aklıma ümit yaşar oğuzcan'ın oğlu geldi. o da galata 'dan atlamıştı. ve 17 yaşındaydı!
vedat.
neden etti, çözümü yok muydu, ikna edilemez miydi, tartışılır. keşke başka bir çözümü olsaydı.
genç iken eğilen bir başak daha. ne denir ki?
devamını gör...

kendisi çok sevdiğim türk kahvesinden sonra, en sevdiğim ikinci kahvedir. bu denli sabırlı ve ponçik bir kişiliğe moderatörlük teklifini götüren her kimse kendisini tebrik ediyorum. şeker gibi bir şey yahu. birçok moderatörümüzü darlıyorum ama en çok kendisini darlamaktan keyif alıyorum doğrusu. sağ ol var ol emii.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tuna nehrininin ortadan ayırdığı buda ve peşte kentlerinin bir araya gelmesiyle meydana gelmiş yaklaşık 150 yıla yakın osmanlı imparatorluğu'nun yönetiminde kalmış macaristan'ın başkenti.
devamını gör...

bu sene 65. yılını kutlayacak olan okulum.

akademik ve sosyal anlamda türkiye'nin en başarılı üniversitelerinden biridir. akademik kadrosunda bulunan her biri yurtdışında öğrenim görmüş ve yüksek lisans veya doktora derecelerinden en az birini yabancı üniversitelerde almış yüzlerce değerli öğretim üyesi ve odtü'de öğrenim gören binlerce zeki, çalışkan ve idealist öğrenci sayesinde odtü kuruluşundan itibaren her daim türkiye'nin yüz akı olmayı başarmıştır. her sene, yapılan üniversite giriş sınavlarında en yüksek puan alan 1000 öğrencinin üçte birinden fazlası odtü'yü tercih etmektedir. odtü mühendislik fakültesi'ndeki tüm lisans programları amerika birleşik devletleri'nin akreditasyon kurumu olan abet tarafından değerlendirilmiş ve akreditasyon almıştır.

odtü, öğrencilerine sadece bölümleriyle ilgili bir eğitim vermez. bir dünya görüşü, bir kültür kazandırır. odtü'de öğrenciler bir hak arama, bir protesto kültürü edinir. odtü'de öğrenciler sadece verilen bilgileri ezberlemez, fikir üretebilme yeteneği de kazanırlar. öğrenci toplulukları sayesinde ilgi duyulan birçok alanda fikir ve deneyim sahibi olunabilir. çeşitli konserler, tiyatro oyunları, film gösterimleri çok ucuza veya bedavaya izlenebilir. arkeolojiden astronomiye, ekonomiden tarihe kadar birçok alanda yapılan atölyelere katılınabilir, okumalar ve tartışmalar yapılabilir. quidditch'ten orienteering'e, snowboard'dan rugby'ye kadar birçok spor çok düşük maliyetlerle yapılabilir.

odtü'nün öğrencilerine kazandırdığı en önemli yeteneklerden biri de kendi başına sorunların üstesinden gelebilme yeteneğidir. öğrencilerine tuttuğunu koparan, zorluklara karşı yılmayan, teslim olmayan, zorluklara göğüs geren, sonuna kadar hakkını arayan insanlar olmayı öğretir. öğrencilerinin birey olduklarının ve hayatları boyunca karşılaştıkları sorunları tek başlarına çözmeleri gerektiğinin, yere düşseler bile yerden daha güçlü bir şekilde kalkmaları gerektiğinin farkına varmalarını sağlar.

ancak tabii ki bütün bu güzelliklerinin yanında zorlukları da vardır. istisnaları olmakla beraber odtü'de birçok bölümden mezun olmak o bölüme girmekten daha zordur. curve'ün sıfıra yakınsadığı, kalem bile oynatılamayan dersler vardır. bu dersler genelde bağlayıcıdırlar yani başka dersleri bağlarlar. bağlayıcı bir dersi geçmeden o dersin bağladığı dersi alamazsınız, bu da okulun uzamasına yol açar. odtü'de eğer öğrenci son yarıyılında değilse bütünleme yoktur, vize(ler) ve final sonucunda bir dersten kaldıysanız o dersten kalmışsınızdır, bütünleme olmadığı için kurtarma imkanınız yoktur, bu da okulun uzamasına yol açar. bazı bölümler yaz okulunda hiç ders açmazlar, bu da okulun uzamasına yol açar. odtü’de hemen hemen her şey okulun uzamasına yol açar.

benim odtü'de en sevmediğim zamanlar ders seçimi zamanlarıdır. çünkü genellikle ders seçme dönemlerinde istediğiniz dersi seçemezsiniz, hatta bazen istemediğiniz dersleri bile seçemezsiniz çünkü o derslerin kontenjanı bile hemen dolar. odtü'de ders seçme sistemi açıldıktan saniyeler sonra tüm seçmeli derslerin kontenjanı dolar, almanız gereken sayıda seçmeli ders alamayabilirsiniz, bazen almanız gereken zorunlu dersi bile alamayabilirsiniz. ancak dersi veren hocaya mail atarak kontenjanı arttırmasını isteyebilir, hoca dersin kontenjanını arttırırsa dersi alabilirsiniz. kontenjan arttırılmasa bile yılmayıp 3 gün süren ders seçimi dönemi boyunca bilgisayar başından ayrılmadan sürekli ders almayı denerseniz belki ilk başta alamadığınız ders(ler)i alabilirsiniz. eğer alamazsanız, ders seçimi döneminde (a.k.a. etkileşimli kayıtlar)* alamadığınız ders(ler)i ders ekleme-bırakma döneminde* de alabilirsiniz. eğer tüm bu süreçler sonunda mutlaka almanız gereken ve almanız için herhangi bir engel bulunmayan dersi alamadıysanız bölüm sekreterliğine ve bölüm başkanlığına mail atarak fakülte kararıyla ilgili dersi ders programınıza ekletebilirsiniz.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

hadi dans edelim!!
devamını gör...

annemdir.
devamını gör...

ilk filmle başlayan mcqueen efsanesi, 2. film ile birlikte tamamen çocuk filmine, daha doğrusu yeni karakterler, yarışlardan alakasız olaylar çıkarılarak piyasaya oynadı. daha fazla oyuncak satışı için çocukların ilgisini çekecek, mcqueen'den tamamıyla alakasız olmasa da yarış olayıyla bağlantısız bir konu çıkmıştı.


3. film teaser ile birlikte duyurulduğu zaman herkesi çok heyecanlandırdı. yıllar sonra yaşlanmış bir mcqueen'i herkesin gerisinde kaldıktan sonra kaza yapışını görüyorduk. filmde karanlık bir tema var gibi duruyordu ve bizim gibi hala çocuk kalan yetişkinleri çok heyecanlandırdı.




film gayet güzel başladı. mcqueen'in artık genç olmadığını ve bu seri yeni çıktığında sinemada izleyen bizlerin de artık çocuk olmadığını bize çok güzel hissettirdi film. daha sonra mcqueen kaza yaptı ve bir anda 4 ay sonrasında gittik. ilk olarak filmin bu 4 aylık süreci atlaması hikaye için çok büyük bir kayıp. böylesine büyük potansiyeli olan bir hikaye zamanını atlamak, hem mcqueen'e hem de biz yetişkin seyircilere bir ayıp oldu diye düşünüyorum. mcqueen, duygusal konularda kendini geliştirmiş ancak böylesine bir durumla daha önce karşılaşmamıştı. o 4 aylık dönemde yaşadığı, düşündüğü şeyleri görebilmek çok isterdim kendi adıma.

daha sonra yeni elektrikli arabaların eğitildiği yerde eğitim görmeye gitti. burada kahramanımız, eğitim merkezindeki çaylaklardan bile daha beceriksizdi. çünkü bizim mcqueen eski kafalıydı. simülasyon haricinde bir yarış deneyimi bulunmayan eğitmen cruz, mcqueen'i eğitmek üzere eğitimlere başlayacaktı ancak tam tersi oldu. hudson hornet'in efsanesini taşıyan mcqueen, yeni elektrikli yarış arabalarının arasında ezilip gidiyordu testlerde. bu bizi üzdü ancak sonunda yarışa çıktığında bir mucize yapacağını biliyorduk. özellikle hudson hornet'in eski arkadaşları, zamanında onun da mcqueen gibi yaşadığı bırakma sürecindeyken; bir çaylakla yarışırken yaptığı hareketi anlattıklarından sonra.

bu film, mcqueen efsanesinin hikayesi; günümüzde popüler kültür ögesi olan "cinsiyetçilik" kurbanına gitti. özellikle cruz ve mcqueen arasındaki ilişki asla ilk filmdeki hud ve mcqueen gibi verilemedi. cruz üzerine kurulan hikayede, ona yapılan cinsiyetçilik, "kadından yarışçı olmaz" algısı yansıtıldı. bu algıyı bozmak isteyen film, bunu yapmaya çalışırken aslında cinsiyetçilik yaptı. cruz'un yarışçı potansiyelini gösterirken bile onun kadın olmasına odaklandı hep.

son yarış başladı, mcqueen beklendiği gibi geride kaldı. hepimiz son bir veda hamlesi bekliyorduk şimşek'ten. işte bütün efsaneyi bitiren olay burada oldu. mcqueen her ne kadar kendisini olgunlaştırmış olsa da kazanma hırsı onu hep ileriye taşıyan şeydi. böylesine bir karakter, bu kadar karakter gelişimi yapıldıktan sonra yarışı yarıda bırakıp yerini cruz'a bıraktı. her ne olursa olsun şimşek, birinci olamasa bile o yarışı bitirebilmeli ve sonunda hudson hornet'in hareketini, jackson storm'a yaparak yarışı tamamlamalıydı. bunun yerine ise daha önce hiç yarış deneyimi bulunmayan cruz, şimşek'in yerine geçti ve hud'ın efsane hareketini storm'a yaparak yarışı kazandı.

bunun sebebi popüler kültüre oynamak. cinsiyetçilik kavramını ortadan kaldırmaya çalışırken, pozitif ayrımcılık yaparak işin içine daha da cinsiyetçilik katmaktır. bu filme karşı zamanında duygusal bağ kuran herkes, mcqueen'in yerine cruz'un o hareketi yapmasını kendine yediremedi. belki mcqueen'in yarışları bırakmasına, takım koçu olmasına hazırdık ama asla ve asla yarışı yarıda bırakmasına değildik.




motor sporları, bütün sporlar arasında en fazla fiziki güç isteyen sporlar arasındadır. eşit arabalarda ve eşit şartlarda, bir yarışçının diğerinden neden daha hızlı olduğu hala tam olarak bilimsel bir şekilde bilinmemektedir. onlarca tur bir pistin etrafında dönerek birbirini geçmeye çalışmak "erkeklerin birbirleriyle sidik yarıştırma" durumuna benzese de buna kadınların katılmaması için hiçbir sebep yok. her turda ortalama 3g kuvveti yiyen formula 1 pilotları, sadece erkek oldukları için bunu yapıyor diye bir şey yok. hali hazırda 1.60'lı boylarda, vücut tipi incecik olan çaylak f1 pilotu yuki tsunoda, o cüssesine rağmen geleceğin umut vaat eden yarışçılarından.

özet olarak bence bu film cinsiyetçilik konusunu, kadınların da yarışçı olabileceği konusunu çok daha iyi bir şekilde işleyebilirdi. ancak bunu mcqueen efsanesinin emeklilik hikayesinde yapmasına hiç gerek yoktu. bu film hem mcqueen'e hem de biz vefalı cars serisi hayranlarına yapılmış bir ayıptır.

konuyla alakalı olarak neden kadın yarış pilotu yok sorusuna cevabını yiğit tezcan adlı youtuber'ın yaptığı bu videoda bulabilirsiniz.
neden kadın yarış pilotu yok?

edit: ayrıca mater'ı seslendiren osman gidişoğlu'nun bu filmde olmaması biz türk izleyiciler için de çok üzücüydü. huzur içinde yatsın.
devamını gör...

ölen müslüman olunca dünya hep suskun kalır.

dünyanın suskun kaldığı bir vahşet.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

efkan şeşen şarkısı.

"vakitsiz bir sonbahar
akşamındaydım
candan öte dermansızı
köşelerdeyim
yar koynuna yatsam bile
gurbetlerdeyim
çok arkadaş kaybetmişim
dalgınlardayım
beni yormayın
beni kırmayın
anlamazsanız kalsın
hiç dokunmayın
beni yormayın
beni kırmayın
anlamazsanız kalsın
hiç dokunmayın

deniz sakine, dağlar çiçeğe
içten vermeye
geçemedik, geçemedik
koca kışın ayazından vay
vakitsiz bir sonbahara
yakalandık vay
yaz düşünde çok sarardık
yaza varmadan
vakitsiz bir sonbahara
yakalandık vay
yaz düşünde çok sarardık
yaza varmadan
bir adım, bir adım daha
büyüsün artık
birçok anı sıcak henüz
yüreğe kattık
gözlerimde canlanıyor
gülüşü içten
çok arkadaş kaybetmişim
hiç kararmadım
beni yormayın
beni kırmayın
anlamazsanız kalsın
hiç dokunmayın
beni yormayın
beni kırmayın
anlamazsanız kalsın
hiç dokunmayın
deniz sakine, dağlar çiçeğe
içten vermeye
geçeceğiz, geçeceğiz
koca kışın ayazından vay
vakitsiz bir sonbahara
yakalandık vay
yaz düşünde çok özledik
yaza varmayı
vakitsiz bir sonbahara
yakalandık vay
yaz düşünde çok özledik
yaza varmayı"

şopotifay
devamını gör...

pardon, siz kimsiniz?

t: hayatının şokunu yaşayacak olandır.
devamını gör...

çağ dışı bir olaydır. insan nasıl sosyal hayatta iki cins olarak varlığını sürdürüyorsa, bu eğitim hayatında da bu şekilde karma olmalıdır. kadını erkeği ayrıştırıp bir grubu sakınmaya çalışmak yerine, bireyleri eğitip toplumsal bilinci oluşturmak en mantıklısıdır.
devamını gör...

mustafa, mehmet, yusuf.
devamını gör...

"propagandada kullanılan yalanlar ne kadar büyük olursa insanların onlara inanması kolaylaşır, yalanın etkisi artar."
teorik olarak yalan sayılmaz aslında doğru bir tespittir.
devamını gör...

aydınlanma yaşadım. bedava ekstra bilgi.
devamını gör...

ukde ekleme konusunda bendenizi bile dumura uğratan taze kan yazardır. maşallah.

hoş gelmişler, buyursunlar.
devamını gör...

iyi eğlenceler aşılandım.*
devamını gör...

40 yaşında bir dinozor olarak diyorum ki, z kuşağı umuttur.
devamını gör...

"sen yanmazsan, ben yanmazsam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa? "
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim