yunan bayrağı
mustafa kemal paşa'nın izmir 'de köşke girerken üzerine basıp geçmesi için önüne serdikleri ve gazi paşa' nın bunu kabul etmeyerek bayrak, bir milletin şerefidir diyerek adeta düşmana ve tüm dünyaya ders verircesine sözleri sarf etmesine sebep olan bayraktır.
devamını gör...
srebrenitsa katliamı
bundan tam 26 yıl önce 11 temmuz 1995'te başlayan katliam. 26 yıl önce avrupa'nın göbeğinde gerçekleşen, kimsenin “dur” demediği bir soykırım. yakın tarihte gerçekleşen en acı verici, en utanç verici olaylardan biri.
srebrenitsa, bosna-hersek'in doğusunda sırbistan sınırına 10 km. uzaklıkta bir boşnak şehridir. şu anda nüfusunun çoğunluğunu sırpların oluşturduğu srebrenitsa şehrinin nüfusunun çoğunluğunu 1992 yılında başlayan bosna savaşı öncesi boşnaklar oluşturuyordu. 1991'de yapılan yugoslavya nüfus sayımlarına göre 36 bin nüfuslu srebrenitsa şehrinde %75.2 oranında boşnaklar %22.7 oranında sırplar yaşıyordu.
1992 yılında büyük sırbistan kurma hayalindeki sırplar, devlet başkanı slobodan milošević ve general momčilo perišić'in desteğini alarak sözde bosna sırp devleti ve sırp demokrat partisi başkanı olan radovan karadžić ve general ratko mladić öncülüğünde bosna-hersek'te etnik arındırma çalışmalarına başladılar.
bosna savaşı'nın başlamasıyla beraber sırp ordusu doğuya doğru hızla ilerledi ve nüfusunun %75.2'sini boşnakların oluşturduğu 36 bin nüfuslu srebrenitsa'yı ele geçirdi. birkaç ay sonra boşnaklar srebrenitsa'yı geri aldı.
ocak 1993'te sırplar boşnakların elinde tuttuğu bölgelere saldırmaya başladı. bijeljina, bratunac ve zvornik gibi sırp saldırısına uğrayan çevre şehirlerden kaçan boşnakların göçü sonucu srebrenitsa'nın nüfusu 60 bine çıktı. srebrenitsa'da gıda, su ve tıbbi malzeme kıtlığı başladı.
16 nisan 1993'te birleşmiş milletler güvenlik konseyi, saraybosna, tuzla, žepa, goražde, bihać ve srebrenitsa’yı birleşmiş milletler korumasına alarak güvenli bölge ilan etti. birleşmiş milletler barış gücü srebrenitsa'ya asker sevk etti. artık bijeljina, bratunac ve zvornik gibi sırp saldırısına uğrayan çevre şehirlerden kaçan binlerce sivil ve srebrenitsa halkı birleşmiş milletler barış gücü’nü temsil eden 429 hollandalı askerin koruması altındaydı. bu tarihten sonra sırp saldırıları durdu ama srebrenitsa çevresindeki sırp kuşatması devam etti. sırplar srebrenitsa’ya gelen insani yardım konvoylarının çoğunu şehre sokmuyorlardı. srebrenitsa halkı açlık, susuzluk ve sefaletle boğuşuyordu.
mart 1995'te radovan karadžić žepa ve srebrenitsa'nın dış dünyadan tamamen koparılması emrini verdi. sırplar gelen insani yardım konvoylarının tamamını engellemeye başladılar.
6-8 temmuz 1995:
sırp kuvvetleri sabaha karşı bombardımana başladılar. boşnaklar kendilerini korumak için daha önce birleşmiş milletler barış gücü'ne teslim ettikleri silahların geri verilmesini istediler fakat isteklerine olumsuz cevap aldılar.
bombardımanın ağırlaşması ve atılan roketlerin sığınmacıların tutulduğu merkezin ve birleşmiş milletler barış gücü'nün gözlem noktalarının yakınlarına düşmesi sonucu hollandalı komutan thom karremans birleşmiş milletler'den yardım istedi. birleşmiş milletler yugoslavya koruma gücü komutanı general bernard janvier bu isteği reddetti.
9 temmuz 1995:
sırp kuvvetleri bombardımanı daha da ağırlaştırdılar, hollanda gözlem noktalarına saldırdılar ve 14 hollandalı askeri rehin aldılar.
10 temmuz 1995:
hollandalı komutan thom karremans sırpların hollanda mevzilerini bombalaması sonucu birleşmiş milletler'den tekrar yardım istedi. birleşmiş milletler yugoslavya koruma gücü komutanı general bernard janvier bu sefer yardım isteğini kabul etti. birleşmiş milletler uçakları şehre ulaşmadan sırplar saldırılarını geçici olarak durdurdu.
general bernard janvier yaptığı basın toplantısında, birleşmiş milletler koruma gücünün bu tepkisizliğini savunarak “herkese bir kez daha hatırlatmak isterim ki, bosna hükümet ordusu birlikleri kendilerini savunacak güce sahiptir. hem srebrenitsa'ya yönelik bir müdahale yapmamız da boşnaklar tarafından istenmemektedir. oradaki durum 1993'teki gibi değil. aldığım bilgilere göre boşnak askerler srebrenitsa yolu üzerindeki hollanda askerlerine ateş etmekte ve srebrenitsa üzerinde uçan nato uçaklarına saldırmaktadırlar. müslümanlar bizi arzulamadığımız bir yola çekmeye çalışmaktadırlar.” açıklamasını yaptı.
birleşmiş milletler yugoslavya özel temsilcisi yashushi akashi de “saldırıları müslümanlar başlatıyor. sonra da birleşmiş milletler ve uluslararası gücü yanlış kararlarına ortak etmeye çalışıyorlar.” diyerek general bernard janvier'in bu açıklamasına destek verdi.
hollandalı komutan thom karremans sırplar 11 temmuz saat 06.00'a kadar güvenlikli bölgeden çekilmezlerse nato uçaklarının büyük bir hava saldırısı başlatacağını söyledi.
11 temmuz 1995:
sırp kuvvetleri beklenen saatte geri çekilmedi. saat 09.00'da hollandalı komutan thom karremans saraybosna'daki birleşmiş milletler merkezinden hava desteğinin yanlış bir şekilde istendiğine dair bir mesaj aldı. saat 10.30'da tekrar gönderilen dilekçe general bernard janvier'e ulaştı. ancak saat 06.00'dan beri havada olan nato uçakları yakıt ikmali yapmak için italya'ya dönmek zorunda kalmışlardı. saat 14.30'da hava desteği sorunu çözüldü ve hollanda'ya ait iki adet f-16 uçağı srebrenitsa'yı kuşatan sırp mevzilerine iki adet bomba bıraktı. bombalardan biri sırp kuvvetlerine ait bir zırhlı personel taşıyıcıyı vurdu, diğeri sırp kuvvetlerine ait bir tanka isabetsiz bir atış yaptı. sırplar bu saldırılara karşılık ellerindeki hollandalı rehineleri öldüreceklerini ve bombardımana başlayacaklarını tehdidinde bulununca saldırılar durdu.
iki saat sonra sırp general ratko mladić sırp kameranlarla birlikte srebrenitsa'ya girdi. akşam saatlerinde mladić, karremans'ı yemeğe davet ederek şehirdeki müslümanların canlarını garanti altına almak için silahlarını teslim etmeleri gerektiğini söyledi. ratko mladić hem srebrenitsa saldırısı'nı hem de bunu takip eden srebrenitsa soykırımı'nı bizzat yönetti.
11-18 temmuz 1995:
11 temmuzu 12 temmuza bağlayan gece 15 bin kadar boşnak, dağları aşarak srebrenitsa'dan tuzla'ya kaçmak için ormanlık bölgeye girdiler. fakat kaçmaya çalışırlarken sırplar tarafından bombardımana tutuldular. birçok boşnak topçu ateşi ve keskin nişancı ateşiyle, bazıları ise sırp askerleri tarafından yakalanarak öldürüldü.
sırp askerleri srebrenitsa içinde kalan boşnak kadın ve çocukları otobüs ve kamyonlarla boşnakların elindeki müslüman bölgelerine gönderdiler. 30 saat içerisinde 23 bin civarı kadın ve çocuk srebrenitsa’dan tahliye edildi.
16 yaş ile 70 yaş arasındaki 8 binden fazla boşnak erkeği ise “savaş suçlusu sanıkları olarak sorguya çekmek” için toplanarak depolara, okullara ve ambarlara dolduruldu ve kurşuna dizilerek toplu mezarlara gömüldü.
11-12 temmuz tarihlerinde sırp general ratko mladić'in hollanda üssünde hollandalı yetkililerle yaptığı görüşmeler sonucu birleşmiş milletler barış gücü hollanda üslerine sığınan 5 bin civarı boşnak sırplara teslim edildi. bunun karşılığında sırplar rehin tuttukları 14 hollandalı askeri serbest bıraktılar.
sırp general ratko mladić kameralar karşısında kimseye hiçbir şey yapılmayacağı ve herkesin güvenle srebrenitsa dışına çıkarılacağı garantisi verdi. kamyon ve otobüslere bindirilen boşnak erkeklere esir değişimi için tuzla'ya gönderilecekleri söylendi.
tüm bu olaylar yaşanırken birleşmiş milletler barış gücü'nü temsil eden ve boşnakları korumakla görevli olan hollandalı komutan thom karremans ve hollandalı askerler boşnak sığınmacıları sırplara teslim etmekten başka bir şey yapmıyordu.
not: akp genel başkanı recep tayyip erdoğan'ın 2012 yılında başlattığı kürtaj tartışmaları üzerine 2002-2013 arası ve 2016-2017 arası sağlık bakanlığı görevini üstlenen recep akdağ isimli şahıs “tecavüze uğrayan kadın doğursun, gerekirse devlet bakar.” minvalinde bir açıklama yapmıştı. recep akdağ'ın bu açıklamasını savunmak için dönemin akp sakarya milletvekili ayhan sefer üstün srebrenitsa katliamı hakkında “bosna’da kadınlar tecavüze uğradı ama doğurdular. anne karnında hepsi öldürülseydi o tecavüzcülerin yaptığından çok daha büyük bir dram, suç ortaya çıkacaktı.” demişti. recep akdağ'ın ve ayhan sefer üstün'ün bu utanç verici açıklamaları da unutulmasın istedim.
srebrenitsa, bosna-hersek'in doğusunda sırbistan sınırına 10 km. uzaklıkta bir boşnak şehridir. şu anda nüfusunun çoğunluğunu sırpların oluşturduğu srebrenitsa şehrinin nüfusunun çoğunluğunu 1992 yılında başlayan bosna savaşı öncesi boşnaklar oluşturuyordu. 1991'de yapılan yugoslavya nüfus sayımlarına göre 36 bin nüfuslu srebrenitsa şehrinde %75.2 oranında boşnaklar %22.7 oranında sırplar yaşıyordu.
1992 yılında büyük sırbistan kurma hayalindeki sırplar, devlet başkanı slobodan milošević ve general momčilo perišić'in desteğini alarak sözde bosna sırp devleti ve sırp demokrat partisi başkanı olan radovan karadžić ve general ratko mladić öncülüğünde bosna-hersek'te etnik arındırma çalışmalarına başladılar.
bosna savaşı'nın başlamasıyla beraber sırp ordusu doğuya doğru hızla ilerledi ve nüfusunun %75.2'sini boşnakların oluşturduğu 36 bin nüfuslu srebrenitsa'yı ele geçirdi. birkaç ay sonra boşnaklar srebrenitsa'yı geri aldı.
ocak 1993'te sırplar boşnakların elinde tuttuğu bölgelere saldırmaya başladı. bijeljina, bratunac ve zvornik gibi sırp saldırısına uğrayan çevre şehirlerden kaçan boşnakların göçü sonucu srebrenitsa'nın nüfusu 60 bine çıktı. srebrenitsa'da gıda, su ve tıbbi malzeme kıtlığı başladı.
16 nisan 1993'te birleşmiş milletler güvenlik konseyi, saraybosna, tuzla, žepa, goražde, bihać ve srebrenitsa’yı birleşmiş milletler korumasına alarak güvenli bölge ilan etti. birleşmiş milletler barış gücü srebrenitsa'ya asker sevk etti. artık bijeljina, bratunac ve zvornik gibi sırp saldırısına uğrayan çevre şehirlerden kaçan binlerce sivil ve srebrenitsa halkı birleşmiş milletler barış gücü’nü temsil eden 429 hollandalı askerin koruması altındaydı. bu tarihten sonra sırp saldırıları durdu ama srebrenitsa çevresindeki sırp kuşatması devam etti. sırplar srebrenitsa’ya gelen insani yardım konvoylarının çoğunu şehre sokmuyorlardı. srebrenitsa halkı açlık, susuzluk ve sefaletle boğuşuyordu.
mart 1995'te radovan karadžić žepa ve srebrenitsa'nın dış dünyadan tamamen koparılması emrini verdi. sırplar gelen insani yardım konvoylarının tamamını engellemeye başladılar.
6-8 temmuz 1995:
sırp kuvvetleri sabaha karşı bombardımana başladılar. boşnaklar kendilerini korumak için daha önce birleşmiş milletler barış gücü'ne teslim ettikleri silahların geri verilmesini istediler fakat isteklerine olumsuz cevap aldılar.
bombardımanın ağırlaşması ve atılan roketlerin sığınmacıların tutulduğu merkezin ve birleşmiş milletler barış gücü'nün gözlem noktalarının yakınlarına düşmesi sonucu hollandalı komutan thom karremans birleşmiş milletler'den yardım istedi. birleşmiş milletler yugoslavya koruma gücü komutanı general bernard janvier bu isteği reddetti.
9 temmuz 1995:
sırp kuvvetleri bombardımanı daha da ağırlaştırdılar, hollanda gözlem noktalarına saldırdılar ve 14 hollandalı askeri rehin aldılar.
10 temmuz 1995:
hollandalı komutan thom karremans sırpların hollanda mevzilerini bombalaması sonucu birleşmiş milletler'den tekrar yardım istedi. birleşmiş milletler yugoslavya koruma gücü komutanı general bernard janvier bu sefer yardım isteğini kabul etti. birleşmiş milletler uçakları şehre ulaşmadan sırplar saldırılarını geçici olarak durdurdu.
general bernard janvier yaptığı basın toplantısında, birleşmiş milletler koruma gücünün bu tepkisizliğini savunarak “herkese bir kez daha hatırlatmak isterim ki, bosna hükümet ordusu birlikleri kendilerini savunacak güce sahiptir. hem srebrenitsa'ya yönelik bir müdahale yapmamız da boşnaklar tarafından istenmemektedir. oradaki durum 1993'teki gibi değil. aldığım bilgilere göre boşnak askerler srebrenitsa yolu üzerindeki hollanda askerlerine ateş etmekte ve srebrenitsa üzerinde uçan nato uçaklarına saldırmaktadırlar. müslümanlar bizi arzulamadığımız bir yola çekmeye çalışmaktadırlar.” açıklamasını yaptı.
birleşmiş milletler yugoslavya özel temsilcisi yashushi akashi de “saldırıları müslümanlar başlatıyor. sonra da birleşmiş milletler ve uluslararası gücü yanlış kararlarına ortak etmeye çalışıyorlar.” diyerek general bernard janvier'in bu açıklamasına destek verdi.
hollandalı komutan thom karremans sırplar 11 temmuz saat 06.00'a kadar güvenlikli bölgeden çekilmezlerse nato uçaklarının büyük bir hava saldırısı başlatacağını söyledi.
11 temmuz 1995:
sırp kuvvetleri beklenen saatte geri çekilmedi. saat 09.00'da hollandalı komutan thom karremans saraybosna'daki birleşmiş milletler merkezinden hava desteğinin yanlış bir şekilde istendiğine dair bir mesaj aldı. saat 10.30'da tekrar gönderilen dilekçe general bernard janvier'e ulaştı. ancak saat 06.00'dan beri havada olan nato uçakları yakıt ikmali yapmak için italya'ya dönmek zorunda kalmışlardı. saat 14.30'da hava desteği sorunu çözüldü ve hollanda'ya ait iki adet f-16 uçağı srebrenitsa'yı kuşatan sırp mevzilerine iki adet bomba bıraktı. bombalardan biri sırp kuvvetlerine ait bir zırhlı personel taşıyıcıyı vurdu, diğeri sırp kuvvetlerine ait bir tanka isabetsiz bir atış yaptı. sırplar bu saldırılara karşılık ellerindeki hollandalı rehineleri öldüreceklerini ve bombardımana başlayacaklarını tehdidinde bulununca saldırılar durdu.
iki saat sonra sırp general ratko mladić sırp kameranlarla birlikte srebrenitsa'ya girdi. akşam saatlerinde mladić, karremans'ı yemeğe davet ederek şehirdeki müslümanların canlarını garanti altına almak için silahlarını teslim etmeleri gerektiğini söyledi. ratko mladić hem srebrenitsa saldırısı'nı hem de bunu takip eden srebrenitsa soykırımı'nı bizzat yönetti.
11-18 temmuz 1995:
11 temmuzu 12 temmuza bağlayan gece 15 bin kadar boşnak, dağları aşarak srebrenitsa'dan tuzla'ya kaçmak için ormanlık bölgeye girdiler. fakat kaçmaya çalışırlarken sırplar tarafından bombardımana tutuldular. birçok boşnak topçu ateşi ve keskin nişancı ateşiyle, bazıları ise sırp askerleri tarafından yakalanarak öldürüldü.
sırp askerleri srebrenitsa içinde kalan boşnak kadın ve çocukları otobüs ve kamyonlarla boşnakların elindeki müslüman bölgelerine gönderdiler. 30 saat içerisinde 23 bin civarı kadın ve çocuk srebrenitsa’dan tahliye edildi.
16 yaş ile 70 yaş arasındaki 8 binden fazla boşnak erkeği ise “savaş suçlusu sanıkları olarak sorguya çekmek” için toplanarak depolara, okullara ve ambarlara dolduruldu ve kurşuna dizilerek toplu mezarlara gömüldü.
11-12 temmuz tarihlerinde sırp general ratko mladić'in hollanda üssünde hollandalı yetkililerle yaptığı görüşmeler sonucu birleşmiş milletler barış gücü hollanda üslerine sığınan 5 bin civarı boşnak sırplara teslim edildi. bunun karşılığında sırplar rehin tuttukları 14 hollandalı askeri serbest bıraktılar.
sırp general ratko mladić kameralar karşısında kimseye hiçbir şey yapılmayacağı ve herkesin güvenle srebrenitsa dışına çıkarılacağı garantisi verdi. kamyon ve otobüslere bindirilen boşnak erkeklere esir değişimi için tuzla'ya gönderilecekleri söylendi.
tüm bu olaylar yaşanırken birleşmiş milletler barış gücü'nü temsil eden ve boşnakları korumakla görevli olan hollandalı komutan thom karremans ve hollandalı askerler boşnak sığınmacıları sırplara teslim etmekten başka bir şey yapmıyordu.
not: akp genel başkanı recep tayyip erdoğan'ın 2012 yılında başlattığı kürtaj tartışmaları üzerine 2002-2013 arası ve 2016-2017 arası sağlık bakanlığı görevini üstlenen recep akdağ isimli şahıs “tecavüze uğrayan kadın doğursun, gerekirse devlet bakar.” minvalinde bir açıklama yapmıştı. recep akdağ'ın bu açıklamasını savunmak için dönemin akp sakarya milletvekili ayhan sefer üstün srebrenitsa katliamı hakkında “bosna’da kadınlar tecavüze uğradı ama doğurdular. anne karnında hepsi öldürülseydi o tecavüzcülerin yaptığından çok daha büyük bir dram, suç ortaya çıkacaktı.” demişti. recep akdağ'ın ve ayhan sefer üstün'ün bu utanç verici açıklamaları da unutulmasın istedim.
devamını gör...
ekonomiyi eleştiren kara çarşaflı kadın
sokak röportajında ekonomiden memnun musunuz diye soruluyor, sonrasında olaylar başlıyor. ön yargılarınızdan kurtularak sonuna kadar dinlemenizi tavsiye ederim. gerçi şimdi yorum olarak kurgu yada fake diyecek arkadaşlar çıkacaktır ama 50 tlye insanları kameraya konuşturmayı kimlerin sevdiğini biz çok iyi biliyoruz.
devamını gör...
the birds
sinema tarihinin en bilinen fantastik korku filmlerinden biri. özgün ismi " the birds" diye geçen, 1963 abd yapımı olan bu film yapıldığı dönemden bu yana, kendisinden ilham alan pek çok filme öncü olmuş, fakat "taklitler aslını yaşatır" misali, bu filmin başarısına ulaşamamış, film de bu yüzden efsane kalabilmiş. ölümcül arılar, devasa karıncalar, köpekbalıkları, piranhalar gibi hayvanların konu edindiği gerilim unsurları, bu filmin etkisi altında kalan sinemacılar tarafından ortaya çıkarılmış fakat spielberg'in jaws filmi dışındakiler, kuşlar'ın başarısına ulaşamamışlar.
filmin yönetmeni de, başarılı olmasında büyük payı olan, gerilim sinemasını korku unsurundan çıkarıp sanatsal bir kimliğe taşıyan, ingiliz alfred hitchcock. sevimli bir tonton görünümlü bu yönetmen, öyle gerçekçi bir sinema tarzına sahip ki, izleyiciyi büyüleyip hipnotize ederek, adeta koltuğa yapıştırıyor.
filmin hikayesi california'da geçiyor. zengin bir basın patronunun kızı, kuş satan bir işyerinde tanıştığı bir erkek ile hafta sonunu geçirmek için bir tatil kasabasına gidiyor. fakat eğlenceli bir şekilde başlayan hafta sonu tatili, bölgede bulunan kuşların toplanıp saldırıya geçmesiyle büyük bir kabusa dönüşüyor.
filmin yönetmeni de, başarılı olmasında büyük payı olan, gerilim sinemasını korku unsurundan çıkarıp sanatsal bir kimliğe taşıyan, ingiliz alfred hitchcock. sevimli bir tonton görünümlü bu yönetmen, öyle gerçekçi bir sinema tarzına sahip ki, izleyiciyi büyüleyip hipnotize ederek, adeta koltuğa yapıştırıyor.
filmin hikayesi california'da geçiyor. zengin bir basın patronunun kızı, kuş satan bir işyerinde tanıştığı bir erkek ile hafta sonunu geçirmek için bir tatil kasabasına gidiyor. fakat eğlenceli bir şekilde başlayan hafta sonu tatili, bölgede bulunan kuşların toplanıp saldırıya geçmesiyle büyük bir kabusa dönüşüyor.
devamını gör...
dua
düşünsenize birileri dualarında size yer veriyor *
devamını gör...
erkeklerin çişini yaptıktan sonra penislerini temizlememesi
oldukça şaşırdığım bi durum. ne yani cidden temizleme gereği duymuyor musunuz? umarım bu her erkek için geçerli değildir.
devamını gör...
insanın saçını ağartan şeyler
aile sorunlarıdır.
arkadaş olsa görüşmezsin. sevgili olsa ayrılırsın. akraba olsa küsersin aöa aile öyle bir şey ki sırt çeviremiyorsun. hep yükü omzunda oluyor.
arkadaş olsa görüşmezsin. sevgili olsa ayrılırsın. akraba olsa küsersin aöa aile öyle bir şey ki sırt çeviremiyorsun. hep yükü omzunda oluyor.
devamını gör...
türkiye'deki akılalmaz gürültü kirliliği
insanı tımarhanelik edecek sorun.
her yerdeler, yemin ederim her yerdeler. kimler? gürültüyü namus bilenler... inşaat sesleri, korna sesleri, sirenler, işportacılar, pazarcılar, bağıra bağıra konuşanlar, toplu taşımada susmayalar, allah'ını kaybetmişçesine zırlayan veletler...
delirmemek elde değil. sanki toplu tecavüz ediyorlar beynime. hiç mi sessizliğin, sakinliğin tadını çıkaramayacağız biz?
her yerdeler, yemin ederim her yerdeler. kimler? gürültüyü namus bilenler... inşaat sesleri, korna sesleri, sirenler, işportacılar, pazarcılar, bağıra bağıra konuşanlar, toplu taşımada susmayalar, allah'ını kaybetmişçesine zırlayan veletler...
delirmemek elde değil. sanki toplu tecavüz ediyorlar beynime. hiç mi sessizliğin, sakinliğin tadını çıkaramayacağız biz?
devamını gör...
erkeklerin gizemli konuşma sebebi
belli bir sebebi yok aslında.
gizemli konuşma da sayılmaz, şimdi bende mesela şöyle oluyor, diyelim ki hatun kadın bayan hanımefendi ile telefonda konuşuyoruz..
o -..... sonra baktım x mağazasında daha ucuz, yani yerinde bakmadım da netten karşılaştırma yaptım, gerçi mağazası izmirin ta öbür ucunda o yol sıkıntısına girmeye değer mi bilmem, eğer bakalım dersen bu akşam alayım seni beraber gidelim, aaaaa dur bi dakkaaa benim kızın işi var bu akşam olmaz, yarın olur mu, haberleşiriz yine gerçi ama bugünden en azından gidip bakmaya değer mi diye netten bir de sen kontrol et fiyatları tamam mı domestic... domestic?
b - hı?
o - ya sen beni dinlemiyor musun, sanki ben kendi işim için bu kadar laf anlatıyorum, bla bla bla...................... bla bla bla tamam mı?
b - kelimeler kifayetsiz..
o - ne diyorsun ya? gizemli gizemli konuşma!!!
b - tv'de polonya - ukrayna kadınlar voleybol maçı var, polonyalı kadınlar tüm mitleri yalanlarcasına ukraynalı kadınlardan bin kat güzel.
o- allah belanı versin!! dıt!
ayni ile vakidir.. kısa konuşun, bizdeki dikkat kedi yavrusununki kadar, uçup gidiyor..
gizemli konuşma da sayılmaz, şimdi bende mesela şöyle oluyor, diyelim ki hatun kadın bayan hanımefendi ile telefonda konuşuyoruz..
o -..... sonra baktım x mağazasında daha ucuz, yani yerinde bakmadım da netten karşılaştırma yaptım, gerçi mağazası izmirin ta öbür ucunda o yol sıkıntısına girmeye değer mi bilmem, eğer bakalım dersen bu akşam alayım seni beraber gidelim, aaaaa dur bi dakkaaa benim kızın işi var bu akşam olmaz, yarın olur mu, haberleşiriz yine gerçi ama bugünden en azından gidip bakmaya değer mi diye netten bir de sen kontrol et fiyatları tamam mı domestic... domestic?
b - hı?
o - ya sen beni dinlemiyor musun, sanki ben kendi işim için bu kadar laf anlatıyorum, bla bla bla...................... bla bla bla tamam mı?
b - kelimeler kifayetsiz..
o - ne diyorsun ya? gizemli gizemli konuşma!!!
b - tv'de polonya - ukrayna kadınlar voleybol maçı var, polonyalı kadınlar tüm mitleri yalanlarcasına ukraynalı kadınlardan bin kat güzel.
o- allah belanı versin!! dıt!
ayni ile vakidir.. kısa konuşun, bizdeki dikkat kedi yavrusununki kadar, uçup gidiyor..
devamını gör...
tim roth
tarantino filmleri ile tanıdığım, lie to me isimli mükemmel dizisi ile aşık olduğum ingiliz oyuncu ve yönetmen.reservoir dogs filminde freddy newandyke karakterini, pulp fiction'da pumpkin'i ve lie to me dizisinde ana karakter olan cal lightman'ı oynamıştır. la leggenda del pianista sull'oceano filminde danny boodman olarak güzel iş çıkardığını söyleyebilirim. ayrıca 60 yaşında olmasına rağmen ilgi alanımdan çıkmayışı beni mahvediyor.
devamını gör...
agatha christie
dedektif romanlarımın ana hatlarını, bulaşık yıkarken düşünüyorum. çünkü bu o kadar kötü bir iş ki insan cinayetten başka bir şey düşünemez
kötü bir işten ilham almak ve onu avantaja çevirmek... o işi yaparken kafanda başka bir şey düşünerek ,onu hiç yapmıyorsun hissiyatına kapılmak. bu sözden yola çıkarak bende kendimi yemek yapmaya adayacağım. bu süre zarfı içinde psikolojik gerilim hikayesi yazmayı planlıyorum. 2 saat emek harcanan bir,iki kap yemeğin bitme süresini baz alırsak ve sürekli tekrarlanan bir döngü içine bizi hapsettiğinide eklersek ,yapma zorunluluğumuzu da ekleyelim aman ha tuz'u unutmayalım... evett kesin bir gerilim hikayesi çıkaracağım. * kitabın ismi, on çeşit baharat.. bu kadar zırvaladıktan sonra biraz agatha'dan bahsedelim.
polisiye roman deyince akıllara gelen ilk isimlerdendir. yazar küçük yaşlarda okuduğu polisiye kitaplardan etkilenerek bu yola girmeye karar vermiş. 80 e yakın dedektif romanı yayınlamıştır.
doğu ekspresinde cinayet adlı romanını istanbul beyoğlu ilçesinde yer alan pera palas otelinde kaleme almıştır. 411 numaralı oda söylenene göre christie'ne tahsis edilmiş. hatta bir rivayet'e göre 11 gün boyunca hiç görülmemiş ortalıktan kaybolmuştur. ara ara istanbul'a otel'de konaklamaya gelirmiş. belki de dedektiflik hikayeleri için bu şehirden ilham alıyordur ne dersiniz?
yaptığı evliliklerde pek yüzü gülmemiştir. yazar'ın katil kim sorusunu sorduğu romanlarındaki bazı karakterler belki de eski eşlerinden biridir.
gençken evlenin, çünkü yaşlanınca insanın aklı başına gelir. ve akıllı bir insan da asla evlenmez. bu akılda kalıcı, zekice söze katılmamak elde değil.
yazdığı romanlar'ın film uyarlarmalarınıda bulubilirsiniz. on küçük zenci kitabını okuyup, üç bölümlük dizisine geçtim.
kitap ve film kıyaslaması yapmayı seviyorsunuz on küçük zenci'yi kesinlikle tavsiye ederim.
yazar'ın okuduğum bir kaç kitabından yola çıkarak, benim açımdan okunması zevkli ve akıcı üslubu olduğunu söyleyebilirim. sadece seri'ye bağlanılır mı kitapları bilemedim. bir yerden sonra polisiye sevsem bile sıkıcı gelmeye başlıyor. ama başladığınız kitap asla yarıda kalmıyor dikkat ve merak unsuru olduğu için sonu çabuk geliyor.
kötü bir işten ilham almak ve onu avantaja çevirmek... o işi yaparken kafanda başka bir şey düşünerek ,onu hiç yapmıyorsun hissiyatına kapılmak. bu sözden yola çıkarak bende kendimi yemek yapmaya adayacağım. bu süre zarfı içinde psikolojik gerilim hikayesi yazmayı planlıyorum. 2 saat emek harcanan bir,iki kap yemeğin bitme süresini baz alırsak ve sürekli tekrarlanan bir döngü içine bizi hapsettiğinide eklersek ,yapma zorunluluğumuzu da ekleyelim aman ha tuz'u unutmayalım... evett kesin bir gerilim hikayesi çıkaracağım. * kitabın ismi, on çeşit baharat.. bu kadar zırvaladıktan sonra biraz agatha'dan bahsedelim.
polisiye roman deyince akıllara gelen ilk isimlerdendir. yazar küçük yaşlarda okuduğu polisiye kitaplardan etkilenerek bu yola girmeye karar vermiş. 80 e yakın dedektif romanı yayınlamıştır.
doğu ekspresinde cinayet adlı romanını istanbul beyoğlu ilçesinde yer alan pera palas otelinde kaleme almıştır. 411 numaralı oda söylenene göre christie'ne tahsis edilmiş. hatta bir rivayet'e göre 11 gün boyunca hiç görülmemiş ortalıktan kaybolmuştur. ara ara istanbul'a otel'de konaklamaya gelirmiş. belki de dedektiflik hikayeleri için bu şehirden ilham alıyordur ne dersiniz?
yaptığı evliliklerde pek yüzü gülmemiştir. yazar'ın katil kim sorusunu sorduğu romanlarındaki bazı karakterler belki de eski eşlerinden biridir.
gençken evlenin, çünkü yaşlanınca insanın aklı başına gelir. ve akıllı bir insan da asla evlenmez. bu akılda kalıcı, zekice söze katılmamak elde değil.
yazdığı romanlar'ın film uyarlarmalarınıda bulubilirsiniz. on küçük zenci kitabını okuyup, üç bölümlük dizisine geçtim.
kitap ve film kıyaslaması yapmayı seviyorsunuz on küçük zenci'yi kesinlikle tavsiye ederim.
yazar'ın okuduğum bir kaç kitabından yola çıkarak, benim açımdan okunması zevkli ve akıcı üslubu olduğunu söyleyebilirim. sadece seri'ye bağlanılır mı kitapları bilemedim. bir yerden sonra polisiye sevsem bile sıkıcı gelmeye başlıyor. ama başladığınız kitap asla yarıda kalmıyor dikkat ve merak unsuru olduğu için sonu çabuk geliyor.
devamını gör...
alttaki yazara bir iftira bırak
hahah beni nasıl tanıyor canım kankım yaaa.
en yakın arkadaşının dedikodusunu yapmış deyolaaa.
en yakın arkadaşının dedikodusunu yapmış deyolaaa.
devamını gör...
tavşan sahiplenmek isteyenlere tavsiyeler
her yıl paskalya nedeniyle kuzey amerika ve avrupa'da pek çok insan tavşan sahiplenir ya da alır. bu tavşanların büyük bölümü sonunda barınağa getirilir. pek çok kişi tavşan sahiplenmeden ya da almadan önce araştırma yapmaz.
1- tavşanlar sosyal hayvanlardır. tavşanlar tek olarak sahiplenilmez ya da alınmaz. eğer tavşanınızın sağlıklı davranışlara sahip olmasını istiyorsanız en az iki tane tavşan sahiplenmelisiniz. eğer tavşanların biri dişi bir erkek olursa mutlaka kısırlaştırılmalıdır.
2-tavşanlara tuvalet eğitimi verilebilir. tıpkı yavru köpek eğitiminde olduğu gibi bu zaman alır. tavşanlar günde yaklaşık 2-8 kere çiş yapar , 100-200 tane ufak hediye toplarından bırakır, aynı zamanda bir kaç defa yumuşak kaka yapar. bu yetişkin tavşan için geçerli. yavru tavşan için bu rakam çok daha fazla. tuvalet sıklığı kontrolü zorlaştırdığı için eğitim vermek istiyorsanız, tavşan sahiplendiğiniz dönemde daha yeni doğmuş bir bebekle ilgileniyormuş gibi her an takip etmeniz lazımdır. genelde bu yapılmadığından tuvalet eğitimi daha uzun sürer.
tavşanın evde kalacağı güvenli alan, özellikle yavru tavşanın tuvalet eğitimi için crate olmalıdır. tavşanlar için kedi kumu ya da silikon kristallerden kullanılmaz. tavşanların tuvaletini yapması için doğal buğday otu, yulaftan, kağıt peletleri ya da fırında kurutulmuş talaş peletlerinden yapılmış litter kullanılır. litteri koymak içinse kullanılacak plastik bitter kutusunun tavşanın boyuna uygun olması gerekir.
tavşanın idrarı kokar. bu nedenle iyi kalite litter kullanılmalı ve sürekli temizlenmelidir.
3-3-tavşanlar glisemik indeksi yüksek kök meyveleri ve kök sebzeleri yememelidir. havuç, marul gibi yiyecekleri yiyebilirler ancak bu daha ziyade arada bir ödül olarak olabilir. temel beslenmelerine yüksek glisemik seviyeye sahip yiyeceklerden oluşturmak sağlık sorunlarına neden olur. hay grass ( saman - farklı türlerde olanları vardır ) dişlerinin törpülenmesini sağlar ve aynı zamanda temel besin kaynakları arasındadır. tavşanlar lifli otlar ve yapraklarla beslenirler. piyasada satılan müsli tarzındaki tavşan yemleri oldukça sağlıksızdır.
4-tavşanınızla aktif olarak ilgilenemediğiniz zamanlarda onun için ayrılan güvenli alana onu koymalısınız.
5- burada tüm sokakların arkası yeşil alan olduğu için bahçesi olmayan biri bile rahatça tavşanlarını gövde tasmasıyla dışarı çıkarabiliyor. türkiye'de yaşıyorsanız bu mümkün olmayacağı için ( trafik, sokak köpekleri, kalabalık vb nedenlerden ) tercihen bahçeli evinizin olması gereklidir.
6-tavşanın erken dönemde sosyalleşmesi çok önemlidir.
7-tavşanınızı süreki olarak dışarı çıkartamayacağınız için onun çevresini oyuncaklar, tüpler vb. ile zenginleştirmek gerekir.
8- montreal'de tavşan konusunda uzman veterinerler bulunmakla birlikte sayı sınırlıdır. türkiye'deyseniz mecburen daha çok kedi ve köpeklerle çalışan veterinere götürmeniz gerekecektir.
9- tavşanlar 8-12 yıl yaşar. eğer uzun dönem sorumluluk alamayacaksanız sahiplenmeyin. sahiplendiğiniz tavşan tekrar doğaya geri dönemez. tavşan sahiplendirmekse oldukça zordur.
10-daha önce benzer bir hayvana bakmadıysanız hamster, fare gibi hayvanları beslemek daha mantıklıdır. deneyim olur. hem eğitim anlamında hem de bakım anlamında . üstelik hamster ve fare eğitimi son derece eğlencelidir.
konuyla ilgili daha fazla bilgi isterseniz edinburgh üniversitesinin bu konuda hazırladığı mooca bakabilirsiniz ya da bana mesaj atabilirsiniz. benim kişisel görüşüm çok az insan gerçekten bir tavşana evcil hayvan düzgün bir şekilde bakabilir. tavşan sahiplerinin %99'u aslında hayvana eziyet ediyorlar, doğasından uzaklaştırıyorlar ve fiziksel ve zihinsel ihtiyaçlarını karşılamıyorlar. kedi sahiplerini genelde eleştiririm ancak evde bakılan ve eziyet edilen hayvanlar listesinde tavşanlar, sürüngenler ve papağanlar kesinlikle ilk sıradadır. kedilerin durumu bunlara göre güllük gülistanlık bile sayılabilir.
1- tavşanlar sosyal hayvanlardır. tavşanlar tek olarak sahiplenilmez ya da alınmaz. eğer tavşanınızın sağlıklı davranışlara sahip olmasını istiyorsanız en az iki tane tavşan sahiplenmelisiniz. eğer tavşanların biri dişi bir erkek olursa mutlaka kısırlaştırılmalıdır.
2-tavşanlara tuvalet eğitimi verilebilir. tıpkı yavru köpek eğitiminde olduğu gibi bu zaman alır. tavşanlar günde yaklaşık 2-8 kere çiş yapar , 100-200 tane ufak hediye toplarından bırakır, aynı zamanda bir kaç defa yumuşak kaka yapar. bu yetişkin tavşan için geçerli. yavru tavşan için bu rakam çok daha fazla. tuvalet sıklığı kontrolü zorlaştırdığı için eğitim vermek istiyorsanız, tavşan sahiplendiğiniz dönemde daha yeni doğmuş bir bebekle ilgileniyormuş gibi her an takip etmeniz lazımdır. genelde bu yapılmadığından tuvalet eğitimi daha uzun sürer.
tavşanın evde kalacağı güvenli alan, özellikle yavru tavşanın tuvalet eğitimi için crate olmalıdır. tavşanlar için kedi kumu ya da silikon kristallerden kullanılmaz. tavşanların tuvaletini yapması için doğal buğday otu, yulaftan, kağıt peletleri ya da fırında kurutulmuş talaş peletlerinden yapılmış litter kullanılır. litteri koymak içinse kullanılacak plastik bitter kutusunun tavşanın boyuna uygun olması gerekir.
tavşanın idrarı kokar. bu nedenle iyi kalite litter kullanılmalı ve sürekli temizlenmelidir.
3-3-tavşanlar glisemik indeksi yüksek kök meyveleri ve kök sebzeleri yememelidir. havuç, marul gibi yiyecekleri yiyebilirler ancak bu daha ziyade arada bir ödül olarak olabilir. temel beslenmelerine yüksek glisemik seviyeye sahip yiyeceklerden oluşturmak sağlık sorunlarına neden olur. hay grass ( saman - farklı türlerde olanları vardır ) dişlerinin törpülenmesini sağlar ve aynı zamanda temel besin kaynakları arasındadır. tavşanlar lifli otlar ve yapraklarla beslenirler. piyasada satılan müsli tarzındaki tavşan yemleri oldukça sağlıksızdır.
4-tavşanınızla aktif olarak ilgilenemediğiniz zamanlarda onun için ayrılan güvenli alana onu koymalısınız.
5- burada tüm sokakların arkası yeşil alan olduğu için bahçesi olmayan biri bile rahatça tavşanlarını gövde tasmasıyla dışarı çıkarabiliyor. türkiye'de yaşıyorsanız bu mümkün olmayacağı için ( trafik, sokak köpekleri, kalabalık vb nedenlerden ) tercihen bahçeli evinizin olması gereklidir.
6-tavşanın erken dönemde sosyalleşmesi çok önemlidir.
7-tavşanınızı süreki olarak dışarı çıkartamayacağınız için onun çevresini oyuncaklar, tüpler vb. ile zenginleştirmek gerekir.
8- montreal'de tavşan konusunda uzman veterinerler bulunmakla birlikte sayı sınırlıdır. türkiye'deyseniz mecburen daha çok kedi ve köpeklerle çalışan veterinere götürmeniz gerekecektir.
9- tavşanlar 8-12 yıl yaşar. eğer uzun dönem sorumluluk alamayacaksanız sahiplenmeyin. sahiplendiğiniz tavşan tekrar doğaya geri dönemez. tavşan sahiplendirmekse oldukça zordur.
10-daha önce benzer bir hayvana bakmadıysanız hamster, fare gibi hayvanları beslemek daha mantıklıdır. deneyim olur. hem eğitim anlamında hem de bakım anlamında . üstelik hamster ve fare eğitimi son derece eğlencelidir.
konuyla ilgili daha fazla bilgi isterseniz edinburgh üniversitesinin bu konuda hazırladığı mooca bakabilirsiniz ya da bana mesaj atabilirsiniz. benim kişisel görüşüm çok az insan gerçekten bir tavşana evcil hayvan düzgün bir şekilde bakabilir. tavşan sahiplerinin %99'u aslında hayvana eziyet ediyorlar, doğasından uzaklaştırıyorlar ve fiziksel ve zihinsel ihtiyaçlarını karşılamıyorlar. kedi sahiplerini genelde eleştiririm ancak evde bakılan ve eziyet edilen hayvanlar listesinde tavşanlar, sürüngenler ve papağanlar kesinlikle ilk sıradadır. kedilerin durumu bunlara göre güllük gülistanlık bile sayılabilir.
devamını gör...
şah faysal cami
dünyadaki en büyük camilerdendir.islamabad-pakistanda bulunur.avlusu 40 bin kişi alırken genel kapasitesi 74 bin kişidir. çağdaş mimariye sahiptir ve tasarımı ile göz doldurur. projesine ise türk mimar vedat dalokay imza atmıştır.aslında ilk olarak ankara'da yapımına başlansa da gelen tepkiler üzerine inşasına son verilmiştir.
devamını gör...
hediye olarak alınmaması gereken şeyler
kitap okuyan birine kitap
okuduğu kitabı alma olasılığınız yüksek
önceden bilgi almak gerekir
yoklama çekmek gerekir
okuduğu kitabı alma olasılığınız yüksek
önceden bilgi almak gerekir
yoklama çekmek gerekir
devamını gör...
allah
varolmayanlara varlığı armağan edecek kadar yüce, var ettikleri tarafından reddedilip küfredilmesine rağmen nimetlerini esirgemeyecek kadar cömert, şeytanın bile kıyamet gününde affedilmeyi dileyebileceği kadar merhametli olan yaratıcı.
devamını gör...
ege şivesi
ege insanı, saatlerce konuşsa keyifle dinleyeceğiniz şeker gibi konuşmalara sahiptir.
- bene bak gız
- huna bak gari bizim oğlan
- len du biyu
- ilana dolması yapmış emine gadın
- enkini enkire goy bakim.
- bene bak gız
- huna bak gari bizim oğlan
- len du biyu
- ilana dolması yapmış emine gadın
- enkini enkire goy bakim.
devamını gör...

