bir şey bedavaysa ürün sizsiniz
katıldığım önermedir.
özellikle reklam sayesinde para kazanan mobil uygulamalar için geçerlidir.
anket doldur para kazan gibi uygulamalar da bu tanımın içine girer.
özellikle reklam sayesinde para kazanan mobil uygulamalar için geçerlidir.
anket doldur para kazan gibi uygulamalar da bu tanımın içine girer.
devamını gör...
victor hugo
yalan zeka işidir.dürüstlük cesaret. eğer zekan yetmiyorsa yalan söyleme. cesaretini kullanıp dürüst olmayı dene. sözünün sahibidir.
devamını gör...
kızlardaki mutsuzluğun nedeni
şuan ki mutsuzluk sebebim tamamıyla ülkedeki pahalılık ile alakalı. hiç öyle konuyu karşı cinse bağlamaya falan gerek yok. neye elimi atsam buna bu kadar para verilmez diyip geri duruyorum. yaşam standartlarımın sürekli düşmesi mutlu olmama engel oluyor.
devamını gör...
12 nisan 2021 bir grubun attığı tecavüz içerikli tweet rezaleti
ben böyle şakanın da, böyle twiti de, böyle yazının da, böyle insanında , böyle mizahi da, böyle çocuk yetiştiren ebeveynler inde allah bin belasını versin.
başkada bir şey demiyorum.
keşke görmeseydim.
başkada bir şey demiyorum.
keşke görmeseydim.
devamını gör...
yeni doğurduğu bebeğini 9 kez bıçaklayan cani
lohusa sendromuna girmiş olabilir. bazı kadınlar doğum yaptıktan sonra büyük bir psikolojik yıkıntıda oluyor hatta bu yüzden yeni doğum yapan kadınlar tek başına bırakılmaz derler. yine de sebebi ne olursa olsun vahşilik ve ceza alması gerekiyor. ayrıca adamın karısının hamile olduğunu nasıl bilmiyordu onu anlamadım.
devamını gör...
çok fena cehaletin döndüğü düşünülen yerler
korkuyorum ama (bkz: tiktok platformu)
devamını gör...
neden şort giyiyorsun diyen yobaz
tabi ki olayın devamındaki gelişmeler şaşırtmadı. linç ekibi derhal pislik herifin sosyal medya hesaplarına erişmiş pek tabi takip ettiği sexy kadınların listesini, kumarhanede çekilen fotoğraflarını boy boy sergilemişler.
sexy kadınları takip etmek, kumarhaneye gitmek bence ahlaksızlık değil lakin şort giyen bir kadına tepki veren biri bunları yaptığında bu onu içten pazarlıklı, adi bir pislik yapıyor.
şort giyen bir kadına bile tahammül edemeyecek kadar dinine bağlı ve ahlak kurallarını bu yönde geliştiren birisinin tanımadığı bir adama gavat demesi de zaten rezil adamın din ve ahlak anlayışından gram faydalanmamış olduğunun diğer göstergesi.
niçe amcamız ne diyor bu konu ile ilgili : "kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu o'dur."
sexy kadınları takip etmek, kumarhaneye gitmek bence ahlaksızlık değil lakin şort giyen bir kadına tepki veren biri bunları yaptığında bu onu içten pazarlıklı, adi bir pislik yapıyor.
şort giyen bir kadına bile tahammül edemeyecek kadar dinine bağlı ve ahlak kurallarını bu yönde geliştiren birisinin tanımadığı bir adama gavat demesi de zaten rezil adamın din ve ahlak anlayışından gram faydalanmamış olduğunun diğer göstergesi.
niçe amcamız ne diyor bu konu ile ilgili : "kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu o'dur."
devamını gör...
göçmen teknesinde bulunan 300 kişinin yaşamını kaybetmesi
oysa insanlık ile aynı yaşta idi göçmenlik. ne çabuk unuttuk.
unutmayanlar kendilerine huzur içinde yaşayacağı bir yurt ararken yok oluyor.
sadece haber oluyorlar.
biz unutanlar da haberi okurken az üzülüp sonra unutmaya devam ediyoruz.
unutmayanlar kendilerine huzur içinde yaşayacağı bir yurt ararken yok oluyor.
sadece haber oluyorlar.
biz unutanlar da haberi okurken az üzülüp sonra unutmaya devam ediyoruz.
devamını gör...
bilim bir gün tanrının varlığını somut olarak ispatlarsa olabilecek şeyler
olmayanı kanıtlamak olanı kanıtlamaktan daha mı zor ki bilim kesin tanrı yoktur diyemiyor. birisi hangi din doğru yol bilelim demiş. arkadaşım, dört kitabın manası "la ilahe illallah" gerisine eyvallah.
devamını gör...
kelimeler
bazı kelimeler ve anlamları:
tufeyli: başkasının sırtından geçinen, asalak yaşayan kimse.
nefha: güzel koku.
istiskal: hoşlanmadığını, rahatsız olduğunu soğuk davranarak belli etmeye ya da birini yük olarak görüp kovar gibi davranmaya denir.
filhakika: gerçekten, doğrusu, hakikaten.
vaveylâ: çığlık. çaresizce bağırmak ve pişmanlık içinde haykırmak. feryat, figan.
sümmettedarik: son dakikada düşünülürek yapılan.
dilhûn: içi kan ağlayan. büyük bir üzüntü içinde olan.
teçhil: bir kimsenin bilgisizliğini ortaya koyma, yüzüne karşı söyleme.
âlicenap: yüce gönüllü, mert.
cefâpîşe: üzmeyi huy edinmiş, cefa eden, aşığını üzen sevgili.
tufeyli: başkasının sırtından geçinen, asalak yaşayan kimse.
nefha: güzel koku.
istiskal: hoşlanmadığını, rahatsız olduğunu soğuk davranarak belli etmeye ya da birini yük olarak görüp kovar gibi davranmaya denir.
filhakika: gerçekten, doğrusu, hakikaten.
vaveylâ: çığlık. çaresizce bağırmak ve pişmanlık içinde haykırmak. feryat, figan.
sümmettedarik: son dakikada düşünülürek yapılan.
dilhûn: içi kan ağlayan. büyük bir üzüntü içinde olan.
teçhil: bir kimsenin bilgisizliğini ortaya koyma, yüzüne karşı söyleme.
âlicenap: yüce gönüllü, mert.
cefâpîşe: üzmeyi huy edinmiş, cefa eden, aşığını üzen sevgili.
devamını gör...
annesini telefonuna annem diye kaydeden kadın
allah bilir babasını da babam diye kaydetmiştir. evlerden ırak.
devamını gör...
recep tayyip erdoğan
eleştiremiyorum, yorum yazamıyorum. galiba ben tutuklanmaktan korkuyorum..
devamını gör...
mazmun
divan şiirinin olmazsa olmazıdır. önce divan şiiri için çok kısaca:
birkaçı dışında çoğu divan şairimizin sadece bir divanı vardır. koskoca nedim, dasdaracık bir cildin içinde başlar ve biter. eğer bu divan’ın da sık sık tekrarlanan bölümlerini, padişah ya da vezire yaranmak için sulandırılmış kısımlarını çıkarırsanız ya da sırf biçime uygun gelsin diye şişirilmiş bölümlerini saymazsanız, geriye birkaç beyit, birkaç dize kaldığını görürsünüz. bu durum çoğu divan şairi için aynıdır.
'divan şiiri'ne adını veren divanlar, kasidelerle (-->padişah ya da vezire yaranmak için sulandırılmış kısımlarla) başlar. bu kasidelerin de çeşitleri ve divana konulma sıraları vardır. bir divan şairinin iyi bir şair olup olmadığı ise kendisinin de en çok önemsediği 'gazel'lerine bakarak anlaşılır. sözlük yazarlarının divan şiirini örneklemek için seçtiği beyitlerin neredeyse tamamı 'gazel' beyitleridir.
şimdi bu ön açıklamalardan sonra, 'mazmun'a yeniden dönecek olursak; ortak islam kültürü içinde, kalıp ölçülerle ((gbkz: aruz)), kalıp nazım şekilleri ile ve ortak hayal dünyası içinde 'özgün' şiire rastlamak cidden zordur.
kurallar, yüzlerce yıl öncesinden belirlenmiş, sınırlar çizilmiştir.
yukarıda sözünü ettiğimiz 'gazel'ler divan şiirinde şairlerin, özgünlüklerini, yaratıcılıklarını, yeteneklerini konuşturacakları, gösterecekleri tek alandır diyebiliriz. gazellerin ana teması bilindiği gibi 'aşk'tır. bu aşk, dünyevi bir aşk da olabilir, ilahi bir aşk da. her ne olursa olsun, 'aşk' anlatılacağı zaman, anlatılacak bir sevgili de var demektir. öyleyse 'sevgili' divan şiirinde nasıl anlatılır?
mazmunlarla. evet, mazmun dediğimiz, her hayali önceden belirlenmiş benzetmelerin oluşturduğu mazmunlarla.
-namık kemal'in tanzimat şiiri'nde yenilik yaparken eleştirdiği ve belirttiği gibi- eğer şairlerin anlattıkları kağıda resim olarak çizilse, karşılaşılacak 'sevgili' bir 'gulyabani' gibidir: çirkin ve korkunç, kesinlikle gerçek olmayan.
nedir en çok kullanılan mazmunlar; kaş, yay gibidir, kirpik oktur, gözler ateş saçar, boy öyle uzundur ki, selvi ağacı yanında halt etsin, bel kopacak kadar incedir, saçlar ya yılandır ya hristiyan keşişlerinin cübbelerine bağladıkları kuşaktır, dinden çıkarır, ağız zaten yoktur........bu böyle devam eder.
konu çok uzun ve kapsamlı. oysa amacım bilimsel bir makale oluşturmak değil, yalnızca bu konudaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak, ey sevgili okur. bu nedenle, bu konuya ilişkin, 'namık kemal'in divan şiiri üzerine düşüncelerini irdeleyen bir yüksek lisans makalesi'ni de şuraya bırakayım ve aradan çekileyim.
buradan
birkaçı dışında çoğu divan şairimizin sadece bir divanı vardır. koskoca nedim, dasdaracık bir cildin içinde başlar ve biter. eğer bu divan’ın da sık sık tekrarlanan bölümlerini, padişah ya da vezire yaranmak için sulandırılmış kısımlarını çıkarırsanız ya da sırf biçime uygun gelsin diye şişirilmiş bölümlerini saymazsanız, geriye birkaç beyit, birkaç dize kaldığını görürsünüz. bu durum çoğu divan şairi için aynıdır.
'divan şiiri'ne adını veren divanlar, kasidelerle (-->padişah ya da vezire yaranmak için sulandırılmış kısımlarla) başlar. bu kasidelerin de çeşitleri ve divana konulma sıraları vardır. bir divan şairinin iyi bir şair olup olmadığı ise kendisinin de en çok önemsediği 'gazel'lerine bakarak anlaşılır. sözlük yazarlarının divan şiirini örneklemek için seçtiği beyitlerin neredeyse tamamı 'gazel' beyitleridir.
şimdi bu ön açıklamalardan sonra, 'mazmun'a yeniden dönecek olursak; ortak islam kültürü içinde, kalıp ölçülerle ((gbkz: aruz)), kalıp nazım şekilleri ile ve ortak hayal dünyası içinde 'özgün' şiire rastlamak cidden zordur.
kurallar, yüzlerce yıl öncesinden belirlenmiş, sınırlar çizilmiştir.
yukarıda sözünü ettiğimiz 'gazel'ler divan şiirinde şairlerin, özgünlüklerini, yaratıcılıklarını, yeteneklerini konuşturacakları, gösterecekleri tek alandır diyebiliriz. gazellerin ana teması bilindiği gibi 'aşk'tır. bu aşk, dünyevi bir aşk da olabilir, ilahi bir aşk da. her ne olursa olsun, 'aşk' anlatılacağı zaman, anlatılacak bir sevgili de var demektir. öyleyse 'sevgili' divan şiirinde nasıl anlatılır?
mazmunlarla. evet, mazmun dediğimiz, her hayali önceden belirlenmiş benzetmelerin oluşturduğu mazmunlarla.
-namık kemal'in tanzimat şiiri'nde yenilik yaparken eleştirdiği ve belirttiği gibi- eğer şairlerin anlattıkları kağıda resim olarak çizilse, karşılaşılacak 'sevgili' bir 'gulyabani' gibidir: çirkin ve korkunç, kesinlikle gerçek olmayan.
nedir en çok kullanılan mazmunlar; kaş, yay gibidir, kirpik oktur, gözler ateş saçar, boy öyle uzundur ki, selvi ağacı yanında halt etsin, bel kopacak kadar incedir, saçlar ya yılandır ya hristiyan keşişlerinin cübbelerine bağladıkları kuşaktır, dinden çıkarır, ağız zaten yoktur........bu böyle devam eder.
konu çok uzun ve kapsamlı. oysa amacım bilimsel bir makale oluşturmak değil, yalnızca bu konudaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak, ey sevgili okur. bu nedenle, bu konuya ilişkin, 'namık kemal'in divan şiiri üzerine düşüncelerini irdeleyen bir yüksek lisans makalesi'ni de şuraya bırakayım ve aradan çekileyim.
buradan
devamını gör...
yazarların bugünkü mutluluk sebebi
memleketten mısır ekmeği gelmesi.
tam da canımın çektiği sıra.
her an ağlayabilirim. öyle mutlu oldum.
tam da canımın çektiği sıra.
her an ağlayabilirim. öyle mutlu oldum.
devamını gör...
gençlerden oy almak için yapılan saçmalıklar
ağızları ile kuş mu tuttular?
eğer tutmuşlar ise belki gençlerden oy alırlar, ama diğer türlü kendi çocuklarımdan ve etrafımdaki gençlerden biliyorum imkansız oy almaları.
zaten bu kadar gençleri ezen bir sistem, eğitim, işsizlikten ve yasaklardan sonra bunlara oy verecek gencin aklından şüphe ederim.
keşke gerçekten , gençlere, ilim , bilim, fen, ile kaliteli eğitim ile oy isteseler di.
çözüm yerine hep sorun yaratan bir yönetim , hangi yüz ile oy ister.
eğer tutmuşlar ise belki gençlerden oy alırlar, ama diğer türlü kendi çocuklarımdan ve etrafımdaki gençlerden biliyorum imkansız oy almaları.
zaten bu kadar gençleri ezen bir sistem, eğitim, işsizlikten ve yasaklardan sonra bunlara oy verecek gencin aklından şüphe ederim.
keşke gerçekten , gençlere, ilim , bilim, fen, ile kaliteli eğitim ile oy isteseler di.
çözüm yerine hep sorun yaratan bir yönetim , hangi yüz ile oy ister.
devamını gör...
yolun yarısında evde önemli bir eşya unutulduğunun farkına varılması
müthiş enerjik bile olsan enerji solduran, kan ve gözyaşı akıtan, yürüdüğün yolu yeniden yürüten belalı olay...
(bkz: maskeyi evde unutmak)
(bkz: kulaklığı evde unutmak)
(bkz: maskeyi evde unutmak)
(bkz: kulaklığı evde unutmak)
devamını gör...
mikhail botvinnik
karakter olarak kesinlikle tartışmalı ama konu satranç olduğunda önünde diz çökülecek sayılı isimlerden olan 6. dünya şampiyonu. öyle ki 12 yaşında satranç öğrenip yalnızca 4 sene sonra usta ünvanını almayı başarmış, keres ve smislov gibi büyük isimleri ağır yenilgilere uğratmış ve kaybettiği dünya şampiyonu ünvanını defalarca rövanş maçı ile tekrar elde etmiştir. eğer fide yeniden rövanş hakkı tanımış olsaydı son defa ünvanını kaptırmış olduğu tigran petrosian'ı* da yenilgiye uğratacak kadar hırslı bir adamdı şüphesiz. sscb'nin bugün oyun stillerine hayran kaldığımız pek çok oyuncusunu yetiştirmiş olan ve sovyet satranç ekolünün kurucusu olarak nitelendirilen botvinnik; nimzo indian ve fransız savunması denildiğinde akla gelen ilk isimlerden ki 1960 yılındaki dünya şampiyonasında mikhail tal ile yaptığı ve beraberlik ile sonuçlanan ilk maçta da nimzo indian-sämisch varyasyonunu tercih etmişti yanlış hatırlamıyor isem ve maç insanın tüylerini diken diken edecek cinstendi. najdorf ile oynadığı -yılını hatırlamıyorum ama muhtemelen 1950'lerin ortası olması gerek- maçta yine nimzo-indian savunması - hübner, rubinstein varyasyonu ilginç bir tercihti ama botvinnik ağır üstünlük kurarak şaşırtmadı.
karakter olarak tartışmalı olmasının sebebi esasında acımasız, güvensiz ve tamamen öngörüden yoksun olmasından kaynaklanıyor ki karpov hakkındaki satranç konusunda başarılı olamaz söylemleri ve öğrencisi kasparov'un yerine andrianov'u turnuva için tercih etmesi -siyasi ayrılıklardan kaynaklı olduğu düşünülse de- onun konu satranç tahtası olduğunda üst düzey bir oyuncu olsa da insanlar konusundaki öngörülerinin yetersiz olduğunu gösteriyor. yine de oldukça sivri olan karakteri onun tutarsız kararlar vermesine sebep olsa da satranç tahtasında yanlış kararlar aldığı pek nadirdi. önceki oyunlarının analizlerini yapıp hata yapmasına sebep olan her hamlesini, ona yenilgi getirmiş olan her kararını veya kararsızlığını törpüledi bu da onu gerçek bir oyuncu yapar. oyun içindeki derin hesaplamaları ve doğru oyunsonu hamleleri ile -ki bence pal benko bu konuda daha niteliklidir- sovyet satranç okulunun patriği dünya sahnesinin görmüş olduğu en başarılı dünya şampiyonlarından biridir şüphesiz. ayrıca öyle güzel notasyon tutuyor ki kendi dağınık tekniğimden utanç duyma sebebimdir.
karakter olarak tartışmalı olmasının sebebi esasında acımasız, güvensiz ve tamamen öngörüden yoksun olmasından kaynaklanıyor ki karpov hakkındaki satranç konusunda başarılı olamaz söylemleri ve öğrencisi kasparov'un yerine andrianov'u turnuva için tercih etmesi -siyasi ayrılıklardan kaynaklı olduğu düşünülse de- onun konu satranç tahtası olduğunda üst düzey bir oyuncu olsa da insanlar konusundaki öngörülerinin yetersiz olduğunu gösteriyor. yine de oldukça sivri olan karakteri onun tutarsız kararlar vermesine sebep olsa da satranç tahtasında yanlış kararlar aldığı pek nadirdi. önceki oyunlarının analizlerini yapıp hata yapmasına sebep olan her hamlesini, ona yenilgi getirmiş olan her kararını veya kararsızlığını törpüledi bu da onu gerçek bir oyuncu yapar. oyun içindeki derin hesaplamaları ve doğru oyunsonu hamleleri ile -ki bence pal benko bu konuda daha niteliklidir- sovyet satranç okulunun patriği dünya sahnesinin görmüş olduğu en başarılı dünya şampiyonlarından biridir şüphesiz. ayrıca öyle güzel notasyon tutuyor ki kendi dağınık tekniğimden utanç duyma sebebimdir.
devamını gör...
şarkılarda geçen etkileyici sözler
hep aynı kalsa acılar,
insanoğlu nasıl yaşar?
insanoğlu nasıl yaşar?
devamını gör...
elbisenin kadınları daha zarafet sahibi göstermesi
erkekler giyse de doğru bir karşılaştırma yapabilsek diye düşündürten başlıktır*.
devamını gör...
