ilk defa 19. yüzyıl sonlarında ingiltere tarafında tarafından ortaya atılmış bir dış politika stratejisidir. çok afilli bir terim tabi ama basitçe tarafsız kalma olarak düşünülebilir.
devamını gör...

sol tarafta görünce off olsa da yesek dediğimiz başlıklardır.

birader şu patates kızartması başlığını alın oradan gece gece.
devamını gör...

yemeğimi yaptım, şimdi de çamaşır ve bulaşık makinasının bitmesini bekleyip tatlı yapmaya geçeceğim. yıllarca annemi kınayıp tek kalınca annem oldum allah kahretsin böyle işi ya.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yurt dışına okumaya yollaması.
devamını gör...

şimdi şuraya "keloğlan" filmleri yazmazsak allah çarpar.*
devamını gör...

yok öyle bir ihtimal.

(bkz: bir arkadaşım)
devamını gör...

the haunting serisinin ikinci dizisi. (bkz: the haunting of hill house) 'un devamı gibi dursa da hikayesi çok farklıdır. hill house'taki oyuncu kadrosunun çoğu yine burada da vardır: (bkz: victoria pedretti) (bkz: kate siegel) (bkz: carla gugino) (bkz: henry thomas). diziyi yine korku gerilim temasında beklerken aslında dramla karşılaşıyorsunuz ama tatmin edici bir dram öyküsü olmadığı için beklentilerimi karşılamadı.


--! spoiler !--

dani'nin evlenmek üzereyken müstakbel kocasının onun yüzünden ölmesine çok kızdım. bu yüzden aynalarda görüyordu sürekli ama sonra birden kayboldu. bu kısmı tam oturtamamışlar yani bu kadar etkilendiyse birden nasıl kayboldu? sonra dani ve jamie aşkı çok yüzeyseldi. sanki zorla birbirlerini seviyorlar gibi. hannah' nın hikayesini sevdim. ona gerçekten özen göstermişler, kuyuda kendini gördüğü an hissettiği acıyı ben de hissettim. ve şüphesiz en güzel oyunculuğu kate siegel sergiledi bayılıyorum bu kadına. "she would wake, she would walk, she would sleep." bu kısım bıktırsa da dizi içinde çok güzel bir bölümdü. keşke tüm bölümleri böyle işleselerdi ve tatmin olsaydık.

--! spoiler !--
devamını gör...

o var olmak istemiyor artık. nefes almak epey zahmetli. göz kapaklarının verdiği ağırlık altında eziliyor. kimi zaman ölmek istiyor kimi zaman yaşamak istiyor. yaşarken ölümü düşlüyor ama zaten yaşarken ölüyor. öldükçe de yaşamak istiyor. yaşamak istiyor çünkü içindekileri yaşatmak istiyor. hep istiyor... ölene kadar da isteyecek.


öldüm bütün ölümlerle ben şimdiye dek,
yeniden isterim ölmek bütün ölümleri,
ağacın ölümünü ölmek tahta tahta,
taş taş dağın ölümünü,
toprak ölümünü kumun.
çıtırdayan yaz otlarının ölümünü yaprak yaprak
ve kanlı ve zavallı ölümünü insanoğlunun.

yeniden doğmak isterim bir çiçek biçiminde,
yeniden ağaç olmak, çayır olmak,
balık ve karaca olmak, kuş ve kelebek.
özlem verir bana bütün biçimler
son acıların özlemini verir,
insan acılarının özlemini verir,

titreyerek gerilmiş yay,
özlemin çılgın yumruğu ey,
ey hayat ey bir gün olur da
birleştirmeye kalkışırsan kutuplarını
yeniden beni uzun uzun
sürersin ölümden doğuma,
acı dolu yollarına yaratmanın,
yaratmanın eşsiz yollarına.

hermann hesse, bütün ölümler (şiir)

çeviri: zeria karadeniz
devamını gör...

şu şekil bir yavrucağım var ve kendileri 1.5 aylık. henüz yeni yem yemeye başladığı için eğitmeye yeni yeni başlıyorum. anne ve babasını eğitmedeki üstün başarısızlığımdan sonra bu sefer uysal ve insanlara alışmış bir kuş yetiştirebilmeyi umuyorum. anası da babası da aşırı yabani oldular ,alıştıramadım insanlarla olmaya*, sürekli ısırıp kaçıyorlar. yavruları da şuan onlar gibi ama geç olmadan müdahale edip eğitebilmeliyim.* adını da uysal koyduk, uysal olsun yabani olmasın diye*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

zihin kirliliği. maalesef beynimiz o kadar çok gereksiz şeylerle dolu ki doğru olan bilgiyi sığdıracak yer kalmıyor.
devamını gör...

''hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar? hangi kuş “farklı ötünce” diğerine yasak koyar? derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar. ah insanlar! her şeyi bulup kendini bulamayanlar.'' demiş.

sonrada, ''boşuna değildi insanların tanrılara sığınması. dayanılır gibi değildi yoksa.'' diyerek pekiştirmiş kişidir kendileri.

(bkz: taşı gediğine koymak)
devamını gör...

nuri isimli kişinin, öldüğünde çin'de toprağa verilmesi ile gerçekleşecek olan temenni.

*
devamını gör...

bizleri kaç gündür üzen gerçektir.
kankamı silenler utansın, hıh.
devamını gör...

oğlunun sevgili edinmesine ses etmiyorsa kızına da etmesin. baba olmak bunu gerektirir. eşit olmak.
devamını gör...

acun, üç güne sığdırılamayacak dizileri kalıcı aboneyle desteklemeye çalışmıyor, bakın böyle bişey kesinlikle yok. saçmalaökfklgşgisi............................

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

asıl adı angela anaïs juana antolina rosa edelmira nin y culmell olup, on bir yaşından itibaren yazmaya başladığı günlükleri daha yaşarken yayınlanmış, yazdıklarının değerinin bilindiğini kendi gözleriyle de görmüş ilk kadın yazarlardan biri. 21 şubat 1903 tarihinde, fransa’da kübalı sanatçı bir aile içinde dünyaya gelen anais nin, yaşamını fransa, ispanya ve amerika’da sürdürüp, bu çok kültürlülüğü ve çok yönlülüğü pek çok türde yazdığı zengin metinlere de yansıtmıştır.

kendisi henüz iki yaşındayken anne ve babasının ayrılığının ardından annesiyle amerika’ya gelen anais nin, okulda katolik bir öğrenim görür. günlüğünde yazdıklarına göre 16 yaşında hem okuldan hem de kiliseden ayrılarak modellik yapmaya başlar. 1923 yılında küba havana’da aşık olup hayatını birleştirdiği bankacı ve sinemacı hugh parker guiler ile paris’e yerleşir. yine günlüklerinden anladığımız kadarıyla edebiyat macerası da bu zamanlarda başlar.

anais nin'in kendi adıyla basılmış ve yayınlanmış olan ilk profesyonel çalışması, yazdıkları yüzünden türlü yasak ve sansürle mücadele etmek zorunda kalan şair yazar d.h. lawrence’ın çalışmaları üzerine kapsamlı bir deneme ve eleştiri niteliğindedir. bu çalışmayla ilerleyen dönemlerde edebiyat dünyasını hayli sarsacağının da ilk işaretlerini vermiş olur. savulun anais geliyor!

psikanalizle de çok yakından ilgilenen anais nin, otto rank’le bu konu üzerine yaptığı çalışmalar sayesinde, kendi deyimiyle, söyleyebildikleriyle söyleyemedikleri arasında kalan, hislerin salındığı büyük boşluğu keşfeder. yaşadığı aydınlanmayı günlüğünde şöyle anlatacaktır. “o konuştukça yazarken ne kadar zorlandığımı düşündüm. ifade edilmesi zor hisleri yazıya dökerken daha anlaşılır hale getirmekte ne kadar zorlandığımı…kendi içlerinde tarifsiz, gizil ve sössüz olan o sezi, his ve içgüdüler için anlaşılır bir dil bulmak adına verdiğim mücadeleyi…”

bu engin düşünceler ve kendi aklıyla girdiği mücadele onu batı edebiyatının bilinen ilk kadın erotik yazarı olmaya sürükler. yazar henry miller’la para için başlayıp sürdürdükleri yazın ortaklığı sırasında yazdıkları, yazar kimliğini ve edebiyat dünyasında edindiği rolü değiştirecek yapıtların ilkleridir. bir koleksiyoner için ve hiç yayınlanmamak üzere yazdıkları erotik öykülere dönüp baktığında, hepsinin erkek sesiyle yazılmış olduğunu fark eder anais nin. bir erkeğin içsesiyle, bir erkeğin hislerini, bir erkeğin sözleriyle tariflediğini keşfettikten sonra tüm koleksiyonu bir kadın yönelimiyle, bir kadın rolü üstlenerek, bu kez kendisi için, yeniden yazmaya karar verir.

bir kaşif gibi yaşadığı tutkulu aşkları ve ilişkileri çok kültürlülüğü ve çok yönlü düşünce yapısıyla birleştirip yazdığı erotik öyküleri ve tüm şeffaflığıyla içini döktüğü günlükleri bu gün hepimiz için yol ve ufuk açan bir ışık.
devamını gör...

fethiye'nin faralya köyünde kabak koyu sınırlarında olan doğa harikası diyebileceğimiz şelalelerden biri.
meşhur (bkz: likya yolu) üzerinde olması merak etmek için farklı bir sebep tabi ki.
kabak'ta konaklıyorsanız mutlaka gidin görün diye tavsiye verebileceğim ve buz gibi suyunu vücudunuza değdirince arınacağınız bir yer burası. kabak sahilden devam ederek ya da orman içinden de ulaşabileceğiniz ve zamanında gönüllüler gidiş rotasındaki taşları kırmızıya boyayarak yolunuzu bulmanıza yardımcı olmuşlardır. yani mesaj ''boyalı taşları takip et''tir aladereyi bulmak için.
yalnız gidecek ve o arada engebeyi size hissettirecek dağ yollarını aşacaksanız şort veya bacaklarınızı açıkta bırakacak herhangi bir kıyafet giymemenizi öneririm,şort giyecekseniz altına da mutlaka uzun tayt giyin ve yanınızda uzun kollu ya da extra kıyafet bulundurun(hem terlediğiniz için hem de kirlenme ya da yaralanma ihtimaline karşı (u: işte bunlar hep tecrübe) dönüş yolunda şelaleye gitmek için bikini ve şıpıdık terlikleriyle devam edenleri görünce bir ''ana'' edasıyla uyarmıştım ama tabi dinleyen gençlik nerede * neyse bu başka bir konu,geçelim. yine uyarmam gereken bir konu var ki ''domuzlar'' , evet domuzlar , malumunuz her ne kadar popüler bir mekan olmuş olsa da sonuçta dağın başı ve açlıktan insanların olduğu yere kadar inen cesaretli yabani domuzlar var , yani demem o ki yanınıza bir de sopa tarzı bir şey alın ve de çakmak ile flaşör tarzı aydınlatıcı(her ne kadar gündüz olsa da hayvanları geri iter ışıklı bir şeyler) , hayır domuz saldırısına uğramadım fakat ''boyalı taşlar''ı bir ara kaybedip yanlış rotaya girmişim! neyse ki serde kampçılık ve doğaseverlik var da az çok yolumu nasıl bulacağımı tahmin edebildim! sonra da bir kaç güzel insanla karşılaştım doğru yolu bulmuşken de birlikte devam ettik. kabaktan yaklaşık 1 saatlik tempolu bir yürüyüşle öncelikle aladere bu mu lan? diyerek onun jr. versiyonuna ulaşıyorsunuz(şimdi onun da adı vardı da unuttum) yalnız hepsi ayrı güzel , orada da kurbağa larvalarıyla buz gibi suyun tadını çıkarıp yıkanıyorsunuz falan,mataranıza su dolduruyorsunuz vs
bundan sonrası devasa yana yatmış ağaçların üzerinden geçerek takribi 10-15 dk lık yürüyüşle artık ulaşmak istediğiniz rotaya gelebiliyorsunuz. ama ne rota! ama ne şelale! sabah kahvaltısından hemen sonra çıkmalısınız ki kavurucu güneşin mevcut alanı kavurduğu saatlere denk gelmeyin ve keyfini daha fazla çıkarın. devasa bir kayalıktan düşmemeyi başararak inip harika şırıltıların eşliğinde manzaraya aşık oluyorsunuz (keşke hiç insan olmasa tabi gittiğiniz an ama maalesef) herneyse o kadar harika ki hemen demir gibi suyla bütünleşmek istiyorsunuz,kafanız yerine geliyor,doğaya bir kez daha aşık mı oluyorsunuz ne? evet! ama o da ne her yerden akın akın insan sürüsü geliyor. son sesi patlattıkları hoparlörleri bozuyor şelalenin sesini de oranın verdiği huzuru da.. oysa ki müziğe gerek mi var? ona bile gerek yok.. ama nasıl anlatacaksın ki kafası bir dünya olmuş ve çevresindeki konuşmaların ne olduğunu bile algılayamayacak insana!
neyse diyorsun yine.. bir bakıyorsun şelalenin alt tarafından tırmanarak gelmiş insanlar üst taraftan gelen arkadaşlarıyla bağıra çağıra buluşmalarını kutluyorlar! alkol gırla , sarhoş olunuyor , ee hani aladereye gelmiştiniz? asıl mevzu doğayla buluşmaktı hani? değil miydi yoksa?! yine neyse diyerek kendi huzurunuzu tamamlamaya çalışıyorsunuz. oluyor da , sadece o sese , o suya , o kuş seslerine kanalize oluyorsunuz yani oluyorum , bir daha ki buluşmamızda görüşmek üzere diyerek aladereye dokunmaktan son derece haz alarak ayrılıyorum. keşke doğa'ya cidden saygı duysanız , duyabilseniz ey insanoğlu..

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

iyilik yapıp iyilik bulamayanların söylemidir. iyiliği iyilik bulmak için yapanların söylemidir.

iyilik yapınca bir şey bulmaya gerek yoktur bence. bulunan tek şey hazdır ve o haz kişiye yetmelidir.
devamını gör...

sözlük anlamı olarak; amiral yetkileriyle donatılmış deniz subayı anlamına gelen askeri ünvan.*

edit: altta bir yazarımız konu için güzel ve bilgilendirici bir entry girmiş. ben ingiliz ordusuyla ilgili okuduğum birkaç şey üzerine açmıştım başlığı aslında. tam bilmediğim bir konu ve bu vesileyle öğrenmiş oluyorum. benim bildiğim kadarıyla ingiliz ve türk ordularındaki komodor birbirinden farklı anlam ve konumları ifade etmekte. ingiliz donanmasındaki tümamirale denk geliyor diye biliyordum ben fakat tekrar araştırıp bu entryi düzenleyeceğim. teşekkürler.

kısa bir bakış sonrası edit: genel olarak amiral yetkileri olan belirli bir kıdemdeki albayların bu unvanı aldığı yazıyor baktığım kaynaklarda. tabii bunlar türk ordusu hakkında bilgi veren yerler. ingiliz donanması hakkında detaylı bilgi aldıktan sonra tekrar editleyeceğim. bu konuda fikri olan arkadaşlar da bilgi vermek isterse yazıya ekleyebilirim.*
devamını gör...

- üremek
- kafasına atılan çayı tutmak
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim