sayesinde birkaç gün boyunca her şeye tepki olarak "yo!" deme isteğiyle dolduğum, hafif ezik, hafif şaşkın, sevimli ama akılsız karakter.
devamını gör...

2010 yılında cosmopolitan dergisine verdiği bir röportajda söyledikleri gelir aklıma lady gaga dendiğinde.

eski bir sevgilisi lady gaga'ya, asla başarılı olamayacağını, grammy ödülü alamayacağını, asla hit bir şarkı yapamayacağını, onun başarısız olacağını söylemiş. lady gaga ise ondan ayrılmış ve şöyle demiş "bir gün benim sesimi duymadan, resmimi görmeden kafede kahveni bile sipariş edemeyeceksin."

başarısıyla eski sevgilisine yüzyılın kapağını yapmış ünlüdür. kimseyi dinleyip motivasyonunu kaybetmeden başarıya ulaşmış, sonuna kadar da hak eden, saygı duyduğum bir ünlüdür.

2010 mart sayısı cosmopolitan'a verdiği röprotajda ilgili kısım:
--- alıntı ---

"ı had a boyfriend who told me ı'd never succeed, never be nominated for a grammy, never have a hit song, and that he hoped ı'd fail. ı said to him, 'someday, when we're not together, you won't be able to order a cup of coffee at the f***ing deli without hearing or seeing me."

--- alıntı ---
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kendisiyle konuşma fırsatı bulduğum çok anlayışlı, yazma konusunda inanılmaz hevesli ve gerçekten çok güzel yazıları olan genç yazarımızdır. diğer iki kardeşinin sözlüğe gelmesinde en büyük etkiye sahip olduğunu düşündüğüm yazarımız ne kadar güzel bir şeye vesile olmuş. teşekkür ediyorum kendisine. benim içinde ilk oldu bu durum. aynı anda 3 kardeşe nickaltı tanımı girebildim ne kadar güzel bir duyguymuş.

#1010064 tanımında yazarımız çok güzel ifade etmiş anlatmak istediklerimi. ona da teşekkür ediyorum. bu genç yazarlarımıza beğeni atmadan geçmeyin zaten okudukça istemsizce beğenileri kendiniz atacaksınız. eline ,emeğine,yüreğine sağlık diyorum.

napmıyorduk diğer iki kardeşi unutmuyorduk. hepsini takip ediyorduk. ozercesur47 (bkz: zilan_47)

görselin içeriği için #1013942
devamını gör...

özellikle de influencerların kapağını bile açmadıkları ürünleri, insanların sağlığıyla oynayacak şekilde tanıtmasını engelleyecek bir düzenleme.

son dönemlerde popüler olma çabaları ve kazançlarıyla dikkat çeken sosyal medya fenomenleri için reklam düzenlemesi geldi.

fenomenler, henüz denemedikleri bir ürüne ilişkin, onaylama anlamına gelecek şekilde paylaşım yapamayacak. bir üründen bahsederken mevzuata aykırı şekilde sağlık özelliğini vurgulayamayacak, ispatı mümkün olmayan iddialarda bulunmayacak. fenomenler doktor, diş hekimi, veteriner aracılığıyla ürün tanıtımı yapamayacak. hediye edilmiş bir giysi veya ayakkabıyı satın almış gibi yapamayacak. reklam yaparken görsel filtre veya efekt kullanırsa bunu belirtmek zorunda olacak.

ticaret bakanlığı, 'sosyal medya fenomeni' olarak bilinen 'sosyal medya etkileyicilerinin' uyacakları kurallarla ilgili kılavuz hazırladı.

milliyet'ten mithat yurdakul'un haberine göre, sosyal medya etkileyicisi (fenomeni) aracılığıyla yapılan reklamlar, ayırt edilebilir nitelikte olacak. sosyal medyada sesli, yazılı ve görsel olarak örtülü reklam yapılamayacak.

buradan
devamını gör...

ıvanmılınskı hocamıza rütbe verilmemesi feryadımı dile getirmek için girdiğim başlıktan, nikiforenko'ya memati rütbesi verildiğini öğrenerek kahkahalar eşliğinde çıkıyorum.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ytong ve burger king firmalarında hisse sahibi ve yönetim kurulu üyesi olan futboldan herhangi bir insandan daha fazla anlamayan ve herhangi bir insandan daha özgün fikirleri olmayan trt yorumcusu ve sabah gazetesi yazarıdır.

futbolun noel babası gibi bir karakterdir. 2 yılda bir ya dünya kupası ya da avrupa şampiyonası için ortaya çıkar ve hepimizi futboldan soğutan yorumları ile futbol izleyecisini futboldan bezdiren bir insandır.

maç boyunca bitse de gitsek bir ses tonu ile konuşur, asla tonlama yapmaz, önceden belirlediği ve muhtemelen önünde bulunan bir not kağıdında yazan sözleri bağlamdan bağımsız olarak sıralar.

bu not kağıdında yazan sözlerden en önemlisi “ kolektif futbol”dur. eğer bu sözü her maç en az dört kez söylemezse futbol tanrılarından biri olan sokrates tarafından tekmeleneceğine inandığına dair söylentiler bulunmaktadır.

iki takım da gol atamazsa berabere biter diyerek matematiksel anlamda gözümüzü açan, kaleciler topa bakmazsa gol olabilir diyerek bakış açımızı değiştiren, kaleci olmasa gol olacaktı diyerek de bizleri varoluşsal krizlere sokan üründül’ü savunanlar ise ısrarla yorumculuktan para almadığını söyleyerek vuvuzeladan daha rahatsız edici olan yorumcuya olumlu bir yandan bakmaya çalışmaktadır.

ancak bu konuda mehmet demirkol’un bir yayın da sorduğu ve aşağı yukarı şöyle bir şey olan soruyu mealen tekrar etmek isterim:

bir hastaneye gidip ben beyin ameliyatı yapmak istiyorum ve bunun karşılığında ücret almayacağım desek bize bu konuda izin verirler mi?
devamını gör...

bir bana mı saçma geliyor anlamıyorum. yok kadınların hepsi böyledir, yok erkeklerin hepsi şöyledir. yok evliliklerin hepsinde bu yaşanır. aldatmayan erkek yoktur. bütün kadınlar zengin erkekleri tercih eder minvalinde bir sürü genelleme cümleler duyarız, kafa sözlükte de bu şekilde genelleme yapan yazar arkadaşlarım var maalesef. bilimsel, deneyler sonucu kanıtlanmış hiçbir şey dışında genelleme yapmayın arkadaşlar, bu sizin bir nevi zekanızı ele veren durumlardan biridir.
devamını gör...

buz dansı; içinde 'buz' kelimesi geçen bir ifade nasıl olur da kalpleri eritir,sorusunun cevabını zamanla aldığınız bir spor dalıdır; hayır, daha doğrusu 'sporcuların icra ettiği bir sanattır' ki aslında tüm artistik buz pateni kategorileri bu tanıma uygundur,bunun sebebi ise buz pateninin 'buz üzerinde yapılan bale' olmasıdır.

buz dansı gibi artistik buz pateni yarışmalarında çiftlerin yarıştığı kategorilerde müzikle uyum,kostümlerin ve mimiklerinin parça ile ahengi gibi kriterlere ek olarak çiftlerin figürlerinin birbiriyle senkronizasyonu da çok önemlidir.çiftler burada diğer sporlar gibi salt takım arkadaşlığından daha öte bir kavrayışta ve sezgi gücünde bulunmalıdır.bunun anlamı şudur;sporcular diğer arkadaşlarının hareketlerini daha o harekete geçmeden tahmin edecek bir bağa sahip olurlar ki bu çiftler de aksi bir durum olmadığı sürece daima en yüksek puanları kazanan yarışmacılar olur.sonuçta bizlere yaşattıkları görsel şölen ve kan akışımızı hızlandıran bir 'sanat oluşturma süreci' meydana gelir.

buz dansını diğer dallardan ayıran temel nokta;axel,lutz,flip,toeloop vb atlayışların olmamasıdır ki bu tehlikeli hareketlerin yüreğine yük olduğu benim gibi insanların bu açıdan favori kategorisi olabilir buz dansı.

sıkı bir olimpiyat izleyicisi olmasanız dahi bir süre sonra figürlere gözünüz alışır ve hangi çiftin birinci olacağı hakkında tutarlı bir tahmine sahip olursunuz.tabii bu tahminler genelde zor olmaz çünkü yeni ortaya çıkan genç yeteneklerin* olmadığı durumlarda genelde hep aynı çiftler* kupayı kaldırmaktadır. fakat bahsettiğim yeteneklerin aynı yarışmada denk gelmesi durumunda birinciliğe alışan yarışmacının şöyle hatalar yapması da çok doğaldır elbette(1.25 sn'de):
ama pek hata değil gibi

sporcuların icra ettiği sanat demiştim değil mi? :


ekleme:yazdıklarımın bir kısmı kendi fikirlerimdir, kesinlik içeren ve geniş kabul gören bilgiler olmayadabilirler;aman dikkat.
devamını gör...

kemerleri takın sevgili yazarlar:)) çok kıymetli 3 güzel adamla şiir, sinema ve edebiyat üzerine eşsiz bir yolculuk başlayacak. uçuş için yerlerimizi alalım :)) *
devamını gör...

pudra şekeri.
devamını gör...

harika bir tadı olan çok sevdiğim bir meyvedir.

iyice yumuşaması beklenmelidir ki daha da güzelleşsin tadı.
devamını gör...

ota bka entry girmiycem.
devamını gör...

çok garip. siyasal islam fakültesi bekliyordum.
devamını gör...

şeytanın avukatı lakaplı jacques verges’in metis yayınlarından basılan harika kitabı. kitap; “uyum davaları”, “kopuş davaları” ve “siyasi dava tekniği” başlıklı üç bölüm ve “tarihin ahlakı” isimli sonuç bölümünden oluşuyor. her bir bölümde, tarihte ses getirmiş ünlü davalara ve savunmalara yer verilmiş. yıllar geçse de tekrardan açıp bir bölümünü okumak isteyeceğiniz bir eser.

yazarından biraz bahsetmek istiyorum; suçlu olduğunu bile bile bir tecavüzcüyü, bir katili nasıl savunursun? sözlük bünyesinde de fazlasıyla nefret edilen avukatların en çok karşılaştığı eleştirilerden biridir bu. her bir avukatın bu soruya vereceği cevap farklıdır. kimisi para için, kimisi şöhret için yapar bunu. şüphesiz ki jacques verges, çoğunluğa karşı tek başına kalmaktan büyük zevk duyuyordu. çakal carlos, sırp kasabı slobodan miloseviç, saddam’ın yardımcısı tarık aziz, alaaddin çakıcı, cemile bouhired (daha sonrasında bu kadınla evlenmiş) gibi isimlerin avukatlığını üstlenen jacques verges, ikinci dünya savaşı sırasında fransızlara adeta kök söktüren ve binlerce fransız’ı öldüren lyon kasabı klaus barbie’nin avukatlığını üstlenince, büyük eleştirilere maruz kaldı. eleştirilere şöyle cevap verecekti;


‘barbie’yi iki şey üzerinden savundum. birincisi, barbie, general osares’in cezayir’de öldürdüğünden daha az kişiyi öldürmüştü. osares terfi etti; barbie ise suçlanarak cezaevine girdi. ayrıca harekâtın üç veya dördüncü adamıydı; bir numara değildi. bolivya hükümeti barbie’yi ülke dışına atabilirdi. ama onu bir uçağa koyup fransız guyana’sına getirttiler, onu satın aldılar. insanı bir ülkeden kovduğunuzda, ona başka bir ülkeyi seçme özgürlüğü verirsiniz. siz onun bu özgürlüğünü elinden aldınız. barbie’yi savunmam, fln militanlarını savunmamdan çok farklıydı. bence düşmanını savunabilmek, bir avukat için inanılmaz bir onurdur. ‘bir nazi’nin savunulacak ne gibi bir yanı olabilir’ diye düşünebilirsiniz. ancak benim tutkum savunmak... suçu değil, suçu işleyeni savunuyorum.’

verges, katalan asıllı fransız bir baba ile vietnamlı bir annenin oğlu olarak fransa’nın sömürge topraklarında dünyaya geldi. barbie davası üzerinden savcılık makamını dolayısıyla fransa tarihini rezil etmek istiyordu. nitekim etti de. istanbul’da verdiği bir röportajında saddam’ı savunmak istediğini ve bunu yapsaydı muhtemelen idamdan kurtaracağını belirtmiş. verges, müvekkilinin cenazesine katıldığı için avukat hakkında dava açılan bizim ülkemizde avukatlık yapsaydı, örgüt üyesi olmaktan ceza alırdı muhtemelen.

“adalet ister ilah gibi süslensin, ister paçavralara bürünsün, yönetici sınıflar emrindeki işlevi hiç değişmez; yasanın çiğnenmesiyle ortaya çıkan toplumsal çelişkileri, o sınıfın lehine çözmek." sayfa 14
devamını gör...

insan hayatının sonunda, bir geçiş yeri olan araf dışında, insanı ilgilendiren ölüm, yargılanma, cennet ve cehennem gibi kavramlar.
devamını gör...

cirdingiş.
devamını gör...

işte budur üstad dediğim konulara damgasını vuran yazardır.*
devamını gör...

daha kötüsü uyanık olunduğu halde durak kaçırmaktır.
devamını gör...

platon bir gün kolunda bir ornitorenkle bara girer (daniel martin klein, thomas cathcart)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim