bununla ilgili yapılmış televizyon programı bile vardı. 5 gelin her gün birinin evini eleştiriyorlardı. programın bir bölümü de çeyizlerin değerlendirilmesiydi. geçen diyaloglar akıllara zarardı. biri diğerinin patiğini yetersiz bulur. öbürü lifleri beğenmez.
(bkz: gelin evi)
devamını gör...

ülke arınma gecesi filmine döndü iyice. silahını alıp yakınlarını toplayan ev basıyor, kendi kendine verdiği yetkiye dayanarak namus bekçiliği yapanlar başkalarını yaralayabiliyor ve öldürebiliyor, müdahale edilmesi ve kontrol altına alınması gereken herkes dışarıda... kaçırdığımız bir şey mi var? bireysel olarak silahlanıp evlerimizi küçük kalelere çevirmemiz de gerekecek mi?
devamını gör...

her burcun hali ahvali.
burçlara inananlara gelsin.
devamını gör...

çok sevdiğim ve okurken gülümseten politik kalıp.

(bkz: püskevit)
devamını gör...

1984, konusuyla atmosferiyle ününün hakkını veren başarılı bir distopya. gerçekten çok iyi sistem eleştirileri yapılmış ve iyi noktalara değinilmiş. fakat bazı yerlerinin gereksiz uzatılması ve bazı olayların da çok “birden” ortaya çıkması beni biraz koparmıştı. akıcılığı kimi bölümlerde çok iyiyken kimi bölümlerde durağanlaştığını hissettim. (spoiler olmaması için detaylara girmiyorum.) kitabı beğensem de (bkz: hayvan çiftliği) gibi biraz daha kısa olabilirmiş diye düşünüyorum. çeviriye gelirsek; (bkz: celal üster) orta-üst bir çeviri yapmış fakat bazı kelime tekrarları beni yormuştu okurken. bir de sonsöz gibi önsöz yazmasına burdan sitemlerimi iletiyorum. kısacası konusu ve atmosferi itibariyle ve yazıldığı dönemi de gözönüne alırsam zamansız ve başarılı bir eser. orwell kıyası yaparsam da hayvan çiftliği > 1984 diyeceğim o daha ağır basıyor bende. ikisini de okumayanlara ilk önce hayvan çiftliğini öneririm akıcılığı ve kitabın içine girebilme açısından daha naif kalıyor.
iyi okumalar.
devamını gör...

gayet güzel bir serinin başlangıcı olan podcast. zaman içinde yine kalite artarak devam edecek.

sorulan soruların net olması ve karşılıklarının alınması, samimi bir dialog olması açısından ayrıca beğendiğim bir podcast olmuş.
devamını gör...

kansere güney bölgelerinde daha az rastlanmasının da sebebi.
devamını gör...

az önce ciddi anlamda sallandık. epey uzun sürdü ve korkuttu gerçekten.. herkese geçmiş olsun..
devamını gör...

kadın erkek eşitliğini savunan kadınlar topluluğu.ama eşit sorumluluklara ne kadar yanaşırlar orası soru işareti işte.eşitsek eğer aynı şeyleri yapabilmemiz gerekiyor değil mi?yoksa sen feminist değilde feminazi misin?
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

dilimize parma manastırı olarak çevrilmiş, romantik akımın bir ürünü olan stendhal romanı. eser; honore de balzac , italo calvino ve andré gide tarafından başyapıt olarak nitelendirilmiştir ve hatta lev nikolayeviç tolstoy'un savaş ve barış romanına ön ayak olmuş olduğu da söylenebilir fakat ne yazık ki stendhal'ın kaleminden çıkmış gibi değil. oldukça karmaşık hatta neredeyse yavan öyle ki fabrizio del dongo ve halası arasındaki çarpık ilişki ve dongo ve clelia arasındaki aşk dahi romanı bir parça kurtarmaya yetmiyor. ana hikayenin karmaşıklığı bir kenara, karakterlerin tutarsızlığı bile eserin sınıfta kalmasına yeter. insanlar gerçek hayatta yeterince tutarsızdır fakat bu gerçek; romandaki karakterlerin neredeyse her hareketinin tutarsız olmasını anlaşılabilir kılmıyor. stendhal'ın da böyle bir kaygısı olduğunu sanmıyorum. iki ciltlik bu eserin neredeyse 52 günde yazılmış olması ve düzenlenmeden okuyucuya -stendhal böyle uygun gördüğü için- sunulması bir parça eserin karmaşık ve tutarsız olması hakkında tatmin edici bir açıklama sunuyor. orta düzey betimlemeleri ve waterloo muharebesi'nde napoleone bonaparte için savaşmayı tercih ettiği için hain ilan edilen kısmen şımarık milanlı bir soylunun hayatı boyunca yürüdüğü çarpık ve tutarsız yolu gözlemlemek için okunabilir bir eser fakat yine de çok büyük beklentiye girip yarıda bırakan çok olmuştur ama stendhal'ın da eser hakkında söylediği gibi; "mutlu azınlıklar için"

samih tiryakioğlu çevirisi orta düzey bir çeviri fakat yazıldığı dile en yakın çeviri olduğunu söylemekte fayda var.


les cœurs de ce pays-là diffèrent assez des cœurs français : les ıtaliens sont sincères, bonnes gens, et, non effarouchés, disent ce qu’ils pensent ; ce n’est que par accès qu’ils ont de la vanité ; alors elle devient passion, et prend le nom de punliglio. enfin la pauvreté n’est pas un ridicule parmi eux.

(bu ülkenin insanları fransızlar'dan oldukça farklıdır. italyanlar içtendir, iyi insanlardır, çekingen değillerdir, akıllarından geçeni söyleyiverirler. zaman zaman gurura kapılsalar da bu, tutku haline gelir, "benlik" adını alır. sonra, yoksulluk gülünç bir durum değildir onlar için.)

la politique dans une oeuvre littéraire, c'est un coup de pistolet au milieu d'un concert, quelque chose de grossier et auquel pourtant il n'est pas possible de refuser son attention.

(edebi bir eserde politikadan söz etmek sahnenin ortasına fırlatılan bir silah gibidir, oldukça rahatsız edicidir fakat onu görmezden gelemezsiniz.)
devamını gör...

herkesin üzerinde gözü fakat içinde yaşayanların hepsi sinir küpü. güzelliklerinin yanında karanlık tarafı da var. ben anlayamadım istanbul'u. buradan gitsem belki başka yerde yapamam, gitmesem huzuru bulamam tuhaf bir ilişki bizim ki.
devamını gör...

hayatımda hiç midye yemedim..
devamını gör...

ahmed arif şiirlerini cem karaca'nın bestelememesini istemiş ilk başta. bunun üzerine cem karaca: “ben onun şiirlerini çok seviyorum. o beni kurşuna da dizse, tazminat davası da açsa, ben bunları okumaya devam edeceğim.'' demiştir. tabii sonradan çözülmüş bu durum ve cem karaca da mükemmel yorumlamıştır özellikle 'ay karanlık' yorumu çok güzeldir.
devamını gör...

hele bir de çekyatın altında, kim bilir oraya ne zaman kaçtığı belli olmayan terliğinin tekini bulursanız durum iyice tatsızlaşır.

uzunca bir süre geçerliliğini koruyan eylemdir. acısı yeniyse, tad kaçırır, huzur bozar. ama üzerinden zaman geçip yaralar kabuk tutmuşsa güler geçersiniz. ama her derin yara iz bırakır, bunu da unutmamak gerek.
devamını gör...

atamin sadece bir sözüne katilmam. (bkz: türk milleti zekidir). "araplasmamis türkler zekidir" seklinde olmaliydi.
devamını gör...

entelektüel olma yolunda araştırma ve okumalar yapması.
devamını gör...

grizzly bear grubunun ready able şarkısını kendimce coverladım.dinlemek için bir tık yeterli.kulaklıkla dinlemeniz tavsiye edilir.
vocaroo.com/12IabRGUwETq
devamını gör...

merhaba kafa ahalisi!

bendeniz monkey ve 30 yılı aşkın bir süredir kahrımı çeken kadim dostum stoned ile birlikte 22:30'da bir canlı yayın icra edeceğiz. kredi kartı borçlarımızı, terk eden zeynep'leri, berat albayrak'ın istifasını ve nice sıkıntıları konuşmamaya ve unutmaya çalıştığımız bir yayın planlıyoruz. umarım bu plan hitler'in sovyet işgali planlarına dönmez.

bize unutmak istediğiniz bir şey söylerseniz, biz de size nasıl unutucağınızı söyleriz. en azından kafa yorarız. stoned kesin çözeriz diyor. benim şüphelerim var.

şimdilik görüşmek üzere!
devamını gör...

devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim