40 yaşında adamsın sözlükte ne işin var sözü
cumhurbaşkanı olacak yaş 40 yaş, hz muhammet 40 yaşında peygamber oldu.
öyle böyle bir yaş değildir 40 yaş.
öyle böyle bir yaş değildir 40 yaş.
devamını gör...
isim ile kaydolup herkeste nick olduğunu fark etmek
karne günü herkes serbest kıyafetle gelirken formayla gelen insanla aynı insanın yaptığı.
devamını gör...
seni seviyorum demenin farklı şekilleri
nazım hikmet ran reis soylemis olmasi gerekeni; herkese selam, sana hasret.
devamını gör...
yavaş konuşan insan
ciddiye alamadığım mıymıntı insan.
devamını gör...
emeğiniz emanetimizdir
ösys kalemlerinde yazan inanılası olmayan söz öbeği. hemen devamında random gülme efekti olsa gerçekçi olabilirdi aslında.
emeğiniz emanetimizdir asdadasfasdfsf.
emeğiniz emanetimizdir asdadasfasdfsf.
devamını gör...
sokak köpeği
hakkında bir çok yanlış bilgi mevcut olan hayvanlardır.
bir iki tanesini sıralamak isterim.
öncelikle mikrop saçıp sizi yatağa düşürmezler, hayvanların ağzı insanların ağzından çok daha temizdir.
sokak hayvanları nasıl olsa yiyecek bulur diye bir şey yok, artık bütün çöp konteynırları kapalı. inanın bana yemek onlar için büyük bir sorun. lütfen elinizden geldiğince sizden yardım bekleyen hayvanlara 1 kap yemeği çok görmeyin.
"yaa bunları barınağa alıyorlar, orada rahat ediyor hayvanlar" bakın bu bilgi de çok yanlış. türkiye'de bir çok barınağın durumu cidden kötü. hala ve hala kötü.
bir iki tanesini sıralamak isterim.
öncelikle mikrop saçıp sizi yatağa düşürmezler, hayvanların ağzı insanların ağzından çok daha temizdir.
sokak hayvanları nasıl olsa yiyecek bulur diye bir şey yok, artık bütün çöp konteynırları kapalı. inanın bana yemek onlar için büyük bir sorun. lütfen elinizden geldiğince sizden yardım bekleyen hayvanlara 1 kap yemeği çok görmeyin.
"yaa bunları barınağa alıyorlar, orada rahat ediyor hayvanlar" bakın bu bilgi de çok yanlış. türkiye'de bir çok barınağın durumu cidden kötü. hala ve hala kötü.
devamını gör...
anıtkabir
anıtkabir'e mabed diyen, kemalizm'e din diyenler bir insanı sevip saymanın sadece metafizik ve ruhani olduğunu sanarlar. sanki türbelerden, şeyhlerden ev,iş,eş,para isteyen başkaları. rabıta ve şefaatçilik kula kulluk değil midir? önce bunun hesabını veriniz. biz atatürk'ten cennette şaraplar, nuriler istemiyoruz biz atatürk'ün mezarına da anıtkabir'e de sizin zihniyetinize çomak sokmak, hala medeni bir türk ülkesinde yaşadığımızı hatırlamak ve hatırlatmak için gidiyoruz. al sana komünist ateistlerin lenin ve mao için yaptıkları. lenin'in mumyası için yılda 500 bin dolar harcanıyor. ve hala mumyası açıkta sergileniyor. bazı insanlar özeldir ve hayatını bir ideal uğruna harcarlar o idealin sevenleri o insanların mezarına da gider mumyasını da yaptırır. çünkü anılar güzeldir. bazı şeyler güzel hissettirir
images.app.goo.gl/wYj44cfQy...
images.app.goo.gl/D33jaoMMc...
images.app.goo.gl/WYETP6VL2...
edit: #549625 bu da burada dursun bakalım din miymiş değil miymiş?
images.app.goo.gl/wYj44cfQy...
images.app.goo.gl/D33jaoMMc...
images.app.goo.gl/WYETP6VL2...
edit: #549625 bu da burada dursun bakalım din miymiş değil miymiş?
devamını gör...
asgari ücret
tüik'in verilerine göre çalışabilir nüfusun yüzde 41'i istihdam ediliyor. kısa çalışma ödeneğinden yararlanan 2 milyon 591 bin kişiyi ve ücret desteği alan 1 milyon 358 bin kişiyi toplam istihdamdan çıkarırsanız fiilen 21 milyon 665 bin kişi çalışıyor. yani türkiye'de her 100 kişiden sadece 35'i çalışıyor.
türkiye devrimci işçi sendikaları konfederasyonu araştırma dairesi'nin (disk-ar) 2019 yılında yayınladığı rapora göre de türkiye'de yaklaşık 10 milyon kişi asgari ücret civarında bir ücretle çalışıyor.
21 milyon 600 bin çalışanın yaklaşık
10 milyonu, yani yarısı asgari ücretle çalışıyor.
bu veriler , resmi kurum verileri yani en iyi ihtimalli veriler .gayriresmi gerçek durum bundan daha kötü olabilir, olması kuvvetle muhtemeldir.
ozellikle bir yıla yaklaşan covid süreci ve ekonomide yaşanan çöküş düşünülürse...
türkiye devrimci işçi sendikaları konfederasyonu araştırma dairesi'nin (disk-ar) 2019 yılında yayınladığı rapora göre de türkiye'de yaklaşık 10 milyon kişi asgari ücret civarında bir ücretle çalışıyor.
21 milyon 600 bin çalışanın yaklaşık
10 milyonu, yani yarısı asgari ücretle çalışıyor.
bu veriler , resmi kurum verileri yani en iyi ihtimalli veriler .gayriresmi gerçek durum bundan daha kötü olabilir, olması kuvvetle muhtemeldir.
ozellikle bir yıla yaklaşan covid süreci ve ekonomide yaşanan çöküş düşünülürse...
devamını gör...
çok pahalı olduğu için psikoloğa gidememek
devlet destekli olması gerektiğini düşündüğüm servis. memlekette en gerekli alan.
devamını gör...
düğünlerde genç kızları dikizleyen kocakarı terörü
" bu falancanın kızı değil mi?" li, tek tek her kızı dikizleyen, ertesi güne malzeme toplayan kadındır. o an bakışlarıyla yer bitirir nazarın içinden geçer.
devamını gör...
insancıklar
dostoyevski’nin ilk romanıdır. kitap iki dostun birbiriyle mesajlaşmasını anlatır.
dönemin rusya’sının fakirliği, sefilliği çok iyi yansıtılmıştır.
hoşunuza gitmeyen sizi üzecek bir üslubu vardır kitabın okurken üzülürsünüz.
erkek karakterin uzun uzun ve anımda mektup yazması kadın karakterin geç cevap vermesi ve kısa mektuplar yazması ilgimi çeken güzel bir detaydı.
kesinlikle okunması gereken bir eser.
bütün romanlar aptallar içindir,aptalca hayal kurmaları ve hayatı süslü sözcüklerle görmeleri içindir
dönemin rusya’sının fakirliği, sefilliği çok iyi yansıtılmıştır.
hoşunuza gitmeyen sizi üzecek bir üslubu vardır kitabın okurken üzülürsünüz.
erkek karakterin uzun uzun ve anımda mektup yazması kadın karakterin geç cevap vermesi ve kısa mektuplar yazması ilgimi çeken güzel bir detaydı.
kesinlikle okunması gereken bir eser.
bütün romanlar aptallar içindir,aptalca hayal kurmaları ve hayatı süslü sözcüklerle görmeleri içindir
devamını gör...
neden kaybederiz sorunsalı
bazen ortada bir sebep yoktur varsa bile siz bilmezsiniz, siz sadece şaşkınlıkla izlersiniz olanı biteni ve o kadar fazlası yoktur, bazı şeyler elinizde değildir. neden kaybettiğinizi anlamlandırmaya çalışmak ile günleriniz geçer ama üstüne ne kadar düşünürseniz düşünün çoktan giden gitmiştir. bu bir kişi, bir sınav, bir şans.. olabilir. neden bu şarkılar bilmiyorum neden kaybettiğimi bilmediğim gibi.
t: sebebini kimsenin bilmediği bir çıkmazdır.
t: sebebini kimsenin bilmediği bir çıkmazdır.
devamını gör...
din düşmanlığını vatanseverlik sanmak
ulan ortada dinsizliğin daniskası sende, hile sende, yalan iftira sende, talan yağma zulüm sende, diri diri insan yakmaktan, hırsızlıktan oğlancılığa kadar temel belaların hepsi sende kısaca dinsizliğin daniskası sende... ve burayı okuyan değerli yazar sözümün burasından sonrasında ince bir sitemimdir sana
suyun başını tutan bu kahpeliklere yani dincilik patentli bu dinsizliğe teslim olursan, onurunla beraber aklını da kaybedersin. dinci şu sıraladığım bütün ahlaksızlık adı altında işini yapıyor da sana ne oluyor ? kendine gel...
suyun başını tutan bu kahpeliklere yani dincilik patentli bu dinsizliğe teslim olursan, onurunla beraber aklını da kaybedersin. dinci şu sıraladığım bütün ahlaksızlık adı altında işini yapıyor da sana ne oluyor ? kendine gel...
devamını gör...
kadimzamanlar ve diğer vakitler
bir olga tokarczuk kitabıdır.
olga tokarczuk nobel edebiyat ödülü sahibi muhteşem bir yazardır ve bu romanı da yazar için kullandığım sıfatı sonuna kadar hak eder. altmış altı yıllık bir zaman diliminde, yani iki dünya savaşı görmüş ve büyük devrimlere şahit olmuş bir zaman diliminde kurgusal bir polonya kasabasında geçen roman o kadar sürükleyici ki ne zaman başlayıp ne zaman bittiğini anlamak bile mümkün olmuyor.
aslında kadimzamanlar kasabasında da olaylar ne zaman başlayıp ne zaman bitiyor belli değil. hatta kasabanın sınırı bile belirsiz, sınırın olup olmadığı da.
herkes ve her şey kendi zamanını yaşıyor kadimzamanlar’da. ve herkes kendi derdine düşüyor; kimi mektup yollama derdinde, kimi hayatta kalma, kimi bir oyuna takıntı seviyesinde bağlı, kimi eşine, kimi birine ait kimi ise birilerine sahip. herkesin ve her şeyin zamanı bambaşka akıyor. sanki hayat kendini akışına bırakmış kadimzamanlar’da.
ben de kadimzamanlar’da yaşıyorum artık. benim de kendi zamanım var. insanolunbiraz’ın zamanı. ve ben de tüm kadimzamanlar ahalisi gibi hayatıma kimsenin bakmadığı yerlerden bakıyorum. kendi gözlerimi bıraktım hayatımı izlerken, iki buğulu gözle seyrediyorum zamanı, kadimzamanları ve diğer vakitleri.
olga tokarczuk nobel edebiyat ödülü sahibi muhteşem bir yazardır ve bu romanı da yazar için kullandığım sıfatı sonuna kadar hak eder. altmış altı yıllık bir zaman diliminde, yani iki dünya savaşı görmüş ve büyük devrimlere şahit olmuş bir zaman diliminde kurgusal bir polonya kasabasında geçen roman o kadar sürükleyici ki ne zaman başlayıp ne zaman bittiğini anlamak bile mümkün olmuyor.
aslında kadimzamanlar kasabasında da olaylar ne zaman başlayıp ne zaman bitiyor belli değil. hatta kasabanın sınırı bile belirsiz, sınırın olup olmadığı da.
herkes ve her şey kendi zamanını yaşıyor kadimzamanlar’da. ve herkes kendi derdine düşüyor; kimi mektup yollama derdinde, kimi hayatta kalma, kimi bir oyuna takıntı seviyesinde bağlı, kimi eşine, kimi birine ait kimi ise birilerine sahip. herkesin ve her şeyin zamanı bambaşka akıyor. sanki hayat kendini akışına bırakmış kadimzamanlar’da.
ben de kadimzamanlar’da yaşıyorum artık. benim de kendi zamanım var. insanolunbiraz’ın zamanı. ve ben de tüm kadimzamanlar ahalisi gibi hayatıma kimsenin bakmadığı yerlerden bakıyorum. kendi gözlerimi bıraktım hayatımı izlerken, iki buğulu gözle seyrediyorum zamanı, kadimzamanları ve diğer vakitleri.
devamını gör...
narcissos
doğru yazılışı nergistir. kışın en güzel kokan çiçeği olmakla birlikte hikayesi şöyledir;
narcissos bir peri ile insanın kendini beğenmiş oğludur.
dağ perilerinden ekho ona aşık olur, fakat aşkını ifade etmesine imkan yoktur.
işte böylesine umutsuz bir aşka tutulur
ekho hiçbir zaman kendi konuşamamakta ; ancak, uzaktan, kendisi gözükmeden
söylenenlerin son kelime veya hecesini tekrarlayabilmektedi r.
narkissos arkadaşlarını ararken, “biri var mı burada” diye sorunca, ekho da “burada”diye cevap verir. bunun üzerine narkissos da “gel” diye yanıtlar. zavallı ekho, umut ve sevgi içinde “gel” diyerek ortaya çıkar; fakat kendini beğenmiş narcissos her halde ekho’yu beğenmemiş olacak ki, pek yüz vermez ve çekip gider…
ekho kırgın, üzgün, umutsuz bir halde dağlardaki mağaralara sığınır ve şöyle der:
“dilerim oda sevsin benim gibi ve sevdiğine kavuşamasın.”
acılar ekho ‘yu yer bitirir, sonunda taşa dönüşür. sadece sesi kalır.
ekho ‘nun dileğinin gerçekleşmesi narcissos için uzak görünmektedir. nergis çiçeğinin mitolojik hikayesi çünkü kendini beğenmişin başka birini gerçekten sevmesi olanaksızdır. ama adalet er geç yerini bulacaktır.
bir gün narcissos dağlarda dolaşırken ağaç ve yeşillikler içinde, kaybolmuş bir pınara rastlar; eğilip su içmek istediğinde suda gördüğü hayali beğenip ona aşık olur.
narcissos bu sefer gerçekten sevmiştir, ellerini bu kusursuz! güzelliğe doğru uzatır ama dokunamaz. tıpkı ekho gibi, sevmiştir ama sevdiğini elde edemez. zaten kıvılcım elden uzak olduğunda ateşe dönüşmüyor mu?
sevdiğini elde edememenin ağırlığı altında sararıp solar ve ölür. daha sonra periler narcissos ’un cesedinin yerinde bir çiçek bulurlar: nergis. o günden bu yana nergis kendini beğenmişliğin sembolüdür.
orman tanrıçaları; narcissos ‘un kendi yansımasını gördüğü su pınarını gözyaşı kavanozuna dönüşmüş olarak bulurlar.
tanrıçalar pınara neden ağladıklarını sorarlar.
-narcissos için ağlıyorum, diye yanıtlamış göl.
-ne var bunda şaşılacak, demiş bunun üzerine orman tanrıçaları. bizler ormanlarda boşu boşuna onun peşinde dolaşır dururduk, ama onun güzelliğini yalnızca sen görebildin yakından.
-narcissos yakışıklı bir genç miydi? diye sormuş göl.
-bunu senden daha iyi kim bilebilir ki? diye karşılık vermiş iyice şaşıran tanrıçalar. hergün senin kıyılarına gelip sularına bakıyordu. göl bir süre sessiz kalmış. sonra şöyle konuşmuş:
-narcissos için ağlıyorum, ama onun yakışıklı olduğunu hiç fark etmedim ben. narcissos için ağlıyorum, çünkü sularıma eğildiği zaman, gözlerinin derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını görebiliyordum.
kelimenin ismi de buradaki karakterden gelmektedir.
edit : başlık sahibi arkadaş bana kopyala yapıştırdı demiş özelden hahaha. 1 sene önce hikayesini anlattım buyruk link vereyim.
buradan
narcissos bir peri ile insanın kendini beğenmiş oğludur.
dağ perilerinden ekho ona aşık olur, fakat aşkını ifade etmesine imkan yoktur.
işte böylesine umutsuz bir aşka tutulur
ekho hiçbir zaman kendi konuşamamakta ; ancak, uzaktan, kendisi gözükmeden
söylenenlerin son kelime veya hecesini tekrarlayabilmektedi r.
narkissos arkadaşlarını ararken, “biri var mı burada” diye sorunca, ekho da “burada”diye cevap verir. bunun üzerine narkissos da “gel” diye yanıtlar. zavallı ekho, umut ve sevgi içinde “gel” diyerek ortaya çıkar; fakat kendini beğenmiş narcissos her halde ekho’yu beğenmemiş olacak ki, pek yüz vermez ve çekip gider…
ekho kırgın, üzgün, umutsuz bir halde dağlardaki mağaralara sığınır ve şöyle der:
“dilerim oda sevsin benim gibi ve sevdiğine kavuşamasın.”
acılar ekho ‘yu yer bitirir, sonunda taşa dönüşür. sadece sesi kalır.
ekho ‘nun dileğinin gerçekleşmesi narcissos için uzak görünmektedir. nergis çiçeğinin mitolojik hikayesi çünkü kendini beğenmişin başka birini gerçekten sevmesi olanaksızdır. ama adalet er geç yerini bulacaktır.
bir gün narcissos dağlarda dolaşırken ağaç ve yeşillikler içinde, kaybolmuş bir pınara rastlar; eğilip su içmek istediğinde suda gördüğü hayali beğenip ona aşık olur.
narcissos bu sefer gerçekten sevmiştir, ellerini bu kusursuz! güzelliğe doğru uzatır ama dokunamaz. tıpkı ekho gibi, sevmiştir ama sevdiğini elde edemez. zaten kıvılcım elden uzak olduğunda ateşe dönüşmüyor mu?
sevdiğini elde edememenin ağırlığı altında sararıp solar ve ölür. daha sonra periler narcissos ’un cesedinin yerinde bir çiçek bulurlar: nergis. o günden bu yana nergis kendini beğenmişliğin sembolüdür.
orman tanrıçaları; narcissos ‘un kendi yansımasını gördüğü su pınarını gözyaşı kavanozuna dönüşmüş olarak bulurlar.
tanrıçalar pınara neden ağladıklarını sorarlar.
-narcissos için ağlıyorum, diye yanıtlamış göl.
-ne var bunda şaşılacak, demiş bunun üzerine orman tanrıçaları. bizler ormanlarda boşu boşuna onun peşinde dolaşır dururduk, ama onun güzelliğini yalnızca sen görebildin yakından.
-narcissos yakışıklı bir genç miydi? diye sormuş göl.
-bunu senden daha iyi kim bilebilir ki? diye karşılık vermiş iyice şaşıran tanrıçalar. hergün senin kıyılarına gelip sularına bakıyordu. göl bir süre sessiz kalmış. sonra şöyle konuşmuş:
-narcissos için ağlıyorum, ama onun yakışıklı olduğunu hiç fark etmedim ben. narcissos için ağlıyorum, çünkü sularıma eğildiği zaman, gözlerinin derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını görebiliyordum.
kelimenin ismi de buradaki karakterden gelmektedir.
edit : başlık sahibi arkadaş bana kopyala yapıştırdı demiş özelden hahaha. 1 sene önce hikayesini anlattım buyruk link vereyim.
buradan
devamını gör...
yazarların sevdiği çiçekler
yaban gülüdür... diger guller gibi rosa canina familyasindandir. kanada'danin alberta eyaletinin simgesidir ayni zamanda. yabani alanlarda daha cok rastlanir. gorunusu bilinen bir gülden oldukca farkli olmasina ragmen güle has olan o guzel koku, bu cicek turunde cok daha yogundur. genellikle haziran temmuz arasi acar ve bir ay icerisinde solar. omru kisadir bu guzelligin...
devamını gör...
ak parti ve mhp oylarıyla reddedildi
toplumun hayrına olan her şey
devamını gör...
svetlana khorkina
1979 doğumlu olimpiyat ve dünya şampiyonu eski rus jimnastikçi.
ulusal takımda olduğu 1994-2004 arası olimpiyatlarda ve dünya şampiyonalarında artistik jimnastikte her dalda en az bir madalya almıştır.
en başarılı olduğu dal asimetrik paraleldir. (uneven bars)
7 olimpiyat madalyası (2 altın, 4 gümüş, 1 bronz)
20 dünya şampiyonası madalyası vardır. (9 altın, 8 gümüş, 3 bronz)
1996 atalanta'da asimetrik paralelde altın
2000 sydney'de asimetrik paralelde altın kazanmıştır.
kısacık saçları (1996 ve 2000'de), takıları, bakışları, gülümsemesi ve 165cm boyu ile artistik jimnastik için oldukça uzun sayılan boyu ile müthiş bir karizmadır khorkina.
şimdilerde ülkesinde spor ve jimnastik için federasyonda resmi görevler yapıyor, eğitimci yanını da kullanıyormuş.
2000 sydney'de sadece kendisi için değil, o gün atlama beygirinde yarışan (vault) tüm sporcular için geçerli olan, akıl almaz bir skandal yaşadıktan sonra koçu ile konuşmaları ve yaşadıkları ibretliktir.
olimpiyat youtube kanalından nefis bir video.
söylediğim skandal için 10. dakikadan itibaren izleyebilirsiniz. gerçekten akıl alır gibi değil ve çok üzücü.
1996 altın hikayesi için:
ulusal takımda olduğu 1994-2004 arası olimpiyatlarda ve dünya şampiyonalarında artistik jimnastikte her dalda en az bir madalya almıştır.
en başarılı olduğu dal asimetrik paraleldir. (uneven bars)
7 olimpiyat madalyası (2 altın, 4 gümüş, 1 bronz)
20 dünya şampiyonası madalyası vardır. (9 altın, 8 gümüş, 3 bronz)
1996 atalanta'da asimetrik paralelde altın
2000 sydney'de asimetrik paralelde altın kazanmıştır.
kısacık saçları (1996 ve 2000'de), takıları, bakışları, gülümsemesi ve 165cm boyu ile artistik jimnastik için oldukça uzun sayılan boyu ile müthiş bir karizmadır khorkina.
şimdilerde ülkesinde spor ve jimnastik için federasyonda resmi görevler yapıyor, eğitimci yanını da kullanıyormuş.
2000 sydney'de sadece kendisi için değil, o gün atlama beygirinde yarışan (vault) tüm sporcular için geçerli olan, akıl almaz bir skandal yaşadıktan sonra koçu ile konuşmaları ve yaşadıkları ibretliktir.
olimpiyat youtube kanalından nefis bir video.
söylediğim skandal için 10. dakikadan itibaren izleyebilirsiniz. gerçekten akıl alır gibi değil ve çok üzücü.
1996 altın hikayesi için:
devamını gör...
the truman show
dram ve bilim kurgunun iç içe olduğu soluksuz izlenen harika film. oyunculuklar efsane.(bkz: in case i don't see ya good afternoon good evening and good night)
devamını gör...
