andromeda galaksisinde yer alan en gizemli nötron yıldızı
nostalji aşığı yazarımız.
devamını gör...
kafacı mısın testi
'kafacısın!' sonucuna ulaşınca nedense çok mutlu oldum. *
devamını gör...
mehmet boynukalın’ın tepki çeken 23 nisan paylaşımı
diyanet işleri başkanlığına göz kırpan bir zattır. bu ülkeye yakışmayan kim varsa hep kademe atladı.
devamını gör...
podcast önerileri
botanitopya bitkiler dünyası meraklıları için tavsiyemdir. benan kapucu isimli hanfini sunuyor. "sesli doğa tarihi müzesi. bitkiler aleminin tuhaf ve muhteşem dünyasını belgeleyen, botanik sanatına dair her şey" şeklinde tanımlanıyor başlangıcında.
devamını gör...
bugün bu ülkede bir kadın yakılarak katledildi
insanlar artık devekuşu gibi kafasını sokmaktan başka bir şey yapmıyor.
futbol kavgası, akp-chp kavgası yapmaktan başka bir şey yapmıyor. kimse sorunları düşünmüyor,sadece zaman geçiriyor.
futbol kavgası, akp-chp kavgası yapmaktan başka bir şey yapmıyor. kimse sorunları düşünmüyor,sadece zaman geçiriyor.
devamını gör...
oruç
kendisi ile çelişen ibadet.
tok açın halinden anlasın diye derlerdi eskiden.
o zaman fakirler neden oruç tutmak zorunda?
adam kendi halini anlasın diye mi?
zaten yetersiz besleniyorlar. üstüne bir de öğün azaltıyor!
zengin için ise tam komedi.
adamların sahurları ve iftarları kral sofralarından hallice.
kilosu 1000 tl olan hurma ile iftar açıp adına sünnet diyor!
uzar da uzar...
tok açın halinden anlasın diye derlerdi eskiden.
o zaman fakirler neden oruç tutmak zorunda?
adam kendi halini anlasın diye mi?
zaten yetersiz besleniyorlar. üstüne bir de öğün azaltıyor!
zengin için ise tam komedi.
adamların sahurları ve iftarları kral sofralarından hallice.
kilosu 1000 tl olan hurma ile iftar açıp adına sünnet diyor!
uzar da uzar...
devamını gör...
körleşme
''körleşme'' adıyla dilimize çevrilmiş elias canetti'nin inanması çok zor ama henüz 26 yaşındayken yazdığı rivayet edilen muhteşem kitabı. oğuz atay'ın isteği üzerine ahmet cemal tarafından dilimize çevrilmiştir.
bütün dünyası kitaplarından ibaret bir sinoloji profesörünün çevresine, hayata ve insanlara olan körleşmesinin konu edildiği kitap; nietzsche ve hegel'in insan ilişkilerindeki efendi-köle ilişkisine dayalı tahakküm yasasının ispatı niteliği taşıyor adeta.
her ne kadar bilinç akışı tekniği okurken biraz yorucu olsa da, ikinci dünya savaşı ve nazizim dönemini yaşamış bulgar bir yahudi olan canetti bu kitabıyla; içinde bulunduğu atmosferi ve zamanının faşist ruhunu mükemmel yansıtmış fikrimce.
bütün dünyası kitaplarından ibaret bir sinoloji profesörünün çevresine, hayata ve insanlara olan körleşmesinin konu edildiği kitap; nietzsche ve hegel'in insan ilişkilerindeki efendi-köle ilişkisine dayalı tahakküm yasasının ispatı niteliği taşıyor adeta.
her ne kadar bilinç akışı tekniği okurken biraz yorucu olsa da, ikinci dünya savaşı ve nazizim dönemini yaşamış bulgar bir yahudi olan canetti bu kitabıyla; içinde bulunduğu atmosferi ve zamanının faşist ruhunu mükemmel yansıtmış fikrimce.
devamını gör...
bager
#1532645 keşke yazdığım şeyi anlayabilecek kapasiteye sahip olsa dediğim yazar tanesi. o aynı zihniyet dediğin kişiye şapur şupur yalar gibi beğeni atacağına yazdığım şeyin onun mantığına göre normal olduğunu kavrayabilsen keşke. cinayet işlemeye meyilli olsam şimdiye burada değil cezaevinde olurdum a..k..
gerçi 21. yy'da hala solu savunan birine de az keşke'li cümle kurmak mümkün değil ama neyse.
buradan rica ediyorum. black rose immortal dışındaki solcular gelip nickaltıma pislemesinler.
nickaltımdaki edite cevaben edit: evet artıladım. ben saklanmam arkasında dururum. aramızdaki fark bu. türkiye cumhuriyetine saldıran asalaklardan beğenileri geri çekip şov yapma be. adam gibi dur hareketinin arkasında. birazcık adamlık ihtiyacın varsa sadakasını vereyim. lakin sonra ula bu gömlek bana niye bol geldi diye sorma ama. ben buyum işte. canım sıkılır aldattıllı trol başlıklar açarım, dalga geçerim ama iş ciddiye binerse ardında durmasını da bilirim.
yılmaz güney hakkındaki beğeniyi geri çekmişsin kıro hayırdır ahahahaha. keşke ekran görüntüsü alıp geri vitesini belgeleseydim. kime bulaştığına dikkat et. öyle bir ayar veririm ki gırtlak kanseri olursun.
gerçi 21. yy'da hala solu savunan birine de az keşke'li cümle kurmak mümkün değil ama neyse.
buradan rica ediyorum. black rose immortal dışındaki solcular gelip nickaltıma pislemesinler.
nickaltımdaki edite cevaben edit: evet artıladım. ben saklanmam arkasında dururum. aramızdaki fark bu. türkiye cumhuriyetine saldıran asalaklardan beğenileri geri çekip şov yapma be. adam gibi dur hareketinin arkasında. birazcık adamlık ihtiyacın varsa sadakasını vereyim. lakin sonra ula bu gömlek bana niye bol geldi diye sorma ama. ben buyum işte. canım sıkılır aldattıllı trol başlıklar açarım, dalga geçerim ama iş ciddiye binerse ardında durmasını da bilirim.
yılmaz güney hakkındaki beğeniyi geri çekmişsin kıro hayırdır ahahahaha. keşke ekran görüntüsü alıp geri vitesini belgeleseydim. kime bulaştığına dikkat et. öyle bir ayar veririm ki gırtlak kanseri olursun.
devamını gör...
sözlükte herkesin birbiri ile senli benli konuşması
başlıktaki tanımları teker teker okudum ve en sonunda bir karara vardım. sanırım en doğrusu sizli bizli konuşmak. eğer karşıdaki senli benli konuşursa zaten isteyen senli benli konuşmaya devam eder. fakat sizli bizli konuşursa da kimseyi rahatsız etmemiş olursunuz. şahsen kendi düşüncem olarak da benimle sizli bizli konuşulmasını tercih ederim, çünkü senli benli konuşulunca tepenize çıkan yazarlar oluyor.
devamını gör...
maske takınca gözlüğün buğulanması
gözlüğün buharlaşması nedir kardeş? kaç santigrat derece gerekir sen onun için biliyor musun? ha buğulanması dersen anlarım.
devamını gör...
yalnız yaşadığınız eve girince kendinizin size hoş geldin demesi
selamın aleyküm yaz 6600'a gönder, aleyküm selam cebine gelsin.
devamını gör...
normal sözlük patreon hesabı
aylık olarak vereceğim destek konusunda çok uçamıyorum. benim gibi başkaları da vardır. o yüzden tüm seçeneklerin tek seferlik opsiyonlarını da tanımlamak mümkünse sisteme, yetkililer göreve. aaaaaa bunları hep biz mi düşüneceğiz arkadaşlar ya?
edit: şaka yapmıyorum da şeyi söylemeyi unutmuşum, siz böyle kalın, biz size destek oluruz! küfürsüz, cinsiyetçi söylemden uzak ve yazarlarının sponsor olduğu sözlük. ne bu? ütopya falan mı? ben sizin birleştirici düşün tarzını yerim la!
bir edit daha: sevgili yoldaş #955192 no'lu entrysinde konuya açıklık getirmiş. buraya da alayım mı, intihal olur mu?*
aylık abone olmak istemeyen destekçiler buraya tıklayarak en alttaki "make a custom pledge" seçeneğini kullanabilir.
edit: şaka yapmıyorum da şeyi söylemeyi unutmuşum, siz böyle kalın, biz size destek oluruz! küfürsüz, cinsiyetçi söylemden uzak ve yazarlarının sponsor olduğu sözlük. ne bu? ütopya falan mı? ben sizin birleştirici düşün tarzını yerim la!
bir edit daha: sevgili yoldaş #955192 no'lu entrysinde konuya açıklık getirmiş. buraya da alayım mı, intihal olur mu?*
aylık abone olmak istemeyen destekçiler buraya tıklayarak en alttaki "make a custom pledge" seçeneğini kullanabilir.
devamını gör...
şarap
üzüm şırasında (bkz: fermente edilmiş üzüm suyu) bulunan sekerin cektirilip alkole donusmesiyle elde edilen icecek.
icerigindeki maya sebebiyle, tuketildiginde insan vucudundaki tum suyu emer, sabah susuzluk yasatir. bekledikce icerigi zenginlestiginden yillanmis olanlari daha cok talep gorur, kotusu bile icilebilen nadir alkollerdendir.
sisesi acildiginda en az iki kadeh icilmeden birakilmaz, hele süryani şarabıysa icilen, sisenin dibi gorulmezse hakaret sayilir*.
then, cheers mate!*
-nasil alkolik oldum adli kitabimdan
icerigindeki maya sebebiyle, tuketildiginde insan vucudundaki tum suyu emer, sabah susuzluk yasatir. bekledikce icerigi zenginlestiginden yillanmis olanlari daha cok talep gorur, kotusu bile icilebilen nadir alkollerdendir.
sisesi acildiginda en az iki kadeh icilmeden birakilmaz, hele süryani şarabıysa icilen, sisenin dibi gorulmezse hakaret sayilir*.
then, cheers mate!*
-nasil alkolik oldum adli kitabimdan
devamını gör...
soyumuzun vikinglere dayanma ihtimali var
osmanlıdaki harem hayatını düşününce soyumuzun her yere daya(n)mış olabileceğini açıklayan başlık.
devamını gör...
yalın alpay
ufuk açıcı konuşmalarını pürdikkat dinlediğim çok donanımlı bir entelektüel. zihnimde düşünce girdapları oluşuyor. hep konuşsun hep dinleyeyim diyorum.
devamını gör...
starbucks'ta ders çalışmak
bana birazcık yalan gelen eylemdir. o seste nasıl derse odaklanabiliyorlar, anlamakta zorlanıyorum. boş ve sessiz bir starbucks bulmuşlar da çalışıyorlarsa şapkamı çıkarıp önlerinde eğilirim. good job canım.
devamını gör...
mümkün dünyaların en iyisi
alman matematikçi, filozof ve hukukçu gottfried wilhelm leibniz’in dünyayı açıklamak için kullandığı cümledir.
leibniz, voltaire’in hararetle ve kararlılıkla karşı çıktığı bu cümleyi theodicee adlı eserinde şöyle kullanmıştır:
ve olası dünyaların en iyisi; her şeyi bilen tanrı sayesinde bilinmiş, sonsuz iyiyi üretebilmesinden ötürü yaratılmaya seçilmiş ve her şeye gücü yetmesi ile oluşturulmuştur.
maddi ve manevi dünyayı oluşturan çok sayıda monad kendi özlerine göre hareket etmektedir ancak tanrının onlara bahşettiği ahenk sayesinde de bu dünyayı mümkün dünyaların en iyisi haline getirmektedirler.
çok derin bir felsefe bilgisine sahip değilim. leibniz ile karşı karşıya gelip konuşma şansım olsa muhtemelen beni ve düşüncelerimi hallaç pamuğu gibi atar ancak artık bu dünyada olmadığı için kafama takılan bazı şeyleri yazmam gerekecek ve bunu korkmadan yapacağım leibniz’den.
bu dünya üzerinde yaşamaya başladığım zamandan beri mümkün acıların bir çoğuna tanık oldum, okuduklarım ve izlediklerimle de öyle. mümkün olan savaşların en iyilerine şahit olduk dünya ahalisi olarak, mümkün olan en iyi atom bombalarını, mümkün olan en iyi işkenceleri gördük, dünya mümkün olan en iyi hastalıklarla kırıldı.
insan mümkün olan yaratıkların en iyisi ama 100 yıl gibi kısa bir süre bile bozulmadan duramıyor. bu süre boyunca da sürekli arıza vermeye devam ediyor. günden güne performans kaybı da cabası.
tanrının varlığı ya da yokluğu ile ilgili bir sorunum yok, hiç de olmadı. öldüğüm zaman bunun muhasebesi yapılır zaten. çok uzun da bir zaman yok ne olup olmadığını görmek için önümde.
ama mümkün dünyaların en iyisi fikrine alışamıyorum bir türlü. sanki mümkün dünyaların en iyisinde çocuk ölüleri kıyıya vurmaz gibi geliyor bana. ya da yatılı bir okulun bahçesinde yerli çocuklara ait toplu mezarlar bulunmaz gibi geliyor. çocuklar tecavüze uğramazlarmış gibi geliyor. mümkün dünyaların en iyisinde bunlar oluyorsa en kötüsü nasıl olurdu kim bilir!
böyle bir dünyada bu kadar zaman geçirince cehennemin vaat ettiği fiziksel acı o kadar da korkutucu gelmiyor bana.
tabii ki her şey için bir yaratıcıyı sorumlu tutmayabiliriz, özgür irade sahibi insan her şeyden sorumlu tutulabilir ama ömer hayyam geliyor o zaman da aklıma:
madem bizler çamurdan halk edildik,
sebep ne ki; hak tanısın eksik, gedik?
kusursuzsak neden bizi kırıp döker?
kusurluysak acep kimde bu eksiklik?
bir şeyler yanlış ya da benim kıt aklım anlamakta zorlanıyor. o halde mümkün dünyaların en iyisinde görüşmek üzere sevgili okur yazar arkadaşım.
leibniz, voltaire’in hararetle ve kararlılıkla karşı çıktığı bu cümleyi theodicee adlı eserinde şöyle kullanmıştır:
ve olası dünyaların en iyisi; her şeyi bilen tanrı sayesinde bilinmiş, sonsuz iyiyi üretebilmesinden ötürü yaratılmaya seçilmiş ve her şeye gücü yetmesi ile oluşturulmuştur.
maddi ve manevi dünyayı oluşturan çok sayıda monad kendi özlerine göre hareket etmektedir ancak tanrının onlara bahşettiği ahenk sayesinde de bu dünyayı mümkün dünyaların en iyisi haline getirmektedirler.
çok derin bir felsefe bilgisine sahip değilim. leibniz ile karşı karşıya gelip konuşma şansım olsa muhtemelen beni ve düşüncelerimi hallaç pamuğu gibi atar ancak artık bu dünyada olmadığı için kafama takılan bazı şeyleri yazmam gerekecek ve bunu korkmadan yapacağım leibniz’den.
bu dünya üzerinde yaşamaya başladığım zamandan beri mümkün acıların bir çoğuna tanık oldum, okuduklarım ve izlediklerimle de öyle. mümkün olan savaşların en iyilerine şahit olduk dünya ahalisi olarak, mümkün olan en iyi atom bombalarını, mümkün olan en iyi işkenceleri gördük, dünya mümkün olan en iyi hastalıklarla kırıldı.
insan mümkün olan yaratıkların en iyisi ama 100 yıl gibi kısa bir süre bile bozulmadan duramıyor. bu süre boyunca da sürekli arıza vermeye devam ediyor. günden güne performans kaybı da cabası.
tanrının varlığı ya da yokluğu ile ilgili bir sorunum yok, hiç de olmadı. öldüğüm zaman bunun muhasebesi yapılır zaten. çok uzun da bir zaman yok ne olup olmadığını görmek için önümde.
ama mümkün dünyaların en iyisi fikrine alışamıyorum bir türlü. sanki mümkün dünyaların en iyisinde çocuk ölüleri kıyıya vurmaz gibi geliyor bana. ya da yatılı bir okulun bahçesinde yerli çocuklara ait toplu mezarlar bulunmaz gibi geliyor. çocuklar tecavüze uğramazlarmış gibi geliyor. mümkün dünyaların en iyisinde bunlar oluyorsa en kötüsü nasıl olurdu kim bilir!
böyle bir dünyada bu kadar zaman geçirince cehennemin vaat ettiği fiziksel acı o kadar da korkutucu gelmiyor bana.
tabii ki her şey için bir yaratıcıyı sorumlu tutmayabiliriz, özgür irade sahibi insan her şeyden sorumlu tutulabilir ama ömer hayyam geliyor o zaman da aklıma:
madem bizler çamurdan halk edildik,
sebep ne ki; hak tanısın eksik, gedik?
kusursuzsak neden bizi kırıp döker?
kusurluysak acep kimde bu eksiklik?
bir şeyler yanlış ya da benim kıt aklım anlamakta zorlanıyor. o halde mümkün dünyaların en iyisinde görüşmek üzere sevgili okur yazar arkadaşım.
devamını gör...
öğrenci evi
öğrenci evi dendiğinde akla yoktan var edenler gelir.
o zekayı bilime,fen'e, teknolojiye kullansalar uzaya otoban yaparlar.
o zekayı bilime,fen'e, teknolojiye kullansalar uzaya otoban yaparlar.
devamını gör...

