el tırnaklarınızın ayak tırnaklarınıza göre 4 kat hızlı uzadığını; en hızlı uzayan tırnağın orta parmak tırnağı en yavaş uzayanın ise baş parmak tırnağı olduğunu biliyor muydunuz?
nedeni ise; memelilerde, tırnak uzunluğunun parmakta yer alan en uçtaki kemiğin uzunluğuna bağlı olmasıdır. ayrıca ellerimizdeki tırnaklar ayaklarımıza göre daha çok oksijen aldığı için ayak tırnaklarımıza göre daha hızlı uzarlar.
devamını gör...

suicide doesn’t stop the pain,” “ıt gives it to someone else.” der yabancılar.
türkeçesi;
acıyı durdurmaz, sadece başka birisine verir şeklindedir.
tabi ki acıyacak başka biri yok ise kimse yok ise yine çözüm değildir.
hayat her ne kadar anlamsız olsa da, bize gerçekten ait olan tek şeydir.
devamını gör...

aşırı rahat bir ailenin içinde büyüdüm. kimsenin birbirinden haberi yoktu pek, bi de ben fazla bağımsız bir tip oldum hep, dur dedilerse bile hiç durmadım. okul başladıktan sonra eve girip çıkan ilk arkadaşım erkekti. yüzümüze gözümüze kek sürüp ders çalışırdık. 15 yaşında bile eve gece gelebiliyordum, kıyafetlerim hiç konu olmadı.

bu durumun getirdiği bir mallık var üstümde. yalan söylemeye gerek duymuyorum, her şeyi olduğu gibi söylüyorum. her şeyi o kadar normal gören bir ailenin içindeydim ki herkes her şeyi normal görür zannetmeye ısrarla devam ediyorum. bu da hep yanlış anlaşılmama neden oldu.

muhafazakar ailelerde büyüyen kız arkadaşlarda gördüğüm şey şu, hem harika yalan söylüyorlar hem de müthiş bir idare etme yetenekleri var. zorlu ailelerde büyümenin böyle bir güzelligi var, anneyi, abileri ve babayı idare ederken sosyal yetenekler kazanıyorlar. evlilik hayatında bu alışkanlık nedenli daha başarılı oluyorlar. her şeyi idare ediyorlar ya, çok acayip. iyi başarı sahiden.

mesela arkadaşlarım kayınvalidelerinin yüzüne gülüyor ama arkadan acayip sayıp sövüyor. harika bir alışkanlık. ben mesela az sonra intihar edecek bihter gibi kayınvalidenin yanağını tutar, sen görürsün bundan sonra çok ama çok dikkat et kendine der, kafam güzel gibi gülümserim kadına. sıfır idare etme yeteneği. hiç kimseyi idare etmek zorunda kalmadığım için olaya adapte olamadım hâlâ. yaş oldu 98.

haliyle bu şekilde bakarsak olumlu böyle bir yönü var. muhafazakar aile kızları yemin ederim ülke bile idare eder. bayılıyorum size.
devamını gör...

fiziksel ve zihinsel olarak kategorize edebiliriz. örnekler çoğaltılabilinir elbette.
fiziksel olan geçer de, diğeri biraz zor. zaten başlığı açan arkadaş çok güzel özetlemiş.
devamını gör...

-keyfe keder boyalıdır.
-değişeni yoktur.
-muhayyer.
-dosta gider.
-yer uçağı.
devamını gör...

risk almaktır.
onun gülüşü için çaba sarf etmektir.
sağlığına dikkat etmesi için uyarmaktır.
bazen hayallerden vazgeçmektir.
onu üzüp canını sıkanları tokatlamak istemektir.
sevdiği yemeklerden yapıp yeyince mutlu olduğunu hissettmektir.
sabır göstermektir.
sadakatli, saygılı davranmaktır.
huzuru hissetsin diye uğraşmaktır.
yalnız olmadığını onu seven, yanında olan, destekleyen, üzüldüğünde ağlayacak omzu, mutlu olduğunda paylaşacak kişiyi bilmesini sağlamaktır.
ve bunları sırf onu sevdiğimiz için yaptığımızı bilerek mutlu olduğumuzu bilmesidir.
devamını gör...

siyahilere karşı yapılan ırkçılığı çok net bir şekilde hissettiren çok güzel bir film olmuş.
karizmasıyla ve elitliği ile göz kamaştıran müzisyen dr shirley'in konserleri için eyaletten eyalete giderkenki maceralarını işliyor.

tabi ki aynı ırkçılığı beyaz ama italyan olan tony lip ilk maruziyetinde şiddete başvurması da dr shirley ve nice siyahilerin sabırlarının ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.

amerika'da bulunduğum sürede gözümle hiç şahit olmadım ancak çok iyi siyahi arkadaşlarım oldu, hatta onları daha sıcakkanlı ve sevecen bulduğum doğrudur.
azalması ümidi ile.
black lives matter

güldüğüm bir parçadan spoiler


tony'nin araba sürerken yola attığı cola kutusuna attığı anki dr shirley'in bakışı, daha sonrasında geri geri gelerek attığını geri alması çok güldürmüştür
.
devamını gör...

asıl adı ebu osman amr el kenani el basri olup 776 yılında doğan "mütezile" hareketine mensup basralı bilim insanıdır. "el cahiz" ismi aynı zamanda patlak göz anlamına gelen lakabıdır. hayatını kütüphanesindeki kitapların üzerine devrilmesi ile kaybetmiştir.

yaşamı boyunca 200 kadar kitap yazmıştır. kitab-ül hayvan eserinde bir çok hayvan türünü incelemiş canlı çeşitliliğini evrim ve doğal seleksiyon kavramları ile açıklamıştır.

el cahizin görüşleri, günümüzde bir müslümanın evrimi savunmasını islamın çağa uydurulması olarak yorumlayan kişileri, darwin'den daha eski tarihte çevreyi ve canlılığı benzer şekilde ifade etmiş olması ile çürütmektedir.
devamını gör...

ingilizce adı toilet bound hanako-kun olan, 2015'ten bu yana ayda bir bölüm olmak üzere yayımlanan ve aidairo takma adı altındaki iki kişi tarafından yazılıp çizilen manga. 2020'de lerche studio tarafından 12 bölümlük anime versiyonu yapılmış ancak manga kadar olamamıştır. en önemli arc'lar atlanmış, kısa kesilmiş ve ikinci sezonun gelme olasılığı da epey aza indirilmiştir. yine de animesi crunchyroll anime awards'da 2020 en iyi karakter tasarımı ödülünü almıştır. anime ve manga dışında bir de afterschool boy hanako-kun adında spin-off serisi ve ocak 2021'de gösterime girmiş sahne oyunu bulunmaktadır.

kamome akademisi'nin yedi gizemi vardır. akademide lise birinci sınıfı okuyan yashiro nene aşkı aramaktadır, sevilmek ve bir erkek arkadaş bulmak istiyordur. yedi gizemden biri olan tuvaletin hanako-san'ını duyduktan sonra kızlar tuvaletine gider, kapıyı tıklatır, "hanako-san, hanako-san, orada mısın?" diye seslenir ve efsanede anlatılanın aksine bir erkek olan hanako-kun ile tanışır. böylece hikayemiz başlamış olur. internetteki herhangi bir kaynak size konuyu aşağı yukarı böyle özetler çünkü devamı ağır spoilerlar içerebilir.

hikaye kulağa basit gelse de işlenişi bakımından kötü değil ve ilerledikçe açılıyor. çizim stili de oldukça özgün ve hoş. ana üçlü olan yashiro, hanako ve kou dışında yan karakterler de oldukça iyi yazılmış denilebilir (gerçi burası daha çok manga için geçerli, animede yan karakterleri doğru düzgün tanıyamıyoruz bile). başlarda fazla shoujovari ilerliyor ve shounen etiketine de sahip olmasına rağmen diğer shounenler kadar vurdulu kırdılı, hadi savaşalımlı değil genel itibarıyla. daha çok gizem-gerilim serilerini andırıyor.

bu ay manganın 76. bölümü yayımlandı ve aylık takip eden biri olarak gayet düzgün ilerlediğini söyleyebilirim, kafamızdaki soru işaretlerini giderirken bir yandan da hikayeyi heyecan verici bir şekilde dallandırıp budaklandırıyorlar. trajik bir konuyu işin içine komedi ve sevimli karakterler katarak anlatmakta gayet iyiler. şu an maalesef türkçe baskısı yok ancak ileride olursa mutlaka koleksiyonunu yapmak istediğim bir seri. bir de zaten güzel olan çizimlerin yanında çizerin bir boyama stili var ki birçok sayfa poster yapıp asılmalık.

ek olarak, mangayı okumadan önce karakterleri ve arc'ları çok araştırmamakta fayda var. hakkında bir şeyler aratıp spoiler yememek imkansıza yakın oldu artık.
devamını gör...

hoşt ya. ne demek giydirir misin? sen nasıl bir yüce varlıksın ki seninle denk koşullarda olan eşini kendin giydiriyorsun? bunlar 70'lerde bitmişti, 80'lerde bireyselleşmeye başlamış 90'larda avrupa ülkesi olmuştuk. ne kadar geri gittiğimizin göstergesi olan sorunsal. kıt beyninle 5 cm pipinle kadınların ne giydiğinin derdi seni mi gerdi. hele hele. "giydirir misin" diyor. o kadar kendinden emin ve yetkin ki. kusmuk fikirlerinizi de alıp pipinize bağlayın sonra da tesbih çekin. ama size bu ortadoğu erkek küstahlığını aymazlığını bencilliğini dört nala süreceğiniz otlakları verenlerde kabahat.
devamını gör...

*kirk yil hatir barindirdigi iddia edilen ve tadinin super otesi oldugu savunulan camurdan hallice sicak icecek.

arkadaslar hadi itiraf edin, hepiniz fal bakabilmek icin iciyorsunuz bu naneyi. "bunsuz gunum kotu geciyor" diyenler var, kalbinizi kirarim arkadaslar. siz de farkindasiniz tadinin bok gibi oldugunun, guzellessin diye yaninda cikolatasiydi lokumuydu derken milyar tane sey tuketiyorsunuz asfhahdjk.
bir de telvesini yiyenler var, "boyle de bagimlisiyim biliyor musun?" ayagi cekiyorlar, ya cildirirsin. lan bunu icecegime edebimle bulasik suyu formatindaki granul kahve* icerim daha iyi.

sevmeyenlere de ananiza kufretmis gibi davranmayi biraksaniz diyorum; yok damak zevkin yok, yok hayatin tadini almiyorsun falanlar?
ablacim s a l, sal beni ya.
buysa gercekten hayatin tadi, lan valla istemiyorum. hakkimi pay edin aranizda, hayrina hibe ederim, sevap points.

sadece spordan once, yag yakimi hizlansin diye tuketilmesi gerekiyor bunun; o da zorunlu olarak, keyfi degil. ne keyfi arkadasim, adini okuyunca bile midem buzustu. oyh.

yeni gelinlerin sunumisko demirbasi asfasgasg, lan neyse.

dokuz derece cekilmis, cift demleme filtre kahvem nerede katya?*
devamını gör...

"en muhafazakar parti bizdik çünkü değişime direniyorduk." derken cagin gerisinde kalmis, statuko anlayisina sahip, dinozor kafa ulusalcilara laf cakmis.

zaten bu suruyu def edince partinin onu acildi. yerel secim zaferi geldi. ıttifak geldi. cikar telefonunu goster diyen kayip kesim disinda az da olsa cehape zihniyeti, chp'ye evrilmeye basladi.

simdi ataturk demekten baska bir halti olmayan, turban karsiti olup, muhafazakarlari asagilayan ulusalcilar olsaydi bu sozlerin tersini derdi. eskiden bunu yaptilar zaten. ıkna odalari vs gibi.

kayseri hatta trabzon da rekor oyla 1.olan chp, bu kokusmus tayfa yuzune nal toplar oldu. kilicdar ise tekrar o gunlere dindurme niyetinde partiyi.

ama dikkat bu oldukca ak troller ve kankalari ulusalcilar hopluyor. ne diye; ataturk partisi diye, hdp oldunuz diye.

aslinda ataturk partisi diyen ince'ye bakin bi. yavas aday olunca bu ulkucu niye aday oldu demisti. ataturk partisinden anladiklari bu.

hdp diyenler ise gecmiste kurtleri otekilestiren, her kurde hain ve terorist diyen tipler.

ıste bunlar chp'nin halka acilip, kucaklasmasindan olesiye rahatsiz.

kilicdar onlarca yil sonra harika bir ozelestiri yapmis.

neyse birazdan yukarida yazdigim saray calisaari dokukur; akepeye hizmet eden, hedepe, ataturk partisi diyerek.
devamını gör...

vay anasını hoş geldin mesajı mı geliyormuş. bana gelmedi ki. ben de bu yoğunlukta boş vakit bulursam tanım girmeye çalışıyorum faydam olsun diye. zaten aklıma bişey de gelmiyor yazacak. o kadar kitap okudum ama kasıyorum zor buluyorum yazacak bişey. ilk başta kağıda yazıyorum. beğenmediğim yerleri karalıyorum. 1 top a4 kağıdı sipariş ettikten sonra delete tuşunun işlevini yeni öğrendim. bazen kendimi geri zekalı gibi hissediyorum. bana da mesaj yollayın sayın yönetim. çok yalnızım. belki beynimin bağı çözülür.

edit: allah çarpsın enter tuşuna basar basmaz geldi. sağolasın sayın homeros.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
pembik ağaçlar, güzel yaz ayları...
devamını gör...

(bkz: ben) ne eksik ne fazla.
"-kızım devamsızlıktan kalacaksın, vermen gereken iki dersin var, karantinan bitiyo, dönem projelerini yapmadın. kahven bitmiş. kilo vermen lazım, paran yok, ülke batıyo ulan ülkeeee.
+ amaaaaannn boşver, bi kaave yapayım. içer misin?
-yalnız kahven bitti.
+he doğur, neyse ben bir çay yapayım. yeni bir kitap aldım bak konusu harika. ona başlayacağım şimdi "
devamını gör...

ölümdür.
devamını gör...

önce şunu söyleyerek başlamalıyım ki kafka benim azizim. ona olan hayranlığımı yeteneksiz yazarlığım anlatmaya yetmez. kafka’nın yazdığı herhangi bir sözcüğü okurken bile içim titriyor. her ölüm yıldönümünde içimde bir hüzünle geçiririm o günü. sanki yaz günü değilmiş gibi. kafka’nın okumadığım tek bir kitabı kaldı. okumayacağım o kitabı çünkü eğer okursam kafka’nın okumadığım hiçbir kitabı kalmayacak ve sanki gerçekten ölmüş olacak benim için. belki bir gün, iyice yaşlanınca, hafızam kaybolmaya başladığında çok sevdiğim birinden o kitabı bana okumasını isteyeceğim. eğer kabul ederse...

ama...

sanal alemde - burası da dahil- kafka’nın milenaya yazdığı mektuplar üzerinden yapılan tartışmalar gereksiz ve sulu güzellemelere dönmüş durumda. ne kadar masum bir aşkmış! birbirine bu kadar uzak kalan iki insan nasıl böyle safça sevebilirmiş birbirini. gerçekten bu sulu göz romantizmin ne anlamı var allah aşkına. o iş kesinlikle öyle değil ama siz bilirsiniz.

çünkü...

kafka ile milena tanıştığında milena evli kafka nişanlı idi. birbirlerine aşık olduklarında da bu durum ayniyle devam etmekte idi. kafka milenaya mektup yazarken aynı zamanda onu da aldatmakta idi, tabii yine mektup aracılığıyla. ve evet safdil romantikler onlar sadece mektuplaştı, hiç öpüşmedi, sevişmedi. güldürmeyin beni. onlar normal iki aşıktı ve hepsini yaptılar. ilahi bir aşk değildi o sandığınız gibi.

dolayısıyla bu mektupları sevabıyla günahıyla birbirine aşık iki insanın mektupları olarak okuyun.
devamını gör...

ezginin günlüğü-düşler sokağı.
devamını gör...

başkalarının tavsiyelerine göre hareket etmeyin. herkesin kendi doğrusu olmalı sonuçta.
devamını gör...

pencereyi kapama
gök dolabilir içeri
sen neyi görebilirsin
ıslak bir bulutun ağışını mı

pencereyi kapama
kuş dolabilir içeri
sen neyi taşıyabilirsin
kırık bir dalın yükünü mü

pencereyi aç
soluğun çıksın dışarı
sen büyütmedin mi ciğerinde onu
kokusu hayatı yıkasın diye

pencereyi aç
sesin sarsın dünyayı
duyulur elbet ta ötelerden
yürek kendini tanır.

(bkz: arkadaş zekai özger)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim