öğrenilmiş bir şey gibi geliyor bana. çocukları biraz gözlemleyince anlamak mümkün. ne söylediği hakkında fikri bile yokken küfür eden çocuklar bu küfürleri nereden öğreniyor? bir seferinde elindeki iki oyuncak bebeği konuşturarak oyun oynayan küçük bir kızın ailesinden duyduğunu tahmin ettiğim cümlelerle bebekleri konuşturduğunu hatta kavga ettirdiğini gördüm. bu çocuk oyun oynuyor yahu! bu çocuk iki insanın konuşmasını kavga etmek sanıyor. daha o yaşta karar veriyor buna. büyüdüğünde sinirli, kavgaya meyilli bir insan olmayacak da ne olacak?
devamını gör...

geçmişteki benliklerimin çoktan öldüğünü ve benim onları gömmeyi akıl edemediğimi çakozlayıp inceden bi bırkıldım. şu şarkıları dinlerken heyecanlanan eski bir ben vardı ölmüş gitmiş haberim yok. şimdiki ben hiç tat alamıyorum bu şarkılardan. ve tabi diğer şeyler bir çok atmosfer ölüp gitmiş, hiç bir şeyin tadı kalmamış. aynı şeyle karşılaşmayı umuyorsun ama sen eskisi gibi değilsinki başka bir şeye dönüşmüş her şey.

tamam yenisi nerde yenisininde bir tadı tuzu olmak zorunda yeni bir kitabı eski kafayla okumaya çalışmak yada eski bir kitabı yeni bir kafayla okumaya çalışmak gibi bir şey daha daha ileri yaşlarda bu işin dozu artacak mı acaba? yoksa solan yaprakların tekrar yeşermesi mümkün müydü?
devamını gör...

kuzey amerika'da yaşayan, algonkin dili konuşan bir kızılderili kabilesidir. bu kabile kendileri için chippewa ve anishinaabe adlarınıda kullanılır.
kızılderili kabileleri arasında nüfusu en büyük beş kabileden biridir. eskiden kanada'nın doğusunda yaşıyorken beyazlarla kürk ticaretinden kazandıkları ateşli silahlarla göller bölgesinin kuzey tarafına yayılmışlardır. eskiden superior gölü civarında yaşayan sioux'larla bile savaşıp onlarıda yenmişler ve batıya göçmelerine sebep olmuşlardır. göller bölgesindeki algonkin kabileleri ile birlikte beyazlara karşı yapılan bütün savaşlara katılmışlar ve sonunda belli rezervasyonlarda yaşamayı kabul etmişlerdir.
nüfusları kalabalık ve çok geniş bir alana yayılmışlardır. bugün a.b.d'de north dakota, minnesota, michigan ve wisconsin, kanada'da ise quebec, ontario, manitoba, saskatchewan ve alberta eyaletlerinde yaşamaktadırlar.
bu kabilenin üyeleri, a.b.d ordusunun bile yenemediği sioux'ları bir tek biz yendik diye hava atan terbiyesizlerdir. :)
devamını gör...

'the lady with the dog' hikayesini çok sevdiğim yazardır. aldatmak ile ilgili fikirlerinizi değiştirebilir, ve bir noktada hak verebilirsiniz, karakterlerin hayatları göz önüne alındığında.
devamını gör...


“ -elini tuttum, sıcacıktı; sanki yüreği elimdeymiş gibi.”


al yazmalım
devamını gör...

(bkz: ne verdin elinle o gelir seninle)
devamını gör...

(bkz: sarayburnu)
yazın çok kalabalık olduğundan, güzel olmaz ama kışın kimse yoktur ve eskiden bağlı olduğu gülhane parkı ile arasına yol girdiğinden, geceleri de kapalı olmaz ve aynı noktadan galata köprüsü, galata kulesi, boğaz köprüsü, kız kulesi, ve daha sayamayacağım bir sürü yapıyı tek noktadan görebilirsiniz ayrıca istanbul'a has olan bir özellik olan manzara izlerken başkasının izlediği manzarada yer almak deneyimini yaşayabileceğiniz kış gecelerinde gitmeyi çok sevdiğim güzide mekan.

--! spoiler !--

mustafa kemal'in hayattayken kendi heykelini diktirdiği ilk yer burasıdır

--! spoiler !--
devamını gör...

başlıkta yazılan tüm entryleri okuyunca şaşırıp kaldığım yönetmen. kendisiyle yüzlerce kez içip sanat ve sinema kritiği yaptığım için çok rahat yazacağım. yazdıklarımı kendisine de söylediğim için hiç kasmıyorum.

bence muhteşem bir fotoğrafçıdır. ilk filmlerindeki kadrajlara bakarsanız her karenin muhteşem bir açıyla çekildiğini görürsünüz. görüntü yönetmeni olarak gökhan tiryaki ile çalışınca bu özelliğini kaybetti.

sinemalarındaki bence tek başarısı ışık kullanımıdır. hiçbir türk yönetmenin uğraşmadığı kadar ışıkla uğraşır ve en iyisini buluncaya kadar vazgeçmez.

bir zamanlar anadolu'da film setine gitmiştim bir gün. gece arabalar bir tarlanın yanına gelecek sahnesi çekilecek. tarladaki buğdaylar hafif salınacak. gece olduğu için hafif görülecek buğdaylar. tüm seti kabız etti. ışıklar ayarlanıyor arabalar uzaktan geliyor. arabaların farları gelince fazla aydınlık oluyor. setteki ışıkları kapatıyor fazla karanlık. sabaha kadar arabalar gitti geldi. ışıkların yeri değişti. tam doğruyu buldum derken güneş doğmuştu.

fotoğrafçılık ve ışık konusunda ne kadar başarılıysa yönetmenlik konusunda o kadar başarısız. bu bence. ama senaryo yazma konusunda kesinlikle rezalete imza atıyor. zaten senaryoları eşi ve bir kaç kişi ile yazıyor ama kesinlikle hatalarla dolu boş senaryolar. ne yaparsan yap senaryo yazma dediğim zaman iyi senaryo yazan yok ki diyen biri.

bir senaryo yazıp verdim eline. çok beğendi. ön çalışmalara başladı. filmi bana bir anlattı. hemen çektim senaryo mu. kendi senaryolarına benzetmiş.

keşke en iyi olduğu şeyi yapsa. fotoğraf çekse.
devamını gör...

bunlara ölüm orucu farz filan mı değil? kendileri tutsalar o zaman .
devamını gör...

tavsan cetesini yanlis tanitiyorsun kosovali, hos mu bu yaptigin? tum sozluk benden nefret edecek simdi, gitti itibar.

kendisine yeni bir skill daha acan gomercan’i 3 evetle ugurluyoruz.

sözlük radyosu kalbinize, kulaginiza ve ruhunuza iyi gelir.*

sagol sagol sagol!

eline emegine saglik, ccc reis ccc*
devamını gör...

yetenekler keşfedilmez; ortaya çıkar. bunun tek cevabı ise zamandır. insan, zamanla kendini bulur.
devamını gör...

#1111 haydi rastgele. inşallah güzel bir tanım denk gelir.
edit: oo güzelmiş.
devamını gör...

şu kedinin kumunu da bir zahmet başkası temizlesin. sevmeye gelince seviyorsunuz, kum temizlemeye gelince kaçıyorsunuz. sen de getir şu kediyi. ınstagram'a story atacağım diye yarım saattir delirttin hayvanı.
devamını gör...

benimdir.
teşekkürler sayın yazar. sayende ezik olduğumu öğrendim.
devamını gör...

dostlar uyku bana haram. tam uyuyacağım yine ve yeniden başıma bir şey geliyor. neyse ki sizin için günaydı benim için uyku zamanı geldi. hepinize günaydınnnnn.
devamını gör...

zülfü livaneli bana göre hayatı dolu dolu yaşamak demektir. öyle bir yaşamak ki bahsettiğim sanat yapmak ise niyetin iz bırakmalı ürünlerin, aydınlık bir hayat ise özlemin ışık saçmalı her söylediğin. işte öyle bir yaşamak ki zülfü livaneli örnek olmalı hitap ettiğine, umut vermeli ilgilisine.
devamını gör...

drill rap, chicago'nun güney yakasından çıkma trap müziğin bir alt türüdür. asıl ününü ingiltere brixton'da ortaya çıktığında kazanmıştır. şuan drill'i en iyi yapanlar ingilizlerdir.

suça, çeteciliğe ve sokaklardaki günlük yaşamın zorluklarına odaklanır. şiddet içerikli, onu vurdum bunu vurdum tarzı sözler içerir. hatta londra belediye başkanı sadiq khan, drill müziğin şehirde artan suçlarda kısmen sorumlu olduğunu belirtmiştir. kısaca ingiliz kekolarının icra ettiği müzik türü diyebiliriz. bu kekoların çoğu katil veya hırsızdır. neredeyse hepsi yüzlerini maskeyle korurlar. böylelikle şarkıda söylenen hiçbir şey mahkemede onlara karşı kullanılamaz çünkü maske taktığı için rap yapan kişinin onlar olduğuna dair bir kanıt yoktur.

beatler genellikle 60-70 bpm'dir. bu türde punchline fazla yoktur ve metaforlarla ilgilenmezler yani şarkı sözleri baya basittir. şuraya türkçe alt yazılı bir uk drill örneği bırakayım:



bu aralar bu müzik türü türkiye'ye de sıçradı. ama türkiye'deki driller, altyapıdan öteye gidemiyor yani konular genelde şiddet, çetecilik olmuyor doğal olarak. ha bunu deneyen çok var ama apartman çocukları keserim, vururum, gangstayım diyerek drill yapmaya çalışınca da komik oluyor baya. çünkü elin kekosu dediği şeyleri gerçekten yapıyor. zaten özenilecek de bir şey değil sadece altyapı ve vokaller için dinlenir bu tür. son olarak türkçe rap'ten çıkma güzel birkaç drill örneği:


devamını gör...

"ama şiddeti de yerine göre bir enstrüman olarak kullanırım." diye devam eden ölümlü dünya repliği.

feyyaz yiğit tarafından canlandırılan serbest isimli karakterin efsane sorgu sahnesinde geçmektedir.

link
devamını gör...


desem ki…
inan bana sevgilim inan,
evimde şenliksin, bahçemde bahar;
ve soframda en eski şarap.
ben sende yaşıyorum,
sen bende hüküm sürmektesin.
bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
rüzgarlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
günlerden sonra bir gün,
şayet sesimi farkedemezsen,
rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden,
bil ki ölmüşüm.
fakat yine üzülme, müsterih ol;
kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
ve neden sonra
tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
hatırla ki mahşer günüdür
ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
devamını gör...

izlemesi çok keyifli olmamasına rağmen güzel mesaj veren filmdir.


kaynakların herkese yetecek kadar olduğu ortamda açgözlü davrananların ihtiyacı olandan fazlasını talep etmeleri, bazı kesimlerin yokluk, bazı kesimlerin ise bolluk içinde yaşamalarına sebep olmaktadır.

ayrıca üst kesim alt kesimi hiç umursamamaktadır. daha önce alt kesimde olsalar bile.

kapitalizmi eleştiren bir mesaj vermeye çalışmışlardır.

benzer bir film ise kar küreyicidir. o da trende geçmektedir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim