konusunun yanında oyunculuk kalitesinin de çok yüksek olduğu filmdir. normal bir insanın milyonlarca katı daha fazla koku alabilen bir adamın hikayesidir. adamın kokulara olan açlığı, kokuları muhafaza edebilme isteği ve bunu yapamamanın yarattığı yıkım, sadece mimikler kullanılarak, göz yaşartıcı bir mükemmellikte anlatılmıştır. ayrıca izlediğim en garip biten filmdir. orgy sahnesinden bahsetmiyorum. ondan sonra yaşananlar da baya ilginçtir.
devamını gör...

nikah salonu, davetiyeler, gelinlik, çiçek, gelin makyajı ve daha birçok gereksiz masraf içerdiği için ortaya çıkan durumdur. çiftlerin sadece nikah yapıp kalan parayla seyahate çıkabilecekken veya güzel bir tatil yapabilecekken illa düğün yapalım diye tutturmasındandır. türkiye'de çoğu düğün, önceden başkalarının düğününde takılan altınları geri almak için yapılıyor gibidir fakat sonradan düğünün masraflarını ödemek için takılan altınların da çatır çatır bozdurulduğu su götürmez bir gerçektir.
edit: kişisel düşüncelerimdir yoksa herkesin düğününe kimse karışamaz.
devamını gör...

zamanında ps4 exclusive olan bir oyundur ancak sonraları bilgisayara da çıkmıştır. şimdi spoiler vakti.
--! spoiler !--



bu oyunun konusu, insanlar ile makinelerin çarpışmasıdır. makineler insanları yenmiştir, ki beklenen de budur zaten. sen kim köpeksin de ölmek umrunda olmayan ve üretilmesi sadece malzeme gerektiren makineleri kendi organik halinle yenebileceğini sanıyorsun ha? neyse, bilim insanları makineler insanları mahvedince insanlık ölmesin diye bir plan kurmuşlardır. bu plan, makineler insanları yok ettikten sonra, yapay zeka modülleri kullanılarak insanlığın yeniden canlandırılmasıdır. bu modüller, tam hatırlamıyorum ama farklı amaçlara hizmet ederler. mesela birisi insanlığın o zamana kadar sahip olduğu bilgi birikimini muhafaza eder, bir diğeri havayı uygun hale getirir falan. bilim adamları bilir ki bir deney her zaman istenen sonucu vermeyebilir, hele böylesine büyük çaplı ve hiç denenmemiş bir deneyse bu oran daha da çoktur. bu yüzden bir de hades eklerler. bu hades, eğer diğer modüller insanlığı geri getiremezse tüm ilerlemeleri silecektir. böylelikle modüller insanlığı geri getirmeye baştan başlayabileceklerdir. sıkıntı ise şudur: bu sefer hades, insanlık geri geldiği halde tüm ilerlemeyi yok etmek istemektedir. biz, ana karakter olarak hades'e dalar ve kendisini keseriz. bu arada modülün ismi hades olmayabilir tam emin değilim oynayalı baya oldu. neyse, bu makine insan savaşından dolayı etrafta inekler gibi hayvanlar vardır ama bu hayvanlar aslında makinedir. yani gerçek inek değil robotik inek. insanlar bunlara alışmıştırlar. ayrıca, bazı eskiden kalma teknolojiler hala hayattadır ve bunlar hakkında ses kaydı veya yazı toplayarak insan makine savaşını ve buna giden yolu öğrenebiliriz. oyunun bence en ilginç kısmı ise, bizim kabilemizdeki kekoların eski teknolojiyi tanrı sanması ve ona tapmasıdır. yani mesela bir kapı var, bu kapı lazerle önünde dikileni tarıyor ve dna uyuşmazsa izin verilmedi gibi bir şey diyor. yani kendisi kapı siri'si. bizim keko kabile ise bunu tanrı sanıyor, gariplerim nereden bilsin tabi kapıdan ses çıkabileceğini? daha komiği ise bu lafı vahiy sanıp yorumluyorlar, bilmiyorlar ki aslında şişko gözlüklü bir yazılımcı if 0 printf("invalid") gibisinden bir şey yazdı. tabi bizim dna uyuşuyor. haliyle, oyunda böyle bir kapı varsa ve biz ana karaktersek uyuşacak tabi. sonra bizi dışlayan tüm bu keko kabile biz kapıya girince bizi tanrısal peygamberimsi bir yere koyuyor ve ben de noldu lan beni dışlıyodunuz diyorum ama ne yazık ki ana karakter bunu demiyor. el ele tutuşup robotları dövüyoruz.

--! spoiler !--
devamını gör...


"kitaplar,dinlemek isterseniz size ilginç öyküler anlatır.ama insanlarla konuşurken durum başka,öylesine tuhaf şeyler söylerlerki konuşmayı nasıl sürdürüceğinizi bilemezsiniz".
devamını gör...

yaptığım hesaba göre buradan ta mars'a kadar 2-3 kere götürüp getirecek köprü ölçüsü.

araba filan verseler bari, o kadar yol valla yürünmez, atarım kendimi aşağıya.
devamını gör...

niyeti güzel bulmakla beraber bazı kelimelerin yanlış yazıldığını görerek üzüldüğüm liste.

yanlış: yeksenak
doğru: yeknesak

yanlış: mehdum
doğru: mahdum

yanlış: proloter
doğru: proleter

yanlış: mamafik
doğru: mamafih

yanlış: kakafoni
doğru: kakofoni

yanlış: krizontem
doğru: krizantem

yanlış: ıstavroz
doğru: istavroz

defaeten kelimesi büyük ihtimalle defaaten şeklinde yazılıyor. onu benim de araştırmam gerek.

başlık sahibi arkadaşa mesaj atarak düzeltmesini istemek yerine buradan yazmayı tercih ettim. başlıktan faydalanmak isteyen kişiler ilk tanıma tekrar bakmayabilir ya da editleri gözden kaçırabilir diye düşündüm. amacım asla rencide etmek değil, yanlış anlaşılmasın.

***

öğrenmek isteyenler için birkaç kelime de ben ekleyeyim.

iktifa etmek: yetinmek
maaile: ailece
mütevellit: meydana gelmiş
meyus: üzgün
safdil: saf
müselles: üçgen
vaveyla: çığlık

bu tür kelimeleri bolca görebileceğiniz en güzel yer reşat nuri güntekin romanlarıdır. tavsiye ederim, çok güzel kitapları var.
devamını gör...

aynılıklardan farklı bir benlik yaptım. sustum ama haykırmam gerekiyordu. bana göre önemsiz detaylar önemli olarak karşıma çıktı. sanmakla olmak arasında aslında boğulmak kadar yakın ve gerçek bir izdüşüm yakaladım.
bir bakış açısının ufuktan görüntüsü. kuşbakışı bir ömür.
tüm bilinenler zahiri.
devamını gör...

psikolojik sorunları olduğuna delalet etmeyen mesele. bazı insanlar, istemezler. bazı insanlar, sevmezler. bazı insanlar, öyledirler.
devamını gör...

22 nisan 2021 tarihli ezhel açıklamasıdır.

ben ezhel'i müziğinin yanında bu hali ile de çok seviyorum, çünkü kendisi 4 yıl önce müptezhel albümünü çıkartmadan önce, yani bizim gibi ortalama geliri olan bir türk genci durumundayken, bizim yaşadığımız her şeyi yaşadı. yeri geldi kirasını çıkartamadı yeri geldi sokakta müzik yapıp akşam eğlence parasını çıkarttı, yeri geldi saçları ve küpeleri yüzünden hor görüldü yeri geldi düşünceleri yüzünden yargılandı.

ama sonra albümü tuttu, en ünlü festivallerde en kalabalık sahneleri yaptı, dünyanın en başarılı rapçileriyle görüştü, statüsünü yükseltti, almanya'ya taşındı, ama hala kendisi ülkesinde olanlar ile ilgili, bu özelliğini kaybetmedi. neden çünkü hala kendi gibi olan gençler olduğunu biliyor, zamanında yaşadığı sıkıntıları bu ülkede insanların çok daha büyük şekilde yaşadığını biliyor ve buna karşı ses çıkartıyor. kendi genç kitlesini uyuşturucuya değil, hakkını yiyene, parasını çalana ses çıkartmaya özendiriyor.

ezhel'in bir halk sanatçısı olduğunu kanıtlar nitelikte açıklamalarından sadece bir tanesidir diyelim.
devamını gör...

başlığı açana teşekkürü bir borç bilirim. bugüne kadar çöp adam bile çizemezdim. bu başlıktan sonra heves ettim. hemen girip deneyimledim veee farkettim ki; hala çizemiyorum. yıllar sonra bu hakikatle yüzleştirdiğin için sağol sevgili yazar dostum...

buradan
devamını gör...

(bkz: çar bombası)
devamını gör...

zaman geçirmelik ben stiller filmi. oyuncular için izlenebilecek bir film. eğlendiğimi söyleyebilirim bu film ile. film aksiyon komedi tarzında. normalde aksiyon filmi seven birisi değilimdir. * fakat bu filmde epey güldüm. zaten başından beri absürt bir şey izleyeceğinizi bildiğinizden kurguya da görüntüye de pek dikkat etme ihtiyacı duymuyorsunuz. ben stiller, robert downey jr., jack black nick nolte, matthew mcconaughey, tom cruise için izlediğimi söylemeliyim ayrıca bu filmi. bu isimler olmasaydı belki yüzüne bile bakmazdım filmin.

hollywood ile ilgili hoş tespitler vardı ve komedi bence güzel yedirilmişti her ne kadar mantık hataları ve kurgu zayıflığı görünebilse de.


konusu ise şöyle: bir grup film yıldızı, o güne kadar yapılmış en yüksek bütçeli savaş filmini çekmek için bir araya gelir. fakat bu savaş filmini çektikleri yerde gerçekten de bir savaş döner. aralarında bazıları o gerçek (gibi) mermilerin, mayınların pahalı bir iş yaptıklarından ötürü olduğunu düşünür ve sahiden de film çekiyoruz sanır. diğer taraftan da gerçekten bir savaş içerisinde olduğunu anlayan bir grup vardır. gerçekten de dünyanın en yoğun uyuşturucu ticaretinin yapıldığı bir yerdedirler. ve... kayıt!

speedman'in temiz kalpli jack'i oscar almalıydı. *

ayrıca g5 jeti için müşterisini satmayı düşünen rick peck için ne demeli...







les grossman, "evren şu anda bizimle konuşuyor. sadece dinlemelisin." dedikten sonra: *






"sen sonunda peynir olmayan bir hapishanede kaybolmuşsun."

"onun derisini jimnastik elbisesi gibi giymek istiyorum."

"ben senaryoyu okumam. senaryo beni okur."

"soğuk, zor dünya. boktan şeyler olur. biz de ağlarız arkasından -haberlerde-."

devamını gör...

en zoru ise bir insanın kendisiyle yüzleşmesidir. nefret ettiğin insanlarla yüzleşmek kolay da, kendinde nefret ettiğin şeylerle yüzleşebilmek... işte o biraz cesaret istiyor.
devamını gör...

yedi numara

recep - haydar
devamını gör...

reyiz yine döktürmüş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

üzerine yeniden yazı yazılması amacıyla, üzerinde var olan yazılar silinerek yeniden yazılacak duruma getirilen sayfalar için kullanılan terim.

mr. b başlığında bahsettiğim arşimet'in kitabı, bir palimpsesttir. kitap, manastır rahiplerince, yazıları limon suyuyla silinmek ve bıçakla kazınmak suretiyle yeniden yazılabilir hale getirilmiştir. ardından, alttaki orijinal satırların bıraktığı hafif çukurların, yazı yazarken zorluk çıkarmaması adına sayfalar yan çevrilmiş ve yeni metinler bu şekilde yazılmıştır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(görsel, wikimedia. org'dan alıntıdır.)
devamını gör...

--- alıntı ---

spiral veya rahim içi araç spermlerin yumurtanın yanına ulaşıp döllenme olmasını, döllenme olsa bile rahim iç duvar yapısını bozarak döllenmiş yumurtanın yerleşmesini engeller. günümüzde spiral, halen tüm dünyada en sık başvurulan doğum kontrol yöntemlerinden birisidir. bu kadar yaygın ve sık kullanımının nedeni kolay uygulanabilir olması, ekonomik olması, takıldığı an etkinliğinin hemen başlaması ve çıkartıldığı an doğurganlığın hemen geri kazanılmasıdır.

spiral polietilen yapıda üretilen, etrafında bakır telle sarılı ve rahim iç duvar yapısına uyacak şekilde t şeklinde bir alettir. direk grafilerde spiralin görülebilme özelliğini sağlayan baryum sülfat spiralin dış kısmında bulunur. spiralin alt ucunda, spirali kolaylıkla çıkarmak amacıyla yerleştirilmiş ipler vardır. bu ipler aynı zamanda rutin kontroller sırasında spiralin kaymadığını ve olması gereken pozisyonda durduğunu da bize gösterir.

bakır içeren spirallerin yanı sıra hormon içeriğine sahip spiraller de vardır. bu spiraller içerdikleri progesteron hormonu aracılığıyla etkisini gösterir ve korunma sağlar.

spiral rahim içine yerleştirilmesi ile birlikte vücut tarafından yabancı madde olarak algılanır ve enflamasyon tarzı bir reaksiyon oluşturarak tepki verir. işte bu enflamasyon nedeniyle oluşturulan lokal reaksiyon spermlerin rahim duvarına tutunmasına engel olur ve gebelik gelişemez.

spiralin koruyuculu etkisi takıldığı anda başlar ve çıkarıldığı anda son bulur. ülkemizde kullandığımız spirallerin ortalama 5- 10 yıl koruyuculuk süreleri vardır. spiralle korunan kadınların, spiralin koruyuculuk etkisinden daha uzun süre faydalanabilmeleri için, her yıl rutin kontrollerini yaptırmaları ve varsa spiralle ilgili problemlerini doktorlarıyla paylaşmaları gerekmektedir.

spiralin koruyuculuk etkisi içerdiği bakır ve progesteron miktarı ile orantılıdır. her markanın farklı miktarda içerikleri olacağı için spiralin markasına göre farklı etkinlik süresi olacaktır. ancak tüm ürünlerin en az 5 yıllık koruyucu etkisi vardır.

--- alıntı --- buradan
devamını gör...

herkesin mübarek ramazan bayramını kutlarım. yaşasın dünya halklarının bağımsızlık mücadelesi. yaşasın marx, mao ve mesut bektaş'ın yüce ideolojisi.
devamını gör...

taşı, toprağı, havası, suyu, insanı, şehirleri her şeyiyle harika bir ülke olan (bkz: izlanda)'nın en ünlü kişisi olan; dahi, çılgın, müzisyen kadın. her albümü ile bir şeyler anlatmayı denemiş, her albümde farklı bir rotada ilerlemiş, her şarkıda ayrı bir çocuksuluk ve olgunluğu harmanlamış bir müzik dahisi. bir çok kadına, müzisyene ilham olmuş uzaylı. aynı zamanda cannes ödüllü bir oyuncu. doğa aşığı, hayvan sever, farklı kültürleri tanımaya adanmış bir astral gezgin. çocuklarına çok bağlı bir anne, hayırsever bir minnoş, eğlenceli bir kadın olabilmenin yanında; kafası attı mı gazetecilere saç baş dalabilen bir çılgın. tanımlarımı yaptıktan sonra ilk albümünden bugüne kendisinin müzikal yolculuğunu albüm albüm anlatmak istiyorum. uzun bir entry olacak, uyarayım.

björk: björk'ün 12 yaşında çıkardığı ilk albümü. aslen bir çocuk albümü olsa da; björk bu albümde sesi ve flüt çalarak yer almıştır. albüm; izlanda halk şarkıları ve bir kaç cover parçadan oluşmaktadır. björk'ün izlanda içinde tanınmasını sağlamıştır. önemli parçaları;
álfur út úr hól: beatles'ın the fool on the hill şarkısının izlanda diline çevrilmiş bir versiyonudur. şarkıdaki flütler çok çok güzeldir. gece ninni niyetine dinlenebilir.
arabadrengurinn
búkolla : stevie wonder'ın your kiss is sweet şarkısının coverıdır.

bu albümden sonra; gençlik yıllarında tappi tikkaras ve sugarcubes isimli iki ayrı grupta yer alan björk; bu gruplarda punk-rock, rock, grunge benzeri çalışmalar ile bilinirliğini iyice arttırmıştır. bunları şimdilik geçiyorum. biz solo albümlerle devam edelim.

gling-glo: 1990 yılında; sadece izlanda'da satışa çıkan björk'ün jazz albümü. albümde kendisine guðmundar ıngólfssona triosu eşlik etmiştir. şarkılar davul, piyano ve kontrabass üçlüsü ile kaydedilmiştir. albümün tamamı şu linkten dinlenebilir.
gling glo, kata rokkar, pabbi minn, bella símamær, það sést ekki sætari mey, í dansi með þér (sway coverıdır) albümün en güzel parçaları olarak öne çıkar. björk bu albümde; sadece sıradan bir rock solisti olmadığını anlamak için iyi bir albümdür. albüm boyunca pek çok değişik vokal stili kullanmıştır. björk'ün eşsiz gırtlak gücünü tanımaya başladığımız ilk albümdür.

gelelim björk'ün ilk gerçek solo albümü olarak bilinen, onu dünyaya tanıtan albüme.
debut: 1993 yılında yayınlanmıştır. kayıtları ingiltere'de yapılmıştır. björk'ün tarzı bu albümde birazcık trip-hop, elektronik ve pop müziğe kaymıştır ama jazz esintileri de rahatlıkla gözlemlenebilir. björk'ün daha sonraki yıllarda sahip olacağı (bkz: avant-garde) tarzın ilk adımları duyulur.
albümden çıkan human behaviour, venus as a boy (leon filminde soundtrack olarak kullanılmıştır), crying, big time sensuality ve play dead isimli şarkılar çok ses getirdi. abd ve avrupa listelerinde üst sıralara oynayan björk; ilk uluslararası ödüllerini bu albümle aldı. albümün en can alıcı şarkıları;
human behaviour klibi izlenmelidir, güzeldir.
venus as a boy: aşık bir kadının sevgilisine yazdığı bir şarkıdır. leon filminde mathilda'nın bitkisi ile göründüğü son sahnede çalar, film ile çok uyumludur. ayrıca klibi; ülkemizde (bkz: nil karaibrahimgil) tarafından apartılmıştır. kek şarkısının klibi birebir bu klipten apartılmıştır. klipleri izleyenler anlayacaktır ne demek istediğimi.
play dead: albümün en karanlık, en depresif şarkısı. ölüyü oynuyorum bu acı hissetmeyi durduruyor gibi efsane bir cümle içerir. young americans isimli bir filmde kullanılmıştır.

post: 1995 yılında çıkan björk albümüdür. björk'ün iyiden iyiye elektronik müziğe kaydığı, daha karanlık bir sound tercih ettiği bir albümdür. kanımca en iyi björk albümlerinden biridir. ilk albümde çizilen utangaç, aşık kadın imajı bu albümde değişerek daha feminen, daha cesur ve ne istediğini bilen bir kadın imajı çizildi. björk bu albümde önceki tarzını ve stilini değiştirerek tamamen yeni bir şey denemeye başlamıştı. albümün en sıkı parçaları:

army of me
hyperballad: intiharı düşünen bir kadın anlatılır şarkıda. her gün kayalıklara gider, atlamak ister. aşağıya bir şeyler yuvarlar ve vazgeçer. bestesi mutlu ve umutlu gibiyken aslında epey karanlık sözlere sahiptir bu şarkı.
possibly maybe: björk'ün en depresif şarkılarından biridir. klibinde kah karpuz yalarken kah süt banyosu yapar björk ablamız. björk tarafından; yazdığım ilk mutsuz şarkı olarak nitelendirilir ki aslında bence çok ilginçtir. play dead, crying gibi şarkılar varken bunu bu şekilde adlandırılması. ilginç bir kadın bu björk. neyse; kalbi kırık bir aşkı anlatır şarkı. şarkının müziği daha sonra pek çok sanatçı tarafından sample olarak kullanılmıştır.
it's oh so quiet: müzikallere ilgisi olduğunu bildiğimiz björk'ün; müzikalleri andıran bir klip çektiği, albümün belki de en neşeli şarkısıdır. björk'ün çığlıkları insanı mest eder.
ayrıca bu albümdeki şarkıların remixlerinden oluşan (bkz: telegram) isimli albüm, post'tan bir sene sonra yayınlanmıştır.

homogenic: 1997 yılında çıkmıştır. björk'ün avant-garde müzik tarzının iyice oturduğu albümdür. tarzı ve müziği değişmiş fakat; bu değişim beceriksizlikten değil; björk'ün sürekli arayan, sorgulayan kimliğinden kaynaklanmaktadır. albüm kartonetinde japon kimonosu ile arzı endam eden björk; deneysel müzik dünyasındaki yerini iyice sağlamlaştırmıştır. yaylı enstrümanların sık kullanıldığı bir albümdür. albümün en sıkı parçaları:
joga: björk'ün anavatanı izlanda ve en yakın arkadaşı için yazdığı parçadır. björk'ün vokali ve yaylılar; şarkıyı inanılmaz etkileyici yapmıştır. yüreklere dokunan bir şarkıdır.
all is full of love: björk'e hayran biri; ona içinde bomba olan bir paket yollar. ona aşkını ilan ettiği bir video çektikten sonra intahar eder. ricardo lopez isimli bu adam ve yaptıkları björk'ü çok derinden etkiler ve sonucunda böyle bir şarkı ortaya çıkar. klibinde ise; birbiriyle sevişen iki kadın robot izlenir. björk klipleri zaten başlı başına ayrı bir başlıkta inceleyeceğim sanat eserleridir.
bachelorette: (bkz: müslüm gürses) tarafından coverlanmış björk şarkısıdır. (bkz: aşk tesadüfleri sever) filminin soundtracklerinde filmle aynı ismi taşıyan şarkı; bu şarkının coverıdır. sözleri tuna kiremitçi tarafından yazılan kötü bir coverdır kanımca. klibi kısa film tadındadır. björk'ün bana göre en güzel şarkılarındandır.

albümden sonra björk; danimarkalı yönetmen (bkz: lars von trier)'in müzikal drama filmi (bkz: dancer in the dark) filminde başrol oynamış ve cannes film festivalinde ödül kazanmıştır.

vespertine: geldik björk'ün en sevdiğim albümüne. aslında ayrım yapamam, her albümünü çok seviyorum ama kış sever bir insan olarak; dünya üzerinde kış mevsimine en çok yakışan björk albümüdür. zaten björk'te bunu bir kış albümü olarak betimler. 2001 yılında yayınlanmıştır. albümün en sıkı şarkıları:

hidden place
cocoon
pagan poetry: böyle bir güzellik hakkında söyleyebileceğim çok şey var. ama kelimelere dökemiyorum. şarkının klibinde; bazı karelerde björk'ün sevişme görüntüleri görünebilir. çok güzeldir çok.
sun in my mouth.

yukarıdaki dört şarkı haricinde; it's not up to you, unison gibi şarkılar da benim kişisel favorilerimdendir.

bu albümden sonra björk'ün ingiltere kraliyet opera salonunda verdiği senfonik konser de ayrıca güzeldir, izlenmelidir. björk'ün ne denli bir manyak olduğunu görebilirsiniz. çıplak ayakla çıktığı konser de kimi zaman çocuklar gibi koştururken kimi zaman ağlama noktasına geldiğini gözlemlemek mümkün. bu konserde kraliyet senfoni orkestrası, arp sanatçısı zeena parkins(o da ayrı bir bebek), greenland korosu, simon lee ve matmus kendisine eşlik etmiştir. görüntülerdeki enstrüman çeşitliliği ve müziği ulaştırdıkları nokta şok edicidir. özeldir.

medulla: 2004 yılında çıkan björk albümü. björk yine başka başka şeyler denemiştir bu albümde. albümde enstrüman kullanımı oldukça azdır. genel olarak insan sesleri, bilgisayar ile oynanarak, değiştirilerek oluşturulmuştur müzikler. bu albüm sonrasında; atina olimpiyatlarının açılışında sahne alacak kadar kendini kabul ettirmiş bir björk görürüz. deli, değişik bir albümdür. albümdeki sıkı şarkılar;

oceania: okyanuslara adanmış bir şarkıdır. hayatın başladığı, annemiz okyanuslardan insanlığa yazılmış bir şarkıdır. terlerimiz tuzludur, sebebi okyanus annemizdir.. atina olimpiyatlarının açılışında perform edilen şarkıdır. o performans ayrıca izlenmelidir.

triumph of a heart: kedi severler ekran başına. ayrıca bahsettiğim insan sesleri mevzuu bu klipte rahatça gözükür. eğlenceli bir dans şarkısıdır.

who is it:
where is the line: çatır çatır elektronik beatler, björk vokali ve arkadaki koronun ses efektleri ile bünye sarsan, dumura uğratan bir şarkı. yine çok ilginç bir klibe sahip. ama artık björk kliplerine ilginç demicem. ayrı bir başlıkta başka zaman inceleyeceğim.

volta: 2007 yılında çıkan björk albümü. björk'ün politik yönünü yansıtmaya başladığı bir albüm. albümün sıkı şarkıları:
earth intruders
declare independece: björk'ün en politik şarkısı. kosova ve tibet'e adanmıştır bizzatihi björk tarafından. hatta çin'deki bir konser sonrası tibet tibet diye çığırdığı rivayet edilir.
hope: şarkının stüdyo kayıtlarında ve konser versiyonlarında kendisine malili sanatçı toumani diabaté yerel bir enstrümanla kendisine eşlik eder. şarkı timbaland tarafından yazılmıştır.

biophilia: dünyanın ilk aplikasyon albümüdür. biophilia kelime anlamı olarak doğaya duyulan sevgi, tutku anlamına gelir. albümdeki her şarkı başlı başına bir konsept ve oyunlar taşır, yayınlanan aplikasyon ile bu konseptler arası geçişler oldukça ilginç bir şekilde yaşanabilir. björk'ün doğaya adadığı bir albümdür. albümden sıkı şarkılar:

crystalline: sakin başlayan fakat son bölümünde çığrından çıkan çılgın bir björk şarkısı. daha sonra bu albümün remixlerinin yer aldığı remix albüm bastards'ta suriyeli yerel sanatçı (bkz: omar souleyman) tarafından remixlenmiştir. bu remix'in kayıtları istanbul'da yapılır. ve şarkı bildiğiniz bizim oyun havaları tadındadır. omar souleyman'ı dünyaca meşhur eden isim björk'tür. teklif bizzat björk tarafından omar souleyman'a iletilmiştir.

oturmaya mı geldik ülen?

mutual core
cosmogony tertemiz bir ses, tertemiz bir hüzün şarkısı. heaven telafuzundaki tatlılığa bakar mısınız :)

vulnicura: björk'ün çocuklarının babasından ayrıldıktan sonra yaktığı ağıt. ağır bir albümdür. yaylılar ve elektronik öğeler ustaca kullanılmıştır. sıkı şarkılar:

stonemilker: dünyanın ilk 360 derece klibi. klip videosunda yer alan ok tuşları ile klibin çekildiği yeri; izlanda'nın ünlü siyah kumlu plajını 360 derece izleyebiliyorsunuz. ister björk'ü takip edin, ister plajda gezinen. ayrıca yürek dağlayan bir şarkı olduğunu da belirtmeliyim. boşandığı eşi ve çocuklarının babası için yazdığını okumuştum sanki.
family
lionsong
black lake

2017'de çıkan (bkz: utopia) ve 2019'da çıkan (bkz: cornucopia) albümlerini tam olarak dinleyemedim açıkçası. dinledikten sonra onları da yazarım. björk'ün bu müzikal yolculuğunda bahsedebileceğimiz çok çok daha fazla nokta var. konserleri, röportajları, hayata ve dünyaya bakışı, her şarkısında yatan başka başka hikayeler, dünyanında dört bir yanından müzisyenler ile çalışması, değişik kültürlere olan hayranlığı (hector zazou, omar souleyman, toumani diabaté, arca, timbaland vb gibi), klipleri, sinema filmi, izlanda ile olan gönül bağı gibi. hepsini başka zamanlarda irdelemeye çalışacağım. björk; çok özel bir sese, bu dünyadan olmayan bir müzik dehasına ve ilginç bir ruh haline sahip; müzik tarihine yön vermiş bir kadın. konuşulacak çok şey var hakkında ama yoruldum, bitireyim şimdilik. buraya kadar okuyanlara teşekkür ve bir sürpriz ile bitireyim. yazım hataları vs olduysa belirtin, özür şimdiden.

some of the "björkest" moments :)
devamını gör...

herkese şimdiden iyi bayramlar. bolca kavurma ve köfteli bir bayram diliyorum. ben öyle yapacağım çünküm.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim