(bkz: do i wanna know)

(bkz: why'd you only call me when you're high)

(bkz: i wanna be yours)

şarkılarıyla her seferinde kendini dinleten ingiliz rock grubu.
devamını gör...

eski türkçede (orta asya dönemi) asker anlamına geldiği söylense de bu konuda birlik yoktur. subaşı, subay gibi sözcüklerde, su uyur düşman uyumaz gibi atasözlerinde yaşasa da aslında büyük ihtimalle kuvvet anlamına gelen bir sözcük.
süngü, süsmek, sümmek (itmek, itelemek), sümük, sümkürmek gibi sözcükler ve hatta 'sümsük'ten 'süpürmek'e, 'sürmek'ten 'sürtmek'e, sürtünmek'e kadar daha pek çok sözcüğün de kökü 'sü'dür.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bulutlar..bulutları hep bi şeylere benzetip bana yol gösterdiğine inanırdım......büyüdüm sözlük şimdide inanıyorum.
devamını gör...

beden eğitimi dersine botla gelen öğrenciler topluluğu.
tanım: yazarların ilkokulda olsalar açabilecek olacakları başlıkları yazdıkları başlık. (bu cümle niye böyle oldu ya.)
devamını gör...

olm allaha inanıyorum yeminlen. böyle sürekli insanın gözüne soka soka şu mucize bu mucize başlık açmayın. bırakın ateisti müslüman yapmayı olanı kaybedeceksiniz.
devamını gör...

pek severim,çok severim bu yazarı.her anlattığında bir mesaj,bir insanlık dersi vardır.sarı kitaplarının hastasıyız.
devamını gör...

birçoğu kitaptan kitaba değişmekle birlikte ihmal edilebilir şeylerdir. ama bir tanesi var ki sinir bozması için kitabın sadece evrensel olarak algılanabilir şeklinde olması yeterli.

bir yere uzanmış kitabınızı okuyorsunuz. okuduğunuz muhtemelen heyecanlı da bir şey ama gözleriniz hafiften kayıyor. arada göz kapaklarınızın kapandığını fark etmenize rağmen ısrarla "bari şu bölümü bitireyim" diye direniyorsunuz. o sırada, yani siz tüm dikkatinizi satırlara verdiğiniz sırada, evet tam o sırada burnunuzun üstüne paaat diye bir şey düşüyor. burnunuzun direği ve gözlük kullanıyorsanız göz çevreniz okuduğunuzun kitabın ağırlığıyla doğru orantılı olarak sızlıyor. o tok sesle birlikte sinirlenip gözlerinizi birden açıyorsunuz ki her yer karanlık, yüzünüzdeki ağırlıkla uyuyakaldığınızı fark ediyorsunuz. yüzünüzden kitabı kaldırdığınızda etraf aydınlanıyor. bütün bunlar da sadece bir iki saniye içinde olup bitiyor. inadınızın durumuna göre de bu vurdulu kırdılı sahne dört beş defa tekrarlanıyor. ne tipo'su ne çeviri hatası, şunun kadar sinir bozucu başka bir olay bilmiyorum.

sırf şu sebepten kendimi hep tavana yansıtılabilir ve el ya da baş hareketiyle çevrilebilir bir kitap düzeneği icat ederken hayal ediyorum. sonra vazgeçiyorum, kesin biri yapmıştır bunu diye. burnum yamuldu yamulacağı kadar zaten, höf. *
devamını gör...

tiksinti verici hale gelebilen başlık cümlesi sonu.
devamını gör...

tapıyoz evet. küpe tapıyom. adeta geometri harikası. yirim.
devamını gör...

acilen anime dizilerinin, filmlerinin çevirilerine el atması gereken platform. yıllardır anime dizi/film izleyen bir insan olarak en kötü çeviri fansub'un kendilerinden bin kat iyi olduğunu düşünüyorum. japonca'dan çeviri yapmadıkları çok net belli oluyor. küfürler çoğunlukla yazılmıyor ya da aşırı yumuşatılıyor. günlük dilde kullanılan kelimeler, kalıplar sürekli olarak yanlış çevriliyor. misal otousan, oyaji, chichi, oyabun kelimelerinin anime içerisindeki konuya göre kullanışları değişmekte, hepsi baba demek değil, ama netflixte tüm çeviriler baba. karakterlerin isimlerini bile anlamayıp bölümler boyu yanlış yazıyorlar. kuroko no basuke animesi saç baş yolduracak derecede kötü çevrilmiş durumda. bölümler boyu ana karakterlerden birinin adını yanlış yazmışlar. ayrıca animelerde tek olay konuşmayı çevirmek değildir. opening ve ending şarkılarının da çevrilmesi lazım, çoğu anime sever bu şarkıları severek dinler. aynı zamanda bir diğer hataları da misal veriyorum bir restoran var, anime içerisine ismini çizmişler 3-5 saniye panelde kalıyor ve animenin içeriğinde o ismi bilmeniz önemli. bunun gibi panel çizimlerine eklenmiş yazıların çevrilmemesi de ayrı bir sorun yaratmakta. o an espriyi de kaçırıyor olabilirsiniz, anime boyunca anlam veremeyeceğiniz korkunç bir kısır döngüye de girmiş olabilirsiniz.
bir diğer sorundan bahsedecek olursam güney kore, tayland gibi asya fimleri, dizilerini izlerken ingilizceden çeviri olduğu için karakter isimlerinin yanlış yazılması ve buna bağlı olarak çevirinin tamamen yanlış olması. örnek veriyorum karakterin adı pyo-oh-man. çeviri ingilizceden yapıldığı için "pyo ooo adamım" diye bir çeviri okuyoruz ki aslında karşı taraf tüm ismi söyleyerek saygı gösterirken ingilizce çeviri yüzünden sanki yüz yıllık kankaymış havasına dönüyor.
endüstri toplumuna dönük iş yapmak yerine işini hakkıyla yapan platforma dönüşmesini temenni ediyorum. orijinal dillerden türkçeye çeviri yapmaya başlarlarsa daha izlenesi bir hale gelebilirler. şimdilik kendilerinden uzak duruyorum.
devamını gör...

güzel olur gerçekten daha dün yedim. çocukluk arkadaşım evlenicekmiş onun lokumuymuş annem almış getirmiş sağolsun. sen ne zaman evleniceksin falan diye ima etmeseydi iyiydi ama yinede lokumun hatrına imaya katlandık.
devamını gör...

ulan memlekette trol kalitesi bile yerlerde sürünüyor. eskiden daha kaliteli bebelerdi bunlar. 19 yıllık akape iktidarında trollerin bile zavallılıktan süründüğünü gördüm. aslında sevdindirici durum. eskiden sinir bozuculardı. şimdi sadece acınacak kadar zavallılar.
çok zorlarına gidecek ama belediye muslukları kesilince bunlar da bu hale geldi sanırım.
kapımın önüne koyduğum sulara mamalara söyleyin halleşmesinler. onlar şirin tatlı kedi ve köpekler için.
devamını gör...

sen hep 50 liralık alıyorsun. bi de böyle düşün.
devamını gör...

aşk oyunları için yaşlı hissetmek insanı noksan hissettiren bir his değildir. olgunluk ve dinginlik içinde olmanın nesi kötü hem? bu durum, yanlış bedenlerde yanlış zamanlarda aşkı aramanın kaçınılmaz sonucudur.

hayat denilen hatalarla dolu bu simülasyonun yaş ilerledikçe, okudukça, gezdikçe hatta kazık yedikçe bizlere bir getirisi oluyor: öğrenmek

öğrenen insan haliyle aynı hataya düşmemek için daha temkinli oluyor. * ancak buna binaen yılmışlık ve ataletin kime niçin faydası olsun? şahsi konuşayım; bana yıllardır hiçbir faydası olmadı. aşk da tıpkı felsefe gibi, cevaba ulaşmak değil; cevabı arayışımız kıymetli olan.

hakeza cevap aramak her çiçekten bal almak değil. ama boynumuzu büküp sonumuzu izlemek de pek hayırlı değil. * *
devamını gör...

antarktika'nın açılımı anti-arktik anlamına geliyormuş.
devamını gör...

sahada görmek istediğim hareketler bunlar. muhakkak dinleyeceğim yayındır.
devamını gör...

melih gökçek bey'in psikiyatristler tarafından araştırılması gerektiğine inanıyorum. belki psikiyatri dünyasına dinazor sendromu gibi bir şey kazandırabiliriz.
devamını gör...

nereden baksanız fazla akılsızca bir şaka. elinde kasap bıçağıyla birilerinin üzerine yürümek karşı tarafın şok ya da travma geçirmesine, bayılmasına sebep olabilir. kaldı geçti ki abd gibi bir ülkede haklı olarak karşıdakiler üzerine de saldırabilir kendilerini korumak için. ne yazık ki saldırıyı silahla yaptıklarından şaka olduğunu açıklamaya fırsat bile olmamış.

sonu ve yaratabileceği sonuçlar hakkında hiç düşünülmemiş ve olan, düşünmeyen tarafa olmuş. üzücü.
devamını gör...

hani böyle tuvaletin gelir sıkışırsın yapamazsın, dışardasındır umumiye girememe gibi bir takıntın vardır, koştur koştur eve gelirsin içini boşalttığın anda öyle bir özgür hissedersinki kendini anlatamam.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim