-bu yakışıklıda kim?
-aaa benmişim!
devamını gör...

ne boş hayatlar var yarabbim dediğim başlıktır.
devamını gör...

(bkz: herseyeaydım)
devamını gör...

iyi olmak kolaydır zor olan adil olmaktır.
victor hugo
devamını gör...

ayrılırken ayakta 5 dakika daha konuşup ayrılamamak.
devamını gör...

varoluşsal olarak camus'yü etkileyen kierkegaard ve camus'den alıntı paylaşacağım.

yaşamla alakalı albert camus şöyle der:

--- alıntı ---

"yaşamın anlamsız olduğuna karar vermekle, yaşanılmaya değmez olduğuna karar vermek arasında fark vardır. yaşam anlamsızdır ancak yaşamaya değerdir."

--- alıntı ---

soren aabye kierkegaard ise:

--- alıntı ---

"hayat sadece geriye doğru anlaşılabilir ancak ileri doğru yaşanmak zorundadır."

"dünyaya ne zaman gelmek istediğimizi kimse sormaz, ne zaman gitmek istediğimizi de. hayat ne kadar boş ve anlamsız; bir insanın üzerine üç kürek toprak atıp gömüyor, arabadan iniyor, arabaya geri biniyor ve birbirimizi hâlâ yeterli yaşayacak ömrümüz kaldığı için teselli ediyoruz. fakat üçle on arasında ne kadar fark var ki; neden bu işi hemen halletmeyelim?”

--- alıntı ---

fakat unutulmamalıdır ki gerçek öğrenilmek için değil, kabul edilmek için vardır; öyle ya da böyle. hayat gibi. bizlere özünde kabul etmek düşer. kabul edip, bir noktada gerçeği ve ölümü kucaklamak. fakat ölmekten bahsetmiyorum. bütünsel bir bakış açısıyla özümsemekten bahsediyorum bütün bu trajediyi. tabii ben biraz felsefi bağlamda ele aldım konuyu. demem o ki intihar etmek için var olan sebepler vardır ve makuldür. aynı şekilde intihar etmemek için de sebepler vardır ve makuldür. özünde böyle bir gerçeklik içerisinde yaşadığımızdan her şeye şüphe duyulmalıdır. yaşama da ölüme de. neticede yaşam belki de tüm bu tablo karşısında anlamsızlığa kavuşur. fakat tablonun çerçevesi insanı daha da derin bir dehşete düşürür: bütün bu tablo, başından beri yalan ürünü olmasın?
devamını gör...

yalnız araya dhkpc, pkk, çapulçu falan serpiştirmeyi unutmuşsun trol kardeş. maaştan kesmesinler sonra. bir de sen istiklal nedir, o marş niye yazılmıştır, önce onu bir öğren sonra seninle içeriği tartışalım.
devamını gör...

kesinlikle westworld (dizi).

zaten westworld önceki bölümde ne olduğunu söylemese hatırlamayacağız. hatırlasak da ne anlattığını anlamayacağız... sakıncalı bir durum. *
devamını gör...

bir mesleği uygularken mutlaka uyulması gereken ahlaki değerleri ve etik kuralları inceleyen bilim dalıdır.
devamını gör...


hem içe dönüklük hem de dışa dönüklük nitelikleri sergileyen ve ruh hallerine, bağlamlarına ve hedeflerine bağlı olarak ikisine birden dönüşebilen kişilerin gösterdiği özelliktir. insanların yaklaşık %38'i bu kişilik özelliğine sahiptir.

ambivert'ler daha önce şu şekillerde de adlandırılmıştır:

dışa dönük içe dönükler: belirli durumlarda, belirli kişilerin etrafında veya kesinlikle ihtiyaç duyduklarında dışa dönük olabilen içe dönük kişiler.
antisosyal dışa dönükler: sosyalleşmeden önce yeniden canlanmak için zamana ihtiyaç duyan veya tipik bir dışa dönük olmaktan çok yalnız kalmayı seven dışa dönükler.
sosyal içe dönükler: ihtiyaç duyulduğunda dışa dönüğe dönüşebilen içe dönükler.

ambivert'ler genelde dinlemeyi seven ve iyi iletişim kurabilen insanlardır. empati ve sosyal hayatı dengeleme konusunda iyidirler. sosyal ortamları severler, ancak yalnız kalmaya da ihtiyaç duyarlar. birçok konuda esnektirler. gözlem yetenekleri çok iyidir, birçok kişinin fark etmediği minik detayları kolayca görebilirler.

insanlarla çok fazla zaman geçirdikten sonra gerçekten yorulurlar.
herkesle etkileşime girmeyi severler. farklı insanları tanımak onları mutlu eder çünkü çeşitlilik konusunda çok açık fikirlidirler. ancak insanlarla çok fazla sohbet etmek enerjilerini tüketir. belli bir süre için kullanabilecekleri diyalog sayısında bir sınır vardır. bazen çevrelerindeyken kaybettikleri enerjiyi geri kazanabilmek için kendilerini herkesten uzaklaştırmaları gerekir.

arkadaşlarıyla birlikteyken farklı insanlardır
nerede olduklarına ve kiminle olduklarına bağlı olarak farklı kişilikleri vardır. yetişkinler tarafından çevrelenmişlerse, olgun bireyler olabilirler. arkadaşlarıyla vakit geçiriyorlarsa, biraz gevşerler ve gerçekten oldukları kişi olabilirler. kendini içe dönük veya dışa dönük olarak tanımlamayan insanlar, kendilerini içinde buldukları her türlü ortama kolayca uyum sağlayabilirler. farklı kişiliklere sahip insanlarla kaynaşmaları onlar için hiç de zor değildir.

konuşmadan önce düşünürler
kendilerini konuşkan ya da sessiz olarak görmediklerinden, sözlerine nasıl dikkat edeceklerini bilirler. akıllarından geçenleri kayıtsız bir şekilde söylemezler, ancak aynı zamanda istediklerini söylemekten kendilerini alıkoymaya da çalışmazlar. sadece paylaşmak istedikleri düşünceleri veya fikirleri düşünmek ve ifade etmek için kendilerine zaman verirler. kelimelerin ne kadar güçlü olduğunun farkındadırlar, bu yüzden onları kullanırken farkındalıkları yüksektir.


kaynak 1, 2, 3
devamını gör...

herhangi bir dildeki bir sözcüğü / bir ismi doğru telaffuz edemediğiniz için bilgiçlik taslayan denyo arkadaşlarınız oldu mu hiç? ben ki bir insanın başka bir dildeki özel ismi doğru telaffuz edememesini çok normal, yadırganmasını çok abes bulurum; sizlere bu metnin son paragrafında bir tüyo vereceğim. açıklama çok uzun gelirse en azından son paragrafa bakın ki bu duruma karşı küstahsavar bir argümanınız olsun. evet sözüm sana, "o bikeram çopin değil tamam mı şopeeğn. şopenhayır mı, hahaha yok daha neler. schopenhauer nasıl okunur bilmiyon mu sen?" diyen denyo arkadaş!

rusça öğrenmeye başlamadan önce okuduğum yorumların çoğunun bu dile başlamanın çok zor olmasıyla ilgili olduğu, ancak ilk seviyeyi bitince sıfırdan başlamayı kesinlikle zor bulmadığım doğu slav dil ailesine mensup lisandır. yalnız önceden belirteyim, yalnızca ilk seviyeyi bitirdim ve izlenimlerim derine inmemiş birinin ufku kadar olacak. orta ve ileri seviyede öğrenenler birtakım konularla ilgili bu lisanın aşırı zor olduğu yorumunu yapsa da, başlangıç seviyesi için de aşırı zor diyenlere rağmen aslında o kadar zor olmadığını görünce bunu üç sebebe bağladım.

birincisi, henüz daha türkçe konuşurken hangi cümle öğesinin, hangi ekin ne anlama geldiğini kavramamış bir kimsenin herhangi bir lisanı zaten öğrenmesi çok zor. rusça'da padejleri anlamak için öncelikle türkçe'deki ismin hallerini bilmek şart. başlangıç seviyesinde padejlerde zorlanan bir arkadaşın aslında ismin hallerini tam bilmediğini fark etmiştim.

ikincisi ise bizim lisanımızda konuşurken belirtmeyi yeğlemediğimiz bazı detayların bu lisanda var olması durumu. örneğin rusça'da bir yere gitmek, ama o yere atıyorum bir daha dönmemek üzere gitmek veya oraya koşarak gitmek gibi detaylar "gitmek" eyleminin içinde çözülüyor. bizdeki gibi ilave sözcük ekleyerek bu detayı vermiyorlar. fakat herhangi iki dili kıyaslarken bu mevzu zaten var. örneğin atıyorum bir alman, türkçe öğrenir iken "ulan ne kasıntı dil, adamlar ay ışığı denizden yansıyor dememişler, ona bir de yakamoz diye isim takmışlar" diye söylenmesi ne kadar abes ise, rusça'daki veya herhangi dildeki bu detaylara takılmak bana göre aynı şekilde abes. bu gibi kuralları ben daha çok bir toplumun genetik koduna inen mistik bir yol gibi algılıyor ve bundan keyif alıyorum. kendi lisanımda olmayıp da başka lisanlarda bulunan bu gibi garip kuralların, aslında iki toplum arasındaki yaşanmışlıkların, yaşanmışlıklar karşısındaki reaksiyonların, ve hatta belki tüm sevinç, acı, coşkunluk ve kederler arasındaki nüansların izi olması hasebiyle ilginç buluyorum. eminim tüm bunların bilimsel açıklamaları vardır, ancak lütfen beni uyandırmayınız. böyle hissetmek şu anda daha keyifli.

üçüncüsü ise, istisnaların çok olması ve bunların ezberlenmesinin zor bulunması. mesela bizde "-in -ın" geleceği zaman kelimenin son ünlüsüne göre ek seçilmesi gerekirken, (yanlışsam uyarınız) arapça kökenli ve l harfi ile biten sözcüklerde istisna var (edit: yanlıştım düzeltildim. (gbkz: gönlü geniş kafadar) sayesinde doğruyu bulduk, türkçe'ye yabancı dilden giren sözcüklerin genelinde bu kural geçerli. daha fazla bilgi için buradan)."bilal'ın halından hiç memnun değiliz" demiyoruz, "bilal'in halinden hiç memnun değiliz" diyoruz. türkçe öğrenen bir yabancı "bir de türkçe'ye arapça'dan girip l ile biten ünlüleri nasıl ezberleyeyim lan!??!" deyip zorlanabilir. biz de rusça'ya yabancı dillerden giren sözcüklerin cinsiyetinin rod kuralına uymamasından, bu yüzden bu sözcükleri ezberlemeksizin bir kelimenin cinsiyetini tayin edememekten yakınabiliriz. ancak bir dili öğrenmenin doğal zorluğu budur, herhangi bir dili öğrenmek için aşılması gereken bir adımdır.

herhangi bir dili öğrenirken o dilin zor olup olmaması, öğrenen kişinin ana diliyle ilgilidir kuşkusuz. ana dili türkçe olan biri için rusça, ingilizce'den daha kolaydır. daha fazla ortak kural vardır ve bu yüzden kavraması daha kolaydır. anlamını bilmeseniz bile karşınıza çıkan bir sözcüğü yazıdan telaffuz ederken doğru telaffuz etmeniz daha mümkündür (tek bir kural dışında). emergency görüp de imörcınsiy demeyi kavramak, prepodavatelnitsa * görüp prepadavatelnitsa demeyi kavramaktan daha zordur bence. ingilizce öğrenme zorluğu ile rusça öğrenme zorluğu arasında kıyas yaparak ifade etme gerekirse;

okunduğu gibi yazılır (az önce tek bir kural dışında dediğim o kural, birazdan değineceğim)
yalnızca 3 tane zaman vardır. (geçmiş, şimdiki ve geniş, gelecek)
rusça'da düzensiz eylemler yoktur. fiil çekimleri türkçe'deki gibi eklerle yapılır.

şimdi yukarıda iki yerde "tek bir kural" diye değindiğim bir abuk kural var ki dostlar, bir dili öğrenmenin tüm meşakkatlerini mazur görmeme rağmen bu kurala karşı acayip bir sinirim ve zaafım var. rusça'da bir kelimedeki ünlülerden birinin üzerinde vurgu vardır ve siz o sözcüğü telaffuz ederken o heceyi biraz daha yavaş söylersiniz. şayet cümlede o harfi var ise ve vurgu o harfinin üzerinde değil ise, o harfini a diye okumalısınız. örneğin "voda" diye yazılır, fakat vurgu a harfinde olduğu için "vada" diye okunur (bunun bir kuralı yok). örneğin "professiya" diye yazılır, vurgu e harfinde olduğu için "prafessiya" diye okunur. bir kitabı sesli okurken vurgu nerede bilmez iseniz, yanlış telaffuz edersiniz. veya bir rus size gelip bir kâğıda "vada" yazmanızı istese, vurguyu tam duyamayıp yanlış yazabilirsiniz.

o zaman sorarım size bre troykaların haşin düzlüklerde çırpınıp durduğu yüce rus halkı, neden voda yazıp vada okuyacağına direkt vada yazmazsın? yani bana çok anlamsız geliyor. lisanı yazıya dökerken, söyleniş halihazırda hep "vada" iken; hangi soysuz mujik çıktı "biz bunu o harfiyle yazalım da, vurgu zaten o harfinde olmayacağı için vada diye okunsun" dedi, rus dili için toplanan komisyonları tehdit etti, bu kuralı kabul ettirdi de yattığı yerde rahat uyudu? eğer bir hece zaten "a" ile söyleniyorsa neden "a" ile yazılmaz da "o" ile yazılır ki yeni öğrenenler sancılar içerisinde kıvransın kıvransın da sezgilerine rağmen bulamasın doğrusunu?

şimdi son olarak size bir tüyo vereceğim. bence bir insanın yabancı bir dildeki bir ismi doğru telaffuz edememesi gayet doğal. bu yüzden efendi gibi doğrusunu öğreteceğine, sırf küstahlık olsun diye çıkıntılık yapan biriyle karşılaştığınızda konuyu bir şekilde rus edebiyatına getirin. denyo arkadaş ne zaman ki "ben dostoyevski ve tolstoy çok seviyorum lan" diyecek, siz hemen orada kendilerinin sözünü kesip "bre mendebur! bre kalkacağı koltukta bile cehaletinden karalar bırakacak, bre ortamdaki nesnelerin bile cahilliğine sessiz kalmaktan çatır çatır çatlayacağı melun! sen ki bana schopenhauer diyemedim diye bilgiçlik tasladın, şimdi ananı laciverte boyadım. o bir defa dostoyevski değil, dastayevski; tolstoy değil talstoy diye okunur! rusça'da bir sözcükte iki o harfi asla olmaz çünkü vurgu hangi o harfinde ise a diye okunur!" diyebilirsiniz. "o zaman fyodor nasıl oluyor" derse de "fyodor'da iki tane sesli harf var. biri o, öteki ise yo harfidir. o sensin, yo da sana g..." evet herneyse. ahan şunlar da kanıtı:
dostoyevski'nin doğru telaffuzu
tolstoy'un doğru telaffuzu
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

naziler,
faşizm,
toplama kampları,
bmw, audi, mercedes, volkswagen,
berlin duvarı,
merkel,
disiplinli, işkolik, kurallara uyan insanlar,
sosyal devlet anlayışı.
devamını gör...

net olarak yarasa.
devamını gör...

ekşi sözlükte çaylak onay listesinde sürünenler bilir. adeta uzunun cehape zihniyetini eleştirirken ele aldığı doksanlardaki ssk, bağ-kur, sgk kuyruklarını aratmayan, bekledikçe beklediğiniz dünyanın belkide en boktan algoritmasıyla oluşturulmuş 50 bin kişilik bir listedir kendileri. kafa'yı buldum, birde bunu deneyelim.
devamını gör...

1882-1963 yılları arasında yaşamış fransız ressam. fovizmdeki ve kübizmin başlangıcındaki katkılarından dolayı 20. yüzyılın en önemli ressamlarından biri olarak görülür.
ilk eserleri izlenimcilik akımının etkisindeydi, fakat henri matisse ve andre derain gibi ressamların eserlerini gördükten sonra fovizme yöneldi.
braque'ın 1908 - 1912 yılları arasında verdiği eserler geometri ve perspektife duyduğu büyük ilgi görülür.


"picasso ve braque'nin 1908 yılındaki çalışmalarının karşılaştırılması, picasso ile karşılaşmasının etkisinin, düşüncesini herhangi bir temel yoldan saptırmaktan ziyade, braque’ın cézanne’ın fikirlerini keşfetmesini hızlandırmak ve yoğunlaştırmak olduğunu ortaya koyuyor." braque'ın esas konusu, uzun zamandır bildiği sıradan nesnelerdir. picasso hareketi, braque düşünceyi kutluyor. böylece, kübizmin icadı picasso ve braque arasında ortak bir çabaydı. bu sanatçılar, stilin ana yenilikçileriydi. kasım 1907'de görüştükten sonra, braque ve picasso özellikle 1908'de kübizm'in gelişimi üzerinde çalışmaya başladılar. her iki sanatçı da tek renkli resimler ve şimdi analitik kübizm olarak adlandırılan karmaşık yönlü form desenleri üretti.


bottle and fishes
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

balustre et crane
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

landscape at la ciotat
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"algılamak ve düşünmek için karar vermeli ve istekli olmalı, çoğu insan algıladığı an duygularıyla harekete geçtiği için, düşünmeyi istemez, düşünmeyi tehlikeli, etkisiz ve çaba gerektiren birşey olarak görür, düşünmeyen insanın anlaşma yolu kaba kuvvettir"
der, sevgili ayn rand.. katıldığı bir televizyon programında

mimarlıklada ilgisi yaşamı ne kadar çok boyutlu sorguladığının kanıtıdır bana göre..

çok fazla özlü sözleri paylaşılan, bilinen bir yazar değildir, sözlükte adının geçmesi beni ayrıca mutlu etmiştir..

yeni öğrenen, merak eden, okuyan, araştıracak olan için altın madenidir, çıtayı yükseltir..

düşünmeyi istedikmi? bir düşünelim..
devamını gör...

insanın hiçbir yere ait olmadığını hatırlatan başlıktır. öleceğiz ve buralar bizim değil
devamını gör...

hiç kimse, kadınların birey olarak görülmediği dönemlerde birden ''ya ben bunu böyle ötekileştirdim ama artık insan gibi davranayım bari'' diye düşünüp insan haklarını kadınların ellerine tutuşturmadı. bu haklar mücadeleyle, farkındalıkla elde edildi ve hâlâ tam bir eşitlik durumu sağlanabilmiş değil. özellikle sosyal anlamda. durum böyleyken feminizmi ''kadınlar üstündür'' şeklinde görüyorsanız, black lives matter hareketini de ''siyahlar üstündür'' şeklinde görmeniz kaçınılmazdır. oysa işin özü yalnızca dezavantajlı gruba isim önceliği verilmesidir.

gelelim gerçekten de kadın haklarını savunup yürüyüşlerde açılan pankartların yanlış olduğunu düşünenlere. o pankartlarda yazanlar kendi cinsiyetinden, cinselliğinden utandırılan kadınların hayatları boyunca en ufak hareketlerinde ahlak bekçilerinden duydukları laflar, yaftalamalar. zaten durum böyle olmasa kimsenin tepki göstermesi gerekmez ve bu hareketlere de gerek kalmaz. dolayısıyla siz şu tür bir #162816 kıyaslama yaptığınızda fazlasıyla absürt oluyor. ''başta kadınlar olmak üzere her kesimden insanın sanatla eğitilebileceğini, istediklerinde bir şeyler yapabileceklerine inanıyorum'' tarzı cümleler, baş kaldıranlar olmasaydı şu an sarf edilemeyecekti ve kimse bu fikirleri umursamayacaktı.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

benim sorunum neeee? herkesin manitası var. benimse bebek gibi bir suratım...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim