"en güzel intikam başarıdır. seni sevmeyen herkesi üzer." jacques lacan
devamını gör...

var mı isteyen?
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

(bkz: ortalığı karıştırma sanatı)
devamını gör...

1980'lerin sonlarına gidip annemle babamın arasını açma fikri çık aklımdan..
devamını gör...

kırıka candır, bu şarkı onun en iyilerindendir, körfez dediği izmir'dir, zeybek dediği nikrizdir.

4 deliden de anca böyle güzel şarkı çıkar zaten, hiç ıskalamaz bizim çocuklar!

"suların mor rengine inerken hisli akşam bak
gurubu seyre dalar o kız penceresinden
martılarda çığlık var gidiyor diye akşam bak
gurubun teni titrer ela gözlerinde
bir sır var gülüşünde
bir sır var gülüşünde

okşarken saçlarını esen imbat rüzgarı
gülüşü karşı yamaç buğulu vadilerde
hayalinde nağmelerin o gülen dudakları
gülüşü şarkılaşır deniz köpüklerinde
bir sır var gülüşünde
bir sır var gülüşünde

mevsimlerden sonbahar bağ bozumu iklim şarap
yapraklar yeni düşmüş yüreğimde ince sızı
teselli eder beni karafakim dolu rakı
izmirde gurup vakti nikriz zeybek çalar
bir sır var gülüşünde
bir sır var gülüşünde"


spotify, izmir usulü!
devamını gör...

hayret, korkunçlu demiş hatırlayan yazarlar, hiç korktuğumu hatırlamıyorum. fakat derinden etkilediği konusunda hemfikirim. dönemin çizgi filmlerine kıyasla, farklı bir dokusu vardı. gerek kullanılan hafif soluk renklerin, gerek müziğin, gerekse birbirinden ilginç karakterlerin güldürmek için ya da aman çocuklar hoş vakit geçirsin amaçlı yapılmadığı aşikar fakat beni korkudan ziyade kocaman ve bambaşka dünyaların gizemiyle tanıştırıyordu.
aradan yıllar yıllar geçmesine rağmen o çizgi filmi neden hala bu kadar sevdiğim, hatta neden severek hatırladığım tek çizgi filmin o olduğu konusu ise benim için hala gizemlidir.
devamını gör...

yagami light ukdesi.

bir dakika. aydınlandım. hiç aklıma gelmemişti bu soru benim. ne yapıyorlar ki acaba? merak ettim şimdi.
devamını gör...

sivas katliamı sırasında içeride mahsur kalan metin altıok, behçet aysan ve uğur kaynar bir merdivenin başına otururlar. uğur kaynar, tüm kargaşaya rağmen ''eğer olur da birimize bile bir şey olursa ne yaparız?'' diye sorar. metin altıok'un hafızalarımıza kazınan o sözü dökülür dilinden: ''kalanlar ölenler için şiir yazar.'' bu söz ve şu fotoğraf hiçbir zaman unutulmayacak.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bu insanları katlettiler.
devamını gör...

bugun kalbimi kiran tum yazarlara.. tesekkurler tesekkurler..
devamını gör...

bugün fark ettiğim durumdur. iyi ama stresli bir mesleğim var. insana dair olan her meslek gibi işimde zor. bu bende, fiziksel yorgunlukla beraber zihni bir yorgunlukta yaratıyor. evde kafamın içindekileri zaman zaman yazdığım ajandam var (herkesin olsun). şimdi ise ajandam sözlük oldu. ajandaya yazmak kişinin kendisiyle konuşması gibi ama sözlüğe yazmak bir yerde psikoterapi oluyor. paylaşıyorsun ve rahatlatıcı etkisi var. bazen sözlükte moderatör ile sorun olsa da başladığımdan bu güne daha huzurlu ve sakinim diyebilirim. etrafımdakilerle daha az didişiyorum. bana kazandırdığı bu, evet "biraz huzur". çok paraya alamayacağım bir şey.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
eğer öyleyse hayırlısı olsun demenin bir anlamı olmuş.
devamını gör...

pandemi süresince yaşamaya çalışan insanlar gibi, virüsler de yaşama çabasında.
pandeminin ilk başlarındaki covid-19 ortalama bir bulaşıcılığa sahip ancak ciddi sonuçlara yol açabilen bir virüstü. aynı ortamda bulunduğunuz kişi hasta bile olsa yüzde yüz hastalık kapmıyordunuz ama kaptığınız takdirde hastaneye yatma ihtimaliniz yüksekti.

yüksek yatış ve ölüm oranlarının sonucunda, ölen insanlarla birlikte virüs de ölmeye başladı. dolayısıyla öldürücü olmaya devam ederse bulaşan tüm kişilerle birlikte kendisi de yok olacaktı. bu sebeptendir ki mutasyonlara uğradı. bunların arasından, türkiye'de de şimdilerde görülen omicron en tipik örneklerden birisidir. virüs daha çok yaşayabilmek için daha çok bulaşıcı ve daha az öldürücü hale geldi.

aynı yüz yıl önce ispanyol gribi/influenza'da olduğu gibi. ilk başlarda yüksek oranda öldürücü virüs, günümüzde hala mutasyonlar geçirmeye devam ettirdiği halde oldukça zayıflamış bulunmakta.

ve tabii ki, virüs ne kadar yüksek yatış oranlarında olsa da, her birey farklı genetik kod'a sahip olduğundan, her bireyin reseptörleri aynı olmadığından, o bireyde ağır enfeksiyon görülmeyebilir. aynı şekilde, düşük yatış oranına sahip virüste de, çoğunluğun yaşadığı gibi bir enfeksiyon görülmeyebilir.

ek olarak, üretilen aşılar, üretildiği zamanın varyantına göre üretilmiş olsa da, mutasyona uğrama düzeyi en düşük olan genetik yapılar baz alınarak üretildiklerinden, elbette ki koruyuculukları devam etmelidir (antikorun vücutta kalma süresini saymazsak). yalnız, ağır varyantta çok etkili olan aşı, son varyantta o kadar etkili olmayabilir ki, zaten aşının varlığı ve sonuçları hastalığı toptan sıfıra indirmek üzerine değil. hastalığı atlatırken vücuda destek olmak üzerine.
yine de hangi varyantın kimi ne kadar etkileyeceğini bilemeyiz. istatistikler genel popülasyonu gösterir, bireyi göstermez.
devamını gör...

tiyatronun çıkış noktası dünyada olduğu gibi bizde de aynı temellere dayanır. bunlardan ilki dini törenler ve ritueller diğeri ise destanlar, efsaneler ve günlük yaşamdan edinilen tecrubelerdir. geleneksel tiyatromuzun çıkış noktası komedidir. eğlence maksatlı hazırlanan ve genelde yazılı bir metni takip etmeyen ustaların deyişi ile (bkz: kitaplı tiyatro)nun öncesi olan bir mantıkla hazırlanır. oyuncular genel bir konu çevresinde doğaçlama oyunları sergiler ve bunu yaparken güldürü ögesi olarak yöresel şive ve ağız, taklit ve zaman zaman abartili tavirları ile gösterilerini tamamlarlar. buna (bkz: tulûat) denir. metinli yani kitaplı tiyatro ise 19. yüzyıldan itibaren gelişme göstermiş ve orta oyununun devamı niteliğinde olmuş eserler ile varlığını sürdürür. geleneksel tiyatromuzun temelini oluşturan tulûat bugün de halkın sevdiği bir tarz olarak devam etmektedir. geleneğin son ustası olarak kabul edilen (bkz: ismail dümbüllü)dür. (bkz: kel hasan efendi)nin kendisine teslim ettiği ve bir sembol haline gelen (bkz: kavuk gelenegi)ni de başlatan kişidir. öğrencisi (bkz: münir özkul)a teslim ettiği kavuk daha sonra münir özkul tarafından (bkz: ferhan şensoy)a teslim edilmiş ve ferhan şensoy da kavuğu (bkz: rasim öztekin)e teslim etmiştir. kavuk teslimi törenle gerçekleşir ve kavuğu teslim alan kişi orta oyunu, meddahlik geleneğini bir kuşak sonrasına taşıma ile görevlendirilirdi. özetle geleneksel tiyatronun temsilcisi olarak bir sembol haline dönüşürdü. dönüşürdü diyorum çünkü malesef kısa aralıklarla son iki usta vefat etti. ölümlerinden önce kavuğu en son teslim alan kişinin (bkz: şevket çoruh) olduğu bilinmektedir.
devamını gör...

bugün ölüm yıl dönümü olan değerli şarkıcı.
her şeye rağmen yeryüzünde şarkılar söyleyen güzel insandır.

saygı ve özlemle.
devamını gör...

o kadınsa ben neyim?
ben kadınsam o ne?
devamını gör...

nedense ellere önem veriyorum ya. kendi elime de, yok şu nemlendirici yok şu yağ yok şu oje... uğraşır dururum. güzel ellere bayılıyorum. ben ne kadar uğraşsam da istediğim gibi olmuyor.*
edit: ve iltifatlarımı asla esirgemem. bazı insanlar buna alınıyor ama.*
devamını gör...

arkadaşlar o fiyatlar bizim için değil. olsa olsa hamile zenginler veya alem yapan patronlar içindir.

çok takmayın yahu. her yıl aynı terane!
devamını gör...

beni şoka sokan savdır.
anime dediğiniz yapımlarda mükemmel konular işlenmektedir. bir çoğunun senaryosu hollywood filmlerine taş çıkarır. pepe izliyor muamelesi yapmayın anime izleyenlere. ağzınıza odunla vururum.
devamını gör...

parmak izim. her insanda farklı ya!
devamını gör...

komşu komşu hoşgeldiniz?
uzak diyarlardan bana ne getirdiniz?
manileri ustalarından öğrenmeye geldim
yeni yetmeler kenara çekiliniz.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim