humans are not from earth
insanların bu dünyadan gelmediklerini öne süren ellis silver kitabı.
güneşin gözlerimizi acıtması,
kürk benzeri yapılara sahip olmadığımız için güneşin zararlı ışınlarından bizzat korunamamamız,
yer çekimi yüzünden sırt ağrıları çekmemiz,
doğada başka hiçbir canlıda bulunmayan genler taşımamız,
doğaya diğer canlılara nazaran daha geç ayak uydurmamız, (kürk vb.)
dünya ekolojisinin bize uymaması ve bunun sonucunda geliştirdiğimiz hastalıklar, (astım, ateş vb.),
bu dünyaya ait değilmiş gibi hissetme, depresyon vb. ruh halleri, psikolojik problemler
insanların, kalan canlılardan daha erken -gelişmemiş- şekilde doğmaları
dini inanışların ve efsanelerin çoğunda insanın dünya dışı bir yerden dünyaya gönderilmesi
gibi farklı açılardan bu konuyu ele almaktadır. şahsi fikrim bazı düşüncelerin mantıklı gelebilecek kadar yaratıcı olması ama bazıları da absürt bir bilimsel espri gibi. o yüzden tam olarak değerlendiremedim kitap. ait olunan dünyada hastalıksız, besin zincirinin üstünde kalabilen, en güçlü, en çok korkulan, en iyi adapte olmuş ve hiçbir sorunu olmayan canlılar olmamızı bekliyor gibi.
güneşin zarar verdiği tek canlının insan olmaması, yaşadığı bölgeye adaptasyon sağlamış hayvanların bir kısmında kürk benzeri yapılar görülmesi, sırt ağrılarının dört ayak üzerinden iki ayak üzerine kalkmış omurganın vücut ağırlığını var olandan farklı bir yük olarak taşımasından kaynaklanması vb. bir sürü olay ile çürütülebilir bu varsayımlar.
en dikkat çeken ve doğruya yakın olan ''diğer canlılara nazaran gelişmemiş doğmak'' maddesini de sapiens kitabında yuval noah harari tarafından güzel bir şekilde açıklanmaya çalışılmıştır. gelişen insan vücuduyla birlikte büyüyen kafa doğum esnasında anneyi de çocuğu da öldürmeye başladığından, erken doğumlar -tam gelişmemiş bebekler- hayatta kalarak popülasyondaki adaptasyonu sağlayarak sıklıklarını arttırmıştır kitapta yazılanlara göre. yani evet, doğar doğmaz ayaklanabilen zebra, at gibi hayvanların aksine insan daha gelişmemiş, yardıma muhtaç bir şekilde doğmaktadır fakat bunun da sebebi evrimsel gelişimdir.
bunlar dışında karbondioksite verdiğimiz tepki, aşırı popülasyon, rh - (negatif) kanın kaynağının bilinmemesi, aşırı etkili yaşlanmamız, cinsiyet problemlerimiz, kafatası şeklimiz gibi daha farklı fikirleri de vardır bu kitabın içinde. ilgilenen ya da böyle teorileri seven kişiler için okunmasını önerebileceğim kitaptır.
güneşin gözlerimizi acıtması,
kürk benzeri yapılara sahip olmadığımız için güneşin zararlı ışınlarından bizzat korunamamamız,
yer çekimi yüzünden sırt ağrıları çekmemiz,
doğada başka hiçbir canlıda bulunmayan genler taşımamız,
doğaya diğer canlılara nazaran daha geç ayak uydurmamız, (kürk vb.)
dünya ekolojisinin bize uymaması ve bunun sonucunda geliştirdiğimiz hastalıklar, (astım, ateş vb.),
bu dünyaya ait değilmiş gibi hissetme, depresyon vb. ruh halleri, psikolojik problemler
insanların, kalan canlılardan daha erken -gelişmemiş- şekilde doğmaları
dini inanışların ve efsanelerin çoğunda insanın dünya dışı bir yerden dünyaya gönderilmesi
gibi farklı açılardan bu konuyu ele almaktadır. şahsi fikrim bazı düşüncelerin mantıklı gelebilecek kadar yaratıcı olması ama bazıları da absürt bir bilimsel espri gibi. o yüzden tam olarak değerlendiremedim kitap. ait olunan dünyada hastalıksız, besin zincirinin üstünde kalabilen, en güçlü, en çok korkulan, en iyi adapte olmuş ve hiçbir sorunu olmayan canlılar olmamızı bekliyor gibi.
güneşin zarar verdiği tek canlının insan olmaması, yaşadığı bölgeye adaptasyon sağlamış hayvanların bir kısmında kürk benzeri yapılar görülmesi, sırt ağrılarının dört ayak üzerinden iki ayak üzerine kalkmış omurganın vücut ağırlığını var olandan farklı bir yük olarak taşımasından kaynaklanması vb. bir sürü olay ile çürütülebilir bu varsayımlar.
en dikkat çeken ve doğruya yakın olan ''diğer canlılara nazaran gelişmemiş doğmak'' maddesini de sapiens kitabında yuval noah harari tarafından güzel bir şekilde açıklanmaya çalışılmıştır. gelişen insan vücuduyla birlikte büyüyen kafa doğum esnasında anneyi de çocuğu da öldürmeye başladığından, erken doğumlar -tam gelişmemiş bebekler- hayatta kalarak popülasyondaki adaptasyonu sağlayarak sıklıklarını arttırmıştır kitapta yazılanlara göre. yani evet, doğar doğmaz ayaklanabilen zebra, at gibi hayvanların aksine insan daha gelişmemiş, yardıma muhtaç bir şekilde doğmaktadır fakat bunun da sebebi evrimsel gelişimdir.
bunlar dışında karbondioksite verdiğimiz tepki, aşırı popülasyon, rh - (negatif) kanın kaynağının bilinmemesi, aşırı etkili yaşlanmamız, cinsiyet problemlerimiz, kafatası şeklimiz gibi daha farklı fikirleri de vardır bu kitabın içinde. ilgilenen ya da böyle teorileri seven kişiler için okunmasını önerebileceğim kitaptır.
devamını gör...
normal sözlük erkeklerinin aşırı kaba ve kırıcı olmaları
tüm genellemeler gibi yanlış olan genelleme. kadınlar için yapılan genellemelere ne kadar kızıyorsam, erkekler için olanlara da o kadar kızıyorum. başlığın açılış maksadı trollük olsa da, yazmak istedim.
1 tanesine denk geldim sadece öyle hadsiz ve terbiyesiz olan. onun dışında herhangi bir nedenle mesaj atan, soru soran insanların hiçbiri bir kabalık ya da saygısızlık yapmadı. kendi adıma teşekkür ediyorum hepsine.
1 tanesine denk geldim sadece öyle hadsiz ve terbiyesiz olan. onun dışında herhangi bir nedenle mesaj atan, soru soran insanların hiçbiri bir kabalık ya da saygısızlık yapmadı. kendi adıma teşekkür ediyorum hepsine.
devamını gör...
günün şiiri
buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında
bir teneffüs daha yaşasaydı
tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür
devlet dersinde öldürülmüştür
devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu:
-maveraünnehir nereye dökülür?
en arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı:
-solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!dir.
bu ölümü de bastırmak için boynuna mekik oyalı mor
bir yazma bağlayan eski eskici babası yazmıştır:
yani ki onu oyuncakları olduğuna inandırmıştım
o günden böyle asker kaputu giyip gizli bir geyik
yavrusunu emziren gece çamaşırcısı anası yazdırmıştır:
ah ki oğlumun emeğini eline verdiler
arkadaşları zakkumlarla örmüşlerdir şu şiiri:
aldırma 128! intiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında
her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır
bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek.
devamını gör...
güne iyi başlatan şeyler
bazı günler kök söktürmeniz gerekebilir. işte o günlere, marilyn manson “antichrist superstar” şarkısıyla başlıyorum.
devamını gör...
reenkarnasyon
ruh göçüdür. öldükten sonra başka bir bedende can bulacağına inananlar vardır. şayet iyi bir insan olarak yaşadıysan sonraki hayatında iyi bir yaşamın oluyomuş, kötü zalim bir insan olarak yaşadıysan da artık böcek mi olursun ot mu olursun orası karışık.
devamını gör...
masör006
ankara kızılaydaki kartvizitleri hatırlatan yazar.
devamını gör...
leon the professional
türkçemize "sevginin gücü" olarak çevrilmiş, başrollerini jean reno ve o dönemler henüz 13 yaşında natalie portman'ın paylaştığı, shape of my heart* soundtrack'iyle akıllara kazınan sevimli filmdir.
filmin esası kesinlikle aşkın yaşı yoktur olarak anlaşılmamalıdır. bunu savunan pedofili insanlara itibar edilmemeli, onları sert bir cisimle dövmeliyiz.
burada aslında anlatılmak istenen, baba şefkatinden uzak, aile kavramını tatmamış bir kız çocuğuyla otoriter, suratı asık, taş kalpli olarak tanıdığımız yetişkin adamın kurduğu masum arkadaşlıktır. bu duyguyu aşk ile meşk ile karıştıranın yatacak yeri yok dediğim filmdir.
filmin esası kesinlikle aşkın yaşı yoktur olarak anlaşılmamalıdır. bunu savunan pedofili insanlara itibar edilmemeli, onları sert bir cisimle dövmeliyiz.
burada aslında anlatılmak istenen, baba şefkatinden uzak, aile kavramını tatmamış bir kız çocuğuyla otoriter, suratı asık, taş kalpli olarak tanıdığımız yetişkin adamın kurduğu masum arkadaşlıktır. bu duyguyu aşk ile meşk ile karıştıranın yatacak yeri yok dediğim filmdir.
devamını gör...
alt yazılı film vs dublaj film
efsane dublajlar var bunları dublajlı izlemek daha keyifli ama genel olarak altyazı. efsane dublajlar derken
devamını gör...
kardeşin bankası olmak
eğitim ve spor için her zaman elimden geleni yapacak bir bankayım.
devamını gör...
yıllar geçse de unutulmayan oyun hileleri
a haber de bulunan darbe şifreleridir.
devamını gör...
madalyası olmayan bir yazarı ciddiye almak
metin alıntılayıp birkaç kelimesini değiştirerek 150 kelime barajını geçemediğim için çok özür dilerim. bir şeyi kısa ve öz anlatmak varken uzatmayı pek tercih etmiyorum maalesef. bir konu hakkında önceden değinilen noktaların üzerine yeni ve farklı bir şey ekleyemeyeceksem, bozuk plak gibi aynı şeyleri tekrar edip laf kalabalığı da yapamıyorum ne yazık ki. ben de böyle bir insanım işte.
not: emek veren yazarları tenzih ederim. meh, başlık da üzerime kalmış.
not: emek veren yazarları tenzih ederim. meh, başlık da üzerime kalmış.
devamını gör...
küçükken inandığımız yalanlar
o zamanlar.. vileda yoktu.. yerler elle silinirdi..
silmem dediğimde..
annem.. silmezsen seni hizmetçi olarak veririm derdi..
inanırdım..
ahh külkedisi bile daha az zulüm görmüştür..
...anne üvey değil....
ağlayan sürat..
silmem dediğimde..
annem.. silmezsen seni hizmetçi olarak veririm derdi..
inanırdım..
ahh külkedisi bile daha az zulüm görmüştür..
...anne üvey değil....
ağlayan sürat..
devamını gör...
dünyanın en muhteşem üçlüleri
deniz, kum, güneş.
devamını gör...
başak burcu olan yazarlar
yükseleni başak olanlar da gelsin denilmiş. gelelim o halde.
dedim ki neymiş bu yükseleni başak olan aslanın özellikleri bi bakayım.
3-4 site bi videodan sonra bir uyuşma olmadığını anladım, bir umudum elbette yoktu.
yine de merak ediyor insan.
her neyse neye inanırsanız inanın, gerçek değişmez.
bu arada sözlükte aslan burçlarını amma gömmüşsünüz yahu!
meğer şeytanmışız da haberimiz yokmuş!
dedim ki neymiş bu yükseleni başak olan aslanın özellikleri bi bakayım.
3-4 site bi videodan sonra bir uyuşma olmadığını anladım, bir umudum elbette yoktu.
yine de merak ediyor insan.
her neyse neye inanırsanız inanın, gerçek değişmez.
bu arada sözlükte aslan burçlarını amma gömmüşsünüz yahu!
meğer şeytanmışız da haberimiz yokmuş!
devamını gör...
türkiye'de bekçi şiddetinin gittikçe yaygınlaşması
ne işe yaradıklarını bilmediğimiz bekçilerin, vatandaşa huzursuzluk vermek ve şiddet uygulamak haricinde hiçbir halta yaramamasıdır. (bkz: istanbul'da bekçilerin vatandaşı darp etmesi) olayından sonra batman'da da 15 yaşındaki çocuğa polislerle birlikte şiddet uygulayan bekçi terörü şampiyonluk kutlamaları sırasında artık ayyuka çıkmıştır.
bekçi şiddetinden kurtulmak için insanların polisi arayıp yardım istemesi de ülkenin kocaman bir tımarhaneye dönüştüğünün göstergesidir.
akp’lilerin “gece kartalları” adını taktığı bekçilerin yurttaşlara uyguladığı şiddet bitmiyor. batman’da polis ve bekçilerin, 15 yaşlarındaki bir çocuğu yere yatırarak tekmelediği görüntüler yurttaşlar tarafından kaydedildi.
batman’ın cudi mahallesi’nde bulunan salih özdemir parkı’nda dün akşam saatlerinde koronavirüs tedbirleri kapsamında getirilen sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal ettiğini öne süren polis ve bekçiler, 15 yaşlarındaki bir çocuğu yere yatırarak, şiddet uyguladı.
buradan
beşiktaş’ın şampiyonluk kutlaması için sokağa çıkan bir taraftar sokak arasında bekçiler tarafından darp edildi! yurttaşlar evlerinin camından yaşananlara tepki gösterdi.
buradan
bekçi şiddetinden kurtulmak için insanların polisi arayıp yardım istemesi de ülkenin kocaman bir tımarhaneye dönüştüğünün göstergesidir.
akp’lilerin “gece kartalları” adını taktığı bekçilerin yurttaşlara uyguladığı şiddet bitmiyor. batman’da polis ve bekçilerin, 15 yaşlarındaki bir çocuğu yere yatırarak tekmelediği görüntüler yurttaşlar tarafından kaydedildi.
batman’ın cudi mahallesi’nde bulunan salih özdemir parkı’nda dün akşam saatlerinde koronavirüs tedbirleri kapsamında getirilen sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal ettiğini öne süren polis ve bekçiler, 15 yaşlarındaki bir çocuğu yere yatırarak, şiddet uyguladı.
buradan
beşiktaş’ın şampiyonluk kutlaması için sokağa çıkan bir taraftar sokak arasında bekçiler tarafından darp edildi! yurttaşlar evlerinin camından yaşananlara tepki gösterdi.
buradan
devamını gör...
mary and max
''ağzım neredeyse hiç gülmez...ama bu beynimin içinde gülümsemediğim anlamına gelmez.''
"kusurlarımızı biz seçemeyiz, onlar bizim bir parçamız ve onlarla yaşamak zorundayız. ama neyse ki arkadaşlarımızı seçebiliyoruz. ve ben seni seçtiğim için çok memnunum."
bu kadar güzel sözler ve bu filme verilen emek.
daha iyisi olamazdı.
"kusurlarımızı biz seçemeyiz, onlar bizim bir parçamız ve onlarla yaşamak zorundayız. ama neyse ki arkadaşlarımızı seçebiliyoruz. ve ben seni seçtiğim için çok memnunum."
bu kadar güzel sözler ve bu filme verilen emek.
daha iyisi olamazdı.
devamını gör...
hayatın bir renk olsa olacağı renk
gokkusagi olurdu..
rengarenk..
rengarenk..
devamını gör...
ilk buluşmada ben ergenekon'dan beş yıl yattım diyen kız
insanın içini buruk bir hale getiren olay. sanırım bundan daha kötü bir first date deneyimi olmamıştır hiçkimsenin. düşünsene traşını oluyorsun, en güzel takımlarını, aksesuarlarını giyip yakışıklı bir şekilde ilk buluşmana gidiyorsun. kız ergenekon tutuklusu emekli albay olduğunu söylüyor sana... insanın hoşlandığı kız emekli albay olabilir mi lan ! 5 yıl yatmış bir de.. insanın aklı almıyo böyle bir şeyi. hatırladıkça sinirlerim bozuluyor sözlük.....
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
ne de alışkınmışım bilindik izlerden gitmeye. az mı bulandım kömüre, zifte. vıcık vıcık sahtelik dedin, pek ala güzel de döne döne kaybolursun böyle işte.
sana demiştim deniz fenerini gören dalgasına hazırlıklı olmalı. düştün değil mi yine? yüzme de az biliyorsun. birkaç albatros uçuşta, yakamoz yakın, su baskın, gonca gonca pembe çiçekler görüyorsun. elin elimde mavi bir düş, mitos, yokos pokos. bırakmaz elini sahici adam, ne de güzel adam, dönüp de "oneiro itane" demiyor mu? susma hiç susma sen.
sana demiştim deniz fenerini gören dalgasına hazırlıklı olmalı. düştün değil mi yine? yüzme de az biliyorsun. birkaç albatros uçuşta, yakamoz yakın, su baskın, gonca gonca pembe çiçekler görüyorsun. elin elimde mavi bir düş, mitos, yokos pokos. bırakmaz elini sahici adam, ne de güzel adam, dönüp de "oneiro itane" demiyor mu? susma hiç susma sen.
devamını gör...
