biraz içimi dökeceğim.

ortaokul son sınıfta ikiz kardeşimin mide kanseri her yerine yayılmıştı, çektiği acıları görünce hayattan soğudum, vefatıyla çöktüm. odamız, kıyafetlerimiz, takı tokalarımız her şeyimiz ortaktı, en iyi arkadaşım ikizimdi. aylarca odamda uyuyamadım salonda yattım, ortak kıyafetlerimizi giyemedim şekerli parfümünün kokusu burnuma geliyordu. tüm dolabı boşalttık üç beş parça yeni şey aldık onlarla idare etmeye başladım. kimseyle konuşmak gelmiyordu içimden, ailemle dahi konuşamıyordum çünkü onların ne beni ne kendilerini teselli edecek güçleri kalmıştı. lise üçüncü sınıfa kadar öz güvensizliğim, mutsuzluğum en üst noktaya gelmişti ve insanların mutluluğunu, kahkahalarını, arkadaş ortamlarını kıskanmaya başladım. öyle karamsar ve yalnızdım ki lise birinci sınıfın yaz tatilinde kendimi bodrumda asmayı bile denedim, ip çürük çıktı daha düğümü sıkarken parçalandı. gözyaşlarım, stres yüzünden burnumdan akan kan kıyafetlerime, küflü zemine aktı. uzun uzun düşündüm, eve çıktım, annem beni o halde görüp beyninden vurulmuşa döndü başıma bir şey geldi sandı, onu öyle görünce hâlâ nefes almamı isteyen biri var diye düşündüm. en azından hayata tutunmalıyım, eskisi gibi neşeli olup insanlarla konuşmalı, yeni yerler görmeli, yeni arkadaşlar edinmeliyim.

teoride ayağa kalkmış olsam da pratikte yapamadım, zaten aynı okuldaysanız ve bir yılı yalnız geçirdiyseniz diğer yıl aynı insanlarla kaynaşmanız zor olacaktır. konuşmayı denedim, derdimi anlatacak, sarılacağım gerçek birileri olmalıydı, yapamadım. bu travma bana yepyeni bir fobi hediye etti, psikoloğa gittim, antidepresanlar kullandım ama biriyle konuşsam söyleyeceğim her kelime yanlışmış gibi hissediyor, doğru düzgün diyalog kuramıyordum. gelmediğim günün notlarını istemeye çekiniyordum, bunun beni daha da öz güvensiz göstereceğini hissediyordum. zaten isteyeceğim tek arkadaşım bile yoktu. bir gün sınıfta herkesin ortasında ağlamaya başladım, sebebi sınıf grubuna* atılmış sınav notlarından haberimin olmaması ve hocanın sınav yapmaya gelmesiydi. alacağım not umurumda değildi de, bu kadar izole yaşadığım için çok içerlemiştim. gözler bana döndü, sadece izlediler. ertesi yıl aileme anlatıp okul değiştirdim, evimize çok yakın bir fen lisesindeydim hep okumak istediğim okuldu ama bana yaramamıştı. ya merkezdeki anadolu lisesine gidecektim ya ilçedeki fen lisesine. ilçeyi seçtim, küçük de olsa farklı bir yer bana iyi gelecekti, hem yurtta kalacaktım.

lise üçüncü sınıfta gözlüklerimi çıkarıp* yeni sınıfıma girdim, gözlerim 6 numara miyop astigmat dolayısıyla gözlüğü çıkarınca görme engelliden hallice oluyorum. onların yüzlerini seçememek beni garip şekilde çok rahat hissettirdi* ve kendimi enerjik şekilde tanıttım, hatta olduğumdan daha da mutlu göründüğüme eminim. ''aranıza yeni bir rakip geldi'' tarzında laflar ettim, gülümsedim. onlar da gülümsediler, görmüyor olsam da pozitif enerjiyi hissettim. başlangıcı güzel yaptığımdan devamı çorap söküğü gibi geldi, bir süre sadece derslerde gözlük kullandım. arkadaşlarımın gözlerine 1-2 hafta sonra doğrudan bakabildim, artık o gereksiz stresi hissetmiyor, aklıma geleni söylüyor, komiklikler şakalar yapıyordum. kardeşim adına iki kat fazladan konuşuyordum. arkadaşlarım senin gelmediğin günler gülemiyoruz tarzı şeyler söylüyor, sınıfın neşesisin diyorlardı. hayatımın en iyi dönemini o iki yılda, o okulda, o yurtta geçirdim. yıllar geçti ama yurt ve okul arkadaşlarımla hala konuşuruz. belki yapmasaydım soğuk insanların arasında zorla mezun olacak, mezuniyetime bile gitmeyecektim. hayatımda aldığım doğru kararlardan biriydi.
devamını gör...

"pırt" ile artırmak istediğim bahis. *
devamını gör...

asla pes etmemek
devamını gör...

yönetmenin yapımcı baskısına maruz kalmadan, kendi yarattığı bütçeyle çektiği filmleri kapsayan sinemadır.

bağımsız sinema, soğanlı lahmacun yiyen sonradan görme yapımcıların maddi kaygılar güderek; bu rolde şu oynasın, bu sahne şöyle olsun, bu müzik yerine şu olsun, bu sahne fazla politik... gibi isteklerinin önüne geçer. anlatısını ortaya çıkarmak için büyük stüdyolara da gerek duymaz. sinemanın amatör ruhla yapılanıdır, özüdür.
ünlü yönetmenlerin ilk çektikleri filmler, genelde bağımsız bir şekilde çekilmiştir.
nuri bilge ceylan; kasaba, mayıs sıkıntısı.
quentin tarantino; reservoir dogs.
devamını gör...

yazılanlardan birkaçını okudum da ben normal arkadaşlarıma da hediye alıyorum, bir şeyler gönderiyorum. gönderirken içine yazılar yazıyorum. yapıyorum yani. ama bu durum benim ondan hoşlandığımı işaret etmiyor. yani kimse de gelip bana "sen benden mi hoşlanıyorsun" demedi. *

hoşlanıyorsam söylerim. benim derdim olup günler, geceler boyu kafayı yiyeceğime, direkt söylerim. bu sefer de onun derdi olur. benim de yüküm hafiflemiş olur. zaten karşılığı yoksa belli olur. daha ne olsun? *
devamını gör...

iğrenç bir olaydır. ülkenin ciddi bir psikoterapiden geçmesi gerektiğini düşünüyorum. bu basit hayvani bir istek değil, hastalıklı bir durum bu. adama hakaretler yağdırmak yerine nedenleri ve çözümleri tartışmamız gerektiğini düşünüyorum. linç kültürü bizi bir yere götürmüyor.
not; adamın siyasi görüşü ile işlediği suç arasında bir bağ yok. münferit bir vaka üzerinden toplumun ciddi bir kesimini tenkit etmek yanlıştır.
devamını gör...

(bkz: peyami safa) olmak isterdim.
devamını gör...

ne demek kafa izni ozgur1ey ? birkaç gün müsaade demiştin son olarak, tamam işte biz de müsaade vermiştik. habersiz gitmek olmadı ama. neyse döndüğünde bu tanımı düzenlerim ben de *.

sözlüğümüzün mozart sever, viyana ekolünden yazarına, "vallah ararın 155 'i" dayının videosunu ilk defa izlettirdiğim ve kültür şoku yaşattığım için üzgünüm, suçlu hissediyorum resmen *. özgür koş, kürtaj yapıyeh burda *.
devamını gör...

9 kelimelik trajikomik hikaye.
devamını gör...

bir insanın fiziksel görünümüyle dalga geçecek kadar düşüyorsunuz ve üstüne üstlük özür dilemek yerine bunu savunuyorsunuz. bir de hızınızı alamamış olacaksınız ki gelip burada tanım giriyorsunuz çok rezilsiniz. zaten eğer ilgi budalası olmasaydınız gelip burayı ağlama duvarına çevirmezdiniz belli ki daddy üstünden prim kasmaya çalışan yazarlar ve belki de moderatör asıl sizler ilgiye muhtaçsınız, ilgiye muhtaç olmasaydınız gelip buraya yok şu kadar beğeni aldım falan demezdiniz, gerçekten çok garipsiniz. tanımlarını beğenerek okuduğum belli ki bazı yazarların çekemediği yazardır. yazmaya devam etmesi gereken yazardır.bence böyle gereksiz konuşan yazarların lafına falan da bakmasın.
devamını gör...

tabi siz anneleri tarafından size emanet edilen çocuklara her bakımdan yetersiz gördüğünüz bir kadının annelik etmesine şiddetle karşısınız ama repliğinin kraliçesidir. behlül gibi bir korkak uğruna canına kıyan dizi karakteri.
devamını gör...

zarar verici, yıkıcı, baltalayıcı harekette bulunma işidir.
sabotaj kelimesi, sanayi devrimi sonrası işsiz kalan fransız işçilerin sabo denilen ayakkabılarını makinelere sokarak bozmasından dolayı doğmuştur.
devamını gör...

beğenisini esirgemeyen ve cok cok sevdiğim yazardir kendileri:) tanımlarınızı da çok severek takip ediyorum efenim. yazılarınızın devamıni bekliyor, kaleminiz daim olsun diyorum.
devamını gör...

kuyruk çıkarıyorsun.
devamını gör...

bu ve benzeri başlıklar açan lüzumsuz asalakları çoğalmadan ayıklamanızı tavsiye ederim sayın sözlük yöneticileri.
bu başlıklar anayasaya göre suçtur ve insanları kin ve nefrete sürükler.
türkiye cumhuriyeti anayasasına göre:
madde. herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. 14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir. kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
devamını gör...

hocam bu nasıl bir nick seçimi ya? sısısıs

hakiki ulusoy gibi, hakiki mersin tantunicisi gibi, çok gülüyorum her gördüğümde.
devamını gör...

hitlerin tamamen kontrolden çıkan ss subaylarını ve üst düzey yöneticilerinden intikamını aldığı gece.
devamını gör...

''-ki'' bulunan kelimeye ''-ler'' veya ''-lar'' eki getirdiğinizde ;

sözcük anlamsız oluyorsa ayrı ,

sözcük anlamlıysa bitişik yazılır.

seni öyle sevdim ki... sevdimkiler anlamsız (ayrı)

seninki nasıl ? seninkiler anlamlı (bitişik)

kaynak
devamını gör...

o yüzden kendi terliğim dışında terlik kullanmıyorum.
herkes kendi terliğini kullansın.
ben terliklerim olmadan bir hiçim.
bazen onları ayağıma sabitlesem diye düşünmüyor değilim.
devamını gör...

öldü demeye dilimin varmadığı, öğretileriyle beni gelişip bugünkü olduğum insana çeviren muhteşem insan.
sayın hocam, bu dünya sizi bünyesinde barındırdığı için o kadar şanslıydı ki!

gittiğiniz yerde huzurla uyuyun, mekânınız cennet olsun.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim