prnt.sc/10ic2r0

platform'da gerçek ismimi kullanmadığım halde bir şekilde alıp, akıllarınca oyun oynamak istemişler. mahkemede görüşürüz...
devamını gör...

ömer hayyam tarafından hazırlanan bir takvimdir.
devamını gör...

mandacı ekonomi dediğiniz şey bir kaç şekilde vuku bulur. bunlardan birincisi gayet kullanışlıdır. elinizdeki manda sürüsünü yatırım aracı olarak kullanırsınız. sürünün özellikle sütünden yararlanır ve sürüden ciddi anlamda kazanç elde edersiniz. manda yoğurdu, manda kaymağı, manda peyniri hatta manda tereyağı üreterek iyi kötü kendi yağınızda kavrulursunuz. ele güne muhtaç olmazsınız. burada önemli olan mandalarınızı sağlıklı tutmak ve elden çıkarmamaktır. kiralamanız bile sizin için sıkıntı oluşturur. bu sebeple mandacı iktisat modelinde muhakkak üretime dayalı bir metot izlemeniz gerekir. ve fakat farklı bir mandacı iktisat modeli daha var; bu modelde ise size gelir getiren sürünüzü, aman bu çok ot zıkkımlanıyor, bunun veteriner masrafları çok, bunun boynuzları kısa, şunu satarsam elime toplu para geçecek gibi sebeplerle dağıtırsınız. mandalar ele gider. giden mandaların sütünden, yoğurdundan yararlananlar aynı zamanda kaymağını yemeye başlar. sizde sattığınız mandaların parası ile manda yoğurdunu, manda kaymağını almaya kalkarsınız ama nafiledir. akarınız yoktur. üretiminiz yoktur. hazıra dayanmayan dağ devrilmiştir ve inek yoğurdu ile idare edersiniz. sonra onu da bulamazsınız.

işte ilk mandacı iktisat modeli makbul olandır. ikincisi ise daha makbuldür (!) çünkü sat, sav, dağıt kafan rahat etsin şiarı ile hareket edersiniz. allahtan bizde ikinci model falan uygulanmıyor(!) papua yeni gine'de falan uygulanan modellerdir bunlar. milletin mandasına muhtaç hale gelmemek lazım. sonra mandıra mandıra yerler sizi. bu modelin papua yeni gine'de uygulandığını söylemiştim değil mi? evet söylemişim. o kısım mühim. bizde olmadığı için yatıp kalkıp, şükretmemiz lazım.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

1997 yılında ankara'da özgür yalçın, önder yalçın, ceyhun dost, atilla akar çekirdek kadrosundan oluşan anadolu rock grubudur.
ankara izmir istanbul antalya gibi farklı şehirlerde çeşitli festivallerde yer almış ve 2013 yılında kalan muzik'ten mevsimler geçti albümünü yayınlamıştır.


internet siteleri için buradan
buradan
devamını gör...

ceza olarak zorunlu tehcir uygulanmasıdır.

bu gezegen çok büyük, durmuyor. sürekli büyüyor ve bir taraftan sürekli götürüyor. aldıkları fazla önemsenmiyor ilk başlarda, hani büyüyor ya.! getirecekleri daha bi' önem kazanıyor. ama öyle olmuyor, damlaya damlaya göl oluyor ve akut olmasa da zamanı geliyor..

sürekli ufak ufak ruhumdan aldıkları bir insan için bi' kol, bir ülke için bi' şehir, bir ana için bi' evlat kadar olunca zihinsel bi' acı veriyor, düşüncelerimin 1m²si için 1m³ nöronum ölmeye başlıyordu. bi' taraftan büyütüp m³ m³ kaybettiğim beynim sızlamaya başlıyor, göz çukurlarımdaki kızgın bilyeleri çıkarma isteğiyle irkilen sağ elimi sol elimle kontrol altına almaya çalışıyordum..

buna düşünce vurgunu deniyor..

bir beynin düşünce vurgununa uğraması için, tümce sürgününe gönderilmiş düşüncelerin sürgün isyanı başlatarak sürgünden dönme kararı alması gerekir..

tümce sürgününe gönderilen düşünceler, ruhun hissedip haykırmak istediği ancak haykırmaması gereken kelimelerden oluşan mantıksal olgu yoğunluklarıdır. bu ertelenmiş mantıksal olgu yoğunlukları bir yerden sonra kendi içlerinde mantıksal olgulara dönüşür ve beynin mantıksal gerçeklerle ilerlediğini düşünen ancak her şeyi mantıksal olgu yoğunluğu olarak erteleyen, çalışan kısmına karşı çalışmaya başlar..

bu nokta şizofrenidir..

mantıksal olgu yoğunluklarından mantıksal olgu haline gelen düşünceler mantıksal gerçek olarak yaşanmaya başlanır. isyan çıkmıştır ve mantıksal olgu yoğunluğuyla başlayan yolculuk mantıksal gerçekliğe ulaşmıştır. bunlar olurken sorgulanan eski mantıksal gerçeklerde düşüncenin 1m²si için 1m³ nöron ölmeye devam eder ve ikiye bölünmüş bedenini kontrol etmeye çalışırsın..

artık iki kişi vardır,
vurguna uğrayan ve gitmek zorunda kalan...
*

- aro -
devamını gör...

fichte'nin öznel idealizmini alıp ''her şeyin felsefesi'' olarak mutlak idealizm'i* geliştirmiş*. geçtiğimiz yy'da hangi metafizik tenkidi varsa hepsi hegel'edir.

hegel kendi kavramsal çerçevesiyle -ve özellikle almancanın da etkisiyle- okunması ciddi zorluk içeren bi felsefeci abimiz. felsefesinin başka dillere tercümesi ciddi problemler doğurmakta. zira hegel, kant, heidegger gibileri öyle kavramlar üretmişler ki mabadlarından, almanlar bile trene bakar gibi bakmışlar. biz şimdi gariban gibi tercümelerden okuyup anlamaya çalışıyoruz. millet de çıkmış piyasaya ''tercüme mümkündür'' diyo. salla babacım salla. al sana geisteswissenschaften. hadi çevir bakalım ne diye çeviricen. çevirsen çevirsen beşeri bilimler diye çevirirsin. yok arkadaşlar, bazı kelimelerin ve kavramların diğer dillerde karşılığı yok. şaşırmayalım buna. çok merak ediyosak, ahkam kesmek yerine gidip dilini öğrenelim. neyse çok uzattım. o embesil m.sikkofield'ın yazılarına dönecek sonra allah korusun.

hegel'e göre gerçekliğin tamamı ancak ve ancak mutlak zihinle* anlaşılabilir. -mutlak zihin için (bkz: geist)- her filozof gibi hegel de kendisinden önceki metafizik anlayışlara bi güzel gömer. hepsinde eksiklik vardır. çünkü hegel'e göre geist, kendisini zamanla dünyada daha da anlaşılır kılmaktaydı. bu aynı zamanda determine bi tarih felsefesi de barındırır. geist'in anlaşılır hale gelmesi ise daha sınırlı ve daha sığ olan varoluş biçimlerinin ortadan kaldırılarak daha donanımlı bi varoluşun ortaya çıkışıyla mümkündür. bu açıdan dünya evrimsel bir sürecin içindedir. keza dünyanın farklı evreler boyunca devam eden 'tekamülü' hegel'e göre aklın dünyadaki yolcuğuludur. dünyanın başından bu yana yapılan salt fiziksel olan açıklamalar hep çelişkilere yol açtı. bu sebeple rasyonel bi açıklama için fiziksel olmayan açıklamalar da yapmak gerekir. hegel'e göre dünyadaki her tarihi evrede bu açıklama daha tutarlı bi şekile betimlenmekte. ayrıca geist'in gelişme süreci mantıksal da bir süreçtir. yani diyalektiktir. evrene dair çelişik olan bilgiler diyalektik yoluyla düzenlenir. (çelişen iki teorinin ortak doğruluklarının alınıp bir sentez yapılması gibi(u: kuantum vs genel görelilik = the theory of everything)) evrene dair kavrayışımız işte bu şekilde gerçekleşir. felsefe tarihi işte bu gelişmeyi, diyalektik süreci ve geist'in anlaşılmasını anlatır. geist tamamen rasyonel hale geldiğinde, geist'in doğasını ifade eden bir düşünce sistemi onun olduğu şeyle özdeş hale gelecek, tam düşünce ve tam varlık bir ve aynı olacaktır.

son olarak, hegel kendi düşüncesini, varlığın bütünlüğünü kapsayan nihai anlayış olarak gördüğü gibi, almanları da diyalektik sürecin beşeri düzeydeki nihai topluluğu olarak gördü.
devamını gör...

her yaşın ayrı bir güzelliği var.
buradan
devamını gör...

elimde olanlarla memnun olmak yerine, belki de hiçbir zaman ulaşamayacağım şeylerin acısını çekmekle meşgul olduğum için mutsuzum.denizde ne kadar kürek çeksem de sanki kıyıya ulaşıp dinlenemeyecek gibi hissettiğim için mutsuzum.
herkesin mutsuzluğu kendine tabi.

mutlu olmak için çırpınmak da zor,ne kadar etkili olduğu tartışılır.
devamını gör...

çamaşır yıkamak, bulaşık yıkamak, temizlik yapmak, bekar hayat, iş yerinde gıcıklık yapmak derken baya baya burhan altıntop'a dönüştüğümü hissetmeye başladım. hayırlısı bakalım evladım... yoğlu bu yoğlu... anneeeem tipe bak...
devamını gör...

iron (demir) lakabı ile anılan birleşik amerikalı siyahi boksör.1956'da brownsville, brooklyn'de doğdu.1985'te profesyonel boks kariyerine başladı.1986'da muhammed aliyi son maçında yenen boksör olarakta bilinen wbc ağır siklet boks şampiyonu trevor berbick'i 2.raund'da knockout!la yenerek tarihin en genç wbc ağır siklet boks şampiyonu olarak 21 yaşında tarihe geçti.tyson'ın kariyeri hızla yükselişe geçmişti.

1987'de wba ağır siklet ünvan maçı için yine muhammed ali'yi yenen bir boksör olan larry holmes ile ünvan maçına çıktı.holmes tyson'ın yumruklarına 3 raund dayandı.fakat 4.raund'da tam üç kez yeri öptü ve üçüncüde hakem maçı bitirdi.artık wba kemerinin sahibi'de tyson'dı.1985'ten 1990'a kadar çıktığı 37 maçın tamamını kazandı (33ko).


1990 yılında james douglas ile çıktığı maçı sayıyla kaybetti.ardından 1991'e kadar çıktığı 4 maçı knockout ile kazandı fakat 1991'de abd güzellik kraliçesine tecavüzden yargılanıp suçlu bulundu ve 3 yıl hapis yattı.hapishanede islam'ı seçti ve malik abdülaziz ismini aldı.hapisten sonra ünvanlarını bir süreliğine geri alsada eski mike olmaktan artık çok uzaktı ve maçlarından fazla olayları ile anılan biri haline geldi(barda kavga çıkarmak,rakibin kulağını ısırmak vs.)son maçına 2005 yılında kevin mcbridge isimli kendi klasından çok uzak bir boksörle çıktı ve 6.raund'da maçtan çekilip sonrasında boksu bıraktığını ve içinde boks yapmak için bir heyecan kırıntısı dahi kalmadığını belirtti.



bokstan sonraki kariyeri ise boks kariyerine benziyor desem çokta yanılmış olmam herhalde.


3 haziran 2005'te usa today ile yayınlanan bir röportajda tyson, "tüm hayatım boşa gitti - başarısız oldum" dedi. şöyle devam etti: "sadece kaçmak istiyorum. kendimden ve hayatımdan gerçekten utanıyorum. bir misyoner olmak istiyorum. insanların beni ülke dışına kovduklarını bilmelerine izin vermeden onurumu koruyarak bunu yapabileceğimi düşünüyorum. hayatımın bu kısmını bir an önce bitirmek istiyorum. bu ülkede benden iyi bir şey gelmeyecek. insanlar beni o kadar yükseğe koydular ki; bu imajı yıkmak istedim." tyson çok para harcamaya başlamış, phoenix, arizona yakınlarındaki lüks bir yerleşim bölgesi olan paradise valley'deki 350 güverciniyle ilgilenmektedir.


şu sıralar abd'de yasal olarak marihuana yetiştiriyor ve tüm enerjisini bu işe vermiş durumda.tyson uzun zamandır bir içici olduğunuda son yaptığı roportaj'da itiraf etii.
devamını gör...

onedio takip eden yazarlar varsa bilirler. bu arkadaş onedio'nun en sapık en trol en gereksiz üyesidir. nerde cinsiyetçi yaklaşımı öne çıkaran bir haber yapılıyorsa bilinki müsebbibi emre şah isimli trol arkadaştır.

son zamanlar da burada da takılmaya başlayınca belki aramızda bile olabileceğini düşünmeye başlamadım değil hani. haberlerinden bazıları'nın başlıklarını bırakayım kararı siz verin.

bu akım kalp krizi geçirtir;tiktok kadınlarından popo görmeye dayanamayacağınız mü-kem-mel akım!

tiktok kadınlarından yine çok konuşulacak ir akım; popo ile nesne yakalama akımı

ukraynalı kadınlar, türk erkekleri hakkında ne düşünüyor?

tiktok kadınları ışıkları kapatıp en seksi ve ateşli pozlarını verdiler.

gerdeğe girmeden öne arkadaşlarından dayak yememek için duayı ışık hızında bitirir bitirmez eve koşan damat!

uzun boylu kadınlar koşun; tiktok kadınlarından, yılbaşı yaklaşırken victoria's secret akımı!

bunlar aklımda kalanlar. bu tek hücreli yaratık bu başlıkları haber niyetine hergün paylaşıyor. onedio'da buna bir dur demiyor. troller galiba her yerde ve her zaman var olmaya devam edecekler.
devamını gör...

sevgililik müessesesinde de vardır karşılığı.
son bir sigara içelim öyle git gideceksen.
devamını gör...

yaşama sevincim.
devamını gör...

''3,6 ve 9 rakamlarının ihtişamını ve önemini bilseydiniz evrenin kapılarını açacak bir anahtarınız olurdu.''

|nikola tesla

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

nikola tesla; 3, 6 ve 9 rakamlarının evren ve enerji açısından çok önemli olduğuna inanırmış. hatta bu konuyla alakalı ilginç takıntılara sahipmiş. örneğin bir binaya girmeden önce binanın etrafında 3 tur atarmış, yemek yemeden önce tabağını 18 farklı mendille 18 kere silermiş, otellerde sadece 3'e bölünebilen numaralı odalarda kalıyormuş... en önemlisi de herhangi bir karar alırken yapacağı seçimi sonucunun üçe bölünebilirliğini hesaplayarak yapıyormuş.

tesla evrenin özünün 3,6 ve 9 rakamlarından oluştuğuna inanıyormuş. inanmanın da ilerisinde, evrenin düğüm noktalarını hesaplayarak inancını kanıtlamış. 1,2,4,5,7 ve 8 rakamlarının fiziksel dünyayı simgelerken 3,6 ve 9 rakamlarının manevi dünyayı temsil ettiğine inanıyormuş nikola.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

buna örnek olarak 1'den katlanarak devam eden sayıların (1,2,4,8,16,32,64,128,256,512...) içindeki çift sayıları toplarsak sırayla "1,2,4,8,7,5" rakamlarının geldiğini ifade ediyor. bunun yanında şunu da ele alabiliriz: bir daire düşünelim. açısı 360(3+6+0=9), 180(1+8+0=9), 90(9+0=9), 45(4+5=9), 22,5(2+2+5=9)... aynı işlemi dünyaya(6), aya(6), güneşe(9) ve melek sayılarına uyguladığımızda da görüyoruz.

bunu kendi hayatımızda da uygulayabiliriz. aslında bu kısmı çekim yasasıyla bağdaşıyor. çekim yasasına göre "düşüncelerimiz gerçekliğimizi doğrudan etkiler". yani bir şeye ne kadar odaklanırsanız o kadar hayatınıza çekersiniz. abraham hicks'in 17 saniye kuralını da hesaba katarak istediğiniz şeyi en az 17* saniye düşünerek yoğunlaşmalısınız. daha sonra sabah uyandığınızda 3, öğlen 6 ve gece uyumadan önce 9 kere olmak üzere 33 gün boyunca bu isteğinize tekrar enerjinizi yoğunlaştırıyorsunuz. sonucunda ise dileğinize ulaşmış oluyorsunuz. genelini incelediğimizde çekim yasasının belirli kurallarla sentezlenerek hayata geçirildiğini görüyoruz.

kaynaklar
1
2
devamını gör...

başım ağrıdığında tülbent sarıyorum.
devamını gör...

kesinlikle bu saatler. kinci, nefret kusan tayfa yok ortalarda. huzur çökmüş sözlüğe. mis gibi ortam.
devamını gör...

bana en zor gelen eylem.
senede bir kaç kez ev taşıyanlara hayranım. ev taşımak dendi mi benim enerjim moralim psikolojim off oluyor.
ironi olsa keşke.
devamını gör...

yaz mevsiminin gelmesindendir. tatiller buna cok büyük faktördür.
devamını gör...

olmak istediğim ve tek huzur bulduğum yer...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim