başına bırakır.

latince olan misos* ve anthropos* anlamlarına gelen şu iki kelimeden oluşmuştur.

geçen sefer şu tanımda [#1020427] pistantrofobi'den bahsetmiş ve insanın zamanla mizantropist olabileceğinden açmıştım konuyu. bunun herkeste aynı seyretmediğini ifade edeyim hemen; mizantropist kişiler kötülüğün insanın içerisine doğuştan eklendiğini, birinin istese de istemese kötülük yapacağını düşünür. kötülük insanın fıtratıdır, düşüncesine dayanır.
onlara göre insan yüzyıllar boyu ne yapmışsa menfaat duygusundan dolayı yapmıştır. hümanizm düşüncesinin karşıt görüşünü oluşturur.
bu kişiler insanlarla mecburiyet olmadığı sürece iletişime geçmemeyi isterler. aktivitelerden, etkinliklerden uzaktırlar.

mizantropi testi;

*insanların iğrenç varlıklar olduğunu düşünüyorum.
*etrafımda insan olabilir, sonuçta onlara muhtacım ama mümkünse benimle asla iletişime geçmesinler.
*kötü haberler beni etkilemiyor çünkü bunun insanın özü olduğunu biliyorum. onlar iticilik yapmadan durmazlar.
*ben onlardan daha üstünüm, yaradılışım farklı, tanrı beni farklı yaratmış.
*kıskanıyor işte, kıskanç yaratık, öl! senden daha iyiyim!

etrafınızda bunu sürekli yaşayan, nefret dili dediğimiz kavgacı konuşma tarzını üzerinden atamayıp her seferinde insanlara olan nefretini dile getiren biri varsa, geçmiş olsun.
devamını gör...

mersin ile özleşen, özellikle etlisi makbule geçen henüz bir saat önce yediğim leziz yemek.
devamını gör...

biri ile sohbet ederken açtığı bir konu vardır ki, o an anlarsınız o muhabbet saatlerce sürecek.
t. saatlerce konuşulsa bıkılmayacak konular.
benim için hayatını anlatırken söylediklerinde yakaladığım, hayata aynı bakıyoruz hissi.
devamını gör...

aşk muhabbeti. hay aşkınızın içinden geçeyim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gri pasaportla yurt dışına kaçan türklerin alman polisini atlatmak için kullandığı ifade.

valla alman polisi de bunu yediyse gerçekten çok zekisiniz demektir.


türkiye'den almanya'ya gri pasaportla kaçanların frankfurt havalimanı’nda polise "okullarımızda başarılıydık zeka seviyemiz yüksek olduğu için türkiye bizlere bu pasaportu verdi" dediği öğrenildi.


kaynak: www.indyturk.com/node/34961...
devamını gör...

orhan veli kanık'a ait olan şiir, genelde şiirin son dizesi ile bilinir:

eskiler alıyorum
alıp yıldız yapıyorum
musiki ruhun gıdasıdır
musikiye bayılıyorum

şiir yazıyorum
şiir yazıp eskiler alıyorum
eskiler verip musikiler alıyorum.

bir de rakı şişesinde balık olsam
devamını gör...

"ve herkim allah'ın indirdiği hükümler(şeriat) ile hükmetmez ise kafirlerin ta kendisidir" (maide 44)

her kim olursa olsun, ben şeriat'ı reddediyorum ve çağdaş demokrasi(!)'yi seçiyorum derse, bu kişi de kafirdir, çünkü kuranın şeriat ayetlerini reddedip, demokrasi'yi seçer.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim