hobaaa3434
"hoşgeldin, böyle daha güzeliz, gitme bir yerlere öyle, eksik kalır sözlük." dediğim sevgili yazar.
devamını gör...
nuh’un gemisi şırnak’ta olsa bile karadan yürütüp ağrı’ya getireceğim
ağrı belediye başkanı savcı sayan söylemi.
vallahi yalan söylüyorlar. kuran-ı kerim’de cudi diyor. şırnak demiyor ki. ağrı’nın da cudi bölgesi var. kaldı ki nuh’un gemisi 5137 metrelik ağrı dağı dururken 2 bin metrelik cudi’ye niye otursun? o zaman büyük tufan’da, rakımı 2000 olan erzurum’u su basmamış olmalı. bıraksınlar bu işi. ha şunu da söyleyeyim, eğer nuh’un gemisi şırnak’ta olsa bile karadan yürütüp ağrı’ya getireceğim. bu da böyle bilinsin.
kaynak
vallahi yalan söylüyorlar. kuran-ı kerim’de cudi diyor. şırnak demiyor ki. ağrı’nın da cudi bölgesi var. kaldı ki nuh’un gemisi 5137 metrelik ağrı dağı dururken 2 bin metrelik cudi’ye niye otursun? o zaman büyük tufan’da, rakımı 2000 olan erzurum’u su basmamış olmalı. bıraksınlar bu işi. ha şunu da söyleyeyim, eğer nuh’un gemisi şırnak’ta olsa bile karadan yürütüp ağrı’ya getireceğim. bu da böyle bilinsin.
kaynak
devamını gör...
sokrates'in demokrasiyi eleştirmesi
demokrasinin açıkları olduğunu ve eğitimsiz halkın demokrasi nedeniyle büyük zararlar göreceğini düşünmesi nedeni ile yaptığı eylemdir.
en bilindik eleştirisi şu şekildedir.
"eğer ki deniz yoluyla bir yolculuk yapmak isteseydin, geminin kontrolünün kimde olacağına nasıl karar verilmesini isterdin? rastgele ve herhangi bir grup insan tarafından mı, yoksa deniz seyahatleri konusunda deneyimli, bilgili ve eğitimli insanlar tarafından mı?
ademantus'un cevabı çok açıktır: elbette ki ikincisi! sokrates'in buna cevabı ise şu şekildedir:
peki bu durumda nasıl olur da, bir ülkedeki yetişkin insanların rastgele ve herhangi bir grubunun bir ülkeyi kimin yöneteceğine karar verebilecek donanımda olduğunu düşünebilmekteyiz?"
en bilindik eleştirisi şu şekildedir.
"eğer ki deniz yoluyla bir yolculuk yapmak isteseydin, geminin kontrolünün kimde olacağına nasıl karar verilmesini isterdin? rastgele ve herhangi bir grup insan tarafından mı, yoksa deniz seyahatleri konusunda deneyimli, bilgili ve eğitimli insanlar tarafından mı?
ademantus'un cevabı çok açıktır: elbette ki ikincisi! sokrates'in buna cevabı ise şu şekildedir:
peki bu durumda nasıl olur da, bir ülkedeki yetişkin insanların rastgele ve herhangi bir grubunun bir ülkeyi kimin yöneteceğine karar verebilecek donanımda olduğunu düşünebilmekteyiz?"
devamını gör...
bir insan sevmekten neden korkar sorunsalı
bazı insanlar bulunduğu durumu korumak ister. riske girmek göz korkutur.sonucu kestirememek,belirsizlik o insanları çok yorar.
kendini çok sevdiğin için olabilir mesela kimse üzmesin beni canım kendim,ben keyfim ve kahyası durumu. kendinden daha fazla başka birini düşünmek tehlikelidir kişinin rahatını bozabilir.
değişim korkusu.. alışık olmadığı bir duygu ise ne yapacağını bilemez. bilmediği yerden çıkan soru onun güvensiz hissetmesine sebep olacaktır.hayattaki dengesini başka bir yere savurma bilindik olmayan bir duyguya alışma süreci yıpratır. yeni düzene ayak uyduramayacağını düşünür.
doğru insanın karşısına hiçbir zaman çıkmayacağına emin olmak. bu hayata negatif bakmaktan gelir. iyi bir insan ya da olay ile karşılaşılmayacağı düşünülür. hayal kırıklığı duygusu kişiye ölüm gibi gelir. kişi bununla baş edemeyeceğinden sevmemeyi tercih edebilir.
kendini çok sevdiğin için olabilir mesela kimse üzmesin beni canım kendim,ben keyfim ve kahyası durumu. kendinden daha fazla başka birini düşünmek tehlikelidir kişinin rahatını bozabilir.
değişim korkusu.. alışık olmadığı bir duygu ise ne yapacağını bilemez. bilmediği yerden çıkan soru onun güvensiz hissetmesine sebep olacaktır.hayattaki dengesini başka bir yere savurma bilindik olmayan bir duyguya alışma süreci yıpratır. yeni düzene ayak uyduramayacağını düşünür.
doğru insanın karşısına hiçbir zaman çıkmayacağına emin olmak. bu hayata negatif bakmaktan gelir. iyi bir insan ya da olay ile karşılaşılmayacağı düşünülür. hayal kırıklığı duygusu kişiye ölüm gibi gelir. kişi bununla baş edemeyeceğinden sevmemeyi tercih edebilir.
devamını gör...
wertheimer
"mütüşlü" esprilerinden beni mahrum bırakmayan, kafa sözlük'ün kaliteli yazarlarından.
espri yapmasa iyi insan aslında.
bunu bir düşünsün derim.
onun hatrına bol enterli
bir tanım
yazıyorum
sever
o.
espri yapmasa iyi insan aslında.
bunu bir düşünsün derim.
onun hatrına bol enterli
bir tanım
yazıyorum
sever
o.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
yıllar önce gabar’da bir operasyon sırasında can çekişen teröristin verdiği mektubu, sırf döktüğü şehit kanı sebebiyle geberdiği mağarasında, bir taşın altına bıraktım.
hiçbir zaman o mektupta yazılanları eşi, dostu, annesi, babası okuyamayacak.
tıpkı öldürdüğü 2 astsubayın, bir daha hiçbir zaman aileleri ile konuşamayacakları gibi.
hiçbir zaman o mektupta yazılanları eşi, dostu, annesi, babası okuyamayacak.
tıpkı öldürdüğü 2 astsubayın, bir daha hiçbir zaman aileleri ile konuşamayacakları gibi.
devamını gör...
4 yaşındaki kızını damdan aşağıya atmaya çalışan baba
çocuk sahibi olmanın, oy kullanmanın vs ehliyet gibi bir takım eğitimler alındıktan sonra kazanılması gereken bir hak olması gerektiğini destekleyen sayısız olaydan sadece biri.
devamını gör...
sauvignon blanc
anavatanı fransa'nın bordeaux bölgesi olan ve beyaz şarap yapımında kullanılan yeşil kabuklu bir üzüm çeşididir. büyük olasılıkla adını kökenleri nedeniyle fransızca sauvage (vahşi) ve blanc (beyaz) sözcüklerinden alır. pazarlama terimi olan "fumé blanc" (dumanlı beyaz) olarak da adlandırılır. fransa haricinde dünyadaki şarap bölgelerinin çoğuna ekilir. iklime bağlı olarak gelişen lezzeti agresif çimenli ağaçlardan tatlı tropiklere kadar değişebilir. geç olgunlaşması üzümün asit-şeker dengesi için daha fazla zaman kazanmasını sağlar. bu denge şarabın içerdiği aroma yoğunluğunun gelişiminde önemlidir. soğuk iklimlerde yetiştirildiğinde daha asitli olmakla beraber çimen, yeşil biber, çiçek ve ısırgan otu notaları, sıcak iklimlerde ise daha çok tropikal meyve notaları geliştirir. ancak aşırı olgunlaşması sahip olduğu aromaları kaybetmesine neden olabilir. şarap uzmanları loire vadisi ve yeni zelanda'da yetiştirilen sauvignon blanc üzümü için "net, zarif ve taze" ifadesini kullanırlar. ideal servis sıcaklığında balık veya peynirle, özellikle de keçi eti ile iyi gider. aynı zamanda suşi ile iyi bir şekilde eşleşebilen birkaç şaraptan biri olarak bilinmektedir. sauvignon blanc üzümünden üretilen şarapların yaşlanma potansiyeli zayıftır ve genellikle genç yaşta tüketilirler.
devamını gör...
durumumuz yoktu sevisemedik
kaçırma niyetim olduğu ama hala kaçıramadığım yazar.
boşuna sevmeyin arkadaşım boşuna sevmeyin anlaştık biz onla.
mesajlarım kapalı olduğundan buradan yazayım bari belki biraz da bana sevimli gelir dedim. bakayım yoo hala aynı. *
çok bir beyefendidir, kibardır, sürekli kandırıp dururum yinede sesini çıkarmaz.
ön yargılı arkadaşlara duyurulur zamanla seviyorsunuz. *
boşuna sevmeyin arkadaşım boşuna sevmeyin anlaştık biz onla.
mesajlarım kapalı olduğundan buradan yazayım bari belki biraz da bana sevimli gelir dedim. bakayım yoo hala aynı. *
çok bir beyefendidir, kibardır, sürekli kandırıp dururum yinede sesini çıkarmaz.
ön yargılı arkadaşlara duyurulur zamanla seviyorsunuz. *
devamını gör...
sistemi sadece eleştirip çözüm üretmemek
istiyoruz aslında, ama azınlık olunca olmuyor. büyük bir çoğunluk malum sisteme oy veriyor hala.
eğitim seviyesi bu kadar demek ki.
daha büyük bir kıpırdanayım desen mazallah yarın silivride ahmet altanla koğuş arkadaşı olursun.
anayasal düzeni değiştirmeye çalıştı derler ya da bu fetöcü derler olay biter.
bu kadar basit yani, o yüzden eleştirebiliyoruz belli sınırlar içerisinde ama en fazla bu kadar.
eğitim seviyesi bu kadar demek ki.
daha büyük bir kıpırdanayım desen mazallah yarın silivride ahmet altanla koğuş arkadaşı olursun.
anayasal düzeni değiştirmeye çalıştı derler ya da bu fetöcü derler olay biter.
bu kadar basit yani, o yüzden eleştirebiliyoruz belli sınırlar içerisinde ama en fazla bu kadar.
devamını gör...
lanet olası federaller
ben bu yazara ne yaptım da, böyle nefret dolu başlık açmış.
adın çıkacağına canın çıksın dedirten durum.
adın çıkacağına canın çıksın dedirten durum.
devamını gör...
ingilizce öğrenmek
eğitim sistemi ve onun kronikleşmiş sorunlarını bir kenara bırakarak başlıyoruz işe koyulmaya. herhangi bir dili öğrenmek için ciddi bir sebebimiz olmalı. söz konusu ingilizce olduğunda herkesin öyle veya böyle sebepleri vardır. benim açımdan öncelikle hayatım boyunca sadece türkçe konuşan insanlarla muhatap olmaya mecbur kalma fikri çok ürkütücüydü. bundan sonra ise ingilizce okuyabilmek, daha fazla kitaba erişebilmek ve dünyaya açılabilmekti. muhtemelen buradaki çoğu insandan daha kötü bir 12 yıllık ingilizce eğitimi görmüşümdür. hiçbir şey öğrenmedim diyebilirim bu süreçte. 3 yıl kadar önce bir kursa yazılmış bir iki kur gittikten sonra hiçbir şey öğrenmeden ayrılmıştım. aslında hep erteliyordum bu geçtiğimiz süreçte, nasıl olsa öğrenirim filan diyerek boşluyordum meseleyi. sonra işin ciddiyetinin farkına vardım ve 2 yıl önce başladım hakikaten çalışmaya. önce murat kurt'tu galiba ismi tam olarak hatırlamıyorum, gramer kitabını edinip ona çalıştım biraz. gramerin önemli olduğunu biliyordum ama açıkçası gramer çalışmak hem çok sıkıcı hem de ağır ilerleyen bir süreçti. sonra benim asıl öğrenme sürecim başladı. bu asıl öğrenme süreci dediğim şey okuyarak oldu. ilkokul seviyesindeki çocuklara yönelik hazırlanan resimli öyküler vardır, onları okuyarak başladım. eş zamanlı olarak da kelime öğrendim. yani okuma sürecinde öğrendiğim kelimelerin haricinde de günlük 5-10 kelimeyi not defterime yazdım. zamanla 40-50 sayfalık kitaplara geçtim, kadıköy'de filan sahaflara gidip 5 liraya kitaplar alıyordum. bu kitapları okuduktan sonra iki tanesini verip aynı sahaftan yeni bir kitap alıyordum. bu şekilde okuyarak ve adım adım seviye yükselterek ilerledim. bu arada ilave olarak tabii ki altyazılı dizi ve film izliyordum. sevdiğim şarkıları bir deftere yazıp bazılarını ezberliyor ve tekrar tekrar dinliyordum. agatha christie, arthur conan doyle, hemingway, truman capote filan derken şimdi david hume gibi filozofları okuyabilecek durumdayım.
edit: benim kişisel öğrenme sürecim konuşabilmek için pek etkili bir yol değil. çokça yazılmış, doğrudur, konuşabilmek için bu dili pratik etmeniz gerekir. birkaç yıla çok spesifik olmayan metinleri çevirebilecek duruma gelebilirim ama o masadan kalkma fırsatı bulamazsam konuşma konusunda hep sıkıntı yaşayacağım. imkânı olan kişinin yapacağı en doğru şey ingilizcenin konuşulduğu bir ülkeye kursa gitmektir.
edit: benim kişisel öğrenme sürecim konuşabilmek için pek etkili bir yol değil. çokça yazılmış, doğrudur, konuşabilmek için bu dili pratik etmeniz gerekir. birkaç yıla çok spesifik olmayan metinleri çevirebilecek duruma gelebilirim ama o masadan kalkma fırsatı bulamazsam konuşma konusunda hep sıkıntı yaşayacağım. imkânı olan kişinin yapacağı en doğru şey ingilizcenin konuşulduğu bir ülkeye kursa gitmektir.
devamını gör...
zor günlerden geçenlerin en iyi bildiği şey
dipten yükselmenin daha keyifli olduğu.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının burçları
oğlak.
devamını gör...
çay hangi bardakta içilir sorunsalı
herkesin kendi kişisel tercihine kalmış bir durum
kimisi ince belli sever. kimisi kupa..
kimisi de katar sürahide içer. bir şey diyemeyiz..
kimisi ince belli sever. kimisi kupa..
kimisi de katar sürahide içer. bir şey diyemeyiz..
devamını gör...
meja'nın rozet almama sorunsalı
atomu parçalamak dururken meja'nın rozet almamasına kafayı takmış yazar başlığı.
ben olsam atomu parçalardım mesela.*
işte sırf bu yüzden;
ben olsam atomu parçalardım mesela.*
işte sırf bu yüzden;

devamını gör...
okuyana kahkaha attıracak komik espriler
yerin kulağı var.
benim de kulağım var.
ee ben yer miyim?
hayır yemeeeemm.
benim de kulağım var.
ee ben yer miyim?
hayır yemeeeemm.
devamını gör...
türkiye'de ucuz şey dendiğinde akla gelenler
insan hayatı.
devamını gör...