bireysel emeklilik sistemi
kendi primlerinizi yatırarak emekli olacağınızı iddia eden sistemdir.
sosyal güvenlik uzmanı ali tezel ile yapılan röportaj son derece zihin açıcıdır.
--- alıntı ---
- benim merak ettiğim şu: bireysel emeklilik dediğimizde, batı’daki özendiğimiz anlamdaki bireysel emeklilik anlaşılıyor mu? onlarda nasıl, bizde nasıl?
- bizde, değişik büyüklüklerde 11 bireysel emeklilik şirketi var. bu 11’inin hiçbirinin içinde, hazine’ye sunulmuş ve hazine tarafından onaylanmış bireysel emeklilik sigorta poliçesi yok.
türkiye'de bireysel emeklilik sigortası yok
- ne demek bu?
- yani ülkemizde, bireysel emeklilik şirketleri var, fakat "bireysel emeklilik sigortası" yok demektir.
- siz bireysel emeklilik yaptırdığını düşünenlerin aldatıldığını söylüyorsunuz o zaman.
- aynen öyle. bireysel emeklilik yaptıranlara gerçek ve doğru bilgiler verilmiyor. sadece şirketlerin istediği bilgiler paylaşılıyor. bireysel emeklilik adı altında poliçe alanların ellerinde de buna ilişkin en ufak bir bilgilendirme yok. şöyle ifade edeyim; şu anda ülkemizde "bireysel emeklilik sistemi" yok, "bireysel yatırım danışmanlığı sistemi" var.
- ikisi arasındaki fark ne?
- şöyle; diyelim ki biz her ay bir kenara 100 tl para ayırıyor olalım. bunu gidip vadeli mevduatta değerlendirebiliriz, hazine bonosunda değerlendirebiliriz, dövizde değerlendirebiliriz. ya da altın, hisse senedi gibi farklı alanlarda değerlendirebiliriz.
bireysel emeklilik şirketlerine yatırırsak bu parayı onlar diyorlar ki “siz bu parayı nerelerde değerlendirmek istiyorsanız biz sizin adınıza oralarda değerlendirelim.25 lirasına hisse senedi alalım, 25 lirasına altın alalım, 25 lirasına hazine bonosu alalım, 25 lirasına döviz alalım..." böyle sepetler oluşturuyorlar.
sizin 10 yıl boyunca her ay buraya 100 tl para yatırmanız lazım. 56 yaşına geldiğimizde bireysel emeklilik şirketi bana şunu söylüyor:
“ey ali tezel sen 10 yıl boyunca para yatırdın. 56 yaşına geldin. şu anda 15 bin tl ana paran var. bunun 15 bin tl de neması oldu. toplam 30 bin tl paran var. bu 30 bin tl paranı al git. veya ayda 1000 tl 1000 tl vereyim 30 ay sonra git. ayda 500 tl 500 tl vereyim 60 ay sonra git. veya 15 bin 15 bin vereyim 2 ay sonra git.”
yani benim adıma para biriktiriyor, benim adıma yatırım araçlarında değerlendiriyor, sonra da ben 56 yaşına geldiğimde de bu parayı bana iade etmeyi taahhüt ediyor.
emeklilik yaşının 95 olmasını istiyorlar
- tabii bunu da sizin istediğiniz takvim çerçevesinde yapıyor.
- evet. ancak, bizim sosyal güvenlik sistemi adı altında bağ-kur, ssk gibi anlamda hiçbir plan söz konusu değil. plan olmamasının sebebi de şu: 56 yaşındakiler bireysel emeklilik’ten emekli olabilecek. ama topladığı parayı belli bir yıla bölmesi gerekiyor ki ayda ne ödeyeceğini bilsin. yani emeklinin ne kadar maaş alacağı belli olsun. bireysel emeklilik şirketleri bu yaşın 95 olmasını istiyorlar.
- anlamadım. 95 yaşında emeklilik öyle mi? sendikacıların söylediği “mezarda emeklilik” bunun yanında çok çok insaflı.
- bu mezardan sonra da emeklik değil. diyorlar ki 56 yaşına gelen kişi, birikmiş parasını 95 yaşına kadar yaşayacağını varsayarak bunu yıllara ve aylara bölelim, çıkacak olan maaşı buna göre ödeyelim diyorlar.
kullan
- bu 95 yaşı espri olsun diye demediniz değil mi? sigortacılar bu yaşı öne sürdükleri için mi telaffuz ediyorsunuz?
- kesinlikle. bireysel emeklilik firmaları bu teklifi sundular, hazine bunu kabul etmedi. “95 yaş olmaz, bu türkiye’nin gerçekleriyle uyuşmuyor. bunu en fazla 75 veya 76 yapabilirsiniz” dendi. bana göre 75-76 da çok büyük bir yaş. çünkü şu anda 1 yaşından büyük bebeklerin ortalama yaşam beklentileri, 67. yani insanlar 67 yaşına kadar yaşayabiliyorlar. kadın ve erkekte farklılık gösteriyor ama ortalaması 67 yaş.
normal şartlarda 56 ile 67 arasında 11 yıl var. yani toplanan paranın 11 yıla yani 132 aya bölünmesi gerekiyor ki aylık maaşımızın ne olacağı belli olsun. bireysel emeklilik şirketleri diyor ki, “bu kişiler 67 yaşından sonra da yaşamaya devam ederlerse ben zarar ederim” diyor. “çünkü, ben onun 67 yaşında öleceğini varsayarak birikimini aylara böldüm ve ona göre her ay belli bir maaşı buldum. 67’den sonra vereceğim her maaş benim zarar haneme yazılır. bundan dolayı 67’yi kabul etmiyorum. 95 olsun” diyor.
çünkü 95’den önce ölürse bir para vermeyecek. o para kendisine kalacak. işte bundan dolayı bireysel emeklilik sadece isimde var, sistemde yok.
--- alıntı ---
buradan
sosyal güvenlik uzmanı ali tezel ile yapılan röportaj son derece zihin açıcıdır.
--- alıntı ---
- benim merak ettiğim şu: bireysel emeklilik dediğimizde, batı’daki özendiğimiz anlamdaki bireysel emeklilik anlaşılıyor mu? onlarda nasıl, bizde nasıl?
- bizde, değişik büyüklüklerde 11 bireysel emeklilik şirketi var. bu 11’inin hiçbirinin içinde, hazine’ye sunulmuş ve hazine tarafından onaylanmış bireysel emeklilik sigorta poliçesi yok.
türkiye'de bireysel emeklilik sigortası yok
- ne demek bu?
- yani ülkemizde, bireysel emeklilik şirketleri var, fakat "bireysel emeklilik sigortası" yok demektir.
- siz bireysel emeklilik yaptırdığını düşünenlerin aldatıldığını söylüyorsunuz o zaman.
- aynen öyle. bireysel emeklilik yaptıranlara gerçek ve doğru bilgiler verilmiyor. sadece şirketlerin istediği bilgiler paylaşılıyor. bireysel emeklilik adı altında poliçe alanların ellerinde de buna ilişkin en ufak bir bilgilendirme yok. şöyle ifade edeyim; şu anda ülkemizde "bireysel emeklilik sistemi" yok, "bireysel yatırım danışmanlığı sistemi" var.
- ikisi arasındaki fark ne?
- şöyle; diyelim ki biz her ay bir kenara 100 tl para ayırıyor olalım. bunu gidip vadeli mevduatta değerlendirebiliriz, hazine bonosunda değerlendirebiliriz, dövizde değerlendirebiliriz. ya da altın, hisse senedi gibi farklı alanlarda değerlendirebiliriz.
bireysel emeklilik şirketlerine yatırırsak bu parayı onlar diyorlar ki “siz bu parayı nerelerde değerlendirmek istiyorsanız biz sizin adınıza oralarda değerlendirelim.25 lirasına hisse senedi alalım, 25 lirasına altın alalım, 25 lirasına hazine bonosu alalım, 25 lirasına döviz alalım..." böyle sepetler oluşturuyorlar.
sizin 10 yıl boyunca her ay buraya 100 tl para yatırmanız lazım. 56 yaşına geldiğimizde bireysel emeklilik şirketi bana şunu söylüyor:
“ey ali tezel sen 10 yıl boyunca para yatırdın. 56 yaşına geldin. şu anda 15 bin tl ana paran var. bunun 15 bin tl de neması oldu. toplam 30 bin tl paran var. bu 30 bin tl paranı al git. veya ayda 1000 tl 1000 tl vereyim 30 ay sonra git. ayda 500 tl 500 tl vereyim 60 ay sonra git. veya 15 bin 15 bin vereyim 2 ay sonra git.”
yani benim adıma para biriktiriyor, benim adıma yatırım araçlarında değerlendiriyor, sonra da ben 56 yaşına geldiğimde de bu parayı bana iade etmeyi taahhüt ediyor.
emeklilik yaşının 95 olmasını istiyorlar
- tabii bunu da sizin istediğiniz takvim çerçevesinde yapıyor.
- evet. ancak, bizim sosyal güvenlik sistemi adı altında bağ-kur, ssk gibi anlamda hiçbir plan söz konusu değil. plan olmamasının sebebi de şu: 56 yaşındakiler bireysel emeklilik’ten emekli olabilecek. ama topladığı parayı belli bir yıla bölmesi gerekiyor ki ayda ne ödeyeceğini bilsin. yani emeklinin ne kadar maaş alacağı belli olsun. bireysel emeklilik şirketleri bu yaşın 95 olmasını istiyorlar.
- anlamadım. 95 yaşında emeklilik öyle mi? sendikacıların söylediği “mezarda emeklilik” bunun yanında çok çok insaflı.
- bu mezardan sonra da emeklik değil. diyorlar ki 56 yaşına gelen kişi, birikmiş parasını 95 yaşına kadar yaşayacağını varsayarak bunu yıllara ve aylara bölelim, çıkacak olan maaşı buna göre ödeyelim diyorlar.
kullan
- bu 95 yaşı espri olsun diye demediniz değil mi? sigortacılar bu yaşı öne sürdükleri için mi telaffuz ediyorsunuz?
- kesinlikle. bireysel emeklilik firmaları bu teklifi sundular, hazine bunu kabul etmedi. “95 yaş olmaz, bu türkiye’nin gerçekleriyle uyuşmuyor. bunu en fazla 75 veya 76 yapabilirsiniz” dendi. bana göre 75-76 da çok büyük bir yaş. çünkü şu anda 1 yaşından büyük bebeklerin ortalama yaşam beklentileri, 67. yani insanlar 67 yaşına kadar yaşayabiliyorlar. kadın ve erkekte farklılık gösteriyor ama ortalaması 67 yaş.
normal şartlarda 56 ile 67 arasında 11 yıl var. yani toplanan paranın 11 yıla yani 132 aya bölünmesi gerekiyor ki aylık maaşımızın ne olacağı belli olsun. bireysel emeklilik şirketleri diyor ki, “bu kişiler 67 yaşından sonra da yaşamaya devam ederlerse ben zarar ederim” diyor. “çünkü, ben onun 67 yaşında öleceğini varsayarak birikimini aylara böldüm ve ona göre her ay belli bir maaşı buldum. 67’den sonra vereceğim her maaş benim zarar haneme yazılır. bundan dolayı 67’yi kabul etmiyorum. 95 olsun” diyor.
çünkü 95’den önce ölürse bir para vermeyecek. o para kendisine kalacak. işte bundan dolayı bireysel emeklilik sadece isimde var, sistemde yok.
--- alıntı ---
buradan
devamını gör...
rehber öğretmeni
derdini anlatırsın sana ders programı yapalım derler.
devamını gör...
nesimi çimen
anadolu’nun bağrından kopar, yolu paris’e düşer. bi başına, karnı aç. elleri cebinde dolaşırken, bakar ki, sokak çalgıcıları var, müzik yapıyorlar, para topluyorlar. çöker bi köşeye, cura’sını tıngırdatmaya, yanık yanık söylemeye başlar:
“aç kulaklarını dinle sözümü,
yalan söz gerçeğe tuzak değil,
insan hakkını hak bilen kişi,
özünde nur doğar yalan ateşi,
kamili taşlamak cahilin işi,
cahilden kötülük hiç uzak değil…”
tesadüfen ordan geçerken, durup, dinleyenler arasında abidin dino da vardır.
tanışırlar… kasketli, pala bıyıklı, buram buram anadolu kokan ozan’ın kalacak yeri olmadığını öğrenir, koluna girer, evine davet eder.
güzin dino, sofrayı kurar. otururlar, sohbete koyulurlar. laf lafı açar, ozan der ki, "beni yarın çarşıya götürür müsünüz?"
"hayrola?" derler, "ne lazımsa biz sana alalım…"
“bale ayakkabısı alacağım” der.
dino’lar şoke olur. kara yağız ozan, o şahane şivesiyle devam eder:
“benim oğlan balet de… ona göndereceğim.”
çünkü…
nesimi çimen’dir o.
türkü derleyen, ilk plak çalışmasını 1964’te yapan, almanya’da fransa’da isveç’te albümler çıkaran, dünyanın en önemli müzikhollerinde sahne alan, türkiye’de ha bire gözaltına alınan, işkence gören, sürüm sürüm süründürülen, yılmayan, ömrünün sonuna kadar hiç sosyal güvencesi olmayan, yurtdışından gelen teliflerle mütevazı yaşamını sürdürmeye gayret eden…
sazın, sözün, üç telli cura’nın ustası...
"yılmaz özdil"
“aç kulaklarını dinle sözümü,
yalan söz gerçeğe tuzak değil,
insan hakkını hak bilen kişi,
özünde nur doğar yalan ateşi,
kamili taşlamak cahilin işi,
cahilden kötülük hiç uzak değil…”
tesadüfen ordan geçerken, durup, dinleyenler arasında abidin dino da vardır.
tanışırlar… kasketli, pala bıyıklı, buram buram anadolu kokan ozan’ın kalacak yeri olmadığını öğrenir, koluna girer, evine davet eder.
güzin dino, sofrayı kurar. otururlar, sohbete koyulurlar. laf lafı açar, ozan der ki, "beni yarın çarşıya götürür müsünüz?"
"hayrola?" derler, "ne lazımsa biz sana alalım…"
“bale ayakkabısı alacağım” der.
dino’lar şoke olur. kara yağız ozan, o şahane şivesiyle devam eder:
“benim oğlan balet de… ona göndereceğim.”
çünkü…
nesimi çimen’dir o.
türkü derleyen, ilk plak çalışmasını 1964’te yapan, almanya’da fransa’da isveç’te albümler çıkaran, dünyanın en önemli müzikhollerinde sahne alan, türkiye’de ha bire gözaltına alınan, işkence gören, sürüm sürüm süründürülen, yılmayan, ömrünün sonuna kadar hiç sosyal güvencesi olmayan, yurtdışından gelen teliflerle mütevazı yaşamını sürdürmeye gayret eden…
sazın, sözün, üç telli cura’nın ustası...
"yılmaz özdil"
devamını gör...
geceye bir sanat eseri bırak
ernes ve anneke robinson çiftinin oğlu matthew doğumu sırasında oksijensiz kaldığı için görme engelli ve boynundan aşağısı felçli olarak doğdu. doktorlar çocuğun birkaç saat yaşayacağnı düşünürken matthew 10,5 yaşına kadar mücadele etti ve yaşadı.
1999'da hayata gözlerini yuman küçük matthew için babası aşağıdaki mezarı tasarladı.

mezartaşı matthew’i simgeliyordu; çocuk tekerlekli sandalyesinden kalkmış ve cennete doğru elini uzatıyordu. insanlara umut aşılayan bu mezar taşı bir sürü kişi tarafından ziyaret edildi.
1999'da hayata gözlerini yuman küçük matthew için babası aşağıdaki mezarı tasarladı.

mezartaşı matthew’i simgeliyordu; çocuk tekerlekli sandalyesinden kalkmış ve cennete doğru elini uzatıyordu. insanlara umut aşılayan bu mezar taşı bir sürü kişi tarafından ziyaret edildi.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük uyudum ve büyüdüm ben.
çok çok neşeli bir sabah benim için tüm coğrafyama bahar gelmiş. saçlarıma, yanaklarıma, gözlerime ve hatta ayak parmaklarıma kadar bahar gelmiş.
bir suç ortağı bulsam felekten bir gün çalsam diyor ruhum. olmadı kardeşler ne güne duruyor uyandırıp kendi selime mi katsam bilemedim.
hepinizi yanaklarınızdan koccccamannn öpüyorum.*
şarkı kop kop
çok çok neşeli bir sabah benim için tüm coğrafyama bahar gelmiş. saçlarıma, yanaklarıma, gözlerime ve hatta ayak parmaklarıma kadar bahar gelmiş.
bir suç ortağı bulsam felekten bir gün çalsam diyor ruhum. olmadı kardeşler ne güne duruyor uyandırıp kendi selime mi katsam bilemedim.
hepinizi yanaklarınızdan koccccamannn öpüyorum.*
şarkı kop kop
devamını gör...
dindirilemeyen acılar
en başına sevdiğin birinin ölümü yazıyorum. böyle anlarda sabretmek çok zor ama elden de hiç bir şey gelmiyor. öylece oturup a’dan z’ye sorguluyorsun hayatını, onunla olan iletişimini, anılarınızı...
t: düşmanımın bile başına gelmesin dediğim acılar bütünü.
t: düşmanımın bile başına gelmesin dediğim acılar bütünü.
devamını gör...
portakal hamamı radyo yayını
heyecanla beklediğim pek bi' sempatik yayın ^^
devamını gör...
kafa sözlük diye bir yer varmış üye olucam lan
mizah üstadı, şen kahkahaların kaynağı, yedi düveli güldüren kafa sözlük yazarı. öyle bir tanım girdi ki kıçım ikiye yarıldı gülmekten. çay içiyordum ekrana püsür püsür püskürttüm inanın. yahu böyle komik de olunmaz ki. ben zannettim ki herhalde ölümüm gülmekten olacak. o kadar çok güldüm ki apartmandaki komşular mutluluğumdan şikayetçi oldular. şimdi ifadeye vermeye gidiyorum.
bizim komisere de gösterdim yazdıklarını, o da gül gül yarıldı. komiser amire, amir müdüre gösterdi, herkes çok güldü. bak inan bana, zincirleme reaksiyona sebep oldu yazdıkların.
bişiy diyim mi? sen bu yazdıklarını cem yılmaz'a göstersen komedyenliği bırakır utancından. mizah literatürüne adını altın harflerle mi yazdıracaksın be adam.
haha.
bizim komisere de gösterdim yazdıklarını, o da gül gül yarıldı. komiser amire, amir müdüre gösterdi, herkes çok güldü. bak inan bana, zincirleme reaksiyona sebep oldu yazdıkların.
bişiy diyim mi? sen bu yazdıklarını cem yılmaz'a göstersen komedyenliği bırakır utancından. mizah literatürüne adını altın harflerle mi yazdıracaksın be adam.
haha.
devamını gör...
unisex isimler
uniseks, cinsiyete özgü olmayan, herhangi bir cinsiyet için uygun olan şeyleri ifade eder. uniseks isim de bu kategoriye giren isimlerdir.
aslında hemen hemen bütün isimler unisekstir. bazı dillerde isimlerin dişilik ve erkeklik özellikleri vardır. örneğin arapça. ali, erkek bir isimken sonuna bir güzel he dedikleri harfi ekleyerek aliye yaparlar ve kelime cinsiyet değiştirir.
bunların dışında bir ismin kadın için mi erkek için mi kullanılmasına toplum karar verir. bazı durumlarda kadına ya da erkeğe verilen ismi diğer cinsiyete vererek bu tabu yıkılır, uniseks isim oluşur.
aslında hemen hemen bütün isimler unisekstir. bazı dillerde isimlerin dişilik ve erkeklik özellikleri vardır. örneğin arapça. ali, erkek bir isimken sonuna bir güzel he dedikleri harfi ekleyerek aliye yaparlar ve kelime cinsiyet değiştirir.
bunların dışında bir ismin kadın için mi erkek için mi kullanılmasına toplum karar verir. bazı durumlarda kadına ya da erkeğe verilen ismi diğer cinsiyete vererek bu tabu yıkılır, uniseks isim oluşur.
devamını gör...
didim'de derisi yüzülüp yol kenarına atılan köpek
haber başlığını okur okumaz içimin sıkılmasına, göğsümün daralmasına neden olmuş canilik örneği. biz köpekleri, kedileri, rahatını bozmamak için sevmiyoruz bazen. bazen kucakta yatan bir kedi rahatsız olmasın diye dakikalarca kıpırdamadan oturuyorum. bunu yapan insanları anlamaya çalışıyorum ama anlayamıyorum. şunu yapmak için saf kötülük lazım. hiç iyilik görmemiş olmak lazım. böyle bir şey nasıl mümkün olabilir? köpeğin yanında ölü bir kedi de bulunmuş...
aydın'ın didim ilçesinde bir köpeğin yüzülmüş derisini gören nazlı ekinci adlı yurttaş, didim hayvanları ve doğayı koruma derneği'ni (dihad) aradı. olay yerine giden dernek görevlileri, katledilen köpeğin yakınında bir de cansız kedi görünce olayı didim asayiş büro ekiplerine bildirdi. polis olayla ilgili inceleme başlattı.
birgün'ün haberi
aydın'ın didim ilçesinde bir köpeğin yüzülmüş derisini gören nazlı ekinci adlı yurttaş, didim hayvanları ve doğayı koruma derneği'ni (dihad) aradı. olay yerine giden dernek görevlileri, katledilen köpeğin yakınında bir de cansız kedi görünce olayı didim asayiş büro ekiplerine bildirdi. polis olayla ilgili inceleme başlattı.
birgün'ün haberi
devamını gör...
evde tost yapıp iş yerine getiren kişi
evde 20 liraya malzeme alıp 10 günlük tost masrafını çıkarabilirken şirket kantininde 10 küsür lirayı bir tost için harcamak kesinlikle daha mantıklı çünkü *. siz onlara fakir varoş deyin ama onun adı hesaplılık ve ay sonunu düşünmek.
devamını gör...
kitap alıntıları
“bazı insanlar zalim, çıkarcı ve zeki oldukları için, bazı insanlar ise güçsüz ve zayıf oldukları için adalet isterler.“ var mısın ki yok olmaktan korkuyorsun - farabi
devamını gör...
kendi işini kendi halleden insan
ne kadar erken öğrenilirse o kadar iyidir çünkü hepimiz aslında tekiz bence
devamını gör...
dış görünüş önemli değil önemli olan fikirleri diyen kız
dış görünüşünü beğenmediğim kimsenin düşüncelerini merak etmem,
düşüncelerini beğendiğim kişinin dış görünüşünü dert etmem.
düşüncelerini beğendiğim kişinin dış görünüşünü dert etmem.
devamını gör...
2021'e namaz kılarak girmek
herşey yasak ailemden de uzağım bari allah'a yakın olayım diyerek yapılan uygulamadır.
devamını gör...
mündemiç
bir şeyin içinde var olan, içinde saklı bulunan.
"bizim tıynetimiz, ruhumuzun hayvan ve allah'a giden iki yolunun köşesinde mündemiçtir." peyami safa, bir tereddüdün romanı (kitap).
"bizim tıynetimiz, ruhumuzun hayvan ve allah'a giden iki yolunun köşesinde mündemiçtir." peyami safa, bir tereddüdün romanı (kitap).
devamını gör...
hangi yazar gözünde nasıl canlanıyor sorusu
devamını gör...
telefonu sürekli sessizde olan kişi
sesi sevmiyorum.
devamını gör...


