dindarlara hedef tahtası olmak.
devamını gör...

herkese merhaba.

bugün kafa sözlük kitap edebiyat kulübü olarak yepyeni bir etkinlikle geldik. her ay sözlük dergisi'nde ''ayın yazarı'' köşesi olacak ve sizden edebiyatımızda önemli yere sahip seçilen yazar hakkında biyografi, eser incelemesi, yazarın edebi yönüyle ilgili düşüncelerinizi içeren yazılarınız vb. gibi yazı göndermenizi isteyeceğiz.

tabii ki yazılarınızı gönderirken kitap edebiyat kulübünde bulunan ''#ayın-yazarı'' kanalına göndermelisiniz. seçilen yazılar sözlük dergi’de mahlasınızla birlikte yayınlanacak.

temmuz ayı için seçilen yazarımız edebiyatımızın değerli isimlerinden biri olan haldun taner.

yazılarınızı haziran ayı sonuna kadar gönderebilirsiniz. büyük bir heyecanla bekliyor olacağız.
kitap edebiyat kulübüne katılmak ve yazılarınızı göndermek için: discord.gg/vYRBKKPsMz

sağlıklı günler.
devamını gör...

yarın akşam yola spawn'la beraber çıkıyoruz. meriçlik taylanlık boralık ve barkınlık nehirlerinden geçerek, nerelere gideceğiz göreceğiz. kendisine sormak istediğiniz soruları, konuşmamızı dilediğiniz konuları başlık altından, sözlük veya discord üzerinden bana iletebilirsiniz.

saatlerimizi ayarlayalım, yarın akşam 21:00.
devamını gör...

işte zenginler böyle zengin oluyor dediğim sorunsal. asıl sorunsal, senin benim gibi fakir ruhların, karması biriktikçe, hoop alışveriş yapması. en son başucu eserleri özellği gelince, gittim aldım hemen. kullanmadım bile. e niye aldım? fakir ruhumdan. param var alayım hemen kafasından. bak şimdi istediğim rozeti alamıyorum. niye? şimdiye kadar yaptığım yanlış alışverişten. karmalarınızı harcarken meja gibi olun. meja akıllı. benim gibi olmayın.
devamını gör...

ödevi detaylandırmak/hakkıyla yapmak.
ben genel itibariyle tam bir görev insanıyımdır. en önemli konularda da en saçma konularda da aynı tutumu benimsiyorum.* ödev mi var? o zaman bir an önce başlamalı, yapabildiğim en iyi şekilde yapmalıyım. bu yüzden dolu görünmesi için değil kısaltmak için çabalamışımdır hep.

evet evet sınavda ek kağıt isteyen de benim.
devamını gör...

ortalamanın 174 olduğunu düşünürsek halâ uzun boydur.
ayrıca genelde 180 diyen 180 değildir ya 179 ya da 181’dir.

not: bu boyda erkek diye konuşan kadınların babaları sandalye bacağı kadar, kendileri de sandalye bacakları arasındaki kiriş kadar olurlar genelde. ondandır böyle konuşmaları.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

belli bir nüfusun doğaya karbondioksit vb. atıkların ne kadar yük oluşturduğunu hesaplamak için kullanılan yöntemdir.
insanların yaşamını sürdürmesi için gereken kaynakların üretilmesi ve atıkların yok edilmesi amacıyla kullandıkları yaşam alanını gösteren bir ölçüdür.
devamını gör...

dinlerken hiç buna benzer bir hayatım olmamasına rağmen sanki tüm o insanları dinliyor, anlıyor gibi hissettiğim her seferinde gözlerimi dolduran efsane şarkı.
devamını gör...

biraz önce eski arkadaşımla 6 ay önce yaptığımız tartışmanın yazılarını okudum da.olaylar yaşanırken hissedilen duygular gerçekten çok yoğun oluyor.bir süre geçtikten sonra şöyle bir olaylara bakınca saçma sapan ve basit gelebiliyor.bu olayda da yaştan ziyade o an hissedilen duyguların yanlışlığına odaklanmak lazım.yani her tartışma ,kavga ya da anlaşmazlık sonrasi biraz durup sakinleşebilmek şart. her duygunun geçici olduğunu unutmamamız gerekir.
1-dur 2-biraz bekle 3-uzaklaş 4-tekrar değerlendirme yap.
keske hepimiz yapabilsekte böyle saçma sapan haberleri hiç duymasak.
devamını gör...

bir şey bilmek yada bilmemekten bağımsız olarak eğer kendini iyi ifade edemeyen, özgüvensiz biri değilse iyi bir gözlemcidir.
devamını gör...

devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çok sıkıldığım zamanlarda bir mağara bile olabilir. kimse olmasa, hiçbir şey yapmasan sadece boş duvara baksam tüm gün anca rahatlarım.
devamını gör...

genellikle sosyal medya zırtlanlarının düşüncesidir. bunlar normalde hayvan falan sevmez ama hayvanları prim amaçlı kullanmaya bayılırlar.

misal kediyle sarmaş dolaş foto çekildikten sonra kediye tekme atmıyorlarsa ne olayım. işleri güçleri şov pezevenklerin. çok ayıp, şiddetle kınıyorum..
devamını gör...

her ne kadar küçümsense de oldukça ağır bir şeydir. insanın vücudundaki izler geçer belki ama ruhundakilerin geçmesi çok zor. psikolojik şiddete hepimiz bir yerlerde illa uğruyoruz. bunun adı bazen mobbing oluyor bazen aile baskısı oluyor bazen akran zorbalığı. isim değiştirse de sonuç aynı. bunun önemsenmemesi çok can sıkıcı oysaki çok zarar veren bir şey.
devamını gör...

çok özledim ben mikom'u**. "çok özlemek yoktur, özlemek zaten çoktur" mu der kendileri bilmem ama, durumumuz budur usta.

yorgun geçen, 5 buçuk senenin ardından falan gelen bir ofis gününün, samimiyetsiz ama çok eğleniyormuş gibi yapılan bir sürü toplantının ardından eve geldim. aha daha yeni, valla. mis. yoruldum çok, afedersin ama kafam silindi*. önce bişiler hazırladım hızlıca yemelik, sonra oturdum şimdi, bekliyore.

bu yorucu günün ardından bana daha iyi gelebilecek çok az şey var mikom'un sesinden. yayın için en az onun kadar heyecanlıyım demicem, çünkü çok saçma. türkçe böyle bir şey, neyse. kimse yayıncı kadar heyecanlı olamaz ama bi yüzde yetmiş beş falanım vardır. ama yayın için en az onun kadar mutluyum, onu diyecektim. heh bağladım.

güzel yayınlar, zaten öyle olacak(lar?).
devamını gör...

görmesi bile insanın canını acıtan, içten içe tutup çekme isteği uyandıran, meme ucu piercing'i. kimsenin memesine karışmak gibi bir derdim yok fakat sebebi neydi ki, demekten kendimi alamıyorum.
görsel eklemiycem, merak eden gugullasın.
devamını gör...

ben hala anlayamadım flört olayını ve aşamalarını. nefret ediyorum bu tarz olaylardan. birisinden hoşlanırsın ve sadece onunla ilgilenirsin. bu ne böyle aynı anda bir sürü insanla konuşmak, karşındaki insanın sana soru bile soramaması. böyle olaylar yüzünden asla bir ilişkim olmayacak muhtemelen, hiç anlayamadım bu yaşıtlarımın ilişki yaşama biçimlerini.
devamını gör...

bu durumdan ben de muzdaribim. normalde çok fazla okurum ve kitap okumayı çok severim ama dönem dönem kafamızı, dikkatimizi toplayamadığımız zamanlar oluyor hepimizin. bu dönemlerde kendi üstüme gitmemeye çalışıyorum. okuyamıyorsam zorlamıyorum çünkü kitap okumak zevkle yapılması gereken bir iş, zorla okumanın hiçbir manası yok. eğer ki bu durum geçmeyecek gibi oluyorsa da daha ince ve hızlıca okuyabileceğim kitaplar alıp tekrar kendimi alıştırıyorum. böylece kitabın kalınlığı gözümü korkutmamış oluyor. bunun dışında sessiz bir ortam olması; etrafta telefon, bilgisayar gibi elektronik cihazların ya da dikkat dağıtıcı unsurların bulunmaması da yardımcı oluyor. etrafı kitap okumak için hazırlamak da yardımcı olabilir örneğin güzel, hafif kokulu bir mum veya tütsü yakmak, sakinleştirici bir bitki çayı hazırlamak gibi. bunlar dışındaki bütün önerilere ben de açığım.
devamını gör...

machiavelli'nin eseridir kendisi. kitabın temel amacı prenslere nasıl yönetici olunacağı konusunda tavsiyeler vermektir. machiavelli'yi bir 'counter-renaissance' düşünürü olarak değerlendirmeyi mümkün kılar. kendisi rönesansın getirdiği evrensellik ilkesine karşıdır. tam olarak o anda spesifik olarak ne olduğuna odaklanır. herkesin tecrübesinin birbirinden farklı olduğuna dolayısıyla ideal toplumların bir reçetesi olmadığına inanmak gerektiğini savunur. hatta kitabının 15. bölümünde yazar kendisi söylemiştir; 'ben burada hayali toplumları anlatmıyorum.' thomas more'u tanımasa da onun ütopyasına net bir zıtlık oluşturur prens kitabıyla. gerçi bu karşıtlığının asıl hedefi platon'un devleti de olabilir. onu okumuş olması daha muhtemel diye düşünüyorum.
kendisi kitabında siyaset ve etiğin birlikte düşünülmemesi gerektiğini savunur. yani demek ister ki neyin etik olduğundansa sonuçlar önemlidir. yani 'power politics' kavramını savunur. eğer bir kararın sonucu diğer alternatiflerden daha iyiyse o zaman o karar iyidir. niyetin, yani ahlaki yaklaşımın, bir önemi yoktur. niyetler zamana ve duruma göre değişir ama iyi sonuç her zaman iyidir diye anlıyorum ben bu durumu. kendisinin bunu savunma şeklide şudur; iyi niyetler kötü sonuçlar doğurabilir ve kötü niyetler bazen iyi sonuçlar doğurabilir. bir yönetici sadece kendi çıkarları üzerinden planlar yapmalıdır der. mesela toplumun bir kısmından kurtulmak istiyorsunuz, bunu yaptığınızda eğer düzen kuruluyorsa bu karar iyidir. insanlar da bunu iyi olarak algılarlar çünkü onlar da sonuçlara bakarlar.
romalılardan da etkilenmiştir kendisi. tabii iyi zamanlarından. buradan yola çıkarak da gerektiği zaman şiddetin uygulanmasında hiçbir sakınca görmez. mesela krallığın bir yerinde küçük bir isyan başladı. prens hızla bunu gerekiyorsa şiddetle bastırmalı ki sonuçlar daha da fena olmasın. yılanın başını küçükken ezmeli mantığı anlayacağınız.
ayrıca kendisinin prenslere bir tavsiyesi de halkın itaatini sağlamakla ilgilidir. der ki, insanların size öylece uymasını bekleyemezsiniz. toplumunuzda bir sorun olmasa bile her zaman olma ihtimaline hazırlıklı olmalısınız. çünkü birileri her zaman sorundan faydalanır. kendisinin aksine eski düşünce toplumda sorun çıkarmanın mantıksız olduğuna inansa da, machiavelli uyarır; sorun birilerinin çıkarına olabilir. mesela yabancılar. sorunun çıkması için destekleyip sonra da düzeni yeniden kurma bahanesiyle topraklarınıza girebilir.
toplumun fakir kısmına çok da şiddet uygulanmasına gerek olmadığını söyler. onlar makul miktarda bir baskıyla zaten size uyarlar. ama önemli olan aristokratlar. onların gözü prensin yerinde olabilir çünkü onlar kendilerini prensle eşit görürler. dolayısıyla tehlikelidirler.
bir de virtu of fortuna kısmı var. orayı tam algılayamadığım için açıklayamıyorum sözlük. aştı beni.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim