asla bir sorunun mu var evladım demeyen ebeveyn
hayret ve kınayarak baktığım ebeveyn. sürekli suçlayıp asla sorunların özüne inmeye çalışmazlar. şefkatle çocuklarını dinlemeye, konuşturmaya çalışmazlar. onunla dayak yoluyla iletişim kurmaya çalışırlar. büyüyünce de bu çocuk niye böyle oldu diye içtenlikle hayret ederler.
devamını gör...
kişinin 5 yılda yaşadığı değişim
hayatım her açıdan, tamamen alt üst oldu desem yeterli olur mu ?
devamını gör...
namuslu kadın evinde oturur
anlatım bozukluğuna sahip cümle. nereden baksanız elinizde kalması, en basitinden bir virgülle şekilden şekile girmesinden belli. buyrun inceleyelim:
1. namuslu, kadın evinde oturur. (namus sahibi bir kişinin nerede oturacağına dair bir yargı bildirir, adlaşmış sıfatın özne olarak kullanımı mevcut lakin virgül eksikliği nedeniyle oluşan bir anlatım bozukluğu bulunmaktadır.)
2. namuslu kadın, evinde oturur. (kimin evi, belli mi? senin evin-de / onun evi-n-de. fonksiyon olarak da tamlanan ekinin tamlayana göre şekillenmesiyle oluşan belirsizliğin yol açtığı bir anlatım bozukluğu söz konusudur.
3. (b: namuslu kadın evi)nde oturur. (kim oturur, kimden bahsediyoruz, nerede bu cümlenin öznesi? yüklem dışı ögelerin karma isim tamlaması oluşturması da mümkün, demek ki (b: namuslu erkek evi) de var o zaman, e buyrun cenaze namazına?)
görüldüğü gibi böyle talihsiz bir cümleyi kurma çabası gösteren kişilerin, kurumların veya kuruluşların neyi kast ettiği dilbilgisel ya da pragmatik bağlamda belli olmamaktadır. o nedenle ifadenin mantıklı olma düzeyi onu ciddiye almak için yeterli değildir. namus kavramını kadın ya da erkek olmayla bağdaştırmak, hele bir de bunu bozuk ifadelerle yapmaya çalışmak ise kimsenin haddine değildir, herkes kendi evinin önüne baksın.
1. namuslu, kadın evinde oturur. (namus sahibi bir kişinin nerede oturacağına dair bir yargı bildirir, adlaşmış sıfatın özne olarak kullanımı mevcut lakin virgül eksikliği nedeniyle oluşan bir anlatım bozukluğu bulunmaktadır.)
2. namuslu kadın, evinde oturur. (kimin evi, belli mi? senin evin-de / onun evi-n-de. fonksiyon olarak da tamlanan ekinin tamlayana göre şekillenmesiyle oluşan belirsizliğin yol açtığı bir anlatım bozukluğu söz konusudur.
3. (b: namuslu kadın evi)nde oturur. (kim oturur, kimden bahsediyoruz, nerede bu cümlenin öznesi? yüklem dışı ögelerin karma isim tamlaması oluşturması da mümkün, demek ki (b: namuslu erkek evi) de var o zaman, e buyrun cenaze namazına?)
görüldüğü gibi böyle talihsiz bir cümleyi kurma çabası gösteren kişilerin, kurumların veya kuruluşların neyi kast ettiği dilbilgisel ya da pragmatik bağlamda belli olmamaktadır. o nedenle ifadenin mantıklı olma düzeyi onu ciddiye almak için yeterli değildir. namus kavramını kadın ya da erkek olmayla bağdaştırmak, hele bir de bunu bozuk ifadelerle yapmaya çalışmak ise kimsenin haddine değildir, herkes kendi evinin önüne baksın.
devamını gör...
sözlüğün uzun zaman sonra ilk defa bu kadar sakin olması
sınavlar, pandemi kısıtlamalarının azalması ve discord.
evet, discord.
sözlükler canlı kalması için etkileşim gereken yerler, bunun için de insanların o oluşum içinde kalmasını teşvik etmek lazım.
ama biz ne yaptık?
onu kurduk, bunu kurduk ve hepsini discord üzerinde etkin hale getirdik.
kulüpler orada, insanlar kendi kafalarına göre arayıp da bulamayacakları bir ortam, kendi kafalarına uygun insanlar bulmuşlar, buraya gelip beni mi okuyacak?
edebiyat kulübü örnek, atıyorum şimdi; insanlar orada okuyor, tartışıyor, merak ediyor, fikir alışverişinde bulunuyor, yazıyor, grup içinde konuşuyor, bire bir konuşuyor..
bunların ne kadarını sözlük içinde sadece yazarak yapabilir?
dünyada bir yer kurup insanları toplayıp sonra da "gidin dışarda oynayın" diye başka bir yer önerip, neredeyse kovalayan tek yer burası olabilir, ilginç..
evet, discord.
sözlükler canlı kalması için etkileşim gereken yerler, bunun için de insanların o oluşum içinde kalmasını teşvik etmek lazım.
ama biz ne yaptık?
onu kurduk, bunu kurduk ve hepsini discord üzerinde etkin hale getirdik.
kulüpler orada, insanlar kendi kafalarına göre arayıp da bulamayacakları bir ortam, kendi kafalarına uygun insanlar bulmuşlar, buraya gelip beni mi okuyacak?
edebiyat kulübü örnek, atıyorum şimdi; insanlar orada okuyor, tartışıyor, merak ediyor, fikir alışverişinde bulunuyor, yazıyor, grup içinde konuşuyor, bire bir konuşuyor..
bunların ne kadarını sözlük içinde sadece yazarak yapabilir?
dünyada bir yer kurup insanları toplayıp sonra da "gidin dışarda oynayın" diye başka bir yer önerip, neredeyse kovalayan tek yer burası olabilir, ilginç..
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
kelimelerin ardında bir dünya vardı.
ezberden gidilmeyen yollar.
düşlerken buluverir.
insan kendini bu yolda.
ardı arkası kesilmez.
meraklı bakışlar.
müthiş bir heyecanla,
serüvene çıkar.
yoldaki kaldırımlar.
ezberden gidilmeyen yollar.
düşlerken buluverir.
insan kendini bu yolda.
ardı arkası kesilmez.
meraklı bakışlar.
müthiş bir heyecanla,
serüvene çıkar.
yoldaki kaldırımlar.
devamını gör...
sözlükte canlılık yok diye trolleri ölümüne savunmak
başlık altı tanımlara bakıyorum genelde hep aynı yazarlar hepsine isim olarak aşına oldum yeni mahlaslar göremiyorum uzun zamandır. sanırım sözlük durgun bu ara
devamını gör...
tarihi şahsiyetler yazar olsa açacağı başlıklar
hitler - pariste ilk selfi
devamını gör...
turn the page
lise zamanlarında dinlerdim, çok sevdiğim metallica parçasıdır.
sözlerini kopyalayım da, şarkı sözü yazmadım demem.
on a long and lonesome highway east of omaha
you can listen to the engines, moanin out as one long song
you can think about the woman, or the girl you knew the night before
but your thoughts will soon be wandering the way they always do
when you're riding sixteen hours and there's nothing much to do
you don't feel much like ridin', you just wish the trip was through
[chorus:]
but here ı am, on the road again
here ı am, up on the stage
here ı go, playing the star again
there ı go, turn the page
you walk into a restaraunt, strung out from the road
and you feel the eyes upon you, as you're shaking off the cold
you pretend it doesn't bother you, but you just want to explode
and most times you can hear 'em talk, other times you can't
all the same 'ole cliches: is that a woman oris that a man?
and you always seem outnumbered, you dare not make a stand, make your stand.
[chorus]
out there in the spotlight, your a million miles away
every ounce of energy, you try to give away
and the sweat pours from your body, like the music that you play
later in the evening, as you lie awake in bed
with the echos of the amplifiers, ringin' in your head
you smoke the days last cigarette, rememberin' what she said
sözlerini kopyalayım da, şarkı sözü yazmadım demem.
on a long and lonesome highway east of omaha
you can listen to the engines, moanin out as one long song
you can think about the woman, or the girl you knew the night before
but your thoughts will soon be wandering the way they always do
when you're riding sixteen hours and there's nothing much to do
you don't feel much like ridin', you just wish the trip was through
[chorus:]
but here ı am, on the road again
here ı am, up on the stage
here ı go, playing the star again
there ı go, turn the page
you walk into a restaraunt, strung out from the road
and you feel the eyes upon you, as you're shaking off the cold
you pretend it doesn't bother you, but you just want to explode
and most times you can hear 'em talk, other times you can't
all the same 'ole cliches: is that a woman oris that a man?
and you always seem outnumbered, you dare not make a stand, make your stand.
[chorus]
out there in the spotlight, your a million miles away
every ounce of energy, you try to give away
and the sweat pours from your body, like the music that you play
later in the evening, as you lie awake in bed
with the echos of the amplifiers, ringin' in your head
you smoke the days last cigarette, rememberin' what she said
devamını gör...
normal sözlük'te tüm yazarların evli olması
yine evde kaldım gerçeği ile yüzleşmemi sağlayan başlıktır.
herkes evliyse kim bu yalnızlar? foklar mı? o degil de fok balıkları...
herkes evliyse kim bu yalnızlar? foklar mı? o degil de fok balıkları...
devamını gör...
iktidarın metin yazarlarının hep aynı metni yazması
bir metin yazma işine bile özenmiyor adamlar.
bizde liyakat sorguluyoruz.*
bizde liyakat sorguluyoruz.*
devamını gör...
felsefenin bireye olan faydaları
felsefenin bireye katkıları
- akla, mantığa uygun düşünmeyi sağlar.
- düşünce ve davranışlarda tutarlı olmayı sağlar.
- eleştirmeyi, sorgulamayı öğretir.
- araştırıp, öğrenmeyi sağlar.
- saygılı ve hoşgörülü olur.
-kendine olan özgüveni ve saygısı artar.
-kendi düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilir.
- özgün ve yaratıcı fikirlere karşı açık olur.
- bilim ve teknolojinin gelişmesinde etkindir.
- çevreye ve doğaya olan bilinci artar.
- dürüst, ahlaklı ve çalışkan bir birey olur.
- hayatını sorgular ve yaşamın amacını keşfeder.
- hayatı anlamlı yaşamak için sevgi, saygı, adalet, merhamet gibi duyguların önemini fark eder.
- olaylar ve kişiler arasındaki ilişkileri analiz etme ve açıklama becerisi kazanır.
- kendini sever, kendini tanır. başkaları için değil kendisi doğru bulduğu için böyle davranır.
bunun gibi birçok özelliklere ve donanımlara sahip olur. en önemlisi; kendisini, çevresini, hayatın amacını tanır ve keşfeder.
felsefe de, diğer alanlar gibi çok önemli bir yere sahiptir. insanın, sorgulamasını ve körü körüne bir şeylere bağlanmamasını sağlar. inandığı değerlerin önemini fark eder veya bunların faydasının olmadığını anlar. matematik gibi rasyonel alanların yanı sıra felsefe de bir milletin kendisini kalkındırması ve yüceltmesi için gerekli bir alandır.
- akla, mantığa uygun düşünmeyi sağlar.
- düşünce ve davranışlarda tutarlı olmayı sağlar.
- eleştirmeyi, sorgulamayı öğretir.
- araştırıp, öğrenmeyi sağlar.
- saygılı ve hoşgörülü olur.
-kendine olan özgüveni ve saygısı artar.
-kendi düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilir.
- özgün ve yaratıcı fikirlere karşı açık olur.
- bilim ve teknolojinin gelişmesinde etkindir.
- çevreye ve doğaya olan bilinci artar.
- dürüst, ahlaklı ve çalışkan bir birey olur.
- hayatını sorgular ve yaşamın amacını keşfeder.
- hayatı anlamlı yaşamak için sevgi, saygı, adalet, merhamet gibi duyguların önemini fark eder.
- olaylar ve kişiler arasındaki ilişkileri analiz etme ve açıklama becerisi kazanır.
- kendini sever, kendini tanır. başkaları için değil kendisi doğru bulduğu için böyle davranır.
bunun gibi birçok özelliklere ve donanımlara sahip olur. en önemlisi; kendisini, çevresini, hayatın amacını tanır ve keşfeder.
felsefe de, diğer alanlar gibi çok önemli bir yere sahiptir. insanın, sorgulamasını ve körü körüne bir şeylere bağlanmamasını sağlar. inandığı değerlerin önemini fark eder veya bunların faydasının olmadığını anlar. matematik gibi rasyonel alanların yanı sıra felsefe de bir milletin kendisini kalkındırması ve yüceltmesi için gerekli bir alandır.
devamını gör...
yazarların ölmek istediği zamanlar
cahit sıtkı'nın yolun yarısı dediği yaştan itibaren 5 sene sonra. yüzümün kırışmasına, yaşlanmaya, yaşlılığa bağlı hastalıklara, torun torbaya tahammülüm yok.
devamını gör...
sözlük yazarlarının bugün öğrendikleri
aslında uzun zaman önce öğrendiğim bi gerçektir:
‘kimse yanaşmasın’ amacıyla ilmek ilmek ördüğün uzunca duvarlarının ardında, tercih edilen yalnızlığında kaybolmamak için bi kaç tuğlayı indireyim, yeniden hayata karışırım belki dersin. araladığın o kapının ardında sandığın kadar çok kimseler yoktur.
amacına ulaşmışlığın keyfi bi süre sonra acı’ya bırakır yerini. çünkü kabul etmesen de içten içe birinin seni o duvarların ardında bekleyeceğini sanarsın. dank eder hapsolduğun yalnızlık. ve senin o duvarı yeniden inşa etmeye mecalin yoktur artık. öylece çöküp oturursun elinde kırık tuğlalarınla.
‘kimse yanaşmasın’ amacıyla ilmek ilmek ördüğün uzunca duvarlarının ardında, tercih edilen yalnızlığında kaybolmamak için bi kaç tuğlayı indireyim, yeniden hayata karışırım belki dersin. araladığın o kapının ardında sandığın kadar çok kimseler yoktur.
amacına ulaşmışlığın keyfi bi süre sonra acı’ya bırakır yerini. çünkü kabul etmesen de içten içe birinin seni o duvarların ardında bekleyeceğini sanarsın. dank eder hapsolduğun yalnızlık. ve senin o duvarı yeniden inşa etmeye mecalin yoktur artık. öylece çöküp oturursun elinde kırık tuğlalarınla.
devamını gör...
kişinin büyüdüğünü fark ettiği anlar
dünyayı değiştireceğim düşüncesinden sıyrılıp dünyanın beni değiştireceği düşüncesine kapıldığım an.*
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının sevmediği özellikleri
canım sıkıldığında yüzüme ve sesime anında yansıması.
devamını gör...
miyopizma
sürekli kısa mesafelere odaklanmanın oluşma riskini arttırdığı bir görme kusuru.
kitap okuma, masa başı çalışma, iç mekanlarda bulunma vb nedenlerle hep kısa mesafelere odaklanıyorsanız arada bir pencereden dışarı uzaklara bakarak gözlerinizi dinlendirin. eskimolarda miyopi pek görülmüyor (avlanırken vb hep uzaklara odaklanıyorlar), aksine hipermetropi daha çok oluyormuş (artık yaşam tarzları değiştiği için bu da değişmiştir tabii). göz merceği odaklanabilmemiz için kasların kasılmasıyla incelir veya tombikleşir. hep yakına veya hep uzağa odaklanınca kaslar hep belli şekilde çalışır ve kaslar buna alışır (aynı şöyle: hep göğüs çalışıp sırt çalışmayınca kamburlaşırsınız. hep topuklu ayakkabı giyerseniz bacağınızın arkasındaki kaslar kısalır ve artık düz ayakkabı giyemezsiniz çünkü ağrı yapar) bu yüzden uzaklara bakabilmeleri için çocukları her fırsatta bahçeye gönderirim. pandemi nedeniyle evde kalan çocuklarda miyopiye rastlanma oranının ort. 2 kat kadar arttığını okuyunca* doğru yaptığımı anladım.
lazerle görme kusurunu düzelttirenlere de bir uyarı. doktorla bağınızı koparmayın. sonuçta gözünüzün yapısı aynen durduğu için (korneanızın incelmesi hariç) retina hastalıkları, göz tansiyonu vb riskler devam ediyor. üstüne üstlük göz kuruluğu riskiniz ameliyatla arttı ve kuruluğun belirtileri olan acı ve yanmayı sinirlerinizin kesilmiş olması nedeniyle hissedemiyor olabilirsiniz (bulanık görme nedeniyle hastaneye gidince doktorum bana gözlerimin çok kuru durumda olduğunu ama acıyı hissedemediğim için kontrole geç geldiğimi söylemişti).
kitap okuma, masa başı çalışma, iç mekanlarda bulunma vb nedenlerle hep kısa mesafelere odaklanıyorsanız arada bir pencereden dışarı uzaklara bakarak gözlerinizi dinlendirin. eskimolarda miyopi pek görülmüyor (avlanırken vb hep uzaklara odaklanıyorlar), aksine hipermetropi daha çok oluyormuş (artık yaşam tarzları değiştiği için bu da değişmiştir tabii). göz merceği odaklanabilmemiz için kasların kasılmasıyla incelir veya tombikleşir. hep yakına veya hep uzağa odaklanınca kaslar hep belli şekilde çalışır ve kaslar buna alışır (aynı şöyle: hep göğüs çalışıp sırt çalışmayınca kamburlaşırsınız. hep topuklu ayakkabı giyerseniz bacağınızın arkasındaki kaslar kısalır ve artık düz ayakkabı giyemezsiniz çünkü ağrı yapar) bu yüzden uzaklara bakabilmeleri için çocukları her fırsatta bahçeye gönderirim. pandemi nedeniyle evde kalan çocuklarda miyopiye rastlanma oranının ort. 2 kat kadar arttığını okuyunca* doğru yaptığımı anladım.
lazerle görme kusurunu düzelttirenlere de bir uyarı. doktorla bağınızı koparmayın. sonuçta gözünüzün yapısı aynen durduğu için (korneanızın incelmesi hariç) retina hastalıkları, göz tansiyonu vb riskler devam ediyor. üstüne üstlük göz kuruluğu riskiniz ameliyatla arttı ve kuruluğun belirtileri olan acı ve yanmayı sinirlerinizin kesilmiş olması nedeniyle hissedemiyor olabilirsiniz (bulanık görme nedeniyle hastaneye gidince doktorum bana gözlerimin çok kuru durumda olduğunu ama acıyı hissedemediğim için kontrole geç geldiğimi söylemişti).
devamını gör...
sözlük radyosunun yayına başlaması
elinize emeginize saglik, vatana millete bilhassa kafa sozluk'umuze hayirli olsun diyelim. ayrica isvicreli bilim adamlarinin arastirmalarina konu olacak kadar buyuduysek bu isin ustesinden de kalktik/kalkacagiz demektir. daha nice yeniliklere o zaman...
devamını gör...
eşinin genital bölgesine demir çubuk sokarak öldüren adam
bu ve bunun gibi adamların aldığı nefes zarar, ziyan. ruh hastaları, allah’ın belaları. hepsi ölsün, bitsin, yokolsunlar.
devamını gör...
şeyma subaşı'nın 8 yaşındaki kızına protez tırnak taktırması
istismarın başka bir çeşidi..
o yaştaki bir çocuğun parmakları ve tırnakları boya falan olmalıydı protez tırnak değil. çocukluğunu yaşayamadan kadınsı kimliğe büründürmenin manasını anlayamadım, anlamayacağım.
bırakın şu çocukları da çocuk gibi kalsınlar.
o yaştaki bir çocuğun parmakları ve tırnakları boya falan olmalıydı protez tırnak değil. çocukluğunu yaşayamadan kadınsı kimliğe büründürmenin manasını anlayamadım, anlamayacağım.
bırakın şu çocukları da çocuk gibi kalsınlar.
devamını gör...
