on the beach
benim bu kitapla tanışmam biraz erken dönemlere denk geliyor. ortaokul hazırlık sınıfı bittiği zaman, yaz tatiline çıkmadan önce ingilizce öğretmenlerimden birisi tarafından bana önerilmişti. hatırladığım kadarıyla kitabı bulmak da zor olmuştu. babamın gayretleri neticesinde kitap alınmış, kucağıma bir saatli bomba misali bırakılmıştı. tabi yeni yeni pişmeye başladığımız için kitabı okurken ciddi anlamda zorlanıyordum. elimde bir kalem, yanımda bir defter sürekli not alarak ve anlamaya çalışarak okuduğum için kitap neredeyse benim için bir anlam rehberi haline gelmişti. bu zorlu ve sıkı başlangıçtan sonra bir kaç kere daha okudum kitabı. eh pişmiştik artık ama her okuyuşumda farklı bir yerlere takılmayı ya da daha doğru bir tabirle farklı şeyler keşfetmeyi ihmal etmedim. düşünüyorum da, bendeki irlanda zaafının sebebi de bu kitap olabilir. * nevil shute yüzünden irlanda'nın halini ahvalini düşünmekten alamamıştım kendimi. itiraf ediyorum henüz ortaokul sıralarında içinizdeki irlandalı ben oldum. nasıl oldum kısmı nevil shute'ın bizatihi kendisinde gizli o yüzden açık etmeyeceğim bu durumu. kırılmasın sonra bana.
kitaba gelecek olursak kıyametin ortasında bu kadar dingin, bu kadar sakin bir anlatımı başka bir kitapta zor bulursunuz. ama bunda nevil shute'ın tanık olduğu ve yaşadığı olayların etkisi var diye düşünüyorum. zira adam iki dünya savaşının da tam orta yerinde kalmış, yeterince felaket görmüş ve bunlar üzerine düşünme fırsatı da bulmuş. zaten bu kitabın ortaya çıkmasının sebebi de bizatihi bu. dwight towers ve peter holmes karakterleri ise diğer roman karakterlerine pek benzemez onlar üzerine çokça şey yazmasam iyi olur. kitabı okuduğunuz da bu iki adamın size ne hissettirdiği mühim diye düşünüyorum. tüm bu olağan akış içerisinde radyo sinyalleri ve radyoaktif dalgalar derken, kendinizi dünyanın sonu geldiğinde millet nelerle uğraşıyor yahu diye düşünürken bulabilirsiniz ya da bulmaya bilirsiniz bilemiyorum * başkaca pek çok soru da kafanızı kurcalayacaktır.
malum artık dünyanın sonu temalı kitap ve film örnekleri ziyadesi ile arttı. lakin son zamanlarda yazılan/çekilen, kitap ve filmlerde sürekli bir atraksiyon var. neticede kitap bu konuyu derinlemesine işleyen ilk örneklerden birisi ve sizi daha çok düşünmeye sevk etmesi sebebi ile muhakkak okunmalı diye düşünüyorum. ha zombi istilası falan dururken ne işim var böyle sakin ve derinlemesine bir dünyanın sonu kurgusuna derseniz onu da anlayışla karşılarım. kafasına kafasına vurun o alçak zombilerin ne diyeyim...
kitaba gelecek olursak kıyametin ortasında bu kadar dingin, bu kadar sakin bir anlatımı başka bir kitapta zor bulursunuz. ama bunda nevil shute'ın tanık olduğu ve yaşadığı olayların etkisi var diye düşünüyorum. zira adam iki dünya savaşının da tam orta yerinde kalmış, yeterince felaket görmüş ve bunlar üzerine düşünme fırsatı da bulmuş. zaten bu kitabın ortaya çıkmasının sebebi de bizatihi bu. dwight towers ve peter holmes karakterleri ise diğer roman karakterlerine pek benzemez onlar üzerine çokça şey yazmasam iyi olur. kitabı okuduğunuz da bu iki adamın size ne hissettirdiği mühim diye düşünüyorum. tüm bu olağan akış içerisinde radyo sinyalleri ve radyoaktif dalgalar derken, kendinizi dünyanın sonu geldiğinde millet nelerle uğraşıyor yahu diye düşünürken bulabilirsiniz ya da bulmaya bilirsiniz bilemiyorum * başkaca pek çok soru da kafanızı kurcalayacaktır.
malum artık dünyanın sonu temalı kitap ve film örnekleri ziyadesi ile arttı. lakin son zamanlarda yazılan/çekilen, kitap ve filmlerde sürekli bir atraksiyon var. neticede kitap bu konuyu derinlemesine işleyen ilk örneklerden birisi ve sizi daha çok düşünmeye sevk etmesi sebebi ile muhakkak okunmalı diye düşünüyorum. ha zombi istilası falan dururken ne işim var böyle sakin ve derinlemesine bir dünyanın sonu kurgusuna derseniz onu da anlayışla karşılarım. kafasına kafasına vurun o alçak zombilerin ne diyeyim...
devamını gör...
uyku kalitesini yükselten şeyler
yatağın ve ortamın soğuk olması. yorganın ağır olması. hani babaannelerde olan. üstünüze örttüğünüzde ağırlığından kıpırdayamamanız gerek.
devamını gör...
hiroşima
nazım hikmet'in hakkında şiir yazdığı, 2. dünya savaşında oldukça büyük bir yıkıma uğrayan japonya şehridir.
--- alıntı ---
kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
hiroşima’da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.
çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
--- alıntı ---
şiirin hikayesi
--- alıntı ---
kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
hiroşima’da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.
çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
--- alıntı ---
şiirin hikayesi
devamını gör...
kimlik numarası ezberleme metotları
2- 2- 2- 2 -3 şeklinde yaptığım eylemdir.
devamını gör...
kartal tibet
yeşilçam'ın usta ismi, izlemeye doyamadığımız birçok filmin senaristi ve yönetmeni kartal tibet 83 yaşında aramızdan ayrıldı. kamera önünde başladığı hikayesine, kamera arkasında sayısız filmin yönetmenliğini ve senaristliğini yaparak devam etti. özellikle canlandırdığı 'tarkan' karakteri ile hafızalara kazıldı.
60'lı yıllarda başka bir sinema emekçisi göksel arsoy'un buradan askerlik sebebi ile sinemaya ara vermesinden ötürü yeni bir jön arayışına girilir. kartal tibet tekliflere hemen cevap vermeyip diretecektir. çünkü kendisi göksel arsoy'un aldığı ücreti ister. daha sonra anlaşma sağlanır ve 1965 yılında karaoğlan filmi ile kartal tibet yeşilçam'a ilk adımını atar.
ilk kez 1977' de tosun paşa filmi ile yönetmenliğe adım atmıştır. çoğunluğunda kemal sunal'ın rol aldığı birçok filmi yazıp yönetmiştir.
davoro, şabaniye, şen dul şaban*, öğretmen , deli deli küpeli gibi...
televizyon döneminin önem kazandığı doksanlarda kendisi de televizyona yönelmiş ve bir çok dizinin yönetmenliğini yapmıştır. bunlardan en bilindik olanı süper baba'dır
2002 yılında altın portakal film festivalinde yaşam boyu onur ödülüne layık görülür. 2006 yılında ise aynı ödül töreninde yıldırım önal anı ödülünün sahibi olur.
son olarak 2006 yılında ''dünya'yı kurtaran adamın oğlu'' filmini yönetmiştir.
evet, tarih 2 temmuz 2021.
kartal tibet'i sonsuzluğa uğurluyoruz.
60'lı yıllarda başka bir sinema emekçisi göksel arsoy'un buradan askerlik sebebi ile sinemaya ara vermesinden ötürü yeni bir jön arayışına girilir. kartal tibet tekliflere hemen cevap vermeyip diretecektir. çünkü kendisi göksel arsoy'un aldığı ücreti ister. daha sonra anlaşma sağlanır ve 1965 yılında karaoğlan filmi ile kartal tibet yeşilçam'a ilk adımını atar.
ilk kez 1977' de tosun paşa filmi ile yönetmenliğe adım atmıştır. çoğunluğunda kemal sunal'ın rol aldığı birçok filmi yazıp yönetmiştir.
davoro, şabaniye, şen dul şaban*, öğretmen , deli deli küpeli gibi...
televizyon döneminin önem kazandığı doksanlarda kendisi de televizyona yönelmiş ve bir çok dizinin yönetmenliğini yapmıştır. bunlardan en bilindik olanı süper baba'dır
2002 yılında altın portakal film festivalinde yaşam boyu onur ödülüne layık görülür. 2006 yılında ise aynı ödül töreninde yıldırım önal anı ödülünün sahibi olur.
son olarak 2006 yılında ''dünya'yı kurtaran adamın oğlu'' filmini yönetmiştir.
evet, tarih 2 temmuz 2021.
kartal tibet'i sonsuzluğa uğurluyoruz.
devamını gör...
hayata dair ilginç tespitler
şu an hayatınızın en yaşlı dönemindesiniz ve bir daha asla bu kadar genç olamayacaksınız.
devamını gör...
adana deyince akla gelenler
yumurtalık, sakin sessiz şirin bir tatil ilçesi, insanları çok içten samimi iyimser.
adana ile hiç alakası yokmuş gibi.
adana ile hiç alakası yokmuş gibi.
devamını gör...
çiçek sepeti ünlülerden mesaj uygulaması
hayatımda gördüğüm en komik uygulamalardan biri.
mesaj gönderen ünlüler arasında yaşar'ı görmek beni çok üzdü ama yunus günçe'nin* kendine biçtiği değerin* yaşar'ınkinden daha fazla olması beni bayağı bir yıprattı.
mesaj gönderen ünlüler arasında yaşar'ı görmek beni çok üzdü ama yunus günçe'nin* kendine biçtiği değerin* yaşar'ınkinden daha fazla olması beni bayağı bir yıprattı.
devamını gör...
klinomani
yatakta kalma isteği, yataktan çıkamama sendromu.
özellikle kış günlerinde, pazartesi işe okula gideceksek yaşadığımız durum gibi basit olmayan klinomanide kişiler, en güneşli günlerde bile yataklarından çıkmak istemezler. hüzünlendiklerinde yataklarına koşar, yemek yemek, ders çalışmak gibi akla gelebilecek her şeyi kendilerine özel anlam ifade eden bu alanlarında gerçekleştirmek isterler. yatağa yorgana ve yastıklarına aşırı bir sevgi ve bağlılık hissederler.
şu pandemi sürecinde benimde evrildiğimdir.
özellikle kış günlerinde, pazartesi işe okula gideceksek yaşadığımız durum gibi basit olmayan klinomanide kişiler, en güneşli günlerde bile yataklarından çıkmak istemezler. hüzünlendiklerinde yataklarına koşar, yemek yemek, ders çalışmak gibi akla gelebilecek her şeyi kendilerine özel anlam ifade eden bu alanlarında gerçekleştirmek isterler. yatağa yorgana ve yastıklarına aşırı bir sevgi ve bağlılık hissederler.
şu pandemi sürecinde benimde evrildiğimdir.
devamını gör...
normal sözlük mersinliler derneği
kurucu başkanlığını üstlendiğim oluşum. yeterli sayıya ulaştığımızda kuşimato sokaktaki parkta piknikli zirve yapacağız.
devamını gör...
ibn-i heysem
arap matematikçi, astronom ve fizikçidir. 965 - 1040 yılları arasında yaşamıştır. nesne ışın teorisinin doğruluğunu kanıtlamıştır. “modern optiğin babası” olarak anılır.
devamını gör...
zor günlerden geçenlerin en iyi bildiği şey
bu geçer diyorsun. gerçekten delip geçiyor.
devamını gör...
arabayla uzun yolda giderken gelen tuvalete gitme isteği
allah'ım sen abdulseyidbincabbar'a akıl , bize'de açtığı başlıklar için sabır ihsan eyle amin.
devamını gör...
mesajınız var turuncusu
son zamanlarda pek de yanmayan turuncudur. yaz mevsiminden turuncu da payını aldı galiba.
devamını gör...
mesajı kelime kelime gönderen arkadaş
buyrun benim. herkes saydırmış ama o kadar da kötü değil aksine eğlenceli bence.* kendimi öyle daha rahat ve kolay ifade edebildiğimi düşünüyorum.*
devamını gör...
devrim arabaları
azmin, inancın, dayanışmanın, sabrın, başarının hüzünlü bir hikayesi.. türk sinemasının dram sayfasındaki en kaliteli yapıtlardan biri. ülkemizin en iyi filmlerinden biri. bizim kültürümüzü içeren ögeler olduğu için değil sadece, yapılan diğer filmlerle kıyaslayınca oldukça doyurucu yanları var filmin. tek bir araba üretiminin bile ne kadar zor koşullarda yapıldığını müthiş bir dille anlatan mükemmel yapıt. filmin her saniyesinin tam anlamıyla türk kültürünü yansıttığına şahit olmak mümkün. filmin ana temasının belirli anlarda duygusal sahnelerle harmanlanması, azim ve hırs, beklentiler, yapılan fedakarlıklar..
bana kalırsa bunun gibi daha birçok film çıkarılabilir gerçeklere sadık kalarak yeni gençlerin yakın geçmişteki büyüklerini tanıması açısından çok güzel bir örnek. dayandığı öykü açısından son derece güçlü bir film. yönetmeninin de bir söyleşide belirttiği gibi tüm ekip inanarak ve filmi benimseyerek oynamış. oyuncu seçimi ve oyunculuklar mükemmel. dönemin atmosferi çok iyi yansıtılmış. özellikle mühendislik eğitimi almış veya imalatın güçlüklerini bilen kişilerin keyifle izleyebilecekleri bir film çıkmış ortaya. çok kaliteli bir yapım, müzikleri, doğal insanları, sıkmayan senaryosu, orjinal dekorlar.. ve tarihsel bir olay olması daha bir çekici kılıyor filmi. türkiye'de hiçbir başarı cezasız kalmaz sözünü hakkıyla ispatlayan, insanı hem milli duygularla kabartan hem de bu duyguları çok ciddi bir şekilde eleştiren ve bazı ön yargıların tamamen yok olması için acaba çok mu geç kalındı diye düşündüren, muhteşem bir oyuncu kadrosuyla da tüm bunların hakkını başarıyla veren bir film. bu tür filmlerin çekilmesi için konu örneklendirmek gerekirse başta "köy enstitüleri"ni konu alan bir film çok büyük ses getirecektir, bunun yanında filmde de adı geçtiği gibi teyyare fabrikası ve atatürk filmlerine en güzel örnek olarak atatürk zamanı kurulan fabrikalar, demir yolları, eğitim kurumları sinemaya dökülebilir. inşallah diyelim beklemeye geçelim.. her türkün ve özellikle her türk gencinin, mutlaka izlemesi gerektiği, üzerine düşünmesi gerektiği bir yapıt.
devamını gör...
devlet memurları bu ülkenin kanayan yarası kamburu kanseridir
bu ülke fransa ingiltere ve almanya gibi üreten zengin bir ülke değil. ona rağmen memur sayılarımız bu 3 ülke ile aynı sayılarda. peki resmi enflasyonu bile açıklamayan tüik'in verilerine güveniyor musunuz? resmi memur sayısı 4 milyon civarı. 1,5 milyon kolluk kuvveti 1 milyon öğretmen var desen sağlık çalışanları vs zaten 4 milyona yaklaşıyor sayı. diğer memurlukları saymadım bakın. bence ülkedeki memur sayısı toplam 6 veya 7 milyon. ben her zaman devletin güvenlik dış siyaset ve eğitim dışında bütün alanlardan çekilmesini savunuyorum. basit bir örnek adam olmayacak öğrenciye lise sonuna kadar o kadar boş masraf yapılıyor. bu adam gidip sonra memur oluyor. ülkeye 10 kat zarar. soruyorum size eğitim liseye kadar zorunlu da ne bok oluyor daha türkçe okuduğunu anlamayan milyonlarca insan var bu ülkede. en düşük memur maaşı 5 bin tl civarı ülkemizde hangi özel sektör de başlangıç maaşı bu veya ortalama maaş. özel sektörde ortalama maaş son zamlarda 3.800 filandır. bakın türk milleti aç kala kala anlayacak ülkeleri kalkındıran zenginleştiren özel sektördür. aksi ispatlanmış olsaydı rusya kübe ve kuzey kore ekonomik süper güç olurlardı. akp si chp mhpsi yok bu ülke memur zihniyetinden kurtulmadıkça ülke de yüzde 50 enflasyon olmak zorunda.
devamını gör...
birine bir şey yedirirken senin de ağzının o lokmayı yer gibi açılması
çocuklara yemek yedirirken her annenin yaptığı eylem.
devamını gör...

