yaşamaya dair / nazım hikmet ran.
devamını gör...

evet tek derdimiz buydu bunu da çözdüler sağ olsunlar artık başka bir derdimizin kaldığını sanmıyorum artık.

cumhurbaşkanı yardımcısı fuat oktay, "reklam niteliğindeki tabela ve ayaklı panoların kullanımı ile ‘meyhane, tobacco shop, nargile cafe’ gibi isimlerin dükkân ismi olarak verilmesinin önüne geçmeyi planlıyoruz" dedi.kaynak: meyhaneye meyhane demek yasak olacak!
haber
devamını gör...

olmayan şeydir. olsaydı haberlerde dövülen doktorlar görmezdik ya da korona döneminde tüm gün çalışan doktorlar için 'işin bu' deyip bir teşekkürü çok gören insanlar çoğunlukta olmazdı.
devamını gör...

işte bu uyduruk kendini peygamber sanan zavalıların yaptıkları açıklamalardır bunlar.
buradan
devamını gör...

o kadar çok var ki..
•altında deniz olan bir uçurumun kenarına gidince istemsizce zihnimde "aşağı atlasam ne olur, en fazla ne olabilir ki, çok da güzel olur" gibi cümleler oluşuyor.
•ağlarken birden gelen kahkaha atma isteği.
•kalabalık bir ortamdayken herkes beni izliyor hissiyatı.*
•beni gerçekten hiç kimsenin anlamadığını düşünüyorum.
•bazen bazı şeylerin olacağını hissetmekten çok biliyorum. daha önce aynı şeyi yaşamışım gibi.*
•ansızın gelen "çikolata ne kadar güzel bir nimet" düşüncesi.
not: umarım sadece bana olmuyordur bunlar.*
not2: aklıma geldikçe editleyeceğim.
devamını gör...

söz dinlememek, kulak vermemek anlamına gelen deyim.
devamını gör...

sözlük formatını kamyon devirir gibi deviren yazarın ardından söylenecek özlü söz.
sen gidersin tanım kalır, dostlar seni hatırlamaz.

bak bu da güzel.
devamını gör...

az önce başıma gelmiş olaydır. bir tuhaf oldum, bana bir ürkme geldi sözlük. bilmiyorum ilişkimiz nasıl bu evreye geldi.

kız arkadaşım hasta olduğu için refakatçi olarak iki haftadır onunla kalıyorum. her şey güzel gidiyordu fakat bir iki gündür bana agresif hareketler sergiliyor. evet akla ilk pms dönemi geliyor fakat değil. çünkü hesapladım bundan bir hafta önce bitti dönemi. yani bunda bir başka gariplik var, sanki ilişkimiz benim zorlamamla ilerliyor gibi. aslında çok fazla fedakarlık gösterdiğimi düşünüyorum. onun hoşuna gidecek güzellikler yapıyorum fakat yine de o güzel yüzüne asla ve kat'a yakıştıramadığım asabi ve mutsuz suratı yok edemiyorum.

her zamanki gibi diğer koltuğa oturmuşum laptop'tan amerikan güreşi seyrediyor ve bir yandan da online kupon dolduruyorum. o da diğer koltukta ayaklarını uzatmış üstünde battaniyeyi çekmiş survivor'u izliyor. oldum olası hiç izlememişimdir şu programı ne muhabbetler dönüyor bilmem. sonra gidip çay koyayım dedim. koydum çayı tam yerime oturacağım bana dönerek:

"kemal sen benimle hiç vakit geçirmiyorsun!" dedi, şımarık bir kız gibiydi ses tonu. hani böyle istediği vakko kazak alınmamış ergen sesi gibi.
"hayatım aynı evde yaşıyoruz ve günlerdir yan yanayız daha nasıl vakit ayırayım. hahah bedenlerimizi değiştirelim istersen" dedim gülerek.

bak yemin ederim uykulu gözleri gitti yerine, büyü yapan kaynana gibi şirret bir yüz ifadesi takınarak yüzüme haykırdı:

"bak sana buradan bir koyarım var ya medine dilencisi olursun ha!!"
"esra bebeğim neden öyle dedin ki. hep sana vakit ayırıyorum??"
"şu kafa sözlük müdür nedir ona vakit ayırdığın kadar benimle ilgilensen!!"

tam da o anda eniştem whatsapp'tan yazdı: "başlatma lan güreşine. schalke dortmund kaç olur seriii!"
hemen mesaja geri dönüş yaparak "2,5 üstü enişte banko" dedim.
"eyvallah kayınço" dedi.

sonra gittim kızın yanına onunla ilgilendim. saçıyla okşanmdan çok hoşlanır kadınlar.. sakinleşirler.. kadınlarla kediler arasındaki en büyük iki benzerlikten birisidir bu. diğeri de tırnaklarını geçirmek tabii ki. ona çok sevdiği ve ezberden bildiğim dede korkut hikayelerinden bir part okudum ve uyuyakaldı. sonra gidip buzluktan bir carlsberg alıp amerikan güreşi izlemeye devam ettim.
devamını gör...

unutmak aklın eylemi gibi dursa da işin içine bazen beş duyu bazende en büyük karşıt güç olan kalp karışabiliyor.
size zarar verme boyutuna ulaşan tüm insan/ olay / durumlar unutulmaya mahkûmdur...

unutmak, insanoğlunun içinde verdiği savaşı kazanması adına atılan ilk adımdır.  unutmak kolay, zor olan hatırlamamak...

ve ne demiş  schiller:

" affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır."

devamını gör...

zamanı planlayamamak. kendisine ayrılan zamanda yapılacak şeye odaklanamamak.
devamını gör...

"bomboş, kalbimin odaları bomboş
halsiz hissiz, nasıl bu kadar loş?
gece insafsız, benden bile sarhoş
sabahladım, yedi gece durmadan üst üste
gittiği yerden arar diye
çok vicdansız, geceden bile sarhoş
...
ben sana nerden tutuldum?
yokluğunda hem nasıl duruldum?
sağ elimi solumla avuttum
boş yere, boş yere... "
devamını gör...

her klibi filmdir. spor arabaya binip kaslarını gösteren zavallı meslektaşlarının aksine her klibine emek verir. ve iyiki doktorluĝu bırakıp müzisyenliği seçmiştir.
devamını gör...

bir defa duyan zavallı öğrencilerin ömürlerinin sonuna kadar unutamadığı lanetli biyoloji terimi.

bir de granüllüsü vardır bu zımbırtının; düşman başına.*
devamını gör...

gidin çölde oynayın.
misafir olarak geldikleri ülkede kendi kararlarını verebileceklerini sanıyorlar.

edit: haber asparagasta olsa geçerliliği sabit.
her an miting yapacaklarmış gibi grup halinde gezmelerine, mekanın sahibi gibi takılmalarına bir gönderme.
devamını gör...

spor yaparken izliyorum. normalde spor yaparken canım sıkılır, bir noktadan sonra tamam derim bu kadar yeterli, bu yürüyüş beni 4 sene idare eder. ancak bu programı izlerken spor yaptığım zamanlardan beri her yürüyüş saatlere yayılıyor, asla yeterli gelmiyor, resmen onlardan biri olmaktan korkuyorum. ve bazen ağlaya ağlaya spor yapıyorum üzülüp ki ben nasıl psikolojik bir ruh hastasıyım, hiç bilemiyorum.

çok üzücü. yaşamları gösterilen çoğu vaka cinsel istismara uğramış ya da sevgi açlığı çekmiş. içlerinde oluşan o sevgi açlığını yemek yiyerek doldurmaya çalışmışlar. yiyecekler bir tür madde bağımlılığı haline gelmiş. yaşama şansları %5. 300 kilolardan 80 kiloya düşmeye çalışıyorlar yaşamak için falan. çok zor ve sahiden çok iç acıtıcı.

tüm bunlar sonrası şu sonuca ulaşabiliriz sanırım. çok yememek lazım.
devamını gör...


+kitap okur musunuz bay anderson?
-okumuyorum. eksikliğini de hissetmiyorum.
+ama biz hissediyoruz..
devamını gör...

zor zanaat azizim.
beden yorgunluğu yanı sıra, zihin yorgunluğu ve gelecek kaygısı içinde en kıymetlilerinizi hayata hazırlamak..
karnını doyurmaktan çok ruhunu doyurmaya çalışmak, onların çocukluk anılarında çok güzel yer edinmek.. bunların hepsi zor. bir o kadar da keyifli.
bir şeyin mimarısınız ve o günden güne şekil alıyor. bir sanatçının en güzel sanat eseri.

çocuk büyütmek konusunda edindiğim bir motto var. kendime de bunu ara ara hatırlatıyorum. çocuğum biri mi olsun, birey mi?
bu anahtar cümle, kendinize yol göstermek açısından belki işinizi bir nebze de olsa kolaylaştırır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

seni kelimelerle anlatabilir miyim? bilmiyorum ama en azından deneyeceğim. *
varlığın mutluluk sebebim. öncelikle bunu bil.

seninle konuşmak o kadar güzel ki.. bu hissi anlatamıyorum. kelimelerin bittiği yerdesin benim için.
sinirliyken, mutsuzken, ağlamaklıyken nasıl oluyor da beni yaşam sevinciyle doldurabiliyorsun? ya da mutluluğumu seninle paylaşınca nasıl oluyor da mutluluğum ikiye katlanıyor? anlamış değilim.
anlamak da istemiyorum. çünkü bazen bazı şeyleri anlamamak daha güzel. bir şeyleri anlamadığımızda daha mutluyuz sanki..

biz seninle neleri konuşmadık ki, neleri paylaşmadık.. ve en ilginci ne biliyor musun? bu kadar çok şey konuşmuşken hâlâ konuşmadığımız milyonlarca şey var. daha çok şey paylaşacağız, daha çok şeye değineceğiz biz seninle. hissediyorum. *

seninle balkonda konuştuğumuz gecelerin birinde gözlerimin önünden bir yıldız kaydı. meteor taşları umrumda değil, ben onlara yıldız diyorum. bir dilek diledim, ne olduğunu söylemeyeceğim.* ama bil ki o kayan yıldızı sana hediye ettim. umarım gerçekleşir dileğim. *
ve sen umarım hayatın boyunca çok mutlu olursun. biliyorum mutluluk yanılsamaya benziyor ama dilerim gerçek mutluluk seni bulur.

bir kamyon dolusu laf ettim biliyorum. ama şuraya bir tanım koymasam yazar olarak büyük vicdan azapları çekerim.
t: canımın içi yazarı. *
devamını gör...

yapılması yanlış olduğu bilinen fakat kafamızdan atamadığımız, mantık ve muhakeme ile uzaklaştırılamayan, arzu edilmeyen saplantı halindeki fikirler, tavırlar, hareketler bütünüdür.

önümde yürüyen insanları geçme çabam var. sürekli tempolu yürüyorum bu yüzden. dilim dışarıda soluk soluğa nefes almaya kadar gidiyor bu iş bazen. (burası şaka tabi.) yanlarından geçerken de dönüp yüzlerine bakıyorum. manyakça bir haz bu. yürüyüşe çıktığım zamanlar hızımı alamayıp şunu da geçeyim bunu da geçeyim derken hiç gitmediğim yerlere kadar gidiyorum bazen. (özellikle bu durum kafam bozuk, canım sıkkınken çok oluyor.) altın da bir travma mevcut büyük ihtimalle. bu ara travmalarım üzerine yoğunlaşmaya çalışıyorum ama henüz buna sıra gelemedi. durumun vahametini siz düşünün artık.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim