kemal sunal ile gül sunal’ın kızı, ali sunal’ın kardeşi, müzisyen ömer öztiyen’in eşi, çocuk ve müzik alanında dersler veren oyuncu. şimdilerde hamile. onur erol ile seslendirdiği ve klibinde oynadığı bir çocuk şarkısıda var da ismi şimdi aklıma gelmedi.
devamını gör...

mola yerinden pişmaniye alırken bir gözün kapıda bir kulağın da anonsta olma durumudur.
devamını gör...

aslında ilgi gördüğü zamanlar da var demek istediğim başlıktır:
(bkz: para karşılığı tez yazdırırken dolandırılmak)
(bkz: intihal)

değerli olmasaydı neden çalardık ve çöplük haline getirmek için uğraşırdık??
devamını gör...

ağla gözüm ağla

ağla gözüm ağla, gülmezem gayrı, 
gönül dosta gider, gelmezem gayrı. 

ne gam bunda bana bin kez ölürsem, 
orda ölüm olmaz, ölmezem gayrı. 

yansın canım, yansın aşkın oduna, 
aksın kanlı yaşım, silmezem gayrı. 

göyündüm aşk ile ta kül olunca, 
boyandım rengine, solmazam gayrı. 

beni irşad eden mürşidi kamil, 
yeter, bir el daha almazam gayrı. 

varlığım yokluğa değişmişim ben, 
bugün cana başa kalmazam gayrı. 

fenadan bakîye göç eder olduk, 
yöneldim şu yola, dönmezem gayrı. 

muhabbet bahrının gavvası oldum, 
gerekmez, ceyhun'a dalmazam gayrı. 

dilerim fazlından ayırmayasın, 
tanrım, senden özge sevmezem gayrı. 

söyler aşık dilinden bunu yunus, 
eğer aşık isem, ölmezem gayrı. 

yunus emre'nin sade, anadolu kokan türkçesiyle çarpıcı tasavvufi şiirlerinden biridir.
devamını gör...

bir tâbiî. tâbiî, hz. muhammed'i görmeyip de sahabeleri görmüş olan kişi demektir. benî isrâil rivayetleriyle tanınır. kab, hz. muhammed'i görmemiş olmasına rağmen rivayete göre yaşça hz. muhammed'den büyüktür. yani rivayete göre yaklaşık miladi 551 yılında doğmuştur. rivayete göre 104 yaşında ölmüştür. fakat ne kadar güvenilir olduğu konusu tartışılmıştır. mesela ibn mesud, kâ'b'ın rivayetlerindeki gerçek dışı hususlardan söz ederek onu eleştirmiştir. fakat nevevî, kâ'b'ın geniş bilgi ve sika(güvenilir) kişiliği üzerinde ittifak bulunduğunu söylemiştir. kâ'b'ın, isrâiliyat'a dair rivayetleri bulunmaktadır. yine de bazı çağdaş ilahiyatçılar kendisini eleştirmişlerdir. kâ'b, ehl-i kitap ravilerinin en güvenilir olanı kabul edilmiştir.

şu sitede kâ'b, hadis uydurmakla suçlanmıştır.

sitenin yazdıklarından neyin doğru neyin yanlış olduğuna bakalım,

1. israiloğullarından hadis naklinde bulunun, bunda zarar yoktur hadisini abdullah bin amr'ın naklettiği söylenir. tirmizi, ebu davud ve buhari'de bu hadis geçer. abdullah bin amr, kâ'b el-ahbâr'ın talebelerindendir.

sitede bu hadisten bahsedilerek, hadisi yanlış yazarak, sanki hz. muhammed, israiloğullarında ne varsa hepsi haktır gibi bir şey buyurmuş havası vermeye çalışmışlardır. hadis şöyledir:

benim tarafımdan (tebliğ edilen kur'an'dan) bir ayet olsun halka ulaştırınız. israiloğullarından da (ibretli kıssalar) haber verebilirsiniz. zira bunda bir sakınca yoktur. her kim (benim söylemediğim bir şeyi söyledi diye) bile-bile bana yalan isnâd ederse, o da cehennemdeki yerine yerleşmeye hazırlansın.

buna rağmen isrâiliyatı nakletmeyi yasaklayan rivayetler de bulunur. tevrat ve incil tamamen tahrif edilmemiştir, bunlar arasında kur'an ve sünnete uygun olanlar hak kabul edilir, işte hadisteki isrâiliyatın bu tip bir isrâiliyat olduğu söylenir. fakat kur'an ve sünnete uymayanlar ise batıl olarak kabul edilmiştir, ve isrâiliyattan nakletmeyi yasaklayan rivayetlerde kastedilenin de, batıl olan olduğu söylenmiştir.

2. hz. ömer'in, kâ'b'ı sürgün etmekle tehdit etmesi meselesi.

ilk önce zaten rivayete göre, hz. ömer, kâ'b'ın verdiği bilgilere ilgi göstermiş, kendisinden öğüt istemiş ve tavsiyelerine uymuştur. sürgün meselesi ise şöyledir: kaynaklara göre hz. ömer, kâ'b'a, bazı şeyleri nakletmekten vazgeçmediği takdirde kendisini medine'den süreceğini söylemiştir. dolayısıyla burda zaten kâ'b sen güvenilmezsin, hiçbir şeyi nakletme, söyleme yoksa seni sürgün ederim gibi bir durum yok.

3. kâ'b'ın, hz. ömer'in şehid edilmesinde parmağı vardır. (kaynak olarak mahmud ebu reyye)

mahmud ebu reyye, mısırlı bir yazar olup 1889 doğumludur ve 1970 yılında ölmüştür. hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. hadis ve sünnete karşı şüpheci fikirleri vardır, sahâbe, özellikle de hz. ebu hureyre hakkındaki ithamlarına karşı reddiyeler yazılmıştır ve mahmud ebu reyye de bu sebeple ünlenmiştir. hatta iddiaları sebebiyle onunla görüşmek, kaynaklarını birlikte değerlendirmek isteyen ilim adamlarıyla bir araya gelmekten çoğunlukla kaçınmış biridir.

mahmud ebu reyye, kendisinin imam şafiî ve ebu hanîfe'den daha âlim olduğunu iddia ederek, dört mezhepten hiçbirine mensup olmamıştır.(bunu şiî müellif seyyid murtaza er-razavi) belirtmiştir, yine seyyid murtaza er-razavi'nin belirttiğine göre, mahmud ebu reyye, hz. aişe aleyhinde yazılan kitaba önsöz yazmıştır.

dolayısıyla böylesi uçuk kaçık, kendini üstün gören bir adamın bilgilerine itibar edecek değiliz.

işin en komik tarafı, bu iddiaları paylaşan ilgili site, sırf kâ'b'a güvenmiyor diye, onu katillikle suçlamaya çalışmış. bakın hadis inkârı aşkına. bu sebepten birini katil ilan etmekten bile çekinmiyorlar.

4. aynen siteden alıntılıyorum:


bir adam kab ile karşılaştı. kendisine selam vererek dua etti. kab ona “kimlerdensin?” diye sordu. adam “şamlılardanım” diye cevap verdi. o zaman kab şöyle dedi “belki de sen, şamlıların arasından çıkacak ve hesap ile azaba uğratılmayacak yetmiş bin askerden birisin.” ibni asakir, tarih-1


bu konuda şunu söylemek lazım geliyor, kâ'b bunu kimden duyduğunu söylememiş ki. yani bu sözünü peygamber'e isnat etmemiş ki. zira üstteki alıntıyı okuduğumuzda böyle bir şey göremiyoruz.

