bir insanın sizden hoşlandığını anlamanın yolları
ben birinden hoşlandığım zaman gidip tanışıyordum. o da tanışmak istediği zaman ve işler ilerliyorsa anlıyordum ki hoşlanıyor. ama türkiye'de işler böyle yürümüyormuş. kültür farkı dediğin şey etiketlenmeye neden oluyormuş.
o yüzden şimdi gidip kızlara şu kişi bana bakıyor mu bi kontrol edin diyorum. o noktadan sonra hoşlandığım beyfendiye asla bakmıyorum. eğer bana bakıyorsa her seferinde ona bakan kız arkadaşlarımın hepsini, bir kısmını ya da sadece birini görüyor. ona bakmayan tek kişi kim? benim.
kızlar bana diyor işte şuna bir bak bana bakıyor mu diye, ben de başka adamlara bakıyorum kontrol etmek için. nasıl lanet bir yerde yaşıyorsak kimse hoşlandığı insana bakmıyor, herkes hoşlanmadığı insana bakıyor.
ohaaaa sürekli bakıyor diyorsun mesela ama adam sana mı bakıyor yoksa ona bakan 34 kızdan birine mi bakıyor belli değil. bakıyor işte ortaya, herhalde diyorsun arkadaşa bakıyor. arkadaş gelip ohaaaa sürekli sana bakıyor diyor.
belki sana bakıyor? ne belli.
adam iki fincan ile bahçeye çıkmadan önce fincanı kaldırıp gösteriyor. ben eminim mesela benimle göz göze geldi ama o güne kadar göz göze geldiği diğer 34 arkadaş yine yanımda, öyle olunca kimse gitmiyor. adam elinde iki fincanla bahçeye cıkmış bekliyor.
o yüzden bana gelip civciv ben senden hoşlanıyorum derse tamam derim hoşlanıyor, yoksa asla anlamam.
o yüzden şimdi gidip kızlara şu kişi bana bakıyor mu bi kontrol edin diyorum. o noktadan sonra hoşlandığım beyfendiye asla bakmıyorum. eğer bana bakıyorsa her seferinde ona bakan kız arkadaşlarımın hepsini, bir kısmını ya da sadece birini görüyor. ona bakmayan tek kişi kim? benim.
kızlar bana diyor işte şuna bir bak bana bakıyor mu diye, ben de başka adamlara bakıyorum kontrol etmek için. nasıl lanet bir yerde yaşıyorsak kimse hoşlandığı insana bakmıyor, herkes hoşlanmadığı insana bakıyor.
ohaaaa sürekli bakıyor diyorsun mesela ama adam sana mı bakıyor yoksa ona bakan 34 kızdan birine mi bakıyor belli değil. bakıyor işte ortaya, herhalde diyorsun arkadaşa bakıyor. arkadaş gelip ohaaaa sürekli sana bakıyor diyor.
belki sana bakıyor? ne belli.
adam iki fincan ile bahçeye çıkmadan önce fincanı kaldırıp gösteriyor. ben eminim mesela benimle göz göze geldi ama o güne kadar göz göze geldiği diğer 34 arkadaş yine yanımda, öyle olunca kimse gitmiyor. adam elinde iki fincanla bahçeye cıkmış bekliyor.
o yüzden bana gelip civciv ben senden hoşlanıyorum derse tamam derim hoşlanıyor, yoksa asla anlamam.
devamını gör...
yoruldum
devamını gör...
kadını döven erkek
ağzı burnu bir edilesi erkektir, akabinde bu dövme yetisini kaybedecektir.
devamını gör...
sözlükteki yalnızları birbirine eşlemek
ufaktan güler gibi oldum ama bana lucifer düşerse ne yaparım diye düşünüp gülmedim.
devamını gör...
insanın zoruna giden şeyler
insanların açlıktan intihar ediyor olması ve bunun vebalinin komşularına, tanıdıklarına yıkılıyor olması.
bir vatandaş olarak fakir fukaraya yardım etmek neden benim işim veya vicdani yüküm olsun? o insan neden aç? o insan neden fakir kalıyor? neden işsiz?
bir baba 5000 lira borcu var diye intihar ediyor, “5bin para mı, bir tanıdığına soramamış mı?” oluyor. çocuğuna mama bez alamayan anne intihar ediyor, “sosyal medyadan yardım isteyememiş mi?” oluyor. vatandaş vatandaşa nasıl yardım etsin, herkes kendi derdinde. ki zaten zorunda da değil yardım etmek. devlet neden var?
iki kuruş, bir lokma ekmek için insanların canına kıyması çok zoruma gidiyor. hepimizin de zoruna gidiyordur. zoruna gitmeyenlerse devlet yönetiminde. çürük kokuyor bu ülke çürük.
bir vatandaş olarak fakir fukaraya yardım etmek neden benim işim veya vicdani yüküm olsun? o insan neden aç? o insan neden fakir kalıyor? neden işsiz?
bir baba 5000 lira borcu var diye intihar ediyor, “5bin para mı, bir tanıdığına soramamış mı?” oluyor. çocuğuna mama bez alamayan anne intihar ediyor, “sosyal medyadan yardım isteyememiş mi?” oluyor. vatandaş vatandaşa nasıl yardım etsin, herkes kendi derdinde. ki zaten zorunda da değil yardım etmek. devlet neden var?
iki kuruş, bir lokma ekmek için insanların canına kıyması çok zoruma gidiyor. hepimizin de zoruna gidiyordur. zoruna gitmeyenlerse devlet yönetiminde. çürük kokuyor bu ülke çürük.
devamını gör...
sosyoloji bölümünde okumak
sosyologlar için biçilmez kaftan olan bir toplumumuz var, hak ettikleri değeri görememeleri üzücü.
devamını gör...
renkli mahlasın çok pahalı olduğu gerçeği
hem pahalı hemde online listesinde xenon far yakan araba gibi gözüküyor.
meraklısı için hoş olabilir neyse.
meraklısı için hoş olabilir neyse.
devamını gör...
psikolojik sağlık
sağlığımızın ne kadar değerli olduğunu ancak yaşadığımız kötü şeylerle anlayabiliyoruz.
bu, hiç üzülmemek, sinirlenmemek, endişelenmemek değildir. hayatımızda bazen molalara ihtiyaç vardır. durup dinlenmemiz gerekir ki, hayata daha sağlıklı devam edebilelim.
nasıl ki her bebek önce emekler, sürünür, düşer ve sonra yürür. düşe kalka öğrenmekte böyle değil midir?
bu, hiç üzülmemek, sinirlenmemek, endişelenmemek değildir. hayatımızda bazen molalara ihtiyaç vardır. durup dinlenmemiz gerekir ki, hayata daha sağlıklı devam edebilelim.
nasıl ki her bebek önce emekler, sürünür, düşer ve sonra yürür. düşe kalka öğrenmekte böyle değil midir?
devamını gör...
duvarlar kadar
bugün tanıştık kendisiyle çok sevdim çok sıcakkanlı biri.* iyi ki gelmiş bu sözlüğe hiç gitmez yazmaya devam eder umarım. edebiyat sever biri de galiba en sevdiğim.
devamını gör...
türklerin öğrenemediği şeyler
yöneticilerin gelip geçici olduğu, devletin değil milletin kutsal olduğu çünkü devleti oluşturan şeyin millet olduğudur. devleti çok büyük görürüz. bunları öğrenmemiz gerekir.
devamını gör...
şu yaşa kadar hiç yapılmayan şeyler
hiç çırılçıplak yüzmedim.
devamını gör...
aşk için yapılan fedakarlıklar
ilk okulda sevdiğim kızın montunun üstüne asardım montumu ki onunki pislenmesin diye.
devamını gör...
düdüklü tencere
annem hic almadi ve kullanmadi, ben de hic almadim ve kullanmiyorum. “anasina bakip kizini al” deyimi en cok bu konuda gecerli olmustur. *
devamını gör...
antik mısırlıların bir kez olsun pc oyunu oynayamamış olması
ara ara aklıma gelen korkunç derecede kötü gerçekliktir. sen ki koskoca matematiği, geometriyi vs. bul. ama yine de gidip pc oyunu oynayama. insan düşündükçe kahroluyor.
devamını gör...
sözlük tutulsun diye tanım yazmak
bundan yıllar evvel görev yaptığım doğu anadolu'da bir şehre migros açılmıştı. migros dediysem öyle büyük bir şey sanmayın. 2m'di ve kış şartlarından dolayı ikmal zor olduğundan çok çeşit de yoktu. yine de çok sevinmiştim açıldığına. sadece bir kavşağında trafik ışığı olan şehre migros açılınca sanki vizontele gelmiş gibi sevinmiştim. ne de olsa medeniyet demekti migros (ne alakası varsa), bu şehrin de diğerleri gibi olduğunun, dünyayla bağlantı kurduğunun göstergesiydi. sıkıldığımda gidip gezebileceğim, kendimi her zamanki ortamımın dışında hissedebileceğim özel bir yerdi.
sonra fark ettim ki çok satış yapamıyordu migros. aynı veya yakın apartmanlarda oturduğumuz tamamı yabancı ve geçici insanlar dışında kimse gitmiyordu bu markete. şehrin yerlileri ihtiyaçlarını hala tanıdıkları kasaptan, manavdan alıyordu. işte ben bundan sonra hergün migros'a gitmeye başladım. bazen ihtiyaç olmadığı halde bir sürü lüzumsuz şey alıyordum. koca migros'u kurtaramayacağımın farkındaydım ya yıkılası kapitalizm az da olsa alışveriş yapılırsa yaptığı yatırımı çöpe atmaz diye düşünüyordum. sonra ayrıldım o şehirden migros'a ne oldu bilmiyorum.
kafa sözlükle ilgili de benzer bir hissiyat içindeyim bir süredir. bu entry'i gören arkadaşlar belki inceler, en alakasız başlıklara kısa da olsa tanım yazmaya çalışıyorum. gündemde aylar önceki başlıkları görmekten kaygılıyım. bir el atın arkadaşlar, kapanmasın bu sözlük. çok soğuk ve her açıdan kurak bir şehirde, donmuş hazır tatlıları incelerken tanışılan bir güzelle yapılan hoş sohbetlerin tadı kaybolmasın.
sonra fark ettim ki çok satış yapamıyordu migros. aynı veya yakın apartmanlarda oturduğumuz tamamı yabancı ve geçici insanlar dışında kimse gitmiyordu bu markete. şehrin yerlileri ihtiyaçlarını hala tanıdıkları kasaptan, manavdan alıyordu. işte ben bundan sonra hergün migros'a gitmeye başladım. bazen ihtiyaç olmadığı halde bir sürü lüzumsuz şey alıyordum. koca migros'u kurtaramayacağımın farkındaydım ya yıkılası kapitalizm az da olsa alışveriş yapılırsa yaptığı yatırımı çöpe atmaz diye düşünüyordum. sonra ayrıldım o şehirden migros'a ne oldu bilmiyorum.
kafa sözlükle ilgili de benzer bir hissiyat içindeyim bir süredir. bu entry'i gören arkadaşlar belki inceler, en alakasız başlıklara kısa da olsa tanım yazmaya çalışıyorum. gündemde aylar önceki başlıkları görmekten kaygılıyım. bir el atın arkadaşlar, kapanmasın bu sözlük. çok soğuk ve her açıdan kurak bir şehirde, donmuş hazır tatlıları incelerken tanışılan bir güzelle yapılan hoş sohbetlerin tadı kaybolmasın.
devamını gör...
burçlarla ilgili az bilinenler
ben de iyi bir insanım gerçekten. *
burç: ikizler
yükselen: ikizler
burç: ikizler
yükselen: ikizler
devamını gör...
insanın yaratılış amacı
allah ben bir hazineydim keşfedilmek istedim diyor. baktığınızda bütün canlılarda onun izine rastlamak mümkündür. yaratıcı böylece kendini görüp anlayabiliyor. bu sebeple kendi zerrelerinde oluşan bu canlılar yine kendi büyüklüğü, azameti ve şiddeti karşısında bölünerek ve parçalanarak yok olurlar. böylece kendi azametini ve büyüklüğünü yine kendisi seyretmiş olur. canlılar arasında bu olağanüstü olayı keşfedebilcek tek canlı insandır. yani bazılarıdır. böylece insanlara irade ve seçme özgürlüğü vererek tekrar kafaları karıştırır. bunun yanında bazı ipuçları gönderir. olayın özeti ilk yaratılışta adem ve havva değil bütün mahlukatın yaratılmasıdır. ancak bu kez hikaye en başa döner ve her şey anlamsızlaşır. ışte bunun için zaman ile sınanır ve sınırlandırılırız. böylece sonsuz gücümüze bir engel koyar. ışte biz bu sonsuz kudretin baş mimarınının yaratılan, sonra yok edilen ve tekrar yaratılıp sonsuzluğa gönderilen zerreleriyiz.
devamını gör...
kedi
ihtiyaç duyduğumuz masumiyeti eşsiz şekilde temsil eden dostlarımız. iyi ki varlar.
devamını gör...

