hadii istek atın oynayalım milenaca
devamını gör...

trabzon tevfik serdar anadolu lisesi öğretmeni olan osman bayrak'ın sosyal medyada paylaştığı beyanı.

#yanındayızerdoğan
#iyikivarsınerdoğan etiketlerini de ihmal etmemiş.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu duruma bu kadar dikkat eden insanlar beni ürkütüyor. size ne yani
devamını gör...

kesinlikle öyledir. evine ekmek götüremeyen insanlar; milyon dolarlık futbolcular, süper zengin kulüp başkanları ve tuzu kuru antrenörleri için bir taraflarını yırtıyorlar her gün.

bununla da yetinmeyip, az elde ettikleri gelirlerinin bir kısmını takımları için harcıyorlar ki futbolcular milyonluk ciplere binmeye devam edebilsinler.
devamını gör...

türkçeye "gerizekalılar" olarak çevrilebilen lars von trier filmi. dogma 95 akımına sadık kalınarak çekildiğinden filmin pek izlenesi olduğunu düşünmüyorum. ama filmin belli başlı kazanımları da mevcut. nitekim lars von trier izlemekteyiz. olmaz olur mu?

devlet kuramıyla alakalı upuzun yazabilirim de fakat temel olarak söylemek istediğim şu: her toplum dayatmış olduğu normlara göre şekillenir, aksi şekilde davranmanın toplumda yeri yoktur.

hikayemizde ise bu normlara bir yandan karşı çıkan ama bir yandan da o normlar içerisinde yaşamakta olan kimseleri görüyoruz. bir grup insan; geri zekalı gibi davranıyorlar. onları taklit ederek eğleniyorlar. açıkçası bir felsefeye sahip olsalar da grup üyeleri pek de bilinçli hareket etmiyor. amaçları eğlenmek. her türlü yasağı çiğneme isteğiyle yanıp tutuşuyor gibi hepsi.

filmdeki orgy sahnesine getirilen eleştirileri haksız buluyorum. filme uygun olmuştu ve illaki gösterilmeliydi bunlar.

ve birçok sahne bize eğlenmekten başka dertleri olmayan insanları gösteriyor. içlerindeki saf aptalı ortaya çıkarmaya oynuyorlar. deli gibi davranıyorlar ve bunun da savunuculuğunu yapıyorlar.

filmin müziği de camille saint-saens'dan: *


puanım: 2,5/5
devamını gör...

immanuel kant'ın kritik der reinen vernunft (kitap) adlı eserinde belirttiği kendi içinde şey olarak çevrilebilen ifadesi. noumenon veyahut numen olarak da adlandırılabilir. bir şeyin kendi içinde barındırdığı gerçekliği ifade eder. bu algımızdan bağımsızdır. * o zaten vardır ve kendi'dir, kendine aittir.

yani: ding* ile o şeyin kendisi birbirinden ayrılır.
devamını gör...

okurken resmen ikizimi buldum dedirtecek kadar aynı düşüncelere sahip olduğumuzu gösteren tanımlar yazan, sohbeti ve kendisi aşırı tatlı bi yazar. kendisinden tek ricam hep yazmaya devam etmesi çünkü ben okumak için sabırsızlanıyorumm *.

umarım hep mutlu olursun sevgili yazar, yüzünden tebessüm hiç eksik olmaz.

not: nickaltına ilk tanımı girme onuruna sahip olduğum için çok çok daha mutlu oldum *.
devamını gör...

cemal safi’nin altın kelebek ödülü aldığı şiiridir.
rüyalarım olmasa
yıldızlara baktırdım fallarda çıkmıyorsun
seni görmem imkansız rüyalarım olmasa
pencereden bakmıyor yollara çıkmıyorsun
seni görmem imkansız rüyalarım olmasa
zor mu geldi kalbinde bana sevgi saklamak
yakıp gittiğin yeri dönüp bir kez yoklamak
değil sabaha kadar seni öpüp koklamak
seni sarmam imkansız rüyalarım olmasa
sevmesem özler miyim seni can pahasına
ne olur bir fırsat ver, beni bir daha sına
adını söyleyemem senden bir başkasına
seni sormam imkansız rüyalarım olmasa
düşlerimde incitsem günlerce uyuyamam
sana değil, saçının bir teline kıyamam
yıllar sonra dönsen de nerde kaldın diyemem
seni kırmam imkansız rüyalarım olmasa
yalvarırım mektup yaz beş dakkanı ayır da
su serp yanan sineme sağlığını duyur da
yaban gülü gibisin dağda, kırda, bayırda
seni dermem imkansız rüyalarım olmasa.

devamını gör...

michelangelo 6 mart 1475 yılında italya, toskana'daki arezzo yakınlarında; günümüzde caprese michelangelo olarak anılan bir köyde doğmuştu. bölgenin idari amirlerinden olan babasının buradaki görevi bitince ailecek floransa'ya dönmüşlerdi. maddi sorunlar yaşadıkları için küçük michelangelo'yu settignano'da yaşayan bir taş ustasının yanına gönderdiler. burada taş ocaklarını sık sık ziyaret eden michelangelo orada çalışanları izliyor, taşlarla oynuyordu. yazacağı sonelerde de değineceği gibi, çocukluk anıları taşlar ve mermerler ile ilgiliydi.

evet, resimleri ve heykelleri ile ünlü olsa da michelangelo, soneler ve şiirler de icra etmişti. kişisel özellikleri itibari ile michelangelo yalnız ve içine kapanık, kendini toplumdan dışlamış bir adamdı. ev içi alışkanlıklarının sefilce olduğunu yazmıştır biyografi yazarı giovio. bir öğrencisine de söylediği üzere ne kadar parası olursa olsun bir fakir gibi yaşardı, sanki yemeklerini zorunluluktan yerdi ve kıyafetleri, çizmeleri ile uyurdu. bunların yanında içinde romantik bir kişilik de barındırıyordu. 300'den fazla sone ve müzik kompozisyonu yazdığı söylenmektedir.

şiirleri hakkında cinsel yönelimine yönelik bazı tartışmalar ve sorular hala devam etmektedir. mesela sanatçı 57 yaşındayken, o zamanlar genç olan tommaso dei cavalieri isimli bir adamla tanışmıştı. ondan çok etkilenmişti. onun fiziksel görüntüsünden, ruhundan ve zihninden etkilenmiştir. ondan yüzyılın ışığı şeklinde bahsetmiş, ve aşkını yaklaşık 30 şiirini cavalieri'ye adayarak bizlere aktarmıştır. tarihçiler bu aşkın platonik olduğunu mu yoksa homoerotik alt metinler içerdiğini mi tartıştılar. fakat zamanla, onun aşkında bir özne olmadığı fikri kabul görmeye başladı.

buna benzer bir diğer aşk arkadaşı da vittoria colonna'idi. kendisi bir asilzade ve şair olan colonna sanatçı tarafından çok sevilmişti. karşılıklı olarak birbirlerine şiirler yazdılar ve mektuplaştılar. michelangelo bu tür duygu yüğklü şiirleri dışında da eserler üretti. farklı sanatçılara, asillere, eserlerine, sanata ve tanrıya... hayatı ile ilgili pek çok konuda şiirler yazmış, kendini ifade etmiştir michelangelo. kendi sanatına nasıl baktığı, sanatı ile tanrı arasında nasıl bir bağ kurduğu şiirlerinde görülür. şiirinde tanrının kendisine karşı acımasız olduğunu da söyler. hem kadınlara hem de erkeklere duyduğu tutkulu hisler de şiirleri ile bize ulaşır.

kısacası şiir, michelangelo için sadece bir uğraş değil bir sanattır. ve bunda da, resim ve heykel sanatındaki yeteneği gibi, ortalama üstüne çıkmıştı. yazdığı şiirler de sanatçı kişiliğinin başarısını bizlere kanıtlamaktaydı. güzellik, yaratılış ve tanrı aşkı. michelangelo'nun elinde, aynı mermer ya da boya gibi; mürekkep de şaheserlere dönüşüyordu.

kaynakça ve daha fazlası: youth-time.eu, michelangelo-gallery.com - bazı şiirleri, arthum.college.columbia.edu - şiirleri hakkında bir makale, wikipedia - michelangelo, wikipedia - tommaso dei cavalieri, .cbc.ca, artrenewal.org, allpoetry.com, publicdomainreview.org - şiirleri, sanatın büyük ustaları - michelangelo, hayalperest yayınevi
devamını gör...

başta sıkça kürt kadınlarının kullandığı ancak bugün hangi ırk ve mezhepten olursa olsun tüm kadınlarımızın kullandığı kürtçe slogandır. anlamı; kadın, yaşam ve özgürlük olan bu üç kelimeyi sıklıkla emekçi kadın dayanışmalarında, kadınlar için yapılan tüm protestolarda sıklıkla duyabilirsiniz. zamanla feminist grupların dilinden herkese yayılın bu sloganı hem sempatizan bir slogan hem de erkek düşmanlığı sanan tek hücreli arkadaşlar için tekrar ediyorum jin jiyan azadi !.
devamını gör...


difenbahya, ağlayan çiçek anlamına gelen bu bitki evlerde çok sık tercih edilen süs bitkilerindendir.ana vatanı güney amerika olan bu bitki tropikal çiçek olarak bilinir.difenbahya, gün ışığını filtrelenmiş şekilde bolca alan evin aydınlık, gölge odalarını sever. yaprakları gün ışığına doğru eğilimde bulunacağından dolayı bitki her ay düzenli olarak ışık yönüne doğru çevrilmelidir.böylece yaprakların yönü ve gelişimi eşit ilerleyecektir. yaprakları üzerinde eğer minik kuruma ya da yaralar gözlemlerseniz bitkinin hoşlanmadığı bir durum söz konusu demektir.
eğer bitki başka bir cisme temas ediyorsa, (duvar gibi)esinti, cereyana maruz kalıyorsa,kalorifer, klima gibi kaynaklara yakın noktalarda ise mutlaka yeri değiştirilmeli ve bu kaynaklardan uzaklaştırılmalıdır.difenbahya’nın toprağı yılda bir defa değiştirilmelidir. ayrıca vitamin ve mineral ihtiyacını karşılayabileceği takviye besinlerden de yararlanırsanız bitki gelişiminde olumlu sonuçlar elde edersiniz. difenbahya’nın sulaması toprak nemi kontrol edilerek toprağın her yeri eşit ıslanacak şekilde yapılmalıdır.suyun dinlendirilmiş olması önemlidir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

okuduğunuz herhangi bir öykünün bir romanın bazı kısımlarında kendi hayatınızdan kesitler bulduktan sonra ya da sizin içinde bulunduğunuz ruh halini size sizden daha iyi anlatan bazen heh işte tam olarak bu dedirten durumdur.

ardından daha bir şevkle okumaya ya da o yazarın başka kitaplarını takip etmeye başlamanız olasıdır.
devamını gör...

kronik hastalıklar.
devamını gör...

haber değeri olmayan olaydır.

zira köpeğin insanı değil, insanın köpeği ısırması haber değeri taşır. taliban yönetiminde bir kadın bakanın olabilme ihtimali bir insanın bir köpeği ısırma ihtimalinden bile daha düşüktür.*
devamını gör...

dizi bizleri, modern futbolun temellerinin atıldığı 19. yüzyılın sonlarına götürüyor. güzel bir dönem dizisi diyebiliriz. the english game için. aslında şu an futbolun nasıl sadece bir spor olarak kalmayıp bir endüstri bir kültür haline geldiğini anlamak için de güzel bir başlangıç noktası diyebiliriz.

hikayemiz bahsetmiş olduğumuz gibi 19. yüzyıl sonlarındaki ingiltere'de geçiyor. futbol o zamanlar oldukça yeni bir spor. ve bu spor aristokratların elinde diyebiliriz. futbolun kurallarını belirleyen federasyon bile özel okul mezunu zenginlerin elinde. yani hem takımları var hem de federasyon kurucuları. işte sınıf çatışması da tam olarak burda başlıyor. aristokratları temsil eden old etonians takımı ve işçileri temsil eden darwen fc ve blacburn rovers takımı.

dizi aslında, futbolun işçi sınıfının işverene karşı bir başkaldırısı olarak ortaya çıkışını gösteriyor. aynı zamanda dünyanın eski futbol organizyonu olan fa cup organizyonunu da dizinin merkezine alıyor. dizi, futbolun geleceğini değiştiren olayın, futbolun işçi sınıfının eline geçmesi olduğunu gösteriyor bizlere.
devamını gör...

küçükken kendime bi çanta hazırlar sadece en sevdiğim eşyaları koyar ve evi terk edeceğimi söylerdim. çocuklar için olan çadırım vardı onu da evin önüne kurup orda yaşayacağımı düşünürdüm. yanii 7 yaşındaysanız evi o kadar terk edebilirsiniz.
devamını gör...

koca
devamını gör...

an-ası-mez-ar-dik-ecek-miş.*
devamını gör...

batı felsefesinin kurucularından sayılan, eski yunan filozofu olan platon tarafından kaleme alınan kısa klasik türündeki eserdir. platon eserinde, zindanda olan ve idam cezası verilen sokrates ile en yakın arkadaşı ve öğrencisi olan kriton'un sokrates'i zindandan kaçırmak ve onu idamdan kurtarmak için gerekli yollları ve ikna çabalarını konu ediniyor. ayrıca kitapta sokrates ve kripton arasında geçen diyaloglarla devlet ve yurttaşlık hakkında da çeşitli noktalara dikkat çekiyor. platon'un kaleme aldığı bu eser sokrates'in sözlü olarak uyguladığı "diyalog" yöntemini yazı biçimine dönüştürdüğü en önemli metinlerden biridir. bazılarına göre sokrates'in savunması'nın devamı niteliğindedir.


insan, hiçbir zaman, bilerek doğruluktan ayrılmamalı mı diyoruz, yoksa kimi durumlarda ayrılabilir de başka durumlarda ayrılamaz mı diyoruz? daha önce birçok kez kabul ettiğimiz ve az önce de söylediğimiz gibi, eğriliğin hiçbir durumda ne iyi ne de güzel olmadığını kabul ediyor muyuz? bir zamanlar bunlar üstünde anlaşırdık da tüm bu ilkeler şu birkaç gün içinde dağılıp gitti mi yoksa?
devamını gör...

dünya edebiyatının dev isimlerinden, bir yazardan daha fazlası olan, faust gibi bir başyapıt yazarak edebiyatı olduğundan daha yüksek bir yere taşıyan johann wolfgang von goethe’nin bu dünyadaki görevini tamamlayıp ayrılmak üzereyken sarf ettiği son sözleridir.

1832 yılında görevinin yapmış olmanın verdiği huzurla dünyadan ayrılmak üzereyken söyler bu sözleri büyük yazar. bu sözlerin fiziksel olarak muhattabı yardımcısıdır aslında.

ancak bazı insanlar ne yaparlarsa yapsınlar, yaptıkları şeyi nasıl ve ne amaçla yaparlarsa yapsınlar ortaya mutlaka bir sanat eseri, üzerinde düşünülecek bir felsefi ve edebi bir şaheser çıkarırlar.

goethe de benim için kesinlikle böyle bir insandır. nietzsche’nin übermensch dediği adamdır o. yazdığı her cümlenin derin bir anlamı olduğunu düşündürür. sanki edebi bir mükemmellik örneğidir büyük yazar.

bunları neden söyledim? çünkü yazar ölmeden önce bu sözleri gözlerindeki görme kaybı yüzünden yardımcısında perdeleri açmasını istediği için söylemişti. sadece dünyayı son kez daha aydınlık görmek için.

ama yazarın bu sözleri edebi ve ilahi ışığın peşinden koşmuş bir yazar için göründüğünden daha da anlamlı bir şeydi aslında.

bazı geceler, eğer dolunay varsa perdelerinizi aralık bırakıp goethe okumayı deneyin bence. yazara borcumuzu belki böyle öderiz.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim