şahin akdemir
marmaris’te yangın söndürme çalışmalarına gönüllü olmuş henüz 20 yaşında gencecik bu vatanın evladı. dünden beri çıkan yangınlara, yitip giden her bi’ canlıya ve kül olan yerleşim yerlerine içim giderken şahin’in acı haberi bardağı taşıran son damla oldu. göz yaşlarıma hakim olamadım. orda hiç olmayabilirdi. bu duruma diğerleri gibi kayıtsız kalıp hayatına devam edebilirdi. o yangın çalışmalarını sürdüren itfaiyecilere içilebilir su taşımayı kendisine görev edindi. şimdi ondan geriye kalan kenarı yanmış kimlik kartı ve son bi söz. “su taşımaya devam, yangıncılara su taşıyacağız yine, allah hayırlarımızı kabul eylesin”

ruhu şad olsun. sevenlerine sabır dilerim. umarım adın yaşatılır.
ruhu şad olsun. sevenlerine sabır dilerim. umarım adın yaşatılır.
devamını gör...
teşekkür etmek
kullanımıyla ufak bir kelebek etkisi oluşturabilecek, yapılan bir iyiliğe karşı duyulan gönül borcunu ve hoşnutluğunu sözle ifade etme cümlesidir.
devamını gör...
henry kanunu
henry kanunu (henry's law), bir gazın kısmi basıncının arttıkça, çevredeki sıvılarda daha büyük bir miktarın çözüldüğünü belirtir. dalgıçların kontrolsüz yükselmesi sırasında çeşitli semptomların meydana gelmesinin temel fiziki yasası olarak kabul edilir.
devamını gör...
wolfgang amadeus mozart
“tanrının sesi”
herhalde hayatı hakkında en çok yanlış bilgi verilmiş kişidir. peki ama nereden çıktı bu uydurma tarih? yoksulluk içinde yaşadığı, alkolik derecede içtigi, kimsesizler mezarlığına gömüldüğü vs.
tüm bu yanlış bilgilerin temelinde o ünlü tiyatro müzikali ve sonrasında yapılan film vardır. (bkz: amadeus)
wolfgang amadeus mozart’ın hayatını konu alan 1984 yapımı filmdir. bir film olarak bakıldığında çok iyidir.
ilk olarak tiyatro eseri olarak sahneye konulmuştur. bir mozart hayranı olan ingiltere kraliçesi, oyunun yazarı peter shaffer’e;
“bu mozart değil! sizin bunu yapmaya hakkınız yok” diyerek sağlam giydirmiştir.
ancak oyun o kadar beğenilmiştir ki, ülkemizde de defalarca sahnelenmiştir. nisan ayında oyun istanbul’da tekrar sahnelenecek. okan bayülgen’ in mozart’ı, selçuk yöntem’in antonio salieri’ yi canlandırgı oyunu izlemeyi çok isterim.
asıl kıyamet filmden sonra kopar.
nedeni ise film, tarihi hatalarla doludur ve bu bilerek yapılmıştır. oyunun yazarı, filminde senaryosunu yazmış peter shaffer’dir.
tarihi kesitler anlatan filmler genelde hatalarla doludur. çünkü sinema, kurgu işidir. aksi halde zaten film değil, belgesel olurlar. tarih, film ya da dizilerden öğrenilmez. okumak gerekir.
özellikle sanat tarihi uzmanları, filmin gerçeği yansıtmadığını, tarihi gerçeklerin saptırıldığını belirtmişlerdi.
müzikal ve film; mozart’ın ömrünün son 10 yılını geçirdiği viyana günlerini anlatır. (25 yaşına kadar doğdugu şehir salzburg’da yaşamıştır.)
müzikal ve film bu ya! bir kötü karakter gereklidir. bu rol ünlü besteci salieri’ye verilmiştir. film ve tiyatro oyunu boyunca mozart’a düşmanlık beslemiş ve türlü oyunlar yapmıştır. oysa gerçekte olan salieri, mozart’a destek olmuş, onu viyana’da aristokrasi ile tanıştırmış yakın dostudur.
mozart yaşadığı dönemde en çok kazanan müzisyendi. yoksulluk içinde yaşadığı doğru değildir. ancak ömrünün son zamanlarında maddi sıkıntılara girmişti.
nedeni ise, osmanlı’nın viyana kuşatmasıdır. aristokrasi viyana’dan ayırılır, savaş hazırlıkları yapılır. mozart uzunca bir dönem konser veremez, opera sahneleyemez. borçlu olarak ölür. ancak hiç bir zaman yokluk içinde yaşamamıştır. tam aksine, hizmetçiler, atlı arabalar, özel uşakları olan biriydi. ama filmde ve oyunda dram yaratmak için yoksul olarak verilmiş.
avusturyalılar, mozart için “ o tanrının sesiydi. inanılmaz bir dahi ama biraz da deliydi” derler. tanrının sesi benzetmesi, ölümünden sonra 19. yy. yapılmıştır. ama filmde, yaşarken bu söz kullanılır.
en çok hata ise ölümü ve cenazesi hakkındadır. o dönem avrupada veba salgını vardır. ancak mozartın bu nedenlemi öldügü bilinmemekte. son günlerinde rahatsızlanır ve hastaneye gider. ancak veba teşhisi değil, romatizmal sorun denir. son 2 hafta boyunca yüksek ateş, halsizlik yaşar. annesi, çok sevdigi kız kardeşi ve eşinin anılarında, vebadan tek kelime edilmemiştir. dolayısıyla ölüm sebebi net olarak bilinmemekte.
cenaze töreni viyana’nın en büyük katedrali “aziz stephan dom” da yapılır. mozart, viyanalılar tarafından tanınan ve sevilen birisidir. ancak o dönem kral ll. joseph tarafından, salgın için alınan önlemler vardır. aristokratlar şehir mezarlığında kendilerine ait mezara, avamlar ise toplu mezara gömülürlerdi. mozart, orta halli bir müzisyen ailenin çocuğudur ve avamdır. o dönem cenaze törenleri sonrası, cenazeler viyana surlarına kadar getirilir ve burada mezarcılara verilirdi. aile define katılamazdı. burada açılan toplu mezarlara gömülme işlemi yapılırdı. kısa bir süre sona mozart’ın gerçek değeri anlaşılmıştır. o bir dahidir. eşi constanze, mezarı bulmak için uğraşmışsada nafile. çünkü, mozart’ında içinde oldugu toplu mezara mozart’ın ölmünden sonrada binlerce kişi gömülmüştür.
buraya filmde ve oyunda ki yanlışlıkları tek tek yazmayacağım. çünkü ben filmi beğenmiştim. izleyin derim. ama asıl tiyatro oyununu görmek gerekir.
sözlerimizi mozart’ ın ünlü eseri "rondo alla turca" ile bitirelim. türk marşı diye bilinen eser aslında yanlış çeviri kurbanıdır.
rondo, dans demektir. alla turca ise türk usulü. sonatın gerçek anlamı “ türk usulü dans”dır. ancak bu şahane sonata avrupada “türkish march” denir. ve bu şekilde türkçeye çevrilir.
avusturyalılar tarafından dünyada mozart eserlerini en iyi yorumlayan müzisyenlerden biri ise fazıl say olarak gösterilir.
amadeusagider
herhalde hayatı hakkında en çok yanlış bilgi verilmiş kişidir. peki ama nereden çıktı bu uydurma tarih? yoksulluk içinde yaşadığı, alkolik derecede içtigi, kimsesizler mezarlığına gömüldüğü vs.
tüm bu yanlış bilgilerin temelinde o ünlü tiyatro müzikali ve sonrasında yapılan film vardır. (bkz: amadeus)
wolfgang amadeus mozart’ın hayatını konu alan 1984 yapımı filmdir. bir film olarak bakıldığında çok iyidir.
ilk olarak tiyatro eseri olarak sahneye konulmuştur. bir mozart hayranı olan ingiltere kraliçesi, oyunun yazarı peter shaffer’e;
“bu mozart değil! sizin bunu yapmaya hakkınız yok” diyerek sağlam giydirmiştir.
ancak oyun o kadar beğenilmiştir ki, ülkemizde de defalarca sahnelenmiştir. nisan ayında oyun istanbul’da tekrar sahnelenecek. okan bayülgen’ in mozart’ı, selçuk yöntem’in antonio salieri’ yi canlandırgı oyunu izlemeyi çok isterim.
asıl kıyamet filmden sonra kopar.
nedeni ise film, tarihi hatalarla doludur ve bu bilerek yapılmıştır. oyunun yazarı, filminde senaryosunu yazmış peter shaffer’dir.
tarihi kesitler anlatan filmler genelde hatalarla doludur. çünkü sinema, kurgu işidir. aksi halde zaten film değil, belgesel olurlar. tarih, film ya da dizilerden öğrenilmez. okumak gerekir.
özellikle sanat tarihi uzmanları, filmin gerçeği yansıtmadığını, tarihi gerçeklerin saptırıldığını belirtmişlerdi.
müzikal ve film; mozart’ın ömrünün son 10 yılını geçirdiği viyana günlerini anlatır. (25 yaşına kadar doğdugu şehir salzburg’da yaşamıştır.)
müzikal ve film bu ya! bir kötü karakter gereklidir. bu rol ünlü besteci salieri’ye verilmiştir. film ve tiyatro oyunu boyunca mozart’a düşmanlık beslemiş ve türlü oyunlar yapmıştır. oysa gerçekte olan salieri, mozart’a destek olmuş, onu viyana’da aristokrasi ile tanıştırmış yakın dostudur.
mozart yaşadığı dönemde en çok kazanan müzisyendi. yoksulluk içinde yaşadığı doğru değildir. ancak ömrünün son zamanlarında maddi sıkıntılara girmişti.
nedeni ise, osmanlı’nın viyana kuşatmasıdır. aristokrasi viyana’dan ayırılır, savaş hazırlıkları yapılır. mozart uzunca bir dönem konser veremez, opera sahneleyemez. borçlu olarak ölür. ancak hiç bir zaman yokluk içinde yaşamamıştır. tam aksine, hizmetçiler, atlı arabalar, özel uşakları olan biriydi. ama filmde ve oyunda dram yaratmak için yoksul olarak verilmiş.
avusturyalılar, mozart için “ o tanrının sesiydi. inanılmaz bir dahi ama biraz da deliydi” derler. tanrının sesi benzetmesi, ölümünden sonra 19. yy. yapılmıştır. ama filmde, yaşarken bu söz kullanılır.
en çok hata ise ölümü ve cenazesi hakkındadır. o dönem avrupada veba salgını vardır. ancak mozartın bu nedenlemi öldügü bilinmemekte. son günlerinde rahatsızlanır ve hastaneye gider. ancak veba teşhisi değil, romatizmal sorun denir. son 2 hafta boyunca yüksek ateş, halsizlik yaşar. annesi, çok sevdigi kız kardeşi ve eşinin anılarında, vebadan tek kelime edilmemiştir. dolayısıyla ölüm sebebi net olarak bilinmemekte.
cenaze töreni viyana’nın en büyük katedrali “aziz stephan dom” da yapılır. mozart, viyanalılar tarafından tanınan ve sevilen birisidir. ancak o dönem kral ll. joseph tarafından, salgın için alınan önlemler vardır. aristokratlar şehir mezarlığında kendilerine ait mezara, avamlar ise toplu mezara gömülürlerdi. mozart, orta halli bir müzisyen ailenin çocuğudur ve avamdır. o dönem cenaze törenleri sonrası, cenazeler viyana surlarına kadar getirilir ve burada mezarcılara verilirdi. aile define katılamazdı. burada açılan toplu mezarlara gömülme işlemi yapılırdı. kısa bir süre sona mozart’ın gerçek değeri anlaşılmıştır. o bir dahidir. eşi constanze, mezarı bulmak için uğraşmışsada nafile. çünkü, mozart’ında içinde oldugu toplu mezara mozart’ın ölmünden sonrada binlerce kişi gömülmüştür.
buraya filmde ve oyunda ki yanlışlıkları tek tek yazmayacağım. çünkü ben filmi beğenmiştim. izleyin derim. ama asıl tiyatro oyununu görmek gerekir.
sözlerimizi mozart’ ın ünlü eseri "rondo alla turca" ile bitirelim. türk marşı diye bilinen eser aslında yanlış çeviri kurbanıdır.
rondo, dans demektir. alla turca ise türk usulü. sonatın gerçek anlamı “ türk usulü dans”dır. ancak bu şahane sonata avrupada “türkish march” denir. ve bu şekilde türkçeye çevrilir.
avusturyalılar tarafından dünyada mozart eserlerini en iyi yorumlayan müzisyenlerden biri ise fazıl say olarak gösterilir.
amadeusagider
devamını gör...
112224448
nicki hep matematik bilgimi sınar gibi, ama #305111 no’lu tanımıyla sonunda aradığım kafa dengi yazarı buldum dediğim yazarımız. herkes bilmez bunu, ayrı bir damak zevki ister.*
tanımları forumsallıktan uzak ve bol olsun.*
tanımları forumsallıktan uzak ve bol olsun.*
devamını gör...
insanı yoran şeyler
anket başlıkları.
devamını gör...
yeni biriyle tanışmak
çok sevdiğim eylem.sadece bi insan değil yeni bi hayat tanıyosun.hayatta keşfetmekten daha güzel ne var ki.
devamını gör...
kist hidatik
ekinokok ailesinden tenya tipi parazitlerin yol açtığı bir hastalıktır. esasında kedi, köpek, kurt gibi hayvanların bir hastalığı olup ara konak olarak insanlara bulaşabilir. özellikle evcil hayvan besleyen ınsanlar hayvanlarının anüs bölgesindeki kıllara yapışan yumurtaların alınması ile hastalık riski altındadır. parazitler karaciğere yerleşir ve cerrahi müdahele dışında bir tedavi şansı düşüktür.
dolayısıyla özellikle evcil hayvan besleyen sevgili yazarlar , haynvanlarınızın rutin paraziter ilaç uygulamaları onların sağlığı açısından olduğu kadar sizin sağlığınız açısından da oldukça önemlidir. ıhmal edilmemesi gerekir.
dolayısıyla özellikle evcil hayvan besleyen sevgili yazarlar , haynvanlarınızın rutin paraziter ilaç uygulamaları onların sağlığı açısından olduğu kadar sizin sağlığınız açısından da oldukça önemlidir. ıhmal edilmemesi gerekir.
devamını gör...
depresif yazar tanımlarındaki gizemli o
zamir olan o'dur. "düşün ki o bunu okuyor"daki o'dur. tanım sahibi depresif yazarın geçmişinde bir adı batasıca adıldır. çoğu zaman hayırsızın, itin, serserinin tekini refere eder ama bazen de iyi çocuktur bu "o", bazen.
fakat hapsolması gereken birkaç metrekare kalebodur döşeli alandan taşıp ilgisiz başlıklara da damlıyor bu o. söz gelimi portakal sıkacağı başlığında "bana o'nu hatırlatandır" tanımı görülebilme imkanı oluyor ya da luke skywalker'ın poposunda kurt kaynaması gibi hayali bir başlıkta "bana o'nun poposunu özletendir" dramıyla karşılaşmamız her zaman ihtimal dahilinde olabiliyor.
yine de insan üzülüyor. bir "o" var ki içimizden, kafa sözlük ailesinden birini derinden etkilemiş, hırpalamış, üzmüş. şerrrepsiz o çocuk ki yıkmış viran etmiş gönülleri. gözlerim doluyor yemin ederim. peçete verinele.
fakat hapsolması gereken birkaç metrekare kalebodur döşeli alandan taşıp ilgisiz başlıklara da damlıyor bu o. söz gelimi portakal sıkacağı başlığında "bana o'nu hatırlatandır" tanımı görülebilme imkanı oluyor ya da luke skywalker'ın poposunda kurt kaynaması gibi hayali bir başlıkta "bana o'nun poposunu özletendir" dramıyla karşılaşmamız her zaman ihtimal dahilinde olabiliyor.
yine de insan üzülüyor. bir "o" var ki içimizden, kafa sözlük ailesinden birini derinden etkilemiş, hırpalamış, üzmüş. şerrrepsiz o çocuk ki yıkmış viran etmiş gönülleri. gözlerim doluyor yemin ederim. peçete verinele.
devamını gör...
kitap yazmak
iki romanı bir öykü kitabı ve pek çok taslağı olan biri olarak kitap yazanlara ya da yazmak isteyenlere biraz tavsiye vereceğim. tanım nerede diyen olursa onları da kırmayacağım.
kitap yazmak bir disiplin işidir. kitap içinde kullanmayacak olsanız bile hergün iki bin kelime yazmalısınız. yetenekten çok sabır işidir.
kitabı neden yazdığınız çok önemli. eğer parayı bulup işe gitmemekse amaç bu imkansıza yakın.
diyelim ki yazdınız kitabı bitti diyorsunuz aslında iş yeni başlıyor. yazdıklarınızın yüzde kırkını silip atmalısınız. çünkü pek çok gereksiz şey yazdınız fark etmeden. bir cümle hikayeyi ileri götürmüyor bir çatışma yaratmıyorsa gereksizdir. silin ve atın. bir ay taslağınıza ellemeyin. bir ay sonra tekrar okuyunca eklemek ve çıkarmak istediğiniz yerler olacaktır.
hikayenin başına bir şey eklerseniz tüm hikayeyi baştan sona tekrar yazmak zorunda kalacaksınız. bu döngüyü beş altı kez tekrarlamadan bu kitap bitmiş sayılmaz. sonra güvendiğiniz üç dört kişiye okutup onların eleştirilerini düzenleyin. eğer eleştirmiyor harika falan diyorsa bir daha ona kitap taslağı göndermeyin.
kitabı yazdınız şimdi ne olacak kısmını başka bir başlıkta çok detaylı anlatacağım ama çaylak olduğum için başlık açamıyorum. uygun bir başlık da bulamadım.
kitap yazmak sabır isteyen çok keyifli bir eylemdir.
kitap yazmak bir disiplin işidir. kitap içinde kullanmayacak olsanız bile hergün iki bin kelime yazmalısınız. yetenekten çok sabır işidir.
kitabı neden yazdığınız çok önemli. eğer parayı bulup işe gitmemekse amaç bu imkansıza yakın.
diyelim ki yazdınız kitabı bitti diyorsunuz aslında iş yeni başlıyor. yazdıklarınızın yüzde kırkını silip atmalısınız. çünkü pek çok gereksiz şey yazdınız fark etmeden. bir cümle hikayeyi ileri götürmüyor bir çatışma yaratmıyorsa gereksizdir. silin ve atın. bir ay taslağınıza ellemeyin. bir ay sonra tekrar okuyunca eklemek ve çıkarmak istediğiniz yerler olacaktır.
hikayenin başına bir şey eklerseniz tüm hikayeyi baştan sona tekrar yazmak zorunda kalacaksınız. bu döngüyü beş altı kez tekrarlamadan bu kitap bitmiş sayılmaz. sonra güvendiğiniz üç dört kişiye okutup onların eleştirilerini düzenleyin. eğer eleştirmiyor harika falan diyorsa bir daha ona kitap taslağı göndermeyin.
kitabı yazdınız şimdi ne olacak kısmını başka bir başlıkta çok detaylı anlatacağım ama çaylak olduğum için başlık açamıyorum. uygun bir başlık da bulamadım.
kitap yazmak sabır isteyen çok keyifli bir eylemdir.
devamını gör...
normal sözlük'ün aktrolleri
bir adet fişleme başlığıdır. listeye yazdığın adamların samimi bir şekilde inanarak mı o fikirleri savunduğu, yoksa art niyetli hareket edip trollük mü yaptığı konusunda emin olabilecek misin yakışıklı?
he diyorsan ikisi de benim için aynı, sen o güruhtan daha tehlikelisin dostum.
(bkz: kutuplaştırma)
he diyorsan ikisi de benim için aynı, sen o güruhtan daha tehlikelisin dostum.
(bkz: kutuplaştırma)
devamını gör...
mansur yavaş’ın tüm makam araçlarını satma kararı
akp'li belediyelerdeki/kurumlardaki "makam sahibi" şahıslar da neden bana y marka araba yolladınız ancak x marka araba benim totoma layık olabilir diye ortalığı ayağa kaldırıyor. aradaki fark işte görüldüğü üzere. anlatmaya gerek yok.
devamını gör...
sheehan sendromu
doğum sırasında kaybedilen anormal kan kaybına bağlı derin hipotansiyon ve şoka bağlı akut hipofizer nekrozdur.
ilk görülen bulgu lastasyonun(süt salınımı) azalır.
aksiller ve pubik kılllar dökülür, en sık rastlanan eksiklikler büyüme hormonu ve gonadotropinler(fsh,lh) olur. ayriyeten hipotiroidizm görülür.
sekonder amenore(adet görememe) nedenlerinden biridir.
tedavisi genellikle kortikosteroid ve levetiron kombinesidir.
ilk görülen bulgu lastasyonun(süt salınımı) azalır.
aksiller ve pubik kılllar dökülür, en sık rastlanan eksiklikler büyüme hormonu ve gonadotropinler(fsh,lh) olur. ayriyeten hipotiroidizm görülür.
sekonder amenore(adet görememe) nedenlerinden biridir.
tedavisi genellikle kortikosteroid ve levetiron kombinesidir.
devamını gör...
100 kadın içinden ortalama üstü güzeliğe sahip kadın oranı en yüksek ırk
bu güzellik kavramını kim nasıl belirliyor. neye göre güzel, kime göre güzel.
çok makyaj yapan mı güzeldir, hiç yapmayan mı. renkli gözlü mü olması gerekir sizin bir kadına güzel demeniz için. etine dolgun kadınlar mı güzeldir yoksa oklava gibi incecik olanlar mı. bıyığın bir kadına yakışmadığına kim karar vermiş.
çok makyaj yapan mı güzeldir, hiç yapmayan mı. renkli gözlü mü olması gerekir sizin bir kadına güzel demeniz için. etine dolgun kadınlar mı güzeldir yoksa oklava gibi incecik olanlar mı. bıyığın bir kadına yakışmadığına kim karar vermiş.
devamını gör...
gereğinden fazla abartılan kitaplar
oğuz atay tutunamayanlar
devamını gör...
semaver
okuduğuma pişman olduğum nadir kitaplardan birisi kendisi. haksızlık etmeyeyim diye teker teker kitaptaki tüm öyküleri okudum, semaver ve birkaç öykü dışındaki öyküler bana pek kaliteli gelmedi açıkçası. kitabın içinde cinsiyetçi ifadeler vardı, yüzümü ekşiten kısımları bulunduğunu çok iyi hatırlıyorum. öykülerin bazılarının giriş ve sonuç kısmı bana alakasız geldi, tatmin etmedi, “yaa ben şimdi ne okudum?” dedirtti. yazarın ilk öykü kitabıymış, kitabın kalitesiz gelmesinin sebebi bu olabilir. bir daha sait faik abasıyanık’ın yazdığı bir kitaba para verir miyim, pek sanmıyorum. yazara karşı bende önyargı oluşturdu bu kitap. okunmasını pek öneremeyeceğim ne yazık ki.
devamını gör...
konaklı ağa dizisi çekmek
komedi dizisi istiyoruz ama kaliteli olanından.
devamını gör...
tam kapanmada kafa sözlük'ün hali
sözlük acilen kilitlenmeli. buralar mülteci kampına dönecek..
devamını gör...

