kimliğinizi kimsenin bilmediği bir yerde hakkınızda yazılan şeylere bu kadar çok önem vermemeniz gerektiğini düşündüğümden, çok umurumda olmayacak özelliktir.
devamını gör...

hint okyanusu'nda bulunan, 1192 ada üzerine kurulmuş olan turistik ülke.
devamını gör...

devamını gör...

başta #291690 tanımındaki çizimleri ile beğenileri toplayan bir ressam. dünya şampiyonu formula 1 pilotu gibi geldi sözlüğe. ileriki aylarda portakallı içerik cennetinin değişmez yazarı olması muhtemel.
özgün yazıları ile gelir gelmez hayran toplayan kimsesizlerinkimiraikkonen, takibindeyiz.
devamını gör...


en eskilerden başlayıp, likurg, solon, muhammed, napolyon ve sonrakilerle sürüp giden insanlığın tüm kurucularının, yasa koyucularının, başka hiçbir nedenle değilse bile, yalnızca yeni yasalar koydukları, böylece de toplumun kutsal saydığı, babadan kalma eski yasaları çiğnedikleri için, ayrımsız hepsi birer suçluydular. doğaldır ki, bunların hepsi amaçlarına yardımı olacağına inandıkları anda kan dökmede (hatta bazen eski yasalara bağlılık duymaktan başka hiçbir suçu olmayan, tümüyle suçsuz insanların kanını dökmede) duraksamamışlardır. hatta çok ilginçtir: bu iyiliksever, bu kurucu, yasa koyucu insanların çoğu büyük birer kan dökücüdür.

adalet duygularıyla davranışını meşrulaştırarak suç işleyen raskolnikov'un başından geçenleri anlatan dostoyevski romanı.

birçokları gibi ilkokulda okudum. büyük kayıp... siz siz olun, klasiklerin kısaltılmış versiyonlarını okumayın, okutturmayın. edebi olarak sizi besliyor olsa da, birçok detayı ve anlatımı kaçırıyorsunuz; yani klasiği klasik yapan edebiyat unsurlarını.
devamını gör...

insanların bu dünyadan gelmediklerini öne süren ellis silver kitabı.

güneşin gözlerimizi acıtması,
kürk benzeri yapılara sahip olmadığımız için güneşin zararlı ışınlarından bizzat korunamamamız,
yer çekimi yüzünden sırt ağrıları çekmemiz,
doğada başka hiçbir canlıda bulunmayan genler taşımamız,
doğaya diğer canlılara nazaran daha geç ayak uydurmamız, (kürk vb.)
dünya ekolojisinin bize uymaması ve bunun sonucunda geliştirdiğimiz hastalıklar, (astım, ateş vb.),
bu dünyaya ait değilmiş gibi hissetme, depresyon vb. ruh halleri, psikolojik problemler
insanların, kalan canlılardan daha erken -gelişmemiş- şekilde doğmaları
dini inanışların ve efsanelerin çoğunda insanın dünya dışı bir yerden dünyaya gönderilmesi

gibi farklı açılardan bu konuyu ele almaktadır. şahsi fikrim bazı düşüncelerin mantıklı gelebilecek kadar yaratıcı olması ama bazıları da absürt bir bilimsel espri gibi. o yüzden tam olarak değerlendiremedim kitap. ait olunan dünyada hastalıksız, besin zincirinin üstünde kalabilen, en güçlü, en çok korkulan, en iyi adapte olmuş ve hiçbir sorunu olmayan canlılar olmamızı bekliyor gibi.

güneşin zarar verdiği tek canlının insan olmaması, yaşadığı bölgeye adaptasyon sağlamış hayvanların bir kısmında kürk benzeri yapılar görülmesi, sırt ağrılarının dört ayak üzerinden iki ayak üzerine kalkmış omurganın vücut ağırlığını var olandan farklı bir yük olarak taşımasından kaynaklanması vb. bir sürü olay ile çürütülebilir bu varsayımlar.

en dikkat çeken ve doğruya yakın olan ''diğer canlılara nazaran gelişmemiş doğmak'' maddesini de sapiens kitabında yuval noah harari tarafından güzel bir şekilde açıklanmaya çalışılmıştır. gelişen insan vücuduyla birlikte büyüyen kafa doğum esnasında anneyi de çocuğu da öldürmeye başladığından, erken doğumlar -tam gelişmemiş bebekler- hayatta kalarak popülasyondaki adaptasyonu sağlayarak sıklıklarını arttırmıştır kitapta yazılanlara göre. yani evet, doğar doğmaz ayaklanabilen zebra, at gibi hayvanların aksine insan daha gelişmemiş, yardıma muhtaç bir şekilde doğmaktadır fakat bunun da sebebi evrimsel gelişimdir.

bunlar dışında karbondioksite verdiğimiz tepki, aşırı popülasyon, rh - (negatif) kanın kaynağının bilinmemesi, aşırı etkili yaşlanmamız, cinsiyet problemlerimiz, kafatası şeklimiz gibi daha farklı fikirleri de vardır bu kitabın içinde. ilgilenen ya da böyle teorileri seven kişiler için okunmasını önerebileceğim kitaptır.
devamını gör...

çok okuyup çok çalıştıkları için değil, çok riskli bir iş yaptıkları için artırılması gereken paradır.
devamını gör...

1838-1932 yılları arasında yaşamış, norveçli natüralist ressam.
tanıma devam etmeden önce bir eserini iliştirmek isterim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel late in the day (1893)
önce ben bu tabloyu analog makineyle çekilmiş bir fotoğraf sandım ama değil kendisi bir tablo. çok hoş değil mi?
kopenhag ve düsseldorf'ta eğitim alan ressam uzun süre seyahat etmiş ve özellikle norveç'i dolaşmış. tablolarını neredeyse her yıl sergileyerek ressamlıkla geçimini sağlamış.
kendisi norveç'in ilk natüralist ressamı olarak biliniyor. tablolarında norveç manzaralarını,
sakin deniz ve üzerinde süzülen gemileri fra fjorden (1892),
dağlar ve köy manzaralarını farm (1879),
doğanın en güzel hallerini görüyoruz hylandsfossen, vinje, telemark (1893).
tablolarında doğanın sakinliğini hissedebildiğim için eserlerini sevdiğim bir ressam.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel aftenstemning (1878)

tüm eserlerini incelemek isterseniz buradan
kaynak
devamını gör...

- mavi gözlüler her şeyi mavi mi görüyor?

- sen her şeyi kahverengi mi görüyorsun? karşı sorusuyla çözülebiliyor bu problem.

yalnız vücudunuzun herhangi bir yerindeki beni görüp "bu ne?" dediklerinde işler sarpa sarabiliyor. zira öğrendiğini zannedip onun benini işaret ederek "neymiş bu?" dediğinizde "sen" cevabını alabiliyorsunuz.
devamını gör...

olmuşum. beni siz var ettiniz*.
devamını gör...

an itibariyle istanbul...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

az önce bir araştırma konusunda denk gelip yazılarını okuduğum başlıktır.
nevşehir'in 18 km kuzeyinde olan avanos'un antik dönemdeki adı venessa'dır. çok sayıda çanak çömlek atölyesi bulunan ilçede seramik yapım geleneği hititlerden beri süregelmektedir. kızılırmak'ın getirdiği kırmızı toprak ve milden elde edilen seramik çamuru, avanoslu seramik sanatçılarının elinde şekil almaktadır.
çömlekçilik:avanos'ta da hititler'den beri çarkla çanak-çömlek yapıldığı bilinmektedir.bu el sanatı kavimden kavime,babadan oğula geçerek günümüze kadar gelmiştir.
özellikleri:ürgüp, göreme gibi kapadokya’nın üç turistik merkezinden biri olan avanos’un orta yerinden akan nice bilinmeyene sırdaş kızılırmak, tüflü kızıl toprağını asırlardır bir hediye gibi geçtiği yerlere bırakırken, aslında bir sanatın doğmasına da vesile olmuş. bu kırmızı toprak ve mil karışımıyla elde edilen seramik hamuruna avanoslu sanatçıların el emeği göz nuru değmiş ve dünyada nevşehir avanos çömlekleri denilince akla gelen bir yer haline getirmiş.

yapım teknikleri

1.çömlek hamurunun hazırlanması: avanos dağları’nın eteklerinden ve kızılırmak yataklarından toplanan yağlı ve yumuşak kil toprak, elendikten sonra suyla yoğurularak önce hamur haline getiriliyor. hamurun kullanıma hazır hale gelmesi için 1 hafta kadar bekletilmesi gerekiyor. yapılacak avanos çömleklerinin cinsine göre hamurun özellikleri de değişiyor. toprağın sertliği veya yumuşaklığıyla, içerdiği silisin pişirme ısısına tepkisi hamurun niteliğini belirliyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
2.hamura şekil verme aşamasında: birkaç yöntem uygulanıyor. seri üretim ve çok parça çanak çömlek üretimini hızlandırmak için tabak gibi düz parçalar çark yerine, çarka eşdeğer bir makineyle şekillendirilebiliyor. ya da paris sıvası da denilen kalıp yöntemi uygulanıyor ki, sıvı hamur alçılı kalıplara doldurulup katılaşması bekleniyor.çömlekçi ustası özenle hazırladığı hamuru ayaklarıyla vurarak hızlandırdığı çarkına yapıştırdığı anda görsel şölen başlıyor. usta önce elleriyle hamura bastırarak, sonra başparmaklarıyla tam merkezden bastırıp içini boşaltarak hamuru bir forma sokuyor, son aşamada ise yarım ay şeklindeki metal parçayla karın oluşturup çömleğe dönüştürüyor. erbap elinden çıkan bir avanos çömleğinin yapımının tornada incelip yükselerek 4- 5 dakika sürüyor ama bazen elinize aldığınız ufak bir kasenin yapımı boyaması ve işlenmesiyle günlerce de sürebiliyor.
hamur ayakla döndürülen çark tezgahlarda şekillenirken, günümüzde elektrikle dönen çarklar da yaygın olarak kullanılıyor. avanos’ta çömlek yapım atölyelerine halk arasında ‘işlik’ ya da ‘çanakhane’ deniyor. işliklerin en önemli özelliklerinden biri ise toprak zeminli ve ışık almayan mekanlar olması. ve bu mekanlar genellikle kayalara oyulmuş mağaralar.

3. zırhlama ve perdahlama:şekil verilen avanos çömleklerinin kurutmaya geçmeden üstünün boyanmasına ve süslenmesine kapadokya’da ‘zırhlama’ deniyor. zırhlama yapıldıktan sonra çömlekler deri sertliği kıvamına gelene kadar 2 gün bekletiliyor. hamur henüz tam kurumamışken yüzeyinin parlatılmasına ise ‘perdahlama’ deniliyor ki, bu işlem sacdan bir aletle (masat) yapılıyor.

4.kurutma:çömleklerin 20 dakika güneşe çıkarılması nemin atılmasını sağlıyor. eğer güneş yoksa ‘yanalak’ da denilen işlik odalarında bir gün bekletiliyor. kulplu bir ürün ise kulpları takılıyor ve pişirme sürecine geçiliyor.
pişirme ve sırlama:avanos çömleklerinin kullanıma hazır hale gelmeden önce son aşaması fırınlanması ve sırlanması. kuruyan ürünler geniş küvetlere yerleştirilip ev eşyası olarak tasarlanmışsa 1.000°c’de, su geçirmez daha sert kaplar ise 1.400°c’ye varan ısılarda 1-3 gün arasında pişiriliyor ve fırın soğuyuncaya kadar da içinde bekletiliyor.
sırlama işlemini yapmadan önce ise toz kıvamında sır, inceltilmiş çakmaktaşı, kurşun oksit, feldispat gibi camsı maddeler suyla karıştırılarak sır eriyiği hazırlanıyor. pişmiş çömlekler bu eriyiğin içine daldırılarak tekrar fırınlanıyor ve çömleklerin yüzeyinde camsı bir görünüm de bu şekilde sağlanıyor.

turizm açısından
avanos’da çanak-çömleğinin kızılırmak kili kullanılmasından öte farklılıkları %50’sinin geleneksel yöntemlerle yapılması ve yerinden pazarlanmasıdır. üretim biçiminin yanısıra avanos’da çömlek atölyelerini farklılaştıran bir başka unsur da depolama, sergileme hatta ulusal ve uluslararası pazarlara yapılan toptan satışlar ile perakende satışların, üretimin yapıldığı mekânlarda yapılmasıdır. bunun bir nedeni avanos’da çömlek atölyelerinin ilk olarak yerleşme merkezinde kayadan oyma hacimlerde başlamış olmasıdır. bu kayadan oyma odaların bir ya da birkaçında geleneksel yöntemlerle ve babadan oğula geçen, usta-çırak ilişkisi içindeki üretim yıllar içinde süreklilik kazanmış ve aile işletmesi olarak gelişmiştir. geleneksel yöntemle yapılan üretimin sergi ve satışlarının özellikle bu ev atölyelerde yapılması turizm açısından daha özgün bir fizik mekan yapısı oluşturduğundan farklı bir yere taşınma gereği duyulmamıştır. üretimin artması ve yeni alanlara ihtiyaç duyulması halinde kayadan oyma mekanlarda tüf malzemesinin kazılmasıyla oda sayıları arttırılabildiğinden üretim yerleri ailelerin yaşadıkları evlerin önemli bir parçası haline gelmiştir. günümüzde özellikle avanos’un merkezinde yer alan bu konut atölyeler aynı zamanda sergi niteliği taşımakta ve neredeyse haftanın yedi günü çanak-çömlek üretimi, yerleşmeyi ziyaret edenlerin izleyebildikleri bir gösteriye dönüşerek devam etmektedir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
avanos çömlekçiliğinin, fiziki mekan nitelikleri, sosyal, kültürel ekonomik yapısı, kısaca sahip olduğu kimlik bağlamında ülke bütününde önemli bir turizm bölgesi olduğu ve turizm açısından önemli bir el sanatı olduğunu düşünüyorum. zahmetli yapım tekniği ve el ustalığı ile yapılan çömleklerin ülkemizdeki önemini ve konumunu korumamız gerektiğini belirtmek istiyorum. ülke ekonomisi ,kültür ve turizm aktarımı, kendine has el işçiliği ile önemli bir konuma sahip olan avanos çömlekçiliği yapılan festivaller, gezi turları, sergi ve atölyeler ile devamlılığını sürdürmeye çalışıyor. turistlerin avanos yerleşim yerinde sürekli yaşamaları ya da sıklıkla ziyarete gelmeleri bölgenin ve avanos yerleşmesinin kültürel çeşitliliğine, ekonomik olarak zenginleşmesine, ve en önemlisi de bölgenin istihdam olanaklarının artmasına neden olmuştur. bir sonraki yıllara aktarımı ve devamlılığı böylelikle devam edecektir.
turizm açısından dikkat çeken “uluslararası avanos turizm ve el sanatları festivali” düzenleniyormuş bu *ek bilgiyi de eklemek isterim.
devamını gör...

gözleri kaybetmek. görme yetisini kaybedip karanlığa mahkum olmak.
görme engelli olmak, ölmek dışında daha kötü ve hatta ölmekten de beter bir durum.
allah, hiçbirimizi ve yakınımızı aydınlıktan mahrum etmesin.
devamını gör...

"aldattın mı? " şarkısından sonra "aldattım. " şarkısını yayınlayacak kadar alfa aynı zamanda her sene grubun yaş ortalamasına göre sırayla bir yaşa şarkı yazan müthiş grup.
(bkz: #23)
(bkz: #24)
devamını gör...

sarılırım birine adlı şarkı başta olmak üzere şarkılarını severek dinlediğim grup.
devamını gör...

klişeleşmiş hikayelerle dolu bir yerdir. türk yazarlar arasında en revaçta kitaplarda iyi bir meslekte çalışan -özellikle devlet memuru vs.- kötü ve gaddar bir erkek karaktere aşık olan kız karakterleri ana kahraman olarak kullananlara sıklıkla rastlanır.
devamını gör...


şubat, ocaktan çok daha iyi. mart da şubattan daha iyi. nisan marttan zaten çok iyi olacak.


bir fark göremiyorum. siz yine de dikkat edin. temmuzda her şeye zam gelebilir.
devamını gör...

bensiz de hayatını ve olursa çocuğumuzun hayatını idare edebilmeli.
zeki, üretken ve neşeli olmalı, terbiyeli ve ahlaklı olmalı. çocuğumuzu eğiteceğiz sonuçta. bu yüzden donanımlı da olmalı.
hayvanlar onu sevmeli. hayvanların sevdiği insanlardan çoğu zaman zarar gelmez.
devamını gör...

gayet zarif sayılabilecek bir harekettir. gerekirse ellerimde çiçekler kapısında sırılsıklam da olurum.

hep erkekler mi kadınlara çiçek alacakmış canım.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim