köylü yazardan ironiler
girdiği tanımlarla hayat dolu birisi olduğunu düşündüğüm ve beğenerek takip ettiğim kıymetli bir yazar.
devamını gör...
sözlükte kim kadın kim erkek anlayamama sorunsalı
regl ağrısı gibi kadın turnusolu başlıklarda dolaşıldığı takdirde kendi kendini yok ederek toz bulutuna karışacak olan sorunsaldır.
ağrıların şiddeti, kendini gösteriş şekli ve sıklığından bahseden kadınlarımız ile onlara sen palevera bırah diyerek kontra atak yapan erkeklerimiz arasındaki amansız söz dalaşını okuyarak siz de "aaa bu kadınmış, anaaa buna naber prenses yazmıştım e bu erkekmiş" tarzı aydınlanmalar yaşayabilirsiniz. üzmeyin tatlı canınızı.
ağrıların şiddeti, kendini gösteriş şekli ve sıklığından bahseden kadınlarımız ile onlara sen palevera bırah diyerek kontra atak yapan erkeklerimiz arasındaki amansız söz dalaşını okuyarak siz de "aaa bu kadınmış, anaaa buna naber prenses yazmıştım e bu erkekmiş" tarzı aydınlanmalar yaşayabilirsiniz. üzmeyin tatlı canınızı.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
bittiiiii!
her yayında "artık alıştım heyecanlanmam" deyip bir öncekinden daha çok heyecanlanıyorum, yerimde duramıyorum. ama o kadar güzelsiniz ki hem yayın öncesi hem yayın sırası o da yetmiyormuş gibi yayın sonrasında yalnız bırakmıyor hep yanı başımda duruyorsunuz. siz olmasanız bu yayın da olmazdı biliyorsunuz değil mi?
heyecanı, hüznü, mutluluğu ve hatta mutluluktan ağlamayı yaşıyorum sayenizde, şimdi ben size sözlük ailem demeyeyim de ne diyeyim hı?
çok ama çok teşekkür ederim, sahnenin önündeki ve arkadaki yıldızlarıma, destek olan herkese. iyi ki varsınız ve diliyorum ki hep olun!
haftaya yeni konsept ve yayın ile görüşmek üzere sevgili kafa sözlük ailem, sizi çok seviyorum.
bir gün umarım ayrı yerlerden çıktığımız bu dünyadan uzak yolculuğunda hepimiz aynı yere varırız ve hep bir ağızdan söyleriz bu şarkıları, olamaz mı? olabilir!
her yayında "artık alıştım heyecanlanmam" deyip bir öncekinden daha çok heyecanlanıyorum, yerimde duramıyorum. ama o kadar güzelsiniz ki hem yayın öncesi hem yayın sırası o da yetmiyormuş gibi yayın sonrasında yalnız bırakmıyor hep yanı başımda duruyorsunuz. siz olmasanız bu yayın da olmazdı biliyorsunuz değil mi?
heyecanı, hüznü, mutluluğu ve hatta mutluluktan ağlamayı yaşıyorum sayenizde, şimdi ben size sözlük ailem demeyeyim de ne diyeyim hı?
çok ama çok teşekkür ederim, sahnenin önündeki ve arkadaki yıldızlarıma, destek olan herkese. iyi ki varsınız ve diliyorum ki hep olun!
haftaya yeni konsept ve yayın ile görüşmek üzere sevgili kafa sözlük ailem, sizi çok seviyorum.
bir gün umarım ayrı yerlerden çıktığımız bu dünyadan uzak yolculuğunda hepimiz aynı yere varırız ve hep bir ağızdan söyleriz bu şarkıları, olamaz mı? olabilir!
devamını gör...
onurlu bir hayatı tercih edenlerin enayi muamelesi görmesi
üniversiteden mezun olunca çok sık maruz kaldığım bir durum. kendi içinde bir paradoks adeta. mevcut iktidarla örtüşmeyen bir dünya görüşüm var fakat yakın akrabalarım beni tek bir telefonla iş sahibi yapabilecek kadar yakınlar o iktidara.
onlarca mülakatta açıktan referans muhabbetlerinin döndüğünü gördüm. tamamından değilse büyük bir kısmından bu sebeple elendiğimi çok iyi biliyorum. açık açık yüzüme sorulduğu bile oldu torpilin var mı diye.
tüm baskılara rağmen kabul etmedim torpil ile iş sahibi olmayı. bunun için "çalışmak istemiyor bu da bahanesi" gibi suçlamalar bile yapıldı en yakınlarım tarafından.
herhangi bir şekilde anlatma gereği de duymadım bu tavrımı.
ama liyakat sahibi olmayan insanların o mülâkatlardan güle oynaya geçtiğini görünce kendime sürekli sorduğum soru şu:
bunu yaparsan başkasının hakkına mı girmiş olacaksın yoksa kendi hakkını mı savunmuş olacaksın?
ülkede o işe uygun tek kişi sen değilsen bu her şekilde birinin hakkına girmektir, diye cevap veriyorum sonra bu soruya.
işin asıl üzücü tarafı ise enayi muamelesi görmek.
artık onurlu bir hayatı seçmekle övünemiyoruz bu sebeple. torpille iş sahibi olanlar ise eskiden bunu inkar ederdi en kötü ihtimal. şimdi ise övünerek anlatıyor hatta torpil yarıştırıyorlar.
aklıma ismet inönü'nün 5 temmuz 1931'de tbmm'de söylediği o söz geliyor.
"eğer bir memlekette erbab-ı namus, laakal eşşira kadar sabur olmazsa, o memleket behemahal batar."
-bir ülkede namuslular, en az namussuzlar kadar cesur olmazsa, o ülke mutlaka batar...
onlarca mülakatta açıktan referans muhabbetlerinin döndüğünü gördüm. tamamından değilse büyük bir kısmından bu sebeple elendiğimi çok iyi biliyorum. açık açık yüzüme sorulduğu bile oldu torpilin var mı diye.
tüm baskılara rağmen kabul etmedim torpil ile iş sahibi olmayı. bunun için "çalışmak istemiyor bu da bahanesi" gibi suçlamalar bile yapıldı en yakınlarım tarafından.
herhangi bir şekilde anlatma gereği de duymadım bu tavrımı.
ama liyakat sahibi olmayan insanların o mülâkatlardan güle oynaya geçtiğini görünce kendime sürekli sorduğum soru şu:
bunu yaparsan başkasının hakkına mı girmiş olacaksın yoksa kendi hakkını mı savunmuş olacaksın?
ülkede o işe uygun tek kişi sen değilsen bu her şekilde birinin hakkına girmektir, diye cevap veriyorum sonra bu soruya.
işin asıl üzücü tarafı ise enayi muamelesi görmek.
artık onurlu bir hayatı seçmekle övünemiyoruz bu sebeple. torpille iş sahibi olanlar ise eskiden bunu inkar ederdi en kötü ihtimal. şimdi ise övünerek anlatıyor hatta torpil yarıştırıyorlar.
aklıma ismet inönü'nün 5 temmuz 1931'de tbmm'de söylediği o söz geliyor.
"eğer bir memlekette erbab-ı namus, laakal eşşira kadar sabur olmazsa, o memleket behemahal batar."
-bir ülkede namuslular, en az namussuzlar kadar cesur olmazsa, o ülke mutlaka batar...
devamını gör...
riyakar insan
samimi duygular beslemeyen, birinin yüzüne karşı başka, arkasından başka konuşan kişi.
devamını gör...
tanım beğenen favoriye ekleyenden daha az beğenir gerçeği
devamını gör...
yılmaz özdil
atatürk üzerinden prim yapmakla meşhur bir insandır kendisi . kendine has bir yazım şeklide yoktur günün birinde atatürk ile ilgili kitap okumak isterseniz bu amca hariç kimden okursanız okuyun .
devamını gör...
ölmenin en iyi yanı
bunu hiçbir zaman bilemeyecek olmandır.
devamını gör...
lotr dizisindeki siyahi elf saçmalığı
tolkien evreni dış görünüşün detaylı anlatıldığı ve karakterlerin görünüşlerinin davranışlarını gösterdiği bir evrendir. gri gandalf- ak gandalf, ak saruman- aklığı değişmiş saruman... hepsi bilinçlidir.
şimdi buna "ne yani çirkinler kötü olmak zorunda mı? yanlış mesaj, yakışıklı ork, çirkin elf olsun" diyemezsin. kısa saçlı elf bile koyamazsın. koydular.
adam eski usul destan yazıyor. en ince datayına kadar dünya kurup anlatıyor, dilini, kültürünü net ortaya koyuyor. beğen beğenme adamın bir davası var. bu yüzden işi mac donalds çocuk menüsüne çevirenlere küfrediyoruz.
şimdi buna "ne yani çirkinler kötü olmak zorunda mı? yanlış mesaj, yakışıklı ork, çirkin elf olsun" diyemezsin. kısa saçlı elf bile koyamazsın. koydular.
adam eski usul destan yazıyor. en ince datayına kadar dünya kurup anlatıyor, dilini, kültürünü net ortaya koyuyor. beğen beğenme adamın bir davası var. bu yüzden işi mac donalds çocuk menüsüne çevirenlere küfrediyoruz.
devamını gör...
hala yapmak istenilen çocukluk aktiviteleri
salıncağa ve tahterevalliye binmek. çocukluğumdan beri en sevdiğim şey olabilir.
devamını gör...
ama kafamız nasıl güzel radyo programı
hem yayıncılarına olan sevgimden hem de konunun güzelliğinden kaçırdığım için çok üzüldüğüm yayın, oysa çok özlemiştim ikinizi de. geç ve azıcık olsa da sesinizi duymak çok güzel.
konu sevmekmiş, ne güzel.
her zaman herkese yakışan yegane duygu sanırım sevmek. seven, sevilen insanlar ayrı güzeldir, daha güzel bakarlar hayata bana göre çünkü sevgi güzelleştirir bizi.
ama burada önemli olan çok kritik bir nüans var ki o da sevginin ifade ediliş, gösteriliş şekli. dilde olan, sözde kalan, davranışa yansımayan sevginin zerre önemi yoktur bazen. o yüzden sadece sözde olan sevgiler bitmeye yani ayrılığa mahkumdur.
davranışla gösterilen sevgi kalıcı olur, beceremeyen sevmesin bir zahmet ya da seviyorum demesin. çünkü sevmek de yorulur.
son olarak sevmenin bahanesi olmaz. sevmek sevmektir, kolaydır, içten gelir ve gerçek sevgi sizi asla terk etmez. siz sevdiğiniz şeyi gerçekten seviyorsanız hiçbir bahanenin arkasına sığınamazsınız, çünkü insan sevgisinden de sorumludur.
ne diyordu tilki küçük prense "ölene kadar sorumlusun gönül bağı kurduğun şeyden."
işte asıl sevgi kurulan gönül bağıdır ve bu bağ kurulunca ölene kadar kopmaz.
konu sevmekmiş, ne güzel.
her zaman herkese yakışan yegane duygu sanırım sevmek. seven, sevilen insanlar ayrı güzeldir, daha güzel bakarlar hayata bana göre çünkü sevgi güzelleştirir bizi.
ama burada önemli olan çok kritik bir nüans var ki o da sevginin ifade ediliş, gösteriliş şekli. dilde olan, sözde kalan, davranışa yansımayan sevginin zerre önemi yoktur bazen. o yüzden sadece sözde olan sevgiler bitmeye yani ayrılığa mahkumdur.
davranışla gösterilen sevgi kalıcı olur, beceremeyen sevmesin bir zahmet ya da seviyorum demesin. çünkü sevmek de yorulur.
son olarak sevmenin bahanesi olmaz. sevmek sevmektir, kolaydır, içten gelir ve gerçek sevgi sizi asla terk etmez. siz sevdiğiniz şeyi gerçekten seviyorsanız hiçbir bahanenin arkasına sığınamazsınız, çünkü insan sevgisinden de sorumludur.
ne diyordu tilki küçük prense "ölene kadar sorumlusun gönül bağı kurduğun şeyden."
işte asıl sevgi kurulan gönül bağıdır ve bu bağ kurulunca ölene kadar kopmaz.
devamını gör...
güzel kadın vs zeki kadın
lafta zeki kadını tercih edip iş icraata geldiğinde güzel kadın tercih edilecektir.
devamını gör...
erol simavi
sedat simavi'nin küçük oğlu ve veliahtı.
1953'te babalarının vefatı üzerine abisi haldun simavi ile beraber hürriyet gazetesinin başına geçen erol simavi, bu esnada 23 yaşında bir ışık lisesi mezunudur. 1960'larda abisinin hisselerini alarak günaydın gazetesini çıkarması üzerine erol simavi ileriki yıllarda gazetenin tek patronu haline gelecektir.
hürriyet, uzun yıllar orduya en yakın gazeteydi. bunun da etkisiyle mi bilmem ama erol simavi bıyığını balta kesmez bir patrondu. başbakanlık yemeğinde, o günlerde medyada hızla büyüyerek anap merkez medyasını oluşturmaya çalışan asil nadir'le "gel hürriyet'i de sana satarım, turgut bey'e de aracılığı için avanta veririz" diye dalga geçmişliği vardır. keza özal suikastında da adının geçtiği, özal'ın da bunu bildiği ama simavi'nin gücünden çekinerek ona dokunmadığı iddia edilirdi. bir başka hakkında sıkça anlatılan rivayet de ibrahim tatlıses'e fiil-i livata ettirip fotoğraflarını çekerek ona şantaj yaptığı... belki bunlar rivayet, ama piyasanın en çapkın adamı olduğu, elinden ne nükhet duru'nun ne de gönül yazar'ın kurtulduğu bir gerçek. keza gazinocular kralı fahrettin aslan ile ilişkileri (fahri bey'in oğlu sacit aslan'ım yeni kitabında da gündeme geldi) ve masonluğu da öyle. gazetenin 40. kuruluş yıldönümü vesilesiyle emin çölaşan'a verdiği röportajda kendisi kabul etmiş hem de.
90'ların başında oğlunun ölümüyle hayata küsen ve kendini emekli ederek monaco prensliğine taşınan simavi, hürriyet'i yabancı bir medya grubuna (maxvell) satmak isterken son anda bu işe taş konmuş, daha sonra da gazeteyi aydın doğan'a satmıştı. (burayı sabahattin önkibar aktarır, hatta önkibar'ın o dönem konuştuğu bir general "evet hürriyet'i gavura bırakamazdık" diye taş koyanın kimler geldi olduğunu itiraf etmiş). 2015'te ölen erol bey'i eski çalışanları her daim sitayişle anar. örneğin emin çölaşan, kendisini sendikaya izin veren, toplu sözleşmeye harfiyen uyan, ayrıca tüm baskıyı göğüsleyen ve "şu haberi geçme, şu yazıyı yazma" demeyen bir patron olarak betimler (kovulduk ey halkım unutma bizi kitabında). göcek'teki domuz adası'nın da sahibidir ayrıca, ada kendisinden sonra eşi belma simavi'ye kalmıştır.
1953'te babalarının vefatı üzerine abisi haldun simavi ile beraber hürriyet gazetesinin başına geçen erol simavi, bu esnada 23 yaşında bir ışık lisesi mezunudur. 1960'larda abisinin hisselerini alarak günaydın gazetesini çıkarması üzerine erol simavi ileriki yıllarda gazetenin tek patronu haline gelecektir.
hürriyet, uzun yıllar orduya en yakın gazeteydi. bunun da etkisiyle mi bilmem ama erol simavi bıyığını balta kesmez bir patrondu. başbakanlık yemeğinde, o günlerde medyada hızla büyüyerek anap merkez medyasını oluşturmaya çalışan asil nadir'le "gel hürriyet'i de sana satarım, turgut bey'e de aracılığı için avanta veririz" diye dalga geçmişliği vardır. keza özal suikastında da adının geçtiği, özal'ın da bunu bildiği ama simavi'nin gücünden çekinerek ona dokunmadığı iddia edilirdi. bir başka hakkında sıkça anlatılan rivayet de ibrahim tatlıses'e fiil-i livata ettirip fotoğraflarını çekerek ona şantaj yaptığı... belki bunlar rivayet, ama piyasanın en çapkın adamı olduğu, elinden ne nükhet duru'nun ne de gönül yazar'ın kurtulduğu bir gerçek. keza gazinocular kralı fahrettin aslan ile ilişkileri (fahri bey'in oğlu sacit aslan'ım yeni kitabında da gündeme geldi) ve masonluğu da öyle. gazetenin 40. kuruluş yıldönümü vesilesiyle emin çölaşan'a verdiği röportajda kendisi kabul etmiş hem de.
90'ların başında oğlunun ölümüyle hayata küsen ve kendini emekli ederek monaco prensliğine taşınan simavi, hürriyet'i yabancı bir medya grubuna (maxvell) satmak isterken son anda bu işe taş konmuş, daha sonra da gazeteyi aydın doğan'a satmıştı. (burayı sabahattin önkibar aktarır, hatta önkibar'ın o dönem konuştuğu bir general "evet hürriyet'i gavura bırakamazdık" diye taş koyanın kimler geldi olduğunu itiraf etmiş). 2015'te ölen erol bey'i eski çalışanları her daim sitayişle anar. örneğin emin çölaşan, kendisini sendikaya izin veren, toplu sözleşmeye harfiyen uyan, ayrıca tüm baskıyı göğüsleyen ve "şu haberi geçme, şu yazıyı yazma" demeyen bir patron olarak betimler (kovulduk ey halkım unutma bizi kitabında). göcek'teki domuz adası'nın da sahibidir ayrıca, ada kendisinden sonra eşi belma simavi'ye kalmıştır.
devamını gör...
üniversiteyi şehir dışında okumak
bunu bir tık ileri taşıyarak liseyi şehir dışında veya hiç olmazsa aileden ayrı bir şekilde iyi bir yurtta kalarak okumak diyorum. kattığı olgunluğu ve kendine yetebilirliği üniversitede bile kazanamayan çok insan var çünkü
devamını gör...
erkeklerin sürekli fotoğraf istemesi
nefret ediyorum böyle tiplerden. hani ne amaçla istediğinizi bilmesek ayrı konu ama fotoğrafa bakıp ne kadar güzel kız keşke duygularıma karşılık verse demediğiniz kesin. ya da ben hep o tür erkeklerle karşılaştım. bilemedim şimdi. istemeyin arkadaşlar yine de çok irrite edici bir durum.
devamını gör...
uyumak için yapılanlar
kahrolası asmr videoları izlemek
devamını gör...
çocukken yapılan psikopatlıklar
merdivenden bisiklet ile inmeye çalışmak.
başarılı olamayan bir deneyimdi benim için. bayılmış ve tüm mahalleyi başıma toplamış, mahallede en çok korktuğum insan*tarafından hastahaneye götürülmüşüm.
tuhaf bir insanmışım demek isterdim ama hiç bir zaman normal olmadığım için söyleyemiyorum bunu.*
başarılı olamayan bir deneyimdi benim için. bayılmış ve tüm mahalleyi başıma toplamış, mahallede en çok korktuğum insan*tarafından hastahaneye götürülmüşüm.
tuhaf bir insanmışım demek isterdim ama hiç bir zaman normal olmadığım için söyleyemiyorum bunu.*
devamını gör...
linkin park
numb ve ın the end sarkılarını bi tık fazla sevdiğim, istanbul’ a geldiklerinde parasızlıktan konserine gidemediğim ve içimde ukde kalan grup.
devamını gör...
damdan düşenin halini damdan düşen anlar
-damdan düşen : hocam sen kendini iyice deli gibi yaptın.
devamını gör...
