apartmanda hissedilen yemek kokusu
havalandırması yeterli gelmeyen apartmanların klasik sorunu. kat arasında dolaşmayan için sorun teşkil etmez.
bazen akşam menüsüne karar vermeme yarıyor.
bazen akşam menüsüne karar vermeme yarıyor.
devamını gör...
thomas cromwell
8. henry döneminde, asil bir aileden gelmediği halde hızla yükselerek önemli mevkilere kapağı atmayı başaran devlet adamı. başta kralın genel sekreterliği olmak üzere çok önemli görevlerde yer aldı.
asil bir aileden gelmediği için, asiller tarafından alay konusu haline gelen ve hiç sevilmeyen cromwell, kardinal thomas wolsey, devlet adamlığına ek olarak bir yazar ve de son derece dindar bir adam olan thomas more, kralın bir dönem gözdesi olan anne boleyn gibi önemli isimlerin idamlarındaki gizli eldi.
cromwell, kral üzerindeki etkisini, yoluna çıkanların kral tarafından idam edilmesine neden olarak kötüye kullanıyordu. örneğin anne boleyn ile arası, başlarda oldukça iyi iken ve aragonlu catherine'in felaketine neden olan olaylarda boleyn kızını desteklerken, daha sonra boleyn kızının da güç hırsı nedeniyle çatışan çıkarları sonucunda, onun idamına giden yolu da cromwell açmıştı.
kral anne boleyn ve jane seymour ile olan evliliklerinden sonra seymour'ın ölümüyle beraber bir kez daha yalnız kaldığında, cromwell yine devreye girmişti. cleves dükünün kızı clevesli anne'i krala eş olarak tavsiye etmiş ve kızın saraya getirilmesine vesile olmuştu. fakat kral anne'i yakından görünce ondan hiç hoşlanmadığı için başta cromwell olmak üzere, kızı tavsiye eden herkes kralın gözünden düşmüştü.
cromwell'in, kralın gözünde kaybettiği irtifa, asillerin işine gelmişti ve altını yavaş yavaş oyarak onun idamına giden süreci hızlandırdılar.
cromwell işlediği kötülüklerin bedelini oldukça ağır ödemiş diyebilirim. infaz günü geldiğinde beklenen, her zamanki gibi, celladın tek vuruşta kişinin kafasını bedeninden, olabildiğince acısız şekilde ayırmasıydı. fakat asiller cellat ile gizlice anlaştılar. infaz anında cellat, cromwell'in sırtına, başına ve çeşitli farklı yerlerine defalarca kez vurdu ve bedeninde üst üste derin yaralar açtı. adam uzun ve acılı bir süreç sonunda ancak ölebildi.
***
the tudors (dizi), bu konulara meraklı olanlara tavsiye edebileceğim güzel bir dizi. saray hayatının hiç de heves edilecek bir şey olmadığını gözler önüne sermesi bakımından da önemli yapımlardan sadece biridir bana göre.
asil bir aileden gelmediği için, asiller tarafından alay konusu haline gelen ve hiç sevilmeyen cromwell, kardinal thomas wolsey, devlet adamlığına ek olarak bir yazar ve de son derece dindar bir adam olan thomas more, kralın bir dönem gözdesi olan anne boleyn gibi önemli isimlerin idamlarındaki gizli eldi.
cromwell, kral üzerindeki etkisini, yoluna çıkanların kral tarafından idam edilmesine neden olarak kötüye kullanıyordu. örneğin anne boleyn ile arası, başlarda oldukça iyi iken ve aragonlu catherine'in felaketine neden olan olaylarda boleyn kızını desteklerken, daha sonra boleyn kızının da güç hırsı nedeniyle çatışan çıkarları sonucunda, onun idamına giden yolu da cromwell açmıştı.
kral anne boleyn ve jane seymour ile olan evliliklerinden sonra seymour'ın ölümüyle beraber bir kez daha yalnız kaldığında, cromwell yine devreye girmişti. cleves dükünün kızı clevesli anne'i krala eş olarak tavsiye etmiş ve kızın saraya getirilmesine vesile olmuştu. fakat kral anne'i yakından görünce ondan hiç hoşlanmadığı için başta cromwell olmak üzere, kızı tavsiye eden herkes kralın gözünden düşmüştü.
cromwell'in, kralın gözünde kaybettiği irtifa, asillerin işine gelmişti ve altını yavaş yavaş oyarak onun idamına giden süreci hızlandırdılar.
cromwell işlediği kötülüklerin bedelini oldukça ağır ödemiş diyebilirim. infaz günü geldiğinde beklenen, her zamanki gibi, celladın tek vuruşta kişinin kafasını bedeninden, olabildiğince acısız şekilde ayırmasıydı. fakat asiller cellat ile gizlice anlaştılar. infaz anında cellat, cromwell'in sırtına, başına ve çeşitli farklı yerlerine defalarca kez vurdu ve bedeninde üst üste derin yaralar açtı. adam uzun ve acılı bir süreç sonunda ancak ölebildi.
***
the tudors (dizi), bu konulara meraklı olanlara tavsiye edebileceğim güzel bir dizi. saray hayatının hiç de heves edilecek bir şey olmadığını gözler önüne sermesi bakımından da önemli yapımlardan sadece biridir bana göre.
devamını gör...
en iyi haber kanalı ödülünü a haber'in kazanması
körler sağırlar birbirini ağırlar durumunun tezahür etmesidir.
devamını gör...
bir sabah ansızın 1985 sabahına uyanmak
4 yaşındayım, çok kalabalık bir ailedeyim. evde annem, babam, babaannem, dedem, amcamlar var. herkes bir koşuşturmaca içinde, beni gören yok. gidip şu saksının dibinden biraz toprak yiyeyim de beni fark etsinler. *hey millet, ben buradayım!
devamını gör...
çok güldüm
devamını gör...
artı oy vermede cömert olan yazarlar
ben susarım belgeler konuşsun.

7000 den fazla oy vermişim, doğru düzgün yazan toplasan 70 yazar ancak çıkar. yani kelle başına 100 oy vermişim.
ama bundan sonra zırnık koklatmam, iki gün gittik öldü mü kaldı mı soran yok. vizontele deli eminin kuşlarına söylediği gibi bu saatten sonra takla atmayana yem yok.

7000 den fazla oy vermişim, doğru düzgün yazan toplasan 70 yazar ancak çıkar. yani kelle başına 100 oy vermişim.
ama bundan sonra zırnık koklatmam, iki gün gittik öldü mü kaldı mı soran yok. vizontele deli eminin kuşlarına söylediği gibi bu saatten sonra takla atmayana yem yok.
devamını gör...
merdumgiriz_
nickaltına hep iyi yazarların yazmasından tanımlarının kalitesi belli olabilecek, seri oy vermesiyle keşfettiğim güzide yazarımız.*
devamını gör...
bir sözlük yazarına aşık olmak
sözlük yazarı olduğunu bilmeden aşık olunduysa sıkıntılı bir durumdur. kim bilir sizden habersiz neler yazıyordur, belki itiraf başlıklarında eski sevgilisini ne kadar çok özlediğinden bahsediyordur.
devamını gör...
iç döküşler
sanırım dönüp dolaşıp geldiğim bir çöplük burası. bir şeyler yaşayıp, hissedip, görüp, duyup yine burada, elimde kendi kendini tüketen bir sigarayla içimi dökerken buluyorum kendimi. yine geldim ve yine bu başlığın altındayım. eskiden karalama defterine yazardım, şimdi bakıyorum da bu başlık daha uygun içimdekileri kusmaya. ne demişler sonuçta? iç döküşler...
yaklaşık bir haftadır karantinadayım. evden dışarıya adımımı dahi atmadım. halledilmesi gereken birkaç posta işimi de sağ olsun arkadaşlar halletti. evimde, tüm sessizliğim, sakinliğim ve yalnızlığımla geçirdim son günlerimi. karantinaya girinceye kadar farkında değilmişim yalnızlığa ne kadar ihtiyacımın olduğunu ve kendimden, merdumgirizliğimden ne kadar uzaklaştığımı. günlerim kitaplarımın başında, çoğunlukla elimde sigarayla ve yalnızlığımla baş başa geçiyor. birkaç yakın dostum arayıp sormadığı sürece ağzımı dahi açmıyorum. insanın ağzı bile yorulur mu? yoruluyormuş dostlar. sayfalarca kitap okurken yorulmayan bedenim sanki tek kelime etse yığılıp kalacakmış gibi geliyor kimi zamanlarda. o yüzden susuyorum, susmaya susadığım onca zamanın acısını çıkartırcasına, tüm kelimelerimin birer birer katili oluyorum...
yaklaşık bir haftadır karantinadayım. evden dışarıya adımımı dahi atmadım. halledilmesi gereken birkaç posta işimi de sağ olsun arkadaşlar halletti. evimde, tüm sessizliğim, sakinliğim ve yalnızlığımla geçirdim son günlerimi. karantinaya girinceye kadar farkında değilmişim yalnızlığa ne kadar ihtiyacımın olduğunu ve kendimden, merdumgirizliğimden ne kadar uzaklaştığımı. günlerim kitaplarımın başında, çoğunlukla elimde sigarayla ve yalnızlığımla baş başa geçiyor. birkaç yakın dostum arayıp sormadığı sürece ağzımı dahi açmıyorum. insanın ağzı bile yorulur mu? yoruluyormuş dostlar. sayfalarca kitap okurken yorulmayan bedenim sanki tek kelime etse yığılıp kalacakmış gibi geliyor kimi zamanlarda. o yüzden susuyorum, susmaya susadığım onca zamanın acısını çıkartırcasına, tüm kelimelerimin birer birer katili oluyorum...
devamını gör...
200 tl ile sigara yakan ablalar
merkez bankası para koruma kanununa göre suçtur.
kimin umurunda bilmiyorum ama.
kimin umurunda bilmiyorum ama.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
tüm pazar sabahlarında izim var, kar kış demeden, yaz sıcağı demeden her pazar sabahına dokunmuş bir rüzgardım ben.
bu sabah son kez esiyor gibiyim, bu gelecek olanı bilemeden öte pes etmenin bir diğer adı.
oysa / oysa ki / en çok denize yakışırdım ben, koca kavağı oyup yeke yapmıştım o en sarı sıcak pazar sabahlarında, içimde "bana kocaman bir ağaç verin size kocaman bir tekne yapayım" coşkusu dolu nefesimle.
o zamanlar nefes alıyordum ben, doğru ya!
bu sabah son kez esiyor gibiyim, bu gelecek olanı bilemeden öte pes etmenin bir diğer adı.
oysa / oysa ki / en çok denize yakışırdım ben, koca kavağı oyup yeke yapmıştım o en sarı sıcak pazar sabahlarında, içimde "bana kocaman bir ağaç verin size kocaman bir tekne yapayım" coşkusu dolu nefesimle.
o zamanlar nefes alıyordum ben, doğru ya!
devamını gör...
evcil hayvanların sahiplerinin sağlık sigortasından yararlanması
uygulamaya geçirilmesinin mümkün olup olmadığını merak ettiğim durum.
işin duygusal boyutu açısından bakacak olursak halihazırda evcil hayvanlar sahipleri açısından kendi çocukları gibi ancak; diğer açıdan böyle bir uygulamanın hayata geçirilmesi yoluyla hayvan bakım maliyetleri bir nebze olsun hafifletilerek daha çok hayvanın sahiplenmesinin önü açılabilir gibi geliyor bana. tabii işin bürokratik boyutunu bilmiyorum, sadece bir fikir bu.
bunun dışında veterinerlik hizmetlerinin de en azından belirli bir ölçüde devlet destekli hâle getirilmesi sağlanabilir. aynı devlet hastaneleri gibi hayvanlar için de bu tür devlet destekli klinikler açılabilir diye düşünüyorum. aslında hayvan barınakları gibi yerlerde belediyelere bağlı olarak zaten var sanırsam ancak; bu benim bahsettiğim koşulları karşılamak için çok yetersiz.
işin duygusal boyutu açısından bakacak olursak halihazırda evcil hayvanlar sahipleri açısından kendi çocukları gibi ancak; diğer açıdan böyle bir uygulamanın hayata geçirilmesi yoluyla hayvan bakım maliyetleri bir nebze olsun hafifletilerek daha çok hayvanın sahiplenmesinin önü açılabilir gibi geliyor bana. tabii işin bürokratik boyutunu bilmiyorum, sadece bir fikir bu.
bunun dışında veterinerlik hizmetlerinin de en azından belirli bir ölçüde devlet destekli hâle getirilmesi sağlanabilir. aynı devlet hastaneleri gibi hayvanlar için de bu tür devlet destekli klinikler açılabilir diye düşünüyorum. aslında hayvan barınakları gibi yerlerde belediyelere bağlı olarak zaten var sanırsam ancak; bu benim bahsettiğim koşulları karşılamak için çok yetersiz.
devamını gör...
narsisistik kişilik bozukluğu
kişinin, kendisini diğer insanlardan üstün görmesi, sürekli beğenilme ve ilgi beklentisi içinde olma ile karakterize bir kişilik bozukluğudur.
narsisizmin çok ciddi seviyelerde seyretmesi olarak da tanımlanabilir. yani kişinin kendi bedensel ve zihinsel durumuna karşı duyduğu hayranlık, kendini üstün görme, sadece kendi ile meşgul olup kendisine ve başkalarına verdiği yıkıcı zararı fark edememe olarak da ifade edebiliriz.
bu kişiler bulundukları her ortamda özel bir ilgi göreceğini düşünür, en üstün yerleri onun hak ettiğine inanır. kendilerini üstün göstermek için başkalarını kullanmaktan da asla çekinmezler. kuracakları ilişkiler de bencil ve sadece ben merkezlidir.
bu kişilik bozukluğuna sahip kişiler, özel bir insan olduklarını, bu yüzden sürekli ilgi görmeleri gerektiğini, sürekli övülmelerini, başkalarından ayrıcalıklı olmaları gerektiğini düşünürler. eleştiriye tahammülleri yoktur çünkü kendileri en üstün kişi oldukları için hata yapacaklarına asla inanmazlar. diğer insanların kendisinin isteklerini karşılamaları gerektiğini düşünürler. eğer bu gerçekleşmez ise cezalandırılması isterler.
bilindiği üzere bebeklik ve çocukluk dönemi bireyin kişiliğinin gelişiminde çok ama çok önemlidir. bu kişilik bozukluğunun temelinde de erken çocukluk dönemindeki yanlış ebeveyn davranışları yatmaktadır. ebeveynin çocuğun özelliklerini aşırı derecede yüceltmesi, sürekli övülmesi, gerçek hayatın düş kırıklıklarından uzak bir gelişim göstermesi çocukta gereksiz büyüklenen bir özbenlik oluşturur. çocuk her istediğinin gerçekleşmesi ile tüm hayatı boyunca böyle olması gerektiğini hisseder. bunun da narsisizmin oluşumunda büyük bir payı vardır.
narsisizmin çok ciddi seviyelerde seyretmesi olarak da tanımlanabilir. yani kişinin kendi bedensel ve zihinsel durumuna karşı duyduğu hayranlık, kendini üstün görme, sadece kendi ile meşgul olup kendisine ve başkalarına verdiği yıkıcı zararı fark edememe olarak da ifade edebiliriz.
bu kişiler bulundukları her ortamda özel bir ilgi göreceğini düşünür, en üstün yerleri onun hak ettiğine inanır. kendilerini üstün göstermek için başkalarını kullanmaktan da asla çekinmezler. kuracakları ilişkiler de bencil ve sadece ben merkezlidir.
bu kişilik bozukluğuna sahip kişiler, özel bir insan olduklarını, bu yüzden sürekli ilgi görmeleri gerektiğini, sürekli övülmelerini, başkalarından ayrıcalıklı olmaları gerektiğini düşünürler. eleştiriye tahammülleri yoktur çünkü kendileri en üstün kişi oldukları için hata yapacaklarına asla inanmazlar. diğer insanların kendisinin isteklerini karşılamaları gerektiğini düşünürler. eğer bu gerçekleşmez ise cezalandırılması isterler.
bilindiği üzere bebeklik ve çocukluk dönemi bireyin kişiliğinin gelişiminde çok ama çok önemlidir. bu kişilik bozukluğunun temelinde de erken çocukluk dönemindeki yanlış ebeveyn davranışları yatmaktadır. ebeveynin çocuğun özelliklerini aşırı derecede yüceltmesi, sürekli övülmesi, gerçek hayatın düş kırıklıklarından uzak bir gelişim göstermesi çocukta gereksiz büyüklenen bir özbenlik oluşturur. çocuk her istediğinin gerçekleşmesi ile tüm hayatı boyunca böyle olması gerektiğini hisseder. bunun da narsisizmin oluşumunda büyük bir payı vardır.
devamını gör...
geberen rasim'in şişko kızı mısın
hepsinin ortak özellikleri kadın düşmanı, omurgasız, korkak ve kaypak olmaları.
ha bir de karşılarındakine hakaret etmek için kullandıkları ne kadar sıfat varsa o sıfatları üzerlerinde adeta ısmarlama elbise gibi taşımaları.
ha bir de karşılarındakine hakaret etmek için kullandıkları ne kadar sıfat varsa o sıfatları üzerlerinde adeta ısmarlama elbise gibi taşımaları.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
devamını gör...
bir yazar sizi takip etmeye başladı
an itibariyle kafa store'dan aldığım (bkz: takipçileri gör) özelliği ile hepsini görebildiğim ve takip etmeye değer gördükleri için teşekkür ettiğim başlık. kendimi piyango kazanıp, parayı çatur çutur yemiş gibi hissediyorum..
devamını gör...
yazarların yazmayı tercih ettiği başlıklar
*konuların beğenilmemesi, çözüm
bulunabilecek birşey değildir, "bence"
*ilgilendiğimiz başlıkları yazabileceğimiz bir
başlığa ihtiyaç yoktur, burda yazıp, tartışıp
yine yapılacak şey, başlık açmak
olduğundan, vakit kaybıdır, "bence"
*sevgili yazar #işimbu
sürekli kendi ilgi alanlarınızı takip ederek
tek düze bir yaklaşımı körüklemiyorsunuz,
(aksine o konuyu okuyanlar için + oluyor)
bu yaptığınız şey sözlüğün renklerini
oluşturuyor zaten, "ben" benim zevk ve
renk tercihlerimi dikkate almadığınızı,
bunun bana "dikte etmek" olduğunu
düşünmedim
*fikir beyanı beklediğiniz şey, ilgi alanlarının
yazılması ise, yazılmış, ama bu tanımların
bir yere katkısı görünmüyor,
*sizin salt aynı konuları takip ettiğinizi, aynı
konuları aradığınızı ben şahsen
farketmedim, bu yüzden egoist
olamazsınız, çünkü özgürsünüz
bulunabilecek birşey değildir, "bence"
*ilgilendiğimiz başlıkları yazabileceğimiz bir
başlığa ihtiyaç yoktur, burda yazıp, tartışıp
yine yapılacak şey, başlık açmak
olduğundan, vakit kaybıdır, "bence"
*sevgili yazar #işimbu
sürekli kendi ilgi alanlarınızı takip ederek
tek düze bir yaklaşımı körüklemiyorsunuz,
(aksine o konuyu okuyanlar için + oluyor)
bu yaptığınız şey sözlüğün renklerini
oluşturuyor zaten, "ben" benim zevk ve
renk tercihlerimi dikkate almadığınızı,
bunun bana "dikte etmek" olduğunu
düşünmedim
*fikir beyanı beklediğiniz şey, ilgi alanlarının
yazılması ise, yazılmış, ama bu tanımların
bir yere katkısı görünmüyor,
*sizin salt aynı konuları takip ettiğinizi, aynı
konuları aradığınızı ben şahsen
farketmedim, bu yüzden egoist
olamazsınız, çünkü özgürsünüz
devamını gör...
trt'nin bugüne kadar çekmiş olduğu en iyi yapım
leyla ile mecnun.
devamını gör...

