böyle insanlarin rehabilite edilmesi gerek.
yoksa hiçbir sağlıklı insan böyle birşey yapamaz .
devamını gör...

1797-1828 yılları arasında yaşamış avusturya'lı besteci. dünyadan ayrılalı yüzyıllar olmuş ama şu parçayı yaratmış bir sanatçı dünyadan tam anlamıyla ayrılmış sayılır mı? sanmam. hele ki bugün dinlediğimde bana bir çok şey hissettirebiliyorsa.
devamını gör...

profiterol ile hem yapım hem tat açısından neredeyse aynılar. demin pastaneden on tane aldım kusana kadar yiyeceğim, çok lezzetli.
devamını gör...

haklı yazar beyanı. herkes dinini kendi içinde yaşamalı diye düşünüyorum.
devamını gör...

13 kadını aynı anda nasıl hamile bırakabilir olum, niagara şelalesi mi bu?
devamını gör...

güneş doğmadan 2 saat önce venüs en parlak halini alır. aya çok yakın durur. eğer gökyüzünde güneş battıktan hemen sonra ve güneş doğmadan önce çok parlak bir yıldız ( gezegen) görüyorsanız bu venüs’tür. gece ayırt etmek zor ama bu zamanlarda kolay.

ayrıca bu sebeplerden ötürü hem morningstar hem de eveningstar denir.
devamını gör...

birkaç damla kolonya, koronaya da iyi geliyor diyorlar.
devamını gör...

"congenital insensitivity to pain with anhydrosis" olarak geçer. ama kısaltması olarak "cipa" kullanılır. yani "anhidrozlu ağrıya doğuştan gelen bir duyarsızlık" olarak çevirirsem yanlış olmayacağını düşünüyorum. ağrıyı, sıcaklığı hissetmiyor hastalarımız. aynı zamanda terleyemiyor. sizin çekmeye katlanamayacağınız çok ciddi ağrıları bile. diğer bir adı ise "hsan ıv" yani "hereditary sensory and autonomic neuropathy type ıv" yani çevirirsek "kalıtımsal sensöriyel otonomik nöropati dördüncü türü".

acı, ağrı, sıcaklık, soğukluktan sorumlu olan genlerde meydana gelen genetik bir mutasyon neden olur. otozomal resesif bir hastalıktır. ngf* adlı protein ile bu genimizin sağladığı* nörotrofik tirozin kinaz reseptörü anne karnındayken etkileşim içinde olmalı bu sayede de sinir sistemimiz gelişmeli. ama işte bu hastalarımızda gen mutasyona uğradığı için zincirin geri kalan halkaları da pek mümkün olmuyor böylece ağrıyı falan hisseden hücrelerimiz de gelişmiyor.

genetik bir rahatsızlık olduğu için akraba evlilikleri olduğu durumlarda görülme olasılığı daha yüksek ve en çok negev bedevileri diye geçen toplumda yaygın. dünyada kayıtlara geçen yaklaşık 100 kişide bulunuyor. baya bir nadir görülen bir hastalık. çok şükür yani.

daha önceden de dediğim gibi vücut ısılarını dengeleyemiyorlar ve terlemiyorlar. bu yüzden bebekler hipertermi nöbetleri geçirebilirler. zaten bir kısmı da yaklaşık üç yaşlarına kadar bu yüzden hayatlarını kaybeder. ebeveynlerinin acayip dikkatli olması gerek çünkü malum acıyı hissetmiyorlar ve bu yüzden kendilerine çok fazla zarar veriyorlar fark etmeden.
devamını gör...

akıllara babam ve oğlum filmini getiren durumdur. yaş arttıkça insanın gerçekliğe yaklaşmasından ve biraz da öğrenilmiş çaresizlikten dolayı olduğunu düşündüğüm durumdur aynı zamanda.
devamını gör...

ah nasıl özledim... gecenin bir yarısı otogara gitmek, arkadaşınlaysan onunla otobüsü beklerken insanların yaşını ve nereye gidiceklerini tahmin etmek, bavulunu abi kırılcak şeyler var diyerek teslim etmek, muavinin ikram esnasında camdan dışarıyı izlerken sıranın sana gelmesini beklemek, arada bir gözüne kestirdiğin keki alan var mı diye göz ucuyla bakmak, arkadaşının izleriz diye indirdiği filmi asla izlemeyip müzik dinlemek, mola yerlerindeki sigara içmeler, herkes uyurken kulaklığından hepsi grubunun sesinin çıkması ama senin umursamaman...
reis aç şu okulları nolur.
devamını gör...

okuması hem çok zor hem de çok maliyetli olan bölümdür. mesleğe başladıktan sonra da dişlerini fırçalamayan ve dahası, muayene olmadan hemen önce sigara içip de karşınıza çıkan hastalardan dolayı kafayı kırmanıza neden olacak bölümdür.
devamını gör...

aile içinde sohbet iyi ve kimse kimseyi düşünceleri yüzünden eleştirmiyorsa huzur vardır.
devamını gör...

1929 yılında çıkan cumhuriyet gazetesinin manşet yaptığı, dönemin adalet bakanı mahmut esat bozkurt'a ait cümledir. kendisi ayrıca şöyle demiştir;

"türk vatanında namus, şeref, haysiyet teşkilatlı esasiyemizin ve bütün türk milletinin teminatı altındadır."

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ismini duyunca gözümün önünde eşkal tiplerin, torbacıların, zombilerin, at hırsızlarının, yan kesicilerin canlandığı bir beyoğlu semti.
devamını gör...

"xxxyzzxxx" nickimle arz-ı endam etttiğim turnuva.
10 oyunun 9'unu aldım.
matematiği iyi olan arkadaşlar puanımı hesaplayabilir mi please?
şimdilik beni yenme şerefine nail olmuş tek kişi:
"cavid on dokuz" nickli yazar.
oyunları bitirmeye yakın skor da atarım.
devamını gör...

bir çok sunay akın hikayesi okumuş yada dinlemişsinizdir diye tahmin ediyorum ama benim duyduklarımdan en etkileyicisi deniz gezmiş, ahmet say ve fazıl say ile ilgili olanıdır.

[[alıntı]]

nasıl oldu senin oğlan ?

yıl 1972...ankara mamak askeri cezaevi.ahmet de 12 mart rejiminin antiemperyalist insanlara indirdiği tırpandan, nasibini almıştır." türk solu " dergisini hazırlayanlardandır ne de olsa.hapishanenin koridoruna, mahkûmların oynaması için bir ping pong masası konulmuştur.
bir arkadaşıyla maç yapan ahmet, yere düşen topu ararken, karşısına bir mahkûm dikilir. top, hamamdan dönmekte olan ve her yerinden su damlamakta olan bu mahkûmun iki parmağı arasındadır.ve deniz gezmiş topu göstererek şunu söyler ahmet'e;
- öp beni vereyim.
deniz gezmiş, ahmet'le öpüşürken, kulağına fısıldar;
- nasıl oldu, senin oğlan ?
ahmet'in 2 yaşındaki oğlu bir ameliyat geçirmiştir o günlerde.deniz gezmiş'in sözünü ettiği, bu olaydır. ve ahmet " ağaçlar çiçekteydi " kitabında şöyle anımsar o anı.

" onca olayın yanında, çok önemsiz sayılacak bu olayı, idamlık deniz gezmiş nereden duymuş, nasıl olup da hatırında tutmuştu ? onun, en zor günlerinde bile incelikleri süzerek öne çıkan belleği beni çok etkilemişti "
deniz gezmiş'in çocuk yüreğinde unutmadığı, asılmasına birkaç hafta kalsa da sağlığıyla ilgilendiği çocuk " dudak yarığı " tedavisi için ameliyat edilmiştir.ve doktorlar iyileşebilmesi için, üflemeli çalgı önerirler çocuğa.
ahmet'in melodika çalmaya başlayan oğlundaki olağanüstü müzik yeteneğini farketmesi uzun sürmez.böylelikle evlerine bir piyano girer.
deniz gezmiş'in sağlığını merak ettiği çocuk, o piyanonun tuşlarından yola koyularak, dünyanın en büyük müzisyenlerinden biri olarak çıkacaktır karşımıza.
o çocuğu, fazıl say'ı, deniz gezmiş'in asılmadan önce dinlemek istediği rodrigo'nun konçertosunu çalarken görüp dinlemeyi hayal etmişimdir
devamını gör...

büyük baş hayvanların sırt kısmından çıkarılan ve ızgaralık bifteklik olarak kullanılan değerli bir et. çok az yağ barındırabilir tamamen yağsız da olabilir. ve biraz sıkı bir yapıda olduğu söylenebilir. küçük sinir parçaları barındırabileceğinden çiğköfte için kullanılmaz. ortalama hayvanın büyüklüğüne de bağlı olarak 2.5 ile 4 kilo arası çıkar.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

en güzel turuncu, n'güzel turuncudur o!
hep yansa keşke.
devamını gör...

metroya binenlerin metrodan inenlere öncelik vermediğini gördüğüm an
yürüyen merdiven sırasına girmeden soldan gelip öne geçildiği an
kitabın ıslanması, baskısında hata olması, sayfasının kıvrılması
teşekkürler, kolay gelsin, iyi akşamlar, günaydın dediğimde cevap alamadığım an
yürüyen merdivenlerde solda bekleme yapılması
şu an aklıma gelmeyen bir çok şeyle beraber genel olarak yazılı olmayan toplumsal kurallara uyulmadığı herhangi bir an
devamını gör...

üstteki yazara katılmakla birlikte, 2 sene sonunda istediğin bilgisayar türkiye şartlarında kur farkından dolayı 2 katına çıkacaktır. o yüzden bilgisayar almak için bi 2 sene daha kumbarada para biriktirmeyi gerektirecek olan eylemdir.

(bkz: acı gerçekler)
(bkz: kur farkı)
(bkz: welcome to turkey)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim