asla dost olmaz.ağzınızdan çıkanı üstünüze iletir.iş bitince muhabbet de kesinlikle biter.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

uykuların kaçar geceleri,
bir türlü sabah olmayı bilmez,
dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
deli eden uğultudur başlar kulaklarında,
ne çarşaf halden anlar, ne yastık
girmez pencerelerden beklediğin aydınlık,
kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın,
onun unutamadığın hayali,
sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine,
sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu,
şerefin, faziletin, iyiliğin güzelliğin.
gün gelir de, sesini bir kerecik duymak için,
vurursun başını soğuk, taş duvarlara,
büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın
duyarsın.
ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın.
sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin
niçin yaratıldığını.
bu iğrenç dünyaya neden geldiğini
uzun uzun seyredersin aynalarda güzeliğini
boşuna geçip, giden yıllarına yanarsın.
dolar gözlerin, için burkulur
sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların
sevilen gözlerin erişilmezliğini
o hiç beklenmeyen saat geldi mi
düşer saçların önüne ama bembeyaz
uzanır gökyüzüne ellerin
ama çaresiz
ama yorgun
ama bitkin
bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın
sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı
sevmek ne imiş bir gün anlarsın

bir gün anlarsın hayal kurmayı
beklemeyi
ümit etmeyi
bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
bütün vücudunu saran o korkunç geceyi
lanet edersin yaşadığına
maziden ne kalmışsa yırtar atarsın
o zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden

seni sevdiğimi bir gün anlarsın.

ümit yaşar oğuzcan
devamını gör...

kitabın en başından beri titreten, tüyleri ürperten bir yapısı var. masumluğun, insanın vahşi yapısının şiddeti gösteren bu durumlar bazılarımızı rahatsız etse de olay bu. savaş ortamı, çocukların, sırf birbirlerini sevdikleri için stadyumlarda taşlanan çiftlerin durumu bu. ortadoğu gençler burası. yazara müteşekkirim bana bu kadar akıcı bir romanda felsefe sosyoloji tarih psikolojiye bu kadar değinen bir kitap verdiği için.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
an itibari ile profilini incelediğim yazar.
yazar diyerek hadsizlik bile etmiş olabilirim. adam, kalemini ve kıvrak zekasını her entry de konuşturmuş.
belli sözlük ortamlarında saçlarını ağartmış, biraz çapkın, sözlükte yazmayı içmekten daha seven, yazaların saygısını kazanmış biri gibi.

son entry lerinde de kural ihlali yok.
ah azizleri mi kızdırdın ey koca reis?
devamını gör...

doğru bulmadığım bir saldırganlık. ben çoğunluğun arap vatandaşlardan oluştuğu illerde yaşadım. asırlardır şehirlerde yaşamış aileler tanıdım. dar bir örneklemde gözlemlediğim şey şudur: huzurlu yerlerdi. alışveriş yaptığımda kafamda soru işareti oluşmazdı. şehir kültürüne uyumlu insanlardı çoğunluğu. binadaki komşularımın çoğu arap idi ama bir kere olsun saygısız, ölçüsüz bir halini görmedim o insanların. çocukları asla ama asla evlerin dibinde bağrışmaz mutlaka bir sokak ötedeki parka giderdi oyun oynamak için.

çok ilginçtir ki medeni kabul edilen batı'daki bir ilimizde tam tersine hayatı zehir eden insanlar gördüm. turizm şehirlerinde bir su alırken bile şişenin kapağını elli kez kontrol ettiğimi bilirim. kapanma döneminde gece yarılarına kadar sokakta tepinen çocuklar yüzünden pencereleri kapattığımı bilirim sıcak havada. çünkü daha dün gelmişlerdi şehre. nereden geldiğinin bir önemi yok; henüz bir nesil olmuş geleli.

mesele etnik kökenden ziyade kentli olması; yerleşik olması insanın. hiçbir topluluğun göçebesi o topluluğu temsil etmez. coğrafya değişirse insan da değişir. bana bakarak oğuzlar hakkında ahkam kesemezsin çünkü göç etmişim göç! aynı etnisite şöyle dursun aynı köyden olmamıza rağmen almanya'daki gurbetçi de beni temsil etmez.
devamını gör...

bir şeyin olmayacağı bilinmesine rağmen oldurmaya çalışmak.
devamını gör...

osmanlı döneminde dış işlerinden ve diğer devletler ile olan yazışmalardan sorumlu olan görevlinin kişiye verilen ünvandır.

yükselme dönemi osmanlı zamanında fatih sultan mehmet tarafından 1453 yılında faaliyete geçirilmiş ve 1836 yılında yerini hariciye nazırlığı'na bırakmıştır. şimdiki dış işleri bakanına denk gelen bir ünvandır. enderunda yetişmiş ve bir kaç dil bilen iyi hatip özellikleri olanlar arasından seçilirlerdi.

her ne kadar divan-ı humayun'un içinde bir görev gibi gözükmese de dış işlerden tek başına sorumluydu ve yalnızca padişaha hesap verirlerdi.
devamını gör...

amaaan, boşver beyaaaa.
devamını gör...

doğabilecek güzel bir ilişkinin önüne geçmektir. özgüvensizlikten kaynaklı. (bkz: seviyorsan git konuş bence)
devamını gör...

çok basit şekilde arz-talep ilişkisine bağlıdır.

siz birşeyler üretirsiniz ve bunu benim kullandığım para birimi ile alın derseniz talep çok olur sizin para biriminizin değeri yüksek olur.
devamını gör...

hz muhammed, davasını ilan ettiğinde mekke'nin ileri gelenleri tarafından iddiasından vazgeçmesi için mekke emirliği, mal ve civarın en güzel kızları teklif edildiği halde "bir elime guneş'i, bir elime ay'ı verseniz davamdan vazgeçmem" deyip erkeğin üç zaafı olan koltuğu, malı ve kadını ayni anda reddedebilmiş bir insan olup hakkında, mal ve kadın düşkünü diyebilecek derecede ahmaklaşanların iftira atmakta yarışa girdikleri son peygamber.
devamını gör...

tanrı'nın öfkesinin yer yüzüne inmesidir.
ya da mutsuz bulutların içindeki sıkıntının dışa vurumu..
araba yıkarken gök gürültüsünün tepenizde olması hem de gecenin bi yarısı ah çok berbattı.
devamını gör...

kendim hakkinda degilde sevdiklerim hakkinda bunu yapip sonra cok kötü oldugum bi durum. biri disaridayken eve 1dk bile gec kalsa hemen basliyorum kafamda kurmaya. basina bisey mi geldi kotu bisey mi oldu vs vs.. kendimi o kadar kaptiriyorum ki telefonumun sesini son ses yapiyorum yanimdan ayirmiyorum. hani olur ya arar bana ulasamaz falan diye boyle dusunup duruyorum. ustelik sadece bu konuda degil baska bir suru seyde yapiyorum bunu..
devamını gör...

fazıl say'ın nazım hikmet ran şiirlerini müziğiyle buluşturduğu, bulunmayı çok istediğim canlı konser etkinliğidir. genco erkal, ibrahim yazıcı, serenad bağcan ve güvenç dağüstün gibi yetenekli sanatçıların nazım hikmet orkestrası ve korosuyla yer aldığı projedir. 2018'de canlı konser kaydı albüm olarak yayınlanmıştır. tesirinden hâlâ çıkamadığım, dinlediğim ilk günden beri tüylerimi diken diken eden konserdir.

seslendirilen şiirler şunlardır:
-üç selvi
-açların gözbebekleri
-kerem gibi
-diz boyu karlı bir gece
-bugün pazar
-ben içeri düştüğümden beri
-yatar bursa kalesinde
-hapisten çıktıktan sonra
-kız çocuğu
-hiroşima
-nerden gelip nereye gidiyoruz
-vatan haini
-şehitler
-davet
-memleketim
-yaşamaya dair

spotify üzerinden albüm dinlenebilir
devamını gör...

sokak hayvanları için kafa kafaya!!!

kafa sözlük olarak yeni bir yardım projesi ile karşınızdayız. bu sefer yardım elimizi minik patili dostlarımıza uzatacağız, bunun için istanbul fatih belediyesine bağlı olan yedikule hayvan barınağı ile anlaştık. korunmaya muhtaç hayvanların bakımını üstlenen, hayvanlara olan iyi niyetli tutumlarından şüphe duymadığımız bu barınak için bir mama kumbarası açmış bulunmaktayız. bütçenize uygun bağış yapabileceğiniz mamalar seçtik. mamaların toplanması, ulaştırılacağı kurumun adı ve diğer detaylar hakkındaki bilgileri tüm şeffaflığıyla siz değerli yazarlarımız ile paylaşacağız. bu soğuk kış günlerinde bizler de sokak hayvanlarını unutmayalım. evinizin önüne bir kap su, bir kap mama bırakalım. bunun dışında barınakta bakıma muhtaç dostlarımız için de kafa kafaya verelim!

bağış yapacağımız mama kumbarası; www.patifood.com/kafasozluk
-adres kısmına yedikule hayvan barınağının adresi yazılması gerekmektedir.
-yedikule mahallesi, yedikule çırpıcı yolu, mermerkule sk. 34107 fatih/istanbul

-yapmış olduğunuz bağışları uykusuzkahve ve haklıyım ama mutlu değilim belirtirseniz eğer sürecin daha sağlıklı ilerleyişine katkıda bulunmuş olursunuz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


daha önceden yapmış olduğumuz yardımlar;
(bkz: kafa sözlük köy okuluna kitap yardım etkinliği)
(bkz: kafa sözlük - koruncuk vakfı yılbaşı hediye ve yardım etkinliği)

barınak hakkında bilgiler; yedikule mahallesi, yedikule çırpıcı yolu, mermerkule sk. 34107 fatih/istanbul / iletişim no; 05357126390

bağış yapanların listesi;
-pisipisi
-iko
-mois
-modernist primat
-spirito libero
-kadıköy beyefendisi
-the matrix ins’t real
-hizlivemübarek
-emirhan
-vanderwaals
-sanatolye
-gelecek nesile nick kalmadı
-ölmedim ama hafif sürünüyorum
-ıvanmılınskı
-esketit
-funtılator
-uzat sarı saçlarını rapunzel ve ismini vermek istemeyen 14 yazarımız.
devamını gör...

1909'da amerikalı yazar jack london tarafından yazılan ve yazar olmanın mücadelesini veren genç işçi martin eden'i konu edinen romandır.
kitabın yazarı olan london'ın aksine protagonist eden, sosyalizmi "köle ahlakı" olarak niteleyerek reddetmekte ve onun yerine nietzsche'nin bireyciliğine inanmaktadır.
jack london, romanının motiflerinden birinin de eden'in inandığı individualizmi eleştirmek olduğunu belirtmiştir.
devamını gör...

çoğu kimsenin bilmediği, yalnızca gönül gözüyle görebilen kişilerin vakıf olduğu bir hakikat. her kim ki, kafa sözlük'e veda başlığına bir entry girer, işte o anda semayı kuşatan ve gözlere nur, yüreklere esenlik, ruhlara bahtiyarlık veren gözleri al al bakan, kanatları billur salınan on binlerce melekten birisi, ivedilikle kurumaya başlar, kanatları uçmaz olur, gözlerindeki hareler sararır solarmış. yanındaki melekler bu işe bakarlar da, ne olduğunu idrâk edemezmiş. her kim ki işbu başlığa "sözlükten gitmek istiyorum modlar entrylerimi de silebilir mi acaba" dediğinde yüzyıllık bir kuraklık olur, irem cennet bahçesinde elli yıl elma yetişmez, yalnız acı patlıcan çıkarmış. en kötüsü de nedir bilir misiniz dostlarım. fani mebus paltosu olaraktan bunu sizlere aktarmanın bana ne kadar acı olduğunu, ne kadar elem verdiğini bilemezsiniz. ellerim titriyor. gözlerimden kırk yaş akıp, kırk çayır çimeni besliyor. aziz dostlarım, her ne zaman ki bir hanım yazar, "burada cinsiyetçilik yapılmasından sıkıldım. artık yazmayı bırakma kararı aldım" entrysi girer bu başlığa, işte o gün ölen ve düşen melek için, diğerleri günlerce gökyüzünde yas tutar, ağlamaktan bitap düşerlermiş. ne var ki kalp gözü kapalı faniler, bunu mevsim yağmurları sanırlar... kim bilir ki, ardında böyle bir mâna bıraktığını...
devamını gör...

tolstoy'un harika kitaplarından bir tanesi.
roman şöyle başlıyor :

''bütün mutlu aileler birbirine benzer. bu sözü tersine çevirecek olursak, her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir.''
devamını gör...

her şeyi allah'tan beklemeleri. mesela adamın durumu yok, çocuk bereketiyle gelir diyor, 954948 tane çocuk yapıyor. o çocuk sizin yüzünüzden yetersiz bir hayat yaşıyor.
devamını gör...

ilişkinin en güzel evresi.

tripler,kavgalar,kıskançlıklar gibi zorlu süreçlerden sonra sıra inişli çıkışlı zor günleri atlattığın ilişkinin, meyvesini yeme evresine gelmiştir. nedir bu?nişan...

evlilikten bir önceki, sevgililikten-sözden bir tık sonrası,bu ilişkinin adını koyalım evresi...

o ne der bu ne der derdin yok. aileler tanışmış. yüzükler takılacak. mis gibi abi. ölmeden önce yenilecek hatlar listemin en tepesinde. bekle beni instagram biyoma nişan tarihimizin yanına kilit koyup baş harfini yazacağım nişantişkom.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim