ben malım demenin alternatif yolları
ak partili değilim ama cümlesiyle başlayan cümlelerdir.
devamını gör...
virgin soil
dilimize ergin altay tarafından ham toprak adı altında kazandırılmış ivan sergeyeviç turgenyev eseri. sanıyorum nov olarak da bilinmekte. turgenyev'in geç dönem eserlerinden biri olduğu için turgenyev karakterlerin ruh hallerini oldukça güçlü bir biçimde aktarmış kanımca. yazarın dönemin rusyasına karşı tutumunu her karakterde bir parça okumak mümkün ki belki yanlış bir düşünce ama solomin düşünceleri ve davranışları ile bana kalırsa turgenyev'i - özellikle hayatının son dönemlerindeki düşüncelerini- en çok yansıtan karakterlerden biriydi. yine de nejdanov hikayenin en temiz yazılmış karakteri; zihnindeki kırılganlık, davranışları, iç karmaşası ve tutarsızlıkları ile beraber etten kemikten bir insan figürü var karşımızda. ne kadar lirik bir dil ile sunulmuş bir ana hikaye olsa da -ki bana kalırsa bu hep biraz gerçekliği öldürmüştür- nejdanov tamamen sert ve sivri bir gerçeklik ile tasvir edilmiş. yaşamından intiharına kadar kurgudan uzak, gerçek hayattan kopuk olmayan bir karakter sunuyor turgenyev. dönemin taşrasına huzursuz edici bir yolculuk, toplum ve geleneklere karşı baskın bir dil ile yapılmamış hiciv denemeleri, aşk ve devrim bu eserin genel bir özeti aslında. blok'un güzel bir şiiri ile sonlandırayım tanımı:
"rusya, yoksul rusya!
kül rengi köy evlerin senin
ve rüzgârın taşıyıp getirdiği türküler
gözyaşları gibidir ilk sevgimin"
"why, what is the matter, alexai dmitritch, hamlet of russia? has something happened, or are you just simply depressed, without any particular cause?"
"oh, stop! mephistopheles of russia!” nejdanov exclaimed irritably. “ı am not in the mood for fencing with blunt witticisms just now.”
“goodbye, my dear friend, goodbye! when this reaches you, ı shall be no more. don’t ask why or wherefore, and don’t grieve; be sure that ı am better off now. take up our immortal pushkin and read over the description of the death of lensky in ‘yevgenia onegin.’ do you remember? the windows are white-washed. the mistress has gone—that’s all. there is nothing more for me to say. were ı to say all ı wanted to, it would take up too much time. but ı could not leave this world without telling you, or you might have gone on thinking of me as living and ı should have put a stain upon our friendship. goodbye; live well.—your friend, a. n.”
enough of this! ıs there not something higher and better in this world? ın other words, put on your filthy coat and go among the people... oh, yes, ı am just going.
"rusya, yoksul rusya!
kül rengi köy evlerin senin
ve rüzgârın taşıyıp getirdiği türküler
gözyaşları gibidir ilk sevgimin"
"why, what is the matter, alexai dmitritch, hamlet of russia? has something happened, or are you just simply depressed, without any particular cause?"
"oh, stop! mephistopheles of russia!” nejdanov exclaimed irritably. “ı am not in the mood for fencing with blunt witticisms just now.”
“goodbye, my dear friend, goodbye! when this reaches you, ı shall be no more. don’t ask why or wherefore, and don’t grieve; be sure that ı am better off now. take up our immortal pushkin and read over the description of the death of lensky in ‘yevgenia onegin.’ do you remember? the windows are white-washed. the mistress has gone—that’s all. there is nothing more for me to say. were ı to say all ı wanted to, it would take up too much time. but ı could not leave this world without telling you, or you might have gone on thinking of me as living and ı should have put a stain upon our friendship. goodbye; live well.—your friend, a. n.”
enough of this! ıs there not something higher and better in this world? ın other words, put on your filthy coat and go among the people... oh, yes, ı am just going.
devamını gör...
takipçi
kafa sözlükte kullanılan ama yazarın takipçisini göremediği ve benim gibi 1 takipçisi olanların beni takip eden o müthiş ötesi, dünyanın en güzel insanı kim diye merak ettiği ama merakını gideremediği ve keşke böyle olacaksa takipçi sayımı ben de görmeseydim dedirten sevimsiz botundur.
devamını gör...
az bilinen görgü kuralları
yolda biriyle karşılaşinca güneş gözlüğü çıkarılıp konuşulur.
devamını gör...
azerilerin kürt olma olasılığı
kürtlerin nesini tartışacağız. pamir türkleri, yörükler gibi avrasya kökenli göçebelerdir. dna araştırmaları onların orta asya kökenli olduklarını kanıtlar. bereketli hilal denen bölgede eski iran halklarıyla birlikte yaşamışlardır. kuvvetle muhtemel eski iran halkının benimsediği ibrahimi dinleri kabul etmemişlerdir ve böylece kendilerini o kültürden ayrıştırabilmişlerdir. tıpkı şimdi olduğu gibi 'biz türk değiliz' diye bağırıyorlar. bu konudaki şahsi önerim ermenistana bakıp ders almalarıdır. 21. yüzyılda 'bağımsız ülke kurcam ulus devlet olucam' diyemezsiniz. çünkü küreselleşme, çünkü şirketokrasi, çünkü dijital takip, çünkü ekonomi, çünkü borçlu devletler
the origin of the kurds kitabının yazarı ferdinand hennerbichler dilbilimsel olarak bir toplumun kökenini bulmanın zorluğuna dikkat çekerek mtdna ve y-kromozomu analizlerine okuyucuyu yönlendiriyor. gerçekten de genom bilimi hayalimizdeki millet, ulus, ırk, kabile, soy, aşiret gibi kavramları sarsmaktadır.
max planck enstitüsü bilim insanlarının 2005 yılında yalnızca kürtleri inceleyen ilk esaslı genetik çalışması olan “kürt gruplarında mtdna ve y-kromozomu çeşitliliği" isimli makalesinde kürtlerin en eski ataları bereketli hilal bölgesinde yaşayan yerli halklardan biriydi ve asya’dan gelen ve askeri açıdan örgütlü olan (r1a1) göçmen seçkinleri tarafından farklı dalgalar halinde dilsel olarak iranileştirildiler. kürtlerin atalarının, hem tarihsel hem de toplumsal katmanlar olarak tamamen farklı topluluklardan meydana geldiği disiplinler arası yapılan çalışmalarda açıkça anlaşılmaktadır.
yani diyor ki makalede: ne olursan ol kürdistan dediğin bölgede yalnız yaşamadınız ki sizin olsun. e zaten kimin sesi çok çıkarsa diğerlerini bastırır.
türkiya'daki kürtlere ve türkiya gençliğine günümüzde yeni medya aracılığıyla propaganda yapılmaktadır. bunlar bizzat abdullah öcalan ve ekibi tarafından planlanmaktadır (bkz: imralı notları). abdullah öcalan 1980lerde 'kürtler devlet memuru olmalıdır, yargıya sızmalıdır' dediği için kürt vatandaşlarımız başka fakültelerde de okuyabilecekken hukuk fakültelerini doldurmuşlar ve şimdilerde yargı mensubu olmuşlardır. onlardan biri de selahattin demirtaş'tır. üniversite sınavına ikinci kez girerek 1993 yılında ankara hukuk fakültesine yerleşmiştir.
ben özbeöz türküm diyen gitsin dna testi yaptırsın. ben özbeöz kürdüm diyen gitsin dna testi yaptırsın.
hah ama ne alakası var genetikle biz 'ulus bilinci yaratma' hakkında konuşuyoruz diyorsanız sizi kimlerin desteklediğine bakın, sizin liderlerinize kimler para veriyor ona bakın.
mesela atatürk'e milli mücadelede kimler yardım etti pakistan'dan, hindistan'dan, kafkaslardaki müslüman ruslardan, moskova'dan, küçük ada ülkelerinden, yeni zelanda'dan ve hatta düşmanımız olan fransa dahi çekilirken silah, top, mühimmat bırakmıştır.
şu an kürdistan milli mücadelesi için kimler kürtlere yardım ediyor? tabi ki de dünya'nın emperyal güçleri almanya, amerika, rusya.
ne güzel memleket ya. bölün anasını satayım bölün.
tarihte kürt toplumlar başka devletlerin tarih kayıtlarına geçmiştir. homeros bile genetik araştırmalar günümüzde kürtlerle yahudiler arasındaki genetik yakınlığa dikkat çekmektedir. kürtler kendilerine tarih uydurmasınlar lütfen. kendilerini başka ulus devletler üzerinden tü-kaka şeklinde bir siyasetle var etmeye çalışmasınlar lütfen.
kaldı ki türkiya kürtleri öyle bir toplumsal sınıf oldu ki suriye kürtlerini aralarında istemiyorlar. ilk referandumda herkes suriyeliler gitsin diye oy verecektir. ırak kürdistan yönetimi ile anlaşın mübadele yapın o zaman. madem 'varlığım kürt varlığına armağan olsun' diyorsunuz selahattin demirtaş'ın kardeşi nurettin demirtaş ırak kürdistan yönetimi başkenti erbil'dedir. zaten
halkların demokratik partisi (bkz: hdp), abdullah öcalan liderliğinde kurulmuştur. selahattin demirtaş'a kimse 'başkanım' demez çünkü hdp başkanı abdullah öcalandır. hdp'nin meclise girmesini sağlayan seçim-reklam kampanyasını ünlü bir amerikalı reklam şirketi twitter üzerinden kampanyayı yönetmişti. bu propagandalar direk türkiya gençliğini hedef almaktadır.
the origin of the kurds kitabının yazarı ferdinand hennerbichler dilbilimsel olarak bir toplumun kökenini bulmanın zorluğuna dikkat çekerek mtdna ve y-kromozomu analizlerine okuyucuyu yönlendiriyor. gerçekten de genom bilimi hayalimizdeki millet, ulus, ırk, kabile, soy, aşiret gibi kavramları sarsmaktadır.
max planck enstitüsü bilim insanlarının 2005 yılında yalnızca kürtleri inceleyen ilk esaslı genetik çalışması olan “kürt gruplarında mtdna ve y-kromozomu çeşitliliği" isimli makalesinde kürtlerin en eski ataları bereketli hilal bölgesinde yaşayan yerli halklardan biriydi ve asya’dan gelen ve askeri açıdan örgütlü olan (r1a1) göçmen seçkinleri tarafından farklı dalgalar halinde dilsel olarak iranileştirildiler. kürtlerin atalarının, hem tarihsel hem de toplumsal katmanlar olarak tamamen farklı topluluklardan meydana geldiği disiplinler arası yapılan çalışmalarda açıkça anlaşılmaktadır.
yani diyor ki makalede: ne olursan ol kürdistan dediğin bölgede yalnız yaşamadınız ki sizin olsun. e zaten kimin sesi çok çıkarsa diğerlerini bastırır.
türkiya'daki kürtlere ve türkiya gençliğine günümüzde yeni medya aracılığıyla propaganda yapılmaktadır. bunlar bizzat abdullah öcalan ve ekibi tarafından planlanmaktadır (bkz: imralı notları). abdullah öcalan 1980lerde 'kürtler devlet memuru olmalıdır, yargıya sızmalıdır' dediği için kürt vatandaşlarımız başka fakültelerde de okuyabilecekken hukuk fakültelerini doldurmuşlar ve şimdilerde yargı mensubu olmuşlardır. onlardan biri de selahattin demirtaş'tır. üniversite sınavına ikinci kez girerek 1993 yılında ankara hukuk fakültesine yerleşmiştir.
ben özbeöz türküm diyen gitsin dna testi yaptırsın. ben özbeöz kürdüm diyen gitsin dna testi yaptırsın.
hah ama ne alakası var genetikle biz 'ulus bilinci yaratma' hakkında konuşuyoruz diyorsanız sizi kimlerin desteklediğine bakın, sizin liderlerinize kimler para veriyor ona bakın.
mesela atatürk'e milli mücadelede kimler yardım etti pakistan'dan, hindistan'dan, kafkaslardaki müslüman ruslardan, moskova'dan, küçük ada ülkelerinden, yeni zelanda'dan ve hatta düşmanımız olan fransa dahi çekilirken silah, top, mühimmat bırakmıştır.
şu an kürdistan milli mücadelesi için kimler kürtlere yardım ediyor? tabi ki de dünya'nın emperyal güçleri almanya, amerika, rusya.
ne güzel memleket ya. bölün anasını satayım bölün.
tarihte kürt toplumlar başka devletlerin tarih kayıtlarına geçmiştir. homeros bile genetik araştırmalar günümüzde kürtlerle yahudiler arasındaki genetik yakınlığa dikkat çekmektedir. kürtler kendilerine tarih uydurmasınlar lütfen. kendilerini başka ulus devletler üzerinden tü-kaka şeklinde bir siyasetle var etmeye çalışmasınlar lütfen.
kaldı ki türkiya kürtleri öyle bir toplumsal sınıf oldu ki suriye kürtlerini aralarında istemiyorlar. ilk referandumda herkes suriyeliler gitsin diye oy verecektir. ırak kürdistan yönetimi ile anlaşın mübadele yapın o zaman. madem 'varlığım kürt varlığına armağan olsun' diyorsunuz selahattin demirtaş'ın kardeşi nurettin demirtaş ırak kürdistan yönetimi başkenti erbil'dedir. zaten
halkların demokratik partisi (bkz: hdp), abdullah öcalan liderliğinde kurulmuştur. selahattin demirtaş'a kimse 'başkanım' demez çünkü hdp başkanı abdullah öcalandır. hdp'nin meclise girmesini sağlayan seçim-reklam kampanyasını ünlü bir amerikalı reklam şirketi twitter üzerinden kampanyayı yönetmişti. bu propagandalar direk türkiya gençliğini hedef almaktadır.
devamını gör...
türkiye’nin çok geri kalmış bir ülke olduğu gerçeği
geri kalmış bir ülke demeyelim de, siyasi politikaların yol açtığı durum diyelim. yoksa gayet güzel bir ülkeyiz. siyasal politikalar din gözetilmeksizin yapılsa toplumsal zihniyet en azından bu şekilde olmazdı.
t: türkiye'nin çok geri kalmış bir ülke olduğu gerçeği.
t: türkiye'nin çok geri kalmış bir ülke olduğu gerçeği.
devamını gör...
bağırarak konuşan insan
sürekli büyük harf kullanan insandır ayrıca. bakın sözlüğe, kimse kimseye bağırmıyor.
devamını gör...
kuzey kore
önemli kömür madenleri ve zengin mineral kaynakları bulunmasına rağmen, başta gıda olmak üzere temel ihtiyaçlarını karşılayamamakta ve zaman zaman uluslar arası yardıma* olan bağımlı olabilmektedir.
gübre yetersizliği ya da soğuk hava koşulları nedeniyle tarımsal üretimin düşmesiyle birlikte ciddi bir açlık sorunu ile karşılaşabilen bir ülkedir.
gübre yetersizliği ya da soğuk hava koşulları nedeniyle tarımsal üretimin düşmesiyle birlikte ciddi bir açlık sorunu ile karşılaşabilen bir ülkedir.
devamını gör...
dünyanın en saçma sorusu
hiç mi yok?
devamını gör...
ufuk özkan
geniş aile dizisindeki cevahir rolüyle tanınan; ancak hiçbir şekilde üstüne koyamayan aktör.
devamını gör...
ince memed
sağlam bir prodüksiyonla ve günümüz teknolojisiyle filme uyarlanmaması büyük ayıp. hollywood'un elinde şöyle bir materyal olsaydı şimdiye ince memed universe kurulmuştu, biz de 8. filmi izliyorduk.
devamını gör...
patateslitost
yavaş ancak sağlam adımlarla ilerleyen bir yazar.
gözden kaçtı sanmasın, takipteyiz okuyoruz.
bu arada, o da herkes gibi hoş gelmiştir.
gözden kaçtı sanmasın, takipteyiz okuyoruz.
bu arada, o da herkes gibi hoş gelmiştir.
devamını gör...
psikolojik şiddet
tıpkı fiziksel şiddet gibi insanın canını yakar. üstelik kaçıp kurtulması da kolay değildir. kimi zaman psikolojik şiddete uğradığınızı fark etmezsiniz bile.
devamını gör...
sözlükte eksi oy verememek
bana yastık yumruklatan durum. bazı insanlara haksız olduğunu onunla diyaloğa girmeksizin iletebilmeliyiz.
devamını gör...
kürtajın yasaklanması gerekliliği
'hoşt!' denilesi başlık. kadının bedeni kadının kararı.
devamını gör...
realist otobüs şoförüne sür realist diye bağıran yolcu
anlam karmaşası yaşatan yolcudur.
devamını gör...
karl marx
günümüz batı sosyolojisinde hatalı görülen marksizm görüşünün kurucusudur. peki neden bu görüş hatalı kabul edilir açıklayalım: çünkü marksizm teleolojiktir.
teleoloji'nin türkçede tam karşılığı var mı bilmiyorum. kısaca bir amaca odaklanma, nihai hedef belirtme anlamına gelmektedir. marksizm sosyal dengelerin belirli aşamalardan geçeceğini ve belirli bir sona ulaşacağını öne sürer. ona göre tarihsel süreç ilkel toplum, kölelik dönemi, feodel düzen, kapitalist sistem ve son olarak komünizm şeklindedir. kapitalist düzen işçi devrimiyle yıkılacak, işçilerin diktatörlüğü yerini sosyalizme bırakacak, sosyalizmin son evresi komünizm olacaktır.
kulağa din gibi geliyor değil mi? "ve sonra kıyamet kopacak ve insanlar mahşer yerinde toplanacak" der gibi. işte bu şekilde hedefe odaklı ve nihai sonlu bir tarih akışı bilimsel kabul edilmemektedir. öte yandan komünistlere sorsanız marx'ın söylediği her şey gerçekleşmiştir. islamcıların kuranı eğip bükerek mucize çıkartmalarına benzer şekilde marx'ın kelimelerinden mucizeler çıkartmayı severler. halbuki biraz kafanızı kaldırıp bakarsanız pek çok marksist filozofun teoriye yeni yaklaşımlar getirdiğini görürsünüz.
örneğin gramsci şu sosyalist devrimin neden bir türlü gerçekleşmediğini açıklamak için yeni bir 'hegemonya' kavramını ortaya atmıştır. birinci dünya savaşı sonrası dönemde batıda komünizmin hiç ilerlememesi, hatta tersine italya ve almanya gibi anti-komünist ideolojilerin aşırı güçlenmesi koca bir neo-marksist grubu ortaya çıkarmıştır. sovyetlerin yıkılmasından sonra marksizm zaten neredeyse bilim çevrelerinde dahi tartışılmaz hale geldi.
özetle arkadaşlar, elbette marx'ın insanlığa büyük katkıları olmuştur. ama 1883'te hayatını kaybetmiş bir insanın 2020'lerin dünyasını, teknolojisini, iletişim imkanlarını hayal edebilmesi dahi mümkün değildir. görüşlerinden faydalanın ama onu aşmayı bilin. ülkemizde kıyıda köşede kalmış bir avuç komüniste bakmayın siz. onlara kalsa kapitalizm yıkılmak üzere. onlara kalsa ilk ekonomik krizde tekmeyi vuracaklar ve sosyalist devrim başlayacak ülkede. buna gerçekten inanıyorlar. kadıköyde hala soğuktan titreyerek bildirilerini dağıtıyorlar.
teleoloji'nin türkçede tam karşılığı var mı bilmiyorum. kısaca bir amaca odaklanma, nihai hedef belirtme anlamına gelmektedir. marksizm sosyal dengelerin belirli aşamalardan geçeceğini ve belirli bir sona ulaşacağını öne sürer. ona göre tarihsel süreç ilkel toplum, kölelik dönemi, feodel düzen, kapitalist sistem ve son olarak komünizm şeklindedir. kapitalist düzen işçi devrimiyle yıkılacak, işçilerin diktatörlüğü yerini sosyalizme bırakacak, sosyalizmin son evresi komünizm olacaktır.
kulağa din gibi geliyor değil mi? "ve sonra kıyamet kopacak ve insanlar mahşer yerinde toplanacak" der gibi. işte bu şekilde hedefe odaklı ve nihai sonlu bir tarih akışı bilimsel kabul edilmemektedir. öte yandan komünistlere sorsanız marx'ın söylediği her şey gerçekleşmiştir. islamcıların kuranı eğip bükerek mucize çıkartmalarına benzer şekilde marx'ın kelimelerinden mucizeler çıkartmayı severler. halbuki biraz kafanızı kaldırıp bakarsanız pek çok marksist filozofun teoriye yeni yaklaşımlar getirdiğini görürsünüz.
örneğin gramsci şu sosyalist devrimin neden bir türlü gerçekleşmediğini açıklamak için yeni bir 'hegemonya' kavramını ortaya atmıştır. birinci dünya savaşı sonrası dönemde batıda komünizmin hiç ilerlememesi, hatta tersine italya ve almanya gibi anti-komünist ideolojilerin aşırı güçlenmesi koca bir neo-marksist grubu ortaya çıkarmıştır. sovyetlerin yıkılmasından sonra marksizm zaten neredeyse bilim çevrelerinde dahi tartışılmaz hale geldi.
özetle arkadaşlar, elbette marx'ın insanlığa büyük katkıları olmuştur. ama 1883'te hayatını kaybetmiş bir insanın 2020'lerin dünyasını, teknolojisini, iletişim imkanlarını hayal edebilmesi dahi mümkün değildir. görüşlerinden faydalanın ama onu aşmayı bilin. ülkemizde kıyıda köşede kalmış bir avuç komüniste bakmayın siz. onlara kalsa kapitalizm yıkılmak üzere. onlara kalsa ilk ekonomik krizde tekmeyi vuracaklar ve sosyalist devrim başlayacak ülkede. buna gerçekten inanıyorlar. kadıköyde hala soğuktan titreyerek bildirilerini dağıtıyorlar.
devamını gör...
mindfulness
kişinin kasıtlı, sürekli ve yargısız "bilinçli farkındalık" deneyimine mindfulness diyebiliriz. mindfulness olumlama ya da tam tersi değildir, olayları olduğu gibi görebilme pratiğidir. meditasyonlarla ilgili çok kez duyduğunuz zihni boşaltma pratiği değildir, zihninizden geçenleri yargısızca gözlemleme pratiğidir. nefes, duyular ve duygular gibi farklı şekillerde mindfulness pratiği yapabilirsiniz.
mindfulness kelimesi budizm’de aydınlanmanın 7 faktöründen ilki olan sati kelimesinin çevrimidir. fakat pali (hint) dilinde kelimeler bizim dilimizde olduğu gibi tek ve net bir manaya gelmezler. sati kelimesi pali dilinde "hafıza" manasına gelir ancak sürekli, dikkatli ve düşünceli ifadeleri ile beraber kullanılır. bu kelimeyi ilk olarak thomas william rhys davids 1881 yılında çevirmiştir.
mindfulness doğuda hinduizm’den bu yana uygulanmaktadır. orada bir din, bir inanış ritüeli, uygulaması olarak uygulanmaktayken, batı’da dinden bağımsız bir uygulama ve hatta “tedavi” yöntemi olarak uygulanmaya başlanmıştır.
amerikalı bir profesör olan john kabat-zinn, zen budistleri philip kapleau, thich nhat hanh ve seung sahn’dan eğitimler almış ve bu eğitimler neticesinde 1979 yılında stres azaltma kliniğini kurmuştur. budist öğretilerini bu klinikte uygulamaya başlayıp, daha sonra bu uygulamalara mbsr (mindfulness-based stress reduction) ismini vermiştir. budizm ile mindfulness’ın bağını kopararak mbsr’yi bilimsel bir bağlama oturtmuştur. “anlık farkındalık” ile hastalara stres, ağrı ve hastalıkla başa çıkarken yardımcı olmayı amaçlar. bu şekilde mindfulness batıda tanıtılmış, ünlenmiş ve uygulanmaya başlanmıştır.
eğer merak ediyorsanız, öğrenmek istiyorsanız; yakın zamanda zeynep aksoy’un bağış usülü ile katılabileceğiniz online kursu başlayacak. kaçırmamanızı tavsiye ederim.
eğitim
mindfulness kelimesi budizm’de aydınlanmanın 7 faktöründen ilki olan sati kelimesinin çevrimidir. fakat pali (hint) dilinde kelimeler bizim dilimizde olduğu gibi tek ve net bir manaya gelmezler. sati kelimesi pali dilinde "hafıza" manasına gelir ancak sürekli, dikkatli ve düşünceli ifadeleri ile beraber kullanılır. bu kelimeyi ilk olarak thomas william rhys davids 1881 yılında çevirmiştir.
mindfulness doğuda hinduizm’den bu yana uygulanmaktadır. orada bir din, bir inanış ritüeli, uygulaması olarak uygulanmaktayken, batı’da dinden bağımsız bir uygulama ve hatta “tedavi” yöntemi olarak uygulanmaya başlanmıştır.
amerikalı bir profesör olan john kabat-zinn, zen budistleri philip kapleau, thich nhat hanh ve seung sahn’dan eğitimler almış ve bu eğitimler neticesinde 1979 yılında stres azaltma kliniğini kurmuştur. budist öğretilerini bu klinikte uygulamaya başlayıp, daha sonra bu uygulamalara mbsr (mindfulness-based stress reduction) ismini vermiştir. budizm ile mindfulness’ın bağını kopararak mbsr’yi bilimsel bir bağlama oturtmuştur. “anlık farkındalık” ile hastalara stres, ağrı ve hastalıkla başa çıkarken yardımcı olmayı amaçlar. bu şekilde mindfulness batıda tanıtılmış, ünlenmiş ve uygulanmaya başlanmıştır.
eğer merak ediyorsanız, öğrenmek istiyorsanız; yakın zamanda zeynep aksoy’un bağış usülü ile katılabileceğiniz online kursu başlayacak. kaçırmamanızı tavsiye ederim.
eğitim
devamını gör...

