kürt
her şeyden önce insandır, doğu’nun kadim halklarından biridir. kim ne derse desin en misafirperver, samimi halktır. doğu’ya gelipte insanlardan şikayetçi kimse tanımadım. neredeyse tüm tanımları okudum bazı tanımlarda iq yerlerde vallahi üzüldüm. uyduruk bi millet değiliz dün de vardık yarın da var olacağız . yobaz , cahil vs vs tanımları da kesinlikle kabul etmiyorum. çoğumuz okuyoruz ve okumaya devam edeceğiz ve o korunmayı bilmiyor dediğiniz ailelerimizin göz bebeğiyiz biliyoruz hoşunuza gitmiyor ama gerçek bu.
devamını gör...
şebnem ferah
sesi gibi kişiliği de çok güçlü olan nadir insanlardan şarkıları hep yaşıyacak
devamını gör...
yazarların favori siyah beyaz filmi
(bkz: schindler's list)
devamını gör...
bilgi içerikli tanım girmek
bilgi altındır, cehalet ise mutluluk.
ıyi kötü bir makale veya araştırma yazısı yazmış birisi, litaratür taraması nasıl yapılır bilir. sözlüğünde büyük kısmı biliyordur muhtemelen kaynakça oluşturmayı. anlayacağınız becerilemediğinden değil ama keyfi olarak girilmiyor olabilir bilgi içerikli entry fazla. aynı zamanda mizah da gayet eğitici, eğlendirici, düşündürücü olabilir. tartışma kültürüde çok önemlidir aslında akademide. bilgiyi sabitlemenin en güzel ve eğlenceli yollarından biridir tartışma. yani sadece bilgi içerikli tanım girmek de bir gösterge değil. kaliteli ve seviyeli bir tartışma ortamında yakışır sözlüğe. çok güzel tanım giren yazarlarda var. eğer ilginiz oysa bu yazarları da takip edebilirsiniz.
ıyi kötü bir makale veya araştırma yazısı yazmış birisi, litaratür taraması nasıl yapılır bilir. sözlüğünde büyük kısmı biliyordur muhtemelen kaynakça oluşturmayı. anlayacağınız becerilemediğinden değil ama keyfi olarak girilmiyor olabilir bilgi içerikli entry fazla. aynı zamanda mizah da gayet eğitici, eğlendirici, düşündürücü olabilir. tartışma kültürüde çok önemlidir aslında akademide. bilgiyi sabitlemenin en güzel ve eğlenceli yollarından biridir tartışma. yani sadece bilgi içerikli tanım girmek de bir gösterge değil. kaliteli ve seviyeli bir tartışma ortamında yakışır sözlüğe. çok güzel tanım giren yazarlarda var. eğer ilginiz oysa bu yazarları da takip edebilirsiniz.
devamını gör...
ikinci bir fırsatta yapmak istediğiniz meslek
falcı.. çok ciddiyim.. gülmeyin..
devamını gör...
politeizm
çok tanrıcılık anlamına gelen inanma şeklidir.eski yunan,roma ve mısır'da yaygın bir inanış biçimidir.inanış biçimine göre evrende bir sürü tanrı vardır ve hepsinin görevi farklı farklıdır.
devamını gör...
istanbul'da sonbahar
istanbul bugün yorgun
üzgün ve yaşlanmış
biraz kilo almış
ağlamış yine, rimelleri akıyor
üzgün ve yaşlanmış
biraz kilo almış
ağlamış yine, rimelleri akıyor
devamını gör...
feminizm neden türkiye'de tutmadı sorunsalı
feminizmin çıkış noktasını incelediğimizde, kapitalist sömürünün eleştirisi olarak başlayan bir mücadeledir. kadınların kurtuluşu için, bireyselleşmesi için, insan gibi yaşaması için sürmüştür.
siz şimdi bir de feminizmin 1980'lerden sonra başladığınıda düşünüyorsunuzdur allah bilir. osmanlı'da feminizm hareketinden habersizsinizdir. slyvia plath örneği verene kadar, aziz haydar,hayganuş mark,fatma nesibe hanım örneklerini kullanmış olsaydınız, farklı düşünebilirdim. hadi osmanlı'yı silmiş tamamen cumhuriyet gençliği olduğumuzu düşünelim. aksu bora, narin bağdatlı selin çağatay isimlerini okumadan feminizmi hele bir de türkiye'de mücadelesi verilen feminizme dair eleştiri yapamazsınız, üzgünüm.
şimdi arkadaşım slyvia plath okumuş, feminizmi yalamış yutmuş ve türkiye'de tutmamasından dem vurmaktadır. e haklı mıdır evet haklıdır.*
haklıdır çünkü onun gibi düşünen insanlar çoktur. bu düşünceye sarılırken toplumda cereyan eden olayları atlamaktadırlar. mesela, kadın cinayetlerinin davalarında, hakimlerin dahi o saatte orada ne işi vardı? sorusu ile karşılaşılmıştır.
mesela bizim yöneticilerimiz kadınların gülüşüne, giyimine dil uzatabiliyorlar, muhtemelen başlık sahibi yazar arkadaşımız bunlardan habersiz, yoksa slyvia plath okumuş bir insan bunlara isyan eder.
bu ülkede etek giyindiği için bir kadına tecavüz reva görülüyorsa kardeşim, feminizm neden tutmadı sorusunu sormaya hakkın yok. bizler hala daha kadınların çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerekiyor aşamasına gelemedik!
tahmin edersiniz ki bizim hala kılık kıyafetlerimiz gündemi meşgul eden konulardan biridir.
elbette ki feminizm etek boyu tartışması değildir. küreselleşen dünyanın en büyük getirisi örgütlenememek oldu, stk yetersiz kalıyor.türkiye'de ve dünya'da feminizm sözde türk solu misali bilmem kaça ayrılmış durumda. çeşit çeşit akımları var ve temel amaç belki de gözden kaçıyordur. fakat size göre türkiye'de tutmamasının sebebi kesinlikle etek boyu tartışmasına indirgenemeyecek kadar sığ değildir*.
önerdiğiniz iki isimden türkiye'de mücadelesi verilmeye çalışılan feminizm öğrenilmez. ben, size daha güzel bir tavsiyede bulunayım.
iletişim yayınlarının modern türkiye'de siyasi düşünce ansiklopedisinin 10. cildi: feminizm, feminizmin kaça ayrıldığını değil de feministlerin problem ettikleri konuları işlemişler. okuyun-okutun efendim.
bizde, ''toplumsal cinsiyet kimliğine'' indirgenmiş bir feminizmin var olduğunun ve feminizm mücadelesinin eksik verildiğinin farkındayız fakat ne derler bilirsiniz ''coğrafya kaderdir''.
dün pek akıllı bir arkadaşımız 8 mart, bütün dünyada kadınlar günüyken neden sözlükte emekçi kadınlar günü olarak yazılmış gibi bir sitemde bulunmuştu)*. sırtınız vikipedi'ye dayayarak, bilgi sahibii olamıyorsunuz. en tehlikeli durum olan eksik bilgiye sahip oluyorsunuz. bir konuda yorum yapmadan önce lütfen iyice araştırın, zor değil.
(bkz: dans edemeyecekseniz bu sizin devriminiz değildir)
siz şimdi bir de feminizmin 1980'lerden sonra başladığınıda düşünüyorsunuzdur allah bilir. osmanlı'da feminizm hareketinden habersizsinizdir. slyvia plath örneği verene kadar, aziz haydar,hayganuş mark,fatma nesibe hanım örneklerini kullanmış olsaydınız, farklı düşünebilirdim. hadi osmanlı'yı silmiş tamamen cumhuriyet gençliği olduğumuzu düşünelim. aksu bora, narin bağdatlı selin çağatay isimlerini okumadan feminizmi hele bir de türkiye'de mücadelesi verilen feminizme dair eleştiri yapamazsınız, üzgünüm.
şimdi arkadaşım slyvia plath okumuş, feminizmi yalamış yutmuş ve türkiye'de tutmamasından dem vurmaktadır. e haklı mıdır evet haklıdır.*
haklıdır çünkü onun gibi düşünen insanlar çoktur. bu düşünceye sarılırken toplumda cereyan eden olayları atlamaktadırlar. mesela, kadın cinayetlerinin davalarında, hakimlerin dahi o saatte orada ne işi vardı? sorusu ile karşılaşılmıştır.
mesela bizim yöneticilerimiz kadınların gülüşüne, giyimine dil uzatabiliyorlar, muhtemelen başlık sahibi yazar arkadaşımız bunlardan habersiz, yoksa slyvia plath okumuş bir insan bunlara isyan eder.
bu ülkede etek giyindiği için bir kadına tecavüz reva görülüyorsa kardeşim, feminizm neden tutmadı sorusunu sormaya hakkın yok. bizler hala daha kadınların çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerekiyor aşamasına gelemedik!
tahmin edersiniz ki bizim hala kılık kıyafetlerimiz gündemi meşgul eden konulardan biridir.
elbette ki feminizm etek boyu tartışması değildir. küreselleşen dünyanın en büyük getirisi örgütlenememek oldu, stk yetersiz kalıyor.türkiye'de ve dünya'da feminizm sözde türk solu misali bilmem kaça ayrılmış durumda. çeşit çeşit akımları var ve temel amaç belki de gözden kaçıyordur. fakat size göre türkiye'de tutmamasının sebebi kesinlikle etek boyu tartışmasına indirgenemeyecek kadar sığ değildir*.
önerdiğiniz iki isimden türkiye'de mücadelesi verilmeye çalışılan feminizm öğrenilmez. ben, size daha güzel bir tavsiyede bulunayım.
iletişim yayınlarının modern türkiye'de siyasi düşünce ansiklopedisinin 10. cildi: feminizm, feminizmin kaça ayrıldığını değil de feministlerin problem ettikleri konuları işlemişler. okuyun-okutun efendim.
bizde, ''toplumsal cinsiyet kimliğine'' indirgenmiş bir feminizmin var olduğunun ve feminizm mücadelesinin eksik verildiğinin farkındayız fakat ne derler bilirsiniz ''coğrafya kaderdir''.
dün pek akıllı bir arkadaşımız 8 mart, bütün dünyada kadınlar günüyken neden sözlükte emekçi kadınlar günü olarak yazılmış gibi bir sitemde bulunmuştu)*. sırtınız vikipedi'ye dayayarak, bilgi sahibii olamıyorsunuz. en tehlikeli durum olan eksik bilgiye sahip oluyorsunuz. bir konuda yorum yapmadan önce lütfen iyice araştırın, zor değil.
(bkz: dans edemeyecekseniz bu sizin devriminiz değildir)
devamını gör...
regl kanı bulaşmış elbisesini paylaşan yazar
bir erkek bir kızın gerdek çarşafını 7 ceddine gösterirken utanmıyor da , bir kadın kendi kanını paylaşınca mı fömönöst görmek istemeyöröööz??! katledilen kadınların kanına bu kadar duyarlı olmadınız be? ceren özdemir' in kalbine 12 santimlik bıçak girerken vicdanınız nerdeydi?
devamını gör...
yalnızlığın en çok dokunduğu an
herhangi bir kalabalık yerde tek otururken sandalyenin boş mu acaba deyip alınıp masada sadece benim oturduğum sandalye kalması.
devamını gör...
fingolfin
feanor’un baba bir anne ayrı kardeşi.
ağaçların yılları çağında 1190 yılında doğuyor. noldor kralı finwe ile indis’in çocuğudur.
doğumundan itibaren feanor ile arasında hangisi kral olacak çekişmesi süre gelmiştir.
feanor’a kıyasla halk tarafından daha çok sevilen , daha uzlaşmacı , daha politik bir elf prensidir.
finwe’ye ağabeyi feanor’u şikayeti ve bunun üzerine feanor tarafından tehdit edilmesi , bunu duyan vaların feanoru tirion’dan sürmesi üzerine ağabeyiyle arası iyice açılmıştır.
feanor’un sürgünü esnasında kral finwe’nin büyük oğlunun yanına gitmesiyle başsız kalan noldor’un kralı olmuştur.
feanor’un orta dünya’ya geçip melkor’un peşine düşerek silmarilleri geri alma çağrısına , kendisi istemese de oğlu fingon’un (bkz: cesur fingon) baskısıyla katılmıştır.
orta dünya’ya henüz geçmişken bir ork baskınında oğlunu kaybetti.
melkor’un zindanlarından kurtardığı yeğeni maedros tarafından krallığı tescil edilmiş ve hithlum bölgesine yerleşmiştir.
orta dünya’ya yeni gelmiş olmaları ve feanor oğullarıyla aralarında bazı çatlaklar olması nedeniyle güçsüz olduklarını düşünen melkor’un saldırısıyla başlayan görkemli savaş’ı (bkz: dagor aglareb) kazanıyor.
daha sonra büyük şöleni düzenliyor ve orta dünya üzerinde bulunan asil elfleri bir araya getirip ittifak kuruyor ve bu ittifakla yıllar sürecek olan angband kuşatmasını başlatıyorlar.
fakat melkor ani alev savaşı’yla (bkz: dagor bragollach) fingolfin ve ittifakını bozguna uğratınca , yeğenlerinin ve müttefiklerinin katledildiğini gören filgolfin deliye dönüyor ve efsanevi bineği rochalallor’a binip, buz mavisi kılıcını alıp angband’a at sürüyor.
öyle bir mavi ışıkla yanıyordu ki finwe’nin oğlu fingolfin görenler onu manwe’nin ta kendisi sanmıştı, kimse önünde duramamıştı ne dostları ne düşmanları.
angband’ın kapılarına gelip düelloya davet ediyor aşağılamalar eşliğinde karanlık efendiyi.
zindanlarından çıkıp düelloyu kabul ediyor melkor.
sonsuz gibi gelen bir süre savaşıyorlar.
melkor’u yedi yerinden yaralıyor fingolfin, ve tam ölecekken melkor’un ayağına saplıyor efsanevi kılıcını ve topal bırakıyor karanlık morgoth’u
yine de ölümden kaçamıyor.
cesedini kurtlara yedirecekken melkor , kartalların efendisi thorondor geliyor ve melkor’un yüzünü yaralayıp cesedini alıp götürüyor.
işte böyle son buluyor yaşamı birinci çağ 456’da 3426 yaşında ,finwe’nin asil oğlunun.
kaynak : silmarillion / jrr tolkien
ağaçların yılları çağında 1190 yılında doğuyor. noldor kralı finwe ile indis’in çocuğudur.
doğumundan itibaren feanor ile arasında hangisi kral olacak çekişmesi süre gelmiştir.
feanor’a kıyasla halk tarafından daha çok sevilen , daha uzlaşmacı , daha politik bir elf prensidir.
finwe’ye ağabeyi feanor’u şikayeti ve bunun üzerine feanor tarafından tehdit edilmesi , bunu duyan vaların feanoru tirion’dan sürmesi üzerine ağabeyiyle arası iyice açılmıştır.
feanor’un sürgünü esnasında kral finwe’nin büyük oğlunun yanına gitmesiyle başsız kalan noldor’un kralı olmuştur.
feanor’un orta dünya’ya geçip melkor’un peşine düşerek silmarilleri geri alma çağrısına , kendisi istemese de oğlu fingon’un (bkz: cesur fingon) baskısıyla katılmıştır.
orta dünya’ya henüz geçmişken bir ork baskınında oğlunu kaybetti.
melkor’un zindanlarından kurtardığı yeğeni maedros tarafından krallığı tescil edilmiş ve hithlum bölgesine yerleşmiştir.
orta dünya’ya yeni gelmiş olmaları ve feanor oğullarıyla aralarında bazı çatlaklar olması nedeniyle güçsüz olduklarını düşünen melkor’un saldırısıyla başlayan görkemli savaş’ı (bkz: dagor aglareb) kazanıyor.
daha sonra büyük şöleni düzenliyor ve orta dünya üzerinde bulunan asil elfleri bir araya getirip ittifak kuruyor ve bu ittifakla yıllar sürecek olan angband kuşatmasını başlatıyorlar.
fakat melkor ani alev savaşı’yla (bkz: dagor bragollach) fingolfin ve ittifakını bozguna uğratınca , yeğenlerinin ve müttefiklerinin katledildiğini gören filgolfin deliye dönüyor ve efsanevi bineği rochalallor’a binip, buz mavisi kılıcını alıp angband’a at sürüyor.
öyle bir mavi ışıkla yanıyordu ki finwe’nin oğlu fingolfin görenler onu manwe’nin ta kendisi sanmıştı, kimse önünde duramamıştı ne dostları ne düşmanları.
angband’ın kapılarına gelip düelloya davet ediyor aşağılamalar eşliğinde karanlık efendiyi.
zindanlarından çıkıp düelloyu kabul ediyor melkor.
sonsuz gibi gelen bir süre savaşıyorlar.
melkor’u yedi yerinden yaralıyor fingolfin, ve tam ölecekken melkor’un ayağına saplıyor efsanevi kılıcını ve topal bırakıyor karanlık morgoth’u
yine de ölümden kaçamıyor.
cesedini kurtlara yedirecekken melkor , kartalların efendisi thorondor geliyor ve melkor’un yüzünü yaralayıp cesedini alıp götürüyor.
işte böyle son buluyor yaşamı birinci çağ 456’da 3426 yaşında ,finwe’nin asil oğlunun.
kaynak : silmarillion / jrr tolkien
devamını gör...
allah hepimize cuma günü ölmeyi nasip etsin tabi bu cuma değil
adamın biri cuma günü ölmüş ve gömmüşler. oğlu hocaya gitmiş ve
"babam cuma günü öldü öbür tarafta nasıl karşılanır?" diye sormuş. hocada sormuş
"namaz kılarmıydı?"
"hayır! ama cuma günü öldü".
"kumarı içkisi varmıydı?"
"vardı ama cuma günü öldü"
"yalan söylermiydi?"
"evet ama cuma günü öldü"
"hovardalığı varmıydı?"
"evet ama cuma günü öldü"
hoca sonunda sinirlenmiş ve
"cuma günü ellemezler ama cumartesi anasını bellerler" demiş
"babam cuma günü öldü öbür tarafta nasıl karşılanır?" diye sormuş. hocada sormuş
"namaz kılarmıydı?"
"hayır! ama cuma günü öldü".
"kumarı içkisi varmıydı?"
"vardı ama cuma günü öldü"
"yalan söylermiydi?"
"evet ama cuma günü öldü"
"hovardalığı varmıydı?"
"evet ama cuma günü öldü"
hoca sonunda sinirlenmiş ve
"cuma günü ellemezler ama cumartesi anasını bellerler" demiş
devamını gör...
kar
bir izmirli olarak kar duasına çıktım dilimde ahmet muhip dıranas.
ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!
uyandırmayın beni, uyanamam.
kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,
allah aşkına, gök, deniz aşkına
yağsın kar üstümüze buram buram…
ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!
uyandırmayın beni, uyanamam.
kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,
allah aşkına, gök, deniz aşkına
yağsın kar üstümüze buram buram…
devamını gör...
w harfi
yarı ünlü ve yarı ünsüz bir harf. double u denilmesinin sebebi de bundan kaynaklı. türkçe'de v harfinden çok ğ harfine yakındır.
devamını gör...
birini unutmanın en iyi yolu
daha fazla insanla tanışmak, olayı fazla büyütmemek ve biri gelir biri gider kafasında olmak. net, her zaman işler. kimse bulunmaz hint kumaşı değil her zaman daha iyisi var.
devamını gör...
köylü yazardan ironiler
gerçekten iyi bir insan, iyi bir yazar , hoş görü sahibi, iyi ki var, sözlüğün böyle yazarlar ile daha güzel olduğuna inanıyorum, kardeşim bütün iltifatları hak ediyor.
devamını gör...
durduk yere insanı mutlu eden şeyler
bir samimi gülüş.
devamını gör...


