yabancı ismi cast away olan, başrolünü tom hanks ve helen hunt'un paylaştığı 2000 yapımı, ıssız bir adaya düşme ve mücadele temalı yalnızlık filmidir. fedex isimli bir şirkette çalışan chuck noland işi nedeniyle sık sık yurt dışı seyahatleri yapmaktadır. bu seyahatlerin birinde uçağı denize düşer ve bir adada 4 yıl boyunca yalnız kalır. geride ise bir adet sevdicek de bırakmıştır. robinson crusoe'un o döneme ait uyarlamasıdır. farklı olarak, cuma karakteri yerine başrolümüze bir adet voleybol topu eşlik eder. film daha çok bu iki karakter üzerinden devam ediyor. başta sıkıcı gibi görünmekle birlikte adamın wilson adı verdiği bu voleybol topu ile adada yaşamaya devam etmesi, onunla olan ilişkisi insanı filme bağlamaya başlıyor. çoğumuzun hayatta, bazen zor durumlarda, değer verdiğimiz eşyalar ya da hatıralar vb. vardır ya ben buna benzettim biraz. hatta bir ara internette bir sitede "wilson voleybol topu" ismiyle satışa çıktığını görünce 1-2 gün istemsiz gülmeme neden oldu bu durum. ne kadar doğru bilmiyorum filmdeki en iyi cansız nesne seçilmiş kendisi. tom hanks da bu rolü ile oscara aday olmuş ama kazanamamıştı zamanında. zaten filmi izlettiren de kendisinin oyunculuğudur. filmin sonunu ve sevdicek kısmını da sanırım tahmin ettiniz. 20 yıl gibi uzun zaman öncesine ait bu film, izlenmesi gereken filmlerden biridir zannımca.
edit: güney pasifik taraflarında yer alan bu adada filmin çekilebilmesi için dünya çevre örgütü’nün çevre koruma koşullarına uyulması şartı da kabul edilmiştir.
devamını gör...

mesaj kutuma ''başkanım, portakal suyu sıktım ister misiniz?'' diye alaylı mesajlar dolmaya başladı.
(mesaj sayısı: 1)

yalnız bırakmayın beni rica ediyorum, bu alayla tek başıma mücadele etmem mümkün değil. geceleri ay ışığına bakarken ağlayasım geliyor. gelin bir olup kitap-edebiyat kulübüne birlikte ayak basalım.
neyse, bardakta mısırımı yiyeceğim şimdi, başkanım ister misiniz?
devamını gör...

günümüz erkeklerinin, hatta toplumun istemediği kadındır. malum, güç deyince akla erkek adam gelir ya. çıt kırıldım, mıymıy ve ben bilmiyorumcu kadın seviyor erkekler şimdi ahahahahha. öteki türlüsüyle baş edemez çünkü.
devamını gör...

(bkz: uçurulacak başlıklar)
devamını gör...

dininden ve görüntüsünden ötürü yaşadığı sıkıntıları armağan çağlayan'a anlatan yetenekli bulduğum sanatçı.
hep aynıyız sananlar yüzünden bu ülkede farklı olmak çok zor.
devamını gör...

evrimsel süreçle birlikte gelişen, bir kadının kendinden güçlü olanı bilinçli ya da dürtüsel olarak seçmesi.
(bkz: kadınların zengin erkekle evlenme istekleri)

edit: ukdeyi bırakan yazarın daha bilgili ve detaylı olarak değineceğini düşündüğüm için detaylara hiç girmedim.

torgay ukdesidir.
devamını gör...

fikrimin ince gülü.
devamını gör...

bir insan türü.

açıkçası iyi yapmıştır falan diye düşünmüyorum. daha doğrusu reddedilen kişinin (kadın ya da erkek fark etmeksizin), reddedildiği konu hakkında ısrarcı olmaması tabii ki doğru ama eğer normal şartlarda iyi anlaştığın bir insansa karşındaki, arada bir halini hatırını sormak da gayet normal ve insanca bir davranış. bir anda selamı sabahı tamamen kesen, arada bir iyi misin, öldün mü kaldın mı diye merak etmeyen insan bence sadece kötü niyetlidir. bunun tek istisnası, reddeden kişiye deli gibi aşık olmak ve onunla normal şekilde iletişimde kalamayacak kadar bu duruma üzülmektir.

bunlar şahsi fikrimdir ve ille de böyledir diyemem. sadece bana göre iletişimi bir anda tamamen kesmek saçma. bunun kişiyi el altında bulundurmak gibi çirkin bir niyetle ilgisi yok. biri beni de reddedebilir. kadınım diye reddedilmeyeceğimin garantisi yok ama eğer bir süre boyunca o kişiyle güzel vakit geçirip arkadaşça eğlenmeyi başarmışsak, bir anda o kişi hiç var olmamış gibi de davranmazdım. tabii eğer o bana öyle davranmaya başlamamışsa...
devamını gör...

yıllaaar önce bi tivit görmüştüm. suya bile para veriyoruz kedi bedava diye. sahiplenin sahiplendirin.
devamını gör...

menajerimi ara... on numara başladı tüm klişeleri yıkıyor derken reyting uğruna diğerlerinden farksız hale geldi. hala bu gerçekle yüzleşemiyorum takip ettiğim tek türk dizisiydi.
devamını gör...

(bkz: regl düğünü)
devamını gör...

benimdir. lütfen kötü şeyler söylemeyin, iyi insanlarız.
devamını gör...

yakarsa dünyayı garipler yakar adlı eserdeki garipleri ifade eder.proleter yada proleterya..
devamını gör...

" olmayacak " denilenlere bir nevi inat olarak sonunun evliliğe kadar gitiği görülen durum.

gerçekten sadık bir insansanız ve karşınızdaki de öyle ise hiçbir şekilde sorun olmayan ilişki türüdür.
devamını gör...

eviniz yanarken maskeniz yoksa ceza yemenizdir.
devamını gör...

ne olduysa son yıllarda bu duygu toplumdan silindi. çünkü nefret toplumu olduk. herkes gergin.
devamını gör...

lisede matematikten ilk sınavda 2 diğerinden de 1 almıştım ortalama 1,5’tu*. boş kağıt vermiştim gerçi ama farketmez.

hala saklıyorum çünkü eğitim hayatı boyunca bu kadar düşük alan yoktur diye düşünüyorum. kanıt
devamını gör...

anlatış sekline göre değisendir. ne kitaplar okuduk da katile empati yaptık. ama bir kitap vardı bir ara sosyal medyada çok göz önüne gelmişti. "zümrüt apartmanı" bu kitapta bir bebeğe yapılan tecavüz anlatılıyor. öyle bir anlatılıyor ki neyin ne olduğu apaçık ortada. bu kitabı eleştirdiğimiz için kitabı basan yayıncılığın müdürü tarafından "karga beyinli" olmuştuk. hâlbuki müdürün söylediğine göre bu yazar türkiye'nin yetiştirdiği ender kalemlerdenmiş de biz anlayamamışız. eğri oturalım doğru konuşalım. tabii ki edebiyat iyiliği de kötülüğü de dile getirir fakat tiksindirmek vardır özendirmek vardır. bu ince çizgiyi kaçırırsanız biz de sizi -hele ki bu olayların üstüne- yerden yere vururuz. benim aklıma direkt bu kitap geldiği için bu şekilde eleştirdim. benim igrendiğim icin dile getiremediğim cümleleri siz onlarca insanın önüne sunamazsınız. insanın psikolojisi ile ilgili ilgilenmekten keyif alan bir insan olarak tamamen anlatılış sekline göre değişeceğine inanıyorum. o insanın psikolojini yazabilirsiniz ama bunu sapıklığa özendirerek yapmamalısınız.
devamını gör...

hangi karma puandan bahsediyosun dediğim başlık . bitti bile*
devamını gör...

saygısız insanlar.
her şeyi bildiğini sanıp hiçbir şey bilmeyenler .
her fırsatta kendini öne çıkarmaya çalışanlar.
başka birinin başarısına tahammül edemeyenler.
gerekli gereksiz sürekli soru soran insanlar.
karşısındaki insanı salak yerine koymaya çalışanlar, daha kötüsü koyabildiğine inananlar.
bu bahsettiğim bütün özellikler sınıf arkadaşlarımda mevcut.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim