yengeç sepeti sendromu
ilk okuduğumda yemeksepeti'ne gönderme çıkacak sandığım, cehaletimi yüzüme çarpan bir bilimsel terim.
bugün de bir şey öğrendik çok şükür.
bugün de bir şey öğrendik çok şükür.
devamını gör...
suffe
hz. muhammed'in yoksul sahabilerin barınması için yaptırdığı yer. burası daha sonra eğitim kurumuna dönüşmüştür. burda, muhacirlerden ya da müslüman olup medine'ye hicret edenlerden olan yoksul ve yakını da olmayan sahabiler kalırdı. hatta evleri olmasına rağmen hz. abdullah bin ömer ve ensar'dan bazı evleri olan kişiler, burda kalanlara imrendikleri için onlarla birlikte kalırlardı. ki bunun üzerine bu kişiler de suffe ehlinden sayılmışlardır. suffe ehlinden bazıları evlendikten sonra burdan ayrılırdı ve bazıları da gelir suffe ehline katılırdı. bazıları da misafir olarak suffe'de kalırdı. hatta suffe ehlinin sayısının 400'e ulaştığı da olmuştu. suffe'de kalanların yani ehl-i suffe'nin meslekleri yoktu. bu yüzden paraları da yoktu. resulullah da onların geçimiyle ilgilenirdi. ve resulullah, akşamları ehl-i suffe'yi ayırır ve ayırdığı çeşitli grupları sahabelere teslim ederdi ki, onların karınlarını doyursunlar. geriye kalanları da kendi evine götürürdü. bu, müslümanların maddî durumları düzelinceye kadar devam etmiştir. resulullah'a getirilen sadakaların tamamını, resulullah suffe ehline gönderirdi. kendisine verilen hediyeleri ise, suffe ehliyle paylaşırdı. hatta, hz. muhammed, aile ihtiyaçlarından çok onların ihtiyaçlarıyla ilgilenirdi. buhari'de geçene göre, (bkz: hz. fatıma) kendisine yardım etmesi için, resulullah'dan bir hizmetçi ister. fakat resulullah, suffe'de kalanların ihtiyaçlarını giderebilmek adına hz. fatıma'nın isteğini geri çevirir. ashab-ı suffe'den olan güç sahipleri, sabahları mescide su taşır ve dağdan toplamış oldukları odunları satar ve böylelikle de ihtiyaçlarını gidermeye çalışırlardı. geceleriyse, ilim ve kur'an tivaleti ile meşgul olurlardı.
hurmaların hasat zamanı geldiğinde, herkes, ellerinden geldiği kadarıyla hurma salkımları getirir, mescide asardı. ehl-i suffe de karınlarını bunlarla doyurur, hatta bazıları hurma yemekten bıkar ve şikayet ederlerdi. ashab-ı suffe'den bazılarının namazda ayakta durmaya zorlandığıyla ilgili rivayetlerden anlaşılıyor ki, her ne kadar yoksul olsalar bile zühd içinde yaşıyorlardı.
fakat suffe, kısa bir müddet sonra eğitim kurumuna dönüşmüştür. şöyle ki, ashab-ı suffe vakitlerini resulullah'ı dinleyerek, ondan islamî konuları öğrenerek geçirirlerdi. bazen de resulullah'a sorular sorar, kafalarını karıştıran meselelerin cevabını alırlardı. resulullah, ashab-ı suffe'nin eğitimleriyle ilgileniyor ve dersler veriyordu. onlara yazı yazmayı, kur'an okumayı öğretecek hocalar da tayin etmişti. ehl-i suffe, duydukları hadisleri diğer sahabilere de naklediyorlardı.
ayrıca, hanım sahabiler için suffetü'n-nisa denen bir başka suffe de vardır. fakat burası hakkında bilgi yoktur.
hurmaların hasat zamanı geldiğinde, herkes, ellerinden geldiği kadarıyla hurma salkımları getirir, mescide asardı. ehl-i suffe de karınlarını bunlarla doyurur, hatta bazıları hurma yemekten bıkar ve şikayet ederlerdi. ashab-ı suffe'den bazılarının namazda ayakta durmaya zorlandığıyla ilgili rivayetlerden anlaşılıyor ki, her ne kadar yoksul olsalar bile zühd içinde yaşıyorlardı.
fakat suffe, kısa bir müddet sonra eğitim kurumuna dönüşmüştür. şöyle ki, ashab-ı suffe vakitlerini resulullah'ı dinleyerek, ondan islamî konuları öğrenerek geçirirlerdi. bazen de resulullah'a sorular sorar, kafalarını karıştıran meselelerin cevabını alırlardı. resulullah, ashab-ı suffe'nin eğitimleriyle ilgileniyor ve dersler veriyordu. onlara yazı yazmayı, kur'an okumayı öğretecek hocalar da tayin etmişti. ehl-i suffe, duydukları hadisleri diğer sahabilere de naklediyorlardı.
ayrıca, hanım sahabiler için suffetü'n-nisa denen bir başka suffe de vardır. fakat burası hakkında bilgi yoktur.
devamını gör...
artı oy vermede cömert olan yazarlar
şahsen ben hiç çekinmeden artı oyları dağıtıyorum faydalı bir tanım girmişse neden vermeyeyim ki, hoşuma giden bir tanım varsa basıyorum artı oyumu.
devamını gör...
potomac ırmağı
arlington ile washington dc arasındaki ırmak. francis scott memorial bridge'den yürüyerek geçip georgetown'a ulaşabilirsiniz.
georgetown cupcake'de ortalama 20dk sırada bekleyerek cupcake yemek mümkün.
meşhurdur,tavsiye edilir.
georgetown cupcake'de ortalama 20dk sırada bekleyerek cupcake yemek mümkün.
meşhurdur,tavsiye edilir.
devamını gör...
normal caps
merhabalar, bu haftanın capsleri kafa sözlük'te yakın zamanda gerçekleşen en büyük skandallardan birisi olan çalıntı tanım girmek ile ilgili olacak.
çalıntı tanım girip yakalanan yazarlar:

sözlükte çalıntı tanım girmiş yazarı #856622 no'lu tanım ile duyurup doğru bir eylem yapan yazarı kalp kırdığı gerekçesiyle eleştiren yazarlar:

çalıntı tanım girmiş olan yazar için halen keşke gitmeseydi veya iyi yazardı diyen yazarlar:
çalıntı tanım girip yakalanan yazarlar:

sözlükte çalıntı tanım girmiş yazarı #856622 no'lu tanım ile duyurup doğru bir eylem yapan yazarı kalp kırdığı gerekçesiyle eleştiren yazarlar:

çalıntı tanım girmiş olan yazar için halen keşke gitmeseydi veya iyi yazardı diyen yazarlar:
devamını gör...
max planck
kendisi en sevdiğim bilim insanlarından. akademik kariyeri dışında acıklı bir hayat öyküsüne sahiptir.
--- alıntı ---
1887 mart ayında planck, marie merck (1861-1909) ile evlendi. bu evliliğinden dört tane çocukları oldu. berlin-grunewald, wangenheimstrasse 21’de bir villada yaşamaya başladılar. o bölgede birçok profesör oturuyordu. planck’ların evi, yakın zamanda kültür ve sosyal merkezine dönüştü. albert einstein, otto hahn ve lise meitner gibi çok sayıda tanınmış bilim adamlarıyla birlikte muazzam bir şekilde müzik çalarak eğlenirlerdi. bu mutlu yılların ardından, trajik bir şekilde planck, karısının ve tüm çocuklarının ölüm acılarını yaşadı. karısı marie, 1909’da tüberkülozdan öldü. karl, 1916’da 1. dünya savaşı sırasında savaşta öldürüldü. grete 1917’de doğum sırasında öldü, ardından emma 1919’da doğum sırasında öldü. erwin, 1945’te naziler tarafından bir komplo planındaki şüpheli rolü nedeniyle idam edildi.
1909’ da ilk eşini kaybettikten sonra max planck 1911’in mart ayında marga von hoesslin (1882-1948) ile evlendi. aralık ayında beşinci çocukları hermann dünyaya geldi. 1944’ün başlarında, max’ın berlin’deki evi bir müttefik hava saldırısına uğradı. tüm kişisel belgeleri ve bilimsel kayıtları imha edildi. mayıs 1945’te avrupa’da savaş sona erdiğinde planck, karısı ve kalan oğlu hermann, ünlü alman üniversite şehri göttingen’de bir akrabasına sığındı. iki yıl sonra max planck, 4 ekim 1947’de 89 yaşında hayata veda etti. bugün kabri marga ve hermann ile birlikte göttingen’in eski şehir mezarlığı’nda bulunuyor.
--- alıntı ---
buradan
--- alıntı ---
1887 mart ayında planck, marie merck (1861-1909) ile evlendi. bu evliliğinden dört tane çocukları oldu. berlin-grunewald, wangenheimstrasse 21’de bir villada yaşamaya başladılar. o bölgede birçok profesör oturuyordu. planck’ların evi, yakın zamanda kültür ve sosyal merkezine dönüştü. albert einstein, otto hahn ve lise meitner gibi çok sayıda tanınmış bilim adamlarıyla birlikte muazzam bir şekilde müzik çalarak eğlenirlerdi. bu mutlu yılların ardından, trajik bir şekilde planck, karısının ve tüm çocuklarının ölüm acılarını yaşadı. karısı marie, 1909’da tüberkülozdan öldü. karl, 1916’da 1. dünya savaşı sırasında savaşta öldürüldü. grete 1917’de doğum sırasında öldü, ardından emma 1919’da doğum sırasında öldü. erwin, 1945’te naziler tarafından bir komplo planındaki şüpheli rolü nedeniyle idam edildi.
1909’ da ilk eşini kaybettikten sonra max planck 1911’in mart ayında marga von hoesslin (1882-1948) ile evlendi. aralık ayında beşinci çocukları hermann dünyaya geldi. 1944’ün başlarında, max’ın berlin’deki evi bir müttefik hava saldırısına uğradı. tüm kişisel belgeleri ve bilimsel kayıtları imha edildi. mayıs 1945’te avrupa’da savaş sona erdiğinde planck, karısı ve kalan oğlu hermann, ünlü alman üniversite şehri göttingen’de bir akrabasına sığındı. iki yıl sonra max planck, 4 ekim 1947’de 89 yaşında hayata veda etti. bugün kabri marga ve hermann ile birlikte göttingen’in eski şehir mezarlığı’nda bulunuyor.
--- alıntı ---
buradan
devamını gör...
bir insanın kalitesiz olduğunu gösteren detaylar
sürekli farklı davranmasıdır. bir dediğinin bir dediğini tutmamasıdır. bunu belki herkes yapar ancak bunu biliyor ve devam ediyorsa ben o insanın çok da kaliteli olduğunu düşünmem.
devamını gör...
arabayla uzun yolda giderken gelen tuvalete gitme isteği
allah'ım sen abdulseyidbincabbar'a akıl , bize'de açtığı başlıklar için sabır ihsan eyle amin.
devamını gör...
sürekli birileriyle dalga geçen insan
lisedeyken sürekli birilerinin giyimiyle, dinlediği müzikle, konuşma tarzıyla, yürüyüşüyle dalga geçen bir kitle vardı. daha sonra onların aslında hiçbir iyi özelliklerinin olmadığını ve bu eksiklik duygusunu gidermek, bomboş insanlar olduklarını saklayabilmek için hedef şaşırttıklarını anladım.
devamını gör...
benim karşımda sigara yakma
ilginç bir video. mana toplayarak büyü salıyormuş gibi görünüyor dayı. ben olsam kahkaha atardım.
devamını gör...
çikolata aromalı filtre kahve
gereksiz bir icat. yok çikolatalı yok vanilyalı falan.
kahveyi çekilmiş olarak bile almayın derim, çekirdek olarak alıp kendiniz çekin taze taze.
yanına da açın bir pernigotti bütün fındıklı bar, bakın keyfinize.
kahveye ne şeker ne süt karıştırmayın. orijinal tadını alın kahvenin.*
edit: şekerli ve işlenmiş gıdaları bıraktım, dolayısıyla pernigotti bütün fındıklı bar artık tavsiye etmiyorum. yeni önerim züber kıdz çilekli meyve tatlısı.
kahveyi çekilmiş olarak bile almayın derim, çekirdek olarak alıp kendiniz çekin taze taze.
yanına da açın bir pernigotti bütün fındıklı bar, bakın keyfinize.
kahveye ne şeker ne süt karıştırmayın. orijinal tadını alın kahvenin.*
edit: şekerli ve işlenmiş gıdaları bıraktım, dolayısıyla pernigotti bütün fındıklı bar artık tavsiye etmiyorum. yeni önerim züber kıdz çilekli meyve tatlısı.
devamını gör...
kargo açmak
terapi niteliğindedir. bu pandemi döneminde sık sık yaptığım eylem olmuştur.
devamını gör...
kuleli askeri lisesi
kuleli askeri lisesi ya da halk tabiriyle şanlı yuva kuleli. orduya birçok asker kazandırmış olan bu köklü okul maalesef fetöcülerin sızmasıyla birçok askeri öğrenciye uygulanan psikolojik şiddet sonrası çoğu askeri öğrenciye okulu bırakmalarını sağlamıştır. dünyaca ünlü bu askeri okul nasıl olurda bir tarikat mensuplarının hem soruları, mülakatları hem de okul içi yönetimi ele geçirmesi akıl mantık işi değildir. bütün askeri okullar geri açılmalı ve türk silahlı kuvvetlerine yakışır subay adaylarını orduya kazandırmalı. sadece harp okulu okuyarak subay olunamayacağını ve bununda bir başarı sağlamayacağını öğrenmeleri gerekir. askerlik bir ruhtur ve asla ölmez.
devamını gör...
porçay'ın ezhel parodisi yüzünden 4 yıl 2 ay hapis cezası alması
rahmetli levent kırca'nın programını kapatan sistemden ne beklenirdi ki?
devamını gör...
seven samurai
orjinal adı shichinin no samurai olan 1954 yapımı film olup, japon yönetmen akira kurosawa'nın en iyi filmlerinden biridir. türkiye' de zamanında kanlı pirinç adıyla oynatılmıştır. epik film tarzının en iyi örneklerindendir. konusuna gelirsek:
--! spoiler !--
haydutların saldırdığı fakir bir köyü korumaya çalışan yedi samurayın hikayesini anlatır. köyün en yaşlısının tavsiyesi ile köylüler kendilerini savunacak samuraylar aramaktadırlar, ancak verecek doğru düzgün paraları yoktur. usta samurai kambei yi bulan köylüler önce onu ikna ederek, ustanın bulduğu altı samuray ile birlikte artık haydutlara karşı kendilerini korumayı öğreneceklerdir. filmin sonunda bu köylülerin aslında hiçte öyle gariban, sefil, beş parasız olmadıklarını, "tipik köylü kurnazlığı" ile hareket ettiklerini de anlarız. filmde her sahne özenle yaratılmış ve çekilmiştir. şu sahne gibi ikonik sahnelerin mevcut olduğu filmde zaten şu afiş filmin nasıl bir şey olduğu hakkında size fikir verebilir. "delikli demir icat oldu, mertlik bozuldu" atasözününde bu filmin ana temalarından biri olduğunu, çokta spoiler vermeden belirtmekte fayda var, seyretmemişseniz fazla detay filmin tadını kaçırır, filmi seyrederseniz niye böyle yazdığımı zaten anlayacaksınız. bu arada toshiro mifune nin oynadığı aslen samurai olmayan "sahtekar" kikuchiyo karakteride filmin en dikkat çekici karakterlerindendir. spoilerda belirtme ihtiyacı duyuyorum.
--! spoiler !--
pek çok filme ilham kaynağı olmuş, sinema sanatını neredeyse her alanda etkilemeyi başarmış bir filmdir. günümüzde izlediğimiz hemen hemen her savaş filminin, her aksiyon filminin hatta o büyülenerek izlediğimiz uzun dövüş ve savaş sekansları içeren filmlerin hemen hemen hepsinde esintisi mutlaka vardır. ayrıca pek çok otorite ve sinema kuruluşunun yaptığı "en iyi yabancı dildeki film" sıralamalarında hep bir numaradadır.
alt tarafı samuray filmi, bundan ne çıkabilir ki diyebilirsiniz ancak film hiçte göründüğü gibi değildir. kurosawa pek çok kişinin hem fikir olduğu gibi tartışmasız gelmiş gelmiş en büyük yönetmenlerden biridir. her filminde olduğu gibi kameranın arkasında tam bir ustadır, lakabı "imparator" dur. bugün ayıla bayıla filmlerini seyrettiğimiz steven spielberg, george lucas, martin scorsese, brian de palma gibi yönetmenler bu adama taparlar. george lucas meşhur star wars filmi için "imparator" un orjinal adı kakushi-toride no san-akunin, daha bilinen adı ile the hidden fortress (1958) filminden ilham almıştır.
genelde, japon kovboyları olan ama aslında arkasında derin bir felsefe barındıran samurai filmleri ile ünlenen yönetmen , bu filmlerde sadece kılıç, dövüş, kan vaad etmez. aslına bakarsanız daha 300 senelik tarihi olmayan abd nin kovboyları aslında abd li samuraylardır*. babası eski samuray ailelerinden birinin üyesi olan yönetmen kurosawa bu filmi çekerken kovboy filmleri ile meşhur olan abdli yönetmen john ford' dan ilham aldığını hiç saklamaz.
aslında her ne kadar basit bir konu olsa da filmin işleniş şekli tüm önyargıları kırmaktadır. orjinali 3 saat 27 dakikalık bir filmden bahsediyorum. ancak öyle bir tempo ve anlatım var ki değil 3 saat 27 dakika, 7 saat olsa şahsen yine de sıkılmadan izlerdim. eşi benzeri olmayan bir akıcılık var filmde. oğlumu bu filmi seyretmeye zor ikna etmiştim. 207 dakika üstelikte siyah beyaz olan bir japon filmi olması nedeniyle ön yargılıydı ama filme başladığımız zaman film bir çırpıda bitti ve çok beğendi.
aynı zamanda gerçek anlamda kurosawa' nın samuray filmlerinin ilkidir. diğerleri yojimbo (1961) ve onun devam filmi sanjuro (1962) dur.
her kurosawa filminde olduğu gibi kostüm ve sanat yönetmenliği üst seviyededir, film 1954 de çekilmiş, 1957 yılında bu dallarda akademi ödüllerine aday olmuş ama kazanamamıştır. 1954 de çekilen filmin 1957 de akademi ödüllerinde aday gösterilmesinin sebebi ise abd de, çekildikten sonra ilk kez iki sene sonra gösterime girmiş olmasıdır. ancak abd pazarı için orjinali kısaltılmıştır*.
senaryoyuda yazan ekipte olan yönetmen kurosawa filmi en başta; bir samurayın sabah yataktan kalkması ile başlayan ve gün sonunda da kahramanın harakiri yapması ile bitecek bir şekilde tasarlamış olsa da , daha sonra köyü savunan "altı samurai" fikrine dönmüş, en sonunda yedinci samurai olarak toshiro mifune nin oynadığı kikuchiyo karakterinide filme ekleyerek takımı yediye tamamlamıştır. şimdinin süper kahraman filmlerinde "avengers, assemble" diyorlar ya gerçek manada "takım, toparlan" ilk kez bu filmde kullanılmıştır.
filmin sinema sektöründe etkileri o kadar çok olmuştur ki pek çok versiyonu ve onların devam filmi çekilmiştir. bir çok ülke, kendi sinemasında bu fimden esinlenmiştir diyebiliriz. .bu filmlerin başlıcaları;
- the magnificent seven (1960).
- the magnificent seven (2016) . yukarıdaki filmin remake dir.
- return of the seven (1966) .
- guns of the magnificent seven (1969) .
- the magnificent seven ride! (1972).
işin bokunu nasıl çıkartırız diyen hollywood durmamış, bilim kurgu olarak ;
- battle beyond the stars (1980) .
komedi olarak;
- the three amigos! (1986) .
gene bilim kurgu olarak;
- galaxy quest (1999) .
animasyon olarak;
- a bug’s life. (1998) . filmlerinide çekmiştir.
bizim yeşilçam durur mu, yılmaz güney'inde oynadığı türk filmi olan on korkusuz adam (1964). filmini çekmiştir.
bir de televizyon dizisi yapak mı demişler bunun üzerine the magnificent seven dizisi çekilmiştir.
sonuç olarak ;
amannnn çok uzun 3 saat 27 dakika dayanamam,
ıyyyy siyah beyaz fim katlanamam,
neee japon filmi mi ?
yok artık samuray mı ?
gibi filmden kendinizi soğutan önyargılarınızı kırıp seyrederseniz pişman olmayacağınız bir şaheserdir.
haa samurai felsefini anlatan en az bunun kadar iyi bir film arıyorum diyorsanız size birde orjinal adı seppuku (1962) olan şu filmi de öneririm.
--! spoiler !--
haydutların saldırdığı fakir bir köyü korumaya çalışan yedi samurayın hikayesini anlatır. köyün en yaşlısının tavsiyesi ile köylüler kendilerini savunacak samuraylar aramaktadırlar, ancak verecek doğru düzgün paraları yoktur. usta samurai kambei yi bulan köylüler önce onu ikna ederek, ustanın bulduğu altı samuray ile birlikte artık haydutlara karşı kendilerini korumayı öğreneceklerdir. filmin sonunda bu köylülerin aslında hiçte öyle gariban, sefil, beş parasız olmadıklarını, "tipik köylü kurnazlığı" ile hareket ettiklerini de anlarız. filmde her sahne özenle yaratılmış ve çekilmiştir. şu sahne gibi ikonik sahnelerin mevcut olduğu filmde zaten şu afiş filmin nasıl bir şey olduğu hakkında size fikir verebilir. "delikli demir icat oldu, mertlik bozuldu" atasözününde bu filmin ana temalarından biri olduğunu, çokta spoiler vermeden belirtmekte fayda var, seyretmemişseniz fazla detay filmin tadını kaçırır, filmi seyrederseniz niye böyle yazdığımı zaten anlayacaksınız. bu arada toshiro mifune nin oynadığı aslen samurai olmayan "sahtekar" kikuchiyo karakteride filmin en dikkat çekici karakterlerindendir. spoilerda belirtme ihtiyacı duyuyorum.
--! spoiler !--
pek çok filme ilham kaynağı olmuş, sinema sanatını neredeyse her alanda etkilemeyi başarmış bir filmdir. günümüzde izlediğimiz hemen hemen her savaş filminin, her aksiyon filminin hatta o büyülenerek izlediğimiz uzun dövüş ve savaş sekansları içeren filmlerin hemen hemen hepsinde esintisi mutlaka vardır. ayrıca pek çok otorite ve sinema kuruluşunun yaptığı "en iyi yabancı dildeki film" sıralamalarında hep bir numaradadır.
alt tarafı samuray filmi, bundan ne çıkabilir ki diyebilirsiniz ancak film hiçte göründüğü gibi değildir. kurosawa pek çok kişinin hem fikir olduğu gibi tartışmasız gelmiş gelmiş en büyük yönetmenlerden biridir. her filminde olduğu gibi kameranın arkasında tam bir ustadır, lakabı "imparator" dur. bugün ayıla bayıla filmlerini seyrettiğimiz steven spielberg, george lucas, martin scorsese, brian de palma gibi yönetmenler bu adama taparlar. george lucas meşhur star wars filmi için "imparator" un orjinal adı kakushi-toride no san-akunin, daha bilinen adı ile the hidden fortress (1958) filminden ilham almıştır.
genelde, japon kovboyları olan ama aslında arkasında derin bir felsefe barındıran samurai filmleri ile ünlenen yönetmen , bu filmlerde sadece kılıç, dövüş, kan vaad etmez. aslına bakarsanız daha 300 senelik tarihi olmayan abd nin kovboyları aslında abd li samuraylardır*. babası eski samuray ailelerinden birinin üyesi olan yönetmen kurosawa bu filmi çekerken kovboy filmleri ile meşhur olan abdli yönetmen john ford' dan ilham aldığını hiç saklamaz.
aslında her ne kadar basit bir konu olsa da filmin işleniş şekli tüm önyargıları kırmaktadır. orjinali 3 saat 27 dakikalık bir filmden bahsediyorum. ancak öyle bir tempo ve anlatım var ki değil 3 saat 27 dakika, 7 saat olsa şahsen yine de sıkılmadan izlerdim. eşi benzeri olmayan bir akıcılık var filmde. oğlumu bu filmi seyretmeye zor ikna etmiştim. 207 dakika üstelikte siyah beyaz olan bir japon filmi olması nedeniyle ön yargılıydı ama filme başladığımız zaman film bir çırpıda bitti ve çok beğendi.
aynı zamanda gerçek anlamda kurosawa' nın samuray filmlerinin ilkidir. diğerleri yojimbo (1961) ve onun devam filmi sanjuro (1962) dur.
her kurosawa filminde olduğu gibi kostüm ve sanat yönetmenliği üst seviyededir, film 1954 de çekilmiş, 1957 yılında bu dallarda akademi ödüllerine aday olmuş ama kazanamamıştır. 1954 de çekilen filmin 1957 de akademi ödüllerinde aday gösterilmesinin sebebi ise abd de, çekildikten sonra ilk kez iki sene sonra gösterime girmiş olmasıdır. ancak abd pazarı için orjinali kısaltılmıştır*.
senaryoyuda yazan ekipte olan yönetmen kurosawa filmi en başta; bir samurayın sabah yataktan kalkması ile başlayan ve gün sonunda da kahramanın harakiri yapması ile bitecek bir şekilde tasarlamış olsa da , daha sonra köyü savunan "altı samurai" fikrine dönmüş, en sonunda yedinci samurai olarak toshiro mifune nin oynadığı kikuchiyo karakterinide filme ekleyerek takımı yediye tamamlamıştır. şimdinin süper kahraman filmlerinde "avengers, assemble" diyorlar ya gerçek manada "takım, toparlan" ilk kez bu filmde kullanılmıştır.
filmin sinema sektöründe etkileri o kadar çok olmuştur ki pek çok versiyonu ve onların devam filmi çekilmiştir. bir çok ülke, kendi sinemasında bu fimden esinlenmiştir diyebiliriz. .bu filmlerin başlıcaları;
- the magnificent seven (1960).
- the magnificent seven (2016) . yukarıdaki filmin remake dir.
- return of the seven (1966) .
- guns of the magnificent seven (1969) .
- the magnificent seven ride! (1972).
işin bokunu nasıl çıkartırız diyen hollywood durmamış, bilim kurgu olarak ;
- battle beyond the stars (1980) .
komedi olarak;
- the three amigos! (1986) .
gene bilim kurgu olarak;
- galaxy quest (1999) .
animasyon olarak;
- a bug’s life. (1998) . filmlerinide çekmiştir.
bizim yeşilçam durur mu, yılmaz güney'inde oynadığı türk filmi olan on korkusuz adam (1964). filmini çekmiştir.
bir de televizyon dizisi yapak mı demişler bunun üzerine the magnificent seven dizisi çekilmiştir.
sonuç olarak ;
amannnn çok uzun 3 saat 27 dakika dayanamam,
ıyyyy siyah beyaz fim katlanamam,
neee japon filmi mi ?
yok artık samuray mı ?
gibi filmden kendinizi soğutan önyargılarınızı kırıp seyrederseniz pişman olmayacağınız bir şaheserdir.
haa samurai felsefini anlatan en az bunun kadar iyi bir film arıyorum diyorsanız size birde orjinal adı seppuku (1962) olan şu filmi de öneririm.
devamını gör...
k'yi ka diye okumak
türkçe, sessiz harflerin sonuna “e” ünlüsü getirilerek okunan bir dildi. daha sonra nedeni bilinmeyen bir sebepten k’yi “ka” olarak değiştiren kimliği belirsiz bir grup insan, uzun bir aradan sonra h’yi de “ha” olarak okumaya başladı. sıradaki şanssız harfin hangisi olduğunu ilerleyen zamanlarda göreceğiz.
devamını gör...
akp öncesi türkiye
buzdolabı olmayan bir ülkeydik. şimdi öyle mi? her evde buzdolabı var.
devamını gör...
baytar
aslında "ahır beyi" demektir. bu yüzden bir meslek tanımı değildir, halk ağzıdır. (bkz: veteriner hekim)
devamını gör...
normal sözlük'te mutlu olmak
çok mutluyum çok..
iyi ki hepimiz varız..
hepinizi çok seviyorum..
iyi ki hepimiz varız..
hepinizi çok seviyorum..
devamını gör...
ezberlenen en saçma şey
kurtlar vadisi çakır 43'te vuruluyor 45'te ölüyor
devamını gör...