epiktetos
insanları rahatsız eden şeyler değil
onlara verdikleri anlamlardır
diyen bilişsel terapinin atası olan felsefeci.
onlara verdikleri anlamlardır
diyen bilişsel terapinin atası olan felsefeci.
devamını gör...
overrated
abartilmis, gereginde fazla deger bicilmis, verilmis anlamina gelir.
devamını gör...
bir kadını kezban yapan detaylar
varsa böyle bir detay (ki bence yok ), bir erkeği kezban yapan detaylar da diyebiliriz o zaman. bunu diyenlere boka bakar gibi bakmak istiyorum.
devamını gör...
pollice verso tablosu
jean-léon gérôme'nin ünlü tablolarından biridir. birçok tabloda benzer teknikleri kullanmıştır. benzer renk ve biçimselliğe farklı eserlerinde de rastlanır. renklerin tonlaması, kontrast, perspektif ve derinlik, bir bütün halinde kopmozisyon hayal dünyamızda iz bırakır.

gelelim can alıcı hikayesine;
savaş esirlerinden ya da kölelerden oluşan gladyatörler yaralandığı takdirde, galip gladyatör imparatorun eline bakar. başparmağı yukarıdaysa affedilir, aşağıdaysa öldürülmesine karar vermek demektir.imparator, kalabalıkta ve tezahüratlar arasında sesini duyuramayacağı için böyle bir yöntem geliştirilmiştir. buna latince bir deyim olan pollice verso denir.
bir suçu yeterince büyük bir kalabalıkla işlersen o artık suç değildir.
şahsiyet dizisinde dikkatimi çeken bir sahne vardı.bu tablo üzerinden anlatılmak istenen yüzyıllardır değişmeyen bir kader yazgısı. insanların başka bir insan hakkında el birliği ile karar verip, beğendi beğenmedi tuşları üzerinden birbirleri üzerinde otorite-hakimiyet kurma çabası. toplu yargılama,birinin yanlış kararının arkasında durup hayat kurtarma veya hayat bitirme hazzını yaşama isteği.
bugün amerika’daki phoenix art museum‘da sergilenen tablo, 2000 yılında gösterime giren gladyatör filmine de ilham kaynağı olmuştur.

gelelim can alıcı hikayesine;
savaş esirlerinden ya da kölelerden oluşan gladyatörler yaralandığı takdirde, galip gladyatör imparatorun eline bakar. başparmağı yukarıdaysa affedilir, aşağıdaysa öldürülmesine karar vermek demektir.imparator, kalabalıkta ve tezahüratlar arasında sesini duyuramayacağı için böyle bir yöntem geliştirilmiştir. buna latince bir deyim olan pollice verso denir.
bir suçu yeterince büyük bir kalabalıkla işlersen o artık suç değildir.
şahsiyet dizisinde dikkatimi çeken bir sahne vardı.bu tablo üzerinden anlatılmak istenen yüzyıllardır değişmeyen bir kader yazgısı. insanların başka bir insan hakkında el birliği ile karar verip, beğendi beğenmedi tuşları üzerinden birbirleri üzerinde otorite-hakimiyet kurma çabası. toplu yargılama,birinin yanlış kararının arkasında durup hayat kurtarma veya hayat bitirme hazzını yaşama isteği.
bugün amerika’daki phoenix art museum‘da sergilenen tablo, 2000 yılında gösterime giren gladyatör filmine de ilham kaynağı olmuştur.
devamını gör...
belki ben
bir nâzım hikmet ran şiiridir.
belki ben
o günden
çok daha evvel,
köprü başında sallanarak
bir sabah vakti gölgemi asfalta salacağım.
belki ben
o günden
çok daha sonra ,
matruş çenemde ak bir sakalın izi
sağ kalacağım...
ve ben
o günden
çok daha sonra:
sağ kalırsam eğer,
şehrin meydan kenarlarında yaslanıp
duvarlara
son kavgadan benim gibi sağ kalan
ihtiyarlara,
bayram akşamlarında keman
çalacağım...
etrafta mükemmel bir gecenin
ışıklı kaldırımları
ve yeni şarkılar söyleyen
yeni insanların
adımları...
belki ben
o günden
çok daha evvel,
köprü başında sallanarak
bir sabah vakti gölgemi asfalta salacağım.
belki ben
o günden
çok daha sonra ,
matruş çenemde ak bir sakalın izi
sağ kalacağım...
ve ben
o günden
çok daha sonra:
sağ kalırsam eğer,
şehrin meydan kenarlarında yaslanıp
duvarlara
son kavgadan benim gibi sağ kalan
ihtiyarlara,
bayram akşamlarında keman
çalacağım...
etrafta mükemmel bir gecenin
ışıklı kaldırımları
ve yeni şarkılar söyleyen
yeni insanların
adımları...
devamını gör...
ukde bırakmak
sözlükte sıkça yaptığım durumdur, fitili ateşleyip kim ne girebilir merakla bekliyorum.
devamını gör...
yazarların şu an olmak istedikleri yerler
şu an japonya'daki bir kafede keyifle kahvemi yudumlamak isterdim (edit: japonya kalp ben)
devamını gör...
topuklu ayakkabı sesi
özellikle ülke geneli sınavlarda (tus, kpss, yks gibi) gözlemci olanların giymemesi gereken ayakkabıların çıkardığı ve yine bu sınavlarda inanılmaz dikkat dağıtma özelliğine sahip olan sestir.
devamını gör...
evli çiftlerin itici davranışları
ortak facebook ya da instagram hesabı açmaları.
birbirine güvenmeyen bu çiftler aynı zamanda evliliği gerçekleştirilmesi zorunlu bir toplumsal görev olarak gören kişisel gelişimini tamamlamamış tiplerdir. aşağılık kompleksine sahip olduklarından sürekli diğer çiftlerin yaşantısını eleştirip dedikodusunu yaparlar.
birbirine güvenmeyen bu çiftler aynı zamanda evliliği gerçekleştirilmesi zorunlu bir toplumsal görev olarak gören kişisel gelişimini tamamlamamış tiplerdir. aşağılık kompleksine sahip olduklarından sürekli diğer çiftlerin yaşantısını eleştirip dedikodusunu yaparlar.
devamını gör...
domino's pizza
üstteki yazar arkadaşın da dediği gibi pizzaları hiç güzel olmayan aynı zamanda oldukça da pahalı olan zincir fast food markasıdır.
domino's pizza yerine little caesars, pizza bulls gibi alternatifler tercih edilebilir.
domino's pizza yerine little caesars, pizza bulls gibi alternatifler tercih edilebilir.
devamını gör...
çok şey yapmak isteyip hiçbir şey yapamamak
çoğu insanın hayatının özeti. planlar yapılır, şunu yapıcam bunu yapıcam diye kafada kurulur, kurulur, kurulur... sonuç: mümkün olduğunca az şey yaparak günü geçirmek. o planlar kafanın bir köşesinde durmaya devam eder, biraz daha ertelenir ama yapacak moda girdiğinizde zamana bağlı planlar için çok geç olabilir. bir söz vardı, "yarın bir şeyleri ertelediği için bugünkü kendine kızıyor olacaksın" gibi, eğer sözü doğru hatırlasam etkili bir yazı olacaktı ama neyse, fikir buydu. işte "yarın başlarım", "haftaya hallederim", "okul bitsin bakarız" gibi bahanelerle erteleyip durmaktansa o an tam olarak karar verip başlamak lazım bir şeyler yapmaya, yoksa arkası hiç gelmiyor ve sürekli keşke diyerek bomboş yaşayıp gidiyoruz.
bir de şöyle bir sorun var, yeni bir şeye el attığımızda kimimiz herkesle paylaşmak istiyoruz, kimimiz bir sonuca ulaşana, kesinleşene kadar kendine saklamayı tercih ediyor**. ikinci gruptaysanız ve birilerine anlatmak isteyip de zorlanıyorsanız boş verin, bir word dosyasına kısa notlar almak şeklinde bile olsa bir günlük tutun ve ara ara geri dönüp kontrol edin birkaç hafta önceki kendinizi. işe yarayabilir kendini iyi hissetmek, minik değişimleri görmek açısından. ya da her önemli gelişmede kendinizi ödüllendirebilirsiniz. yemek olur, kıyafet olur, yeni bir kitap vs. birçok şey olabilir. ki zaten kendi başına küçücük de olsa adımlar atmaya başladığını fark edince bunlara gerek kalmıyor bile. mutlu olup içinizden takla atıyorsunuz.
tek gereklilik; şimdi başlamak lazım, iki dakika sonra değil. yani belki bi beş dakika sonra. yoksa birkaç saat uzanıp akşama mı bıraksam?* aslında sömestrda evde bol bol vakit olacak, o zaman rahat rahat yapılır...* şaka bir yana cidden bir "dur!" deyip o popoyu kaldırmak lazım, nereye kadar böyle di mi... evet. bu entry iki paragraf önce biterdi ama sonunu getiremedim.*
bir de şöyle bir sorun var, yeni bir şeye el attığımızda kimimiz herkesle paylaşmak istiyoruz, kimimiz bir sonuca ulaşana, kesinleşene kadar kendine saklamayı tercih ediyor**. ikinci gruptaysanız ve birilerine anlatmak isteyip de zorlanıyorsanız boş verin, bir word dosyasına kısa notlar almak şeklinde bile olsa bir günlük tutun ve ara ara geri dönüp kontrol edin birkaç hafta önceki kendinizi. işe yarayabilir kendini iyi hissetmek, minik değişimleri görmek açısından. ya da her önemli gelişmede kendinizi ödüllendirebilirsiniz. yemek olur, kıyafet olur, yeni bir kitap vs. birçok şey olabilir. ki zaten kendi başına küçücük de olsa adımlar atmaya başladığını fark edince bunlara gerek kalmıyor bile. mutlu olup içinizden takla atıyorsunuz.
tek gereklilik; şimdi başlamak lazım, iki dakika sonra değil. yani belki bi beş dakika sonra. yoksa birkaç saat uzanıp akşama mı bıraksam?* aslında sömestrda evde bol bol vakit olacak, o zaman rahat rahat yapılır...* şaka bir yana cidden bir "dur!" deyip o popoyu kaldırmak lazım, nereye kadar böyle di mi... evet. bu entry iki paragraf önce biterdi ama sonunu getiremedim.*
devamını gör...
sonra döndüm ve dedim ki
kazanacağız mutlaka kazanacağız , bir köle olarak yaşamaktansa bir özgürlük savaşçısı olarak ölmek daha iyidir.
(bkz: yılmaz güney)
(bkz: yılmaz güney)
devamını gör...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
hikayenin kahramanı yine kardeşim.
-aa abla bak polis
+hayır jandarma
-abla polis polis.
+jandarma
-ya abla jandarmıyorum. diyorum ki polis.
+ne?*
-aa abla bak polis
+hayır jandarma
-abla polis polis.
+jandarma
-ya abla jandarmıyorum. diyorum ki polis.
+ne?*
devamını gör...
evlenilecek kişiye verilebilecek garantiler
aldatılmayacağının ve şiddet görmeyeceğinin garantisini verebilirim.
devamını gör...
1 litre sütün 9 liraya dayanması
ineğe sorsan o bile fiyatı abartılı buldum der yani öyle bir garabet içinde yaşıyoruz.
devamını gör...
10 kasım
saygın bir kişilik sahibi olan, idealist lider atatürk'ün vefat tarihidir. saygıyla anıyoruz.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
twitterdan çıkıyorum instaya giriyorum.instadan çıkıp sözlüğe. aşkı memnu beşir gibi oldum hiçbir şeyi kaçırmıyorum.karantina modu mehhh
devamını gör...


