parmaklıklar ardında
avlu'nun eski versiyonu. onun gibi uyarlama olmasına rağmen, gerçek bir hapishanede (meşhur sinop cezaevi) çekildiği ve sanat yönetimi daha gerçekçi olduğu için yapay bir havası yoktu. yine de senaryo olarak avlu daha güçlü.
nisan akman'ın yönetmen, feride çiçekoğlu'nun senarist olduğu, müziklerinde ilk sezonda kibariye'nin vokaldeyken sonraki bölümlerde kazım koyuncu'nun selimina'sının kullanıldığı dizide oyuncu kadrosu sıkça değişiyordu. istanbul dışında çekim yapmanın zorluğu muydu bu, cezaevinde çalışmak psikolojileri mi etkiliyordu yoksa sette başka sıkıntılar mi vardı (ki hatırladığım kadarıyla oyuncular uzun süre alacaklarını alamamıştı) bilmiyorum...
ilk sezonda genel olarak şu karakterler işlenmişti:
hayriye abla*: koğuş ağasının bile pek bulaşmadığı, saygı gören koğuş kıdemlisi. hemşireyken ötenazi yaptığı için ceza almış, daha sonra tahliye olsa da dışarıda yaşayamayıp tekrar ötenazi yaparak tekrar hapse girmiş.
nur ana*: koğuş ağası. tüm otoriterliğinin yanında uyuşturucu bağımlısı bir kızı vardır. kızının ölümünün ardından kocasını da vurur.
gülten*: canavar başgardiyan. astlarını habire ezer, öykünün geçtiği b2 koğuşundansa sevgilisi tahsin orada öldürüldüğü için nefret eder, sürekli kuyularını kazmaya çalışır.
aliye*: koğuşun refüzesi. başlangıçta nur anayla arası bozukken kardeşinin onun kızıyla beraber olması bir tür kader birliğine sürükler. sonraki bölümlerde yeni koğuş ağası ziynet'le de çok uğraşır.
suzan*: öğretmen. kocasından dayak yediği bir anda dayakçı kocasını bıçaklayınca hapse girer, ilk bölüm üstüne kuruludur. daha sonra ağır tahrik vs hükümleriyle yeniden yargılanırken koğuştan alınmıştı.
filiz*: koğuşun üçkağıtçısı, dışarıdan uyuşturucu getirip satar. ayrıca koğuşun ilk bölümden beri şüphelisi olduğu gardiyan tahsin'i öldüren odur.
beray*: namı diğer dağlar kızı, geniş bir kürt aşiretine mensup. ilk bölümlerde tam bir erkek fatma iken sonradan gardiyan cengiz'le tanışmaları ikisinin de hayatını değiştirir...
handan*: cezaevinin almanya'dan yeni gelen müdürü. iyi niyetli ve merhametli biri olmasına rağmen hep ofsayta düşer, özellikle aliye'nin oyuncağı olur.
cengiz*: handan'ın sağ kolu. o da sert bir gardiyandır, ama beray'la işi pişirdikleri zaman hayatı değişir...
doktor tarık*: hapishane doktoru, handan'ın sevgilisi. annesi hapiste öldüğü için kadın mahkûmlara hep şefkatle davranır.
ilk sezon özellikle gardiyan cinayeti ve bu karakterler üstüne şekillenmişti. derken sezon finalinde kumarhane baskınına benzer bir katliam yaşandı, nur ve gülten öldüler, yeni sezona böylece gidildi...
ikinci sezonda yukarıda sayılan karakterlerden sadece beray ve eski muhbir perihan* sonuna kadar gitti. diğer tüm mahkûmlar ya öldü, ya kaçtı, ya başka cezaevlerine sürüldü. idareciler de peyderpey değişti. bu sezon gelen karakterlerse;
ziynet*: parası ve otoriterliğiyle yeni koğuş ağası olur. eski bir fahişedir, ayrıca kesinlikle dokunamadığı, kızıyla yatmasına bile ses edemediği, torunuyla yatınca torununu öldürdüğü bir mafyatik dostu vardır. özellikle koğuşun kıdemlileriyle çok kapışır, otoritesini korkuyla kurar. sonradan eskilerle barış çubuklarını yakar.
kutsiye*: evlat katili, ayrıca üfürükçü. çok yobazdır, ayrıca gelir gelmez koğuşta analığa oynar, ziynet'le kapışır.
yasemin*: hayat kadını, ziynet'in düşmanı ve rakibi. ufak bir suçtan girdiği cezaevinde hızla yeni suçlar işler, ziynet'in kızını öldürmeye kadar varır.
ekrem*: yeni gardiyan. gülten gibi psikopat olmasına rağmen ondan daha sempatik biridir, komik kötü yani. yine de az kişinin sebebi olmadı hani...
savcı tansel*: gülten'in hamisi olan salih bey'in yerine gelen yeni savcı. selefi kadar içten pazarlıklı, sinsi ve ayrıca ekrem'in hamisi. defalarca görevden alındı, hapse bile düştü ama hep sıyrıldı...
ahmet kalafatçıoğlu*: soruşturma için cezaevine gelen müfettiş. geldiği gibi de handan hanımı görevinden alarak kendini müdür ilan eder, savcı hanımla sıkça kapışır. sinop'un en zengin ailelerinden birine mensuptur.
bu sezon da ziynet'in maceraları, aliye başta olmak üzere karakterlerin çıkış öyküleri, beray'ın cengiz'den hamile kalması, doğum yapması ve bebeğin babasını saklaması, derken ahmet bey'in maceraları üzerine kuruluydu.
üçüncü sezonda şarkıcı toprak*, bir mahkûmla resmen evlenen ilk personel olan gardiyan kemal* ve ahmet'in baba bir kardeşi, mafyatik küçük ahmet* katıldılar. bu sezon yüzde 90 ahmet üstüne kuruluydu, ayrıca üç bölümde bir şifahen değişen müdürler, eski müdürün bir mahkemeye bile vermemesi (her daim olmadık işlerden değiştirildikleri halde), müfettişin soruşturmayı unutup hapishane müdürü olması gibi mantık hatalarıyla doluydu. son bölümde de beray'ın kızını alıp hapisten çıkması dışında bir final yoktu, normal bir bölüm gibi bitti gitti.
nisan akman'ın yönetmen, feride çiçekoğlu'nun senarist olduğu, müziklerinde ilk sezonda kibariye'nin vokaldeyken sonraki bölümlerde kazım koyuncu'nun selimina'sının kullanıldığı dizide oyuncu kadrosu sıkça değişiyordu. istanbul dışında çekim yapmanın zorluğu muydu bu, cezaevinde çalışmak psikolojileri mi etkiliyordu yoksa sette başka sıkıntılar mi vardı (ki hatırladığım kadarıyla oyuncular uzun süre alacaklarını alamamıştı) bilmiyorum...
ilk sezonda genel olarak şu karakterler işlenmişti:
hayriye abla*: koğuş ağasının bile pek bulaşmadığı, saygı gören koğuş kıdemlisi. hemşireyken ötenazi yaptığı için ceza almış, daha sonra tahliye olsa da dışarıda yaşayamayıp tekrar ötenazi yaparak tekrar hapse girmiş.
nur ana*: koğuş ağası. tüm otoriterliğinin yanında uyuşturucu bağımlısı bir kızı vardır. kızının ölümünün ardından kocasını da vurur.
gülten*: canavar başgardiyan. astlarını habire ezer, öykünün geçtiği b2 koğuşundansa sevgilisi tahsin orada öldürüldüğü için nefret eder, sürekli kuyularını kazmaya çalışır.
aliye*: koğuşun refüzesi. başlangıçta nur anayla arası bozukken kardeşinin onun kızıyla beraber olması bir tür kader birliğine sürükler. sonraki bölümlerde yeni koğuş ağası ziynet'le de çok uğraşır.
suzan*: öğretmen. kocasından dayak yediği bir anda dayakçı kocasını bıçaklayınca hapse girer, ilk bölüm üstüne kuruludur. daha sonra ağır tahrik vs hükümleriyle yeniden yargılanırken koğuştan alınmıştı.
filiz*: koğuşun üçkağıtçısı, dışarıdan uyuşturucu getirip satar. ayrıca koğuşun ilk bölümden beri şüphelisi olduğu gardiyan tahsin'i öldüren odur.
beray*: namı diğer dağlar kızı, geniş bir kürt aşiretine mensup. ilk bölümlerde tam bir erkek fatma iken sonradan gardiyan cengiz'le tanışmaları ikisinin de hayatını değiştirir...
handan*: cezaevinin almanya'dan yeni gelen müdürü. iyi niyetli ve merhametli biri olmasına rağmen hep ofsayta düşer, özellikle aliye'nin oyuncağı olur.
cengiz*: handan'ın sağ kolu. o da sert bir gardiyandır, ama beray'la işi pişirdikleri zaman hayatı değişir...
doktor tarık*: hapishane doktoru, handan'ın sevgilisi. annesi hapiste öldüğü için kadın mahkûmlara hep şefkatle davranır.
ilk sezon özellikle gardiyan cinayeti ve bu karakterler üstüne şekillenmişti. derken sezon finalinde kumarhane baskınına benzer bir katliam yaşandı, nur ve gülten öldüler, yeni sezona böylece gidildi...
ikinci sezonda yukarıda sayılan karakterlerden sadece beray ve eski muhbir perihan* sonuna kadar gitti. diğer tüm mahkûmlar ya öldü, ya kaçtı, ya başka cezaevlerine sürüldü. idareciler de peyderpey değişti. bu sezon gelen karakterlerse;
ziynet*: parası ve otoriterliğiyle yeni koğuş ağası olur. eski bir fahişedir, ayrıca kesinlikle dokunamadığı, kızıyla yatmasına bile ses edemediği, torunuyla yatınca torununu öldürdüğü bir mafyatik dostu vardır. özellikle koğuşun kıdemlileriyle çok kapışır, otoritesini korkuyla kurar. sonradan eskilerle barış çubuklarını yakar.
kutsiye*: evlat katili, ayrıca üfürükçü. çok yobazdır, ayrıca gelir gelmez koğuşta analığa oynar, ziynet'le kapışır.
yasemin*: hayat kadını, ziynet'in düşmanı ve rakibi. ufak bir suçtan girdiği cezaevinde hızla yeni suçlar işler, ziynet'in kızını öldürmeye kadar varır.
ekrem*: yeni gardiyan. gülten gibi psikopat olmasına rağmen ondan daha sempatik biridir, komik kötü yani. yine de az kişinin sebebi olmadı hani...
savcı tansel*: gülten'in hamisi olan salih bey'in yerine gelen yeni savcı. selefi kadar içten pazarlıklı, sinsi ve ayrıca ekrem'in hamisi. defalarca görevden alındı, hapse bile düştü ama hep sıyrıldı...
ahmet kalafatçıoğlu*: soruşturma için cezaevine gelen müfettiş. geldiği gibi de handan hanımı görevinden alarak kendini müdür ilan eder, savcı hanımla sıkça kapışır. sinop'un en zengin ailelerinden birine mensuptur.
bu sezon da ziynet'in maceraları, aliye başta olmak üzere karakterlerin çıkış öyküleri, beray'ın cengiz'den hamile kalması, doğum yapması ve bebeğin babasını saklaması, derken ahmet bey'in maceraları üzerine kuruluydu.
üçüncü sezonda şarkıcı toprak*, bir mahkûmla resmen evlenen ilk personel olan gardiyan kemal* ve ahmet'in baba bir kardeşi, mafyatik küçük ahmet* katıldılar. bu sezon yüzde 90 ahmet üstüne kuruluydu, ayrıca üç bölümde bir şifahen değişen müdürler, eski müdürün bir mahkemeye bile vermemesi (her daim olmadık işlerden değiştirildikleri halde), müfettişin soruşturmayı unutup hapishane müdürü olması gibi mantık hatalarıyla doluydu. son bölümde de beray'ın kızını alıp hapisten çıkması dışında bir final yoktu, normal bir bölüm gibi bitti gitti.
devamını gör...
dünyanın en muhteşem üçlüleri
çay,kitap,yağmur.
devamını gör...
sicil tertemiz
sözlükte başlı başına gururlanma sebebi.
devamını gör...
kendini geliştirmek adına okunabilecek kitaplar
devamını gör...
devrin skywalker
40. takipçisi olmayı başardığım, yüce gönüllü yazar dostum. *
eksik olmasın.
eksik olmasın.
devamını gör...
hassas türk aile yapısı (yazar)
madem gönlü bol, ben de dokunabildiğim kadar gönüle dokunma çabasındayım. o zaman selam olsun arkadaşımıza. gönlü bol olan, yüreği geniş olan birinden zarar gelmez.
devamını gör...
ukde bırakan yazar egosu
sigma ukdesi.
ego olarak adlandırılan yanlış anlaşılmadır aslında o.
ukde dolduran kişi, ukde sahibini ukdesinde anmalıdır. o başlığın o kişi tarafından ukde bırakıldığını belirtmelidir. bu bir saygıdır, beyefendilik/hanımefendiliktir.
lütfen ukde sahiplerini, açacağımız başlıklarda analım. ayrıca ukde de dolduralım, el birliği ile listeyi temizleyelim.
başlık açarken arattığımızda sadece ukde bırakıldığını ancak kim tarafından bırakıldığının yazmadığını, ukde listesinde de bulmanın zor olduğunu söyleyerek bir öneride bulunmuştum. umarım iko bunu dikkate alır.
ego olarak adlandırılan yanlış anlaşılmadır aslında o.
ukde dolduran kişi, ukde sahibini ukdesinde anmalıdır. o başlığın o kişi tarafından ukde bırakıldığını belirtmelidir. bu bir saygıdır, beyefendilik/hanımefendiliktir.
lütfen ukde sahiplerini, açacağımız başlıklarda analım. ayrıca ukde de dolduralım, el birliği ile listeyi temizleyelim.
başlık açarken arattığımızda sadece ukde bırakıldığını ancak kim tarafından bırakıldığının yazmadığını, ukde listesinde de bulmanın zor olduğunu söyleyerek bir öneride bulunmuştum. umarım iko bunu dikkate alır.
devamını gör...
aksi ve nalet
tanımlarını okurken ülkede erkek kıtlığı varmış gibi hissettiğim yazar, kendisinin gönlüne göre bir yakışıklı erkek bulmasını diliyoruz canı gönülden.
devamını gör...
bir kedinin öğrenmesi gereken şeyler
genelde anne kedinin öğrettiği böcek yakalamak. vahşi genlerini sürdürmek görevleri yoksa hayatta kalamazlar.
t:her kedinin ebeveynleri veya dışardan bir etken ile öğrenmesi gereken şeyler
t:her kedinin ebeveynleri veya dışardan bir etken ile öğrenmesi gereken şeyler
devamını gör...
oktay sinanoğlu
kimya alanındaki başarılı çalışmalarıyla ve türkçeye olan katkılarıyla bilinen, türkiye'nin yetiştirdiği en başarılı bilim insanlarından biri.
italyaʼda doğan ve 1939 yılında türkiyeʼye gelen sinanoğlu, 1953 yılında burslu öğrenci olarak abdʼye gitti. kimya mühendisliği bölümünü dereceyle bitirdi. yüksek lisansını, kısaca mit olarak bildiğimiz massachusetts teknoloji enstitüsü'nde 8 ayda tamamladı. sloan araştırma ödülüʼnü kazanan sinanoğlu, berkeleyʼde kuramsal kimya alanında doktora yaptı ve yale üniversitesi'nde öğretim üyesi oldu.
***
28 yaşına geldiğinde kimya alanında tam profesörlük hakkı kazandı ve yale üniversitesi'nde teorik kimya bölümünü kurdu.
moleküllerin elektron yapısı üzerine geliştirdiği teori en önemli çalışmalarındandır. otuz yedi yıllık görevi boyunca birçok konuda başarılı çalışmalar yaptı ve 1988'de, sinanoğlu indirgemesi olarak adlandırılan yöntemini yayımladı. yale üniversitesi'nde çalıştığı süre içerisinde türkiye ve japonya'da önemli üniversite ve kuruluşlara danışmanlık yaptı.
1975 yılında tbmmʼnin çıkardığı özel bir kanunla “cumhuriyet profesörüˮ unvanı aldı. tübitak bilim ödülü, alexander von humboldt research award, international outstanding scientist award of japan gibi birçok ödülün sahibi oldu ve 2 kez nobel için aday gösterildi. japonya'ya türkiye cumhuriyeti adına özel elçi olarak gönderildi. yale'den emekli olduktan sonra yıldız teknik üniversitesi'nde profesörlüğe devam etti.
***
sinanoğlu, akademik çalışmalarının yanında türkçeyle ilgili çalışmalarıyla da bilinir.bye bye türkçe, hedef türkiye gibi eserler yazan sinanoğlu, tükçenin yabancı dillerin istilası altında oluşuna dikkat çekmeye çalıştı. yabancı kökenli bazı kelimeler için türkçe karşılıklar önerdi.
***
ünlü şarkıcı ve yazar esin afşarʼın ağabeyi olan sinanoğlu, 19 nisan 2015 tarihinde abdʼnin florida eyaletinde hayata gözlerini yumdu.
italyaʼda doğan ve 1939 yılında türkiyeʼye gelen sinanoğlu, 1953 yılında burslu öğrenci olarak abdʼye gitti. kimya mühendisliği bölümünü dereceyle bitirdi. yüksek lisansını, kısaca mit olarak bildiğimiz massachusetts teknoloji enstitüsü'nde 8 ayda tamamladı. sloan araştırma ödülüʼnü kazanan sinanoğlu, berkeleyʼde kuramsal kimya alanında doktora yaptı ve yale üniversitesi'nde öğretim üyesi oldu.
***
28 yaşına geldiğinde kimya alanında tam profesörlük hakkı kazandı ve yale üniversitesi'nde teorik kimya bölümünü kurdu.
moleküllerin elektron yapısı üzerine geliştirdiği teori en önemli çalışmalarındandır. otuz yedi yıllık görevi boyunca birçok konuda başarılı çalışmalar yaptı ve 1988'de, sinanoğlu indirgemesi olarak adlandırılan yöntemini yayımladı. yale üniversitesi'nde çalıştığı süre içerisinde türkiye ve japonya'da önemli üniversite ve kuruluşlara danışmanlık yaptı.
1975 yılında tbmmʼnin çıkardığı özel bir kanunla “cumhuriyet profesörüˮ unvanı aldı. tübitak bilim ödülü, alexander von humboldt research award, international outstanding scientist award of japan gibi birçok ödülün sahibi oldu ve 2 kez nobel için aday gösterildi. japonya'ya türkiye cumhuriyeti adına özel elçi olarak gönderildi. yale'den emekli olduktan sonra yıldız teknik üniversitesi'nde profesörlüğe devam etti.
***
sinanoğlu, akademik çalışmalarının yanında türkçeyle ilgili çalışmalarıyla da bilinir.bye bye türkçe, hedef türkiye gibi eserler yazan sinanoğlu, tükçenin yabancı dillerin istilası altında oluşuna dikkat çekmeye çalıştı. yabancı kökenli bazı kelimeler için türkçe karşılıklar önerdi.
***
ünlü şarkıcı ve yazar esin afşarʼın ağabeyi olan sinanoğlu, 19 nisan 2015 tarihinde abdʼnin florida eyaletinde hayata gözlerini yumdu.
devamını gör...
on beş senedir değişmeyen bir şey
artırıyorum.
neredeyse 19 senedir değişmeyen bir şey var hepimizin bildiği.. veremiyorum isim silivri soğuk muydu ?
neredeyse 19 senedir değişmeyen bir şey var hepimizin bildiği.. veremiyorum isim silivri soğuk muydu ?
devamını gör...
zeki olmanın dezavantajları
hiçbir zaman zeki olduğunu kabul etmemek bunlardan biridir.
devamını gör...
bir ilkbahar sabahı
çok güzel sabahlardan biridir. o doğa kokusu, o kuş cıvıltıları insanı mutlu eder.
devamını gör...
28 şubat 2021 normal sözlük demokrasi bayramı
iyi ki 29 şubatta olmadı. 4 senede bir kutlamak zorunda kalırdık.
devamını gör...
maladaptive daydreaming
sürekli olarak hayal kurma hastalığıdır. hastalık olarak kabul etmeyenler de vardır. şizofreni ile karıştırılmaması gerekir. kişi hayal kurduğunun farkında olmakla birlikte hayalinde kurduğu dünyayı tercih eder. bazıları evlenir çoluk çocuğa karışır hayallerinde, bazıları fantastik dünyalardaki kahramanlar olup çıkıverirler. bu durum fazla abartıldığında gece uyuyamama, gerçek dünyadaki insanlarla iletişimde sıkıntılar, sorumlulukların yerine getirilememesi gibi sonuçlar doğurabilir. bu insanlar sokakta yürürken ejderhalarla savaşabilir, yatakta uzanırken kafalarında uydurdukları senaryolarda kaybolabilirler. her gün bir senaryo seçerler, bazen birkaç gün devam ettirilir aynı senaryo, hatta birkaç yıl devam ettireni de vardır.
devamını gör...
koç holding'in evden çalışma kararı
ben de bunun verimi olumlu yönde etkileyeceği kanaatinde olanlardanım. evinde huzurla çalışma ortamı olan bir işi kimse kaybetmek istemeyecek ve dört elle sarılacaktır.
devamını gör...
bu pandemi artık aşılanmamışların pandemisi
çernobilde patlama olduğu zaman ünlü bir rus fizikçi radyasyon tehlikelisi yüzünden halkı marketlerde satılan çayları almamalarını, içtikleri çaya bulaşan radyasyon yüzünden sağlık sorunları yaşayabileceklerini söylemişti.
o zamanki diktatör, faşist sscb yönetimi de halka bizim çaylarımızda hiçbir sorun yok, sizi uyaran fizikçi sscb düşmanı bir vatan haini diyerek hem o bilimadamını topluma hedef göstermiş hem de çay üreticilerinin batmasını engellemişti. daha sonra hükumete inanıp o çaylardan içen çoğu insan da ölmüştü.
şimdi de aşı olmak istemeyenleri aforoz edip, hedef göstermek isteyen zihniyet aynı bu sscb yönetimine benziyor. içinde ne bok olduğu ve yan etkileri belli olmayan bir aşıyı vücudunuza sokun diye yaptırım uyguluyor. mrna aşısının mucidi bile bu teknoloji için çok erken olduğunu defalarca söyledi. anlamsız bir çaba. ben bunu olmak istemiyorum, içinde çip olduğuna inanan bir çomar da değilim.
o zamanki diktatör, faşist sscb yönetimi de halka bizim çaylarımızda hiçbir sorun yok, sizi uyaran fizikçi sscb düşmanı bir vatan haini diyerek hem o bilimadamını topluma hedef göstermiş hem de çay üreticilerinin batmasını engellemişti. daha sonra hükumete inanıp o çaylardan içen çoğu insan da ölmüştü.
şimdi de aşı olmak istemeyenleri aforoz edip, hedef göstermek isteyen zihniyet aynı bu sscb yönetimine benziyor. içinde ne bok olduğu ve yan etkileri belli olmayan bir aşıyı vücudunuza sokun diye yaptırım uyguluyor. mrna aşısının mucidi bile bu teknoloji için çok erken olduğunu defalarca söyledi. anlamsız bir çaba. ben bunu olmak istemiyorum, içinde çip olduğuna inanan bir çomar da değilim.
devamını gör...
taksicilerimizin çok nazik olması
devamını gör...