bana, "uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın" dizesini hatırlatan eylem.

o vedalaşmalar, bir parça daha sığsın diye fermuarı üzerine oturularak kapatïldığı belli valizler, sevgilisini uğurlayan genç kadın ya da adamlar, çocuğunu uğurlayan umutlu ve gururlu bakışlar... son sarılış, son öpüş, acele akan birkaç damla göz yaşı. otobüsün buğulu camından dışarıya, içeriye sallanan eller. otobüs hareket edinceye kadar, "bak, sen gidinceye kadar ben gitmiyorum." der gibi bekleyen yolcu yakınları.

ağlayan bebekler kaçınılmaz. ben çok severim bebek ağlamasını uzun yolculuklarda. uyuyan yolcular kıpırdanır, homurdanır bazısı ama bebek işte, yapacak bir şey yok. hiçbir şeye gösterilemeyen o anlayış, bu minik insanlara sunulur. sonra çay kahve servisleri. yarı dolu bardaklardan bir şeyler içerek geçen bir zaman olur. en az bir yolcunun muhakkak susmayan bir telefonu vardır. en az bir yolcu belli aralıklarla öksürür. bir kişiyi yolculuk tutar, cam kenarı bilet aldığını sanarak koridordan bilet almıştır, yerini değiştirmek ister usulca. genç bir yolcu vardır, kulaklığından taşan sesi birkaç yolcu muhakkak duyuyordur.

ihtiyaç molaları vardır, bir de daha uzun ihtiyaç molaları. ilkinde otobüsten iner, ben nerede neyden indim diye şöyle bir arkama bakarım. geceyse muhteşem bir ayazdır. kimsenin sigarasına davrandığı kadar hızlı tuvalete gitmediğine şaşarım bazen. sanki o sigara henüz merdivenleri inerken herkesin dudağına konar. oysa tuvalet öyle mi? ona koşarak giden çok az insan görürüm. süre bitti mi hızlıca yere atılıp siyah kunduralar altında ezilir o sigaralar. bir hışım ama, seninle işim bitti der gibi atılırlar beş dakika önce tutulan ellerden. yolculuğa devam edileceği anons edilir, çok az yolcu dışarıda kalmıştır zaten.

her yerden, renkten insan bir dikdörtgen kutu içine doluşmuş bir yerlere gideriz. bu kadar farklı insan belki ancak ulaşım sebebiyle bir araya gelebiliyordur, birbirine tahammül edebiliyordur.

acil bir işim olmadıkça ben şehirden şehire otobüslerle yolculuk etmeyi severim. o yolculuklarda en azından tabelalar, evler, sokaklar, yollar, ağaçlar görürüm. aynı aracı paylaştığım insanlarla sözlü olmasa da bir iletişimde olduğumu hissederim. uçakta kendimi yolculuk ediyormuş gibi hissetmiyorum.
devamını gör...

iran'ın yüksek duvarlarla çevrili, ortası havuzlu, güllerle donatılmış ünlü bahçelerine türkler tarafından verilen isim. halk öykülerinde, divan edebiyatında yer alan yaygın motiflerdendir.
devamını gör...

“bizim önümüzdeki dönem bu müzakere sürecinin en önemli başlıklarından biri de sayın öcalan’a, başkan apo’ya özgürlük olacaktır. kürdistan’ın, orta doğu’nun orta yerinde küllerinden yeniden doğuyor olması, bu tarihi günlere tanıklık ediyor olmak bizler açısından heyecan vericidir. biz inanıyoruz ki ve bunu canı gönülden ifade ediyorum ki;

başkan apo yakın zamanda halkın özgürlük talebi ve mücadelesi doğrultusunda özgürleşecektir. barış için çarpan bir yüreği imralı’da kayalıklara zincirle kimse bağlayamaz. biliyoruz ki onun özgürlüğü olmadan, bu sürecin yürüme şansı yoktur.”

-selahattin demirtaş
30/ kasım/ 2013 diyarbakır

(dipçe: videosundan teker teker kaydetmiştim bunları. şimdi aradım bulamadım, muhtemelen sildiler)
devamını gör...

arkadaşları arasında en geride kalan, sonuncu kişi.
devamını gör...

günaydın sözlük. yapacak hiçbir iş yokken erken kalkmak işkence.
üstelik çok yorucu geçen bir günün sabahında.
ama vücudum beni dinlemiyor, aha şöyle:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yarım kalmış bir şarkı.

yıllar öncesinden veya gün içinden imzalı, yalansı bir şarkı. geride ilk buluşma ve kiralık limuzin hayalleri, 2 adet tamamlanmamış hayat hikayesi, "bunlar normal mi?" diye sorduğu sahipsiz kalan sorusu, tamamen benim kafamın uydurduğu bir karakter olma ihtimali, rüzgârın birine yazılmış gibi duran silgi izleri dolu bir yazı ve hiç dolmayacakmış gibi duran bir boşluk kalmış.

şarkıyı duyunca hatırladım tümünü, hep derim ya bazı şarkılar çok zalim.

/ hiç duymadığı bir şarkıda izi kalır mı insanın? /


spotify
devamını gör...

ilk defa birinin nick altını açıyorum. hayırlı uğurlu olsun. daha şimdi taze yazar oldu tebrik ederim. keyifli sözlükler keyifli okumalar dilerim. *.
devamını gör...

sahiplenme hissidir. yeni doğan bebek poposu okşamak gibidir.
devamını gör...

söylenecek ne kadar çok şey var. susmaktan başka bir şey yapamıyoruz.
devamını gör...

bilgi icerikli girdigi tanimlarla sozluk’te firtina estiren, kalemine kuvvet denilesi yazar*.
devamını gör...

cesare pavese’nin yalnız kadınlar arasında isimli kitabın seksen dokuzuncu sayfasında geçen cümledir.

benim de içimden geçenleri ortaya koyduğu için bu cümleyi çok sevdim. çünkü ben de eğer bir gün ölürsem havaların açmasını beklemeye niyetliyim. şöyle serin bir bahar akşamı olsun istiyorum. eğer bu dünyaya bir gün veda edeceksem en azından bunun nasıl, ne zaman ve ne şartlar altında gerçekleşeceğine karar veren kişi olmak isterim.

sonbahar ya da ilkbahar yağmurlarının olduğu bir güne denk gelmemesi gerekir mesela. yağmurlu bir haftanın saçma sapan bir gününde insanlar cenazemde ayakta durmak ve ıslanmak zorunda olmamalı.

rüzgar kesinlikle kabul edilemez. cenazemde ayakta dikilen insanların saçlarının rüzgar yüzünden dağılmasını istemiyorum. uçuşan kıyafetlere maruz kalmak da istemiyorum ayrıca.

çok sıcak bir gün de rahatsız edici olur. ter içinde benim bedenen de dünyayı terk etmemi izlemek için gelen insanların homurdanmaları hoşuma gitmez sanırım. ya da tepemde bekleyen insanların her şeyi yelpaze gibi kullanma girişimleri bana komik gelebilir. ve insan kendi cenazesinde gülmemeli.

o yüzden serin bir bahar sonu uygun olabilir bunun için. ben zaten her zaman mayıs ayını çok yakışıklı bulmuşumdur. benim için mayıs yılın jön ayıdır. şık giyimli, güzel kokan ve kendinden emin bir ay. mayıs’ın sonu kendini haziran zannetme hatasına düşer, o yüzden mayıs sonu olmaz. mayısın başı ise henüz mayıs olmayı başaramamıştır, o yüzden mayıs balı da olmaz. bence 20 mayıs en uygun zamandır. havaların açmasını bekliyorum.

zaten ben ölürsem açık bir havada ve akşam üstü ölürüm.
devamını gör...

dem'a-riz: ağlayan.
ahlam: rüya.
serzeniş: sitem.
malihülya: kara sevda.
güzeşte: zaman bakımından geçmiş, geride kalmış.
devamını gör...

"akin to yakın to" akademiye gidenler beni anlayacaklardır. özellikle yds ingilizcesi için tavsiye edebileceğim bir kurumdur. kurucusu ahmet akın, hacettepe üniversitesi ingilizce dilbilimi bölümü mezunudur. ayrıca eşinin başında olduğu vakıf ile birçok köy okuluna yardım kampanyası yürütülmektedir. güzel insanların, deneyimli ve donanımlı hocaların varlığı, eğitimi de kursta geçirilen vakti de kaliteli kılmaktadır. kafeteryasında her vakit sıcak çorba bulunması da öğrencilerin ihtiyaçlarını bilen bir kurum olduklarını gösterir bana kalırsa.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

albüm oluşturup arada bakarsın anlarım. geçmişi yad etmek iyidir. ama çerçeveletip duvara asmak o öldüğü ve sen yaşadığın için kendinden utanmak gibi bir şey olur. sürekli aklında bu olur.
devamını gör...

dillendirmediğim lakin bazı insan kişilerinin gelip kafamı ütülerken iç geçirip içimden geçirdiğim cümle.

bakın lütfen! dert falan, sen hayırdır yani 'dert dinleme encümen azası mıyım ben? 'kolumdan tutan dert anlatıyor. hayır bir yere kadar dinliyorumda ama bir yerden sonrası bende yok. tamam biraz güzin ablalık mevcut ama bu şu demek değil ki sizin 'eltinizin, durumunuza bakıp cevap vermemesini' ısıtıp ısıtıp önüme koymanız minvalinde ki cümlelerinizi her daim dinleyeceğim. (sağlam bozdum ama olsun, cümleyi yahu! )

yoksa kimsenin derdini küçümsemem fakat işte zornan şeeettiriyorlar.
devamını gör...

araştırılsa altından bir sürü pislik çıkacağını bildikleri için reddedilmiştir.
devamını gör...

oyun teorisinde, her oyuncunun kendi hamleleri için belirlediği strateji setlerinin bir bileşimi. oyuncuların birbirlerine karşı uygulaması gereken en mantıklı stratejilerin bir bütünüdür.
devamını gör...

kendisi bayıldığım,en sevdiğim, herkesin aksine harika biri olduğunu düşündüğüm benim için bambaşka bir varoluşa sahip "savaş" tanrısı. her seferinde bir de çıldırtana bakmalı diye de düşünürüm. ayrıca insanların sırf ona karşı diye athena'ya olan düşkünlüğü ve onu iyi olarak nitelemeleri de hiç hoşuma gitmiyor. çoğu tanrı ve tanrıça birilerinin hikâyelerinde kötüdür çünkü. athena da o kadar barış dağıtmıyor yani. ayrıca nickim olur kendileri.
devamını gör...

ortam dinlemesidir o, zihin olsa yerinde duramazsın.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim