1501’de venedik’e karşı bir deniz seferi sırasında batı akdeniz’de alıkonulan bir gemideki tayfalardan birisi kristof kolomb ile birlikte batı hint adaları’na üç sefer yapmıştı ve kolomb’un haritalarının bir kısmı da ondadır.

ünlü amiral kemal reis, dünyanın yeni keşfedilen kısımlarını gösteren haritaları alıkoyar. yeğeni piri reis de hazırladığı birçok deniz haritası ve kolomb tarafından çizilen haritalardan yararlanır.

piri reis’in hazırladığı dünya haritası; 8 batlamyus haritası, arapların hazırladığı bir hindistan haritası, sind, hint ve çin’i gösteren 4 yeni portekiz deniz haritası ve kolomb tarafından çizilen amerika haritasına dayandırılmıştı.

piri reis, haritasını 1513 yılında gelibolu’da parşömen üzerine çizmiş ve 1517’de ı.selim’e sunmuştur.
devamını gör...

--! spoiler !--

jean baudrillard'a göre dünyadaki her şey simülasyondur. gerçek, sonsuz bir şekilde üretilmesi sebebiyle ortadan kaybolmuştur. bu yüzden baudrillard'a göre gerçek ve onun simülasyonunu ayırabilmemiz mümkün değildir. filmdeki truman karakterinin yaşadığı büyük ada da bu gaye ile kurulmuştur. adadaki her madde, ortam ve kişi yapaydır; gerçek değildir. truman haricindeki herkes birer figürandır. truman'ın kullandığı arabadan içtiği kahveye, giydiği gömlekten sebze soyacağına kadar her bir eşya dekordur. bu eşyalar kadraja sokularak reklam amacıyla izleyicilere pazarlanır. adanın her tarafında bulunan gizli kameralar sayesinde bu sahtelik izleyicinin belleğine işlenir. sistemdeki çeşitli hatalar yüzünden truman bu sahtelikleri farkeder. baudrillard'ın kuramını düstur eder bir şekilde gerçeğin peşine düşer ve en büyük korkusunu göze alarak denize açılır. teknesiyle adanın sonuna ulaşan truman gerçeğe ulaşma umuduyla stüdyonun kapısından çıkarak sahneyi terkeder. böylece karakter olarak simgesel bir anlatımla yeniden doğuşunu gerçekleştirmiş olur.

--! spoiler !--
devamını gör...

o güven bir kere yıkıldığı zaman ne yaparsan yap hep içinde kuşku olacak, ya yine aldatıyorsa diye düşünmekten kafayı yiyip duracaksın, o yüzden benim asla affetmem diyeceğim sorunsal.
devamını gör...

manici mani satana denir,
ben mani satmam benim ruhum şair bunu herkes bilir,
dizelerim yaydan çıkan bir ok gibidir,
nizanima cevap için her kelime ruha birebir

şimdi oblomovreis mahlasına yakışanı yapar ve yine dinlenir,
belki köşesine çekilir biraz da demlenir,
mani yazacağım diye parmaklarım koptu bu ne çiledir,
hadi bana eyvallah, sözüm şiirlerin en mükemmelidir
devamını gör...

biz bunları çok konuştuk sanki daha önce ya.

ice dedik, meja dedik, ölmedim ama hafif sürünüyorum dedik, lahmacuncudanterasagelenkurum dedik, mahlassızım, gorgeus, oglalakota, robnaja, memento mori... saydık, döktük hepsini.

gerçi biz bunları konuşurken şimdiki birçok yazar yoktu da, içlerinden en bi' sevdiklerimiz de olmadı değil;
bengaripsengüzeldünyaumutlu, bal yerine reçel yapan arı, bella, the matrix isn't real...

daha çok var ama 24 saati aşkındır uyumadığım içim kafamın yerinde yoğurt kabı taşıyorum. affetsinler bebeklerim. *

son anda hatırladım editi: birkaç gündür aklımda ve de kalbimde gezinen birkaç yazar var ama hadi hayırlısı. düşünmeden duramıyorum sizleri, aşık oldum galiba.

2022editi: giden gider, kalan sağlar bizimdir.
devamını gör...

“ beni, yarım saat orada insan azmanına dövdürttünüz. tekmesinden tokatına, dönen tekmesinden uçan sırtına, ensesiyle bile vücudunun her zerresi ile adam beni dövdü. bir kişi demedi ki ‘serbestciğim yardıma ihtiyacın var mı?’ adam odadaki her şeyi benimle kırdı. dolabından komodinine, havlularından yastıklarına, beni boğdu boğdu boğdu. duvara attı. boğdu boğdu, duvara attı. çığlıklar, yardım çığlıkları allah’ın belaları! bir kişi be, bir kişi. ben bu aileden değil miyim ya? ben bu aileden değil miyim ya? bir kişi gelip de napıyorsun sen burada demedi. neredeyiz biz? aynı otelde değil miyiz? ilhami abi, sen söyle ben başka bir ilde miyim? he, başka bir yerde mi dayak yedim ben? uzaklarda mı yedim de geldim? aynı yerdeyiz be!”

“ bu wireless şifresini alabilir miyim ya?”
– “verelim. u, iki u daha, birincisi küçük u ikincisi büyük u. bir, j, üç üç, üç tane üç rakamı ama üçüncüsü küçük üç. yumuşak g, altı a, k, küçük ı, altı milyon. yaz sen! iki milyar, yazıyla ama. iki milyar yazacaksın.”
devamını gör...

kesinlikle soru sormaktan utanmaktır.

utanılıcak bir şey yok, sorunuz varsa sorun lütfen.


tanım: soru sorarken yapılan hataları paylaştığımız başlıktır.
devamını gör...

ilkokulda bitlenmiştim annem, anneannem ve bir komşumuz birleşip benim kafamı gaz yağına buladılar. * bitlendiğim ve gaz yağıyla kafamın eridiğini düşündüğüm yanma ve kaşıntı hissi yetmezmiş gibi elektrik gitti birde. ve çok sevgili komşumuz karanlıkta çocuğun gözüne falan gaz yağı kaçırırız şimdi deyip elinde mumla geldi yanımıza. yanıyordum anlayacağınız. o kadar gaz yağını söndürmeleri de muhtemelen mümkün değildi. entry kapanış...
devamını gör...

kansersiniz.
devamını gör...

maalesef artık istanbul'a yağmayan, yağsa da tutmayan bir hava olayı.
devamını gör...

kainatın, yaradandan bir parça olduğu düşüncesinden ve varlığın birliğine özlemden ileri gelir. bu gözle bakıldığında "ben tanrıyım" söylemi, kişinin egolarından sıyrılıp içindeki öze yani tanrıdan olan parçaya ulaştığını belirtmektedir.

bu ruh haline ulaşmak elbette incelik istemektedir fakat bu durumun şirk olarak değerlendirilmesindeki sebep, yaradan ve yaradılan ikiliğinin reddedilmesidir. basite indirgemeye çalışırsak; ayna karşısındaki gerçek (tanrı) ve yansıma (yaradılan) gibi düşünülebilir. gerçeğin ayna karşısındaki yansıması, aynı kainat ve yaradılan gibi bir illüzyondur. evet yansımanın kaynağı birdir yani gerçek olandır ama yansıma, gerçek olanın bir parçası değil , bir tezahürüdür. bu durumda "ben tanrıyım" demek, 2 boyutlu olan siluetin kendini 3 boyutlu olan gerçekle bir tutması olmaktadır ki bu da şirk olmaktadır ancak hallac-ı mansur'u müşrik ilan edenler, bu düşünce sistemi ile mi etmişlerdir onu bilemedim.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sıkça yaşadığım, kavgada dahi ya bir gün barışırım saçmalama dediğim ve asla karşımdakini kırmadığım durumdur. empati fazlalığı ve birtakım enayilikler içerir.
devamını gör...

yaşamı ve ölümü düşündüm, ölmeyi değil, ölümü. o hissi değil o gerçeği. hayatı, nefesi... nerede açtım gözümü? onu düşündüm. aydın, evet evet aydın. aydın'ı düşündüm. o uzun bulvarını, meydan camii'ni. sokaklarında dolaştım. iki katlı bir ev, küçük, rutubet kokan. o küçük balkonu düşündüm. şişman bir kız çocuğu gördüm. üstü başı kir içinde top oynuyor, selam verdim. saçları dağınık, saçlarından sevdim.güldü, güldüm, güldük.

izmire gittim sonra. bir sokak, duvarında çiçekler. önünde onlarca çeşit insan, bir tane insan olmayan. neden buradayım bilmiyorum, yo yo biliyorum, adım gibi hem de ama boşver. gidiyorum, o gelsin.

muğla'ya gidiyorum. yer akyaka. deniz kenarında ayaklarımı denize sarkıtıyorum. dalgalara kıyıya vurdukça ayağıma değiyor denizin serin suları, hafif irkiliyorum ama bir yandan da deliler gibi hoşuma gidiyor.

istanbul'dayım. tam olarak neresi bilmiyorum ama evler biraz eski. sokaklar dar. dilimde bir şarkı, elimde sigara. gece saat 3. yaylana yaylana hafif üşüyerek ilerliyorum. yanımda serseri bir köpek. arada bakıp selam veriyorum. selam vermek ister gibi bakıyor bana, anlıyorum.eyvallah diyorum. peşimden geliyor. içimde bir güven.

odamdayım. yatağım boş, her zamanki gibi yerde oturuyorum. yerde oturmayı severim ben, rahat. halının desenini inceliyorum, ezberlemişim oysa.
-ne ara?
boşver işte ezberlemişim ne yapacaksın?
dışarısı soğuk hissediyorum, kapının altından hafif serinlik geliyor. hoşuma gidiyor.
-neden?
soğuk yaşadığımı hissettiriyor.
-he tamam.
ya sabır...

karadeniz'deyim. şehri boşver.
-neden?
ay boşver işte ne yapacaksın? hayırdır benden habersiz karadeniz'e mi gittin?
-merak
...
neyse devam ediyorum
ormanın kenarında küçük klübe gibi bir ev. tahtadan, içinde soba. ateşin çıtırtılarını duyuyorum. yağmur yağıyor. yatmışım divana uzanıyorum. uykum gelmiş.
- anne acıktım.
kızım ben sana yeni mama vermedim mi? iki kelam ettirmedin ya. bütün gün sürtersin dışarda, acıkınca bacaklarıma sürtünmeyi bilirsin ama.
-....
ah başımın belası ah, gel verelim mamanı. kaç kilo oldun kızım sen? taşıyamıyorum seni
-....
iyi sus, deme bir şey. anca mama ye. manyak kedi!
devamını gör...

"sonsuzluk istemiştim ben aslında; ama 's' yi biraz sessiz söylemişim galiba..."
-cemal süreya
ben de sonsuzluk diliyorum ama bu sefer 's' yi bastırarak...
devamını gör...

menemen olayında şehit edilen asteğmenin tam adı.
bir diğer deyişle kubilay olayı.
devamını gör...

"torun çok başka!" hissinin genç versiyonu.

dört kız çocuğu halasıyım. hemen hemen hepsiyle ilişkim aynı evrelerden geçti. bebeklikten 3 yaşına kadar amcalarını benden çok sevdiler. sonrasında sanırım tek rol model ben olduğum için sevgi ve hayranlık arası bir duyguyla beni daha çok sevmeye başladılar.
devamını gör...

evet dostlar, konuşma sırası bende.
melting ya da eski nicki artık ne derseniz bu kişi ile taa sözlüğe ilk girdiğim zamanlarda kelimelik turnuvasında karşılaşmistık. çok kısa zamanda da ısındık birbirimize. o zamandan beridir de sözlükteki en yakın dostlarımdan biridir. yeri geldi kızdım, yeri geldi sinir ettim, yeri geldi trip attım ama bakın hep sevdiğimden yaptım*. kalbi çok büyüktür bu dostumuzun, kalbimi kırmaz kirarsa da vicdan azabından kıvranır** amaaa ne olursa olsun onu coook severim ve yeri bende çok ayrdir. zaten sözlükte olan eski ve yeni başarılarını söylemiyorum bile. anlatmaya gerek yok görüyorsunuz. son olarak çörek benim onu benden alamazsin ve seni seviyorum güzel dostum. yazılarının devamını büyük bir zevkle bekliyorum.
devamını gör...

kabuğundaki mikroplar içine atlamasın diye.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim