türkiye'nin en büyük yüzölçümüne sahip koruma öncelikli alanına sahip bölge. doğu karadeniz kıyı şeridini ve bu kıyılara paralel olarak uzanan 250 kilometre uzunluğundaki bir dağ silsilesini içeriyor. burası, birçok endemik bitki, kuş, memeli, sürüngen hayvan, tatlı su balığı, kelebek, kızböceği türlerine ev sahipliği yapıyor.
devamını gör...

bana ne amerikadan (bkz: necmettin erbakan)
devamını gör...

(bkz: helios)


alanı : gökyüzü, olan biten her şeyi görmek.
devamını gör...

...tanrı türk çocuğuna çok bayramlar göstersin!...
kutlu olsun bayramımız.

şu minnoşları hatırlayalım.
devamını gör...

şu ülkede en nefret ettiğim durumdur herhalde. nasıl gelişti bu kültür, kimler sebep oldu bilmiyorum ama tam bir saçmalık olduğu kesin. arkadaşınla veya aile yakınlarınla market kasasına gidersin "ben öderim" diyince, "ya ben ödüyorum işte" dersin", sonra karşı taraf " olmaz öyle şey gücenirim bak" vs. şeklinde şeyler söyleyip insana öf çektirir. sevgiliyle buluşmaya gidersin yok efendim ilk erkeğin ödemesi gerekiyormuş hesabı. aile yemeğine gidersin yok hesap 3'e 4'e bölünürmüş de falan filan. kardeşim, ne yediysen öde işte, bu kadar zor mu ya? diye sormak istiyorum. cidden niye bu kadar gereksiz üzerinde tartışılıyor bu konu. gayet basit yani, eğer iddia kaybetme veya ısmarlama gibi bir durum söz konusu değilse adam gibi kendi yediğin kadarını öde işte yahu!
devamını gör...

peşin uyarı uzun bir tanımdır, ben sıkılırım diyen hiç bulaşmasın.

hemen hemen tüm çalışma hayatım inşaat firmalarında çalışmakla geçti, hala da bir inşaat firmasında çalışıyorum. dolayısı ile yurtiçi ve yurtdışı şantiyelerde epey maceralarımız oldu. türkmenistan'da 2001 yılında yaklaşık dört ay kadar kaldım. zaman olarak tam 11 eylül saldırılarının olduğu ana denk geliyordu. ilk kuleye çarpan uçağı şantiyede haber almış, eve döndüğümüzde de ikinci kuleye uçak çarpmıştı.

daha önce de #193735 nolu tanımda pakistanı anlatmıştım. şimdi diyeceksiniz ki ne işin var oralarda. inşaat sektöründe çalışırsanız nerede şantiye varsa oraya gidersiniz. türk inşaat firmaları yurtdışında bayağı büyük işler alıyorlar ve iş aldıkları ülkelerde maalesef 3. dünya ülkeleri oluyor, yani tutupta almanya, abd gibi yerlerde iş alamıyorlar. ben şimdiye kadar pakistan, iran, ırak ve türkmenistandaki şantiyelere gittim. hawaii adalarında şantiye aldılarda biz mi gitmedik?

gelelim konumuz olan türkmenistana:

- 1991'de sovyetler birliği'nin dağılışından sonra bağımsızlığını kazanan türki cumhuriyetlerinden olup ilk devlet başkanları saparmurat niyazov, 2006 da ölünceye kadar da demokratik yollardan sürekli seçilerek (!) başkanlığını devam ettirmiştir. o ölünce yerine kurbankulu berdimuhammedov geçti ve hala o başta. ölenin gayrimeşru çocuğu olduğu söyleniyor ne derece doğru bilmem. zannediyorum şimdi ki başkan diş hekimi ve ölenin zamanında sağlık bakanlığını yapıyormuş.

- öncelikle şunu belirteyim; sscb’ den bağımsızlığını kazanan diğer türki cumuriyetlerde bulunmadım ama oralarda bulunan arkadaşlarımdan işittiğime göre bunların hepsi aynı oluyormuş. sscb döneminde bir gece önce komünist partisi başında olan ertesi gün bağımsızlık ilan edilince devlet başkanı oluyor ve ölünceye kadar bu görevi yapıyor. aslında hepsi diktatör, kuzey koreden halliceler.

- yukarıda bahsettiğim saparmurat niyazov ‘ da 22 ekim 1993 tarihinde kendisini türkmenbaşı ("türkmenlerin başı") ilan etmiş. bu tanımı o tarihten sonraki soyadı olarak kullanmış, sonrada olanlar olmuş, linke tıklarsanız yaptıkları ile umarım eğlenirsiniz. ben okuyamam derseniz işte başka bir kaynaktan videosu bence ikisine de bakın birbirini tamamlıyor, video uzun ben seyretmem diyorsanız icraatleri 2:40 den sonra başlıyor.


- türkmenistan dünyadaki sayılı doğal gaz üreticilerinden zannediyorum dünya dördüncüsü, musluktan bile neredeyse doğal gaz akacak. biz oradayken arabanın deposu (deposu diyorum, litresi değil) 1,5 dolara (yazı ile) bir buçuk dolara doluyordu. (para birimleri manat ben dolar karşılığını söylüyorum.)

- sscb zamanında doğal gazdan başka bir alana yatırım yapılmamış ve çok ihmal edilmiş. onlardan kalan altyapı çok kötü. türkmenbaşı takıntıları olan bir başkan olduğu için başkent aşkabat a bayağı yatırım yaptırmış, yeni binalar, anıtlar, heykeller yapılmış. yeni binaların hepsinin dış cepheleri süt beyaz mermer ile kaplı. aşağıdaki linkten bakabilirsiniz. şehirde güzel yerler ve restaurantlar var, şaşlık süper bir yemek, o da bu linkte.


- devletin açıkladığı resmi dolar kuru çok düşüktü ancak pazarda ayak üstü dolar bozan adamlar var oraya gidip 100 usd bozdurduğunuz zaman bir tomar manat veriyorlardı. öyle ki 100 usd karşılığı aldığım o parayı kotumun ön ve arka ceplerini tıka basa dolduracak şekilde koyuyordum gene elimde onun yarısı kadar para kalıyordu.

- yoldan geçen arabayı otostop ile durduruyorsunuz sizi istediğiniz yere taksi gibi götürüyor, bunun karşılığında şöföre 10.000 manat veriyorsunuz her araba anlayacağınız taksi.

- sokaklarda japon ve alman arabaları olduğu gibi rus malı arabalarda var. arabaların çoğu doğal gaz ile çalışıyor. çok eski 1960 ve 70 lerden kalma rus malı volga marka arabaları çok güzel, açılan sayfada aşağıya doğru inerseniz belirttiğim senelere ait modelleri göreceksinz, içi çok geniş, motoru güçlü. ben bu arabaya komünist mercedesi diyordum. ayrıca sovyetler zamanından kalma olan ciguli marka arabalarda çok revaçta.

- hazar denizine kıyısı olan beş ülkeden biri (diğerleri rusya federasyonu, azerbaycan, iran ve kazakistan), pamuk üretimi de bayağı yaygın. benim çalıştığım firma aynı zamanda tekstil alanında da faaliyeti olduğu için türkmenistanda fabrikalarıda vardı.

- sscb zamanında halkların kardeşliği kavramı ile sscb sınırları içerisinde ne kadar millet varsa birbirine karıştırılmış, türkmenistanda da öyleydi, hatırladığım kadarı ile azeri, ermeni, özbek, kazak, tatar, rus, ukraynalı, belarus, sibirya tarafından gelenler ve doğuda kore sınırı tarafından gelen çekik gözlüler bile vardı. zannediyorum sonradan sscb den bağımsızlıklarını kazanan ülkelerden bir tek baltık cumhuriyetleri olan litvanya, letonya ve estonyalı olanları görmedim. onlarda kesin vardır da bana denk gelmemiştir. hatta bir tane zenci türkmen kızı bile vardı, babası kübalı askeri pilotmuş. sscb zamanında eğitim için türkmenistan’ a gelmiş ve orada kızın annesi ile evlenmiş.

- halk üzerinde müthiş bir baskı var, ben kaldığım zamanlarda saddam hüseyin yaşadığı için türkmenbaşı denen adama saddamın yontulmuşu diyordum. sscb zamanında olan kgb hala var ve herkes izleniyor. ülke adeta dünyaya kapalı, eski sscb adetleri devam ediyor. bir şehirden bir şehire özgürce gidemiyorsunuz, önceden izin almanız gerek.

- ülkeye öyle elinizi kolunuzu sallaya sallaya gidemiyorsunuz. önceden vize almanız gerek, turist vizesi bizim zamanımızda yoktu. çalıştığınız şirket vizeye başvuruyor, aids testide mutlaka istiyorlardı, minimum bir ayda vize çıkıyor.

- basın yayın devlet kontrolünde, özel tv yok, devlet televizyonu sabah devlet başkanı ile açılıyor, gece onunla kapanıyor. internet 2001 de çok yavaştı ve her siteye giremiyordunuz. yabancı sitelerin çoğu yasaklı idi.

- ülke güya türk ve müslüman ancak ikisi ile de alakası yok. din konusunda devlet politikası olarak bilinçli bir şekilde eğitmeme politikası izleniyor, sadece yaşlılar sakal bırabilir. yüzyıllardır rusya coğrafyasında yaşadıkları için herşeyleri rus geleneği. kendi aralarında türkmence konuşmuyorlar rusça konuşuyorlar, aile yaşamları yok çoğunlukla evlenip çocuk yapıp sonra boşanıyorlar, erkekler alkolik, kadınların çoğu ise maalesef kötü yolda. kızlara aylık 50 dolar verdiniz mi aynı evde karı-koca hayatı yaşayabilirsiniz. bir milleti millet yapan temel unsurların hiçbiri maalesef yok. büyük abileri rusya o ne derse o olur, ekonomileri bile rusya ile göbekten bağlı. rus ekonomisi hapşırdığı zaman bunlarınki yatağa düşüyor. türkmenistan bağlantısızlar grubuna üye, bitaraflığını zamanında açıklamış.

- gece hayatı epey hızlı ben hazar denizi kıyısındaki türkmenbaşı kentinde kalmıştım. o zaman 40-50 bin nüfuslu bir yerdi. şirket 2-3 mühendis aynı evde kalacak şekilde lojman tutuyordu. türkmenbaşı şehrinde türkiyede okumuş olan bir türkmenin işlettiği gece kulübü vardı. saat 22:00 den sonra mecburen kapanması gerek çünkü o saatten sonra açık yer olması yasaktı. alkol bayağı ucuzdu.

- insanlarda sscb zamanından kalan bir rahatlık var. o zamanlar iş garantisi olduğu için ve henüz kapitalizm ile tanışmadıklarından o günleri çok özlüyorlar. azıcık aşım ağrısız başım mantığı ile yaşamışlar hep. evet eskiden hiç bir şey yoktu ama kimsede yoktu diyorlar.

- bir gün bir makine parçası lazım oldu, yanıma türkmen verdiler fabrika gibi bir yere gittik. elimdeki rulmanı verdim ve bunun aynısını istiyorum dedim, adam gitti beş dakika sonra elinde yeni sökülmüş üzeri gresli rulmanla geldi. ben sıfır rulman bekliyordum adam çalışan makineden sökmüş getirmiş, parasını ödedik mecburen aldık çünkü işimiz acildi. bu derecede vatan millet malına sahip çıkıyorlar.

- o zamanlar fetö okulları pek revaçta idi, türkmenistanda dört-beş yerde vardı. hafta sonları gezmeye çıktığımızda ortalık badem bıyıklı türklerden geçilmiyordu.

- ofiste çalıştığımız yerde fotokopi çeken kadın gizli servis elemanı olup her şeyimizi raporluyordu. arkadaşlarla bazen dalgasına şöyle yaptık böyle yaptık diye sallardık, eminim hepsini raporluyordu.

- yabancı olduğumuz için her zaman takip ediliyorduk. araba ile bir yere giderken hep aynı tipler peşimizde olurdu.

- türkmenbaşı şehri koy içinde. bu koyun diğer tarafında avaza dedikleri hazar denizi kıyısında belde vardı. kumu dünyanın en güzel kumlarından biri kabul ediliyormuş, orada denize giderdik ama suda küçük su yılanları olurdu, yüzerken bir bakmışsınız bir şey size dokunmuş.

- en meşhur şeyleri atları, havyarları, halıları ve kavunları.

ahal teke atı dünyanın en güzel atlarından hatta atı sayılıyor, hani derler ya kız gibi aynen öyle.

havyara gelince dünyanın en iyi havyarı hazar denizinden elde ediliyor. benim kaldığım yerde tam hazar denizinin kıyısı olduğundan orada epey yedik, yediklerimiz birinci kalite olanlar değil tabii ki onlar çok pahalı.

türkmen halısı dünyaca meşhur ve yurtdışına çıkarmak yasak.

kavunlarıda gayet güzel

- yukarıda bahsetmiştim değişik etnik kökenlerden gelenler var. kızları genelde güzel ama güldükleri zaman hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz, bilhassa türk kökenli olanlarda altın diş çok yaygın güldükleri zaman bir anda parıldayan altın dişi görünce dumura uğruyorsunuz.

- uyuşturucu epey yaygın bunu kullananlara narkoman diyorlar sanıyorum rusçadan geçmiş bu kelime.

- dilleri türkmence, duyduğunuz zaman size komik geliyor. ancak öz türkçeye çok yakın. mesela türkmenistan yaragly güyçleri. onlar bizim türkçemizi anlıyor ama sizin onu anlamanız çok zor. genelde rusça konuşuyorlar zaten.

- şimdiki devlet başkanı daha bir alem, kendisi ile ilgili videosunu buraya bırakayım.


bakan kovarken ki hali bunun gibi olaylar ben türkmenistanda iken önceki başkan tarafından televizyondan canlı olarak yayınlatılırdı, çekirdeğimizi alıp tv karşısına geçer izlerdik.


türkleri çok sevdiğinin kanıtı


bir zamanlarda türkmenistana gidecek altınlara el konulmuştu, o haberde burada

nasıl, ülke kuzey koreden biraz hallice değil mi?

pakistan için bkz:#193735
devamını gör...

yeni doğan bebek kokusu. kardeşim doğduğunda hissetmiştim. taklit edilemeyen nadir kokulardandır yeni doğan kokusu.
devamını gör...

devamını gör...

kafa sözlük yönetiminin hücuma yönelik orta saha transferi olarak kadrosuna kattığı taze kan.
forumsal tanımlar ile mücadelede bitirici vuruşlar beklemekteyiz kendisinden.
devamını gör...

cem adrian-sen benim şarkılarımsın

adıyla, sözleriyle, her şeyiyle o kadar güzel bi şarkı ki*.
devamını gör...

bir insan grubu.

başlıkta yazılanların bir kısmı yanlış.

- 20-30'da söylüyordum, 40'ı geçtim hâlâ söylüyorum. fikrimde değişen hiçbir şey olmadı.
- sebep sevecek kimsenin olmaması değil. tamamen yaşam stilimle ilgili. bu stilin hayatımı yaşamakla, nerede akşam orada sabah kafasıyla bir ilgisi yok. zaten öyle bir insan değilim.
- herkesten önce evlenmedim. hemen hemen tüm arkadaşlarım, kuzenlerim (benden küçük olanlar dahil) evlendi. 2'şer çocuk falan yaptılar. hiçbiri umurumda değil. hayata dair farklı planlarım var. planlarımı insanlar üzerinden yapmamayı öğretti hayat.

belki de bu kadar genç kalmamın nedeni evlenmemiş olmamdır. istisnalar kaideyi bozmuyor elbette ama bu ülkede insanlar yoruyor, evlilikler yıpratıyor.
devamını gör...

#112762 şu entry gayet iyi açıklamış. o zaman ben de "ilk atom bombasının babası" olarak anılan robert oppenheimer hakkında bazı bilgiler vereyim.

-öncelikle dikkatimi çeken bir şey var. atom bombası denildiğinde akla gelen ilk iki kişi robert oppenheimer ve albert einstein. ikisinin de yahudi olması akıllara illuminati'yi getiriyor*.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

-ilk nükleer silahı geliştiren manhattan projesinin başkanlığını yapmıştır. aslında bu projenin başına geçmesinin bir sebebi de nazilerin yahudilere karşı olan tavrıdır.

-savaş bittikten sonra pişmanlığının bir göstergesi olarak nükleer silahlanmanın yayılmasını engellemeye uğraştı.


şu videoyu izlemenizi öneriyorum
adamın yüzündeki ifade çok üzücü...
devamını gör...

modern ve zamana uygun görünme baskısı bizi uyum göstermeye zorlar. belki de farkında olmadan sizi sarıp sarmalayan kurallardan kurtulmanın ve istediğiniz kararları verebileceğinizi fark etmenin zamanı gelmiştir. başkalarına benzer kıyafetler giyeriz, sevmesek de kahve içmeden duramayacağımızı düşünürüz, arkadaşlarımızın çalma listelerine benzer müzikler dinleriz.sadece başkaları bizimle ilgili iyi düşünsün diye.
deneyde katılımcılardan birinin bildirdiği bir husus var. herkesin bir şeyi söylemesi bize genellikle yanlış olabileceğimizi hissettiriyor. bu da kendimizden şüphe duymamıza neden oluyor ve hissettiğimiz baskıyı artırıyor.kendimize haklı olduğumuza inanacak kadar güvenmiyoruz.
devamını gör...

