gece 11 buçuk üst kat komşunun balkonundan feryat figan sesler. neyse banu diyorum geç odana uzan. odama geçiyorum çocuk tepinmeleri ama nasıl gümbür gümbür. sakin ol diyorum sakin ol. aç bir video izle. gece 1 binamızın kıymetli misafirleri gidiyor. binanın içinde uğultular, çocuk bağırışları, kahkahalar... itiş kakış paldır küldür iniyorlar merdivenden...

evimizin hemen karşısı yeşillik alan kim sevmez. gece yarısı bağrışmalar sonra polis sirenleri korkup uyanan ben. yeşillik huzur, yeşillik umut...

sahilde denize karşı huzurla oturuyorum. bir anda pikniğe gelen bir aile sarıyor etrafımı. etrafa dondurma kabı, cips poşeti atan çocuklar çocuğum yapma, atma, al yerden demeyen ebeveynler, zırıl zırıl ağlayan çocuklar hönkür hönkür kahkaha atan megafon yutmuşça muhabbet eden yetişkinler...

bizim toplumumuz; bencil, egoist, cahil, nerede nasıl davranması gerektiğini bilmeyen bir kesim barındırıyor içinde sanki dağdan dün inmişler.
söyleyeceklerim bu kadar saygılar...
devamını gör...

"bu iş ustadan çırağa geçer, malın iyisini ustalar yapar" repliğinin sahibi olan kurgusal karakter. kurtlar vadisi ilk 97'deki göze en çok çarpan yan rollerden biridir. usta oyuncu muhammed cangören tarafından canlandırılır. bir spin-off çekseler abuzer kömürcü üzerinden, izlenme rekoru kıracağı kesin gibidir.
devamını gör...


taliban ele geçirdiği şehirlerdeki hapishanelerde bulunan tüm suçluları serbest bırakıyor.

video

şimdi ben ülkemde mülteci istemiyorum dediğimde ırkçı olacağım dimi? bu hapishanelerden çıkanların türkiye'ye gelmeyeceğinin güvencesi var mı? yok. büyük ihtimal gelecekler. ve ben sırf bu insanları ülkemde istemediğim için ırkçı addedileceğim.

dincilere sorarsan din kardeşiyiz, cihangir solcularına sorarsan insan hakları vs. başlar anlatmaya. gerçek dünyadan haberleri yok.
devamını gör...

korktuğumuz başımıza geldi, bu başlık da açıldı.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlük erkekleri ağlıyor.*

şu dakikadan sonra jude law'a yüz vermeyen dışınızdaki irlandalı'nın çıtayı arşa çıkarması...*
devamını gör...

kedim ben uyurken* kafama atlayıp ısırmaya başlamıştı. uyku sersemliğiyle ne olduğunu anlayamamıştım bile. sıçrayarak uyanmıştım.*
devamını gör...

yarım bıraktığım kitap. çünkü köylünün o sefilliğine o zavallılığına o çaresizliğine katlanacak yürek yoktu bende. yaşar kemal köylünün açlığını öyle bir anlatmıştı ki benim de yediğim lokmalar artık boğazıma düğümlenir gibi oluyordu. her sefaleti bu kadar da olmaz canım diye yakınarak okuduğumu fark ettiğimde artık kitaba devam edemeyeceğimi de anlamıştım. bir gün kendimi hazır hissedersem yeniden, sabırla okuyacağım. bana göre yoksulluğun kitabıdır. insan bu kitabı okumaya başlarken yanına sarsıcı bir sefalete karşı dayanma iradesini de almalıdır.
devamını gör...

sevgiliyi görmek için gece gizlice penceresinden tırmanmak anlamına gelen almanca kelime.
devamını gör...

ne oldu yani şimdi ben sana aşıkken gittin başkasıyla evlendin, çocukların oldu da ne oldu? sonra köpekler gibi pişmanım, sana hala aşığım dedin de ne oldu? bak dünya hala dönüyor, sen gittin de ne oldu? değdi mi yani?
devamını gör...

bir kısım, tiktok çekip vasıfsız fenomenler olma yoluna gidiyor. bir kısmı durmadan inekleyip ya okumuş işsiz, ya da yurtdışı yoluna gidiyor. azınlıkta olan bir kısım var, onlar da ne olur ne olmaz diye hafiften ders çalışıp gençliğini imkanları dahilinde ne kadar yaşayabiliyorsa o kadar yaşamaya çalışıyor.*
devamını gör...

yüzeysel bi bakışta basit bi aristocu gibi gözükse de ilahiyat bahislerinde hristiyan felsefe tarihinde eline su dökebilecek adam yoktur. magnum opus'u* ''summa theologiae'dır ve türkçeye sadece bi kısmı kazandırıldı bu kitabın. ayrıca kendisi bir rahip olarak 'summa*' tekniğiyle bir önemli kitap daha yazmıştır.* aristo üzerine yorumları, polemik yazıları ve kutsal kitap yorumları olmak üzere pek çok eseri daha vardır.

aquino'lu thomas filozof olmaktan öte, her zaman bir teologdur. bir augustinus kadar olmasa da dini saiklerle felsefe yapar. yakın zamanda bunun aksini iddia eden pek çok aquinas yorumcusu olsa da pek şaşırtıcı değil artık. (herakletios'tan bile diyalektik materyalist çıkartmış bu insanoğlu) descartes ile birlikte modern felsefe, newton ile modern bilim, klasik ortaçağ anlayışını öcü olarak gördüğü için yıllar boyu hristiyan felsefesi angarya olarak görüldü. artık postmodernitenin etkisi midir nedir, başladılar ortaçağ araştırmalarına, bu sefer de bütün ortaçağ filozoflarına 'gavur' muamelesi yapıyolar. neyse... şunu da söylemeliyim, aquinas kanımca asla bi yunan-hristiyan sentezi yapmamış, aksine inanılmaz bi ferasetle, yaklaşan 'akıl' tehlikesini görmüş ve harika bi refleks göstermiştir.

vahiy ve aklı birbirinden ayırmıştır ve akıl için güzel bir sınır belirlemiştir. anselmus'un ünlü sözü 'credo ut intelligam*'ı tersine çevirmiştir. bu da aslında pratikle ilgili bi ters çevirmedir. aquinas her ne kadar inanç önceliğini savunsa da, pratikte bilgiyi ön plana çıkartmıştır. ontolojik bi evrim anlayışı vardır.* varlığın tanrı'ya yükselişidir bu..

kendine has kavramlar ve aristocu şablon aynen tematize edilmiştir. kimileri hristiyan aleminde felsefeyi ve bilimi bitirdi der, saldırır* kimisi de bilim ve felsefeyi dinsizleştirdi der saldırır* tabi neticede yorum, okurundur...


ayrıca kendisi ilginç bi biyografiye sahiptir. ortaçağ'ın tecessüm etmiş hali gibidir doctor angelicus. ölümü bile tuhaftır. papa'nın davetine icabet için paris'ten napoli'ye döndüğünde yolculuk esnasında bilinmeyen bir nedenden dolayı yere düşmüş ve kafasını çarpmış. bi süre sonra da vefat etmiş.
devamını gör...

su sıralar çok gündemde olan (bkz: herbokolog) şahısların bitirdiğini düşündüğüm bölüm.
devamını gör...

korkmamalı insan, her seferinde iyi niyet ve naiflik* kaybettiriyor.
kırılması gereken herkesi kırmak gerekiyor.
kimse durup dururken hiç kimseyi kırmaz.
“al kırdın, kırdın, salak bu çocuk yemin ediyorum ki gerizekalı” diyeceklerdir, aldırmayın kırın.
kalp kırmak, izzeti nefis kırmak, insanları utandırmak cidden zor iş. bunu nasıl iştahla yapıyorlar, inanılması güç ama gerçek. öğreniyoruz efendim, her gün yeni yeni bilgiler, tecrübelerle öğreniyoruz.
kırıcı olmaktan korktukça, alttan aldıkça bir de “değersizleştiriliyor” insan.
başkası adına düşünmemek lazım, “acaba üzülür mü? yanlış anlar mı? “ bencil olacaksınız. ki zaten görüyoruz ki, herkes ama herkes düşünmek istediğini düşünüyor…..
kırın, kırdıkça kırın. tavernada eğlenircesine kırın. o tabak siz olmayın!
bu kızcağız paramparça edil(di).
devamını gör...

2 gündür mensup olduğum erkek türüdür. son derece zararsız olmaları ile birlikte oldukça kırılgandırlar. bağırıp çağırsanız odasına girip pijamalarını giyer yatakta çikolata yer.
devamını gör...

geçen ay okuduğum falih rıfkı atay kitabı. abartmıyorum herkesin okuması gereken muazzam bir eser. abartmıyorum.
özellikle savaşın ne kadar vahim olduğunu gözler önüne serer. okurken en yakından seyredersiniz. en sevdiğim kısım --- alıntı ---

ta şam’a kadar üç gün üç gece süren demiryolunun iki tarafını anadolu türkleriyle kuşatacağız. arap kesesine anadolu altını ve arap kursağına anadolu’nun rızkını akıtacağız. şaka değil, islam emperyalizmi yapıyoruz. arap cenbiyeleriyle barsakları deşilerek, etleri çöl güneşinde kavrulmuş olanlar! sizler, ey sarıkamış’ın buz dağı üstünde donmuş olanların kardeşleri, siz hep, pomadlı bir yüz derisinin kapladığı boş bir kafanın içindeki bomboş bir hayalin kurbanları değil misiniz

--- alıntı ---

pomadlı kim acaba yahu ? okunması gerekir.
devamını gör...

(bkz: )e-nabız'da yanlışlıkla bütün organları bağışlamak!
devamını gör...

uzaklarda belli belirsiz bir şehir

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

filhakika.

öğrendiğimden beri kullanmak için can atıyorum. uygun zaman, mekan kovalıyorum. bir cümlenin içine sıkıştıramadan öleceğim diye uyku gözüme girmedi yaklaşık iki aydır. bu başlığa kısmetmiş. bu yükü artık taşıyamıyordum, iyi oldu.*
devamını gör...

zaman gelecek biz 16. nesillere "hıhı o havalı modlar zamanında bize hep günyadın mesajı gönderiyordu" diyeceğiz.
t:sözlüğün ilk nesli sıfır kilometre 5 kollu merso tadında nesil.
devamını gör...

yaptım bir kere, yapmaz olaydım.
çok çok kızmıştım.
o hırsla duvara fırlattım telefonu, param parça oldu.
bulduğum ilk telefon tamircisine götürdüm.
bir ay sonra polis beni aradı.
hakkınızda telefon çaldığınıza dair şikayet var dendi, karakola gelmek zorundasınız dendi.
ömründe ilk karakola girişimdi.
kars'ta bir adam telefonu kahvede unutmuş, sonrası o telefon bendeki telefonmuş.
yuh dedim, tabi içimden. polise yuh mu denir.
o an uyandım, telefon tamircisinin telefonumun bir şeylerini klonladığına.
elimde olan tüm faturaları gösterdim.
elimde telefon tamiri ile ilgili bir kayıt yoktu. orası muallak kaldı. yakınım olan avukatın bağırıp çağırması sayesinde karakoldan çıkabildik.
bir kaç yıl sonra araba satışı esnasında aracımı almak isteyen bir polis sayesinde o şikayetin silinmediğini öğrendim.
bir anlık öfkem sicilime işlendi resmen.
sonra öfke kontrolünün önemini çok önemsedim.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim