hiçbir zaman evlenemeyeceğini anlamak
gariptir.
eğer bu bir tercih değilse üzücüdür. ama bu bir tercihse güzeldir saygı duyulması gerekir.
bazı kişiler evlilik nasıl bir sorumluluk bilmeden evleniyorlar ve sonu berbat bitiyor.
sadece sevgi yetmiyor bir kişiyle saygı muhabbet gibi klasik olayların bir arada olması gerekiyor.
yoksa babannemle dedem gibi kavga eder durursunuz 80 yıl boyunca.
dediğim gibi duruma göre değişecek bir anlama mevzusudur.
eğer bu bir tercih değilse üzücüdür. ama bu bir tercihse güzeldir saygı duyulması gerekir.
bazı kişiler evlilik nasıl bir sorumluluk bilmeden evleniyorlar ve sonu berbat bitiyor.
sadece sevgi yetmiyor bir kişiyle saygı muhabbet gibi klasik olayların bir arada olması gerekiyor.
yoksa babannemle dedem gibi kavga eder durursunuz 80 yıl boyunca.
dediğim gibi duruma göre değişecek bir anlama mevzusudur.
devamını gör...
gençlerin hobi sahibi olmayışı
kusura bakmayın, çalgıcı mı olacaksın diye gitar kursuna yollanmayan, dansöz mü olacaksın diye dans kursuna yollanmayan insanların ekstrem hobileri maalesef yok, olamaz. anca evde kitap okur, müzik dinler, bisiklet falan sürerler. en fazla bu kadar hobi edinebilmişlerdir, ataerkil ve ders bağımlısı ebeveynlerin elinde büyümüşlerdir, para olsa da zihniyet olarak bir yokluk mevcut bu toplumda. :)
devamını gör...
hayatı kolaylaştıracak web siteleri
ingilizce makale/metin yazan arkadaşlar/ genç akademisyenler veya akademisyen adayları için önerim ludwig
bir cümle yazdınızda anlam ve/veya gramer olarak doğru olduğundan emin değilseniz cümleyi buraya yazın ve size aynı ya da benzer cümleleri gösterir.
ek olarak, iki kelime, kelime öbeği ya da cümlenin ne sıklıkla internette kullanıldığını da gösteriyor. böylece hangisini kullanmak daha uygun olur onu görebilirsiniz
tekrardan kaçmak için paraphrase kısmında size uygun çözümler mevcut...
bir cümle yazdınızda anlam ve/veya gramer olarak doğru olduğundan emin değilseniz cümleyi buraya yazın ve size aynı ya da benzer cümleleri gösterir.
ek olarak, iki kelime, kelime öbeği ya da cümlenin ne sıklıkla internette kullanıldığını da gösteriyor. böylece hangisini kullanmak daha uygun olur onu görebilirsiniz
tekrardan kaçmak için paraphrase kısmında size uygun çözümler mevcut...
devamını gör...
kalorifer peteği üzerinde yatan kedi
sevilesi kedidir, mayıştığı için kolayca sevilir.
devamını gör...
napıyorsun deyince belgesel izliyorum diyen arkadaş
babamdır, akşama kadar belgesel izler. favorisi kedi belgeselleri
devamını gör...
o iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler
devamını gör...
dişin arasına pastırma kaçması
pastırmanın hasosu, büyükbaş hayvanın arka döş üstüne isabet eden omurga bölgesinin karın boşluğuna yakın olan kontrfileden yapılır. (omurga bölgesinin karın boşluğuna değil de dışa yakın kısmı ise bonfiledir). kesimden sonra et ağırlığı farz-ı mahal 250 kg. olan bir gövdeden ortalama 8 ila 10 kg. kontrfile elde edilir. hernekadar üreticiler bonfile ve kontrfileyi pastırma yapımında kullanmasalar da, kullandıklarını söylerler, sıradan löp etten yaptıkları pastırmayı bize oldukça yüksek fiyata kakalarlar.
her neyse, kontrfilenin pastırma yapımında kullanılmaya başlanmasından önce, triming yapılması (doku içinde yer alan sinirlerin sivri uçlu ince bıçakla temizlenmesi) gerekir.
bu yapılmazsa, o zaman başlıkta yer alan sorun ortaya çıkar. *
ünya para verip aldığınız pastırmayı yerken en arkadaki iki dişin arasına bir parça takılmışsa, 2 şey düşünülür:
1) pastırma kontrfileden mamul değildir ve triming de yapılmamıştır.
2) dişler arasındaki et parçası mutlak çıkarılmalıdır ama oldukça da zordur,
iki parmak metoduyla çekmekten başka çare yoktur. başparmak ve işaret parmağı kocaman açılmış ağıza sokularak et parçası çıkartılır, çevrede birileri varsa diğer el ile ağzın kapatılmasında fayda vardır. kürdan mürdan fayda etmez, aynen böyle yapılmalıdır.
her neyse, kontrfilenin pastırma yapımında kullanılmaya başlanmasından önce, triming yapılması (doku içinde yer alan sinirlerin sivri uçlu ince bıçakla temizlenmesi) gerekir.
bu yapılmazsa, o zaman başlıkta yer alan sorun ortaya çıkar. *
ünya para verip aldığınız pastırmayı yerken en arkadaki iki dişin arasına bir parça takılmışsa, 2 şey düşünülür:
1) pastırma kontrfileden mamul değildir ve triming de yapılmamıştır.
2) dişler arasındaki et parçası mutlak çıkarılmalıdır ama oldukça da zordur,
iki parmak metoduyla çekmekten başka çare yoktur. başparmak ve işaret parmağı kocaman açılmış ağıza sokularak et parçası çıkartılır, çevrede birileri varsa diğer el ile ağzın kapatılmasında fayda vardır. kürdan mürdan fayda etmez, aynen böyle yapılmalıdır.
devamını gör...
ünlülerin isimleri ile hemhal olmuş objeler
gökhan özen - jet ski
devamını gör...
barış manço şarkılarının hikâyeleri
- (bkz: gül pembe) adlı eserini de kaybettiği babaannesi için yazmıştır.
“gündüz yağmurlarıyla
bir gün göçtün gittin
inanamadık gül pembe”
- (bkz: domates biber patlıcan) adlı eserini de sevdiği kıza açılırken yaşadığı bir olay sonrası yazmıştır. barış manço çok konuşkan biri olmasına rağmen sevdiği kızın karşısına geçince pek güzel konuşamaz. kıza sevgisini açıklayacağı sırada heyecandan söyleyemez. tam dikkatini toparlar ve sevdiğini söyleyecektir ki sokaktan geçen sebzesi "domates, biber, patlıcan" diye bağırmaya başlar. bu sesten sonra komple dikkati dağılan barış manço'yu gören kız da benim iki kelimeyi bir araya getiremeyen biriyle işim olmaz deyip orayı terk eder.
"oysa bütün cesaretimi toplayıp sana gelmiştim
senin için çarpan şu kalbi gör istemiştim
tam elini tutmak üzereyken aşkımı itiraf edecekken
sokaktan gelen o sesle yıkıldı dünyam."
- (bkz: arkadaşım eşek) eserinde de bremen mızıkacıları masalında kovulan eşeğe sahip çıkarak eserinde o eşeği ön planda tutmuştur.
"ayrılık geldi başa, katlanmak gerek
seni çok çok özledim, arkadaşım eşek."
- (bkz: dönence) adlı eserinde her karanlığın ardından aydınlığın geleceğini söyler şu sözlerle:
“simsiyah gecenin koynundayım yapayalnız,
uzaklarda bir yerlerde güneşler doğuyor.”
- (bkz: dağlar dağlar) adlı eserinde sevdiğimiz insanı kaybettiğimizde onu bir kez görmek için her şeyi yapabilmemizden bahseder.
“dağlar dağlar
kurban olam yol ver geçem
sevdiğimi son bir olsun yakından görem”
saygı ve sevgiyle.
“gündüz yağmurlarıyla
bir gün göçtün gittin
inanamadık gül pembe”
- (bkz: domates biber patlıcan) adlı eserini de sevdiği kıza açılırken yaşadığı bir olay sonrası yazmıştır. barış manço çok konuşkan biri olmasına rağmen sevdiği kızın karşısına geçince pek güzel konuşamaz. kıza sevgisini açıklayacağı sırada heyecandan söyleyemez. tam dikkatini toparlar ve sevdiğini söyleyecektir ki sokaktan geçen sebzesi "domates, biber, patlıcan" diye bağırmaya başlar. bu sesten sonra komple dikkati dağılan barış manço'yu gören kız da benim iki kelimeyi bir araya getiremeyen biriyle işim olmaz deyip orayı terk eder.
"oysa bütün cesaretimi toplayıp sana gelmiştim
senin için çarpan şu kalbi gör istemiştim
tam elini tutmak üzereyken aşkımı itiraf edecekken
sokaktan gelen o sesle yıkıldı dünyam."
- (bkz: arkadaşım eşek) eserinde de bremen mızıkacıları masalında kovulan eşeğe sahip çıkarak eserinde o eşeği ön planda tutmuştur.
"ayrılık geldi başa, katlanmak gerek
seni çok çok özledim, arkadaşım eşek."
- (bkz: dönence) adlı eserinde her karanlığın ardından aydınlığın geleceğini söyler şu sözlerle:
“simsiyah gecenin koynundayım yapayalnız,
uzaklarda bir yerlerde güneşler doğuyor.”
- (bkz: dağlar dağlar) adlı eserinde sevdiğimiz insanı kaybettiğimizde onu bir kez görmek için her şeyi yapabilmemizden bahseder.
“dağlar dağlar
kurban olam yol ver geçem
sevdiğimi son bir olsun yakından görem”
saygı ve sevgiyle.
devamını gör...
kendini törpülemek
aslında nefsimizi törpüleme, her insan bunu yapabilr ise ne mutlu ona, her türlü kötü alışkanlıktan kendini koruyabilirsiniz.
devamını gör...
zengo
yasemin sakallıoğlu’nun yazıp şahan gökbakar’ın yönettiği ve bence imdb’den 2.4 alarak büyük bir başarı elde etmiş filmdir.
sosyal medyada otuz saniyelik, bir dakikalık video çekerek her nasılsa ün kazanan insanların film yapmaya kalkışmasının ne kadar büyük facialara neden olabileceğini bize gösteren filmlerden biridir.

şahan gökbakar’ın dikkat şahan çıkabilir programındaki tiplemelerinden biri olan recep ivedik’i filmini yaparak çok sayıda seyirci çekmesiyle sosyal medyada ünlü olan abartı tiplemelerin sinema perdesine akması da hız kazandı.
şu dönemlerde bunun çok sayıda örneğini görüyor ve dişimizi sıkarak bu dönemin geçmesini bekliyoruz. aslında bunun en facia örneklerinden birini zamanında internet alemini sallayan bates motel pro’nun çektiği patlak sokaklar filminde görmüştük ama kimse ders almadığı ve herkes ya tutarsa dediği için böyle filmler gelmeye devam ediyor.
bu filmin konusuna değinmeye gerek yok. zaten öyle aman aman bir konusu da yok. herhangi bir handycamle sözlük yazarlarının herhangi birinin çekebileceği kadar da basit bir çekimi var. ama asıl sorun karakterlerin komik olmak için sürekli bağırmaları. hayatımda bu kadar saçma az şey izledim. sinir bozuculuk konusunda the annoying apple ile yarışır.
ben 17 dakika dayandım. sinirleriniz sağlamsa belki siz sonuna kadar gidersiniz.
sosyal medyada otuz saniyelik, bir dakikalık video çekerek her nasılsa ün kazanan insanların film yapmaya kalkışmasının ne kadar büyük facialara neden olabileceğini bize gösteren filmlerden biridir.

şahan gökbakar’ın dikkat şahan çıkabilir programındaki tiplemelerinden biri olan recep ivedik’i filmini yaparak çok sayıda seyirci çekmesiyle sosyal medyada ünlü olan abartı tiplemelerin sinema perdesine akması da hız kazandı.
şu dönemlerde bunun çok sayıda örneğini görüyor ve dişimizi sıkarak bu dönemin geçmesini bekliyoruz. aslında bunun en facia örneklerinden birini zamanında internet alemini sallayan bates motel pro’nun çektiği patlak sokaklar filminde görmüştük ama kimse ders almadığı ve herkes ya tutarsa dediği için böyle filmler gelmeye devam ediyor.
bu filmin konusuna değinmeye gerek yok. zaten öyle aman aman bir konusu da yok. herhangi bir handycamle sözlük yazarlarının herhangi birinin çekebileceği kadar da basit bir çekimi var. ama asıl sorun karakterlerin komik olmak için sürekli bağırmaları. hayatımda bu kadar saçma az şey izledim. sinir bozuculuk konusunda the annoying apple ile yarışır.
ben 17 dakika dayandım. sinirleriniz sağlamsa belki siz sonuna kadar gidersiniz.
devamını gör...
çeşme heykeli
marcel duchamp'ın *"hazır yapım heykeli"dir.

bana göre bu bir pisuvar.
evet, dalga geçmeyi amaçlamış ama
hiç de "olur mu? bu bir sanat, efendim." falan diyemem kusura bakmayın.
tanımı okurken de perdesini sıyırdığım bu pencereden bakacaksınız.
biz heykelin hikâyesine geçelim.
bir gün duchamp; hırdavatçıdan bir pisuvar alıyor, atölyesine gittiğinde aldığı pisuvarı baş aşağı çevirip imzalıyor ve bunun sanat olduğunu iddia ediyor. bu kadar.
daha sonrasında rahat durmayan duchamp, amerikan bağımsız sanatçılar topluluğu'nun sergisine başvuruyor, ama "bir sanatçı değil de bir tesisatçı tarafından yapılmış olduğu" gerekçesiyle reddediliyor.*
çeşme heykeli için "sanat dünyasında bazı soruların sorulmasına vesile olmuş*, sanat olduğu iddia edilen bir pisuvar." derim.
neden öyle düşündüğümü açıklamak isterim.
sanat, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır...
pisuvarı ters çevirip imza atmak size yaratıcılık anlamına geliyorsa sanattır.
gelmiyorsa pisuvardır.
-ki gelmiyor.
tam tanımı bitirirken aklıma geldi, eğer bu sanat sayılırsa imza atılan bir kağıt, bir gelinin ayakkabıları* vs. onlara da anlam yükleyip sanat diyelim.
ee, o zaman her şey sanattır.
hayır!
bir değeri kötü niyet olmadan yok saymanın bir yolu onu genellemedir.
her şeye sanat dersek sanatı küçümser, yok ederiz. o zaman sanat bir hiç olur.
t: duchamp'ın hırdavatçıdan aldığı basit bir pisuvar.

bana göre bu bir pisuvar.
evet, dalga geçmeyi amaçlamış ama
hiç de "olur mu? bu bir sanat, efendim." falan diyemem kusura bakmayın.
tanımı okurken de perdesini sıyırdığım bu pencereden bakacaksınız.
biz heykelin hikâyesine geçelim.
bir gün duchamp; hırdavatçıdan bir pisuvar alıyor, atölyesine gittiğinde aldığı pisuvarı baş aşağı çevirip imzalıyor ve bunun sanat olduğunu iddia ediyor. bu kadar.
daha sonrasında rahat durmayan duchamp, amerikan bağımsız sanatçılar topluluğu'nun sergisine başvuruyor, ama "bir sanatçı değil de bir tesisatçı tarafından yapılmış olduğu" gerekçesiyle reddediliyor.*
çeşme heykeli için "sanat dünyasında bazı soruların sorulmasına vesile olmuş*, sanat olduğu iddia edilen bir pisuvar." derim.
neden öyle düşündüğümü açıklamak isterim.
sanat, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır...
pisuvarı ters çevirip imza atmak size yaratıcılık anlamına geliyorsa sanattır.
gelmiyorsa pisuvardır.
-ki gelmiyor.
tam tanımı bitirirken aklıma geldi, eğer bu sanat sayılırsa imza atılan bir kağıt, bir gelinin ayakkabıları* vs. onlara da anlam yükleyip sanat diyelim.
ee, o zaman her şey sanattır.
hayır!
bir değeri kötü niyet olmadan yok saymanın bir yolu onu genellemedir.
her şeye sanat dersek sanatı küçümser, yok ederiz. o zaman sanat bir hiç olur.
t: duchamp'ın hırdavatçıdan aldığı basit bir pisuvar.
devamını gör...
sansürlü küfür etmek
yukarıdaki cümle; ***le ****nca *********mıyormuş **bi *******alıyız şeklinde olması gerekiyor. %51
kafa sözlükte küfürler :
her türlü küfür sözlükte uzay boşluğuna gönderilmeye mahkumdur. dilerseniz %51 kuralı ile kelimeyi sansürleyerek de de sözlükte kullanabilirsiniz.
nedir bu %51 kuralı?
kelimelerin yarısından fazlasının sansürlemesidir.
örnek:
başlık: tokio hotel
tanım: aşırı y.r.. kürek şarkıları olan 4 kişilik alman rock grubu.
kafa sözlükte küfürler :
her türlü küfür sözlükte uzay boşluğuna gönderilmeye mahkumdur. dilerseniz %51 kuralı ile kelimeyi sansürleyerek de de sözlükte kullanabilirsiniz.
nedir bu %51 kuralı?
kelimelerin yarısından fazlasının sansürlemesidir.
örnek:
başlık: tokio hotel
tanım: aşırı y.r.. kürek şarkıları olan 4 kişilik alman rock grubu.
devamını gör...
sakın oraya gitme
(bkz: yekta kopan)'ın (bkz: can yayınları)'ndan ekim 2016'da yayımlanan öykü kitabıdır.
yekta kopan’ı seviyorum. seviyorum da işte röportajlarında, sunumlarında, bazı hareketleri, hitapları falan bana çok kibirli gelebiliyor bazen. yoksa güleç, karizmatik, tatlı mı tatlı bir adam.
açıkçası yekta kopan’ın güzel bir kitap yazmış olabileceğine pek ihtimal vermeden, güzel bir d&r indirimiyle edindim ‘sakın oraya gitme’ yi… kitabın arkasında bulunan tanıtım beni çok çekmemişti aslında. yine de (bkz: marty mcfly)’ın hatırına şans vermek istedim. iyi ki de istemişim…
neden?
birincisi; yekta kopan’ın kalemi ile ilk bu kitapla tanıştığıma çok memnunum, artık bütün kitaplarıyla ilgili bir beklentim var kendisinden. yani, edinip edinip okuyacağıma söz veriyorum.
ikincisi; bu güldüğünde yanakları mıncıklanası, karizmatik sesli yekta abimiz, öyle sert, öyle sarsıcı hikayeler yazmış ki; kitabı elimden bırakamadım dostlar… çok çok şaşırttı beni. kitabı bitirdiğimde özelden tivit falan atmak istedim kendisine ‘’ben böyle bir şey düşündüm kitabı ilk gördüğümde, eşeklik etmişim yekta abi, kalemine sağlık’’ falan diye itirafta bulunmak istedim gerçekten. utandım yahu kitap bitince böyle bir önyargıya kapıldığım için…
bu birbirinden güzel 12 hikâye barındıran öykü kitabının içinde, en sevdiğim hikâye ‘cesur geyikler’ oldu…
öykü severler için tavsiyemdir. ayrıca yekta kopan’ın kalemi ile tanışmak isteyenler için de güzel bir seçim olacaktır.
test ettim, onayladım…
yekta kopan’ı seviyorum. seviyorum da işte röportajlarında, sunumlarında, bazı hareketleri, hitapları falan bana çok kibirli gelebiliyor bazen. yoksa güleç, karizmatik, tatlı mı tatlı bir adam.
açıkçası yekta kopan’ın güzel bir kitap yazmış olabileceğine pek ihtimal vermeden, güzel bir d&r indirimiyle edindim ‘sakın oraya gitme’ yi… kitabın arkasında bulunan tanıtım beni çok çekmemişti aslında. yine de (bkz: marty mcfly)’ın hatırına şans vermek istedim. iyi ki de istemişim…
neden?
birincisi; yekta kopan’ın kalemi ile ilk bu kitapla tanıştığıma çok memnunum, artık bütün kitaplarıyla ilgili bir beklentim var kendisinden. yani, edinip edinip okuyacağıma söz veriyorum.
ikincisi; bu güldüğünde yanakları mıncıklanası, karizmatik sesli yekta abimiz, öyle sert, öyle sarsıcı hikayeler yazmış ki; kitabı elimden bırakamadım dostlar… çok çok şaşırttı beni. kitabı bitirdiğimde özelden tivit falan atmak istedim kendisine ‘’ben böyle bir şey düşündüm kitabı ilk gördüğümde, eşeklik etmişim yekta abi, kalemine sağlık’’ falan diye itirafta bulunmak istedim gerçekten. utandım yahu kitap bitince böyle bir önyargıya kapıldığım için…
bu birbirinden güzel 12 hikâye barındıran öykü kitabının içinde, en sevdiğim hikâye ‘cesur geyikler’ oldu…
öykü severler için tavsiyemdir. ayrıca yekta kopan’ın kalemi ile tanışmak isteyenler için de güzel bir seçim olacaktır.
test ettim, onayladım…
devamını gör...
ayın en çalışkan 10 yazarı hakkında ne dediler
bunlar:
bengaripsengüzeldünyaumutlu
hobaaa3434
köylü yazardan ironiler
bal yerine reçel yapan arı
rimbaud
dondurma
domestic hıyar
elma kurdu
spawn
maçın zor geçeceğini bilmiyordum özür dilerim
bengaripsengüzeldünyaumutlu
hobaaa3434
köylü yazardan ironiler
bal yerine reçel yapan arı
rimbaud
dondurma
domestic hıyar
elma kurdu
spawn
maçın zor geçeceğini bilmiyordum özür dilerim
devamını gör...
d vitamini
eksikliği sık görülen ve aktif hâle gelmesi uzun bir süreç gerektiren vitamin. güneşten gelen ultraviyole ışınlarla deride d3 formu oluşur. sonra karaciğerde 25-hidroksikolekalsiferol denilen formu oluşur. en sonunda da böbrekte 1,25-dihidroksikolekalsiferol formu oluşur ki bu en güçlü şeklidir diğer formlar çok güçsüzdür. ayrıca aktif hale gelmesinde paratiroid hormon çok önemlidir.
d vitamini bağırsaktan kalsiyum ve fosfat emilimini arttırır,böbreklerden kalsiyum ve fosfat atılımını azaltır. kemik kalsifikasyonunu sağlar. eksikliğinde kemiklerde yumuşama görülür. fazla d vitamini kemik yıkımına yol açar. ayrıca en toksik olan vitamindir. tabii bu zehirlenme güneşe fazla maruz kalmayla çıkmaz dışarıdan aşırı d vitamini almakla ortaya çıkar.
d vitamini bağırsaktan kalsiyum ve fosfat emilimini arttırır,böbreklerden kalsiyum ve fosfat atılımını azaltır. kemik kalsifikasyonunu sağlar. eksikliğinde kemiklerde yumuşama görülür. fazla d vitamini kemik yıkımına yol açar. ayrıca en toksik olan vitamindir. tabii bu zehirlenme güneşe fazla maruz kalmayla çıkmaz dışarıdan aşırı d vitamini almakla ortaya çıkar.
devamını gör...
hayat
murat menteş'e göre 3 milyar saniye. *
şeyhim beni yetmişlere ışınla
3 milyar saniyem bitmeden önce
sonsuzluğu bükeyim, kalan ömrümce
tasavvuf strese iyi geliyor bence
şeyhim adım kara listede, eyvah
görünmüyor hicret yolunda vaha
açamam, açamazsın, açılmaz şeyhim
sıfırın içine bir delik daha
şeyhim 14 milyar yıl ne çabuk geçti
yaş kırk oldu kırklara karışamadım
ben defterden sildim ölümsüzlüğü
şeyhim kainata alışamadım
şeyhim kainata alışamadım
şeyhim beni yetmişlere ışınla
3 milyar saniyem bitmeden önce
sonsuzluğu bükeyim, kalan ömrümce
tasavvuf strese iyi geliyor bence
şeyhim adım kara listede, eyvah
görünmüyor hicret yolunda vaha
açamam, açamazsın, açılmaz şeyhim
sıfırın içine bir delik daha
şeyhim 14 milyar yıl ne çabuk geçti
yaş kırk oldu kırklara karışamadım
ben defterden sildim ölümsüzlüğü
şeyhim kainata alışamadım
şeyhim kainata alışamadım
devamını gör...
dünya düz olsaydı olabilecekler
kediler her şeyi dünyanın kenarından aşağı iterdi.
devamını gör...
uyunan en ilginç yer
yazarların uykuya daldığı en ilginç yerlerdir.
üniversitede okuduğum dönem, akşama doğru başlayan bir ders için girdiğim sınıfta uyuya kalmamdı.
oldukça yorgun olduğum bir gündü ve bu yüzden yanlış sınıfa girmiştim ve saat 21 civarı okulun güvenlikleri uyandırmıştı.
üniversitede okuduğum dönem, akşama doğru başlayan bir ders için girdiğim sınıfta uyuya kalmamdı.
oldukça yorgun olduğum bir gündü ve bu yüzden yanlış sınıfa girmiştim ve saat 21 civarı okulun güvenlikleri uyandırmıştı.
devamını gör...
