simit yiyen martı
bir istanbul klasiği.
vapura simitle binip, bekleyen ilgiye aç martılara simitten atmak ve havada kapmasını izlemek, bazen o simit için kavga edişlerini izlemek, o esnada denizi izlemek. özlenilesi istanbul güzelliklerinden biridir. ahan da özledim gene. bit pandemi bizi bitirmeden.
vapura simitle binip, bekleyen ilgiye aç martılara simitten atmak ve havada kapmasını izlemek, bazen o simit için kavga edişlerini izlemek, o esnada denizi izlemek. özlenilesi istanbul güzelliklerinden biridir. ahan da özledim gene. bit pandemi bizi bitirmeden.
devamını gör...
ne rezalet
paulina flores muhteşem öykü kitabıdır.
her yazarın, aslında her insanın hayatında geçmişten gelen travmalar vardır ve bu travmalar bir şekilde bugünlerine de yansır. bir yazar isteyerek ya da istemeyerek bu travmaları yazdığı satırlara yansıtır. ve siz onun gizli yaralarını cümleler halinde görür, tanır ve o yazarla bir nevi manevi bağ kurarsınız. dostoyevski “ karamazov kardeşler”i yazdıktan sonra bir tür bunalım yaşamış çünkü bu romandaki baba katli hikayesinin nedeninin kendi babasını öldürme isteği olduğunu düşünmüş her zaman içten içe. kafka “ dönüşüm”de gregor samsa’yı babası tarafında fırlatılan bir elmanın öldürmesine izin vererek belki tepesinde dikildiğine inandığı baba figürüne isyan ederken bir yandan da ilk günaha bir atıfta bulunmuştur. jean-louis fournier “ asla kimseyi öldürmedi benim babam” ismini romanına, anlatısına bu ismi annesi yüzünden vermiştir, babasına çok yüklenmemek için.
ben bu öyküleri okurken paulina flores’in de böyle bir dertten mustarip olduğuna ikna oldum. hep gizliden gizliye, bazen de açıkça ortada olmayan, varlığı yokluğu bir baba çıkıp durdu karşıma. ve ne güzel yazmış dedim içimden, ne güzel anlatmış. bu kitabı okumamış olmak ne rezalet!
her yazarın, aslında her insanın hayatında geçmişten gelen travmalar vardır ve bu travmalar bir şekilde bugünlerine de yansır. bir yazar isteyerek ya da istemeyerek bu travmaları yazdığı satırlara yansıtır. ve siz onun gizli yaralarını cümleler halinde görür, tanır ve o yazarla bir nevi manevi bağ kurarsınız. dostoyevski “ karamazov kardeşler”i yazdıktan sonra bir tür bunalım yaşamış çünkü bu romandaki baba katli hikayesinin nedeninin kendi babasını öldürme isteği olduğunu düşünmüş her zaman içten içe. kafka “ dönüşüm”de gregor samsa’yı babası tarafında fırlatılan bir elmanın öldürmesine izin vererek belki tepesinde dikildiğine inandığı baba figürüne isyan ederken bir yandan da ilk günaha bir atıfta bulunmuştur. jean-louis fournier “ asla kimseyi öldürmedi benim babam” ismini romanına, anlatısına bu ismi annesi yüzünden vermiştir, babasına çok yüklenmemek için.
ben bu öyküleri okurken paulina flores’in de böyle bir dertten mustarip olduğuna ikna oldum. hep gizliden gizliye, bazen de açıkça ortada olmayan, varlığı yokluğu bir baba çıkıp durdu karşıma. ve ne güzel yazmış dedim içimden, ne güzel anlatmış. bu kitabı okumamış olmak ne rezalet!
devamını gör...
akustik levitasyon
akustik levitasyon en basit tanımıyla ses dalgaları sayesinde nesnelerin herhangi bir araç kullanmaksızın hareket ettirilmesi ya da kaldırılmasıdır. henüz pratikte olup manyetik levitasyonun yeni versiyonu olarak karşımıza çıksa da bilim adamları gelecekte çok kullanılan ve genellikle insanları havalandırmaya yarayacak bir yöntem olduğunu düşünüyorlar. manyetik levitasyondan farkı ise daha küçük hassas nesneleri bazen de sıvıları kaldırmakta kullanılmasıdır. kullanılan ses dalgaları ise 40 khz olmakla beraber insan işitme sistemine herhangi bir zarar vermemektedir.
alakalı video
alakalı video
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
tosbik diyeyim gönlünü hoş edeyim
beni ağlatmaz paslanmış jiletin
girme araya mundar etmeyeyim
gün benim günüm esip gürleyeyim
beni ağlatmaz paslanmış jiletin
girme araya mundar etmeyeyim
gün benim günüm esip gürleyeyim
devamını gör...
birinden soğumak için nedenler
nankörlük. gerçekten buz gibi oluyorum ve geçmiyor .
devamını gör...
insanların mutsuz olmasının tek sebebi
mutluluğu bir şeye endekslemek.
devamını gör...
sözlük mağazasından alışveriş yapamayan yazarlar
alışveriş yapamıyor demeyelim de ilgisini çeken rozet yokmuş diyelim.
t: rozet konusunda seçici davranan, karma puan biriktiren yazarın beyanıdır.
t: rozet konusunda seçici davranan, karma puan biriktiren yazarın beyanıdır.
devamını gör...
psikolojik harp
kızılderililer kızıl bulut önderliğinde iki yıl boyunca savaşmış ve 1868' de amerikan askerlerini topraklarından kovmuş, kalelerini yakmışlardı. amerika barış istemiş, bu topraklarda hakkı olmadığını kabul etmiş, ama antlaşma için tek bir şart koşmuştu. antlaşma beyaz adamın başkenti washington'da imzalanacaktı. düşmana karşı ezici bir zafer kazanan reisler kendilerinden emindiler ve başkente gitme konusunda bir problem görmediler.
beyaz adamlarla beraber yola çıkan reisler en yakın kasabaya gittiler ve savaşırken saldırdıkları trene bindiler. tren, washington'a kadar her kasabada, her şehirde durdu. kasaba ve şehirlerde yaşayan insanlara, trende vahşi kızılderililerin olduğu haber verilmiş ve onları görmek isteyen müthiş bir kalabalığın oluşması sağlanmıştı. uzun süren yolculuktan sonra nihayet başkente geldiler ama amerikan gösterisi bitmemiş, antlaşma imzalamadan önce görmeleri gereken başka yerlerinde olduğu söylenmişti. deniz kuvvetlerinin gemileri top atışları eşliğinde gezdirildi, kara topçu birlikleri kulakları sağır eden silahları sergilediler. yüksek binalarla dolu kalabalık şehirler gezdirildi.
kızılderililer artık o zafer kazanmış, kendine güvenen insanlar değildi. kendi topraklarında iken sadece ticaret yapan beyazları, kürk avcılarını ve kalelerdeki beyaz askerleri görüyorlar ve eğer kaleleri ele geçirirsek, askerleri öldürür yada kovarsak ülkemizi kurtarırız diye düşünüyorlardı. ama artık görüyorlardı ki kendileri bir ağacın yaprakları kadarsa, beyaz adamlar ormandaki bütün ağaçların yaprakları kadar çoktu ve öldür, öldür bitecek gibi değildi.
bu kadar gösterinin yeterli olduğunu, kızılderililerin istenilen kıvama geldiğini anlayan amerikan yönetimi kızılderililere, eğer barış istiyorlarsa belirlenen rezervasyonlarda yaşamak zorunda olduklarını, çocuklarını okula göndermelerini, bizon avını bırakmalarını... istediler. kızılderililer antlaşmayı mecburen imzaladılar ve başları eğik ülkelerine döndüler.
beyaz adamlarla beraber yola çıkan reisler en yakın kasabaya gittiler ve savaşırken saldırdıkları trene bindiler. tren, washington'a kadar her kasabada, her şehirde durdu. kasaba ve şehirlerde yaşayan insanlara, trende vahşi kızılderililerin olduğu haber verilmiş ve onları görmek isteyen müthiş bir kalabalığın oluşması sağlanmıştı. uzun süren yolculuktan sonra nihayet başkente geldiler ama amerikan gösterisi bitmemiş, antlaşma imzalamadan önce görmeleri gereken başka yerlerinde olduğu söylenmişti. deniz kuvvetlerinin gemileri top atışları eşliğinde gezdirildi, kara topçu birlikleri kulakları sağır eden silahları sergilediler. yüksek binalarla dolu kalabalık şehirler gezdirildi.
kızılderililer artık o zafer kazanmış, kendine güvenen insanlar değildi. kendi topraklarında iken sadece ticaret yapan beyazları, kürk avcılarını ve kalelerdeki beyaz askerleri görüyorlar ve eğer kaleleri ele geçirirsek, askerleri öldürür yada kovarsak ülkemizi kurtarırız diye düşünüyorlardı. ama artık görüyorlardı ki kendileri bir ağacın yaprakları kadarsa, beyaz adamlar ormandaki bütün ağaçların yaprakları kadar çoktu ve öldür, öldür bitecek gibi değildi.
bu kadar gösterinin yeterli olduğunu, kızılderililerin istenilen kıvama geldiğini anlayan amerikan yönetimi kızılderililere, eğer barış istiyorlarsa belirlenen rezervasyonlarda yaşamak zorunda olduklarını, çocuklarını okula göndermelerini, bizon avını bırakmalarını... istediler. kızılderililer antlaşmayı mecburen imzaladılar ve başları eğik ülkelerine döndüler.
devamını gör...
türk gencinin ömrünü mahveden üç şey
malum şahıs
siyasal islam
ekonomi
yazdıkça yazasım geliyor. 3 yetmez ki.
siyasal islam
ekonomi
yazdıkça yazasım geliyor. 3 yetmez ki.
devamını gör...
reklam işinin bokunun çıkması
arkadaş elbette reklam olacak ve çark bir şekilde dönecek ama bir şeye tıklıyorum yukarıdan, aşağıdan ortadan aniden pat pat pat reklam çıkıyor. keyif alamaz oldum artık.
güzel bir uygulama yapılıp, uygun fiyatlı bir reklam engelleme paketi eklenirse güzel olur diye düşünüyorum.
güzel bir uygulama yapılıp, uygun fiyatlı bir reklam engelleme paketi eklenirse güzel olur diye düşünüyorum.
devamını gör...
stanze di raffaello
vatikan müzesi'nde bulunan, neredeyse tamamı raphael tarafından tamamlanmış odalar.
yazar ayrıntılı bilgiyi vermiş zaten, ben gezerken nasıl kafayı yediğimi anlatmaya geldim. müzenin diğer bölümleri yetmezmiş gibi burası da sizi stendhal sendromlarında süründürmeye garantili. insan nereye bakacağını şaşırıyor.
çektiğim resimlerden bir tane de ben iliştireyim.
deliverance of st. peter, heliodorus odasında bulunuyor
yazar ayrıntılı bilgiyi vermiş zaten, ben gezerken nasıl kafayı yediğimi anlatmaya geldim. müzenin diğer bölümleri yetmezmiş gibi burası da sizi stendhal sendromlarında süründürmeye garantili. insan nereye bakacağını şaşırıyor.
çektiğim resimlerden bir tane de ben iliştireyim.

devamını gör...
konuşma şansım olsaydı denilen kitap karakteri
biri de “mardin eden” yazmış. mardinli roman karakteri var mıydı diye düşündüm bir müddet.
devamını gör...
10 yaşındaki çocuğun üzerine kolonya dökülüp yakılması
çocuklarını yamyamlara emanet eden ailelerdir bu gibi vahşetlerin sorumlusu.
devamını gör...
anıtkabir kaça yapıldı biliyor musunuz söylemi
"ingiltere'deki vatikan" ki onu da söyleyememesinden sonra kapattığım videoda bulunan, bir adet ayakkabı numarası ıq değerinden fazla primat'ın sorusu.
devamını gör...