kitap
soyut veya somut şeylerin harfler, kelimeler ve cümlelerle ifade edilmiş ve bu ifadelerin yazıya dökülüp yayımlanmış haline denilir efendim.
devamını gör...
tutankamonun laneti
bilgi dolu tanımlar giren ve artılarını esirgemeyen yazar büyüğümdür kendileri.
takipteyiz efendim.
takipteyiz efendim.
devamını gör...
adalet bakanı'nın adaletsizliğe isyan etmesi
"insan gerçekten hayret ediyor."
devamını gör...
nickaltı başlıkları akışta gözükmesin kampanyası
benimki zaten gözükmüyor ki.
devamını gör...
lakayıt
tdk'nin lakayt yazıldığında yolladığı sözcük. bu da lakayt sözcüğü ile aynı olduğunu ama doğru olan ve doğru söylenenin bu olduğunu gösterir.
şimdi:
la arapça olumsuzluk eki. (l ince ve a uzun okunacak.)
kayd, yine arapça 'bağlamak' fiilinden geliyormuş (ama o da şüpheli.)
böylece lakayt; bağlı olmayan, kayıtsız anlamlarına geliyor.
bizde, zaman içinde mecaz anlamlı kullanımları ağırlık kazanarak; bağlanmama, ilgisiz olma, kayıtsız olma, aldırmama, umursamama anlamlarını kazanmış.
türkçede hem isim, hem sıfat hem de zarf olarak kullanılıyor. bunları örneklemeden önce, lakaydı ve lakaydi sözcüklerinin de bu sözcükler yerine kullanıldığını yazalım. lakaydı ve lakaydi sözcükleri ile lakayt/lakayıt sözcükleri arasında hiçbir fark yok kullanım açısından.
-örnek: "uzun zaman sonra karşılaştığımızda, önce çok ilgilenirmiş gibi yaptı, sonra yeniden eski lakaytlığına döndü." >isim
-örnek: "rol yaptığını biliyorum, bırak artık bu lakayıt halini lütfen."-->sıfat
-örnek: "sözlerimi gayet doğal ve lakayıt söylemeye çalıştım."-->zarf
şimdi:
la arapça olumsuzluk eki. (l ince ve a uzun okunacak.)
kayd, yine arapça 'bağlamak' fiilinden geliyormuş (ama o da şüpheli.)
böylece lakayt; bağlı olmayan, kayıtsız anlamlarına geliyor.
bizde, zaman içinde mecaz anlamlı kullanımları ağırlık kazanarak; bağlanmama, ilgisiz olma, kayıtsız olma, aldırmama, umursamama anlamlarını kazanmış.
türkçede hem isim, hem sıfat hem de zarf olarak kullanılıyor. bunları örneklemeden önce, lakaydı ve lakaydi sözcüklerinin de bu sözcükler yerine kullanıldığını yazalım. lakaydı ve lakaydi sözcükleri ile lakayt/lakayıt sözcükleri arasında hiçbir fark yok kullanım açısından.
-örnek: "uzun zaman sonra karşılaştığımızda, önce çok ilgilenirmiş gibi yaptı, sonra yeniden eski lakaytlığına döndü." >isim
-örnek: "rol yaptığını biliyorum, bırak artık bu lakayıt halini lütfen."-->sıfat
-örnek: "sözlerimi gayet doğal ve lakayıt söylemeye çalıştım."-->zarf
devamını gör...
sözlük yazarlarını şaşırtan şeyler
kafa sözlük'ün 2013'te açılmış olması. ben 7 kasım 2020'de açıldı sanıyordum.
2013 yılında yayın hayatına başlayan kafa sözlük yeni yazılım ve arayüzü ile faaliyete geçmiştir.
www.google.com/amp/s/www.mi...
2013 yılında yayın hayatına başlayan kafa sözlük yeni yazılım ve arayüzü ile faaliyete geçmiştir.
www.google.com/amp/s/www.mi...
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu
sayılar konusunda hassas olduğu için 1000. tanımını kendi nickaltına yazıp, bu vesile ile birkaç konuda teşekkür etmek isteyen yazar.
öncelikle merhabalar sevgili kafa sözlük yazarları.*
2 gün sonra kafa sözlüğe kayıt olalı tam 1 ay bitmiş olacak. ne zaman buraya kaydoldum, ne zaman burayı bu kadar benimsedim ve zaman nasıl bu kadar hızlı geçti hiç bilmiyorum. bildiğim tek şey buranın benim için "bir bakıp çıkacağım" diyerek girip, bir baktığım ama çıkamadığım bir yer olması.
nasılsa hoşlanmam, adapte olamam, birkaç gün takılır sonrasında varlığını unuturum dediğim bu sözlük, sabahları uyanıp günaydın görselini atarak herkesi selamladığım, tüm günün stresinden sıyrıldığım, kafamı boşaltıp eğlendiğim, gece ışıkları kapatmadan önce herkese iyi geceler dilediğim bir yer oldu. şimdi bakıyorum da tüm günüm olmuş neredeyse.*
burada hiç kimseyi tanımasanız bile geldiğiniz anda "kim bu" diye bakan gözlerle değil "yeni gelmiş sanırım, yabancılık çekmesin karşılayalım" diyen bir havayla karşılaşıyorsunuz. nasıl ki günlük hayatta yeni girdiğiniz bir ortam için sıcak karşılanmak kendinizi rahat hissettirir sanki burası da rahat hissetmeniz için elinden geleni yapan bir müessese gibi. yazarlarından tutun moderatörüne kadar herkes geniş bir anlayışa ve hoşgörüye sahip.
kendimden yola çıkarak örnek vermem gerekirse daha önceden de söylediğim gibi kendimi edebiyat ve görsellerle ifade etmeyi severim. gördüğüm herhangi bir başlık bana direkt olarak bir dize, pasaj ya da görseli çağrıştırır. bunları şahsi fikirlerimle harmanlayarak tanım yazmak kendimi ifade etmemi kolaylaştırıyor. paylaştığım tanımlardan sonra gelen mesajlar, o kadar motive edici oluyor ki kelimelerle ifade etmem mümkün değil. zaten gelen mesajlardan sonra ettiğim kemkümleri biliyorsunuz.*
her neyse lafı çok uzatmak istemiyorum, tanımı yazma nedenime geleyim; teşekkür etmek istiyorum.
geçen haftalarda kraliyet arması sahibi olup d&r'dan hediye çeki kazanmıştım, açıkçası böyle bir beklentim yokken bu ödülü almam beni hem heyecanlandırdı hem mutlu etti. indirim çekini kullanarak aldığım kitaplar bugün elime ulaştı.
hiçbir yerde görmediğim bu uygulama ve böylesine güzel bir sözlüğü kurduğu için öncelikle yoldaş benjamin franklin'e,
arma konusundaki desteği için tatlı mı tatlı hi my i run'a,
kitap seçimim konusunda yardımcı olan gaunter o'dimm'e,
tanımlarım sonrasında mesaj atıp beni aşırı mutlu eden, tanımlarımı okuyup bana katlanan ve bu kadar anlayışlı, hoşgörülü olan tüm kafa sözlük yazarlarına tek tek teşekkür ediyorum.
güzel ve güneşli günler gördüğümüz nice umut dolu günlere ulaşmak, yazmak, anlatmak, paylaşmak dileğiyle...
öncelikle merhabalar sevgili kafa sözlük yazarları.*
2 gün sonra kafa sözlüğe kayıt olalı tam 1 ay bitmiş olacak. ne zaman buraya kaydoldum, ne zaman burayı bu kadar benimsedim ve zaman nasıl bu kadar hızlı geçti hiç bilmiyorum. bildiğim tek şey buranın benim için "bir bakıp çıkacağım" diyerek girip, bir baktığım ama çıkamadığım bir yer olması.
nasılsa hoşlanmam, adapte olamam, birkaç gün takılır sonrasında varlığını unuturum dediğim bu sözlük, sabahları uyanıp günaydın görselini atarak herkesi selamladığım, tüm günün stresinden sıyrıldığım, kafamı boşaltıp eğlendiğim, gece ışıkları kapatmadan önce herkese iyi geceler dilediğim bir yer oldu. şimdi bakıyorum da tüm günüm olmuş neredeyse.*
burada hiç kimseyi tanımasanız bile geldiğiniz anda "kim bu" diye bakan gözlerle değil "yeni gelmiş sanırım, yabancılık çekmesin karşılayalım" diyen bir havayla karşılaşıyorsunuz. nasıl ki günlük hayatta yeni girdiğiniz bir ortam için sıcak karşılanmak kendinizi rahat hissettirir sanki burası da rahat hissetmeniz için elinden geleni yapan bir müessese gibi. yazarlarından tutun moderatörüne kadar herkes geniş bir anlayışa ve hoşgörüye sahip.
kendimden yola çıkarak örnek vermem gerekirse daha önceden de söylediğim gibi kendimi edebiyat ve görsellerle ifade etmeyi severim. gördüğüm herhangi bir başlık bana direkt olarak bir dize, pasaj ya da görseli çağrıştırır. bunları şahsi fikirlerimle harmanlayarak tanım yazmak kendimi ifade etmemi kolaylaştırıyor. paylaştığım tanımlardan sonra gelen mesajlar, o kadar motive edici oluyor ki kelimelerle ifade etmem mümkün değil. zaten gelen mesajlardan sonra ettiğim kemkümleri biliyorsunuz.*
her neyse lafı çok uzatmak istemiyorum, tanımı yazma nedenime geleyim; teşekkür etmek istiyorum.
geçen haftalarda kraliyet arması sahibi olup d&r'dan hediye çeki kazanmıştım, açıkçası böyle bir beklentim yokken bu ödülü almam beni hem heyecanlandırdı hem mutlu etti. indirim çekini kullanarak aldığım kitaplar bugün elime ulaştı.
hiçbir yerde görmediğim bu uygulama ve böylesine güzel bir sözlüğü kurduğu için öncelikle yoldaş benjamin franklin'e,
arma konusundaki desteği için tatlı mı tatlı hi my i run'a,
kitap seçimim konusunda yardımcı olan gaunter o'dimm'e,
tanımlarım sonrasında mesaj atıp beni aşırı mutlu eden, tanımlarımı okuyup bana katlanan ve bu kadar anlayışlı, hoşgörülü olan tüm kafa sözlük yazarlarına tek tek teşekkür ediyorum.
güzel ve güneşli günler gördüğümüz nice umut dolu günlere ulaşmak, yazmak, anlatmak, paylaşmak dileğiyle...
devamını gör...
havada cinsel ilişkiye girmek
(bkz: moderatör alım kriterleri)
devamını gör...
aşırı soğuk mu daha kötüdür aşırı sıcak mı sorunsalı
bence aşırı sıcak daha kötü. aşırı soğukta en azından donarak ölme ve böylelikle bir tür kurtuluş umudu var.
devamını gör...
veda sarılması
vedalardan zerre kadar haz etmeyen ve sırf veda olmasın diye her yeri bir gün önceden sessizce terk eden ben için; sapasağlam binaya yanlışlıkla değen yıkım topu gibidir.
bu top başka bir bina için hazırlanmıştır fakat milimlik bir hata yapılır. binanın en güzel köşesine, tahminen bir insanın kalbine denk geliyor o yer, değer ve orayı yıkar. binayı yapan yapım ekibi çok üzgündür, bunlar da sanırım hücreler falan oluyor. ayrıca bakım ekibi de ağlamaktadır. *
çok dramatize etmeyeyim, neyse * ; biraz hüzünlüdür efendim. tabii hüznü yaşayan için. yaşamayan ne bilse veda sarılması olmaz onun adı, bu da böyle biline.
bu top başka bir bina için hazırlanmıştır fakat milimlik bir hata yapılır. binanın en güzel köşesine, tahminen bir insanın kalbine denk geliyor o yer, değer ve orayı yıkar. binayı yapan yapım ekibi çok üzgündür, bunlar da sanırım hücreler falan oluyor. ayrıca bakım ekibi de ağlamaktadır. *
çok dramatize etmeyeyim, neyse * ; biraz hüzünlüdür efendim. tabii hüznü yaşayan için. yaşamayan ne bilse veda sarılması olmaz onun adı, bu da böyle biline.
devamını gör...
kitap kulübü hakkında her şey
kurulması halinde birçok yazarın kaynaşmasına yarayacak olan güzel bir kulüp olacaktır.
lakin ki (bkz: anonim kalmanın önemi) sebebiyle katılamayacağım gruptur.
lakin ki (bkz: anonim kalmanın önemi) sebebiyle katılamayacağım gruptur.
devamını gör...
anadolu’nun 4 mevsimi fotoğraf yarışması
doğanın muhteşemliği karşısında insan hayrete düşüyor, harika.
devamını gör...
erkeklerin regl olması durumunda yaşanabilecekler
(bkz: regl düğünü)
devamını gör...
rüyada eski sevgiliyi görmek
yaptığım hatayı bir de bilinçaltım yüzüme vuruyor. uyanır uyanmaz ne gereği vardı gerçekten
devamını gör...
oytun erbaş
çok ama çok sevdiğim değerli hekimdir kendisi. otizm hakkında şurada değerli fikirlerini belirtmiş. yorumlarda biri hocam siz asperger değilsiniz diyip teşhisi koymuş. bir doktora mevcut sağlık durumu hakkında teşhis koyabilen muhtemel ev hanımı hanımefendiye buradan çok selamlarımı iletiyorum.
bir ara biriyle sohbet ederken asperger sendromu olduğumu söylemiştim. bu teşhis bir hekim ve bir psikolog tarafından doğrulandığı halde bana asperger sendromu olamayacağımı söylemişti. yalan söylediğimi çok açık şekilde belirtmişti. bir başkası ise canımı yakmak için asperger sendromu ile kendimi acındırdığımı iddia etmişti. asperger sendromunun bana getirdiği müthiş yetenekler var ve bu sendrom ile kendimi acındırıyorum? nasıl mümkün olabilir bilemiyorum. bir başka seferinde oyuna her seferinde tam söylediğim saatte girmem oyuncuların dikatimi çekmişti. bu dakikliğimin sebebinin asperger sendromu olduğunu söylediğim zaman ah canım diyip müthiş bir sefkat ile yaklaşmışlardı. bunun gurur kırıcı olduğunu bile anlamayan empatiden yoksun tipler sanıyor ben empati yapamıyorum. canları sağ olsun.
asperger sendromu olduğumu elimden geldiği kadar çok fazla insana söylüyorum. bunu yapma sebebim benim gibi asperger sendromluların önünü açabilmek aslında. bakın asperger sendromluyum ve çalışabiliyorum, sohbet edebiliyorum, elimden geldiği kadar bu çevreye uyum sağlayabiliyorum. yarın bir işe asperger sendromlu biri başvurunca beni tanıyan nerdeyse herkes o kişiye öncelik verecek. çünkü disiplinli, dakik, kendine has yetenekleri olan biriyle çalışacağını bilecekler. otizmli diyip bir köşeye atmayacaklar onu. bu yüzden özellikle belirtiyorum bu durumu. otizmlilere destek olmaya çalışıyorum.
bu nedenle ben oytun hocayı çok seviyorum. müthiş iyi bir örnek. bir asperger sendromlunun kendisini gayet iyi şekilde ifade edebileceğini, toplumda bir yeri olduğunu ve dahi hekimlik yapabileceğini gösteriyor. ve daha önemlisi otizmli olduğu halde bir şekilde hayata var gücü ile tutunmuş bu insan çoğunluk tarafından bu yönüyle değil, tek bir yanlışı ile bilinir hale geldi. alkışlamak gerekirken o elleri linç etmek için kullandılar. klavye üzerinden vatan kurtarma sevdasına yenik düştüler haspamlar.
ne hissetti çok merak ediyorum. düşünsene farklı doğuyorsun. yaşıtların sokaklarda koştururken sen evde oturup 2 saat boyunca dönen çamaşır makinesini izliyorsun. okuma yazmayı kendi başına öğreniyorsun ama seni kitaptan bakarak ders anlatan öğretmenlerin içine atıyorlar. sesleri, kokuları ve ısıyı diğerlerinden daha şiddetli şekilde hissediyorsun. insanların mimiklerini anlamıyorsun. empati yapmak çok zor. ve öyle böyle çoğunluk gibi davranmayı öğreniyorsun. bunu anlatmaktan vazgeçmiyorsun, konuşmalar yapıyorsun ki bir otizmli için çok zordur kalabalık karşısında konuşmak ama inatla insanları bilgilendirmeye çalışıyorsun. seni 30 kişi tanıyor.
ve bir gün bir başka konuda bilgi verince hata yaptığın için seni 300 bin kişi linç ediyor. ölmeni bile istiyorlar. belki 30 yıl boyunca bu peşinden gelecek. hep bu sözlerin ile hatırlanacaksın.
kendisi umarım bu konu hakkında bir gün oturur uzun bir konuşma yapar. bu durumun bir otizmliye ne hissettirdiğini anlatır. çünkü anlatmalı.
otizmi anlattığı konuşma için buyrunuz.
oytun sen ben kalp biz ve rica ediyorum otistik deme yav. otizmli. mucuk.
bir ara biriyle sohbet ederken asperger sendromu olduğumu söylemiştim. bu teşhis bir hekim ve bir psikolog tarafından doğrulandığı halde bana asperger sendromu olamayacağımı söylemişti. yalan söylediğimi çok açık şekilde belirtmişti. bir başkası ise canımı yakmak için asperger sendromu ile kendimi acındırdığımı iddia etmişti. asperger sendromunun bana getirdiği müthiş yetenekler var ve bu sendrom ile kendimi acındırıyorum? nasıl mümkün olabilir bilemiyorum. bir başka seferinde oyuna her seferinde tam söylediğim saatte girmem oyuncuların dikatimi çekmişti. bu dakikliğimin sebebinin asperger sendromu olduğunu söylediğim zaman ah canım diyip müthiş bir sefkat ile yaklaşmışlardı. bunun gurur kırıcı olduğunu bile anlamayan empatiden yoksun tipler sanıyor ben empati yapamıyorum. canları sağ olsun.
asperger sendromu olduğumu elimden geldiği kadar çok fazla insana söylüyorum. bunu yapma sebebim benim gibi asperger sendromluların önünü açabilmek aslında. bakın asperger sendromluyum ve çalışabiliyorum, sohbet edebiliyorum, elimden geldiği kadar bu çevreye uyum sağlayabiliyorum. yarın bir işe asperger sendromlu biri başvurunca beni tanıyan nerdeyse herkes o kişiye öncelik verecek. çünkü disiplinli, dakik, kendine has yetenekleri olan biriyle çalışacağını bilecekler. otizmli diyip bir köşeye atmayacaklar onu. bu yüzden özellikle belirtiyorum bu durumu. otizmlilere destek olmaya çalışıyorum.
bu nedenle ben oytun hocayı çok seviyorum. müthiş iyi bir örnek. bir asperger sendromlunun kendisini gayet iyi şekilde ifade edebileceğini, toplumda bir yeri olduğunu ve dahi hekimlik yapabileceğini gösteriyor. ve daha önemlisi otizmli olduğu halde bir şekilde hayata var gücü ile tutunmuş bu insan çoğunluk tarafından bu yönüyle değil, tek bir yanlışı ile bilinir hale geldi. alkışlamak gerekirken o elleri linç etmek için kullandılar. klavye üzerinden vatan kurtarma sevdasına yenik düştüler haspamlar.
ne hissetti çok merak ediyorum. düşünsene farklı doğuyorsun. yaşıtların sokaklarda koştururken sen evde oturup 2 saat boyunca dönen çamaşır makinesini izliyorsun. okuma yazmayı kendi başına öğreniyorsun ama seni kitaptan bakarak ders anlatan öğretmenlerin içine atıyorlar. sesleri, kokuları ve ısıyı diğerlerinden daha şiddetli şekilde hissediyorsun. insanların mimiklerini anlamıyorsun. empati yapmak çok zor. ve öyle böyle çoğunluk gibi davranmayı öğreniyorsun. bunu anlatmaktan vazgeçmiyorsun, konuşmalar yapıyorsun ki bir otizmli için çok zordur kalabalık karşısında konuşmak ama inatla insanları bilgilendirmeye çalışıyorsun. seni 30 kişi tanıyor.
ve bir gün bir başka konuda bilgi verince hata yaptığın için seni 300 bin kişi linç ediyor. ölmeni bile istiyorlar. belki 30 yıl boyunca bu peşinden gelecek. hep bu sözlerin ile hatırlanacaksın.
kendisi umarım bu konu hakkında bir gün oturur uzun bir konuşma yapar. bu durumun bir otizmliye ne hissettirdiğini anlatır. çünkü anlatmalı.
otizmi anlattığı konuşma için buyrunuz.
oytun sen ben kalp biz ve rica ediyorum otistik deme yav. otizmli. mucuk.
devamını gör...
modların gıcık olması
#476658 şurada da yazmıştım. sizin bu modlardan beklentiniz nedir? ben bunu cidden anlamıyorum. adamlar/kadınlar görevini yapsın kafi. isterlerse gıcık olsunlar. hatta bizzat bize gıcık olsunlar. 7/24 içlerinden sövebilirler. yeter ki, görevlerini aksatmasınlar. mesela kazıklı saldırıları falan olduğunda layığınca savuştursunlar. o bize yeter. diğer türlü beklentinin içeriğini anlamlandıramıyorum. kahvede pişpirik oynayalım, iki üç el tavla atalım, iki lafın belini kıralım falan mı istiyorsunuz? görevlerini yapmışlar. görevlerini yaptıkları için niye gıcık olsunlar. illaki herkesle sohbet muhabbet edeceksiniz. zaten millet sohbet muhabbet derdine düştüğünden tanım/başlık konusunda eskiye nazaran azalma var fark etmedim sanmayın. gruplaşıyorsunuz, buna modları da alet edip, dükkanı kapattırmayın kırılırım vallahi * *
devamını gör...
2002 yılındaymış gibi yazmak
anneeeeee! ben ne zaman doğacağım yaaaa!
tanım : 2002 yılındaymış gibi yazdığımız başlık.
tanım : 2002 yılındaymış gibi yazdığımız başlık.
devamını gör...
fırat yılmaz çakıroğlu
çözüm süreci denilen şerefsizlik ve pespayelik döneminin kurbanlarından birisi olan yiğit bir vatan evladı ve gerçek atatürkçülerden birisi.
üniversiteye okumak yerine pkk propagandası yapmaya gelen kancık vatan hainleri tarafından önce bıçaklanarak öldürüldü, sonra da arkasından iftiralar atılarak katli meşrulaştırılmaya çalışıldı.
ama bizim gibi vatan evlatları var olduğu sürece yüce türk milleti bunların yalanlarına asla kanmayacaktır.
üniversiteye okumak yerine pkk propagandası yapmaya gelen kancık vatan hainleri tarafından önce bıçaklanarak öldürüldü, sonra da arkasından iftiralar atılarak katli meşrulaştırılmaya çalışıldı.
ama bizim gibi vatan evlatları var olduğu sürece yüce türk milleti bunların yalanlarına asla kanmayacaktır.
devamını gör...

