b12 vitamini
yapısında merkez atom olarak kobalt bulunmasından ve hemoglobine benzemesinden ötürü diğer adı kobalamindir.
suda çözünen ve metabolik süreçlerde kullanılan bir vitamindir.
genellikle hayvansal gıdalardan alınır.
eksikliğinde megaloblastik anemi, unutkanlık, kalp çarpıntısı gibi bir çok sorun görülür.
suda çözünen ve metabolik süreçlerde kullanılan bir vitamindir.
genellikle hayvansal gıdalardan alınır.
eksikliğinde megaloblastik anemi, unutkanlık, kalp çarpıntısı gibi bir çok sorun görülür.
devamını gör...
normal sözlük'teki en iyi nick
agzindakikanisilipistesimdikizandovuscu (bu çok iyi)
balkoninsani
ickiliydibilmemne
celebrant
atamabekleynastronot
meja
hurgeneraliye
simay benim karım lan
kuzey yemin ederim bilmiyordum
haklıyım ama mutlu değilim
burda ve ekşide bazen sırf başlık ve nick okuyorum, gerçekten çoğu çok yaratıcı
balkoninsani
ickiliydibilmemne
celebrant
atamabekleynastronot
meja
hurgeneraliye
simay benim karım lan
kuzey yemin ederim bilmiyordum
haklıyım ama mutlu değilim
burda ve ekşide bazen sırf başlık ve nick okuyorum, gerçekten çoğu çok yaratıcı
devamını gör...
death note
fazla anime izlemem ama her anime bu anime gibi olsaydı hepsini takip ederdim.öyle bir anime.söylediğim gibi fazla anime izlemem ama yagami(kira)'nın görünüşü,karizması,aklı,düşünme biçimi gibi konular da onun gibi bi karakter daha yoktur sanırım.bu anime bize bi insanın nasıl değişebileceğini de gösteriyor.
hem de fikirleri değişmeden.
yagami'nin death note'u alıp ilk kavradığı zamanlar ve dizinin son zamanlarındaki hali arasında kişilik olarak çok fark vardır ama ilk ve son zamanlar da hedefi aynıydı.kötüleri bu dünyadan silip dünyayı daha iyi bir yere çevirmek...
yagami'nin hafızası silinip gözetim altında tutulduğu zamanlar kira'nın asla kendisi olmadığını böyle şeyleri onun yapamayacağını söylemiştir.ama bunu hafıza kaybı olduğu için söylüyordu.yoksa bütün bunları yapan ta kendisiydi.anlatmak istediğim buydu.
aynı zaman da bu animenin tüm soundtracklarını indirmiştim.belki de soundtrackların hepsini sevmemin nedeni animeyi çok sevdiğimdendir ama gerçekten soundtracklar çok güzel.anlatılacak daha bir sürü güzel yanı vardır.sadece bunları paylaşayım dedim.ayrıca animeyi herkese öneririm.
--! spoiler !--
birde 25.bölüm diyip duran arkadaşlar da türk dizilerini çok izliyor
herhalde.arkadaşlar yabancı diziler türk diziler gibi değildir.önemli
karakterleri istisnasız her zaman final bölümünde öldürmezler.bizim diziciler ve seyirciler gibi ''mal'' değiller.hem böyle olunca seyirci şoke olur ve
ne olacağını bilemediği diziyi takip etmeye daha da heveslenir
kanımca.l'in ölmesini bende istemezdim.ama dediğim gibi bu türk dizisi
değil.
--! spoiler !--
hem de fikirleri değişmeden.
yagami'nin death note'u alıp ilk kavradığı zamanlar ve dizinin son zamanlarındaki hali arasında kişilik olarak çok fark vardır ama ilk ve son zamanlar da hedefi aynıydı.kötüleri bu dünyadan silip dünyayı daha iyi bir yere çevirmek...
yagami'nin hafızası silinip gözetim altında tutulduğu zamanlar kira'nın asla kendisi olmadığını böyle şeyleri onun yapamayacağını söylemiştir.ama bunu hafıza kaybı olduğu için söylüyordu.yoksa bütün bunları yapan ta kendisiydi.anlatmak istediğim buydu.
aynı zaman da bu animenin tüm soundtracklarını indirmiştim.belki de soundtrackların hepsini sevmemin nedeni animeyi çok sevdiğimdendir ama gerçekten soundtracklar çok güzel.anlatılacak daha bir sürü güzel yanı vardır.sadece bunları paylaşayım dedim.ayrıca animeyi herkese öneririm.
--! spoiler !--
birde 25.bölüm diyip duran arkadaşlar da türk dizilerini çok izliyor
herhalde.arkadaşlar yabancı diziler türk diziler gibi değildir.önemli
karakterleri istisnasız her zaman final bölümünde öldürmezler.bizim diziciler ve seyirciler gibi ''mal'' değiller.hem böyle olunca seyirci şoke olur ve
ne olacağını bilemediği diziyi takip etmeye daha da heveslenir
kanımca.l'in ölmesini bende istemezdim.ama dediğim gibi bu türk dizisi
değil.
--! spoiler !--
devamını gör...
yasin börü
kocaman gözlü, masum bakışlı çocuk
allah'ım sana
gani gani rahmet eylesin.
allah'ım sana
gani gani rahmet eylesin.
devamını gör...
normal sözlük'te kız tavlamak
ayarlayan arkadaşı tebrik ederim! umarım "ayarladığım" dediği kişiyi celp dönemlerinde havaya atıp "en büyük asker bizim asker" diye bağırmaz.
devamını gör...
olmaz olmaz bu iş olamaz
jenerasyonu olmayan şarkı.
her güzele koşma demedim mi?
her tatlı söze kanma demedim mi?
her güzele koşma demedim mi?
her tatlı söze kanma demedim mi?
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
iletişimi baltalayan şeylerden biri, açıkça duygu ve düşüncelerini paylaşmayıp tespitte bulunmaktır. mesela, arkadaşınız gel sahile gidelim dedi, diyelim. siz de orası şimdi soğuk olur derseniz tespitte bulunmuş olursunuz. o da hırkanı alırsın gibi şeyler söyleyerek sizi ikna etmeye çalışır. siz kendi duygu ve düşüncelerinizi gizleyip nezaketle reddetmek için tespitte bulunurken aslında hem kendinizi hem de karşı tarafı yorarsınız. sonra da niye bana ısrar ediyor insanlar anlamıyorum derken kendinizi bulabilirsiniz. tespitte bulunursanız ısrar ederler ama açıkça duygu ve düşüncelerinizi paylaşırsanız ısrar olmaz. ben yorgunum, bugün dinlenmek istiyorum deseniz konu kapanacak, hem anlaşılmış hissedeceksiniz hem de karşı tarafı da aslında çok istiyormuşsunuz da şartlardan dolayı gelemiyormuşsunuz gibi yaparak yormamış olacaksınız.
devamını gör...
reis genç joseph
şef joseph ile ilgili iki kitap önermek isterim. bunlardan birincisi ''chief joseph & the flight of the nez perce: the untold story of an american tragedy'', kent nerburn'un yazdığı bu kitapta hin-mah-too-yah-lat-kekt'in ve nez perce kabilesinin yaşadıkları güzel bir dille anlatılmış.
ikincisi ise ''chester anders fee, chief joseph: the biography of a great indian'' adlı 1936 yılında yayınlanan bir kitap.
kanımca kendisi ile ilgili yazılmış en önemli kaynaktır. bu kitabı okuduğunuzda hin-mah-too-yah-lat-kekt'in ne kadar önemli bir ruhani lider olduğunu anlıyorsunuz. kitapta kendisinin yaşanan her olayla ilgili görüşlerini direkt kendi ağızından okuma şansına erişiyorsunuz ki bu da kendisini daha iyi tanımanıza katkı sağlıyor.
başlığı açan değerli yazar arkadaşıma ek olarak da bir iki şey yazayım.
hin-mah-too-yah-lat-kekt adı nez perce dilinden ''gümbürdeyen gök gürültüsü'' olarak da çevrilmektedir. açıkçası bu isim benim daha çok hoşuma gidiyor.
nez perce kabilesi, diğer kabilelere nazaran beyaz adamın isteklerine daha çabuk boyun eğmiştir. toplu halde hristiyanlığı kabul etmiş ve vaftiz olmuşlardır. ancak buna rağmen, beyaz adamın gazabından kurtulamamışlardır. topraklarının tamamı ellerinden alınmak istenmiş ve idaho'da bir rezervasyon alanına kapatılmalarına karar verilmiştir. hal böyle olunca nez perce kabilesinden bir grup savaşçı -ki bunların arasında beyaz kuş ve aynaya bakan da vardır- isyan etmişlerdir. bu isyan sonrası şef joseph'in amerikan hükümetinin baskılarının iyice artması nedeni ile kendilerine verilen incili yaktığı söylenir.
bu olaylar sırasında da şu sözleri söyler; ''durumumuzu düşündükçe kalbim ağırlaşıyor. kendi halkımdan bazılarını kanun kaçağı olarak gösteriyorlar, onları ülkenin bir ucundan bir ucuna sürüyorlar yada hayvanlar gibi vurup avlıyorlar.
amerikan hükümeti isyanı gerekçe göstererek, nez percelerin üzerine iki süvari birliği gönderince, hin-mah-too-yah-lat-kekt, oturan boğa gibi kanada'ya göç etmek zorunda kalmıştır. bu göç esnasında arkalarında iki süvari birliği vardır. zaman zaman sıcak çatışmalar yaşanmış. her defasında nez perce'ler amerikan birliklerini püskürterek, isyancı grupla birleşmeyi başarmışlardır.
bu seferde, general nelson a. miles tarafından yönetilen ve cheyenne izcilerini kullanan yeni bir birlik, göç eden grubun peşine düşmüş ve ayı pençesi dağlarında nez perceleri sıkıştırmıştır. bu sırada nez percelerin savaş şefi olan hin-mah-too-yah-lat-kekt'in kardeşi ollikut öldürülmüştür. dondurucu soğukta aç ve susuz 5 gün direnmişlerdir. teslim olduklarında sayıları sadece 87'dir. teslim olduğunda şu meşhur konuşmayı yapar;
general howard’a söyleyin onun kalbini biliyorum. daha önce bana, bende bir kalbe sahibim demişti. savaşmaktan yoruldum. şeflerimiz öldürüldü. looking glass öldü. yaşlı adamların hepsi öldü. tu-hul-hil-sote öldü. gençlerin lideri ollikut öldü. hava soğuk ve battaniyemiz yok. çocuklar donuyor. halkımın bazıları tepelere kaçtı. yiyecek ve battaniyeleri yoktu. kimse nerede olduklarını bilmiyor. belki de donarak öldüler. çocuklarımı aramak, ve onlardan kaçını kurtarabileceğimi görmek için zamanım olsun istiyorum. belki onları ölüm yakaladığı sırada bulacağım...
dinleyin beni ! şeflerim ! yoruldum. kalbim hasta ve üzgün. yine de güneş nereden şimdi doğuyorsa orada beyaz adama karşı durup savaşacağım.
bu olaydan sonra hin-mah-too-yah-lat-kekt 27 yıl boyunca rezervasyon alanında tutsak olarak yaşadı ve orada hayata gözlerini yumdu.
rezervasyon alanları ile ilgili sözleri ise can yakıcıdır;
eğer beyaz adam huzur içinde yaşayan kızılderililerle barış içinde yaşamak istiyorsa, bu kadar zor kullanmaya ihtiyaçları yok. bize kendi insanlarına davrandıkları şekilde davranmalı, hepimize eşit şekilde yaşama ve büyüme şansı vermeli.
tüm insanlar büyük ruh tarafından yaratılmıştır. hepsi kardeştir. doğa ana tüm insanların annesidir ve tüm insanlar onun üzerinde eşit haklara sahiptir.
atları kazıklara bağlarsanız onların iyi büyüyeceğini umabilir misiniz? eğer kızılderilileri dünyadaki küçük bir leke gibi görür ve rezervasyın alanlarında kalmaya zorlarsanız, o zaman ne memnun olacaktır ne de gelişip başarılı olacaktır.
bazı beyaz adam şeflerine sordum, kızılderililere sadece bir tek yerde yaşamalarını söyleyebilecek otoriteyi kimden aldılar, bana bunun cevabını veremediler.
özgür bir adam olmama izin verin, özgür seyahat etmeme, özgür alışveriş yapmama, özgür çalışmama, seçtiğim yerde özgürce ticaret yapmama, özgürce kendi öğretmenlerimi seçebilmeme, özgürce büyüklerimin inançlarını takip edebilmeme, özgürce konuşmama, düşünmeme ve kendimce hareket etmeme...
ancak böylelikle sizin kanunlarınıza uyabilirim.
ikincisi ise ''chester anders fee, chief joseph: the biography of a great indian'' adlı 1936 yılında yayınlanan bir kitap.
kanımca kendisi ile ilgili yazılmış en önemli kaynaktır. bu kitabı okuduğunuzda hin-mah-too-yah-lat-kekt'in ne kadar önemli bir ruhani lider olduğunu anlıyorsunuz. kitapta kendisinin yaşanan her olayla ilgili görüşlerini direkt kendi ağızından okuma şansına erişiyorsunuz ki bu da kendisini daha iyi tanımanıza katkı sağlıyor.
başlığı açan değerli yazar arkadaşıma ek olarak da bir iki şey yazayım.
hin-mah-too-yah-lat-kekt adı nez perce dilinden ''gümbürdeyen gök gürültüsü'' olarak da çevrilmektedir. açıkçası bu isim benim daha çok hoşuma gidiyor.
nez perce kabilesi, diğer kabilelere nazaran beyaz adamın isteklerine daha çabuk boyun eğmiştir. toplu halde hristiyanlığı kabul etmiş ve vaftiz olmuşlardır. ancak buna rağmen, beyaz adamın gazabından kurtulamamışlardır. topraklarının tamamı ellerinden alınmak istenmiş ve idaho'da bir rezervasyon alanına kapatılmalarına karar verilmiştir. hal böyle olunca nez perce kabilesinden bir grup savaşçı -ki bunların arasında beyaz kuş ve aynaya bakan da vardır- isyan etmişlerdir. bu isyan sonrası şef joseph'in amerikan hükümetinin baskılarının iyice artması nedeni ile kendilerine verilen incili yaktığı söylenir.
bu olaylar sırasında da şu sözleri söyler; ''durumumuzu düşündükçe kalbim ağırlaşıyor. kendi halkımdan bazılarını kanun kaçağı olarak gösteriyorlar, onları ülkenin bir ucundan bir ucuna sürüyorlar yada hayvanlar gibi vurup avlıyorlar.
amerikan hükümeti isyanı gerekçe göstererek, nez percelerin üzerine iki süvari birliği gönderince, hin-mah-too-yah-lat-kekt, oturan boğa gibi kanada'ya göç etmek zorunda kalmıştır. bu göç esnasında arkalarında iki süvari birliği vardır. zaman zaman sıcak çatışmalar yaşanmış. her defasında nez perce'ler amerikan birliklerini püskürterek, isyancı grupla birleşmeyi başarmışlardır.
bu seferde, general nelson a. miles tarafından yönetilen ve cheyenne izcilerini kullanan yeni bir birlik, göç eden grubun peşine düşmüş ve ayı pençesi dağlarında nez perceleri sıkıştırmıştır. bu sırada nez percelerin savaş şefi olan hin-mah-too-yah-lat-kekt'in kardeşi ollikut öldürülmüştür. dondurucu soğukta aç ve susuz 5 gün direnmişlerdir. teslim olduklarında sayıları sadece 87'dir. teslim olduğunda şu meşhur konuşmayı yapar;
general howard’a söyleyin onun kalbini biliyorum. daha önce bana, bende bir kalbe sahibim demişti. savaşmaktan yoruldum. şeflerimiz öldürüldü. looking glass öldü. yaşlı adamların hepsi öldü. tu-hul-hil-sote öldü. gençlerin lideri ollikut öldü. hava soğuk ve battaniyemiz yok. çocuklar donuyor. halkımın bazıları tepelere kaçtı. yiyecek ve battaniyeleri yoktu. kimse nerede olduklarını bilmiyor. belki de donarak öldüler. çocuklarımı aramak, ve onlardan kaçını kurtarabileceğimi görmek için zamanım olsun istiyorum. belki onları ölüm yakaladığı sırada bulacağım...
dinleyin beni ! şeflerim ! yoruldum. kalbim hasta ve üzgün. yine de güneş nereden şimdi doğuyorsa orada beyaz adama karşı durup savaşacağım.
bu olaydan sonra hin-mah-too-yah-lat-kekt 27 yıl boyunca rezervasyon alanında tutsak olarak yaşadı ve orada hayata gözlerini yumdu.
rezervasyon alanları ile ilgili sözleri ise can yakıcıdır;
eğer beyaz adam huzur içinde yaşayan kızılderililerle barış içinde yaşamak istiyorsa, bu kadar zor kullanmaya ihtiyaçları yok. bize kendi insanlarına davrandıkları şekilde davranmalı, hepimize eşit şekilde yaşama ve büyüme şansı vermeli.
tüm insanlar büyük ruh tarafından yaratılmıştır. hepsi kardeştir. doğa ana tüm insanların annesidir ve tüm insanlar onun üzerinde eşit haklara sahiptir.
atları kazıklara bağlarsanız onların iyi büyüyeceğini umabilir misiniz? eğer kızılderilileri dünyadaki küçük bir leke gibi görür ve rezervasyın alanlarında kalmaya zorlarsanız, o zaman ne memnun olacaktır ne de gelişip başarılı olacaktır.
bazı beyaz adam şeflerine sordum, kızılderililere sadece bir tek yerde yaşamalarını söyleyebilecek otoriteyi kimden aldılar, bana bunun cevabını veremediler.
özgür bir adam olmama izin verin, özgür seyahat etmeme, özgür alışveriş yapmama, özgür çalışmama, seçtiğim yerde özgürce ticaret yapmama, özgürce kendi öğretmenlerimi seçebilmeme, özgürce büyüklerimin inançlarını takip edebilmeme, özgürce konuşmama, düşünmeme ve kendimce hareket etmeme...
ancak böylelikle sizin kanunlarınıza uyabilirim.
devamını gör...
presinaptik inhibisyon
masajla ağrının azalmasını açıklayan mekanizma olan, ek olarak akupunktur ve elektrik tedavisiyle ağrının kesilmesinin de içinde olduğu mekanizmanın ismidir.
masajla sinir hücrelerinin a-beta lifi uyarılır ve bu hücreden salınan gaba transmitter maddesi inhibisyon etkisi göstererek ağrının azalmasını sağlar.
masajla sinir hücrelerinin a-beta lifi uyarılır ve bu hücreden salınan gaba transmitter maddesi inhibisyon etkisi göstererek ağrının azalmasını sağlar.
devamını gör...
truman sendromu
jim carrey'nin başrolünde yer aldığı müthiş bir filmdir. zaten jim carrey çok bilge bir adamdır. bütün filmlerini izlemenizi tavsiye ederim. ace ventura hayvan dedektifi filmi de çok komiktir. gergedanın doğum sahnesi özellikle.
jim carrey eşini kanserden kaybettikten sonra filmlerde rol almamayı tercih etmiştir. gerçekten bilge bir adamdır. ödül konuşmalarını filan izleyin ne demek istediğimi anlayacaksınız.
jim carrey eşini kanserden kaybettikten sonra filmlerde rol almamayı tercih etmiştir. gerçekten bilge bir adamdır. ödül konuşmalarını filan izleyin ne demek istediğimi anlayacaksınız.
devamını gör...
sizi gaza getiren motivasyon sözleri
hiç bir aslanın aç kaldığı için ot yediğini gördünüz mü?
göremezsiniz çünkü aslan olmanın bir standartı vardır.
göremezsiniz çünkü aslan olmanın bir standartı vardır.
devamını gör...
ekşi'den normal sözlük'e darbe girişimi
ekşi sözlüğü gereğinden fazla abartmayın. çok da süper bir yer değil. ne kadar din düşmanı varsa orada.
devamını gör...
bir günlüğüne suç işlemek serbest olsaydı
ceza almamı gerektirecek hiçbir suç işlemezdim.
ben suç olacak bir şey yapmıyorsam bu ceza almaktan korkmamdan değil, iyi bir insan olmamdan kaynaklıdır.
ben suç olacak bir şey yapmıyorsam bu ceza almaktan korkmamdan değil, iyi bir insan olmamdan kaynaklıdır.
devamını gör...
tanrının insana verdiği en büyük ceza
bazılarına vermediğini düşündüğüm beyin, beraberinde düşünebilme yetisi ve duygular.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
uçurumun kıyısında nefes nefese
koşuyorsun uzun vakitlerdir
varamadın varılacağa
var olamadığın zamanlardan biri bu da
unuttun nedir hür olmak
soluduğun vakitler sığ akılların keşfedemeyecekleri
unuttun nedir var olmak
kurtulmak istediğin anlar saplandı aklına
sustun
eşiktesin bir kez daha
bir uğursuz yol ayrımı daha
doğruları söküp çıkaramadığın muhallat zihnin
neye yapışacağını bilemeyen ellerin örtmüş suretini utançla
ayakların ne tarafa yürüse şaşırmış yine
lanet adam bu kaçıncı dilemma
bu kaçıncı diye soracaksın yine bu gece
sabah olmayacak bu sefer
güneş falan doğmayacak
kalkacak tüm gerçeği arsızca saklayan perdeler
kes meraklanmayı üzülen olacak mı
bırak bi kez olsun lanet adam
kuşanamadığın cesaretin karıştı göklere
dört nala kaçtığın korkular sarar şimdi gözlerini
önceleri duyumsamadıkların ele geçirecek cılız bedenini
sadece bir dakika kabullenmeyi öğretecek sana
ömrünü hiç ettiğin kabulleniş bu
birkaç muğlak rüya çarpar suratına
tanıdık birkaç yüz belli belirsiz
uyanacağın düzmece bir beyazlık değil
dar bir sanduka, havasız ve karanlık
söz geçiremediğin fikirler yağmurları susturdu
unuttun arınmayı, karardı suretin
bıkmadın ne utanmaktan ne de utanılacak işler yapmaktan
gülüşlerin de soldu işte
solan loş ışığa şahitsin bu kez kayıp*
koşuyorsun uzun vakitlerdir
varamadın varılacağa
var olamadığın zamanlardan biri bu da
unuttun nedir hür olmak
soluduğun vakitler sığ akılların keşfedemeyecekleri
unuttun nedir var olmak
kurtulmak istediğin anlar saplandı aklına
sustun
eşiktesin bir kez daha
bir uğursuz yol ayrımı daha
doğruları söküp çıkaramadığın muhallat zihnin
neye yapışacağını bilemeyen ellerin örtmüş suretini utançla
ayakların ne tarafa yürüse şaşırmış yine
lanet adam bu kaçıncı dilemma
bu kaçıncı diye soracaksın yine bu gece
sabah olmayacak bu sefer
güneş falan doğmayacak
kalkacak tüm gerçeği arsızca saklayan perdeler
kes meraklanmayı üzülen olacak mı
bırak bi kez olsun lanet adam
kuşanamadığın cesaretin karıştı göklere
dört nala kaçtığın korkular sarar şimdi gözlerini
önceleri duyumsamadıkların ele geçirecek cılız bedenini
sadece bir dakika kabullenmeyi öğretecek sana
ömrünü hiç ettiğin kabulleniş bu
birkaç muğlak rüya çarpar suratına
tanıdık birkaç yüz belli belirsiz
uyanacağın düzmece bir beyazlık değil
dar bir sanduka, havasız ve karanlık
söz geçiremediğin fikirler yağmurları susturdu
unuttun arınmayı, karardı suretin
bıkmadın ne utanmaktan ne de utanılacak işler yapmaktan
gülüşlerin de soldu işte
solan loş ışığa şahitsin bu kez kayıp*
devamını gör...
afrika köpekleri
aslan ve leopardan bir farkıda, avını boğup öldürmeden, canlı canlı yemeye başlamalarıdır. o yüzden vahşi köpekler deniliyor.
devamını gör...
izmir
yağması gereken zamanda ,yağmayan yağmur, zaten sabah trafiği şah'tı şahbaz olmuştur, ben, sabah 7 olmadan bornova tünel lerden geçtiğim için, trafiğe takılmadım , allah şehir içinde bu yağmurda yolculuk yapmaya çalışanlara sabır versin, hiç kimse istanbul trafiği demesin, istanbul'da büyüdüm, son 22 yıldır izmir'de yaşıyorum , istanbul'da alternatif ara yollar var , biraz yolları ilçeleri biliyorsanız kaçarsın iz, ama izmir'de yol yok kardeşim, valla illallah ediyoruz özelikle son 3 yıldır.
bakın 2 yıldır , bu pandemi den dolayı hep yasaklar vardı, hiç yol çalışması veya asfaltlama, altyapı çalışması yapan , belediye, karayolları, gördünüz mü? ben görmedim , ama yasaklar bitti şimdi en yoğun zamanda başlar lar çalışmalara, maksat halka eziyet.
bu sadece izmir için değil her yer için aynı.
allah halka sabır versin, sabır ile beraber akıl da versin oy verirken lazım oluyor.
bakın 2 yıldır , bu pandemi den dolayı hep yasaklar vardı, hiç yol çalışması veya asfaltlama, altyapı çalışması yapan , belediye, karayolları, gördünüz mü? ben görmedim , ama yasaklar bitti şimdi en yoğun zamanda başlar lar çalışmalara, maksat halka eziyet.
bu sadece izmir için değil her yer için aynı.
allah halka sabır versin, sabır ile beraber akıl da versin oy verirken lazım oluyor.
devamını gör...
adile naşit
yerinin asla doldurulamadigi yesilcamin mihenk tasi.
devamını gör...
damada tuzlu kahve yapan gelin
--- alıntı ---
konya'nın selçuklu ilçesinde kız istemeye giden t.m ve ailesi allah'ın emri ile kızlarını istemeden önce kahvelerini içtiler. konya'nın meşhur adeti olan damatların kahvesine tuz atma olayını abartan gelin h.g damadın kahvesinin içerisine peynir, reçel, domates, tuz, yağ, şeker, yumurta sarısı ve bal koydu. damat kahveyi içmek istemedi fakat bu bir adet olduğundan gencin ailesi tarafından zorla içirildi. gece 02.05 sıralarında damat, ağrı şikâyetiyle hastaneye kaldırıldı. damadın, gıda zehirlemesinden dolayı hayatını kaybettiği bildirildi.
--- alıntı ---
konya'nın selçuklu ilçesinde kız istemeye giden t.m ve ailesi allah'ın emri ile kızlarını istemeden önce kahvelerini içtiler. konya'nın meşhur adeti olan damatların kahvesine tuz atma olayını abartan gelin h.g damadın kahvesinin içerisine peynir, reçel, domates, tuz, yağ, şeker, yumurta sarısı ve bal koydu. damat kahveyi içmek istemedi fakat bu bir adet olduğundan gencin ailesi tarafından zorla içirildi. gece 02.05 sıralarında damat, ağrı şikâyetiyle hastaneye kaldırıldı. damadın, gıda zehirlemesinden dolayı hayatını kaybettiği bildirildi.
--- alıntı ---
devamını gör...