melodi23
güzel tanımlar giren ve hep iyi hatırlanmak isteyen bir yeni yazarımız. hoşgelmiş...
devamını gör...
yeni başlayacaklara fantastik kurgu kitap önerileri
fantastik kurgulardaki gözden kaçan nokta şu; her yazar her fantastik severe uymuyor. ağdalı, bol tasvirli bir hikaye mi arzuluyorsunuz, rotanız farklı; çerez gibi gitsin mi diyorsunuz, yönünüz farklı olmalı. çünkü birbirinden farklı dünyaların haliyle birbirinden farklı damak tadı oluyor.
bu noktada beklenti ve duruma göre yaş da devreye giriyor.
örneğin herkesin aşina olduğu harry potter serisi, bence, 20 yaş altı olup da fantastik bir denize ilk kez ayak sokmak isteyenler için gayet ideal bir seridir. anlatımı kolay, kendine has bir yapısı olduğundan enteresan terimler ile karşılaşıp bu ne yahu demeyeceğiniz, ilk kitaptan son kitaba öyküye hakim kalabileceğiniz bir yolda ilerliyor. ne kadar ilk iki kitabı çocuk kitabı gibi gelse de üçüncü kitaptan sonra serinin öyle olmadığını anlıyorsunuz.
her yer harry potter, içimiz dışımız gözlüklü velet derseniz de yine giriş için uygun fakat biraz uzun bir seçenek daha var; gece evi serisi. aynı şekilde gerçeklikten olağandışı hayata geçiş sürecini tıpkı harry potter gibi yaşatan ve sizi haritadan kopartmayacak bir havaya mevcut. lakin başta da dediğim gibi biraz uzun, en son onuncu kitabını okuduğumu hatırlıyorum, daha bir o kadar da vardı.
peşinden, otostopçunun galaksi rehberi şart; hem bünyeyi dinlendirmek, hem biraz şaşırmak, hem de heves arttırmak için birebirdir.
sonrasında daha büyük evrenlere atlamadan önce yine bence okunması gereken üç kitaplık bir seri daha var; diablo. bu noktada artık dünya haritasından komple kopmaya başlıyorsunuz, savaşçılar, paladinler, büyücüler, necromencerlar nedir, ne değildir; yatmaya başlıyor kafaya. zaten fantastik evreni sevip sevmeyeceğiniz diablo serisinden sonra kendini iyiden iyiye belli edecektir.
bu noktadan sonra ise takip edilebilecek onlarca seriden, zevkinize ve şu zamana kadarki birikiminize uygun, sizi götürecek, gözlerinizi kapatınca içinde yer almak isteyeceğiniz hikayeleri keşfetmiş oluyorsunuz.
ejdarha mızrağı, zaman çarkı, dune serisi, yerdeniz serisi, taht oyunları olarak da bilinen buz ve ateşin şarkısı...ve...
elbette ki yüzüklerin efendisi serisi. yüzüklerin efendisine ayrı bir paragraf açmak gerekiyor zira en ince detayına kadar planlanmış, nesiller atlamış bir seri olarak, kültür olarak, sizi ermişlik mertebesine çıkaracak bir dünyadır kendisi. dili zaman zaman şiirsel, zaman zaman ağdalı, kimi zaman boğucu, kimi zaman ferahlatıcı, bambaşka bir tecrübe. en çok sorulan sorulardan biri serinin okunma sırası; bir çok sitede yer alıyor ama belirtmekte fayda var. hobbit ile başlanıp, yüzüklerin efendisi 1-2-3, bitirdikten sonra ki inanın bu vaktinizi alacaktır; her şeyin başına, silmarillion'a hazırsınız demektir. ardından, sıraya çok da takmadan güç yüzüklerine dair, hurin'in çocukları gibi türkçe'ye çevrilen romanlardan pekiştirmeler yapabilirsiniz.
en başta da dediğim gibi, beklentileriniz ve giriş yapmak istediğiniz evrenin sizi çekmesi çok önemli; tat almıyor musunuz, başka bir seriye yönelin, bu noktada pes etmemek önemli.
bu noktada beklenti ve duruma göre yaş da devreye giriyor.
örneğin herkesin aşina olduğu harry potter serisi, bence, 20 yaş altı olup da fantastik bir denize ilk kez ayak sokmak isteyenler için gayet ideal bir seridir. anlatımı kolay, kendine has bir yapısı olduğundan enteresan terimler ile karşılaşıp bu ne yahu demeyeceğiniz, ilk kitaptan son kitaba öyküye hakim kalabileceğiniz bir yolda ilerliyor. ne kadar ilk iki kitabı çocuk kitabı gibi gelse de üçüncü kitaptan sonra serinin öyle olmadığını anlıyorsunuz.
her yer harry potter, içimiz dışımız gözlüklü velet derseniz de yine giriş için uygun fakat biraz uzun bir seçenek daha var; gece evi serisi. aynı şekilde gerçeklikten olağandışı hayata geçiş sürecini tıpkı harry potter gibi yaşatan ve sizi haritadan kopartmayacak bir havaya mevcut. lakin başta da dediğim gibi biraz uzun, en son onuncu kitabını okuduğumu hatırlıyorum, daha bir o kadar da vardı.
peşinden, otostopçunun galaksi rehberi şart; hem bünyeyi dinlendirmek, hem biraz şaşırmak, hem de heves arttırmak için birebirdir.
sonrasında daha büyük evrenlere atlamadan önce yine bence okunması gereken üç kitaplık bir seri daha var; diablo. bu noktada artık dünya haritasından komple kopmaya başlıyorsunuz, savaşçılar, paladinler, büyücüler, necromencerlar nedir, ne değildir; yatmaya başlıyor kafaya. zaten fantastik evreni sevip sevmeyeceğiniz diablo serisinden sonra kendini iyiden iyiye belli edecektir.
bu noktadan sonra ise takip edilebilecek onlarca seriden, zevkinize ve şu zamana kadarki birikiminize uygun, sizi götürecek, gözlerinizi kapatınca içinde yer almak isteyeceğiniz hikayeleri keşfetmiş oluyorsunuz.
ejdarha mızrağı, zaman çarkı, dune serisi, yerdeniz serisi, taht oyunları olarak da bilinen buz ve ateşin şarkısı...ve...
elbette ki yüzüklerin efendisi serisi. yüzüklerin efendisine ayrı bir paragraf açmak gerekiyor zira en ince detayına kadar planlanmış, nesiller atlamış bir seri olarak, kültür olarak, sizi ermişlik mertebesine çıkaracak bir dünyadır kendisi. dili zaman zaman şiirsel, zaman zaman ağdalı, kimi zaman boğucu, kimi zaman ferahlatıcı, bambaşka bir tecrübe. en çok sorulan sorulardan biri serinin okunma sırası; bir çok sitede yer alıyor ama belirtmekte fayda var. hobbit ile başlanıp, yüzüklerin efendisi 1-2-3, bitirdikten sonra ki inanın bu vaktinizi alacaktır; her şeyin başına, silmarillion'a hazırsınız demektir. ardından, sıraya çok da takmadan güç yüzüklerine dair, hurin'in çocukları gibi türkçe'ye çevrilen romanlardan pekiştirmeler yapabilirsiniz.
en başta da dediğim gibi, beklentileriniz ve giriş yapmak istediğiniz evrenin sizi çekmesi çok önemli; tat almıyor musunuz, başka bir seriye yönelin, bu noktada pes etmemek önemli.
devamını gör...
münir nurettin selçuk
1900 ve 1981 yılları arasında yaşamış, kalamış'ta adına bir cadde bulunan, sanatla yoğrulmuş bir hayatın içinden bize harika eserler bırakıp bu diyarlardan göçüp giden dev sanatçı. şahsi kanaatimce bu topraklardan gelmiş geçmiş en iyi sestir. bu vesile ile üstadı saygıyla anmış olalım;
işin ortası kalamış arasında da bir de gazel düşürebilirsek bakalım..
işin ortası kalamış arasında da bir de gazel düşürebilirsek bakalım..
devamını gör...
normal sözlük 1. istanbul zirvesi
katılamayacağım. çok katılmak isterdim. yoldaş özel jet yollarsa belki katılırım. istanbulda yaşamamak hiç bu kadar koymamıştı. yazıklar olsun.
devamını gör...
normal sözlük'ün 1 milyon entryi geçmesi
hayırlı olsun. iki ay önce geldiğim sözlük gözlerimin önünde kocaman oluyor, duygulandım vallahi.
nice bir milyonlara sözlük!
nice bir milyonlara sözlük!
devamını gör...
yeğen
kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası mahlaslı trakyalı arkadaşın kullanmayı sevdiği kelimelerden biri.
devamını gör...
saç örgüsü
fransız yazar,senarist ve oyuncu laetita colombani’den -ödüllere doymak bilmeyen- , bir ilk roman;la tresse.
kitapta, toplumun onlara biçtiği rolleri kabul etmeyip, kimseye boyun eğmemeyi tercih eden 3 farklı kültürden kadının, kimi zaman ölüm-kalım savaşına dönen destansı mücadeleleri anlatılıyor.bu 3 kadın çok farklı yaşamlara da sahip olsalar üçünün de dileği aynı; hür iradeleriyle kendi yaşamlarının yegane hakimi ve kurtarıcısı olmak.
hindistan’daki aşağılık kast sistemini kırıp , kızının kaderini değiştirmek isteyen bir anne:smita,
tüm ömrünü adadığı kariyerinin hastalığı yüzünden tehlikeye düşmesine izin vermeyecek başarılı amerikalı avukat:sarah,
aile yadigarı şirketini iflasın eşiğine terk etmeye hiç niyeti olmayan italyan güzeli genç kız; giulia. bu üç kadın, tıpkı bir örgüyü oluşturan 3 tutam saç gibi hiç farkında olmadan birbirine dokunuyor.ayrıca bu kitaptaki bu üç kadının kendi dünyalarındaki mücadeleleri aslında tüm çalışan, topluma faydalı olan ve ailesine iyi birer gelecek sunabilmek adına hiçbir şeyden kaçınmayan tüm kadınların dile getirilmemiş emeklerine ve çabalarına karşı bir saygı duruşu.hem toplumsal farkındalık açısından hem de kadınlara yönelik her türlü baskı, sindirme, ayrımcılık, değersiz hissettirme gibi ne yazık ki çarpık ve kokuşmuş düzenin azimle,kararlılıkla ve elbette güçle üstesinden gelinebileceğinin hatırlatılması.*
yazarın , bu 3 kadının yaşanmışlıklarını ayrı ayrı bölümlerde hep en heyecanlı yerinde sonlandırıp sırasıyla diğer kadının hikayesine dönmesi kitabın sürükleyiciliği açısından inanılmaz bir etki yaratmış.185 sayfalık olmasına rağmen eser su gibi aktığı için vakit varsa tek seferde bile bitirilmesi mümkün olan eşsiz bir kitap.*
detaylı bilgi için
kitapta, toplumun onlara biçtiği rolleri kabul etmeyip, kimseye boyun eğmemeyi tercih eden 3 farklı kültürden kadının, kimi zaman ölüm-kalım savaşına dönen destansı mücadeleleri anlatılıyor.bu 3 kadın çok farklı yaşamlara da sahip olsalar üçünün de dileği aynı; hür iradeleriyle kendi yaşamlarının yegane hakimi ve kurtarıcısı olmak.
hindistan’daki aşağılık kast sistemini kırıp , kızının kaderini değiştirmek isteyen bir anne:smita,
tüm ömrünü adadığı kariyerinin hastalığı yüzünden tehlikeye düşmesine izin vermeyecek başarılı amerikalı avukat:sarah,
aile yadigarı şirketini iflasın eşiğine terk etmeye hiç niyeti olmayan italyan güzeli genç kız; giulia. bu üç kadın, tıpkı bir örgüyü oluşturan 3 tutam saç gibi hiç farkında olmadan birbirine dokunuyor.ayrıca bu kitaptaki bu üç kadının kendi dünyalarındaki mücadeleleri aslında tüm çalışan, topluma faydalı olan ve ailesine iyi birer gelecek sunabilmek adına hiçbir şeyden kaçınmayan tüm kadınların dile getirilmemiş emeklerine ve çabalarına karşı bir saygı duruşu.hem toplumsal farkındalık açısından hem de kadınlara yönelik her türlü baskı, sindirme, ayrımcılık, değersiz hissettirme gibi ne yazık ki çarpık ve kokuşmuş düzenin azimle,kararlılıkla ve elbette güçle üstesinden gelinebileceğinin hatırlatılması.*
yazarın , bu 3 kadının yaşanmışlıklarını ayrı ayrı bölümlerde hep en heyecanlı yerinde sonlandırıp sırasıyla diğer kadının hikayesine dönmesi kitabın sürükleyiciliği açısından inanılmaz bir etki yaratmış.185 sayfalık olmasına rağmen eser su gibi aktığı için vakit varsa tek seferde bile bitirilmesi mümkün olan eşsiz bir kitap.*
detaylı bilgi için
devamını gör...
ağaç dikmek
"hoşgörüyü ağaçtan öğrenmek gerek sen ona tekme atarsın o sana çiçek saçar." çok sevdiğim bir sözdür. bu dünyadan umudu olan herkes ağaç dikmeli. bugün için, gelecek için.
devamını gör...
bitter çikolata sevenlerin kendini elit sanması
alakası bile olmayan bir şeydir.
bitter çikolata seviyorum ama elit olduğumdan değil , öyle istediğimden dolayı.
bitter çikolata seviyorum ama elit olduğumdan değil , öyle istediğimden dolayı.
devamını gör...
benim burada ne işim var denilen anlar
bayramda akraba ziyaretinde halı desenlerine kitlendiğin an.
devamını gör...
kalbimiz seninle
ilk bakışta vefat etmiş bir yazar için kullanıldığını sandığım bir sözlük ifadesi.
devamını gör...
kurtlarla koşan kadınlar
hayatımda hiç başucu kitabım diyeceğim bir eser olmamıştı. ta ki bu kitabı okuyana kadar. jung’cu ve çok kültürlü bir yazarın kaleminden, kadın arketipini mitler ve öyküler temelinde okumak ve kadın olarak kendini hatırlama, bulma, tanıma ve sevme yolculuğuna şahit olmak eşsiz bir deneyim. erkekler de bu çalışmayı anlayamadıklarını iddia ettikleri kadınlar ile ilgili bir bakış açısı kazanmak adına okumalı.
spotify’da bu kitaptan ilhamla bir de liste yaptım. meşakkatli bir işe girişmeden önce dinlemek güç veriyor.
spotify’da bu kitaptan ilhamla bir de liste yaptım. meşakkatli bir işe girişmeden önce dinlemek güç veriyor.
devamını gör...
ağzı olan konuşuyor
ukde sahibi: cözülemeyen sudoku
1- "konuyla ilgisi olmayan, bilir bilmez herkesin söyleyecek sözü var." anlamında kullanılan bir söz.
2- bir yakıt firmasının reklam sloganı:
3- ankaralı namık'ın albümü ve parçası:
1- "konuyla ilgisi olmayan, bilir bilmez herkesin söyleyecek sözü var." anlamında kullanılan bir söz.
2- bir yakıt firmasının reklam sloganı:
3- ankaralı namık'ın albümü ve parçası:
devamını gör...
yeni biriyle tanışmak
"ah sh*t here we go again." dedirten olaydır.
devamını gör...
şort giymek mi daha günah kumar oynamak mı sorunsalı
şort giyerek kumar oynamak.
devamını gör...
insanın gitgide annesine benzemesi
bunun başıma gelmesinden aşırı korkuyorum. bazen davranışlarımı benzettiğim anlar oluyor o bile içimi ürpertiyor. çocuk sahibi olmaktan bile sırf bu yüzden korkuyorum. öyle bir anne olmamak için.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük, günaydın diğerleri.
hava serin, gün pazar, çay içiliyor, türkan doydu, sanki her şey tamam gibi ama değil gibi de.
aman neyse, herkesin şu saatte kütük gibi uyuduğu bir pazar işte, n'olacak ki?
al bak, türkan!
hava serin, gün pazar, çay içiliyor, türkan doydu, sanki her şey tamam gibi ama değil gibi de.
aman neyse, herkesin şu saatte kütük gibi uyuduğu bir pazar işte, n'olacak ki?
al bak, türkan!
devamını gör...
baba tarafı vs anne tarafı
hiçbiridir. iki tarafı da satabilirim, bedavaya.
devamını gör...