5 vakit namaz kılmak
yaptıkça günümü bereketlendiren huzur molalarımdır. ihtiyacıma göre dualarımı rabbime niyaz edebilmeme vesiledir. abdest alırken aynadaki bene gülümsememe, kendime iyi eden telkinler verebilmeme sebeptir. her dileyene nasip olsun inşallah.
devamını gör...
dis
roma mitolojisi'nde yeraltı dünyasının tanrı'sıdır.
devamını gör...
seri katil olmak için gerekenler
seri katil olmak için belli özelliklere ve deneyimlere ihtiyaç duyarız. seri katilliğe giriş dersi kapsamında size birkaç madde sıralayabilirim.
1. zorlu bir çocukluk geçirmek önemlidir. eğer çocukluğunuz güzel geçtiyse seri katil olmak için çok üstün yeteneklere sahip olmanız ya da bu hevesten vaz geçmeniz gerekecek.
2. bazı takıntı sorunları yaşamanız gerekir. mesela nekrofil olmak bu konuda size yardımcı olabilir. bunu yanına bir başka sorun daha koyarsanız tadında yenmez. mesela piromani bir seçenektir.
3. toplum tarafından dışlanmış olmak da işe yarar bir özelliktir. hele de bunun haksızlık olduğuna kendinizi inandırırsanız.
4. silah kullanmayı iyi bilmek olmazsa olmazdır. ve silahı mutlaka bir uzvunuz gibi hissedebilmelisiniz.
5. nedenler uydurmak konusunda başarılı iseniz bu sizi üst sınıf bir seri katil yapmak için önemli bir yetenek sayılacaktır.
6. suç literatüründe seri katil sayılabilmesi için aynı amaçla, aynı dürtüyle en az 7 kişiyi öldürmeniz gerekmektedir.
kolay gelsin.
1. zorlu bir çocukluk geçirmek önemlidir. eğer çocukluğunuz güzel geçtiyse seri katil olmak için çok üstün yeteneklere sahip olmanız ya da bu hevesten vaz geçmeniz gerekecek.
2. bazı takıntı sorunları yaşamanız gerekir. mesela nekrofil olmak bu konuda size yardımcı olabilir. bunu yanına bir başka sorun daha koyarsanız tadında yenmez. mesela piromani bir seçenektir.
3. toplum tarafından dışlanmış olmak da işe yarar bir özelliktir. hele de bunun haksızlık olduğuna kendinizi inandırırsanız.
4. silah kullanmayı iyi bilmek olmazsa olmazdır. ve silahı mutlaka bir uzvunuz gibi hissedebilmelisiniz.
5. nedenler uydurmak konusunda başarılı iseniz bu sizi üst sınıf bir seri katil yapmak için önemli bir yetenek sayılacaktır.
6. suç literatüründe seri katil sayılabilmesi için aynı amaçla, aynı dürtüyle en az 7 kişiyi öldürmeniz gerekmektedir.
kolay gelsin.
devamını gör...
birçok yazarın siyasi başlıklara değinmemesi
korkmaktan değil de hep aynı şeyleri söylemek zorunda kalındığı için yazmıyorlardır belkide.
devamını gör...
yüksek lisans
lisansı bitirip ' yok arkadaş bu yetmez bana' deyip 2 yıl daha okumak isteyen idealist kişilerin tercihidir. koçum o kadar kolay mıydı okumak? bak daha sınava giremiyoruz erteleniyor.
devamını gör...
geceye bir 90'lar şarkısı bırak
yeşim salkım-ben yoldan gönüllü çıktım.
devamını gör...
evrenin merkezi neresidir sorunsalı
öncelikle evrenimizi bir balon şeklinde olduğunu varsayalım sonrasında balonun yüzeyine noktalar çizelim ve balonu şişirmeye başlayalım ne oldu noktalar birbirinden uzaklaşmaya başladı bundan dolayı evrenin sabit bir merkezi yoktur sürekli yer değiştirdiğini için ise merkezi yoktur . bu soruya tam anlamıyla cevap veremeyiz.
devamını gör...
taze ot görmüş eşek gibi sırıtmak
t: "keyif veren bir durum karşısında bön bön gülmek" anlamına gelen deyim. mevzu yine gariban eşeklere patlamış.
"+" kişisi gelir ve gökyüzüne bakmakta olan "-" kişisine sorar:
+o'lum ne lan öyle taze ot görmüş eşek gibi sırıtıyorsun?
-abi, şu buluta bak, ne şekil dimi a**, sigaraya benzemiyo' mu? ehehe
+...
-...
"+" kişisi gelir ve gökyüzüne bakmakta olan "-" kişisine sorar:
+o'lum ne lan öyle taze ot görmüş eşek gibi sırıtıyorsun?
-abi, şu buluta bak, ne şekil dimi a**, sigaraya benzemiyo' mu? ehehe
+...
-...
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
bir ara ağır şekilde beğendiğim adanalı bir beyfendiye hislerimi açık açık belli edememiş, şimdi koştur koştur adama yürümek olmaz, dalga geçer gibi bir şiir yazıp aralarda beğeniyi dile getireyim demiştim. kendisi anladı mı yoksa nereden düştük bu ruh hastasına mı dedi bilemem ama en sevdiğim şiirimdir. ki başka şiirim olmadığı için en sevdiğim şiirimdir belki. sanat hayatımı bu şiir ile birlikte noktalandırdım.
bu işte bir tazelik var
adım adım büyürken yalnızlığım kedi tırnak diplerinde,
ve koşarken ruhum senin ruhunun dehlizlerinde
bir yalanın kıyısında uçurum uçurum gözlerinin sere serpe koyuluğunda
sordum kendime ve kendimden bir adım ilerisine nerede
sicim sicim iniyor teorilerden kütleçekimin ayımın karanlık yüzeyine
ve bir yerlerde biliyorum ki sakallarına çiçekler ekiyorsun
büyük patlamalar yeni gezegenler çıkarırken feminist kuantumgillerinde
ve yakın geleceği kurgulayan bir troçkist distopyasında
ah sevgilim parmaklarının faşitliğinin damarlarında gezinirken kanım
bir antiparçacıktan bir parçacığa sen benim nazarım mısın
görüyorum gozlerinin temizliğinin koyu pembeliğinin kırmızı yakarışı
ve kırmızının sarılığına yeşillenir dudak kenarışın
bir pembe midillinin gözlerine işlenmiş ayıbın hamamböceksiliği
ve senin senden keskin duruşunun tahrik edici erkeksiliği.
eheh. bayılıyorum arkadaş. müthiş.
bu işte bir tazelik var
adım adım büyürken yalnızlığım kedi tırnak diplerinde,
ve koşarken ruhum senin ruhunun dehlizlerinde
bir yalanın kıyısında uçurum uçurum gözlerinin sere serpe koyuluğunda
sordum kendime ve kendimden bir adım ilerisine nerede
sicim sicim iniyor teorilerden kütleçekimin ayımın karanlık yüzeyine
ve bir yerlerde biliyorum ki sakallarına çiçekler ekiyorsun
büyük patlamalar yeni gezegenler çıkarırken feminist kuantumgillerinde
ve yakın geleceği kurgulayan bir troçkist distopyasında
ah sevgilim parmaklarının faşitliğinin damarlarında gezinirken kanım
bir antiparçacıktan bir parçacığa sen benim nazarım mısın
görüyorum gozlerinin temizliğinin koyu pembeliğinin kırmızı yakarışı
ve kırmızının sarılığına yeşillenir dudak kenarışın
bir pembe midillinin gözlerine işlenmiş ayıbın hamamböceksiliği
ve senin senden keskin duruşunun tahrik edici erkeksiliği.
eheh. bayılıyorum arkadaş. müthiş.
devamını gör...
hayalini kurduğunuz 3 şey
her anlamda dik durabilmek
sevdiğim işi en başarılı şekilde yapmak
beni mutlu edecek şeylere sahip olmak
sevdiğim işi en başarılı şekilde yapmak
beni mutlu edecek şeylere sahip olmak
devamını gör...
mukaddime
ar. ön söz.
sıklıkla ibn haldun'un başlı başına bir kitabı olduğu yönünde yanılgıya düşülür. aslında yine ibn haldun'un bir eseri olsa da, kitabı değil, kitâbu'l-iber adlı kitabının ön sözüdür. gerçi zamanla müstakil bir eser olarak anılmaya başladığı, hatta kendisinin dahi bunu bu şekilde kanıksadığı da doğrudur.
sıklıkla ibn haldun'un başlı başına bir kitabı olduğu yönünde yanılgıya düşülür. aslında yine ibn haldun'un bir eseri olsa da, kitabı değil, kitâbu'l-iber adlı kitabının ön sözüdür. gerçi zamanla müstakil bir eser olarak anılmaya başladığı, hatta kendisinin dahi bunu bu şekilde kanıksadığı da doğrudur.
devamını gör...
utangaç balıklar için buzlu camdan akvaryum
(bkz: m.kutlukhan perker) tarafından yazılan şiir. normalde şiiri pek sevmeyen bünyemi ilk okuduğum anda etkisine aldı, bu başlığı açıyor olmam anonimliğime zeval getirme ihtimali taşısa da siz de okuyun isterim.
bir mucize olsa da geri dönsen
yine sabah uyanınca ağzıma girse saçların
yan yatarak dönsek birbirimize.
üşümüş ayaklarını, bacaklarımın arasına yerleştirsen.
şaklaban olsa gözlerin.
kapı çalmasın diye dua etsen, ellerini kaldırıp göğe.
bir tek senin dua ettiğin tanrıya inanırım ben.
bir mucize olsa da geri dönsen.
sen; yatakta şımarırken, deri ceketimi giyip hafız bakkala gitsem
ekmek ve gazete almaya.
merdivenlerden inerken karate yapan çocuklara uydurma hareketler gösterip,
bunu nasıl anlatacağımı tasarlasam sana daha komik.
hava güzel çarşının içinden geçeyim.
bir dilim pasta alıp -kahvaltıda pasta seversin- sürpriz yapsam.
içerisi kalabalık. olsun, beklerim...
senin için bir tek yağ kokan bir pastanede beklerim...
bir mucize olsa da geri dönsen...
ekmekleri, gazeteleri ve bir de kısa kemıl alıp -hatırlatmadığın halde- cebime atsam...
kahvaltıdan sonra donnie brasco'yu 20. kez izlerken
eyvah sigara dediğinde gözlerin çaresiz,
hemen çıkarıp zulamdan uzatsam paketi...
sen boynuma sarıldığında ağır gibi davransam.
senin çakmağınla sigaranı yaksam, salak gibi..
hayıflansam, 'keşke zippoyu doldurtmayı unutmasaydım dün' diye.
çünkü zippoyla sigaranı yaktıktan sonra
kapatınca kapağını çıkan "çlank" sesi nasıl da katlardı karizmamı ikiye..
film başladığında warner biraderlerin amblemi görününce hep yaptığın espriyi beklesem.
sen "ben bu filmi gördüm" diyince önceden biriktirdiğim kahkahayı koyversem...
birtek senin yaptığın kötü espriye gülerim...
bir mucize olsa da geri dönsen...
yine uyanıp birbirimize anlatsak gördüğümüz rüyayı...
büyük, çok büyük bir vadinin ortasında renkli şezlonklarda otursak
anneannelerin, dedelerin kahvaltı yaptığı mutfaklarda otursak
öğle uykusundan yeni uyanmış çocuklar gibi, kemiklerimiz sıcak..
taksiye binecek paraları olduğu halde
bir tane bile geçmediği için minibüse binmek zorunda kalan insanlar gibi
hafif yan otursak.
içimizde hep bir neye niyet neye kısmet.
bir tek senin gördüğün rüyanın tabiri yok kitapta.
bir tek senin gördüğün rüyada varlığım hayra alamet.
bir mucize için boşuna bekliyorum biliyorum,
seni ben terkettim.
"ruh hastasısın sen!" diye bağırman boşuna değil.
ama yine de dua et sen bana
biliyorum benim için dua edenler çoktur.
ama bir tek senin dua ettiğin tanrıya inanırım ben.
çünkü hayvanların tanrısı yoktur.
bir mucize olsa da geri dönsen
yine sabah uyanınca ağzıma girse saçların
yan yatarak dönsek birbirimize.
üşümüş ayaklarını, bacaklarımın arasına yerleştirsen.
şaklaban olsa gözlerin.
kapı çalmasın diye dua etsen, ellerini kaldırıp göğe.
bir tek senin dua ettiğin tanrıya inanırım ben.
bir mucize olsa da geri dönsen.
sen; yatakta şımarırken, deri ceketimi giyip hafız bakkala gitsem
ekmek ve gazete almaya.
merdivenlerden inerken karate yapan çocuklara uydurma hareketler gösterip,
bunu nasıl anlatacağımı tasarlasam sana daha komik.
hava güzel çarşının içinden geçeyim.
bir dilim pasta alıp -kahvaltıda pasta seversin- sürpriz yapsam.
içerisi kalabalık. olsun, beklerim...
senin için bir tek yağ kokan bir pastanede beklerim...
bir mucize olsa da geri dönsen...
ekmekleri, gazeteleri ve bir de kısa kemıl alıp -hatırlatmadığın halde- cebime atsam...
kahvaltıdan sonra donnie brasco'yu 20. kez izlerken
eyvah sigara dediğinde gözlerin çaresiz,
hemen çıkarıp zulamdan uzatsam paketi...
sen boynuma sarıldığında ağır gibi davransam.
senin çakmağınla sigaranı yaksam, salak gibi..
hayıflansam, 'keşke zippoyu doldurtmayı unutmasaydım dün' diye.
çünkü zippoyla sigaranı yaktıktan sonra
kapatınca kapağını çıkan "çlank" sesi nasıl da katlardı karizmamı ikiye..
film başladığında warner biraderlerin amblemi görününce hep yaptığın espriyi beklesem.
sen "ben bu filmi gördüm" diyince önceden biriktirdiğim kahkahayı koyversem...
birtek senin yaptığın kötü espriye gülerim...
bir mucize olsa da geri dönsen...
yine uyanıp birbirimize anlatsak gördüğümüz rüyayı...
büyük, çok büyük bir vadinin ortasında renkli şezlonklarda otursak
anneannelerin, dedelerin kahvaltı yaptığı mutfaklarda otursak
öğle uykusundan yeni uyanmış çocuklar gibi, kemiklerimiz sıcak..
taksiye binecek paraları olduğu halde
bir tane bile geçmediği için minibüse binmek zorunda kalan insanlar gibi
hafif yan otursak.
içimizde hep bir neye niyet neye kısmet.
bir tek senin gördüğün rüyanın tabiri yok kitapta.
bir tek senin gördüğün rüyada varlığım hayra alamet.
bir mucize için boşuna bekliyorum biliyorum,
seni ben terkettim.
"ruh hastasısın sen!" diye bağırman boşuna değil.
ama yine de dua et sen bana
biliyorum benim için dua edenler çoktur.
ama bir tek senin dua ettiğin tanrıya inanırım ben.
çünkü hayvanların tanrısı yoktur.
devamını gör...
az kişinin bildiği muhteşem web siteleri
muhtemelen herkesin bildiği rainymood.com/.
arka fonda şıp şıp yağmur sesleri eşliğinde bir de ritmi sakin, hoş müzikler açıldığı zaman tadından yenmez.
arka fonda şıp şıp yağmur sesleri eşliğinde bir de ritmi sakin, hoş müzikler açıldığı zaman tadından yenmez.
devamını gör...
normal sözlük'te artı oy alma taktikleri
kedi ve kitap fotoğraf paylaşmak en az 10 artı getiriyor diye biliyorum.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hayallerindeki türkiye
dünyaya terörist ihraç eden bir ülke olarak değil de eskisi gibi istanbul'uyla, ölüdeniz'iyle, efes'iyle tanınan,
tarihi ve doğal kaynaklarının kısa vadeli getiriler için hiç edilmediği,
kültürel ve ekonomik olarak batıyla tam entegre olmuş, paramızın değersiz olmadığı,
dünyada herkese höt höt eden değil de sorunlarını ve çıkarlarını diplomasi kanallarını zorlayarak çözmeye çalışan, güçlü ordusunu da gerektiğinde kesin sonuç almak üzere sahaya sürebilecek güçte olan ve diğer ülkelerin de bunun farkında olduğu,
ortalama bir türk insanının yılda ortalama 30 kitap okuyarak dünya ortalamasını tutturduğu,
dünyanın en iyi ilk beş yüz üniversitesi listesinde en az on üniversitesinin olduğu,
yılda 100 milyon turistin ziyaret ettiği ve türkiye'yi ziyaretin statü göstergesi olduğu,
ve pek tabii ki türk pasaportu taşımanın da klas olduğu bir türkiye hayal ediyorum. kaldı ki bunlar ulaşılamayacak hayaller değil. türkiye bunları karşılayabilecek yeterli potansiyele sahip bir ülkedir. bunların içinde en kolay olanı da yılda ortalama 30 kitap bitirmek olanıdır. ilk başta ''voaaav nasıl olacak bu'' gibi düşünülebilir ama bu ayda hepi topu 2 kitap filan ediyor zaten. ayda 2 kitap okumak da imkansız bir şey değil. zaten bunu halletsek gerisi çorap söküğü gibi gelecektir inanın bana...
tarihi ve doğal kaynaklarının kısa vadeli getiriler için hiç edilmediği,
kültürel ve ekonomik olarak batıyla tam entegre olmuş, paramızın değersiz olmadığı,
dünyada herkese höt höt eden değil de sorunlarını ve çıkarlarını diplomasi kanallarını zorlayarak çözmeye çalışan, güçlü ordusunu da gerektiğinde kesin sonuç almak üzere sahaya sürebilecek güçte olan ve diğer ülkelerin de bunun farkında olduğu,
ortalama bir türk insanının yılda ortalama 30 kitap okuyarak dünya ortalamasını tutturduğu,
dünyanın en iyi ilk beş yüz üniversitesi listesinde en az on üniversitesinin olduğu,
yılda 100 milyon turistin ziyaret ettiği ve türkiye'yi ziyaretin statü göstergesi olduğu,
ve pek tabii ki türk pasaportu taşımanın da klas olduğu bir türkiye hayal ediyorum. kaldı ki bunlar ulaşılamayacak hayaller değil. türkiye bunları karşılayabilecek yeterli potansiyele sahip bir ülkedir. bunların içinde en kolay olanı da yılda ortalama 30 kitap bitirmek olanıdır. ilk başta ''voaaav nasıl olacak bu'' gibi düşünülebilir ama bu ayda hepi topu 2 kitap filan ediyor zaten. ayda 2 kitap okumak da imkansız bir şey değil. zaten bunu halletsek gerisi çorap söküğü gibi gelecektir inanın bana...
devamını gör...
seni gram özlemedim
aslında seni deli gibi özledimin inat ve kinaye içeren halidir. “seni özledim ama kızgınım.”, “seni özledim ama biraz süründürmek istiyorum.”, “ seni özledim ama affedemiyorum.”, “seni özledim ama beni ikna et.”, ” seni özledim ama biraz peşimde koş.” demenin bir değişik versiyonudur. biri size; “seni gram özlemedim.” diyorsa bilakis çok özlemiştir. özlemeyen insan zaten cümle kurmaya bile tenezzül etmez. “gitsin gebersin şurada” der, geçer.(swh)
devamını gör...
toplumcu gerçekçilik
toplumcu dünya görüşü, yani toplumcu gerçekçi akım, 19.yüzyılın ikinci çeyreği edebiyat ve sinema alanında görülmüştür. italyan sinemasında yeni gerçekçi akım olarak karşımıza çıkar. bu akımın temsilcileri sanat toplum içindir amacı ile eserler kaleme almıştır.
türk edebiyatında da toplumcu dünya görüşü üzerine temellendirilmiş bir edebiyat akımıdır. köy yaşamındaki sorunlar, işsizlik, yoksulluk, köyden kente göç, toprak kavgaları, ağa köylü çatışmaları, büyük kentlerdeki işçilerin mücadeleleri, savaş gibi toplumsal meseleler konu edinilir. hikaye ve romanlarda, okuyanın anlayabileceği basit ve sade bir dil kullanılmıştır. toplumun alt kademesindeki insanlar gerçekçi bir bakış açısı ile incelenmiştir. 1950'li yıllardaki köy enstitüsü mezunlarıyla ön plana çıkarak köy ve kasabalarda yaşanan zorluklar yazıya dökülmüştür.
ince memed serisiyle ünlenen yaşar kemal, yapılarında insan psikolojisinin derinlerine inen sabahattin ali, en bilinen eseri yılanların öcü ile köylülerin günlük yaşamından kesitler sunan fakir baykurt, osmanlı tarihi ve toplum sorunlarına ışık tutan, devlet ana isimli eseriyle türk edebiyatının en başarılı ve üretken edebiyatçılardan olan kemal tahir, toplumcu gerçekçi edebiyatçıların en bilinen temsilcileridir.
türk edebiyatında da toplumcu dünya görüşü üzerine temellendirilmiş bir edebiyat akımıdır. köy yaşamındaki sorunlar, işsizlik, yoksulluk, köyden kente göç, toprak kavgaları, ağa köylü çatışmaları, büyük kentlerdeki işçilerin mücadeleleri, savaş gibi toplumsal meseleler konu edinilir. hikaye ve romanlarda, okuyanın anlayabileceği basit ve sade bir dil kullanılmıştır. toplumun alt kademesindeki insanlar gerçekçi bir bakış açısı ile incelenmiştir. 1950'li yıllardaki köy enstitüsü mezunlarıyla ön plana çıkarak köy ve kasabalarda yaşanan zorluklar yazıya dökülmüştür.
ince memed serisiyle ünlenen yaşar kemal, yapılarında insan psikolojisinin derinlerine inen sabahattin ali, en bilinen eseri yılanların öcü ile köylülerin günlük yaşamından kesitler sunan fakir baykurt, osmanlı tarihi ve toplum sorunlarına ışık tutan, devlet ana isimli eseriyle türk edebiyatının en başarılı ve üretken edebiyatçılardan olan kemal tahir, toplumcu gerçekçi edebiyatçıların en bilinen temsilcileridir.
devamını gör...
10 bin adım
geçenlerde bir bilim dergisinde okuduğum bir habere bakılırsa pek de bir anlamı olmayan hedef.
deney grupları seçilmiş ve bu 10 bin adım olayının etkileri denekler üzerinde ölçülmüş. görülmüş ki 4500 adım, 40 yaş üstü (özellikle) kadınlarda kalp krizi riskini azaltıyor ama bundan ötesinin belirgin bir etkisi olmuyor. bu arada bu 4500 sayısı da değişiklik gösteriyor çeşitli araştırma gruplarına göre ama hepsinin birleştiği ortak nokta şu: 10 bin sayısı, bilimsel bir çalışmaya dayanmıyor. zira bu olay bir japon firmasının ürettiği adım sayan bir uygulama (ya da cihaz) nedeniyle ortaya çıkmış. hatta yazımında kullanılan japonca harfin yürüyen bir adama benziyor olması nedeniyle ortaya çıktığı da söyleniyor.
deney grupları seçilmiş ve bu 10 bin adım olayının etkileri denekler üzerinde ölçülmüş. görülmüş ki 4500 adım, 40 yaş üstü (özellikle) kadınlarda kalp krizi riskini azaltıyor ama bundan ötesinin belirgin bir etkisi olmuyor. bu arada bu 4500 sayısı da değişiklik gösteriyor çeşitli araştırma gruplarına göre ama hepsinin birleştiği ortak nokta şu: 10 bin sayısı, bilimsel bir çalışmaya dayanmıyor. zira bu olay bir japon firmasının ürettiği adım sayan bir uygulama (ya da cihaz) nedeniyle ortaya çıkmış. hatta yazımında kullanılan japonca harfin yürüyen bir adama benziyor olması nedeniyle ortaya çıktığı da söyleniyor.
devamını gör...
