duyguları bastırdıkça o duyguyu hiç yaşamamış gibi hissetmek
his karmaşasıdır.
'insan bastırdığı duygunun esiri olur.' diye bir söz vardır.belki şimdilik bir sıkıntı olmayabilir hatta bunu yıllarca bastırabilirler ancak mutlaka o duygu bir yerde ortaya çıkacaktır.
er ya da geç.
rahatsız ukdesi
'insan bastırdığı duygunun esiri olur.' diye bir söz vardır.belki şimdilik bir sıkıntı olmayabilir hatta bunu yıllarca bastırabilirler ancak mutlaka o duygu bir yerde ortaya çıkacaktır.
er ya da geç.
rahatsız ukdesi
devamını gör...
celebrant’tan satılık kilise
çok fonksiyonlu bir kilise bir de. kültür sanat merkezi bile olabiliyor. inanılmaz.
tanım: bir miktar 'yok artık' dedirten ama daha çok üzen başlık.
tanım: bir miktar 'yok artık' dedirten ama daha çok üzen başlık.
devamını gör...
bismillahirrahmanirrahim
bir dua;
rahman ve rahim olan allah'ın adıyla” anlamına gelir.
sözlükte “merhamet etmek, severek ve acıyarak korumak” anlamındaki rahmet (ruhm, merhamet) kökünden türeyen rahmân kelimesi “şefkat ve merhamet eden, acıyan” demektir. kelimenin kök mânasında “yufka yürekli olmak, acımak, birinin üzüntüsüne ortak olmak” gibi beşerî-duygusal unsurlar bulunduğundan allah’a nisbet edildiğinde “sonsuz merhametiyle lutuf ve ihsanda bulunan” şeklinde anlam verilmiştir (râgıb el-isfahânî, el-müfredât, “rḥm” md.; ibnü’l-esîr, en-nihâye, “rḥm” md.; lisânü’l-ʿarab, “rḥm” md.). bazı lugat âlimleri rahmân kelimesinin ibrânîce olduğunu ileri sürmüş, ayrıca câhiliye döneminde tevhid inancı çerçevesinde kullanılmasının yahudiliğin etkisini gösterdiği iddia edilmiştir (cevâd ali, vı, 31, 37-41; yıldırım, sy. 4 [1980], s. 25-29, 33-40). fakat âlimlerin büyük çoğunluğu birinci iddiayı reddetmiş, rahîm gibi rahmânın da “rahmet” kökünden türediğini belirtmiştir (meselâ bk. fahreddin er-râzî, s. 164-166). arapça ile ibrânîce arasındaki yakınlık ise bilinen bir husustur. kelimenin câhiliye döneminde tevhid inancı çerçevesinde kullanılmasını ise tabii görmelidir, çünkü bütün ilâhî dinler tevhid ilkesinde birleşmiştir.
rahman ve rahim olan allah'ın adıyla” anlamına gelir.
sözlükte “merhamet etmek, severek ve acıyarak korumak” anlamındaki rahmet (ruhm, merhamet) kökünden türeyen rahmân kelimesi “şefkat ve merhamet eden, acıyan” demektir. kelimenin kök mânasında “yufka yürekli olmak, acımak, birinin üzüntüsüne ortak olmak” gibi beşerî-duygusal unsurlar bulunduğundan allah’a nisbet edildiğinde “sonsuz merhametiyle lutuf ve ihsanda bulunan” şeklinde anlam verilmiştir (râgıb el-isfahânî, el-müfredât, “rḥm” md.; ibnü’l-esîr, en-nihâye, “rḥm” md.; lisânü’l-ʿarab, “rḥm” md.). bazı lugat âlimleri rahmân kelimesinin ibrânîce olduğunu ileri sürmüş, ayrıca câhiliye döneminde tevhid inancı çerçevesinde kullanılmasının yahudiliğin etkisini gösterdiği iddia edilmiştir (cevâd ali, vı, 31, 37-41; yıldırım, sy. 4 [1980], s. 25-29, 33-40). fakat âlimlerin büyük çoğunluğu birinci iddiayı reddetmiş, rahîm gibi rahmânın da “rahmet” kökünden türediğini belirtmiştir (meselâ bk. fahreddin er-râzî, s. 164-166). arapça ile ibrânîce arasındaki yakınlık ise bilinen bir husustur. kelimenin câhiliye döneminde tevhid inancı çerçevesinde kullanılmasını ise tabii görmelidir, çünkü bütün ilâhî dinler tevhid ilkesinde birleşmiştir.
devamını gör...
paranoid kişilik bozukluğu
patolojik bir kavramdır. niyetlerin yanlış okunduğu, şüphe ve güvensizlik ile çepeçevre sarılmış bir ruh halini ifade eder. çevresindeki insanların hep kendisini kıskandığı, arkasından işler çevirdikleri, hatta insanların onun hakkında kötü düşünceler içinde oldukları konusunda kendilerinden emindir. halbuki böyle bir durum yoktur, sadece bir sanrıdır. ama kişi düşük öz saygısı sebebiyle bu çarpıtılmış düşünceleri gerçeklik olarak algılar. bu sebeple çevresindeki insanlar ile devamlı çatışma halindedirler.
devamını gör...
din istismarını önlemenin yolları
topluca dinlere inanmayarak.
devamını gör...
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı
dünyada çocuklara armağan edilmiş tek bayramdır 23 nisan çünkü sadece büyük önderler geleceği küçük kalplere emanet eder.
büyük önder atatürk'ün düşüncesinde çocuklar, milletin geleceğidir. onlara duyduğu sarsılmaz güvenin ve büyük sevginin ifadesi olarak, millî bayramımız olan 23 nisanlar'ı çocuklara armağan etmiştir.cumhuriyetimizin kurucusu gazi mustafa kemal atatürk tarafından dünya çocuklarına armağan edilen 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı kutlu olsun!



"küçük hanımlar, küçük beyler... sizler hepiniz, geleceğin bir gülü, yıldızı, bir bahtının aydınlığısınız. memleketi asıl aydınlığa boğacak olan sizsiniz. kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız."
"çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir"
“türk milletinin istikbali bugünkü çocukların isabetli görüşü ve yorulmak istidadında olmayan çalışma azmi ile büyük ve parlak olacaktır.”
"vatanı korumak çocukları korumakla başlar."
gerçekten de atatürk ile büyüyen bir çocuksanız, masallardaki kahramanlara ihtiyacınız yoktur bayramınız kutlu olsun...
büyük önder atatürk'ün düşüncesinde çocuklar, milletin geleceğidir. onlara duyduğu sarsılmaz güvenin ve büyük sevginin ifadesi olarak, millî bayramımız olan 23 nisanlar'ı çocuklara armağan etmiştir.cumhuriyetimizin kurucusu gazi mustafa kemal atatürk tarafından dünya çocuklarına armağan edilen 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı kutlu olsun!



"küçük hanımlar, küçük beyler... sizler hepiniz, geleceğin bir gülü, yıldızı, bir bahtının aydınlığısınız. memleketi asıl aydınlığa boğacak olan sizsiniz. kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız."
"çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir"
“türk milletinin istikbali bugünkü çocukların isabetli görüşü ve yorulmak istidadında olmayan çalışma azmi ile büyük ve parlak olacaktır.”
"vatanı korumak çocukları korumakla başlar."
gerçekten de atatürk ile büyüyen bir çocuksanız, masallardaki kahramanlara ihtiyacınız yoktur bayramınız kutlu olsun...
devamını gör...
kitab-ül hayvan
hayvanlar kitabı anlamına gelen, 350 farklı hayvanın incelendiği, darwin'in ortaya koyduğu evrim teorisi ile benzer görüşler ifade eden mütezile akımına mensup bilim insanı "el-cahiz" kitabıdır.
--- alıntı ---
"hayvanlar, varoluşlarını sürdürmek ve mevcut kaynaklar için, başkasına yem olmamak ve üreyebilmek için bir mücadele yürütürler" diyen el cahiz şöyle sürdürür:
"çevre faktörleri canlıların hayatta kalabilmesi için yeni özellikler geliştirmesinde, dolayısıyla onların yeni türlere dönüşmesinde rol oynar. hayatta kalmayı ve üremeyi başaran hayvanlar başarılı özelliklerini yavrularına geçirirler."
el cahiz, canlılar aleminin hayatta kalabilmek için sonsuz bir mücadele olduğunu ve daima bazı türlerin diğerlerinden daha güçlü olduğunu açıkça ifade ediyor.
--- alıntı ---
www.bbc.com/turkce/haberler...
--- alıntı ---
"hayvanlar, varoluşlarını sürdürmek ve mevcut kaynaklar için, başkasına yem olmamak ve üreyebilmek için bir mücadele yürütürler" diyen el cahiz şöyle sürdürür:
"çevre faktörleri canlıların hayatta kalabilmesi için yeni özellikler geliştirmesinde, dolayısıyla onların yeni türlere dönüşmesinde rol oynar. hayatta kalmayı ve üremeyi başaran hayvanlar başarılı özelliklerini yavrularına geçirirler."
el cahiz, canlılar aleminin hayatta kalabilmek için sonsuz bir mücadele olduğunu ve daima bazı türlerin diğerlerinden daha güçlü olduğunu açıkça ifade ediyor.
--- alıntı ---
www.bbc.com/turkce/haberler...
devamını gör...
yağmur
öyle bir yağar ki içiniz huzurla dolar. çıkıp yürümeliyim dersiniz. yürüyorsanız yürümeye devam etmek istersiniz. rahatsız etmez.
başınızı okşar, ben diğerleri gibi değilim benden korkmana benden saklanmana gerek yok der.
siz de bu şefkatli damlalara kendinizi bırakırsınız.
yağmur dediğimiz işte budur.
diğerleri de aslında teknik olarak yağmurdur fakat onları ifade ederken başka kelimeler kullanırız.
bardaktan boşanırcasına yağıyor deriz,
hay mübarek ne yağdı ama deriz,
aman aman yağsın allah'ın rahmetidir deriz,
koştur koştur evin yolunu tutarız,
başımızı sokacak bir evimiz olduğuna şükrederiz.
çaresizlik bu ya , dışarıda olanlara da hayır duası ederiz.
ama yağmur öyle mi?

ne zaman yağsa, kapatsana o şemsiyeyi der içimdeki ses. aklıma yağmur için söylenen ve eskiden beri hoşlanmadığım o yakıştırma gelir: ahmak ıslatan. dünyanın en güzel ahmaklığıdır oysa.
şanslı hissedersiniz ıslanırken. bilirsiniz ki sırılsıklam yapacaktır, ama kendinizi alamazsınız.
çok da nadir denk gelir. hazırlıksız yakalar sizi.
şöyle bir şey duymazsınız yani: önümüzdeki günlerde romantik yağmurlar yurtta etkisini gösterecek. kulaklığınızda güzel müzikler zihninizde güzel düşünceler eksik olmasın, keyifli yürüyüşler dileriz.
yağmur budur işte.
o yüzden yağmur ismi bir kadına çok yakışır.
o yüzden yağmur kelimesini söylemek mutluluk verir.
o yüzden yağmur tüm kötülüklerden uzaktır.
yağmur.
başınızı okşar, ben diğerleri gibi değilim benden korkmana benden saklanmana gerek yok der.
siz de bu şefkatli damlalara kendinizi bırakırsınız.
yağmur dediğimiz işte budur.
diğerleri de aslında teknik olarak yağmurdur fakat onları ifade ederken başka kelimeler kullanırız.
bardaktan boşanırcasına yağıyor deriz,
hay mübarek ne yağdı ama deriz,
aman aman yağsın allah'ın rahmetidir deriz,
koştur koştur evin yolunu tutarız,
başımızı sokacak bir evimiz olduğuna şükrederiz.
çaresizlik bu ya , dışarıda olanlara da hayır duası ederiz.
ama yağmur öyle mi?

ne zaman yağsa, kapatsana o şemsiyeyi der içimdeki ses. aklıma yağmur için söylenen ve eskiden beri hoşlanmadığım o yakıştırma gelir: ahmak ıslatan. dünyanın en güzel ahmaklığıdır oysa.
şanslı hissedersiniz ıslanırken. bilirsiniz ki sırılsıklam yapacaktır, ama kendinizi alamazsınız.
çok da nadir denk gelir. hazırlıksız yakalar sizi.
şöyle bir şey duymazsınız yani: önümüzdeki günlerde romantik yağmurlar yurtta etkisini gösterecek. kulaklığınızda güzel müzikler zihninizde güzel düşünceler eksik olmasın, keyifli yürüyüşler dileriz.
yağmur budur işte.
o yüzden yağmur ismi bir kadına çok yakışır.
o yüzden yağmur kelimesini söylemek mutluluk verir.
o yüzden yağmur tüm kötülüklerden uzaktır.
yağmur.
devamını gör...
nem
yaz sıcaklarını daha da çekilmez kılan hadisedir.
aşırı terlemeye sebep olur.
aşırı terlemeye sebep olur.
devamını gör...
an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı sorusu
sözlükte takılıp maç saatini bekliyor. (bkz: 17 ocak 2021 beşiktaş galatasaray maçı)
devamını gör...
mücevher takmamıştı ama gözleri vardı
metin eroğlu’nun zamanın manzarası isimli kitabının açılış cümlesidir.
kitabı ilk okuduğum zaman da dikkatimi çekmişti ama son birkaç aydır daha iyi anladım cümleyi. zamanın manzarası önümden alıp giderken daha çok anlamaya başladım, her şeyi olduğu gibi bu cümleyi de.
çok insanla karşılaştım hayatım boyunca. nefret ettiğim insan pek olmadı, önemsememekle yettindim. aşık oldum elbette ama mücevher takmayan bir kadınla hiç karşılaşmamıştım aslında hala da karşılaşmış sayılmam. bir düş hikayesi yazıyorum pazar pazar, belki ölü toprağını kaldırmak için birkaç küçük kürek atışı.
varlığının maddi değerini artırmak için mücevher takan insanlara karşı bir tavırda değilim. kimsenin hayatına karışacak kadar zamanım ve sabrım yok. benim derdim sadece gözleriyle değerli olabilen insanla.
dert dediysem hemen yanlış anlaşılmasın. filtreli dertlere gark olmak değil kastım. bir insanın sadece gözlerinin yetmesinden bahsetme hevesindeyim ama konuya gitmeyi başaramıyorum. peyniri bulmaktan ümidini kesip labirentin bir köşesinde soluklanmaya çalışan fare gibiyim tam da şu an.
yani aslında mücevher taksa da fark edilmez gözlerinin ışıltısından. o zaman takmasına gerek yok. arabeskin kıyısında dolaşmak ruhumda var. o yüzden gözleri yeter.
şeytanın ilhamı ile yazdığını söyler metin eroğlu bu cümleyi. ruhunu sunduğu şeytan bunu hediyeyi kabul etmese de. o da ruhunu bir çift göze kurban olarak adamıştır. bilmem onunki kabul olundu mu.
bazen gözlerim dalar gider. hep bir yere kilitli izlerim karşımda ne olduğundan bağımsız. o günler geride kalacak belki de. mücevhersiz gözler gemlik’e doğru giderken bir anda karşımıza çıkınca şaşırmamız gereken denizin kıyısında.
deniz kıyısında mücevhere ihtiyaç bırakmayan gözler. ukdemdir.
kitabı ilk okuduğum zaman da dikkatimi çekmişti ama son birkaç aydır daha iyi anladım cümleyi. zamanın manzarası önümden alıp giderken daha çok anlamaya başladım, her şeyi olduğu gibi bu cümleyi de.
çok insanla karşılaştım hayatım boyunca. nefret ettiğim insan pek olmadı, önemsememekle yettindim. aşık oldum elbette ama mücevher takmayan bir kadınla hiç karşılaşmamıştım aslında hala da karşılaşmış sayılmam. bir düş hikayesi yazıyorum pazar pazar, belki ölü toprağını kaldırmak için birkaç küçük kürek atışı.
varlığının maddi değerini artırmak için mücevher takan insanlara karşı bir tavırda değilim. kimsenin hayatına karışacak kadar zamanım ve sabrım yok. benim derdim sadece gözleriyle değerli olabilen insanla.
dert dediysem hemen yanlış anlaşılmasın. filtreli dertlere gark olmak değil kastım. bir insanın sadece gözlerinin yetmesinden bahsetme hevesindeyim ama konuya gitmeyi başaramıyorum. peyniri bulmaktan ümidini kesip labirentin bir köşesinde soluklanmaya çalışan fare gibiyim tam da şu an.
yani aslında mücevher taksa da fark edilmez gözlerinin ışıltısından. o zaman takmasına gerek yok. arabeskin kıyısında dolaşmak ruhumda var. o yüzden gözleri yeter.
şeytanın ilhamı ile yazdığını söyler metin eroğlu bu cümleyi. ruhunu sunduğu şeytan bunu hediyeyi kabul etmese de. o da ruhunu bir çift göze kurban olarak adamıştır. bilmem onunki kabul olundu mu.
bazen gözlerim dalar gider. hep bir yere kilitli izlerim karşımda ne olduğundan bağımsız. o günler geride kalacak belki de. mücevhersiz gözler gemlik’e doğru giderken bir anda karşımıza çıkınca şaşırmamız gereken denizin kıyısında.
deniz kıyısında mücevhere ihtiyaç bırakmayan gözler. ukdemdir.
devamını gör...
9 ağustos 2021 devlet bahçeli'nin tyt ve ayt puanları talebi
şempanzeler için eğitim hakkı istiyoruz.
devamını gör...
pazar günü erken uyanıp pazartesi yastıktan ayrılamamak
tipik pazartesi sendromudur.
devamını gör...
spawn
devrem ifşa öyle olmaz. böyle olur:
siyah önlükle okula gitmiş yazardır. üstüne üstük annesinin ördüğü dantel yakayıda kullanmıştır.
onların döneminde yks yoktu. öss ve öys vardı.
devresi psilosibindir demişmiydim. *
siyah önlükle okula gitmiş yazardır. üstüne üstük annesinin ördüğü dantel yakayıda kullanmıştır.
onların döneminde yks yoktu. öss ve öys vardı.
devresi psilosibindir demişmiydim. *
devamını gör...
kendime not
“ güzel konuşan birine değil, güzel davranan birine itimat et. can ol, yeri gelince yol, düşerse kanat ol. çünkü sevilmelerin ve değer vermelerin en güzeline layıktır böyleleri. nasıl ki 'söz gümüşse sukût altın' . davranışta huzura açılan kapıdır benim gözümde.”
devamını gör...
araba ile uzun yola çıkmak
kafa boşaltma terapisidir benim için. katedilen her kilometre kafadaki sorunlardan biraz daha uzaklaşmak gibi gelir çoğu zaman. fakat sorunlarınız kaçamayacağınız kadar ensenizde ise bu sefer onlarla saatler boyu kafanızda yüzleşirsiniz.
devamını gör...



