arkadaşının arkadaşın olmadığını anladığın an
sevgilisinin isteği üzerine arkadaşlığınızı bitirdiği andır.
devamını gör...
çocuk haçlı seferleri
1212 yılında, dördüncü ve beşinci haçlı seferleri arasına tekabül eden bir zaman diliminde almanya ve fransa'dan toplanan çocukların kutsal topraklara, kudüs'e gitmek için karadan yaptıkları seferlerdir. müslümanlara karşı kışkırtılan bu grup, kutsal toprakların tekrar hristiyanların eline geçmesini sağlamaya çalışmıştır.
papa üçüncü innocentius'un yaptığı çağrıya uyan alman nikolaus von köln ve fransız etienne de cloyes önderliğinde toplanan yaklaşık 30.000 kadar çocuk akdeniz sahillerine kadar yürüyerek burada musa'nın yaptığı gibi denizin yarılmasını, kudüs'e yol açılmasını beklemişlerdir. bazı kesimler marsilya'ya kadar ilerlemiş ve önlerini kesen denizi dinlemeden 7 gemi ile sefere devam etmeye çalışmıştır. yolda açlıktan susuzluktan ölen, gemisi batan veya köle olarak satılan fransız çocuklar. almanya'dan yola çıkan grubun da sonu farklı olmamıştır.
başarısızlıkla sonuçlanan bu seferler farklı gruplarca farklı bir şekilde yorumlanmaktadır. bir kısım, bu gibi asillerin veya din liderlerinin katılmadığı; sadece alt tabaka kaynaklı girişimlerin her daim başarısız olacağının bir işareti olarak yorumlamışken bir başka grup bunu aslında alt tabakanın inançlarına olan güçlü bağlılıklarının simgesi olarak görülmesi gerektiğine, bunun bir başkaldırı olduğuna dikkat çekmiştir. tüm bu olaylardan buna benzer dini hurafelerin, inançların insanlığa ne kadar zarar verdiğini; tüm bu dinsel bilgi kisvesi altında öğretilen yalan yanlış bilgiler ile cahil biri olarak donatılan insanların yanlış sonuçlara, yollara sapabileceği veya yönlendirilebileceğini çıkaranlar da vardır.
gelelim çocuklara, akdenizde yolun açılmaması ile birlikte bir kısmı ailelerinin yanına dönmüş, bir kısmı başka ailelerin yanına yerleşmiş, bazıları kaybolmuş, bazıları deniz kazalarında ölmüş, bazılarını açlıktan-susuzluktan hayatını kaybetmiş ve bazıları da çeşitli tüccarlarca köle olarak satılmıştır.
kutsal toprakların sadece temiz gönüllü çocuklar ile geri alınabileceğini söyleyen papa bu şekilde aileleri de ikna etmiştir fakat çocuklarını kaybeden bazı ailelerce, liderlerin aileleri linçlenmiştir ve hatta idam edilmişlerdir.
günümüze yakın yapılan araştırmalarda bu seferlerin aslında çocuklar tarafından yapılmadığını; eski kaynaklarda geçen kelimelerin çevirisindeki hatalardan dolayı böyle anlaşıldığını. kelimelerin fakir, alt, köylü kesimi ifade ettiğini de söyleyenler vardır. yani tüm yaş gruplarını içeren 2 farklı seferden (almanya ve fransa) bahsedilir ve bunlar birlikte anlatıla anlatıla harmanlanmıştır.
daha fazla bilgi için: wikipedia ve vikipedi
papa üçüncü innocentius'un yaptığı çağrıya uyan alman nikolaus von köln ve fransız etienne de cloyes önderliğinde toplanan yaklaşık 30.000 kadar çocuk akdeniz sahillerine kadar yürüyerek burada musa'nın yaptığı gibi denizin yarılmasını, kudüs'e yol açılmasını beklemişlerdir. bazı kesimler marsilya'ya kadar ilerlemiş ve önlerini kesen denizi dinlemeden 7 gemi ile sefere devam etmeye çalışmıştır. yolda açlıktan susuzluktan ölen, gemisi batan veya köle olarak satılan fransız çocuklar. almanya'dan yola çıkan grubun da sonu farklı olmamıştır.
başarısızlıkla sonuçlanan bu seferler farklı gruplarca farklı bir şekilde yorumlanmaktadır. bir kısım, bu gibi asillerin veya din liderlerinin katılmadığı; sadece alt tabaka kaynaklı girişimlerin her daim başarısız olacağının bir işareti olarak yorumlamışken bir başka grup bunu aslında alt tabakanın inançlarına olan güçlü bağlılıklarının simgesi olarak görülmesi gerektiğine, bunun bir başkaldırı olduğuna dikkat çekmiştir. tüm bu olaylardan buna benzer dini hurafelerin, inançların insanlığa ne kadar zarar verdiğini; tüm bu dinsel bilgi kisvesi altında öğretilen yalan yanlış bilgiler ile cahil biri olarak donatılan insanların yanlış sonuçlara, yollara sapabileceği veya yönlendirilebileceğini çıkaranlar da vardır.
gelelim çocuklara, akdenizde yolun açılmaması ile birlikte bir kısmı ailelerinin yanına dönmüş, bir kısmı başka ailelerin yanına yerleşmiş, bazıları kaybolmuş, bazıları deniz kazalarında ölmüş, bazılarını açlıktan-susuzluktan hayatını kaybetmiş ve bazıları da çeşitli tüccarlarca köle olarak satılmıştır.
kutsal toprakların sadece temiz gönüllü çocuklar ile geri alınabileceğini söyleyen papa bu şekilde aileleri de ikna etmiştir fakat çocuklarını kaybeden bazı ailelerce, liderlerin aileleri linçlenmiştir ve hatta idam edilmişlerdir.
günümüze yakın yapılan araştırmalarda bu seferlerin aslında çocuklar tarafından yapılmadığını; eski kaynaklarda geçen kelimelerin çevirisindeki hatalardan dolayı böyle anlaşıldığını. kelimelerin fakir, alt, köylü kesimi ifade ettiğini de söyleyenler vardır. yani tüm yaş gruplarını içeren 2 farklı seferden (almanya ve fransa) bahsedilir ve bunlar birlikte anlatıla anlatıla harmanlanmıştır.
daha fazla bilgi için: wikipedia ve vikipedi
devamını gör...
sözlükte takıldıkça normal insana dönmek
anormal miydik??
tanım: ajan olmusuz haberimiz yok..yazar hezeyanı..
tanım: ajan olmusuz haberimiz yok..yazar hezeyanı..
devamını gör...
eski sevgiliyi özlemek
hiç kimse unutmaz kimseyi. sadece hatırladığında ona verdiği manayı değiştirir zamanla. eskiden katlanılmaz olan şeyler artık katlanılabilir haldeyse bunun sebebi ona verilen değerin, anlamın değişmesinden dolayıdır. mana değiştikçe beklentiler düşer. özlemek komik olmaya başlar. özlerseniz birini bunu unutmayın. her özlenen, yeni birini özlüyor.
devamını gör...
unutulmayan lise anıları
ingilizce sınavında " three de 2 tane mi e var?" diye soran arkadaşıma "evet" demiştim. sınavdan sonra yanıma gelip thhre şeklinde yazdığını söylemişti. "e yi sorup niye h yazdın?" diye sorduğumda da "e dedim zaten e" diye h'yi göstermişti. keşke trakyalı olduğunu sınavda hatırlasaydım.
devamını gör...
gama ışını
ilk kez paul villard tarafından tanımlanmış ama ismini ernest rutherford'dan almış olan, elektromanyetik tayftaki en yüksek enerjili dalgalar.
atom çekirdeğinde meydana gelen radyoaktif olaylar sonucunda ortaya çıkarlar. maddelerin içerisine nüfuz etme konusunda en güçlü ışınlar bunlardır ve ancak kalın kurşun bloklarla sadece bir kısmının girişini önlemek mümkündür.
bilimsel keşiflerde ve tıp alanında yararlanılan ışınlardır.
atom çekirdeğinde meydana gelen radyoaktif olaylar sonucunda ortaya çıkarlar. maddelerin içerisine nüfuz etme konusunda en güçlü ışınlar bunlardır ve ancak kalın kurşun bloklarla sadece bir kısmının girişini önlemek mümkündür.
bilimsel keşiflerde ve tıp alanında yararlanılan ışınlardır.
devamını gör...
türklere özgü davranışlar
her şeyden ortaya karışık tabiri(bkz: little little in to the middle)
devamını gör...
kafa açan kesitler kadınlar günü özel
bazı insanların beyinlerine çip takıp döngüde izletmek istediğim kesittir.
devamını gör...
kafa sözlük
uzun vadeli yaşamak ve okunmak isteniyorsa basit, anlaşılır bir renk paletine/arayüzüne ve nitelikli yazarlara ihtiyacı olan sözlük. ilki için para, ikincisi içinse cesaret, insiyatif alma ve o niteliği belirleyebilecek bilgi birikimi/kalite gerek.
edit: ayrıca şunu da ekleyeyim. fotoğraf,resim gibi ürünleri direk yükleyebilmek yarattığı görsel dil sebebiyle bir sözlükte olmaması gerektiğini düşündüğüm özellikler, umarım bunu bir tekrar gözden geçirirler.
edit: ayrıca şunu da ekleyeyim. fotoğraf,resim gibi ürünleri direk yükleyebilmek yarattığı görsel dil sebebiyle bir sözlükte olmaması gerektiğini düşündüğüm özellikler, umarım bunu bir tekrar gözden geçirirler.
devamını gör...
kömbe
çok güzel yaparım.. özel bir baharatı vardır.. olmazsa olmazi; baharatı ve kalıplaridir..
devamını gör...
kedi beslemek
gerçekten zevk alarak, severek yaptığım iştir. ama be kardeşim ayda 4 kilo mama yenir mi ya ? ocağımı söndürdü herif.
kedi dediğin 3 -4 kilo olur, 10 kilo olmaz. *
kedi dediğin 3 -4 kilo olur, 10 kilo olmaz. *
devamını gör...
kız kıza dans etmek
mezdeke vari bir şeyse okeyim hanımlar.
haydin piste bekliyorum.*
yahu isteyen istediğiyle istediği gibi dans eder. her şeyide bilmeyin bir zahmet.
sanki dersin kraliyet ailesinde doğduk büyüdük. hepimiz türkiyedeyiz ve bir çoğumuz bugün eleştirdiklerimizi dün mecburiyetten, bilinçsizlikten ya da eğlencesine yaptık. kasmayın bu kadar az rahatlayın please.*
haydin piste bekliyorum.*
yahu isteyen istediğiyle istediği gibi dans eder. her şeyide bilmeyin bir zahmet.
sanki dersin kraliyet ailesinde doğduk büyüdük. hepimiz türkiyedeyiz ve bir çoğumuz bugün eleştirdiklerimizi dün mecburiyetten, bilinçsizlikten ya da eğlencesine yaptık. kasmayın bu kadar az rahatlayın please.*
devamını gör...
oberalp geçiti
isviçre'de bulunan inanılmaz dağ yolu.
ancak kışın aşırı kaygan olmasından dolayı sadece yaz aylarında açık oluyor.
ancak kışın aşırı kaygan olmasından dolayı sadece yaz aylarında açık oluyor.
devamını gör...
vincent van gogh
hollandalı, post empresyonist ressam.
en ünlü tablosu olan yıldızlı gece'nin hikayesi ise şöyledir:
van gogh çeşitli zihinsel rahatsızlıkları sebebiyle akıl hastahanesinde tedavi görmektedir. odasında, önünde parmaklık bulunan ufacık bir penceresi vardır. van gogh her gün o parmaklıklara yapışarak gördüğü manzarayı izlemektedir. işte o manzara yıldızlı gece'yi yaratacak olan saint remy de provence manzarasıdır. van gogh, daracık penceresinde gördüğü bu kendinden çerçeveli tabloyu tuvaline aktarır, elbette van gogh farkıyla.. işte yıldızlı gece ortaya çıkmıştır: saint remy de provence şehrinin düşsel bir yorumu.
uzun araştırmalar sonunda, tablonun 25 mayıs 1889, saat 04:40’taki gökyüzünü gösterdiği tespit edilmiştir. ay’ın henüz ilk hilal biçiminde olması ve venüs gezegeninin ufukta görüntülenmiş olmasından yola çıkılarak tablodaki yıldız ve gezegenlerin gün doğarken resmedildiği anlaşılmıştır. van gogh, kardeşi theo'ya yazdığı mektupta bu resimle alakalı şöyle diyor:
"demir parmaklıklı penceremde adeta bir buğday tarlası görüyorum. sabahları ise gün doğumunu tüm ihtişamıyla izliyorum."
"yıldızlara bakmak beni daima hayal dünyasına daldırır. kendime sorarım, fransa haritasındaki noktalar arasında seyahat edip belli bir noktaya ulaşıyoruz da neden gökyüzündeki bu parlak noktalara ulaşamıyoruz? nasıl trene atlayıp tarascon’a ya da rouen’e gidiyorsak yıldızlara ulaşmak için de ölebiliriz."
van gogh'un yıldızlara olan bu hayranlığı sadece yıldızlı gece olarak bilinen o tabloda ortaya çıkmış değildir. pek bilinmese de van gogh, birden fazla yıldızlı gece tasviri çizmiştir.
kuşkusuz ki yıldızlı gece sanat tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır. insanoğlunda da, sadece tanrının sahip olduğu yaratım yeteneğinin kırıntılarının olduğunu bize göstermiştir.
en ünlü tablosu olan yıldızlı gece'nin hikayesi ise şöyledir:
van gogh çeşitli zihinsel rahatsızlıkları sebebiyle akıl hastahanesinde tedavi görmektedir. odasında, önünde parmaklık bulunan ufacık bir penceresi vardır. van gogh her gün o parmaklıklara yapışarak gördüğü manzarayı izlemektedir. işte o manzara yıldızlı gece'yi yaratacak olan saint remy de provence manzarasıdır. van gogh, daracık penceresinde gördüğü bu kendinden çerçeveli tabloyu tuvaline aktarır, elbette van gogh farkıyla.. işte yıldızlı gece ortaya çıkmıştır: saint remy de provence şehrinin düşsel bir yorumu.
uzun araştırmalar sonunda, tablonun 25 mayıs 1889, saat 04:40’taki gökyüzünü gösterdiği tespit edilmiştir. ay’ın henüz ilk hilal biçiminde olması ve venüs gezegeninin ufukta görüntülenmiş olmasından yola çıkılarak tablodaki yıldız ve gezegenlerin gün doğarken resmedildiği anlaşılmıştır. van gogh, kardeşi theo'ya yazdığı mektupta bu resimle alakalı şöyle diyor:
"demir parmaklıklı penceremde adeta bir buğday tarlası görüyorum. sabahları ise gün doğumunu tüm ihtişamıyla izliyorum."
"yıldızlara bakmak beni daima hayal dünyasına daldırır. kendime sorarım, fransa haritasındaki noktalar arasında seyahat edip belli bir noktaya ulaşıyoruz da neden gökyüzündeki bu parlak noktalara ulaşamıyoruz? nasıl trene atlayıp tarascon’a ya da rouen’e gidiyorsak yıldızlara ulaşmak için de ölebiliriz."
van gogh'un yıldızlara olan bu hayranlığı sadece yıldızlı gece olarak bilinen o tabloda ortaya çıkmış değildir. pek bilinmese de van gogh, birden fazla yıldızlı gece tasviri çizmiştir.
kuşkusuz ki yıldızlı gece sanat tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır. insanoğlunda da, sadece tanrının sahip olduğu yaratım yeteneğinin kırıntılarının olduğunu bize göstermiştir.
devamını gör...
hocus pocus
başrollerinde bette midler, sarah jessica parker ve kathy najimy olan, 1993 walt disney yapımı fantastik komedi filmidir. yönetmenliğini kenny ortega üstlenmiştir. salem, massachusetts’e yeni taşınmış, cadılara inanmayan bir ergenin cadılar bayramı gecesinde sanderson kardeşler olarak bilinen cadıları 300 yıllık uykusundan uyandırmasını konu alır. gösterime girdiği yıl ne başarılı ne de başarısız olan film, walt disney’in tv kanalında tekrar gösterimleri ile izleyicinin ilgisini çekmeyi başarmıştır. bundan sonra da 80’li ve erken 90’lı yıllarda doğanlar arasında bir çeşit cadılar bayramı geleneği olarak her yıl halloween, friday the 13th, hellraiser gibi hocus pocus izleme trendi başlar. bu yıllarda doğmuş olanlar için bir kült filme dönüşmüştür. bir neslin nostalji filmidir ve bette midler’ın seslendirdiği film için uyarlanan 'i put a spell on you' şarkısı filmin en meşhur “soundtracki” olarak bilinir. bette midler’ın yakın zamanda twitter hesabından attığı tweet ile duyurduğu üzere devam filmi hocus pocus 2 sonbahar 2022’de izleyicisi ile buluşacak.
(bkz: bette midler)
(bkz: sarah jessica parker)
(bkz: kathy najimy)
(bkz: walt disney)
(bkz: bette midler)
(bkz: sarah jessica parker)
(bkz: kathy najimy)
(bkz: walt disney)
devamını gör...
çocukluğunuzdaki bayram travmaları
benim için net "ender" marka çikolata. taş gibiydi. tadı da kötüydü. ucuz diye herkes onu alıyordu sanırım. gittiğimiz her evde onu ikram ederlerdi. mecbur bir tane alırdım. yiyemezdim de. aylar sonra çantamda bulurdum çoğu zaman.
devamını gör...
bertolt brecht
tiyatro ve şiirleriyle her okuduğumda hayranlık uyandıran kıymetli şahsiyet.
''yüreklisin,
kime karşı?
akıllısın,
yararı kime?
gözetmezsin kendi çıkarını,
peki gözettiğin kimin ki?
dostluğuna diyecek yok ya,
dostların kimler?''
''yüreklisin,
kime karşı?
akıllısın,
yararı kime?
gözetmezsin kendi çıkarını,
peki gözettiğin kimin ki?
dostluğuna diyecek yok ya,
dostların kimler?''
devamını gör...
charlie'nin çikolata fabrikası
2005 yapımı tim burton yönetmenliğinde, john august ve roald dalh senaristliğinde çekilmiş çocuk, komedi, fantastik, macera filmidir.
kitaptan uyarlama bir film kendileri. çatlak çikolata fabrika sahibi willy wonka'nın halka çikolataların içinden çıkan bileti getiren 5 çocuğu fabrikasını gezdireceğini açıklamasıyla başlıyor her şey.
ilk çocuk augustos golup sürekli çikolata yiyen hafif tombul bir çocuk kendileri. ikinci çocuk veruca salt ailesinin ne isterse yaptığı şımarık bir kız. üçüncü çocuk violet beaurge kafayı birincilikle bozmuş annenin kafayı birincilikle bozmuş itici kızı. dördüncü mike teavee kafayı bilgisayar oyunlarıyla bozmuş agresif ve wonka'yı sürekli aşağılamaya çalışan bir çocuk. ve son çocuk charlie çikolata fabrikası hayranı, fakir bir ailenin akıllı çocuğu.
wonka bu turu isterken bir amaca hizmet ediyor. hem çocuklara dersler vermek onları yola getirmek hem de yerine bir varis seçmek.
wonka'nın babasıyla yaşadığı kötü deneyimler de yansıyor filme. sanırım bu garip hallerinin nedeni kötü ebevy ilişkisi.
wonka'yı efsane oyunculuğuyla johnny depp canlandırıyor.
umpa lumpalar hele ki o garip gurup umpa lumpalar evlerden ırak diyor aranızdan ayrılıyorum.
keyifli ama zaman zaman sıkıcı olan bir film. gerçi çok beğenilmiş ama sanırım ben modum da değildim.
keyifli seyirler efem...
seslendirme ekibi,
willy wonka (sungun babacan)
charlie bucket (burak urans)
büyükbaba joe (erol günaydın)
bay bucket (sefa zengin)
bayan beauregarde (zeynep özden ayyıldız)
bay salt (nüvit candaner)
dr. wonka (kaya akarsu)
bay teavee (ali ekber diribaş)
violet beauregarde (hazal erdal)
veruca salt (ece tuncacı)
mike teavee (ömer can duna)
anlatıcı (mazlum kiper)
büyükbaba george (erhan abir)
kitaptan uyarlama bir film kendileri. çatlak çikolata fabrika sahibi willy wonka'nın halka çikolataların içinden çıkan bileti getiren 5 çocuğu fabrikasını gezdireceğini açıklamasıyla başlıyor her şey.
ilk çocuk augustos golup sürekli çikolata yiyen hafif tombul bir çocuk kendileri. ikinci çocuk veruca salt ailesinin ne isterse yaptığı şımarık bir kız. üçüncü çocuk violet beaurge kafayı birincilikle bozmuş annenin kafayı birincilikle bozmuş itici kızı. dördüncü mike teavee kafayı bilgisayar oyunlarıyla bozmuş agresif ve wonka'yı sürekli aşağılamaya çalışan bir çocuk. ve son çocuk charlie çikolata fabrikası hayranı, fakir bir ailenin akıllı çocuğu.
wonka bu turu isterken bir amaca hizmet ediyor. hem çocuklara dersler vermek onları yola getirmek hem de yerine bir varis seçmek.
wonka'nın babasıyla yaşadığı kötü deneyimler de yansıyor filme. sanırım bu garip hallerinin nedeni kötü ebevy ilişkisi.
wonka'yı efsane oyunculuğuyla johnny depp canlandırıyor.
umpa lumpalar hele ki o garip gurup umpa lumpalar evlerden ırak diyor aranızdan ayrılıyorum.
keyifli ama zaman zaman sıkıcı olan bir film. gerçi çok beğenilmiş ama sanırım ben modum da değildim.
keyifli seyirler efem...
seslendirme ekibi,
willy wonka (sungun babacan)
charlie bucket (burak urans)
büyükbaba joe (erol günaydın)
bay bucket (sefa zengin)
bayan beauregarde (zeynep özden ayyıldız)
bay salt (nüvit candaner)
dr. wonka (kaya akarsu)
bay teavee (ali ekber diribaş)
violet beauregarde (hazal erdal)
veruca salt (ece tuncacı)
mike teavee (ömer can duna)
anlatıcı (mazlum kiper)
büyükbaba george (erhan abir)
devamını gör...
