bu hafta nasıl övsem de hakkını verebilsem diye düşünüp kelimelerimi kifayetsiz bir vaziyette kıskıvrak yakalamama sebep olan, pazar akşamlarımızın neşesi, vazgeçilmez yayını. içerdeyiz.
devamını gör...

canım izmir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

otogar tavuk döneri.
devamını gör...

tolga isminin tamamı büyük harfle yazılması gerek diyerek kampanyayı sonuna kadar, hatta kampanyayı başlatandan daha çok destekliyorum.
devamını gör...

ukte sahibi: otçul.

çalın davulları adıyla da bilinen selanik türküsü. tolga çandar'dan geliyor...

devamını gör...

huni başıma
huni başıma
huni başımaysa
fes neremeydi, aklım karıştı biraz.
devamını gör...

son zamanlarda sosyal medyada sıkça rastlanılan bi rezilliktir bu. çok takipçili hesaplar(kimi zaman fenomenler) yardım veya sosyal deney adı altında rezil bi tavırla yoksul insanları ziyaret edip ''farkındalık'' yaratmaya çalışıyorlar. bu arkadaşları alıp sorsak, yahu kardeşim senin bu insanlarla video çekmenin amacı nedir, diye sorsak, cevap değişmez: ''farkındalık oluşturma''. ben hayatımda bu kadar leş, bu kadar çukur bi yöntem görmedim farkındalık için. ulan sanki biz bilmiyoruz senin sürekli içerik üretmen gerektiğini, sürekli gündemi takip etmen, güzel reklam yapman gerektiğini. herkes 'iletişim' uzmanı bu ülkede. (bunu ironi yapmadan söylüyorum. en cahili bile vitrine ne koyması gerektiğini bilir) gidip buluyolar bi fakir fukara, koyuyolar cebine max 500 lira. bi güzel video, iki efekt. böyle bi insafsızlık olabilir mi ya? o adam zaten yüz lira da versen kabul edecek kadar çaresiz. sen ona belki onu o hayattan kurtarabilecek bi ümit veriyosun. bunu ona vaadetmesen de, adamı kamuoyunun haberdar olacağı bi platformda meze olarak kullanıyosun. milletin gözünde acındırıp zavallı pozisyona düşürüyosun. ne videolar gördüm, hangi birine söveyim şaşırdım. pazarda kaçak satış yapmak zorunda olan teyzeyi ''biz zabıtayız'' diye kandırıp ağlatıyolar, sonra ''deney yaptık biz hehehe diyip 200 lira veriyolar. başka bi tanesi yoldan kağıtçı çocuğu çağırıp ampır ampır konuşup gönderiyo. daha sonra ''işte bizim anadolu insanı yaaa'', ''ne kadar mert, doğru insanlar var bak görüyosunuz'' gibi kusmuk ötesi leş bi romantizmle gariban övüyolar. onların hayatını iki gün yaşasa kendi bokunda boğulup ölecek adamlar, güzellik naraları atabiiliyo. hitler'deki merhamet bile yok bu insafsızlarda...
devamını gör...

annen biliyor mu perdesinden elbise yaptığını?
(bkz: iron man)(bkz: avengers)
devamını gör...

bu tanım eşim olduğunda düzenlenecektir. eşim bana gülümsediğinde düzenlenecektir. eşim bana kitap okuduğunda düzenlenecektir. eşim bana gelişimim için öğüt verdiğinde düzenlenecektir. eşim bana derdini anlattığında düzenlenecektir. eşim bana iyi ki eşim sensin dediğinde düzenlenecektir.
devamını gör...

türkiye liginde şampiyonluk yaşamış ender hocalardan biridir. futbolculuk dönemi çok parlak olmasa da hocalığı iyiydi. kısıtlı bir kadroyu daha kaliteli olan bir fenerbahçe kadrosunun önünde son maçta'da olsa şampiyon yaptı. şimdilerde bir hastalığı var ve takım çalıştırmıyor.
devamını gör...

başlık başına kalmış spawn, güle güle kullan.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bizim halihazırda kullandığımız virüsümüz var, ithal organizmalara, virüslere, mikroplara ihtiyacımız yok.

tombik koronamız var. *
devamını gör...

(bkz: kredi kartımın maaşı yatmış)
devamını gör...

zaman yolculuğu konulu bilim kurgu dizisi.
klişeleşmiş zaman yolcuğu dizilerinden/filmlerinden değil ve izlerken beyin yakan türden dediğimiz bir dizi.olay örgülerini beyninizde oturtmaya çalışırken,kim kimin neyi kim kimin hangi zamandaki hali diye düşüne dururken dizi akıp gitmekte ve kendinizi izlemekten alıkoyamıyorsunuz.
dizide solucan deliği baz alınarak döngüsel bir zaman yolculuğu işlenmiş.

"solucan deliği, uzay zamandaki farklı noktaları birbirine bağlayan spekülatif bir yapıdır."(bkz: einstein genel görelilik kuramı)
bu şekilde anlatılan döngü ile dizide bir karakterin geçmiş şimdiki ve gelecekteki hali ile karşılaşıyorsunuz.kafa karıştırıcı kısım da burada başlamakta.
bir karakter bir dilimde başka birinin babası ise bir diğerinde o karakter o kişinin oğlu çıkabiliyor.bu ve buna benzer aile ilişkileri etrafında dönmekte.
ve bu döngüler sayısız şekilde tekrar edebiliyor.hatta bu durum bir çok karakter üzerine geçmiş şimdi gelecek şeklinde sürdüğü için başta anlamakta zorluk çekebilirsiniz.

solucan deliği tam da burada devreye giriyor aslında,burada delikten kasıt geçitler ve dizide bu geçitler bir üçgen sembolü şeklinde gösteriliyor.üç geçit de farklı zamanlarda farklı mekanlarda yer almakta.
üçgendeki döngünün 1953-1986-2019 yılları arasında geçtiğini görüyoruz.
zamanın döngüsel şekilde sürdüğü, geçmişin geleceği geleceğin şimdiyi şimdinin de geleceği etkilediği anlatılıyor yani bu üç zaman kavramının birbirini şekillendirdiğine vurgu yapıldığını anlıyoruz.

dizide sorgulamanıza sebep olacak bir diğer şey de insanlığın nasıl varolduğu,kader kavramı nedir tam olarak ve özgür bir iradeye sahip miyiz soruları.
çünkü diğer sezona ilerledikçe olaylar bir hayli karmaşıklaşıyor.
dizi,en başından beri insanlığın varoluşuna ve gidişatına ilişkin temel sorular yöneltiyor.ve şu mesaj verilmekte.
"özgür iradeye sahip olmamız bir yanılgıdan ibaret ve aslında tercihlerimizde düşündüğümüz gibi hür olamayız, kaderimiz başka bir güç tarafından önceden çizilmiştir."

sonraki sezonlarda da bir anda kendinizi 2052 yılında buluyorsunuz.
ilginizi çekecek bir diğer tarafı da şu, son sezonda baş karakterlerden olan jonas ve martha'nın diğer adlarının havva ve adem olması.
bu da dizinin sorgulatıcı taraflarından.
bunu bilerek mi yapmışlar o kısmi henüz ben de çözemedim.dedim ya çok kafa karıştırıcı bir dizi diye.

sonuç olarak dark ,bilim kurgu severlerin çok seveceği türden bir yapım ve gerçekten çok zekice kurgulanmış.izlerken hayran kalınacak bir dizi.iyi seyirler.
devamını gör...

hayır dediğim şeyi ısrarla oldurmaya çalışmaları.
devamını gör...

1927 yılında düzenlenen fizik ve kimya konularında toplanan solway konferansından bir fotoğraf. en ünlü isim şüphesiz einstein.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

keşkek.
devamını gör...

buradan

suriye ve ırak’ta saatlerimi harcadım ordaki yerleri gördüm gezdim, eski ve yeni komutanlarımız orda olanlardan dolayı utanıyor . ordaki problem türkiye’dir ve erdoğan yaptığının bedelini ağır bir şekilde ödeyecektir.

adam aleni bunları söylüyor, dahası erdoğan’a da aynen söyleceğini iddia ediyor.

bunu bir de türkiye'nin kuruluşundan bu yana 1915 olaylarını amerika'daki hiçbir başkan soykırım olarak tanımlamazken neden şimdi bu biden böyle tanımladı sorusunu sorarak yorumlarsak durum vahim arkadaşlar. mayısta halkbank davasında yaşanacaklar sonrası fırtına kasırgaya dönüşecek gibi duruyor.
siyasal islam anlayışının ülkemizi düşürdüğü durum budur. onur kırıcı ve endişe verici.
devamını gör...

ne olmuş yani ?
ben de ekşi'de 860 tane tanım girmiştim.
kimse görmezse görmesin.
önemli olan benim hislerimi yansıtmış olmam.
yazın arkadaşlar yazın.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim