bir sözlükte açılan bir başlığın iş yaptığı görülünce, onu alıp bir başka sözlükte başlık açma durumu .

bu konuda atıp tutulmasına rağmen,
ekşi sözlük sanki genellikle referans alınan yer olmakta .

ıyi mi kötü mü bilmem, bir sakıncası var mı o konuda da çok şey söylemek istemem ancak en azından birebir aynı kelimelerin kullanılmasını da doğrusu çok da masum olarak kabul edemiyorum ...

edit: başlığı aslında ' çalmak ' olarak açacaktım da , o kelimeyi çok kullanmayı sevmediğimden bu şekilde tanımladım.

edit 2 : sadece burasını kastetmedim , bu durum tüm sözlükler arasında yaşanmakta.

edit 3 : normalde elbette sorun yok.
konu her neyse zaten aynı konu , elbette herkes alsın kullansın ancak buradaki ayrıntı ' birebir aynı kelimeler ' de gizli .
konuyu farklı biçimde başlık yapmak varken neden aynı şekliyle alınmakta. buraya dikkat çekmek istedim .
devamını gör...

bunda şaşılacak ne var anlamadım. türkiye'de seçmen kitlesinin %65'i sağ seçmendir. bilimsel araştırmalara göre biliyoruz ki seçmen kitleleri sağdan sola ya da soldan sağa kaymaz, ancak kendi içinde kayabilir. yani sıradan bir sağ seçmen oy verdiği partiden bıkınca oy verebileceği başka bir sağ parti arar, sola gitmez. tersi de aynen geçerlidir. sağ ve sol arasındaki geçişken oylar birkaç puandan ibarettir.

türkiye'nin önde gelen sağ partileri dp, ap ve anap'tı. bunlar aslında birbirinin ardılı olan partiler yani aynı parti. ülkeyi 77'deki kısa bir chp koalisyonu hariç hep bunlar yönetti. 2002'de hem akp hem de gp yüzünden diğer sağ partiler %10 barajını geçemedi ve 45 puanlık seçmen meclise bile giremedi. daha sonra çoğunluğu sağ olan bu seçmen akp çatısı altında konsolide oldu.

iyi parti kurulurken yaşananları iyi hatırlayın. bu yeni kurulan partinin bu kadar üzerine gidilmesinin sebebi sağdaki oyları bölme potansiyelinin olmasıydı, nitekim böldü de. türkiye'de demografik yapı değişmeden, şehirleşme ve eğitim seviyesi artmadan %65'lik sağ kitle küçülmez. 2023 seçimlerinde belki tablonun biraz değiştiğini göreceğiz zira 20 yıl kabaca bir nesil eder.
devamını gör...

osmanlı döneminde şeyhülislâmların dönem dönem padişahın menfaatine fetvalar ... pardon ya.
(bkz: yanlış başlığa tanım girmek)
devamını gör...

cumaya gidip gitmediklerine ve bıyık şekillerine bakıldığı için akademik yeterliliğin pek önemi yoktur.
devamını gör...

the matrix serisinin filmde neredeyse hiç bahsedilmeyen, sadece morpheus karakterince beş saniye kadar değinilen hikayesini konu edinen anime serisi. nasıl oldu da makineler bu kadar gelişti? ne oldu da bir avuç insan yerin yedi kat altındaki zion adındaki şehre hapsolup kaldılar? olaylar nasıl oldu da bu noktaya geldi? hepsi ve daha fazlası için dokuz bölümlük bu anime serisi tam da size göre.

not: matrix serisinin hepimizin gözünden kaçtığı muhteşem bir felsefi alt yapısı vardır. olay örgüsü sokrates'in mağara alegorisine atıfta bulunur. animatrix'i ve matrix'i izleyip üzerine düşünmenizi tavsiye ediyorum. zaten sonrasında dünyaya artık eskisi gibi bakamayacağınıza eminim.

bölümler:

(bkz: the second renaissance): iki bölüm

(bkz: kid's story)

(bkz: program)

(bkz: world record)

(bkz: beyond)

(bkz: a detective story)

(bkz: matriculated)

(bkz: final flight of the osiris)
devamını gör...

daha fenası gözlerin de dolmasıdır.
devamını gör...

ünlü düşünür euripides'e göre bir kişinin düşüncelerini açıklayamaması köleliktir.
devamını gör...

kuzey kutup noktasında penguenler bulunmaz. kutup ayıları ise sadece kuzeyde bulunur. dolayısıyla kutup ayısı ve penguenler birbirlerini hiç görmemiş hayvanlar olduğu söylenebilir.
devamını gör...

sigara ve tütün türevi ürünleri kullandığım dönemde tadına bakma fırsatım olmuştu, gayet güzel içimi vardı. sonradan bıraktım çok şükür. not: "sigara sağlığa zararlıdır".
devamını gör...

iç burkan lanet ettiren bir filmdir.
filmdeki en etkileyici ayrıntı olan ve savaştaki gerçek bir olaydan esinlenen kırmızılı kız çocuğunun olduğu sahne tek başına her şeyi anlatıyor.

bu sahnenin bir benzeri beşirle vals filminde de vardı. o film de gerçek olaylardan esinlenmişti. filmdeki bir sahnede üst üste yığılmış ölülerin arasında saçları simsiyah karmakarışık bir kız çocuğu ölüsü de vardı. filmin sonunda bu sahnenin gerçek görüntüleri de veriliyor.
devamını gör...

nerede yapılıyor bu kampanya, sosyal medyadan uzağım kaynak belirtebilir misiniz? dediğim başlık. şımarıklıktan başka bir şey değildir. her gün mutasyona uğrayan, bazı uzmanların çift maske daha iyi bir korunma sağlar dediği bir materyali takmaya isyan edenler ölmeyi bayılmak sananlardır veya gençliğine güvenen ama bir yakının acısını yaşamamış zibidilerdir.
devamını gör...

karşısındakine "senin için şunu yaptım" dedirtecek kadar kör kimselerin vermiş olduğu nankör karşılıktır. takdir edilmesi gereken tek bir yan vardır, o da tutarlılık.
devamını gör...

biri düzenlese de dumanınızı attırsam dediğim organizeyşın.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şans eseri denk gelmiş olduğum yazar. şans diyorum çünkü yazılarını, tanımlarını okumak, görsellerini inceleyebilmek çok büyük şans. tanımlarını beğenmeye buton dayanmadı hızımı alamadım yarıda kaldım fakat okumaya devam ettim ettim ettim. dedim aaa niye nickaltına da bakmıyorum. canınız sıkılır, moraliniz bozulur, ne bileyim aman ne okusam ne okusam bulamadım derseniz falan uzaklaşmayın buralardan vaziyet alın. takip edin ettirin etmeyeni tehdit edin şaka şaka hihih. gerçekten çok beğendiğim, beğenirken dibimin düştüğü nadir yazarlardan. hep buralarda olunuz efem. sevgiler, saygılar.
devamını gör...

pastane sektörünün temel taşlarından birisidir. internette bir çok farklı tarif görüp kafanız karışabilir. meraklısına bir püf nokta vereceğim kendi denemelerim sonucunda bulduğum bir püf noktadır. normalde pastanecilik ve yemek sektörlerinde sır gibi saklanır asla paylaşılmaz bu tür bilgiler ama benden size bir kıyak olsun. öncelikle herhangi bir pastacı kreması tarifini alıp yapalım. mesela bu tarif iyidir bence;
1 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı nişasta
4 yemek kaşığı toz şeker
1 paket vanilya
2, 5 su bardağı süt
1 yumurta sarısı
1 paket toz krem şanti
öncelikle un, nişasta ve vanilyayı elekle güzelce eliyoruz bu şekilde topaklanmasına engel oluyoruz. sonra toz şekeri ekleyip sütü yavaş yavaş çırpıcıyla sürekli karıştırarak ekliyoruz. en son yumurta sarısını da ekleyip iyice karıştırıp ocağın altını açıyoruz. bu noktada sürekli çırpmak gerek. muhallebi kıvamına gelince altını kapatıp ocaktan alıyoruz. sürekli çırparak biraz soğutup toz krem şanti yi ekleyip mümkünse mikserle pürüzsüz olana kadar karıştırıyoruz. gelelim (bkz: püf noktası)na; bir tatlı kaşığı terayağı ve iki üç yemek kaşığı krema ile benmari usülü eritilmiş 30 gr beyaz çikolata ekliyoruz. eğer kakaolu pastacı kreması yapacaksanız 30 gr bitter veya sütlü çikolata ekleyebilirsiniz. oda ısısına gelince üzerini kapatıp buzdolabında soğuttuktan sonra kullanıma hazır hale gelicektir. ortaya çıkan tadın müptelası olacağınıza eminim.*
devamını gör...

eğer öyle birisi varsa diye başlamak gerekir. her gün milyonlarca hayvan sömürülmekle geçmiş kısacık hayatlarına boğazları kesilerek veda ederken; her savaşta çocuk, tarafsız demeden binlerce insan vahşi yöntemlerle katledilirken; gücü yetenin güçsüz üzerinde mutlak söz sahibi olabildiği ve dünyanın kısmen güvenli sayılabilen bölgelerinde bile insanların, hayvanların, bitkilerin yaşamlarına onarılamayacak yaralar bırakılırken bizi çok seven ve gözleri her daim üzerimizde olan bir tanrıdan söz etmek fazlasıyla çocukça olurdu. eğer birisi bizi yarattıysa bile çok uzun zaman önce terk etti ve tamamen biz bizeyiz. güçlü olun ve hayatta kalın.
devamını gör...

hollandalı, post empresyonist ressam.
en ünlü tablosu olan yıldızlı gece'nin hikayesi ise şöyledir:

van gogh çeşitli zihinsel rahatsızlıkları sebebiyle akıl hastahanesinde tedavi görmektedir. odasında, önünde parmaklık bulunan ufacık bir penceresi vardır. van gogh her gün o parmaklıklara yapışarak gördüğü manzarayı izlemektedir. işte o manzara yıldızlı gece'yi yaratacak olan saint remy de provence manzarasıdır. van gogh, daracık penceresinde gördüğü bu kendinden çerçeveli tabloyu tuvaline aktarır, elbette van gogh farkıyla.. işte yıldızlı gece ortaya çıkmıştır: saint remy de provence şehrinin düşsel bir yorumu.
uzun araştırmalar sonunda, tablonun 25 mayıs 1889, saat 04:40’taki gökyüzünü gösterdiği tespit edilmiştir. ay’ın henüz ilk hilal biçiminde olması ve venüs gezegeninin ufukta görüntülenmiş olmasından yola çıkılarak tablodaki yıldız ve gezegenlerin gün doğarken resmedildiği anlaşılmıştır. van gogh, kardeşi theo'ya yazdığı mektupta bu resimle alakalı şöyle diyor:

"demir parmaklıklı penceremde adeta bir buğday tarlası görüyorum. sabahları ise gün doğumunu tüm ihtişamıyla izliyorum."

"yıldızlara bakmak beni daima hayal dünyasına daldırır. kendime sorarım, fransa haritasındaki noktalar arasında seyahat edip belli bir noktaya ulaşıyoruz da neden gökyüzündeki bu parlak noktalara ulaşamıyoruz? nasıl trene atlayıp tarascon’a ya da rouen’e gidiyorsak yıldızlara ulaşmak için de ölebiliriz."

van gogh'un yıldızlara olan bu hayranlığı sadece yıldızlı gece olarak bilinen o tabloda ortaya çıkmış değildir. pek bilinmese de van gogh, birden fazla yıldızlı gece tasviri çizmiştir.

kuşkusuz ki yıldızlı gece sanat tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır. insanoğlunda da, sadece tanrının sahip olduğu yaratım yeteneğinin kırıntılarının olduğunu bize göstermiştir.
devamını gör...

sözlükte arkadaş olma durumu olduğunu yeni fark ettiğim başlıktır. burda da tek kalmayı başarmışım.
devamını gör...

filmin orijinal adı: bajocero.

2021 netflix yapımı bir ispanyol filmi.
filmin çoğu kapalı bir alanda geçiyor, gerilim vermek ve soğuk havaya vurgu yapmak için karanlık bir atmosfer hakim. iki polis memuru, suçluları başka bir cezaevine nakletmeye götürüyor ve tabii ki birtakım olaylar gerçekleşiyor. filmin sadece bir kısımda psikolojik olarak gerdiğini kendi açımdan söyleyebilirim. onun dışında, adaletin gerektiği gibi işlememesine de bir vurgu var fakat kesinlikle fazla mantık hatası bulunan film.

mantıksız yerleri düşünmemek için fazla çaba gösterdim. hiçbir beklenti içine girmeden ve mantıksız yerleri görmemek için gözlerinizi kapatarak (mecazen)* izlerseniz çerezlik bir film. onun dışında üzülerek söylüyorum ki, hoş ve insanı gerebilecek bir konu, mantıksız sahnelerle ancak bu kadar komik bir duruma düşürülebilirdi.

oyunculuklar kaliteliydi o konuda hiçbir sıkıntı yaşamadım. sonu drama bağlansa da hiç sıkmadan akıcı bir şekilde kendini izletmesi de sayılı artı yönlerinden biriydi. bu kadroyla çok daha sağlam film çekilebilirdi. filmin sonunu getiren mantık hatalarından başkası değil kısaca.
devamını gör...

bizde düşünenler yok değil aslında. birinci daireyi alan ikinciyi, ikinciyi alan üçüncüyü düşünür. biraz parayı bulan, birazını daha hatta sonrasında çok daha birazını düşünür. müdür olan genel müdürlüğü, rezil olan en rezilliği düşünür efendim. bunların tamamı yaşamın güncel filozoflarıdır. hayatı sorgulayanlar, iyiliği düşünenler ise salaktırlar.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim