günlük hayatımızda yaptığımız hareketlerin neredeyse tamamından beyinciğimiz sorumludur.
fakat bu hareketleri yapma komutunu veren beyindir yani beynimiz bir işi yapmayı düşünür, emri verir, yürürlüğe koyma işi beyinciktedir.
beynimiz karar merci, beyincik ise o kararı uygulayandır.
peki neden hoşlandığımız kişinin yanında, normalde çok kolay yapabileceğimiz bir şeyi yanlış yaparız?
bunun cevabı beynimizin bu işi gözünde fazla büyütmesidir. hata yapmaktan korktuğu için bütün kontrolü eline almak istiyor ve beyinciğin yaptığı işi de kendisi yapmaya karar veriyor.
halbuki bu senin işin değil sayın beyin.
bırak herkes kendi işini yapsın, sen komutunu ver, beyincik halleder gerisini.
lütfen çok rica ediciim. sonra mağdur oluyoruz.
devamını gör...

"bir sanatçının eserlerinin taklit edilmesiyle yeni bir eser yazma" anlamına gelen pastiş uzun yıllar boyunca ayıp olarak görülmüştür. artık olumsuz eleştirilerden kurtulan pastiş başlı başına bir postmodern yöntem olmuştur. postmodernist romanda taklit, taklidi yapılacak metnin ancak üslubuyla sınırlı kalır yani metnin konusu bu ilişkinin dışında tutulur. dolayısıyla bu yöntem tam olarak taklit sayılamaz yalnızca üslubun taklididir. yöntem; biyografi, otobiyografi, bilimsel metin gibi söylem alanlarına ya da destan, masal, halk hikayesi gibi türlere özgü söyleyiş tarzlarını metnin temel üslubu haline getirmektir. türk edebiyatında bu yöntemi bütüncül bir şekilde uygulayan ilk yazar latife tekin'dir.

latife tekin, köyden göç ederek büyük kent varoşlarında tutunma mücadelesi veren insanları konu edindiği sevgili arsız ölüm ve berci kristin çöp masalları adlı iki romanında sözlü edebiyat türlerinin üsluba yansıyan pek çok özelliğini kullanmıştır. çocukluğunu köyde geçiren yazar çocukluğunun otantik birikiminden de yararlanarak iki romanında da sözlü edebiyat türlerinin üsluba yansıyan pek çok özelliğini kullanmıştır.
devamını gör...

nickim ekşi sözlükten geldiği için oradaki entrymi direkt kopyalıyorum:

ekşi sözlüğü çok okurdum ama yazar olmayı hiç denememiştim.

aşık olduğum kişiyle konuşuyorduk birgün. hadi ekşide yazmaya başlayalım dedi. ama birbirimizin nickini bilmeyecektik. birbirimizi bulabilmek için ortak bir tema bulalım dedik. benim en sevdiğim film la vie d'adele olduğu için bu filmden bir replik koyalım dedim. ikimiz de açtık filmi ilerleye ilerleye uygun nickler aradık. fakat öyle nickler bulmalıydık ki olur da nicki sözlükte görürsek "buldum!" diyebilelim. yani öyle alelade "acıktım" tarzında bir replik de olmamalıydı. benim nickimin hikayesi bu. mavi'nin en önemli sahnelerinden birinde adele söylemişti bu cümleyi. kavga ettiklerinde emma o adam kim diye ısrarla sorunca adele itiraf etmek zorunda kalmıştı. demişti ki "sarhoşken bir kez öpüşmüştük."
devamını gör...

ıstanbuldaki şubesi yanılmıyorsam 3 yıl gibi kısa bi sürede kapandı.galatasaray lisesinin karşısında çok çeşitli menüleri olan güzel mekandı yalnız fiyatları o zamana göre baya pahalıydı.
devamını gör...

-cehennem nedir? sevginin artık imkansız olduğuna dair çekilen bir acıdır.
ne yapsın bu adam.

-her şeyi anlıyorum ve bu beni öldürecek.
ah dosto üzümlü kekim.

-ancak acı çekerek kendimizi bulabiliriz.
yapma etme eyleme dosto.

evet diplere sokuyor fakat kafayı açıyor ve seni o kasvetli karanlıkla aydınlatıyor.
teşekkürler dostoyevski.
devamını gör...

ufaklık ben sana dokunamam ama bana böyle bakan gözlerini de çekmeden duramam..

"dokunmadan sevmek temalı çalışmam"
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

twitter'da önüme çıkan, kelimelerin hiçbir anlamının kalmadı olay. çok aşağılık olaylar okuduk. bu kadar midemi bulandıran, bu kadar canımı sıkan olay son dönemde görmemiştim.

nasıl bir anne, nasıl bir insansınız lan siz? ne istediniz lan el kadar çocuklardan?

bir dinsiz olarak umarım cehennem vardır dedirtiyor bana bu olaylar. umarım vardır.

edit: bu linkte istismarcıların gerekli cezayı alması için bir imza kampanyası var. herkes katılarak destek olabilir.
link
devamını gör...

(bkz: bundan bize ne olması)
devamını gör...

gercekten kendi halinde yazan yazar.
profilini incelediğim de kendine has tanımlarıyla anında kendime yakın hissedip, takibe aldığım, kafa dengim kısacası yazar gibi yazar.
nicki bile yeter bazi şeyleri anlatmaya *
devamını gör...

aşk.*
devamını gör...

(bkz: orhan veli bunu beğenmedi)

ve şu meşhur şiiri yazdı:

beni bu güzel havalar mahvetti,
böyle havada istifa ettim
evkaftaki memuriyetimden
.
tütüne böyle havada alıştım,
böyle havada aşık oldum;
eve ekmekle tuz götürmeyi
böyle havalarda unuttum;
şiir yazma hastalığım
hep böyle havalarda nüksetti;
beni bu güzel havalar mahvetti
devamını gör...

serçeyi güvercinin yavrusu sanmam. hatta 13 yaşına kadar öyle biliyordum.
devamını gör...

tüm pazar sabahlarında izim var, kar kış demeden, yaz sıcağı demeden her pazar sabahına dokunmuş bir rüzgardım ben.
bu sabah son kez esiyor gibiyim, bu gelecek olanı bilemeden öte pes etmenin bir diğer adı.

oysa / oysa ki / en çok denize yakışırdım ben, koca kavağı oyup yeke yapmıştım o en sarı sıcak pazar sabahlarında, içimde "bana kocaman bir ağaç verin size kocaman bir tekne yapayım" coşkusu dolu nefesimle.

o zamanlar nefes alıyordum ben, doğru ya!
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çocukları varsa sürekli çocuklarını övmeleri; anladık aq hepinizin çocuğu bir dahi, bir tony stark...
devamını gör...

bugün benim doğum günüm. gece vakti bunu bir sözlüğe yazmak mı daha üzücü, yoksa 42'ye adım atmak mı karar veremedim be sözlük. hayırlı cumalar hepinize.
devamını gör...

16 temmuz'a kadar, mod mode off takılacak kişi.
tabii ki de elimde cinimle şen kahkahalarınızı dinliyor olacağım.
devamını gör...

minnak kalplerimizi ilk kıranlar. *

küçükken ile hangi yaş kast edilmiş bilemedim ama sıralama yaparak hayranlık beslediğim o güzellikleri hep beraber bir yad edelim istedim.

öncelikle "tsubasa"; yarabbim bir futbol sahası ne kadar büyük olabilir havsalam almazken o koştukça, koştukça ve koştukça bende bir kalp çarpıntısı. hele o kaleye yollanan top ve tam o anda sonlanan bölümler sayesinde epey ter döktüm. *

sonra çelik: "ateşteyim ateşte ateşte aklım gitti bir kıza işte" derken içimde yangınlar büyüten adam. uzun saçlarını savurdukça o, kalbim pır pır. çok severdim çoook. *

son olarak şebnem ferah: canım şebom, onun için 1779 km yol yaptım, rock fastlerden atılıyordum, sabahtan akşama birçok konser kapısında bekledim de hiçbirinden gram pişman değilim. yine olsa yine yaparım. hâlâ ve çooook hayran olduğum tek kadın. *

edit: küçükken aşık olduğumuz ünlülere yaptığım tanım, çocukluğa evrilince birden anlamsız gibi oldu ama benim ruhum hala çocuk klişesinden devam edip öylece bırakıyorum düzenlemeden.
devamını gör...

uygun bir ücret karşılığında notlarınızı kendisine itinayla iletirim yazarı.

çünkü susmuyor efendim, o arada ben de biraz nefes alırım.*
allah bilir bu da kova burcu kadınıdır, allahım güç kuvvet ver bana!

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

not : görsel temsili değildir, keşke öyle olsaydı. *

görsel için de kendisinden izin alınmıştır, gerçi para istedi yayın hakkı için ama yapacak bişi yok. "ay banucum sana ulaşamıyorum " diyen bir daha düşünsün.
devamını gör...

tarihten de dem vurur keza kültür ve sanattanda. sözlükte kaliteli tanımlarıyla keyifle okunan yazarlardandır. yeri gelir geyikte yapar. mahlasını ilk görünce bi çekindim aslında* esprili, sıcak kanlı güzel insan. hep yazsın, hiç yorulmasın, var olsun.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim