eskisi gibi olmadığını, değiştiğini bilme hissiyatı bile ondan soğumanıza sebep olabilir. ve ne yazık ki kimse bıraktığınız gibi kalmıyor...
devamını gör...

ikea gibi mağazalar
kitapçılar
bi de ucuzlukçular *
devamını gör...

farnesoid x reseptör blokajı yaparak diyabet tedavisinde kullanılan safra bağlayıcı reçine grubu ajandır.
devamını gör...

ne demiş shakespeare

"kaybettiğin yerde bekleme, güçsüzler öyle yapar.
sana kapanan kapıyı bir daha çalma,
kapanan kapıyı acizler çalar."*
devamını gör...

özellikle okul öncesi çocuklar için olan hareketli kitaplar, çok güzel.
bizim yeğenler bayılıyorlar.
devamını gör...

bugün de psikolojik sorunlarım olduğunu öğrendim yarabbi şükür ruh hastası olduğum kanıtlandı.
devamını gör...

bu memlekette ne yaptığın değil, nasıl anlattığın önemlidir tezini doğrulayan yetenektir.

yere batsındır.
devamını gör...

benden uzun saçı olan, iki oğlum.
askere gidene kadar böyle kalacaklarmış.
yakışıyor yalnız, beğeniyorum onları böyle de, her yer saç oluyor bir de o olmasa.
devamını gör...

benim ama hayatı boyunca cihangir ya da nişantaşında yaşayıp, bir kez olsun saldırgan sokak köpeği görmediği halde, köpekler sokaklarındır korkuyorsanız dışarı çıkmayın diyen pembe popolu arkadaşlar gibi yerleşmek istemiyorum. onlar bahçe kazıyıp organik sebze yiyeceğini falan sanıyor. 3 gün sonra köylülerin ne kadar acımasız olduğunu görüp ağlıyorlar.

daha girişte hem köylülere, hem şehirlilere hem de sokak köpeklerine sallamayı başardım. biraz sakinleşelim. şiir yazıyorum. okurken derin bir nefes alıp her şeye tekrar başlıyoruz.

avcumda unutulmuş binlerce gölge
yeraltında öldürülmeyi bekledim
günışığı vururken gözüme
ölmeyecektim

katilim yoktu,
katilim çok

babamların köyü yok. hepsi elinden hiçbir iş gelmeyen, anca para kazanmayı bilen, kavga çıkaran erkek görünce kaçan istanbul çocukları. babam hiç köy görmemiş, kibarliktan çıldırıyor. tokat atılınca ihihi yaaaaa biraz daha sert vur falan diyor. kusura bakmasın ama öyle. bir gün durup dururken biri beni itekledi, döndü o kişiden özür diledi. 19 yaşında arkadaşların köyüne gittim meraktan. karadeniz'i karış karış gezdik. gece vardık, sabah kalktık, gezmeye gidelim dediler, 10 cm topukluyu giydim çıktım köy yoluna. beni görenler orada istanbullular maldır düşüncesini kaptı. akşam geldim, bir domuzu köpeklere parçalattıkları görüntüleri kahkahalar eşliğinde izlediklerini görünce ağlama krizine girdim, oradan ben başka bir düşünceyi kaptım. burada söylemeyeyim.

biz oradan buralara gezerken gördüklerimi bir gün kitap haline getirmeyi düşünüyorum. kafama sıkıp intihar süsü vermesinler diye ölmeden 1 hafta önce yayınlayacağım.

sonra ben köyü istanbul ve yakını şehirler ile sınırlı bıraktım. çanakkale ile birkaç kez münasebetimiz oldu, bayılırım. ıstanbul köylerine yine bayılırım ama yerlilerine çok bulaşmam. bi yakınım yaşıyor istanbul'da köyde, kızcağız bir gün taksiyle eve gelmiş, taksici ile adı cıkmış. çamaşır astım bir gün kapısından geçen ipe, gelen geçen adımı beceriksize çıkardı. milletin canı sıkılıyor. kahvenin önünden 2 kez geçince kendini onlara göstermek için bunu yaptığını düşünüyorlar. köyler böyledir. köylerde yaşayıp böyle olmadığını iddia edenlere ya he diyorum.

haliyle ben zevkime uygun döşenmiş müstakil villa, birkaç italyan yardımcı, bahçemin içinde gezinen at ve midilliler ile sınırlı bir köy yaşamı çok istiyorum. böyle 10 metrelik duvarlar yaptırırım ki korkup gelmesinler. çok önemli bu kısım.
bu yazdıklarım sizlere şımarıklık gibi mi geliyor?

şuraya taş bırakıyorum, dilerseniz fırlatabilirsiniz. ama yüzüme gelmesin, yüzümle para kazanıyorum.

editiminişi: sokaklar köpeklerindir o. belki de köpekler sokaklarındır. disleksi çünkü.
devamını gör...

jilet ahmet sevdiğimiz bir abimizdi. janti adamdı, adabı giyinmeyi çok iyi bilirdi. mesela ben bilmem.
çok gülerdi, ben gülmem.
bu kapıdaki arkadaş abi köye para dediğinde sırtını dönerdi. ben dönmem.
agop, abi beni kapıdan al dediğinde dalga geçerdi. ben geçmem
jilet ahmet sevdiğimiz bir abimizdi ama parayı da bi tuhaf dağıtırdı.
ne varsa elinde gene döner dolaşır onun elinde kalırdı. benim kalmaz.
bizde para masaya konur. herkes ihtiyacı kadarını alır.
jilet abim silahını adamına taşıtırdı. ben silahımı saklamam.
abim bu masaya şöyle fiyakalı, ama biraz da yamuk otururdu. ben arkamı arkadaşlara verince, şöyle yaslanırım bi geriye.
koltuk sende kalsın kardeş, arkamda durma yeter.
devamını gör...

selamlar güzide sözlük halkı,
bir çılgınlık yapıp konuk olacağım kafa filmler’de konumuz biraz acı. olsun. hayatta üzülmek de var. zaten üzülmezsek mutlu günlerin, ağlamazsak gülmenin ne değeri var?

ayrılık üzerine olan filmlerden bahsedeceğimiz bu yayında görüşmek üzere.

saat 20.00. tekrar ediyorum 20.00 :)
devamını gör...

benim inandığım yalanlardan birisi tüp bebeğin mutfak tüpünden yapıldığı ve yaşaması için devamlı tüpünün değiştirilmesi gerektiğiydi. bunun yalan olduğunu ancak lisede öğrenebildim.
devamını gör...

herkesin en az bir kez denemiş olduğu durumdur.

bunu denemek için şimdi bir kelime seçin ve deneyip gerçeği görün.
devamını gör...

an itibarıyla premier ligde 100. golünü atmış futbolcudur.

bu golleri penaltı kullanmadan atmış olması müthiş değerli. henüz 29 yaşında ve önünde çok büyük işler yapabileceği seneler var.
kariyerinde salzburg, southampton ve liverpool takımlarında forma giydi.

liverpool ile yaptığı işler çok büyük. salah mane ve firmino ölümcül bir üçlüydüler çok büyük başarılara imza attılar. özellikle şampiyon oldukları sene müthiş katkı sağladılar.

bilekleri çok hızlı. oyun aklı ve bitiriciliği üst düzey. mental olarak çok güçlü olduğunu düşünmüyorum bazı maçlarda oyundan düşüyor. hatta bazı dönemlerde oyundan düşüyor.
golcü özelliğinin yanında asist yapan özelliği var. liverpool takımının en önemli parçalarından birisi. olmaya devam edecek gibi.

kendisi hayatında çok mütevazi bir hayat yaşıyor. sürekli memleketindeki yoksul insanlara yardımda bulunuyor. okullar açıyor. lüks bir hayat yaşamayı tercih etmiyor.
yoksulluğu yaşamış ve yoksulların halinden anlayan bir futbolcu.

çok büyük bir futbolcu buna laf edemeyiz aynı zamanda çok büyük bir insan. geldiği yeri unutmuyor. bu çok kıymetli.

futbol içine dönersek liverpool’a geldiği ilk sezon 11 gol atmıştı. sonraki sezon 13 gol 7 asist yaptı. diğer sezon 20 gol attı 9 asist yaptı. bir diğer sezon 26 gol attı 2 asist yaptı. sonra gitti öteki sezon 22 gol attı 9 asist yaptı. öteki sezon kendisinin tabiriyle geçirdiği en kötü sezon 16 gol 8 asist yaptı. müthiş. gerçekten müthiş bir katkı.

kendisini bir liverpool taraftarı olarak severek izliyorum. umarım katkı vermeye devam eder.
devamını gör...

--- alıntı ---

"kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim. canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim. bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim. gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim. her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim. düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim. ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim. sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim. tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden “sen” olduğun için vazgeçtim. bencil olduğun için vazgeçtim. bunlardan sadece bir tanesi senden vazgecmem için yeterli değildi çünkü sevgim yüceydi. ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım. bu yüzden ben de senden vazgeçtim.
frida kahlo"

--- alıntı ---
devamını gör...

arkadaşlarımın sevgililerine hediye, sürpriz hazırlarken onlara fikir verdiğim, yardım ettiğim andır. hep o gruplarda yalnız oturuyorum ve bu çok koyuyor bana. çünkü bu zamana kadar başkalarını düşündüğüm gibi kimse düşünmedi beni. kimse sürpriz yapmadı onlara hazırladığım gibi..

bihter ziyagil'in : "gözlerimin önünde birbirlerini seviyorlar" repliği canlanıyor zihnimde..
devamını gör...

bir yanma çeşidi olup, yavaş yanmanın zamanla hızlı yanmaya dönüşmesidir. yağ bazlı bazı maddeler önce havadaki oksijen ile yavaş bir şekilde yanmaya başlar, zamanla bu yavaş yanma maddeyi tutuşturacak şekilde bir ısı yayar ve hızlıca yanmaya başlar.

diğer yanma şekilleri:
(bkz: yavaş yanma)
(bkz: hızlı yanma)
(bkz: parlama ve patlama)

ayrıca
(bkz: yanma)
devamını gör...

tanımlarıyla ve profilindeki iddaa oynayan teyze resmiyle yüzümü gülümseten yazar arkadaşımız.

takipteyiz efendim, nice güzel tanımlara.
devamını gör...

sohbet edemezsin diyeceğim ama açmam gerek "neden" diye..

lisede felsefe dersinden dönem ödevimi aldım.. normalde kötü olduğun dersi seçersin ama düşün artık, kötü dersim yokmuş meğer..sen misin o yiğit dedi herhal öğretmen "hegel'in varlık anlayışı"nı ödev olarak verdi..
başladım araştırmaya: tinin görüngübilimi mi dersin mantık mı dersin estetik-mekanik-doğa mı? en son aleksandr kojave'ye kadar düştüm.. e n'apayım anlamıyorum hegel'i!

o zamanlar üsküdar'da ikinci el kitap satın aldığım bir kitapçı vardı.. deniz fenerinin biraz gerisindeki caminin yanında açıyordu tezgahını*.. ona ödevimden bahsettim.. o da doğu-batı dergisine yazılar yazan bir adamla tanıştırdı sonraki günlerde.. adamdan ciddi yardım istiyorum.. ruh, tin, gheist, diyalektik.. insan bi ağzını açmaz mı? cık! sadece iyi gidiyorsun dedi..

tamam, ödevden tatmin edici not aldım ama, o çok okuyan, yazan insanla tek kelime konuşamadım..çınaraltı'nda buluşup buluşup çay içtik sadece..
(sonradan bu sessizliğinin sebebini öğrendim tabi, o da bu konulara kafa yoruyormuş meğer, ne de olsa acelesi yok, yavaş yavaş düşün tabi).
devamını gör...

ortada bir veda varsa, bırakılan taraf üzülür.
siz ne derseniz diyin karşı tarafın üzüntüsünü azaltamazsınız. bu yüzden kısa ve net olarak, "hoşça kal" demek kafidir zannımca.
yok efendim "sen şöyle iyisin şöyle mükemmelsin, benden daha iyilerine layıksın" gibi sözlerin hiçbir değeri yoktur.
o zaman o da size demez mi:
"madem öyleyim, neden bırakıyursun benii?" der tabii ki ve haklıdır.
ha eğer illa diyorsanız ben edebiyat parçalayacağım veda ederken, o zaman da oğuz atay konuşsun:
"şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için on bin kitap okumuş olmayı isterdim. gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda."

sonuna da bir "hadi eyvallah" eklediniz mi alın size mütüşlü bir veda mesajı.*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim