moderatörler mesaj kutumuzu görüyor mu sorunsalı
bu doğruysa yavaştan mod olmaya hazırlanayım ben.
devamını gör...
dokunmatik ekran ve çalışma prensibi
bazı elektronik cihazlarda bulunan ve yüzeyine dokunmak suretiyle istediğiniz işlemleri gerçekleştirmenizi sağlayan ekran tipine dokunmatik ekran denir.
dokunmatik ekranlar çok çeşitli türlerde karşımıza çıkabilir.
genellikle cep telefonlarımızda kullandığımız türlerin nasıl çalıştığını anlatmaya çalışayım. bunlardan biri, rezistif dokunmatik ekran olarak bilinir.
bu tip ekranlar, aralarında boşluk olan 2 basit katmandan oluşur. bu katmanlar elektriği iletebilir. bir tanesi dirençli, diğeri ise geçirgendir. ekrana dokunduğunuzda, dokunduğunuz bölgede aradaki boşluk ortadan kalkar ve 2 katman birbiriyle temasa geçer. normal şartlarda bu 2 katman arasında bir elektrik akımı vardır. dokunarak katmanları birbirine değdirdiğinizde akımın yönü de değişir. kullanılan cihazın yazılımı, bunu algılayacak şekilde geliştirildiğinden, cihaz ekrana dokunduğunuzu algılar ve dokunulan bölgedeki komut her neyse onu çalıştırır.
bu tür ekranları, mesela elinizde eldiven varken ya da parmağınız yerine başka herhangi bir aleti kullanarak da çalıştırabilirsiniz çünkü bu ekranlarda önemli olan, baskıyla ortaya çıkan direnci sağlamaktır. bunu nasıl yaptığınız önemsizdir.
rezistif ekranlar çoklu dokunmayı desteklemez.
***
bir başka tür de kapasitif dokunmatik ekrandır.
bu ekran türü çalışabilmek için elektrik yüklerini kullanır. genellikle 2'si iletken*, orta kısımda kalan ise yalıtkan olan 3 tabakadan oluşur. alttaki tabakada, yalıtkan nedeniyle diğer tabakaya geçemeyen ama o tabakayı, negatif bir elektrik alanı oluşturarak etkileyen elektronlar bulunur. etkilenen tabakada da pozitif yük yoğunluğu ortaya çıkar. parmağınız pozitif yüklerin olduğu tabakaya dokunduğunda yük dengesi değişir ve ortaya bir gerilim düşmesi çıkar. ekranın diğer kısımlarında olmayan bu gerilim farkı işlemci tarafından algılanır ve dokunduğunuz bölgeye karşılık gelen komut çalıştırılır.
bu tip bir ekrana sahip olan akıllı telefonunuzu ya da herhangi bir dokunmatik cihazı, elinizde eldiven varken çalıştıramazsınız çünkü eldiven elektriği iletmez. ıslak parmakla ekrana dokunduğunuzda cihaz yine tepki vermez çünkü bu kez de su, elektriği ilettiği için, ekran nereye dokunulduğunu algılamaz.
bu tür ekranlar çoklu dokunmayı destekler ve diğerlerine göre biraz daha pahalıdır.
***
bunlardan başka bir de kızılötesi dokunmatik ekranlar bulunur. bu ekranlar, kendilerine dokunulduğunu algılamak için elektrik yerine ışığı kullanırlar. bunlar en basit ekran tipleridir. sürekli olarak ekran boyunca kızılötesi ışık ışınları bir uçtan diğer uca doğru akar haldedir. ekrana dokunulduğunda ışık kesintiye uğrar ve böylece ekrana dokunulduğu ve dokunulan yerin neresi olduğu algılanmış olur. bu tip ekranları da yine bazı atm'lerde, kiosklarda yahut e-kitap okuyucularda görebilirsiniz.
dokunmatik ekranlar çok çeşitli türlerde karşımıza çıkabilir.
genellikle cep telefonlarımızda kullandığımız türlerin nasıl çalıştığını anlatmaya çalışayım. bunlardan biri, rezistif dokunmatik ekran olarak bilinir.
bu tip ekranlar, aralarında boşluk olan 2 basit katmandan oluşur. bu katmanlar elektriği iletebilir. bir tanesi dirençli, diğeri ise geçirgendir. ekrana dokunduğunuzda, dokunduğunuz bölgede aradaki boşluk ortadan kalkar ve 2 katman birbiriyle temasa geçer. normal şartlarda bu 2 katman arasında bir elektrik akımı vardır. dokunarak katmanları birbirine değdirdiğinizde akımın yönü de değişir. kullanılan cihazın yazılımı, bunu algılayacak şekilde geliştirildiğinden, cihaz ekrana dokunduğunuzu algılar ve dokunulan bölgedeki komut her neyse onu çalıştırır.
bu tür ekranları, mesela elinizde eldiven varken ya da parmağınız yerine başka herhangi bir aleti kullanarak da çalıştırabilirsiniz çünkü bu ekranlarda önemli olan, baskıyla ortaya çıkan direnci sağlamaktır. bunu nasıl yaptığınız önemsizdir.
rezistif ekranlar çoklu dokunmayı desteklemez.
***
bir başka tür de kapasitif dokunmatik ekrandır.
bu ekran türü çalışabilmek için elektrik yüklerini kullanır. genellikle 2'si iletken*, orta kısımda kalan ise yalıtkan olan 3 tabakadan oluşur. alttaki tabakada, yalıtkan nedeniyle diğer tabakaya geçemeyen ama o tabakayı, negatif bir elektrik alanı oluşturarak etkileyen elektronlar bulunur. etkilenen tabakada da pozitif yük yoğunluğu ortaya çıkar. parmağınız pozitif yüklerin olduğu tabakaya dokunduğunda yük dengesi değişir ve ortaya bir gerilim düşmesi çıkar. ekranın diğer kısımlarında olmayan bu gerilim farkı işlemci tarafından algılanır ve dokunduğunuz bölgeye karşılık gelen komut çalıştırılır.
bu tip bir ekrana sahip olan akıllı telefonunuzu ya da herhangi bir dokunmatik cihazı, elinizde eldiven varken çalıştıramazsınız çünkü eldiven elektriği iletmez. ıslak parmakla ekrana dokunduğunuzda cihaz yine tepki vermez çünkü bu kez de su, elektriği ilettiği için, ekran nereye dokunulduğunu algılamaz.
bu tür ekranlar çoklu dokunmayı destekler ve diğerlerine göre biraz daha pahalıdır.
***
bunlardan başka bir de kızılötesi dokunmatik ekranlar bulunur. bu ekranlar, kendilerine dokunulduğunu algılamak için elektrik yerine ışığı kullanırlar. bunlar en basit ekran tipleridir. sürekli olarak ekran boyunca kızılötesi ışık ışınları bir uçtan diğer uca doğru akar haldedir. ekrana dokunulduğunda ışık kesintiye uğrar ve böylece ekrana dokunulduğu ve dokunulan yerin neresi olduğu algılanmış olur. bu tip ekranları da yine bazı atm'lerde, kiosklarda yahut e-kitap okuyucularda görebilirsiniz.
devamını gör...
bipolar sevgili
bipolar sevgilinin ne olup olmadığını anlamak için öncelikle bipolar insan nedir, nasıl olur onu araştırmak, gözlemlemek ve öğrenmek gerekir. fakat bu gözlemler yalnızca izlenen bir filme ya da kişinin hayatına giren 1 -yazıylabir- kişiye dayalı olmamalıdır. öyle olsa deney ve kontrol grupları, bağımlı ve bağımsız değişkenler olmaz, ayrıca yalnız o konu hakkında yürütülen tek bir çalışma baz alınırdı.
insanın beyninde bulunan kimyasallar belirli bir ahenk içinde çalışır. bipolar bir insanın beyninde yer alan dopamin, serotonin ve noradrenalin adı verilen nörotransmiterler zamana ve koşullara bağlı olarak “normal” bir insanın beynine göre daha farklı paternler çizerler. bu koşullar kişinin yaşam kalitesi ve çevresel faktörleri olarak tanımlanır.
bipolar bir birey daha 7 yaşındayken de ilaç ve terapi desteğine ihtiyaç duyabilir, ömrünün sonuna kadar duymayabilir de. çünkü ilaç ve terapi alınması gereken nokta kişinin bir travma yaşamasına ve ne kadar hastalığını tetikleyen bir ortamda yaşadığına bağlıdır.
bipolar sevgiliye gelecek olursak yukarıdaki entryler bipolar+karakter “analiz”idir. evet inanılmaz oyuncudurlar, güzel demagoji yaparlar fakat bunu size karşı kullanıyorsa bu onun hastalığı değil karakteridir. hastalığı kötüye kullanmaktır. hastalığını kötüye kullanmayan bir bipolar sevgiliyse size “normal” bir sevgiliden daha farklı davranmaz. yalnızca atak zamanlarında atağına iyi geleceğini bildiği, sizi maddi ve/veya manevi herhangi bir zora sokmayan ihtiyaçlarına anlayış göstermenizi bekler. *
insanın beyninde bulunan kimyasallar belirli bir ahenk içinde çalışır. bipolar bir insanın beyninde yer alan dopamin, serotonin ve noradrenalin adı verilen nörotransmiterler zamana ve koşullara bağlı olarak “normal” bir insanın beynine göre daha farklı paternler çizerler. bu koşullar kişinin yaşam kalitesi ve çevresel faktörleri olarak tanımlanır.
bipolar bir birey daha 7 yaşındayken de ilaç ve terapi desteğine ihtiyaç duyabilir, ömrünün sonuna kadar duymayabilir de. çünkü ilaç ve terapi alınması gereken nokta kişinin bir travma yaşamasına ve ne kadar hastalığını tetikleyen bir ortamda yaşadığına bağlıdır.
bipolar sevgiliye gelecek olursak yukarıdaki entryler bipolar+karakter “analiz”idir. evet inanılmaz oyuncudurlar, güzel demagoji yaparlar fakat bunu size karşı kullanıyorsa bu onun hastalığı değil karakteridir. hastalığı kötüye kullanmaktır. hastalığını kötüye kullanmayan bir bipolar sevgiliyse size “normal” bir sevgiliden daha farklı davranmaz. yalnızca atak zamanlarında atağına iyi geleceğini bildiği, sizi maddi ve/veya manevi herhangi bir zora sokmayan ihtiyaçlarına anlayış göstermenizi bekler. *
devamını gör...
takipçi
dün 95 kişiydi. sabah baktım 94 kişiye düşmüş. bak kim bıraktıysa takibi çıksın adam gibi söylesin. *
edit: ayrıca kalan 94 kişiye ayrı ayrı sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum. var olun. birlikte nice yarınlara!
edit: ayrıca kalan 94 kişiye ayrı ayrı sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum. var olun. birlikte nice yarınlara!
devamını gör...
zippo ile tek tabanca radyo yayını
türkiye'de kıymeti bilinmemiş, hakettiği değeri görmemişlere büyük ve bold harflerle thedansözkiller yazın. şaka değil, gerçektir.
devamını gör...
beklentiyi düşük tutmak
sık sık yaptığım harekettir.
sınavdan 30 alacağım eyvah diyorum 50 alınca mutlu oluyorum.
bugün 50 sayfa kitap okuyacağım diyorum ve 50.sayfaya gelince biraz daha okuyayım diyorum ve keyif alıyorum.
her insanın yapması gereken bir olay.
ha beklentiyi düşük tutup daha düşük bir sonuçla karşılaşınca insan aptal gibi hissediyor.
mesela eyvah 30 alacağım deyip 20 alırsan kendini gerizekalı gibi hissediyorsun.
sınavdan 30 alacağım eyvah diyorum 50 alınca mutlu oluyorum.
bugün 50 sayfa kitap okuyacağım diyorum ve 50.sayfaya gelince biraz daha okuyayım diyorum ve keyif alıyorum.
her insanın yapması gereken bir olay.
ha beklentiyi düşük tutup daha düşük bir sonuçla karşılaşınca insan aptal gibi hissediyor.
mesela eyvah 30 alacağım deyip 20 alırsan kendini gerizekalı gibi hissediyorsun.
devamını gör...
en yakın kitabın 75. sayfasının 5. cümlesi
on sayfa yazmaya niyetlensem bile, hiçbir şey çıkmaz, hiçbir şey yazamam. denedim
insancıklar- fyodor dostoyevski
insancıklar- fyodor dostoyevski
devamını gör...
yazarların efsane cimrilik hikayeleri
işyerinde birkaç arkadaş yemek yiyecekler, ekmek almayı unuttuklarını farkediyorlar. dışarıdan oraya gelen başka bir elemanı arayıp gelirken bir ekmek almasını istiyorlar. eleman ekmeği alıp getiriyor, parasını istiyor. bakıyorlar bozuk paraları yok, çocuk bunlara iban numarasını veriyor, hesabına 1.5 tl ekmek parasını yolluyorlar.
askerlik zamanım çay 20 kuruştu. ama bir çay alamazdın tam para vermedikçe, hep bozuk yok derlerdi. 1 liradan nolur diyip 5 çay alırdın. zaten er gazinosu denen yerde mutlaka tanıdıklar olurdu, onlara verirdin fazlasını. kim çay alsa bu böyle gider, sisteme dönüşürdü. çünkü başkası da çay alınca sana veriyor, aslında çayın sana geri dönmüş oluyor. her neyse uzatmiyim, karslı bir çocuk vardı bırakın birine bir şey ısmarlamayı kendine bile almazdı parası gitmesin diye. çarşıya çıksa en ucuz yerlere gider, zaten tek mekan internet kafede 1 saat takılır, hemen askeriyeye geri dönerdi. traş köpüğü pahalı ve ufak diye, sıvı el sabunu alıp gelmişliği vardı. 450 gün birlikte askerlik yaptık da birine bir şey ısmarladığını görmedim.
yemekhane olmadığı için yemek yerine yemek kartı veriliyor iş yerinde. tüm gün aç duran adamlar dolu burası. bazıları para dayandırmak için, o kartlarla evin mutfak alışverişini yapıyorlar. kartla yemek yese mutfak alışverişini nakitten yapacak, öyle olunca da maaş yetişmiyor. onlara zerre lafım yok. ama iddia oynayabilmek için, eldeki arabayı ya da banka hesabındaki parayı/altını yükseltebilmek için tüm gün aç durmak nedir? bekliyorlar biri bir şey verse de yesek diye. memleket böyle garip adamlarla dolu.
askerlik zamanım çay 20 kuruştu. ama bir çay alamazdın tam para vermedikçe, hep bozuk yok derlerdi. 1 liradan nolur diyip 5 çay alırdın. zaten er gazinosu denen yerde mutlaka tanıdıklar olurdu, onlara verirdin fazlasını. kim çay alsa bu böyle gider, sisteme dönüşürdü. çünkü başkası da çay alınca sana veriyor, aslında çayın sana geri dönmüş oluyor. her neyse uzatmiyim, karslı bir çocuk vardı bırakın birine bir şey ısmarlamayı kendine bile almazdı parası gitmesin diye. çarşıya çıksa en ucuz yerlere gider, zaten tek mekan internet kafede 1 saat takılır, hemen askeriyeye geri dönerdi. traş köpüğü pahalı ve ufak diye, sıvı el sabunu alıp gelmişliği vardı. 450 gün birlikte askerlik yaptık da birine bir şey ısmarladığını görmedim.
yemekhane olmadığı için yemek yerine yemek kartı veriliyor iş yerinde. tüm gün aç duran adamlar dolu burası. bazıları para dayandırmak için, o kartlarla evin mutfak alışverişini yapıyorlar. kartla yemek yese mutfak alışverişini nakitten yapacak, öyle olunca da maaş yetişmiyor. onlara zerre lafım yok. ama iddia oynayabilmek için, eldeki arabayı ya da banka hesabındaki parayı/altını yükseltebilmek için tüm gün aç durmak nedir? bekliyorlar biri bir şey verse de yesek diye. memleket böyle garip adamlarla dolu.
devamını gör...
sen iyi birisin
genelde sizi insan olarak iyi biri olarak gören ama kendine yar olarak yakıştıramayan birinin söylediği avutma cümlesidir.
size gönlüne yar olarak yer vermeyen, bir kriterde sizi sınıfta bırakanların ettiği basit cümle.
kötü olan ise verilen emeğin, uykusuz kalınan gecelerin, kalbin hızlı attığı anların bir anda anlamını yitirmesidir.
yapılacak bir şey kalmadığından, geriye kırık bir kalp ile ne zaman biteceği belli olmayan bir gelecek kalır.
size gönlüne yar olarak yer vermeyen, bir kriterde sizi sınıfta bırakanların ettiği basit cümle.
kötü olan ise verilen emeğin, uykusuz kalınan gecelerin, kalbin hızlı attığı anların bir anda anlamını yitirmesidir.
yapılacak bir şey kalmadığından, geriye kırık bir kalp ile ne zaman biteceği belli olmayan bir gelecek kalır.
devamını gör...
eleştirilen insana dönüşmek
kınadığımız şeyi yaşamadan ölmeyeceğimiz için gerçekleşen durum.
basit bir eleştiri için bu durum geçerli olmayabilir tabi. fakat insanın verdiği kararlar, hayat tarzı yahut davranış şekilleri gibi bazı eylem ya da özellikleri eleştirenler, bunu genellikle kınamayla karışık yaparlar. ancak adına ister karma deyin, ister ilahi adalet, o dönüp dolaşıp sizi bulacaktır. bu nedenle birisi hakkında konuşacağınız zaman iki kez düşünün.
basit bir eleştiri için bu durum geçerli olmayabilir tabi. fakat insanın verdiği kararlar, hayat tarzı yahut davranış şekilleri gibi bazı eylem ya da özellikleri eleştirenler, bunu genellikle kınamayla karışık yaparlar. ancak adına ister karma deyin, ister ilahi adalet, o dönüp dolaşıp sizi bulacaktır. bu nedenle birisi hakkında konuşacağınız zaman iki kez düşünün.
devamını gör...
ateistlerin inançsızlıklarını yayma eğilimi
son zamanlarda sözlükte gördüğüm durum. genelleme yapmam anlamsiz tabi ama genel olarak kendilerinin ülkede rahat edemediğinden , inanan bakın dini olan demiyorum inanan kesim tarafindan yaftalanip kendilerine farklı davranildigindan , bir sürü ritüeli yobazlık olarak yorumlayıp kendilerine saygı gösterilmediginden, inanan insanların uyguladığı rituelleri anlamsız bulup bunu rahat ve dalga geçer şekilde dile getirip kendi boşluğuna yokluguna tek laf edilince özgürlüğüm diye bas bas bağıran, bir tane cahil bulup kendisine davranış şekliyle koca bir dini bagdastiran ya da bir iki tane insanların hiç dusunemedigi(!) soru bulup her inanana sorup yüzünde aptal bir siritmayla cevap bekleyen insanlardan bahsediyorum. o kadar basitsiniz ki inancınız ,düşünceniz önemli değil. insan olarak şu davranışlarınız o kadar aşağılık ki. tekrar söylüyorum lafım yukarıdaki özellikleri taşıyan insanlara, herkesin yolu kendine kalbi, inancı. bize insanlık lazım. sonradan eklenen not: yazma gereği duydum cunku tek tek aynı şeyi anlatmak istemiyorum . soru sorulmasından değil cevap beklerkenki mustehzi usluptan rahatsız olduğumu yazdım. acaba yanlış mı anlatmisim diye baktım ama yooo. neyse. herkes sorsun zaten ayrıca ama öğrenmek için, farklı bir görüş alıp sentez yapmak için , üstünlük taslamak için değil.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
lâyemut
türünü bilmem bir ağaç,
ellerin ellerimde,
oturmuş dibine,
diz dize,
hayaller kurmaktayız.
zaman denen meret yok olmuş.
dünya ha varmış ha yokmuş.
kimin umrunda?
yol almaktayız sevgilim,
ufuksuz okyanuslara.
(bkz: vasıfsız)
türünü bilmem bir ağaç,
ellerin ellerimde,
oturmuş dibine,
diz dize,
hayaller kurmaktayız.
zaman denen meret yok olmuş.
dünya ha varmış ha yokmuş.
kimin umrunda?
yol almaktayız sevgilim,
ufuksuz okyanuslara.
(bkz: vasıfsız)
devamını gör...
necip fazıl kısakürek
"konuşsam dilim yanar, sussam kalbim"
1980 yılında türk edebiyatı vakfı tarafından kendisine 'şairler sultanı' unvanı verilmiştir. ayrıca 'kaldırımlar' şairi olarak tanınmış 'çile' şairi olarak anılmıştır.
1980 yılında türk edebiyatı vakfı tarafından kendisine 'şairler sultanı' unvanı verilmiştir. ayrıca 'kaldırımlar' şairi olarak tanınmış 'çile' şairi olarak anılmıştır.
devamını gör...
kolaysa başına gelsin
benim için küfür etkisi yaratan ama küfür olmayan sözler'de ilk ona girebilecek bir cümledir.
bir işle meşgul olduğu görülen kişiye yaptığı işte kolaylık dilenir, yüksek ihtimalle canı burnunda olan kişiden bu cevap alınır. bu cümleyi duyduğunuzda koşarak uzaklaşınız efendim, o iş gerçekten başınıza gelebilir. *
bir işle meşgul olduğu görülen kişiye yaptığı işte kolaylık dilenir, yüksek ihtimalle canı burnunda olan kişiden bu cevap alınır. bu cümleyi duyduğunuzda koşarak uzaklaşınız efendim, o iş gerçekten başınıza gelebilir. *
devamını gör...
türk kızlarının türk erkeklerine olan saygısı
(bkz: insanın insana olan saygısı)
devamını gör...
geceye hayatta öğrendiğin bir şey bırak
“zengine hayırlı olsun derler, fukaraya nerden buldun derler müge abla.”
devamını gör...
sözlükte sürekli bir sözlük yazarının gündem olması
benim hiçbir zaman girmediğim yazarlar grubudur. sessiz sakin ilerlemek daha iyi hissettirir.
devamını gör...
eş cinsel sözlük yazarları
sevgi ve saygıyla karşıladığım yazarlardır. eşcinselliğe iğrençlik olarak bakanlar, kendi iğrençlikleriyle övünsün.
devamını gör...
yoldaş bakkal rozet önerileri
devamını gör...

