sezen aksu’nun şu sözünü aklıma getirmiş bir başlık:

“kazanmayı isterdim kaybetmeyi değil ama olmadı yar.”

(bkz: yetinmeyi bilir misin?)
devamını gör...

bugün ot gibi yaşadığımı düşünsem de gelecekte ilgiyle okuyacağımı bildiğim için yapmaya çalıştığım eylem.
devamını gör...

(bkz: kalbimiz seninle übermensch)
devamını gör...

tanışıklık durumu fazla ileriye gittiğinde daha da beter olacağından ötürü vakit kaybetmeden şutlanması gereken insandır.
devamını gör...

fazla empati sonucu kendinden ödün vermek.
devamını gör...

danis tanovic tarafından yazılıp yönetilen 2001 yapımı izlenmeye değer filmdir. film cannes film festivalinden jüri özel ödülü kazanmıştır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
önceki tanımlarda da anlatıldığı gibi no man’s land savaş esnasında iki düşman siper arasında kalan ve iki tarafa da ait olmayan tarafsız ve sahipsiz bölgeye verilen isimdir.

bosna hersek’te 1993 yılındaki savaş esnasında geçiyor hikaye. yugoslavya’dan arta kalanlar birbirini parça parça ederken medeniyetle haşır neşir olan avrupa ve dünyanın geri kalanı mısır patlaklarını almış savaşı izlemekte. arada da daha çok kan aksın diye alttan alta silah tedariki ile insanlığına insanlık katmakta.

işte bu savaş esnasında savaşan taraflardan bir bosnalı ve bir sırp asker terk edilmiş bir sipere düşerler ve artık sadece ikisi kalmıştır koca savaşta. birbirlerine üstünlük sağlama çabaları, kimin haklı olduğunu gösterme uğraşları, aşağılamaları ve hak vermeleri, birbirlerine doğrulttukları silahla birlikte savaşın bir minyatürü yaşanır bu çukurda.

ne dışarı çıkabilirler ve ne de içerde kalmak mümkündür onlar için. ve tam o anda bir bosnalı asker daha düşer içeri ama o asker bir mayının üzerinde yatmaktadır.

dünya ise izler olan biteni. kendine pay çıkarmaya çalışır bu olaydan. dünya böyledir işte. tarafsız bölgenin her tarafını sarmış sırtlanlarla dolu.

filmi izleyin ama siperin dışından değil, tam içinden.
devamını gör...

ölüme yakın bir adamın neler hissettiğini gözler önüne seren harika kitaptır.
şaheser bir kitap benim gözümde o psikolojiye bu kadar iyi bürünmek herkesin yapabileceği bir iş değil.
devamını gör...

bir laurence sterne kitabıdır.

size çok güzel bir inceleme yazmak için yazının başına oturmadan önce ne yazacağımı durdum düşündüm bir süre. ve sonunda bu incelemeyi bir kaç basamak halinde yazmam gerektiğine karar verdim.

birinci basamak; bu kitabı satın almaya karar vermemle başlıyor. adını çok duyduğum ama bir türlü zahmet edip de almadığım bir kitaptı. sonra bir gün neden hala okumadığıma anlam vermediğim için evden çıktım ve her zaman gittiğim kitap evinden kitabı istedim. ellerinde olmadığı için bir süre beklemem gerektiğini söyledikleri için üç günlük bir erteleme ile kitabı satın aldım.

ikinci basamak; bu kitabı okumaya başlama serüvenim. kitabı alıp kütüphaneme koyduktan sonra bir süre kitabı orada unuttum. her seferinde elimi uzatıp almaya niyetlensem de bir nedenden vazgeçtim. sonra, yani aylar sonra, kitabı elime aldım ve okumak için masama oturdum. ilk sayfayı çevirerek de okumaya başladım.

üçüncü basamak; kitabı bitirme serüvenim. muhteşem bir kitap olduğu için aralıklı olarak bir buçuk günlük bir zaman dilimi içinde kitabı bitirdim. ve müthiş bir keyif aldım. bu kadar çarpıcı bir kitap olduğunu bilseydim daha erken alıp okurdum diye düşünmedim değil.

siz de kitabı okumaya başladığınızda tristram shandy beyefendinin doğumuna ulaşana kadar sayfalar, bölümler geçecek. sizi kitaba hazırlamak için de böyle bir yazı yazmak istedim. umarım işe yarar.
devamını gör...

kalan 24 tanem kimdeyse çıkarsın versin, bozuşacağız bak!

gerçeği demiş bir de büyük bir özgüvenle...

t: çok anlamsız bir iddia.
devamını gör...

iş ve işçi bulma konusunda bildiğiniz insan pazarının dijitalleşmiş halidir. ne zaman ismi zikredilse aklıma (bkz: kibar feyzo) filmindeki maraba pazarı geliyor. bunun yanı sıra 5 çayına malzeme yapılacak, kim hangi firmayı beğenmiş, kim nereye gidecekmiş veya ünvanını ne diye değiştirmiş gibi dedikodu kaynaklarını da aynı zamanda içinde barındırır.
devamını gör...

matematikçi, fizikçi, bilim ve zihin felsefecisi. geçen sene nobel almıştı roger amcamız. türkçeye pek çok kitabı kazandırıldı. ayrıca sıkı bir escher hayranı...

inançlı bir bilim adamı olarak tanınır ve genellikle kitaplarının böyle bi önyargıyla okunduğunu düşünüyorum. halbuki kendisi tanrıdan çok matematiğe inanır. 'birinin denkleminde güzel matematik bulunması denklemin deneyle desteklenmesinden daha önemlidir' diye meşhur bi söz vardır paul dirac'a ait. işte tam da bu söz fiziğin, artık matematiğin bir alt dalı olduğunun ispatıdır. roger penrose da fiziği, matematik olarak icra eder. gödel'in dediği gibi undecidable bir problemin doğru mu yanlış mı olduğunu biliyor muyuz, yoksa akıl yürütmemizdeki kısır döngüsel işlemler yüzünden bildiğimizi mi sanıyoruz? evren sonlu ise, sonsuza kadar süren işlemlerin garantisini kim veriyor? basit bir süreklilik algısı yüzünden reel sayılar gibi türlü garipliğin olduğu bir sistemde uğraşmak zorunda kalmak zorunda mı kalıyoruz? neden çözüm olanaklarımız matematikte bile sınırlanmak zorunda? yoksa platon'un dediği gibi her şeyin bütünlük içinde varolduğu bir gerçeklik var da biz orayla temas halinde miyiz?

roger bir matematikçi olarak geleneksel taraftadır. ancak fizik için aykırı adamdır. or teorisi* bugün fizik içinde kabul görse, ertesi gün bi çok insan işsiz kalacaktır mesela.

kuantum kütleçekimi teorisinin kurulması için gerekli olan mükemmel bir matematik bilgisi ve sağlam muhakeme yeteneği gerektirir. stephen hawking'in karadeliklerden çıkardığı sonuç en kabul gören sonuçtur.(hawking ve penrose beraber çok uzun zaman çalışmışlardır) tabi karadelikler ile ilgili tartışmalar hala güncelliğini korumakta. ayrıca ilginç olarak, son demelerinde hawking de matematiğin sınırlarından -insan aklının sınırlarından diye okunabilir- dem vurarak bilinmezciliğe bir meyil göstermişti.

bi de yapay zeka anlayışından bahsedelim son olaraktan... penrose bilincin 'ne olduğu' üzerine kafa patlatır. zekanın ortaya çıkışı için belli bir 'eşik'ten söz edilebilir, ancak bilinç için böyle bi eşikten bahsedilebilir mi diye sorar. ilk işi nöroncu tayfayla dalga geçmektir. francis crick gibi, bilinci ortaya çıkartan eşiğin nöronların adediyle ilişkisi olduğu söyleyenleri tefe koyar. gerçi kendisinin ve stuart hameroff'un ortaya koyduğu orc-or teorisi de ayrı bi komedidir. 'hologram zihin' zırvasının müsebbibi bu teoridir. ancak şu söylenebilir ki penrose için bilinç, kuantum bilgisayarında modellenebilmeye uygundur. ancak kuantum haricinde deterministik bir ortam olan bilgisayarda tam manasiyla modellenez. aynı zamanda hangi şekilde modellenirse modellensin, bilincin, matematiğin yanında bizim anlayamadığımız başka bir karakteri daha bulunur der.
devamını gör...

amerikanın rezaletini rambo filmiyle kapatmaya çalıştığı savaştır. l.a.w. silahıyla toplu imhaya kalkmışlardır çünkü aksi türlü askerleri helikopterden yere inerken tek bir askerle taranarak öldürülüyorlardı. rusyanın afganistana saldırısında başına gelenlere benzer şeyler yaşamışlardır.
devamını gör...

şu an dinlediğim şarkının hayatta şiirden olacağı ve bu şiirinden ömer hayyam'ın rubaisi olacağı aklıma gelmezdi. akşam akşam daha ne kadar yeni şeyler öğreneceğim arkadaşlar. bakın yeni şeyler öğrenmek enerji, enerji kalori, kalori de yemeyi gerektirir*. diğer hafta da bu kadar informatik bir program olacaksa şimdiden uyarın yemeğimi ona göre ayarlayayım. gerçi ben oburum bana yemek bahane ama bugün yemiycem söz.
devamını gör...

ömrümde gördüğüm en çirkin sözlerden biridir.
hakaret ve kızdırmak için söylüyorsan aptalsındır. iltifat olarak söylüyorsan başka bir şey de ne biçim laftır bu.
devamını gör...

ufuk,tan,doğan,güneş
ard arda okuyunca hoş olabilir.
devamını gör...

iyi niyet genellikle yanlış anlaşılan bir olgudur.
iyi niyetli olmak sana tokat atana öbür yanağını çevirmek değildir. bu kullanılmaktır. iyi niyette bir ölçü olması gerektiğini düşünenlerdenim.
özetlersem karar verirken, insanları ölçerken terazinin iyi niyet kefesine birazcık elimizi bastırmanın pek zararı yok, ama iyilik kefesi boşken açık açık o terazinin kefesine elle abanmak yanlış.
devamını gör...

cevabı şu alıntının vereceği soru:

--- alıntı ---

tüik verilerine göre yıllık bazda eylül 2020'de % 74,3, ekim 2020'de ise % 80,7 olan bilgisayar fiyatlarındaki artış, kasım 2020 itibarıyla % 91,7 oldu.

--- alıntı ---

biz de oturmuş baş örtüsü konuşuyoruz hâlâ. emeği geçenlerin...
devamını gör...

izmir’in dikili ilçesi’ne bağlı bademli köyü’nde bulunan, bol miktarda kil barındıran koy.

kumu beyazdır ve bu sebeple denizin rengi de turkuazdır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şimdi yazılanları okudumda, bende haber spikerliğine yükseldim, ama birgün bile yüreğim kaldırmazdı sanırım haberleri okumaya, ölenleri, sürünenleri okuduktan sonra şimdide hava durumu demekde ne biliyim, zor iş.
devamını gör...

biri şu an istanbul fatih konumunda bulunan çukurbostan parkında yürüyüş yapmaktan yorulmuş vaziyette dinleniyor. google mapse çukurbostan parkı yazarak bulabilirsiniz. yine de iyi insanlar kendilerine iyi deme cüretini göstermekte son derece çekingen olacaklarından ihtiyatla yaklaşmanız önerilir. herkese güzel haftasonları.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim