google> latince sözler> enter
quae nocent docent. (yaralayan şeyler öğreticidir.)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tayland,vietnam ve flipinler gibi asya ülkelerinde trans bireyleri tanımlarken kullanılan söz. "hanım oğlan" olarak da bilinirler. gerçek kadından zaman zaman ayırt edilmeleri zordur. o bölgeye giden türklerin sıklıkla karıştırıp ladyboylara asıldıkları bilinen bir gerçektir.
devamını gör...

sakarya şehrine gelen siyasilerin okumayı çok sevdiği, sakaryalıların nehir değil şehirden bahsettiğini sandığı türküdür.
devamını gör...

hegel, tek hakikat ölümdür, demiş olabilir. belki de ölüm, hakikati ardında saklayan perdedir.
devamını gör...

800 tanım girememiş ve kara listede adı olmayan bir yazar olarak bende ek olarak kampanya gerçekleşirse havale/ eft yoluyla belirlenen okula çam sakızı çoban armağanı niteliğinde bağış yapmak isterim. eminim benim gibi düşünen yazar arkadaşlar da vardır.
devamını gör...

kısık ateşte yanan hafız.
devamını gör...

müslüman görünümlü ataerkil bir toplumda yaşamaya çalışan ve maalesef ki orta doğu topraklarında çürüyen kız türüdür.
devamını gör...

bu aralar bu.
peri
ece umay
devamını gör...

genelde ortaokul veya lisede yapılan etkinliktir. eğer sınıfta hoşlandığınız biri varsa o kişinin isminin kime çıktığı bulunur, itinayla kağıtlar değiştirilir ve hoşlanılan kişiye hediye alınarak onunla yakınlık kurmaya çalışılır.
devamını gör...

" ya bütün şairler seni sevmiş,
ya ben; her mısrada seni buluyorum.
"

erdem beyazıt
devamını gör...

-ılık bir bahar sabahında rüzgarın yüzünü yumuşacık okşaması
- açık hava da bulunmak doğayla olup bol oksijenli havayla ciğerlerinin bayram etmesi
devamını gör...

trailer'ını izleyince gülmekten öldüğüm oyun. 15 yıllık grafikler ve mekaniklerle oyun yapmışlar. bari bu kötü yanları trailerda bu kadar belli etmeseydiniz. mobilde bile daha iyi türk oyunları var. gerçekten gündeme gelmesi bile üzücü. bi kaç amatör arkadaşın yaptığı çok daha güzel oyunlar var. 2021e giriyoruz...
devamını gör...

bahsettiğiniz kitap kahve fotoları entellik başlangıcına girmez, nedeenn iyi bir entel özentisi şiir okurmuş gibi yapar kitap değil . bir iki vurucu mısra makaslar her duruma yapıstırır olsun olmasın . iyi bir entel özentisi bir iki sanat filmi bilir. bildiği yanıldıgına yetmez ya olsun. ortama girişte filmin adını zikredince hiç duymamışlarda kafa karışıklığı yaratır. daima çoğul eklerke konusur. sanki bir gruplar da bir siz yokmussunuz gibi. bir halttan anlamaz ama araya sıkıstırdıgı kulaktan dolma ve yalan yalnıs kullandıgı yabancı kelımelerle etrafa sözcük kapasıtesını pazarlayarak karızmasına doygunluk kattıgına inanır ve unutmayın bir entel özentisi daima kadınlara ilgisizmiş gibi, cinselliğin açlığını aşmış gibi davranır.(ki bıraksan uluyordur). ve olmazsa olmaz kelimeleri sündürerek vurgulayarak kullanır. işte tam anlamıyla özentinin tanımı budur. boş tenekedir vurunca çınlar
devamını gör...

gerçek soykırım böyle olur.insanları vatanlarından hiç bilmedikleri yerlere sürdüler.karadeniz’i geçerken çoğu öldü zaten.sağ kalanların torunlarıyız işte.ne kadar kötü hissetmiştir o insanlar.iyi ki türkiye’ye gelmişler o yönden kendimi şanslı hissediyorum.
devamını gör...

duygular insan beyninde limbik sistemden kaynaklanır, hisler ise beynin ön lobundan meydana gelirler. hisler soyut düşünceden kaynaklanırken, duygular doğuştan gelir ve genetiksel olarak evrim sonucu belirlenirler. insanlarda ki duygu sayıları kısıtlı olmasına karşın sahip olunabilecek his sayısında sınır yoktur.

duygular hızla gelip geçtiği için vücudun bir başka değerlendirme mekanizması vardır; hisler.. duygular hislerin kalıntılarını temsil ederler. duygu ve his arasında ki en belirgin fark hissin yavaş yavaş gelişmesidir. kaldı ki günlerce, haftalarca, aylarca hatta yıllar boyu mevcut olabilirler ve değişebilirler.

duygular doğuştan gelen temel alarm ve motivasyon sistemidir. sevinç, öfke, korku, şaşkınlık ve üzüntü gibi durumlar karşısında kişiyi hareket etmeye ya da hareketi sonlandırmaya teşvik eder. hisler ise kişiyi, rahatsızlık veya tatsızlık hissiyatına son vermek için neler yapılabileceği üzerine düşünmeye sevk eder.

şimdiii, nedir bu nötr hissetmek.?

hissizleşme ya da hissetmeme değildir öncelikle. duygusuzluk halidir sadece. gerçekleşen, yaşanılan, karşımıza çıkan hiç bir şeyi, duygu değişikliği yaratacak kadar değerli bulmama durumudur. olguların ya da bireylerin artık anlam taşımamasıdır. kısaca her şeye karşı hiç bir şey hissetmeme halidir. 'hissetmeme değildir dedin, şimdi de hiç bir şey hissetmeme halidir diyorsun' diyenler çıkacaktır. evet burada 'hiç bir hey hissetmeme' derken de 'hiç bir şey'i hissetme hissiyatı söz konusudur zaten. hissizliğin verdiği kekremsi bir histir nötrizm*.

nötrizm, artık bu beni aşıyor dediğimiz noktada, saldım çayıra mevlam kayıra diyebilmektir. 'bilinmez olan belki de en güzel olana gebedir' cümlesi ile yüzleşebilmektir. resmin tamamına bakınca, ilerde anlayacağım bütün bunları niye yaşadığımı diye düşünebilmektir. en temizinden derin bir nefes alıp, boşluğa, sessizliğe, iç dinginliğine ruhu bırakmak ve hep bir şeyleri oldurmaya çalışmaktan vazgeçmektir. hayatımızın gelgitlerini olduğu gibi, verebilecekleriyle, iyisiyle kötüsüyle gerçek anlamda kabul edebilmektir. bir ermiş bilgeliğiyle sessiz sakin kalabilmek, her şeye rağmen gülümseyebilmektir. bu bir pes ediş değildir, sadece kabulleniş ve olana direnmeyi bırakıştır. biraz daha anlayışlı, biraz daha çocuksu, biraz daha esnek olarak anın getirdiklerini bütünüyle yaşayabilmektir.
cümle olarak ''ben mutsuz değilim sadece mutlu olmayı umursamıyorum''* şeklinde söylendiğinde daha bir anlaşılır oluyor anlatmak istediğim.

her daim zirvede hissedilen ancak sıfır noktasında bir tutum sergilenen, delilik ve dahiliğin arasında, ölümle yaşamın kıyısında, tezatların tam ortasında bir yaklaşım nötr bakış açısı. ne mutlu ne mutsuz, tam ortası ama biraz melankolik, tepkisiz, ağır başlı ve karanlık oluyor bu nötrlük.

öncelikle geçmişle zihnimizde kurduğumuz köprülerden kurtulup, olan her olayı karşımıza çıkan her cümleyi öncesiz dinleyebilmekten geçiyor sanırım bunun yolu. geçmişi unutup o ana odaklanmaktan geçiyor belki de. en son ne oluyor, ne söyleniyor, ne soruluyorsa sadece ona odaklanmaktan geçiyor. bunu başarmaya başladığımızda bizi en çok etkileyen empati kabiliyetimizden uzaklaşmış, stresi ve belirsizliği daha iyi yönetmeye başlamış oluruz. yani geçmişten hiç bir bilgi ve duyguyu bir sonra ki cümleye, düşünceye taşımadığımız için objektiflik katsayımız artış olur bir nevi. bu da bize çok negatif durumlar karşısında bile hızlıca süreci aşmamızı, verdiği sakinlikle fırtınanın tam ortasında çözüme ulaşmamızı sağlar..

osho ne güzel söylemiş;
'hayattaki en büyük cesaret hayatın sana sunduğu her şeyi kabul etmektir.' ve devam etmiş;
'hayatın karanlık koridorlarında dolaşarak kişinin gözleri alışkanlık kazanır ve kişi karanlıkta bile ışığı görmeye başlar. gündüz vakti ışığı görmek güzeldir. ama en karanlık gecede de gözlerin alışkınsa, oradaki saklı gündüzü görebilirsin, güzellik oradadır. en karanlık gecede sabahı görebilirsen, o zaman güzellik vardır, o zaman başarmışsındır. eğer en alçakta, en yükseği görebiliyorsan, eğer cehennemde bile bir cennet yaratabiliyorsan, hayatın sanatçısı haline gelmişsindir.'
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

nickaltıma yazılan tanımların neredeyse hepsini tesadüfen gördüm. ya sol akışta başlıklarda ya da takip ettiğim bir yazar ne paylaşmış diye merak edip profiline girince tanımlarında.

bu, sürekli nickaltına girip bakmaktan daha heyecanlı ve sürprizli bence, insan boş bulunup gülümseyerek "aaa ben varım burada, ne yazıldı ki acaba?" derken buluyor kendini.

birbirimize güzel şeyler söylemenin külfet olduğu, çoğu zaman aklımıza bile gelmediği şu günlerde hiç tanımadığımız insanların hakkımızda tatlı şeyler yazmaları çok hoş bir jest. yüz güldürenleriniz, hakkınızda güzel düşünenleriniz çok olsun efendim. *

nickaltı tanımlarını okurken, tanımın sahibi yazarlara karşı tutumum şu şekilde;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ecevit güzellemeleri yazmış arkadaşlar.o yılları yaşamasak yutturacaklar.yazarkasa ve anayasa kitapçığının havada uçuştuğu yıllar. google'a girin bakın.asgari ücret 97 dolar 63 sent.ekonomik karnesi sıfır olan başbakandır.millet onu rakamla %1 evet yazıyla yüzde bir'le uğurlamıştır. kendisi belki çalmamıştır ama çalanlara dur dememiştir.o tarihlerde batık bankaların isimleri buraya sığmaz. ekonominin başına ne üdügü belirsiz kemal derviş 'i getirmek zorunda kalmıştır. kendi zamanında başbakan yardımcısı mesut yilmazin kumarhanede burnu kırılmıştır!? başörtülü diye "bu kadına haddini bildiriniz" cümlesi hala kulaklardadır. ...vs inanın rezilliklerin yazmayla bitmeyeceği yıllardı. karaoglanmis he karaoğlan.
devamını gör...

portakal. bitter çikolata ile mükemmel bir ikili.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim