iddialı sözlük
bakın bu olmasın. gerçekten bunu yapmayın. bu çok kötü. olmaz bu.
devamını gör...
sözlük yazarlarının başına gelen garip olaylar
yani başlık açmayı düşündüm. rezillik mi desem, efendime söyleyeyim skandal mı, komedi mi... yani küçük dünyamdaki büyük saçmalıklara bir yenisi eklendi diye 10 dakikadır düşünüyorum valla nasıl tanımlayacağımı. neyse garip iyidir dedim geldim buraya. garip diyelim. inanırsak olur bence.
şimdi ben ev-iş arası yürüyorum arkadaşlar. evet şanslıyım, vurmayın. yürüdüğüm yol 20 dakikalık bir yol. üçte biri e5 kenarı, üçte biri ara bağlantı yolu, üçte biri de site içinden oluşan bu yolun konforu ara bağlantı yolundaki metro inşaatı sebebiyle bu ara biraz düşmüş olsa da genel olarak seviyorum bu yolu. seviyordum yani. bugüne kadar. şöyle ki, işten çıktım, eve yürüyorum. e5 kenarı bitti, çalışma olan ara bağlantı yoluna geldim. hafriyat kamyonları, kepçeler ve envai çeşit kocaman araçlardan oluşan bir küçük filoyu ardımda bırakarak yoluma devam ettim, tam siteye bağlanan son toprak düzlükte salına salına yürümekteydim ki e-5 kalabalığından kaçıp bozuk da olsa trafiksiz yol iyidir diye düşünen bir şoför yanımda yavaşladı. laf mı atacak lan bu bana diye bir hışımla dönüp baktım ki adamcağız utana sıkıla "hanımefendi, ceketinizin arkasını düzeltin isterseniz" dedi. şimdi kızkardeşlerim bilir. sırt çantası, ceket ve elbise üçlüsü çok sıkıntılıdır. çanta ceketi, ceket elbiseyi yukarı çeker. hayatının çok büyük bir kısmında elbise giyen bir insan olarak bu konuda normalde çok ihtiyatlıyımdır. ama nasıl olmuşsa olmuş. elimi sırt çantasının altına doğru uzatmamla beynimden aşağı kaynar sular döküldü. ben en fazla 3-4 parmak yukarı çekilmiştir diye düşünürken tüm o yol boyunca normalde diz üstümde olması gereken elbisenin tamamen** sıyrıldığını fark ettim! derhal düzelttim. ama nabzım 130 falan. hayır sağıma soluma bakıyorum, kime ne anlatabilirim! kendimden utandım yahu. sonra başladım gülmeye. hem duruma hem sonraki saçmalığıma. hayır salak kadın opak çorap giymişsin zaten ha tayt ka 40 den penti. ne farkı var. ama var işte. bikiniyle iç çamaşırı da farklı ya. o hesap. sekiz saat falan oldu. hala utanıyorum. kimden? cevabı yok.
ooo rezillik komedisi, alırım bi' dal.
işallah emekçi kardeşlerimiz vardiyalı çalışıyordur yaa, yarın yine o yoldan yürüyeceğim ben. yemekte falan anlatmazlar birbirlerine di' mi? hofff
şimdi ben ev-iş arası yürüyorum arkadaşlar. evet şanslıyım, vurmayın. yürüdüğüm yol 20 dakikalık bir yol. üçte biri e5 kenarı, üçte biri ara bağlantı yolu, üçte biri de site içinden oluşan bu yolun konforu ara bağlantı yolundaki metro inşaatı sebebiyle bu ara biraz düşmüş olsa da genel olarak seviyorum bu yolu. seviyordum yani. bugüne kadar. şöyle ki, işten çıktım, eve yürüyorum. e5 kenarı bitti, çalışma olan ara bağlantı yoluna geldim. hafriyat kamyonları, kepçeler ve envai çeşit kocaman araçlardan oluşan bir küçük filoyu ardımda bırakarak yoluma devam ettim, tam siteye bağlanan son toprak düzlükte salına salına yürümekteydim ki e-5 kalabalığından kaçıp bozuk da olsa trafiksiz yol iyidir diye düşünen bir şoför yanımda yavaşladı. laf mı atacak lan bu bana diye bir hışımla dönüp baktım ki adamcağız utana sıkıla "hanımefendi, ceketinizin arkasını düzeltin isterseniz" dedi. şimdi kızkardeşlerim bilir. sırt çantası, ceket ve elbise üçlüsü çok sıkıntılıdır. çanta ceketi, ceket elbiseyi yukarı çeker. hayatının çok büyük bir kısmında elbise giyen bir insan olarak bu konuda normalde çok ihtiyatlıyımdır. ama nasıl olmuşsa olmuş. elimi sırt çantasının altına doğru uzatmamla beynimden aşağı kaynar sular döküldü. ben en fazla 3-4 parmak yukarı çekilmiştir diye düşünürken tüm o yol boyunca normalde diz üstümde olması gereken elbisenin tamamen** sıyrıldığını fark ettim! derhal düzelttim. ama nabzım 130 falan. hayır sağıma soluma bakıyorum, kime ne anlatabilirim! kendimden utandım yahu. sonra başladım gülmeye. hem duruma hem sonraki saçmalığıma. hayır salak kadın opak çorap giymişsin zaten ha tayt ka 40 den penti. ne farkı var. ama var işte. bikiniyle iç çamaşırı da farklı ya. o hesap. sekiz saat falan oldu. hala utanıyorum. kimden? cevabı yok.
ooo rezillik komedisi, alırım bi' dal.
işallah emekçi kardeşlerimiz vardiyalı çalışıyordur yaa, yarın yine o yoldan yürüyeceğim ben. yemekte falan anlatmazlar birbirlerine di' mi? hofff
devamını gör...
pavyona düşsem daha kolay kurtulurdum denilen bağımlılıklar
müge anlı izlemek...
devamını gör...
misafirin çok az yemek yemesi üzerine hissettiğim
yemeklerimi beğenmiyordur paranoyası.
devamını gör...
mete gazoz
bir kac gündür hüzünlenen haberlerden sonra beni aşırı mutlu eden başarıdir tebrikler mete altın sana çok yakıştı.
devamını gör...
inovasyon
yenileşme, yenileşme süreci anlamına gelir. iki basamaktan oluşur. ilk basamak yaratıcı ve geliştirici fikirlerin oluşturulmasıdır.
ikinci basamak, fikirlerin ticari olarak geliştirilmesidir.
ikinci basamak, fikirlerin ticari olarak geliştirilmesidir.
devamını gör...
öpüşürken dudağın kanaması
her seferinde 'bu demir tadı nereden geliyor yav?' diye düşündürtür. karşılıklı olarak dudaklar kontrol edildikten sonra öpüşmeye devam edilir.
devamını gör...
eleştiride üslubun önemi
çok onemlidir. üslup insanın kimligidir.
devamını gör...
apex legends
bir battleroyale oyunu. eskiden sadece origin üzerinden oynanabilirken yakın zamanda steam üzerinden de çıkışını yaptı. 2 veya 3 kişilik takımlarla haritaya bırakıldığınız, karakterlerin değişik özelliklerinin olduğu bir oyundur. örnek olarak pathfinder karakteri duvarlara ip atarak kendini çekebilir ve uzaklara zipline ipi atarak uzun mesafeleri hızlıca almanızı sağlayabilir. bu oyunu yapan firma (bkz: titanfall)'un da yapımcısıdır ve bu oyunda titanfall serisinden etkilenmişlerdir.
devamını gör...
insanı mutlu eden filmler
hayatında olmasını istediği şeylerin gerçekleşmesini izlemek insanları mutlu eder, kedinin ciğerci vitrinine bakması gibidir ama konumuz bu değil.
will smith/ the pursuit of happyness.
will smith/ the pursuit of happyness.
devamını gör...
beğendiği tanımı artılamakla kalmayıp tebrik mesajı da atan yazar
yanakları mıncırılası, sözlük içi etkileşimi yüksek, moral deposu yazardır. böylece hem okur, yeni fikir edinir; hem de şevklendirip, sosyalleşir.
edit: 4 mesaj aldım ayıptır günahtır yapmayın.*
edit: 4 mesaj aldım ayıptır günahtır yapmayın.*
devamını gör...
kimsenin aslında seni gerçekten anlamaması
her insan ilk doğduğu andan itibaren kendi dünyasını inşa ediyor. ben kendi dünyamda otururken ne kadar görebilir ne kadar işitebilirsem karşımdakini o kadar anlayabilirim.
karşımdakini tam olarak anlayabilmem için onun dünyasını inşa ederken yaşadığı her anı bilmem gerekir ki yine de bunu kendi öğrendiklerimle yorumlayabilirim.
ve bunu gördüğüm tanıdığım her insan için her an yapmam mümkün değil zira her anı yoğun emek isteyen bir süreç.
fakat sevilen, değer verilen insanlar için bu emeğin karşılıklı olarak verilmesi gerekir. herkes kendi dünyasında oturup anlamayı değil de sadece anlaşılmayı istediğinde sonuç ne yazık ki kimsenin birbirini hiç bir zaman anlamadigi kopuk, yalnız bir yaşama dönüşüyor.
sonuç olarak diğerlerinin dünyasını anlamaya çalıştığımızda dahi sezgisel bir anlayış söz konusu olduğundan aslında hepimiz yalnızız.
bu kimseyi boşluğa itmemeli... halil cibran'ın bir sözü var.
güzelliğin şarkısını söylersen, çölün ortasında tek başına olsan bile bir dinleyicin olacaktır.
karşımdakini tam olarak anlayabilmem için onun dünyasını inşa ederken yaşadığı her anı bilmem gerekir ki yine de bunu kendi öğrendiklerimle yorumlayabilirim.
ve bunu gördüğüm tanıdığım her insan için her an yapmam mümkün değil zira her anı yoğun emek isteyen bir süreç.
fakat sevilen, değer verilen insanlar için bu emeğin karşılıklı olarak verilmesi gerekir. herkes kendi dünyasında oturup anlamayı değil de sadece anlaşılmayı istediğinde sonuç ne yazık ki kimsenin birbirini hiç bir zaman anlamadigi kopuk, yalnız bir yaşama dönüşüyor.
sonuç olarak diğerlerinin dünyasını anlamaya çalıştığımızda dahi sezgisel bir anlayış söz konusu olduğundan aslında hepimiz yalnızız.
bu kimseyi boşluğa itmemeli... halil cibran'ın bir sözü var.
güzelliğin şarkısını söylersen, çölün ortasında tek başına olsan bile bir dinleyicin olacaktır.
devamını gör...
kahkaha atmanın sağlığa faydaları
kahkaha atmak, böbreklerimizin üstünde bulunan adrenal bezlerden salgılanan kortizol gibi stres hormonlarının salınımını azaltır. bu etkiler anidir ve uzun sürer. hindistan, bangolore’de 50 bilişim uzmanları üzerinde son zamanlarda yapılan çalışmalar, stres hormon seviyelerinin (kortizol), kahkaha yogası seansından sonra önemli derecede düştüğünü açığa çıkarmıştır. kahkaha, doğanın strese karşı panzehiridir.
kahkahanın; doğal bir ağrı kesici olduğu, kendi kendine üretilen doğal uyuşturucu endorfini salgıladığı ispatlanmış. endorfinler, zihinde pozitif bir durum yaratırlar ve iyimserliği, kendine güveni ve değerlilik duygularını yükseltirler. vücudumuzdaki doğal ağrı kesici olarak bilinen beta-endorfinlerin salgılanması, kahkaha attığımızda %27 oranında artar.
kahkaha yogası, öksürük ve soğuk algınlığı gibi viral enfeksiyonlara karşı bizi koruyan, savunmamızın ilk basamağı olan immunoglobülin a (ıga) ve kronik hastalıklara karşı koruyucu ıgg seviyelerini yükseltir. kahkahanın hastalığa karşı engelleyici bir ajan olarak çalıştığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
lee s. berk, phd (klinik araştırma 1989) kahkahanın bazı strese bağlı hormonları azaltabileceğini ve imminomodulasyona sebep olan doğal katil hücre aktivitelerini değiştirebileceğini ( doğal katil hücreler bizi kanserden korur) bulmuştur.
kaynak
kahkahanın; doğal bir ağrı kesici olduğu, kendi kendine üretilen doğal uyuşturucu endorfini salgıladığı ispatlanmış. endorfinler, zihinde pozitif bir durum yaratırlar ve iyimserliği, kendine güveni ve değerlilik duygularını yükseltirler. vücudumuzdaki doğal ağrı kesici olarak bilinen beta-endorfinlerin salgılanması, kahkaha attığımızda %27 oranında artar.
kahkaha yogası, öksürük ve soğuk algınlığı gibi viral enfeksiyonlara karşı bizi koruyan, savunmamızın ilk basamağı olan immunoglobülin a (ıga) ve kronik hastalıklara karşı koruyucu ıgg seviyelerini yükseltir. kahkahanın hastalığa karşı engelleyici bir ajan olarak çalıştığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
lee s. berk, phd (klinik araştırma 1989) kahkahanın bazı strese bağlı hormonları azaltabileceğini ve imminomodulasyona sebep olan doğal katil hücre aktivitelerini değiştirebileceğini ( doğal katil hücreler bizi kanserden korur) bulmuştur.
kaynak
devamını gör...
bir ömür nasıl yaşanır
bana göre cevabı nettir :kendini mutlu etmeyi bilerek.
devamını gör...
kitap alıntıları
size yemin ederim ki, gereğinden fazla anlamak bir hastalıktır, gerçek bir hastalık. - dostoyevski, yeraltından notlar.
devamını gör...
kanzuk
ekşi sözlük bünyesindeki entry adındaki tanımların başka bir sitede kopyalandığını tespit ettiğinde sitesindeki eser sahibi statüsünü kullanarak telif hakkı ihlali gerekçesiyle dava açan kişinin ekşi sözlük'teki takma adı.
devamını gör...
yazarların doğmuş olmak istedikleri ülke
1960'lar amerikası.
hippiler.
hippiler.
devamını gör...
kötü iş hayatı
bir süre sonra kötü aşk hayatı, kötü ev hayatı, kötü aile hayatı olmasına sebep olacak durumdur.
devamını gör...
iş görüşmesi için odada 1 saat bekletilmek
bir iki defa sınırlarım zorlanmış birinde bekleme odasını terketmiştim. fena gerildiğim için görüşmemin benim açımdan iyi geçme ihtimali yoktu. kaçtığım bu görüşmeden-ki ortamı terkettikten sonra derin bir nefes alıp rahatladım- 2 gün sonra tekrar aranıp iş görüşmesine çağrılmam ise işin en garip tarafıydı. seni oraya çağırıp 1 saat bekletip üstüne işe alındığında iyi bir performans beklemeleri söz konusu olamaz. çalışandan iş disiplini talep ediyorsan aynısı sende yapmalısın. bu muameleyi yapan hiç bir kurum çalışan tarafından ciddiye alınmaz.sürekli kurallar delinir,deli gibi başka bir iş aranır. nitekim görüşmeye gittiğinde karşılaştığın o asık suratlar, soğuk ortamlar bir nevi işimi sevmiyorum diye bağırmak değil midir? zor biliyorum bu zamanda iş bulmak belki benim verdiğim tepkiyi okurken çok keyfi bile bulabilirsiniz. bazen alternatif yoktur hayatta biliyorum.ekmek aslanın ağzında. beklemen pes etmemen gerek çünkü. ben galiba bu kısımda elendim. siz yine de benim yaptığımı yapmayın, ortamı terketmeyin varsa tahammülünüz kullanın. bir tükettiniz mi geri gelmiyor kolay kolay.
devamını gör...
edebiyat dergileri
ıssuu, türkiye'de engellenmiş. şaka gibi! hahahahahha. abi, dergi yayımlama sitesinden ne istediniz?
devamını gör...