eskicileri ve bit pazarlarını gezmek,
çok ucuza çok enteresan parçalar bulup yenileyip, restore edip başka bir eşyaya çevirip satabilirsiniz, masif ahşap, metal, pirinç ürünler, eşyalar, temizlenip, boyanıp, döşemesi değiştirilip, her dönem satılabiliyor, uğraşması çok zevkli, güzel karlarla satınca daha da zevkli
devamını gör...

küçük yaşta çoğu kişiyi tozpembe dünyasından çekip çıkararak gerçeklerle tanıştıran masaldır. hayatın adaletsizliğini, insanların umursamazlığını, aile kavramının ne kadar önemli olduğunu gözler önüne sermektedir. masalın sonunda insanın boğazını düğümlemiştir.

--- alıntı ---
ertesi sabah, yoldan geçenler, bir evin basamağında donmuş kalmış kızcağızın ölüsünü buldular. yanı başında bir sürü boş kibrit kutusu vardı.
zavallıcık ısınmak için bütün kibritlerini yakmış, dediler... bu kibritlerin alevinde onun ne düşler gördüğünü bilemediler.
devamını gör...

bazıları da hiç çocuk olmaz, ailede öyle büyük dertler vardır ki anne babalarına ebeveynlik etmekten çocuk olduğunu bile unuturlar.. sonra da o unutulamayan ve yaşanamamış olan çocukluğun yasını tutarlar.. hiç çocuk olmaya fırsat bulamamış olanlar, ömür boyu çocuklar gibi özgürce hareket etmenin hasretini yaşarlar...
devamını gör...

beklenen dışında bir davranış veya hareketi gerçekleştirmek, düşünceyi iletmektir.
devamını gör...

marcel duchamp'ın *"hazır yapım heykeli"dir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bana göre bu bir pisuvar.
evet, dalga geçmeyi amaçlamış ama
hiç de "olur mu? bu bir sanat, efendim." falan diyemem kusura bakmayın.
tanımı okurken de perdesini sıyırdığım bu pencereden bakacaksınız.

biz heykelin hikâyesine geçelim.
bir gün duchamp; hırdavatçıdan bir pisuvar alıyor, atölyesine gittiğinde aldığı pisuvarı baş aşağı çevirip imzalıyor ve bunun sanat olduğunu iddia ediyor. bu kadar.

daha sonrasında rahat durmayan duchamp, amerikan bağımsız sanatçılar topluluğu'nun sergisine başvuruyor, ama "bir sanatçı değil de bir tesisatçı tarafından yapılmış olduğu" gerekçesiyle reddediliyor.*

çeşme heykeli için "sanat dünyasında bazı soruların sorulmasına vesile olmuş*, sanat olduğu iddia edilen bir pisuvar." derim.

neden öyle düşündüğümü açıklamak isterim.


sanat, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır...

pisuvarı ters çevirip imza atmak size yaratıcılık anlamına geliyorsa sanattır.
gelmiyorsa pisuvardır.
-ki gelmiyor.

tam tanımı bitirirken aklıma geldi, eğer bu sanat sayılırsa imza atılan bir kağıt, bir gelinin ayakkabıları* vs. onlara da anlam yükleyip sanat diyelim.
ee, o zaman her şey sanattır.

hayır!


bir değeri kötü niyet olmadan yok saymanın bir yolu onu genellemedir.

her şeye sanat dersek sanatı küçümser, yok ederiz. o zaman sanat bir hiç olur.

t: duchamp'ın hırdavatçıdan aldığı basit bir pisuvar.
devamını gör...

habib baba, 4.murad devrinin gizli, kimsenin bilmediği allah dostlarındandır. yaşlıdır,fakirdir, gariptir. fakat rabbinin katında da alemlere denk bir değerin sahibidir.
yaşlı habib baba, uzun bir kervan yolculuğunun sonunda istanbul'a gelmiştir.yolculuğ unun tozunu, yorgunluğunu atmak için bir hamama gider... niyeti, şöyle iyice bir keselenip, paklanmak... bedenini de ruhuna denk kılmaktır.
fakat hamamcı habib babayı içeri sokmak istemez.
'bugün' der, 'sultan murad'ın vezirleri hamamı kapattılar, dışarıdan müşteri alamıyoruz.'
habib baba üzülür... rica, minnet eder, yalvarır...
'ne olursun' der, 'kimseye varlığımı belli etmem, aceleyle yıkanır çıkarım.bu tozlu bedenle rabbime ibadet ederken utanıyorum.binbir dil döker.hamamcı ehl-i insaftır... dayanamaz... kabul eder... hamamın en sonundaki odayı göstererek ...

'baba şu odada hızla yıkanıp çık, parada istemem. yeter ki vezirler, senin farkına varmasınlar.'
habib baba sevinerek kendine gösterilen yere girer. yıkanmaya başlar... ve bu arada hamamcının karşısında yeni bir müşteri belirir. boylu, poslu, genç, yakışıklı biridir bu gelen. onunda görünümü fakirdir... ama sadece görünümü... ikinci müşteri kılık değiştirmiş, 4.murad'dır. o gün vezirlerinin topluca hamam alemi yapacaklarından haberdar olan padişah merak etmiştir.
'hele bir bakalım' demiştir, 'bizim vezirler, hamamda benden uzakta, kendi başlarına ne yaparlar, nasıl eğlenirler?'
ve bu merak padişahı, tebdil-i kıyafet ettirerek, hamama getirmiştir.

az önce yaşananlar bir kez daha tekrarlanır.. .
hamamcı vezirler der almak istemez... padişah ise, ne olursun der, bastırır ve padişah galip gelir... habib babanın yıkanmakta olduğu odayı göstererek, genç padişahın kulağına fısıldar:
'şu odada bir ihtiyar yıkanıyor. sende sar peştemali beline gir yanına... beraber sessizce yıkanın, bir an evvel çıkın... ve ekler: 'aman ha! vezirler varlığınızı bilmesinler.'
sonra 4.murad da habib babanın yanına süzülür. beraber sessizce yıkanmaya başlarlar. bu arada, hamamın büyük salonundan gelen tef, dümbelek, şarkı, türkü sesleri ortalığı çınlatmaktadır...

habib babanın gözü, genç hamam arkadaşının sırtına takılır. biraz kirlenmiş gibi gelir ona... allah hikmeti gereği dostuna, o yanındakinin tedbil-i kıyafet etmiş padişah olduğunu ilham etmemiştir...
ve yanındakini, görüntüsüne uygun, kendi gibi fakir bir delikanlı zanneden habib baba yumuşak bir sesle konuşur:
'evladım' der, 'sırtın fazlaca kirlenmiş, müsade edersen bir keseleyivereyim.'
padişah aldığı bu teklif karşısında şaşkınlaşır ve bü yük bir haz duyar...
haz duyar, çünkü ömründe ilk defa biri ona, padişah olduğunu bilmeden, sırf bir insan olarak, karşılık beklemeksizin bir iyilik yapmayı teklif etmektedir.
memnuniyetle habib babanın önünde diz çökerken: 'buyur baba' der, 'ellerin dert görmesin'
bu arada içerideki alemin sesleri hamamı çınlatmaya devam etmektedir. habib baba, 4.murad'ın sırtını bir güzel keseler... fakat padişah kuru bir teşekkürle yetinmek istemez.. ne de olsa insandır ve o da her insan gibi kendine yapılan iyiliklerin kölesidir.

'baba' der, 'gel bende senin sırtını keseliyeyim de ödeşmiş olalım.' habib baba, teklifin kimden geldiğinden habersiz, tebessümle;
'olur evlad' deyip, sultanın önünde diz çöker. bu arada, sultan murad kese yaparken bir yandan da habib babayı yoklar, ağzını arar...
'baba' der, 'görüyormusun şu dünyayı... sultan murad'a vezir olmak varmış...

bak adamlar içerde tef,dümbelek hamamı inletiyorlar, sen ve ben ise burada iki hırsız gibi...'
habib baba sultan murad'ın cümlesini tamamlamasına fırsat bile bırakmaz, kendi hükmünü söyler... sultan murad'ın habib babadan duydukları, ağzı açık bırakıp, keseyi elden düşürten cinstendir:
'be evladım' der, habib baba, 'sultan murad dediğin kimdir? sen asıl alemlerin sultanına kendini sevdirmeye bak ki, o seni sevince sırtını bile sultan murad'a keselettirir.
devamını gör...

fizikteki ifadesi için (bkz: nedensellik ilkesi)
devamını gör...

arkadaşlar bana bundan oldu.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

“insanın geçmişini araştırması acı veren bir deneyimdi. mutlu olabilmenin tek şartı ‘unutmayı’ başarabilmekti.”

kardeşimin hikayesi, zülfü livaneli
devamını gör...

ölen evladını kollarında taşıyan annedir ilk aklıma gelen. ama olsun ne önemi var? sonuçta topraklarını satmışlar,* ermeni soykırımını tanımışlar,* ayrıca araplardır.*

filistin; soykırıma uğrayan, diri diri yakılan, gaz odalarında öldürülen, aileleri gözlerinin önünde katledilen yahudilere insaniyetinden kapı açmıştır zamanında, onları kimse kabul etmezken onlar kabul etmiştir.* şimdi de insanlığının, merhametinin bedelini ödüyordur. her gün türlü sosyal medya, sözlük, blog ve benzerinde insanlara iyilik yapıp nankörlük bulduğundan yakınanlar bu halkı* fırsat buldukça yermekten geri kalmazlar.

yazıklar olsun denilecek nokta ise, hümaniteryenizmin dibine vurmuşların, çocukların kıyılmasına yalnızca sessiz kalmayıp aleyhlerinde konuşabilecek yüzü bulabilmeleridir. filistin'i savunmak için müslüman falan olmaya gerek yoktur, insan olmak yeterlidir. hiçbir şey yapamasan dahi üzüldüğünü belirtirsin, hadi diyelim o kadar ki tükendin, aleyhlerinde konuşmazsın.

aynı durum doğu türkistan için de geçerlidir. aynı durum dünyanın bilmem neresinde katledilen çocuklar, tecavüze uğrayan kadınlar için de geçerlidir. aynı durum, yarın bir gün; ateistler, deistler, budistler, şintolar haksız yere katlediliyorsa da geçerlidir. nitekim insan olmak bedavadır. bu katliamlardan sırf kendi dinine kendi ırkına kendi düşüncelerine mensup değil diye keyifle bahsedenler bir uzman desteği almalılardır, sosyopat olmaları hayli muhtemeldir.
devamını gör...

niye utansın arkadaşım, o arkadaşın en azından bir hayali var ama üzgünüm başlık sahibi elinizde avucunuzda hayalini kurabileceğiniz bir şeyiniz kalmamış olmalı ki insanların hayallerinin utançlığını sorguluyorsunuz, insanların hayallerine de burnunuzu sokmayın.
devamını gör...

gündüzleri iyiden iyiye kendini hissettiren sıcaktır. akşamları ise serin. genleşip büzüşmeden ufalanıp gidicez.
devamını gör...

heybelide mehtaba çıkardık.
devamını gör...

yorgunum, bugün de yorgunum. dün ve ondan önceki, senin olmadigin her gun gibi. bu sigarayı da sana yakıyorum , öbür dünyada senin yanına gelmem dileğiyle :)
seni seven
merdumgiriz
devamını gör...

ölümcül bir yaz sıcağıyla beraber çok çılgın bi karar ile balkonda yatma kararı aldığımda başıma gelen hadisedir.
önceden uyarılsam da tecrübe edicez ya illa ansını satim. ama onlar beni soğuktan dolayı uyarmışlardı. her neyse, uykuya dalarken atmosfer müthiş... üzerimde yldızlı gök, içimde ahlak yasası hesabı. böyle self-romantic bir gecede nasıl uyanırsam beğenirsiniz. ağzımdan arı sokarak... evet ağzımdan.. evet arı.. evet sokarak...
devamını gör...

kültürel merkeziyetçilik olarak tanımlanan sosyolojik bir kavramdır.kişinin kendi kültür değerlerininden yola çıkarak diğer kültürleri yargılamasıdır.
devamını gör...

okumayı ve yazmayı seven, bakış açısını kurduğu cümlelere ve anlatış tarzına da yansıtan değerli yazar.
önceden sessizce takibime almışım zaten fakat pek rastlamıyordum kendisine, kısa bir süre önce tanımlarına bir daha göz gezdirince nickaltı yazma gereksinimi hissettim.
keyifli tanımlar.
devamını gör...

sadece özel filmler için geçerli.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

mahrem, sulu, laubali, vıcık vıcık başlıklar.
(bkz: sevmediğim tanımlar) kadar sevmem onları.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim