varmı?bu ülkede böyle karar alabilecek cesur, savcı,hakim veya mahkeme? yok öyle bir karar almaya yeltenen in sonuda , terör örgütü üyeliğinden yargılanma olur.
tabiki belçika'nın avantajları çok, nüfus, milli gelir, eğitim gibi ama en önemlisi hukuk devleti olması yasalar kimseye göre değil , herkese eşit olması ve verilecek karara kim olursa olsun uymak zorunda olması.
devamını gör...

iyi bir girişimcilik örneğidir. bunu yapan girişimci iy bir fizibilite çalışması yapmış, tezgahını sağlam yere kurmuştur.

yurt kapanmadıkça , hijyene dikkat ediyorsa ve ürünleri taze ve lezzeyliyse, babadan oğula geçecek ve ilerde dükkanın tabelasına ‘tarihi’ ünvanı açılacak işletmedir.
devamını gör...

(bkz: aslında ben yokum)
devamını gör...

bir ışık kaynağından gelen ışık miktarında, uzayda bulunan gaz ve toz bulutları gibi bazı yapılar ile dünya atmosferi nedeniyle ortaya çıkan azalma.

uzayda bulunan toz partikülleri, ışığın geçişini engeller. bu durumdan, indirgeme adı verilen bazı yöntemlerle kurtulabiliyoruz.

atmosferde bulunan moleküller, ışığın saçılmasına neden olur. bundan kurtulmanın en iyi yolu da uyduları atmosfer dışına, yani uzaya göndermektir.
devamını gör...

gece telefonuma ardı ardına gelen bildirimler sayesinde öğrendiğim olay.
şehir dışındaki 17 yaşındaki oğlum dikkat edin annecim diye yazdı.
bir yanda sözümona şaka yapan kimliği saklı, aklı fikri ergen gençler, bir yanda annesi ve kızkardeşi için endişelenen genç.
hayırlı evlat, dünyaya hayrı dokunan evlat, nasip işi onu anladım.
her erkek doğan, erkek adam olamıyor bir yerlerde kalıyor. fıtratının cinsi zaaflarından öteye gidemiyor. yazık çok yazık.
devamını gör...

2 gündür aklıma takılan şarkı.
gripin de gerçekten çok iyi yorumlamıştı.
yolculuk edeceklere gelsin...
devamını gör...

her mesleğin kendine göre zorluğu var. bir çocuk eğitmek kolay değil. hele birde benim gibi yaramaz, ders dinlemez, ödev yapmaz ve daha neler neler. ama her çocuk özeldir. önemli olan onu anlamak ve ilgi alanını keşfetmek. saygı değer öğretmenlerim, size bu kutsal görevde başarılar diliyorum. sabırla öğretmeye devam edin ki gelecek nesil sizlerle var olsun...
devamını gör...

john william waterhouse'un 1888 tarihli tablosu.*

tablodaki kadın, kral arthur'un krallığında shalott adasında, camelot şehrinin yakınlarında bir kulede lanetlenmiş ve hapsolmuş halde yaşayan elaine isimli bir leydi. lanetlendiği için camdan dışarıya bakamaz, tüm vaktini aynasının yansımasından dışarıyı izleyerek ve dokuma yaparak geçirir.
bir gün kralın şövalyelerinden sir lancelot kulenin yanından şarkı söyleyerek geçer. leydi bunu aynasının yansımasından görür ve kendini tutamayarak onu görmek için cama çıkar. ama aynası çatlayınca lanetlendiğini, artık geri dönüş olmadığını farkeder. bunun üzerine kuleden çıkar ve bir kayığa binerek şehre, aşık olduğu lancelot'a ulaşmaya çalışır. nitekim lanet peşini bırakmayacaktır, lancelot'a ulaşamadan kayıkta ölmüştür.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel kaynak: wikimedia

