normal sözlük yazarları ile son harften kelime türetme oynuyoruz
ağ
devamını gör...
sözlükte eksi oy verememek
kesinlikle olması gerekendir, eğer eksi oy olmayacaksa artı oy da olmamalı. (bkz: herşey zıttı ile kaimdir) sadece artı oy butonu koymanın "hadi lala dipsi poo birbirimizin egosunu şişirelim" demekten farkı yok.
devamını gör...
eski kafa radyo yayını
her telden, illa ki eskilerden bol sürprizli şarkılarla dinleyenlerini eski kafa radyo yayınının ikinci bölümünde yalnız bırakmamıştır. programcımıza acil şifalar diliyoruz, müzik iyileştirsin, şifa versin tez elden.
devamını gör...
nickli başlık açan yazar
her sözlükte mutlaka bulunan, kankacılık yapan format katili vasat yazarlardır. kankanı öveceksen git whatsapp kullan dedirtir.
devamını gör...
geert wilders
hollanda da ana muhalefet olan, özgürlük partisi'nin lideri olan zat. koyu bir sağcıdır kendisi, göçmenlere karşı olan düşmanlığı ile bilinir. bugün istifa eden hollanda hükümetinin yerine namzet olan bir adaydır aynı zamanda. şuan geçse ülkenin başına şahsen elime kahvemi alıp yanınada snickers bir çikolata açıp keyifler haberleri izlerim. görsünler bakalım saygıdeğer gurbetçi vatandaşlarımız merkez sağ bir hükümet tarafından yönetilmek nasıl birşey, orda özgürlüğün demokrasinin insan haklarının olduğu yerde yaşayıp senede bir defa geldiği ülkede ak çomarlara oy vermesi değil. sonuna kadar wilders'ı destekliyorum.
şöyle resmini de bir koyalım buyrun.
şöyle resmini de bir koyalım buyrun.
devamını gör...
günaydın sözlük
gece 11'de hazırladığım bugünün öğle yemeğini evde unuttuğum, çoraplarımı farklı renkte giydiğim ve üstüne de bilgisayarın şarj aletini almadan işe geldiğim mükemmel bir sabahtan günaydın.
devamını gör...
yolculuk
francesca sanna tarafından yazılan ve illustre edilen bir yolculuk hikayesi.
ama bu yolculuk hikayesi sonunda prenseslerin parlak zırhlı şövalyeler tarafından kurtarıldığı o yolculuk hikayelerinden değil.
hep haberlerde gördüğümüz, çoğunun öldüğü, bir kısmının yakalanıp geri gönderildiği, diğerlerinin ise sokaklarda görmezden gelindiği, savaştan kaçan insanların yolculuğunu bir çocuğun gözünden anlatan hikaye.
illüstrasyonlar muhteşem ki zaten society of illustrators'tan altın madalya kazanmış. 18 dile de çevrilmiş ama bizde piremses öyküleri ile büyütülen çocuklara aileleri bu kitabı alır da dünyanın farklı ülkelerindeki çocuklar neler yaşıyor, dünyanın gerçekleri neler öğrenmelerini isterler mi bilemem.
ama bu yolculuk hikayesi sonunda prenseslerin parlak zırhlı şövalyeler tarafından kurtarıldığı o yolculuk hikayelerinden değil.
hep haberlerde gördüğümüz, çoğunun öldüğü, bir kısmının yakalanıp geri gönderildiği, diğerlerinin ise sokaklarda görmezden gelindiği, savaştan kaçan insanların yolculuğunu bir çocuğun gözünden anlatan hikaye.
illüstrasyonlar muhteşem ki zaten society of illustrators'tan altın madalya kazanmış. 18 dile de çevrilmiş ama bizde piremses öyküleri ile büyütülen çocuklara aileleri bu kitabı alır da dünyanın farklı ülkelerindeki çocuklar neler yaşıyor, dünyanın gerçekleri neler öğrenmelerini isterler mi bilemem.
devamını gör...
musicbuddy
<3
devamını gör...
radyo yayınlarının tanıtımında yapılan çifte standart
bugün dikkatimi çeken bir durum. malumunuz bir süredir sözlükte radyo faaliyete geçti. ilk yayından bağımsız olarak gözlemlerimi belirtmek istedim.
radyoda 2.canlı yayın sek ve kirpiks ile birlikte benim konuk olduğum canlı yayındı ve sol frame de sabitlenmedi, başa tutturulmadı.
bir sonraki canlı yayın dün yapılan #464143 likit radyo yayınıydı, ve yayın başlamadan sol frame de en başa sabitlendi.
bu dikkatimi çekince şuan yapılmakta olan canlı yayın saatler önceden neden başa tutturulmadı neden sabitlenmedi diye bir serzenişte bulundum ve bana yayın başlayınca sabitleneceği söylendi.
fakat yayın başlayalı 25 dakika olmasına rağmen başlık sabitlenmedi.
bu durum aklıma şu soruyu getirdi; sözlükte çifte standart mı var?
görünen köy için kılavuz istihdam etmeye pek gerek yok, sizde görüşlerinizi bu başlık altında belirtin.
edit: gelen mesajda bu durumun kaldırıldığı söylendi, itham ettiğim söylendi, fakat ben öyle düşünmüyorum.
ben sizin aklınızda falan gezmiyorum ki arkadaşlar. maalesef görünen resim bu. ben sizleri itham edecek olsaydım eğer #467343 bu tanımı hiç editlemezdim. hatta bu tanımı yazmazdım, akşam belli bir zaman aralığı geçtiğinde çok güzel itham ederdim.
kimse kusura bakmasın halen fikrim değişmedi, daha amiyane bir tabirle, "yemezler". ne olursa olsun doğru bildiğimi söylemeye devam edeceğimin bilinmesini isterim. bu gibi şeyler olmamalı. benim buradan cebime giren çıkan bir şey yok, ama nihayetinde burada yazıyorum diğer arkadaşlar gibi. kimsenin bizlerin aklıyla dalga geçmesine tahammül edemem.)
radyoda 2.canlı yayın sek ve kirpiks ile birlikte benim konuk olduğum canlı yayındı ve sol frame de sabitlenmedi, başa tutturulmadı.
bir sonraki canlı yayın dün yapılan #464143 likit radyo yayınıydı, ve yayın başlamadan sol frame de en başa sabitlendi.
bu dikkatimi çekince şuan yapılmakta olan canlı yayın saatler önceden neden başa tutturulmadı neden sabitlenmedi diye bir serzenişte bulundum ve bana yayın başlayınca sabitleneceği söylendi.
fakat yayın başlayalı 25 dakika olmasına rağmen başlık sabitlenmedi.
bu durum aklıma şu soruyu getirdi; sözlükte çifte standart mı var?
görünen köy için kılavuz istihdam etmeye pek gerek yok, sizde görüşlerinizi bu başlık altında belirtin.
edit: gelen mesajda bu durumun kaldırıldığı söylendi, itham ettiğim söylendi, fakat ben öyle düşünmüyorum.
ben sizin aklınızda falan gezmiyorum ki arkadaşlar. maalesef görünen resim bu. ben sizleri itham edecek olsaydım eğer #467343 bu tanımı hiç editlemezdim. hatta bu tanımı yazmazdım, akşam belli bir zaman aralığı geçtiğinde çok güzel itham ederdim.
kimse kusura bakmasın halen fikrim değişmedi, daha amiyane bir tabirle, "yemezler". ne olursa olsun doğru bildiğimi söylemeye devam edeceğimin bilinmesini isterim. bu gibi şeyler olmamalı. benim buradan cebime giren çıkan bir şey yok, ama nihayetinde burada yazıyorum diğer arkadaşlar gibi. kimsenin bizlerin aklıyla dalga geçmesine tahammül edemem.)
devamını gör...
kafede yalnız başına oturan insan
öyle birisini gördüğümde içten içe üzülüyorum bazen, neden kimsen yok!
ama ben de yaparım, güzel oluyor.
ama ben de yaparım, güzel oluyor.
devamını gör...
biten ilişkinin ardından yapılanlar
sex and the city ve woody allen kadınları dibine kadar haklıymış şerefsizim, alkol filan hikaye, asıl iş bundaymış, mis gibi oldum, pırıl pırıl oldum.
devamını gör...
bir kadının kendine yapabileceği en iyi şey
sadece bir kadının değil ancak bir insanın kendine yapabileceği en iyi şey kendini tanıması ve kendi olmayı öğrenmesidir. öğretilenleri, çevre ne der diye düşünmeyi, başkalarının beklentilerini karşılama endişesini, ona yüklenen basma kalıp roleri bırakıp, kendi olmasıdır. istediği gibi düşünmesi, yaşaması ve istediğini yapmasıdır.
devamını gör...
ortadirek
turgut özal'ın meşhur ettiği halk sınıfıdır. 1983 seçimlerinde özal bu slogan ile küçük esnaf, küçük memur, emekli ve küçük çiftçinin ülkenin orta direğini temsil ettiğini, iktidara gelmeleri halinde onları koruyup, kollayacağını belirtmiş ve bununla seçimi kazanmıştır. her sağ iktidarda olduğu gibi popülist yaklaşıp, sonu hüsranla biten politikalardan biri olmuştur.
peki ortadireğin sonu ne oldu? bizzat sloganın mucidi özal zamanında ortadirek hapı yutmaya başladı, daha sonraki iktidarlar tarafındanda bir daha dillendirilmedi.
peki ortadireğin sonu ne oldu? bizzat sloganın mucidi özal zamanında ortadirek hapı yutmaya başladı, daha sonraki iktidarlar tarafındanda bir daha dillendirilmedi.
devamını gör...
kereviz seven yazarlar derneği
evet artık bu derneği kurmanın zamanı gelmişti. toplumda kereviz sevdiğinizi linç korkusuyla ifade edemiyor musunuz? iste overlok makinesi pardon fırsat ayağınıza geldi. hadi buyurun.
devamını gör...
ronald david laing
1927-1989 yılları arasında yaşamış olan bir psikiyatristtir, radikal psikiyatri akımı içinde yer alır ve işlevselcilerin çizdiği mutlu aile tablosunu eleştirir. laing aile üyelerinden en az birinin şizofrenik olduğu aileler üzerinde çalışmış, şizofreninin “delilik” olmadığını, şizofrenik olduğu ileri sürülen bir davranışın aile ilişkileri bağlamında ele alındığında anlamlı olabildiğini savunmuştur. diğer bir deyişle laing’e göre şizofrenik davranış ancak aile ilişkileri bağlamında anlaşılabilir ve makul bir davranış olarak kabul edilebilir.
laing ailenin bir dizi etkileşimden oluştuğunu, bu etkileşim sırasında üyelerin birbirleriyle karmaşık bir taktik oyunu oynadıklarını, oyun sırasında da bir dizi strateji kullandıklarını, ama bu etkileşimlerden bazılarının bireyler için zararlı, sömürücü veya yok edici olabildiğini ileri sürer. etkileşimin nasıl zararlı olabildiğini jane örneği ile anlatır. şizofrenik olarak tanımlanan jane hareketsiz oturmakta, sadece beslendiği zaman yemek yemekte, kendi düş dünyasında yaşamaktadır. bu dünya bir tenis oyunundan ibarettir ve jane de tenis topudur. gerçek dünyada jane’in ailesi bir çatışma yaşamaktadır, aile ikiye bölünmüştür, birbirleriyle iletişim kurmamakta, sadece jane aracılığıyla iletişim kurmaktadırlar. bu gerilim çok arttığında jane kaçmakta ve kendi düş dünyasına sığınmaktadır. ama düş dünyasındaki tenis oyunu ailedeki iletişim desenini temsil etmektedir, yani bu dünya bile ailesinden tamamen kaçmak için yeterli değildir.
bu vaka, ailenin bireyi nasıl sömürdüğünü ve aile içi etkileşimin nasıl zararlı olabileceğini gösteren bir örnektir. laing, ailenin çoğunluğu tarafından paylaşılan değer, inanç ve genel kanıyı, aile içindeki yoğun ilişkiler ağını ifade etmek için (bkz: aile nexusu)kavramını kullanır. nexus aile bağı değildir, ailedeki herkesin uyması beklenen ortak değerlerden oluşan son derece güçlü bir ağdır. nexus aile kimliğinin güçlenmesini ve sürdürülmesini sağlar, ama ailedeki her bireyin diğer bireylerin görüşlerinden, düşüncelerinden ve kendisine yönelik tutumlarından derinden etkilenesine, diğerlerinin düşündüğü gibi düşünmeye çalışmasına neden olur. nexus yüzünden aile bireyleri birbirlerinden sürekli olarak ilgi ve dikkat isterler. laing’e boğucu bir bağ olan nexus aynı zamanda aile bireylerini diğer aile bireyleri tarafından maniple edilebilecek, kolayca incinebilecek savunmasız bir hale getirir. aile nexusu içindeki etkileşim karşılıklı içselleştirme ile sonuçlanır.
bu kavram, aile üyelerinin aile kimliğini kendi kişisel gelişimlerini, özellikle benlik gelişimlerini sınırlayacak şekilde içselleştirmelerini ifade eder. bireyler aileyi içselleştirirler, aile üyeleri birbirlerinin ve bir bütün olarak ailenin bir parçası haline gelirler ve kendi benliklerini, özgürlüklerini ve kendi farkındalıklarını kaybederler. aile değerleri ve tutumları bireyin kendi değerleri ve tutumları haline geldiği zaman birey artık özerklik duygusunu kaybeder. yani aile kimliği, bireylerin özgürlükleri pahasına sağlanır ve bireye zarar verir. laing’e göre aile bireylerinin aile kimliğini kendi kişisel benlik gelişimlerini sınırlayacak şekilde ve derecede içselleştirmeleri sorunludur, aile değerleri bireyin kendi değerleri haline geldiğinde birey kişisel özgürlüğünü ve farkındalığını kaybeder.
leach gibi laing de aile üyeleri arasında bağımlılığın ve karşılıklı bağlanmanın çok yoğun olmasının aile üyelerinin kendileri ile toplumun geri aklanı arasına bir bariyer koymasıyla sonuçlanacağını düşünür. laing için aile üyeleri bir aile gettosu içinde yaşamaktadır. aile dış dünyadan korkmaya başlar ve aile içinde aşırı korumacı davranışlar görülür. dış dünyanın bir tehdit oluşturduğu duygusu ve aşırı korumacı davranışları nexusu daha da güçlendirir. laing bu durumda aile üyelerinin, özellikle çocukların dünyayı “bize benzeyen insanlar” ve “onlara benzeyen insanlar” şeklinde görmeye başladıklarını belirtir. bu oldukça tehlikeli bir sonuçtur çünkü bu ayrım daha sonra kolaylıkla ırklar, etnik gruplar, mezhepler, dinler ya da sınıflar konusunda ayrımcı davranışlar göstermeye dönüşebilir. dolayısıyla bu ayrım sadece ailenin kendisi için değil, toplumun bütünü için de zararlıdır. l
leach ve laing’in çalışmaları çeşitli açılardan eleştirilmiştir. ikisi de aile hakkında detaylı bir alan araştırması yapmamakla eleştirilmektedir, üstelik laing’in çalışması sadece şizofrenik bir üyesi olan ailelerle sınırlıdır. bir diğer eleştiri leach’in çalışmasının aksine laing’in çalışmasının tarihsle perspektiften yoksun olduğu yönündedir. her ikisi de toplumsal sınıfları ya da sınıf ve aile arasındaki ilişkileri görmezden gelmekle eleştirilmiştir. ayrıca ikisi de sadece batı toplumlarını analiz etmekle eleştirilmişlerdir
laing ailenin bir dizi etkileşimden oluştuğunu, bu etkileşim sırasında üyelerin birbirleriyle karmaşık bir taktik oyunu oynadıklarını, oyun sırasında da bir dizi strateji kullandıklarını, ama bu etkileşimlerden bazılarının bireyler için zararlı, sömürücü veya yok edici olabildiğini ileri sürer. etkileşimin nasıl zararlı olabildiğini jane örneği ile anlatır. şizofrenik olarak tanımlanan jane hareketsiz oturmakta, sadece beslendiği zaman yemek yemekte, kendi düş dünyasında yaşamaktadır. bu dünya bir tenis oyunundan ibarettir ve jane de tenis topudur. gerçek dünyada jane’in ailesi bir çatışma yaşamaktadır, aile ikiye bölünmüştür, birbirleriyle iletişim kurmamakta, sadece jane aracılığıyla iletişim kurmaktadırlar. bu gerilim çok arttığında jane kaçmakta ve kendi düş dünyasına sığınmaktadır. ama düş dünyasındaki tenis oyunu ailedeki iletişim desenini temsil etmektedir, yani bu dünya bile ailesinden tamamen kaçmak için yeterli değildir.
bu vaka, ailenin bireyi nasıl sömürdüğünü ve aile içi etkileşimin nasıl zararlı olabileceğini gösteren bir örnektir. laing, ailenin çoğunluğu tarafından paylaşılan değer, inanç ve genel kanıyı, aile içindeki yoğun ilişkiler ağını ifade etmek için (bkz: aile nexusu)kavramını kullanır. nexus aile bağı değildir, ailedeki herkesin uyması beklenen ortak değerlerden oluşan son derece güçlü bir ağdır. nexus aile kimliğinin güçlenmesini ve sürdürülmesini sağlar, ama ailedeki her bireyin diğer bireylerin görüşlerinden, düşüncelerinden ve kendisine yönelik tutumlarından derinden etkilenesine, diğerlerinin düşündüğü gibi düşünmeye çalışmasına neden olur. nexus yüzünden aile bireyleri birbirlerinden sürekli olarak ilgi ve dikkat isterler. laing’e boğucu bir bağ olan nexus aynı zamanda aile bireylerini diğer aile bireyleri tarafından maniple edilebilecek, kolayca incinebilecek savunmasız bir hale getirir. aile nexusu içindeki etkileşim karşılıklı içselleştirme ile sonuçlanır.
bu kavram, aile üyelerinin aile kimliğini kendi kişisel gelişimlerini, özellikle benlik gelişimlerini sınırlayacak şekilde içselleştirmelerini ifade eder. bireyler aileyi içselleştirirler, aile üyeleri birbirlerinin ve bir bütün olarak ailenin bir parçası haline gelirler ve kendi benliklerini, özgürlüklerini ve kendi farkındalıklarını kaybederler. aile değerleri ve tutumları bireyin kendi değerleri ve tutumları haline geldiği zaman birey artık özerklik duygusunu kaybeder. yani aile kimliği, bireylerin özgürlükleri pahasına sağlanır ve bireye zarar verir. laing’e göre aile bireylerinin aile kimliğini kendi kişisel benlik gelişimlerini sınırlayacak şekilde ve derecede içselleştirmeleri sorunludur, aile değerleri bireyin kendi değerleri haline geldiğinde birey kişisel özgürlüğünü ve farkındalığını kaybeder.
leach gibi laing de aile üyeleri arasında bağımlılığın ve karşılıklı bağlanmanın çok yoğun olmasının aile üyelerinin kendileri ile toplumun geri aklanı arasına bir bariyer koymasıyla sonuçlanacağını düşünür. laing için aile üyeleri bir aile gettosu içinde yaşamaktadır. aile dış dünyadan korkmaya başlar ve aile içinde aşırı korumacı davranışlar görülür. dış dünyanın bir tehdit oluşturduğu duygusu ve aşırı korumacı davranışları nexusu daha da güçlendirir. laing bu durumda aile üyelerinin, özellikle çocukların dünyayı “bize benzeyen insanlar” ve “onlara benzeyen insanlar” şeklinde görmeye başladıklarını belirtir. bu oldukça tehlikeli bir sonuçtur çünkü bu ayrım daha sonra kolaylıkla ırklar, etnik gruplar, mezhepler, dinler ya da sınıflar konusunda ayrımcı davranışlar göstermeye dönüşebilir. dolayısıyla bu ayrım sadece ailenin kendisi için değil, toplumun bütünü için de zararlıdır. l
leach ve laing’in çalışmaları çeşitli açılardan eleştirilmiştir. ikisi de aile hakkında detaylı bir alan araştırması yapmamakla eleştirilmektedir, üstelik laing’in çalışması sadece şizofrenik bir üyesi olan ailelerle sınırlıdır. bir diğer eleştiri leach’in çalışmasının aksine laing’in çalışmasının tarihsle perspektiften yoksun olduğu yönündedir. her ikisi de toplumsal sınıfları ya da sınıf ve aile arasındaki ilişkileri görmezden gelmekle eleştirilmiştir. ayrıca ikisi de sadece batı toplumlarını analiz etmekle eleştirilmişlerdir
devamını gör...
namus
"ahlak ve namus deyince sadece kadından konuşmaya başlayan herkes, ahlaksız ve namussuzdur. " diyerek noktayı koyar frida kahlo
devamını gör...
insanı yıpratan şeyler
hayatımızdan bir şekilde gelip geçen bazı insanlar ve anlaşılamayan hareketleri.
devamını gör...
takipten çıkan takipçi
keşke neden çıktıklarını da eleştirel ve güzel bir dille açıklasalar hem yanlışımı görmüş olurdum. ben şahsen çok çok rahatsız olmadığım sürece çıkmam. herkesin fikri kendine sonuçta.
devamını gör...

