cc
compact car'ın kısaltmasıdır.
devamını gör...
kleine levin sendromu
psikoloji'de aşırı yemek yeme ve aşırı uyku ile beliren frontal lob sendromu yansıtan nörolojik bir hastalıktır.
devamını gör...
sözlükte kadın sanılmak
sabah kendi kendime "ne komik kız, bir ara nickaltı yazmak gerek." diye düşündüğüm insanın erkek çıkması. #1561332
devamını gör...
çikolatalı portakallı kek
insanlara neden lezzetli geldiğini anlamadığım ve doğal olarak da kendi damak tadımı suçlamama neden olan kektir. yine de şanslı sayılırım zira bir damak tadım olmadığı için ortada bir suçlu da yok.
portakalın ne olduğunu biliyorum, çikolatanın da, hatta belki inanmayacaksınız ama keklere de aşinayım ama çikolatalı portakallı kek kavramı bana çok uzak. anlamsız çağrışımlar doğuruyor zihnimde.
bu tanımın içinde hiçbir travmatik anı olmayacak, hüzünlü bir hikayeye uzaktan bakıp gülümsemeyeceğim. bu insanolunbiraz’ın anlam arayışı. ben sözümü tutarım.
bir gordon ramsey olmadığım kesin, belki istesem olurum ama isteksizim bu konuda da. ama en azından gastronomi alanında görsel bir bilgi birikimim olabilirdi. başlık sahibi yazarımızın yazdığı tanımda bile şaşkınlığımı kendimden bile gizleyemedim.
öncelikle portakallı kısmındaki “portakal” aslında portakal kabuğu imiş. başlığı okuyunca ben onların portakal dilimi olduğunu düşünmüştüm. manasız elbette ama benim zihnimi ipotek altına alamaz kimse.
daha sonraki şaşkınlığım ise çikolata konusunda oldu. ben tabii ki çikolata denilince en azından bir tadelle umdum, o değilse bile bir petito olabilirdi. ama değilmiş. çikolata parçaları imiş. şaşkınım.
kek konusuna gelince umarım robnaja’nın yazdığı tanımda anlattığı kek şekil olarak benim zihnimdeki ile aynı forma sahiptir. zira eğer burda da yanılmışsam gastronomi cehaletimin boyutları konusunda derin bir korkuya kapılacağım.
portakalın ne olduğunu biliyorum, çikolatanın da, hatta belki inanmayacaksınız ama keklere de aşinayım ama çikolatalı portakallı kek kavramı bana çok uzak. anlamsız çağrışımlar doğuruyor zihnimde.
bu tanımın içinde hiçbir travmatik anı olmayacak, hüzünlü bir hikayeye uzaktan bakıp gülümsemeyeceğim. bu insanolunbiraz’ın anlam arayışı. ben sözümü tutarım.
bir gordon ramsey olmadığım kesin, belki istesem olurum ama isteksizim bu konuda da. ama en azından gastronomi alanında görsel bir bilgi birikimim olabilirdi. başlık sahibi yazarımızın yazdığı tanımda bile şaşkınlığımı kendimden bile gizleyemedim.
öncelikle portakallı kısmındaki “portakal” aslında portakal kabuğu imiş. başlığı okuyunca ben onların portakal dilimi olduğunu düşünmüştüm. manasız elbette ama benim zihnimi ipotek altına alamaz kimse.
daha sonraki şaşkınlığım ise çikolata konusunda oldu. ben tabii ki çikolata denilince en azından bir tadelle umdum, o değilse bile bir petito olabilirdi. ama değilmiş. çikolata parçaları imiş. şaşkınım.
kek konusuna gelince umarım robnaja’nın yazdığı tanımda anlattığı kek şekil olarak benim zihnimdeki ile aynı forma sahiptir. zira eğer burda da yanılmışsam gastronomi cehaletimin boyutları konusunda derin bir korkuya kapılacağım.
devamını gör...
psikolojisi bozulan otobüs şoförü
istanbul’da çalışan otobüs şöförüdür. yolda giderken psikolojim bozuldu deyip yolcuları indirmeye çalışmış.
buradan çıkarmamız gereken mesaj hayat uzun bir yoldur. yolculuktur. yolda başımıza böyle şeyler gelebilir. *
habere ve videoya ulaşmak için. buradan
buradan çıkarmamız gereken mesaj hayat uzun bir yoldur. yolculuktur. yolda başımıza böyle şeyler gelebilir. *
habere ve videoya ulaşmak için. buradan
devamını gör...
superhero landing
cümle süper kahramanın sırf hava olsun diye ya da dosta güven düşmana korku vermek niyetiyle kamu malına zarar vermekten tereddüt etmeden yüksek bir yerden yere inmesidir.

süper kahraman olabilmek öyle kolay iş değildir, bakmayın siz ortalığın marvel ve dc süper kahramanları ile dolu olduğuna. belli şartları yerine getirmeden süper kahraman olunamaz.
öncelikle kimsede olmayan bir süper güce ihtiyacınız var, zeki ve havalı olmanız ya da tamamen nevi şahsına münhasır olmanız gerekir. güzel bir kostüm olmadan süper kahraman olmanız düşünülemez bile. elbette bir düşmana da ihtiyacınız var, süper kahraman olup düşman edinememek bütün güçlerinizi atıl kılar.
bu içeriden bilgiyi size vermek beni belli bir tehlike altına sokacaktır biliyorum. profil resmimden da anlaşılacağı üzere ben bu özelliklerin hepsini yerine getirdim. superhero landing hariç.
asıl mevzu başlıkta bahsettiğim harekettir. eğer süper kahraman inişi yapamıyorsanız yine düşmansız kalmış bir süper kahraman durumuna düşersiniz. süper kahraman aleminde bu inişi en iyi yapan iron man’dir. hancock’un da kendi özgü bir stili vardır. spider man birçok konuda olduğu gibi bu konuda da yetersizken, hulk bu hareketle kamu malına zarar vermeyi adet edinmiştir.
velhasılı: süper kahraman inişi mühimdir. en az deadpool kadar büyük bir hayranlıkla izlenir.
deadpool

süper kahraman olabilmek öyle kolay iş değildir, bakmayın siz ortalığın marvel ve dc süper kahramanları ile dolu olduğuna. belli şartları yerine getirmeden süper kahraman olunamaz.
öncelikle kimsede olmayan bir süper güce ihtiyacınız var, zeki ve havalı olmanız ya da tamamen nevi şahsına münhasır olmanız gerekir. güzel bir kostüm olmadan süper kahraman olmanız düşünülemez bile. elbette bir düşmana da ihtiyacınız var, süper kahraman olup düşman edinememek bütün güçlerinizi atıl kılar.
bu içeriden bilgiyi size vermek beni belli bir tehlike altına sokacaktır biliyorum. profil resmimden da anlaşılacağı üzere ben bu özelliklerin hepsini yerine getirdim. superhero landing hariç.
asıl mevzu başlıkta bahsettiğim harekettir. eğer süper kahraman inişi yapamıyorsanız yine düşmansız kalmış bir süper kahraman durumuna düşersiniz. süper kahraman aleminde bu inişi en iyi yapan iron man’dir. hancock’un da kendi özgü bir stili vardır. spider man birçok konuda olduğu gibi bu konuda da yetersizken, hulk bu hareketle kamu malına zarar vermeyi adet edinmiştir.
velhasılı: süper kahraman inişi mühimdir. en az deadpool kadar büyük bir hayranlıkla izlenir.
deadpool
devamını gör...
yazarların yazdığı hikayeler
gece gündüz savaşı*
saatlerce hiç kalkmadığı masasından kalkmıştı. odada yanan sönük sarı ışık ona hem mayışıklık veriyordu hem de sıcak hissettiriyordu. nitekim ona sıcak hissettiren tek şeyin basit bir masa lambası olması da manidardı. evde her yer zifiri zindandı. gözünü ileride ki pencereye dikti. ona doğru yürümeye başladı. yürürken gözlerinin kararması da geçmiş, etrafı daha iyi görmeye başlamıştı.
insan değil mi, her şeye alışırdı. karanlığa bile alışırdı ama yalnızlığa alışamazdı bir türlü. o inanmazdı, kimsenin yalnızlığa alıştığına. olsa olsa görmezden gelmek olurdu, tüm hislerini. alışmış gibi yapardı, sadece kendini kandırmak için. neden kandırırdı ki kendini? bu başka insanları kandırmaya benzemezdi çünkü. bir insanın kendine yapacağı en büyük kötülüktü.. amansız bir savaşın başlangıcıydı çünkü. kendin ve kendin arasında olan o büyük, bitmek tükenmek bilmeyen amansız bir savaş. bir kere girdin mi çıkamazdın acısız, yarasız, zayıf düşmeden..
aman ya, bir pencereye ulaşmak da ne zormuş! halbuki bir ulaşsam, o yağan karı ve müthiş manzarayı bir görebilsem bitecek tüm acılarım. ama ulaşamıyorum. attığım her adım beni daha da geriye çekiyor. ulaşmak istediğim o pencereden göreceğim o şey, beni anlayacak biliyorum. hissediyorum. ama ulaşamıyorum. o beni anladığında kendimi bulacağım. içimdeki savaş bitecek, inanıyorum. kendimi mi kandırıyorum? heh, en iyi yaptığım şeydir. belki de o savaşın bitmesinden korkuyorumdur. sonunda hissedeceğim o müthiş acıdan kaçıyorumdur. hoş, savaşın içindeyken de hissetmiyor muyum? hissediyorum. ama dedim ya, kendimi çok güzel kandırırım ben. o kadar da zekiyimdir. pardon, o kadar da salak. ulaşırsam eğer o pencereye bir gün, belki de o gün gündüz olur. geceler, gündüze evrildiğinde belki her şey daha güzel olur. inanıyorum. çünkü vazgeçersem inanmaktan, işte o zaman bu savaştan canlı çıkamayacağım. elimi uzatıyorum sana. adım atıyorum. düşen her bir eşsiz kar tanesini sakınma benden. geliyorum.
saatlerce hiç kalkmadığı masasından kalkmıştı. odada yanan sönük sarı ışık ona hem mayışıklık veriyordu hem de sıcak hissettiriyordu. nitekim ona sıcak hissettiren tek şeyin basit bir masa lambası olması da manidardı. evde her yer zifiri zindandı. gözünü ileride ki pencereye dikti. ona doğru yürümeye başladı. yürürken gözlerinin kararması da geçmiş, etrafı daha iyi görmeye başlamıştı.
insan değil mi, her şeye alışırdı. karanlığa bile alışırdı ama yalnızlığa alışamazdı bir türlü. o inanmazdı, kimsenin yalnızlığa alıştığına. olsa olsa görmezden gelmek olurdu, tüm hislerini. alışmış gibi yapardı, sadece kendini kandırmak için. neden kandırırdı ki kendini? bu başka insanları kandırmaya benzemezdi çünkü. bir insanın kendine yapacağı en büyük kötülüktü.. amansız bir savaşın başlangıcıydı çünkü. kendin ve kendin arasında olan o büyük, bitmek tükenmek bilmeyen amansız bir savaş. bir kere girdin mi çıkamazdın acısız, yarasız, zayıf düşmeden..
aman ya, bir pencereye ulaşmak da ne zormuş! halbuki bir ulaşsam, o yağan karı ve müthiş manzarayı bir görebilsem bitecek tüm acılarım. ama ulaşamıyorum. attığım her adım beni daha da geriye çekiyor. ulaşmak istediğim o pencereden göreceğim o şey, beni anlayacak biliyorum. hissediyorum. ama ulaşamıyorum. o beni anladığında kendimi bulacağım. içimdeki savaş bitecek, inanıyorum. kendimi mi kandırıyorum? heh, en iyi yaptığım şeydir. belki de o savaşın bitmesinden korkuyorumdur. sonunda hissedeceğim o müthiş acıdan kaçıyorumdur. hoş, savaşın içindeyken de hissetmiyor muyum? hissediyorum. ama dedim ya, kendimi çok güzel kandırırım ben. o kadar da zekiyimdir. pardon, o kadar da salak. ulaşırsam eğer o pencereye bir gün, belki de o gün gündüz olur. geceler, gündüze evrildiğinde belki her şey daha güzel olur. inanıyorum. çünkü vazgeçersem inanmaktan, işte o zaman bu savaştan canlı çıkamayacağım. elimi uzatıyorum sana. adım atıyorum. düşen her bir eşsiz kar tanesini sakınma benden. geliyorum.
devamını gör...
eniştesi tarafından tecavüze uğrayan adam
hakkında tecavüz ve dolandırıcılık suçlaması bulunan enişte isa'nın 2019 yılında ölümle sonuçlanan bir vukuatının da olduğu ortaya çıktı. iddiaya göre, isa'nın yaptığı peynirleri yiyen 9 kişi sağlık sorunları yaşadı 1 kişi de yaşamını yitirdi. bu adam niye dışarıda?
ayrıca müge anlı'nın yaklaşımı da rahatsız edicidir. videonun 3. dakika 42. saniyesinde bunu görebilirsiniz. müge anlının ikiyüzlü bir insan olduğunu düşünüyorum.
ayrıca müge anlı'nın yaklaşımı da rahatsız edicidir. videonun 3. dakika 42. saniyesinde bunu görebilirsiniz. müge anlının ikiyüzlü bir insan olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...
dinlenme tesisi
marmara bölgesi ve çevresi için konuşursak bol bol pişmaniye, kestane şekeri görebileceğimiz bir yerdir. uzun yolculukların olmazsa olmazı, gereksiz pahalı.
devamını gör...
evin reisi kimdir sorunsalı
bizde güçler ayrılığı ilkesi uygulanmakta. yasama annemde, yargı babamda, yürütme de bende.*
demokrasi iyidir; herkese tavsiye ederim.*
inanç sistemine gelince... eğer bir tanrı varsa kesinlikle kedidir; bilmem söylememe gerek var mı?*
t: aile içerisindeki boktan ve gereksiz güç dinamiklerinin ilkokul münazaras formatında tartışıldığı bir garip başlık.
demokrasi iyidir; herkese tavsiye ederim.*
inanç sistemine gelince... eğer bir tanrı varsa kesinlikle kedidir; bilmem söylememe gerek var mı?*
t: aile içerisindeki boktan ve gereksiz güç dinamiklerinin ilkokul münazaras formatında tartışıldığı bir garip başlık.
devamını gör...
pic
haftalık puan tablosu yetmedi, bir de bunun için çabalayacağız. yoruldum ben iko, yeter ama... sürekli bir yere yetişemeden koşuyorum zoruma gitmeye başladı. *
tematik mod gelmiyor bunlar geliyor. ağlayacağım yemin ederim.
tematik mod gelmiyor bunlar geliyor. ağlayacağım yemin ederim.
devamını gör...
kürk mantolu madonna
oldukça popüler bir sabahattin ali romanı. şahsım da tek bir soluk da okuyup bitirmiştir. fakat sonradan izlemiş olduğum bir tiyatro uyarlaması, farklı bir açıdan bakma imkanı yarattı. bakın şimdi anlatıyorum.
ana karakter genç yaşında küçük bir beldeden, berlin gibi bir şehre gidiyor. aynı, yurt içinde anadolu'nun ücra köşelerinden şehre gelen bir genç gibi.
berlin de bir gece kulübüne gidiyor ve orada çalışan kızlardan birinden oldukça etkileniyor. aynı genç yurt içinde de bir turistik bar yada kabaca pavyona gidip de benzer bir şekilde kendini kaptırabilir ki bu aslında çok da nadir bir durum değil. genç ve tecrübesiz bir erkek, böyle bir ortama ilk defa girdiğinde etkilenmesi çok normal.,
maria, raif in saflığından etkileniyor ve kendini ona daha da yakınlaşırken buluyor. bu da gayet normal. yurt içinde de konsomatris olarak çalışan bir kadın genel olarak oldukça kaba erkekler ile vakit geçirmek zorunda kalırken, saf ve naif bir erkekte daha farkı bir rahatlık, güven bulabilir.
tek bir seferliğine birlikte oluyorlar ve olaylar burada başlıyor işte. çocuğun ilk seferi bu. tabi ki kadına aşık olacak. maria dediğin kadında öyle alelade bir kadın değil ki. görmüş geçirmiş, güzel ve kadınlığını kullanmayı bilen biri.
asıl saçma olan ise, bir şekilde memlekete dönüyorsun tamam ama bunca yıl böyle bir aşkın acısı ile yaşıyorsun ama hiç bir fırsat yaratıp da gidip soruşturmuyorsun, ne oldu bu kadına diye.
sabahattin ali öyle bir anlatmış ki, okurken aklına bunlar gelmiyor insanın. göz yaşları sel oluyor gidiyor ama en temeline inildiğinde "köyden geldim şehre, konsomatrise aşık oldum. kalbim kırıldı."
olayın özeti bu kısaca.
daha uzun uzun yazmak lazım tabi ama öyle fazla şey yapmamak lazım.
ana karakter genç yaşında küçük bir beldeden, berlin gibi bir şehre gidiyor. aynı, yurt içinde anadolu'nun ücra köşelerinden şehre gelen bir genç gibi.
berlin de bir gece kulübüne gidiyor ve orada çalışan kızlardan birinden oldukça etkileniyor. aynı genç yurt içinde de bir turistik bar yada kabaca pavyona gidip de benzer bir şekilde kendini kaptırabilir ki bu aslında çok da nadir bir durum değil. genç ve tecrübesiz bir erkek, böyle bir ortama ilk defa girdiğinde etkilenmesi çok normal.,
maria, raif in saflığından etkileniyor ve kendini ona daha da yakınlaşırken buluyor. bu da gayet normal. yurt içinde de konsomatris olarak çalışan bir kadın genel olarak oldukça kaba erkekler ile vakit geçirmek zorunda kalırken, saf ve naif bir erkekte daha farkı bir rahatlık, güven bulabilir.
tek bir seferliğine birlikte oluyorlar ve olaylar burada başlıyor işte. çocuğun ilk seferi bu. tabi ki kadına aşık olacak. maria dediğin kadında öyle alelade bir kadın değil ki. görmüş geçirmiş, güzel ve kadınlığını kullanmayı bilen biri.
asıl saçma olan ise, bir şekilde memlekete dönüyorsun tamam ama bunca yıl böyle bir aşkın acısı ile yaşıyorsun ama hiç bir fırsat yaratıp da gidip soruşturmuyorsun, ne oldu bu kadına diye.
sabahattin ali öyle bir anlatmış ki, okurken aklına bunlar gelmiyor insanın. göz yaşları sel oluyor gidiyor ama en temeline inildiğinde "köyden geldim şehre, konsomatrise aşık oldum. kalbim kırıldı."
olayın özeti bu kısaca.
daha uzun uzun yazmak lazım tabi ama öyle fazla şey yapmamak lazım.
devamını gör...
oktroll
atatürk yalnızca kendilerinin atasıymış gibi davranırlar. onlar kadar kimse atatürk’ü sevemez, kimse onlar kadar atatürkçü olamaz. kendilerini hep bir ok zannederler. onlar kadar kimse çağdaş olamaz. en çok kitabı bunlar okur, en çok sanat sever kendileridir onlara göre. entellektüel kelimesini kimseye bırakmazlar. en klişe sloganları “mustafa kemal’in askerleriyiz ve türkiye laiktir laik kalacak” tır. senelerdir söylerler ancak birlikte salladıklarını düşündükleri faşist grupla ittifakları harici %20’yi geçtikleri görülmemiştir. 65 yaş üstünde profil fikstir. kadın ise platin sarısı saç, kırmızı ve pembe ruj kullanmak, erkek ise fötr şapka ve bermuda şort giyinmek olmazsa olmazlarıdır. gazlarını almak için ülkenin muhtelif yerlerine heykel serpiştirmek yeterlidir.
devamını gör...
kiraz dudak elma yanak portakal göğüs karpuz popo
bir gün bir edebiyatçı manavcı arkadaşının yanına gider, adamın işler kesat ne yapabilirim ki bu meyveleri insanlara yedirebilirim der, edebiyatçı dur der ben bayağı bilindik bir yazarım bunu yedirmesini bilirim hem mecaz yaparım anlamazlar bile... okuduysanız uydurmasyon affola.. ama hikaye böyle başlamış olabilir de.
devamını gör...
zeytinlikleri yok edenlerin zeytin festivaline sponsor olması
aydın'ın önemli tarım merkezlerinden çine'de, bu sene ilk kez 20-21 kasım tarihlerinde ' uluslararası organik memecik zeytin ve zeytinyağı festivali' düzenlenecek. ancak festivale çine'de faaliyet yürüten maden firmalarının sponsor olması, ekoloji örgütlerinin tepkisine neden oldu.
zeytin ağaçlarına zarar veren kaltun madencilik'in festival sponsoru olarak açıklandığını belirten aydın ekoloji ve yaşam platformu (ayep) ile çine yaşam platformu (çiyap) ortak basın açıklaması düzenledi.
açıklamada, maden firmalarının sponsor olmasına tepki gösterilerek "ölmez ağacını öldürenler sponsor oldu" denildi.
buradan
devamını gör...
radikal feminizm
kadınlara en büyük zararı veren gruplardan biri. insanız hepimiz, aynıyız işte. bu kadar zor olmamalı algılamak. ne üstün ne alçak. insan sadece.
devamını gör...
gece sessizliği
insani içindeki gürültüyle bir başına bırakır.
devamını gör...


