arada sırada radyo yayını
devamını gör...
ankara
sebepsiz şekilde en sevdiğim şehir.
devamını gör...
orin 7 gezegeni
sadri alışık’ın başrolünde oynadığı turist ömer uzay yolunda isimli filmdeki gezegendir.
gezegende profesör krater ve eşi nancy yaşamaktadır. atılgan ekibinin raporları almak için geldiklerini gezegende mürettebattan biri öldürülür ve bu cinayeti çözmeye karar veren atılgan ekibi de cinayet çözülene kadar gezegenden ayrılmamaya karar verir.
atılgan ekibinden kurtulmak isteyen profesör krater dünya denen ilkel gezegenden çok ilkel bir varlık olan turist ömer’i orin 7 gezegenine alır ve onu bir canavar olarak atılgan ekibine verir.
orin 7 gezegeninde ciddi bir tuz kıtlığı yaşanmaktadır bu arada. iki kişiye yetecek kadar bile tuz kalmamıştır. zaten gezegende yaşayan diğer varlıklar robot ya da farklı mekanik özellikleri olan makinemsilerdir.
profesör krater aklı başında bir insan gibi görünse de eşi nancy iradesi zayıf ve suç meyilli bir karakterdir.
gezegen coğrafi olarak efes antik şehrini andırır. taşlaşmış bir doğa örneği sergileyen gezegen oldukça da sıcak bir iklime sahiptir.
scotty’nin bizi ışınlayacağı güne kadar sahip olduğumuz bu kadar bilgi ile yetinmek zorundayız.
gezegende profesör krater ve eşi nancy yaşamaktadır. atılgan ekibinin raporları almak için geldiklerini gezegende mürettebattan biri öldürülür ve bu cinayeti çözmeye karar veren atılgan ekibi de cinayet çözülene kadar gezegenden ayrılmamaya karar verir.
atılgan ekibinden kurtulmak isteyen profesör krater dünya denen ilkel gezegenden çok ilkel bir varlık olan turist ömer’i orin 7 gezegenine alır ve onu bir canavar olarak atılgan ekibine verir.
orin 7 gezegeninde ciddi bir tuz kıtlığı yaşanmaktadır bu arada. iki kişiye yetecek kadar bile tuz kalmamıştır. zaten gezegende yaşayan diğer varlıklar robot ya da farklı mekanik özellikleri olan makinemsilerdir.
profesör krater aklı başında bir insan gibi görünse de eşi nancy iradesi zayıf ve suç meyilli bir karakterdir.
gezegen coğrafi olarak efes antik şehrini andırır. taşlaşmış bir doğa örneği sergileyen gezegen oldukça da sıcak bir iklime sahiptir.
scotty’nin bizi ışınlayacağı güne kadar sahip olduğumuz bu kadar bilgi ile yetinmek zorundayız.
devamını gör...
bu başlığa size ait olacak tipik bir wattpad kurgusu özeti yazın
sevgilim meriç'ten ayrılmıştım çünkü beni aldatıyordu. bara gittim çok içip sarhoş oldum zaten ilk kez içiyordum. sarhoşken orada hiç tanımadığım kaslı bir adamla halvet olmuş bulunduk. sonra bi baktım hamileyim. seviştiğim kaslı adam da işe bak ki mafyaymış. mecbur evlendik. sırf bebemiz için evlendik. adam(kaslı) denyonun teki. sürekli emrediyor, giydiğime ettiğime karışıyor, ayrıca öfke kontrol problemi var. sonra kaslı mafya kocamın mafya düşmanları beni kaçırdı. yakışıklı ve kaslı mafya kocam beni kurtardı ve beni kaçıran adamların hakkından geldi. sonra âşık olduk. denyo menyo bana b*k gibi davranıyor ama olsun o denyolukları hep beni çok sevdiğinden yapıyor ve ayrıca çok kaslı. gel zaman git zaman bebemiz doğdu ve biz mutlu mesut yaşarken bu sefer de bebemizi kaçırdılar. ayıldım, bayıldım, hastanelik oldum ama sonunda kaslı kocam bebemizi buldu ve onu kaçıranları da dövdü. bebemize sarılıp mutluluk gözyaşları döktük ve kamera yavaşça uzaklaştı.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
mavi, maviydi gökyüzü
bulutlar beyaz, beyazdı
boşluğu ve üzüntüsü
içinde ne garip yazdı...
garip, güzel, sonra mahzun
ışıkla yağmur beraber,
bir türkü ki gamlı, uzun,
ve sen gülünce açan güller,
beyaz, beyazdı bulutlar,
gölgeler buğulu, derin;
ah o hiç dinmeyen rüzgâr
ve uykusu çiçeklerin.
mor aydınlıkta bir çınar
veya kestane dibinde;
mahmur süzülen bakışlar
ikindi saatlerinde...
birden gülümseyen yüzün
sabahların aynasında
ve beni çıldırtan hüzün
iki bakış arasında.
ahmet hamdi tanpınar
ayrıca bestelenmiş ve ayşegül aldinç tarafından seslendirilmiştir. dinlemek isteyenler için videoyu da ekledim.
bulutlar beyaz, beyazdı
boşluğu ve üzüntüsü
içinde ne garip yazdı...
garip, güzel, sonra mahzun
ışıkla yağmur beraber,
bir türkü ki gamlı, uzun,
ve sen gülünce açan güller,
beyaz, beyazdı bulutlar,
gölgeler buğulu, derin;
ah o hiç dinmeyen rüzgâr
ve uykusu çiçeklerin.
mor aydınlıkta bir çınar
veya kestane dibinde;
mahmur süzülen bakışlar
ikindi saatlerinde...
birden gülümseyen yüzün
sabahların aynasında
ve beni çıldırtan hüzün
iki bakış arasında.
ahmet hamdi tanpınar
ayrıca bestelenmiş ve ayşegül aldinç tarafından seslendirilmiştir. dinlemek isteyenler için videoyu da ekledim.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
beni üzdüğün zaman ya da gözyaşlarıma boğduğun zaman bile senin kollarında olmak istiyorum. orada ağlamak istiyorum. sen beni üzdüğünde bile seninle olmak istiyorum. ama sen o kadar aptalsın ki bunun farkına vardığında benim için hiçbir anlamı olmayacak. bana güvenmeliydin, sana göre saçma olsa bile yargısız infaz yapma hakkın yoktu. bu beni üzüyor bilmiyor musun? ya da bilerek devam ediyorsun. seninle kurduğum hayalleri yine seninle yıktım. her şey için çok teşekkür ederim. elimde olsa alırım kalbimi koyarım, sen hele bi dur derim,yapma,insanım. ağlıyorum hem içim hem gözlerim. her şeye rağmen güzeldir sevmek. olsun bazen uzaktan sevmek güzeldir, sesini, gülüşünü duymadan da severim.
devamını gör...
(tematik)
harita
yeryüzünün bir bölümünün ya da tamamının kuş bakışı görüntü ile düzleme aktarılmasıdır.
devamını gör...
sözlükte magazin yönü zayıf olan yazarlar
skandallara karışmamış, kankacılık sektörünün eline henüz geçmemiş yazarlardır. sözlüğe bir süre girmeseler kimsenin umrunda olmaz. kafa iznine gitseler başkalarının ruhu duymaz. nickaltlarında kavga edilmez, sözlüğün enler listesinde pek yer almazlar. profesyoneldirler. okur, yazar, beğenir ve çıkarlar.
devamını gör...
yazarlardan çaylaklara tavsiyeler
çaylak olarak çaylaklara tavsiye vereyim. bazı yazarlar gibi elinize tdk sözlüğü alıp tanım girmek yerine çaylak olarak kalın.
devamını gör...
yazarların başına gelen doğaüstü olaylar
ben de birkaç ay önce başımdan geçen olayı anlatayım.
sanırım mayıs ayıydı, karantina dönemleri olması lazım. çalıştığım şehirde tek başıma yaşıyorum, iş yerinde insan görürsem görüyorum yoksa insan gördüğüm yok. neyse bir gece yattım, uyumakta zorluk çekiyorum zaten. yan yatıyorum, tam dalmıştım ki arkamda birinin yattığı hissine kapıldım. yok ya falan diye uyumaya devam etmeye çalıştım ama artık uyuyamıyorum. sonra nefes seslerini duymaya başladım ama yine yok diyorum. az biraz sonra bu kez biri elini omzuma koydu ve tamam dedim, biri var arkamda küçücük yatakta iki kişi yatıyoruz. baktım artık olacak gibi değil dedim bari kim olduğunu öğreneyim. sen kimsin dedim, yaşlıca bir kadın sesi sen kimsin dedi. sinirlendim ulan, kirayı ben veriyorum gelmiş yatağıma yatmış bana sen kimsin diye soruyor. asıl sen kimsin dedim, bir isim söyledi şimdi ifşa etmeyeyim*. o isimde tanıdığım da sadece lise 1'de olmuştu. gitsene dedim, sen git dedi. neyse, baktım gidecek gibi değil bari muhabbet olsun dedim. çocuğun var mı dedim, torunlarım bile var dedi. insan sana birini ayarlayalım mı eli yüzü düzgün çocuksun der. neyse muhabbet de edemedik, öyle yatıyoruz mal mal. sonra dedim ki ben o tarafa dönsem bu ne yapacak ki, kaybolup gidecek. bir cesaret yatağın o tarafına döndüm, bir şey yok. uyumaya devam etmeye çalıştım. biraz geçti bu kez de yerden fısır fısır sesler geliyor. hay dedim gene geldiler, gözümü açtım yerde iki tane minik insan yatmış kendi aralarında konuşup duruyorlar. iyice sinirlendim, s... gidin lan bi uyutmadınız diye yastığımı fırlattım. onlar kayboldu bu kez dolabın kapısından biri başını çıkarmış bana kas göz yapıyor. kalkıp ona da bi s... çektim ve geri yattım. yine tam uykuya dalacağım, bu kez salondan fısır fısır sesler, korkmadı ya diğerlerini de çağırıp ses çıkaralım da kaçsın falan diyorlar. dedim siz kimi kaçırıyorsunuz, iyice de sinirlendim saat olmuş 5, iki saat sonra kalkıp işe gidicem. kalktım ışığı açtım bir sigara yakıp sinirimin geçmesini bekledim, sonra da yatıp iki saat uyudum. cinlere perilere inanmayan biri olarak yaşadığım tek cin görme vakası da böylece son buldu. zaten bir iki ay sonra daha büyük bir eve çıktım da kurtuldum.
sanırım mayıs ayıydı, karantina dönemleri olması lazım. çalıştığım şehirde tek başıma yaşıyorum, iş yerinde insan görürsem görüyorum yoksa insan gördüğüm yok. neyse bir gece yattım, uyumakta zorluk çekiyorum zaten. yan yatıyorum, tam dalmıştım ki arkamda birinin yattığı hissine kapıldım. yok ya falan diye uyumaya devam etmeye çalıştım ama artık uyuyamıyorum. sonra nefes seslerini duymaya başladım ama yine yok diyorum. az biraz sonra bu kez biri elini omzuma koydu ve tamam dedim, biri var arkamda küçücük yatakta iki kişi yatıyoruz. baktım artık olacak gibi değil dedim bari kim olduğunu öğreneyim. sen kimsin dedim, yaşlıca bir kadın sesi sen kimsin dedi. sinirlendim ulan, kirayı ben veriyorum gelmiş yatağıma yatmış bana sen kimsin diye soruyor. asıl sen kimsin dedim, bir isim söyledi şimdi ifşa etmeyeyim*. o isimde tanıdığım da sadece lise 1'de olmuştu. gitsene dedim, sen git dedi. neyse, baktım gidecek gibi değil bari muhabbet olsun dedim. çocuğun var mı dedim, torunlarım bile var dedi. insan sana birini ayarlayalım mı eli yüzü düzgün çocuksun der. neyse muhabbet de edemedik, öyle yatıyoruz mal mal. sonra dedim ki ben o tarafa dönsem bu ne yapacak ki, kaybolup gidecek. bir cesaret yatağın o tarafına döndüm, bir şey yok. uyumaya devam etmeye çalıştım. biraz geçti bu kez de yerden fısır fısır sesler geliyor. hay dedim gene geldiler, gözümü açtım yerde iki tane minik insan yatmış kendi aralarında konuşup duruyorlar. iyice sinirlendim, s... gidin lan bi uyutmadınız diye yastığımı fırlattım. onlar kayboldu bu kez dolabın kapısından biri başını çıkarmış bana kas göz yapıyor. kalkıp ona da bi s... çektim ve geri yattım. yine tam uykuya dalacağım, bu kez salondan fısır fısır sesler, korkmadı ya diğerlerini de çağırıp ses çıkaralım da kaçsın falan diyorlar. dedim siz kimi kaçırıyorsunuz, iyice de sinirlendim saat olmuş 5, iki saat sonra kalkıp işe gidicem. kalktım ışığı açtım bir sigara yakıp sinirimin geçmesini bekledim, sonra da yatıp iki saat uyudum. cinlere perilere inanmayan biri olarak yaşadığım tek cin görme vakası da böylece son buldu. zaten bir iki ay sonra daha büyük bir eve çıktım da kurtuldum.
devamını gör...
plazalarda bir başörtülünün asla çalışamadığının hesabını versinler
bir bilal erdoğan'ın yürekleri dağlayan, gözleri yaşartan açıklaması. dayanamıyorum, ağlayacağım.
''ben, yıllarca inançlı diye ötekileştirilmiş bir kesimin çocuğuyum. ''
plazalarında muhafazakar insanların neden olmadığı konuşulsun arkadaşlar. türkiye'de birileri, birilerinin ötekileştirilmesinden bahsederken, türkiye'nin o büyük firmaları, türkiye'nin o büyük zenginleri kendi plaza ve binalarında neden bir başörtülünün asla çalışamadığının hesabını versinler.
buradan
devlet kurumlarında, bürokraside başı açık kadın neredeyse yok. bütün türbanlı bacılarınız resmi görevlerde, vakıflarda.
biraz da bunlardan bahsetsene inancı yüzünden ötekileştirilmiş birey.
''ben, yıllarca inançlı diye ötekileştirilmiş bir kesimin çocuğuyum. ''
plazalarında muhafazakar insanların neden olmadığı konuşulsun arkadaşlar. türkiye'de birileri, birilerinin ötekileştirilmesinden bahsederken, türkiye'nin o büyük firmaları, türkiye'nin o büyük zenginleri kendi plaza ve binalarında neden bir başörtülünün asla çalışamadığının hesabını versinler.
buradan
devlet kurumlarında, bürokraside başı açık kadın neredeyse yok. bütün türbanlı bacılarınız resmi görevlerde, vakıflarda.
biraz da bunlardan bahsetsene inancı yüzünden ötekileştirilmiş birey.
devamını gör...
yoldaş bakkal rozet önerileri
daft punk ve iron maiden rozetlerini önerdiğim başlık. zengin olduğumda alacağım.
devamını gör...
beğeni borcu
herhangi birisi yazımı beğendiği zaman merak edip profiline bakıyorum. yazılarını okuyorum. beğendiklerimi de hiç düşünmeden beğeniyorum. sonra farkettim ki o yazar da sırayla benim yazılarımı beğeniyor. borçlu hissettiği için mi beğeniyormuş yani bu biraz üzdü açıkçası.'' o beni beğendi hadi dur ben de bir iki beğeni atayım sevinsin gariban'' modunda beğenmiyorum arkadaşlar. lütfen siz de o şekilde beğenmeyin isterseniz hiç beğenmeyin. dünya kadar borcumuz var şu hayatta bide beğeni borcuna sokmayın beni :).
devamını gör...
normal sözlük diş hekimleri topluluğu
şu dakikadan itibaren sözlükteki diş hekimlerinin dayanışması ve kaynaşması için kurduğum, uzm, dr, msc, stj ayrımı yapılmaksızın koşulsuz sevgi ile hareket eden topluluktur.
devamını gör...
gülme krizi
o nasıl bir hacı yağıdır ki eşrafı güldürür? yoksa bu hacılar yağ diye bizleri mi yemektedirler?
tanım: bir anda ve en olmadık zamanlarda geliveren, çoğunlukla tutamayıp engel olamadığımız kriz.
tanım: bir anda ve en olmadık zamanlarda geliveren, çoğunlukla tutamayıp engel olamadığımız kriz.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar
devamını gör...
evde tost yapıp iş yerine getiren kişi
racon nedir ya, iş yapılan yerin kuralları raconla değil yazıyla belirlenir. herhangi bir yasak yoksa gayet normal bir davranış sergileyen insandır ama gariptir ki ona buna dert olur, etrafta racon diye gezenler tarafından varoş ilan edilir.
devamını gör...
fitoterapi
bitkisel tedavi anlamına gelen bu terim, ilk olarak fransız hekim henri lenclerc tarafından la presce medical tıp dergisinde kullanılmıştır. tamamlayıcı, destekleyici bir tedavi şeklidir ve bitkilerden, bitkilerin belirli kısımlarından yararlanır. tıbbi çaylar, kremler, ilaçlar, şuruplar, damlalar, drajeler şeklinde tüketilecek hale getirir.
asıl amacı hastalıkları tedavi edip şiddetlenmesini önlemektir.
(bkz: sarı kantaron), (bkz: yaban mersini), (bkz: kuşburnu), (bkz: guarana), (bkz: kirpi otu),(bkz: yeşil çay),(bkz: rezene) örnek olarak verilebilecek bitki çaylarıdır.
doktora danışılmadan tercih edilmemelidir. danışılması halinde ise uygun miktar ve süre belirlenir.
asıl amacı hastalıkları tedavi edip şiddetlenmesini önlemektir.
(bkz: sarı kantaron), (bkz: yaban mersini), (bkz: kuşburnu), (bkz: guarana), (bkz: kirpi otu),(bkz: yeşil çay),(bkz: rezene) örnek olarak verilebilecek bitki çaylarıdır.
doktora danışılmadan tercih edilmemelidir. danışılması halinde ise uygun miktar ve süre belirlenir.
devamını gör...

