öldüğü zaman herkesin üzüleceği ünlü
sezen aksu. haluk levent acil.
devamını gör...
didem madak sözleri
tehlikeli sayılmam artık.
kalbimi kalın bir kitabın arasında kuruttum.
onu orada
beş parmaklı bir çınar yaprağı gibi unuttum.
kalbimi kalın bir kitabın arasında kuruttum.
onu orada
beş parmaklı bir çınar yaprağı gibi unuttum.
devamını gör...
cem karaca şarkılarındaki ölümcül cümleler
işte geldik gidiyoruz bilinmez bir diyara
eskiden karpuz idik şimdi döndük biz hıyara.
eskiden karpuz idik şimdi döndük biz hıyara.
devamını gör...
beğeni alınca mutlu olan yazar
yenir ki o.
minnoş.
minnoş.
devamını gör...
oblomovluk
hazır kalkmışken bana da su versene.
devamını gör...
sözlük yazarlarından alınan ilginç mesajlar
gerçek adımla atılmış bir mesaj. adam (bkz: isminin anlamı) başlığından adımı bulmuş. sherlock olsa gerek.
devamını gör...
dolmalık biber
dolma biber diye de anılan ve çok emin olmamakla birlikte dolmada kullanılması dışında gastronomi aleminde çok da ciddiye alınmayan ve bana bir çocukluk travması yaşatmış olan bir karikatürün yardımcı oyuncusu olan biber çeşididir.
biber dolmasını severim, o çok ayrı bir konu. sevmek biraz iddialı bir duygu oldu. şöyle düzelteyim önüme konursa homurdanmadan yerim. kesinlikle pırasaya verdiğim saldırgan tepkiyi vermem kendisine. olmasa da aramam. biber dolması olsa da yesek sözünü ilk kez şimdi kullanmış oldum mesela.
dünyanın en saçma çocukluk travmalarını yaşamış biri olarak bana hiçbir travma akıldışı ya da mantığa aykırı gelmiyor. sonuçta bu dünyada kaç kişi dolmalık biber yüzünden travma geçirmiş olabilir ki. hayal gücü doğru ellerde mükemmel bir yaratıcı güç olabilirken bazı insanlarda kişinin kendine yönelmiş bir silaha dönüşebilir.
travmaya neden olan karikatürü bir türlü bulamadım internette çünkü üzerinden çok uzun bir zaman geçti. konusu şöyle idi; bir gün evin babası tıraş olup eve geldiğinde kafasının üzerinde dolmalık biberlerin ucu gibi bir çıkıntı belirir. bunun ne olduğunu soran eşine ise berberin saçlarını biraz fazla kısalttığını, artık bu sırrını saklayamayacağını söyler. sonra da yukarıdaki saptan tutup üzerindeki kabuğu soyar ve aslında kendisinin bir dolmalık biber olduğunu söyler.
belki de dünyanın en saçma karikatürü ama ben bu karikatürü okuduğum zaman 6 yaşında idim. o günden sonra babam ne zaman saç tıraşı olup eve gelse bir yolunu bulup kafasının üstüne bakmaya çalıştım. kapıdan girince babamın tıraş olduğunu anladığım an içimde bir korku başlıyordu her seferinde “ya babam dolmalık biberse” diye.
bu korkuyu atlattığımı sanıyorum ama hala berbere gidince üstleri fazla kısaltmamasını söylüyorum. her zaman tedbirli olmakta fayda var.
biber dolmasını severim, o çok ayrı bir konu. sevmek biraz iddialı bir duygu oldu. şöyle düzelteyim önüme konursa homurdanmadan yerim. kesinlikle pırasaya verdiğim saldırgan tepkiyi vermem kendisine. olmasa da aramam. biber dolması olsa da yesek sözünü ilk kez şimdi kullanmış oldum mesela.
dünyanın en saçma çocukluk travmalarını yaşamış biri olarak bana hiçbir travma akıldışı ya da mantığa aykırı gelmiyor. sonuçta bu dünyada kaç kişi dolmalık biber yüzünden travma geçirmiş olabilir ki. hayal gücü doğru ellerde mükemmel bir yaratıcı güç olabilirken bazı insanlarda kişinin kendine yönelmiş bir silaha dönüşebilir.
travmaya neden olan karikatürü bir türlü bulamadım internette çünkü üzerinden çok uzun bir zaman geçti. konusu şöyle idi; bir gün evin babası tıraş olup eve geldiğinde kafasının üzerinde dolmalık biberlerin ucu gibi bir çıkıntı belirir. bunun ne olduğunu soran eşine ise berberin saçlarını biraz fazla kısalttığını, artık bu sırrını saklayamayacağını söyler. sonra da yukarıdaki saptan tutup üzerindeki kabuğu soyar ve aslında kendisinin bir dolmalık biber olduğunu söyler.
belki de dünyanın en saçma karikatürü ama ben bu karikatürü okuduğum zaman 6 yaşında idim. o günden sonra babam ne zaman saç tıraşı olup eve gelse bir yolunu bulup kafasının üstüne bakmaya çalıştım. kapıdan girince babamın tıraş olduğunu anladığım an içimde bir korku başlıyordu her seferinde “ya babam dolmalık biberse” diye.
bu korkuyu atlattığımı sanıyorum ama hala berbere gidince üstleri fazla kısaltmamasını söylüyorum. her zaman tedbirli olmakta fayda var.
devamını gör...
nilometre
eski mısır'da nil kıyısındaki topraklarda tarım yapılıyormuş ancak nil nehri yılın belirli dönemlerinde taştığı için bu tarlalar büyük zarar görüyormuş. mısırlılar, bu taşkınlardan en az seviyede etkilenmek için nehrin su seviyesini izlemeye başlamışlar. bunun için bir araç geliştirmişler. bu araç, üzeri çizgilerle bölmelere ayrılmış mermer bir sütün. su, sütunun üzerinde belli bir konuma ulaştığında taşkın zamanının yaklaştığını anlıyorlarmış. ilk kez nil nehri'nde kullanılmak üzere geliştirildiği için bu araca, nehrin isminden esinlenilerek nilometre denilmiş.
ayrıca ilginç bir bilgi. eski mısır'da yıllık ödenecek vergiler nilometredeki su seviyesine bakılarak belirleniyormuş. vergi, çiftçinin elde ettiği ürün üzerinden alınıyormuş. bu nedenle su seviyesi belli bir seviyenin üzerine çıktığında yani taşkın ne kadar etkili ve yıkıcı ise tarladan buna bağlı az ürün alınacağı için çiftçilerden daha az vergi alınıyormuş.
ayrıca ilginç bir bilgi. eski mısır'da yıllık ödenecek vergiler nilometredeki su seviyesine bakılarak belirleniyormuş. vergi, çiftçinin elde ettiği ürün üzerinden alınıyormuş. bu nedenle su seviyesi belli bir seviyenin üzerine çıktığında yani taşkın ne kadar etkili ve yıkıcı ise tarladan buna bağlı az ürün alınacağı için çiftçilerden daha az vergi alınıyormuş.
devamını gör...
geceye nazım hikmet'ten bir şiir bırak
ben
senden önce ölmek isterim.
gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
ben zannetmiyorum bunu.
iyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
toprağa beraber dalacağız.
ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
ben
daha ölümü düşünmüyorum.
ben daha bir çocuk doğuracağım.
hayat taşıyor içimden.
kaynıyor kanım.
yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
ama ölüm de korkutmuyor beni.
yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
içimden bir şey :
belki diyor.
devamını gör...
milyarlarca sperm içinden galip gelmek
milyarlarca sperm içinden bile birinci olamamak...
(bkz: ikizlik)
(bkz: ikizlik)
devamını gör...
kıbrıs çıkarma harekatı
kıbrıs barış harekatı'nın türk deniz kuvvetleri tarafından icra edilen, abd de dahil olmak üzere tüm ülkelerin harp akademilerinde eğitim verdikleri kurmay subay adaylarına ders olarak anlattığı, denizden karaya çıkarma harekatıdır.
amfibi görev grup komutanlığı çıkarma gemileri ile amfibi deniz piyade tugay komutanlığı askerleri tarafından çıkarma yapılmıştır.
standart bir çıkarma harakatında yüzde 70 kayıp* başarılı olarak değerlendirilir. bu nedenle kıbrıs çıkarma harekatı hazırlıkları, istihbarat, istihbarata karşı koyma ve icrası mükemmel olarak nitelenir ve harp akademilerinde ders olarak anlatılır.*
amfibi görev grup komutanlığı çıkarma gemileri ile amfibi deniz piyade tugay komutanlığı askerleri tarafından çıkarma yapılmıştır.
standart bir çıkarma harakatında yüzde 70 kayıp* başarılı olarak değerlendirilir. bu nedenle kıbrıs çıkarma harekatı hazırlıkları, istihbarat, istihbarata karşı koyma ve icrası mükemmel olarak nitelenir ve harp akademilerinde ders olarak anlatılır.*
devamını gör...
iftar davetini geri çevirmeyen ateist
farklı kültürlere ve başkalarının inancına saygı duyan ateisttir. müslüman arkadaşı için önemli olan iftar davetine katılır, masadaki herkes orucunu açana kadar yemeğine başlamaz. iftar kurallarına elinden geldiğince uymaya çalışır. kültürel farkındalığa sahiptir.
iftar davetini geri çevirmeyen hristiyan ve şükran günü yemeğine katılan müslümanla aynı kategoridedir. hepimiz insanız der, bir başkasının değerine saygı gösterir. o geleneğin dua ve ibadet etme dışındaki bölümlerine katılır.
iftar davetini geri çevirmeyen hristiyan ve şükran günü yemeğine katılan müslümanla aynı kategoridedir. hepimiz insanız der, bir başkasının değerine saygı gösterir. o geleneğin dua ve ibadet etme dışındaki bölümlerine katılır.
devamını gör...
pazarda 10 liraya çanta alan varoş kız
bu tipleri ezik görenler, ilkokulda 24 lü faber castel pastel boyası olan çocuğa ağzının suyu aka aka bakıyorlardı muhtemelen.
psikolojik olarak eziklik yaşamayanlar karşısındaki statüyü hiçbir türlü ezik görmüyor.
psikolojik olarak eziklik yaşamayanlar karşısındaki statüyü hiçbir türlü ezik görmüyor.
devamını gör...
kaos futbolu
mehmet demirkol’un türk futbolu için ortaya attığı muhteşem tespitini belirten sözdür.
mehmet demirkol galatasaray lisesi mezunu olmasına rağmen fenerbahçe taraftarı olarak benim gibi bir galatasaray taraftarının bile hayranlığını kazanmıştır. zira bu önemli bir tavırdır.
dünya kupası hakkında yazdığı tae han min guk kitabını pek beğenmesem de genel olarak yazılarını ve fikirlerini takip ettiğim iyi bir spor yazarı ve yorumcusudur mehmet demirkol.
bu tanımlamayı ortaya attığında kendisine ilk tepkiyi fatih terim göstermişti. mehmet demirkol şöyle bir açıklama yaptı fatih hocanın tepkisinden sonra:
bu tanımlamada ‘kaos’ sonsuz kademeli bir presle sahada rakibe oyun kurma şansı vermeden oynamak ama topu aldığında hızla ve ustalıkla kullanabilen bir oyuncu grubuyla rakibi kedere itmeye karşılık geliyordu.
türk futbolunun çoğunlukla uyguladığı sistem buydu ama bu kadar düzenli sayılmazdı.
aslında sözü şöyle de açıklayabiliriz: galatasaray manchester united maçında maç başlar başlamaz 2-0 geri düştüğünde ne hissettikleri hakkında şöyle bir şey söylemişti şu an kaçak olan arif erdem; “ kaybedecek bir şeyimiz yok, bildiğimiz gibi oynayalım dedik.”
bildiğiniz gibi? yani allah ne verdiyse saldırmak. galatasaray o maçta üç gol atarak manchester united gibi bir devi eledi. ama sorun bu değildi.
sorun taktik ve tekniğin türk futbolunda anlamsız olmasıydı. bam bam bam. bilimsel çıkarımlar türk futboluna göre değil, genetiğimize öyle işlenmemiş. biz sıkılıyoruz düzenli işler yaparken.
kaos futbolu dediğimiz de bu. en özet tanım şu olacak aslında. hani takım, halı sahada istediğiniz gibi oynamaz. siz de sinirlenirsiniz ve bir gol daha yiyince santraya topla gidip yanınızdaki arkadaşa topu bana at dersiniz ya. sonra da topu alıp kamikaze gibi rakip savunmanın arasına dalıp düşe kalka ittire kaktıra gol atıp takımı gaza getirirsiniz ya. işte bu olay ve bundan sonra yaşanacak olanlar kaos futboludur.
mehmet demirkol galatasaray lisesi mezunu olmasına rağmen fenerbahçe taraftarı olarak benim gibi bir galatasaray taraftarının bile hayranlığını kazanmıştır. zira bu önemli bir tavırdır.
dünya kupası hakkında yazdığı tae han min guk kitabını pek beğenmesem de genel olarak yazılarını ve fikirlerini takip ettiğim iyi bir spor yazarı ve yorumcusudur mehmet demirkol.
bu tanımlamayı ortaya attığında kendisine ilk tepkiyi fatih terim göstermişti. mehmet demirkol şöyle bir açıklama yaptı fatih hocanın tepkisinden sonra:
bu tanımlamada ‘kaos’ sonsuz kademeli bir presle sahada rakibe oyun kurma şansı vermeden oynamak ama topu aldığında hızla ve ustalıkla kullanabilen bir oyuncu grubuyla rakibi kedere itmeye karşılık geliyordu.
türk futbolunun çoğunlukla uyguladığı sistem buydu ama bu kadar düzenli sayılmazdı.
aslında sözü şöyle de açıklayabiliriz: galatasaray manchester united maçında maç başlar başlamaz 2-0 geri düştüğünde ne hissettikleri hakkında şöyle bir şey söylemişti şu an kaçak olan arif erdem; “ kaybedecek bir şeyimiz yok, bildiğimiz gibi oynayalım dedik.”
bildiğiniz gibi? yani allah ne verdiyse saldırmak. galatasaray o maçta üç gol atarak manchester united gibi bir devi eledi. ama sorun bu değildi.
sorun taktik ve tekniğin türk futbolunda anlamsız olmasıydı. bam bam bam. bilimsel çıkarımlar türk futboluna göre değil, genetiğimize öyle işlenmemiş. biz sıkılıyoruz düzenli işler yaparken.
kaos futbolu dediğimiz de bu. en özet tanım şu olacak aslında. hani takım, halı sahada istediğiniz gibi oynamaz. siz de sinirlenirsiniz ve bir gol daha yiyince santraya topla gidip yanınızdaki arkadaşa topu bana at dersiniz ya. sonra da topu alıp kamikaze gibi rakip savunmanın arasına dalıp düşe kalka ittire kaktıra gol atıp takımı gaza getirirsiniz ya. işte bu olay ve bundan sonra yaşanacak olanlar kaos futboludur.
devamını gör...
şu yaşa kadar hiç yapılmayan şeyler
sigara içmek.
devamını gör...
yazarların normal sözlük’te yazma nedenleri
çünkü yeni bir kan, yeni bir heyecandır.
devamını gör...
sakalın kadınlara zarar vermesi
doğrudur.
kadınlar düzenli aralıklarla tıraş olmalılardır.
kadınlar düzenli aralıklarla tıraş olmalılardır.
devamını gör...
ben dili
iletişim 101 dersi niteliğinde bir özet;
yapılan eylem + hissedilen duygu + nasıl yapılmalıydı
örnek;
* yoldaş, sözlüğü katarlılara satman beni üzdü. paradan biraz koklatmanı beklerdim.
* kızım/oğlum bu yaptığın haraketle beni üzüyorsun ağlamadan söyle olur mu?
yapılan eylem + hissedilen duygu + nasıl yapılmalıydı
örnek;
* yoldaş, sözlüğü katarlılara satman beni üzdü. paradan biraz koklatmanı beklerdim.
* kızım/oğlum bu yaptığın haraketle beni üzüyorsun ağlamadan söyle olur mu?
devamını gör...

