aşık olmak
insanın içini dışına çeviren, kalbini ağzına getiren aklını bir karış havaya çıkaran. eşsiz bir o kadar da kontrolsüz bir duygusal nöbet.
devamını gör...
nahif
naif ile çok karıştırılan bir kelimedir.
genelde kibar insanlara naif denir ama naif "tecrübesi olmayan, toy, deneyimsiz" anlamlarına gelmektedir.
nahif, "hassas, ince, kibar" manalarını taşır.
bir kişiye sıfat şeklinde kibar demek amaçlı nahif kelimesini kullanmak daha doğru olur.
genelde kibar insanlara naif denir ama naif "tecrübesi olmayan, toy, deneyimsiz" anlamlarına gelmektedir.
nahif, "hassas, ince, kibar" manalarını taşır.
bir kişiye sıfat şeklinde kibar demek amaçlı nahif kelimesini kullanmak daha doğru olur.
devamını gör...
lise öğrencilerinin istedikleri sınav notunu seçebilmeleri
adaleti sağlayamayacak çözüm. sadece geçti/kaldı olarak not verilmeli ve obp üniversite sınavı puanına katılmamalı.
devamını gör...
cicikuş
muhabbet kuşu eğitenler bilir,ilk öğretilen kelimelerden biridir.c,d,t,b gibi harflerin içinde geçtiği kelimeleri çabuk öğrendikleri için muhtemelen ilk çıkardıkları kelimede cici kuş olur.
devamını gör...
yalnız çok yalnız yapayalnız biri olmak
katlanılmasi zor bir yazgidir. duygu ve düşünceler paylaşılamaz. kendi kendine konuşmalar başlar. mutlu görünen bir grup fark edilince başka yana bakılır. ruh eşi başka galakside olsa gerek şeklinde düşünülür. yalnızlık tanrıya değil bu insanlara mahsustur. kimse tarafindan anlasilmazlar. sürüden kovulmuş lanetli varlıklardir. yitik bir ruh olarak hayalet gibi sürüklenirler. cemiyet bunlara uzaylı muamelesi yapar.
devamını gör...
ren geyiği
kuzey amerika'nın kuzey bölgeleri, kuzey avrupa ve grönland'da yaşayan cervidae* familyasından memeli bir hayvan türüdür. bilimsel tür adı rangifer tarandus. hem dişisi hem erkeğinde boynuz bulunan tek geyik türü olma özelliğindedir.* tüylerinin rengi kahverengi ve gri arası, yelesi ise daha açık tonlardadır. uzun ve birbirinden ayrıldığı için geniş yüzey alanı oluşturan toynakları sayesinde karda kolaylıkla yürüyebilir. sürü halinde yaşarıyorlar ve özellikle göç zamanlarında sürüler bir araya gelerek büyük göç toplulukları oluşturuyormuş. evcilleştirilerek kızağa bağlanıp ulaşım için kullanılmasının yanında, yeniliyor, derisi ve postundan giysi yapılıyor. özellikle kuzey avrupa ülkelerinde bu geyiğin postu ucuz denilebilecek fiyatlardan kürk mont ve halı olarak satılıyor.* ayrıca yanılmıyorsam* noel baba'nın kızağını çeken hayvanlar da ren geyiğiydi diye biliyorum. küçük kardeşim söyledi yazmazsam tehlikedeyim. frozen* pixar animasyonundaki bir karakter olan swen de bu geyiktenmiş.
devamını gör...
çerofobi
mutlu olma korkusudur.
çerofobi sahibi insanlar mutlu olmaktan yahut mutlu görünmekten kaçınırlar.
çoğu insanda mutluluktan korkma değilse de mutluluk sonrası gelen "ya biz bu kadar güldük ama başımıza bir iş gelmesin şimdi?" düşüncesinin var olduğuna inanıyorum.
çerofobi sahibi insanlar mutlu olmaktan yahut mutlu görünmekten kaçınırlar.
çoğu insanda mutluluktan korkma değilse de mutluluk sonrası gelen "ya biz bu kadar güldük ama başımıza bir iş gelmesin şimdi?" düşüncesinin var olduğuna inanıyorum.
devamını gör...
yazarları ağlatan şarkılar
matematiksel olarak selami şahin'e ait olma ihtimali yüksek şarkıdır.
devamını gör...
oruç
kendisi ile çelişen ibadet.
tok açın halinden anlasın diye derlerdi eskiden.
o zaman fakirler neden oruç tutmak zorunda?
adam kendi halini anlasın diye mi?
zaten yetersiz besleniyorlar. üstüne bir de öğün azaltıyor!
zengin için ise tam komedi.
adamların sahurları ve iftarları kral sofralarından hallice.
kilosu 1000 tl olan hurma ile iftar açıp adına sünnet diyor!
uzar da uzar...
tok açın halinden anlasın diye derlerdi eskiden.
o zaman fakirler neden oruç tutmak zorunda?
adam kendi halini anlasın diye mi?
zaten yetersiz besleniyorlar. üstüne bir de öğün azaltıyor!
zengin için ise tam komedi.
adamların sahurları ve iftarları kral sofralarından hallice.
kilosu 1000 tl olan hurma ile iftar açıp adına sünnet diyor!
uzar da uzar...
devamını gör...
behzat ç.
pilli bebek isimli grubun varlığından haberdar olmamızı sağlayan efsane dizidir. ankara'yı sevdirendir. harunlu sahneleri candır. sorgu sahnelerinde cips yemeye doyamayan, çayın yanında püsküüt isteyen, cinayeti çözmek için araştırmaya gittikleri evlerin kapılarını çaldıklarında "siz kimsiniz?" sorularına verdiği ilginç yanıtlarla harun gönlümüzde büyük bir yer kazanmıştır. ** akbaba'nın "cinayet ben olmuşum" repliği de can alıcıdır.
devamını gör...
44 numara ayakkabı giyen kadın
kadın: merhaba, ayakkabı bakacaktım.
satıcı: buyrun tabii, kaç numara efendim?
kadın: 44
satıcı: hediye mi alıyorsunuz? erkek arkadaşınız, eşiniz? erkek reyonuna geçelim o halde.
kadın: hayır kendime bakıyorum.
satıcı: olsun, biz yine de erkek reyonuna geçelim.
gibi diyaloglar yaşaması oldukça muhtemel kadındır.*
satıcı: buyrun tabii, kaç numara efendim?
kadın: 44
satıcı: hediye mi alıyorsunuz? erkek arkadaşınız, eşiniz? erkek reyonuna geçelim o halde.
kadın: hayır kendime bakıyorum.
satıcı: olsun, biz yine de erkek reyonuna geçelim.
gibi diyaloglar yaşaması oldukça muhtemel kadındır.*
devamını gör...
ülkeler hakkında ilginç bilgiler
norveç’te 1 ocak 2009 tarihli bir kanunla “bedenin satışı insan onuruna aykırı bir uygulamadır” hükmüyle fuhuş yapmanın ve yaptırmanın yasaklanmış olması.
türkiye’de ise elli altı ilde bulunan genelevlerde üç binden fazla seks işçisi vesikalı olarak devlet kontrolünde çalışmaktadır. üç yüz binden fazla seks işçisi ise devlet kontrolünden uzakta çalışmaktadır.
türkiye’de ise elli altı ilde bulunan genelevlerde üç binden fazla seks işçisi vesikalı olarak devlet kontrolünde çalışmaktadır. üç yüz binden fazla seks işçisi ise devlet kontrolünden uzakta çalışmaktadır.
devamını gör...
gelişigüzel kitap okumanın hiçbir işe yaramaması
bir işe yarasın diye kitap okumuyoruz, bir hedef de belirlemiyoruz. belki bu kadar büyük anlamlar yüklemeye gerek yoktur.
herkese keyifli okumalar dilerim.
herkese keyifli okumalar dilerim.
devamını gör...
anosmi
'koku körlüğü' olarak da tanımlanan durum. geçici ya da kalıcı, doğuştan veya sonradan oluşan türleri mevcuttur. covid hastalığının belirtileri arasındadır. covidde görülen koku kaybı ekstra bir durum yoksa geçicidir.
devamını gör...
z kuşağının haklı olması
sonuna kadar haklı olduklarını düşünüyorum ben de.
biz çocukluğumuzda bile olsa ortalama bir ülkede yaşamanın rahatlığını tadabildik. onlar ne çocukluğunda, ne gençliğinde bu rahatlığa eriştiler -ve bu gidişle- ne de yetişkinliklerinde erişebilecekler.
maalesef özellikle baby boomers ve x kuşağı onlara bu muhteşem (!) ülkeyi bıraktı. şu an yapabileceğimiz tek şey onları rahat bırakıp en azından öfkelerini kusmalarına izin vermek.
biz çocukluğumuzda bile olsa ortalama bir ülkede yaşamanın rahatlığını tadabildik. onlar ne çocukluğunda, ne gençliğinde bu rahatlığa eriştiler -ve bu gidişle- ne de yetişkinliklerinde erişebilecekler.
maalesef özellikle baby boomers ve x kuşağı onlara bu muhteşem (!) ülkeyi bıraktı. şu an yapabileceğimiz tek şey onları rahat bırakıp en azından öfkelerini kusmalarına izin vermek.
devamını gör...
kafa sözlük renk modu güncellemesi
gece moduna o kadar alışmıştım ki far görmüş tavşana döndüm. ben yine tam gece moduna devam edeceğim * ama bazı yazarların gerçekten faydalanacağını düşünüyorum. teşekkürler iko bey!
edit: hanım da olabilir, emin olamadım şimdi. neyse konumuz bu değil zaten.*
edit: hanım da olabilir, emin olamadım şimdi. neyse konumuz bu değil zaten.*
devamını gör...
dini inancın zayıflama nedenleri
dualarının cevapsız kaldığını hissetmek.
devamını gör...
sigara ve edebiyat
her şey söylenebilir sigara için ama ne söylense yalandır. neden sigara içildiğini anlamayanlara, neden sigaranın bırakılamadığını kavrayamayanlara ithaf ediyorum bu yazımı. sigara içenlerle ilgili binbir kötü yorum yapılır. başta kötü bir koku yaydığımızdan bahsedilir, ama o bize ait bir ten kokusudur ve biz o kokuyla mutluyuz. öleceğimiz söylenir ki anlaşılması en güç olan da budur. zira sigara içmeyenlerin ölümsüzlüğe ermediği isviçreli bilim adamlarının bile araştırmaya tenezzül etmediği bir konudur. peki o zaman anlatayım ben yine de ne var bu sigarada. bir öykü yazmak için oturduğumda illa ki bir paket sigaram olacak yanımda ( yedek bir paket daha tabii ki). düşündükçe sigaradan bir fırt çekeceğim ve fikirler üşüşecek beynime. ben bu yüzden içiyorum sigarayı. çok sıkıldığım zamanlar, elimdeki kitaba haksızlık yapmadan bir dal yaktığımda kitap daha da akıcı olmaya başlıyor. bu yüzden içiyorum.
sigarayla edebiyatın mutlak bir bağı vardır. sigara içenlerden rahatsız olanlar için söylüyorum elbette ki duman solumamak en doğal hakkınız. ama edebiyat ve sigara bağını göz ardı etmeyiniz.
edebiyatımızın en büyük isimlerinin sigarayla olan bağlarını sizinle paylaşacağım dumansız bir toplum olmaya hızlı adımlarla ilerlediğimiz şu biçare senenin son günlerinden birinde. öldürürken elimizin bile titremediği sabahattin ali. sabahattin ali’nin tütünle olan yakınlığı biraz daha aristokrat bir görüntü sergileyen pipo aracılığıyla olmuştur. ama en nihayetinde pipoda sigaranın avrupa görmüş hali değil midir? yazılarında mutlaka sigaraya ilişkin bir küçük olay vardır sabahattin ali’nin. bazen leit- motif olarak kullandığı da olmuştur.
şimdi anlatacağım isim ise türk edebiyatı’nın ince memet’i yaşar kemal. yaşar kemal de sigarayla haşır neşir olan yazarlarımızdandır. ancak o sigara yerine daha doğru bir şekilde cigara demektedir. yaşar kemal bir röportajında sigara ile ilgili şöyle bir anı anlatır ki ben bu anıyı okuduktan sonra yaşar kemal’in sigara içmesine şaşırmıştım. hüyükteki nar ağacı isimli kitabının ilk beş sayfasını kaybettiği için bu kitabı yazmaktan vazgeçen yaşar kemal, bu sayfaların anası tarafından sigara içmek isteyen komşulara sigara kağıdı olarak kullanılmak üzere verildiğini öğrenir. yıllar sonra o kitabın komşularının ciğerlerine giden ilk beş sayfasını yeniden yazar ve yayımlatır.
türk edebiyatının temel taşı ahmet hamdi tanpınar da sigara tiryakileri tayfasından. onunla ilgili kısmı ben yazmayacağım. üstadın öğrencisi olma şeref ve mutluluğuna erişmiş ahmet miskioğlu’nun satırlarıyla paylaşıyorum:tanpınar, geldi, masanın başına oturdu. sigara paketini çıkardı. büyük bir beğeniyle, insanı imrendiren bir biçimde sigarasını yaktı; derin derin çekti içine. konuşmaya başlamadan sevdiği öğrencilerine şöyle bir baktı. gerçekten seviyordu bizi, biz de onu çok seviyorduk. üç beş arkadaştan tek not tutan bendim. kalemim kâğıdım hazır, yazmaya başlayacağım artık. dedi ki;
«bir komedi oynuyoruz… ancak, aktörler değişiyor!..»
yangınların şairi metin altıok artık lanetlemeye bile dilimin varmadığı o meşum yangında hayatını kaybeden ve bence türk dilinin en büyük şairlerinden biri olan kişidir. orda ölümü beklerken bir elinde kendini savunmak için tuttuğu süpürge sapı -o resmi ne zaman görsem ağlarım- diğer elindeyse fikrine dayanak sigarasıyla bekler. bazen şiirlerini o sigara kağıdına karalar şair ki o karalamlar aydınlıktır sigaranın ucu kadar.
sondan bir önce de bir kadın yazarımızdan bahsedelim. dünya okurları tarafından geleceğe kalacak 50 yazar arasında gösterilen aslı erdoğan. son dönemin en iyi yazarı. ancak reklam peşinde koşmayan yazarımız, türk okurları tarafından pek iltifata layık görülmez nedense. kabuk adam romanını okurken sigara üstüne sigara içmiştim. sürekli tepeleme dolu kül tablalarından bahsettiği belki onlarca yazısını okudum aslı erdoğan’ın ve hem okuduklarımdan hem de içtiklerimden dolayı kendisine minnettarım.
ve kapanışı isminin bir harfini iddia sonucu kaybedecek kadar cesur ve hayalgücü kuvvetli olan, büyük insan cemal süreya ile yapıyorum. trt’de katıldığı bir programda elindeki sigarayı görmek beni anlatamayacağım kadar mutlu etmişti. ama onunla ilgili bir şey anlatmayacağım yalnızca bir şiirini buraya bırakıyorum, alırsınız;
eskiden birinci işimdi sigara içmek
şimdiyse içmemek birinci işim.
sigara ve edebiyat birbiriyle gönül bağı olan şeylerdir. bazen bir kitabı açtığınızda burnunuza bir sigara kokusu çarpar. rahatsız olmayın. yazarın parmaklarından gelmektedir o koku. ama kokudan rahatsız oluyorum diye bar bar bağıranlardansanız sigara içenleri koklamayın…
sigarayla edebiyatın mutlak bir bağı vardır. sigara içenlerden rahatsız olanlar için söylüyorum elbette ki duman solumamak en doğal hakkınız. ama edebiyat ve sigara bağını göz ardı etmeyiniz.
edebiyatımızın en büyük isimlerinin sigarayla olan bağlarını sizinle paylaşacağım dumansız bir toplum olmaya hızlı adımlarla ilerlediğimiz şu biçare senenin son günlerinden birinde. öldürürken elimizin bile titremediği sabahattin ali. sabahattin ali’nin tütünle olan yakınlığı biraz daha aristokrat bir görüntü sergileyen pipo aracılığıyla olmuştur. ama en nihayetinde pipoda sigaranın avrupa görmüş hali değil midir? yazılarında mutlaka sigaraya ilişkin bir küçük olay vardır sabahattin ali’nin. bazen leit- motif olarak kullandığı da olmuştur.
şimdi anlatacağım isim ise türk edebiyatı’nın ince memet’i yaşar kemal. yaşar kemal de sigarayla haşır neşir olan yazarlarımızdandır. ancak o sigara yerine daha doğru bir şekilde cigara demektedir. yaşar kemal bir röportajında sigara ile ilgili şöyle bir anı anlatır ki ben bu anıyı okuduktan sonra yaşar kemal’in sigara içmesine şaşırmıştım. hüyükteki nar ağacı isimli kitabının ilk beş sayfasını kaybettiği için bu kitabı yazmaktan vazgeçen yaşar kemal, bu sayfaların anası tarafından sigara içmek isteyen komşulara sigara kağıdı olarak kullanılmak üzere verildiğini öğrenir. yıllar sonra o kitabın komşularının ciğerlerine giden ilk beş sayfasını yeniden yazar ve yayımlatır.
türk edebiyatının temel taşı ahmet hamdi tanpınar da sigara tiryakileri tayfasından. onunla ilgili kısmı ben yazmayacağım. üstadın öğrencisi olma şeref ve mutluluğuna erişmiş ahmet miskioğlu’nun satırlarıyla paylaşıyorum:tanpınar, geldi, masanın başına oturdu. sigara paketini çıkardı. büyük bir beğeniyle, insanı imrendiren bir biçimde sigarasını yaktı; derin derin çekti içine. konuşmaya başlamadan sevdiği öğrencilerine şöyle bir baktı. gerçekten seviyordu bizi, biz de onu çok seviyorduk. üç beş arkadaştan tek not tutan bendim. kalemim kâğıdım hazır, yazmaya başlayacağım artık. dedi ki;
«bir komedi oynuyoruz… ancak, aktörler değişiyor!..»
yangınların şairi metin altıok artık lanetlemeye bile dilimin varmadığı o meşum yangında hayatını kaybeden ve bence türk dilinin en büyük şairlerinden biri olan kişidir. orda ölümü beklerken bir elinde kendini savunmak için tuttuğu süpürge sapı -o resmi ne zaman görsem ağlarım- diğer elindeyse fikrine dayanak sigarasıyla bekler. bazen şiirlerini o sigara kağıdına karalar şair ki o karalamlar aydınlıktır sigaranın ucu kadar.
sondan bir önce de bir kadın yazarımızdan bahsedelim. dünya okurları tarafından geleceğe kalacak 50 yazar arasında gösterilen aslı erdoğan. son dönemin en iyi yazarı. ancak reklam peşinde koşmayan yazarımız, türk okurları tarafından pek iltifata layık görülmez nedense. kabuk adam romanını okurken sigara üstüne sigara içmiştim. sürekli tepeleme dolu kül tablalarından bahsettiği belki onlarca yazısını okudum aslı erdoğan’ın ve hem okuduklarımdan hem de içtiklerimden dolayı kendisine minnettarım.
ve kapanışı isminin bir harfini iddia sonucu kaybedecek kadar cesur ve hayalgücü kuvvetli olan, büyük insan cemal süreya ile yapıyorum. trt’de katıldığı bir programda elindeki sigarayı görmek beni anlatamayacağım kadar mutlu etmişti. ama onunla ilgili bir şey anlatmayacağım yalnızca bir şiirini buraya bırakıyorum, alırsınız;
eskiden birinci işimdi sigara içmek
şimdiyse içmemek birinci işim.
sigara ve edebiyat birbiriyle gönül bağı olan şeylerdir. bazen bir kitabı açtığınızda burnunuza bir sigara kokusu çarpar. rahatsız olmayın. yazarın parmaklarından gelmektedir o koku. ama kokudan rahatsız oluyorum diye bar bar bağıranlardansanız sigara içenleri koklamayın…
devamını gör...
yazarların kendine yakın hissettiği şirinler karakteri
somurtkan şirin.
devamını gör...