trans bireylere servisi reddeden işkembeciye hapis cezası
özel mülk olması işletmelere ayrımcılık yapma hakkı vermez. "gözünün üstünde kaşı var" deyip hizmeti kesemezsiniz, anayasal suç işlemiş olursunuz. apartman komple sizin olsun, "trans kiracı kabul etmiyorum" demek hukuken suçtur.
yani saldırıdan bağımsız olarak ceza alırsınız. haberiniz olsun, ırkçılığı, ayrımcılığı normal, yasal birşey sanmayın.
bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasının (tck m. 122/1/d) engellenmesi nefret suçu dahilindedir ve 3 yıl hapis cezası vardır. tazminat da ödersiniz.
hatırlatma: bu arkadaşlar da türk ceza kanunu’nun 122. maddesi'nden yani ayrımcılıktan ceza almışlardır.
ek: verilen kaynakta, "ceza verilemez" demiyor, nedensellikte sıkıntılar yaşanıyor" diyor. cinsel yönelime yönelik ayrımcılığın cezasız kalabilmesinin, (kalmasının değil!) anayasaya aykırı olduğu da vurgulanıyor buyrun:
cinsel yönelimi, etnik kökeni, sendika ya da farklı sebeplerle ayrımcılığa maruz kalan bireyler için tck mad.122’den başvurulduğunda, maddede sayılmadığı için nedensellik noktasında sıkıntı yaşanmaktadır. sadece sayılan sınırlı farklılıklara duyulan nefret nedeniyle ayrımcılığa uğrayan bireylerin madde korumasına alınması anayasa’nın eşitlik maddesine aykırılık teşkil etmektedir.
bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını işletme sahibi engelliyorsa, o ceza alır. örneklerde ceza alımamasının sebebi “engellemenin sayılan farklılıklara duyulan nefret nedeniyle işlendiği” ispat edilememesidir. yine aynı kaynaktan.
yani sen ayrımcılığını açık açık ilan edersen, yasa uygulanırsa ceza alırsın, ama ilan etmeden ayrımcılık yapıp, ifadede asıl nedenin bu olduğunu inkar edersen, kanıtı zordur, şahit yoksa almazsın.
ha şimdi bu kararla 122'den emsal de var. daha rahat verilecek bu cezalar.
istanbul barosundan aynı kaynak: www.istanbulbarosu.org.tr/H...
yani saldırıdan bağımsız olarak ceza alırsınız. haberiniz olsun, ırkçılığı, ayrımcılığı normal, yasal birşey sanmayın.
bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasının (tck m. 122/1/d) engellenmesi nefret suçu dahilindedir ve 3 yıl hapis cezası vardır. tazminat da ödersiniz.
hatırlatma: bu arkadaşlar da türk ceza kanunu’nun 122. maddesi'nden yani ayrımcılıktan ceza almışlardır.
ek: verilen kaynakta, "ceza verilemez" demiyor, nedensellikte sıkıntılar yaşanıyor" diyor. cinsel yönelime yönelik ayrımcılığın cezasız kalabilmesinin, (kalmasının değil!) anayasaya aykırı olduğu da vurgulanıyor buyrun:
cinsel yönelimi, etnik kökeni, sendika ya da farklı sebeplerle ayrımcılığa maruz kalan bireyler için tck mad.122’den başvurulduğunda, maddede sayılmadığı için nedensellik noktasında sıkıntı yaşanmaktadır. sadece sayılan sınırlı farklılıklara duyulan nefret nedeniyle ayrımcılığa uğrayan bireylerin madde korumasına alınması anayasa’nın eşitlik maddesine aykırılık teşkil etmektedir.
bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını işletme sahibi engelliyorsa, o ceza alır. örneklerde ceza alımamasının sebebi “engellemenin sayılan farklılıklara duyulan nefret nedeniyle işlendiği” ispat edilememesidir. yine aynı kaynaktan.
yani sen ayrımcılığını açık açık ilan edersen, yasa uygulanırsa ceza alırsın, ama ilan etmeden ayrımcılık yapıp, ifadede asıl nedenin bu olduğunu inkar edersen, kanıtı zordur, şahit yoksa almazsın.
ha şimdi bu kararla 122'den emsal de var. daha rahat verilecek bu cezalar.
istanbul barosundan aynı kaynak: www.istanbulbarosu.org.tr/H...
devamını gör...
en son alınan iltifat
o değil de ben iltifat almadığımı fark ettim. teşekkürler sözlük. *
devamını gör...
ailenizden birinin corona olması
işin ciddiyetini en salak insanın bile zirvede kavrayacağı durum.
o basit ölüm sayıları korkutur hale getirir.
abim için annemin ağladığını görünce içim dağlandı yoldaşlar. dualarınızı beklerim.
o basit ölüm sayıları korkutur hale getirir.
abim için annemin ağladığını görünce içim dağlandı yoldaşlar. dualarınızı beklerim.
devamını gör...
duyunca mutlu olunan sesler
50 dakika kadar önce evimizin yanındaki erik ağacının karşısında oturuyordum. 20 metre ilerde de boyları 30-40 metre kadar olan yaprakları da geniş 3 tane aynı türden ağaçlar var. bugün hava çok sıcaktı ama akşam biraz serinlemişti. gece de rüzgar biraz daha hissettiriyordu kendini ama az sonra eseceği gibi hiç esmemişti tabi.
ve işte o an: tenimi ürperten bir esinti. tenime değişinden ve kulağıma gelen uğultusundan hissediyorum rüzgarın canlılığını.
ve hemen sonra rüzgarın etkisi ile duyulan, 20 metre ilerde ki bahsettiğim ağaçların birbirlerine çarpan yapraklarının sesi. kapatıyorum gözlerimi ne bir insan ne de bir araç sesi. sadece rüzgarın uğultusu ve ağaçların birbirlerine çarpan yapraklarının sesi. mest ediyorlar beni. sanki ağaç bir enstrüman ve gökyüzü üflemiş nefesi olan rüzgarı ve çalıyor gecenin bestesini.*
ve işte o an: tenimi ürperten bir esinti. tenime değişinden ve kulağıma gelen uğultusundan hissediyorum rüzgarın canlılığını.
ve hemen sonra rüzgarın etkisi ile duyulan, 20 metre ilerde ki bahsettiğim ağaçların birbirlerine çarpan yapraklarının sesi. kapatıyorum gözlerimi ne bir insan ne de bir araç sesi. sadece rüzgarın uğultusu ve ağaçların birbirlerine çarpan yapraklarının sesi. mest ediyorlar beni. sanki ağaç bir enstrüman ve gökyüzü üflemiş nefesi olan rüzgarı ve çalıyor gecenin bestesini.*
devamını gör...
21 mart dünya down sendromu farkındalık günü
hayatımıza kattığınız +1 değer için hepinize minnettarız...
devamını gör...
normal sözlük’te radikal islamcı patlaması
sözlük kullanıcılarının önemli bir bölümünü anadolu'nun cahil ve yobaz halkının 14-15 yaşlarındaki çocukları oluşturduğundan normal olandır. bunların islamcı olmayanları da sabahtan akşama kadar karı-kız-meme üçgeninde başlık açıyor.
devamını gör...
din kültürü ve ahlak bilgisi
bakın bu da o dersin hocası. ahlak dağıtırken görüntülenmiş. (bkz: silahlı fotoğraf paylaşan din kültürü öğretmeni)
devamını gör...
sözlüğün gitgide instagram ve twitter'a dönüşmesi
bir gerçek.
sürekli mızmızlanan huysuz çocuk görüntüsü vermeyi sevmem. yine de aklımdakileri yazacağım.
her ne kadar sürekli yönetime suç atılsa da * olayın büyük kısmı yazarların kendisiyle ilgili. bu ülkenin her yerinde var olan sorunu burada da yaşıyoruz. bir yerin kuralları olduğunu bile bile o yere kendi isteğimizle geliyoruz ve sonra o kuralları kendi isteklerimize göre esnetme derdine düşüyoruz. kurallara uymakta ısrarcı olanları da kraldan çok kralcı olmakla suçluyoruz.
sözlükte küfür olmayacak dendi en başından. bu öyle sözlüğe 5 sene sonra tepeden inme gelen bir kural değil. başından belli. yok niye küfür yok, yok ille de şu kelime küfürden sayılmasın... yahu bilerek ve kabul ederek geldiniz. derdiniz ne? küfürlü yorumlardan hoşlanmayan insanların da gideceği bir yer olsun isteğimizi bu kadar çok görmenizin sebebi ne?
eksi butonu olmadığı da başından belliydi. ille eksi olsun, eksi olsun... yahu artı butonunun karma kasmak ya da kankacılık için kullanıldığını görüyorsunuz da eksinin de eksi karma kasıp "kaliteli yazıyorum, hep gerçekleri söylüyorum da ondan eksileniyorum" diye kendini kandıranlar tarafından kötü niyetli kullanılacağını göremiyor musunuz?! artıyı da kaldırsınlar sorun değil. amacı okumak ve başkalarının yazdıklarından faydalanmak olan kimsenin derdi artı ya da favori almak değil.
sol frame konusuna gelince... bakıyorsunuz saçma sapan başlıklar peş peşe sıralanıyor. kime göre neye göre falan demeyin; basbayağı saçmalar herkese göre. ilk buluşmaya bazukayla gelen bir kız mı var ki bunun başlığı olsun? trollükle ilgisi yok bunun. sırf başlık açmış olmak için açılıyor resmen. üzerinde geyik yapılacak yanı bile yok. komik desen o da değil. varsa buna gülen o da kendi sorunu...
***
bunun böyle olacağı başından belli miydi? belliydi. eğer gerçekten bir sözlük sitesi yapmaya çalışırsanız oranın ciddi bir ortam olması gerekli. şart yani bu. aması falan yok. fakat forum benzeri bir şey yapacaksanız ona lafım olmaz. zaten forumun ruhu yarı yarıya ciddiyetsizlik oluyor genelde. kimse de niye böyle demez o tür bir siteye. adı sözlükse ama içeriği böyle acayip bir yöne evrilmişse kusura bakmayın ama oraya sözlük diye gelen herkes eleştirir. diyorsanız ki az ama öz olsun, gerçek bir bilgi kaynağı olsun, o zaman müdahale gerekir. yok diyorsanız ki "çok kişi gelsin, etkileşim aşırı önemli, gelsinler de nasıl yazarlarsa yazsınlar" o zaman bu gidiş doğru. eleştirenler zamanla eksilir, geriye forumsal takılanlar kalır. alan razı veren razı olur. (bkz: uludağ sözlük)
***
yönetimin hatalı olduğu yer işte bu yukarıdaki seçimi yaptıkları yer bence. "az ama öz" deseydiler sonuç farklı olurdu. "çok ve etkileşim" deyince sonuç doğal olarak bu oldu.
ben yönetimle hiç sorun yaşamadım bireysel olarak. o yüzden şu "başlığım silindi, tanımım düzenlendi şu oldu bu oldu" diyen bazı arkadaşlar kendilerinde de hata arasın biraz. benim başlığım kankacılıktan silinmedi diye bir şey yok, açtığım başlıklar formata uygun olduğundan silinmedi hiç. ben dedim ama sadece ben değil, benim durumumda olan başka yazarlar da var ki çoğu artık bıraktı yazmayı. ben de daha ne kadar boş yaparım bilmiyorum. dün bir arkadaş nickaltımda yazdıklarımın sıradanlığından dem vurmuştu. sıradan olmayan şeyler yazınca ne olduğunu görüp çoğunluğun dilinden konuşmaya başladım çünkü. bunu söyleyince de ne ukalalığımız kalıyor ne kendini beğenmişliğimiz. oysa bu sadece yalın bir gerçek.
sonuç olarak herkes çuvaldızı önce kendine batırsın. yok "bilgi istesem bilmem nereye giderim" yok "burası vikipedi mi"... o mantıkla bakarsanız eğlence istersem instagram'a giderim ve burası twitter da değil, niye ciddi olmayayım? bencillikle yürümez bu işler. her şeyin bir dengesi olmalı. yazarlara düşen de o dengeyi düzgün kurmak. yetişkin insanlarız neticede. işi çığrından çıkarıp bütün suçu yönetime atmak saçmalık. hepimiz sorumluyuz buranın durumundan. ben dahil hiçbirimiz ak kaşık değiliz. sözlüğün şu anki durumu hepimizin ortak çalışmasının sonucu. "ben buraya eğlenmeye geliyorum" diyenler elbette eğlensinler ama bunu yaparken başkalarının tadını kaçırmaya da hakları yok.
sürekli mızmızlanan huysuz çocuk görüntüsü vermeyi sevmem. yine de aklımdakileri yazacağım.
her ne kadar sürekli yönetime suç atılsa da * olayın büyük kısmı yazarların kendisiyle ilgili. bu ülkenin her yerinde var olan sorunu burada da yaşıyoruz. bir yerin kuralları olduğunu bile bile o yere kendi isteğimizle geliyoruz ve sonra o kuralları kendi isteklerimize göre esnetme derdine düşüyoruz. kurallara uymakta ısrarcı olanları da kraldan çok kralcı olmakla suçluyoruz.
sözlükte küfür olmayacak dendi en başından. bu öyle sözlüğe 5 sene sonra tepeden inme gelen bir kural değil. başından belli. yok niye küfür yok, yok ille de şu kelime küfürden sayılmasın... yahu bilerek ve kabul ederek geldiniz. derdiniz ne? küfürlü yorumlardan hoşlanmayan insanların da gideceği bir yer olsun isteğimizi bu kadar çok görmenizin sebebi ne?
eksi butonu olmadığı da başından belliydi. ille eksi olsun, eksi olsun... yahu artı butonunun karma kasmak ya da kankacılık için kullanıldığını görüyorsunuz da eksinin de eksi karma kasıp "kaliteli yazıyorum, hep gerçekleri söylüyorum da ondan eksileniyorum" diye kendini kandıranlar tarafından kötü niyetli kullanılacağını göremiyor musunuz?! artıyı da kaldırsınlar sorun değil. amacı okumak ve başkalarının yazdıklarından faydalanmak olan kimsenin derdi artı ya da favori almak değil.
sol frame konusuna gelince... bakıyorsunuz saçma sapan başlıklar peş peşe sıralanıyor. kime göre neye göre falan demeyin; basbayağı saçmalar herkese göre. ilk buluşmaya bazukayla gelen bir kız mı var ki bunun başlığı olsun? trollükle ilgisi yok bunun. sırf başlık açmış olmak için açılıyor resmen. üzerinde geyik yapılacak yanı bile yok. komik desen o da değil. varsa buna gülen o da kendi sorunu...
***
bunun böyle olacağı başından belli miydi? belliydi. eğer gerçekten bir sözlük sitesi yapmaya çalışırsanız oranın ciddi bir ortam olması gerekli. şart yani bu. aması falan yok. fakat forum benzeri bir şey yapacaksanız ona lafım olmaz. zaten forumun ruhu yarı yarıya ciddiyetsizlik oluyor genelde. kimse de niye böyle demez o tür bir siteye. adı sözlükse ama içeriği böyle acayip bir yöne evrilmişse kusura bakmayın ama oraya sözlük diye gelen herkes eleştirir. diyorsanız ki az ama öz olsun, gerçek bir bilgi kaynağı olsun, o zaman müdahale gerekir. yok diyorsanız ki "çok kişi gelsin, etkileşim aşırı önemli, gelsinler de nasıl yazarlarsa yazsınlar" o zaman bu gidiş doğru. eleştirenler zamanla eksilir, geriye forumsal takılanlar kalır. alan razı veren razı olur. (bkz: uludağ sözlük)
***
yönetimin hatalı olduğu yer işte bu yukarıdaki seçimi yaptıkları yer bence. "az ama öz" deseydiler sonuç farklı olurdu. "çok ve etkileşim" deyince sonuç doğal olarak bu oldu.
ben yönetimle hiç sorun yaşamadım bireysel olarak. o yüzden şu "başlığım silindi, tanımım düzenlendi şu oldu bu oldu" diyen bazı arkadaşlar kendilerinde de hata arasın biraz. benim başlığım kankacılıktan silinmedi diye bir şey yok, açtığım başlıklar formata uygun olduğundan silinmedi hiç. ben dedim ama sadece ben değil, benim durumumda olan başka yazarlar da var ki çoğu artık bıraktı yazmayı. ben de daha ne kadar boş yaparım bilmiyorum. dün bir arkadaş nickaltımda yazdıklarımın sıradanlığından dem vurmuştu. sıradan olmayan şeyler yazınca ne olduğunu görüp çoğunluğun dilinden konuşmaya başladım çünkü. bunu söyleyince de ne ukalalığımız kalıyor ne kendini beğenmişliğimiz. oysa bu sadece yalın bir gerçek.
sonuç olarak herkes çuvaldızı önce kendine batırsın. yok "bilgi istesem bilmem nereye giderim" yok "burası vikipedi mi"... o mantıkla bakarsanız eğlence istersem instagram'a giderim ve burası twitter da değil, niye ciddi olmayayım? bencillikle yürümez bu işler. her şeyin bir dengesi olmalı. yazarlara düşen de o dengeyi düzgün kurmak. yetişkin insanlarız neticede. işi çığrından çıkarıp bütün suçu yönetime atmak saçmalık. hepimiz sorumluyuz buranın durumundan. ben dahil hiçbirimiz ak kaşık değiliz. sözlüğün şu anki durumu hepimizin ortak çalışmasının sonucu. "ben buraya eğlenmeye geliyorum" diyenler elbette eğlensinler ama bunu yaparken başkalarının tadını kaçırmaya da hakları yok.
devamını gör...
ex nihilo nihil fit
"nothing comes from nothing" - "hiçbir şey yoktan gelmez" anlamına gelen latince deyiş. yani "var olmayan bir dünya ile var olan bir dünya arasında hiçbir köprü yoktur."
peki ya nereden çıkmıştır?
hiçbir şeyin yoktan gelmediği fikri ilk olarak aristoteles tarafından dile getirilmiştir fizik adlı eserinde. aynı zamanda ilk kez parmenides tarafından tartışılmıştır. ve romalı şair ve filozof olan titus lucretius carus tarafından de rerum natura (kitap)'da (ingilizce: on the nature of things - türkçe: şeylerin doğası üzerine veya evrenin yapısı) ifade edilmiştir.
akıllara termodinamik yasalarını getirir. aynı zamanda shakespeare ve poe'yu da burada anmakta fayda var. neden diye sorarsanız: hiçbir zaman.
peki ya nereden çıkmıştır?
hiçbir şeyin yoktan gelmediği fikri ilk olarak aristoteles tarafından dile getirilmiştir fizik adlı eserinde. aynı zamanda ilk kez parmenides tarafından tartışılmıştır. ve romalı şair ve filozof olan titus lucretius carus tarafından de rerum natura (kitap)'da (ingilizce: on the nature of things - türkçe: şeylerin doğası üzerine veya evrenin yapısı) ifade edilmiştir.
akıllara termodinamik yasalarını getirir. aynı zamanda shakespeare ve poe'yu da burada anmakta fayda var. neden diye sorarsanız: hiçbir zaman.
devamını gör...
yazarların en büyük eksikliği
zaman. günler 30 saate çıksın.
devamını gör...
araç lastik tamir kiti
lastik tamir spreyi de denir.
aracınızla yolculuk sırasında birçok sorunla karşılaşabilirsiniz. en sık rastlanan ise lastik patlamalarıdır. bu yaz benim başıma geldi. olayı değil ama çözümünü anlatayım. dünyanın hangi ülkesinde acaba bizdeki gibi kaldırımlar var? tövbe ve tövbe! neyse konumuza dönelim;
yeni araçlarda stepne ve kriko yok. bunun yerine lastik yaması yapabileceğiniz bir kit veya sprey vardır. biz şu spreyi kısaca anlatalım. sizi yarı yolda bırakmayalım.
içerisinde kimyasal madde olan spreydir. basınç ile beyaz köpük şeklinde olan kimyasal madde, tekerlek içerisinde kauçuk bir yapı halini alır ve lastiğin delik kısımlarını tamir eder.

uygulaması son derece basittir. kullanmadan önce şişeyi iyice çalkalayın. lastiğinizin sibop kapağını açın, sprey şişesinde kısa bir hortum ve ucunda bir sibop kapağı benzeri bir kapak vardır. hortum ucundaki kapağı, siboba çevirerek takın. burası önemli, kapağın sıkıca yerine oturmasına dikkat edin. aksi halde işleme başladığınızda her yeri köpük içerisinde bırakırsınız. spreylerin kullanımları markalarına göre değişir. kutu üzerinde şekille açıklanır. dik veya aşağı doğru tutarak içerisindeki kimyasal bitine kadar uygulayın. tekerleğinizin şiştiğini göreceksiniz. uygulamadan sonra aracınızla kısa bir tur atın, kimyasal bu şekilde tekerleğin her tarafına eşit dağılacaktır ve tekerleğiniz bir miktar daha şişecektir. işlem bitti.
artık en yakın benzinciye veya lastikciye gidecek durumdasınız. sizlere önerim; benzinlikte lastik havasını kontrol edin. eksik basıncı tamamlayın ve yolunuza devam edin. lastiği zaten tamir ettiniz.
aracınızda bu kitten bir tane bulundurun. fiyatları 30-60 tl arasındadır. her türlü otomobil, hafif ticari araç, motorsiklet ve bisiklet lastikleri için uygundur.
bitti.
aracınızla yolculuk sırasında birçok sorunla karşılaşabilirsiniz. en sık rastlanan ise lastik patlamalarıdır. bu yaz benim başıma geldi. olayı değil ama çözümünü anlatayım. dünyanın hangi ülkesinde acaba bizdeki gibi kaldırımlar var? tövbe ve tövbe! neyse konumuza dönelim;
yeni araçlarda stepne ve kriko yok. bunun yerine lastik yaması yapabileceğiniz bir kit veya sprey vardır. biz şu spreyi kısaca anlatalım. sizi yarı yolda bırakmayalım.
içerisinde kimyasal madde olan spreydir. basınç ile beyaz köpük şeklinde olan kimyasal madde, tekerlek içerisinde kauçuk bir yapı halini alır ve lastiğin delik kısımlarını tamir eder.

uygulaması son derece basittir. kullanmadan önce şişeyi iyice çalkalayın. lastiğinizin sibop kapağını açın, sprey şişesinde kısa bir hortum ve ucunda bir sibop kapağı benzeri bir kapak vardır. hortum ucundaki kapağı, siboba çevirerek takın. burası önemli, kapağın sıkıca yerine oturmasına dikkat edin. aksi halde işleme başladığınızda her yeri köpük içerisinde bırakırsınız. spreylerin kullanımları markalarına göre değişir. kutu üzerinde şekille açıklanır. dik veya aşağı doğru tutarak içerisindeki kimyasal bitine kadar uygulayın. tekerleğinizin şiştiğini göreceksiniz. uygulamadan sonra aracınızla kısa bir tur atın, kimyasal bu şekilde tekerleğin her tarafına eşit dağılacaktır ve tekerleğiniz bir miktar daha şişecektir. işlem bitti.
artık en yakın benzinciye veya lastikciye gidecek durumdasınız. sizlere önerim; benzinlikte lastik havasını kontrol edin. eksik basıncı tamamlayın ve yolunuza devam edin. lastiği zaten tamir ettiniz.
aracınızda bu kitten bir tane bulundurun. fiyatları 30-60 tl arasındadır. her türlü otomobil, hafif ticari araç, motorsiklet ve bisiklet lastikleri için uygundur.
bitti.
devamını gör...
refleks
insanın otomatik pilot özelliği.
siz araba kullanırken vites değiştirirken hangi pedala nasıl ne kadar basmanız gerektiğini otomatik yaparsınız.
yüzünüze doğru hızla yaklaşan bir nesne varsa gözünüzü kapatırsınız.
gözünüze ışık tutulunca göz bebeğiniz (pupil) küçülür. hem bu reflekstir, hem de yüzünüze doğru uçan nesnedeki gibi (bu suratınıza uçan bir tokat olabilir, böcek olabilir, duş alırken kafanıza boşalan su olabilir, denize havuza gittiğinizde suya balıklama atladığınızda suya dalmadan hemen önceki gibi) gözünüzü kapatma olabilir...
ele kola bacağa iğne batırınca hızlıca çekersiniz.
ayrım yapacağımız tek bir nokta var, otonom refleks mi somatik mi, sadece bu.
otonom sizin kontrolünüzde olmayanlar. yani öğrenilmiş davranışlar buna girmez. göze ışık tutunca göz bebeğinin küçülmesi mesela. ya da mesela hava sıcaklığına göre damar büzüşmesi veya genişlemesi (vazokonstrüksiyon veya vazodilatasyon),
somatik refleks ise kasları içeren refleks. vites değiştirirken yaptığınız hareket bu. öğrenilmiş davranışların otomatik pilotta seyrettiği hal işte. genel amacı vücudu dışarıdan gelen hasara karşı korumak. kafanızın üstünden beyzbol sopası savursalar çömelirsiniz ya hani, o da somatik refleks, doktorun dizinize vurup patellar refleks ölçtüğü de somatik refleks. şöyle bir tüyo vereyim size: eğer işin içine istemli yaptığınız bir hareket giriyorsa (iskelet kası olaylara dahil oluyorsa) bilin ki somatik refleks. hemen quiz yapalım, aşağıdakilerin hangisi somatik hangisi otonom reflekstir?
1. çiçek kokluyorsunuz içinde arı varmış. fark edince çiçeği fırlatıp kafanızı geri çekip çılgınca "arıııı" diye bagiriyorsunuz.
2. karaköy güllüoğluna gittiniz, baklava yediniz ve kan şekeriniz çıktı (afiyet olsun. soruda bile kaliteli baklava yiyonuz, zaten anca böyle soruda falan yeriz öyle kaliteli şeyleri). yükselen kan şeker seviyesine bağlı olarak pankreas çalışmaya başladı ve insülin üretip kana salmaya başladı.
3. coffee sapiens bir de öğrendiniz ki yeniden pumpkin latte yapmaya başlamış ve ne tesadüftür ki santiago da var vitrinde. görür görmez ağzınız sulanmaya başlıyor, yutkunmaya başlıyorsunuz.
süreniz başlamıştır. başarılar *
p.s
bu otonom refleks tablosu
encrypted-tbn0.gstatic.com/...
bu da otonom ile somatik refleks farkı tablosu
siz araba kullanırken vites değiştirirken hangi pedala nasıl ne kadar basmanız gerektiğini otomatik yaparsınız.
yüzünüze doğru hızla yaklaşan bir nesne varsa gözünüzü kapatırsınız.
gözünüze ışık tutulunca göz bebeğiniz (pupil) küçülür. hem bu reflekstir, hem de yüzünüze doğru uçan nesnedeki gibi (bu suratınıza uçan bir tokat olabilir, böcek olabilir, duş alırken kafanıza boşalan su olabilir, denize havuza gittiğinizde suya balıklama atladığınızda suya dalmadan hemen önceki gibi) gözünüzü kapatma olabilir...
ele kola bacağa iğne batırınca hızlıca çekersiniz.
ayrım yapacağımız tek bir nokta var, otonom refleks mi somatik mi, sadece bu.
otonom sizin kontrolünüzde olmayanlar. yani öğrenilmiş davranışlar buna girmez. göze ışık tutunca göz bebeğinin küçülmesi mesela. ya da mesela hava sıcaklığına göre damar büzüşmesi veya genişlemesi (vazokonstrüksiyon veya vazodilatasyon),
somatik refleks ise kasları içeren refleks. vites değiştirirken yaptığınız hareket bu. öğrenilmiş davranışların otomatik pilotta seyrettiği hal işte. genel amacı vücudu dışarıdan gelen hasara karşı korumak. kafanızın üstünden beyzbol sopası savursalar çömelirsiniz ya hani, o da somatik refleks, doktorun dizinize vurup patellar refleks ölçtüğü de somatik refleks. şöyle bir tüyo vereyim size: eğer işin içine istemli yaptığınız bir hareket giriyorsa (iskelet kası olaylara dahil oluyorsa) bilin ki somatik refleks. hemen quiz yapalım, aşağıdakilerin hangisi somatik hangisi otonom reflekstir?
1. çiçek kokluyorsunuz içinde arı varmış. fark edince çiçeği fırlatıp kafanızı geri çekip çılgınca "arıııı" diye bagiriyorsunuz.
2. karaköy güllüoğluna gittiniz, baklava yediniz ve kan şekeriniz çıktı (afiyet olsun. soruda bile kaliteli baklava yiyonuz, zaten anca böyle soruda falan yeriz öyle kaliteli şeyleri). yükselen kan şeker seviyesine bağlı olarak pankreas çalışmaya başladı ve insülin üretip kana salmaya başladı.
3. coffee sapiens bir de öğrendiniz ki yeniden pumpkin latte yapmaya başlamış ve ne tesadüftür ki santiago da var vitrinde. görür görmez ağzınız sulanmaya başlıyor, yutkunmaya başlıyorsunuz.
süreniz başlamıştır. başarılar *
p.s

bu otonom refleks tablosu
encrypted-tbn0.gstatic.com/...
bu da otonom ile somatik refleks farkı tablosu
devamını gör...
10 kasım
hüzünlü gün geldi çattı atam fikirlerini, bu ülkeye kattıklarını millete armağan ettiğin cumhuriyeti sonsuza kadar koruyup izinde olacağız büyük eşsiz liderim. huzur içinde yat ruhun şad olsun.
devamını gör...
evli çiftlerin itici davranışları
evliliği marifet sanmaları ve ortak sosyal medya hesapları.
devamını gör...
kutsalkitap.org
herkese ücretsiz incil gönderen site. dikkatimi çeken bir diğer nokta ise "benim için dua edin" bölümünün bulunması. formu gönderirken oraya tıklarsanız eğer sizin için dua ediliyormuş. gerçekten çok naif bir şey şöyle bir harekette bulunmaları. diğer dinler de örnek alsın.
buradan
buradan
devamını gör...
kaostan beslenen insanlar
''bazı insanlar para gibi mantıklı şeylerin peşinde değildir. satın almak, korkutmak, anlaşmak ya da pazarlık etmek mümkün değildir. bazı insanlar sadece dünyanın yandığını seyretmek ister.'' - the dark knight (film)
devamını gör...
yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var
en büyük kavgam kendimle, en sevdiğimde kendimim. başarılarımda kendime, başarısızlıklarımda kendime. tek yarıştığım kişi yine kendimim. bir gün kendimi gerçekleştirmiş olmak gayem*.
ve şiire*göre tanım: (bkz: ne yaparsan yap aşk ile yap)
ve şiire*göre tanım: (bkz: ne yaparsan yap aşk ile yap)
devamını gör...
şarkılarda geçen acımasız cümleler
"uyandığımda onu ilk kim görecek
bıraktığım düşü kim büyütecek?"
manga-cevapsız sorular
bıraktığım düşü kim büyütecek?"
manga-cevapsız sorular
devamını gör...
sex education
yeni sezonu an itibarıyla bitirdiğim güzel ve keyifli dizidir. bu sezon hoşuma gitti tıpkı geçen sezon gibi.
bu dizi bence faydalı bir dizi. eğiten ve öğreten bir dizi. dersler çıkarmamızı sağlayan bir dizi. öyle çerezlik izleyelim keyif alalımdan ziyade başka konular var. o yüzden saygı duyuyorum güzel iş güzel yapım.
değindiği güzel konular var ve bu konulara değinilmesi gerekiyor. dizi bunu çok güzel yapıyor.
dizide değinilen birçok faydalı konu var mesela cinsellik konusu, cinsel sağlık konusu, gençlerin ve çocukların kendi vücutlarına yabancı olmaları, fobileri olması, kendini keşfetmek, aile eğitimi, aile ile cinsellik sohbeti gibi konular çok güzel anlatılıyor.
seksin keyif ve haz veren bir şey olduğunu ama kötü sonuçları olabileceğini anlatıyor. seks ve travmalar gibi konular gösteriliyor. çok başarılı buldum bu konuda.
dizide özellikle son sezonda yerleştirilen gıcık karakterler hoşuma gitti. türkiye'de yaşayan cahiller gibiydiler. evlatlarına kötü davrananlardan tutun seksi kötü bir şey zannedenlere kadar. sadece seks konusundan bahsedilmiyor. aile ve aile olmak gibi konuları aktarıyor.
dizide en başarılı ve yararlı bulduğum karakter otis'in annesi. müthiş diyalogları hem düşündürüyor hem öğretiyor.
dizide bulunan oyunculara gelirsek eh işte. bazılarının oyunculukları cidden çok kötü. bazı karakterler gereksiz ve saçma. bazı merak ettiğiniz karakterler ise az işlenmiş.
dizi ipuçları bırakmayı seviyor ama bıraktığı ipuçları çok basit. aptala anlatır gibi anlatıyor. hoş olmuyor.
mekan inanılmaz iyi neresi orası ulan deliler gibi orada yaşamak istiyorum çok güzel. çerezlik bir dizi ama sadece çerezlik değil. eğlenceli, öğretici iyi bir dizi. tavsiye ederim.
eric karakteri neden bu kadar libidosu yüksek anlamıyorum. ya kardeşim allahın nijeryasında nereden buldun o ortamları neden sevgilini aldatıyorsun manyak mısın sen. yapılır mı ulan o çocuğa yapılır mı.
son bölüm ve korse takan kız hikayesi çok hoşuma gitti duygulandım yahu. ilk bölümdeki penis ve vulva mevzusu başarılıydı. kendimizi tanıyıp vücudumuzun bize has ve özel olduğunu öğrenmeliyiz. kusursuz değiliz olamayız. adam karakterinin gelişimi çok iyi bu sezon çok sevdim. adam'ın babası da çok iyiydi. karısıyla sevişmelerine çok sevindim. yeni gelen müdür kötü karakter olarak iyiydi ama hikayesi biraz daha deşilse iyi olacaktı. öteki sezon mutlaka üzerine giderler. kötü kısımlar vardı ama iyi kısımlar daha fazlaydı.
bu dizi bence faydalı bir dizi. eğiten ve öğreten bir dizi. dersler çıkarmamızı sağlayan bir dizi. öyle çerezlik izleyelim keyif alalımdan ziyade başka konular var. o yüzden saygı duyuyorum güzel iş güzel yapım.
değindiği güzel konular var ve bu konulara değinilmesi gerekiyor. dizi bunu çok güzel yapıyor.
dizide değinilen birçok faydalı konu var mesela cinsellik konusu, cinsel sağlık konusu, gençlerin ve çocukların kendi vücutlarına yabancı olmaları, fobileri olması, kendini keşfetmek, aile eğitimi, aile ile cinsellik sohbeti gibi konular çok güzel anlatılıyor.
seksin keyif ve haz veren bir şey olduğunu ama kötü sonuçları olabileceğini anlatıyor. seks ve travmalar gibi konular gösteriliyor. çok başarılı buldum bu konuda.
dizide özellikle son sezonda yerleştirilen gıcık karakterler hoşuma gitti. türkiye'de yaşayan cahiller gibiydiler. evlatlarına kötü davrananlardan tutun seksi kötü bir şey zannedenlere kadar. sadece seks konusundan bahsedilmiyor. aile ve aile olmak gibi konuları aktarıyor.
dizide en başarılı ve yararlı bulduğum karakter otis'in annesi. müthiş diyalogları hem düşündürüyor hem öğretiyor.
dizide bulunan oyunculara gelirsek eh işte. bazılarının oyunculukları cidden çok kötü. bazı karakterler gereksiz ve saçma. bazı merak ettiğiniz karakterler ise az işlenmiş.
dizi ipuçları bırakmayı seviyor ama bıraktığı ipuçları çok basit. aptala anlatır gibi anlatıyor. hoş olmuyor.
mekan inanılmaz iyi neresi orası ulan deliler gibi orada yaşamak istiyorum çok güzel. çerezlik bir dizi ama sadece çerezlik değil. eğlenceli, öğretici iyi bir dizi. tavsiye ederim.
eric karakteri neden bu kadar libidosu yüksek anlamıyorum. ya kardeşim allahın nijeryasında nereden buldun o ortamları neden sevgilini aldatıyorsun manyak mısın sen. yapılır mı ulan o çocuğa yapılır mı.
son bölüm ve korse takan kız hikayesi çok hoşuma gitti duygulandım yahu. ilk bölümdeki penis ve vulva mevzusu başarılıydı. kendimizi tanıyıp vücudumuzun bize has ve özel olduğunu öğrenmeliyiz. kusursuz değiliz olamayız. adam karakterinin gelişimi çok iyi bu sezon çok sevdim. adam'ın babası da çok iyiydi. karısıyla sevişmelerine çok sevindim. yeni gelen müdür kötü karakter olarak iyiydi ama hikayesi biraz daha deşilse iyi olacaktı. öteki sezon mutlaka üzerine giderler. kötü kısımlar vardı ama iyi kısımlar daha fazlaydı.
devamını gör...
