#polislerintiharediyor
bundan bize ne?
(bkz: a.c.a.b) ya da (bkz: 1312) düzenin bekçileri intihar ediyormuş diye üzülecek değiliz.
bu mesele sadece türkiye için değil.
dünyanın her yerindeki polislere karşı bu şekilde düşünüyorum.
konu türkiye ise buyurun.
yılda kaç kişi karakollarda işkence, taciz ve tecavüze uğruyor?
yılda kaç tane çocuk evet çocuk polis kurşunu ile katlediliyor?
polis öyle bir havaya girmiş ki hakkında yakalama veya arama kararı olan kişiye sanki infaz kararı çıkmış gibi davranıyor.
şüpheli konumundaki kişilere ceza verecek cürete sahipler.
şimdi de psikolojik nedenlerden dolayı intihar edenler için bizim de üzülmemize kamuoyu oluşturmada yardımcı olmamız talep ediliyor.
yok öyle yağma.
gidin süslü süleyman'a dert yanın.
oh olsun tişörtleri giyerken iyiydi!
bizi enterese etmeyen olay.
(bkz: a.c.a.b) ya da (bkz: 1312) düzenin bekçileri intihar ediyormuş diye üzülecek değiliz.
bu mesele sadece türkiye için değil.
dünyanın her yerindeki polislere karşı bu şekilde düşünüyorum.
konu türkiye ise buyurun.
yılda kaç kişi karakollarda işkence, taciz ve tecavüze uğruyor?
yılda kaç tane çocuk evet çocuk polis kurşunu ile katlediliyor?
polis öyle bir havaya girmiş ki hakkında yakalama veya arama kararı olan kişiye sanki infaz kararı çıkmış gibi davranıyor.
şüpheli konumundaki kişilere ceza verecek cürete sahipler.
şimdi de psikolojik nedenlerden dolayı intihar edenler için bizim de üzülmemize kamuoyu oluşturmada yardımcı olmamız talep ediliyor.
yok öyle yağma.
gidin süslü süleyman'a dert yanın.
oh olsun tişörtleri giyerken iyiydi!
bizi enterese etmeyen olay.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının dizi önerileri
the knick. pek bilinmeyen ama çok kaliteli olan tarihi medikal dizi. 1900lü yıllarda geçiyor o dönemin koşullarını falan çok iyi yansıtmış. tarihsel olaylara şahit oluyorsunuz izlerken. ameliyat sahneleri falan da çok güzel. başrolde de clive owen var zaten kendisi mükemmel oynamıştır oyunculuklar da çok iyidir. böylesine kaliteli dizilerin az bilinmesi çok üzüyor beni.
devamını gör...
müzik kutusu
emir can iğrek şarkısı.
müzik kutusu
ben bir ayyaşım
sekiz çizer ayaklarım
özlemişim sarhoşluğunu bu semtin sokaklarının
gecenin biri, aptalın biri
kalbinin dışında bekliyor içeri girmeyi
şarkıcıyım ben
müzik kutundayım
arayıp bulamadığın
o şarkıyım
yani bence öyle olmalıyım
ben bir ayyaşım
sekiz çizer ayaklarım
özlemişim sarhoşluğunu bu semtin sokaklarının
gecenin biri, aptalın biri
kalbinin dışında bekliyor içeri girmeyi
şarkıcıyım ben
müzik kutundayım
arayıp bulamadığın
o şarkıyım
yani bence öyle olmalıyım
bu gece yağmurda
camında bi damlayım
toprak kokusundayım
ıslanmış…
müzik kutusu
ben bir ayyaşım
sekiz çizer ayaklarım
özlemişim sarhoşluğunu bu semtin sokaklarının
gecenin biri, aptalın biri
kalbinin dışında bekliyor içeri girmeyi
şarkıcıyım ben
müzik kutundayım
arayıp bulamadığın
o şarkıyım
yani bence öyle olmalıyım
ben bir ayyaşım
sekiz çizer ayaklarım
özlemişim sarhoşluğunu bu semtin sokaklarının
gecenin biri, aptalın biri
kalbinin dışında bekliyor içeri girmeyi
şarkıcıyım ben
müzik kutundayım
arayıp bulamadığın
o şarkıyım
yani bence öyle olmalıyım
bu gece yağmurda
camında bi damlayım
toprak kokusundayım
ıslanmış…
devamını gör...
kısa saç batağı
ansızın saçlarımı kestirmeliyim diye çıkılan yolda bir daha asla uzatamama sorunsalı.
devamını gör...
sözdebilim
bilimsel çıkış noktaları kullanılarak ileri sürülen ancak kendisi bilimsel olmaktan uzak olan iddia.
terimin orijinali pseudoscience. latince olan pseudo (sahte) ve scientia (bilgi) kelimelerinin birleşmesiyle ortaya çıkmış.
genellikle kötü niyetli kişilerce, bilimsel destek olmaksızın ortaya atılan fikirlerden oluşur. daha doğrusu, yukarıda da dediğim gibi, bilimin kullandığı bazı kanıtları kullanmak suretiyle ortaya atılır ama fikrin tamamı bilimsel olmaktan ve kanıtlanmaktan uzaktır. ancak yine de öne süren kişiler tarafından bilimsel olduğu iddia edilir. altında genellikle ticari bir amaç yatar. kuantum düşünce, astroloji, alternatif tıp, düz dünya iddiası türünden bazı kavramlar bu grubun en bilinen örnekleridir.
terimin orijinali pseudoscience. latince olan pseudo (sahte) ve scientia (bilgi) kelimelerinin birleşmesiyle ortaya çıkmış.
genellikle kötü niyetli kişilerce, bilimsel destek olmaksızın ortaya atılan fikirlerden oluşur. daha doğrusu, yukarıda da dediğim gibi, bilimin kullandığı bazı kanıtları kullanmak suretiyle ortaya atılır ama fikrin tamamı bilimsel olmaktan ve kanıtlanmaktan uzaktır. ancak yine de öne süren kişiler tarafından bilimsel olduğu iddia edilir. altında genellikle ticari bir amaç yatar. kuantum düşünce, astroloji, alternatif tıp, düz dünya iddiası türünden bazı kavramlar bu grubun en bilinen örnekleridir.
devamını gör...
islam'ı bilmeyen yazarların islam'ı kötüleyici başlıklar açması
müslüman arkadaşlar da şunu düşünmeli. din, semavi dinleri kabul etmeyip kendi görüşünü seçenler için felsefik bir konu. bir ateist, agnostik veya deist çocukluğundan itibaren bu şekilde yetişmiyor. kendi sorgulamasını yapıyor, kafasında tartıyor düşünüyor. genelleme yapıyorum çünkü bu genellemeye müsait bir konu. bir müslüman için dininden şüpheye düşmek tehlikelidir. mahrem konuları sorgulamak çoğu müslüman için haram kabul edilir. ve kabul edelim, kuranı tekrar tekrar okumak, meal-tefsir okumak veya risale ve türevlerini okumak dışında kaçınız felsefi okumalara geniş zaman ayırıyor. ayıranların ne kadarı dini önyargısını bir kenara bırakıyor, okuduğunu çürütmek için okumuyor? eleştirenler bu dini bilmiyor diyorsunuz ama siz 'din kavramını' onlar kadar iyi biliyor musunuz? kendi dininizi körü körüne savunmak dışında bu insanlara cevap verebiliyor musunuz?
devamını gör...
2 şubat 2021 kadıköy'de 7 günlük toplantı yasağı
kadıköy kaymakamlığı'nın taze kararı.
kaymakamlık, ilçedeki tüm kapalı ve açık alanlarda 7 gün süreyle her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşünün yasaklandığını duyurdu.
......................................
bundan sonrası haber niteliği taşımıyor
haberden sonraki bir iki sorum ve yorumum:
öncelikle toplantı olması için en az kaç kişi gerekiyor? şimdi ben bir arkadaşımla bankın iki ucunda toplanabilecek miyim?
korkmayın insanlardan bu kadar.
kadıköy boğa heykeli çevresi, süreyya opera binasının önü, rıhtım beşiktaş iskelesi civarı son yıllarda çok farklı amaçlarla insanların toplandığı, protestolarda bulunduğu alanlar olmuştur.
bazen polis bir duyum alır, ya da duyum almasa bile gösteri beklenen potansiyel bir gün vardır, tarihsel olayların yıl dönümleri vs
hemen 3-4 otobüs çevik kuvvet gelir söğütlüçeşme caddesine.
bazen yetmez toma gelir, aaa bugun fenerin maçı mı vardı dersin sonra bahariyenin girişinde 3-5 kişi bir iki pankart görürsün.
bazen bu da yetmez helikopter uçar dakikalarca, döner durur havada.
sebepsiz yere halitağa caddesi postal kokar. gelip geçen insanlara göz dağı verircesine dikilir robocop polisler.
muhalif seslerden korkmamak lazım.
farklı ses, farklı düşünce adaleti getirir, doğruyu buldurur. illegal varsa bul, yakala, adil yargıla. gerekirse cezasını ver. her eylemciye terörist demek acınası bir acizliktir. vicdansızlıktır.
eylemlerde hikaye çoğunlukla aynıdır.
kaldırım taşları söküldü, otobüs durakları parçalandı, mağaza camları indirildi vs. bunlar anarşist, devlet malına zarar veriyorlar falan filan. göstericiler arasındaki kendini bilmezler olabilir, yasadışı örgüt üyesi olabilir, polisin provokatörü olabilir, vandalist işler karışır gösteriye.
1000 kişiden 10'udur bunu yapan, ama sonuçta eylem halkın gözünde değer kaybeder, destek azalır.
boğaziçi'nde de durum aynı. yok aşağı bak demedi aşağıdan git dedi. yok eylemeciler öğrenci değil.
esas meseleyi unuttur gitsin.
uzun yıllar cumhurbaşkanları rektör atamalarında üniversite içinde en çok oy alan adayı atamıştır. nadiren en çok oy alan ikinci aday atanmıştır. şimdi üniversite içi seçimi bırak tepeden geliyor rektör. bu çürümüşlük değildir de nedir? buna itiraz etmesin mi insanlar? kabul mü etsinler? onlarda düzgün protesto etsinler canım diyenler üst paragrafı tekrar okuyabilir.
evet, eğer uzatılmazsa veya kaldırılmazsa kadıköy ilçesinde 7 gün toplantı ve gösteri yürüyüşü yasağı var.
metrobüse koştururken mesafeli olun,
modadaki banklarda bira içerken tek takılın.
kaymakamlık, ilçedeki tüm kapalı ve açık alanlarda 7 gün süreyle her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşünün yasaklandığını duyurdu.
......................................
bundan sonrası haber niteliği taşımıyor
haberden sonraki bir iki sorum ve yorumum:
öncelikle toplantı olması için en az kaç kişi gerekiyor? şimdi ben bir arkadaşımla bankın iki ucunda toplanabilecek miyim?
korkmayın insanlardan bu kadar.
kadıköy boğa heykeli çevresi, süreyya opera binasının önü, rıhtım beşiktaş iskelesi civarı son yıllarda çok farklı amaçlarla insanların toplandığı, protestolarda bulunduğu alanlar olmuştur.
bazen polis bir duyum alır, ya da duyum almasa bile gösteri beklenen potansiyel bir gün vardır, tarihsel olayların yıl dönümleri vs
hemen 3-4 otobüs çevik kuvvet gelir söğütlüçeşme caddesine.
bazen yetmez toma gelir, aaa bugun fenerin maçı mı vardı dersin sonra bahariyenin girişinde 3-5 kişi bir iki pankart görürsün.
bazen bu da yetmez helikopter uçar dakikalarca, döner durur havada.
sebepsiz yere halitağa caddesi postal kokar. gelip geçen insanlara göz dağı verircesine dikilir robocop polisler.
muhalif seslerden korkmamak lazım.
farklı ses, farklı düşünce adaleti getirir, doğruyu buldurur. illegal varsa bul, yakala, adil yargıla. gerekirse cezasını ver. her eylemciye terörist demek acınası bir acizliktir. vicdansızlıktır.
eylemlerde hikaye çoğunlukla aynıdır.
kaldırım taşları söküldü, otobüs durakları parçalandı, mağaza camları indirildi vs. bunlar anarşist, devlet malına zarar veriyorlar falan filan. göstericiler arasındaki kendini bilmezler olabilir, yasadışı örgüt üyesi olabilir, polisin provokatörü olabilir, vandalist işler karışır gösteriye.
1000 kişiden 10'udur bunu yapan, ama sonuçta eylem halkın gözünde değer kaybeder, destek azalır.
boğaziçi'nde de durum aynı. yok aşağı bak demedi aşağıdan git dedi. yok eylemeciler öğrenci değil.
esas meseleyi unuttur gitsin.
uzun yıllar cumhurbaşkanları rektör atamalarında üniversite içinde en çok oy alan adayı atamıştır. nadiren en çok oy alan ikinci aday atanmıştır. şimdi üniversite içi seçimi bırak tepeden geliyor rektör. bu çürümüşlük değildir de nedir? buna itiraz etmesin mi insanlar? kabul mü etsinler? onlarda düzgün protesto etsinler canım diyenler üst paragrafı tekrar okuyabilir.
evet, eğer uzatılmazsa veya kaldırılmazsa kadıköy ilçesinde 7 gün toplantı ve gösteri yürüyüşü yasağı var.
metrobüse koştururken mesafeli olun,
modadaki banklarda bira içerken tek takılın.
devamını gör...
yakın arkadaşının sözlükte hangi yazar olduğunu bulmak
insanı mutlu eden, arkadaşımı ne de doğru seçmişim diye düşündürten olay
devamını gör...
çocuğuna kendi mesleğinden isim vermek
jinekolog olarak vajina değil tabi ki, hem jinekolog hem de komünist olarak araya rusça esintiler katarak vajinavski.
devamını gör...
gelişigüzel kitap okumanın hiçbir işe yaramaması
yanlış önerme.*
okuyanla okumayan bir olur mu hiç. anlıyorum, okunmasın demek istenmemiş ama bir insan, akademik ya da mesleki anlada kendisini geliştirecek kitaplar okumuyorsa "hiç mi okumasın?" diye sordurtuyor.
bunu da alalade, sırf okumuş olmak için okuyanlar için demiyorum. ancak romanlardan bile öğreneceğimiz bir şeyler oluyor illa.
ayrıca kim sadece planlı programlı kitap okudu diye bir yere gelmiş. bir yerlere gelmek için başka emekleri vardır, yanında da işine yarayacak kitapları okuduysa gelişiminde faydası olmuştur.
hem bu kadar kitap okuyan az kişinin bulunduğu bir ülkede, yapıcı olmakta fayda var.
okuyun da ister gelişigüzel ister planlı.
okuyanla okumayan bir olur mu hiç. anlıyorum, okunmasın demek istenmemiş ama bir insan, akademik ya da mesleki anlada kendisini geliştirecek kitaplar okumuyorsa "hiç mi okumasın?" diye sordurtuyor.
bunu da alalade, sırf okumuş olmak için okuyanlar için demiyorum. ancak romanlardan bile öğreneceğimiz bir şeyler oluyor illa.
ayrıca kim sadece planlı programlı kitap okudu diye bir yere gelmiş. bir yerlere gelmek için başka emekleri vardır, yanında da işine yarayacak kitapları okuduysa gelişiminde faydası olmuştur.
hem bu kadar kitap okuyan az kişinin bulunduğu bir ülkede, yapıcı olmakta fayda var.
okuyun da ister gelişigüzel ister planlı.
devamını gör...
kitaplık
salonumuza vitrin almak yerine zevkimize göre kocaman bir kitaplık yaptırdık, süs eşyası almak yerine de kitapla doldurduk rafları bir güzel. kitaplığın teslim edildiği günü hiç unutmam. yılların birikimi... saatler almıştı düzenlemek. velhasıl kelam, evimizin en değerli köşesidir.
devamını gör...
pat
satrançta bir sonuç halidir. kurallara uygun bir biçimde oynanmış oyunda sırası gelen tarafın hiçbir hamle yapamaması halinde, ne yenilmesi ne de kazanabilmesidir. bu durumda beraberlik olur.
devamını gör...
sinema-tv kulübü
4-5 tane eşbaşkan gelirse nasıl olur? sordum ve birini bulamadık 4 kişi nasıl gelsin sudoku cevabını aldım. hadi kardeşlerim beni haksız çıkartın. yokmu 4 - 5 yayın açabilecek babayiğit. anayiğitte olur hiç fark etmez. bu arada taze kan aranıyor. kulüpte 65 kişiyiz etkinliğe gelen sayısı çok az. gelin, farklı bakış açınızla hava atın. aramızda sivrilin. inanın buna gocunacak bi kişi yok aramızda. izlenilecek filmi seçme imkanınız da var üstelik. yani diktatorship’likten uzak, hd film cenneti gibim bi yerdeyiz. kalkın gelin, ortamımız şenlensin.
devamını gör...
astronomik saat
prag'ın eski şehir meydanındaki astronomik saat, ilk kez 1410 yılında bir saat ustası ve astromomi profesörü tarafından yapılmıştır. ancak sonraki yıllarda bozulması ile saat ustası hanus usta onu tekrardan tamir etmiş ve şimdiki ününe kavuşturmuştur. dönemin çek kralının özel emri ile saati tekrar tasarlamış ve tamir etmiştir. bu görkemli saat kral için gövde göstergesi oluvermiş. ünü dilden dile dolaşmış. avupadaki kralların da bu muhteşem saatten istemesiyle, çek kralı görkemli saatin ustası hanus ustanın gözlerine mil çektirmiş ve kör etmiş. bunlara dayanamayan hanus usta saatin mekanizmasına kendini asarak intihar etmiş. hanus ustanın intihar etmesiyle bu muhteşem saatin mekanizması durmuş. bunun sonucunda 50 yıl boyunca astromomik saat kimse tarafından onarılamamış. aslında bu zeka dolu bir intikamın da hikayesidir.
--- alıntı ---
meydanlıkta yapayalnız, gotik duvar üstünde, hanus ustanın saati onikiyi vuruyordu.
nazım hikmet ran
--- alıntı---

*
--- alıntı ---
meydanlıkta yapayalnız, gotik duvar üstünde, hanus ustanın saati onikiyi vuruyordu.
nazım hikmet ran
--- alıntı---

*
devamını gör...
çayyaş adam
çay sevilir de bu kadarı da artık.
devamını gör...
eğer
can yücel’in aşk şiiri. aşağıya bırakıyorum.
o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer. utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer
yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin kalbiyse eğer.
korkulacak bir yanı yoktur aşkların, insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
o kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses, hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.
daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar, kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla, öylesine delice bakmasalardı eğer.
çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin, son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman, meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.
su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman, beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla, tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.
o büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi, yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
o kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar, son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri, her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de, dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.
anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel, namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.
uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından, dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
ıssız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de, sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.
yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine, kulağına okunacak biri olsaydı eğer. inanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de, kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.
gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar, ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer. ıssızlığa teslim olmazdı sahiller, kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.
sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse...
evet sevgili, kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına, mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!
o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer. utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer
yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin kalbiyse eğer.
korkulacak bir yanı yoktur aşkların, insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
o kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses, hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.
daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar, kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla, öylesine delice bakmasalardı eğer.
çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin, son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman, meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.
su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman, beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla, tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.
o büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi, yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
o kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar, son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri, her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de, dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.
anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel, namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.
uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından, dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
ıssız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de, sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.
yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine, kulağına okunacak biri olsaydı eğer. inanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de, kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.
gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar, ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer. ıssızlığa teslim olmazdı sahiller, kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.
sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse...
evet sevgili, kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına, mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!
devamını gör...
sualtı arkeolojisi
arkeolojinin yan dalıdır. isimden anlaşılabildiği gibi sualtında kalan şehirleri, batık gemileri, fenerleri ve limanları inceler ve edinilen bilgileri ve eserleri kayıt altına alır.
deniz ulaşımı, uzun yıllardan beri ticaret, keşif ve ulaşım için başvurulan bir yöntem. deniz taşıtları ise antik dönemlerden beri tespit edilemeyen sualtı kayalıkları, zayıf manevra kabiliyetleri, fırtınalar, yüklerin orantısız yerleştirilmesi ve ulaşımdan sorumlu kişilerin teknik hataları sebebiyle batmaktadır. sualtı arkeologları ise deniz ve okyanuslarda bulunan bu batıkları inceleyerek dönemin ticaret yolları, denizcilik faaliyetleri, savaş teknikleri ve dönemin teknolojisi ile ilgili önemli bilgiler edinirler aynı zamanda batıklardan dönem hakkında daha fazla bilgi sahibi olmamızı sağlayacak tarihi eserleri su üzerine çıkararak onları kayıt altına alırlar ve bu sayede tarihi eserler hem korunmuş hem de kayıt altına alınmış olur.
aynı şekilde limanlar ve şehirlerde, küresel ısınmaya bağlı deniz seviyesinin yükselmesi, baraj yapımı, depremler, çökmeler vb. sebepler ile sualtında kalmaktadır. yine dalgıçlık eğitimi olan arkeologlar dalışlar sırasında keşif edilen şehir ve limanlardan yola çıkarak o bölgenin yerleşim planı, mezarlıkları, evleri ve o döneme ait kullanılan eşyaları ile ilgili detaylı bilgilere erişirler.
sualtı arkeologları, sonarlar,proton manyetometresi ve uzaktan kumandalı sualtı araçları * gibi teknolojik cihazlardan da faydalanırlar.
bilinen bazı sualtı sit alanları için;
(bkz: baiae)
(bkz: pavlopetri)
(bkz: bodrum sualtı arkeoloji müzesi)
deniz ulaşımı, uzun yıllardan beri ticaret, keşif ve ulaşım için başvurulan bir yöntem. deniz taşıtları ise antik dönemlerden beri tespit edilemeyen sualtı kayalıkları, zayıf manevra kabiliyetleri, fırtınalar, yüklerin orantısız yerleştirilmesi ve ulaşımdan sorumlu kişilerin teknik hataları sebebiyle batmaktadır. sualtı arkeologları ise deniz ve okyanuslarda bulunan bu batıkları inceleyerek dönemin ticaret yolları, denizcilik faaliyetleri, savaş teknikleri ve dönemin teknolojisi ile ilgili önemli bilgiler edinirler aynı zamanda batıklardan dönem hakkında daha fazla bilgi sahibi olmamızı sağlayacak tarihi eserleri su üzerine çıkararak onları kayıt altına alırlar ve bu sayede tarihi eserler hem korunmuş hem de kayıt altına alınmış olur.
aynı şekilde limanlar ve şehirlerde, küresel ısınmaya bağlı deniz seviyesinin yükselmesi, baraj yapımı, depremler, çökmeler vb. sebepler ile sualtında kalmaktadır. yine dalgıçlık eğitimi olan arkeologlar dalışlar sırasında keşif edilen şehir ve limanlardan yola çıkarak o bölgenin yerleşim planı, mezarlıkları, evleri ve o döneme ait kullanılan eşyaları ile ilgili detaylı bilgilere erişirler.
sualtı arkeologları, sonarlar,proton manyetometresi ve uzaktan kumandalı sualtı araçları * gibi teknolojik cihazlardan da faydalanırlar.
bilinen bazı sualtı sit alanları için;
(bkz: baiae)
(bkz: pavlopetri)
(bkz: bodrum sualtı arkeoloji müzesi)
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
biraz fransızca despacito..
devamını gör...
karşılaşmak rastlantı mıdır sorunsalı
devamını gör...

