aslında zor iştir.

siz kadın hakları hakkında konuşurken her an mal değneğinin biri size meriç diyebilir. neden mi? keşke ben de bilsem.

böyle zamanlarda insanın ağzına yumruğu çakası geliyor.

her neyse, sonuca gelirsek kadınları savunmak meriçlik değildir. tam tersini savunanları bir kaşık suda boğmak gerekir.
devamını gör...

itiraf başlığına hep bomba şeyler bulmak için giriyorum ve burada da o amaçla girmeye devam edeceğim.
devamını gör...

teoride gerçekleşebilen pratikte ise imkansız olan istek. koskocaman bir yanılgı hatta kendini kandırmakla eş değerdir. istediğin yere git ne fark edecek ? yine o kafanın içindekilerle baş başasın. aslında kendimizden ziyade çevremizden kurtulmak çabasıdır bu !
devamını gör...

sokak hayvanları için kirletilmemiş mama ve su kapları.
devamını gör...

gördüm seni yazar.
kendini dinleme
yaz bir şeyler
geçer gider.
devamını gör...

tanımları ve paylaştığı resimler ile sözlüğün mizah seviyesini bir kaç seviye yükselten yazar kişisi. ilgiyle takip ediyoruz .
devamını gör...

samimi, içini döker gibi yazan yazarımız. ama sanki bir üzgün ve mutsuz gibi bir izlenim bıraktı. aman yanlış hissetmiş olayım, ne zaman isterse sözlük’çe burdayız efenim. *

keyifli ve bol tanımları olsun.

en sevdiği filmden de not iliştirip gideyim. *: “çünkü sözler yerine kaba kuvvet kullanılabilse de kelimeler kudretini hep koruyacaktır ! kelimeler anlama ulaşmanın yollarını ve dinleyenlere hakikatin teleffuzu gösterir.”
devamını gör...

romantik bir ilişki içindeki kadın ve erkekten bahsediyorsak: "hesabı ortadan ikiye bölelim" yahut: "ya sen ayran içtin ben kola içtim herkes kendininkini ödesin." tarzı konuşmalar rezalettir sevgili userlar.

kadın kendi parasını kazanıyor olsa bile yemeğin parasını erkek ödemelidir. sonrasında içilecek kahveyi, yenecek tatlıyı pekala kadın ödeyebilir. kadın ille de ödemek istiyorsa restoranın orta yerinde tartışmaktansa sonrasında bir hediye alarak bu işi çözebilir.

eşitliğin her zaman adalet anlamına gelmediği başka bir alan. erkeğin güç göstermesine izin vermek gerekiyor. bunu haksızlık olarak algılayacak erkekle yahut sürekli erkekten bekleyen kadınla görüşmek de sizin tercihiniz pek tabi.
devamını gör...

yollarda buluruuuumm seniiii..
takvimlerden çalarım seniiii...
adını duyamadığım yazarcım teşekkürler efenimm. harika bir yayın herkese çokça teşekkür, bolca sevgiler evet sevgi yumağıyız hepimiz *


edit: ı am melting lann melting imiş. sevgiler,kalpler,çiçekler..
devamını gör...

çok iyi hatırlıyorum imamın karısı mı ne beni bir camiye almamıştı...başım kapalı değil diye, ortaokula gidiyordum...millet kafayı yemiş!
devamını gör...

16 mayıs 1990 tarihinde çıkarılan bir yasayla şırkan şehri merkez olmak üzere, eskiden kendisi gibi siirt iline bağlı bulunan güçlükonak ilçesi ile mardin iline bağlı bulunan silopi, cizre, idil ve hakkari iline bağlı bulunan beytüşşebap ve uludere ilçelerini de içine alarak kurulmuş olan türkiye'nin 73. ilidir.

dicle nehri vadisinin iki yakasındaki topraklardan meydana gelen şırnak, kuzeyinde siirt, kuzeydoğusunda van, doğusunda hakkari, batısında mardin, güneyinde suriye ve ırak ile komşudur.

ilin hemen hemen tam ortasında bulunan il merkezi şırnak kenti, namaz dağının batı eteklerinde kurulmuş olan küçük bir yerleşim yeridir. kentin kuruluş tarihine dair elde veri yoktur. bazı kaynaklarda ve bazı eski haritalarda ilin ismi şirnak olarak da geçmektedir.

resmi olmamakla beraber, geçmişi nuh peygamber ile birlikte anılan şırnak, şehr-i nuh olarak da adlandırılır. yöreyle ilgili rivayete göre; büyük tufan'dan kurtulan nuh peygamber'in gemisi, sular çekildikten sonra cudi dağında karaya oturur.
gemiden inen nuh peygamber, şükür için burada kurban keser. daha sonra ailesi ile birlikte dağdan aşağı inip, kendisi kuzeyde şırnak şehrini, oğullarından yafes de batıda cizre şehrini kurar.
cizre ilçesindeki bir camiide bulunan beş metrelik sandukanın içinde nuh peygamber'in naaşının bulunduğuna inanılmaktadır. hatta, nuh'un gemisi'nin hâlen dağın doruğunda ya da civarda bir yerde olabileceğine dair fantastik inanışlar da vardır. söylenceden dolayı popüler hale gelen cudi dağının adı, yörede anlatılan başka söylencelerde de sıkça geçer.

tarih boyunca önemli kervan yollarının kavşak noktası olan cizre ve şırnak'ta, kürt aşiretleri yüzyıllar boyunca buradaki yolları ve önemli geçitleri denetim altında tutacakları özerk bir konuma sahip olmak istemişlerdir. bu yüzden yörede birçok ayaklanma vuku bulmuştur. yöredeki sıkıntılar bugün de terör eylemleriyle devam etmektedir. yöredeki başlıca yerleşim merkezlerinin eski isimleri, elki (beytüşşebap), cezire (cizre), zari (idil), girgimaç (silopi) ve kılaban (uludere) dı.

ilin siyasal ve toplumsal yapısında aşiret ilişkileri hâlâ geçerliliğini korumaktadır. kışı ilin güney kesimindeki kuytu yerlerde geçiren göçer aşiretler, yazın sürüleriyle birlikte dağlardaki sulak yaylalara çıkarlar. ilde gelişmiş bir sanayii kuruluşuna pek rastlanmaz. habur çayı'nın basra körfezine akan dicle nehrine katıldığı yerde, türkiye hem suriye, hem de ırak'a komşudur. özellikle karayoluyla ırak'tan gelen mallar, habur sınır kapısından ülkemize giriş yapar. şunu da belirtmek gerekir ki, yörede hayli yaygın olan sınır kaçakçılığı, burada yaşayan halkın geçimini sağladığı başlı başına bir ekonomik faaliyet alanıdır.
devamını gör...

yazarların bilmem nesini merak eden başlıklarla dolu sekme.
devamını gör...

domatesin geleceği en üst mertebe salçası ve de suyudur. reçel, her yiyeceğe yakışan ve her yiyeceğin taşıyacağı bir gıda değildir. son günlerde, reçel işinin de cılkını çıkardılar.
devamını gör...

(bkz: 3 mayıs 2021 halkbank davası)
kim kime indirecek göreceğiz...
devamını gör...

yani kusura bakmasin ama o sicaklikta bi de ben sana çarparım diyecegim tiptir.
devamını gör...

(bkz: nikolay vasilyeviç gogol)'un kitabıdır. başlığa konu olan hikayeden hariç, merkezine makam konumlanmış 2 hikaye daha barındırır.
(bkz: burun)
(bkz: palto)

19. yy'da gogol'un yaşadığı dönemi bize memuriyet üzerinden anlatan bir eleştiridir aslında.
gerçeküstü bir anlatımla kaleme alınmıştır bu eser, fakat bu bir tercih değil, gogol için bir mecburiyettir. zira dönemin çarlık rusya'sı sansür ve denetim bakımından bir yazar için cehennem olduğundan, basılacak bir kitap yazmak düşündüğümüzde hiç de kolay değildir...

(bkz: bir delinin hatıra defteri)’nde sınıf ayrılığı, işlemiyor diyecek kadar ağır bir bürokrasi ve toplumsal eşitsizlik işlenmektedir.hikayede geçen kahramanımız ivanov ise hikayede eleştirilen bir çok sebebin üst üste gelmesi ile birlikte sonradan delirmiş bir memurdur.
19. yüzyılda anlatılmış bunlar ve tuhaftır ki 21.yy’dayız ve neredeyse değişen hiçbir şey yok yeryüzünde…

(bkz: palto) ‘’hepimiz gogol’un paltosundan çıktık’’ diyen dostoyevski sağ olsun, zamanının instagram fenomeni gibi bu sözü ile bugün bile bir çok okuru gogol’la buluşturmuştur. şunu da belirtmeliyim ki ayrıntı yayınları bu sözün (bkz: gorki) ye ait olabileceğini iddia ediyor. ben ikisini de şüpheli buluyorum. ayrıca gogol, hikayeyi yazdığı yıl en yakın arkadaşı puşkin’i kaybediyor. rusya’da ki popülerliği ise bu kayıptan sonra artıyor.
magazinel bilgileri bir kenara bırakıp, hikayemize gelecek olursak; kahramanımız akakiy akakiyeviç, özetle çok para vererek aldığı paltosunun çalınması üzerine bakandan yardım ister ve kalayı yer. yediği bu kalay onda çok derin izler bırakır ve hastalanıp ölene kadar da devam eder. kısa bir hikaye olduğundan daha da yazıp tat kaçırmak istemem… zira ağır eleştiriler bu hikayede de kendilerine çok güzel bir biçimde yer bulmuştur.

(bkz: burun) hikayemizde ise kahramanımız 8. dereceden bir memur olan kovalev’in bir sabah burnunu yerinde bulamaması, burnun berber ivan yakovleviç’in kahvaltıda kestiği ekmeğin içinden çıkması ve bir polis memurunun burnu bulup getirmesi üzerine kurulu bir hikayedir. bence bu üçleme arasında psikolojik tahlil ve sistem eleştirisi bakımından en dolu hikayesidir diyebilirim. hemen hemen kitapta yazılı olan her şey bir metafordur. bu hikaye özetle; ruh sıkıntılarının, toplumdaki özlem duyulan şeylerin, yanlışların, kimlik bunalımlarını, gelecek endişesini, çarpık düşünceleri ve daha bir sürü şeyi anlatan kıymetli bir hazinedir.
hala okumamış olanlarınız var ise, derhal dönsün bu ayıptan ve bu kitabı edinip muhakkak okusunlar…

dipnot: ayrıca bir delinin hatıra defteri tiyatro olarak da sahnelenen bir oyundur.
(bkz: genco erkal)’ın oyununu 2 yıl arayla iki kere, (bkz: erdal beşikçioğlu)’nun oyunu 1 kere izlemiş biriyim. genco erkal’ın izlediğim ikinci oyununda içim çok burulmuştu çünkü sahne geçişleri ilk oyuna göre daha ağır işliyordu. bu durumun, genco erkal’ın ilerleyen yaşından yahut o gün ki bir rahatsızlığından olduğunu düşünmüş, bu yüzden içim burulmuştu.

iki insan da aynı teksti oynuyorlar fakat çok acayip derecede farklı yorumlamışlar. ben erdal beşikçioğlu’nun performansını daha çok beğendim. yani adam vincin tepesinde oynuyor. her şeyi ile yeni bir anlayış seyirci oturma düzenine kadar yenilik getirilmiş bir durumdu, takdir edilesidir. ayrıca mimikleri gerçekten etkileyiciydi. yani erdal beşikçioğlu diye bir adam var, ivanov’u oynuyor demedim, erdal beşikçioğlu’nu unuttum yahu oynarken…
devamını gör...

vincent van gogh'un 1890 yılında tamamladığı ''çiçek açan badem ağacı'' adlı tablosu.
van gogh'un kardeşi theo, 1890 ocak ayındaki mektubuyla ''sana söylediğimiz gibi ona senin adını vereceğiz, onun senin gibi kararlı ve cesur olmasını diliyorum'' yazarak yeğeninin doğduğunu ve adını vincent willem koydukları haberini müjdeler. ressam haberi aldıktan sonra yeğenine hediye olarak bu tabloyu yapmaya başlar.
tabloda badem ağacını mavi gökyüzü önünde, çiçeklenmiş halde görürüz. tomurcuklanan bu badem ağacı baharı ve yeni bir hayatı, yeğeninin doğuşunu temsil ediyor.
ressam, aynı yılın mayıs ayında kardeşinin yanına gidip tabloyu teslim eder. bundan 2 ay sonra, temmuz 1890'da hayatını kaybeder.
bu tablo ve van gogh'un resimleri, çizimleri ve mektuplarından oluşan koleksiyon 1925'te yeğeni vincent willem'e kalır. bu koleksiyonun halka açılması için büyük çaba sarfeden yeğeni, 1973'te amsterdam'daki van gogh müzesi'ni açtı. bu tablo da günümüzde müzede sergilenmekte.
tabloya baktıkça mavinin o güzel renginden mi, ağacın mükemmel çizilmiş çiçeklerinden mi bilmem, insanın içine umut doluyor. sevginin, umudun, yeni bir yaşamın tuvale bu kadar nahif bir şekilde aktarılması ressam hakkında bize çok şey söylüyor.
bugün vincent van gogh'un doğum günü.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kaynak
devamını gör...

cefasi bu dünyanın faniler..
gel beri diyemezsin..
git öte.. git öte..
devamını gör...

bir hafta öncesine kadar kendine özgü bir şekilde akan sol frame neredeyse ekşi sözlüğün aynısı olmaya başladı ve bunu yapanların çoğunluğu ekşi’nin şimdiki halinden memnun olmayıp buraya gelen kişiler( bazı istisnalar var). sözlük elbette sadece fuların yünlü kokusu altında ilerlemeye devam etmeyecek ama kadınların veya erkeklerin bir cinsel obje yerine konup saçma salak konulara malzeme olmasını görmek istemiyorum çünkü bu şeyleri diğer sözlüklerde çokça gördük, şimdi başlığı engelle veya yazarı engelleyebilirsin diyebilirsiniz ama hangi birini engellemeye kalkayım? bu böyle düzenli bir döngü içerisinde ilerleyip sonu bulunmaz bir problemden başka bir şey değil. iki gündür bir şey yazamıyorum en son yazdığım yazılarda sitemkâr yazılardı şimdi durum iyice ilerlemeye devam ediyor. birçok yazarın profiline girdiğimde hakettiği değeri görmediğini açıkça belirtmek isterim. hülya avşar gibi bir ilkel primatın dedikleri kadar adam akıllı bir şey gündem olamıyor, ilgi göremiyor. herhangi bir yazarın profiline girip acaba bugün ne yazdı diye bakındığımda yavaş yavaş uzaklaştıklarını görüyorum ve cidden çok üzülüyorum çünkü bu insanlar çok nitelikliler, amaçları ilgi görmekten ziyade diğer sözlüklerin düştüğü aynı durumlara şahit olmak istemiyorlar. umarım bir an önce çözüm yolu bulunur çünkü diğer çöp olan sözlüklerin düştüğü duruma burada da şahit olmak istemiyorum.
devamını gör...

paylaştığı kitap arşivi ile sözlük ahalisine büyük hizmette bulunmuş, koca yürekli yazar.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim