her başlığa entry giren yazar
yani kimsenin bu konuda yorum yapmasının mantıklı olduğunu düşünmüyorum. herkes istediği başlıkta istediği kadar yazar. eğer formatta bir sıkıntı varsa yönetim bu konuda gereğini yapar.
devamını gör...
intihara teşebbüs eden sözlük yazarları veri tabanı
(bkz: komiklikler şakalar)
geyik yapılacak konu değil, inşallah bir gün majör depresyona girmezsin.
geyik yapılacak konu değil, inşallah bir gün majör depresyona girmezsin.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının olabileceği renk
doğaya zarardan çok yarar sağlayan hatta insanların açtığı yaraları saracak bir yeşil olmak ya da yeni filizler çıkmasını sağlayan bir kahverengi olmak isterdim.
devamını gör...
balkonda çamaşır asarken hayatı sorgulamak
kettle' da su kaynatırken de aynı durum söz konusu. su kaynayıp tık sesini duyunca büyü bozuluyor ve hayat devam ediyor.
devamını gör...
whisper (yazar)
muhabbeti eğlenceli, sevdiğim bir yazardır.
beni sürekli takipçilerimi görme özelliğini aktif etmem konusunda tahrik ediyor, bazen güçlü kalamıyorum.* iyi ki var kendileri!*
beni sürekli takipçilerimi görme özelliğini aktif etmem konusunda tahrik ediyor, bazen güçlü kalamıyorum.* iyi ki var kendileri!*
devamını gör...
diş fırçalarken düşünülenler
saf suyun kaynama derecesinin neden 100 olduğu.
devamını gör...
puslu kıtalar atlası
hemen her yerde adını göreceğiniz ve genelde tavsiye edilecek kitaplar listesinde üst sıralarda yerini alan bir eser. eser'in tahlinini kendimce yapmadan önce yazarın günümüz yazarı olmasını ve kitabın yakın tarihte yazıldığını belirtmek isterim. hâl böyle olunca ben okurken daha hevesli başlıyorum. günümüz yazarlarını ayrı bir okuma isteyim oluyor.
e hadi okuyun denildi edebiyat grubum tarafından. okumayanı döveceğiz baskısı yapıldı. böyle baskıya can feda.. fakat bu beklentimi yüksek tutmama sebep oldu.
işte şimdi başlıyorum:
bir osmanlı hikayesi, tarzı: modern- fantastik olarak geçiyor. tarih ile ilgili değilseniz biraz zorlanacaksınız benim gibi. o kültürü anlamanız bazı kelimelere alışmanız zaman alacak.
belirgin bir baş kahraman'ımız yok. iki kişinin hikayesiymiş gibi başlasada onlarla ilintili diğer kahramanlarında bir baş karakter edasıyla yazıldığını görüyoruz. bu durum aslında kurguyu eğlenceli hâle sokuyor. yani off bu ne sıkıcı bir kitap diyemezsiniz. fakat bende bazı geçişler kafa karışıklığı yarattı yalan değil 100.sayfadan sonra akıp gitmeye başladı. bazı okuyuculara göre kitabın içine girmem çok geç olarak algılanabilir. çünkü bana göre, yazarın anlattığı dünya çok zengin. ağır demiyorum, okuma pratiği iyi olan okuyucuların içinden rahatlıkla çıkabileceğini düşünüyorum. ama bu zenginlik bana biraz fazla geldi. ruhum fakir olunca.* hangi hikayeye odaklanacağımı şaşırdım.
ilk eleştiri ile başladım kitapseverler lütfen linç etmeyin. gelelim kitabın en güzel taraflarına...
yazar'ın her karakteri hem trajik hem komik. hınzıryedi karakter'inin başından geçenler beni ayrı güldürdü. bir de üzerine elektrik çeken dertli de favori karakterlerimden oldu. masalsı anlatım ilgi çekici bir unsur. binbir gece masalları, ali baba kırk haramiler gibi... yazar büyülü bir dünya yaratma konusunda çok başarılı.
o yüzden bir hikaye okur gibi okunmalı kitap.
benim gibi ruhsal tahlileri seven biri için farklı bir tarz oldu. deneyimlediğim içinde çok mutluyum. sevdiğimiz aynı tarz işler okumak çoğu zaman çok farklı bakış açısı vaad etmiyor bizlere. bazen bu kazanım değil de sevme unsuru ile bağlanma oluyor. onunda yeri ayrıdır kuşkusuz. şimdi kitabın bam teli olan bir alıntı bırakıyorum. uzun ihsan efendi ile bünyamin'in başına işler açıp bize okutturduğu hikayeye kuş bakışı bakalım..
düşünüyorum ama sadece ben var değilim. düşündüğüm için sizler varsınız.
ben düşündükçe var dünya...
tamamen kendi okuma deneyimi paylaştım. sizlerde bu atlas'a bir göz atın bence. bu deneyim heyecan verici...
e hadi okuyun denildi edebiyat grubum tarafından. okumayanı döveceğiz baskısı yapıldı. böyle baskıya can feda.. fakat bu beklentimi yüksek tutmama sebep oldu.
işte şimdi başlıyorum:
bir osmanlı hikayesi, tarzı: modern- fantastik olarak geçiyor. tarih ile ilgili değilseniz biraz zorlanacaksınız benim gibi. o kültürü anlamanız bazı kelimelere alışmanız zaman alacak.
belirgin bir baş kahraman'ımız yok. iki kişinin hikayesiymiş gibi başlasada onlarla ilintili diğer kahramanlarında bir baş karakter edasıyla yazıldığını görüyoruz. bu durum aslında kurguyu eğlenceli hâle sokuyor. yani off bu ne sıkıcı bir kitap diyemezsiniz. fakat bende bazı geçişler kafa karışıklığı yarattı yalan değil 100.sayfadan sonra akıp gitmeye başladı. bazı okuyuculara göre kitabın içine girmem çok geç olarak algılanabilir. çünkü bana göre, yazarın anlattığı dünya çok zengin. ağır demiyorum, okuma pratiği iyi olan okuyucuların içinden rahatlıkla çıkabileceğini düşünüyorum. ama bu zenginlik bana biraz fazla geldi. ruhum fakir olunca.* hangi hikayeye odaklanacağımı şaşırdım.
ilk eleştiri ile başladım kitapseverler lütfen linç etmeyin. gelelim kitabın en güzel taraflarına...
yazar'ın her karakteri hem trajik hem komik. hınzıryedi karakter'inin başından geçenler beni ayrı güldürdü. bir de üzerine elektrik çeken dertli de favori karakterlerimden oldu. masalsı anlatım ilgi çekici bir unsur. binbir gece masalları, ali baba kırk haramiler gibi... yazar büyülü bir dünya yaratma konusunda çok başarılı.
o yüzden bir hikaye okur gibi okunmalı kitap.
benim gibi ruhsal tahlileri seven biri için farklı bir tarz oldu. deneyimlediğim içinde çok mutluyum. sevdiğimiz aynı tarz işler okumak çoğu zaman çok farklı bakış açısı vaad etmiyor bizlere. bazen bu kazanım değil de sevme unsuru ile bağlanma oluyor. onunda yeri ayrıdır kuşkusuz. şimdi kitabın bam teli olan bir alıntı bırakıyorum. uzun ihsan efendi ile bünyamin'in başına işler açıp bize okutturduğu hikayeye kuş bakışı bakalım..
düşünüyorum ama sadece ben var değilim. düşündüğüm için sizler varsınız.
ben düşündükçe var dünya...
tamamen kendi okuma deneyimi paylaştım. sizlerde bu atlas'a bir göz atın bence. bu deneyim heyecan verici...
devamını gör...
en karizmatik roman karakteri ismi
devamını gör...
araba sürerken olmasından en çok korkulan şey
dar sokaklarda karşıdan araba gelmesi. ne yapacağımı şaşırıyorum. çözüm basit olmasına rağmen.
devamını gör...
beşiktaşlı sözlük yazarları
beşiktaşlı olunmaz beşiktaşlı doğulur ve pek tabiiki bunun için çok mutluyum. içeriz bişiler kafalar güzelken daha iyi.
devamını gör...
kitap kokusu
geçen gün bir kitabın kokusu tarafından öldürülmeye çalışıldım. adını vermek istemediğim kitaptan bir yere bakmam gerekti, bakmaz olaydım. ya rabbi bu nasıl bir kokudur. eski de değil, bir iki senelik. rahat bi' beş dakika kitaba yaklaşamadım. öksürük tuttu. baktım, mantar cart curt toz moz hiçbir şey yok. suikaste uğradım. ragıp hulusi başlığına tanım girmek için bakmıştım, entry uğruna canımızdan oluyorduk az kalsın.
devamını gör...
namuslu bir şekilde battık
''bizim köyde adalet ablamız var'' diyen trabzon'da yıllarca kafe işleten ibrahim odabaş, '' namuslu bir şekilde batık '' afişi asarak işletmesini satışa çıkarma hadisesi.
dükkânı önünde eylem de yapan esnafın şunları söyledi:
namuslu bir şekilde battık derken devletimizin koyduğu kurallara uyduk, hiçbir şekilde açmadık, bir şey yapmadık. ama yapmadığımız halde onlar söylenenin tam tersini yaptı. kongreler yaptı, kayak merkezini açtı. hiç alakası olmayan insanlar güzel yaşarken benim çalışan işçilerime bile maaş hacizleri geliyor şu anda.
pandemi sürecinde işyerimiz kapandı, bir lira destek alamadık. haberlerde söylenildiği gibi ‘halka para dağıttık’ ama ben o paradan hiçbir şey alamadım. berat albayrak’ın televizyonda yaptığı reklamlar gibi ‘her esnafımızın arkasında türkiye cumhuriyeti ve onun hazinesi vardır’ dediği yerde o hazineden bana bir çeyrek altın bile düşmedi. kredilerimiz vardı, eşimizin dostumuzun üstüne aldığımız. ödeyemedik. ödeyemediğimiz gibi de faizli para alarak ki devletimizden daha iyi o faizcilik yapanlar, sorumluluk sahibi olduğum arkadaşların üzerine aldığımız kredileri ödedik.
televizyonda konuşulurken her şey çok farklı, toz pembe. biz kepenk kapatmadık. güllük gülistanlık. evimize ekmek alıyoruz. ama onlar bilmez, cuma günleri karantinaya girerken biz iki günlük süreçte evimize nasıl ekmek alacağız? 100-200 tl cebimize nakit para bizde yokken, kredi kartları patlamışken, icralar üst üste gelirken. onların hiçbirinin haberi yok. seçim zamanları kapı kapı dolaşan insanlar neredeydiniz. labeleb salonları doldururken, koskoca 450 metrekare işyerindeki oturan iki kişi. daha geçen cumartesi kapalı işyerinde otururken, polis ışıkları açıp kapalı işyerine girip bana ceza yazdı. bana o cezayı yazan polis neden bunu ak parti kongrelerinde kimseye yazmadı. adaletse nerede adalet, adalet kalkınma partisi. adalet türkiye’de sadece kadın ismidir, bizim köyde de var bir adalet ablamız.
dükkânı önünde eylem de yapan esnafın şunları söyledi:
namuslu bir şekilde battık derken devletimizin koyduğu kurallara uyduk, hiçbir şekilde açmadık, bir şey yapmadık. ama yapmadığımız halde onlar söylenenin tam tersini yaptı. kongreler yaptı, kayak merkezini açtı. hiç alakası olmayan insanlar güzel yaşarken benim çalışan işçilerime bile maaş hacizleri geliyor şu anda.
pandemi sürecinde işyerimiz kapandı, bir lira destek alamadık. haberlerde söylenildiği gibi ‘halka para dağıttık’ ama ben o paradan hiçbir şey alamadım. berat albayrak’ın televizyonda yaptığı reklamlar gibi ‘her esnafımızın arkasında türkiye cumhuriyeti ve onun hazinesi vardır’ dediği yerde o hazineden bana bir çeyrek altın bile düşmedi. kredilerimiz vardı, eşimizin dostumuzun üstüne aldığımız. ödeyemedik. ödeyemediğimiz gibi de faizli para alarak ki devletimizden daha iyi o faizcilik yapanlar, sorumluluk sahibi olduğum arkadaşların üzerine aldığımız kredileri ödedik.
televizyonda konuşulurken her şey çok farklı, toz pembe. biz kepenk kapatmadık. güllük gülistanlık. evimize ekmek alıyoruz. ama onlar bilmez, cuma günleri karantinaya girerken biz iki günlük süreçte evimize nasıl ekmek alacağız? 100-200 tl cebimize nakit para bizde yokken, kredi kartları patlamışken, icralar üst üste gelirken. onların hiçbirinin haberi yok. seçim zamanları kapı kapı dolaşan insanlar neredeydiniz. labeleb salonları doldururken, koskoca 450 metrekare işyerindeki oturan iki kişi. daha geçen cumartesi kapalı işyerinde otururken, polis ışıkları açıp kapalı işyerine girip bana ceza yazdı. bana o cezayı yazan polis neden bunu ak parti kongrelerinde kimseye yazmadı. adaletse nerede adalet, adalet kalkınma partisi. adalet türkiye’de sadece kadın ismidir, bizim köyde de var bir adalet ablamız.
devamını gör...
karısının kafasına elma koyup ateş eden adam
adam değildir. eminim, son kararım.
devamını gör...
star wars
efsane olan bir evrendir star wars evreni. en sevilmeyen filmi bile, sırf bu evren için izlenir haldedir.
devamını gör...
iltifat mı hakaret mi belli olmayan kelimeler
'kral' kelimesidir kesinlikle.
ya enayi anlamına gelir ya da gerçekten 'kral' anlamında kullanılır.
ya enayi anlamına gelir ya da gerçekten 'kral' anlamında kullanılır.
devamını gör...
gizli müfredat
ders dışı etkinlikleri içine alan, yazılı olmayan ve öğrenenlerin bu konuda açıkça bilgilendirilmediği bir kavramdır/müfredattır. ders kitaplarında olmadığı için çocuklar gözlem yaparak kolayca öğrenir fakat ne yazık ki sadece iyi şeyleri değil, olumsuz şeyleri de öğrenirler.
örneğin:
-konuşmadan önce parmak kaldırmak,
-başkaları konuşurken konuşmamak.
-başka bir ülkenin tarihini düşmanca değerlendirmek.
örneğin:
-konuşmadan önce parmak kaldırmak,
-başkaları konuşurken konuşmamak.
-başka bir ülkenin tarihini düşmanca değerlendirmek.
devamını gör...
oruç tutan ateist
allahtan korkamayan ailesinden korkuyor diyen olmuş. ateistler bir tanrının varlığına inanmıyor dolayısıyla onlara göre olmayan bir şeyden neden korksun? aile meselesine gelince bazı aileler çocuklarına zorla din dayatması yapıyor tehdit eden bile var. hal böyle olunca da inanmadığı bir dinin ritüelini yapmak zorunda kalabiliyor bazıları. siz müslümanlar saygı istiyorsunuz ama sizden farklı inanca sahip olanlara saygı göstermiyorsunuz. bu şekilde yaparak bir yere varamazsınız.
devamını gör...


