sırf bu tarz haberler yüzünden on sene önce haber vs. okumayı bıraktım.
devamını gör...

duyup çıkaramayacağım herhangi bir ses yok diyen sanatçı.

devamını gör...

coğrafya'da bir çevrenin alabileceği maksimum canlı sayısını ifade eder.
devamını gör...

genelde benim gibi aşırı kilolu insanlara karşı söylenen, kalp kıran bir cümle.
devamını gör...

bir arkadaşımı çok kötü bir şekilde kaybettim. yakın değildik ama yine de çok etkilendim. ölüm kimseye yakışmıyor.
devamını gör...

morfin bağımlılığının tedavisinde sublingual (dil altı) yoldan kullanılan ilaçtır.
devamını gör...

saçma bir başlıktır. allah katında haşa "v.i.p" kul yoktur. diğer bazılarına oranla daha üstün olan kullar vardır. üstün olan kul da, "ben üstünüm" diyen değil, "ben acizim" diyendir.
devamını gör...

10 yaşındaydım. farkında olarak izlediğim ilk dünya kupasıydı. dünya kupaları 1 ay sürer ama sanki o dünya kupası bütün yaz sürmüştü. çok garip bir biçimde ben almanyayı tutuyordum maradona değil rummenige hastasıydım. unutamadığım maç ise yine herkesin aksine brezilya fransa maçıydı. uzatmalarda brezilya elenmişti çok dramatik gelmişti o maç bana, çok üzülmüştüm brezilyaya. yine unutamadığım birşey maç aralarında tom selleck in magnum dizisi yayınlanırdı. o kırmızı ferrari ye aşıktım. o dünya kupası galiba hayatımın en mutlu dönemini ifade ediyor benim için. çocukluğun son evreleri, birşeylerin farkındasın ama hiç bir sorumluluğun yok. sorumluluk yok hayatında gördüğün en adaletsiz olay brezilya fransa maçı, daha sonra yaşayacaklarının yanında hiç birşey değil bu adaletsizlik. şu an 45 yaşımdayım 7...8 sene öncesine kadar gunde sıkılmadan 3...4 maç izleyebilen ben 7...8 senedir bir maç dahi izlemedim. bırakın tuttuğum takımları bir çok takımın ilk 11 ini sayabilecek olan ben kimseyi tanımıyorum ve futbol diyince aklıma artık sadece o tertemiz duygularla izlediğim 1986 meksikadan başka hiç birşey gelmiyor, ne uefa kupası, ne 2002 yarı finali.
devamını gör...

dünyanın en güzel kadınlarından biridir. güzel, çünkü üretken, çünkü aşık, çünkü hüzünlü. yaşadığı tüm ruhsal ve bedensel acılarına, travmalarına, düzinelerce ameliyat geçirmesine, aylarca yatağa mahkum olmasına, yerle bir olan hayallerine rağmen direnmiş var olmaya çalışmış bir kadın. hayatındaki tüm olumsuzlukları hiçe sayıp iç huzurun gücünü gösteren bir başyapıttır. acının güzelleştirdiği kadın.
devamını gör...

evet sürekli saat 5 civarı kalkan bünyem bu sabah da sen kim köpek bu saatte uyucan ! deyip uyandırdı beni.
günaydın ahali! herkesin bayramını enişten duygularım ile kutluyorum.
devamını gör...

boğaziçi üniversitesi öğrencileri adına utanılacak görüntülerdir. karşında sevabıyla günahıyla bir akademisyen var. seninle demokratik yollar ile diyalog kurma hevesinde adam. arkadan cırtlak sesiyle sürekli irrite eden lgbt'li ye mi kızmalıyım yoksa bu kadar haklı bir eylemi bu kadar haksız hale getiren kitlenin şımarık tavırlarına mı bilemedim. görüntüleri izleyince çoğunluğun bana hak vereceği kanısındayım.

ek: anlama kıtlığı çeken bazı tipler var. şöyle anlatalım o zaman. hak aramak ;
-hocam burnunuz eki ki ki ki..
gibi moronca bir zeminde olunca bu lakayt ve boş tavrın artısı karşı tarafa yazılır. şu topluluğun içinde derdini ve meramını kısa ve net cümlelerle anlatacak doğru dürüst adamların itirazları bile üç beş tane marjinal hippinin cırtlak sesinin arasında kaybolup gidiyor.

devamını gör...

friedrich nıetzsche nın ölümsüz eseri. kitabın içinde insanlığı ilgilendiren çok değerli bilgiler mevcut .önceleri zordur okumak ben neyin içine düştüm dersin ama sonra sonsuz bilgi derinliğine kaybolursun.

-bir gün uçmak isteyen dinlenmeyi, yürümeyi, koşmayı, hora
tepmeyi öğrenmelidir.
başlayamaz uçmaya uçmakla kişi.

-kuşkusuz hayatı severiz; fakat yaşamayı istediğimizden değil, sevmeye alıştığımızdan.
devamını gör...

evde herkes aç ve halsiz olduğundan kimsenin gıkı bile çıkmıyor. ben de rahat rahat ders çalışıyorum. biraz acımasızca dediğim farkındayım
devamını gör...

bugünün karikatürü sevgili whisper için gelsin. uzun zamandır buraya bir karikatür bırakmamıştım, canım whisper "bana beni anlatan bir karikatür bırak, ben de istiyorum." dedi.
evet whisper deyince aklıma arap şükrü geliyor. nedenini sen açıklarsın artık whis, iş benden çıktı.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"ah, keşke seni bir bulsam " anlamına gelen/ (bkz: orfeas peridis) şarkısı. o "ah" anlatıyor zaten bazı şeyleri, daha fazla kelimeye/ boş söze ne hacet?

open.spotify.com/track/6o6H...


ruhumun derinliklerinden beynimin üzerine
denizin dibinden dağların tepesine kadar seni bulmaya çalışıyorum
dünyanın etrafında bir küre gökte bir tank
evrende kaybolmadan önce ruhların yıkandığı
bir dalış ile gireyim en dibe, zemine aşağıyı yukarıyı göreyim
tüm kayıpları bulmak için, belki de seni

ah keşke seni bulsam, ah keşke seni bulsam seni azıcık görsem
gölgeni dinleyeyim, bana merhaba derken
ah keşke seni bulsam, ah keşke seni bulsam seni azıcık görsem
gölgeni dinleyeyim, bana merhaba derken

ağaçlarda kuşları duyuyorsun, kanatlı insan onlar
öbür dünyadan mesaj getiren
dallara rüzgar vuruyor, fısıldayarak cevap veriyorlar
aradığın şeyi söyleyecek en dipsiz kuyular
yerde ve gökte aradım, bir yürüdüm bir uçtum
iki dünya arasındaki çatlağı bulmak için
okyanusun derinliklerinde, depremlerin sesini duyuyorum
ve açılan yerden diğer dünyaya geçiyorum
tüm kayıpları bulmak için, belki de seni

ah keşke seni bulsam, ah keşke seni bulsam seni azıcık görsem
gölgeni dinleyeyim, bana merhaba derken
ah keşke seni bulsam, ah keşke seni bulsam seni azıcık görsem
gölgeni dinleyeyim, bana merhaba derken
ah keşke seni bulsam, ah keşke seni bulsam
gölgeni dinleyeyim bana merhaba derken.



από τα βάθη της ψυχής
και από του νου τα ύψη
απ'το βυθό της θάλασσας
ως τις βουνοκορφές,
ψάχνω να σε βρω

μια σφαίρα υγρή γύρω απ'τη γη
μια ουράνια δεξαμενή
εκεί που λούζονται οι ψυχές
πριν να χαθούν στο σύμπαν
με ένα πήδο ένα πρωί
να μπώ με μια βουτιά εκεί
απ'το βυθό απ'το πάτο
να δω τα πάνω κάτω
να βρω όλα τα χαμένα
ίσως να βρω και σένα...

αχ να σε βρω
αχ να σε βρω
μόνο για λίγο να σε δω
ν'ακούσω τη σκιά σου
να μου φωνάζει γεια σου

αχ να σε βρω
αχ να σε βρω
μόνο για λίγο να σε δω
ν'ακούσω τη σκιά σου
να μου φωνάζει γεια σου

ακούς τα δέντρα τα πουλιά
άνθρωποι είναι με φτερά
που φέρνουν τα μηνύματα
από τον άλλο κόσμο
φυσάει αέρας στα κλαδιά
μου απαντούν ψιθυριστά
και αυτό που ψάχνεις θα στο πουν
τα πιο βαθιά πηγάδια.

έψαξα γη και ουρανό
μια περπατώ και μια πετώ
στων δύο κοσμων το κενό
να βρω τη χαραμάδα
στα βάθη των ωκεανών
ακούω τον ήχο των σεισμών
και από τη γη που άνοιξε
περνάω στον κάτω κόσμο
να βρω όλα τα χαμένα
ίσως να βρω και σενα...

αχ να σε βρω
αχ να σε βρω
μόνο για λίγο να σε δω
ν'ακούσω τη σκιά σου
να μου φωνάζει γεια σου

αχ να σε βρω
αχ να σε βρω
μόνο για λίγο να σε δω
ν'ακούσω τη σκιά σου
να μου φωνάζει γεια σου

αχ να σε βρω
αχ να σε βρω...
ν'ακούσω τη σκιά σου...

αχ να σε βρω
αχ να σε βρω
μόνο για λίγο να σε δω
ν'ακούσω τη σκιά σου
να μου φωνάζει γεια σου.-
devamını gör...

fransız şair yves bonnefoy tarafından kaleme alınmış ve sıklıkla aynı şairin lieu de la salamandre şiiri ile karıştırılan şiir. bonnefoy tarafından 50'li yıllarda yayımlanmış olan du mouvement et de l'immobilité de douve'un bir parçası olan şiir ne yazık ki çeviri sırasında parçalara ayrılmış ve eksiltilmiş durumda. zaten doğru düzgün bonnefoy çevirisi bulmak mümkün değilken olanının da bu kadar eksiltilmiş olması gerçekten can sıkıcı bir durum. sait maden tarafından dilimize semender ismi ile kazandırılmıştır aynı zamanda. du mouvement et de l'immobilité de douve zaten başlı başına okuyucuyu dibi olmayan bir kuyuya atlıyormuş gibi hissettirmek için yazılmışken - ki bana kalırsa bonnefoy l’acte et le lieu de la poésie'de söylediklerini resmen canlı bir biçimde yaratmış- la salamandre'de pek farklı sayılmaz. şiire dair hoş bir ismet özel detayı var ki onu da not düşeyim*:

"değil mi ki albatrosu baudelaire'den
yves bonnefoy'dan semenderi öğrendim
bir gün bakarsınız
şu güzelim bilgiç beynimi kırıp
teneşir tahtası olarak kullanabilirim."

- ismet özel, akla karşı tezler

la salamandre, sait maden çevirisi ile:


ve douve’sun işte sen şimdi son odasında yazın.
bir semender duvarda kaçıp gitmede. o güzel
insan başı yaymada yaz ölümünü. “yok
olmak isterim sende, dar yaşayış” diye haykırıyor douve.
boş şimşek dudaklarıma koş, içime işle!

“bak bana, bak bana, koştum ben! ”

yanındayım senin, douve, ısıtıyorum seni.
aramızda yalnız bu çakıldan lamba var, bu
dinmiş biraz gölge, ellerimiz ki gölge
bekleyip durur. şaşırmış semender, kalmışsın
kımıltısız.

yaşamış olmakla ânını bilgiye dönüşen en yakın tenin.

semender yeniden göründüğünde, güneş
daha yeryüzünde pek alçaktaydı,
o parlayan gövdeyle bezenmişti yol taşlarıysa.

daha yeni koparmıştı son
bağlantıyı ki gölgede dokunulan yürektir o.

yarattı yarası, o kayalar görünümü,
bir ölüm vadisini kımıltısız bir gök altında.
dönüp gene bütün camlara, yüzü
ışıdı yıllanmış ölüm ağaçlarıyla.


yazıldığı dilde:


ı

et maintenant tu es douve dans la dernière chambre d’été.

une salamandre fuit sur le mur. sa douce tête d’homme répand la mort de l’été. « je veux m’abîmer en toi, vie étroite, crie douve. éclair vide, cours sur mes lèvres, pénètre-moi !

« j’aime m’aveugler, me livrer à la terre. j’aime ne plus savoir quelles dents froides me possèdent. »

ıı

toute une nuit je t’ai rêvée ligneuse. douve, pour mieux t’offrir à la flamme. et statue verte épousée par l’écorce, pour mieux jouir de ta tête éclairante.

éprouvant sous mes doigts le débat du brasier et des lèvres : je te voyais me sourire. or, ce grand jour en toi des braises m’aveuglait.

ııı

« regarde-moi, regarde-moi, j’ai couru ! »

je suis prés de toi, douve, je t’éclaire. ıl n’y a plus entre nous que cette lampe rocailleuse, ce peu d’ombre apaisé, nos mains que l’ombre attend. salamandre surprise, tu demeures immobile.

ayant vécu l’instant où la chair la plus proche se mue en connaissance.

ıv

ainsi restions-nous éveillés au sommet de la nuit de l’être. un buisson céda.

rupture secrète, par quel oiseau de sang circulais-tu dans nos ténèbres ?

quelle chambre rejoignais-tu, où s’aggravait l’horreur de l’aube sur les vitres

quand reparut la salamandre, le soleil
était déjà très bas sur toute terre,
les dalles se paraient de ce corps rayonnant.
et déjà il avait rompu cette dernière
attache qu’est le cœur que l’on touche dans l’ombre

sa blessure créa, paysage rocheux, une combe où mourir sous un ciel immobile. tourné encor à toutes vitres, son visage s’illumina de ces vieux arbres où mourir.

cassandre, dira-t-il, mains désertes et peintes, regard puisé plus bas que tout regard épris, accueille dans tes mains, sauve dans leur étreinte ma tête déjà morte où le temps se détruit.

l’ıdée me vient que je suis pur et je demeure dans la haute maison dont je m’étais enfui. oh pour que tout soit simple aux rives où je meure resserre entre mes doigts le seul livre et le prix.

lisse-moi, farde-moi. colore mon absence. désœuvré ce regard qui méconnaît la nuit. couche sur moi les plis d’un durable silence, éteins avec la lampe une terre d’oubli.
devamını gör...

herkese memleketinin suyu güzel gelir. memleketinden uzak başka bir memlekete gittiği zaman insan, orada içtiği suyun tadını farklı algılar. oradaki suyun farklılığı, insana kendi memleketinin suyunu arattırır. su, her yerde aynı su ama tadı her yerde aynı değildir.
devamını gör...

marka giymek. marka dediğim chanel de değil, nike ve adidas bile statülü gösteriyor.
devamını gör...

güç bankası. basit düşün.
devamını gör...

oö öabt tüm yılların çıkmış sorularını attılar gruptan.

yalnızlık böyle bir şey çocuklar.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim