atatürk'ün en sevilen sözü
biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.
devamını gör...
şiir bilen şiir okuyan şiirden konuşabilen yazarlar lokali
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hobileri
hobilerimi yazacağım başlık.
- ney üflemek,
- amigurumi oyuncak örmek,
- tığ ve şiş ile örgü örmek,
- etamin yapmak,
-kitap okumak ama favori tarzım; tıbbi gerilim,
-satranç oynamak,
- doğa yürüyüşü,
- amatör olarak yüzmek gibi uzatabileceğim, yapmaktan keyif aldığım eylemler.
- ney üflemek,
- amigurumi oyuncak örmek,
- tığ ve şiş ile örgü örmek,
- etamin yapmak,
-kitap okumak ama favori tarzım; tıbbi gerilim,
-satranç oynamak,
- doğa yürüyüşü,
- amatör olarak yüzmek gibi uzatabileceğim, yapmaktan keyif aldığım eylemler.
devamını gör...
virgül
leyla erbil tarafından alışılmadık biçimlerde kullanılan noktalama işareti. eserlerinde virgüllü soru işareti, virgüllü ünlem ve üç virgül gibi kendisine has noktalama işaretlerine rastlamak mümkündür.
devamını gör...
adem'in yediği iddia edilen elma
öncelikle (bkz: metafor)
dinler işlerine gelince biraz utangaç olurlar!
bir elmadır almış başını gidiyor.
doğal olarak çoluk çocuk soruyor.
yahu bu nasıl bir allah’tır ki adamın biri elma yedi diye cennettinden kovuyor?
bunu doğru dürüst cevaplandıracak dindar sayısı bir elin parmağını geçmez.
imtihan der ve seni geçiştirir.
zira kendisi de bilmez.
çünkü araştırmamış, sormamış.
sadece bir yerden duymuş veya okumuş.
ondan sonra kabul etmiş.
öyle ya dinde teslimiyet var.
benim bir imam amcam vardı.
kendisi din haricinde felsefe ile uğraşıyordu.
bir gün bu soruyu kendisine sordum.
amcam sinirli bir şekilde aynen şöyle dedi.
“ ne elması ulan hıyar ağası?
elma değil o. ayıp olmasın diye bir benzetme yapılmış.
cahil cühelanın içinde istediğimiz gibi konuşamıyoruz ki anlatalım. elmadan kasıt havva’nın mahremidir.”
yani dostlar.
adem’in yediği iddia edilen elma, havva’ın mahrem yeri olup cinsel münasebet kastediliyor.
dinler işlerine gelince biraz utangaç olurlar!
bir elmadır almış başını gidiyor.
doğal olarak çoluk çocuk soruyor.
yahu bu nasıl bir allah’tır ki adamın biri elma yedi diye cennettinden kovuyor?
bunu doğru dürüst cevaplandıracak dindar sayısı bir elin parmağını geçmez.
imtihan der ve seni geçiştirir.
zira kendisi de bilmez.
çünkü araştırmamış, sormamış.
sadece bir yerden duymuş veya okumuş.
ondan sonra kabul etmiş.
öyle ya dinde teslimiyet var.
benim bir imam amcam vardı.
kendisi din haricinde felsefe ile uğraşıyordu.
bir gün bu soruyu kendisine sordum.
amcam sinirli bir şekilde aynen şöyle dedi.
“ ne elması ulan hıyar ağası?
elma değil o. ayıp olmasın diye bir benzetme yapılmış.
cahil cühelanın içinde istediğimiz gibi konuşamıyoruz ki anlatalım. elmadan kasıt havva’nın mahremidir.”
yani dostlar.
adem’in yediği iddia edilen elma, havva’ın mahrem yeri olup cinsel münasebet kastediliyor.
devamını gör...
müslümanların en büyük hataları
başkasının müslümanlığını sorgulayıp bir de yargılamaları derim.
devamını gör...
dünya uyku günü
sağlıklı uykuya dikkat çekmek için mart ayının 3. cuma günü dünya uyku günü olarak kabul ediliyormuş. dolayısı ile bu sene bugün dünya uyku günü.
dünyadaki en sevdiğim özel gün bu olabilir.* bu vesileyle tüm uykucuların, gününü kutluyorum.
dünyadaki en sevdiğim özel gün bu olabilir.* bu vesileyle tüm uykucuların, gününü kutluyorum.
devamını gör...
güne bir şarkı bırak
aksamı beklerken.. cigarayla.. saygılar.
devamını gör...
aynı anda iki duygu yaşatan şey
(bkz: sinir bozukluğu)
aynı anda hem kahkaha attırıp hem gözden yaş akıtan bir şeydir bu. bizim oralarda "güldüğü gün ağlasın" diye bir beddua vardır, bununla bir bağlantısı olduğunu düşünmeye başladım ciddi ciddi.
aynı anda hem kahkaha attırıp hem gözden yaş akıtan bir şeydir bu. bizim oralarda "güldüğü gün ağlasın" diye bir beddua vardır, bununla bir bağlantısı olduğunu düşünmeye başladım ciddi ciddi.
devamını gör...
adalet ve kalkınma partisi
yakında tarihin çöplüğündeki yerini alacak. ve ileride türkiye'nin başına gelmiş en büyük felaket olarak tanımlanacak. ülkeye verdiği zarar maddi ve manevi açıdan hesaplanamayacak boyutta. bu kadar hukuk ve kanun tanımaz bir parti dünya tarihinde yoktur.
devamını gör...
barış özcan
videolarını zevkle izlediğim değerli insan. bilgilendirici videolarıyla hayatıma yeni bilgiler katıyor. youtube'daki en kaliteli kanallar arasındadır.
devamını gör...
hayat
hayat ; kişiye daha önceden yazılmış olanları, kişiye bahşedilen bazı insani özelliklerle birlikte tercih ve seçimlerden ibaret bir hale getirme oyunu sanki. bazen nefs ile bazen acı ya da tatlı tecrübelerle bir gökkuşağı edası gibi rengarenk bir şekle bürüme hali de ayrıca. kişi bu hayatının gökkuşağındaki renklerini çoğu kez kendi tercihleriyle boyuyor. bazen tüm olumsuzluklar birleşip tüm renkleri alıyor insan hayatından ve simsiyah bir hale eviriyor. ama o siyahlık baki mi ?
hiçbir şeyin baki olamayacağı gibi değil elbette. renklendirmek tekrar kendi ellerimizde. sürekli bir yokuşta hissedersek kendimizi o yokuşun bir inişi de olacağının idrakını yitiriveririz birden ve gökkuşağımızın karartısı devam eder. yaşadığımız anımızdan çalarız, bir daha geri gelmeyecek olan günlerimizden yeriz. anı yaşamayı öğrenmek, hayatın dümdüz bir yoldan ibaret olmadığını bilmek ve bu yolda bir taşa takılsak da aklımızı takıldığımız taşta bırakmamak bize anı yaşama yeteneğini bahşetmez sadece. aynı zamanda olgunluk merdivenlerimize bir basamak daha eklememize vesile olur.
zaman zaman kendimizi bir denizin içinde boğulmaya ramak kalmış bir halde de hissedebiliriz, ama bilmeliyiz ki çıkmak için çırpınmadığımız sürece boğulur ve duygusal yok oluşlarımıza bir de bedenen bir son ekleriz. o yüzden çırpınmaya devam etmeliyiz. ve bilmeliyiz ki biz çırpındıkça bize el uzatanlar da çok olacaktır.
şunu unutmamalı, dünya yuvarlak ve bizler istesek de kendi köşemize çekilemeyiz. iş, okul hayatı, ailemiz, sosyal çevremiz, toplum bizi hep iç içe yaşamaya zorlar. her ne kadar bazen kendimizi kalabalıklar içinde yalnız hissetsek de yazarak tüm duygularımızı, maskelerimizin altında gizlediklerimizi, hatalarımızı, keşkelerimizi, neden, nasıl ve niçinlerimizi bembeyaz bir kağıda dökerek bembeyaz sayfalar açabiliriz hayatlarımıza.
yazmak, çorak kalan topraklarımıza içimizdekileri bir yağmur gibi dökerek tekrar filizlendirmektir hayatı. unutmamalısın umutsuz ve mutsuz insan; mutsuzluk da mutluluk da öfke de kırgınlık da sevinç ve umut kadar yaşanılası kılar hayatı.
hiçbir şeyin baki olamayacağı gibi değil elbette. renklendirmek tekrar kendi ellerimizde. sürekli bir yokuşta hissedersek kendimizi o yokuşun bir inişi de olacağının idrakını yitiriveririz birden ve gökkuşağımızın karartısı devam eder. yaşadığımız anımızdan çalarız, bir daha geri gelmeyecek olan günlerimizden yeriz. anı yaşamayı öğrenmek, hayatın dümdüz bir yoldan ibaret olmadığını bilmek ve bu yolda bir taşa takılsak da aklımızı takıldığımız taşta bırakmamak bize anı yaşama yeteneğini bahşetmez sadece. aynı zamanda olgunluk merdivenlerimize bir basamak daha eklememize vesile olur.
zaman zaman kendimizi bir denizin içinde boğulmaya ramak kalmış bir halde de hissedebiliriz, ama bilmeliyiz ki çıkmak için çırpınmadığımız sürece boğulur ve duygusal yok oluşlarımıza bir de bedenen bir son ekleriz. o yüzden çırpınmaya devam etmeliyiz. ve bilmeliyiz ki biz çırpındıkça bize el uzatanlar da çok olacaktır.
şunu unutmamalı, dünya yuvarlak ve bizler istesek de kendi köşemize çekilemeyiz. iş, okul hayatı, ailemiz, sosyal çevremiz, toplum bizi hep iç içe yaşamaya zorlar. her ne kadar bazen kendimizi kalabalıklar içinde yalnız hissetsek de yazarak tüm duygularımızı, maskelerimizin altında gizlediklerimizi, hatalarımızı, keşkelerimizi, neden, nasıl ve niçinlerimizi bembeyaz bir kağıda dökerek bembeyaz sayfalar açabiliriz hayatlarımıza.
yazmak, çorak kalan topraklarımıza içimizdekileri bir yağmur gibi dökerek tekrar filizlendirmektir hayatı. unutmamalısın umutsuz ve mutsuz insan; mutsuzluk da mutluluk da öfke de kırgınlık da sevinç ve umut kadar yaşanılası kılar hayatı.
devamını gör...
mısır piramitleri
m.ö. 2551 yılında tamamlandığı düşünülen ve 14 ila 20 yıl arasında yapıldığı kesinleşmiş üstün mimari yapılardır.
henüz kim olduğu netleşemeyen bir firavun için inşa edilmiştir.
yıllardır yaptığım kapsamlı araştırmaları ve ekşi'de girdiğim bir entryi baz alarak; onun hakkındaki bilgiler:
-firavun'un mezarına yılın belli günleri sadece yılda 2 kez güneş giriyor.*
-yapımında her birinin ağırlığı 2 ila 60 ton arasında değişen taş blokları yerleştirecek kadar güce, sisteme ve teknolojiye sahip insanlar kullanıldı.
-gelecekte buraya ziyarete gelen insanları yanıltacak elektro manyetik alana sahip üç piramit inşa edebilecek, içinde ultrasonic radar ve sonar cihazlarının çalışmasını engelleyecek birikime sahiplerdi.
-binlerce yıldır içinin yazın soğuk kışın sıcak olmasını sağlayacak termodinamik bilgiye sahiplerdi.
-olur da biri keops piramidinin yüksekliğini bir milyarla çarpar da güneş ile dünya arasındaki mesafeyi bulur diye,
olur da biri dünya haritasını düz varsayarsa diye piramitleri dünyanın merkezine yerleştirecek ince hesaplar yaptılar.
-en yakın teslimat noktası 20 km ötede olan 2.300.000 taşı takım yıldızlara oranla inşa edebilecek köleler kullandılar,
-ilerideki nesillere piramitlerle hem kürenin hacminin hem de dairenin yüzeyini hesaplatabilecek düzeyde ince inşa edecek,
-belki ileride meridyen diye bir şey icad edilir diye, üzerinden meridyen geçen piramitleri hem karayı hem denizi bölebilecek şekilde ayarlayabilen,
-araştırmacıların %90'ının içinde kaybolmasını sağlayan odalara sahip piramitler inşa edebilecek,
insanlardı.(!)
henüz kim olduğu netleşemeyen bir firavun için inşa edilmiştir.
yıllardır yaptığım kapsamlı araştırmaları ve ekşi'de girdiğim bir entryi baz alarak; onun hakkındaki bilgiler:
-firavun'un mezarına yılın belli günleri sadece yılda 2 kez güneş giriyor.*
-yapımında her birinin ağırlığı 2 ila 60 ton arasında değişen taş blokları yerleştirecek kadar güce, sisteme ve teknolojiye sahip insanlar kullanıldı.
-gelecekte buraya ziyarete gelen insanları yanıltacak elektro manyetik alana sahip üç piramit inşa edebilecek, içinde ultrasonic radar ve sonar cihazlarının çalışmasını engelleyecek birikime sahiplerdi.
-binlerce yıldır içinin yazın soğuk kışın sıcak olmasını sağlayacak termodinamik bilgiye sahiplerdi.
-olur da biri keops piramidinin yüksekliğini bir milyarla çarpar da güneş ile dünya arasındaki mesafeyi bulur diye,
olur da biri dünya haritasını düz varsayarsa diye piramitleri dünyanın merkezine yerleştirecek ince hesaplar yaptılar.
-en yakın teslimat noktası 20 km ötede olan 2.300.000 taşı takım yıldızlara oranla inşa edebilecek köleler kullandılar,
-ilerideki nesillere piramitlerle hem kürenin hacminin hem de dairenin yüzeyini hesaplatabilecek düzeyde ince inşa edecek,
-belki ileride meridyen diye bir şey icad edilir diye, üzerinden meridyen geçen piramitleri hem karayı hem denizi bölebilecek şekilde ayarlayabilen,
-araştırmacıların %90'ının içinde kaybolmasını sağlayan odalara sahip piramitler inşa edebilecek,
insanlardı.(!)
devamını gör...
insana mutluluk veren sıradan olaylar
sabah yetişmeye çalıştığım otobüsün şoförünün beni görüp son anda durarak kapıyı açması ve günaydın demesi*, elimdeki kocaman çantayla bir yerlere tutunmaya çalışırken anlayışlı bir erkeğin kalkıp yer vermesi ve kucağımdaki poçaların kokusunun burnuma gelmesi.
o sırada uzun zamandır tanış olduğumuz şoför amcanın kafasıyla tamamdır işareti yaparak gülümsemesi.. olan biten sıradan ama güne güzel başlatıyor gerçekten *
o sırada uzun zamandır tanış olduğumuz şoför amcanın kafasıyla tamamdır işareti yaparak gülümsemesi.. olan biten sıradan ama güne güzel başlatıyor gerçekten *
devamını gör...
aşı yaptırmam diyenler vatan hainidir
gün geçmiyor ki vatan haini olmayalım.
(bkz: durduk yere insanları vatan hainliğiyle suçlayanlar vatan hainidir.)
(bkz: durduk yere insanları vatan hainliğiyle suçlayanlar vatan hainidir.)
devamını gör...
kafa'nın masada olan beş yazarı
ay bir gulesim geldi..
tanım: hangi masaymis bu dedirtendir.. troll dicem.. o bile olamaz..
tanım: hangi masaymis bu dedirtendir.. troll dicem.. o bile olamaz..
devamını gör...
sözlükteki üç kişi problemi
sevgili iki kişi, sözlük nihayetinde bir dijital platformdan ibaret, ya online kişi sayısı sözlük yazılımının bir yalanı ise ve aslında sözlükte sadece bunu okuyan sen, yazan ben ve dükkan sahibi çocuk varsa (yoldaşmıydı). ya aslında ortada bir yoldaşlık değil, cahil yalnızlığı varsa.
devamını gör...
hiçbir şeyden zevk alamamak
boşluk hissinin yansımasıdır. olur öyle arada. içine dönüp kendinle kalmaya devam etmelisin.illa bir şey yapacaksın diye bir şey yok. tek başına bir bankta oturup sadece doğayı izle o bile iyi geliyor.
devamını gör...

