son dönem hastalarda tepki
elisabeth-kübler-ross tarafından incelenmiş ve 5 evreye ayrılmıştır.
evre 1: şok evresidir,hasta ölümünü kabullenmez.
evre 2: hasta aşırı gergin ve öfkelidir. neden ben diye isyankar tavır sergiler.
evre 3: pazarlık yapılan eğridir. bir iyileşeyim şunu yapacağım,bunu yapacağım der.
evre 4: depresyon evresidir,intihar düşünceleri olabilir.
evre 5: hasta öleceğini kabullenir.
evre 1: şok evresidir,hasta ölümünü kabullenmez.
evre 2: hasta aşırı gergin ve öfkelidir. neden ben diye isyankar tavır sergiler.
evre 3: pazarlık yapılan eğridir. bir iyileşeyim şunu yapacağım,bunu yapacağım der.
evre 4: depresyon evresidir,intihar düşünceleri olabilir.
evre 5: hasta öleceğini kabullenir.
devamını gör...
flaneur (yazar)
(bkz: salak mısın cemile), merhaba ben cemile. ***
kendisi benim için sözlükteki musicbuddy kategorisini doldurmaktadır. can sıkıntısından muhalefet olmalarıma, ikide bir saçma sapan espriler ve göndermeler yapmama katlanıp durur.* bir de güzel güzel müzikler atar. e bundan iyisi şamda kayısı değil mi?***. yine saçmalayıp durdum ama bir şey olmaz, zaten bunun için yazdım*. cemileden bolca şarkılı, boş yapmalı, saçmalamalı günler diliyorum kendisine. aklına da mukayyet olsun, bir deli yeter bize çünkü.* 2 sene sonraki beddua sözünü de unutmadım, belge niteliği taşısın diye buraya yazıyorum haberin olsun. o beddua edilecek!!!
edit: kendisinin haklılığını eklemeyi unutmuşum.* bu kadar haklı olmak yormuyor mu kardeş?*
kendisi benim için sözlükteki musicbuddy kategorisini doldurmaktadır. can sıkıntısından muhalefet olmalarıma, ikide bir saçma sapan espriler ve göndermeler yapmama katlanıp durur.* bir de güzel güzel müzikler atar. e bundan iyisi şamda kayısı değil mi?***. yine saçmalayıp durdum ama bir şey olmaz, zaten bunun için yazdım*. cemileden bolca şarkılı, boş yapmalı, saçmalamalı günler diliyorum kendisine. aklına da mukayyet olsun, bir deli yeter bize çünkü.* 2 sene sonraki beddua sözünü de unutmadım, belge niteliği taşısın diye buraya yazıyorum haberin olsun. o beddua edilecek!!!
edit: kendisinin haklılığını eklemeyi unutmuşum.* bu kadar haklı olmak yormuyor mu kardeş?*
devamını gör...
strabismus
bilinen adıyla şaşılık, göz kaslarındaki koordinasyon bozukluğununun sonucu olarak, görme ekseninin olması gerekenden farklı olması durumudur.
genellikle göz tembelliği de ortaya çıkar ve bir göz daha baskındır. gözlerin konumlarına göre şaşılığın da çeşitleri mevcut. diplopinin* olmaması için hasta bir gözünü konuşmacıya odaklar; diğer gözüyle ise başka yere bakar. bu hastalarda derinlik algısı etkilenir ve bu durumun ciddi psikolojik etkileri de söz konusudur diyebiliriz. bu kişilerde binoküler* görme de etkilendiğinden, çeşitli denge problemleri de olabilir. şaşılık, ameliyatla düzeltilebilir.
genellikle göz tembelliği de ortaya çıkar ve bir göz daha baskındır. gözlerin konumlarına göre şaşılığın da çeşitleri mevcut. diplopinin* olmaması için hasta bir gözünü konuşmacıya odaklar; diğer gözüyle ise başka yere bakar. bu hastalarda derinlik algısı etkilenir ve bu durumun ciddi psikolojik etkileri de söz konusudur diyebiliriz. bu kişilerde binoküler* görme de etkilendiğinden, çeşitli denge problemleri de olabilir. şaşılık, ameliyatla düzeltilebilir.
devamını gör...
türkiye’nin en başarılı olduğu spor dalı
zamanında güreş olandır.
benim büyük dedem (bkz: pehlivan) idi.
benim büyük dedem (bkz: pehlivan) idi.
devamını gör...
bugün duyduğunuz en güzel cümle
ben sana alıştım*.
devamını gör...
teoman duralı
şaban teoman duralı.
inanılmaz bir birikim.
felsefe merakı olmayan arkadaşlar henüz tanımamış olabilir hocayı.
herhangi bir programını açıp sadece 5 dakika kulak vererek dinlemeniz, sevmeniz * için yeterli.
şu sıra trt2 de "felsefe söyleşileri" programının tekrarlarına denk gelirseniz mutlaka izleyin, inanılmaz genel kültür, her sözü ders, bilgi.
kendi hayat hikayesini anlattığı röportajı aşağı linke bırakıyorum. ilgilenenlere...
inanılmaz bir birikim.
felsefe merakı olmayan arkadaşlar henüz tanımamış olabilir hocayı.
herhangi bir programını açıp sadece 5 dakika kulak vererek dinlemeniz, sevmeniz * için yeterli.
şu sıra trt2 de "felsefe söyleşileri" programının tekrarlarına denk gelirseniz mutlaka izleyin, inanılmaz genel kültür, her sözü ders, bilgi.
kendi hayat hikayesini anlattığı röportajı aşağı linke bırakıyorum. ilgilenenlere...
devamını gör...
filozofların en sevilen sözleri
devamını gör...
antidepresan gülümsemesi
"böyle gitme n'olur, biraz yanımda otur, diyemedim, başımı yaslasaydım omzuna, ağlasaydım, öpüp koklasaydım, yapamadım, utandım.'' sözleriyle insanda pişmanlık hissi uyandıran şarkıdır.
devamını gör...
öğretmenim melis ağlıyor tuvalete gidebilir miyiz
melis de hep nazlıydı, rüzgar esse üzerine alınır ağlardı.
devamını gör...
yazarların uyumama sebepleri
haftada bir günlük hakkımız var kullanmayalım mı yani
devamını gör...
yeni nesil kızların çoğunda meme olmaması
icraatı olmayanın diline vurmuş dedirten başlık. fakiri çuvala koymuşlar,penisi sığmamış. boş laf değil cidden.
devamını gör...
kırmızı dudaklı yarasa balığı
ilk defa gördüğüm ve çok ciddi bulduğum balık türüdür. biraz gülümsemesi gerektiğini düşünmekteyim, zira gülümsemek en güzel makyajdır.*
devamını gör...
kestane satıcısı
kar ve soğuk kış mevsimini anlatan, ama seyredince de insanın içini ısıtan bir resim. ressamı macar asıllı vida gabor.
yürüyüşe çıkan insanlar , çocuğuna kızak kaydıran veli, köpeğini yürüyüşe çıkaran adam ve kestane satan yaşlı kadın.
resimde küçük kız çocuğu kestaneci kadına para uzatıyor ama sanki müşteri olan ihtiyar adam da cömertlik yapıp elini cebine atarak küçük kızın ödemesine müsaade etmeyecek gibi bir girişimde bulunuyor.
yürüyüşe çıkan insanlar , çocuğuna kızak kaydıran veli, köpeğini yürüyüşe çıkaran adam ve kestane satan yaşlı kadın.
resimde küçük kız çocuğu kestaneci kadına para uzatıyor ama sanki müşteri olan ihtiyar adam da cömertlik yapıp elini cebine atarak küçük kızın ödemesine müsaade etmeyecek gibi bir girişimde bulunuyor.
devamını gör...
iltifat mı hakaret mi olduğu belli olmayan cümleler
"bu ne şıklık" cümlesinin de aralarında oldugu cümlelerdir. ne kadar hoş olmuşsun, çok güzel görünüyorsun mu demek isteniyor ve teşekkür mü etmeliyim bu cümleye karşılık olarak? yoksa inceden yapılan bir iğneleme var da hayırdır niçin bu kadar özendin mi demek isteniyor? tam olarak anlayamıyorum. ama kendimi hep açıklama yapmak durumunda ve rahatsız hissederim bu cümleyi duyunca. iltifatlarımızda net olalım ey insanlar.
devamını gör...
öldükten sonra ne olacak sorunsalı
kimine göre yeni bir hayat ,
kimine göre hesap vakti ,
kimine göre koca bir hiç,
bana göre ise bir torba kemik kalıntısı.
haziran ayında annemi kaybettik .
1980 yılında, genç yaşta kaybettiğimiz abimin mezarına gömülmek istediğinden,
40 yıllık mezar açıldı ve abimden geri kalanları ben toplayıp çıkardım.hepsi bir poşete sığacak kadardı.
annemi yatırdım, yanına da abimden kalanları koydum.
ana oğul, 40 yıl sonra tekrar buluştular gözlerden uzak biçimde.
olan herşey bu ...
kimine göre hesap vakti ,
kimine göre koca bir hiç,
bana göre ise bir torba kemik kalıntısı.
haziran ayında annemi kaybettik .
1980 yılında, genç yaşta kaybettiğimiz abimin mezarına gömülmek istediğinden,
40 yıllık mezar açıldı ve abimden geri kalanları ben toplayıp çıkardım.hepsi bir poşete sığacak kadardı.
annemi yatırdım, yanına da abimden kalanları koydum.
ana oğul, 40 yıl sonra tekrar buluştular gözlerden uzak biçimde.
olan herşey bu ...
devamını gör...
vuruk
kendi iradesi dışında zarar görmüş hede.
"vuruğu var" cümlesinin hem özne hem de fiiliyatı. kendi kendine yapamaz bu hali, kendi kendimi kimse vuruk yapamaz, buna inanmıyorum? kırar, çatlatır ama vuruk illa ki 3. şahıslara muhtaç.
vuruk yaşamlar içten içe hepimizin başında, ya içimiz vuruk ya içimiz başkasının vuruk sebebi.
zarar dışta gözükse bile, esası iç kısmında.
"vuruğu var" cümlesinin hem özne hem de fiiliyatı. kendi kendine yapamaz bu hali, kendi kendimi kimse vuruk yapamaz, buna inanmıyorum? kırar, çatlatır ama vuruk illa ki 3. şahıslara muhtaç.
vuruk yaşamlar içten içe hepimizin başında, ya içimiz vuruk ya içimiz başkasının vuruk sebebi.
zarar dışta gözükse bile, esası iç kısmında.
devamını gör...
köpek ölüsü
gördüğüm zamanlarda bana hüzün veren ölüdür.
hele ki kendi köpek dostunun cesedini görmek daha da kahredici olur diye tahmin ediyorum.
hele ki kendi köpek dostunun cesedini görmek daha da kahredici olur diye tahmin ediyorum.
devamını gör...
8. gün
orijinal adı "le huitième jour " olan 1996 yapımı muhteşem film. jaco van dormael'in yazıp yönettiği film, 7,5 imdb puanına sahiptir. film cannes film festivali en iyi erkek oyuncu ödülünü almıştır. fragman
film, down sendromlu genç georges (pascal duquenne) ile pazarlama gurusu harry (daniel auteuil) arasında geçmektedir. filmimiz yaşadığı tedavi merkezinden ailesine ulaşmak için yola çıkan gencimiz ile özel yaşamında işleri yolunda gitmeyen, karısı tarafından terk edilmiş, kızlarına bile vakit ayıramayan iş adamımızın tesadüfen karşılaşması ile başlar. bu ikili arasında 8 gün boyunca yaşananlar harry'i çok değiştirecektir.
yönetmenin filmin başındaki dünyanın yaratılışına yaptığı 7 gün ve çekik gözlerinden dolayı mongolya göndermesi çok zekice. yönetmenin hayatında bir down sendromluyla yakından tanıştığına eminim, 25 yılını bu çocuklara vermiş biri olarak söylüyorum bunu. en az 10 kere seyretmiş olmama rağmen her seferinde filmi ve yönetmeni takdir ederim.
filmin bendeki yeri çok özeldir . filmi ilk izlediğimde down sendromlu oğlum daha yaşına girmemişti ve o da film gibi 1996 doğumluydu. pascal'ın oyunculuğunu gördüğümde, neden bizim çocuğumuz da başaramasın el oğlundan neyimiz eksik dedik ve bugün iyi ki demişiz diyoruz eşimle. mutlaka izleyin, izletin.
film, down sendromlu genç georges (pascal duquenne) ile pazarlama gurusu harry (daniel auteuil) arasında geçmektedir. filmimiz yaşadığı tedavi merkezinden ailesine ulaşmak için yola çıkan gencimiz ile özel yaşamında işleri yolunda gitmeyen, karısı tarafından terk edilmiş, kızlarına bile vakit ayıramayan iş adamımızın tesadüfen karşılaşması ile başlar. bu ikili arasında 8 gün boyunca yaşananlar harry'i çok değiştirecektir.
yönetmenin filmin başındaki dünyanın yaratılışına yaptığı 7 gün ve çekik gözlerinden dolayı mongolya göndermesi çok zekice. yönetmenin hayatında bir down sendromluyla yakından tanıştığına eminim, 25 yılını bu çocuklara vermiş biri olarak söylüyorum bunu. en az 10 kere seyretmiş olmama rağmen her seferinde filmi ve yönetmeni takdir ederim.
filmin bendeki yeri çok özeldir . filmi ilk izlediğimde down sendromlu oğlum daha yaşına girmemişti ve o da film gibi 1996 doğumluydu. pascal'ın oyunculuğunu gördüğümde, neden bizim çocuğumuz da başaramasın el oğlundan neyimiz eksik dedik ve bugün iyi ki demişiz diyoruz eşimle. mutlaka izleyin, izletin.
devamını gör...
yazarların başından geçen tebessüm ettiren olaylar
bidik yegenin, kaybolan kedisiyle olan fotografi wp durumu yapip kizim evine don notunu da ilistirmesi. kedi dondu sonra.
edit. arkadaslar bu benim basimdan gecmemis ki niye uyarmiyosunuz?
edit. arkadaslar bu benim basimdan gecmemis ki niye uyarmiyosunuz?
devamını gör...
kanıt
2010-2013 tarihleri arasında kanal d'de yayınlanan polisiye dizisidir.
hep gece vakti yayınlanırdı ve çocuk olmama rağmen pür dikkat izler, bazen ürker bazen de merakla kanıtların nasıl değerlendirildiğini incelerdim. o dönem benim için ilgi çekici bir diziydi.
hep gece vakti yayınlanırdı ve çocuk olmama rağmen pür dikkat izler, bazen ürker bazen de merakla kanıtların nasıl değerlendirildiğini incelerdim. o dönem benim için ilgi çekici bir diziydi.
devamını gör...