uğur mumcu
ruhun şad olsun güzel insan...
devamını gör...
dışlanmanın yazarlara ifade ettiği şeyler
kendi kendimi ittiğim durum. bir yakınım bana bu konuyla ilgili çok doğru bir şey söylemişti: sen tek başına koca bir grubu dışlıyorsun.
insanlarla kolay temas kuramıyorum, kurmak için herhangi bir adım atmıyorum. bu yüzden yeni girdiğim bir ortamda geri planda kalmaya çalışıyorum. daha çok gözlemliyor, soruları yanıtlıyor ve onun dışında kendi hâlimde takılıyorum. genelde insanlar çok burnu havada olduğumu düşünüyor. zaman içinde samimiyet kurabilirsek bana söyledikleri ilk şey bu oluyor.
ne hissettiğime gelecek olursak.. her şey benim elimdeymiş gibi görünse de elbette üzücü. sanırım ben laubali, samimiyetsiz görünmemek adına yeni tanıştığım kişilerin üstüne gitmemeye çalışıyorum. ama bunu yaparken de insanlarla aramdaki sınırı fazla net çiziyorum.
insanlarla kolay temas kuramıyorum, kurmak için herhangi bir adım atmıyorum. bu yüzden yeni girdiğim bir ortamda geri planda kalmaya çalışıyorum. daha çok gözlemliyor, soruları yanıtlıyor ve onun dışında kendi hâlimde takılıyorum. genelde insanlar çok burnu havada olduğumu düşünüyor. zaman içinde samimiyet kurabilirsek bana söyledikleri ilk şey bu oluyor.
ne hissettiğime gelecek olursak.. her şey benim elimdeymiş gibi görünse de elbette üzücü. sanırım ben laubali, samimiyetsiz görünmemek adına yeni tanıştığım kişilerin üstüne gitmemeye çalışıyorum. ama bunu yaparken de insanlarla aramdaki sınırı fazla net çiziyorum.
devamını gör...
sokratik yöntem
sokrates’in ikili tartışmalarında kullandığı yöntemdir. sokrates öncelikle kendisini bilgisiz ancak meraklı birisi gibi tanıtır ve karşısındakinden konu hakkında ne düşünüyorsa utanmadan söylemesini sağlar. sonrasında sokrates, karşısındakinin anlattıklarındaki çelişkileri fark eder ve sorularla karşıdakinin de fark etmesini sağlar. özellikle analojilerden, metaforlardan sıklıkla yararlanılır. düşüncelerinin yanlışlığının farkına varan kişi, sokrates’in sorularıyla doğru bilgiye ulaşır. sokrates, bu yaptığına “doğurtma” der. çünkü sokrates’e göre bilgiler doğuştan aklımızdadır ancak bizim bunları hatırlamamız gerekir. işte sokrates, konuştuklarına “hatırlatır”.
devamını gör...
seri artı oy veren yazarın amacı
1. bir tanımını beğendiği yazarın profilini merak ederek okuduğu tanımlardan beğendiklerini göstermek.
2. uzun bir aradan sonra takip edilen yazarlara göz attığında son zamanlarda okumadığı birikmiş tanımları okuyarak beğendiklerini göstermek.
2. uzun bir aradan sonra takip edilen yazarlara göz attığında son zamanlarda okumadığı birikmiş tanımları okuyarak beğendiklerini göstermek.
devamını gör...
dönüp dönüp tekrar izlenen şey
(bkz: himym)
bazen baştan sona bazen de her sezondan sevdiğim birkaç bölümü izleye izleye tekrar bitiriyorum diziyi.
bazen baştan sona bazen de her sezondan sevdiğim birkaç bölümü izleye izleye tekrar bitiriyorum diziyi.
devamını gör...
ateşi seyretmek
kimi zaman huzur veren, kimi zaman hüzünlendiren kimi zaman ise insanı geçmişe götüren bir eylem.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hissettikleri
bayramdan sonra kadıköy’e gidip birkaç kitap bırakmayı düşünüyorum banklara. bazı kitaplarla vedalaşmam gerek.
devamını gör...
kırmızı
hayatın yansımalarını, tezatlarını bir bir ortaya döküyor. mesela kırmızı gül her zaman romantizmin klasik sembolü haline gelmiştir. aşkın ve sevginin sembolü, kanımızın rengidir. doğanın dingin yeşilinin zıddı olan kırmızı, gözümüzde ve algımızda alarm sinyali olarak yer ediyor. ölümcül zehir işareti, tehlikeli girilmez tabelaları, aciliyet ve hayatiyet bildiren hemen her şey, kırmızı ile gösteriliyor. siyasette de devrimin ve kendini yana yakıla feda etmenin sembolü olarak yer alır. en önemlisi de, minik çocukların ilk öğrendiği ve ayırt ettiği ilk renktir kırmızı.
devamını gör...
elde ettikten sonra erkeklerin kadınlara yaptığı şeyler
cepte görüp başka kadınlara salça olması.
devamını gör...
pardon beyler kuzenim yazmış
gerçekten başıma gelen duruma konu olan cümle. şöyle:
metin2 adlı oyunu bilenler bilir. suralar, açık ara güçlü karakterlerdi ilk zamanlar.
oyuna başlayışım, benden neredeyse 20 yaş küçük kuzenim yüzünden oldu. biz ailece bilgisayar oyunlarını, yaşımız kaç olursa olsun severiz. o dönemler diablo'ya sarmıştım ben de. küçük kuzen da bize geldikçe beni oyun oynarken görürdü. bir gün gelip "metin2 diye bir oyun var. sen seversin, beraber oynayalım mı?" dedi. bir süre itiraz ettiysem de sonunda girdim, başladım.
gel zaman git zaman tanıştığım insanlar oldu oyunda. arada mesaj atar, hal hatır sorarlardı falan. bir gün kendi oyun karakteri, statüleri ve skilleri yanlış dağıtılmış bir savaşçı olduğu için sürekli dayak yiyen kuzenim "senin sura ile vs atabilir miyim?" dedi. olur diyerek verdim. az sonra bilgisayarın yanına geldim ki, bu birine hararetle bir şeyler yazıyor. "ne oldu?" dedim. başladı söylenmeye, küfürler falan etmeye. bir baktım ki benim suradan adama sektiriyor... sayıp sövdüğü adam da, normalde benimle arada bir yazışan, bana abla diyen, saygıda da kusur etmeyen biri. hemen kaldırdım bunu pc'nin başından, geçtim çocuğa mesaj attım ve klasik "kuzenim yazdı" durumu gerçekleşti. ikna edene kadar da epey uğraştım.
yani demem o ki, her ne kadar birçok kişi kendini kurtarmak için yalan söylemek maksadıyla kullansa da bu cümleyi, siz yine de önce savunmasını dinleyin derim. bazen o cümle gerçek oluyor çünkü.
metin2 adlı oyunu bilenler bilir. suralar, açık ara güçlü karakterlerdi ilk zamanlar.
oyuna başlayışım, benden neredeyse 20 yaş küçük kuzenim yüzünden oldu. biz ailece bilgisayar oyunlarını, yaşımız kaç olursa olsun severiz. o dönemler diablo'ya sarmıştım ben de. küçük kuzen da bize geldikçe beni oyun oynarken görürdü. bir gün gelip "metin2 diye bir oyun var. sen seversin, beraber oynayalım mı?" dedi. bir süre itiraz ettiysem de sonunda girdim, başladım.
gel zaman git zaman tanıştığım insanlar oldu oyunda. arada mesaj atar, hal hatır sorarlardı falan. bir gün kendi oyun karakteri, statüleri ve skilleri yanlış dağıtılmış bir savaşçı olduğu için sürekli dayak yiyen kuzenim "senin sura ile vs atabilir miyim?" dedi. olur diyerek verdim. az sonra bilgisayarın yanına geldim ki, bu birine hararetle bir şeyler yazıyor. "ne oldu?" dedim. başladı söylenmeye, küfürler falan etmeye. bir baktım ki benim suradan adama sektiriyor... sayıp sövdüğü adam da, normalde benimle arada bir yazışan, bana abla diyen, saygıda da kusur etmeyen biri. hemen kaldırdım bunu pc'nin başından, geçtim çocuğa mesaj attım ve klasik "kuzenim yazdı" durumu gerçekleşti. ikna edene kadar da epey uğraştım.
yani demem o ki, her ne kadar birçok kişi kendini kurtarmak için yalan söylemek maksadıyla kullansa da bu cümleyi, siz yine de önce savunmasını dinleyin derim. bazen o cümle gerçek oluyor çünkü.
devamını gör...
keşkek
dana eti ile yapılanı orijinaldir. tavuk eti ile yapılanlar ise sahtedir.
devamını gör...
imkanımız yoktu okuyamadık
(bkz: okuyom ben yaa) ile tezatlık içerir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
bugün rabia aradı dershaneden olan, aramız bozuktu hallettik. sonra seni sordu adını hatırlayamadım ama barıştınız siz değil mi dedi ben de hayır dedim. nasıl ya dedi ben barışırsınız sanıyordum dedi. ben de öyle sanıyordum. allasen biz nasıl kabullendik ayrı olmayı?
devamını gör...
normal sözlük'te kendi halinde yazan yazarlar
bir tanesi benim buyrun çay koydum
devamını gör...
kimlik numarası ezberleme metotları
içimizdeki fatih terimleri ortaya çıkaran metotlardır.
3+3+3+2 - 4+3+3+1 - 3+3+2+3 veya farklı türlerde ezberlenebilir düzgün bir metot geliştirirseniz akp hükümetinde milli eğitim bakanı bile olabilirsiniz.
3+3+3+2 - 4+3+3+1 - 3+3+2+3 veya farklı türlerde ezberlenebilir düzgün bir metot geliştirirseniz akp hükümetinde milli eğitim bakanı bile olabilirsiniz.
devamını gör...
44 numara ayakkabı giyen kadın
kadın: merhaba, ayakkabı bakacaktım.
satıcı: buyrun tabii, kaç numara efendim?
kadın: 44
satıcı: hediye mi alıyorsunuz? erkek arkadaşınız, eşiniz? erkek reyonuna geçelim o halde.
kadın: hayır kendime bakıyorum.
satıcı: olsun, biz yine de erkek reyonuna geçelim.
gibi diyaloglar yaşaması oldukça muhtemel kadındır.*
satıcı: buyrun tabii, kaç numara efendim?
kadın: 44
satıcı: hediye mi alıyorsunuz? erkek arkadaşınız, eşiniz? erkek reyonuna geçelim o halde.
kadın: hayır kendime bakıyorum.
satıcı: olsun, biz yine de erkek reyonuna geçelim.
gibi diyaloglar yaşaması oldukça muhtemel kadındır.*
devamını gör...
puantilizm
puantilizm, yani noktacılık adıyla bilinen bilimsel resim tekniğini ustalıkla kullanan fransız post-izlenimci ressam georges seurrat, bu eseri 1884-1886 yılları arasında yaptı. nokta darbelerini minik fırça darbeleriyle harmanlayan ve zıt renkleri başarıyla kullanan seurrat, bilim insanı arkadaşları michel eugene chevreul ve ogden rood’dan esinlenerek bu yöntemi benimsedi. paul signac, van gogh, henri edmund cross gibi ressamların da puantilizm tekniğini kullandığını belirtelim.
örnekleri;

örnekleri;

devamını gör...


