tayyip erdoğan'ın hayvan öldürdün mü sorusu
gerçekten artık saçımı başımı yolmak istiyorum. nasıl bir acımasızlıkla duygusuzlukla mücadele ediyoruz biz? bir insan nasıl böyle bir soru sorup sonra da hehehe diye güler vallahi aklım almıyor artık.
devamını gör...
hannibal barca
kartacalı general.
anlatılana göre babası kendisini roma düşmanı olarak yetiştirmiş ve roma'yı yok edeceğine dair yemin ettirmiştir.
ıı. kartaca-roma savaşları sırasında
(m.ö. 218-202) kartaca ordusunu komuta etmiştir. fillerin de içinde bulunduğu ordusunu kartaca'dan (tunus) ispanya'ya hareket ettirmiş ordan alplere geçirmiştir.
o zamanın şartlarında tahmin edilmesi imkânsızı yapmış, günümüzde bile aşılması zor alpleri ordusu ve filleriyle aşmıştır. ki bu rotada fillerinin ve askerlerinin birçoğunu kaybetmiştir.
roma ordusunun gönderdiği öncü birlikleri kuzey italya'da yenmiş hatta bir lejyonu komutanıyla birlikte toskana ormanları içinde tamamem yok etmiştir.
hannibal italya yarımadasındaki kentleri ele geçirerek roma konfederasyonunu bozmayı amaçlamıştır. birçok kenti ele geçirmiş roma'ya karşı kendi safına geçirmiş veya yakıp yıkarak halkını yok etmiştir. romabu savaşlar sırasında yıkılma aşamasına gelmiştir.
roma çaresiz kaldığı bir anda konsül değiştirerek yavaş yavaş ayağa kalkmış ve kaybettiği kentleri geri almıştır.
roma'yı kuşatan ama alamayan hannibal erzak tükenmesi ve ordusunun da zayıflaması sebebiyle kartaca'ya dönmek durumunda kalmıştır.
202'de zama mevkiinde yapılan savaş büyük bir roma zaferiyle sonuçlanınca, hannibal yeni ittifaklar bulmak umuduyla önce seleukos'un yanına ardından nikomedeia'ya geçmiştir. romalıların nikomedia kralından hannibal'i teslim etmesini istemesi üzerine hannibal intihar ederek ölmüştür.
anlatılana göre babası kendisini roma düşmanı olarak yetiştirmiş ve roma'yı yok edeceğine dair yemin ettirmiştir.
ıı. kartaca-roma savaşları sırasında
(m.ö. 218-202) kartaca ordusunu komuta etmiştir. fillerin de içinde bulunduğu ordusunu kartaca'dan (tunus) ispanya'ya hareket ettirmiş ordan alplere geçirmiştir.
o zamanın şartlarında tahmin edilmesi imkânsızı yapmış, günümüzde bile aşılması zor alpleri ordusu ve filleriyle aşmıştır. ki bu rotada fillerinin ve askerlerinin birçoğunu kaybetmiştir.
roma ordusunun gönderdiği öncü birlikleri kuzey italya'da yenmiş hatta bir lejyonu komutanıyla birlikte toskana ormanları içinde tamamem yok etmiştir.
hannibal italya yarımadasındaki kentleri ele geçirerek roma konfederasyonunu bozmayı amaçlamıştır. birçok kenti ele geçirmiş roma'ya karşı kendi safına geçirmiş veya yakıp yıkarak halkını yok etmiştir. romabu savaşlar sırasında yıkılma aşamasına gelmiştir.
roma çaresiz kaldığı bir anda konsül değiştirerek yavaş yavaş ayağa kalkmış ve kaybettiği kentleri geri almıştır.
roma'yı kuşatan ama alamayan hannibal erzak tükenmesi ve ordusunun da zayıflaması sebebiyle kartaca'ya dönmek durumunda kalmıştır.
202'de zama mevkiinde yapılan savaş büyük bir roma zaferiyle sonuçlanınca, hannibal yeni ittifaklar bulmak umuduyla önce seleukos'un yanına ardından nikomedeia'ya geçmiştir. romalıların nikomedia kralından hannibal'i teslim etmesini istemesi üzerine hannibal intihar ederek ölmüştür.
devamını gör...
ikarus
ikarus, icarus veya ikaros, bir yunan mitolojisi karakteri. girit kralı minos için, minotor'u hapsetmek adına yapılan labirenti yapan usta bir mimar olan daedalus'un iki oğlundan biri. hikayeyi anlatmaya daedalus ile başlayabiliriz aslında. daedalıus gerçekten de başarılı bir mimar, heykeltıraş ve ustaydı. atina'da çalıştığı dönemlerde kendisine yardımcı olan bir yeğeni vardı. kendisinin çırağı olarak işe başlayan yiğeni gerçekten başarılıydı. onun başarısını kıskanan daedalus, onu atina akropolisinden aşağı atmıştı. her ne kadar athena yiğenini bir kekliğe çevirerek kurtarmış olsa da daedalus bundan kurtulamayacaktı. bu sebeple atina'yı terk etti ve girit'e sığındı.
hikayemizin kalan kısmı da girit'te geçiyor. o zamanlarda girit'in kralı olan minos tahta çıktığı zaman egemenliğinin daim olması adına veyahut taht kavgalarında kardeşlerinden üstün olmak için deniz tanrısı poseidon'a dua ediyor. tanrı da bu dualar karşılığında minos'a beyaz bir boğa veriyor ve kendisi için kurban etmesini istiyor. fakat minos boğadan çok etkileniyor ve onu kendisine saklıyor. bunun üzerine poseidon, kralı cezalandırmak adına minos'un karısını boğaya aşık ediyor. birlikteliklerinden de hepimizin aşina olduğu minotor (şehrin boğası anlamına gelen minos ve taurus kelimelerinin birleştirilmesi ile ismi verilmiştir.) dünyaya geliyor. zaman geçtikçe minotor insanları öldürmeye ve vahşi bir yaratık olmaya başlayınca kral minos, daedalus'a; canavarı hapsetmesi için bir labirent yapmasını istiyor. ve isteği yerine geliyor.
hikayemize bu noktada theseus karakteri dahil oluyor. girit'e yenilen atina'lılar her yıl haraç olarak girit'e, minotor'a verilecek şekilde, 7 kız ve 7 erkek gönderiyorlar. atinalı theseus buna son vermek için minotor'un karşısına çıkmak istiyor. buna razı olmayan babasına, geri gelirken gemide beyaz yelkenler açarsa oğlunun sağ kaldığını bileceğini söylüyor ve girit'e gidiyor. burada kral minos'un kızına aşık olan theseus'a, kralın kızı aracılığı ile daedalus yardımcı oluyor. bir iplik kullanarak labirente girerse, sağ bir şekilde çıkabileceği fikrini veriyor. minotor'u yenen ve labirentten çıkan theseus, kralın kızı ariadne’yi de yanına alarak atina'ya dönüyor. ancak dönerken yelkenlerini beyaz açmayı unuttuğu için, oğlunu kaybettiğini sanan babası egeus kendini denize bırakıyor. bugün ege deniz'i dediğimiz denize ismini bu olayın verdiği rivayet edilir.
ikarus hikayemize dönersek, kral minos theseus'a daedalus'un yardım ettiğini öğrenince onu ve oğlu ikarus'u labirentin içine veyahut bir kuleye hapsediyor. buradan kaçmanın yolunu arayan daedalus'un aklına uçmak geliyor. balmumundan ve kuş tüylerinden hazırladığı tahta bir düzeneği oğluna veriyor. ve o, eğer denize fazla yakın uçarsa kanatlarının ıslanacağını ve düşüceğini; güneşe yakın uçarsa da balmumunun eriyeceğini ve düşeceğini tembihliyor. ikarus ise göğe açıldıktan sonra uçmanın verdiği sevinç ve sarhoşlukla yükseldikçe yükseliyor ve güneş tanrısı helios'un gazabına uğruyor. eriyen kanatları ile denize çakılıyor ve boğuluyor. düştüğü yere kendisinin ismi veriliyor.
hikaye burada bitiyor fakat sadece bir masal olmaktan çok uzak bir terime dönüşüyor ikarus'un düşüşü. gurur, insanların sınırlarını bilmesi, hırs, başarının getirisi ve sürdürülmesi, kendine aşırı güvenmenin sonuçları, mutluluğun bedeli gibi gibi bir çok konuda birçok fikir sunuluyor bu isim altında. hikayesi bu ve eminim herkesin kendisine çıkaracağı mesaj da farklı olacaktır. o yüzden tarihini anlatmaya devam etmeyi seçiyorum:
ikarus'un hikayesi yüzyıllar boyunca da anlatılmaya devam edildi. milattan sonra birinci-ikinci yüzyıla tarihlenen bibliotheca of pseudo-apollodorus'da, hyginus'un fabulae'sında, ovid'in metamorphoses şiirinde kendisinden bahsedilir. rönesans resimlerinde kendisine rastlanabilir ve modern edebiyatta izleri fark edilebilir. geçmişten günümüze uzanan çeşitli mitolojilerde ve mitlerde de karşımıza çıkar ikarus'a benzer karakterler. ve günümüz gösteri dünyasında da kullanılan bir motiftir.
hikayemizin kalan kısmı da girit'te geçiyor. o zamanlarda girit'in kralı olan minos tahta çıktığı zaman egemenliğinin daim olması adına veyahut taht kavgalarında kardeşlerinden üstün olmak için deniz tanrısı poseidon'a dua ediyor. tanrı da bu dualar karşılığında minos'a beyaz bir boğa veriyor ve kendisi için kurban etmesini istiyor. fakat minos boğadan çok etkileniyor ve onu kendisine saklıyor. bunun üzerine poseidon, kralı cezalandırmak adına minos'un karısını boğaya aşık ediyor. birlikteliklerinden de hepimizin aşina olduğu minotor (şehrin boğası anlamına gelen minos ve taurus kelimelerinin birleştirilmesi ile ismi verilmiştir.) dünyaya geliyor. zaman geçtikçe minotor insanları öldürmeye ve vahşi bir yaratık olmaya başlayınca kral minos, daedalus'a; canavarı hapsetmesi için bir labirent yapmasını istiyor. ve isteği yerine geliyor.
hikayemize bu noktada theseus karakteri dahil oluyor. girit'e yenilen atina'lılar her yıl haraç olarak girit'e, minotor'a verilecek şekilde, 7 kız ve 7 erkek gönderiyorlar. atinalı theseus buna son vermek için minotor'un karşısına çıkmak istiyor. buna razı olmayan babasına, geri gelirken gemide beyaz yelkenler açarsa oğlunun sağ kaldığını bileceğini söylüyor ve girit'e gidiyor. burada kral minos'un kızına aşık olan theseus'a, kralın kızı aracılığı ile daedalus yardımcı oluyor. bir iplik kullanarak labirente girerse, sağ bir şekilde çıkabileceği fikrini veriyor. minotor'u yenen ve labirentten çıkan theseus, kralın kızı ariadne’yi de yanına alarak atina'ya dönüyor. ancak dönerken yelkenlerini beyaz açmayı unuttuğu için, oğlunu kaybettiğini sanan babası egeus kendini denize bırakıyor. bugün ege deniz'i dediğimiz denize ismini bu olayın verdiği rivayet edilir.
ikarus hikayemize dönersek, kral minos theseus'a daedalus'un yardım ettiğini öğrenince onu ve oğlu ikarus'u labirentin içine veyahut bir kuleye hapsediyor. buradan kaçmanın yolunu arayan daedalus'un aklına uçmak geliyor. balmumundan ve kuş tüylerinden hazırladığı tahta bir düzeneği oğluna veriyor. ve o, eğer denize fazla yakın uçarsa kanatlarının ıslanacağını ve düşüceğini; güneşe yakın uçarsa da balmumunun eriyeceğini ve düşeceğini tembihliyor. ikarus ise göğe açıldıktan sonra uçmanın verdiği sevinç ve sarhoşlukla yükseldikçe yükseliyor ve güneş tanrısı helios'un gazabına uğruyor. eriyen kanatları ile denize çakılıyor ve boğuluyor. düştüğü yere kendisinin ismi veriliyor.
hikaye burada bitiyor fakat sadece bir masal olmaktan çok uzak bir terime dönüşüyor ikarus'un düşüşü. gurur, insanların sınırlarını bilmesi, hırs, başarının getirisi ve sürdürülmesi, kendine aşırı güvenmenin sonuçları, mutluluğun bedeli gibi gibi bir çok konuda birçok fikir sunuluyor bu isim altında. hikayesi bu ve eminim herkesin kendisine çıkaracağı mesaj da farklı olacaktır. o yüzden tarihini anlatmaya devam etmeyi seçiyorum:
ikarus'un hikayesi yüzyıllar boyunca da anlatılmaya devam edildi. milattan sonra birinci-ikinci yüzyıla tarihlenen bibliotheca of pseudo-apollodorus'da, hyginus'un fabulae'sında, ovid'in metamorphoses şiirinde kendisinden bahsedilir. rönesans resimlerinde kendisine rastlanabilir ve modern edebiyatta izleri fark edilebilir. geçmişten günümüze uzanan çeşitli mitolojilerde ve mitlerde de karşımıza çıkar ikarus'a benzer karakterler. ve günümüz gösteri dünyasında da kullanılan bir motiftir.
devamını gör...
gülünmemesi gereken durumda gelen gülme isteği
o isteğe dur diyebilene çelenk verilmelidir.
lise son sınıftayız artık soru çözmekten bazı arkadaşların feleği şaşsa gerek, almışlar yangın söndürücüyü, acaba nasıldır diye düşünüp sıkmışlar sınıfın bir köşesine. tabi kendini frenlemeyi bilmeyen arkadaşım onla yetinmeyip daha çok sıkmış, ta ki tüm sınıfı karlar ülkesine çevirene kadar. biz de koridordayız, sınıfın önü renk değiştirdi fakat nedenini bilmiyoruz. müdür yardımcısı istihbarattan haber almış gibi, aslında tesadüfen, bulunduğumuz koridora geldi. başta biber gazı atıldı sandı, ne alakaysa, neyse işte heyecanlı heyecanlı hangi sınıftan geldiğini seçmeye çalışırken (önünde iki seçenek vardı), o piti piti yapıp turnayı gözünden vurarak bizim sınıfın kapısını açtı ve müthiş kar manzarasıyla karşılaşması bir oldu. o romantik an kısa sürdü çünkü müdür yardımcımız atletlere fark atacak şekilde müdüre haberi yetiştirmeye gitmişti bile. tabii biz gariban koridordakiler de baya şaşırmıştık. ıslak mendille silebildiğimizi silip yerimize oturunca müdür geldi. haklıya haklıydı da, bir ara kendini fazla kaptırıp ses tonunu değiştirerek gülünecek bir şey söyledi o ciddiyetin arasında (söylediği şey şimdi komik gelmez diye yazmıyorum) neyse işte bendeniz armysuzy de gülmemek için çok çabaladım, eğilip büküldüm fakat hafif ses çıkacak bir biçimde güldüm, bir de en öndeydim. hocamız sinirli olduğundan duymadı sanırım ve tüm şansımı orada kullandım. bu da böyle saçma anılarımdan biriydi.
lise son sınıftayız artık soru çözmekten bazı arkadaşların feleği şaşsa gerek, almışlar yangın söndürücüyü, acaba nasıldır diye düşünüp sıkmışlar sınıfın bir köşesine. tabi kendini frenlemeyi bilmeyen arkadaşım onla yetinmeyip daha çok sıkmış, ta ki tüm sınıfı karlar ülkesine çevirene kadar. biz de koridordayız, sınıfın önü renk değiştirdi fakat nedenini bilmiyoruz. müdür yardımcısı istihbarattan haber almış gibi, aslında tesadüfen, bulunduğumuz koridora geldi. başta biber gazı atıldı sandı, ne alakaysa, neyse işte heyecanlı heyecanlı hangi sınıftan geldiğini seçmeye çalışırken (önünde iki seçenek vardı), o piti piti yapıp turnayı gözünden vurarak bizim sınıfın kapısını açtı ve müthiş kar manzarasıyla karşılaşması bir oldu. o romantik an kısa sürdü çünkü müdür yardımcımız atletlere fark atacak şekilde müdüre haberi yetiştirmeye gitmişti bile. tabii biz gariban koridordakiler de baya şaşırmıştık. ıslak mendille silebildiğimizi silip yerimize oturunca müdür geldi. haklıya haklıydı da, bir ara kendini fazla kaptırıp ses tonunu değiştirerek gülünecek bir şey söyledi o ciddiyetin arasında (söylediği şey şimdi komik gelmez diye yazmıyorum) neyse işte bendeniz armysuzy de gülmemek için çok çabaladım, eğilip büküldüm fakat hafif ses çıkacak bir biçimde güldüm, bir de en öndeydim. hocamız sinirli olduğundan duymadı sanırım ve tüm şansımı orada kullandım. bu da böyle saçma anılarımdan biriydi.
devamını gör...
bir bilen (yazar)
#792097 artik saklanamayan, zorunlu olarak aciklanmasi gereken gercektir. zira aciklanmasa bile bugun yarin kendini ele verecektir. simdi akillarda ayni sorular degil mi? hangi troll, yan hesabi ne olabilir?.. iste bunlarin cevabini bulmakta yazarlara dusuyor...
devamını gör...
cahil insanların ortak özellikleri
asla laf anlatamazsın, cahil olduklarını da kabul etmezler. (bkz: cahile söz anlatmak, deveye hendek atlatmaktan güçtür)
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
iki sigaram kaldı bu gece için
yüzyıl yetecek çocukluğum,
iki muhabbet kuşum,
biraz da ateşim var.
dua ediyorum ateşe
vazgeçsin diye beni yakmaktan bu gece
dünyanın bütün sabahları için iki bilet al maviş anne
aman umutsuz bir yer olmasın!
didem madak
yüzyıl yetecek çocukluğum,
iki muhabbet kuşum,
biraz da ateşim var.
dua ediyorum ateşe
vazgeçsin diye beni yakmaktan bu gece
dünyanın bütün sabahları için iki bilet al maviş anne
aman umutsuz bir yer olmasın!
didem madak
devamını gör...
geceye bir alıntı bırak
“ah, ne yapacağım, ne olacak benim kaderim? çok ağır geliyor benim böyle bir bilinmezlikte olmam, bir geleceğimin olmaması, başıma ne geleceğini tahmin edememek. geriye bakmak da korkutucu. orada hep acı var, bir hatırayla bile kalbim iki parçaya ayrılıyor. beni mahveden kötü insanlar yüzünden sonsuza dek ağlayacağım!”
fyodor dostoyevski - insancıklar
sayfa, 30.
devamını gör...
kendinle sevgili olur musun sorunsalı
az kalır.. kendime kurban olurum..
devamını gör...
the leftovers
açılış müziği harika olan dizilerdendir. hatta içerdiği konular ve havası ile tek örneğidir diyebilirim. karakterlerin ağır dramlarını da konunun kendisine iyi yedirdiklerini düşünüyorum. bazen sırf uzatmak için bu dramları artırıyorlar ama her karakterin yaşadığı sıkıntı bir ucundan anlatılmak mesaj ile örtüşüyordu. rahip ile tanrı olduğunu iddia adam konuşması falan efsanedir mesela:
devamını gör...
kelebek diyagramı
güneş lekelerinin güneş üzerinde bulundukları enlemlerin zamana göre değişimin veren grafik.
lekelerin gözlemleri 18. yüzyıla dayanır. o tarihlerden itibaren düzenli olarak kaydedilen veriler hem leke çevrimini hem de lekelerin ortaya çıktıktan sonra yüzeyde izlediği yolu açıkça gösterir.
lekeler genel olarak orta enlemler dediğimiz 30-35 derece enlemlerinde ortaya çıkar. etkinliğin maksimum olduğu dönemde 10-15 derece enlemlerine doğru iner. çevrim boyunca güneş ekvatoruna doğru ilerler ve yaklaşık 5 derece enlemine geldiklerinde kaybolurlar.
aşağıdaki görselde üst bölüm kelebek diyagramı ve lekelerin zamana göre enlemler üzerindeki ilerleyişini temsil ediyor. şekiller kelebeğe benzediği için diyagram bu isimle anılıyor. alt kısımda ise ortalama günlük leke alanlarının, gözlenen güneş yarı küresinin yüzde olarak ne kadarını kapladığı verilmiş. her iki şekil de 10 yıllık dönemlere ayrılmış ve birbirine bağlı veriler içerdiklerini grafikleri karşılaştırarak görebilirsiniz.
üstteki şekli incelediğimizde yukarıda bahsettiğim durumu net bir şekilde görebiliyoruz. dikey düzlemde 90 n ve 30 n ile gösterilen noktalar güneş'in 90 derece ve 30 derece kuzey enlemleri. 90 s ve 30 s ise güney enlemleri temsil ediyor. gördüğünüz gibi lekeler hiçbir zaman 30 derece enlemlerinden fazla uzaklaşmıyorlar. zaman ilerledikçe resimde eq ile gösterilen ekvatora doğru yöneliyorlar ve bir sonraki 10 yılın başında tekrar 30 derece civarında ortaya çıkıyorlar.
lekelerin güneş yüzeyinde belirme nedeni ise güneş'in manyetik alanındaki kutupların sürekli olarak, alternatif akım motorundaki akım gibi yön değiştirmesidir. bu arada nikola tesla'nın bu motoru güneş'ten ilham alarak tasarladığı söylenir.
lekelerin aynı yerde sabit durmayıp ekvatora doğru hareket etme nedeni ise diferansiyel dönme olayıdır.

görselin kaynağı
lekelerin gözlemleri 18. yüzyıla dayanır. o tarihlerden itibaren düzenli olarak kaydedilen veriler hem leke çevrimini hem de lekelerin ortaya çıktıktan sonra yüzeyde izlediği yolu açıkça gösterir.
lekeler genel olarak orta enlemler dediğimiz 30-35 derece enlemlerinde ortaya çıkar. etkinliğin maksimum olduğu dönemde 10-15 derece enlemlerine doğru iner. çevrim boyunca güneş ekvatoruna doğru ilerler ve yaklaşık 5 derece enlemine geldiklerinde kaybolurlar.
aşağıdaki görselde üst bölüm kelebek diyagramı ve lekelerin zamana göre enlemler üzerindeki ilerleyişini temsil ediyor. şekiller kelebeğe benzediği için diyagram bu isimle anılıyor. alt kısımda ise ortalama günlük leke alanlarının, gözlenen güneş yarı küresinin yüzde olarak ne kadarını kapladığı verilmiş. her iki şekil de 10 yıllık dönemlere ayrılmış ve birbirine bağlı veriler içerdiklerini grafikleri karşılaştırarak görebilirsiniz.
üstteki şekli incelediğimizde yukarıda bahsettiğim durumu net bir şekilde görebiliyoruz. dikey düzlemde 90 n ve 30 n ile gösterilen noktalar güneş'in 90 derece ve 30 derece kuzey enlemleri. 90 s ve 30 s ise güney enlemleri temsil ediyor. gördüğünüz gibi lekeler hiçbir zaman 30 derece enlemlerinden fazla uzaklaşmıyorlar. zaman ilerledikçe resimde eq ile gösterilen ekvatora doğru yöneliyorlar ve bir sonraki 10 yılın başında tekrar 30 derece civarında ortaya çıkıyorlar.
lekelerin güneş yüzeyinde belirme nedeni ise güneş'in manyetik alanındaki kutupların sürekli olarak, alternatif akım motorundaki akım gibi yön değiştirmesidir. bu arada nikola tesla'nın bu motoru güneş'ten ilham alarak tasarladığı söylenir.
lekelerin aynı yerde sabit durmayıp ekvatora doğru hareket etme nedeni ise diferansiyel dönme olayıdır.

görselin kaynağı
devamını gör...
namuslu kadın evinde oturur
az önce namuslu olmadığımı öğrendim
devamını gör...
normal sözlük’ün en fenomen yazarı
herkes ilk geldiği ya da nick altının açıldığı gün biraz fenomen olur. sonra geçer.
devamını gör...
3054 tanımla rütbe alacak karma puanına ulaşamamak
gerektiği kadar wikipediadan araklama yapmıyorsundur.
yada sözlükteki arkadaş çevren pek yoktur.
uzun uzun değil kısa kısa yazıyorsundur.
edit: yeter beğeni atmayın. sonra provokasyondan ceza yiyorum.
yada sözlükteki arkadaş çevren pek yoktur.
uzun uzun değil kısa kısa yazıyorsundur.
edit: yeter beğeni atmayın. sonra provokasyondan ceza yiyorum.
devamını gör...
sözlükteki herkes sözlükten uçurulsun kampanyası
z kuşağı y kuşağı uçurulsun dediğinde uçamadım çünkü y kuşağı değildim.
y kuşağı x kuşağı uçurulsun dediğinde uçamadım çünkü x kuşağı değildim.
sonra benim için geldiklerinde yine uçamadım çünkü beni uçuracak kimse kalmamıştı.
y kuşağı x kuşağı uçurulsun dediğinde uçamadım çünkü x kuşağı değildim.
sonra benim için geldiklerinde yine uçamadım çünkü beni uçuracak kimse kalmamıştı.
devamını gör...
rüya
iradesiz hayaller deposu.
hayal kurarken ipler bir nebze de olsa bizim elimizde, o öyle olsun bu şöyle dursun diye kıstaslarımız vs var, istemediğimiz hiç bir şey yok hayal denilen kelimenin içinde.
ama rüya denilen halt nasıl bir şeyse en garip, en iğrenç, en kötü hallerimizi / kurmak isteyip de kuramadığımız hayallerimizi de çıkarıp koyuyor önümüze ara sıra, öyle bi şerefsiz!
neyse anacım, ne diyordu alkinoos ioannidis ?
/ onerio itane / *
hayal kurarken ipler bir nebze de olsa bizim elimizde, o öyle olsun bu şöyle dursun diye kıstaslarımız vs var, istemediğimiz hiç bir şey yok hayal denilen kelimenin içinde.
ama rüya denilen halt nasıl bir şeyse en garip, en iğrenç, en kötü hallerimizi / kurmak isteyip de kuramadığımız hayallerimizi de çıkarıp koyuyor önümüze ara sıra, öyle bi şerefsiz!
neyse anacım, ne diyordu alkinoos ioannidis ?
/ onerio itane / *
devamını gör...
bana iyi geliyorsun diyen kadın
bana göre tam olarak şunu söylemek istemiştir; başkaları onarılması zor yaralar açtı, bütün sevgimi sadakatimi sunduğum halde yarı yolda bırakıldım ve şimdi sen biraz da olsa yara bandı olabilirsin. ama iyileştikten sonra senle olamayacağım bunu bil.
devamını gör...
herkesin kendini özel sanması
değil miymiş?
bu bir sanı değil, herkes kendi çapında özel. illa birilerinin özel bulmasına göre değil. cinsiyete göre de değil. ünlü ünsüz olmasına, fiziksel özelliklerine göre ya da birilerinin biriciği olmasına göre de değil.
herkesin zaten özel olması durumudur.
bu bir sanı değil, herkes kendi çapında özel. illa birilerinin özel bulmasına göre değil. cinsiyete göre de değil. ünlü ünsüz olmasına, fiziksel özelliklerine göre ya da birilerinin biriciği olmasına göre de değil.
herkesin zaten özel olması durumudur.
devamını gör...
ikarus sendromu
yunan mitolojisinde daidalos'un oğlu ikarus’un literatüre bahşettiği sendrom.
oğluyla beraber hapsedilen daidalos, bu hapisten kurtulmak amacıyla oğluna kanatlar yapar ve güneş'e yakın uçmaması gerektiğini tembihler. oğlu bu uyarıya rağmen, güneş'e yakın uçarak kanatlarının erimesine sebep olur. gurur ve kibir nedeniyle yüksekten ege denizi'ne düşerek boğulan ikarus'un yaşadığı bu olay, günümüzde ikarus sendromu olarak tanımlanmıştır.
oğluyla beraber hapsedilen daidalos, bu hapisten kurtulmak amacıyla oğluna kanatlar yapar ve güneş'e yakın uçmaması gerektiğini tembihler. oğlu bu uyarıya rağmen, güneş'e yakın uçarak kanatlarının erimesine sebep olur. gurur ve kibir nedeniyle yüksekten ege denizi'ne düşerek boğulan ikarus'un yaşadığı bu olay, günümüzde ikarus sendromu olarak tanımlanmıştır.
devamını gör...