5.

kab dedi ki: “allah yeryüzüne baktı ve şöyle dedi; ‘senin bir bölümüne dokunacağım.’ dağlar, o’na koşuştu. kaya aşındı. allah bu yüzden onlara teşekkür edip ayağını üzerlerine koydu.” mahmud ebu reyye, muhammedi sünnetin aydınlatılması


buna benzer bir rivayet şu şekildedir: kürsî, allah'ın iki ayağını koyduğu yerdir. fakat bu rivayet sahih değildir. ki üstteki alıntı ne kadar sahih onu da bilmiyorum, ki sahih olsa bile bu cismaniyet ispatı değildir. bu durum üstteki alıntıda geçen rivayetin müteşabihatını gösterir.

6.

hesap için diriltilme ve hesap, beytul makdis’ten olacaktır. beytül makdis’te gömülü olan azaba uğratılmayacaktır. mahmud ebu reyye, muhammedi sünnetin aydınlatılması


mahşer yerinin kudüs olduğu kâ'b uydurması değildir. zaten bu konuda çeşitli kaynaklar ve görüşler vardır. fakat bu konuda hz. muhammed'e isnat edilen bir hadisin olup-olmadığını bilmiyorum.

sonsöz:

mahmud ebu reyye, kitabında yer verdiği 5 ve 6-cı alıntıda geçen rivayetlerin kaynağını ne hikmetse vermemektedir. ki bahsi geçen bu rivayetlerin ne kadar sahih olduğu konusunda bir bilgim bulunmamaktadır. zaten hz. ömer'in, kâ'b'ın bazı şeyleri nakletmesini istemediğini söyledik. ki kâ'b'ın bazı isrâiliyat alışkanlıklarını terk edemediğini de biliyoruz. dolayısıyla kâ'b bu rivayetleri isrâiliyattan almış da olabilir, zaten bunlar kütüb-i sitte'de muhtemelen geçmemektedir, fakat kâ'b, isrâiliyat'tan bazı şeyleri aldığı için art niyetlilikle suçlamanın da bir anlamı yoktur.
devamını gör...

insanlara kısa yoldan mutluluğu, zenginliği, başarıyı vaat eden ama içi boş kitaplardır. yani en azından son zamanlarda çıkanlar bu yönde. edebiyatla, felsefeyle harmanlanıp yazılsa ve amacı doğrultusunda olsa bence eleştiri odağında olmazlardı.
''bu yazarlar senin hakkında ne biliyor ki, hayallerini, hobilerini, korkularını biliyor mu ki onların söylediklerini dinleyesin?'' dedirtiyor insana.
devamını gör...

yıkıcı olduğunda değil ama yapıcı eleştirilere can kurban dediğim durum.
devamını gör...

yaş 8-9.. konum tıp fakültesi hastanesi.. rutin kontrollerden birine gitmişiz annemle, doktor idrar tahlili istiyor ama hiç çişim yok. biraz bekledik, su içtim, beklemekten sıkıldım derken gittim tuvalete. bilirsiniz idrar kabının belirli bir yerine kadar işemek gerekiyor ama oraya kadar işeyemediğim için azıcık su doldursam ne olur ki deyip su dolduruyorum. gidip veriyoruz laboratuvara, saat öğlene yaklaşmış yakınlarda çok güzel sulu yemek, sandviç yapan bir yer var*, mutlu mutlu yemek yemeye gidiyoruz. öğleden sonra tahlil gösterir gideriz diyen anneme, kaba biraz su doldurdum diyorum boş bulunup. annem çok kızıyor azarlıyor tabii, apar topar geri hastaneye gidip söylüyoruz iptal ettiriyoruz ama doktor da öğle yemeğine çıkmış bizim işler akşama kadar uzuyor. annem kızıp kantinden bir simit alıyor bana. ceza olsun diye o gün oraya yemek yemeye götürmedi diye sabaha kadar ağlamıştım evde.
devamını gör...

110 takipçim var canım tabii ki diğer insanlardan bir farkım olacak hıh.
devamını gör...

iyi okumuşum dediğim canım kitaplardan biri. ah zeze tüm çocukların masumluğunu yansıtman o kadar güzel ki.
devamını gör...

2.dünya savaşı'nın en önemli fotoğraflarından birisidir. berlin'e giren kızıl ordu alman federal meclisi (reichstag) binasına sovyet bayrağını dikmiştir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yumurtadan turşu mu olur demeyin, oluyormuş. ben denemek istemedim ama deneyenler çok beğendi. yumurtadan turşu mu olur?
devamını gör...

m.ö mezopotamya'da yerleşik olarak yaşamış sümer, asur, babil ve akad gibi uygarlıkları sümeroloji bilimi çerçevesinde araştıran kişileridir.

ülkemizde en bilindik sümerolog muazzez ilmiye çığ'dır. 2021 yılı itibari ile 107 yaşında olan bilim insanı halen yaşamaktadır.
devamını gör...

omnipotent düşünme.

normalde ergenlikte pik yaptıktan sonra azalarak yok olması beklenir ama bazı süper star arkadaşlar 24 saat izlendikleri sanrısından kurtulamazlar maalesef.

evet, sizi en iyi freud ve piaget biliyor devam edin.
devamını gör...

şibumi isimli kitabı tek kelime ile enfes olan yazar.bir kitabındaki soygun planının gerçek hayatta uygulandığı söylenir.şibumi isimli kitabın sansürsüz versiyonunu bulmak neredeyse imkansızdır.istanbulda falan yaşayan yazar arkadaşlar bir ara sahaflara falan gittiklerinde sorarlarsa çok memnun olurum.
devamını gör...

mevcut şartlarda yemez. ama gelecek ne gösterir bilinmez. ancak bu halk kendisine yapılan zulmü çabuk unutur ama yapılan iyilikleri unutacak karakterde değildir. o yüzden istedikleri kadar uğraşsınlar bir grup kendini bilmezin inancından öteye gidemeyecek insanlar arasında yaymaya çalıştıkları "atatürk düşmanlığı".

bu vesile ile milli eğitim bakanlığı ve kadrolarının nasıl kokuşmuş olduğunu da bir kez daha görmüş olduk. kıyısından köşesinden bildiklerimiz ağzımızı açık bırakır cinsten. içerideki hocaların bildikleri bizim bildiklerimizin fersah fersah üstündedir elbette.

son olarak mansur yavaş'a bir çağrıda bulunmak isterim. gerçi pandemi döneminde öğrenci bulmak zor ama adı geçen ilçedeki tüm okullara öğrencilere dağıtılmak üzere koli koli nutuk gönderilmesi fikrini hayata geçirebilecek yegane insan sizsiniz.

ekleme: haber okunmuyor sanırım. resmi belge diye paylaşılan fotoğrafı şuraya koyalım da bahaneler daha net gözüksün.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

harem arapça kökenli bir kelimedir. girilmesi yasak, muhterem, mukaddes gibi anlamları vardır. eski yıllarda ve günümüzde nadiren olsa da konak, evler, saraylar iki kısma ayrılırdı. kadınların olduğu kısma harem ve erkeklerin olduğu kısma selamlık denirdi. haremlik değil çünkü selamlık kelimesinde lık ek değildir ve selamlık erkeklerin toplaştığı oda manasına gelen kelimedir. bu uygulamanın farz mı yoksa töre mi olduğu tartışmalıdır. farz olduğunu söyleyenler ahzab suresi 53. ayeti kanıt gösterir.

peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. bu hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır.

diğer bir kanıtları ise avret ve örtü kurallarıdır. erkekler mahremi olmayan kadınlara, kadınlar ise mahremi olmayan erkeklere belirli ölçüler dışında bakamaz derler. mahremin ne olduğu şu şekildedir:

fakihlerin çoğunluğuna göre bir kadının mahremi olmayan erkeklerin yanında yüz ve ellerinin dışında kalan bütün organlarını örtmesi gerekmektedir. bazı fakihler yüz ve elleri örtmenin de gerekli olduğu görüşündedir. şâfiî ve hanbelî mezhebine mensup fakihler ayakların örtülmesini gerekli görürken hanefî ve mâlikîler bunun gerekli olmadığını söylemişlerdir. mahrem olmayan kadın ve erkeklerin günlük hayatın zaruretleri çerçevesinde birbirinin örtülmesi icap etmeyen yerlerine bakmalarında bir sakınca olmamakla birlikte bunlara şehvet hissiyle bakmaları hiçbir şekilde meşrû görülmemiştir. (müsned, ıı, 276, 317; buhârî, “istiʾẕân”, 12; müslim, “ḳader”, 20-21).

bu islamda yoktur diyenler nur suresi 61. ayeti işaret eder. böyle düşünen birinin yazısını ekleyeceğim farklı düşüncelere bakmak için okuyunuz.

köre güçlük yoktur; topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. sizin için de gerek kendi evlerinizden gerekse şu kişilerin evlerinden yemek yemenizde bir sakınca yoktur: babalarınızın evleri yahut annelerinizin evleri yahut kardeşlerinizin evleri yahut kızkardeşlerinizin evleri yahut amcalarınızın evleri yahut halalarınızın evleri yahut teyzelerinizin evleri yahut anahtarı size teslim edilmiş olan evler yahut arkadaşlarınızın evleri. hep birlikte yahut ayrı ayrı yemenizde sizin için hiçbir sakınca yoktur. evlere girdiğinizde, allah katından bir esenlik, bir bereketlilik, bir temizlik dileği olarak kendinize de selam verin. allah size ayetleri işte böyle ayan beyan bildiriyor ki, aklınızı çalıştırabilesiniz.

islamda yoktur diyenlerin işaret ettiği diğer bir ayet tevbe suresi 71. ayettir.

mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. iyilik ve güzelliği belirlenene özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındırırlar. namazı/duayı yerine getirirler, zekâtı verirler. allah'a ve resulüne itaat ederler. allah bunlara rahmet edecektir. allah azîz'dir, hakîm'dir.

islamda farz mı yoksa gelenek mi tartışmalarına fazla girmiyoruz çünkü işin içinden çıkamayız.*bundan dolayı harem selamlık kuralının örneklerini inceleyeceğiz. safranbolu evleri, gaziantep'te eski evler, şimdi çok olmasa da oda sayısının yanında 2 olan yani iki salonlu evler,* bazı evlerin salonları misafir gelince ortadan perde gibi materyallerle bölünmesi. günümüzde revaçta olan islami oteller, yakın zamanda çok konuşulan ve fazlasıyla ecdad güzellemesi yapılan kadınlar için ince ses erkekler için kalın ses çıkaran çiftli kapı tokmakları örnektir. bu tokmakları bir yerde gördüm oraya kötülememek için söylemeyeceğim.* binaya restorasyon yapıldıktan sonra konulmuş aslı böyleymiş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bir örnek de dedemgilin evidir. evini ailesiyle oturmak için yapan ama göç ettiğinden evini dedeme satan adam çok dindardır* ve evin salonunu |_ şeklinde yaparak harem selamlık kuralını uygulamıştır. bizim aile bu kuralı uygulamadığından dolayı dedemin evinde salonda otururken rahat sohbet etmek ve sesini duyurmak için bağırılır, kafalar çevrilir böyle ilginç aksiyonlar alınır ya da yerde oturulur.* karşı komşumun oldukça dindar babasını ziyarete gittiğimizde salonunu ortadan perdeyle kapattı. bir tarafa erkekleri bir tarafa kadınları aldı. zaten ülkemizde misafirliklerde çoğunlukla kadın ve erkekler ayrı odalarda ağırlanır ve adı konulmadan harem selamlık uygulanır. misafir odası* ve oturma odası gibi iki adet oturmak için odanın olmasının bir nedeni kadın erkeklerin ayrı oturması amacıdır.

şahsi düşüncem ise insanlar hayat arkadaşlarına, çocuklarına, akrabalarına, dostlarına güvenmelidir onlara böyle uygulamalar yaparak sana güvenmiyorum, sen birini taciz edersin, beni aldatırsın gibi mesajlar vermemelidir zaten ne olabilir kadın erkek aynı yerde durunca? her anlamda çağdışı kalmış bu adet bir daha gelmemesi üzerine tarihin tozlu sayfalarına karışmalıdır!
devamını gör...

kırıp saklanarak uzun bir süre gerileceğime gider hemen söylerdim. birkaç dakika kızsa da çabucak üstü kapanırdı olayın. ayrıca açık sözlülük yaptığım için bir daha evde bir şey kırıldığında kendim itiraf etmediğim sürece kimse benden şüphelenmezdi. stratejik ilerliyormuşum resmen.
devamını gör...

bir yıldızın zaman içerisindeki parlaklık değişimini gösteren grafik.

çok çeşitli şekillerde çıkabilir karşımıza. aşağıda örneklerden bir tanesini görüyorsunuz:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(görsel, cosmos.esa. int'ten alıntıdır.)

burada grafiğin dikey ekseni yıldızın parlaklığını gösterirken, yatay ekseni değişim evresini, yani zamanı gösterir.
devamını gör...

çok kişi bilmez ama orhan veli'nin güzel öyküleri de vardır. bu öykülerden birinin ismi ''işssizliktir''. orhan veli usta, bir gün sahil kenarında otururken kendi kendisiyle konuşmaya başlar. açtır ve işssizdir. ama anlattığı öykü asla açlığının dramı değildir. bol miktarda sıgarası vardır cebinde, ve manzara çok güzeldir. açlığının ızdırabı elbet vardır içinde ama bunu o kadar da dert etmez. geçenlerde aldığı bir iş teklifinden bahseder öyküde. taşrada açılacak bir petrol kuyusuna personel arıyorlarmış. yüklü miktarda bir maaşla orhan abi'ye de gel çalış demişler. kendisi rededmiş teklifi. öyküde, şayet teklifi kabul etseydi orada beraber çalışacağı insanlar hakkında fikirler yürütüyor. öyküden çıkardığım hususlardan biri, orhan veli çağında her meslekten insanın şiir hakkında iyi veya kötü, ilerici yahut gerici bir beğenisi var. bugün ben iş yerimde her hangi bir arkadaşımla şiir sohbeti yapsam adım ''gay''e çıkar. yahut olur olmadık yerde olur olmaz şeyler konuşan bir insana. veya en iyimser ihtimalle karşımdaki insanlar aval aval bakıp dinler beni. hayır canım, istemez eksik olsun. iyi ki şu sözlükler var diyorum bazen. kimsenin deli olup olmadığımı umursamaz bir şekilde, sanattan, bilimden, tarihten istediğim kadar bahsedebiliyorum.

karl marks dinler için, ''ruhsuz dünyanın vicdanıdır'' der. din meselesinin insanların bu kadar yaşamında önemli olmaya başladığı bir çağda, gündelik dertlerden çok uhrevi dertleri de olması lazım gelmez mi insanın? peki ben neden eser miktarda o kadar insan tanımıyorum? etrafıma bakıyorum da, herkes bir biçimde aşktan ölüyor. peki neden herkes, şiirden habersiz bu çağda? bir insan bir insanı şiirsiz nasıl sever yahu? kitapsız allaha tapmak gibi bir şey bu.
başlığı görünce düşündüm ki bu çağda kimse doğru dürüst kitap okumuyor ki. bir de sevgilisiyle aynı kitabı okuyup konuşssun. herkesin, sevdiğinin gözünü nasıl oyabileceğiyle ilgili daha önemli dertleri var bu zamanda. bir de insta story mi ne atıyorlar.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim