bis almanyada hergün knauf'a gidiyos, şokonat yiyos.
devamını gör...

kendime yalan söylüyorum bazen. hiç oralı olmuyor.
devamını gör...

madem adı türkiye insan hakları ve eşitlik kurumu, pedofiliyi savunana kadar mevcut düzendeki haksızlıkları, hukuksuzlukları düzeltselermiş. hepsi aynı zihniyetin laciverti. nefret ediyorum.
devamını gör...

seni tanımamaları. konuşmak istemediğin insanlarla konuşmam. bir de buna gözlük şapka eklenince tam olur.
devamını gör...

2006 yapımı, patrick süskind'in perfume isimli etkileyici romanından uyarlanan sinema filmi. ülkemizde koku: bir katilin hikayesi adıyla vizyona girmiştir.

--! spoiler !--


filmde olaylar 18. yüzyılda fransa'da geçmektedir. sefalet, açlık ve pislik içerisinde yüzen paris halkının içerisinden alınan kesitlerle başlar olaylar. jean-baptiste grenouille bir balık satıcısı kadının oğlu olarak tezgâh arkasında çöplerin arasında doğar. annesi ölü doğumlar konusunda sabıkalı olduğu için onu da ölecek sanarak çöplerin arasına atmıştır. lakin jean yaşar ve bir yetimhanede büyür. güçlü bir koku alma yeteneği olduğunu çok geçmeden fark eder. gençlik döneminde tabakhanede çalışmaya başlayan jean, şehre indiği günlerden birinde güzel bir genç kızın kokusunun büyüsüne kapılır ve onu takip eder. bir süre sonra kıza ulaştığında kız korkar ve çığlık atar. çevrenin onu duymasından endişelenen jean da panik içinde onun ağzını elleriye kapar. ne var ki bu durum kızın boğularak ölmesine yol açar. jean burada kızın her yerini koklayarak güzelliğin ve ölümün kokusunu içine sindirir. paris'in o dönemki parfüm endüstrisi liderlerinden giuseppe baldini diğer üreticilerle rekabet içindedir. jean onun dükkânını görmüş ve bu koku imparatorluğuna hayran kalmıştır. bir gün tabaklanmış derileri baldini'ye getiren jean ona paris'in en iyi burnunun kendisi olduğunu söyler. baldini önce inanmaz ancak jean rakip üreticinin mamulünü kısa bir sürede üretince şaşırır. bir süre sonra da jean ona mükemmel kokular üreterek yanında çalışmaya başlar. ancak jean'ın artık bir hedefi vardır. her şeyin kokusunu esir edebilmek. baldini'den bunu ona öğretmesini ister. güllerden imbiklerle koku üretimini gören jean her şeyin kokusunu bu sayede çıkarabileceğini düşünür. lakin işler umduğu gibi gitmez. imbikte kaynatıp damıtmayı denediği cam ve kedinin kokusunu alamaz. baldini o sırada ona koku konusunda efsaneyle karışık bilgiler vermiştir. 12 ana kokudan, bunların vereceği hissiyattan ve birleşecekleri 13. koku ile oluşturacakları mükemmeliyetden bahsetmektedir. bu konuşma jean'a yeni amacını gösterir. güzelliğin o kokusunu yakalamak. baldini'nin yanında onun teknikleri ile bu kokuları elde edemeyeceğini anlayan jean ondan grasse'de ki çiçekleme tekniğini öğrenir ve oraya gitmek üzere yola çıkar. grasse'de çalışmaya başlayan jean için ilk deneyini yapma vakti gelmiştir. bulduğu ilk kadını içine attığı imbikden de herhangi bir koku elde edemez. bunun üzerine tekniğini değiştirir ve onları önce hayvansal yağla kaplayarak sonra bu yağı damıtma yoluna gider. ikinci cinayeti sonrası tekniği verimini verir. insanın kokusunu elde etmiştir. cinayetler peş peşe başlar. bu arada kent halkında da panik başlar. kentin önde gelen kişilerinden antoine richis'in kızı laure jean'ın yeni gözdesidir. on üçüncü şise için onun güzelliğini seçer. on iki cinayet tamamlanınca bulunan yanlış katiller nedeni ile jean işini rahatlıkla götürür. ancak sıra laura'ya gelince babası bir şekilde kızının başına geleceği hissetmiş ve onu şehir dışına kaçırmıştır. jean için şehir dışı da olsa laurayı bulmak zor olmaz. istenmeyen ama beklenen olur ve laura'da damıtılmış 13. şişede yerini alır. aynı anda jean'ın çalıştığı eski yerde eski kurbanlara ait giysi ve saçlar bulunmuş ve onu bulumak üzere yola koyulunmuştur. jean iksiri tamamladığı anda yakalanır. işkence ve ölüme mahkûm edilir. şehir meydanında işkence platformu hazırlanır. meydana gelen jean iksirini sürdüğü an bir anda öfkeli kalabalık yerini bir sevgi kalabalığına bırakır. laura'nın babası dahi onu affeder. koku gücünü göstermiştir. ancak jean yalnızdır. paris'e geri döner, kokuyu üzerine boca eder ve halkın sevgi dolu saldırıları arasında yok olur gider.


--! spoiler !--
devamını gör...

çok enerjik ve eğlenceli biri elin oğlu zamanlarında izlerdim. eşine söylediği italyanca şarkıyı da pek beğenmiştim. (bkz: negramaro ~ solo per te)
devamını gör...

şimdi öncelikle antik çağ nedir? bu konuya bir açıklık getirelim...

ilk çağ, tarih öncesi, yazı, tarih sonrası çağlar derken bu antik çağ tabiri de nedir?.. dediğinizi duyar gibiyim. haklısınız. hepimizin kafasından en az iki defa geçmiş ama dillendirirsem aptal denir miyim?.. diye çaresiz susmuşuzdur...
bir tarihçi olarak aklınızda kalmasını istediğim en genel tanım şudur ki antik çağ; roma ve yunan, mısır uygarlıklarının ilk çağ dönemleridir...

gelelim oxford ve tdk tanımlarına...
oxford antik çağ için; ilk çağ uygarlıklarıdır ama özellikle de yunan ve roma uygarlıklarıdır derken,
tdk; yunan ve roma uygarlıkların gelişme sahası bulduğu dönem olarak adlandırır.*

buradan hareketle belirtmeliyiz ki antik çağ, aslında bir çağ değildir. yani bir çağın alanı yahut dönemidir.. dolayısıyla ilk çağ daha geniş bir alanken antik çağ batı avrupa için; yunan ve roma'nın tarih öncesini, dünya içinse; mısır, ibrani, uzak doğu, roma, yunan medeniyetlerin kapsamına alır..
burada hemen dile getirmeliyiz ki avrupa kıstas olarak niçin roma ve yunan medeniyetini almıştır?.. çünkü kendi tarihinin antikası orasıdır. ve sosyal bilimlere, bilim özelliğini kazandırma noktasında ilk atılımı da kendisi yaptığı için bu tanımlamalar kendine göredir.. görecedir...

tarihin en uzun çağıdır... ve buna bağlı olarak, birçok sorunun başlangıcını da teşkil etmektedir.
ana konu; insanlık; antik çağdan, bir adım ileri gidebilmiş midir?..den başlayarak, başkaca düğümleri de beraberinde getirmektedir. şöyle ki:

mısır piramitlerinin gizemi çözülebilmiş midir?

zigguratlar gerçek manada niçin yapılmıştır?..

kadeş savaşı'nda yaşanan hangi gelişme insanlığı derinden etkilemiştir?..

mitler ve tanrılar, (afetler ve sanırlar) konusuna mitler ışığında bir açıklık getirebilmiş midir?..

vandalizm bitmiş midir?..

semavi dinlerin doğuşu ve insanlığın evrilişi konusu, birer tartışma konusu olmaktan çıkabilmiş midir?..

tüm bunlar, antik çağın, her toplumun ana damarlarına işlediği ve halen çözümünü bekleyen problemleridir...

çözebilir miyiz dersiniz?..
... kim bilir
devamını gör...

insan isterse ne güzel işler yapıyor değilmi. dinazor nedir lan.
devamını gör...

umut_yazar isimli yazar arkadaşımızın ukdesi.

kız kardeşin, hala ve teyzelerin kocasına hitap etmek için kullanılan bir sözcüktür.
devamını gör...

bunu başka bir yere de yazmıştım. burada da bulunsun.

"geldin bu yaşa bu zamana kadar ne yaptın anlat deseler, tek bir sözcük çıkar ağzımdan "okudum" derim ama öyle bir okudum derim ki bu tek sözcüğün her bir harfi haykırır  yaşamak için okuduğumu, okumak için yaşadığımı ... "
devamını gör...

sıradan bir animasyon filmi değildir , tüketim toplumunu ve teknolojinin insanlara olumsuz yansımasını ele almıştır. teknolojinin yıkıcı etkileri olabileceğini göstermiştir .2-3 kez izleyen birisi olarak imdb 8,4 puanını kesinlikle hak ediyor ve kesinlikle tavsiye ederim.
devamını gör...

tıkır..tıkır..tıkır... film makarası dönmesi ses efekti*

bu haftaki kafa filmler bölümü çok özel bir konu ve konukla yapılacak, çok sevgili fuzzy lee bana bugünkü yayında eşlik edecek. kendisinin seçtiği belli bir kategorideki filmleri tek tek konuşacağız, her birinin ardından şahane müzikler dinleteceğiz.

patlamış mısırlarınızı hazırlamayı unutmayın! saat 14.00'da canlı yayında görüşmek üzere!
devamını gör...

genelde ortaokul veya lisede yapılan etkinliktir. eğer sınıfta hoşlandığınız biri varsa o kişinin isminin kime çıktığı bulunur, itinayla kağıtlar değiştirilir ve hoşlanılan kişiye hediye alınarak onunla yakınlık kurmaya çalışılır.
devamını gör...

durup dururken değildir o bir tükenmişlik bir dolmuşluk vardır ortada.
devamını gör...

sözlüğün psikoloğu çok anladığım kadarıyla onlar anlatır ayrıntısını muhtemelen ama önemli olan niyet minvalinde bir etki bu. bonibon'u hap zannederek ve işe yarayacağına da inanarak içerseniz niyetinize göre etki gösteriyor. aslında bu insanın kendi bedeni üzerindeki tahakkümü hakkında baya aydınlatıcı bir olay ama uzun uzun analiz yapasım yok.
devamını gör...

bazen bazı işleri yapabilmek için minimum düzeyde ihtiyaç duyduğumuz ancak fazlası zarardan başka hiçbir şey olmayan vücudumuzun verdiği tepkidir. her insanda farklı olmakla birlikte devamlı olması beraberinde birçok hastalığa da zemin hazırlamaktadır. ben stresle başa çıkmakta pek iyi değilimdir, bu yüzden kendimi strese sokacak şeylerden uzak durmaya çalışırım. bu da biraz konfor alanında takılmak oluyor ne yazık ki.
devamını gör...

sevgili zeki müren’le açılışı yapan güzel nostalji radyo yayını başlamıştır. arkada neler yaşandığını sadece şu üçlü bilecek veeee ne stresler yaşadığımızı. yayının sonunu getirebilirsek herkese benden kahve yahuuu!*
devamını gör...

fazla aktif olmadığı için değerini bulamamış yazar arkadaşımız. ilk nickaltını açarak daha fazla entry girmesini temenni ediyor,sevgiler ve saygılar diyorum.
devamını gör...

üzücü bir gerçektir fakat (bkz: maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi)'ne baktığımızda insanın yaşamını idame ettirmesi için belli başlı ihtiyaçları gidermesi gerektiğini görürüz. ülkemiz şartlarında hiyerarşinin en temelindeki ihtiyaçları bile gidermek zorken piramidin tepesine yükselmek gün geçtikçe daha güç hale geliyor. elbette bu bir bahane değil fakat insanlar önce yaşamaya çalıştıkları için okumaya fırsat bulamıyorlar. birde genel olarak "okuduğunda hiçbir şey olamama" algısı insanların beynine yerleştiğinden ve okumanın bir faydasını göremediklerinden okumaya herhangi bir zaman ayıramıyorlar.
okumak boş zaman aktivitesi değildir, önemli bir iştir ve kendisine özel zaman ayrılması gerekir lakin ülkemizdeki insanlar zamanlarını okumaya ayırmak yerine kendilerince daha faydalı işlere ayırmayı yeğliyorlar.
devamını gör...

ana dilde eğitim verildiğinde asıl bölünme engellenir. insanlar kendi dili, dini ve kültürüyle uyumlu yaşarsa kendini ülkeye daha fazla bağlı hisseder ve aidiyet duygusu güçlenir. baskı ve inkar ise ister aile olsun ister arkadaş grubu olsun isterse de ülke olsun iyi sonuçlar vermez aksine ters teper. türkiye'nin bölgesel süper güç olmak gibi bir hedefi varsa içerde birlik ve bütünlüğü sağlamalı, kutuplaşmanın önünü almalıdır. kendi içinde istikrarlı ve demokratik bir ortam oluşturduktan sonra hem küresel hem de bölgesel müttefikler kazanmalı. kürtler (ör: kuzey ırak) ortadoğu'da türkiye için en iyi müttefik adayıdır. böyle bir işbirliği için iki tarafında karşılıklı nefret ve fobiden vazgeçmeleri gerekiyor. ayrıca yine her iki taraf kendi içindeki aşırıları etkisiz (işlevsiz) hale getirmeleri gerekir.
türkiye'nin muttfikleri aşırı radikal gruplar değildir, olmamalıdır. ezbere konuşmayı bırakın birbirimize saygı duyup demokratik bir anlayış geliştirirsek her şey daha güzel olacak. anti demokratik ve fanatik anlayışlar ülkeyi arka planda bırakın bölmeyi lime lime ediyor. din düşmanlığı, atatürk düşmanlığı, türk düşmanlığı ve kürt düşmanlığı sadece aşırı fanatiklerin işine gelir. hepimiz el birliğiyle nefret ve düşmanlık iklimi yarattık.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim