trabzon hurması
adem elması dendiğine şahit oldum. en sevdiğim meyvelerdendir. annem küçükken jelibon tarzı şeyler sokmazdı eve. bundan alınırdı içindeki genelde çekirdeğin etrafında olan jelibonumsu şeyleri çıkarıp verirdi.
devamını gör...
yıldızlar
oldukça parlak olan uzay cisimleridirler.
devamını gör...
sözlüğün en sevilen yazarı
insanın olduğu yerde gruplaşma her daim oluyor. genelde bunlar ilerleyen süreçte hep olaylı bitiyor.
şimdi burada beni oylamis veya benim oyladigim her yazar cok değerli. herkes zamanını ayırıyor neticede. ama tabi bir tane favorim var isim vermicem. ama değinmek istediğim şu. bu yazarların sözlüğü artık yazma dışında sadece ama sadece sosyalleşme ve birbirlerini iyi oylarla yükseltme ya da olumsuz oyun olduğu sözlüklerde olduğu gibi dibe çekme durumu olursa sözlük ilerleyen süreçte bakın bok oluyor.
yani kimse alınmasın hemen bir örnek vereyim.
mesela genelde daha eski yazarlar, işte sözlüğün diğer fonksiyonları sebebi ile iletişim kurmuş yazarlar ya da bir şekilde kaynaşmış olan yazarlar bunu sadece nickaltinda tutmayıp her başlığa taşıdığında, ya da birbirlerinin yazmış olduğu jdjdjdjfjfj kadar boş bir içeriği oyladiginda bu sözlüğe yeni katılacak yazarlar için bir engel teşkil ediyor.
öncelikle ilk 10 listesi var mesela. çok değerli bir hedefle düşünülmüş ama sonuçta neredeyse listedeki çoğu kişi benim sözlükte daha üç gün içinde adını elli farklı yerde gördüğüm yazarlar. bu bildiğin algı yönlendirmesi oluyor.
diyelim ki bir konuda biri ünlü diğeri genç yazarımız tanım girmiş. genç yazar detaylı çalışmış dosemis yorum yazmış tanım yazmış kaynakça koymuş resmen bilgi kaynağı. popüler yazar ayh hiç sevmediğim şey yazmış. cidden bak. üstteki başlığı açan arkadaş 5 oy iki favori alttaki hele bir de bir şekilde cinsiyeti tahmin edilmişse 30 oy 13 favori.
şimdi ağa bu genç yazardan bir daha böyle tanım yazmasını nasıl beklersiniz? o da gider millete seri artı basar, kanka olmaya çalışır, başka yollara girer sonrasında da tek cümlelik ayh yazar 30 beğeniyi alır.
böyle olursa da ne olur sözlüğün kalitesi p.c olur. bunca moderatorun, kurucuların, iyi niyetlerle buraya yüzlerce tanım yazan yorumunu katan insanın emeği hiç olur.
yani uzun vadede altın yumurtlayan sözlüğü kısa vadeli kazanç için kesecekseniz buyrun. genelde dahil olduğum her sözlükte bunu gördüm. o belli bir kilit kesim en son birbirleriyle kalıyor ve iş anlamsız bir hale bürünüyor.
şimdi buraya kadar okuduysan bana sanane diyebilirsiniz. olabilir dostum ama haklı olduğumu biliyorsun. fazla samimiyet tez ayrılık getirir demişler. aman dikkat.
beğenilme editi: bu yazdıklarımı beğenen bütün arkadaşların fikrime katılması açıkça beni çok mutlu etti. umarım elimizde olan böyle değerli bir platformu hiç kaybetmeyiz. eskiden sözlük zirveleri olur insanlar birbirine güvenir dost arkadaş hatta eş olurlardı. umarım o günleri tekrar yaşarız. beğenen ve fikrime katılan herkese sonsuz teşekkürler.
şimdi burada beni oylamis veya benim oyladigim her yazar cok değerli. herkes zamanını ayırıyor neticede. ama tabi bir tane favorim var isim vermicem. ama değinmek istediğim şu. bu yazarların sözlüğü artık yazma dışında sadece ama sadece sosyalleşme ve birbirlerini iyi oylarla yükseltme ya da olumsuz oyun olduğu sözlüklerde olduğu gibi dibe çekme durumu olursa sözlük ilerleyen süreçte bakın bok oluyor.
yani kimse alınmasın hemen bir örnek vereyim.
mesela genelde daha eski yazarlar, işte sözlüğün diğer fonksiyonları sebebi ile iletişim kurmuş yazarlar ya da bir şekilde kaynaşmış olan yazarlar bunu sadece nickaltinda tutmayıp her başlığa taşıdığında, ya da birbirlerinin yazmış olduğu jdjdjdjfjfj kadar boş bir içeriği oyladiginda bu sözlüğe yeni katılacak yazarlar için bir engel teşkil ediyor.
öncelikle ilk 10 listesi var mesela. çok değerli bir hedefle düşünülmüş ama sonuçta neredeyse listedeki çoğu kişi benim sözlükte daha üç gün içinde adını elli farklı yerde gördüğüm yazarlar. bu bildiğin algı yönlendirmesi oluyor.
diyelim ki bir konuda biri ünlü diğeri genç yazarımız tanım girmiş. genç yazar detaylı çalışmış dosemis yorum yazmış tanım yazmış kaynakça koymuş resmen bilgi kaynağı. popüler yazar ayh hiç sevmediğim şey yazmış. cidden bak. üstteki başlığı açan arkadaş 5 oy iki favori alttaki hele bir de bir şekilde cinsiyeti tahmin edilmişse 30 oy 13 favori.
şimdi ağa bu genç yazardan bir daha böyle tanım yazmasını nasıl beklersiniz? o da gider millete seri artı basar, kanka olmaya çalışır, başka yollara girer sonrasında da tek cümlelik ayh yazar 30 beğeniyi alır.
böyle olursa da ne olur sözlüğün kalitesi p.c olur. bunca moderatorun, kurucuların, iyi niyetlerle buraya yüzlerce tanım yazan yorumunu katan insanın emeği hiç olur.
yani uzun vadede altın yumurtlayan sözlüğü kısa vadeli kazanç için kesecekseniz buyrun. genelde dahil olduğum her sözlükte bunu gördüm. o belli bir kilit kesim en son birbirleriyle kalıyor ve iş anlamsız bir hale bürünüyor.
şimdi buraya kadar okuduysan bana sanane diyebilirsiniz. olabilir dostum ama haklı olduğumu biliyorsun. fazla samimiyet tez ayrılık getirir demişler. aman dikkat.
beğenilme editi: bu yazdıklarımı beğenen bütün arkadaşların fikrime katılması açıkça beni çok mutlu etti. umarım elimizde olan böyle değerli bir platformu hiç kaybetmeyiz. eskiden sözlük zirveleri olur insanlar birbirine güvenir dost arkadaş hatta eş olurlardı. umarım o günleri tekrar yaşarız. beğenen ve fikrime katılan herkese sonsuz teşekkürler.
devamını gör...
geceye ilginç bir bilgi bırak
dünyaca bilinen ve zeka oyunları arasında sayılıp turnuvalar vs düzenlenen briç oyunu 1856 kırım harbi sırasında istanbul'daki ingiliz ve türk askerlerinin ortak ürettiği bir oyundur.
galata köprüsü'ne karşı oynadıkları ve ingiliz / türk yakınlaşmasına sebep olduğu için oyunun adı bridge* olarak konulmuştur.
galata köprüsü'ne karşı oynadıkları ve ingiliz / türk yakınlaşmasına sebep olduğu için oyunun adı bridge* olarak konulmuştur.
devamını gör...
11 kere üst üste fake hesap açan yazar
selenaya yenilip yenilip yüce honostan sürekli 1 şans daha isteyen hades misin ulen? takdir ettim iradesi yüksek inatçı bir arkadaşmış.
devamını gör...
ayrılık konuşması yapmak
hiç çekinmeden ve mantıklı sebepleri sunarak gerçekleştirebildiğim durumdur. zira o kafaya geldiysem zaten beynimde bitmiştir bazı şeyler. karşıdaki kişiyi oyalamanın da ona haksızlık edip uzatmaları oynamanın da hiçbir mânâsı yok.
devamını gör...
ev ve araba almanın artık çok kolaylaştığını anlatacağız
geçen elimde telefonla sandalyeden düştüm, telefonun üstüne düşmemek için bileğimin üzerine düştüm. ne evi ne arabasından bahsediyor bunlar anlayabilene bravo.
(bkz: araba almanın imkansız olması)
(bkz: sıfır araba almanın imkansız olması)
(bkz: artık bilgisayar almanın imkansız olması)
aklımızla dalga geçen açıklamalar
(bkz: araba almanın imkansız olması)
(bkz: sıfır araba almanın imkansız olması)
(bkz: artık bilgisayar almanın imkansız olması)
aklımızla dalga geçen açıklamalar
devamını gör...
bal yerine reçel yapan arıya mor mahlas verilsin kampanyası
ay inanmıyorum ama beeenn*. sözlüğe geldiğim ilk günlerden beri tanıdığım ve gerçekten sözlükte her zaman yanımda olan önemli insanlardan biri olan kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası ‘na ne kadar teşekkür etsem az*. bundan daha önce konuşmuştuk bu konuyu hatta çok sevgili yazılımcımız iko’ya bile söylemiştik ama şuan böyle güzel bi şey yapmanız ve destek vermeniz o kadar mutlu etti ki benii*.
gerçekten önce kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası nickli biricik yazarımıza sonra da hem bu kampanyaya hem de bana destek verip sözlükteki şuanki halime gelmemi sağlayan herkese çok teşekkür ederiim. sonuna kadar iyi ki varsınız, umarım hiç eksilmeden her gün büyür, sayımızı arttırırız.
e artık böyle kampanya, destek falan derken bu mor nick dileğimin gerçek olcağını düşünüyorum. sizce de öyle değil mi?*
gerçekten önce kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası nickli biricik yazarımıza sonra da hem bu kampanyaya hem de bana destek verip sözlükteki şuanki halime gelmemi sağlayan herkese çok teşekkür ederiim. sonuna kadar iyi ki varsınız, umarım hiç eksilmeden her gün büyür, sayımızı arttırırız.
e artık böyle kampanya, destek falan derken bu mor nick dileğimin gerçek olcağını düşünüyorum. sizce de öyle değil mi?*
devamını gör...
sözlük yazarlarının telefon rehberlerinde kayıtlı en garip isim
cin sken ramazan ve yalan dolan fahri
devamını gör...
neden varız sorunsalı
benim bu dünyadaki ulvi görevim nedir diye sorgulamakla geçiyor zaman,kendini keşfetmek aydınlanmak istiyorsun ama yok yani normal hayat içinde bu sorular çok komik duruyor,sıkışıp kalıyorsun arada.
devamını gör...
sana gül bahçesi vadetmedim
henüz geçen hafta bitirdiğim roman. yazarı joanne greenberg. öncelikle bu tür kitaplarda kitabı beğenip beğenmediğimi anlam çok zor oluyor çünkü yazı dili ,edebi olarak verdiği zevk pek memnun edici değil ama aynı zamanda hepsi çok yerli yerinde yani başka türlü yazılsa bu kadar "gerçek" olmayabilir. kimi zaman anlamakta güçlük çektiğim oldu çünkü gerçekten bir akıl hastasının zırvalıklarını dinliyor gibi hissettim. kitabın ana karakteri deborrah blau adında bir genç kız. aslında ben ana karakteri beğendim çünkü zeki ve esprili ancak görmezden gelinmeyecek derecede şizofreni sahibi . kendisine yr adında ikinci bir dünya kurmuş ve bu dünyada çeşitli tanrılar var, kimi zaman onlara sığınıyor, akıl alıyor kimi zaman da onlardan cezalar alıyor. ve tabii aralarında yine kendisinin uydurduğu yr diliyle konuşuyorlar. bu dil ile ingilizcede anlatamadığı duyguları daha rahat bir şekilde anlatıyor aslında bir nevi iletişim problemi sorunu da yaşıyor. önceleri bu iki dünyayi birbirinden ayrı idare etse de daha sonra bu dünyaya daha fazla katlanamayip intihar girişiminde bulunuyor ve
kitap büyük ölçüde deborah ın akıl hastanesinde geçirdiği dönemi ve iyileşme çabalarını kapsıyor. bizim farkına varmadan yaşayıp geçtiğimiz, umursamadığımız veya kolay atlattığımız bazı durumlar başka insanlar için akıl hastalığını tetikleyici düzeyde aşılması zor durumlar mı diye düşündürüyor. hastaların iyileşme çabası, topluma geri dönme istekleri(hemde korkuları) , aslında herkes gibi sıradan bir hayat yaşamak istekleri veya artık kendilerinden umutlarını kesmeleri okuyucuyu (en azından beni) duygulandırsada bence bu kitap okuyanın duygularına hitap etmekten öte daha çok bir şeyleri anlatmaya çalışmak , biraz empati vermek için yazılmış.
dipnot: okuma yaparken nedense sık sık sırça fanus kitabını andım.
kitap büyük ölçüde deborah ın akıl hastanesinde geçirdiği dönemi ve iyileşme çabalarını kapsıyor. bizim farkına varmadan yaşayıp geçtiğimiz, umursamadığımız veya kolay atlattığımız bazı durumlar başka insanlar için akıl hastalığını tetikleyici düzeyde aşılması zor durumlar mı diye düşündürüyor. hastaların iyileşme çabası, topluma geri dönme istekleri(hemde korkuları) , aslında herkes gibi sıradan bir hayat yaşamak istekleri veya artık kendilerinden umutlarını kesmeleri okuyucuyu (en azından beni) duygulandırsada bence bu kitap okuyanın duygularına hitap etmekten öte daha çok bir şeyleri anlatmaya çalışmak , biraz empati vermek için yazılmış.
dipnot: okuma yaparken nedense sık sık sırça fanus kitabını andım.
devamını gör...
çalıntı tanım girmek
herhangi bir şeyi çalmaktan hiçbir farkı olmayan eylem.
az önce benzer bir başlıkta daha buna benzer bir yorum yazdım. benim tanımlarım genellikle çok uzundur çünkü bir konuyu insanlara en ufak detayına kadar anlatmayı çok severim. burada açtığım başlıklar, başka birkaç sözlükte daha açtığım ya da tanım girdiğim başlıklardır. sırayla buraya taşıyorum ama aynen alıp yapıştırarak değil. yani özetle kendi tanımlarımı çalıyorum ben başka sözlüklerden. * onları da %98 değiştirip yazıyorum. kalan %2'yi de "başka yerdeki yazımdan alıntıdır" diyerek paylaşıyorum.
hiç mi olmuyor bana ait olmayan bir şeyi alıntıladığım. oluyor. onu da zaten alıntı ibaresi içerisinde yazarak (xyz'den alıntıdır) diyerek ekliyorum. bir de tabi ki bazı istatistiksel bilgilere internetten bakmam gerekiyor. yani bir ulusal parkın kaç kilometrekarelik alan kapladığını da ezberleyecek değilim ama kalkıp sırf bunun için de "bu sayı şu siteden alıntı" yazmaz kimse doğal olarak.
***
yazılarıma kaynak eklememi söyleyen arkadaşlar oluyor özel mesajdan. arkadaşlar; ben bu yazıların içeriğinin çoğunu okuldaki derslerden, geri kalanları da bugüne dek okuduğum tüm kitap, makale ve dergilerle izlediğim videolardan derleyerek yazıyorum. diplomam bu işler üzerine, yani diplomalı bir bilim insanıyım. okuduğum her şeyi her yazının sonuna kaynak olarak koyamam. bunun da anlaşılacağını umuyorum.
***
bunu neden 2'dir üzerime alındığıma gelince... başta da yazdığım gibi, benim tanımlarım kolaylıkla (ç)alıntı sanılabilecek uzunlukta genelde. çok fazla da başlık açtığım için doğal olarak rahatsız oluyorum isim verilmese de bazı ithamlardan.
son olarak diğer başlığa yazdığımı buraya da yazayım. bir yazının copy + paste olduğunu anlamak istiyorsanız, içerisinden aşırı derecede basit olmayan bir cümleyi kopyalayın ve google'a yapıştırın. eğer yazı alıntıysa, bire bir aynı cümlenin geçtiği bir site gelir karşınıza. değilse, bambaşka şeyler çıkar.
bu değişen yıldızlar başlığımdan bir cümle ile yaptığım arama. gördüğünüz gibi yok öyle bir site, çünkü yadıklarım copy+paste değil:
tık
bu da rastgele olarak viki'nin yıldız sayfasından kopyaladığım bir cümle. gördüğünüz gibi en üstte, cümle hangi siteden kopyalanmışsa o site çıkıyor:
tık
az önce benzer bir başlıkta daha buna benzer bir yorum yazdım. benim tanımlarım genellikle çok uzundur çünkü bir konuyu insanlara en ufak detayına kadar anlatmayı çok severim. burada açtığım başlıklar, başka birkaç sözlükte daha açtığım ya da tanım girdiğim başlıklardır. sırayla buraya taşıyorum ama aynen alıp yapıştırarak değil. yani özetle kendi tanımlarımı çalıyorum ben başka sözlüklerden. * onları da %98 değiştirip yazıyorum. kalan %2'yi de "başka yerdeki yazımdan alıntıdır" diyerek paylaşıyorum.
hiç mi olmuyor bana ait olmayan bir şeyi alıntıladığım. oluyor. onu da zaten alıntı ibaresi içerisinde yazarak (xyz'den alıntıdır) diyerek ekliyorum. bir de tabi ki bazı istatistiksel bilgilere internetten bakmam gerekiyor. yani bir ulusal parkın kaç kilometrekarelik alan kapladığını da ezberleyecek değilim ama kalkıp sırf bunun için de "bu sayı şu siteden alıntı" yazmaz kimse doğal olarak.
***
yazılarıma kaynak eklememi söyleyen arkadaşlar oluyor özel mesajdan. arkadaşlar; ben bu yazıların içeriğinin çoğunu okuldaki derslerden, geri kalanları da bugüne dek okuduğum tüm kitap, makale ve dergilerle izlediğim videolardan derleyerek yazıyorum. diplomam bu işler üzerine, yani diplomalı bir bilim insanıyım. okuduğum her şeyi her yazının sonuna kaynak olarak koyamam. bunun da anlaşılacağını umuyorum.
***
bunu neden 2'dir üzerime alındığıma gelince... başta da yazdığım gibi, benim tanımlarım kolaylıkla (ç)alıntı sanılabilecek uzunlukta genelde. çok fazla da başlık açtığım için doğal olarak rahatsız oluyorum isim verilmese de bazı ithamlardan.
son olarak diğer başlığa yazdığımı buraya da yazayım. bir yazının copy + paste olduğunu anlamak istiyorsanız, içerisinden aşırı derecede basit olmayan bir cümleyi kopyalayın ve google'a yapıştırın. eğer yazı alıntıysa, bire bir aynı cümlenin geçtiği bir site gelir karşınıza. değilse, bambaşka şeyler çıkar.
bu değişen yıldızlar başlığımdan bir cümle ile yaptığım arama. gördüğünüz gibi yok öyle bir site, çünkü yadıklarım copy+paste değil:
tık
bu da rastgele olarak viki'nin yıldız sayfasından kopyaladığım bir cümle. gördüğünüz gibi en üstte, cümle hangi siteden kopyalanmışsa o site çıkıyor:
tık
devamını gör...
ölmeden önce izlenmesi gereken filmler
v for vendetta
devamını gör...
bim haftanın fantezi ürünleri kataloğu
hepsi laylonlu... ben üçlü pamuklu olandan almaya devam edeceğim.*
devamını gör...
kız istemenin kadınları aşağılaması
kadınlar eşya değildir . malesef toplumumuzda büyük ahlaki sorunlar vardır. (bkz: kadınların evde kalması)(bkz: erkektir yapar)(bkz: kadın dediğin)
devamını gör...
mitosfer
uzun zamandır takip ettiğim. girdilerini keyifle okuduğum bir yazardı. ayrıca portakallaştığımızda oldu. oradada seviyesini hiç bozmadı.
bir iki kişi beni kendisiyle ilgili uyardığında şaşırmıştım doğrusu. yukarıda söylenen bazı cümlelere yakın cümlelerle. ben hiç yanlışını görmedim her zaman nerede durması gerektiğini bildi demiştim. buraya ilk geldiğim zamanlarda yoğun diyaloglara bile girdik. mod oldu bunu tebrik, takdir ettik. sonrasında biraz içine kapandı. ama bir şekilde hep bir bağlantımız oldu. sanırım insan ilişkilerinde şunu anlamamız gerekiyor arkadaşlar. onla, şunla, öbürüyle diyaloğu nasıldı değil benimle diyoloğu nasıl? ve neden?
neden uçuruldu bilemem. belki kendi gitti. belki biri şikayet etti. belki yönetim gönderdi. beni pek ilgilendirmez. bizim düstürumuzda, ahlağımızda gidenin arkasından kötü konuşulmaz. çünkü orada yok ve cevap veremeyecek. varsa bir sorun yüzüne söylenir. ortamdan gidince değil.
hoş git mito.
bir iki kişi beni kendisiyle ilgili uyardığında şaşırmıştım doğrusu. yukarıda söylenen bazı cümlelere yakın cümlelerle. ben hiç yanlışını görmedim her zaman nerede durması gerektiğini bildi demiştim. buraya ilk geldiğim zamanlarda yoğun diyaloglara bile girdik. mod oldu bunu tebrik, takdir ettik. sonrasında biraz içine kapandı. ama bir şekilde hep bir bağlantımız oldu. sanırım insan ilişkilerinde şunu anlamamız gerekiyor arkadaşlar. onla, şunla, öbürüyle diyaloğu nasıldı değil benimle diyoloğu nasıl? ve neden?
neden uçuruldu bilemem. belki kendi gitti. belki biri şikayet etti. belki yönetim gönderdi. beni pek ilgilendirmez. bizim düstürumuzda, ahlağımızda gidenin arkasından kötü konuşulmaz. çünkü orada yok ve cevap veremeyecek. varsa bir sorun yüzüne söylenir. ortamdan gidince değil.
hoş git mito.
devamını gör...
geceye ilginç bir bilgi bırak
çoğu dilde ''gece'' kelimesi n+8* biçiminde oluşuyor. hiç olmadı bir harf değişime uğruyor.
ingilizce: n+eight: night
almanca: n+acht: nacht
italyanca: n+otto: notte
ispanyolca: n+ocho: noche
portekizce: n+oito: noite
fransızca: n+huit: nuit
isveççe: n+åtta: natt
ingilizce: n+eight: night
almanca: n+acht: nacht
italyanca: n+otto: notte
ispanyolca: n+ocho: noche
portekizce: n+oito: noite
fransızca: n+huit: nuit
isveççe: n+åtta: natt
devamını gör...
40 yaşında evi ve arabası olmayan insan
40 yasindan sonra zengin olanı da gördüm. 40 yaşında dibe vuranı da. inançlı insanlar için su sözü unutmasınlar:*
devamını gör...
kemalizm'in eskimiş bir ideoloji olması
1500 yıllık bedevi geleneklerinin etrafında şekillenen ve ingiliz-abd işbirliği ile halka dayatılan siyasal islamcıların ideolojisinin yanında gayet genç kalan ideolojidir.
devamını gör...
