kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ispanyol müzisyen victor reyes'ın down a dark hall albümünde yer alan parça olup aynı isimli filmin de arka plan ve final müziğidir. giderek artan bir gerilim havası taşıyan bu parça için söylenebilecek pek söz yoktur zira bu tam anlamıyla yetenektir.
devamını gör...

orada mısın?
devamını gör...

vicdan azabı çektirmek.
devamını gör...

sinir hucreleri arasında ve sinir hücreleri ile tepki organı arasında iletişimi düzenleyen maddeler.
bu maddeleri düzenli olarak üretip salgiliyoruz, bir kısmınıni işi bitince parcaliyoruz bir kısmını tekrar kullanıyoruz. serotonin, dopamin, histamin, noradrenalin gibi.

vücudumuza aldığımız legal veya illegal bazı maddeler (nikotin, kafein, crack, lsd, ot) bu maddeleri taklit edebilir (izomeri olabilir) ya da nörotransmitterin iki sinir hücresi arası boşlukta uzun süre kalmasina, hücreye geri dönmemesine neden olur.

kokoda olduğu gibi.
crack halini yakıp dumanını çekersen 8 saniye içinde bir süreligine yollar hep otoban oluyor.
upload download hızı süper oluyor.
bu durum tatli geliyor kuvvetli bağımlılık yapıyor.
sonra bağlantı 16kb/s düşünce sinirleniyorsun, ekrani yumruklayasin geliyor vs.


ayrıca neurotransmitter bir carbon based lifeforms şarkısı.
2003 yılında çıkmış.
albüm: hydroponic garden

downtempo, psybient, ambient sevenlere.
devamını gör...

yakın bir arkadaşımın, gece 00.00’dan sonra, halen dışarıdaysa karısına düzenli olarak verdiği rapordur aynı zamanda.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

toplumun bu iki guruba bakışı belli, eşcinsel ve pkk’lı dendiğinde en demokrat insanlar bile kırmızı görmüş boğaya dönüyor.
boğaziçi üniversitesinde rektör protesto ediliyor hop halaycılar okmeydanı’nda otobüslere atlayıp anında orada bitiyorlar.
diğer yandan lgbt’lilere bakıyorsun ellerinde “toto benim karar benim” gibi garip pankart.
toto nedir, konuyla alakası nedir anlayan beri gelsin.
gelmeyin kardeşim böyle düzgün demokratik eylemlere, sizin yüzünüzden binlerce insan orada terörist muamaelesi görüyor.
devamını gör...

t: soyut kavramları algılayamadığımız dönemde allahı somutlaştırmaya çalışırken düştüğümüz masum şirkleri içeren başlık.

ben minareyi allah sanıyordum.
devamını gör...

bundan bize ne?
(bkz: a.c.a.b) ya da (bkz: 1312) düzenin bekçileri intihar ediyormuş diye üzülecek değiliz.
bu mesele sadece türkiye için değil.
dünyanın her yerindeki polislere karşı bu şekilde düşünüyorum.

konu türkiye ise buyurun.
yılda kaç kişi karakollarda işkence, taciz ve tecavüze uğruyor?
yılda kaç tane çocuk evet çocuk polis kurşunu ile katlediliyor?
polis öyle bir havaya girmiş ki hakkında yakalama veya arama kararı olan kişiye sanki infaz kararı çıkmış gibi davranıyor.
şüpheli konumundaki kişilere ceza verecek cürete sahipler.
şimdi de psikolojik nedenlerden dolayı intihar edenler için bizim de üzülmemize kamuoyu oluşturmada yardımcı olmamız talep ediliyor.
yok öyle yağma.
gidin süslü süleyman'a dert yanın.
oh olsun tişörtleri giyerken iyiydi!

bizi enterese etmeyen olay.
devamını gör...

"our little group has always been, and always will until the end" sözüyle her defasında beni duygulandıran şarkıdır.
devamını gör...

erol köse-dr.erol bey.
devamını gör...

biz diyalogla değil bakışlarımızla anlaşıyoruz. bir ortamda söylememem gereken bir şeyi söylediğimde , yapmam veya yapmamam gereken bir durum olduğunda attığı çeşitli bakış stilleri vardır. anında mesajı alır, eyleme geçerim.
devamını gör...

rafet el roman
inan artık seni hiç sevmiyorum .
devamını gör...

orta çağ zamanında günah çıkarma ve ölümden sonraki zamanlarda cennete gidilmesi adına papa'nın verdiği bir af belgesidir. kiliseler günahlarınız affolacak diye halktan para toplayarak bir nevi cennetten toprak satarlarmış.

bizde de her haltı yedikten sonra hacca gideyim, o da yetmedi; cami yaptırayıma denk düşüyor herhalde. kim kimi kandırıyor orası aslında belli ama, kandırılan bunu yer mi diye sorsanız, tabii ki yemez.
devamını gör...

anitsayac.com/
bu listede hiçbir kadının isminin yazmadığı günlere gelmek ümidiyle..
8 mart dünya emekçi kadınlar günümüz kutlu olsun.*
devamını gör...

tik tok , tinder, v.b hiç bir uygulamayı kullanma eğiliminde dahi bulunmadım.
devamını gör...

biri çamaşır makinesine çamaşır suyu döktü diye sonradan çamaşırlarını yıkayanların herr şeyi mahvolmuştu..
devamını gör...

-- spoiler'ımsı --


vavien’den sonra uzun zamandır merakla beklediğim bir filmdi. absürt komediyi seven bir insan olarak yer yer gülerek izledim, ama herkesin dediği gibi bir şeyler eksik bu filmde. evet film bir yere bağlanmıyor gibi, kaldı ki bağlanmak zorunda da değil. bazı filmler açık uçlu biter, bazı filmler çözüme ulaşmaz. filmin teması filmin sonunu da belirler.

azizler’in sorunu atmosfer yaratamaması. ton sorunu var. birazcık ondan birazcık bundan. taylan biraderler-engin günaydın-berkun oya filmi gibi. berkun oya, masum ve bir başkadır’da olduğu gibi delirme temasına takık bir yazar/yönetmen. bu filmde de kent hayatı, yalnızlık, sosyal medya, kent hayatının çarpık insan ilişkileri ile kent hayatının insanı yavaştan delirtmesi meselesine değinmiş. tiyatro kökenli olduğu için senaryolarında tiyatro tekstine benzer bir çok faktör oluyor. neyse ki, arabadan inip müzik eşliğinde oynamaya başlayan karakterler yok bu filmde. azizler’de çeşitli tuhaf karakter var. ancak bu tuhaf karakterler ne zaman sonra filmin aleyhine işliyor. yan karakterler, filmin senaryosuna herhangi bir etki etmiyor. filmde beş dakika görünen sürekli kavga eden ve çocukları bunu kameraya çekip paylaşınca youtube’da ünlü olan materyalist çift, aziz’in tuhaf iş arkadaşı cevdet, erbil’in hoşlandığı vildan ve denyo caner’in anne babası gibi. bunlara kıyasla karısını kanserden kaybetmiş ve karısının hayaletiyle konuşan erbil, erbil’in hayalet karısı kâmuran, zengin reklam şirketi sahibi alp ve aziz daha kompleks karakterler diyebiliriz.

film bu anlamda inandırıcı karakterler yaratma derdinde değil. inandırıcı karakterler yaratmak yerine absürt durumlar yaratma peşinde. rüyalar, hayaller, takıntılar, hayaletler filmin absürt evrenin bir parçası.

denyo caner evet komik. çocuk oyuncu çok başarılı. izlerken çok eğlendim. ama başka yazarların da değindiği gibi denyo caner’i görür görmez aşkımızın meyvesi aytek aklıma geldi. umut sarıkaya’nın kulakları çınlamıştır. bu anlamda denyo caner’e özgün bir karakter diyemeyiz. sadece doktorun koyduğu bir teşhis var: “maalesef çocuğunuz denyo”. komik bir replik. gerçek hayatta bir doktorun böyle demesini düşününce insan duruma gülüyor. ama denyo caner neden bu kadar denyo, niye ağır abi gibi konuşuyor, niye bu kadar agresif, niye ona buna yetişkinlere posta koyuyor, onu kim nasıl bu hale getirdi öğrenemiyoruz. yani ortada sadece bir teşhis var.

filmin ana karakteri aziz büyük bir reklam şirketinde çalışan başarılı bir editör. patronundan takdir görüyor. aziz’in tek istediği yalnız kalmak. aziz ablası, eşi ve minik sayko denyo caner’le aynı evde kalıyor, küçük bir odada yatıyor. aziz yaşadığı ev ortamından darlanıyor. dayı olmaktan, canavar yeğeninin sürekli ilgi istemesinden, yani part-time ebevyn olma rolünden, belki de bir gün baba olma fikrinden darlanıyor. burada şunu sorabiliriz: o halde aziz neden kendi evine çıkmıyor? tek başına yaşamıyor? çok istediği özgürlüğe kavuşması o kadar zor değil aslında. çalıştığı şirkette iyi para kazandığını tahmin ediyoruz seyirci olarak. aziz kendi 1+1 evine bile çıkmaktan neden bu kadar aciz? düşündüklerini hissettiklerini kolay ifade edemediği için mi?

aziz sevgilisi burcu’dan ayrılmak istediğini söylese de bir türlü tam olarak ayrılamıyor. burcu normalde obsesif, takık bir insan olduğu için mi aziz ondan ayrılmak istiyor yoksa aziz’in iletişim kurarken yaşadığı zorluklar mı burcu’yu takıntılı biri yapmış öğrenemiyoruz. aziz, patronunun gösterişli yaşam tarzına, partilere, lüks evine de bayılmıyor ama sırf yalnız başına kalmak ve biraz kafa dinlemek için patronuna yalan söylüyor. aziz patronuna yalan söylemek zorunda da değil. istese, “yalnız başıma kafa dinlemek için bir eve ihtiyacım var, senin evde bir süre misafir olabilir miyim” diyebilir pekala. ama araya yalanlar sıkıştırıyor, çapkınlık yapmak için boş bir eve ihtiyacı olduğunu söyleyerek patronuyla olan ilişkisini daha da karmaşıklaştırıyor. aziz iletişim sıkıntıları olsa da herkese yalan söyleyen bir karakter de değil işin ilginci. onu kız kardeşi, eniştesi, denyo yeğeni caner, burcu ve iş arkadaşı erbil ile samimi konuşurken görüyoruz. aziz’in iletişim sorunu bazı insanlarla. bu muğlak durum olay örgüsüne yansıyor ve absürt durumlar ortaya çıkıyor. fakat izleyicide tam anlamıyla bir doyum yaratamıyor.

yalnız kalıp kendi başına kafa dinlemek isteyen aziz’in, öldükten sonra miras bırakır gibi evini ona tahsis eden erbil’in yerine yerleştikten sonra burcu’nun hediyesi olan ve boynundan hiç çıkarmayacağına söz verdiği halde kaybettiği kolyeyi bulması, burcu ve aziz’in içlerinde bulunduğu ve çıkmaza düşen ilişkilerini netleştiriyor. aziz erbil’in evine yerleşir yerleşmez kolyeyi buluyor. burcu’ya kal gelen restorana gidip kolyeyi bulduğunu gösteriyor. burcu kolyeyi görür görmez içinde bulunduğu katatonik/obsesif durumdan uyanıyor, normale dönüyor. kolye bu anlamda, tıpkı alyans ya da yüzük gibi, ilişkinin görünürdeki teminatı niteliğinde bir obje, burcu’yu içine saplandığı durumdan çıkaran macguffin görevi görüyor. aziz, özgürlüğün tadını aldıktan sonra, erbil’in hediye ettiği evde kendi başına hayat sürebileceğini bildiği halde, burcu’yu katatonik/obsesif döngüsünden kurtarıyor. aziz tam “acaba hem kendi özgür alanımda yalnızlığın tadını çıkarabilir, hem de bir insanla ilişki yürütebilir miyim” diye düşündüğünde ise, alp’in bekar evinde yalnız ve tek başına rahat takıldığı anlarda alp’in kendisine yalan söylendiğini anlayınca gizli kameraya alıp sosyal medyaya servis ettiği, kendi yalnızlığının en mahrem ve mutlu anlarının kurbanı oluyor. aziz bir anlamada toplumun yarattığı baskı yüzünden hiç istemediği bir hayat kurmak zorunda sanki.

azizler vavien kadar başarılı olmasa da seyredilesi bir yapım. onur ünlü’nün on üç yıl önce çektiği bir başka absürt film güneşin oğlu ile kıyasladım ister istemez. şahsi kanaatim, konu absürtlükse, elini korkak alıştırma. konu absürtlükse, elini korkak alıştırma. konu absürlükse, elini korkak alıştırma.

devamını gör...

iyi geceler dünya.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel carl blechen - landscape in winter at moonlight (c. 1836)
kaynak:wikimedia
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim