böyle arkadaşlarımıza gıpta ediyorum , varolasınız. ancak ben daha çok yorum içerikli yazıyorum , alırım bi dal bedduanızı *
devamını gör...

sezen aksu-geri dön
devamını gör...

adı üstünde afrika'nın ortasında bulunan bir ülkedir. başkenti bangui'dir.
devamını gör...

dünyada güzellikleri ile dillere destan olan at cinslerinden biridir. ahal teke atlarının anavatanı türkmenistan’dır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

okula sürekli terlikle gittiğimi görüyordum.
devamını gör...

önceki dönemin başkanının tutumlarının sergilenmemesi temennileri verilen yeni başkanın yemin törenidir. umalım ki abd türkiye ilişkileri açısından da hayırlı olsun.
devamını gör...

(bkz: abdulseyidbincabbar)
devamını gör...

allah size akıl fikir versin, bir de çıkmış yok buna karşı çıkan teröristtir diyor hele bak haspama, ırkçılığa karşı çıkmak ne zamandan beri teröristlik oldu.
devamını gör...

ben bundan çok korkuyorum bazen, "acaba tanım girerken yanlış bir şey mi yazdım, sövdüler mi?" diye düşünüyorum, adını reklam olur diye vermek istemediğim o sözlüğün laneti ne yazık ki, bir entry sonrası yüzlerce küfür yeme korkusu...
devamını gör...

sonunda din değiştirmeme sebep olmuştur. ailemide seviyorum ama baskı hem onlara hem bize zarar veriyor. sonra neden böyle olduk biz.

bazen onlarıda anlıyorum, iyi olmamızı istiyorlar ama ipin ucunu çoğu aile kaçırdı.

z kuşağında müslüman kalırsa ne ala.
devamını gör...

dünyadaki en büyük yalandır. tüm makarna markalarının paketleri üzerinde türden türe değişiklik gösterse de ortalama 8-12 dakikada piştiği yazar. neredeyse hepsini denemiş biri olarak kaynamış suya atılan bi makarnanın ocağın da altı sonuna kadar açıkken 15 dakikanın altında piştiğini hiç görmedim. bu kandırmacaya bi dur demeliyiz. ya daha hızlı pişenini yapın ya da şu sayıları değiştirin artık.
devamını gör...

1445-1510 yılları arasında yaşamış, rönesans döneminin en önemli ressamlarından. filippo lippi ve verrocchio'dan dersler almış. 1481'de papa tarafından sistine şapeli'nin süslemesinde görevlendirilmiş, 1480-1490 yılları arasında medici ailesinin koruması altında çalışmaya devam etmiştir.
1490'larda sanat eserlerinin şeytanın eliyle yapıldığını savunan ünlü rahip savonarola'nın vaazlarından etkilenerek bazı eserlerini ve eskizlerini yakmış ve resim tek geçim kaynağı olduğu için ekonomik sıkıntıya düşmüş.
eserlerinin konularını genelde din ve mitolojiden almıştır. ünlü the birth of venus (1484-1486) tablosunda ve neredeyse tüm kadın figürlerinde kullandığı kişi o dönem floransa'nın en güzel kadını olarak ün salmış simonetta vespucci. öyle ki simonetta 22 yaşında öldükten sonra bile onu çizmeye devam etmiş ve onun ayak ucuna gömülmeyi vasiyet etmiştir.

eserlerinden bir kaç tane iliştireyim:
the spring
the abyss of hell (1480)
portrait of a young woman (1480-1485)
venus and mars (1483)
calumny of apelles (1495)
devamını gör...

zeki insanlar her şeyin fazlasıyla farkındadırlar. diğer insanların tam olarak görmediği veya her yönüyle anlayamadığı şeyleri hemen görüp anladıklarından, olumsuz şeylerin de her daim farkındadırlar.
aradıkları şeyi her yönüyle bulamazlar, çünkü mükemmeli ararlar. böyle olunca sürekli biraz eksiktirler.
her şeyin ilerisini düşünürler, oluşabilecek yanlışların bilincindedirler.
bütün bunlar düşünüldüğünde mutsuzluğa daha yatkın, depresyonun daha içinde olurlar.

bu durumu açıklayan söz için; (bkz: cehalet mutluluktur)
devamını gör...

isyan ateşini bağrında taşıyan bebedir. yani daha ne yapsındır?

öte yandan hayattaki tüm şansını doğarken kullanmıştır. bundan sonraki hayatı acıdan ve hastalıktan başka bir şey olmayabilir.
devamını gör...

kafamın uyuştuğu insan yok.
sanki yalnız yaşamak için doğanlardanım.

bir de sanırım eski kafa evli çiftlerin kafa yapısı var ben de . tek bir kişiyiyi tanıyayim ve onunla da evleneyim. ciddiyim bu konuda. uzun yıllar bekar kalıp hayraniyla evlenen tarkan'in da dedigi gibi "seveceksen ömürlük sev, bir günlük sevme " kanaatindeyim bende.

sanirim bu kafadan cikmam gerekiyor. tahammül etmem gerekiyor tüm insanlığa. yoksa koçişkosunun bir tanesi olmak hangi kızın hayali değil ki * her sabah ekmeğinin üstüne badem sütü kreması sürüp, krema üstüne baş harflerimizi bıçağın ucuyla kazıyıp öyle göndermek istiyorum işe. daraldınız değil mi tanimi okurken? siz bir de beni yazarken düşünün.

evlenmem ben ya deyip hala bekar kalmayı başaran yazarınızdan.
devamını gör...

başlığı görünce gülmeme sebep olmuştur.
o an adeta yaşam mücadelesi verirler, su içmek için son saniyeleri kalmış gibi.
devamını gör...

bu mantık yürütme yönteminin ilkelerini daha iyi açıklayabilmek için öncelikle engels'in materyalizm anlayışını incelemek gerekir. buna yönelik ise engels'e ait şu alıntıyı paylaşmam yerinde olacaktır:


ancak maddenin hareketi salt kaba mekanik hareket ve yer değiştirme değildir; ısı ve ışıktır, elektrik ve manyetik gerilimdir, kimyasal birleşim ve ayrışımdır, yaşamdır ve son olarak bilinçtir.

bu tanım bize diyalektik materyalizm ile kuantum fiziği arasında bir ilişki kurulabileceğini göstermektedir. ışık klasik anlamdaki materyalist bakış açısı ile incelendiğinde elle tutulamayan bir nesne olduğundan dolayı madde olarak tanımlanmaz ancak az önceki tanımda da gördüğünüz üzere engels ışığın da madde sınıfında olduğunu belirtmiştir. hepinizin bildiği üzere ışıkta da bir dalga-parçacık ikiliği mevcuttur. böylece diyalektik materyalizm ilkesi ile madde olan ışığın parçacık veya dalgaya dönüşümü de açıklanabilir. bu konu ile ilgili düşüncelerimi kabaca özetlemeye çalıştım ancak ifade etmeye çalıştığım şeyleri buradan daha detaylı bir biçimde inceleyebilirsiniz.
devamını gör...

tatlı mı tatlı bir eyluling sesiyle karşı karşıya kaldık, ardından bir kortkortkort beklerdik.*
devamını gör...

eski sevgilimin dahil olduğu ve bazı insanların ( ben dahil ) geçinemediği burçtur.
eski sevgilim başak burcunun tüm sıfatlarını üzerinde taşırdı. 1 sene boyunca iyi kötü anlaştık ama sonrası olmadı. gerçi burç takıntısı olan biri değilim ama okuyup gördüğümüz burç özelliklerini sevdiğimiz insanların ve hatta bazı özellikleri kendimin üzerinde görünce insan burçlara takmaya başlıyor az da olsa.
devamını gör...

“insan 16 yaşındayken dünyayı değiştireceğini düşünür. 18 olduğunda düşünceleri sert bir kayaya çarpar. 20 yaşına geldiğinde hiçbir şey değiştiremeyeceğini anlar. 25 yaşında dünyanın onu değiştirdiğini fark eder. ve insan 25 yaşında ölür, 75 yaşında gömülür.”

yukardaki sözün sahibi rus yönetmen, yazar ve aktördür. kendisinin yukardaki sözünü çok düşündüm. kendi düşüncelerimle karşılaştırdım ve aynı fikirde olmadığımı farkettim.
dünyayı değiştiremeyeceğimi biliyorum, bu kimine göre erken farkındalık ismini taşıyabilir. bana göre tamamen düşünce yapısı ile ilgili. dünyayı değiştirmek yerine herkes kendine çeki düzen verse ortada sorun kalmayacak aslında. ama her insanı kendimize göre düzeltemeyeceğimiz için işe kendimizle başlayabiliriz. değil dünyayı, insanları bile değiştirmeye gücüm yetmeyebilir. ama dünyayı kendi merceğimden izlediğim için aslında merceğimi değiştirdiğimde dünyamı değiştirmiş oluyorum. her insan kendi dünyasını değiştirebilir yani, bakış açınızı değiştirdiğiniz an gerçekleşecek olandır. bu benim naçizane düşüncem.
sonuç olarak sayın yönetmenin "insan ne zaman ölür" tanımına saygı duymakla beraber katılmıyorum.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim