fransa'dan mutasyonların covid aşısının etkinliğini azalttığı açıklaması
tam tersi bir açıklamayı bakan beyden bekliyorum.
devamını gör...
yazarların vatan için yaptıkları
onun değerlerini önemseyen 3 tane evlat yetiştirmeye uğraşmak.
hayırlarını görsün,
onlarda vatanın hayrını görsün
inşallah.
hayırlarını görsün,
onlarda vatanın hayrını görsün
inşallah.
devamını gör...
nez perce
aynı zamanda sakaryaspor kadın taraftarlarına verilen isimdir. kızılderili kabilesinde olduğu gibi tribünde de soyları tükenmiştir.*
devamını gör...
her başlığa entry giren yazar
yani kimsenin bu konuda yorum yapmasının mantıklı olduğunu düşünmüyorum. herkes istediği başlıkta istediği kadar yazar. eğer formatta bir sıkıntı varsa yönetim bu konuda gereğini yapar.
devamını gör...
üsküdar'a gider iken
ünlü abd'li şarkıcı eartha kitt bu şarkıyı amerika'da plağa okumuştur. tanımın sonunda şarkıyı 1953 ve 1967' de ki iki farklı yorumu ile dinleyebilirsiniz. üsküdara gider iken şarkısı plakta ‘uska dara’ şeklinde yer almış. bu plak zamanında bizde vardı (sanki) hayal meyal hatırlıyor gibiyim.
türkiye' ye 1951 yılında gelen eatha kitt, o zaman pek meşhur olan elmadağ caddesi üzerindeki kervansaray gece kulübünde sahneye çıkar; o zamanın meşhur sunucularından orhan boran’ın öğrettiğini iddia ettiği 'üsküdar’a gider iken' şarkısını, türkçe ve ingilizce söyler ve bir anda türkiye'de pek meşhur olur.
abd' de bunu plak yapmak istemiş ama prodüktörler "ne anlar amerikalı üsküdar' dan" demişler, buna rağmen inat eder plağı çıkarttırır ve abd' de bu plak birkaç milyon satar, muradına erer. bu şarkı daha sonra basılan plakların hemen hepsinde kâtibim şarkısı 'uska dara' ismiyle yer alır.
türkiye' ye 1951 yılında gelen eatha kitt, o zaman pek meşhur olan elmadağ caddesi üzerindeki kervansaray gece kulübünde sahneye çıkar; o zamanın meşhur sunucularından orhan boran’ın öğrettiğini iddia ettiği 'üsküdar’a gider iken' şarkısını, türkçe ve ingilizce söyler ve bir anda türkiye'de pek meşhur olur.
abd' de bunu plak yapmak istemiş ama prodüktörler "ne anlar amerikalı üsküdar' dan" demişler, buna rağmen inat eder plağı çıkarttırır ve abd' de bu plak birkaç milyon satar, muradına erer. bu şarkı daha sonra basılan plakların hemen hepsinde kâtibim şarkısı 'uska dara' ismiyle yer alır.
devamını gör...
ingmar bergman
kendisinin hayranı olmakla birlikte ayni doğum gününe sahip olduğumuzu bilmek beni ayrı mutlu ediyordur. pek bir anlamı olmasa da ben çokça anlam yükledim doğrusu.
bunun dışında persona ve yedinci mühür gibi altında görünenden daha fazla anlam yatan filmlere imza atıp sinemaya büyük bir katkıda bulunduğu için minnetarım. filmlerinde tam olaya dahil oluyorken birden seyirci olduğunuzu hatırlatan ögelere yer veriyor olması da ayrı bir etkileyicidir.
bunun dışında persona ve yedinci mühür gibi altında görünenden daha fazla anlam yatan filmlere imza atıp sinemaya büyük bir katkıda bulunduğu için minnetarım. filmlerinde tam olaya dahil oluyorken birden seyirci olduğunuzu hatırlatan ögelere yer veriyor olması da ayrı bir etkileyicidir.
devamını gör...
quasimodo
victor hugo 'nun 19.yüzyılda yayınlanan notre dame'ın kamburu romanındaki baş karakterin adı.
devamını gör...
geceye bir bilgi bırak
kadeh tokuşturmak temelinde insanların zehirlenme şüphesiyle başlattığı bir kültürmüş. kadehler tokuşurken şaraplar diğer bardaklara sıçrar ve bu birbirlerine güvendikleri anlamına gelirmiş.
devamını gör...
solucan deliği
kendisi başlı başına o kadar derin ve ilginç bir konu ki, "neden buna solucan deliği ismini vermişler?" diye merak edecek fırsatım bile olmamış, onu fark ettim geçenlerde. hakikaten, neden "solucan"dı? durup düşününce alakasız gibi geliyor ama aslında değil. çok yaratıcı ve basit bir tasvirden geliyor.
"solucan deliği"nin isim babası john wheeler. çıkış noktası ise elmalardaki solucanlar. ama şimdilik solucanları bir kenara bırakıp, bir de karıncalara geçelim. elmanın yüzeyinde yürüyen bir karınca düşünün. bu karınca için o elmanın yüzeyi evrenin bütünüdür. eğer ki bu söz konusu elmanın içinden bir de solucan geçmişse, karınca dostumuzun elmanın bir noktasından öteki noktasına gitmek için artık iki alternatifi olur. birincisi yüzeyde dolanmak. ikincisi ise solucanın açmış olduğu deliğin içinden geçerek gitmek. solucan deliği alternatifi elbette ki daha kısa; hatta karıncanın elma evrenindeki en kısa yol bu. lakin şöyle de bir durum var ki, solucan deliğinin içinden geçtiği elmanın iç kısmı karıncanın evreninin bir parçası değil. çünkü karıncanın evreni bu elmanın iki boyutlu olan yüzeyi. elmanın üç boyutlu bütünsel yapısı değil. elmanın iç kısmı da dolayısıyla bir üç boyutlu ya da hiperuzay oluyor bu durumda. elmanın iç yüzeyi karınca evreninin bir parçası değil, evet. peki ya deliğin başlangıç ve bitiş noktalarının yüzeyle kesiștiği noktalar? çünkü deliğin iç çeperleri de tıpkı yüzey gibi iki boyutlu; bu iç çeperlerin ve giriş çıkışların elma yüzeyiyle kesiștiği noktaların da karınca evrenine dahil olması gerekmez mi? gerekmeli gibi duruyor, ama değil. bu kısımlar karınca evreninin bir parçası değildir; karıncanın kendi evreninde a noktasından b noktasına ulaşma amacına hizmet eden bir kısa yoldur. iki yakayı bağlayan bir köprü gibi.
"solucan deliği"nin isim babası john wheeler. çıkış noktası ise elmalardaki solucanlar. ama şimdilik solucanları bir kenara bırakıp, bir de karıncalara geçelim. elmanın yüzeyinde yürüyen bir karınca düşünün. bu karınca için o elmanın yüzeyi evrenin bütünüdür. eğer ki bu söz konusu elmanın içinden bir de solucan geçmişse, karınca dostumuzun elmanın bir noktasından öteki noktasına gitmek için artık iki alternatifi olur. birincisi yüzeyde dolanmak. ikincisi ise solucanın açmış olduğu deliğin içinden geçerek gitmek. solucan deliği alternatifi elbette ki daha kısa; hatta karıncanın elma evrenindeki en kısa yol bu. lakin şöyle de bir durum var ki, solucan deliğinin içinden geçtiği elmanın iç kısmı karıncanın evreninin bir parçası değil. çünkü karıncanın evreni bu elmanın iki boyutlu olan yüzeyi. elmanın üç boyutlu bütünsel yapısı değil. elmanın iç kısmı da dolayısıyla bir üç boyutlu ya da hiperuzay oluyor bu durumda. elmanın iç yüzeyi karınca evreninin bir parçası değil, evet. peki ya deliğin başlangıç ve bitiş noktalarının yüzeyle kesiștiği noktalar? çünkü deliğin iç çeperleri de tıpkı yüzey gibi iki boyutlu; bu iç çeperlerin ve giriş çıkışların elma yüzeyiyle kesiștiği noktaların da karınca evrenine dahil olması gerekmez mi? gerekmeli gibi duruyor, ama değil. bu kısımlar karınca evreninin bir parçası değildir; karıncanın kendi evreninde a noktasından b noktasına ulaşma amacına hizmet eden bir kısa yoldur. iki yakayı bağlayan bir köprü gibi.
devamını gör...
güzelliğin on para etmez
--- alıntı ---
aşık veysel'i 25 yaşındayken köylerindeki en güzel kız olan esma ile evlendirmişlerdi. aşık veysel evli olduğu zamanlarda eşi, hüseyin adındaki komşusuna gönlünü kaptırıp adama aşık olur ve kaçmaya karar verir. gece uyumak için yataklarına girdikten sonra eşi kalkar, bohçasını da aldıktan sonra ayakkabılarını giyer ve ardına bakmadan kaçar. kaçarken ayağını bir şeyin vurduğunu fark eder. ayakkabılarını çıkarttığında aşık veysel’in kendisine bütün parasını verdiğini görür. kaçacağını anlayıp sahip olduğu her şeyi eşine bırakmış. ayakkabının içinde bir de not yazılı bir kağıt parçası bulur. kağıtta şu yazar: ”al bu para ananın ak sütü gibi helal olsun, gittiğin yerde kendini ezdirme. bir de güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa..”
--- alıntı ---
aşık veysel'i 25 yaşındayken köylerindeki en güzel kız olan esma ile evlendirmişlerdi. aşık veysel evli olduğu zamanlarda eşi, hüseyin adındaki komşusuna gönlünü kaptırıp adama aşık olur ve kaçmaya karar verir. gece uyumak için yataklarına girdikten sonra eşi kalkar, bohçasını da aldıktan sonra ayakkabılarını giyer ve ardına bakmadan kaçar. kaçarken ayağını bir şeyin vurduğunu fark eder. ayakkabılarını çıkarttığında aşık veysel’in kendisine bütün parasını verdiğini görür. kaçacağını anlayıp sahip olduğu her şeyi eşine bırakmış. ayakkabının içinde bir de not yazılı bir kağıt parçası bulur. kağıtta şu yazar: ”al bu para ananın ak sütü gibi helal olsun, gittiğin yerde kendini ezdirme. bir de güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa..”
--- alıntı ---
devamını gör...
abdulseyidbincabbar
yahu tamam sözlükte troll olsun olmasın demiyoruz, hobi olarak yine olsun. ama artık kaliteyi abaza ergen seviyesine düşürdüler. cinsel, leş başlıklar ve tanımlar aldı gitti. sözlük modlarıyla iyi anlaşmama rağmen, elli kere söyledim size banlayın artık şu adamları diye. neden kimse bunun üzerine düşmüyor anlamıyorum artık ?
devamını gör...
hale etkisi
özellikle ilk izlenim, kişiye ait kafamızda oluşturduğumuz portföyü etkilediği durumdur. göze hitap edenin her zaman kazandığı bir kumardır. kişi ile karşılaşılır, ilk yargılar oluşturulur ve ileriki evrelerde her yaşanan bu oluşturulan ilk yargılar çerçevesinde değerlendirilir. toplumsal yargılar da empoze edilmiştir, kimbilir.
gittiğimiz restoranda sandalyemizi çekerek bize hoşgeldiniz diyen bir garsona karşı sempati duyarız; gözümüze yakışıklı görünebilir, cömert ya da eğlenceli biri olabileceğini düşündürebilir. serviste sorunlar bile çıksa bunları görmezden gelebiliriz, sırf ilk anda onun zihnimizde oluşturdu olumlu şema sebebiyle. yanlışlıkla olmuştur mutlaka deriz. eğer garson bize daha ilk anda hoşgeldiniz demeseydi ve alelade bir müşteri gibi davransaydı acaba hala aynı hataları görmezden gelir miydik?
reklamlarda neden hep ünlü ve güçlü isimleri görüyoruz düşündüğünüz mü? çünkü hale etkisi sayesinde reklamı yapılan ürünün güçlü ve olumlu bir etki bırakması amaçlanır.
adını bile duymadığımız insanların medyanın ekmeğini yiyebilmek için ünlü evlilikler yapıp kısa sürede boşanmalarına ne dersiniz? yeni hayata merhaba :) akıllı insanlar vesselam...
oyunları bozmak bizim elimizde. bakın bunları anlattık; örnekle anlattık, susarak anlattık, gülerek anlattık, seninle anlattık, gereksiz bölümleri atlattık, döndük yine anlattık...
* yakışıklı olduğu için belediye baskan adayı başarılı ya da zeki sayılmaz. icraatlarına bakınız.
* sarışın olduğu için sevgiliniz aptal değildir. fikirlerine bakınız.
* kadın olduğu için çalışma arkadaşınız sizden daha az terfiyi hakediyor değildir. çabasına bakınız.
* takım elbise giyen katil mahkemede daha masum değildir. bu kez dönüp vicdanınıza bakın.
yargılamak kolaydır, neden zoru denemiyoruz? ben inanıyorum, başarabilirsiniz.
gittiğimiz restoranda sandalyemizi çekerek bize hoşgeldiniz diyen bir garsona karşı sempati duyarız; gözümüze yakışıklı görünebilir, cömert ya da eğlenceli biri olabileceğini düşündürebilir. serviste sorunlar bile çıksa bunları görmezden gelebiliriz, sırf ilk anda onun zihnimizde oluşturdu olumlu şema sebebiyle. yanlışlıkla olmuştur mutlaka deriz. eğer garson bize daha ilk anda hoşgeldiniz demeseydi ve alelade bir müşteri gibi davransaydı acaba hala aynı hataları görmezden gelir miydik?
reklamlarda neden hep ünlü ve güçlü isimleri görüyoruz düşündüğünüz mü? çünkü hale etkisi sayesinde reklamı yapılan ürünün güçlü ve olumlu bir etki bırakması amaçlanır.
adını bile duymadığımız insanların medyanın ekmeğini yiyebilmek için ünlü evlilikler yapıp kısa sürede boşanmalarına ne dersiniz? yeni hayata merhaba :) akıllı insanlar vesselam...
oyunları bozmak bizim elimizde. bakın bunları anlattık; örnekle anlattık, susarak anlattık, gülerek anlattık, seninle anlattık, gereksiz bölümleri atlattık, döndük yine anlattık...
* yakışıklı olduğu için belediye baskan adayı başarılı ya da zeki sayılmaz. icraatlarına bakınız.
* sarışın olduğu için sevgiliniz aptal değildir. fikirlerine bakınız.
* kadın olduğu için çalışma arkadaşınız sizden daha az terfiyi hakediyor değildir. çabasına bakınız.
* takım elbise giyen katil mahkemede daha masum değildir. bu kez dönüp vicdanınıza bakın.
yargılamak kolaydır, neden zoru denemiyoruz? ben inanıyorum, başarabilirsiniz.
devamını gör...
hayatından sürekli birilerinin eksilmesi
eksilerek yaşamak, özgürleştirir.
devamını gör...
uşak
yukarıda yazan yazarlar gibi, bende hiç uşak'lı birini görmemiştim. sonra güney afrika cumhuriyetine gidince gördüm ki, oradaki türklerin % 50'si, belki daha fazlası uşak'lıydı. türklerin battaniye fabrikalarında çalışmaya gelmişler.
devamını gör...
gidince anlaşılacağını sanan yazar
öncelikle gerçek hayata yoğunlaşması gerektiğini anlamıştır ve kısmen doğrudur. bu dengeyi yakalamalısın zaten. bakma sen, burası sensiz de yoluna devam edecektir. her geçen gün büyüyecek, her zaman yenileri gelecektir. burada yazanlar yazdıkları gibi masum değildir aslında. hep en iyi yönünü yazar, en güzel örneği verir, en gözde nuktelerini sıralar ve gerçekler kısmen sümen altı eder.
sıra sana gelecek olursa zaten kendini burada tam olarak ifade edemeyecektin. çünkü seni sen yapan şey asla burada ifade ettiklerin olamayacak. aslında yazdıkça içini döküyorsun. boşaltıyor ve gerçek hayatta yeniden dolduruyorsun heybeni. bu da kısmen iyi bir şey. gelelim meseleye hayatta doğru yazan, doğru söyleyen kim anlaşılmış ki bu sen olacaksın. o öldükten sonra heykeli dikilen kahramanların ne çektiklerini kendileri bilir. şimdi sen gittin ya, meftanın arkasından yaptıkları gibi önce üzüntülerini ifade eder sonrada unutur giderler. sen gidersin anıların kalır, kim bilir belki sonra doğru bulmadığın doğruların kalır. sana gitme demeyeceğim zaten, herkes gider bir şekilde. kimi uzaklara, kimi çok uzaklara. sana sadece veda etmemeni söyleyeceğim.
sıra sana gelecek olursa zaten kendini burada tam olarak ifade edemeyecektin. çünkü seni sen yapan şey asla burada ifade ettiklerin olamayacak. aslında yazdıkça içini döküyorsun. boşaltıyor ve gerçek hayatta yeniden dolduruyorsun heybeni. bu da kısmen iyi bir şey. gelelim meseleye hayatta doğru yazan, doğru söyleyen kim anlaşılmış ki bu sen olacaksın. o öldükten sonra heykeli dikilen kahramanların ne çektiklerini kendileri bilir. şimdi sen gittin ya, meftanın arkasından yaptıkları gibi önce üzüntülerini ifade eder sonrada unutur giderler. sen gidersin anıların kalır, kim bilir belki sonra doğru bulmadığın doğruların kalır. sana gitme demeyeceğim zaten, herkes gider bir şekilde. kimi uzaklara, kimi çok uzaklara. sana sadece veda etmemeni söyleyeceğim.
devamını gör...
anadolu efes şampiyon olunca suspus olan fb'li
ne kadar saçma sapan, cahilce bir başlık yahu. eğlen mutlu ol gurur duy. bunun yerine fb ye taraftarına laf sokma derdindeler. ben fenerbahçeliyim ve gurur duydum. bu geceki konseptim euroleague.
devamını gör...
füruğ ferruhzad
hediye
ben gecenin sonundan söz ediyorum
ben karanlığın sonundan
ve gecenin sonundan söz ediyorum
evime gelirsen eğer sevgili bana bir ışık getir
ve küçücük bir pencere oradan
mutlu sokağın kalabalığını seyredeyim
iran'ın kederli kadın şairidir füruğ ferruhzad. her cümlesinde ayrı bir dokunuş vardır. şiirleri çok güzeldir her okuduğunuzda size başka bir şey katar. daha çok genç yaşta 32 yaşında hayata veda etmiştir. ama geriye mükemmel eserler bırakmıştır.
bu şiirinde kendimden izler buluyorum o yüzden de en sevdiğim olabilir açıkçası. çok sevdiğim bir de sözü vardır.
"çocukluğum beni görse ne yaptılar sana böyle diye ağlardı."
ben gecenin sonundan söz ediyorum
ben karanlığın sonundan
ve gecenin sonundan söz ediyorum
evime gelirsen eğer sevgili bana bir ışık getir
ve küçücük bir pencere oradan
mutlu sokağın kalabalığını seyredeyim
iran'ın kederli kadın şairidir füruğ ferruhzad. her cümlesinde ayrı bir dokunuş vardır. şiirleri çok güzeldir her okuduğunuzda size başka bir şey katar. daha çok genç yaşta 32 yaşında hayata veda etmiştir. ama geriye mükemmel eserler bırakmıştır.
bu şiirinde kendimden izler buluyorum o yüzden de en sevdiğim olabilir açıkçası. çok sevdiğim bir de sözü vardır.
"çocukluğum beni görse ne yaptılar sana böyle diye ağlardı."
devamını gör...
hamama gider kurnaya düğüne gider zurnaya aşık olur
çok sık ve kolay aşık olan kişiler için kullanılan cümle.
devamını gör...
yazarların gözünden kendi hayatları
tek kelimeyle iyi, iki kelimeyle iyi değil.
devamını gör...
türkiye'de unutulamayan olaylar
susurluk olayı.
devamını gör...