birbiriyle karıştırılan kelimeler
mütevazı ve mütevazi. ilki alçak gönüllü anlamına gelirken ikincisi birbirine paralel olan anlamına gelir
devamını gör...
seneca
stoacı romalı düşünür.
çileli ve çalkantılı bir ömür geçirmiştir. bu anekdottan yola çıkarak kendisinin stoacı olmasının zemini kolayca kurulabilir ancak amerika'yı tekrar keşfetmeye gerek duymuyorum. onun yerine, kendisinin en meşhur eseri olan epistulae morales yani ahlak mektupları'ndan birazcık bahsedeceğim.
epistulae morales'te seneca, mektup tarzında sicilya'nın procurator'u olan lucilius'a seslenir. ahlaki prensiplere göre yaşamanın prensiplerinin seneca tarafından yalın bir dille çizildiği bu mektuplar aynı zamanda irade terbiyesi yolunda ilerlemek, yaşamdan aldığı keyfi artırmak ve verimliliğini güçlendirmek isteyen kişiler için bir rehber niteliği taşımaktadır. zamanın, doğa tarafından insana hediye edilen yegane şey olduğunu ancak bu şeyin dahi kaygan, kaçıp giden bir olguya tekabül ettiğinin altını çizen seneca, geçmişin üzüntülerinden ve geleceğin kaygılarından azade olmak gerekliliğini tane tane anlatır.
iyi yaşamanın, iyiliklerin en yücesi olarak erdemliliğin tanımlandığı bu eserde seneca, lucilius aracılığı ile doğal olarak okurla konuşur ve kendisinin zayıf yönlerini ortaya koymaktan da çekinmez. genel olarak kibirden uzak, sade bir şekilde yazılmış bu mektuplar birçok insana rehberlik edebilecek tavsiyeleri içermektedir.
seneca'nın bu eserinin fevkalade bir türkçe çevirisi, türkan uzel hocamız tarafından yapılmış ve jaguar yayınları tarafından basılmıştır.
seneca ise, ahlak mektupları'nda sık sık öğütlediği gibi; ölümü sık sık tefekkür etmiş, yaşama kendisini belki de bu şekilde bağlamış ve imparatorun direktifi gereği usulca intihar ederek yaşam sahnesinden çekilmiştir. ölümünü başkalarının eline bırakmaması, yalvarmaması ve üzerine düşeni yapmasıyla seneca, felsefesini davranışlarına yansıtarak; hocaları epikuros ve sokrates'i utandırmamıştır.
çileli ve çalkantılı bir ömür geçirmiştir. bu anekdottan yola çıkarak kendisinin stoacı olmasının zemini kolayca kurulabilir ancak amerika'yı tekrar keşfetmeye gerek duymuyorum. onun yerine, kendisinin en meşhur eseri olan epistulae morales yani ahlak mektupları'ndan birazcık bahsedeceğim.
epistulae morales'te seneca, mektup tarzında sicilya'nın procurator'u olan lucilius'a seslenir. ahlaki prensiplere göre yaşamanın prensiplerinin seneca tarafından yalın bir dille çizildiği bu mektuplar aynı zamanda irade terbiyesi yolunda ilerlemek, yaşamdan aldığı keyfi artırmak ve verimliliğini güçlendirmek isteyen kişiler için bir rehber niteliği taşımaktadır. zamanın, doğa tarafından insana hediye edilen yegane şey olduğunu ancak bu şeyin dahi kaygan, kaçıp giden bir olguya tekabül ettiğinin altını çizen seneca, geçmişin üzüntülerinden ve geleceğin kaygılarından azade olmak gerekliliğini tane tane anlatır.
iyi yaşamanın, iyiliklerin en yücesi olarak erdemliliğin tanımlandığı bu eserde seneca, lucilius aracılığı ile doğal olarak okurla konuşur ve kendisinin zayıf yönlerini ortaya koymaktan da çekinmez. genel olarak kibirden uzak, sade bir şekilde yazılmış bu mektuplar birçok insana rehberlik edebilecek tavsiyeleri içermektedir.
seneca'nın bu eserinin fevkalade bir türkçe çevirisi, türkan uzel hocamız tarafından yapılmış ve jaguar yayınları tarafından basılmıştır.
seneca ise, ahlak mektupları'nda sık sık öğütlediği gibi; ölümü sık sık tefekkür etmiş, yaşama kendisini belki de bu şekilde bağlamış ve imparatorun direktifi gereği usulca intihar ederek yaşam sahnesinden çekilmiştir. ölümünü başkalarının eline bırakmaması, yalvarmaması ve üzerine düşeni yapmasıyla seneca, felsefesini davranışlarına yansıtarak; hocaları epikuros ve sokrates'i utandırmamıştır.
devamını gör...
eğitimde fırsat eşitliği
türkiye de maalesef olmayan durumdur. okullar açıkken doğu ile batı arasında bi dünya fark vardı covid sürecinde bu bi dünya üçe falan katlandı.yazık!
devamını gör...
drama köprüsü
çok severek dinlediğim bir türküdür kendileri. özellikle(bkz: haramiler) grubu tarafından çok güzel söylenmektedir.
devamını gör...
21 temmuz 2021 yoldaş’ı protesto ediyorum
hikayenin öncesi için : #1147314
bu sırada dışardan bir ses duyuldu..."efendim acil durum, hemen iletmeliyim"
"gel" dedi yoldaş ağzındaki kanı sildikten sonra. "ne istiyorsun aptal herif, görmüyormusun acil durum toplantısındayız!"
kekeledi az önce içeri giren adam "a - ama efendim" o anda gözleri boynuna gergedan hayası dolamış iko'ya takıldı gözleri. o ciddi ortamda gülmemek için kendini sıksa da birkaç "tıs" çıktı ağzından. gözlerini kapatıp en kötü anılarını, minik kedisini kaybettiği günü düşündü.
saniyeler süren bu kısa olayda kendine gelince devam edebildi. "lucifer" dedi sadece. ortamdaki tüm moderasyon konunun meme olduğunu hemen anlamıştı.
moderasyon sırayla söyleniyordu. "kaç tane istiyor yine", "verin su adamın memesini", "meme versen kolunu ister"...
iri adam tekrar konuştu "efendim bu kez biraz farklı, seksli beach party istiyor"
yoldaş ve iko göz göze geldiler, istek gayet makuldu. ama önce çözülmesi gereken edit olayı vardı. üstüne after party olarak bu fikri düşünceklerdi...
"cikabilirsin" dedi yoldaş aklından geçen şeytani fantezilerle...
-- to be continued --
bu sırada dışardan bir ses duyuldu..."efendim acil durum, hemen iletmeliyim"
"gel" dedi yoldaş ağzındaki kanı sildikten sonra. "ne istiyorsun aptal herif, görmüyormusun acil durum toplantısındayız!"
kekeledi az önce içeri giren adam "a - ama efendim" o anda gözleri boynuna gergedan hayası dolamış iko'ya takıldı gözleri. o ciddi ortamda gülmemek için kendini sıksa da birkaç "tıs" çıktı ağzından. gözlerini kapatıp en kötü anılarını, minik kedisini kaybettiği günü düşündü.
saniyeler süren bu kısa olayda kendine gelince devam edebildi. "lucifer" dedi sadece. ortamdaki tüm moderasyon konunun meme olduğunu hemen anlamıştı.
moderasyon sırayla söyleniyordu. "kaç tane istiyor yine", "verin su adamın memesini", "meme versen kolunu ister"...
iri adam tekrar konuştu "efendim bu kez biraz farklı, seksli beach party istiyor"
yoldaş ve iko göz göze geldiler, istek gayet makuldu. ama önce çözülmesi gereken edit olayı vardı. üstüne after party olarak bu fikri düşünceklerdi...
"cikabilirsin" dedi yoldaş aklından geçen şeytani fantezilerle...
-- to be continued --
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının uçmaya çok meraklı olması
aynen böyle uçucaz~
x kuşağı da arkamızdan su dökmek için bekler artık.
x kuşağı da arkamızdan su dökmek için bekler artık.
devamını gör...
ya kusura bakma ilişkiye hazır değilmişim ben
aslında tercümesi şu:
lan zibidi canım sıkılıyordu senle konuşuyordum. şimdi kendimi eğleyeceğim farklı meşgaleler buldum. uzatmadan ikile kibar kibar. görmem gereken güneşli günler var.
lan zibidi canım sıkılıyordu senle konuşuyordum. şimdi kendimi eğleyeceğim farklı meşgaleler buldum. uzatmadan ikile kibar kibar. görmem gereken güneşli günler var.
devamını gör...
normal sözlük'ün en yaşlı yazarı
benimdir.
burada atası yaşında olduğum muhterem yazarlar var.
şimdiki gençler çok garip azizim. biz gençken öylemiydi? harb-i kore'de düşman ile cenk ettik, anavatana geri döndük çalışmaya devam ettik.
burada atası yaşında olduğum muhterem yazarlar var.
şimdiki gençler çok garip azizim. biz gençken öylemiydi? harb-i kore'de düşman ile cenk ettik, anavatana geri döndük çalışmaya devam ettik.
devamını gör...
insanı yoran şeyler
zamandan bihaber eden, halsiz ve bitkin bırakan farketmeden içine düşülen yoğun muhakemeler. yavaş yavaş aklını yitirdiğini düşündüğün o an; zihninde büyük bir muharebe, kalbinde alabildiğine hissettiğin müthiş bir kuvvetsizlik hakim. öldürmüyor, yerin en dibine sokuyor sanki.
devamını gör...
douglas hofstadter
ünlü nobelli fizikçi robert hofstadter'in oğlu, fizikçi, matematikçi ve zihin felsefecisi...
*magnum opus'u gödel, escher, bach: an eternal golden braid*. bu kitap baya tuğla gibidir ve anlaşılması gerçekten çok zordur. yazarın bir diğer kitabı 'i am a strange loop' bu kitabın anlaşılması için yardımcı niteliktedir. özellikle hofstadter'in loop dediği mevzuyu kavramak ciddi problemdir. kısaca bahsetmek gerekirse, hofstadter bilincin matematiksel olarak üretilebileceğini söyler. gödel'in eksiklik kuramından yola çıkar ve bu kuramın dibindeki paradoksu bilincin ortaya çıkışında ilk evre olarak niteler. ancak bilinci ortaya çıkaran şey tam olarak bu paradoks değildir. bu sadece bilincin yatağıdır. bu matematiği bilinç seviyesine çıkaran şey 'acı çekmek'tir hofstadter'e göre.* bu fikriyatının kendi hayatıyla sıkı bi bağlantısı olduğunu düşünüyorum*. çünkü iddiası basit, duygusal bi önermeden ibaret olmasına rağmen, gerekçelendirmeleri oldukça girift ve zor anlaşılmakta. gödel, escher ve bach'ı referans alarak*ciddi bir retorik kullanıyo ve ikna kuvveti yüksek bu bakımdan. öyle gidip dawkins, steve pinker, dennett çalışan arkadaşlar böyle tipleri okusun da bari, en azından fuları hak etsinler.
*magnum opus'u gödel, escher, bach: an eternal golden braid*. bu kitap baya tuğla gibidir ve anlaşılması gerçekten çok zordur. yazarın bir diğer kitabı 'i am a strange loop' bu kitabın anlaşılması için yardımcı niteliktedir. özellikle hofstadter'in loop dediği mevzuyu kavramak ciddi problemdir. kısaca bahsetmek gerekirse, hofstadter bilincin matematiksel olarak üretilebileceğini söyler. gödel'in eksiklik kuramından yola çıkar ve bu kuramın dibindeki paradoksu bilincin ortaya çıkışında ilk evre olarak niteler. ancak bilinci ortaya çıkaran şey tam olarak bu paradoks değildir. bu sadece bilincin yatağıdır. bu matematiği bilinç seviyesine çıkaran şey 'acı çekmek'tir hofstadter'e göre.* bu fikriyatının kendi hayatıyla sıkı bi bağlantısı olduğunu düşünüyorum*. çünkü iddiası basit, duygusal bi önermeden ibaret olmasına rağmen, gerekçelendirmeleri oldukça girift ve zor anlaşılmakta. gödel, escher ve bach'ı referans alarak*ciddi bir retorik kullanıyo ve ikna kuvveti yüksek bu bakımdan. öyle gidip dawkins, steve pinker, dennett çalışan arkadaşlar böyle tipleri okusun da bari, en azından fuları hak etsinler.
devamını gör...
tayyip erdoğan'ın madalyaları çaldırmayın demesi
tayyip erdoğan'ın, avrupa ve dünya şampiyonalarında madalya alan jimnastikçileri sarayda kabul ederken kurmuş olduğu cümle. kaynak
aynen şöyle demiştir:
"yalnız madalyaları çaldırtmayın. geçenlerde öyle bir haber okudum. 40 küsur madalyayı birileri çalmış. aman dikkat edin. bakanımıza söyleyelim başarılı arkadaşlara bir kasa hediye ederse... evlerinde kasaları olduğu zaman işi sağlama almış oluruz"
şimdi gene mi freud, valla gene freud. gene bilinçaltının dışa vurumu. neden bu hükümetin bakanlarının, cumhurbaşkanlarının aklına gelen şeyler hep "çocuk pornosu, tecavüz, hırsızlık" ?
madalya deyince kimin aklına hırsızlık gelir? gencecik insanlar orada bir başarı elde edip, bizi gururlandırmışlar. ülkenin belki de tek iyi haberi yani, tek. ne alaka hırsızlık?
bir bana mı tuhaf geliyor anlamıyorum. hayret bir şey ya, gerçekten hayret.
aynen şöyle demiştir:
"yalnız madalyaları çaldırtmayın. geçenlerde öyle bir haber okudum. 40 küsur madalyayı birileri çalmış. aman dikkat edin. bakanımıza söyleyelim başarılı arkadaşlara bir kasa hediye ederse... evlerinde kasaları olduğu zaman işi sağlama almış oluruz"
şimdi gene mi freud, valla gene freud. gene bilinçaltının dışa vurumu. neden bu hükümetin bakanlarının, cumhurbaşkanlarının aklına gelen şeyler hep "çocuk pornosu, tecavüz, hırsızlık" ?
madalya deyince kimin aklına hırsızlık gelir? gencecik insanlar orada bir başarı elde edip, bizi gururlandırmışlar. ülkenin belki de tek iyi haberi yani, tek. ne alaka hırsızlık?
bir bana mı tuhaf geliyor anlamıyorum. hayret bir şey ya, gerçekten hayret.
devamını gör...
mağara bir buçuk aydır kapandığım odamdır
format=üstünden geçtiğin şey.
devamını gör...
pringles'ın yeni logosu
pringles dayının tipi iyiydi ya, şimdi caillou olmuş.
devamını gör...
anne babanın sürekli kavga etmesi
birbirlerine uygun olmadıklarını gösteren eylem.
hele bir de "çocuklar için" ayrılmadıklarını söylerler ki, ayrılsalar aslında çocuklar için çok daha iyi ve huzurlu bir ortam çıkacaktır ortaya. anlaşamayan insanların bir arada kalmak için deli gibi çaba harcaması anlamsızdır. onun yerine çocuğa, ayrılmanın çocuğu da terk etmek anlamına gelmediğini güzel güzel anlatsalar ve herkes hayatına baksa çok daha hayırlı olur.
hele bir de "çocuklar için" ayrılmadıklarını söylerler ki, ayrılsalar aslında çocuklar için çok daha iyi ve huzurlu bir ortam çıkacaktır ortaya. anlaşamayan insanların bir arada kalmak için deli gibi çaba harcaması anlamsızdır. onun yerine çocuğa, ayrılmanın çocuğu da terk etmek anlamına gelmediğini güzel güzel anlatsalar ve herkes hayatına baksa çok daha hayırlı olur.
devamını gör...
nepenthe
karyotakism fenomenine ismini vermiş olan yunan şair kostas karyotakis'in 1921 yılında yayımladığı ikinci şiir koleksiyonu. koleksiyon ismini homeros'un odysseia'sında unutmayı sağlayarak acıyı geçirdiği söylenen ilaçtan alır. aslında eserin karyotakis'in ilk şiir koleksiyonu olan the pain of men and things ile epey zıt bir bütünlük oluşturuduğunu söyleyenebilir. ilk koleksiyonda şiirler daha çok ikili bir diyalog şeklinde ilerlerken aradan geçen iki yıl nepenthe'de görülen şiirleri daha umutsuz monologlar haline getiriyor ve daha sonraki eserlerinde belirginleşen sarkastik tutumununun yavaş yavaş temellerinin atıldığı gözleniyor. özellikle sleep şiirindeki belirgin charles baudelaire izleri koleksiyonun geneline yayılmış olandan çok daha fazla. şiirler lirikal olarak ne kadar başarılı ise karyotakis o kadar umutsuz bir tutum benimsiyor. savaş karşıtı mihaliyos şiiri ve intihar ettiği prezeve'ye yazdığı şiir lirikal olarak en başarılı şiirleri olarak adledilse bile bu koleksiyonda yer bulan şiirler daha üst düzeydir çünkü sessiz lirizm ile romantik retorik arasında, mersiyeli çeviklik ve hiciv keskinliği arasında bir yerde gidip gelir ve karyotakis'in belirsiz ve dengesiz dünyası içinde okuyucuyu içeri hapsetmeyi ve aynı anda özgür de bırakabilmeyi de amaçlar.
imaginary suicides
they turn the key in the door, take out
their old, well-hidden letters,
read them quietly, then drag
their feet a final time.
their life has been a tragedy, they say.
god! people's frightful laughter,
and the tears, the sweat, nostalgia
of the skies, the landscape's solitude.
they stand there by the window, gazing at
the trees, the children, all of nature,
at the marble-workers hammering away,
the sun that wants to set forever.
ıt's over. here's the note --
appropriately short, profound, and simple,
full of indifference and forgiveness
for whoever's going to weep and read it.
they look in the mirror, look at the time,
ask if it's madness maybe, a mistake.
"ıt's over now" they murmur;
deep down, of course, they're going to put it off.
imaginary suicides
they turn the key in the door, take out
their old, well-hidden letters,
read them quietly, then drag
their feet a final time.
their life has been a tragedy, they say.
god! people's frightful laughter,
and the tears, the sweat, nostalgia
of the skies, the landscape's solitude.
they stand there by the window, gazing at
the trees, the children, all of nature,
at the marble-workers hammering away,
the sun that wants to set forever.
ıt's over. here's the note --
appropriately short, profound, and simple,
full of indifference and forgiveness
for whoever's going to weep and read it.
they look in the mirror, look at the time,
ask if it's madness maybe, a mistake.
"ıt's over now" they murmur;
deep down, of course, they're going to put it off.
devamını gör...
kedilere verilmiş ilginç isimler
2 adet ismi var. evde onunla eğlenirken kuddusi. normalde kullandığım yani; 2,5 aylıkken bana geldiğinde 3 kere kulağına fısıldadığım ise shakespeare (kısaca şeks)(uzunca şekopello). hiç bir isme de bakıp tepki vermiyor o ayrı. *
devamını gör...
çocukluğum bir tat olsa
benim ki acılı adana olurdu herhalde ama çok acılı. şunu da belirtmek gerekir, çok acı ama lezzetli bir çocukluk dönemi geçirdim.
kısıtlamaları her defasında aşarak çocukluğumu yaşadım. aksilikler çok oldu hayatımda.
beşikten düştüm, ağaçtan düştüm, evin damından düştüm, araba hızla giderken atladım ve dirseklerimi, kollarımı yaralandım. aslında devam etsem liste uzayıp gider böyle böyle. yerinde duramayan bir çocuktum.
şunu hiç unutmam. ufacık çocuk olmama rağmen bisan bisiklet sürmeye çalışıyordum. kaç kere düşsem de hatta canım yansa da inatla onu sürdüm ve öğrendim. azim önemlidir. bu azmi birtek derslerde kullanamıyorum ya. kitabın yüzüne bakmadım bugüne kadar. yazdıkça yazasım geliyor gene.
kitap demişken çocukluğuma döneyim hemen. derslerim her zaman olduğu gibi gene kötü. yazılılar hep düşük geliyor. bunu öğrenen en büyük ablam bana zorla ders çalıştırmaya çalışıyor. bana kimse zorla birşey yaptıramaz. o kitabı saatlerce elimde tuttum ama tek kelime okumadan.
siz siz olun kesinlikle kimseye zorla birşey yaptırmayın. o işten verim alamazsınız diyerek bu yazıma son veriyim.
kısıtlamaları her defasında aşarak çocukluğumu yaşadım. aksilikler çok oldu hayatımda.
beşikten düştüm, ağaçtan düştüm, evin damından düştüm, araba hızla giderken atladım ve dirseklerimi, kollarımı yaralandım. aslında devam etsem liste uzayıp gider böyle böyle. yerinde duramayan bir çocuktum.
şunu hiç unutmam. ufacık çocuk olmama rağmen bisan bisiklet sürmeye çalışıyordum. kaç kere düşsem de hatta canım yansa da inatla onu sürdüm ve öğrendim. azim önemlidir. bu azmi birtek derslerde kullanamıyorum ya. kitabın yüzüne bakmadım bugüne kadar. yazdıkça yazasım geliyor gene.
kitap demişken çocukluğuma döneyim hemen. derslerim her zaman olduğu gibi gene kötü. yazılılar hep düşük geliyor. bunu öğrenen en büyük ablam bana zorla ders çalıştırmaya çalışıyor. bana kimse zorla birşey yaptıramaz. o kitabı saatlerce elimde tuttum ama tek kelime okumadan.
siz siz olun kesinlikle kimseye zorla birşey yaptırmayın. o işten verim alamazsınız diyerek bu yazıma son veriyim.
devamını gör...
güzellik hariç erkekleri aşık ettirebilecek şeyler
güzel olduğum için sağlıklı şekilde ayırabiliyor muyum emin değilim, ancak başka çokça güzel kız da görmüş ve beni ayrı yere koyan kişiler üzerinden yapacağım listedir:
-olgun olmak: yargılamak, kızmak veya sevmek konusunda aceleci olmamak, insanları kabullenici ve hayata karşı sakin olmak
-kendine güvenmek: “ay en güzel benim” demek değil bu. o kibirdir. kendin konusunda yapabileceğinin en iyisini yaptıktan sonra, yapamadığın veya olamadığın konuları dert etmemektir. her yerinin mükemmel olmasını beklememek, beğendiğin yerlerine konsantre olmak ve kendini sevmektir.
-bakımlı olmak: kızlar nedense bakımlı olmayı saça sarı boya vurmak veya ombre yaptırmak sanıyor. gerçek bakım bu değil. bakımlı olmak sabah kalktıp yüzünü yıkadıktan sonra insan içine çıkabileceğin durumda tutmaktır kendini. saçlarının bir tarama ile güzel olacak halde olmasıdır. cilt kusurlarına dikkat etmektir, örterek değil tedavi olarak. aktif seks hayatı olan biriysen popondaki sivilceye bile krem sürmektir. ayda bir de olsa manikür pediküre gitmektir. selülite karşı kendini keselemek veya fırçalamaktır. diş fırçalamaktır yahu diş.
-tarz sahibi olmak: modanın kölesi olmamaktır. basic şeyleri zamansız parçalarla kombinlemektir. sokağa bir çıkıyorum, kusura bakmayın kızlar ama hepiniz aynısınız. bir crop top, bir kare yaka büstiyer, bir yüksek bel pantolon veya biker şort. ben bile sizi ayırt edemiyorum ki…
-iş güç sahibi ve hedefleri olmak: maddi bağımsızlık sağlamasından daha öte, çevresine ve kendisine sarmayacağı, kendine ait bir dünyası olduğu hissini verdiği için değerli geliyor bu erkeklere.
bu arada, ekşide filan biz 30luklara sürekli sallarlar da, ben şu üstteki maddeleri bu yaşlarda tam hayata geçirdim, onu da düşeyim.
-olgun olmak: yargılamak, kızmak veya sevmek konusunda aceleci olmamak, insanları kabullenici ve hayata karşı sakin olmak
-kendine güvenmek: “ay en güzel benim” demek değil bu. o kibirdir. kendin konusunda yapabileceğinin en iyisini yaptıktan sonra, yapamadığın veya olamadığın konuları dert etmemektir. her yerinin mükemmel olmasını beklememek, beğendiğin yerlerine konsantre olmak ve kendini sevmektir.
-bakımlı olmak: kızlar nedense bakımlı olmayı saça sarı boya vurmak veya ombre yaptırmak sanıyor. gerçek bakım bu değil. bakımlı olmak sabah kalktıp yüzünü yıkadıktan sonra insan içine çıkabileceğin durumda tutmaktır kendini. saçlarının bir tarama ile güzel olacak halde olmasıdır. cilt kusurlarına dikkat etmektir, örterek değil tedavi olarak. aktif seks hayatı olan biriysen popondaki sivilceye bile krem sürmektir. ayda bir de olsa manikür pediküre gitmektir. selülite karşı kendini keselemek veya fırçalamaktır. diş fırçalamaktır yahu diş.
-tarz sahibi olmak: modanın kölesi olmamaktır. basic şeyleri zamansız parçalarla kombinlemektir. sokağa bir çıkıyorum, kusura bakmayın kızlar ama hepiniz aynısınız. bir crop top, bir kare yaka büstiyer, bir yüksek bel pantolon veya biker şort. ben bile sizi ayırt edemiyorum ki…
-iş güç sahibi ve hedefleri olmak: maddi bağımsızlık sağlamasından daha öte, çevresine ve kendisine sarmayacağı, kendine ait bir dünyası olduğu hissini verdiği için değerli geliyor bu erkeklere.
bu arada, ekşide filan biz 30luklara sürekli sallarlar da, ben şu üstteki maddeleri bu yaşlarda tam hayata geçirdim, onu da düşeyim.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın canlarım hafta içi çalışıp hafta sonları evde oturmaya hazır mısınız ? *
devamını gör...
yazarların cep telefonu duvar kağıtları
devamını gör...
