sözlük store rozetlerini iade edip puanı geri alma kampanyası
fişini faturasını kaybetmemissindir umarım...
devamını gör...
yanlış zamanda yaşamak
neredeyse her insanın düşündüğü bir durumdur. daha eski zamanlarda yaşasaydım sanki daha mutlu olurmuşum gibi gelmiştir hep. midnight in paris (film) filminde değinilen bir noktaydı. eski zamanlara gidildiğinde oradaki insanların da daha eski zamanlarda yaşasa daha mutlu olacağını düşündüklerini gösteren sahneleri vardı. belki de gerçekten öyledir. belki sorun zamanda değil bizdedir. bu çağda büyümüş, bu çağın koşullarına uygun yetişmiş insanlar olarak başka zamanlarda daha mutlu olacağımızı düşünmek belki de gerçekçi değildir. bilemiyorum altan.
devamını gör...
geceye bir alıntı bırak
“acaba şuanda o ne düşünüyor? herhalde beni değil...
- niçin?..
onun kafasında bir müddet yaşamak için neleri feda etmem ki?
- her şeyi...”
| içimizdeki şeytan, sabahattin ali
- niçin?..
onun kafasında bir müddet yaşamak için neleri feda etmem ki?
- her şeyi...”
| içimizdeki şeytan, sabahattin ali
devamını gör...
varoş mahallelerin fakir hareketleri
varoş dedik, eyvah! şimdi halktan en kopuk olan sol görüşlüler koşa koşa gelip varoş ve köylü güzellemesi yaparlar. gominist baba ve hatta aile ile büyüdüm, adam bana 4 yaşındaydım zafer işareti yaptırıyordu, hayatım boyunca liseye gidip aaa sol iyiymiş ya diyenler kadar solcu olamadım. canlarım benim.
hedefim beşiktaş ya da cihangir'de yasayıp polisiye bir dizi yapmak. bi karakteri varoşlarda yaşatıp gecekonduya muhtaç edeceğim ve her gün evinin yıkılma korkusu ile sınayacağım onu. o ve güçlü mahalle halkı devlet çalışanlarına taş atacak. neden? çünkü evlerini koruyacaklar. sonra buradan kazandığım parayla acarlar mahallesinde 25 milyonluk villa alacağım. hihihi.
varoşlar tehlikelidir. sevmem. adaletsizlik varoşların gecekondularında yaşaması, yırtık ayakkabılarının olması ya da mahalle okullarında eğitim görmeleri midir? adaletsizlik bunların evlerinin olması, bizlerin şu an istanbul şartlarında 3 bin liraya 35 yıllık boktan evlere muhtaç olmamız. adamlar köylerinden gelmiş, kimin arsası olduğu ile ilgilenmeden gelip bir gece içinde gecekondu yapmış, yetmemiş üstüne sanki deprem tehlikesi yokmuş gibi 3 kat cıkmış ve en az 3-4 bin kira verdiğimiz evlerden varoş güzellemeleri yapıyoruz. varoşları koruyoruz. ya varoş demesene diyoruz. höğff.
varoş mahallelerinde yaşayan insanların en fakir hareketi ya da aslında özelliği, varoşların getirdiği o mağduriyettir. bi varoş mahallesine girin, bir tane tapulu ev bulamazsınız, çoğu evin üstünde kaçak kat vardır, oradan kira falan alırlar ama 6 bin maaş alıp en az 3 binini kiraya veren türkiye'nin eğitimli fakirlerinden daha mağdur olduklarını iddia ederler. bir yerde ne kadar büyük mağduriyet varsa orada o kadar varoş vardır.
işin ilginç tarafı bizim 6 bin maaş alan eğitimli genç arkadaşlar varoş güzellemesi yapıyor. adam 20 sene önce gelmiş, oraya ev yapmış canı öyle istediği için, o adama kira veriyor bizim genç arkadaş ve ama abisi diyor devlet bakmıyor bu insanlara.
hahaha.
hedefim beşiktaş ya da cihangir'de yasayıp polisiye bir dizi yapmak. bi karakteri varoşlarda yaşatıp gecekonduya muhtaç edeceğim ve her gün evinin yıkılma korkusu ile sınayacağım onu. o ve güçlü mahalle halkı devlet çalışanlarına taş atacak. neden? çünkü evlerini koruyacaklar. sonra buradan kazandığım parayla acarlar mahallesinde 25 milyonluk villa alacağım. hihihi.
varoşlar tehlikelidir. sevmem. adaletsizlik varoşların gecekondularında yaşaması, yırtık ayakkabılarının olması ya da mahalle okullarında eğitim görmeleri midir? adaletsizlik bunların evlerinin olması, bizlerin şu an istanbul şartlarında 3 bin liraya 35 yıllık boktan evlere muhtaç olmamız. adamlar köylerinden gelmiş, kimin arsası olduğu ile ilgilenmeden gelip bir gece içinde gecekondu yapmış, yetmemiş üstüne sanki deprem tehlikesi yokmuş gibi 3 kat cıkmış ve en az 3-4 bin kira verdiğimiz evlerden varoş güzellemeleri yapıyoruz. varoşları koruyoruz. ya varoş demesene diyoruz. höğff.
varoş mahallelerinde yaşayan insanların en fakir hareketi ya da aslında özelliği, varoşların getirdiği o mağduriyettir. bi varoş mahallesine girin, bir tane tapulu ev bulamazsınız, çoğu evin üstünde kaçak kat vardır, oradan kira falan alırlar ama 6 bin maaş alıp en az 3 binini kiraya veren türkiye'nin eğitimli fakirlerinden daha mağdur olduklarını iddia ederler. bir yerde ne kadar büyük mağduriyet varsa orada o kadar varoş vardır.
işin ilginç tarafı bizim 6 bin maaş alan eğitimli genç arkadaşlar varoş güzellemesi yapıyor. adam 20 sene önce gelmiş, oraya ev yapmış canı öyle istediği için, o adama kira veriyor bizim genç arkadaş ve ama abisi diyor devlet bakmıyor bu insanlara.
hahaha.
devamını gör...
random gülme nasıl çıktı sorunsalı
bir dönem komik olan şeylere, klavyeye kafa atıyorum diyorlardı. klavyeye kafa atarken rastgele harflere basma sonucuyla keşfedildi bence.
devamını gör...
kemal kılıçdaroğlu’nun hülya avşar’a yalaka demesi
asıl hülya avşar kim demiş ya orası beni bitirdi arkadaş ya… ah başkanım ah, yine yapmışsın yapacağını.
döte döt demiştir ve haklıdır.
döte döt demiştir ve haklıdır.
devamını gör...
geceye bir söz bırak
bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun.
sigmund freud.
sigmund freud.
devamını gör...
müdavim
bir yerin yerlisi 'gibi' olmak.
mesela bir mekâna sık gelip giden birisi, oranın müdavimidir.
devamlı müşteri gibi.
mesela bir mekâna sık gelip giden birisi, oranın müdavimidir.
devamlı müşteri gibi.
devamını gör...
jibaku shounen hanako-kun
ingilizce adı toilet bound hanako-kun olan, 2015'ten bu yana ayda bir bölüm olmak üzere yayımlanan ve aidairo takma adı altındaki iki kişi tarafından yazılıp çizilen manga. 2020'de lerche studio tarafından 12 bölümlük anime versiyonu yapılmış ancak manga kadar olamamıştır. en önemli arc'lar atlanmış, kısa kesilmiş ve ikinci sezonun gelme olasılığı da epey aza indirilmiştir. yine de animesi crunchyroll anime awards'da 2020 en iyi karakter tasarımı ödülünü almıştır. anime ve manga dışında bir de afterschool boy hanako-kun adında spin-off serisi ve ocak 2021'de gösterime girmiş sahne oyunu bulunmaktadır.
kamome akademisi'nin yedi gizemi vardır. akademide lise birinci sınıfı okuyan yashiro nene aşkı aramaktadır, sevilmek ve bir erkek arkadaş bulmak istiyordur. yedi gizemden biri olan tuvaletin hanako-san'ını duyduktan sonra kızlar tuvaletine gider, kapıyı tıklatır, "hanako-san, hanako-san, orada mısın?" diye seslenir ve efsanede anlatılanın aksine bir erkek olan hanako-kun ile tanışır. böylece hikayemiz başlamış olur. internetteki herhangi bir kaynak size konuyu aşağı yukarı böyle özetler çünkü devamı ağır spoilerlar içerebilir.
hikaye kulağa basit gelse de işlenişi bakımından kötü değil ve ilerledikçe açılıyor. çizim stili de oldukça özgün ve hoş. ana üçlü olan yashiro, hanako ve kou dışında yan karakterler de oldukça iyi yazılmış denilebilir (gerçi burası daha çok manga için geçerli, animede yan karakterleri doğru düzgün tanıyamıyoruz bile). başlarda fazla shoujovari ilerliyor ve shounen etiketine de sahip olmasına rağmen diğer shounenler kadar vurdulu kırdılı, hadi savaşalımlı değil genel itibarıyla. daha çok gizem-gerilim serilerini andırıyor.
bu ay manganın 76. bölümü yayımlandı ve aylık takip eden biri olarak gayet düzgün ilerlediğini söyleyebilirim, kafamızdaki soru işaretlerini giderirken bir yandan da hikayeyi heyecan verici bir şekilde dallandırıp budaklandırıyorlar. trajik bir konuyu işin içine komedi ve sevimli karakterler katarak anlatmakta gayet iyiler. şu an maalesef türkçe baskısı yok ancak ileride olursa mutlaka koleksiyonunu yapmak istediğim bir seri. bir de zaten güzel olan çizimlerin yanında çizerin bir boyama stili var ki birçok sayfa poster yapıp asılmalık.
ek olarak, mangayı okumadan önce karakterleri ve arc'ları çok araştırmamakta fayda var. hakkında bir şeyler aratıp spoiler yememek imkansıza yakın oldu artık.
kamome akademisi'nin yedi gizemi vardır. akademide lise birinci sınıfı okuyan yashiro nene aşkı aramaktadır, sevilmek ve bir erkek arkadaş bulmak istiyordur. yedi gizemden biri olan tuvaletin hanako-san'ını duyduktan sonra kızlar tuvaletine gider, kapıyı tıklatır, "hanako-san, hanako-san, orada mısın?" diye seslenir ve efsanede anlatılanın aksine bir erkek olan hanako-kun ile tanışır. böylece hikayemiz başlamış olur. internetteki herhangi bir kaynak size konuyu aşağı yukarı böyle özetler çünkü devamı ağır spoilerlar içerebilir.
hikaye kulağa basit gelse de işlenişi bakımından kötü değil ve ilerledikçe açılıyor. çizim stili de oldukça özgün ve hoş. ana üçlü olan yashiro, hanako ve kou dışında yan karakterler de oldukça iyi yazılmış denilebilir (gerçi burası daha çok manga için geçerli, animede yan karakterleri doğru düzgün tanıyamıyoruz bile). başlarda fazla shoujovari ilerliyor ve shounen etiketine de sahip olmasına rağmen diğer shounenler kadar vurdulu kırdılı, hadi savaşalımlı değil genel itibarıyla. daha çok gizem-gerilim serilerini andırıyor.
bu ay manganın 76. bölümü yayımlandı ve aylık takip eden biri olarak gayet düzgün ilerlediğini söyleyebilirim, kafamızdaki soru işaretlerini giderirken bir yandan da hikayeyi heyecan verici bir şekilde dallandırıp budaklandırıyorlar. trajik bir konuyu işin içine komedi ve sevimli karakterler katarak anlatmakta gayet iyiler. şu an maalesef türkçe baskısı yok ancak ileride olursa mutlaka koleksiyonunu yapmak istediğim bir seri. bir de zaten güzel olan çizimlerin yanında çizerin bir boyama stili var ki birçok sayfa poster yapıp asılmalık.
ek olarak, mangayı okumadan önce karakterleri ve arc'ları çok araştırmamakta fayda var. hakkında bir şeyler aratıp spoiler yememek imkansıza yakın oldu artık.
devamını gör...
orgazmik lezzetler
(bkz: tereyağda karides)
devamını gör...
normal sözlük’te yazar olmak
sıkıldığım, her şeyden bunaldığım bir dönemde canlamamı ve üretkenliğe devam etmemi sağlamış olan durumdur. burada yazmayı, okumayı seviyorum..
devamını gör...
gelin kuşaklarının anlamları
gelin kuşağının türk geleneğine göre tek rengi ve buna bağlı olarak tek anlamı vardır.
kırmızı renk ve kırmızı kurdele sadece gelin kuşağında değil başka şekillerde de kullanılır. örneğin; okumayı söken çocuğa kırmızı kurdele takılır, lohusalara kırmızı kurdele bağlanır, kuşak dışında türk geleneğinde gelinlik ve duvak kırmızıdır.
bunların tamamı da alkarısı denen şeytani varlık (bu varlığın umay ana da denen tanrıçanın, gök tanrının bahşıyla insana getirdiğini geri alma fikrinin, insanda yarattığı korkuyla şekil değiştirmiş hali olduğuna da inanılır. ayrıca umay’dan farklı olarak; türk mitolojisinde şeytan olarak düşünebileceğimiz erlik’in kızlarından biri olduğu da düşünülür. ) ya da direkt olarak albız yani “şeytan”dan korunmaktır.
bu şeytani varlık özellikle çocuklara, genç kızlara/gelinlere hamilelere, lohusalara ve bazen de yaşlı ve ölmek üzere olan insanlara musallat olur. bunu özellikle bu kişiler yalnızken yaptığından, bu kişilerin yalnız bırakılmaması gerektiğine inanılır.
bu coğrafyadaki diğer halkların gelenekleriyle harmanlandığında ortaya bekaretin simgesi olduğuna dair bir inanış çıkmıştır. başka kültürlerde öyle olabilir fakat türk kültüründeki yeri alkarısı; al basması/albastı’dan korunmaktır. tahtaya vurmaktan farkı yoktur.
kırmızı renk ve kırmızı kurdele sadece gelin kuşağında değil başka şekillerde de kullanılır. örneğin; okumayı söken çocuğa kırmızı kurdele takılır, lohusalara kırmızı kurdele bağlanır, kuşak dışında türk geleneğinde gelinlik ve duvak kırmızıdır.
bunların tamamı da alkarısı denen şeytani varlık (bu varlığın umay ana da denen tanrıçanın, gök tanrının bahşıyla insana getirdiğini geri alma fikrinin, insanda yarattığı korkuyla şekil değiştirmiş hali olduğuna da inanılır. ayrıca umay’dan farklı olarak; türk mitolojisinde şeytan olarak düşünebileceğimiz erlik’in kızlarından biri olduğu da düşünülür. ) ya da direkt olarak albız yani “şeytan”dan korunmaktır.
bu şeytani varlık özellikle çocuklara, genç kızlara/gelinlere hamilelere, lohusalara ve bazen de yaşlı ve ölmek üzere olan insanlara musallat olur. bunu özellikle bu kişiler yalnızken yaptığından, bu kişilerin yalnız bırakılmaması gerektiğine inanılır.
bu coğrafyadaki diğer halkların gelenekleriyle harmanlandığında ortaya bekaretin simgesi olduğuna dair bir inanış çıkmıştır. başka kültürlerde öyle olabilir fakat türk kültüründeki yeri alkarısı; al basması/albastı’dan korunmaktır. tahtaya vurmaktan farkı yoktur.
devamını gör...
karantina
ticaret ile uğraşan venedik cumhuriyeti'nde başkent venedik'e gelen gemiler salgın hastalık bulaşmasın diye 40 gün şehir açıklarında bekletilirmiş. karantina kelimesi de italyanca "kırk" anlamına gelen "quaranta" kelimesinden gelir.
devamını gör...
mustafa mert topal'ın yalan haberi
bu olay neredeyse her haber kanalı tarafından haber yapıldı. bir şeyi haber olarak sunmadan önce araştırmak gerekmiyor mu? nerede güvenilirlik?
ingiltere'de okuyorum diyen kızda da aynı şey oldu.
bir meslek icra ediyorsanız hakkıyla icra edin.
ingiltere'de okuyorum diyen kızda da aynı şey oldu.
bir meslek icra ediyorsanız hakkıyla icra edin.
devamını gör...
göklerden gelen bir karar vardır
bir rte sözü değildir.
sezai karakoç'un " sürgün ülkeden başkentler başkentine " şiirinden bir mısradır.
ey sevgili;
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim,
ülkendeki kuşlardan ne haber vardır,
mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır,
aşk celladından ne çıkar, madem ki yar vardır,
yoktan da vardan da ötede bir var vardır,
hep suç bende değil, beni yakıp yıkan bir nazar vardır,
o şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır,
sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır,
ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır,
gün batsa ne olur, geceyi onaran bir mimar vardır,
yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır,
yenilgi yenilgi, büyüyen bir zafer vardır,
sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır,
göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır,
senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır,
sevgili
en sevgili
ey sevgili.
sezai karakoç'un " sürgün ülkeden başkentler başkentine " şiirinden bir mısradır.
ey sevgili;
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim,
ülkendeki kuşlardan ne haber vardır,
mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır,
aşk celladından ne çıkar, madem ki yar vardır,
yoktan da vardan da ötede bir var vardır,
hep suç bende değil, beni yakıp yıkan bir nazar vardır,
o şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır,
sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır,
ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır,
gün batsa ne olur, geceyi onaran bir mimar vardır,
yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır,
yenilgi yenilgi, büyüyen bir zafer vardır,
sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır,
göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır,
senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır,
sevgili
en sevgili
ey sevgili.
devamını gör...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
oğlumun arkadaşı: "abla merak ettiğim bir şey var, siz nereliydiniz abla?" (la oğlum sen afgansın, sen türk bile değilsin, ne ara esnaf muhabbeti yapacak kadar türkçeyi söktün)
valla dayanamadım bastım kahkahayı ve
"afrikalıyım ben yavrum." dedim.
valla dayanamadım bastım kahkahayı ve
"afrikalıyım ben yavrum." dedim.
devamını gör...
1995
yeni yeni üniversiteli olduğum, sanki dün gibi olan yıl.
devamını gör...
modern insanın en büyük problemi
her sabah sevmediği bir işe gitmek zorunda olmasıdır.
devamını gör...
kafa sözlük
keşke düşündeş olduğum kişiler sanalda değil de çevremde olsa dedirten platform.
devamını gör...