bugün kendisinin doğum günüüüüü!!!!!!!!*
canım benim; iyi ki doğdun, iyi ki varsın!!!

bende yeri ayrı olan bir yazardır. sözlük dışında da her türlü dırdırıma katlanır. çok sabırlıdır.* şansımıza ortaokulu da liseyi de aynı sınıfta okuduk. bence mükemmel bir olay. acısıyla tatlısıyla bir sürü şey yaşadık. yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmedi diyebilirim yani. duygulandım bak, ağlayacağım şimdi.*
neyse...

umarım çok güzell bir yaş geçirirsin.
umarım karşına senin gibi güzel insanlar çıkar.*

seviyorum seni güzelim.*
*
son olarak da bu şarkı benden size gelsinn.*


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

önceki günlerde alınan ancak bir şekilde tüketilemeyen ekmekleri değerlendirmek için pek kıymetli annelerimizin başvurduğu yöntemlerden birisi. ekmeği değerlendirmek için akla onca yöntem gelirken “ben seviyorum ya” deyip tüm ev ahalisini o sevgiye boğmak da garip oluyor.*

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bağda gecenin güzelliği
devamını gör...

ağzında sigara varken başka seylerle ugraşan erkek.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

nazım hikmet'in bir kısmını kendi, kalanını sevdiği kadın vera'nın ağzından yazdığı şiiri. nazım'ın orhan kemal'e bir önerisinin örneği de bu şiirde mevcuttur. nazım, kemal'e bir mektubunda hem şiir hem de düzyazıda anlamı noktalama işaretlerinin insafına bırakmamasını, metinde noktalama işaretleri olmasa da aynı anlamın çıkabileceği şekilde kurmasını önermiştir. bu şiirinde de tavsiye ettiği gibi, anlamı noktalama işaretlerine teslim etmemiştir. dizelerdeki ses uyumunun ustalığı genç şairlere örnek olabilecek nitelikte öğreticidir.

nazım, önce ben öleceğim, sen de ölünce yanıma gelirsin derken vera ise ben daha ölümü düşünmüyorum diyerek başlar söze. nazım ocağın başındaki kavanozdan savrulacak, içinde bir tohum filizlenecek küllerini anlatırken vera daha bir çocuk doğuracaktır, hayat taşar içinden!

nazım, vera ile çöplükte açmış bir bitkinin iki çiçeğiyken, vera nazım'ın hapisten çıkma ihtimaline belki verir.
devamını gör...

sakin olmam gereken bir anda heyecanlı, gerçekten heyecan yapmam gereken bir anda buz gibi soğukkanlı olabiliyorum. buda insanların "la sen ne garip bir varlıksın" şeklinde tepkilerine bazen yol açabiliyor.
devamını gör...

...hala bekliyor musun?
beklemek şimdi hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız
peki ya umut?... cem adrianın herkes gider mi şarkısından. bazen hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söyleriz.
devamını gör...

yalnız bu istatistiğe yansıyanlar, cinsiyet belirten yazarlar.
devamını gör...

fırtınayı görmeden nereden bileceksin ne kadar dayanıklısın?
bırak bi sarssın seni,
yere düş, hatta savrul,
köklerini oynatsın yerinden,
gör bi bakalım ne kadar sağlam kalacaksın?
sonra toparlanırsın yeniden.
ama baştan teslim olursan alır istediği yere götürür seni,
tam da yapmak istediği gibi...
izin verecek misin sahi?
devamını gör...

hayat.
devamını gör...

hayata bakışa göre, yaşla artabilen insanlardır.
geçilmeyen insanlardır.
kimseye o insanları ile gelmeyin.
devamını gör...

köyün tek öğretmeni olan babam; sabah erkenden kalkar ,okula gider,sobayı yakar ,okulun kapısında öğrencileri beklerdi.o zamanlar üç dört yaşlarında olan ben ve kardeşim de uyanır uyanmaz okula koşar babamla birlikte öğrencileri beklemeye koyulurduk.zira lojmanda kalıyorduk, evimiz okulun bahçesindeydi ve o okul en çok bizimdi.

birazdan ellerinde yakacak odunlarla öğrenciler görünürdü bahçe kapısında.mavinin her tonunda önlükleriyle köy çocukları.kimisinin küçülmüş,kimisinin solmuş,kimisinin güneş'ten mora çalan önlükleri vardı üzerlerinde.coğunun önlüğünün sağında solunda soba yanığı izler ...son ana bırakılan kurutma telaşı ya da ısınma çabası neticesinde ateşe yenik düşmüş gazi önlüklerdi bunlar.

babam günaydın'a,iyi aksamlar'a falan çok önem verirdi.o yüzden sınıf kapısında parola söyler gibi 'günaydın' der öyle geçerdi çocuklar içeri.

okulda tek sınıf vardı.tüm öğrenciler aynı yerde eğitim görürdü.

babam "birler şu fişi yazsın,ikiler resim cizsin,üçler sessiz okuma çalışması yapsın,dörtler şiiri defterine yazsın, beşler problemleri çözsün "şeklinde ders işlerdi.kardeşim ve ben de sınıfta dolaşır, çoğu kardeş ya da akraba olan çocuklar arasında silgi taşırdık ondan ona.ben küçülen tebeşirlerle tahtanın köşesine çiçekler çizmeye bayılırdım.

bu şekilde geçen bir kaç yılın ardından benim de birlerin sırasına oturma vaktim gelmişti.kardeşimin ise daha iki yılı vardı.ben sıkıcı fişleri deftere geçirirken çaktırmadan ortalıkta dolaşan kardeşimi izler, içimden okumak hiç eğlenceli değilmiş diye geçirirdim.ama akşam eve gidince kardeşime uyuyana kadar birinci sınıfın nasıl güzel,nasıl keyifli olduğunu anlatırdım.nasıl abartarak anlattıysam çocuk altı yaşında okula başladı.

o günleri düşündüğümde aklıma diğer öğrencilerden babamı kıskandığım,babamın ilgisini kazanmak için çok emek sarf ettiğim,sadece kendi sınıfımı değil diğer sınıfları da dinleyerek en iyi olmaya çalıştığım ve çok uğraşmama /içimden defalarca tekrar etmeme rağmen babama "öğretmenim"diyemeyişim gelir.

şimdi ise artık emekli olmuş babama baktıkça onun ne kadar iyi bir öğretmen olduğunu hatırlarım ama hala bütün "öğretmenim"ler "baba"sözcüğünün içinde saklı.
devamını gör...

devamını gör...

muhtemelen "azimle hesap acan, sözlüge girer" mottosunu benimsemis bir arkadastir kendisi. yalniz su var ki, 11 kere hesap acmak demek 11 degisik email adresi de acmak demektir. hic mi usenmedin dogukan?
devamını gör...

fazladan içsel yükleme yapmaktan kaynaklanır. olayları olduğundan büyük görmek, basit bir hatayı bile kabullenememek, düşünmeyi durduramamak bu mutsuzluğun sebepleri arasındadır.
devamını gör...

sevgili erkekler edward cullen ayağına gizemli olmaya çalışmaktan vazgeçip düşündüğünüz her şeyi bizimle paylaşınca emin olun daha çekici oluyorsunuz.
devamını gör...

annesini ve karısını ortalığa meze etmeyi seven gevşek insanların kullandığı bir yemin şeklidir.
devamını gör...

bilerek herkese düşük not veren hocaya sınıfın ortasında bağır çağır itiraz etmem ve sonucunda hocanın "aferin hakkını hep böyle savun" diyerek sadece benim sözlü notumu 100 yapması..
devamını gör...

gerçek ismi aleksandr aleksandroviç blok olan, rusya'nın en ünlü sembolist timsallerinden olan şairdir. 1880 yılında, üst tabakaya mensup bir çocuk olarak dünyaya gelen blok, hukuk profesörü bir babanın ve döneminin st. petersburg üniversitesi rektörünün kızı olan, kültürlü bir yazar olan annenin oğlu idi. annesi ve babası yollarını ayırdıktan sonra ise st. petersburg üniversitesi rektörü olan büyük dedesi andrey beketov'un köşkünde kaldı.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
nitekim, kültürlü ve seçkin bir ortamda yetişen blok'un edebi kişiliği de küçük yaşlardan itibaren gelişmeye başladı. ilk şiir denemelerine beş yaşında iken atıldı. küçüklüğünden gençliğine kadar bilhassa aleksandr puşkin gibi romantik şairlerden, ve vladimir solovyov'un temsil ettiği mistisizm fikirlerinden etkilendi. şiirlerinde sık sık; aşk, doğa, gizem, özgürlük ögelerini kullandı, çoşkulu ve heyecanlı bir anlatımı benimsedi. bu bahsettiklerime istinaden, kendisine ait olduğunu bildiğim az miktarda şiirden en sevdiğimi bırakıyorum:


ah! manyakça yaşamak istiyorum!
her anı ebedileştirmeyi
adsızı insanlaştırmayı
gerçekleşmeyeni gerçekleştirmeyi

hayatın ağır uykusu beni boğadursun
bu rüyada hep nefessiz kalayım-
belki şen şakrak bir genç
hakkımda şöyle der gelecekte:

hüznünü affedelim -kim bilir
belki bu onun gizli motoruydu.
tamamı şefkat ve aydınlığın çocuğu o,
ve her şeyiyle özgürlüğün galebe çalışı!

çeviri: burhan deniz


ama en çok da aleksandr blok'un bozkır kavimleri tarihçiliğine dair yaptığı katkıdan bahsetmek istiyorum.belki farkındalıkla, belki farkında olmadan yaptığı katkıyı:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

20. yüzyılın ilk çeyreğinde, ukrayna bozkırlarında günyüzüne çıkarılmış iskit kurganlarına olan yöneliğin ilginin artmasında bu şairimizin rolü çok büyük olmuştur. at üzerinde yaylarla savaşan, altından yaptıkları muhteşem güzellikteki sanat eserleri ve gür sakallarıyla meşhur bu toplum hakkındaki teorilerin yoğunlaştığı bir dönemde "iskitler" adlı şiirini yazdı. alman tarihçilerın aryan kavmi, türk tarihçilerinin turan kavmi olarak gördüğü bu kavmi, rusların ve marksist tarihçilerin lehine en çok o benimsedi. iskitleri rusların atası olarak bellediği şiiri rusya'da çok büyük ses getirdi:


siz milyonlarsınız. biz kıyamet kadar,
deneyin savaşmayı bizle!
iskitleriz! serde asyalılık var,
bu çekik ve bu aç gözlerimizle!

size yüzyıl, bize saat, ne denir,
boynu bükük köle gibiyiz,
moğol’la avrupa arasında bir
büyük kalkan oluşturduk işte biz!

yüzyıllar tav verdi ocağınıza,
önünü kesti yıldırımın,
vahşi masal oldu batışı size
hem lizbon’un ve hem de messina’nın!

yüzyıllarca baktınız doğu’ya siz,
eritip incilerimizi,
kem sözler edip hedef bellediniz
o top namlularınız için bizi!
...
devamını gör...

yönetmenliğini ve baş rölünü barış atay'ın yaptığı 2015 yapımı festival, drama filmi.
oldukça başarılı.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim