yoldaş bakkal rozet önerileri
akıl oyunları *
devamını gör...
türkiye'nin düzelmesinin tek yolu
bu iktidarin gitmesidir.
bu iktidarın olmamasıdır.
bu iktidarın bitmesidir.
gibi birbirinin aynı cevaplar.
bu iktidarın olmamasıdır.
bu iktidarın bitmesidir.
gibi birbirinin aynı cevaplar.
devamını gör...
gülünmemesi gereken durumda gelen gülme isteği
küçükken teravih namazlarında başıma gelirdi.
her ramazan ayında arkadaşlarla teravih namazına giderdik. imam fatiha suresini okurken sonlarına doğru bir harfi uzatarak okurdu, nedense çok komiğimize giderdi. ben başlardım sırıta sırıta gülmeye arkadaşlar da dayanamayıp gülerdi, en sonunda namazı bitiremeden cami'den çıkardık. her gittiğimizde bakın bu sefer ölmek var gülmek yok derdik ama imam o harfi uzatınca yine dayanamayıp gülerdik.
her ramazan ayında arkadaşlarla teravih namazına giderdik. imam fatiha suresini okurken sonlarına doğru bir harfi uzatarak okurdu, nedense çok komiğimize giderdi. ben başlardım sırıta sırıta gülmeye arkadaşlar da dayanamayıp gülerdi, en sonunda namazı bitiremeden cami'den çıkardık. her gittiğimizde bakın bu sefer ölmek var gülmek yok derdik ama imam o harfi uzatınca yine dayanamayıp gülerdik.
devamını gör...
türk rock tarihinin en sağlam parçası
devamını gör...
10pele
kendisi sözlüğü sözlük yapan en kıymetli yazarların başında gelir. benim için çok kıymetli ve ap ayrı bir yere sahip hayranlıkla takip ettiğim değerli büyüğümdür. bilgileriyle sözlüğe ışık tutan, yazılarıyla sözlüğe aydınlatan bir yazardır. “acaba pele abi bugün ne yazdı” diye profiline sık sık girer bakarım, ondan öğreneceğim ve öğreneceğimiz çok şey var. kendisini sıkılmadan saatlerce dinletebilecek muhteşem bir sohbete de sahiptir. kendisini çok seviyoruz sıkı takipçisiyiz :)
devamını gör...
genç nesilin akıl sağlığını yitirmesi
kaçınılmaz durumdu. hayaldi, akp ile gerçek oldu.
hepinize benden birer huni.
hepinize benden birer huni.
devamını gör...
gögüslerinden memnun olan kadın
ben çok memnunum. bu bi tık kendini sevmekle de alakalı. kendini seversen her şeyin katlanır ve çok güzel gelir.
devamını gör...
nickaltı klişeleri
''beğenileriyle mutlu eden yazar'' ile ''iade-i ziyaret'' klişelerini görünce tüylerim diken diken oluyor. ikincisi hele, kankacı diye adımızı çıkaracaksınız yahu, karşılıklı düşünerek nickaltı yazan mı var da böyle bir zorunluluk hissediyorsunuz* içinizden geliyorsa yazın işte, iade-i ziyaret nedir.
neyse, bana pek yazılmıyor ama kime yazıldığını görsem içimden ağlayarak yas tutar, gün boyu aklımdan çıkarmam o yazarı. bunu hak etmiyorsunuz..
neyse, bana pek yazılmıyor ama kime yazıldığını görsem içimden ağlayarak yas tutar, gün boyu aklımdan çıkarmam o yazarı. bunu hak etmiyorsunuz..
devamını gör...
senden nefret ediyor olabilirim
sözlüğün en renkli, en sevimli, en iyi, en zeki, en dürüst ve sayamadığım bir sürü 'en'i olan yazar.
onca yoğunluğunun arasında hal hatır sorar, dert tasa dinler, senin laf arasında söylediğin üstün körü bişeyi aklında tutup, saatler günler sonra 'sen bişey diyecektin' diye hatırlatır ilgi gösterir, canının sıkıldığını düşünüp sanalda da olsa gel şunu beraber yapalım deyip yanında olmaya çalışır, date tipi zirveye davet eder*, yayın yapalım beraber der ilgi alanlarında yanında olur, destek atar. beğendiği oyunları paylaşır beraber oynamaya çağırır ki ilgilendiği şeyler gerçekten güzel şeyler rafine zevkleri vardır.
kara listesindeki bir çok yazarı çok severim ve hating durumuna üzülsem de vardır bi bildiği diyorum.
kısacası sözlükte tanıdığım uzak ara en kıymetli üç kişiden biri.
bir de ortak dövme yaptırma hayalimiz var; umarım bir an önce boyun uzar da bi kanadı senin, bi kanadı benim sırtımda olan o kelebek dövmesini yaptırabiliriz dosti.
kendine çok iyi bakıyosun, öpüyosun, seviyosun hadi bakalım.
onca yoğunluğunun arasında hal hatır sorar, dert tasa dinler, senin laf arasında söylediğin üstün körü bişeyi aklında tutup, saatler günler sonra 'sen bişey diyecektin' diye hatırlatır ilgi gösterir, canının sıkıldığını düşünüp sanalda da olsa gel şunu beraber yapalım deyip yanında olmaya çalışır, date tipi zirveye davet eder*, yayın yapalım beraber der ilgi alanlarında yanında olur, destek atar. beğendiği oyunları paylaşır beraber oynamaya çağırır ki ilgilendiği şeyler gerçekten güzel şeyler rafine zevkleri vardır.
kara listesindeki bir çok yazarı çok severim ve hating durumuna üzülsem de vardır bi bildiği diyorum.
kısacası sözlükte tanıdığım uzak ara en kıymetli üç kişiden biri.
bir de ortak dövme yaptırma hayalimiz var; umarım bir an önce boyun uzar da bi kanadı senin, bi kanadı benim sırtımda olan o kelebek dövmesini yaptırabiliriz dosti.
kendine çok iyi bakıyosun, öpüyosun, seviyosun hadi bakalım.
devamını gör...
hegemonya
sir alex ferguson dönemindeki manchester united için de sıklıkla kullanılmış terim.
devamını gör...
sevmediğin bir yazarın tanımını beğenmek
babasını ve/veya anasını hiç hazetmediğin sevimli bir çocuğun yanından geçerken kafasını okşamaya benzer, onun hiç bir suçu yoktur da işte...
devamını gör...
yazılacak kitabın ilk cümlesi
yine bir gün bizimkilerle oturuyoruz. ama kafamız nasıl güzel. bak bak dinle şimdi.
devamını gör...
kanser hastası çocuklara yardım etkinliği
çocukları gülümsetmek mi, işte kalbimden vurdunuz beni! umarım hastalıklarında bir nebze umut olurız onlara ve hemencicik iyileşirler. eğer oradan biri bunu okuyorsa bilsin ki kalbim onlarla. umut ışığı hep kalbinizde, tebessüm hep gözlerinizde ve yüzünüzde olsun.
devamını gör...
saç döken üniversite bölümleri
sağlık bölümleri. özellikle tıp ve diş hekimliğinde belirgin bir hiyerarşi bulunmakta. asansörde hocaya yer vermedi diye azar yiyen insanlar biliyorum ki hocalar bir kat çıkacaktı azar yiyen ise 3 kat çıkacaktı artı olarak elinde alet çantası vardı.
devamını gör...
basmane
izmir'in konak ilçesinde bulunan ve nerde başlayıp nerde bittiği asırlardır bilinmeyen yüzü karanlık içi aydınlık semt.
yokuşu çıkıyorum, köşeyi mesken eylemiş tütüncü nevruz sesleniyor daha sola dönmeden.
"en iyi arkadaşım iyi akşamlar"
"sana da iyi akşamlar, en iyi arkadaşım"
diyorum, pat nihat bana bakıyor, gözleri janjanlı, bugün erken başlamış içmeye, "çay vereyim mi?" diyor basmane'nin en eski çay ocağının içinden, "içmicem, kaçayım" diyorum, onu da savuşturup yola devam edeceğim nihat'ın gizli bahçesinden çok aşırı platin sarısı bir ses bana sesleniyor ;
"doktor, benden 5 aylık hamileymişsin, öyle duydum? peşinden aynı sarılıkta 3 kahkaha patlıyor bahçenin ve sokağın içinde.
" aldırcam ben onu kız" diyorum "niye lan? diyor," sokağında nihat'ın dolaştığı bir basmane'ye çocuk getirmek istemiyorum "diyorum, nihat " canımı yaktın doktor, aşkolsun " diyor arkamdan, aşırı platin sarı saçlar gülüyor.
doktor diyorlar bana, eski lakap. alışığım.
bahçeye giriyorum, basmane'nin en güzel o***puları burada, yağmurdan kaçmışlar, işe çıkacakları zamanı bekliyorlar.
" bize iki oralet ver nihat, çocuğumun anası ile içelim" deyip karşısına oturuyorum en az 120 kiloluk, benden yaşlı ve içi dışı benden bin kat temiz en güzel o*ospumun.
"oralet nerden çıktı?" diyor, ali lidar aforizmaları ile sıkmak istemiyorum onu, "oralet iyidir" diyorum. ses etmiyor, başlıyor anlatmaya, çocuğu öyleymiş, dostu şöyleymiş...
sonra bana bakıyor, "senin neyin var lan?" diyor, "yok bişi, hep aynı, kudretten yanığım ben, bilmiyor musun?" diyorum, "yok yok, sende başka bir hal var bir haftadır, dikkat ediyorum" diyor, bana bakan anne gözleri ve anne ses tonu boğuyor beni, "böcek soktu" diyorum, "ne böceği ayol?" diyor, gülümsemeye çalışıp "kırmızı siyah bir böcek, uğur böceği" işte diyorum, anlamıyor, kaşları kalkıyor, "boşver, öldü zaten" diyorum. boşveriyor.
arka masadan pelin bir türkü mırıldanıyor, ben havadaki sessizlik bitsin diye "yar türkü söylüyor, dilleri serhoş" diyorum, "ay bayılırım kız o türküye, dur açayım" diyor, teline uzanıp açıyor, "aynur haşhaş" / serhoş.
ağır geliyor her şey, kaçmam gerekiyor ama aynur ve aşırı derecede platin sarı saçlı annem bırakmıyor beni, boğuluyorum.
sessizliğim o kadar ağır ki, o kadar olur.
anlıyor kader arkadaşım, anne sesi geri geliyor, aynur haşhaş az geri gidiyor.
"doktor, bir şeye ihtiyacın var mı, açık ol" diyor, aylar sonra biri bana açık ol deyip açık açık soruyor, "dimitri, beyaz" diyorum, gözleri içimden kara kadına, tek kelime etmeden kalkıp gidiyor masadan çantasını alıp, telefonu kalıyor, onu da yanına alsa kaçardım ki ben, boğuluyorum! puh!
geliyor, elinde granül siyah aşina poşet, içinde dimitri, beyaz, 150'lik.
bişi demek istiyorum, kelimeler yok, bulamıyorum her zaman bıraktığım yerde, anlıyor. elimi cebime atıyorum gayri ihtiyari, "geçenki kırmızılara say" diyor, itiraz edecek oluyorum, "bir şey deme" diyor, annem bana şarap alıyor, basmane'ye akşam iniyor.
iyi akşamlar deyip kalkıyorum, arkamdan aynur haşhaş "taşa değmesin ayağın, lale sümbül açsın bağın" diyor, uzaktaki ölü bir böcek geliyor aklıma, "öldü o, elveda dedim ona hem" diyorum, kapatıyorum mezarının/mın üstünü. türkü susuyor aniden, yol tekrar başlıyor.
basmane burası, ne gelen kalabiliyor ne de gitmek isteyen gidebiliyor.
yokuşu çıkıyorum, köşeyi mesken eylemiş tütüncü nevruz sesleniyor daha sola dönmeden.
"en iyi arkadaşım iyi akşamlar"
"sana da iyi akşamlar, en iyi arkadaşım"
diyorum, pat nihat bana bakıyor, gözleri janjanlı, bugün erken başlamış içmeye, "çay vereyim mi?" diyor basmane'nin en eski çay ocağının içinden, "içmicem, kaçayım" diyorum, onu da savuşturup yola devam edeceğim nihat'ın gizli bahçesinden çok aşırı platin sarısı bir ses bana sesleniyor ;
"doktor, benden 5 aylık hamileymişsin, öyle duydum? peşinden aynı sarılıkta 3 kahkaha patlıyor bahçenin ve sokağın içinde.
" aldırcam ben onu kız" diyorum "niye lan? diyor," sokağında nihat'ın dolaştığı bir basmane'ye çocuk getirmek istemiyorum "diyorum, nihat " canımı yaktın doktor, aşkolsun " diyor arkamdan, aşırı platin sarı saçlar gülüyor.
doktor diyorlar bana, eski lakap. alışığım.
bahçeye giriyorum, basmane'nin en güzel o***puları burada, yağmurdan kaçmışlar, işe çıkacakları zamanı bekliyorlar.
" bize iki oralet ver nihat, çocuğumun anası ile içelim" deyip karşısına oturuyorum en az 120 kiloluk, benden yaşlı ve içi dışı benden bin kat temiz en güzel o*ospumun.
"oralet nerden çıktı?" diyor, ali lidar aforizmaları ile sıkmak istemiyorum onu, "oralet iyidir" diyorum. ses etmiyor, başlıyor anlatmaya, çocuğu öyleymiş, dostu şöyleymiş...
sonra bana bakıyor, "senin neyin var lan?" diyor, "yok bişi, hep aynı, kudretten yanığım ben, bilmiyor musun?" diyorum, "yok yok, sende başka bir hal var bir haftadır, dikkat ediyorum" diyor, bana bakan anne gözleri ve anne ses tonu boğuyor beni, "böcek soktu" diyorum, "ne böceği ayol?" diyor, gülümsemeye çalışıp "kırmızı siyah bir böcek, uğur böceği" işte diyorum, anlamıyor, kaşları kalkıyor, "boşver, öldü zaten" diyorum. boşveriyor.
arka masadan pelin bir türkü mırıldanıyor, ben havadaki sessizlik bitsin diye "yar türkü söylüyor, dilleri serhoş" diyorum, "ay bayılırım kız o türküye, dur açayım" diyor, teline uzanıp açıyor, "aynur haşhaş" / serhoş.
ağır geliyor her şey, kaçmam gerekiyor ama aynur ve aşırı derecede platin sarı saçlı annem bırakmıyor beni, boğuluyorum.
sessizliğim o kadar ağır ki, o kadar olur.
anlıyor kader arkadaşım, anne sesi geri geliyor, aynur haşhaş az geri gidiyor.
"doktor, bir şeye ihtiyacın var mı, açık ol" diyor, aylar sonra biri bana açık ol deyip açık açık soruyor, "dimitri, beyaz" diyorum, gözleri içimden kara kadına, tek kelime etmeden kalkıp gidiyor masadan çantasını alıp, telefonu kalıyor, onu da yanına alsa kaçardım ki ben, boğuluyorum! puh!
geliyor, elinde granül siyah aşina poşet, içinde dimitri, beyaz, 150'lik.
bişi demek istiyorum, kelimeler yok, bulamıyorum her zaman bıraktığım yerde, anlıyor. elimi cebime atıyorum gayri ihtiyari, "geçenki kırmızılara say" diyor, itiraz edecek oluyorum, "bir şey deme" diyor, annem bana şarap alıyor, basmane'ye akşam iniyor.
iyi akşamlar deyip kalkıyorum, arkamdan aynur haşhaş "taşa değmesin ayağın, lale sümbül açsın bağın" diyor, uzaktaki ölü bir böcek geliyor aklıma, "öldü o, elveda dedim ona hem" diyorum, kapatıyorum mezarının/mın üstünü. türkü susuyor aniden, yol tekrar başlıyor.
basmane burası, ne gelen kalabiliyor ne de gitmek isteyen gidebiliyor.
devamını gör...
the deep sea
sığ sulardan okyanusun en derin noktasına kadar, hangi derinlikte ne tür canlılarla karşılaşacağınızı ve hangi derinlikten itibaren sulara karanlık çöktüğünü gösteren güzel bir sayfa.
incelemek isteyenler için link
incelemek isteyenler için link
devamını gör...
hangi sigaradan başlanmalı sorusu
ilk içtiğim marlboro'ydu ama siz içmeyin. marlboro'yu değil tabii, sigarayı.
devamını gör...
özdoyum
kendi kendini tatmin etme durumu. narsisizmle bağdaşabilir mi? belki, bilemiyorum altan.
devamını gör...