chpden istifa eden denizli milletvekili teoman sancar başlıktaki ifadeyi kullanmış.
kendisine kaset kumpası kurulduğunu iddia eden milletvekili, kendisinin olduğu iddia edilen görüntülerle şantaja uğradığını da söylemiş.
çok çirkin tabii, eğer bir şantaj montaj varsa asla kabul edilemez, herkes suçunun cezasını çekmeli.
bu eşcinsel olmadığımı ispat edeceğim söylemi ise aşırı sarkastik. nasıl yaa? eşcinsel değilim dediği anda konu kapanır, bunun ispatı mı olur?
ayrıca eşcinsel olmak kişinin hayatta sahip olduğu tüm titrlerden ötedir. kimse kimsenin özel yaşamında ne yaşadığına karışmamalı ve bu yönde suçlamalarda bulunmamalıdır.
bana ne, sana ne, size ne?

şuradan bakabilirsiniz
devamını gör...

yıl 2014. lise öğrencisi bir kız sıkkınlıkla ve bıkkınlıkla çevrelenmiş bir halde kendini bir kitapçıya atmış. kaybolmuşluğun yarattığı o sisle çevrilmiş halde rafları tararken gözleri eşsiz bir isme sahip bir kitapta takılı kalmış. üstüne hiç düşünmeden kitabı aldığı gibi çıkmış eve dönüş yolunda da okumaya başlamış. hikaye sarmalamış, sisi dağıtmış. cümlelerde kaymış gözleri. ve bitmiş kitap. kapatmış, kucağına koymuş. boş gözlerle karşısına bakarak hikayenin etkisinin geçmesini beklemiş. sonra düşünmüş, bir roman bu kadar etkiler mi bir okuyucuyu?

beklentinizi arşa taşımak istemem ama bu kitabın bendeki etkisi tam olarak buydu. peru'nun iç savaşını ve bir tiyatro oyunun son kez turnesine çıkan karakterlerin öykülerini okumak bu kadar etkilememeli insanı aslında. ama etkiyi yaratan konu değil, yazar da değil. ihtiyacın olduğu zamanda, ihtiyacın olan kitabı okumak. buna dikkat etmek gerek. içinizden bir ses bir kitabı oku derse size, sorgulamayın. sadece alın ve okuyun. etkisinin bambaşka olduğunu göreceksiniz.

t: bir daniel alarcón romanı
devamını gör...

biz çocukken yurtdışına çıkma hayalleri, babamızın emekli maaşı ile nasıl geçineceği vb. düşünceler mevcut değildi. biz çocukken memlekette doktor, mühendis, avukat olup hayat arkadaşımızla neleri paylaşabiliriz diye düşünürdük. bu kadar birbirimizi tüketip geceleri kafamızı yastığa rahat koymazdık. dedikleri gibi sanki biz büyüdük ve kirlendi dünya.
edit: radyoda okudukları zaman farkettim, aynı alıntıyı yapmışız başka bir yazar arkadaş ile dikkatsizliğimin kusuruna bakmayın lütfen.
devamını gör...

guns n' roses - this i love

kaliteli şarkı detoksu gibi resmen. *
devamını gör...

gayet de var olan bir olgudur. ahlaklı bir insan olmak için demokles’in kılıcı gibi tepenizde bir tanrının ödül ve cezalarına gereksinim duyuyorsanız kendinizi bir sorgulayın derim.

tabii burada ahlaktan ne anladığımız da önemlidir. geniş bir kesim için ahlak flört etmemek, mini etek giymemek gibi dar kalıplar içine hapsolunmuşken dar bir kesim için de ahlak daha geniş kalıplar içerisindedir.
devamını gör...

türker inanoğlu’nun filiz akın’dan sonraki karısı, adnan şenses’in yeğeni, cüneyt özdemir’in de kayınvalidesidir. önemli bilgiler bunlar, dursun burada.*
devamını gör...

dikkat!!! oluşabilecek tüm güvenlik sorunlarından appsgeyser ve kullanıcı sorumludur. tartarus hiçbir mesuliyet almamaktadır.

resmi kafa sözlük uygalaması daha çıkmadığı için kendimce bir uygulama yaptım. ana ekrana ekle yönteminde bir sorun yok ama ben bazı özellikler daha ekledim. yan menüden kafa sözlük twitter ve instagram hesaplarına girebiliyorsunuz. isterseniz sağa ve sola kaydırarak ta geçiş yapabilirsiniz. karşılaştığınız sorunları bana bildirirseniz sevinirim.

indirme linki(5 saniye bekleyip dosya indir'e basın)

ios'daki arkadaşlar için üzgünüm.
not:benim adım hıdır elimden gelen budur.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim