sözlüğe en çok katkı yapan kişilerin erkek olması
tüm zamanların hiperaktifleri listesine bakıldığında ilk 50 sıradaki kişilerin 45 tanesi erkek.
ama en çok zararı verenlerin de erkek olması diye bir gerçekte mevcuttur.
edit: tabi bu durumdan sonuç olarak erkeklerin daha işsiz olması gibi bir sonuç çıkabilir.
ama en çok zararı verenlerin de erkek olması diye bir gerçekte mevcuttur.
edit: tabi bu durumdan sonuç olarak erkeklerin daha işsiz olması gibi bir sonuç çıkabilir.
devamını gör...
crookes radyometresi
ampul şekilli bir vakum ortamı içerisinde, ışık şiddetine bağlı olarak dönmeye başlayan 4 tane ufak pervane kanadı bulunduran radyometre. ingiliz fizikçi william crookes tarafından icat edilmiştir. ışık değirmeni adıyla da bilinir.
pervane kanatlarının bir yüzü ışığı yansıtıcı beyaz malzemeyle kaplıyken diğer yüzü siyahtır. beklenen durum şudur: ışık, pervanelerin beyaz yüzeyine vurduğunda, pervanelerin dönüş yönünün beyaz yüzeye göre olması. fakat durum bunun tam tersi olarak gözlenir ve pervanenin dönüş yönü, siyah yüzey ışık alıyormuş gibi olur.
tam olarak anlamamış olanlar için şöyle söyleyeyim: elinizde bir kâğıt var ve bu kâğıdın bir yüzüne doğru üflüyorsunuz. doğal olarak üflediğiniz yüzeyin, nefesinizin etkisiyle geriye doğru itilmesini bekliyorsunuz ama kâğıt, sanki arka taraftan üfleniyormuş gibi size doğru itiliyor. işte buradaki durum (tamamen aynısı olmasa da) buna benziyor.
olay şudur: her ne kadar bu radyometre vakum ortamı olarak adlandırılsa da içerisinde bir miktar hava, yani gaz kalmış olmalıdır. bu gaz, tüpün içerisine eşit şekilde dağılır. pervanelerin koyu renkli kısımları, ışığı ve dolayısıyla ısıyı emmeye eğilimlidir. bu nedenle beyaz kısma göre çok daha sıcak hâle gelirler ve dengenin sağlanması adına daha soğuk olan hava, beyaz yüzeylerden siyah yüzeylere doğru yönlenir. böylece siyah yüzeylere doğru bir gaz birikimi ve dolayısıyla gaz basıncı ortaya çıkar.
buna ek olarak, soğuk hava daha yüksek enerjili olan sıcak hava molekülleriyle yer değiştirdiği için, siyah yüzeyin arka tarafına doğru geçen bu yüksek enerjili moleküller, siyah yüzeylere arka taraftan da bir itme uygulanmasına neden olur. böylece ortaya, siyah tarafın dönmeyi yönlendirmesiyle sonuçlanan birleşik bir hareket çıkmış olur ve pervane beklenenin tersi yönde dönmeye başlar.
bu arada, gerçekleşen bu durumu aletin mucidi olan william crookes değil, irlandali mucit osborne reynolds açıklamıştır.

görselin kaynağı
pervane kanatlarının bir yüzü ışığı yansıtıcı beyaz malzemeyle kaplıyken diğer yüzü siyahtır. beklenen durum şudur: ışık, pervanelerin beyaz yüzeyine vurduğunda, pervanelerin dönüş yönünün beyaz yüzeye göre olması. fakat durum bunun tam tersi olarak gözlenir ve pervanenin dönüş yönü, siyah yüzey ışık alıyormuş gibi olur.
tam olarak anlamamış olanlar için şöyle söyleyeyim: elinizde bir kâğıt var ve bu kâğıdın bir yüzüne doğru üflüyorsunuz. doğal olarak üflediğiniz yüzeyin, nefesinizin etkisiyle geriye doğru itilmesini bekliyorsunuz ama kâğıt, sanki arka taraftan üfleniyormuş gibi size doğru itiliyor. işte buradaki durum (tamamen aynısı olmasa da) buna benziyor.
olay şudur: her ne kadar bu radyometre vakum ortamı olarak adlandırılsa da içerisinde bir miktar hava, yani gaz kalmış olmalıdır. bu gaz, tüpün içerisine eşit şekilde dağılır. pervanelerin koyu renkli kısımları, ışığı ve dolayısıyla ısıyı emmeye eğilimlidir. bu nedenle beyaz kısma göre çok daha sıcak hâle gelirler ve dengenin sağlanması adına daha soğuk olan hava, beyaz yüzeylerden siyah yüzeylere doğru yönlenir. böylece siyah yüzeylere doğru bir gaz birikimi ve dolayısıyla gaz basıncı ortaya çıkar.
buna ek olarak, soğuk hava daha yüksek enerjili olan sıcak hava molekülleriyle yer değiştirdiği için, siyah yüzeyin arka tarafına doğru geçen bu yüksek enerjili moleküller, siyah yüzeylere arka taraftan da bir itme uygulanmasına neden olur. böylece ortaya, siyah tarafın dönmeyi yönlendirmesiyle sonuçlanan birleşik bir hareket çıkmış olur ve pervane beklenenin tersi yönde dönmeye başlar.
bu arada, gerçekleşen bu durumu aletin mucidi olan william crookes değil, irlandali mucit osborne reynolds açıklamıştır.

görselin kaynağı
devamını gör...
ikinci defa sorulan soruya neyse boşver diyen insan
benimdir. ikinci defa aynı şeyi anlatmaya* üşeniyorum. ayrıca ilk kez anlatıyorsam kesin heyecanlı ve hevesli bir şekilde anlatıyorumdur. karşıdaki anlamayınca veya daha kötüsü dinlemeyince "tüm heyecanım ve hayat enerjim sömürülmüş" gibi hissediyorum. tam dayaklıksınız var ya...
en iyisi neyse boşver deyip geçmek.
en iyisi neyse boşver deyip geçmek.
devamını gör...
laz vs gürcü
artvin taraflarının gürcü olarak, rize taraftarının laz olarak katıldığı, trabzon taraflarının trabzonlu olduğu için katılmadığı başlık.
trabzon'dan batısı hakkında bir yorum yapamıyorum.
her ikisininde dili mevcuttur.
yangın var filmindeki annenin dili gürcüce'dir, kazım koyuncu'nun lazca şarkıları mevcuttur.
her ikiside, karadeniz'in kültürel zenginliğidir.
trabzon'dan batısı hakkında bir yorum yapamıyorum.
her ikisininde dili mevcuttur.
yangın var filmindeki annenin dili gürcüce'dir, kazım koyuncu'nun lazca şarkıları mevcuttur.
her ikiside, karadeniz'in kültürel zenginliğidir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar
kars çıldır gölü
buradan
buradan
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hissettikleri
boşa geçen bir hayat ve pes etme vaktinin geldiğini.
devamını gör...
önce başlığa bakarım başlık mı diye sonra yazara bakarım armullah mı diye
armullah isimli yazarın açtığı başlıklarda kullanılması için açılmış, bkz şeysi. güvenle kullanabilirsiniz.*
devamını gör...
the chestnut man
netfliximizin yeni nesil, cinayet çözme, dedektifçilik temalı mini dizisi.
dedektif başrolümüz bekar bir anne ve kızıyla daha çok vakit geçirebilmek için çok iyi oldu dedektifliği bırakıp bilişim bölümüne geçmek istiyor. bilişime geçmeden önce önüne son bir dosya koyuyorlar, bunu çözdükten sonra bilişime geçebilirsin diyorlar. kızımız başlıyor dosya üzerinde çalışmaya.
kestane adam sanırım danimarka'da çok yaygın olan, kestanelerin karınca misali dallarla birleştirilmesiyle yapılan bi mini oyuncak. cinayet mahallerinde katil imza olarak kestane adam bırakıyor, bu yüzden başrolde kestaneler var.
çok tatlı bir siyasetçinin minik kızı kayboluyor. bir yıl geçmesine rağmen kızdan haber alınamıyor. bir sene sonra işlenmeye başlayan cinayetlerde olay yerine bırakılan kestane adamlarda ise bu bir yıl önce kaybolan kızın parmak izine rastlıyor dedektifler. o may gad diyorlar bu nasıl olabilir?
danimarka yapımı equinox izlemiştim daha önce. çok saçma bi konusu vardı bir ara onu da yazayım. bu dizideki dedektif tülin orada da başroldü. orada dizi boyunca duş almamış gibiydi saç baş dağınık, çok pis gelmişti bana. şimdi yine, bu dizide de gözünün önünden ayıramadığı saçlarıyla kokuyormuş gibi hissettirdi.
tülin'in (thulin) yeni gelen dedektife gereksiz kin beslemesi tam bi dedektifli dizi klişesiydi. adam gayet zeki, işini yapıyor, senden iyi yapıyor hatta. ne bu atar gider? kendine gel?
tülin de yetim belli ki, ona ve kızına bakan bir adam var. adını unuttum. hikaye boyunca o kadar vurguladılar ki bu durumu, en sonda bu gizemi açıklamaları gerekiyordu bence. neden tülinin ailesi yok, kocası kim, o adam kim? bunları açıklasalar iyiydi. gizem yarattı yarattı gitti.
bakan kadın duş aldı bi sahnede. klasik netflix yapımı tabi, duş alan insanların popolarını görmek zorundayız. [ayrıca dizi seks sahnesiyle başladı, netflix yeminli bu işi yapmaya. (bkz: dark)] iyi tamam hoş biz gördük, neden banyoyu boydan boya pencereli ve bahçeden görünecek şekilde yaptınız? bakan bir kadın bahçeye bakan camekanlı bir banyoda nasıl üryan duş alabilir? seyirci toplamak için değdi mi yani?
tülinin sevgilisiyle ilgili detaylar da çok gereksizdi bence. sırf adamdan şüphelenelim diye eklediklerini hissettim.
yangının 3 saniyede bodruma ulaşması ama bodrumun kapısından pencereye ulaşmasının 45 dakika sürmesini de sevmedim.
ayrıca bakanın yanında bi adam vardı hani, at hırsızı tipli olan. belli ki bakana aşık, artniyetli bi durum var içten içe. aydınlatmadınız hiç. onu da sırf şüphelenelim diye, ilgi dağılsın diye eklediniz oraya. yakışmadı...
dedektif başrolümüz bekar bir anne ve kızıyla daha çok vakit geçirebilmek için çok iyi oldu dedektifliği bırakıp bilişim bölümüne geçmek istiyor. bilişime geçmeden önce önüne son bir dosya koyuyorlar, bunu çözdükten sonra bilişime geçebilirsin diyorlar. kızımız başlıyor dosya üzerinde çalışmaya.
kestane adam sanırım danimarka'da çok yaygın olan, kestanelerin karınca misali dallarla birleştirilmesiyle yapılan bi mini oyuncak. cinayet mahallerinde katil imza olarak kestane adam bırakıyor, bu yüzden başrolde kestaneler var.
çok tatlı bir siyasetçinin minik kızı kayboluyor. bir yıl geçmesine rağmen kızdan haber alınamıyor. bir sene sonra işlenmeye başlayan cinayetlerde olay yerine bırakılan kestane adamlarda ise bu bir yıl önce kaybolan kızın parmak izine rastlıyor dedektifler. o may gad diyorlar bu nasıl olabilir?
danimarka yapımı equinox izlemiştim daha önce. çok saçma bi konusu vardı bir ara onu da yazayım. bu dizideki dedektif tülin orada da başroldü. orada dizi boyunca duş almamış gibiydi saç baş dağınık, çok pis gelmişti bana. şimdi yine, bu dizide de gözünün önünden ayıramadığı saçlarıyla kokuyormuş gibi hissettirdi.
tülin'in (thulin) yeni gelen dedektife gereksiz kin beslemesi tam bi dedektifli dizi klişesiydi. adam gayet zeki, işini yapıyor, senden iyi yapıyor hatta. ne bu atar gider? kendine gel?
tülin de yetim belli ki, ona ve kızına bakan bir adam var. adını unuttum. hikaye boyunca o kadar vurguladılar ki bu durumu, en sonda bu gizemi açıklamaları gerekiyordu bence. neden tülinin ailesi yok, kocası kim, o adam kim? bunları açıklasalar iyiydi. gizem yarattı yarattı gitti.
bakan kadın duş aldı bi sahnede. klasik netflix yapımı tabi, duş alan insanların popolarını görmek zorundayız. [ayrıca dizi seks sahnesiyle başladı, netflix yeminli bu işi yapmaya. (bkz: dark)] iyi tamam hoş biz gördük, neden banyoyu boydan boya pencereli ve bahçeden görünecek şekilde yaptınız? bakan bir kadın bahçeye bakan camekanlı bir banyoda nasıl üryan duş alabilir? seyirci toplamak için değdi mi yani?
tülinin sevgilisiyle ilgili detaylar da çok gereksizdi bence. sırf adamdan şüphelenelim diye eklediklerini hissettim.
yangının 3 saniyede bodruma ulaşması ama bodrumun kapısından pencereye ulaşmasının 45 dakika sürmesini de sevmedim.
ayrıca bakanın yanında bi adam vardı hani, at hırsızı tipli olan. belli ki bakana aşık, artniyetli bi durum var içten içe. aydınlatmadınız hiç. onu da sırf şüphelenelim diye, ilgi dağılsın diye eklediniz oraya. yakışmadı...
devamını gör...
iç çamaşırını her gün değiştiren kız
çünkü gözlemlerim üzerine hiçbir kız bu eylemi uzun süre devam ettiremez. ya külodunun o gün yeterince kirlenmediğini düşünür ya da bir yerden sonra sıkıcı bir hal almasından dolayı bu rutine son verir.
bu nasıl bir gözlem ve mantıksızlık yarabbi.
t: gözlemlerini yanlış yerlerde yapan ve her gün don değiştirmenin libidoyla ilgili olduğunu sanan yazarcık.
devamını gör...
göttingen üniversitesi'ne seçilen ilk türk rektör
üniversite senatosu tarafından oy birliği ile seçilen türk kökenli fizikçi prof. dr. metin tolan.
prof. dr. metin tolan kimdir?
alman annenin ve türk babanın çocuğu olan 1965’te schleswig-holstein eyaletinin oldenburg in holstein kentinde doğan prof. dr. metin tolan, almanya’nın kiel üniversitesinde fizik ve matematik eğitimi aldı ve 1993’te doktor unvanını kazandı. abd’de araştırmalarda da bulunan tolan 1998’de deneysel fizik dalında kiel üniversitesinde doçent oldu.
tolan, 2001’de dortmund teknik üniversitesinde deneysel fizik dalında profesörlüğe başladı. tolan, 2004-2008 yıllarında dortmund teknik üniversitesi fizik bölümünde dekanlık, 2008-2020 yılları arasında rektörlük kurulu üyeliği ve rektör yardımcılığı yaptı.
kaynak: www.ogretmensitemiz.com/m/y...
prof. dr. metin tolan kimdir?
alman annenin ve türk babanın çocuğu olan 1965’te schleswig-holstein eyaletinin oldenburg in holstein kentinde doğan prof. dr. metin tolan, almanya’nın kiel üniversitesinde fizik ve matematik eğitimi aldı ve 1993’te doktor unvanını kazandı. abd’de araştırmalarda da bulunan tolan 1998’de deneysel fizik dalında kiel üniversitesinde doçent oldu.
tolan, 2001’de dortmund teknik üniversitesinde deneysel fizik dalında profesörlüğe başladı. tolan, 2004-2008 yıllarında dortmund teknik üniversitesi fizik bölümünde dekanlık, 2008-2020 yılları arasında rektörlük kurulu üyeliği ve rektör yardımcılığı yaptı.
kaynak: www.ogretmensitemiz.com/m/y...
devamını gör...
soba
kuzineli olan versiyonu rahmetli büyükannemler de vardı.
kış günleri patates, soğan, biber gibi şeyler pişirirdik.
şimdi o lezzeti bulmak imkansız. eski günler özleniyor.
kış günleri patates, soğan, biber gibi şeyler pişirirdik.
şimdi o lezzeti bulmak imkansız. eski günler özleniyor.
devamını gör...
sözlük dergisi duyuruları
bugün dergimizi şereflendiren yazarlarımız:
“mortaks” bir garip aşk incelemesi ile mortaks ve rurouni kenshin. bir solukta okunacak güzel yazılarına buradaki öne çıkan yazılardan ulaşabilirsiniz.
kategori sınırlaması olmadan her türden yazılarınızı, denemelerinizi, dışavurumlarınızı ve iç dökmelerinizi de [email protected] adresine gönderebilirsiniz. iyi okumalar diliyoruz
“mortaks” bir garip aşk incelemesi ile mortaks ve rurouni kenshin. bir solukta okunacak güzel yazılarına buradaki öne çıkan yazılardan ulaşabilirsiniz.
kategori sınırlaması olmadan her türden yazılarınızı, denemelerinizi, dışavurumlarınızı ve iç dökmelerinizi de [email protected] adresine gönderebilirsiniz. iyi okumalar diliyoruz
devamını gör...
ahtapot
denizde ahtapotunu yüzdüren bir dalgıç'a denk gelmiştim. birlikte daldıktan sonra alıp evine götürüyordu.şaşırtıcı bir durum ama zamanla o çevredeki herkes alışmıştı o ahtapota.
devamını gör...
neden yapıldığı anlaşılamayan şeyler
herkesin en pahalıyı, en gösterişliyi, en güzeli istemesi ve sahip olduğunda kendinden başka kimsede olmasını istememesi. anlamsız kıskançlık.
devamını gör...
absürt komedi
(bkz: kaygısızlar)
3 hanımı ve 36 çocuğu ile asker arkadaşının evinde uzun süreli kalan memnun kaygısız'ın başrolü oynadığı dizinin her yanından absürtlük akıyordu.
3 hanımı ve 36 çocuğu ile asker arkadaşının evinde uzun süreli kalan memnun kaygısız'ın başrolü oynadığı dizinin her yanından absürtlük akıyordu.
devamını gör...
köpek bok yemekten vazgeçmez
madem sözlüğümüzde açıkça bok yazılabiliyor neden bu müthiş sözü kazandırmayalım?
efenim huylu huyundan vazgeçmez gibi bir anlamı vardır aslında. sadece bu biraz daha hard laf. çevremizde köpeksi insanlar vardır ve bunlar asla iflah olmazlar. değiştim dediklerine aldanmamak, tetikte olmak gerek. çünkü bok yemekten vazgeçmeyeceklerdir.
efenim huylu huyundan vazgeçmez gibi bir anlamı vardır aslında. sadece bu biraz daha hard laf. çevremizde köpeksi insanlar vardır ve bunlar asla iflah olmazlar. değiştim dediklerine aldanmamak, tetikte olmak gerek. çünkü bok yemekten vazgeçmeyeceklerdir.
devamını gör...
yoldaş benjamin franklin
yoldas lakabinin hakkini veremeyen yazar.
online oldugu zamanlarda online yazarlar listesinde hep en tepede. halbuki alfabetik siralamaya gore en altlarda olmasi gerekir. bir de kimsede olmayan renkle yazilmis. hani hepimiz esittik, kardestik? demek ki bazilarimiz daha esit.
zaten marketi dolar kuruna endekslemesinden anlamistim aslinda azili bir kapitalist oldugunu.
online oldugu zamanlarda online yazarlar listesinde hep en tepede. halbuki alfabetik siralamaya gore en altlarda olmasi gerekir. bir de kimsede olmayan renkle yazilmis. hani hepimiz esittik, kardestik? demek ki bazilarimiz daha esit.
zaten marketi dolar kuruna endekslemesinden anlamistim aslinda azili bir kapitalist oldugunu.
devamını gör...

