görünmez heykelin 150 bin liraya satılması
ödemesinin de görünmez parayla yapılması caizdir. öyle başa böyle tarak.
devamını gör...
bir demet tiyatro
o zamandan bu zamana oyuncu kadrosu ciddi kayıp yaşamış efsane dizi.
(bkz: gürdal tosun)
(bkz: erdal tosun)
(bkz: ayberk atilla)
(bkz: aydın tolan)
(bkz: erdoğan dikmen)
edit: (bkz: sinan bengier)'in* bu kategori dışında olduğunu hatırlatan "yalandantehlike" mahlaslı yazara teşekkürler.
(bkz: gürdal tosun)
(bkz: erdal tosun)
(bkz: ayberk atilla)
(bkz: aydın tolan)
(bkz: erdoğan dikmen)
edit: (bkz: sinan bengier)'in* bu kategori dışında olduğunu hatırlatan "yalandantehlike" mahlaslı yazara teşekkürler.
devamını gör...
en hüzünlü kelime
öldü..
devamını gör...
crysknife
dune evreninden bir nesne. yaklaşık 20 cm uzunluğunda bir bıçak olarak tasvir edilir. elde ediliş biçimi ise hayli ilginçtir. bu bıçaklar sadece arrakis gezegeninde yaşayan kum solucanlarının dişlerinden yapılır. yerel halk olan fremenler, ölü solucanın dişlerini söküp şekillendirerek üretir bu bıçakları. genelde beyaz renkte olan bu bıçakların, yapısı itibariyle hafifçe parladığı da bilinir. bir görsel;

genelde ucunda bir zehir olacak şekilde kullanılır. kullanılan zehirlerin çok etkili olduğu bilinmekte.
türkçeye çevirisi; hançer-ül figân veya billurbıçak çeklinde yapılmış. şahsen iki çeviri de hoş olmuş. yine de billurbıçak, aslına daha uygun bir çeviri gibi.
söz konusu bu bıçaklar, fremenler için kutsal sayılırlar. çok az sayıda olması ve şeyh hulud’dan geliyor olması nedeni ile değeri daha da artıyor. bir fremen ve billurbıçak birbirinden ayrı düşünülemez derler. pek tabii bu kutsal nesne, yabancılara gösterilmemektedir. bir fremen değilseniz, bu bıçağa sahip olmak bir yana, göremiyorsunuz bile. gördüğünüz durumlarda ise ölüme çok yakınsınız demektir.
bir diğer husus, bu bıçaklar çekildiğinde, kan akıtılmadan kınına sokulmaz. ki bu kural çok sıkı denetlenir.
billurbıçaklar iki çeşittir. mühürlü ve mühürsüz. mühürlü bıçaklar, sahibinin elektriksel alanından dışarı çıkarılamayacak şekilde üretilmiştir. bu durum, bu bıçakların başkalarının elinde kullanışsız olması ve depolanamaması demektir. bu elektriksel alandan çıkan bıçaklar çabucak deforme olurlar.
mühürsüz bıçaklar ise bir kullanıcıya bağlı olmayan bıçaklardır. depolanabilirler.
peki neden bıçak?
dune evreninin en yaygın teknolojilerinden olan holtzman kalkanı teknolojisinden ötürü, bıçak kullanımı elzemdir. kalkanı aktif olan kişiye karşı lazer silah yahut benzeri patlayıcı nesneler kullanılamaz zira kullanıldığı takdirde atom bombası etkisi gösterir. böyle bir patlamayı ise kimse göze alamaz.
hal böyle olunca, en etkili ve kullanışlı alet olarak bu bıçaklar öne çıkıyor.
söz konusu kalkanlar gelen tüm darbeleri emecek ya da geri püskürtecek bir yapıdadır. tek zayıflığı ise bıçak gibi yavaş kullanılan nesneler, doğal hareketler statüsünde olduğu için, kalkanaktive olmadan delip geçebiliyor.
hem çölde holtzman kalkanının tetiklenmesi demek, tüm solucanlar için açık davetiye gibidir. çünkü solucanlar bu kalkan aktif olunca çıkan sesten fazlasıyla etkilenirler ve direkt sesin kaynağına gidip yoketmeye çalışırlar.
minik bi spoiler’lı kısım;
dune evreninde zaman geçtikçe bu bıçakların sayısı azalmıştır. hatta öyle bir an gelir ki, sahteleri üretilmeye başlanır. bu sahte bıçaklar bile sadece üst düzey kişilerde bulunur. fakat ikinci leto’nun gerçek bir billurbıçağı olduğu bilinmekte.

genelde ucunda bir zehir olacak şekilde kullanılır. kullanılan zehirlerin çok etkili olduğu bilinmekte.
türkçeye çevirisi; hançer-ül figân veya billurbıçak çeklinde yapılmış. şahsen iki çeviri de hoş olmuş. yine de billurbıçak, aslına daha uygun bir çeviri gibi.
söz konusu bu bıçaklar, fremenler için kutsal sayılırlar. çok az sayıda olması ve şeyh hulud’dan geliyor olması nedeni ile değeri daha da artıyor. bir fremen ve billurbıçak birbirinden ayrı düşünülemez derler. pek tabii bu kutsal nesne, yabancılara gösterilmemektedir. bir fremen değilseniz, bu bıçağa sahip olmak bir yana, göremiyorsunuz bile. gördüğünüz durumlarda ise ölüme çok yakınsınız demektir.
bir diğer husus, bu bıçaklar çekildiğinde, kan akıtılmadan kınına sokulmaz. ki bu kural çok sıkı denetlenir.
billurbıçaklar iki çeşittir. mühürlü ve mühürsüz. mühürlü bıçaklar, sahibinin elektriksel alanından dışarı çıkarılamayacak şekilde üretilmiştir. bu durum, bu bıçakların başkalarının elinde kullanışsız olması ve depolanamaması demektir. bu elektriksel alandan çıkan bıçaklar çabucak deforme olurlar.
mühürsüz bıçaklar ise bir kullanıcıya bağlı olmayan bıçaklardır. depolanabilirler.
peki neden bıçak?
dune evreninin en yaygın teknolojilerinden olan holtzman kalkanı teknolojisinden ötürü, bıçak kullanımı elzemdir. kalkanı aktif olan kişiye karşı lazer silah yahut benzeri patlayıcı nesneler kullanılamaz zira kullanıldığı takdirde atom bombası etkisi gösterir. böyle bir patlamayı ise kimse göze alamaz.
hal böyle olunca, en etkili ve kullanışlı alet olarak bu bıçaklar öne çıkıyor.
söz konusu kalkanlar gelen tüm darbeleri emecek ya da geri püskürtecek bir yapıdadır. tek zayıflığı ise bıçak gibi yavaş kullanılan nesneler, doğal hareketler statüsünde olduğu için, kalkanaktive olmadan delip geçebiliyor.
hem çölde holtzman kalkanının tetiklenmesi demek, tüm solucanlar için açık davetiye gibidir. çünkü solucanlar bu kalkan aktif olunca çıkan sesten fazlasıyla etkilenirler ve direkt sesin kaynağına gidip yoketmeye çalışırlar.
minik bi spoiler’lı kısım;
dune evreninde zaman geçtikçe bu bıçakların sayısı azalmıştır. hatta öyle bir an gelir ki, sahteleri üretilmeye başlanır. bu sahte bıçaklar bile sadece üst düzey kişilerde bulunur. fakat ikinci leto’nun gerçek bir billurbıçağı olduğu bilinmekte.
devamını gör...
özel mesajda küfreden yazar
hadsiz kişi.
tek kelime konuşmadığımız yazardan bile küfür yediğimiz oluyor. tartışsak da yesek gam yemeyeceğiz yani...
özel mesajlarda olup bitenlere yönetim karışmaz. yalnız aynı kişi hakkında 1'den fazla şikayet olursa o zaman değerlendirirler. "karışmıyorlarsa neden mesaj atıp anlatayım?" diyebilirsiniz. demeyin. siz yine de şikayetçi olun ki sizden başkalarının şikayeti de olursa, hepsi birlikte değerlendirilsin.
tek kelime konuşmadığımız yazardan bile küfür yediğimiz oluyor. tartışsak da yesek gam yemeyeceğiz yani...
özel mesajlarda olup bitenlere yönetim karışmaz. yalnız aynı kişi hakkında 1'den fazla şikayet olursa o zaman değerlendirirler. "karışmıyorlarsa neden mesaj atıp anlatayım?" diyebilirsiniz. demeyin. siz yine de şikayetçi olun ki sizden başkalarının şikayeti de olursa, hepsi birlikte değerlendirilsin.
devamını gör...
insanları rahat bırakın
bir isyandır bir serzeniştir.
sevgili yazarlar, son zamanlarda açılan başlıklarda gördüğüm kadarıyla sürekli birileri diğerlerinden ayrıştırılıp bir taraf övülürken bir taraf gömülüyor. insanların ne yediği, ne giydiği, neyi sevip sevmediği, neye inandığı, nerede yaşadığı, ne yaşadığı vs. hiçbirimizi ilgilendirmiyor. kaldı ki kimsenin hayatı hakkında geniş bir fikre sahip değiliz. lütfen artık insanların her şeyini eleştirmekten vazgeçin. istirham ediyorum.
teşekkürler. *
sevgili yazarlar, son zamanlarda açılan başlıklarda gördüğüm kadarıyla sürekli birileri diğerlerinden ayrıştırılıp bir taraf övülürken bir taraf gömülüyor. insanların ne yediği, ne giydiği, neyi sevip sevmediği, neye inandığı, nerede yaşadığı, ne yaşadığı vs. hiçbirimizi ilgilendirmiyor. kaldı ki kimsenin hayatı hakkında geniş bir fikre sahip değiliz. lütfen artık insanların her şeyini eleştirmekten vazgeçin. istirham ediyorum.
teşekkürler. *
devamını gör...
öyle şeyler sadece filmlerde olur
bir gece arkadaşlarımın tüm ısrarına rağmen onlarda kalmayıp çalıştığım ilçedeki evime dönmekte ısrar etmiştim. gece belli bir saatten sonra o ilçeye araba olmadığı ve benden o belli bir saati geçirdiğim için tek çarem otostop çekmekti. çok soğuk olmayan hava bana yardımcı olacak gibiydi, eğer hava çok soğuk olmadığına bakmadan yağmura durmasaydı.
ben yol kenarından gelen geçene otostop çekerken yanıma bir adam yaklaştı. gayet temiz yüzlü bir arkadaşımız olmakla birlikte ben de şüphe uyandırmadan de edemeyen bir şekilde tumturaklı bir selam salladı bana en ruhanisinden. gecenin bir yarısı yağmur altında böyle içten gelen bir allah kelamı beni derin düşünce kuyularına düşürdüğü için aynı azimle bir kontra çıkarıp uzun uzun aldım selamını zira annemin anlattıkları kulağımda idi ve bu adam hızır olabilirdi. olmadı.
meğer arkadaş bir imam imiş ama nerde çalıştığını yol boyu öğrenemedim. aslında öğrenemedik. çoğul bir cehalete döndürdüm cümlemi çünkü biz imamla selamları uzattıktan yarım saat sonra bizden daha genç ama daha görmüş geçirmiş olduğu belli olan bir arkadaş daha çıktı ortaya. onun selamı allahtan çok kula yakındı ama sıcak bir selamdı. velhasılı biz yol kenarında bekleyen üç kişi olduk mu! üçüncü kardeşimiz konuşkan bir arkadaş olduğu için fenerbahçe’nin durumundan dolar kurundaki dalgalanmalara kadar her şeyi anlattığında sabah ezanı okunmak üzereydi ki bir gazete dağıtım aracını pat diye durdu önümüzde.
bindik, yola çıktık 20 dakika sonra neden bilmem bir yerde durduk. yarım saat sonra yola devam edeceğimizi söyledi şoför. oturduk çay içmeye başladık. o ara genç kardeşim imama bir hayat kadını ile evlenmenin caiz olup olmadığını sordu. imam da caizdir, hatta büyük sevaptır ama önceki hayatını özlerse sorun olur dedi. bir hayat kadınının önceki hayatını özlemesina anlama veremedim elbette. bu sohbet uzadı tabii şurası sevaptır burası günahtır öbür tarafı vaciptir derken tekrar yola koyulduk. yalnız yola çıkmadan önce genç çocuğun tabancasını da görmüş olduk. aklımda milyonlarca soru varken bir de silah eklenince şahlıktan şahbazlığa yumuşak bir geçiş yaşadım.
neyse uzatmayayım yarım saat sonra ben indim. benimle birlikte imam da indi. ben eve doğru yürürken belki açık bir yer bulurum diye geri döndüğümde polislerin imamı kafasını eğerekten ekip arabasına bindirdiklerini gördüm.
açık yer aramaktan vaz geçip hiçbir şeyden korkmadan ( ! ) sigaralarımın yeteceğini umarak eve yollandım.
sabah telefon sesiyle uyandım. genç arkadaşım “ abi ben gürcistan’a vardım, her şey yolunda, hakkını helal et, ben dönünce arayacağım seni” diyerek bana mutlu bir günaydın sarkıttı ama ben ona telefon numaramı verdiğimi bile hatırlamıyordum ve ne gürcistan’ı? ayrıca neden dönünce beni arasındı ki?
imam ne oldu, genç adam o silahla gürcistan’da ne yaptı bilmiyorum ama böyle bir şey sadece filmlerde olur gibi geldi bana.
ben yol kenarından gelen geçene otostop çekerken yanıma bir adam yaklaştı. gayet temiz yüzlü bir arkadaşımız olmakla birlikte ben de şüphe uyandırmadan de edemeyen bir şekilde tumturaklı bir selam salladı bana en ruhanisinden. gecenin bir yarısı yağmur altında böyle içten gelen bir allah kelamı beni derin düşünce kuyularına düşürdüğü için aynı azimle bir kontra çıkarıp uzun uzun aldım selamını zira annemin anlattıkları kulağımda idi ve bu adam hızır olabilirdi. olmadı.
meğer arkadaş bir imam imiş ama nerde çalıştığını yol boyu öğrenemedim. aslında öğrenemedik. çoğul bir cehalete döndürdüm cümlemi çünkü biz imamla selamları uzattıktan yarım saat sonra bizden daha genç ama daha görmüş geçirmiş olduğu belli olan bir arkadaş daha çıktı ortaya. onun selamı allahtan çok kula yakındı ama sıcak bir selamdı. velhasılı biz yol kenarında bekleyen üç kişi olduk mu! üçüncü kardeşimiz konuşkan bir arkadaş olduğu için fenerbahçe’nin durumundan dolar kurundaki dalgalanmalara kadar her şeyi anlattığında sabah ezanı okunmak üzereydi ki bir gazete dağıtım aracını pat diye durdu önümüzde.
bindik, yola çıktık 20 dakika sonra neden bilmem bir yerde durduk. yarım saat sonra yola devam edeceğimizi söyledi şoför. oturduk çay içmeye başladık. o ara genç kardeşim imama bir hayat kadını ile evlenmenin caiz olup olmadığını sordu. imam da caizdir, hatta büyük sevaptır ama önceki hayatını özlerse sorun olur dedi. bir hayat kadınının önceki hayatını özlemesina anlama veremedim elbette. bu sohbet uzadı tabii şurası sevaptır burası günahtır öbür tarafı vaciptir derken tekrar yola koyulduk. yalnız yola çıkmadan önce genç çocuğun tabancasını da görmüş olduk. aklımda milyonlarca soru varken bir de silah eklenince şahlıktan şahbazlığa yumuşak bir geçiş yaşadım.
neyse uzatmayayım yarım saat sonra ben indim. benimle birlikte imam da indi. ben eve doğru yürürken belki açık bir yer bulurum diye geri döndüğümde polislerin imamı kafasını eğerekten ekip arabasına bindirdiklerini gördüm.
açık yer aramaktan vaz geçip hiçbir şeyden korkmadan ( ! ) sigaralarımın yeteceğini umarak eve yollandım.
sabah telefon sesiyle uyandım. genç arkadaşım “ abi ben gürcistan’a vardım, her şey yolunda, hakkını helal et, ben dönünce arayacağım seni” diyerek bana mutlu bir günaydın sarkıttı ama ben ona telefon numaramı verdiğimi bile hatırlamıyordum ve ne gürcistan’ı? ayrıca neden dönünce beni arasındı ki?
imam ne oldu, genç adam o silahla gürcistan’da ne yaptı bilmiyorum ama böyle bir şey sadece filmlerde olur gibi geldi bana.
devamını gör...
amazon dizisi önerileri
the boys(kesinlikle izlenmesi gereken superkahraman yapitlarina hayvan gibi kaliteli eleştiri yapan gerçekte süper kahramanlar olsaydı böyle olurdu dedirten bir yapim)
upload ( hep aynı tür diziler izlemekten usananlarin kesinlikle izlemesi gereken kaliteli bir yapit )
upload ( hep aynı tür diziler izlemekten usananlarin kesinlikle izlemesi gereken kaliteli bir yapit )
devamını gör...
yazarların baba mesleği
bir ara nefret ettiğim fizik öğretmeni...
devamını gör...
mikail
şairin meleğini yeryüzüne taşıyan melek. baharı hatırlatan melek...
devamını gör...
çikolataya en çok yakışan şey
kesinlikle portakal ve antep fıstığıdır diyerek katıldığım başlık.
devamını gör...
düğün sevmeyen insan
şahsen "ben"imdir.
nerede o küçükken, kenarından köşesinden tanık olduğumuz, "canlı orkestra"ların çıktığı ve yeme içmeden ziyade müzik zenginliği ve eğlenme odaklı düğünler, nerede şimdiki amerikan ambalajına sarılmış ama içeriğinde sırf "niteliksiz alaturka" olanlar.
nerede o küçükken, kenarından köşesinden tanık olduğumuz, "canlı orkestra"ların çıktığı ve yeme içmeden ziyade müzik zenginliği ve eğlenme odaklı düğünler, nerede şimdiki amerikan ambalajına sarılmış ama içeriğinde sırf "niteliksiz alaturka" olanlar.
devamını gör...
kendime saygım yok davranışları
bir bakıma insanın benliğine konduramayacağı davranışlardır.
yapılan cinsiyetçi davranışlara ve haksızlığa (kendisine yapılmasa bile) göz yummak.
yapılan cinsiyetçi davranışlara ve haksızlığa (kendisine yapılmasa bile) göz yummak.
devamını gör...
fenomenolojik metot
görüngübilim ve zahiriye* ismiyle de bilinen, bilimde ve düşüncede oluşan genel buhrandan filizlenip gelişen yeni bir akım olmuştur. fakat bir felsefe akımı olmaktan çok düşünsel bir metot olarak değerlendirilir. fenomen'in tanımının felsefede somut algılanabilir kavram olmasından dolayı bazı kaynaklarda kavrambilim olarak da geçmektedir.
yaşanılan deneyimlerin anlamlandırılması adına, gerçek nedir ve evrensel gerçeklik mümkün müdür sorularına cevap arar. felsefi kavramların yeniden ve detaylı bir şekilde incelenmesi gerektiğini savunur.
metafizikten vazgeçilerek somut yaşantıya dönülüp, bazı açıklamalarda yetersiz kalan genel felsefeye yeni bir yön vermek iddiasıyla, yahudi asıllı alman filozof edmund gustav albrecht husserl tarafından ortaya atılmıştır.
bu akımı* savunan filozofların çoğu metafiziği reddederler ve sadece görünen, incelenebilen şeylerin olduğunu kabul ederler. bu yönü ile materyalizm akımına benzese de konu ve kavramları ele alış bakımından farklılık göstermesi diğer felsefi akımlardan ayrı tutulmasına sebep olmuştur.
- uykusuzkahve ukdesi -
yaşanılan deneyimlerin anlamlandırılması adına, gerçek nedir ve evrensel gerçeklik mümkün müdür sorularına cevap arar. felsefi kavramların yeniden ve detaylı bir şekilde incelenmesi gerektiğini savunur.
metafizikten vazgeçilerek somut yaşantıya dönülüp, bazı açıklamalarda yetersiz kalan genel felsefeye yeni bir yön vermek iddiasıyla, yahudi asıllı alman filozof edmund gustav albrecht husserl tarafından ortaya atılmıştır.
bu akımı* savunan filozofların çoğu metafiziği reddederler ve sadece görünen, incelenebilen şeylerin olduğunu kabul ederler. bu yönü ile materyalizm akımına benzese de konu ve kavramları ele alış bakımından farklılık göstermesi diğer felsefi akımlardan ayrı tutulmasına sebep olmuştur.
- uykusuzkahve ukdesi -
devamını gör...
çakmak isteyen genç kız
hakkında bu kadar şey yazılacağını bilse, o çakmağı istemeyecek olan genç kızdır.
devamını gör...
düşünsene
düşünsene atomu parçalayan insanlık,insanlığı birlestiremiyor... saçma.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
bana tospağa demiş
düz suratlı bir yemiş.
onun doğrusu tosbağa
ağlayacaksan da oynama.
düz suratlı bir yemiş.
onun doğrusu tosbağa
ağlayacaksan da oynama.
devamını gör...



