arka bahçede bilim
deneylerini hala unutmadığım ve şuanda da yayınlanması gerektiğini düşündüğüm, çocuk bilim programı. beni çocukluğuma götüren başlık.
devamını gör...
ahirette giyilecek kıyafet
cennet ve cehennem kombini olarak iki adet kıyafet diktireceğim özel terzime. ölçü almak için aramasını bekliyorum.* dikimi bitsin buradan paylaşırım.*
devamını gör...
trans bireylere servisi reddeden işkembeciye hapis cezası
özel mülk olması işletmelere ayrımcılık yapma hakkı vermez. "gözünün üstünde kaşı var" deyip hizmeti kesemezsiniz, anayasal suç işlemiş olursunuz. apartman komple sizin olsun, "trans kiracı kabul etmiyorum" demek hukuken suçtur.
yani saldırıdan bağımsız olarak ceza alırsınız. haberiniz olsun, ırkçılığı, ayrımcılığı normal, yasal birşey sanmayın.
bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasının (tck m. 122/1/d) engellenmesi nefret suçu dahilindedir ve 3 yıl hapis cezası vardır. tazminat da ödersiniz.
hatırlatma: bu arkadaşlar da türk ceza kanunu’nun 122. maddesi'nden yani ayrımcılıktan ceza almışlardır.
ek: verilen kaynakta, "ceza verilemez" demiyor, nedensellikte sıkıntılar yaşanıyor" diyor. cinsel yönelime yönelik ayrımcılığın cezasız kalabilmesinin, (kalmasının değil!) anayasaya aykırı olduğu da vurgulanıyor buyrun:
cinsel yönelimi, etnik kökeni, sendika ya da farklı sebeplerle ayrımcılığa maruz kalan bireyler için tck mad.122’den başvurulduğunda, maddede sayılmadığı için nedensellik noktasında sıkıntı yaşanmaktadır. sadece sayılan sınırlı farklılıklara duyulan nefret nedeniyle ayrımcılığa uğrayan bireylerin madde korumasına alınması anayasa’nın eşitlik maddesine aykırılık teşkil etmektedir.
bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını işletme sahibi engelliyorsa, o ceza alır. örneklerde ceza alımamasının sebebi “engellemenin sayılan farklılıklara duyulan nefret nedeniyle işlendiği” ispat edilememesidir. yine aynı kaynaktan.
yani sen ayrımcılığını açık açık ilan edersen, yasa uygulanırsa ceza alırsın, ama ilan etmeden ayrımcılık yapıp, ifadede asıl nedenin bu olduğunu inkar edersen, kanıtı zordur, şahit yoksa almazsın.
ha şimdi bu kararla 122'den emsal de var. daha rahat verilecek bu cezalar.
istanbul barosundan aynı kaynak: www.istanbulbarosu.org.tr/H...
yani saldırıdan bağımsız olarak ceza alırsınız. haberiniz olsun, ırkçılığı, ayrımcılığı normal, yasal birşey sanmayın.
bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasının (tck m. 122/1/d) engellenmesi nefret suçu dahilindedir ve 3 yıl hapis cezası vardır. tazminat da ödersiniz.
hatırlatma: bu arkadaşlar da türk ceza kanunu’nun 122. maddesi'nden yani ayrımcılıktan ceza almışlardır.
ek: verilen kaynakta, "ceza verilemez" demiyor, nedensellikte sıkıntılar yaşanıyor" diyor. cinsel yönelime yönelik ayrımcılığın cezasız kalabilmesinin, (kalmasının değil!) anayasaya aykırı olduğu da vurgulanıyor buyrun:
cinsel yönelimi, etnik kökeni, sendika ya da farklı sebeplerle ayrımcılığa maruz kalan bireyler için tck mad.122’den başvurulduğunda, maddede sayılmadığı için nedensellik noktasında sıkıntı yaşanmaktadır. sadece sayılan sınırlı farklılıklara duyulan nefret nedeniyle ayrımcılığa uğrayan bireylerin madde korumasına alınması anayasa’nın eşitlik maddesine aykırılık teşkil etmektedir.
bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını işletme sahibi engelliyorsa, o ceza alır. örneklerde ceza alımamasının sebebi “engellemenin sayılan farklılıklara duyulan nefret nedeniyle işlendiği” ispat edilememesidir. yine aynı kaynaktan.
yani sen ayrımcılığını açık açık ilan edersen, yasa uygulanırsa ceza alırsın, ama ilan etmeden ayrımcılık yapıp, ifadede asıl nedenin bu olduğunu inkar edersen, kanıtı zordur, şahit yoksa almazsın.
ha şimdi bu kararla 122'den emsal de var. daha rahat verilecek bu cezalar.
istanbul barosundan aynı kaynak: www.istanbulbarosu.org.tr/H...
devamını gör...
çocukken alınmadığı için yazarları bugün de üzen şeyler
barbie bebek… çok büyük lükstü. alamayacağımızı bildiğim için hiç istemedim ailemden ama bir gün kızım olursa çeşit çeşit alıp onunla karşılıklı oynayacağım..
devamını gör...
cengiz üstün
nasıl açılmamış dediğim başlık ? çok kaliteli çizimleri olan biri böyle bir sözlükte hiç mi takipçisi yok ?
1996 yılında mimar sinan üniversitesi güzel sanatlar fakültesi grafik bölümü'nden mezun oldu kendisi. ilk karikatürleri çarşaf ve horoz gibi dergilerde yayınlandı. pişmiş kelle, avni ve dıgıl dergilerinde çizdiği karikatürler ve yeşilçam sinemasıyla dalga geçen duka film öyküleriyle beğeni topladı. l-manyak dergisinde çizmeye başlayıp lombak dergisinde devam ettiği kunteper canavarı ile popüler oldu. lombak, penguen ve kemik gibi dergilerde çizdiği üzeyir ve macerayı seven adam tipleri de sevildi. kendisi gibi karikatürist olan kardeşi bülent üstün'ün 2006'da çıkarttığı fermuar dergisi'nde çizdi. halen uykusuz dergisinde çalışmalarını sürdürmektedir.
kendisinin sıkı takipçisiyimdir çizimlerini küçüklüğümden beri beğenirim onun yüzünden çizgilerim değişti hep kara kalem çalışan ben onun sayesinde animasyona merak saldım bir daha da kare kalemin yüzüne bakmadım(: kunteper ve macerayı seven adam favorilerimdi
şehinşah'ın kunteper adlı şarkısını çıkarması üzerine tekrardan çizimlerine başladı kunteper'in.
zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın.
1996 yılında mimar sinan üniversitesi güzel sanatlar fakültesi grafik bölümü'nden mezun oldu kendisi. ilk karikatürleri çarşaf ve horoz gibi dergilerde yayınlandı. pişmiş kelle, avni ve dıgıl dergilerinde çizdiği karikatürler ve yeşilçam sinemasıyla dalga geçen duka film öyküleriyle beğeni topladı. l-manyak dergisinde çizmeye başlayıp lombak dergisinde devam ettiği kunteper canavarı ile popüler oldu. lombak, penguen ve kemik gibi dergilerde çizdiği üzeyir ve macerayı seven adam tipleri de sevildi. kendisi gibi karikatürist olan kardeşi bülent üstün'ün 2006'da çıkarttığı fermuar dergisi'nde çizdi. halen uykusuz dergisinde çalışmalarını sürdürmektedir.
kendisinin sıkı takipçisiyimdir çizimlerini küçüklüğümden beri beğenirim onun yüzünden çizgilerim değişti hep kara kalem çalışan ben onun sayesinde animasyona merak saldım bir daha da kare kalemin yüzüne bakmadım(: kunteper ve macerayı seven adam favorilerimdi
şehinşah'ın kunteper adlı şarkısını çıkarması üzerine tekrardan çizimlerine başladı kunteper'in.
zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın zın.
devamını gör...
akp'nin başarıları
malum başarıları bir yana en çok canımızı yakan gençliğimizi bitirmekteki başarısıdır.
devamını gör...
popoyu güzel göstereceğim diye çekilen eziyetler
bugün güneşlenirken üç adet arı geldi, herkes gerildi.
yanımda uzanan bir hanfendi eşine şunları söyledi;
“keşke popomdan ısırsalar da popom yükselse”…
ben direkt mavi ekran, “hanfendi arı ısırmaz, sokar”, “hanfendi üzerine oturamazsınız”, “hanfendi sizi daha önce hiç arı ısırmadı sanırım”, “hanfendi 2000 spuat yapmak daha mantıklı “ cümleleri beynimde döndü dolaştı, diyemedim, diyemedim.
bir çok eziyet duydum fakat bugün duyduğum kadar skandal eziyet hayalini duymamıştım.
yanımda uzanan bir hanfendi eşine şunları söyledi;
“keşke popomdan ısırsalar da popom yükselse”…
ben direkt mavi ekran, “hanfendi arı ısırmaz, sokar”, “hanfendi üzerine oturamazsınız”, “hanfendi sizi daha önce hiç arı ısırmadı sanırım”, “hanfendi 2000 spuat yapmak daha mantıklı “ cümleleri beynimde döndü dolaştı, diyemedim, diyemedim.
bir çok eziyet duydum fakat bugün duyduğum kadar skandal eziyet hayalini duymamıştım.
devamını gör...
salına salına yürürken birden ayağın burkulması
kenafir gözlülerin topuklu ayakkabı giyenlerde neden oldukları durum. zemindeki bozukluktan dolayı yere tam basılamayınca ayak bilekten bükülür, ayak tarağı da acıyabilir. insan bir sendeler, içinden küfreder ama hemen toparlayıp öncekinden daha dik biçimde yürümeye devam eder, tüm acısına rağmen. çivi topuk stiletto giyen kadın öyle bir kenafir bakışla yıkılmaz.
devamını gör...
halil cibran
acayip bir adamdır kendisi.
üç kitabını okudum ermiş ve ermişin bahçesi meczup adlı kitaplardı. üçünden de çok keyif aldım mutlaka okunması gerekir.
üç kitabını okudum ermiş ve ermişin bahçesi meczup adlı kitaplardı. üçünden de çok keyif aldım mutlaka okunması gerekir.
devamını gör...
yazarların engellediği yazar adedi
sıfır.
şahsen engellemeyi sevmiyorum neden engelleyeceğim. karşıt görüşleri okumayı cahil tanımları okumayı çok seviyorum.
bütün kötü yazarları engellersem her yer iyi yazar dolar ve tadı çıkmaz.
şahsen engellemeyi sevmiyorum neden engelleyeceğim. karşıt görüşleri okumayı cahil tanımları okumayı çok seviyorum.
bütün kötü yazarları engellersem her yer iyi yazar dolar ve tadı çıkmaz.
devamını gör...
sözlüğün en sevilen yazarı
yazarları desek daha doğru olur.
kendini sevmekle başlar her şey diyip şuraya bir hobaaa3434 ekliyorum.
bilgi içerikli tanımlar yazan ve bütün fenerbahçeli yazarlar diyip tribünlere oynadıktan sonra, daha da özele iniyorum:
(bkz: orsalesta anafor)
(bkz: bengaripsengüzeldünyaumutlu)
(bkz: hidano)
(bkz: bal yerine reçel yapan arı)
(bkz: merdumgiriz_)
(bkz: ozgur1ey)
(bkz: rimbaud)
(bkz: ice)
(bkz: köylü yazardan ironiler)
(bkz: sanagulbahcesivadetmedim) bu arkadaşı güzel qızlar eqlesin.*
(bkz: sir came a lot)
(bkz: ateist kaplumbağa)
(bkz: doping yaparken hamile kalan pesmerge)
(bkz: spawn)
(bkz: 4-3-3 oynatan aykut)
(bkz: wertheimer)
(bkz: hendrix)
(bkz: thedansözkiller)
(bkz: örnek vatandaş)
(bkz: oblomovreis)
kesin unuttuklarım oldu var ya çok fena.
editasyon: bazı önemli yazarlar eklendi.
kendini sevmekle başlar her şey diyip şuraya bir hobaaa3434 ekliyorum.
bilgi içerikli tanımlar yazan ve bütün fenerbahçeli yazarlar diyip tribünlere oynadıktan sonra, daha da özele iniyorum:
(bkz: orsalesta anafor)
(bkz: bengaripsengüzeldünyaumutlu)
(bkz: hidano)
(bkz: bal yerine reçel yapan arı)
(bkz: merdumgiriz_)
(bkz: ozgur1ey)
(bkz: rimbaud)
(bkz: ice)
(bkz: köylü yazardan ironiler)
(bkz: sanagulbahcesivadetmedim) bu arkadaşı güzel qızlar eqlesin.*
(bkz: sir came a lot)
(bkz: ateist kaplumbağa)
(bkz: doping yaparken hamile kalan pesmerge)
(bkz: spawn)
(bkz: 4-3-3 oynatan aykut)
(bkz: wertheimer)
(bkz: hendrix)
(bkz: thedansözkiller)
(bkz: örnek vatandaş)
(bkz: oblomovreis)
kesin unuttuklarım oldu var ya çok fena.
editasyon: bazı önemli yazarlar eklendi.
devamını gör...
sivas katliamı
sabahki malum olay ve zihniyete karşı sarf ettiğim sözler silinince ve revizeme rağmen yayınlanmayınca gelip yarım kalan haykırışı tamamlayalım dediğim başlık.
2 temmuz 1993 tarihinde sivas'ta 33 insanın mezhebinden dolayı yakılarak öldürüldüğü katliamdır.
ne siyasilerden isim bilirim, ne derin devletten ne ıvırından ne de zıvırından. elbette suçun temeli buradadır ama aslında bilirim ki fırsat tanındığı her an kendinden olmayanı yok edebilecek, yakacak bir potansiyele sahip bu millet. yeni nesiller böyle bir yas gününde saygı gösterip, bu eylemi gerçekleştirenler adına utanacağına ya katliam yarıştırır oluyor ya da ''yaktık ama sorun bir niye yaktık'' gibi haysiyetsizlik içeren argümanlar üretiyor oluyorlar. bilirim ki bu millet vaktinde ekmeğini yediği, aynı sofrayı paylaştığı insanı sırf kendisiyle aynı tarafa bakmıyor diye yok edebilmeyi kendine hak görüyor. sizlere siyaset, tarih, din vs anlatılamaz artık sizlere direkt en temelden başlanmalı; insan nedir, insan kim değil bu öğretilmeli! o, bu, şu, öteki beriki demeden insanı olduğu haliyle sadece var olduğu için dahi kabul etmeyi öğretemedik ya sizlere, bizlere de yazıklar olsun. insani birçok duyguya ve vicdana sahip olmadığınız için de anlayamıyorsunuz işte; acının her türlüsünü sırtlanabildiğimizi, insan canı mevzubahis olduğunda canımızın herkese ''yanabileceğini. '' özgürlüğü kimin kısıtlandıysa yanında olduğumuz gibi, bu özgürlüğü ilk elde edişinde yine dönüp ilk bizleri yok etmeye çalışıyor bu coğrafya insanı.
çok uzun zaman oldu bu coğrafya insanına karşı umutlarım tükeneli. artık herhangi bir şekilde ikna etme çabası barındırmıyorum, yalnızca sustukça ağır gelen şeyleri kendi hakkım için dahi değil, şahit olduğum haksızlıklara karşı var gücümle sarf ediyorum. istediğiniz kadar kötülüğünüze, vahşiliğinize kılıf uydurmaya çalışabilirsiniz ama allahu ekber nidalarıyla insan yaktığınız gerçeğini değiştiremezsiniz. bir çocuk istismara uğradığında ''o da istiyordu''yu, bir kadın tecavüze uğradığında ''o da etek giymeseymiş''i diyen varlıklar olarak, 33 insanı yaktığınızda da ''benzin bidonu da orada olmasaymış'' demeniz kalıyor bir. ne yapıp ne edip her zaman vahşetten yana tavır almanız inanılmaz.
bir insana, bir canlıya yapılan zulümde canınız yanmıyorsa eğer, kim olduğu önemsiz şans eseri sırf yaşamı haritada sizden daha doğu bir yana düştü diye değersiz görüyorsanız insanı ve mezhebiyle, inancıyla ayırabilecek kadar aşağılıksanız insanlığınızı dönüp sorgulayın derim. sizden inançlı olmanızı beklemiyorum, herhangi bir yaratıcıdan korkun vs. dahi demiyorum; yalnızca her şeyden bağımsız insan olun diyorum.
suçu örtbas etmek adına başka yönlere evirmeye çalışmayın çünkü siz ne yaparsanız yapın her 2 temmuzda yasımız ağıt olup dilimize düşecektir.
her şey değişiyor; siyasiler, yönetimler, sistemler, düşünceler... tek bir değişmeyen oluyor; insanımızın kendinden olmayanı yok etme çabası ve ben her değişim sonunda karşılaştığım bu çirkin yüzünüzle nasıl yaşanabileceğini inanın artık bilmiyorum. yalnızca affedilmemenizi diliyorum...
2 temmuz 1993 tarihinde sivas'ta 33 insanın mezhebinden dolayı yakılarak öldürüldüğü katliamdır.
ne siyasilerden isim bilirim, ne derin devletten ne ıvırından ne de zıvırından. elbette suçun temeli buradadır ama aslında bilirim ki fırsat tanındığı her an kendinden olmayanı yok edebilecek, yakacak bir potansiyele sahip bu millet. yeni nesiller böyle bir yas gününde saygı gösterip, bu eylemi gerçekleştirenler adına utanacağına ya katliam yarıştırır oluyor ya da ''yaktık ama sorun bir niye yaktık'' gibi haysiyetsizlik içeren argümanlar üretiyor oluyorlar. bilirim ki bu millet vaktinde ekmeğini yediği, aynı sofrayı paylaştığı insanı sırf kendisiyle aynı tarafa bakmıyor diye yok edebilmeyi kendine hak görüyor. sizlere siyaset, tarih, din vs anlatılamaz artık sizlere direkt en temelden başlanmalı; insan nedir, insan kim değil bu öğretilmeli! o, bu, şu, öteki beriki demeden insanı olduğu haliyle sadece var olduğu için dahi kabul etmeyi öğretemedik ya sizlere, bizlere de yazıklar olsun. insani birçok duyguya ve vicdana sahip olmadığınız için de anlayamıyorsunuz işte; acının her türlüsünü sırtlanabildiğimizi, insan canı mevzubahis olduğunda canımızın herkese ''yanabileceğini. '' özgürlüğü kimin kısıtlandıysa yanında olduğumuz gibi, bu özgürlüğü ilk elde edişinde yine dönüp ilk bizleri yok etmeye çalışıyor bu coğrafya insanı.
çok uzun zaman oldu bu coğrafya insanına karşı umutlarım tükeneli. artık herhangi bir şekilde ikna etme çabası barındırmıyorum, yalnızca sustukça ağır gelen şeyleri kendi hakkım için dahi değil, şahit olduğum haksızlıklara karşı var gücümle sarf ediyorum. istediğiniz kadar kötülüğünüze, vahşiliğinize kılıf uydurmaya çalışabilirsiniz ama allahu ekber nidalarıyla insan yaktığınız gerçeğini değiştiremezsiniz. bir çocuk istismara uğradığında ''o da istiyordu''yu, bir kadın tecavüze uğradığında ''o da etek giymeseymiş''i diyen varlıklar olarak, 33 insanı yaktığınızda da ''benzin bidonu da orada olmasaymış'' demeniz kalıyor bir. ne yapıp ne edip her zaman vahşetten yana tavır almanız inanılmaz.
bir insana, bir canlıya yapılan zulümde canınız yanmıyorsa eğer, kim olduğu önemsiz şans eseri sırf yaşamı haritada sizden daha doğu bir yana düştü diye değersiz görüyorsanız insanı ve mezhebiyle, inancıyla ayırabilecek kadar aşağılıksanız insanlığınızı dönüp sorgulayın derim. sizden inançlı olmanızı beklemiyorum, herhangi bir yaratıcıdan korkun vs. dahi demiyorum; yalnızca her şeyden bağımsız insan olun diyorum.
suçu örtbas etmek adına başka yönlere evirmeye çalışmayın çünkü siz ne yaparsanız yapın her 2 temmuzda yasımız ağıt olup dilimize düşecektir.
her şey değişiyor; siyasiler, yönetimler, sistemler, düşünceler... tek bir değişmeyen oluyor; insanımızın kendinden olmayanı yok etme çabası ve ben her değişim sonunda karşılaştığım bu çirkin yüzünüzle nasıl yaşanabileceğini inanın artık bilmiyorum. yalnızca affedilmemenizi diliyorum...
devamını gör...
özgecan aslan
yaşasaydı ben öldükten sonra başlığım kasılmasın, beni öldürmesinler isterdim diyeceğine yemin edebilirim. nereden mi biliyorum?.. çünkü ben de bir kadınım. ve hiç suçum yokken p.çin biri, bir gün beni de 3. sayfadan 1. sayfaya düşürecek bir haber yapabilir. kader muallak...
devamını gör...
samsun’da sokak ortasında eşi tarafından şiddete uğrayan kadın
az önce izlediğim kan donduran olay. kadın orada insanlığını kaybetmiş bir şahıs tarafından öldürürcesine dövülürken -çocuğunun önünde- kimse yardım etmiyor. kadın canıyla cebelleşiyor, çocuk hayatı boyunca bu travmayla yaşayacak. ülkede böyle şereften yoksun insanlar çoğaldı, her yerdeler. adalet ne zaman sağlanacak? kaç kadın daha ölmeli?
devamını gör...
sözlükteki en yakın arkadaşınız
planecrashed
ben deliyim, kendi kendimin arkadaşıyım.*
ben deliyim, kendi kendimin arkadaşıyım.*
devamını gör...
tandır ekmeği
güneydoğu anadolu bölgesinde sıkça tüketilen ekmek türüdür.
o bölgelere giderseniz, neredeyse her evin bahçesinde, ya da her apartmanın ortaklaşa kullandığı bir tandırı olduğunu görürsünüz.
bir evin tandırının olmaması, büyük bir eksiklik olarak görülür.
tandırı olmayanlar, komşularının tandırına vururlar ekmeğini, o da rica, minnet ile.
öyle lezzetli bir ekmektir ki bu.
hele de hamuru süt ve tereyağıyla yoğrulduysa...
üzerine de bol yumurta ve çörek otu... allah'ım sana geliyorum.
kokusu bile mutlu eder.
tandır başında edilen sohbetler de cabası.
diyarbakır'a her gittiğimde beni en mutlu eden şeylerin başında tandır ekmeği gelir.
küçükken, babaannem bize özel olarak, küçücük yapardı ona da, " kılorék" derdik.
nasıl mutlu ederdi, o küçük yuvarlak ekmek.
en son bütün ekmekleri bitirdikten sonra, kalan ateşin içine patates atardık.
şu an belki de ihtiyacım olan tek şey, o samimi ortam, o sıcak ekmeğin kokusu ve bir de o patates.
acıkmış olabilirim bilmiyorum.
o bölgelere giderseniz, neredeyse her evin bahçesinde, ya da her apartmanın ortaklaşa kullandığı bir tandırı olduğunu görürsünüz.
bir evin tandırının olmaması, büyük bir eksiklik olarak görülür.
tandırı olmayanlar, komşularının tandırına vururlar ekmeğini, o da rica, minnet ile.
öyle lezzetli bir ekmektir ki bu.
hele de hamuru süt ve tereyağıyla yoğrulduysa...
üzerine de bol yumurta ve çörek otu... allah'ım sana geliyorum.
kokusu bile mutlu eder.
tandır başında edilen sohbetler de cabası.
diyarbakır'a her gittiğimde beni en mutlu eden şeylerin başında tandır ekmeği gelir.
küçükken, babaannem bize özel olarak, küçücük yapardı ona da, " kılorék" derdik.
nasıl mutlu ederdi, o küçük yuvarlak ekmek.
en son bütün ekmekleri bitirdikten sonra, kalan ateşin içine patates atardık.
şu an belki de ihtiyacım olan tek şey, o samimi ortam, o sıcak ekmeğin kokusu ve bir de o patates.
acıkmış olabilirim bilmiyorum.
devamını gör...
yazarların normal sözlük’te yazma nedenleri
renk temasi seciminden mi bilmiyorum fakat samimi, degil mi? turuncu renk bunu temsil ediyor saniyordum. nedenim budur.
devamını gör...
fitness
salonda yapılması gerekir. evde yapmak için gerekli motivasyonu bulmak zordur. ama evde de gayet yapılır. bi ton youtube videosu ve appler var. spor hakkında edindiğimiz bilgiler eskisi gibi kompleksli değil, daha minimal dolayısıyla eskiye göre daha efektif. kalorinin kilo değişikliği ile bağlantısı konusunda henüz bi fikirbirliği olmasa da kilo vermek ve kas kütlesini artırmak için aldığımızdan daha fazla kalori yakmamız gerektiğinden eminiz. bu da beslenme formülünü gayet basitleştirir.
bu spora sadık kalmak için önünüzde dört hedef, iki şart var. şartlar gerekli zamanın ve motivasyonun olmalı. bu konuda putin gibiler, şartları yerine getirecek gücünüz yoksa hiç bulaşmayın.
ilk hedef yeni beslenme düzenine sadık kalmak olmalı. yeni bi yemek kültürünüz oluşabilir, yedikleriniz konusunda kararlı olmalısınız. ya az kalori al ya da daha çok kalori yak.
ikinci hedef hareketleri doğru yapmak. bu hedef bilgi kirliliğine çok açık ama doğru kaynakları takip ederseniz zaten hepsinin aynı hareketi gösterdiğinden emin olabilirsiniz.
üçüncü hedef protein almak. parası yeten yalvaç gibi yesin, imkanı olmayan toz kullansın.
dördüncü hedef ağırlığı düzenli olarak arttırmak. sınırlarınızı zorlamazsanız beyin ve kas reaksiyonları yaptığınız sporu rutine koyar, kaslarınız büyümek yerine hacmini korumaya başlar. minimum kendinizi kaldıracak kuvvetiniz olsun. barfiks çekmeyi bilmiyorsanız bunu öğrenmek ilk planınız olmalı. türk insanı militaristtir ama barfiks çekmeyi bile bilmiyor, çok vahim.
işin en eğlenceli kısmı ise yukarıdaki dört hedefin çiğnenebilir olması. beslenme alışkanlığını değiştirecek durumun yok mu, idman süresini uzat. düşük kalori kovalamak çok zor değil. abur cuburları kesmek bile yeterli olabilir. bi noktadan sonra çok iyi besleniyorsanız aburcubur bile bozmaz, istediğini ye. burada niyet yaptığınız sporu hayatınızın bi parçası yapmak olsun. en zor göreviniz bu olacak. salon ekseninde program yapın, oraya gitmeyi sevin ve dönüşte bacaklarınız titrese dahi mutlu olduğunuza ikna olun. salona gidemeyen, evde tek bi dumbbell ile bu sporu yapmayı kafaya koyanlar ise bol bol egzersiz ve kardiyo yapabilir. kendinizi yorun, öldüm bittim deyin ve işte tam o noktada ağırlık idmanına başlayın.
tüyo*: ciddi olmalıyız. hala bu başlıkta bile protein tozu almalı mıyım diye soruluyor. yapmayın, buralardan tavsiye almak yerine yıllarınızı ayırmayı düşündüğünüz spora başlamadan önce bir iki makale okuyun, en güvenilir bulduğunuz yerden bilgi alın, başka kaynaklarla teyit edin. sağlığınız hakkında en ufak şüpheniz varsa muayene olun. bunları yapmıyorsanız ciddiyetsizsinizdir. öyleyse hiç başlamayın, üç hafta sonra bin kişiye haber verdiğiniz spor size eziyet gibi gelir, götüm götüm kaçarsınız, hoş olmaz.
bu spora sadık kalmak için önünüzde dört hedef, iki şart var. şartlar gerekli zamanın ve motivasyonun olmalı. bu konuda putin gibiler, şartları yerine getirecek gücünüz yoksa hiç bulaşmayın.
ilk hedef yeni beslenme düzenine sadık kalmak olmalı. yeni bi yemek kültürünüz oluşabilir, yedikleriniz konusunda kararlı olmalısınız. ya az kalori al ya da daha çok kalori yak.
ikinci hedef hareketleri doğru yapmak. bu hedef bilgi kirliliğine çok açık ama doğru kaynakları takip ederseniz zaten hepsinin aynı hareketi gösterdiğinden emin olabilirsiniz.
üçüncü hedef protein almak. parası yeten yalvaç gibi yesin, imkanı olmayan toz kullansın.
dördüncü hedef ağırlığı düzenli olarak arttırmak. sınırlarınızı zorlamazsanız beyin ve kas reaksiyonları yaptığınız sporu rutine koyar, kaslarınız büyümek yerine hacmini korumaya başlar. minimum kendinizi kaldıracak kuvvetiniz olsun. barfiks çekmeyi bilmiyorsanız bunu öğrenmek ilk planınız olmalı. türk insanı militaristtir ama barfiks çekmeyi bile bilmiyor, çok vahim.
işin en eğlenceli kısmı ise yukarıdaki dört hedefin çiğnenebilir olması. beslenme alışkanlığını değiştirecek durumun yok mu, idman süresini uzat. düşük kalori kovalamak çok zor değil. abur cuburları kesmek bile yeterli olabilir. bi noktadan sonra çok iyi besleniyorsanız aburcubur bile bozmaz, istediğini ye. burada niyet yaptığınız sporu hayatınızın bi parçası yapmak olsun. en zor göreviniz bu olacak. salon ekseninde program yapın, oraya gitmeyi sevin ve dönüşte bacaklarınız titrese dahi mutlu olduğunuza ikna olun. salona gidemeyen, evde tek bi dumbbell ile bu sporu yapmayı kafaya koyanlar ise bol bol egzersiz ve kardiyo yapabilir. kendinizi yorun, öldüm bittim deyin ve işte tam o noktada ağırlık idmanına başlayın.
tüyo*: ciddi olmalıyız. hala bu başlıkta bile protein tozu almalı mıyım diye soruluyor. yapmayın, buralardan tavsiye almak yerine yıllarınızı ayırmayı düşündüğünüz spora başlamadan önce bir iki makale okuyun, en güvenilir bulduğunuz yerden bilgi alın, başka kaynaklarla teyit edin. sağlığınız hakkında en ufak şüpheniz varsa muayene olun. bunları yapmıyorsanız ciddiyetsizsinizdir. öyleyse hiç başlamayın, üç hafta sonra bin kişiye haber verdiğiniz spor size eziyet gibi gelir, götüm götüm kaçarsınız, hoş olmaz.
devamını gör...
yazım yanlışı ve anlatım bozukluğuna öfkelenen insan
anlayabildiğim sürece sıkıntı yok ama muhatap olduğum kişinin ne dediğini yaptığı yazım yanlışı veya anlatım bozukluğu nedeniyle anlayamıyorsam cidden öfkeleniyorum.
devamını gör...
pilav yapmanın incelikleri
pirincin cinsini tanımak. şehriye konulduğunda su miktarını bir miktar artırmak. pirinci gereğince kavurmak ve kesinlikle kaynar su ile demlemek.
suyunu çekerken de az tereyağı eklemek.
suyunu çekerken de az tereyağı eklemek.
devamını gör...