sinirliyken rahatlamak için yapılanlar
ağlıyorum. ağlamak beni çok rahatlatıyor bir nevi içimi boşaltıyorum.
devamını gör...
bal porsuğu (yazar)
sözlükten uzaklaştırılmasına üzüldüğüm yazardır.
henüz seksüel gelişimini tamamlayamamış, vücudunun merkezi genital bölgesinde olan, nickaltlarında ve özel mesajlarda sözlükteki kadın yazarları sürekli olarak taciz eden ve birçok değerli yazarın sözlükten uzaklaşmasına sebep olan çok çok sevgili lucifer’e tanınan gereksiz iltimasa karşılık bu iltiması haklı olarak kabullenemeyen ve bilhassa kadın yazarların sözlükten uzaklaşmasını engellemek için yönetimle mantık çerçevesinde konuşup çaba sarf eden bal porsuğu‘na yapılan bu muameleyi çok yanlış buluyorum. bal porsuğuna yakın yazarlardan birisiyim, benimle konuştuğunda bu gereksiz iltimasa katlanamadığını ve artık yazmamaya karar verdiğini söyledi, yani beni kendisiyle beraber sözlükten uzaklaştırmaya çalışmadı. eğer kurucu, bal porsuğunun cinsiyetçi trollerin kadın yazarlara yaptığı tacizleri ve genel olarak daha birçok uygunsuz hareketini ve yönetimin tutumunu mesaj yoluyla yazar arkadaşlarına bildirmesinden bal porsuğunun insanları sözlükten uzaklaştırmaya çalıştığı anlamını çıkarıyorsa bunu pek de yanlış anlamış değildir. ancak bu şekilde hiçbir dayanağı olmadan bal porsuğunun yok yere insanları sözlükten uzaklaştırmaya çalıştığını söylüyorsa bu çok gülünçtür.
sürecin sonunda bal porsuğu gerçekten bu şekilde tehditvari bir üslupla tepki vermişse bu hiç hoş değildir, kendisine yakıştıramayacağım bir davranıştır. tam olarak neler oldu bilmiyoruz . bal porsuğu pek çoğumuz için değerli bir yazardı ve bu yüzden yönetim tüm süreci belgelerle açıklamalıdır, bu kadarı yeterli değil.
merak ediyorum; acaba lucifer ve ekibi mi daha çok yazarı sözlükten uzaklaştırmıştır yoksa bal porsuğu mu?
“yoldaş yoldaşa yürümez.” - y.b.franklin
ayrıca (bkz: lucifer)
henüz seksüel gelişimini tamamlayamamış, vücudunun merkezi genital bölgesinde olan, nickaltlarında ve özel mesajlarda sözlükteki kadın yazarları sürekli olarak taciz eden ve birçok değerli yazarın sözlükten uzaklaşmasına sebep olan çok çok sevgili lucifer’e tanınan gereksiz iltimasa karşılık bu iltiması haklı olarak kabullenemeyen ve bilhassa kadın yazarların sözlükten uzaklaşmasını engellemek için yönetimle mantık çerçevesinde konuşup çaba sarf eden bal porsuğu‘na yapılan bu muameleyi çok yanlış buluyorum. bal porsuğuna yakın yazarlardan birisiyim, benimle konuştuğunda bu gereksiz iltimasa katlanamadığını ve artık yazmamaya karar verdiğini söyledi, yani beni kendisiyle beraber sözlükten uzaklaştırmaya çalışmadı. eğer kurucu, bal porsuğunun cinsiyetçi trollerin kadın yazarlara yaptığı tacizleri ve genel olarak daha birçok uygunsuz hareketini ve yönetimin tutumunu mesaj yoluyla yazar arkadaşlarına bildirmesinden bal porsuğunun insanları sözlükten uzaklaştırmaya çalıştığı anlamını çıkarıyorsa bunu pek de yanlış anlamış değildir. ancak bu şekilde hiçbir dayanağı olmadan bal porsuğunun yok yere insanları sözlükten uzaklaştırmaya çalıştığını söylüyorsa bu çok gülünçtür.
sürecin sonunda bal porsuğu gerçekten bu şekilde tehditvari bir üslupla tepki vermişse bu hiç hoş değildir, kendisine yakıştıramayacağım bir davranıştır. tam olarak neler oldu bilmiyoruz . bal porsuğu pek çoğumuz için değerli bir yazardı ve bu yüzden yönetim tüm süreci belgelerle açıklamalıdır, bu kadarı yeterli değil.
merak ediyorum; acaba lucifer ve ekibi mi daha çok yazarı sözlükten uzaklaştırmıştır yoksa bal porsuğu mu?
“yoldaş yoldaşa yürümez.” - y.b.franklin
ayrıca (bkz: lucifer)
devamını gör...
çaylak olduğu halde tanım girmek
çaylaklık geleli 24 saat dolmadan “ama ben yazarım, sen çaylaksın haddini bil!” -ciler de türemiş burada da. sen okumuyor olabilirsin ama ben okuyorum o okuyor, ne olacak? zaman farkıyla üyelik alıp yazar olanlarında usta- çırak zihniyetine sahip olması da bir tuhaf. hem yazmadan, okunmadan nasıl yazar olacak çaylaklar? bekleyerek mi?
devamını gör...
ben çaylak değilim
görünce hemen kontrol ettiğim başlık . ben de değilim*
devamını gör...
depresyona giren balık
o hafıza ile depresyona girmek sıkıntı olmaz zaten . bir kaç saniyeye çıkılır oralardan.
devamını gör...
taklacı güvercin
genellikle paçaları tüylü evcil bir güvercin türü.
takla atmalarının sebebi, muhtemelen atalarının yırtıcı kuşlardan kurtulmak için ani manevralar yapa yapa evrimsel süreçte edindiği kalıtsal bir güdü.
garip hayvanlar gerçekten. yeterince pratik yapmış bir taklacı güvercinin uçuş süresi saatler sürebilir. bunun sebebi, yuvalarına her konmak istediklerinde takla atma güdüsünün nüksetmesi. hayvancağız yuvasına doğru hızlıca süzülüp konmak isterken belli bir mesafeye kadar anca yaklaşıp birden yukarı doğru dimdik yüksele yüksele takla atmaya başlar. bazıları öyle takla delisidir ki her iki kanadını takla esnasında birbirine çarptıra çarptıra eklem bölgesinin dokusu yara bere içinde kalır. izlenmesi en keyifli uçuşa sahip olmalarına rağmen sanırım bu hayvancağızlar için uçuş, bir tür işkence.
takla atmalarının sebebi, muhtemelen atalarının yırtıcı kuşlardan kurtulmak için ani manevralar yapa yapa evrimsel süreçte edindiği kalıtsal bir güdü.
garip hayvanlar gerçekten. yeterince pratik yapmış bir taklacı güvercinin uçuş süresi saatler sürebilir. bunun sebebi, yuvalarına her konmak istediklerinde takla atma güdüsünün nüksetmesi. hayvancağız yuvasına doğru hızlıca süzülüp konmak isterken belli bir mesafeye kadar anca yaklaşıp birden yukarı doğru dimdik yüksele yüksele takla atmaya başlar. bazıları öyle takla delisidir ki her iki kanadını takla esnasında birbirine çarptıra çarptıra eklem bölgesinin dokusu yara bere içinde kalır. izlenmesi en keyifli uçuşa sahip olmalarına rağmen sanırım bu hayvancağızlar için uçuş, bir tür işkence.
devamını gör...
patates kızartmasını üst noktaya taşıyan detaylar
salçalı naneli sos dökmek ve kıyılmış maydanozla servis yapmak. mis.
devamını gör...
unutmak
en son okuduğum kitaplardan birindeki bilgiye göre insan beyni yaşanan kötü olayları çok kolay hatırlar ve unutmazken ,yaşanılan iyi olayları unutma eğilimindeymiş. yani çoğumuz geceleri uyutmayan, bir şarkı, bir kokuyla yaşanan tüm kötü olayları hemen hatırlayıveririz. bunun nedeni de şuymuş: düşünün evi temizliyorsunuz, ama tüm pislikleri halının altına süpürüyorsunuz. görünürde ev temiz, ta ki halı kaldırılana kadar. beyin çözülemeyen olayları bir türlü arşivleyemiyormuş. yani olay çözümlenmediği için, çözülene kadar önünüze pişirilip pişirilip geliyormuş. yöntemi de yüzleşmekmiş. çoğumuz yaşanılan kötü olayları hatırlamak yerine , aklımıza geldiği anda panikler hemen silmeye çalışırız. işte bu yanlışmış. diyelim travma yaşatan veya ona da gerek yok, sizi rahatsız eden olayı tekrar canlandırın kafanızda ve tüm yaşanılanları tek tek hatırlayıp, eğer kişiyse söylemek istediklerinizi söyleyip affetmek, olay ise bu olayın yaşandığını kabullenip kendinizi affetmek gerekiyormuş. yoksa o olaylar çözülene kadar temcit pilavı gibi karşınıza çıkıyormuş.
devamını gör...
a little learning is a dangerous thing
bir alexander pope özdeyiş'idir. az bilgi tehlikeli bir şeydir. anlamına gelir.
devamını gör...
leyla ile mecnun'dan akılda kalanlar
gidenler bizden hep bir parça götürürler.
o parçanın yerinde de derin izler kalır.
herkesin bir yara izi vardır,
insanlardan gizlemeye çalıştığı saklamak için çok uğraştığı bir yara izi!
herkesin bir yara izi vardır,
kimseye dokundurtmayacak kadar güzel olan
baktıkça nefes alabiliyor olmanın kıymetini anlamanı sağlayacak bir yara izi.
bu izlerle yaşamaya alışırsın
bir sabah belki gün doğarken baktığında dışarı yaşamayı yeniden sevebilirsin
ve bir gün elbet birileri o yara izlerine dokunur
acın da biraz olsun hafiflemeye başlar.
o parçanın yerinde de derin izler kalır.
herkesin bir yara izi vardır,
insanlardan gizlemeye çalıştığı saklamak için çok uğraştığı bir yara izi!
herkesin bir yara izi vardır,
kimseye dokundurtmayacak kadar güzel olan
baktıkça nefes alabiliyor olmanın kıymetini anlamanı sağlayacak bir yara izi.
bu izlerle yaşamaya alışırsın
bir sabah belki gün doğarken baktığında dışarı yaşamayı yeniden sevebilirsin
ve bir gün elbet birileri o yara izlerine dokunur
acın da biraz olsun hafiflemeye başlar.
devamını gör...
el criticon
ispanyol yazar ve rahip baltasar gracián tarafından yazılmış alegorik roman. eser gracián'ın pesimist görüşlerinin bir yansımasıdır fakat critilo ve andrenio karakterlerinin arayışları bir parça umut taşıyormuş izlenimi yaratır oysa gracián bu konuda nettir, karamsarlık bu üç ciltlik eserin her yanına işlemiştir. mutluluğu (felisinda) hatta başka bir bakış açısı ile gerçeği aramanın hikayesini gracián öyle güzel anlatıyor ki çoğu zaman alt metinde geçen fikirlere katılmasanız bile sürüklenip gidiyorsunuz. gracián, hayal kırıklığını kişileştiren bilge bir adam olan critilo ve masumiyeti ve ilkel dürtüleri temsil eden doğal bir adam olan andrenio üzerinden toplumu hicvediyor. 17. yüzyıl ispanyol edebiyatına yön veren conceptismo hareketinin izleri eserin her yanından açıkça akıyor diyebilirim. sakin kafa ile okunması taraftarıyım çünkü eseri anlamlandırmak için uzun süre kafa yormak gerekiyor.
--- alıntı ---
el atildado, está dicho, el mirlado, el abemolado y que habla con
voz aflautada, con tonillo de falsete; el ceremonioso, el espetado, el
acartonado, y otros muchos de la categoría del enfado; todos estos se
descifran por la qutildeque. s.437
--- alıntı ---
--- alıntı ---
el atildado, está dicho, el mirlado, el abemolado y que habla con
voz aflautada, con tonillo de falsete; el ceremonioso, el espetado, el
acartonado, y otros muchos de la categoría del enfado; todos estos se
descifran por la qutildeque. s.437
--- alıntı ---
devamını gör...
larmina
yağmurlu bir gecede şehrin sokaklarına çıkıp onunla birlikte bağıra bağıra bu şarkıyı söylemek istiyorum, zira benim bet sesim onun güzel sesi sayesinde tolere edilebilir ancak. hep yazsın, hep söylesin, çok da mutlu olsun.
devamını gör...
bir erkeğin en tehlikeli cümlesi
erkeğe karşı " konuşurken indir o eli, bak indir o eli dedim"
kadına karşı " milletin sevgilisi dövüyor ben sana el bile kaldırmıyorum ona göre kıymetimi bil" .
kadına karşı " milletin sevgilisi dövüyor ben sana el bile kaldırmıyorum ona göre kıymetimi bil" .
devamını gör...
yastıkname
bin yıl önce kaleme alınan japon edebiyatının önemli eseri.
sarayda imparatoriçenin nedimeliğini yapan sei şonagon isimli kadının kaleme aldığı bu eserde hem o dönemin japonyası ile ilgili hem de o dönemin kadın erkek ilişkileri hakkında çok fazla bilgiye ulaşmak mümkün. özellikle şu pasaj çok dikkat çekici;
evde yaşayıp sadakatle eşlerine hizmet eden, gelecekten tek bir heyecan verici beklentileri olmayan, ama yine de tam anlamıyla mutlu olduklarına inanan bütün o kadınları düşündüğümde, küçümsemeyle doluyor içim.
sarayda imparatoriçenin nedimeliğini yapan sei şonagon isimli kadının kaleme aldığı bu eserde hem o dönemin japonyası ile ilgili hem de o dönemin kadın erkek ilişkileri hakkında çok fazla bilgiye ulaşmak mümkün. özellikle şu pasaj çok dikkat çekici;
evde yaşayıp sadakatle eşlerine hizmet eden, gelecekten tek bir heyecan verici beklentileri olmayan, ama yine de tam anlamıyla mutlu olduklarına inanan bütün o kadınları düşündüğümde, küçümsemeyle doluyor içim.
devamını gör...
uğur mumcu
cumhuriyet gazetesinde çalıştığı yıllarda bütün rantların üzerine cesur yürek gidip bir çok siyasetçinin doğrudan düşmanı olmuş olan.
devamını gör...
nerelisin diyen tip
tanışma faslında, genelde yönelttiğim soruların başında yer alır. karşınızdaki kişiyi daha fazla tanımış oluyorsunuz, sohbeti ilerletiyorsunuz. tabii bunun yanında soru soruyu, konu konuyu açıyor. adam kayırmakla bir ilgisi yok.
devamını gör...
tutankamonun laneti
sözlükteki sıcaklığını hissettiğim yazar, tabi ki iş radyoda sesini duymaya geldiği vakit sıcaklık daha da kendisini hissettiriyor.
devamını gör...