şimdi tabloya bakalım. waterhouse bize elaine'in laneti göze alarak kayığa bindiği ve ölmeden önceki anını resmetmiş. yüzünde acı, çaresizlik, laneti ve öleceğini bilmenin verdiği umutsuzluk gibi bir çok duyguyu okuyabiliriz. kıyafetinin detaylarına ve saçlarına da bayıldım ben. tablonun kahverengi ve altın renklerinin tonlarıyla çizilmiş olması da kasvet havasını çok iyi yansıtıyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
leydinin sağ elinde bir zincir var, zincir kuleye hapsolmasını ve lanetini temsil ediyor, ilerleyebilmesi için zinciri bırakması gerekecek. bu da öleceğini bilmesine rağmen lanete aykırı davranışını ve cesaretini temsil ediyor.
bir diğer detay ise kayığın önündeki üç mum. mumlar onun hayatını anlatıyor bize, ikisi sönmüş ve birisi de o öldüğünde sönecek. yaşamının sonuna doğru ilerliyor çünkü.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
hikayesini okumadan önce ızdırap içindeki bir kadını anlatan kasvetli bir tablo olduğunu düşünmüştüm. tablonun hikayesine bakınca kurallara ve kaderine karşı gelen, lanetlendiğini ve sonunu bilmesine rağmen özgürlüğü için* zincirleri reddeden bir kadın görüyorum.

kaynak
devamını gör...

dikkat!!! şiddet içerikli olay


hikaye son derece iğrenç. detaylarıyla yazacağım ama fazla hassas olanlar okumasın (ki böyle bir olay, hassas olmayanın bile sinirlerini ayağa kaldırır, o ayrı konu.)

bu tür durumlarda yazıp yazmamak konusunda çok kararsız kalıyorum. bu detayların hepsi internette de açık açık yazıyor. ben de buraya yazacağım ki kalbi, ruhu dayanabilen, okuyabilen herkes okusun ve çocuklarınızın böyle cani büyümemeleri için elinizden geleni yapın.

***

80'li yıllarda japonya'da işkence ve tecavüz sonucu öldürülen 17 yaşındaki liseli kız. tıpkı black dahlia olayındaki gibi kan dondurucu bir cinayete kurban gitmiş ne yazık ki.

***

junko iyi bir öğrenciydi. notları oldukça yüksekti. okuldan geriye kalan zamanlarda çalışarak para biriktiriyor ve mezuniyet sonrasında çıkacağı gezinin planlarını yapıyordu.

o korkunç olayların başladığı gün, junko'nun bisikletiyle geçtiği yolda, soygun ve tecavüz amacıyla oralarda dolanan 2 kişiden biri, kasıtlı olarak junko'nun bisikletine tekme atarak onu düşürdü ve kaçtı. diğer kişi sanki oradan geçerken olayı görmüş ve tesadüfen oradaymış gibi davranarak junko'ya yaklaştı ve korkmaması için ona evine kadar eşlik edebileceğini söyledi.

burada şunu eklemek gerekiyor; hikaye tam olarak bu şekilde mi gerçekleşti bilmiyorum ama, evine kadar eşlik etmeyi teklif eden kişinin, junko tarafından reddedilen bir öğrenci olduğu söyleniyor. junko belli ki derslerinden başka şeylerle pek ilgilenmeyen iyi bir öğrenciymiş ve diğeri de hayır cevabını kaldıramayan hödüğün tekiymiş.

bahsi geçen hödük (adı batasıcanın adı miyano), kızı yakınlardaki bir depoda içeriye sokarak ona depoda tecavüz etti. ardından kızı bir otele zorla götürerek ve onu öldürmekle tehdit ederek yeniden kıza tecavüz etti. sonrasında bazı arkadaşlarını arayıp yaptıklarını gururla anlattı onlara. onlar da "katılmak istediklerini" ve kızı bırakmamasını söylediler. zaten bu grubun daha önce de bir toplu tecavüz geçmişi vardı.

miyano, junko'yu arkadaşlarının yanına götürdü. kızın ev adresini de bu arada çantasındaki bir defterden öğrendikleri için, kızı ailesine zarar vermekle de tehdit ettiler. zira iddialarına göre yakuza ile bağlantıları vardı.

miyano ve diğerleri kızı, en başta kızın bisikletini tekmeleyen diğer hödüğün (bunun adı da minato) ailesinin evine götürdüler ve 4 kişi kıza burada tecavüz etti. minato'nun ailesinin yanında junko'yu, minato'nun sevgilisi gibi davranmaya zorladılar ki olay anlaşılmasın. bu arada kızın ailesi polise gitti ama tecavüzcüler aileyi arayarak kızlarının kendi isteğiyle kaçtığını, güvende olduğunu, polise gitmeyi bırakmalarını söylediler.

bu kısım tam rezillik. dayanamam diyen varsa burayı tamamen atlayabilir.

-----------------------------------------------------------------------

zavallı kız 40 gün boyunca bu evde tutuldu. 100'den fazla kişiyi de tecavüzlerine ortak ettikleri, kendilerinin de kıza 400 seferden fazla kez tecavüz ettikleri, mahkemedeki ifadelerinde ortaya çıktı. ayrıca kıza işkence de ettiler: tavana asıp kum torbası gibi dövmek, karnına halter bırakmak, önlerinde mastürbasyon yapmaya zorlamak, hamam böceği yemek zorunda bırakmak, vajina ve anüsüne havai fişek, ampul gibi nesneler sokmak, kendi idrarını içmeye zorlamak, göz kapaklarını mumla yakmak, meme ucunu koparmak ve daha fazlası...

bir ara junko polisi aramaya çalıştığı için miyano tarafından "cezalandırıldı" ve vücudunun bazı yerleri yakıldı. anüsüne büyük bir şişe sokularak iç kanamaya neden olundu. vücudu travmaya girdiğinde numara yaptığı zannedilerek yeniden yakıldı. junko kendisini öldürmeleri için defalarca yalvardı ancak işkence ve tecavüzler devam etti. vücudu artık çürüyordu ve kokusu nedeniyle ona tecavüz etmek bile istemediler. 19 yaşındaki bir başka kızı kaçırarak bu kez ona topluca tecavüz edip bıraktılar. zaten grubun tutuklanmasının nedeni olan olay aslında buydu çünkü kız şikâyetçi olmuştu hâliyle.

junko'nun cesedi bulunduğunda, tecavüzler nedeniyle hamile olduğu da anlaşılmıştı.

bu kadar hazin bir sonu kimse hak etmez. en son bir çimento varili içine atıldı zavallı kız ve ne yazık ki böyle bulundu junko

-----------------------------------------------------------------------

anlaşılan aile tarafından pek kullanılmayan bir evde tutuluyordu junko. zira minato 16 gün sonra o evden ayrıldı ve olayı da abisine anlattı. abisi de ailesine anlattı ve polisi aradılar. ancak ilginç bir şekilde polis içeriye girip evi aramadı ve kızın orada bulunmadığına dair rapor verildi. oysa junko bu olaydan sonraki 24 gün daha o evde işkenceye maruz kalmıştı. eğer polis işini düzgün yapsaydı junko büyük ihtimalle yaşayacak ve iyileşecekti. polisler sonradan kovuldu ancak giden de gitti ne yazık ki...

caniler tutuklandılar ve komik hapis cezaları aldılar. en yüksek ceza 20 yıl ile miyano'ya verildi ama o da cezası dolmadan şartlı tahliye ile bırakıldı. diğerleri 3-5 yıl hapis cezaları ile kurtuldular. çocuk hapishanesinde yattılar ve içlerinden birinin çıktığı zaman bu olaydaki rolüyle övündüğü bile görüldü.

içlerinden bazıları daha sonra başka suçlara karıştı vesaire... ama olan maalesef gencecik, masum junko'ya oldu ve ne yazık ki ismi, tarihin gördüğü belki de en vahşi cinayetle birlikte ölümsüzleşti.
devamını gör...

panda/koala: öğretmen
vurmayın ironi yapıyorum, öğretmenim. ama kişisel olarak panda ya da koala olmak isterdim orası ayrı.*
biri gelip
(bkz: öğretmenlerin yarım gün çalışıp 3 ay tatil yapması) ,
(bkz: şaka maka öğretmenlerin 3 hafta daha yatacak olması)
(bkz: öğretmenlerin almış olduğu parayı hak etmemesi)
(bkz: şaka maka öğretmenlerin 1 senedir yatıyor olması)
(bkz: öğretmenlerin küresel ısınmaya sebep olması) gibi bakınızlar verip bizi etiketler nasılsa.
devamını gör...

yavaş yavaş sindire sindire yapılır ama bahsedilen şekli bu değil tabi.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

belirli olaylara karşı insanların tepkisini ölçmek için yapılan, birçok durumda deneklerin bir deneyde olduklarından haberdar olmadığı deney. bu haberdar olmama durumu nedeniyle, bu tür deneylerin etik kurallarına uyup uymadığı tartışmalıdır.

bilinen ilk sosyal deney, 19. yüzyıl sonlarında amerikalı psikolog norman triplett tarafından yapıldı. bu deney, bisikletçilerin zaman karşı yarışmaları durumundansa, rakiplere karşı yarışma durumunda çok daha hızlı bisiklet sürdüklerine ilişkin bir deneydi. başka bazı deneyler de yaparak benzer sonuçları elde etmişti triplett.

günümüzde sokaklarda bile yapılan ufak çaplı versiyonlarına rastlasak da, aslında en önemli ve dünyaca ünlü bazı sosyal deneyler tarihe de bir şekilde isimlerini kazıdı. genellikle bu deneyler laboratuvar ortamlarında yapılmıştı. bunların en ünlü olanlarının 1-2 tanesinden kısaca bahsedeyim.

1- stanford hapishane deneyi - 1971

ilgili başlıkta gayet detaylı şekilde güzelce anlatılmış. işin özeti, bu deneyin amacı, gardiyanların uyguladığı şiddetin ve sadistçe hareketlerin kişiliğin mi yoksa ortamın mı sonucu olduğunu araştırmaktı. bunun için denekler seçildi ve bir kısmı gardiyan, bir kısmı mahkûm olarak ayrıldı. birkaç gün içerisinde, gardiyan rolündeki deneklerin, kendilerini bu role kaptırarak inanılmaz zalim bireylere dönüştüğü görüldü. mahkûmlar ise gerçekten duygusal travmalar yaşadılar. böylece sosyal bakımdan üstlenilen rollere, insanların nasıl kolayca adapte olabildiği de açıkça görülmüş oldu. daha sonradan deneyi anlatan filmler de yapıldı.

2- hawthorne deneyi - 1924

bu deney bir fabrikadaki verimliliği artırma isteği üzerine ortaya çıktı. yine çok kısa şekilde değineceğim. deneyde amaç, ışıklandırma, mola süreleri ve sayıları, ücretlendirme gibi birtakım etkenlerin verimlilik üzerindeki etkisini görmekti. deney sonucunda, çalışanların çalışma koşullarını kendilerinin belirlemeleri ve sosyal etkileşimlere izin verilmesi ile kendilerini değerli hissetmeleri gibi durumların, performans üzerindeki olumlu sonuçları görüldü.
devamını gör...

annesinin; “büyüyünce giyer.” diye aldığı, birkaç beden büyük kıyafetleri giymiş gibi görünen kişidir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

arkadaşımın boyadığı bir adet peçete.
ortaokul tübitak etkinliğinden kalma yaka kartlarım.
lisenin son senesinde dershaneyi/okulu ekip kafelere gittiğimiz o güzel günlerden kalma nargile sipsileri.
devamını gör...

afrika'nın doğusunda, kızıldeniz kıyısında bulunan bir ülkedir.
başkenti asmara'dır.
devamını gör...

mantığına uymayan şeyleri yapma ve iç sesini dinle.
devamını gör...

ben de birileri bana yenge dediği zaman "hadsiiiiiz" diyip tokat atmak istiyorum ama kendimi tutuyorum.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

t: anlama kabiliyeti zayıf insanların kafaya takacağı türden sözde bir sorunsal.

amme hizmeti: beyler o bahsedilen özgürlük, eşinizin kendi isteğiyle mini etek giymeye karar verme özgürlüğü; yoksa sizin eşinizi istediğiniz şekilde giydirme "özgürlüğünüz" gibi bir şey değil ve olamaz da zaten. böyle bir şey özgürlük değil tahakküm olur.
devamını gör...

neyse bundan evlenmeyeceklerimi favlamayayim o zaman.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim