" ya bütün şairler seni sevmiş,
ya ben; her mısrada seni buluyorum.
"

erdem beyazıt
devamını gör...

mrcp olarak kısaltılan görüntüleme yöntemidir.
ultrasonografi ile tanısında güçlük çekilen safra yolları patolojilerinin değerlendirilmesinde kullanılır.
eğer hem tanı aynı zamanda tedavi yapılmak isteniyorsa endoskopik retrograd kolanjiyo pankreatografi (ercp) yöntemi uygulanır.
devamını gör...

aklıma aşağıdaki sözü getiren başlıktır. sözün kime ait olduğunu unuttum, bilen varsa turunculasın..

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şifre merkür.maksat zaman geçirmekti film mühim değildi.
devamını gör...

nirvana - something in the way coveri.
ilk defa 2014 yılında last of us remastered trailer'inda dinlemiştim.

at sea - something in the way
devamını gör...

harezm bölgesinde doğduğu tahmin edilen, çağının en ünlü matematikçi ve coğrafyacılarından biri olan bilim insanıdır.

jeodezi biliminin kurucusudur.

güneş'in yüksekliğini ve şehrinin boylamını hesaplamıştır.

ayrıca güneş'in hareketlerinden yola çıkarak mevsimlerin ne zaman başlayıp ne zaman bittiğini de hesaplamıştır.

kendi geliştirdiği teleskopları ile yaptığı gözlemler sonucunda, gezegenlerin güneş etrafında döndüğünü galileo'dan 600 yıl önce hesaplamıştır.
devamını gör...

beni mutlu edecek bir “günaydın” duyamadım henüz.neyse günaydın arkaaşlarım.
devamını gör...

dün geceden beri ben. bırakacağız bakalım..
devamını gör...

kanada'da kendini koruma kanunu ne amerika'daki gibi önce ateş et sonra sor gibi aşırı esnek ne de türkiye'deki gibi çok dardır. kendini korurken belli şartlar altında öldürmenin yasal olduğu kabul edilir.
kanada'da kendini koruma 26. numaralı yasanın 34. maddesiyle düzenlenir ve eve giren hırsızı öldürmek kendini koruma kapsamına aşığadaki hallerde girer. eğer kişi kendisinin veya ailesinin fiziksel anlamında zarar göreceğinden korkuyor ve kendini tehdit altında hissediyorsa, saldırgan herhangi bir silah ( bıçak, beyzbol sopası, ateşli silah vb ) taşıyorsa kendi koruma hakkına sahiptir. burada eğer kişi diyelim ki hırsıza beyzbol sopasıyla, tavalyla, bıçakla ya da silahla vurdu. ancak kişi ölmedi ve hala hayatta, yerde etkisiz yatıyorsa öldürücü atışı yapamaz. yine saldırgan kaçmaya başlamışsa ve arkadan vuramazsınız. evim dışında, parktan ya da garajdan arabanız çalınıyorsa, ya da evin içinde kişi maddi şeyler toplamış ve gitmek üzereyken eşyanızı korumak için öldüremezsiniz. ancak kişi size saldırıyorsa, silah taşıyorsa ve hırsızı bu arada öldürürseniz ceza almazsınız.
her dava kendi koşulları içinde değerlendirilirken ana nokta her zaman kendini tehdit altında hissetmek, kişi tehdit olmadığında saldırmayı bırakmak, kişi yanlışlıkla ilk atışta öldürücü darbe aldıysa ve aslında silah taşımıyorsa burada silah taşımadığını bilmiyor olmanız ya da aslında yaralamak için ateş açarken yanlışlıkla öldürmek.
kanada'da davalarda jüri kararı esastır ve bu tür durumlarda jüri genelde evin sahibinden yana karar vermektedir.
bizim eve ise hiç bir hırsızın girmesi tavsiye edilmez. gurka bıçağı, katana ve eski bir yarenlik evdedir. benim atıcılığım, japonya'da siyah kuşak alan sevgili, hellhound tadında havlayan ve hırlayan köpeğimiz jim'le, bizim eve giren hırsızın alanı terketmesi için 60 saniyesi vardır.
kanun için buradan
yorum ve ek bilgi buradan
devamını gör...

hayao miyazaki’nin muhteşem bir animasyonu olan yürüyen şato filmini çoğumuz seyretmişizdir. diana wynne jones'un wizard's castle kitaplarından ilki olan howl's moving castle'da, kayan yıldız iken düşme sonrasında howl'un kalbiyle hayatta kalan çok sevimli bir karakter vardır: calcifer. yürüyen şatonun içindeki ocaktaki ateştir ama sadece şato için enerji üretmekle kalmaz; şatonun kaptanlığını da yapar. onun yanında asla sıkılmazsınız. kafa sözlük’e de bir calcifer lazımdı ve aramıza gelip bize pozitif enerji verdi. hoş geldin kıymetli yazar calcifer.
devamını gör...

bir takım dramalar, ağlaklıklar ve rezillikler... ps5'in açılışını kendisi ile yaptığıma pişman olmadım, frame rate sıkıntılarını saymazsak eğer fena değildi. detaylar o kadar iyiydi ki sağı solu incelemekten 9-10 saatlik oyunu 13 saatte bitirdim. yalnız üzüldüğüm nokta vr için çıkmaması, gerçekten tam biohazard gibi vr için tasarlanmış ama capcom yine hevesimi kursağımda bırakmayı başardı. efsane olabilecekken ortalama olarak kalmasına sebep oldu bu hareket bence. önce gömeyim sonra öveceğim.* baştan belirteyim parasına değmez, bekleyin abi malum ortamlara düşer zaten oyun. oyun ortalama 9 - 10 saat sürüyor zaten ki basit bir örnek vermem gerekirse; ben oyunda bazen denk gelen iskeletlerin başında durup yarım saat sırf meraktan kadın mı erkek mi bunlar acaba diyerek pelvis girişleri oval mi yoksa kalp şeklinde mi diye bakınacak kadar zaman kaybeden bir oyuncu olmama rağmen 13 saatte bitirdim, oynanış saatinin yetersizliğini varın siz tahmin edin ey romalılar.

oyunun sonlarına doğru işin içine oswell spencer'ın girmesi ile bunu bir origin hikayesi haline getirmeleri güzeldi ama bu oyun resident evil değil, hiçbir şekilde resident evil hissiyatı yok hatta chris'i kontrol etmeye başladığımızda cod veya metro 2033'e dönüşüyor aniden oyun. yine belli başlı re mekaniklerini korumuşlar, oyun başında mermi bulmak için sürünmemiz de fena değildi ama ilerleyen bölümlerde benim gibi her hazinenin peşinde koşturan aç oyunculardansanız oyun aniden fazla kolaylaşıyor. eli kolu tutan her oyuncu shotgun ile ölmeden bitirir oyunu. iyi ki duke bazen mermi satmıyor da biraz hayatta kalmak için çaba göstermemiz gerektiğini hatırlıyoruz.

bossların tasarımları 7. oyuna göre daha güzel ama kesmek fazla basitti yine çünkü bir kaç belirli hareketi çözdüğünüzde yalnızca otomatiğe bağlıyorsunuz kesmek için. capcom dmc 5'de de aynı hataya düşmüştü. lady dimitrescu için oyuncular fazla hypelandı ve bunu oyunda karşılayamadılar zaten. gerçekten mi abi? zehirli hançer mi yani? uçabilmesi onu zor yapmıyor. resident evil 4 esintileri güzeldi, gerçekten güzeldi ama oyunu tek başına kurtarmaya yetmez. tamam hikayeyi güzel bağlamışsınız ama mother miranda'nın motivasyonu epey yetersizdi. bazı bölümler özellikle de heisenberg abimizin fabrikası gereksiz oyun uzasın diye yaptırılan saçma şeylerle doluydu. tamam dimitrescu malikanesi de öyleydi ama orada çalışan insanların tuttukları notlar merak ve heyecan duygusunu tetikliyordu en azından. mekaniklerle bir derdim yok gayet tatmin ediciydi ama tekne kontrolleri çöp olmuş yine. yemin ediyorum aklıma dmc 2'de bulunan su altı bölümleri geldi, aynı rezillik be capcom. onun dışında oyun gerçekten akıyor. resident evil oynamıyorum diye başlanırsa alınan zevk ikiye falan katlanır yani. jumpscare muhabbeti tadındaydı. the house on a hill bölümünü gece üç gibi bitirdim ve o dev cenin akıl sağlığımı bozdu o yüzden biraz kısa ve kolay bir bölüm olsa bile en gerilimli bölümlerin başında geliyor bence. burada böyle kolaydı diye ağlıyorum ama oyunun ilk bir saati bittiğinde ya yeni bir tane çocuk yaparsın ethan hem rose ölmüş zaten, kafasını kesmişler boşver gel gidelim diyerek korkudan oyunu kapatmaya yeltendiğim kayıtlara geçsin lütfen. *

yani işin özü; kurt adamlar elimi yedi ki bu zavallı ellerimin son zarar görüşü olmadı, ateşli vampir kızlar -baya ateşli vampir kızlar- ve korkunç dev bir kadın tarafından elim koparılmak suretiyle dayak yedim, kovboy şapkası takmış magneto beni canlı bir mıknatısa çevirdi ama daha sonra onun transformers olduğu ortaya çıktı, dia de muertos'dan fırlamış ispanyol kukla üzerime dev bir cenin gönderdi, aşağılık kompleksi olan davy jones beni yemeye çalıştı daha sonra deli bir kadın kalbimi söktü ama zaten 3 yıldır ölü olduğumu öğrendim ve sonunda patlayarak yeniden öldüm ama güzeldi.
devamını gör...

sözlük yazarlarının geçen haftanın etkisinden kurtulamayıp nostaljik kopmalar yaşattığı yayın.

lakin aldığım istihbarata göre modern zamanlara da geçecekmişiz.*
devamını gör...

kendi hayatınızıda sorgulayacağınız, kader motifinin insanı nasıl terketmediğini göreceğiniz gülseren budayıcıoğlu kitabı. kenan baran’ın hikayesini konu alıyor. zaman zaman kenan’a kızarken bulacaksınız kendinizi. tüm kitapları gibi edebi yönü olmayan ancak psikolojik yönü ağır basan bir kitap.


"mutluluk yaramaz, hareketli, yakalanması çok zor bir kuştur"
devamını gör...

valla ben cahil aklımla buna verecek cevap bulamadım.
hani insan biraz utanır,arlanir, bunlarda o da yok, ne diyeyim, susmak daha iyi galiba.
devamını gör...

başka şarkı kesmez beni.
devamını gör...

“ekmek pahalı ama emek ucuzdu”
tolstoy
devamını gör...

çok güzel şiirler yaz, çok kitap oku, çok gül çok eğlen gözlerini kapattığında yalnızlık yine acıtır. yalnızlık kapanmayan iyleşmeyen yaradır. güzelle yalnızlığı, pohpohla kişisel gelişimin tepesine koy yine acıtır. yalnızlık acıtır. her ne yaparsan yap acıtır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
tasım,tarağım ve sade beyaz entarimle salına salına giriyorum düşünce alemine. yeni bir ifade arıyorum fakat henüz gelmemiş. broşür verdiler elime internet sitesinin adresi var oradan takip edin diyorlar. uff uğraşamam..
devamını gör...

şuan dışardayım telefondaki bazı resimlerim *
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

benim dahil olmadığım insanlardır.
koronalı hayata adapte olmuş insandır.
maskeli mesafeli izole yaşama taraftarıdır.
yurt dışına çıkmayı düşünmüyordur.
tıp biliminin korkutucu olmasını ciddiye alıp tedavi etme yanını ciddiye almayan insandır.
ilk defa aşı olacak çocuk gibi doktorlardan hemşirelerden korkan bir insandır.
bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyeceğim insandır.
kendi bilir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim