mansur yavaş'ın kpss ücretlerini ödemesi
sayın mansur yavaş, çok kral adamsınız be.
devamını gör...
sezen aksu'nun en güzel şarkısı
sezen aksu'nun çoğu şarkısı güzel ama bu daha bir güzel geliyor bana.
devamını gör...
yaşlanmanın bilincinde olmak
genelde emekli olduktan veya saçınıza ak düştükten sonra kavradığımız durum. nedeni bilinmezdir beni 17 yaşımda yakaladı. aklıma an an gelmekte ve bunun anne babamı düşünmemde eklenince içimi yakan durum. zaman durmuyor ve biz yaşlanıyoruz. ölüm çok yakında. hatta okuduğumuz okullar bu hızlı yaşantımız hepsi bize hızlıca koşan ölümden kaçmak için.
devamını gör...
online kişi sayısının 300'ün altında kalması
zamanla artacak sayıdır. önemi yoktur. 5 bin kişi online olup da 50 kişi yazacağına, 300 kişi online olsun 100 kişi yazsın bence daha iyi.
devamını gör...
eski resimlerde insanların gülümsememe nedeni
eskiden gülmemek cool sanılırdı. bir tane gülen resmim yok eskilerden. bakışlar yeter sanırdık. sorsan dünyanın mesajını verirdik o mesajla. kim aldı o mesajı, hiç kimse. hep bir cool olmaya çalışmalar. 18 yaşında mıyız 68 yaşında mıyız belli değil. ne manasız bir enerji tutulması diyorum o günlere.
on yıldır gülüyorum her resme.
güzel çıkmak isteyen, on sene sonra resmine bakıp ne güzelmişim, ne güzel günler geçirmişim, ne güzel yaşamışım, iyi ki demek isteyen gülsün.
3 günlük dünya kas kas nereye kadar.
on yıldır gülüyorum her resme.
güzel çıkmak isteyen, on sene sonra resmine bakıp ne güzelmişim, ne güzel günler geçirmişim, ne güzel yaşamışım, iyi ki demek isteyen gülsün.
3 günlük dünya kas kas nereye kadar.
devamını gör...
omega stratejileri
hedef kitlenin iknasını, direncini kırarak gerçekleştirme stratejisidir. burada ürünü parlatmak yerine duygu ve düşünceyi etkileyerek davranış değişikliği oluşturulur.
insanları yönlendirmek amacıyla sadece "şunu yap" veya "bunu asla yapma" demek çoğu kez yarar sağlamaz. kişi ya da kitle söylediğinizi yapmaya mecbur değilse ikna etmede bir geçerliliği ve insanlar üzerinde bir etkisi yoktur. biri zaten yapacağımız bir şeyi yapmamızı söylediğinde yapmamanız ya da cinnet geçirerek yapmamız gibi. yine de emir kipini en çok reklamlarda görürüz; "hemen tıkla" "fırsatı kaçırma" "şimdi dene" vesaire. bunlar alıcıyı harekete geçirmek ve aksiyon almak amacıyla kullanılan ifadelerdir ve belli bir plan dahilinde sunulurlar.
bu nedenle daha planlı bir yol izlemek gerekir ki istenen davranış değişikliği yaratılsın. omega stratejilerinde bu plana duygular dahil edilir.
korku, hedef kitleyi harekete geçirmede en etkili yollardan biridir. çağlar boyunca kah yırtıcılardan kah karanlıktan kah tanrıların gazabından korkup durmuşuz, bizi daha iyi ne yönlendirebilir ki? bununla ilgili oldukça sıradan bir örnek vereceğim: bir diş macunu reklamı. bu reklamda hedef kitleyi satın alma davranışına ikna etmek için diş kaybı vurgulanıyor. kişi ister istemez korku duyup o ürüne yönelebilir. fakat bu sadece bazı insanlarda işe yarar ve kişiyi satın almaya yönlendirir ama kayıtsız kalanlar için daha gelişmiş bir yöntem gerekir.
bunun için korkunun üzerine pişmanlık eklenir ki davranış değişikliği kaçınılmaz olsun. insanlar bir davranışı yapmadıklarında duyacakları pişmanlığı göz önünde bulundururlarsa eylemlerinde değişikliğe daha yatkın olurlar. o pişmanlık duygusu elbette bir kurgudan ibarettir ve kişi hiçbir pişmanlık duymayabilir ancak bu düşünceye yönlendirildiği andan itibaren bu pişmanlığı içinde yaşatma potansiyeli taşır ve davranış değişikliği buna bağlı gelişir. hedef kitle o pişmanlığı yaşamaktan kaçınmaya çalışacaktır.
insanların pek çoğu geçerli bir dayanakları olmasa bile bir şeylere inanırlar ve bazı şeyleri reddederler. bu inancı kırabilecek şey kitlenin ürünü deneyimlediğinde neler hissedeceğini hayal ettirmektir. hassas dişlerimiz olduğunu farz edelim. televizyonda bizimle aynı sorundan muzdarip biri var ve x macunu kullanınca birden buzlu suyu dahi rahat rahat içebiliyor. aniden biz de hayal ediyoruz: "ben de x'i kullandığımda bir bardak buzlu suyu çatır çutur içsem, nasıl güzel olurdu." diye iç geçiriyoruz, olayı zihnimizde canlandırıyoruz ve bu da bizi satın almaya yönlendiriyor.
elimde iki zarf var, zarflardan birinde 100 diğerinde ise 10 tl var, sadece ikisinden birini seçebilirsiniz. eğer hiçbir seçim yapmazsanız size 50 tl vereceğim. 50 tl garanti para ve elde etmek için şansa ihtiyacınız yok. 100 tl kazanmak için ikide bir şansınız var. neden şans oyunu oynamayı tercih edersiniz?
1) 100 tl kazandığınızda yaşayacağınız mutluluğu hayal edebilirsiniz.
2) daha da önemlisi, bir tercih yapmadığınızda 100 tl'nin seçmeyi düşündüğünüz zarfta olmasının size yaşatacağı pişmanlığı göz önünde bulundurursunuz. adeta o pişmanlık içinize çöreklenir ve bundan kaçınmaya çalışırsınız.
omega stratejileri bu ve benzeri birçok yöntemle hedef kitlenin direncini kırar ve davranışta değişiklik yaratmayı hedefler. bu strateji, herhangi bir ürün, durum ya da kişi ile ilgiliyi iknayı sağlamak için sıklıkla tercih edilir.
insanları yönlendirmek amacıyla sadece "şunu yap" veya "bunu asla yapma" demek çoğu kez yarar sağlamaz. kişi ya da kitle söylediğinizi yapmaya mecbur değilse ikna etmede bir geçerliliği ve insanlar üzerinde bir etkisi yoktur. biri zaten yapacağımız bir şeyi yapmamızı söylediğinde yapmamanız ya da cinnet geçirerek yapmamız gibi. yine de emir kipini en çok reklamlarda görürüz; "hemen tıkla" "fırsatı kaçırma" "şimdi dene" vesaire. bunlar alıcıyı harekete geçirmek ve aksiyon almak amacıyla kullanılan ifadelerdir ve belli bir plan dahilinde sunulurlar.
bu nedenle daha planlı bir yol izlemek gerekir ki istenen davranış değişikliği yaratılsın. omega stratejilerinde bu plana duygular dahil edilir.
korku, hedef kitleyi harekete geçirmede en etkili yollardan biridir. çağlar boyunca kah yırtıcılardan kah karanlıktan kah tanrıların gazabından korkup durmuşuz, bizi daha iyi ne yönlendirebilir ki? bununla ilgili oldukça sıradan bir örnek vereceğim: bir diş macunu reklamı. bu reklamda hedef kitleyi satın alma davranışına ikna etmek için diş kaybı vurgulanıyor. kişi ister istemez korku duyup o ürüne yönelebilir. fakat bu sadece bazı insanlarda işe yarar ve kişiyi satın almaya yönlendirir ama kayıtsız kalanlar için daha gelişmiş bir yöntem gerekir.
bunun için korkunun üzerine pişmanlık eklenir ki davranış değişikliği kaçınılmaz olsun. insanlar bir davranışı yapmadıklarında duyacakları pişmanlığı göz önünde bulundururlarsa eylemlerinde değişikliğe daha yatkın olurlar. o pişmanlık duygusu elbette bir kurgudan ibarettir ve kişi hiçbir pişmanlık duymayabilir ancak bu düşünceye yönlendirildiği andan itibaren bu pişmanlığı içinde yaşatma potansiyeli taşır ve davranış değişikliği buna bağlı gelişir. hedef kitle o pişmanlığı yaşamaktan kaçınmaya çalışacaktır.
insanların pek çoğu geçerli bir dayanakları olmasa bile bir şeylere inanırlar ve bazı şeyleri reddederler. bu inancı kırabilecek şey kitlenin ürünü deneyimlediğinde neler hissedeceğini hayal ettirmektir. hassas dişlerimiz olduğunu farz edelim. televizyonda bizimle aynı sorundan muzdarip biri var ve x macunu kullanınca birden buzlu suyu dahi rahat rahat içebiliyor. aniden biz de hayal ediyoruz: "ben de x'i kullandığımda bir bardak buzlu suyu çatır çutur içsem, nasıl güzel olurdu." diye iç geçiriyoruz, olayı zihnimizde canlandırıyoruz ve bu da bizi satın almaya yönlendiriyor.
elimde iki zarf var, zarflardan birinde 100 diğerinde ise 10 tl var, sadece ikisinden birini seçebilirsiniz. eğer hiçbir seçim yapmazsanız size 50 tl vereceğim. 50 tl garanti para ve elde etmek için şansa ihtiyacınız yok. 100 tl kazanmak için ikide bir şansınız var. neden şans oyunu oynamayı tercih edersiniz?
1) 100 tl kazandığınızda yaşayacağınız mutluluğu hayal edebilirsiniz.
2) daha da önemlisi, bir tercih yapmadığınızda 100 tl'nin seçmeyi düşündüğünüz zarfta olmasının size yaşatacağı pişmanlığı göz önünde bulundurursunuz. adeta o pişmanlık içinize çöreklenir ve bundan kaçınmaya çalışırsınız.
omega stratejileri bu ve benzeri birçok yöntemle hedef kitlenin direncini kırar ve davranışta değişiklik yaratmayı hedefler. bu strateji, herhangi bir ürün, durum ya da kişi ile ilgiliyi iknayı sağlamak için sıklıkla tercih edilir.
devamını gör...
sevgilisini kötü emellerine alet eden kadın
devamını gör...
dindarları cahil yobaz gerici sanmak
eğer ben "spiderman'e tapınmayanların yaşamaya hakkı yok" dersem benim için ne düşünürsünüz? ben de dindar insanlar için aynısını düşünüyorum.
edit: aslında spiderman daha inanılır bir varlık.* yehova, uçan spagetti canavarı, allah vs daha fictional karakterler. cinler, büyüler, görünmez varlıklar, ışınlanma falan.... bu gibi masallar yüzünden insanlar binlerce yıldır birbirini kesiyor.
-olum hz muhammet bir atın sırtına binip mescidi aksa'ya ordan da evrenin en tepesine gitti. orada allah'la konuştu.
-sana inanmıyorum.
-kafir! chop!*
-isa tanrının oğlu olum! o da tanrı!
-kardeşim kalk git işine ya, gerçek tanrı odin'dir bi kere!
-kafir! chop!
hahahhahaa çok komik lan. spiderman daha inandırıcı değil mi? adamı görüyoruz, bu bir. sonra iyi kalpli, öyle öç alayım, beni sevmeyenleri yakayım derdi yok. inananlar spiderman'in tanrı olmadığından nasıl eminseler, ben de herhangi bir şeyin tanrı olmadığından çok eminim. özellikle en sevdiği kulunun uçkurunu düşünen, öç almaya yeminler içen bir şeyin tanrı olmadığına en çok eminim.
edit: aslında spiderman daha inanılır bir varlık.* yehova, uçan spagetti canavarı, allah vs daha fictional karakterler. cinler, büyüler, görünmez varlıklar, ışınlanma falan.... bu gibi masallar yüzünden insanlar binlerce yıldır birbirini kesiyor.
-olum hz muhammet bir atın sırtına binip mescidi aksa'ya ordan da evrenin en tepesine gitti. orada allah'la konuştu.
-sana inanmıyorum.
-kafir! chop!*
-isa tanrının oğlu olum! o da tanrı!
-kardeşim kalk git işine ya, gerçek tanrı odin'dir bi kere!
-kafir! chop!
hahahhahaa çok komik lan. spiderman daha inandırıcı değil mi? adamı görüyoruz, bu bir. sonra iyi kalpli, öyle öç alayım, beni sevmeyenleri yakayım derdi yok. inananlar spiderman'in tanrı olmadığından nasıl eminseler, ben de herhangi bir şeyin tanrı olmadığından çok eminim. özellikle en sevdiği kulunun uçkurunu düşünen, öç almaya yeminler içen bir şeyin tanrı olmadığına en çok eminim.
devamını gör...
kişisel mesafe
her ülkede farklı işleyiş söz konusu maalesef kalabalık ülkelerde o alan çok dar. pandemide bile arayı açıp bekleme,durma eylemini gerçekleştiremedik doğru düzgün. otobüsler minibüsler tıklım tıklımken yaşam alanını konuşamadık bile. burası finlandiya özellikle bu ülkede kişisel alana çok dikkat ediliyor.

araya mesafe koymak önemlidir.
sınırlarımızı korumalıyız olabildiğince.

araya mesafe koymak önemlidir.
sınırlarımızı korumalıyız olabildiğince.
devamını gör...
zaman makinesi icat edilse tanışılacak insanlar
buddha
lao tzu
confucius
atatürk
arthur schopenhauer
carl jung
lao tzu
confucius
atatürk
arthur schopenhauer
carl jung
devamını gör...
sözlüğün saygısız moderatörleri
henüz karşılaşmadığım modlar. şimdi yine yalaka diyecekler ama pek bi' önemsiz her neyse. başka bir başlık altında modları eleştirdiğim bir konu olmuştu hiçbirinden o konuyla ilgili ters bir tepki almadım. hâlâ da bir sorun olduğunda güleryüzlü tavırlarını eksik etmiyorlar keza uyarı yaparken de aynı şekilde. kaldı ki entrylerimde çok kez forumsal olduğum halde yine de pek bi' sabırlı yaklaştılar. belki biraz da kişinin karşı tarafa tavrı ve söylemleriyle de ilgilidir, etki tepki meselesi gibi, bilemiyorum...
devamını gör...
sevmeden geçer zaman
redd'in 2012'de yayınladığı hayat kaçık bir uykudur* albümünde bulunan şebnem ferah ile düet yaptığı muazzam şarkıdır. **
sözleri;
sarkıttım isimsiz derin sulara
bir oltanın ucuna takıp kalbimi
yem olmuş duygular faşizmiydi aşk
hep başa sarmıştı küstüğümde hayata
devretmiş dertler şehrinde
aynı güne uyanırken
mişli geçmiş çöker üstüme
istesem de bugünü hiç yaşayamam
yok ki sonrası durmuşsa zaman
günün birinde
bozulmuş kalbin çok kırılmadan
sevmeden geçer zaman
yok ki sonrası durmuşsa zaman
günün birinde
bozulmuş kalbin çok kırılmadan
sevmeden geçer
unutursun günün birinde
bir yabancıyla uyanırken
mişti dersin geçer üzülme
istesem de dünü sana yaşatamam
yok ki sonrası durmuşsa zaman
günün birinde
bozulmuş kalbin çok kırılmadan
sevmeden geçer zaman
yok ki sonrası durmuşsa zaman
günün birinde
bozulmuş kalbin çok kırılmadan
sevmeden geçer zaman
yok ki
yok ki sonrası
(durmuşsa zaman)
bozulmuş kalbin
(sevmeden geçer zaman)
yok ki sonrası
bozulmuş kalbin
(sevmeden geçer zaman)
yok ki sonrası
(durmuşsa zaman)
bozulmuş kalbin
(sevmeden geçer zaman)
yok ki sonrası
bozulmuş kalbin
(sevmeden geçer zaman)
sözleri;
sarkıttım isimsiz derin sulara
bir oltanın ucuna takıp kalbimi
yem olmuş duygular faşizmiydi aşk
hep başa sarmıştı küstüğümde hayata
devretmiş dertler şehrinde
aynı güne uyanırken
mişli geçmiş çöker üstüme
istesem de bugünü hiç yaşayamam
yok ki sonrası durmuşsa zaman
günün birinde
bozulmuş kalbin çok kırılmadan
sevmeden geçer zaman
yok ki sonrası durmuşsa zaman
günün birinde
bozulmuş kalbin çok kırılmadan
sevmeden geçer
unutursun günün birinde
bir yabancıyla uyanırken
mişti dersin geçer üzülme
istesem de dünü sana yaşatamam
yok ki sonrası durmuşsa zaman
günün birinde
bozulmuş kalbin çok kırılmadan
sevmeden geçer zaman
yok ki sonrası durmuşsa zaman
günün birinde
bozulmuş kalbin çok kırılmadan
sevmeden geçer zaman
yok ki
yok ki sonrası
(durmuşsa zaman)
bozulmuş kalbin
(sevmeden geçer zaman)
yok ki sonrası
bozulmuş kalbin
(sevmeden geçer zaman)
yok ki sonrası
(durmuşsa zaman)
bozulmuş kalbin
(sevmeden geçer zaman)
yok ki sonrası
bozulmuş kalbin
(sevmeden geçer zaman)
devamını gör...
temperli cam
camın 600-650 santigrat dereceye ısıtılıp, hızla hava ile soğutulması ile elde edilir. böylece temperlenmiş cam normal cama karşı 5 kata kadar daha dayanıklı hale gelir. bu tip camlar parçalandığı zaman ufak ve kenarları keskin olmayan parçalara ayrıldığı için güvenlik camı olarakta geçerler.
tahmin edebileceğiniz gibi başta otomobil camlarında olmak üzere, fırın camları, bina dış cephe camları, sehpa ve masa camlarında kullanılır.
tahmin edebileceğiniz gibi başta otomobil camlarında olmak üzere, fırın camları, bina dış cephe camları, sehpa ve masa camlarında kullanılır.
devamını gör...
kabil kompleksi
kardeşe karşı rekabet, saldırı hatta öldürme hisleri ile giden durum. kabil ve habil adem ile havvanın oğulları olup,oğullarından biri diğerini öldürmüştür.
devamını gör...
off-road
off çıkmak ve road yol kelimelerinin birleşimi ile oluşan bu spor dalı, kelime manası olarak, yoldan çıkmak manasına gelmektedir.
efenim bu sporu yapabilmek için önce yola çıkmak, sonra yoldan çıkmak gerekmektedir.
haliyle konforu biraz tiye alacak hatta es geçeceksiniz...
hakkında birşey bilmiyorsanız, bi'heves kapılamayacağınız, lakin herkes anasının karnında öğrenmiyor deyip, bir adet rus keçisiyle giriş yapmaya hazırlandığım alan.
pahalı bir hobi olmasına ek olarak; bir kere girdiniz mi?.. dağlar sizi çağırır, yaz, kış demeden uçarsınız... herkes kendiyle yarışır.... katılımcıların kendini gösterdiği bir alan olmasının yanı sıra kendini ve yeteneklerini, her organizasyonda biraz daha geliştirdiği bir alandır.
her katılımcı bi'nevi; kendi sabrını, aracın performansını ve modifiye konusundaki yeterliliğini ölçer. ve bunu salt yarış organizasyonu olarak görmezler. eğlenmeyi de iyi bilirler.
her şey bir kenara sucuk-ekmek vazgeçilmezleridir ... tabii günün sonunda yorgun ancak memnun vaziyette eve dönmeleri de cabası.
insandırlar. yolda kalırsınız, yardım ederler. tırmanamazsınız bilgi verirler. en sonunda bir bakmışsınız, olmuşsunuz... siz birilerine yardım ediyorsunuz.
alan herkese açık türkiye de dağlık malum, gidelim yollar bizi beklesin, biz tırmanalım ..
efenim bu sporu yapabilmek için önce yola çıkmak, sonra yoldan çıkmak gerekmektedir.
haliyle konforu biraz tiye alacak hatta es geçeceksiniz...
hakkında birşey bilmiyorsanız, bi'heves kapılamayacağınız, lakin herkes anasının karnında öğrenmiyor deyip, bir adet rus keçisiyle giriş yapmaya hazırlandığım alan.
pahalı bir hobi olmasına ek olarak; bir kere girdiniz mi?.. dağlar sizi çağırır, yaz, kış demeden uçarsınız... herkes kendiyle yarışır.... katılımcıların kendini gösterdiği bir alan olmasının yanı sıra kendini ve yeteneklerini, her organizasyonda biraz daha geliştirdiği bir alandır.
her katılımcı bi'nevi; kendi sabrını, aracın performansını ve modifiye konusundaki yeterliliğini ölçer. ve bunu salt yarış organizasyonu olarak görmezler. eğlenmeyi de iyi bilirler.
her şey bir kenara sucuk-ekmek vazgeçilmezleridir ... tabii günün sonunda yorgun ancak memnun vaziyette eve dönmeleri de cabası.
insandırlar. yolda kalırsınız, yardım ederler. tırmanamazsınız bilgi verirler. en sonunda bir bakmışsınız, olmuşsunuz... siz birilerine yardım ediyorsunuz.
alan herkese açık türkiye de dağlık malum, gidelim yollar bizi beklesin, biz tırmanalım ..
devamını gör...
kabe-i zerdüşt
iran'da fars eyaletinde bulunan zerdüşt kabesiydi. ayrıca zerdüşt'ün turaniler tarafından öldürüldükten sonra burda gömüldüğüne de inanılıyor. bugün, bu kulenin ne işe yaradığı hâlâ tam olarak kesin değil. araştırmacıların çoğu, aslında bu kulenin ahameniş şahlarından birinin mozolesi olduğuna inanıyor. kabe-i zerdüşt, görünüm olarak küp şeklinde değil.
her ne kadar hacıların hac için gittiği bir yer olduğu iddia edilse bile, hacıların buraya hac için gittiklerine dair tarihi bir belge yoktur. burda zerdüştün gömülü olduğuna dair bir kanıt da yoktur. burda insanların bir zamanlar ibadet ettiği söylense bile, yapı o kadar küçük ki, içine 2 kişiden fazla insan sığamaz. buranın bir tapınak olduğu ne kadar çok iddia edilse bile, herodot, perslerin kendi zamanlarında tapınaklar inşa etmediklerini, ve tanrılar için heykeller yapmadıklarını söylüyor.
fakat, yapıyı inceleyen birçok araştırmacı, bu yapının korunması için birçok önlemler alındığını söylemişlerdir. ve burdan da, yapının kutsal bir yer olduğu sonucunu çıkarmışlardır. çünkü kutsal olmayan bir yerin korunması için neden bu kadar çok önlem alınsın ki? pers krallarının sikkelerinde kabe-i zerdüşt'ün resmedildiği söylenmiş, fakat sikkelerdeki tapınaklar incelendiğinde, kabe-i zerdüşt ile aralarında birçok farkın olduğu görülmüştür.
yapı yıllarca tartışıldı, en sonunda 1800'lü yıllarda, buranın bir hazine olduğu söylendi. bazı tarihçilerse, burası belgelerin saklanması için yapılmış dini bir mekan dediler. bazılarıysa, avesta burda saklanıyor dediler. demem o ki, çok şey söylediler. ama hiçbiri, bu yapının kesin olarak neden inşa edildiğine dair olan merakı gideremedi..
her ne kadar hacıların hac için gittiği bir yer olduğu iddia edilse bile, hacıların buraya hac için gittiklerine dair tarihi bir belge yoktur. burda zerdüştün gömülü olduğuna dair bir kanıt da yoktur. burda insanların bir zamanlar ibadet ettiği söylense bile, yapı o kadar küçük ki, içine 2 kişiden fazla insan sığamaz. buranın bir tapınak olduğu ne kadar çok iddia edilse bile, herodot, perslerin kendi zamanlarında tapınaklar inşa etmediklerini, ve tanrılar için heykeller yapmadıklarını söylüyor.
fakat, yapıyı inceleyen birçok araştırmacı, bu yapının korunması için birçok önlemler alındığını söylemişlerdir. ve burdan da, yapının kutsal bir yer olduğu sonucunu çıkarmışlardır. çünkü kutsal olmayan bir yerin korunması için neden bu kadar çok önlem alınsın ki? pers krallarının sikkelerinde kabe-i zerdüşt'ün resmedildiği söylenmiş, fakat sikkelerdeki tapınaklar incelendiğinde, kabe-i zerdüşt ile aralarında birçok farkın olduğu görülmüştür.
yapı yıllarca tartışıldı, en sonunda 1800'lü yıllarda, buranın bir hazine olduğu söylendi. bazı tarihçilerse, burası belgelerin saklanması için yapılmış dini bir mekan dediler. bazılarıysa, avesta burda saklanıyor dediler. demem o ki, çok şey söylediler. ama hiçbiri, bu yapının kesin olarak neden inşa edildiğine dair olan merakı gideremedi..
devamını gör...
babaların garip huyları
duymamazlıktan gelme.
devamını gör...
en güzel yaş
henüz basmadığım yaştır. yarın bugünden daha mutlu olacak temennisindeyim.
devamını gör...
iş çıkışı birası
artık keyif olmayandır. çıktınız işten eve gidiyorsunuz tekelci murat abinin önünden geçerken, dur şuradan iki bira alayım keyifleneyim yorgunluk atayım diyorsunuz. 2 kırmızı tuborg alayım da kırsın biraz pammık gibi uyuyayım hayalleri. kasada ne kadar abii sorusuna gelen cevap 35 tele canım, bundan sonrası dram türk filmi sahnesi gibi. eve gidip o 35 teleye dertlenip içiyorsunuz. dimyat'a pirince gideyim derken evdeki bulgurdan oluyorsunuz. afiyet olsun.
devamını gör...
