alanında yüksek lisans yapmış trendir.
devamını gör...

ekşi olmazdı. o kadar iddialıyım.
devamını gör...

kısa günün kârı. istediğim iki rozet de gelmiş hemen aldım. teşekkür ederim hepinize. *
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
trabzonlu rum kızı, 1890 yılından.*

biri vardı, kızınca bana, sen rumsun derdi, hiç kızmazdım. daha da diyemez.*
rum olmak, türk olmak değil mesele, mesele insan olmak.
devamını gör...

kendi toplumsal ve kültürel hegemonyalarını inşa etmek için alınan, yaşam tarzımızı, kişi hak ve özgürlüklerini savunmak gayesiyle karşı durulması, eleştirilmesi gereken karardır.

altı üstü içki diyip geçmeyin, bugün içki bahsinde yaşam tarzımıza müdehale edecek cüreti kendilerinde bulanlar ilerleyen vakitlerde varoluşumuzun en derin bağlarına da yönelebilirler.

mesela içki satımını yasaklamakla, evlilik akti olmaksızın bir çift aynı evde yaşayamaz demekle, ramazanda oruç tutmayanlara para cezası keselim demekle, cuma namazı saati iş yerlerini kapatmayı zorunlu kılmak arasında niyet ve mana açısından en ufak bir fark yoktur.

yoksa 17 gün biz içki içmişiz, içmemişiz çok da önemli değildir. önemli olan vatandaşların yaşam tarzına devlet eliyle ve iktidarın siyasi eğilimleri doğrultusunda müdehale edilmesidir.

bakın liboş değilim, insan hakları savunucusuyum ama tersinden, tesettür dolayımıyla insanların eğitimden ve kamusal hizmetlerden yararlanma haklarının engellemesi de aynı oranda sorunludur.
insanların din, vicdan, inanç, yönelim, yaşam tarzı, ırk, anadil, cinsiyet vb. hususiyetleri, devletlerin eliyle müdehaleye açık olmamalıdır. bütün bunlar yasalar ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmalıdır. bunun sağlanmadığı koşullarda insan hakları mücadesinin bütün kulvarları teyakkuza geçmelidir.
o yüzden evet, alkol yasağı insanların yaşam tarzlarına müdehaledir. ve temelde kişi hak ve hürriyetlerine yönelen bir saldırı olması hasebiyle insan hakları ihlalir.
devamını gör...

millet demhanesi deriz biz de.
devamını gör...

kimilerine göre yazı devrimidir. bir gecede cahil bırakıldık yalanına inanan azımsanmayacak kadar çok insan var. sanki devrim öncesi çok okunup yazılıyormuş gibi.

(bkz: osmanlı türkçesi)
devamını gör...

" uzun süre uçuruma bakarsan
uçurum da sana bakar."
(bkz: friedrich nietzsche)
devamını gör...

çok karışığım. bir yanım olabildiğince huzursuz ve yorgun. diğer yanım mucizelere ve düşlerin gerçek olabileceğine halen inanıyor ve heyecanını koruyor. bu iki yan arasında ben, eziliyorum.
devamını gör...

kışı göremeden bahar geldi.
ağaçlar erken çiçek açacak soğuk almasalar bari.
devamını gör...

günaydın canlarım. bugün içimdeki çocuk zıp zıp zıplayarak uyandırdı beni:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

dedi ki bugün günlerden bayrammış, bize mustafa kemal atatürk’ten yadigarmış:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

biz bilemeyip değerini, onun adını anmaktan korkan aşağılık, şerefsiz, omurgasız, haysiyetsiz iki yüzlülere teslim etmişiz oysa ülkemizi, ama yine de çocuklarımıza, gençlerimize anlatmaya devam etmişiz aslında ne olduğumuzu/olmadığımızı.

nihayetinde avaz avaz bağırmışız:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yoktur. gezen tavuk tekli kafes yerine bütün tavukların üst üste olduğu bir alanda tutulur. tavuklar birbirine zarar vermesin, yemesin diye gagaları kesilir ya da dağlanır. bu tavukların oluşturduğu yumurtalara gezen tavuk yumurtası denir.

oturan tavuklar tekli kafeste tutulur. kafesler o kadar küçüktür ki hareket imkanları dahi olmaz. beterin beteri desem yeridir.

beslenme şekilleri, yani yemleri aynıysa zaten fark aramak beyhudedir. her ikisi de antibiyotikli hormonlu besinlere maruz kalıyor olabilir. her ikisi de yaşam şartları nedeniyle stres hormonu salgılar ve bu hormon yumurtaya da etki eder. yumurtanın tadı, tavuğun beslenme şekli ciddi bir değişiklik göstermiyorsa farklılık göstermeyebilir.

tabii her gezen tavuk aynı şartlarda yaşamaz. bunun kontrolünü, markalı bir ürünse yumurtanın sertifikalarıyla sağlamak mümkündür. günümüzde çayırda çimende gezen tavuğa da gezen tavuk deniyor, tek farklılığı tekli kafeste yaşamıyor olması olan tavuğa da. bunun kontrolünü sağlayacak olan yine tüketici, yoksa sempatik isimlerle her türlü ürün pazarlanabilir.

köyde gezen tavukla, dört duvar arasında gezen tavuğun ürettiği yumurta aynı isimle satılıyor. ikisi de gezen tavuk yumurtası. bir tarafta da hiç kıpırdamadan yumurta veren bir tavuk var. hangisinin hangisi olduğunu bulabilmek mesele.
devamını gör...

bizim buralarda bir kelime kullanılır, başka yerlerde kullanılır mı bilmiyorum. yanık, derler. yanık büyüdüm, yanık büyümüş, derler. işte bu insan yanık insandır. bi şey alınmıştır ondan tarif edilemeyen bi sey, ruhuna tecavüz edilmiştir, ego tamiri mümkün olmayacak sekilde yaralanmış, belki de parçalara ayrılmıştır. belki öyle bi şey yaşamıştır ki ağlayamamıştır bile. büyür, acı çekerek yaşar ve ölür.
devamını gör...

merhaba, bu entry acı barındırır.

sol frame’de gördüm ve yaşadıklarımı paylaşma gereği duydum. özellikle moronlara ithafen yazmak isterim.

taciz, tecavüz dalga geçilecek, hafife alınacak bir konu değildir.

bir merhaba demeyi, bir boş bakışı, yarım gülüşü de taciz diye adlandırmayınız.
______

yaş beş. bu yaşıma dair ve hayatıma dair en eski hatırladığım tek şeyin taciz olması bile başlı başına bir hüzün.

annem çalışıyor, baba başka ülke de. her çocuk gibi ben de arkadaşımla yaz günü dışarda oynuyodum. aramızda otuz beş- kırk yaş olan bir akrabamız beni görünce arabasını durdurdu ve “annen çağrıyor, seni ona götürmemi rica etti” diyor. bense korkuyorum. annemden bana öyle bir bilgi gelmedi sabah evden çıktığında.
korkuyorum çünkü bu adamla ne zaman yalnız kalsak “kucağıma gel” diyor. anlayamıyorum neyi neden yaptığını fakat beni rahatsız eden bi şey var.
o gün annemi kızdırmamak adına bindim arabasının ön koltuğuna. tek eli direksiyondayken diğer eli ile pantolonunun fermuarını açtı. o tarafa bakmak istemiyorum, bu harekete anlam veremiyorum. bir yandan sol elimi çekiştiriyor. inicem diye bağırmaya başladım ve yavaş giden arabadan adeta atlamak suretiyle kaçtım. şansım varmış, kaçabilmişim. annem eve geldiğinde hiç konuşmamıştım. böyle garip bi şey nasıl anlatılır? ya beni döverse? ya inanmazsa bana? işte asıl o zaman dünyam başıma yıkılır. sustum.

———-

başka bir gün o akrabalarımıza gidiceğimizi duyduğumda dünyam karardı. yine korkuyla uyudum, korkuyla uyandım. annem nereye ben oraya mecburiyetiyle gittik şahsın evine. akraba ya hani. güvenilir(!) akrabadan böyle bir şey beklenilmez, düşüncesi dahi en fesat insan ilan eder seni...

akşam oldu. lanet olası şahsın arabasındayız. bu sefer en küçük çocuğu da yanımızda. annem ve diğer akraba arabadan inip, markete gittiler. yine o iğrenç cümle:

“kucağıma gelsene”

kendi çocuğuna neden yapmıyosun? diyorum, o benim çocuğum ama olmaz ki. iyi ki arka koltuktayım, burda beni yakalayamaz.

———-

aradan yıllar geçti, olayı anneme anlatabildim. inanır mısınız bana inandı.
annem bana inandı. babana söylemeyelim, katil olur, dedi sustuk. fakat o akrabadan hesap sormadı, soramadı çünkü bir evlilik söz konusu idi.

hem ya o akrabanın eşi, anneme değil de akrabaya inanırsa?
devamını gör...

duygular ve eğilimler, ahlaki kararlarda temel olamayacağını vurgulamıştır.
devamını gör...

bazı zamanlar sadece meze olarak değil de ana öğün olarak da yediğim efsane lezzettir.

ana malzemesi kuru fasulyedir. zeytinyağı, soğan, kıvırcık salata gibi tatlar da eklenebilir.
devamını gör...

güneş ışığıyla güne başlamayı seven, onunla beraber enerji dolan ve hava kararmaya başladığında üzülen biriyseniz eğer benim gibi kesinlikle gündüzü tercih edersiniz*.

yine de bu sözlerimi değiştirebilecek bir şey var. eğer kırsal bir alanda ya da gece yıldızları seyretme şansına sahip olduğunuz bir bölgedeyseniz, ne işiniz gücünüz varsa bir kenara bırakın; yıldızlar belirmeye başladığı anda cama, balkona, dışarıya koşun ve o anın tadını çıkarın*.
devamını gör...

aynen.
devamını gör...

sığır, koyun, köpek gibi memeli hayvanlara kenelerle bulaşarak alyuvarlara yerleşen ve kansızlık, sarılık, kan işeme gibi belirtiler gösteren ateşli bir hastalık.
devamını gör...

entre fransızcada “arasında" demek olup antrparantez; parantez arasında, parantez içinde demektir.

antiparantez olarak yanlış kullanılan kelimenin doğrusudur. anti karşı demek zaten, yanlışlık buradan geliyor.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim