"çünkü sen çölüme yağmur oldun
sen geceme gündüz oldun
sen canıma yoldaş oldun
sen kışıma yorgan oldun."
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

çok çok çok güzel bir günden kalan şahayane fotoğraf.
devamını gör...

doğum günü olduğunu farkettiğim insanların hikayelerine 2 gün bakmıyorum. zira bı bakmaya başlarsam 1 saat sürecek diye korkuyorum.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hocaların "o zaman listeden kaldırayım" dediği an.
devamını gör...

tanımları çok hoşuma giden oylarını hiç esirgemeyen gerçekten sevimli birisi.umarım yazmaya ve sözlükte var olmaya devam eder hep.
devamını gör...

bugün oturdum ölümü düşündüm
yirmi yaşında ve hayat bu kadar güzelken

(bkz: ahmet erhan)
devamını gör...

bir çocukluk rutiniydi. masallara inanan ancak masallarla büyümeyen, hayatın gerçekleri ile olgunlaşan neslimizin özelliği. dayak yemeyen anne tanımadım, dayak yemeyen öğrenci görmediğim gibi. sokaktaki çocuğun çocuğa zulmünden bizde payımıza düşeni aldık. askerde her türlü hakareti duyup bizde vatanı bekledik. memuriyette sabır taksimetresi tavan yapalı çok oldu. sonra da diyorlar ki - fotoğraflarda biraz gülümse. yüzüm hala ıslak yastığa dayalı.
devamını gör...

günaydın sözlük ve sözlükçüler.
mutlu bir hafta diliyorum.
şu sincap gibi yiyelim içelim güzelleşelim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şimdi ilk başta 10 ile çarpan veya birim hesabı yapan arkadaşlar, sakin.

fransa'da sinema bileti ortalama 10€.
yani fransız hükümeti diyor ki al kardeşim bu parayı, 30 defa film izle sinemada.

türkiye'de ortalama bir sinema bileti 25₺.
30 defa izlemek = 750₺...

şunu diyebiliriz, bütün ay dükkanı kapalı esnafa 3000₺ yardımı nimetmiş gibi sunanların aklının ucundan geçer mi?

güldürmeyin, siyasal islam'dan bahsediyoruz...
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

zor paklanır sözlük gusül gerek
yeni gelen yazarlara usul gerek
bu kaosu durdurmaya
aklı selim moderator gerek
devamını gör...

hastalarının hikayelerini dizi sektörüne sunmaktan aşırı gurur (?) duyan psikiyatrist. illa ki izin almıştır şahıslardan ancak buna yeltenilmesi ne kadar etik? kitaplarının yorumlarına bakınca herkes gülseren hanım’ın yersiz egosundan bahsediyor. ben okumadım ancak kendisini övmesiyle ilgili çok olumsuz eleştiri okudum. yukarıda insanların bu diziler ve kitaplar sayesinde yanlışlarını fark ettiğini belirten bir tanım var. gerçekten korkunç bir cümle. iyi madem herkes müge anlı izleyerek aydınlansın sonuçta o program sıfır kurgu doğrudan hayatın içinden. popüler medya ne zamandan beri tedavi etme aracı olarak görülmeye başlandı yapmayın allah aşkına.

edit: tahsin hasoğlu konuyu nasıl da güzel özetlemiş. harika!

buradan
devamını gör...

rengini fark edemeyeceğim kadar az yanıyor.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bilimsel adı alcedo atthis olan, sulak alanlarda yaşayıp balıklarla beslenen ve 15 ila 20 santimetre arasında bir boy uzunluğuna sahip olan kuş türüdür.
sırtı parlak mavi, bacakları kısa, gagası uzun ve sivri, omuzları yeşil/haki renklerindedir.

(bkz: iskele kuşu)

tanım2: duyunca duygularımı yerle yeksan eden bir suavi şarkısıdır.
buradan
devamını gör...

gerçek adı, kemal sadık gökçeli'dir.
ince memed romanının yazarı olur kendileri.
nobel'e aday gösterilen ilk erkek yazarımızdır.

yaşar kemal, 12 yaşına kadar konuşma güçlüğü çekmiş:

ailesi, süphan dağı'nın van gölü kıyısından, çukurova'ya o doğmadan göçtü.
bu göç, tam bir buçuk yıl sürdü ama çukurova'ya yaklaştıklarında, yolda ölü olduğunu sandıkları bir çocuk gördüler.
yaşar kemal'in babası:
"müslüman ölüsü yerde bırakılmaz." diyip çocuğu kucağına aldı, kucağına alır almaz çocuk gözlerini açtı.
çocuğun adı yusuf'tu.
yağmurcuk kuşu serisindeki "salman" da diyebiliriz.
onlar, yusuf yaşadığı için sevinip onu evlatlık aldılar.
yusuf ise,
yıllar sonra, yaşar kemal'in babasını camiide namaz kılarken öldürmüştür.
bu olaya şahit olan yaşar kemal, henüz dört buçuk yaşındaydı.
bu olay kendisinde travma yarattı ve 12 yaşına kadar doğru düzgün konuşamadı yani konuşurken kekeledi.
ağıtlar, masallar, destanlar söylerken dili hiç tutulmadı. hatta şöyle demiştir
bu konuyla alakalı:
"ben babamın camide, o, namaz kılarken yanındaydım, hançerlendiği akşamdan sonra, sabaha kadar yüreğim yanıyor, diye ağladım. ardından da kekeme oldum ve on iki yaşıma kadar zor konuştum. yalnız türkü söylerken kekemeliğim geçiyordu. hiç kekelemiyordum. kitap okurken de, okur yazar olduktan sonra, hiç kekelemedim. on iki yaşımdan sonra kekemeliğim geçti."
devamını gör...

sarılmak.
devamını gör...

yeterince açık olmasına rağmen defalarca sorulmuştur. anlaşılmayan şeyin nickim değil nickimdeki karamsarlık olduğunu fark ettim sonra. iyi de neden dediler hep. benim nickim yazmaktan vazgeçtiğim bir hikayenin adıydı aslında. roman yazmak benim bile yazacağım kadar kolay olamamalı deyip bıraktım. kendi hikayemi anlatacaktım insanlara. şimdi ise kimseye anlatasım gelmiyor birkaç kişi dışında.
devamını gör...

seri iş yapacam diye kendini heder etme.
gene bir yerin bir yere takıldı ve gene kanayınca fark ettin.*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim