emilija popović adlı sanatçının gözünden.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

mazlum'u getirin bana
devamını gör...

aslına bakılırsa yalnızca insana mahsus olmayan özellik.*

insan kadar olmasa da orka gibi bazı türlerde de, öğrendiklerini (avlanma stratejileri, potansiyel avların konumları vb.) geliştirerek bunları yavrularına aktarma/öğretme özelliği bulunmakta.*
ve yanlış bilmiyorsam, orkaların bu özelliği onları dünyada insandan sonraki en yaygın ikinci memeli türü yapmakta. dünyanın pek çok bölgesinde bulunmalarına ek olarak, her bir topluluğun kendine has avlanma stratejileri ve buna bağlı davranış biçimleri mevcut.

küçük bir not: orkalar katil balina olarak bilinmelerine karşın aslında bir yunus türüdür.*
devamını gör...

herhangi bir felaket halinde kullanılabilcek cümle.
devamını gör...

kültür ve medeniyet, duyduğumuz zaman çok benzer olarak algıladığımız kelimelerdir. fakat bu tam olarak böyle değildir. kültür, bir canlı türünün birlikte yaşamaya çalışmak çabasından doğan ritüeller ve birikimler toplamıdır diyebiliriz. yani kültür, farklı gelenekler birikimidir demek yanlış olmayacaktır. bundan mütevellit kültür insanlara has bir olgu değildir. birçok hayvan türünün kendine ait yaşayış gelenekleri ve yaşamlarının belli zamanlarında uyguladıkları ritüelleri bulunur. bunlara örnek olarak balinaların başka bir balina sürüsü ile karşılaştığında yaptıkları yarım dakikalık karşılama merasimi verilebilir. ortak atalara sahip olduğumuz şempanzeler de bu gibi kültürlere sahiptir. kargaların da cenaze törenleri olduğunu biliyoruz. yani anlatmak istediğim şey şudur ki kültür belli bir bilinç seviyesini aşmış canlılarda kendiliğinden oluşan doğal bir olgudur. insan kültürleri de böyledir. her topluluğun kendine ait bir kültürü olmakla beraber bu kültürler uzun süre birlikte yaşamanın yani toplum olmanın sonucu olarak ortaya çıkmıştır. bir diğer olgu olan medeniyet ise bambaşka bir şeydir. medeniyet, kültür ile çok sık olarak karıştırılmasına karşın başka bir şeyi ifade etmektedir. medeniyet, bir topluluğun birlikte yaşayabilme becerisidir. bu kelimenin farklı dillerdeki etimolojik kökenlerine baktığımız zaman bunu rahatça görebiliriz. “civilization” kelimesi “civitate” kökünden gelir ki bu da organize şekilde yaşayan insanlar, şehir hayatı gibi mânâlara sahiptir. bizim dilimizde de olan “medeniyet” kelimesi ise bir şehir olan medine’den gelir. insanlığın ortak hafızası ve isimlendirmesinde böyle bir tanım olduğunu görebiliyoruz. bu kelime, birlikte yaşama becerisini anlatmaktadır. işte tam da bu yüzden hayvanlarda medeniyet yoktur. medeniyet, insan işidir. birkaç kitaptan okuduğum ve izlediğim şeylere binaen konuşmam gerekirse her toplumun iyi kötü bir kültürü ve gelenekleri olduğu söylenebilir ancak medeniyet her toplumda yoktur. mesela hint kültürü, köklü ve kadim bir kültürdür diyebiliriz. çünkü o bölgedeki toplumsal yaşam yüzyıllara dayanır ancak hindistan’da medeniyet yoktur. çünkü o bölgede insanlar, hâlâ birbirini din, etnik köken veyahut sair sebeplerden acımasızca öldürmek, yok etmek çabasındadır. günümüzde medeniyet, dünyanın birçok ülkesinde vardır. peki dünyanın hangi bölgelerinde kültür veya medeniyet vardır? bunu nasıl fark edebiliriz? bu gayet basit bir sorudur. öncelikle dediğim gibi her toplumun bir kültürü vardır. medeni olan toplumlar ise birlikte barış içerisinde yaşamak becerisini kazanmış toplumlardır.
devamını gör...

eyaletin ismi, eskimo-aleut dilinde büyük ülke anlamındaki alyeska kelimesinden geliyor.
devamını gör...

keşke biraz da erkek çocuklarını nasıl yetiştirmeliyiz diye vaaz verilse. eminim çok daha düzgün bir nesil yetişir bu sayede. her şeyin suçlusu kadınlar olmaktan çıkar.
devamını gör...

sadece zeytinyagi dokuldugunde zeytine yumusak bir aroma katar. ancak bir guzel pul biber, nar eksisi, limon ve zeytinyagi karisimi yapip zeytine dokerseniz o artik bir sanat eseri olur.
devamını gör...

ne kadar kısa bir ömre, ne kadar unutulası bir yaşam şekline sahip olduğumu hatırlatan şeydir. bu farkındalık beni öğrenmeye ve insanları en az umursamaya itiyor.
devamını gör...

futbol ve kadın (erkek).

evet ben bir erkeğim ama bunu kafam kaldırmıyor. yanlış anlaşılma olmasın meriç falan değilim. yukarıdaki muhabbetleri yapan hemcinsim de olsa karşı cins de olsa bu böyle. bulunduğum ortamda iki veya daha fazla insan bir araya gelip şu muhabbetleri yapmadan zaman geçiremiyorsa yavaş yavaş uzar, bir daha da ortamıma sokmam, ortamlarına da girmem.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir engin geçtan romanıdır.

engin geçtan modern türk edebiyatının en iyi romancılarından biridir benim için. yazdığı bütün romanları okudum ve hepsinden büyük bir keyif aldım. her romanında sizi bir düş dünyasında seyahate çıkaran engin geçtan belki de hayal dünyası en kalabalık yazarlarımızdan biridir. daha sonra tanımını yazmayı düşündüğüm kuru su isimli romanını kadıköy’de anlamsızca dolaşırken bir kitabevi vitrininde görmüş ve alır almaz da güzel bir filtre kahve eşliğinde tek oturuşta okuyup bitirmiştim. engin geçtan cümleleri zamana meydan okur. her anlamda.

bir günlük yerim kaldı ister misiniz? romanı hacimsiz ama dopdolu bir roman. kahramanları ilginç insanlar başına buyruk, nostaljik bir bakire, hüzünlü bir palyaço, tuhaf bir yazar ve yine zamansız başka bir kadın.

eğer öldükten sonra ya da doğmaya çalışırken bir melek size dünyaya bir günlük bir ziyaret vaat etse tepkiniz ne olurdu? kurtulduğunuz o cehenneme dönmek işinize gelir miydi? bir gün daha katlanabilir miydiniz dünya denen sefih gezegene? aynı korkuları yaşamaya cesaret edebilir miydiniz?

bir günlük yerim kalsa ister miydiniz?
devamını gör...

mario puzo’nun harika kitabı. bakın filmine henüz değinmiyorum. kitabı çok seven biri için, ne tür film yapılırsa yapılsın hayal kırıklığı oluşabiliyor. filme çevrilirken kitap kırpılıyor ve siz o kırpılan taraflar için göz yaşı döküyorsunuz.

bir mafya babasının gençliği ve bir mafya nasıl olunurun cevabını alıyorsunuz. don carlone’nin güçlü ve adaletli kimliği ön planda. aslında öldürdüğü kimseler olmasa , sempati bile besleyeceğimiz bir adam. iyilik yapıyor ama bir şartı var: bir gün ben de senden yardım isteyebilirim. yani bu ihtimali göz önüne al; hala yardım istiyorsan sana yardım edeyim.

michael carlone… kitaptaki karakterle filmdeki karakterin en çok uyduğu kişi. ailenin yaptığı işlerden ne kadar uzak kalmaya çalışsa da , doğduğun ev kaderindir misali, işin tam göbeğine düşüyor. şunu da belirteyim. michael’ın cinayeti işlediği zaman kaçtığı ve kaçtığı yerde aşık olduğu kız, kitapta daha büyük bir bölüm kaplıyor. filmde bu sahneler daha kısa geçilmiş; kitaptaki gibi yansıtılamamış; daha doğrusu uyarlaması başarılı olmamış.

sonny carlone… filmde en büyük hayal kırıklığım o oldu. kitapta ölümü o kadar beklenmedik ve olay sıralamasında öyle bir yere konmuştu ki, okurken duraklayıp ağladığımı biliyorum. filmde o olay örgüsünü , bahsettiğim şekilde yansıtmalarına imkan yoktu zaten.

kitapta, sonny’nin uğradığı saldırıdan önce don carlone’nin bir zamanlar iyilik yaptığı adama cenazeyi götürmesini okuyoruz. ‘baksana oğlumu ne hale getirdiler’ dedikten sonra kim olduğunu öğreniyoruz. sonraki sayfalarda ise saldırı anını anlatıyor.

film kötü müydü ? hayır. filmi izleyip sevenlere kitabını okumalarını öneriyorum. o zaman daha anlaşılır olacaktır yazdıklarım.
devamını gör...

hani böyle tuvaletin gelir sıkışırsın yapamazsın, dışardasındır umumiye girememe gibi bir takıntın vardır, koştur koştur eve gelirsin içini boşalttığın anda öyle bir özgür hissedersinki kendini anlatamam.
devamını gör...

bir mahir ünsal eriş kitabıdır.

toplam sekiz öyküden oluşan bu güzel kitap ismini bir yıldız tilbe sözünden almakta.

bir okuma şansına erişen biri ise okumaz diye evlendirilen iki kız çocuğu vardır öykülerden birinde. ülkemde kızlar ya okur ya evlendirilir ve biz ancak olduğu kadar güzel kalırız.

bu devirde babasız okumak zor, önceki devirlerde de öyleydi. ama bir yol bulmak gerekir. okumak için, hayatta kalmak için, yaşayabilmek için her yol mübah. çünkü bir olduğu kadar güzeliz.

bazen kanatlarımız olsa isteriz. uçsak uçabildiğimiz kadar. şöyle tepeden baksak dünyaya. dünya bize baksa, biz olduğu kadar güzel olsak.

eski bir tanıdığa rastlamak güzeldir. eski bir öğretmene. peki eski ve korkutucu bir müdür yardımcısına? aynı arabada bir dolu anıyla, olduğu kadar güzel anılarla.

ve feridun. okuduğum zaman en beğendiğim öykü idi. sonra filmi de çekildi. çok kötü değildi film ama öykünün yerini tutmadı. feridun tam olarak kendisi idi. günlerce evden çıkmayıp çıkınca tanımadığı bir düğüne giden feridun. aidiyet duygusunu hisseden feridun.

okuyun bu kitabı, okuduğunuz kadar güzelsiniz.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bildiği yanıldığına yetmiyordur.
devamını gör...

üzümden şarap
kömürden ateş
öpücükten insan yapmak
sımsıcak yasa bu...dize'lerinin sahibidir.
devamını gör...

alanında çok donanımlı olduğuna inandığım, sürekli kendini geliştiren aynı zamanda çektiği videolarla insanları bilgilendirmeye devam eden psikolog. çok faydalı buluyorum videolarını. başarılarının devamını diliyorum.
devamını gör...

bu gece ahaliye harika bir rock gecesi yaşatan kafa sözlük yazarı. bakın, daha yayın başlayıp konuşmaya başlamasıyla benim onu takip etmeye başlamam arasında hiç abartmıyorum 15 saniye filan geçti. o derece etkileyici bir giriş yaptı. profesyonel bir radyocu gibi temasına hakim bir şekilde programını sundu. tüm kafa sözlük halkını bir güzel eğlendirdi. kendisine kafa sözlük adına teşekkür ediyor, kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim