o zaman hastası olmayan doktorun, suçlusu olmayan polisin, bekçinin de ücretini vermesin. böyle mantık mı olur? öğretmen en nihayetinde vaktini ayırmış, planını programını ona göre yapmış, bilgisayarın başına geçmiş. peki öğretmenin kaybolan zamanını kim geri getirecek? en azından ücreti verilmeli ki öğretmen kaybolan zamanının karşılığına bedel bir şeyler elde etmiş olsun. bugün bu haksızlığa ses çıkarmaz sevinirsen yarın sen veya senin çocuğun da devlette iş sahibi olunca aynı şeylerle karşılaşırsın. unutma, bugün ona yarın sana.
devamını gör...

tam geçen yıl bu bayram aramızdan ayrılan canım babam bu bayram sensiz. ve hep eksik.
devamını gör...

şimdilerde çok güzel sergilere ev sahipliği yapan müze. süresiz sergilerinin içinde zaten çok değerli eserler var, onlardan bahsetmeyeceğim.
bu aralar son iki kat tamamen bizans'a ayrılmış vaziyette. ''istanbul’dan bizans’a: yeniden keşfin yolları, 1800–1955'' sergisiyle osmanlı döneminde bizans'ın tekrar keşfedilmesi ve istanbul'daki bizans mirasının tekrar araştırılmaya başlanmasıyla ilgili çeşitli eser, animasyon ve belgeler sergileniyor. daha fazla bilgi

bir üst katta ise ''istanbul’da bu ne bizantinizm!: popüler kültürde bizans'' adlı sergide popüler kültürde bizans'ın yeri anlatılmış. oyunlar, filmler, müziklerden resimlere kadar bizans kültürünün etkilediği her türlü yapımdan bir koleksiyon oluşturulmuş. daha ayrıntılı bilgi
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bu sergiye özellikle bayıldım. bizans dünyasını günümüzün tarzlarıyla birleştiren, konstantinopolis'i cyberpunk havasına büründüren çeşitli tabloları, çizgi romanları, filmlerden sahneleri, bizans'la ilgili yapılmış türk filmlerini ve hatta bizans'ın modaya etkisini anlatan kıyafetleri görebileceğiniz, çok ayrıntılı düşünülmüş bir sergi olmuş. ayrıca neon ışıkların hakim olduğu bir kat burası, eski dünyayı günümüze uyarlarken tabi ki neon ışıklar kullanılacaktı. bayıldım. keşke kalıcı sergi olsa diyeceğim ama elektrik faturası çok gelir.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bahsettiğim iki sergi de 6 mart'a kadar açık. ayrıca müze çarşamba günü öğrencilere, cuma günü saat 18-22 arası herkese ücretsiz. biraz sıra bekleyebilirsiniz, müzeye girmek için sıra beklemek güzel.
görsel kaynak: ben.
devamını gör...

annemin karnı, hemi de 9 küsür ay.*
devamını gör...

gökhan kırdar klasiği, 90'lar popunun efsane şarkılarından bir tanesidir.

''içimde bir şey acıyor sen gelince aklıma her şeyim.''
devamını gör...


habertürk yazarı fatih altaylı, oyuncu berna laçin'in basın kartı sahibi olması nedeniyle koronavirüs aşısı yaptırabildiğini belirterek "ben basın çalışanıyım. o hanımefendiden 10 yaş kadar büyüğüm, ben olmadım. berna laçin olmuş. ne güzel. sözde hak hukuk savun, ama çıkarın söz konusu olunca ne hak kalsın, ne hukuk, ne adalet" dedi.

habertürk gazetesi yazarı fatih altaylı, türkiye'de yeni tip koronavirüse (kovid-19) karşı süren aşılama çalışmalarıyla ilgili olarak bir köşe yazısı kaleme aldı.

berna laçin'in de basın kartı sahibi olması nedeniyle aşı hakkı kazandığını hatırlatan altaylı, "berna laçin. duyarlılık abidesi. kendine göre en ufak bir haksızlık gördüğü zaman, herkese talkın vermekten çekinmeyen, hak hukuk savunucusu. ama lafta" dedi.


buradan
devamını gör...

sürekli özlem duyacaksan eğer nefret et* ve bitsin her şey.
devamını gör...

öncelikle kapıyı tık diye çalmak tek tık ama burası çokomelli.sonra hafif cool adımlarla sınıfa girip hocam kusura bakmayın bölüyorum ama blablayı sınıftan almam lazım demeniz lazım. hoca evladım neden ve nereye diyecek.hemen ardından net bir şekilde kalbime aldığım gibi hayatıma almam lazım da ondan hocam diyeceksiniz. muhtemelen disiplin cezası alacaksınız ama olsun denediniz en azından.
devamını gör...

kafamda çok fazla düşünceler yaratan yazar.

ilk soru, "gerçekten mutlu mu acaba?"
yazdıklarına, sözlük için yaptıklarına vs kesinlikle lafım yok, maaşallahı var daim olsun o ayrı da, hayatı nasıl, ömrü 150 kelimeden az tanımlara hiç mi sığmıyor, hiç mi küçük ve hatalı refleksleri yok, hiç mi mızıklamaz, hiç mi gemileri yakmaz, ya da hepsinden var da burada mı göstermez bilmiyorum.
ilginç biri olduğu kesin, bu kadar okuyan, okuduğunu anlatmakta kesinlikle sorunu olmayan biri düz insan olamaz zaten.

ama benim gibi ara yaşam formalarının aklını karıştırıyor o kesin, hani hayatında hiç devekuşu görmemiş bir insan onu ilk kez gördüğünde bi tereddüt eder ya; "ya bu kuş mu deve mi?" diye, hah teşbihte hata olmazmış, benimki de o hesap.
insan olma formu - kendine göre - bu ise ve bu hayatında mutlu ise ve/veya akşamları bizim hiç şahit olmadığımız bir halde gidip bir tektekçi meyhanesinde "tülay geri dön" diye ağlayıp sonra diyalektik materyalizm konusunda oturup herkese bilgi veriyorsa ne mutlu ona?

bi gün bi yerde çay kahve içmek üzere dostum, hayatın güzel keyfin daim olsun..

peşin edit : yok la, ne kıskancam? hımmff.. tamam tamam belki biraz... ahahhaha
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

el cağızlarımla yaptım, bu saatte gömüyorum sözlük.

after :

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

2^32.582.657-1 (2 üzeri 32.582.657 eksi 1 ) olarak ifade edilip toplamda 9.808.358 basamaklı olan sayıdır. mersenne asal sayıları olarak da bilinen bir yöntemle elde edilen asal sayı, 2006 yılında 44. mersenne asal sayısı olarak duyurulmuştur.
devamını gör...

öleceğini bilen ve tek dileği küçük kurşunlarla ölmek olan bir çocuğun dünyanın tüm kurşunlarından daha ağır cümlesi.

çocuklara el uzatan herkesi lanetliyorum.
devamını gör...

yarın kapanıyorum. erkek olmam buna engel değil. daha zeki bir insan olmak için bu fedakarlığı yapacağım. ya haaak!
devamını gör...

ya allah aşkına neredesiniz yaşıtlarım ?
her yazar mı 12 - 20 yaş arasında yahu?
ya lütfen 30+ yazarlar olarak bir kulüp kuralım, tanışalım, arkadaş olalım.
gerçekte özleminizi çekiyorum ey yaşıtlarım.
lütfen bir toplanalım, birlik olalım, birbirimizi bulalım.
devamını gör...

#838768 ve #838384 tanımları ile şahsımı ziyadesiyle gururlandırmış dost yazar, badi.

bilmiyor ki aslında o itibar ve teveccüh kendisine aittir.*

edit: konu olan esas tanımın eklenmesi.
devamını gör...

yoksulluk içinde ölmüştür. ilk seyahatinin maliyeti resmi olarak soruşturulduktan sonra, bu maliyetin kastilyalı isabella'nın bir ziyafetinin ki kadar olduğu anlaşılmıştır.
devamını gör...

sırrı hala çözülememiş bir güzelliktir.
biz pandemiden önceleri ofiste çalışırken ara sıra arkadaşımla "hadi bugün 90'lar dinleyelim" derdik...
bence 90'larda sadece şarkılar değil, insanlar ve dünya da daha güzeldi...

90'ları özleyenlere gelsin...
devamını gör...

en çok bilinen hamlet tiradı olsa bile ona bu ağırlığı veren cümlenin kendisinden ziyade daha sonra william shakespeare tarafından kaleme alınanlardır özünde. ölümden sonrasına duyulan insancıl korku ve yaşamın katlanılmaz ağırlığı arasında bin çeşit ızdırabı sırtlayan insanın kederli kabullenişidir bu cümleler. yaşamak denilen trajediyi katlanılabilir kılan ölüm fikridir ama ölümün belirsizliği fikrini katlanılabilir kılan da yaşamaktır; en azından öyle diyor hamlet. ölüm için yaşama katlanır yaşam için ölüme tahammül ederiz, tüm karmaşanın ana nedeni özünde bu çıkmazdır. bundan ötürü bu tirad başlı başına shakespeare'in dehasının özetidir aslında; aynı cümleler ile siyah ve beyaz kadar zıt iki düşünceyi de aktarabildiği için. şöyle devam ediyor o meşhur tirad:



olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!
düşüncemizin katlanması mı güzel
zalim kaderin yumruklarına, oklarına
yoksa diretip bela denizlerine karşı
dur, yeter demesi mi?
ölmek, uyumak sadece!
düşünün ki uyumakla yalnız
bitebilir bütün acıları yüreğin,
çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü.
çünkü, o ölüm uykularında
sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından
ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
bu düşüncedir felaketleri yaşanır yapan.
yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına?
zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine
sevgisinin kepaze edilmesine
kanunların bu kadar yavaş
yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
kötülere kul olmasına iyi insanın
bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
kim ister bütün bunlara katlanmak
ağır bir hayatın altında inleyip terlemek
ölümden sonraki bir şeyden korkmasa
o kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
ürkütmese yüreğini?
bilmediğimiz belalara atılmaktansa
çektiklerine razı etmese insanları?
bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
yürekten gelenin doğal rengini.
ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
yollarını değiştirip bu yüzden
bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.


yazıldığı dilde ise aşağı yukarı bu şekildedir:


to be, or not to be, that is the question:
whether 'tis nobler in the mind to suffer
the slings and arrows of outrageous fortune,
or to take arms against a sea of troubles
and by opposing end them. to die—to sleep,
no more; and by a sleep to say we end
the heart-ache and the thousand natural shocks
that flesh is heir to: 'tis a consummation
devoutly to be wish'd. to die, to sleep;
to sleep, perchance to dream—ay, there's the rub:
for in that sleep of death what dreams may come,
when we have shuffled off this mortal coil,
must give us pause—there's the respect
that makes calamity of so long life.
for who would bear the whips and scorns of time,
th'oppressor's wrong, the proud man's contumely,
the pangs of dispriz'd love, the law's delay,
the insolence of office, and the spurns
that patient merit of th'unworthy takes,
when he himself might his quietus make
with a bare bodkin? who would fardels bear,
to grunt and sweat under a weary life,
but that the dread of something after death,
the undiscovere'd country, from whose bourn
no traveller returns, puzzles the will,
and makes us rather bear those ills we have
than fly to others that we know not of?
thus conscience does make cowards of us all,
and thus the native hue of resolution
ıs sicklied o'er with the pale cast of thought,
and enterprises of great pitch and moment
with this regard their currents turn awry
and lose the name of action.

devamını gör...

gençler umutsuz, geleceği görünmeyen bir durum ile karşı karşıya.
iş bulsa köle olmak zorunda, üstelik açlık sınırında para karşılığında.
çalışıyorlar aç, çalışmıyorlar yine aç!
fark eden bir şey yok.
ne kadar çok üniversite o kadar çok gizli işsiz.
devamını gör...

nadine nassib njeim.
lübnanlı deyip geçmeyin.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim