didi
tamamen insanları aldatıcı reklamlar yapan, tüketiciyi yanıltmaktan bıkmayan çaykur'un markasıdır. köylü kadını görünümünde yöresel konuşan birini reklamlarda oynatmakta bunun en büyük göstergesi. sayıştay raporlarında çaykur'un ne hale getirildiğide ortada zaten.
devamını gör...
yarra yering
mahalle arası tekel bayide insana meze olarak dayak yedirtebilecek şarap markası.
-abi varsa bi'yarra yering.
-abi varsa bi'yarra yering.
devamını gör...
misvak mizah dergisi
ne olduğunu bilmiyorum ama mizah olmadığına eminim. komiklik yapmaya çalışıyorlar ama beceremiyorlar.
devamını gör...
normal sözlük'te kendi halinde yazan yazarlar
kendi kendime takılır, canım sıkılırsa giderim kimsenin ruhu duymaz. geri dönerim. farkedilmediğim için hoş geldin diyen de olmaz. olmasinda zaten kimseden beklentimiz yok. karma puan falan işimiz olmaz. *
görünmez mi oldum ben şimdi ilhami abi? sen söyle ben başka sözlükte miyim? repliği getirir insanin aklina.
özel yazarlardir. öyle herkes bilmez bu yazarları. bi keşfettin mi de öyle kolay kolay bırakamazsın. ne etliye karışırlar ne sütlüye. bazen minicik ortalığı karistirir gibi olurlar sonra kenara çekilip izlerler.
her başlık altında pek rastlayamazsiniz. onlar tanim yazarken veya başlık açarken biraz seçicidirler. titiz davranırlar. bazen günlerce yazmaz,bazen yazarsa cuk diye oturtturur tanımı.
ıyi ki varlar- iyi ki varız efendim.
(bkz: onlar da bizden biri)
görünmez mi oldum ben şimdi ilhami abi? sen söyle ben başka sözlükte miyim? repliği getirir insanin aklina.
özel yazarlardir. öyle herkes bilmez bu yazarları. bi keşfettin mi de öyle kolay kolay bırakamazsın. ne etliye karışırlar ne sütlüye. bazen minicik ortalığı karistirir gibi olurlar sonra kenara çekilip izlerler.
her başlık altında pek rastlayamazsiniz. onlar tanim yazarken veya başlık açarken biraz seçicidirler. titiz davranırlar. bazen günlerce yazmaz,bazen yazarsa cuk diye oturtturur tanımı.
ıyi ki varlar- iyi ki varız efendim.
(bkz: onlar da bizden biri)
devamını gör...
güncel bir yalan
telefonum bozuldu, tüm numaralar gitti.
ne yalan söyleyeyim, işime yarıyor. *
ne yalan söyleyeyim, işime yarıyor. *
devamını gör...
dünyadaki en korkunç gerçek
yok olup gitmek.
sadece bedenen değil.
ne demiş birileri;
bu dünyada seni hatırlayan son insan öldüğünde hiç var olmamış olacaksın.
sadece bedenen değil.
ne demiş birileri;
bu dünyada seni hatırlayan son insan öldüğünde hiç var olmamış olacaksın.
devamını gör...
şişman kediler
genel itibariyle biraz aksidirler, arada kaniniz kaynar da biraz seveyim derseniz tribini cekmek zorunda kalirsiniz ona gore. bir de cok uykucudurlar, iclerinde horlayani bile var. kis mevsiminde bayagi is gorurler yalniz, oturduklari alani sicacik yaparlar. sevmesi de cok keyiflidir,hic affetmem ben valla patilerinden operim boyle kedilerin. totoyu sallaya sallaya yurumelerine bile hastayim...
devamını gör...
normal sözlük mayıs devrimi
nasıl ki soğuk suya girince alışıyorsun, buna da alıştım. çılgınca zıplıyorum vallahi. biraz karışık gibi sanki ama alışıyorsun girince.
devamını gör...
yabancı düşmanlığı
insanı insan olduğu için sevmeyenlerin yaptığı şeydir.
devamını gör...
sürekli kötüleyen yazar
14 yaşında ergen zihniyetinde ki yazarlar topluluğuna dahil olan kişi.
hiçbir şeyi beğenmez. her tanımda imla hatası arar, bulursa orgazma falan ulaşıyor herhalde.
bunların bir tık üst versiyonu hiç konuşmadığı yazarların nickaltına gidip saçma salak şeyler yazanlarıdır.
prim vermemek önemsememek lazım. açtıkları başlıklara tek tanım dahi girmemek çok önemli.
böyle böyle yok olup ait oldukları yerlere gidecekler diye düşünüyorum.
hiçbir şeyi beğenmez. her tanımda imla hatası arar, bulursa orgazma falan ulaşıyor herhalde.
bunların bir tık üst versiyonu hiç konuşmadığı yazarların nickaltına gidip saçma salak şeyler yazanlarıdır.
prim vermemek önemsememek lazım. açtıkları başlıklara tek tanım dahi girmemek çok önemli.
böyle böyle yok olup ait oldukları yerlere gidecekler diye düşünüyorum.
devamını gör...
martha argerich
agresif yapılı*, arjantinli ve halihazırda yaşayan en büyük piyanistlerden biri olduğu söylenen sanatçıdır. baba tarafı buenos aires'te yaşayan katalanlardan; anne tarafı rus imparatorluğu'ndan villa clara'ya göç eden yahudilerdendir.

çok tutkulu olduğunu düşünüyorum. öyle ki, dinlerken sizi kolayca hipnotize edebilir. ilginçtir, sahne korkusu olduğundan bahsedilir ve hatta bu sebeple solo çok az konser vermiştir. daha çok konçertolara odaklanmıştır. bir bakayım hakkında neler yazılmış dedim. baktım başlığı açılmamış. şaşırdım ve hemen yazmaya koyuldum.*
buyurunuz efenim.
rachmaninov
bach
scarlatti
ravel

çok tutkulu olduğunu düşünüyorum. öyle ki, dinlerken sizi kolayca hipnotize edebilir. ilginçtir, sahne korkusu olduğundan bahsedilir ve hatta bu sebeple solo çok az konser vermiştir. daha çok konçertolara odaklanmıştır. bir bakayım hakkında neler yazılmış dedim. baktım başlığı açılmamış. şaşırdım ve hemen yazmaya koyuldum.*
buyurunuz efenim.
rachmaninov
bach
scarlatti
ravel
devamını gör...
intihar etmek
bir orhan veli kanık şiiridir.
kimse duymadan ölmeliyim
ağzımın kenarında
bir parça kan bulunmalı.
beni tanımayanlar
"mutlak birini seviyordu" demeliler.
tanıyanlarsa, "zavallı, demeli,
çok sefalet çekti.."
fakat hakiki sebep
bunlardan hiçbirisi olmamalı.
kimse duymadan ölmeliyim
ağzımın kenarında
bir parça kan bulunmalı.
beni tanımayanlar
"mutlak birini seviyordu" demeliler.
tanıyanlarsa, "zavallı, demeli,
çok sefalet çekti.."
fakat hakiki sebep
bunlardan hiçbirisi olmamalı.
devamını gör...
normal sözlük’teki oylama alışkanlığı
şu ana dek hemen hemen hep aynı kişiler tarafından oy verildiğini gördüğümden, hâlâ kazanılmadığını düşündüğüm alışkanlık. daha doğrusu herkes sadece kendi takip ettiği kişileri oyluyor gibi bir durum görüyorum daha çok. bunu nasıl aşarız bilemiyorum. bu huyumuz yüzünden kıymetli birçok tanım hak ettiğinden daha az ilgi görüyor.
kendi tanımlarım için konuşmuyorum. ciddi emek harcanmış bazı tanımları görüyorum 5-10 oydan fazlasını alamamış olan. yazık oluyor bence. illa ki her okuyan oy verecek diye bir kural yok ama, yarısı vermiyor desek, 20 kişi falan mı okuyor bunları sadece?
edit: bana oy yağdırın demedim, sakin olun arkadaşlar * emek verenleri okuyup oylayın yeter.
kendi tanımlarım için konuşmuyorum. ciddi emek harcanmış bazı tanımları görüyorum 5-10 oydan fazlasını alamamış olan. yazık oluyor bence. illa ki her okuyan oy verecek diye bir kural yok ama, yarısı vermiyor desek, 20 kişi falan mı okuyor bunları sadece?
edit: bana oy yağdırın demedim, sakin olun arkadaşlar * emek verenleri okuyup oylayın yeter.
devamını gör...
sabah sabah tat kaçıran şeyler
yüzüne su dökülerek uyandırılmak
devamını gör...
tanrısız ahlak
‘’birbirimizi anlamamız için dürüst olmalıyız…’’
sanırım en çok bu cümle çekmişti kitabın içine beni. ya da inananlar için ‘’tanrıdan’’ gelen , inanmayanlar için ise ‘’tercihlerimiz’’den kaynaklı çektiğimiz acılar hepimiz için gerçekten de yeni bir karakter inşa ediyor olabileceğine inandığım için de olabilir, emin değilim…
cehennem olmadan da ahlaklı olmanın nedenleri olabilir mi sorusuna cevap aradığım zamanlardan birinde edinip okuduğum bir kitap ‘’tanrısız ahlak’’
felsefe profesörü walter sinnot armstrong, “tanrısız ahlak” isimli bu kitabıyla, ‘zarar esaslı seküler ahlak’ teorisini, ‘kutsal emir’ teorisine yeğ tutan bir makale kaleme alıyor...
‘ayrıntı’ yayınlarının 4.basımından okudum.
aslına bakarsak, kitap içerisinde islamiyet’ten hiç bahsedilmiyor dersem; pek de yalan söylemiş olmam. aldığım notlara da baktığımda, sadece 14. sayfada 1-2 cümle ile islam’a dokunmuş sadece... yazar içerisinde bulunduğu hristiyan kültürünü ve amerika coğrafyasını esas aldığından olsa gerek...
bazı konularda argümanlarını sağlam bulsam da, konu ile ilgili referans alınabilecek bir metin olduğunu düşünmüyorum.
bir agnostik olduğumu göz önünde bulundurduğumda agnostiklerin ve ateistlerin, deistlere karşı tutumlarında çok fazla agresif oldukları konusunda da yazarla hemfikirim. ama bir şey diyordu ki kitapta, bu hemfikirliliğimde tutumumu değiştirmeye gerek duymamamın özeti gibiydi:
‘’her şeyi ciddiye alan adamın anahtarı, her şeyi komikliğe vuran adamdır...’’
ilgililerinin göz atmasında yine de fayda görüyorum...
sanırım en çok bu cümle çekmişti kitabın içine beni. ya da inananlar için ‘’tanrıdan’’ gelen , inanmayanlar için ise ‘’tercihlerimiz’’den kaynaklı çektiğimiz acılar hepimiz için gerçekten de yeni bir karakter inşa ediyor olabileceğine inandığım için de olabilir, emin değilim…
cehennem olmadan da ahlaklı olmanın nedenleri olabilir mi sorusuna cevap aradığım zamanlardan birinde edinip okuduğum bir kitap ‘’tanrısız ahlak’’
felsefe profesörü walter sinnot armstrong, “tanrısız ahlak” isimli bu kitabıyla, ‘zarar esaslı seküler ahlak’ teorisini, ‘kutsal emir’ teorisine yeğ tutan bir makale kaleme alıyor...
‘ayrıntı’ yayınlarının 4.basımından okudum.
aslına bakarsak, kitap içerisinde islamiyet’ten hiç bahsedilmiyor dersem; pek de yalan söylemiş olmam. aldığım notlara da baktığımda, sadece 14. sayfada 1-2 cümle ile islam’a dokunmuş sadece... yazar içerisinde bulunduğu hristiyan kültürünü ve amerika coğrafyasını esas aldığından olsa gerek...
bazı konularda argümanlarını sağlam bulsam da, konu ile ilgili referans alınabilecek bir metin olduğunu düşünmüyorum.
bir agnostik olduğumu göz önünde bulundurduğumda agnostiklerin ve ateistlerin, deistlere karşı tutumlarında çok fazla agresif oldukları konusunda da yazarla hemfikirim. ama bir şey diyordu ki kitapta, bu hemfikirliliğimde tutumumu değiştirmeye gerek duymamamın özeti gibiydi:
‘’her şeyi ciddiye alan adamın anahtarı, her şeyi komikliğe vuran adamdır...’’
ilgililerinin göz atmasında yine de fayda görüyorum...
devamını gör...
suç bende
devamını gör...
pilav kuru turşu üçlüsü
o üçlü ne güzel üçlü, bu üçlüyü sofraya koyan kadın ne mübârek kadındır. bir erkeğin kalbini fetheden yoldur, bir nesli peşinden sürükleyen üçlüdür bu.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
öyle çok konuşuyorlar ki...bir söz insanın neresinden doğar dersiniz?
dilinden mi, yüreğinden mi, aklından mı? düşlerinden
mi yoksa gerçeğinden mi? ve kaç kapıdan geçip yerini
bulur bir başka insanda? yerini bulur mu gerçekten? sözü
yasaklamalı ömür hanım yasaklamalı...
şükrü erbaş
dilinden mi, yüreğinden mi, aklından mı? düşlerinden
mi yoksa gerçeğinden mi? ve kaç kapıdan geçip yerini
bulur bir başka insanda? yerini bulur mu gerçekten? sözü
yasaklamalı ömür hanım yasaklamalı...
şükrü erbaş
devamını gör...
hızlı yemek yemek
genelde ekran karşısında yapılır. ancak 15-20 dakika sonra beyne tokluk sinyali gittiğinden dolayı açlık hissi bitmez, yedikçe yenir, hatta ağza yiyecekler tıkıştırılır. yenilen hiçbir şeyin farkına varılmaz. hızlıca kilo almaya yol açar. duyguları bastırmaya yönelik bir davranıştır. farkındalıklı * bir hayata geçiş, öncelikle sadece yemeğe odaklanarak * yavaş yavaş yemekle başlar.
devamını gör...
