öğrenilmiş çaresizlik
başarısız olmayı kabullenmektir.
20 yıl boyunca hayvanat bahçesinde yaşayan ayı, kendi doğasına kavuştuğunda bile kendisini kafesin içinde sanıyor.
20 yıl boyunca hayvanat bahçesinde yaşayan ayı, kendi doğasına kavuştuğunda bile kendisini kafesin içinde sanıyor.
devamını gör...
knidos antik kenti
datça yarımadasının en ucunda bulunan knidos antik kentine ulaşım aracınız yoksa oldukça zor. günde iki kez şehir merkezinden kalkan dolmuşlar olduğu söyleniyor fakat deneme şansım olmadı. müzekart geçerli, bilet fiyatlarını bilmiyorum.
kent, hellesinistik dönemden kalma. oldukça ihtişamlı yapılardan elimizde kalan ise sanki sadece harabeler. bana göre dionyssos tapınağı ve tiyatro en sağlıklı yapılardan ikisi. tabii ki bu durumda en büyük etkiye sahip durum kontrolsüzce yapılan kazılar. 1800'lü yıllarda yabancılar tarafından yapılan ilk kazılarda knidos aslanı isimli heykel ingiltere'ye kaçırılıyor ve british museum'da sergileniyor. aslan'ın ait olduğu alan hala ayakta ancak kentin kazı çalışmalarının başkanı prof. ertekin doksanaltı'nın yaptığı açıklamaya göre yapının güçlendirilmeye ihtiyacı var. kültür bakanlığı kaçırılan eserlerin iadesi için epeydir çalışma yürütüyor, hep birenkte sonucu göreceğiz. kentin ikinci dönem kazıları 1960 yılında yine bir yabancı olan iris cornelia love tarafından yapılıyor. onun döneminde durum sadece tarihi eserlerin kaçırılmasıyla kalmıyor, kent ciddi bir şekilde tahrip ediliyor. kuyu gibi çukurlar da kendisinin eseriymiş. neyse ki bu kazı çalışmaları da sona erdiriliyor. love, geçtiğimiz aylarda covid-19 nedeniyle vefat ediyor. kentin şu an kazı başkanı olan isim ise selçuk üniversitesi'nden prof. ertekin doksanaltı.
kent ızgara plan üzerine şekillenmiş. biraz yükseğe çıkıldığında ızgaraları hala rahatlıkla ayırt edebilmek mümkün.
knidos'ta ünlü bilim insanları da yetişmiş; astronom eudoxos, iskenderiye feneri'nin mimarı sastratos. knidos aynı zamanda şaraplarıyla da ün kazanmış durumdaymış. ayrıca cinsellikle ilgili önemli bir merkez olduğu söylense de bu özelliğiyle öne çıktığına rastlamadım.
kenti yerleşim alanı olduğu dönemde turizm merkezi haline getiren temel eser ise çıplak afrodit heykeli. dönemin ünlü heykeltraşı praxiteles tarafından yapılan çıplak afrodit heykeli o kadar çok beğeniliyor ki farklı yerleşim alanlarından sırf onu görmek için geliyorlar. ayrıntılı vücut tasviri ve çıplaklığıyla bir ilki oluşturduğu söyleniyor. heykelin aslına ulaşılamasa da bazı taklitlerinden yola çıkarılarak görünümü tahmin ediliyor. arkeolog irvin hanım da bu heykelin peşinde olduğu için kentin altını üstüne getirmiş diyorlar.
geçtiğimiz yıllarda zeminde olan kalıntılar, restorasyon çalışmalarıyla birlikte ayağa kaldırılmakta. yapıtları aslında oldukları görünüme kavuşturmak için yapılan çalışmalar oldukça özenli görünüyor. alçıyla tamamlanmış tarihi eserlere alışmış gözlerim bu durumu epey yadırgadı.
ege ve akdeniz'in birleştiği noktada bulunan kent manzarasıyla da pek hoş bir noktada. kum zambakları da kenti mesken edinmiş, güzel kokularını saçıyorlar. gezmek için saatler yetmiyor. keşke bu kadar tahrip edilmeseydi, eserlerin kaçırılmasının önüne geçilebilseydi.
kent, hellesinistik dönemden kalma. oldukça ihtişamlı yapılardan elimizde kalan ise sanki sadece harabeler. bana göre dionyssos tapınağı ve tiyatro en sağlıklı yapılardan ikisi. tabii ki bu durumda en büyük etkiye sahip durum kontrolsüzce yapılan kazılar. 1800'lü yıllarda yabancılar tarafından yapılan ilk kazılarda knidos aslanı isimli heykel ingiltere'ye kaçırılıyor ve british museum'da sergileniyor. aslan'ın ait olduğu alan hala ayakta ancak kentin kazı çalışmalarının başkanı prof. ertekin doksanaltı'nın yaptığı açıklamaya göre yapının güçlendirilmeye ihtiyacı var. kültür bakanlığı kaçırılan eserlerin iadesi için epeydir çalışma yürütüyor, hep birenkte sonucu göreceğiz. kentin ikinci dönem kazıları 1960 yılında yine bir yabancı olan iris cornelia love tarafından yapılıyor. onun döneminde durum sadece tarihi eserlerin kaçırılmasıyla kalmıyor, kent ciddi bir şekilde tahrip ediliyor. kuyu gibi çukurlar da kendisinin eseriymiş. neyse ki bu kazı çalışmaları da sona erdiriliyor. love, geçtiğimiz aylarda covid-19 nedeniyle vefat ediyor. kentin şu an kazı başkanı olan isim ise selçuk üniversitesi'nden prof. ertekin doksanaltı.
kent ızgara plan üzerine şekillenmiş. biraz yükseğe çıkıldığında ızgaraları hala rahatlıkla ayırt edebilmek mümkün.
knidos'ta ünlü bilim insanları da yetişmiş; astronom eudoxos, iskenderiye feneri'nin mimarı sastratos. knidos aynı zamanda şaraplarıyla da ün kazanmış durumdaymış. ayrıca cinsellikle ilgili önemli bir merkez olduğu söylense de bu özelliğiyle öne çıktığına rastlamadım.
kenti yerleşim alanı olduğu dönemde turizm merkezi haline getiren temel eser ise çıplak afrodit heykeli. dönemin ünlü heykeltraşı praxiteles tarafından yapılan çıplak afrodit heykeli o kadar çok beğeniliyor ki farklı yerleşim alanlarından sırf onu görmek için geliyorlar. ayrıntılı vücut tasviri ve çıplaklığıyla bir ilki oluşturduğu söyleniyor. heykelin aslına ulaşılamasa da bazı taklitlerinden yola çıkarılarak görünümü tahmin ediliyor. arkeolog irvin hanım da bu heykelin peşinde olduğu için kentin altını üstüne getirmiş diyorlar.
geçtiğimiz yıllarda zeminde olan kalıntılar, restorasyon çalışmalarıyla birlikte ayağa kaldırılmakta. yapıtları aslında oldukları görünüme kavuşturmak için yapılan çalışmalar oldukça özenli görünüyor. alçıyla tamamlanmış tarihi eserlere alışmış gözlerim bu durumu epey yadırgadı.
ege ve akdeniz'in birleştiği noktada bulunan kent manzarasıyla da pek hoş bir noktada. kum zambakları da kenti mesken edinmiş, güzel kokularını saçıyorlar. gezmek için saatler yetmiyor. keşke bu kadar tahrip edilmeseydi, eserlerin kaçırılmasının önüne geçilebilseydi.
devamını gör...
çiğ köfteciye yapılan ikinci saldırı
şahısın yakınlarının dükkana saldırması ile zorbalık devam ediyor. ekmek parası derdine düşülmüşken bir de bu kalıpsızlarla uğraşılıyor. yazık.
buradan
buradan
devamını gör...
manipülatif insanlar
koşarak kaçılması gereken insanlardır.
bu kişiler sizi en hassas olduğunuz yerlerden yaralarlar. en hassas olduğunuz konuları öğrenir ve gerek rol yaprak, gerek yalan söyleyerek bir şekilde sizi kullanırlar.
işleri bitince de unuturlar.
etik kaygıları yoktur ve kolay incinmezler.
sosyopatik eğilimler gösterebilirler.
aynı zamanda etkileyici olma özellikleri vardır. sizi kendilerine inandırabilirler. sizi önemli hissettirip kendilerine bağımlı hale getirirler.
amaç huzur ise eğer, uzak durulması gereken insan modelidir.
bu kişiler sizi en hassas olduğunuz yerlerden yaralarlar. en hassas olduğunuz konuları öğrenir ve gerek rol yaprak, gerek yalan söyleyerek bir şekilde sizi kullanırlar.
işleri bitince de unuturlar.
etik kaygıları yoktur ve kolay incinmezler.
sosyopatik eğilimler gösterebilirler.
aynı zamanda etkileyici olma özellikleri vardır. sizi kendilerine inandırabilirler. sizi önemli hissettirip kendilerine bağımlı hale getirirler.
amaç huzur ise eğer, uzak durulması gereken insan modelidir.
devamını gör...
carlsberg
ilk içerken güzeldir fakat mutlaka aralarda bol su için.charlsberg içip sızarsanız gece böğrünüz yanarak uyanabilir ağzınızı çeşmeye dayayıp kana kana su içebilirsiniz.
devamını gör...
telomer
kromozomların 3' uçlarında bulunan tekrar eden dizelerdir.
telomerler timin ve guanin bazından zengin dizelerden oluşur.
telomeraz enzimi tarafından sentezlenir ve bu enzim telomer uzunluğunun korunmasını sağlayan enzimdir.
telomeraz enzimi insanda bilinen tek revers-transkriptaz(rna'dan dna sentezleyebilen) enzimdir.
yaşlanmanın mekanizmalarından biri olan bu enzimin mekanizması yaşlanmaya bağlı telomerlerin kısalması ancak enzimin yeterli telomer oluşturamaması ile gerçekleşir.
telomerler timin ve guanin bazından zengin dizelerden oluşur.
telomeraz enzimi tarafından sentezlenir ve bu enzim telomer uzunluğunun korunmasını sağlayan enzimdir.
telomeraz enzimi insanda bilinen tek revers-transkriptaz(rna'dan dna sentezleyebilen) enzimdir.
yaşlanmanın mekanizmalarından biri olan bu enzimin mekanizması yaşlanmaya bağlı telomerlerin kısalması ancak enzimin yeterli telomer oluşturamaması ile gerçekleşir.
devamını gör...
çoklu kişilik bozukluğu
literatürdeki adı dissosiyatif kimlik bozukluğu'dur.
genellikle çocukluk döneminde yaşanan şiddetli travmadan ve çocuk istismarından kaynaklanır. bu travma aşırı veya tekrarlayan, fiziksel, cinsel veya duygusal istismar olabilir. bunun dışında genetik ve biyolojik faktörlerin de rol oynadığına inanılmaktadır. kişi, bu dayanılmaz acıyı tek başına kaldıramadığı için kendine farklı kişilikler yaratır. bu kişiliklerin hepsinin farklı bir hikayesi olmakla birlikte yaşları, cinsiyetleri, karakterleri vs. farklıdır. öznel yorumum dayanılmaz acılarını farklı kişilikler yaratarak onlara paylaştırdığı yönünde.
nadir bir hastalıktır, tedavi olarak psikoterapi seansları ve ilaç tedavisi uygulanır. günümüzde birçok dizi ve filme konu olan hastalıktır ayrıca. kill me heal me ve split (film) örnek olarak gösterilebilir.
tabii bu dizi ve film'de 12-24 gibi sayıca çok fazla kimlikler işlenmiş fakat çoklu kişilik bozukluğu diyebilmemiz için 2 tane farklı kişilik/kimlik olması yeterlidir. bu kimliklerin kişinin düşünce ve davranışlarına etki ettiği unutulmamalıdır. bana ilginç gelen bir araştırma sonucunu sizlerle paylaşayım, farklı kimlikler bir bedende farklı ellerini kullanıyorlar. yani bir kişi kendi benliğinde sağ elini kullanırken, diğer kişiliği solak olabilir.
genellikle çocukluk döneminde yaşanan şiddetli travmadan ve çocuk istismarından kaynaklanır. bu travma aşırı veya tekrarlayan, fiziksel, cinsel veya duygusal istismar olabilir. bunun dışında genetik ve biyolojik faktörlerin de rol oynadığına inanılmaktadır. kişi, bu dayanılmaz acıyı tek başına kaldıramadığı için kendine farklı kişilikler yaratır. bu kişiliklerin hepsinin farklı bir hikayesi olmakla birlikte yaşları, cinsiyetleri, karakterleri vs. farklıdır. öznel yorumum dayanılmaz acılarını farklı kişilikler yaratarak onlara paylaştırdığı yönünde.
nadir bir hastalıktır, tedavi olarak psikoterapi seansları ve ilaç tedavisi uygulanır. günümüzde birçok dizi ve filme konu olan hastalıktır ayrıca. kill me heal me ve split (film) örnek olarak gösterilebilir.
tabii bu dizi ve film'de 12-24 gibi sayıca çok fazla kimlikler işlenmiş fakat çoklu kişilik bozukluğu diyebilmemiz için 2 tane farklı kişilik/kimlik olması yeterlidir. bu kimliklerin kişinin düşünce ve davranışlarına etki ettiği unutulmamalıdır. bana ilginç gelen bir araştırma sonucunu sizlerle paylaşayım, farklı kimlikler bir bedende farklı ellerini kullanıyorlar. yani bir kişi kendi benliğinde sağ elini kullanırken, diğer kişiliği solak olabilir.
devamını gör...
erdem bayazıt
çokça sevdiğim birkaç dizenin saygıdeğer yazarıdır.
yaslan göğsüme sevdiğim
benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir
pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir
toprak gibidir
sen ki bulut gibisin
ay gibisin güneş gibi bazen.
yaslan göğsüme sevdiğim
benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir
pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir
toprak gibidir
sen ki bulut gibisin
ay gibisin güneş gibi bazen.
devamını gör...
doctor who
the rings of akhaten bölümü ile aklıma kazınan çok sevdiğim dizi. çok eğlenceli olduğunu düşünürüm halen de. belki yaşlandım biraz ama halen izleyebilirim rastlasam. işte o bölümden bir sahne: *
devamını gör...
borderline kişilik bozukluğu
dünyayı siyah beyaz olarak görmektir.
oysa andre gide, "gerçeğin rengi çoğu zaman gridir" demiştir.
oysa andre gide, "gerçeğin rengi çoğu zaman gridir" demiştir.
devamını gör...
yabancıdan gelen gülümseme
bir insanın bir insana yapabileceği bence en basit iyiliktir samimi bir gülümseme.
bir ileri boyutu da hiç tanımadığınız insanlara bu samimi bir gülümseme ile birlikte günaydın, iyi günler, iyi akşamlar şeklinde iyi dileklerini söylemektir.
hemde laf olsun diye öyle agzinin ucuyla değil gözlerine bakarak, gülümseyerek ağız dolusu günaydın denmelidir. bu kesinlikle yanlış da anlaşılmalı, bu seni tanımıyorum tanımak gibi bir niyetimde yok, sadece iyi ve mutlu bir insanım, sende iyi ol mutlu ol demek için söylenir.
insanları diğer tüm canlılardan ayıran en önemli özelliklerimizden biri de bu değil mi?
bir ileri boyutu da hiç tanımadığınız insanlara bu samimi bir gülümseme ile birlikte günaydın, iyi günler, iyi akşamlar şeklinde iyi dileklerini söylemektir.
hemde laf olsun diye öyle agzinin ucuyla değil gözlerine bakarak, gülümseyerek ağız dolusu günaydın denmelidir. bu kesinlikle yanlış da anlaşılmalı, bu seni tanımıyorum tanımak gibi bir niyetimde yok, sadece iyi ve mutlu bir insanım, sende iyi ol mutlu ol demek için söylenir.
insanları diğer tüm canlılardan ayıran en önemli özelliklerimizden biri de bu değil mi?
devamını gör...
şehzade ihticab
bir huşeng golşiri romanıdır.
çocukken bir gece bir akrabamıza misafirliğe gitmiştik. ben çok küçüktüm ama her anını hatırlıyorum olan biten her şeyin. gece yaşlılar ve çocuklar yattıktan sonra annemler, teyzemler ve aynı yaş grubundaki herkes oturup dedikodu yapmaya devam ettiler o gece. ben yatan ve uyuyan ekipte idim.
öyleyken, ben gecenin bir yarısı olduğunu düşündüğüm, halbuki daha geceyarısına yakın bile olmayan bir saatte aniden uyandım ve köy yerinin korkutucu karanlığında nerde olduğumu hatırlayamadım. ani bir tepki olarak her kahraman türk çocuğunun yapacağı gibi bağıra bağıra ağlamaya başladım. sonra yataktan el yordamı ile kalktım, yer yatağı olduğu için çok da zor olmadı hem kalkıp hem ağlamak.
bir süre sonra cama dokununca elim bu sefer cama vura vura bağırmaya başladım. ama yine bir tepki alamadım. uzatmayayım sonunda tahta kapıya ulaşıp açınca ışığı gördüm. annelerin olduğu odaya girince de herkesin şaşkın şaşkın bana baktığını fark ettim. olay basit bir salaklıktı faili olduğum. ama o kadar korkmuştum, o kadar kaybolmuş, terk edilmiş hissetmiştim ki anlatamam. işte bu kitabı okuduğum her sayfada aynı duyguları yaşadım.
okuduğum en tuhaf kitaplardan biri. kayboldum içinde. yolumu bulmakta o kadar zorlandım ki bir ara tamamen yitip gittiğimi hissettim. tam yok olmanın eşiğine geldiğim anlarda bir şekilde bir yol ya da yol olduğunu sandığım bir yere çıksam da bu sadece yeniden kaybolmak içindi.
tüm bunlara rağmen nedenini açıklayamayacağım, anlatmaya bile kalkmayacağım bir şekilde çok etkilendim kitaptan.
çocukken bir gece bir akrabamıza misafirliğe gitmiştik. ben çok küçüktüm ama her anını hatırlıyorum olan biten her şeyin. gece yaşlılar ve çocuklar yattıktan sonra annemler, teyzemler ve aynı yaş grubundaki herkes oturup dedikodu yapmaya devam ettiler o gece. ben yatan ve uyuyan ekipte idim.
öyleyken, ben gecenin bir yarısı olduğunu düşündüğüm, halbuki daha geceyarısına yakın bile olmayan bir saatte aniden uyandım ve köy yerinin korkutucu karanlığında nerde olduğumu hatırlayamadım. ani bir tepki olarak her kahraman türk çocuğunun yapacağı gibi bağıra bağıra ağlamaya başladım. sonra yataktan el yordamı ile kalktım, yer yatağı olduğu için çok da zor olmadı hem kalkıp hem ağlamak.
bir süre sonra cama dokununca elim bu sefer cama vura vura bağırmaya başladım. ama yine bir tepki alamadım. uzatmayayım sonunda tahta kapıya ulaşıp açınca ışığı gördüm. annelerin olduğu odaya girince de herkesin şaşkın şaşkın bana baktığını fark ettim. olay basit bir salaklıktı faili olduğum. ama o kadar korkmuştum, o kadar kaybolmuş, terk edilmiş hissetmiştim ki anlatamam. işte bu kitabı okuduğum her sayfada aynı duyguları yaşadım.
okuduğum en tuhaf kitaplardan biri. kayboldum içinde. yolumu bulmakta o kadar zorlandım ki bir ara tamamen yitip gittiğimi hissettim. tam yok olmanın eşiğine geldiğim anlarda bir şekilde bir yol ya da yol olduğunu sandığım bir yere çıksam da bu sadece yeniden kaybolmak içindi.
tüm bunlara rağmen nedenini açıklayamayacağım, anlatmaya bile kalkmayacağım bir şekilde çok etkilendim kitaptan.
devamını gör...
rüya defteri tutmak
freudun rüyalarını takip etmek analiz etmek için uyguladığı yöntemdir . gördüğü rüyaları uyanır uyanmaz not alıp sonradan inceleme yapmıştır.
devamını gör...
bir erkeğin en tatlı olduğu an
en tatlı olan anı bende kalsın ama sözlükte kendi kendini tatlı bulan erkeğin o an tatlı olma ihtimali sıfır.
devamını gör...
facebook'un facebook olduğu zamanlar
birbirimizi rahat rahat dürttüğümüz zamanlardır. nedense insanı mutlu ederdi*
hele ki düşük kapasiteli telefonlarla, başına 0 eklenip bedava facebook'a giriyorsanız o zamanlar gerçek facebook zamanlarıydı. sonra değişti ötelendi, ulaşılabilir oldu ve önemini kaybetti;
orti biteyim mi ? bit orti bit .
hele ki düşük kapasiteli telefonlarla, başına 0 eklenip bedava facebook'a giriyorsanız o zamanlar gerçek facebook zamanlarıydı. sonra değişti ötelendi, ulaşılabilir oldu ve önemini kaybetti;
orti biteyim mi ? bit orti bit .
devamını gör...
dışarıda koca bir dünya varken odasında takılan genç
kendine temiz ve güvenilir dünyalar yaratıyordur belki de.
devamını gör...
benjamin'i takip etmemek
hadsizliktir. * *
devamını gör...


