4. haçlı seferi
1200-1204 yılları arasında gerçekleşen bir haçlı seferidir.
papa ııı. ınnocentius, kudüs'ü kurtarmak maksadıyla; tüm avrupa'yı sefere davet etti ve bu sefer 1202'de venedik'ten başladı. başlangıçta seferin hedefi önce mısır'ı ele geçirmek ve oradan kudüs'e gidip orayı da zaptetmekti. fakat venedik'liler ve yaşlı venedik dükü enrico dandolo bu seferin hedefini değiştirmeyi başardı. haçlılar, istanbul'u kuşatıp zaptettiler. klasik ve orta çağ'ın kültür hazineleriyle dolu olan şehri yakıp talan ettiler. 1204'te kendi orta çağ ve katolik inançlarına uyan latin imparatorluğu'nu kurdular. ıv. haçlı seferi gayesinden uzaklaşmış bir sefer olarak sona erdi. böylelikle haçlılar, 1261 yılına kadar bizans üzerindeki hâkimiyetlerini sürdürerek istanbul’a sahip oldular.
devamını gör...
seks yaparken dikkat edilmesi gereken hususlar
1-temizlik.
2-iletişim.
3-hoşgörü.
4-anlayış.
5-güvenlik.(korunma)
6-hes kodu.
7-kullanılacak ekipman temizliği.
8-partnerin kullandığı ilaçlara dair prospektüs.
edit: başlık başa kalkmış. tek elle mi yazıyorsunuz az sakin!
zorunlu edit: başlığı olmadık zamanda hortlatıyosunuz. uykudan kafa topuna çıkar gibi uyanıyorum.
2-iletişim.
3-hoşgörü.
4-anlayış.
5-güvenlik.(korunma)
6-hes kodu.
7-kullanılacak ekipman temizliği.
8-partnerin kullandığı ilaçlara dair prospektüs.
edit: başlık başa kalkmış. tek elle mi yazıyorsunuz az sakin!
zorunlu edit: başlığı olmadık zamanda hortlatıyosunuz. uykudan kafa topuna çıkar gibi uyanıyorum.
devamını gör...
jean paul sartre
yayınlandığı yıllarda fransa'da satış rekorları kıran ve temel kitaplardan sayılan "sosyalizm sözlüğü" adlı eseri, erdoğan başar tarafından türkçeleştirilerek toplum yayınları/remzi inanç tarafından 1965 yılında ülkemizde de yayınlanmış olan ünlü yazar ve filozof.
devamını gör...
alırım ayağımın altına
kalıplaşmış anne cümlelerinin tehdit içerikli versiyonudur. bu cümleyi duyduğunuzda ayak altına alınmadan ayağınızı denk almanız gerektiğini bilmelisiniz.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının ilk aşkları için yaptıkları
kafa atmıştım.
şimdi feminikler doluşcak fakat genede bahsedeyim.
1. sınıfın ilk günü. mavi gözlü, mavi önlüklü hatunum asiye kımıl kımıl yaklaşıyo sınıfa doğru. tuttup kolundan sordum adını.
dedi asiye. elimle tek gözümü kapatıp, bende korsan dedim.
memnun oldu tabi...
karizmam o biçim, saçlar hemüz dökülmemiş.
biraz muhabbet, sohbet derken gözüm alnında ki sivilcesine ilişti. dedim oynama daha da büyütürsün. ama dedi kaşınıyor.
mahallede ercan hep patlatırdı. anneside ona öyle tembihlemiş. bahsettim. dedi korsan patlatalım. tamam deyip elimi attım hemen dur acıyo dedi.
o zaman dedim kafa tokuşturalım. nasıl olcak? dedi.
dedim 3 deyince.
1 - 2 - 3!
45 kişilik mevcudu olan sınıftan bir çığlık sesi.
asiye feryat figan bağrıyo nasıl tırsıyorum ama.
kızın alnı oldu davul gibi.
viyak viyak bağırdıkça, heyecan yapmışım kaçcak delik arıyom. tek ayak üzerinde ceza yedim. kızın ailesi o gün gelip kızı okuldan aldı. bir daha sınıfta eskisi gibi olamadık.
yaman kızdın assy...
girersin zamansız rüyalarıma, facebook'a koyduğun o evlilik fotoğrafınla...
şimdi feminikler doluşcak fakat genede bahsedeyim.
1. sınıfın ilk günü. mavi gözlü, mavi önlüklü hatunum asiye kımıl kımıl yaklaşıyo sınıfa doğru. tuttup kolundan sordum adını.
dedi asiye. elimle tek gözümü kapatıp, bende korsan dedim.
memnun oldu tabi...
karizmam o biçim, saçlar hemüz dökülmemiş.
biraz muhabbet, sohbet derken gözüm alnında ki sivilcesine ilişti. dedim oynama daha da büyütürsün. ama dedi kaşınıyor.
mahallede ercan hep patlatırdı. anneside ona öyle tembihlemiş. bahsettim. dedi korsan patlatalım. tamam deyip elimi attım hemen dur acıyo dedi.
o zaman dedim kafa tokuşturalım. nasıl olcak? dedi.
dedim 3 deyince.
1 - 2 - 3!
45 kişilik mevcudu olan sınıftan bir çığlık sesi.
asiye feryat figan bağrıyo nasıl tırsıyorum ama.
kızın alnı oldu davul gibi.
viyak viyak bağırdıkça, heyecan yapmışım kaçcak delik arıyom. tek ayak üzerinde ceza yedim. kızın ailesi o gün gelip kızı okuldan aldı. bir daha sınıfta eskisi gibi olamadık.
yaman kızdın assy...
girersin zamansız rüyalarıma, facebook'a koyduğun o evlilik fotoğrafınla...
devamını gör...
siz lgbt gençliği değilsiniz
beyefendinin ülkede saldırmadığı üç beş dernek kaldı herhalde hızına yetişmek namümkün. o dernekleri sıralayacak olursak:
kanarya severler derneği
muhabbet kuşu severler derneği. aklıma başka gelmiyor gelen varsa yazsın.
kanarya severler derneği
muhabbet kuşu severler derneği. aklıma başka gelmiyor gelen varsa yazsın.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
ben yalnız kalmayı sorun etmiyorum zannediyordum, nasıl kıyılıyor içimde bağzı şeyler; kıyılmayası bağzı şeyler.
ağzıma çalınan o bir parmak balın sonradan böyle ağırlaşıp ağıya döneceğini nerden bilebilirdim?
insan, insanın ağısını alır diyorlar ya; ben öğrendim ki insan kimi zaman insanın ağısıymış.
ağzıma çalınan o bir parmak balın sonradan böyle ağırlaşıp ağıya döneceğini nerden bilebilirdim?
insan, insanın ağısını alır diyorlar ya; ben öğrendim ki insan kimi zaman insanın ağısıymış.
devamını gör...
insanı yoran şeyler
her çeşit kıyaslama ve sınıflandırma çabası. hayatta her şeyin iyi ya da aynı olması gerekmiyor. çeşitlilik, rekabet güzel şeyler.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
bugün kendime çok güzel, çok tatlı, çok şeker bir arkadaş buldum. saatlerce sohbet ettik, güldük eğlendik. gerçekten özlemişiz böyle karşılıklı muhabbet etmeyi. çok güzel bir gün geçirdik beraber.
bugünümü sen güzelleştirdin, teşekkür ederim.
bugünümü sen güzelleştirdin, teşekkür ederim.
devamını gör...
bir yazar ya da şair neden yazma ihtiyacı duyar sorunsalı
cânım sait faik abasıyanık'ın çoktan çözümlemiş olduğu sorunsal.
“söz vermiştim kendi kendime: yazı bile yazmayacaktım. yazı yazmak da bir hırstan başka ne idi? burada namuslu insanlar arasında sakin ölümü bekleyecektim. hırs, hiddet neme gerekti? yapamadım. koştum tütüncüye, kalem kâğıt aldım. oturdum. adanın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. kalemi yonttum. yonttuktan sonra tuttum öptüm. yazmasam deli olacaktım.”
(sait faik, son kuşlar, s. 51, varlık yayınları, 1956, istanbul)
“söz vermiştim kendi kendime: yazı bile yazmayacaktım. yazı yazmak da bir hırstan başka ne idi? burada namuslu insanlar arasında sakin ölümü bekleyecektim. hırs, hiddet neme gerekti? yapamadım. koştum tütüncüye, kalem kâğıt aldım. oturdum. adanın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. kalemi yonttum. yonttuktan sonra tuttum öptüm. yazmasam deli olacaktım.”
(sait faik, son kuşlar, s. 51, varlık yayınları, 1956, istanbul)
devamını gör...
kapadokya
iki sene önce haziran ayında bir hafta boyunca gezmeye doyamadığım şehir. namıdiğer güzel atlar ülkesi kapadokya. bir tanıdığımın otelinde kaldım tatil boyunca. en büyük peri bacası olan uçhisar kalesi'nin hemen altındaydı otelim. uçhisar bölgesi tamamen panaromik bir görüntü sunuyor. balonlar eşliğinde gündoğumu olsun günbatımına kadar harika bir manzara var. güvercinlik vadisine, kocabağ şarap tesisine, göreme onyx gibi gezilmesi gereken yerlere yürüme mesafesinde. tatlı bir meydanı ve birbirinden tatlı yerel halkı(bilmeyen bir insan gitse bu bölgede japonlar yaşıyor sanar. japonya'dan daha fazla japon barındırıyo bence!) olan uçhisar bölgenin en uğrak yerlerinden. avanos bölgesinde atv turları ve atlı safariler yapılıyor. güray müze gibi kilden vazo yapmayı deneyimleyebileceğiniz(aman diyeyim ilk anda oluşacak görüntüden korkmayın düzeliyor zamanla) pek çok yerel işletme bulunmakta avanos bölgesinde. kızılırmak kenarında ağaçlar altında oturup soluklanın. iki kıyıyı birbirine bağlayan aşırı sallanan bir köprü var küçük çaplı aksiyon yaşayabilirsiniz. onun dışında kaymaklı ve derinkuyu yeraltı şehirlerini gezin mutlaka. hayal vadisi, aşk vadisi, paşabağları gibi belli lokasyonlar en turistik bölgeleri. özellikle hayal vadisi adı üzerinde kaya oluşumların belirli varlıklara aşırı benzediği bir yer. deve, tavşan hatta napolyon bonapart'ın şapkası bile var. sadece hayal ederek bakmanız yeterli. neredeyse unutuyordum nevşehir belediyesinin logosu olan üç güzellere değinmeden olmaz görmeyi unutmayın. benim nevşehir gezim asmalı konak dizisinin çekildiği ürgüp'te son bulmuştu. birbirinden güzel yerler göreceğiniz unutulmaz bir deneyim sunuyor kapadokya. ülkemizde böylesine rüya gibi bir bölgenin bulunması çok güzel bir şans. herkesin görmesini tavsiye ederim. fotoğraflardan görünenden çok daha fazlası. ben yaz döneminde gitmiştim ama kış dönemi de ayrı bir güzel olduğunu öğrendim çevremden. pandemi sonrası ilk kar yağışıyla tekrar kavuşmak dileğiyle.
devamını gör...
sözlüğü bırakanların uzun uzun veda yazısı yazması sorunsalı
samimi olmayan saçma sapan bir veda türüdür. açıkçası bu tarz insanların işi gücü ucuz şovmenlik yapmaktır. bırakıyorsan bırak ne yapalım. hayatımda görmeyeceğim bir insana niye duyar kasayım.
devamını gör...
az bilinen görgü kuralları
yoldan geçerken insanlara omuz atmamak, sürtünmemek.
devamını gör...
güne bir yeşilçam şarkısı bırak
kulaklarınızın pası silindi la luna ve köylü yazar teşekkür ediyorum.
birde "senede bir gün "diye bir şarkı vardı, kartal tibet oynuyordu galiba filiz akın eşlik ediyordu filmde.
birde "senede bir gün "diye bir şarkı vardı, kartal tibet oynuyordu galiba filiz akın eşlik ediyordu filmde.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
yağmur yağıyor ömür hanım...gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına...ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından?
yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı ömür hanım. bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir göz bebeklerimden. sahi nedir yaşamın anlamı? geriye dönüyorum sık sık yanıt aramak adına, yüreğimin silik izler bırakıp, ağır yükler aldığı zamanın derin denizlerine. bakıyorum umut karamsarlığın, sevinç acının azıcık soluk almasından başka ne ki?
yaşamsa gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, her şeyi içine alan kocaman bir yanılsama değil mi yoksa?
öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum. herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise, bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, varolmaya, dar çevre yitikleri'nde önem kazanmaya...
oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. öyle bir tüketmek ki, sonucu yepyeni bir ben'e ulaştırırdı beni, kederli dalgınlığımdan her döndüğümde...bir ben ki tüm ilişkilerin perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay yakınlıklarına insanların. kim kimi ne kadar anlayabilir ömür hanım?
olanağı olsa da insanların yürekleri konuşabilseydi dilleri yerine, her şey daha yalansız, daha içten olurdu. aklı silmeli diyorum insan ilişkilerinden. yanılıyor muyum? olsun. yanıldığımı biliyorum ya...
yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı ömür hanım. bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir göz bebeklerimden. sahi nedir yaşamın anlamı? geriye dönüyorum sık sık yanıt aramak adına, yüreğimin silik izler bırakıp, ağır yükler aldığı zamanın derin denizlerine. bakıyorum umut karamsarlığın, sevinç acının azıcık soluk almasından başka ne ki?
yaşamsa gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, her şeyi içine alan kocaman bir yanılsama değil mi yoksa?
öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum. herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise, bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, varolmaya, dar çevre yitikleri'nde önem kazanmaya...
oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. öyle bir tüketmek ki, sonucu yepyeni bir ben'e ulaştırırdı beni, kederli dalgınlığımdan her döndüğümde...bir ben ki tüm ilişkilerin perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay yakınlıklarına insanların. kim kimi ne kadar anlayabilir ömür hanım?
olanağı olsa da insanların yürekleri konuşabilseydi dilleri yerine, her şey daha yalansız, daha içten olurdu. aklı silmeli diyorum insan ilişkilerinden. yanılıyor muyum? olsun. yanıldığımı biliyorum ya...
devamını gör...
kutadgu bilic vs danla bilic
devamını gör...




