kızın da trip atanı çekilmez ama erkeğin trip atanı hiç mi hiç çekilmez. böylesi düşman başına.
devamını gör...

osmanlı döneminde kabadayı raconunun bir parçasıydı. hatta bir tutam kıl bırakıp gerisini traş eder, onun da uçlarına boncuk takarlarmış. (bkz: göğüs perçemi)

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ülke gerçeğinin sözlüğe de yansımış halidir. sözlüğe orta sınıf olarak giren yazar bir kaç haftaya fasfakir olarak devam ediyor zaten.
devamını gör...

tek doz uygulamadan aylar, hatta yıllar sonra bile toprakta kalabilen bir pestisit türü. bu tarım zehri, arıların merkezi sinir sistemine toksik etki yapıp ölümlerine sebebiyet vererek arı katili bir ilaç kimliği kazandı. trakya ve çukurova'da toplu arı ölümlerinin de olağan şüphelisi.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hayaller kuruyor çaresiz, sonra da arşınlıyor hayallerini
bir iki yapıyor bunu, derken bırakıyor
derken bırakır mı hiç, bu öyle güzel ki;
denizin yanında uykusuzluk gibi.

edip cansever
devamını gör...

ooooo evet gençlerrrr, herkes telefonları bu tarihe kadar değiştirsin! 850 mp kameralı bir şeyler şart! boğazda yürüme, boğazda şebeklik, boğazda selfie, boğazda buza dilim yapıştı tiktoku, boğazda evlenme teklifi ve düğün resimleri ve de storyleri are loading...
devamını gör...

altı çizili olan kitabı biri ödünç isteyince yaralarını, anılarını da istiyor gibi hissettirir.
devamını gör...

az önce mesaj kutuma bakarken kendilerine sürekli soru soruyor olduğumu fark ettim.

her birini hiç bozuntuya vermeden cevaplamış. her yazara bu şekilde davrandığını düşünürsek.. evet işi zor.
devamını gör...

'milyonlarin bacisi o bir yarasa seneca.'
devamını gör...

2. dünya savaşı sırasında japon imparatorluğu'nun müttefiklere karşı intihar saldırısı yapan havacı bölüğüne verilen isim. 2. dünya savaşı sürecinde yaklaşık 4000 japon pilotun intihar saldırısı gerçekleştirildiği kaydedilmiş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"bu işin fıtratında var." denir konu kapatılır. ne sorumlular ceza alır ne de ölenlerin hakkı aranır.
devamını gör...

benim favorim kupa kızı ve sinek valesi.. klibi ile olsun sözleri ile olsun halen dinlerim o döneme bir gider gelirim.
devamını gör...

dekanla ciddi ciddi konuşurken hapşırdı, ne alakaysa refleksle , azizallah dedim.
bir keresinde de tepsiden fırlayan kaynar çaylar havada süzülürken tutmak için ellerimi açıp üstüne atlamıştım.
devamını gör...

saçlarını aşırı beğendiğim, tanımlarını çokça severek takip ettiğim, begenisi ve favorisi bol olan değerli yazarlarimizdandır. tanımlarının devamını dilerim.
devamını gör...

şimdiki boşvermişliğim, bir zaman çok önemsemişliğimin sonucudur.

charles bukowski
devamını gör...

beni tanıtırken bu da diğer kızım, oğlumun eşi diyen canparçasını nasıl ötekileştirebilirim ki mantığından yola çıkarak 'anne' benim kullanım şeklim. evet, ilk zamanlar beyin yaktığı doğrudur. yıllar içerisinde zaten çok da olağan bir duruma dönüşüverdi.
bence asıl sorun ailelerin bir arada olduğu zaman. "baba çay ister misin?" sorusuna senkronize bir şekilde "evet" yanıtını alınca hala kahkaha atıyorum. karışıklık olmasın diye de "x baba sen, y baba peki sen?" şeklinde evirdim kendimce. tabii eşle konuşurken 1.tekil alanlar benimkiler, 2. tekil alan onunkiler. bu da yine karışıklık olmasın diyedir, yoksa çift anne-babalı olmak güzel.
ha bu arada, onları tanımadan ve evlenmeden önce ben de "yaaa ben tanımadığım insana nasıl anne-baba derim? diyenlerdendim. üstelik bana daha zor gelen annemi-babamı eşimle paylaşmak olmuştu." anne mi, hayır o benim annem!" söylemlerime gülerek ve daha çok söyleyerek kızdıran kişi de eşim olur. zamanla sindirdim. şimdi hoşuma giden bir durum.
devamını gör...

ben hiçbir zaman salt kendimiz olabildiğimizi düşünmüyorum. doğumdan itibaren, yaşadığımız ortama ister istemez uyum sağlıyoruz. bu da belki başka yerde, başka ailede doğsak, başka kişilikte olabileceğimizi düşündürüyor. bu kadar big bang'a gitmeye gerek var mı? zamanı biraz daha yakına çekelim madem, mesela ilk gençlik zamanları. hangimiz tam anlamıyla ben buyum diyebildi. daha kendisinin nasıl olduğunu bile bilmiyordu ki. gel zaman git zaman, geçtiği ortamlardan etkilendi, hoşuna gidenleri rol model aldı ve bir kalıba girdi. bunun bazen farkında oldu, bazen olmadı ama bunu illa yaşadı.
sonuçta hep kabul görme çabası içindeydi. herkeste boyutu değişse de illa yaşadı bunu.
zamanı geldi kişilik tam oturdu. hah işte ondan sonra akıllı olan insan, kendisi olur. girdiği ortamda olmadığı gibi davranmak yerine, ortamın kendisine uymasını bekler. uymazsa da orada bulunmama tercihini kullanabilir.
bunu yapmayan gelişimini tam tamamlayamamış olur.
sizi siz oldugunuz için kabul edecek olgunluğa erişmiş bir çevre, arkadaşlar, aile tadından yenmez. fakat kendin olmayıp, belli kalıplara girmediğin sürece seni kabul etmeyen bir kısım insan varsa da, bu onların gelişimini tamamlamadığını gösterir. hayatında tutmaya gerek yok.
olayı, bir iki arkadaş değil, toplumda kabul görme şeklinde düşünüyorsan da, toplum dediğin nedir, ben, sen, o. yani takma, kendin ol.
devamını gör...

yeni rozetlerimiz yayında.
devamını gör...

bir tek tür dışında görmedim ki;

aynı tür canlı diğerine,
doğduğu yer yada fizyolojisinin etken olduğu bir ayrım meydana getirsin.
kendi türünü gruplara ayırsın ve hatta bireysel bir eğilim olarak görüp psikolojik terimlerle yorumlasın.

ne diyelim insanız,
daha fazlası henüz olamadık.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim