zor.
devamını gör...

bazı gerçekler var, artık kitaplar arzu edildiği kadar basılıyor. yani kimse kimseye el yazması, biricik bir eser bırakmıyor normal şartlarda. 90. baskısı yapılan kitabın sayfasını katlasam ne kaynatıp suyunu içsem ne. tarihi eser almadım, kitabın var oluşu tehlikede değil. kitap sadece bir form, eserin sunuş şekli benim için.

okuduğum hiçbir kitap aldığım gibi kalmadı. bir kısmı bir dolabın içinde kader mahkumu hatta, yılda birkaç kez havalandırıyorum rutubetten küflenmesinler veya bit yemesin diye.

forma içerikten fazla değer biçmek zararlı olabilir. kim nasıl istiyorsa kitaplarına öyle muamele etsin tabii ki ama nihayetinde kitaplar canlı değil. kitapları yaşar kılan sayfaları ya da kapağı değil, o sayfalarda yazanlar.
devamını gör...

günün ilk ahitleşmesi. isra suresinde (78) allah (cc) bu namazı "şahitli namaz" diye niteler.

en kıymetli ibadetler arasındadır. müslüman ile münafık arasında ki en ince çizginin; sabah namazı alışkanlığı olduğu hadis yolu ile belirtilmiştir.
devamını gör...

kafa sözlük'te gereğince vakit geçirmenin bir sonucu olduğunu düşündüğüm sendrom. örneğin;

iş yerindesindir kaliteciniz yanınıza gelmiş ve

- eraa bey, takımınız bu ay da hedeflerine ulaşamadı. isterseniz çalışma arkadaşlarınıza bir çeki düzen verin yoksa kesintiler olacak.
- pandemi sürecinin efektif olarak etkilediğini düşündüğüm ve katıldığım hadisedir.
- pardon?
- (bkz: sevgi içimizde)
(iki elin işaret parmaklarıyla havaya kalp çizilir)
- te allam ya şu adamdaki gamsızlık bende olsa hiç yaşlanmam vallahi...


alışveriş yapılmıştır ve kasiyer ''kredi kartı mı, nakit mi?'' diye sormuştur:

- müşterilerin nasıl ödeme yapacaklarına dair bir versus. moderatörlerden başlığı vs. olarak değiştirmelerini veyahut da sorunsal eklemelerini talep ettiğimdir.
- anlamadım?
- temassız hanımefendi.


benzincidesindir ve pompacı:

- ne kadarlık abi?
- pompacı kurşunsuz mu olsun diye sorunca kurşuna gerek, senin o yok gözlerin yeter dediğim sorunsaldır.
- ney?
- 150 liralık euro dizel koy abi sen.
devamını gör...

nickini çok sevdiğim, severek takip ettiğim yazarımızdır kendisi. hayat görüşlerimiz baya uyuşuyor gibi hissediyorum.
devamını gör...

öğrenciyim. birkaç ay sonra stajyer avukat olacağım inşallah.
devamını gör...

karambol başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürler. devamını da görmek ümidiyle...
devamını gör...

söyledikten sonra bi nebze rahatlanmış hissedilir akabindeyse vicdan azabı yaratır. yatağa yatınca zorundaydım diye teselli aranır. beyaz ve pembe diye kategorileri vardır
devamını gör...

enrico fermi'nin talebesinin talebesi, kuantum alan teorisini yalamış yutmuş, standart model'in babalarından, einstein'ı ters köşe yapan birleşik alanlar kuramı ile nobel alan parçacık fizikçisi.

nobel kazandıran birleşik alanlar kuramı'nda elektromanyetik kuuvet ile zayıf kuvvetin etkileşimini birleştirip, ahanda elektrozayıf kuvveti buldum demiştir. gram felsefe bilmeyen teorik fizikçilerden bi ufak farkı vardır. ( 'dreams of theory' de bilimi harekete geçiren soru ''neden'' sorusudur demiş)*

bu amcaya -ve bi çok parçacık fizikçisine- göre, fizik bu yolun sonunda mutlak gerçekliğe ulaşacakmış. weinberg'i diğer fizikçilerden farklı kılan şey, bunun bi 'inanç' olduğunu bilmesi.( edwart witten'a falan bakın, zannedersiniz mağaradan çıkmış) yakışmadığı halde felsefi dil kullanmaya çalışmasına rağmen süper çarpıştırıcı* ya da herhangi bi hızlandırıcının mutlak gerçeklikle alakası hakkında tek kelimesi yoktur. ancak nihai bi teorinin insanlık için hiçbi şey ifade etmeyebileceğini ve fiziksel teorileri kabul edip etmeme kararında kullanılan tekniklerin öznel olduğunu kabul ettiğini hatırlıyorum. daha sonra, nihai, mutlak bir teori- ya da her şeyin teorisi- olsa da bunu bilemeyeceğimizi de söylemiş kendisi. insan yaşlandıkça şüpheci oluyo tabi. dine karşı olan konumu ateizm değildir, anti-teizm'dir. tanrı yoktur dememiş, tanrı'yı sevmiyorum ve ona inanmıyorum demiş.
devamını gör...

adalet duygusu olanların yapabildiği iş.

buradan birini sevmek, sevmemek yanlış anlaşılıyor ya da anlatılıyor belli ki. tanımlarını sevmediğiniz yazar diyelim biz ona. bazı tipler vardır, mesela siyasi görüş olarak taban tabana zıtsınızdır ya da siz inançlı olursunuz, o inançsızdır vs... bu nedenle de yazdıkları size sık sık ters gelebilir ama öyle bir yerde öyle bir konuda aynı fikirde olursunuz ki, beğenirsiniz tanımı.

yoksa dediğiniz gibi, insan sevmek sevmemek gibi konular bu kadar basite indirgenecek şeyler tabi ki değil.
devamını gör...

çağımızın kanseridir.
devamını gör...

tüm canlılarda ortak olarak bulunan birimdir. ökaryot ve prokaryot olarak ikiye ayrılırlar.
devamını gör...

ben de bu kategori içerisindeyim. yemek yemek benim için zaruri bir ihtiyaçtan ziyade çoğu zaman keyifli bir eylem oluyor. bu yüzden yerken sevdiğim bir şeyleri izlemek bunu çarpı iki üç hatta beşe katlayabiliyor. çok sevdiğim bir şeyi yiyorsam özellikle ona layık çok sevdiğim bir şey izlemek zorundaymışım gibi hissediyorum. bu sadece bir şeyler izlemek değil, o süreçte sevdiğim insan bana bir şeyler anlatsa da olur. ama ben konuşmayım. tabi bu biraz ekran bağımlılığımızdan da kaynaklanıyor.
devamını gör...

egom ve ben.
devamını gör...

3 boyutlu nesne modelleyen, tasarım yapabilen, compositing yapabilen sanatçıdır. çağımızda artık teknoloji ile yapılan filmler, reklamlar vs artık 3d dünyasında yaratılıyor. her şeyin daha mükemmel görünmesini ve albenisi yüksek hale gelmesini sağlayan bu sektör, ülkemizde de hızla büyümektedir. eğitimi şimdilik eskişehir anadolu üniversitesi ve maltepe özel üniversitesi'nde verilen animasyon dalı, ileride daha da yayılacaktır. benim de 10 yıla yakın çalıştığım bu sektör ile alâkalı olan bu meslek ile ilgili az biraz bilgi paylaşmak istedim.
genelde iş kısımlarında ayrı ayrı çalışırlar.
* hardsurface modelling ( katı modelleme veya endüstriyel modelleme )
*character design and modelling ( karakter tasarımı ve modellemesi )
*animating ( modellenen nesne veya karaktere animasyon yapılması )
*compositing ( yapılan animasyonun doğru ışık ve fps düzeyinde düzenlenmesi )
* rendering ( compositing sonrası render alma )
*retouch ( final dokunuşları )
diye kategorize edilebilir.

3d artist bunlardan en az 2'sini ileri düzeyde yapabilmelidir. hepsini ileri düzey yapabilenlere zaten senior denilir.
türkiye'de sadece eskişehir anadolu üniversitesinde animasyon bölümü bulunmaktadır.
üşkemizde bu işte çalışanlar genelde tutorial'lar ile öğrenmektedir.

bilinen programlar ise ;
3ds max, 3d maya, arnold, mudbox, nuke diyebilirim.
devamını gör...

1-2 yıl önce keşfettiğim ve filmlerde, dizilerde denk geldikçe benimmiş gibi heyecanlandığım şarkıdır. çok hoş bir ritmi ve bir o kadar da güzel anlamı insanı büyülüyor resmen. fransızcadan en kaba tabiriyle hayatı toz pembe görmek olarak çevirebiliyoruz.

“sen beni öptüğün zaman cennet iç çeker ve her ne kadar gözlerimi kapatsam da yine toz pembe bir hayat görürüm.”
devamını gör...

orta çağın ingilteresinin en büyük suçunun ihanet olduğunu duyunca şaşırmıştım, dahası da ihanetin de kendi içerisinde cezalandırma sistemi vardı, bu sisteme göre en ağır ceza, krala ihanetti.
şöyle ki, krala ihanet suçundan tutuklanıp yargılandıktan sonra suçlu bulunan bir insan önce asılıyor, bu sırada bağırsakları çıkartılıyor ve dört uzvundan aynı anda çekilip ayrılarak dört parçaya bölünüyordu.

tabi bunun da kendi içerisinde bir sistemi vardı, önce asılır lakin ölünceye dek kalmazmış ipte, sonrasında kendine gelir gibi olunca bağırsakları sökülür ve karşısında yakılır, çıkan koku buram buram kendisine koklatılırmış. en sonunda bu insan, dört parçaya ayrılır ve her parçası ayrı kentlere gönderilirmiş. bu şekilde bu suçu düşünen insanlara gözdağı verilirmiş.

aynı zamanda antik yunan'da kız bebekleri ölüme terk etme kısmı çok tuhaf hissettirir bana, eğer anası babası bakacak durumda değil ise bu yasal ve oldukça tercih edilen bir şeymiş...
devamını gör...

reflü. gece uyutmaz, yediklerini burnundan getirir.kahve içemezsin.
devamını gör...

bugün bir değişiklik yapıp sizden gelen yazılar yerine sözlüğümüzün güzide yazarlarından sevgili mahlassızım ile yaptığımız röportajı sizlerle buluşturduk. bir solukta okunacak güzel röportaja ve diğer güzel yazılara buradaki öne çıkan yazılardan ulaşabilirsiniz.

kategori sınırlaması olmadan her türden yazılarınızı, denemelerinizi, dışavurumlarınızı ve iç dökmelerinizi de [email protected] adresine gönderebilirsiniz. iyi okumalar diliyoruz.
devamını gör...

az önce kahvaltı öncesi kendime türk kahvesi yapayım dedim. ne kadar güzel, hem pazar hem uykumu aldım hem de dünkü baş ağrısından eser yok diye kendimi de motive ediyorum bir yandan. diğer yandan da kahvaltıda neler yerim diye aklımdan geçiriyorum.
her neyse iki ayrı cezve var evde; biri yumurta haşlamak diğeri kahve yapmak için. dolaptan bir tane yumurta çıkardım, yumurta haşlama cezvesine koydum, daha kahvaltı etmeyeceğim için de tezgahın üzerinde bıraktım.
sıra geldi türk kahvesi yapmaya, dedim damla sakızlı yapayım sabah sabah mis gibi koksun ev. ölçtüğüm suyu ve kahveyi cezveye koydum ve ocağın altını yaktım. tam kahveyi karıştırayım derken takır tukur ses geldi cezveden. bilin bakalım kim yumurta cezvesinde türk kahvesi yapmaya çalışıyor?!
hayır hepsi gözünün önünde be kadın! yumurta cezvesine kahveyi koyarken yumurtayı da görüyorsun bu nasıl bir bilinçsizlik hali!! utanmadan karıştırıyorsun bir de. yoo hayır çatlamadı yumurta falan, gelmesin gözünüzün önüne yumurtalı damla sakızlı türk kahvesi karışımı. iğrenç çünkü.*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim