bizans askeri
türk kahramanlık filmlerinde bolca karşımıza çıkan ve ölmek için gönüllü olan askerdir.
çok ayırt edici özellikleri vardır. bir bizans askerini bir kilometreden tanıyabilirsiniz. özelliklerini şöyle özetleyebiliriz:
bizans askeri asla giyimine kuşamına önem vermez, genelde üzerine bol gelen kıyafetlerle kahramanın üzerine paytak paytak koşar ve giydiği kıyafetin üzerinde asla simetrik durmayan bir kaç işareti vardır. kafasına taktığı kask ise sanki onu korumak için değil de görüş açısını engellemek ve daha kolay öldürülmesini sağlamak için tasarlanmıştır.
bizans askeri bireysellikten çok uzaktır, genelde kalabalık bir ekibin parçası olur ve onlarca arkadaşı ölürken asla kendi ölümünü düşünmez. tek başına gezinen bir bizans askeri görmek cesur olmayan bir türk cengaver görmek kadar zordur.
yerli yersiz güler. bazen o kadar güler ki sanki acıyı bal eylemiştir. bahsettiğim şey gülümseme değildir, dolu dolu bir kahkahadır. gören de zanneder ki kara murat birazdan bir tokatla ölümüne neden olmayacak.
aslında çok kolay ölse de garip ve tarihi bir lazarus tavrı vardır. öldükten birkaç dakika sonra sanki ölümün tadı damağında kalmış gibi koşa koşa yeniden gelir. ölmelere duyamaz.
artık gerekli bilgilere sahip olduğunuza göre bir bizans askeri gördüğünüzde şaşırmayacaksınız.
çok ayırt edici özellikleri vardır. bir bizans askerini bir kilometreden tanıyabilirsiniz. özelliklerini şöyle özetleyebiliriz:
bizans askeri asla giyimine kuşamına önem vermez, genelde üzerine bol gelen kıyafetlerle kahramanın üzerine paytak paytak koşar ve giydiği kıyafetin üzerinde asla simetrik durmayan bir kaç işareti vardır. kafasına taktığı kask ise sanki onu korumak için değil de görüş açısını engellemek ve daha kolay öldürülmesini sağlamak için tasarlanmıştır.
bizans askeri bireysellikten çok uzaktır, genelde kalabalık bir ekibin parçası olur ve onlarca arkadaşı ölürken asla kendi ölümünü düşünmez. tek başına gezinen bir bizans askeri görmek cesur olmayan bir türk cengaver görmek kadar zordur.
yerli yersiz güler. bazen o kadar güler ki sanki acıyı bal eylemiştir. bahsettiğim şey gülümseme değildir, dolu dolu bir kahkahadır. gören de zanneder ki kara murat birazdan bir tokatla ölümüne neden olmayacak.
aslında çok kolay ölse de garip ve tarihi bir lazarus tavrı vardır. öldükten birkaç dakika sonra sanki ölümün tadı damağında kalmış gibi koşa koşa yeniden gelir. ölmelere duyamaz.
artık gerekli bilgilere sahip olduğunuza göre bir bizans askeri gördüğünüzde şaşırmayacaksınız.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
bir oda
köşesinde tek kişilik bir yatak
yatağın üzerinde adam
uyuyor yalnızca
bir rüya görüyor
uzun zamanlar geçiyor
alışıyor bu rüyaya
burada yaşamaya başlıyor
onu bilinci yanıltıyor
uyanınca kötü olacak sanıyor
halbuki koca bir dünya var
o ise bunu bilmiyor
mutlu olmak istiyor
en azından böyle diyor
mutluluk önünde
o gözünü açmıyor
duvarlarda tablolar
gökyüzünde yıldızlar
adam hala uyuyor
mumlar yavaş yavaş eriyor
geceler gündüz oluyor
karanlıklar aydınlık
mesafeler yok
adam gözünü açmıyor
adam açmalı gözünü
görmeli dünyanın yüzünü
tablolar ve yıldızlar
özlüyor gülüşünü....
köşesinde tek kişilik bir yatak
yatağın üzerinde adam
uyuyor yalnızca
bir rüya görüyor
uzun zamanlar geçiyor
alışıyor bu rüyaya
burada yaşamaya başlıyor
onu bilinci yanıltıyor
uyanınca kötü olacak sanıyor
halbuki koca bir dünya var
o ise bunu bilmiyor
mutlu olmak istiyor
en azından böyle diyor
mutluluk önünde
o gözünü açmıyor
duvarlarda tablolar
gökyüzünde yıldızlar
adam hala uyuyor
mumlar yavaş yavaş eriyor
geceler gündüz oluyor
karanlıklar aydınlık
mesafeler yok
adam gözünü açmıyor
adam açmalı gözünü
görmeli dünyanın yüzünü
tablolar ve yıldızlar
özlüyor gülüşünü....
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
bir şeyi yapamayacak gibi kendimizi hissettiğimiz an ile "ya ben bu işin üstesinden gelirim " dediğimiz an arasındaki tek fark, o anda kendimizi iyi hissediyor oluşumuz aslında çünkü baktığımızda koşullarda değişen bir şey olmasa da insan, kendini iyi hissettiğinde daha cesur oluyor. o zaman "kendini sürekli iyi hisset, sürekli her şeyin üstesinden gel, öyle saçma şey olur mu" diyebilirsiniz. bir kere insanın kendini sürekli iyi hissetmesi mümkün değil, bir de kendini tanımak da bir süreç.. zamanla neyi yapıp neyi yapamayacağını çözmek de bir süreç.. mesela ben asla araba kullanamam çünkü küçükken bir gözümün görme yetisini kaybettim, o yüzden asla kendime güvenemem, şimdi kalkıp da bugün kendimi harika hissediyorum, gidip biraz araba kullanayım diyemem. niye mi bunları anlattım? aslında harekete geçmemizi belirleyen ilk şey duygular bence.. ama sonrasında mantığı devreye sokup kendini tanıyor olmak, neyi yapıp neyi yapamayacağına dair farkındalık geliştirmek ve karar almakla süreç tamamlanıyor diye düşünüyorum.
devamını gör...
ölümden önceki hayat
şu andır. tektir. kıymeti bilinmelidir.
devamını gör...
duşa çıplak giren insan
takım elbiseyle mi giriliyor normalde
devamını gör...
terbiyeli tavuk vs terbiyesiz tavuk
kümesine pisleyen terbiyeli tavuktur. edep, hâya nedir bilir. utanma duygusunu kaybetmemiştir. terbiyesiz tavuk; ulu orta, bulduğu her yere pisleyen, utanmaz, arlanmazın tekidir.
devamını gör...
postmodern keko sözlükten uçurulsun kampanyası
az önce (bkz: kadir şeker) başlığında denk geldiğim nicki damarlarına işlemiş kendini bilmezin tanımıyla karşılaştım.
arkadaş böyleleri kim olabiliyor. kendi kuşağımdan umudum yokken halen z kuşağından umudu olanlar adına üzülüyorum..
edit: üslubu ile ilgili mesajıma ''sevgilisi misin?'' diyerek yanıt vermiş .hey allahım..
arkadaş böyleleri kim olabiliyor. kendi kuşağımdan umudum yokken halen z kuşağından umudu olanlar adına üzülüyorum..
edit: üslubu ile ilgili mesajıma ''sevgilisi misin?'' diyerek yanıt vermiş .hey allahım..
devamını gör...
atatürk'ün dinsiz olduğu iddiası
sonuç ortadayken sebeplerine takılmak aciziyettir..
eseri bir devlet 72 millet..
öyle dinsizlige kurban olurum..
eseri bir devlet 72 millet..
öyle dinsizlige kurban olurum..
devamını gör...
madalyalı tanım özelliği karşıtı yazarlar
aralarında olduğumu beyan ettiğim yazarlardır. iki tane vermişler sağ olsunlar. bağışlamak istiyorum. burada hunharca "bena medalyaa veeğr" diyen yazarlarımız var. bende de az var ama bağışlamak isterim kabul ederseniz. çam sakızı, çoban armağanı...
devamını gör...
hypatia
daha çok hristiyan topluluğun ellerinde gerçekleşen dramatik ölümüyle ünlü olan hypatia (ms 355-415 civarı), matematiksel ve astronomik çalışmalarıyla hayranlık uyandıran neoplatonik bir öğretmendi.
öğrencilerinden biri olan hristiyan piskopos synesius; hypatia’ya hararetli mektuplar yazıyor, bu mektuplarda onunla sadece felsefe alanında değil aynı zamanda anlaşılması zor matematiksel ölçümler hakkında da bilgi değiş tokuşu yapıyordu.
hypatia, babası theon’un halk tarafından kabul görmesini sağlayan astronomik yorumunu da düzenledi.
antik dönemde yaşamış kadınların zekasını hatırlamak, hem tarihe bakış açımızı genişletiyor hem de bize modern karmaşık düşüncenin cinsiyetçi ögelerini anımsatıyor.
bu, özellikle de felsefe alanı için geçerli; felsefenin, modern üniversitelerde öğretilen beşeri bilimler arasında cinsiyet eşitsizliğini en fazla barındıran alan olduğu konusunda devamlı bir fikir birliği mevcut.
antik dünya, kadınların seslerini felsefe dalına dahil edecek alanı yaratabilmişti; antik dünyayı geleceğe taşımak bizim elimizde.
öğrencilerinden biri olan hristiyan piskopos synesius; hypatia’ya hararetli mektuplar yazıyor, bu mektuplarda onunla sadece felsefe alanında değil aynı zamanda anlaşılması zor matematiksel ölçümler hakkında da bilgi değiş tokuşu yapıyordu.
hypatia, babası theon’un halk tarafından kabul görmesini sağlayan astronomik yorumunu da düzenledi.
antik dönemde yaşamış kadınların zekasını hatırlamak, hem tarihe bakış açımızı genişletiyor hem de bize modern karmaşık düşüncenin cinsiyetçi ögelerini anımsatıyor.
bu, özellikle de felsefe alanı için geçerli; felsefenin, modern üniversitelerde öğretilen beşeri bilimler arasında cinsiyet eşitsizliğini en fazla barındıran alan olduğu konusunda devamlı bir fikir birliği mevcut.
antik dünya, kadınların seslerini felsefe dalına dahil edecek alanı yaratabilmişti; antik dünyayı geleceğe taşımak bizim elimizde.
devamını gör...
uzun süreli ilişkinin sırrı
iki şekilde uzun süreli ilişki olur birincisi duyguların baskın çıkmasıyla tahammül ve sabırla sürütülen ,yıpratıcı ve genelde sonu hüsranla biten..ikincisi ise kişilerin samimiyetle beraberliklerine, sevgilerine gösterdikleri özen sayesinde gelişen ve sonunda örnek bir çifti temsil eden...
devamını gör...
zeus'un tanrıların babası olması
yunan mitolojisinde tanrıların babası olarak kabul edilen zeus aynı zaman da titan kronos'un ve eşi rhea'nın en küçük çocuğu ve oğludur.
devamını gör...
casio
bir dönem türkiye’yi kasıp kavuran asker saati olarak adı çıkmış; yanmaz yapışmaz, su geçirmez, pili bitmez, sesi çıkmaz güzeller güzeli saattir.

kişisel tarihimde, özellikle matematik ve tarih derslerinde oynadığı rolle hayatıma renk katmış olan bu saat unutulmaz saatlerimden biridir. daha sonra çok daha teknolojik, çok daha şık, çok daha dayanıklı ve pahalı saatlerim olsa da hiçbiri onun yerini tutamadı.
lise yıllarında sadece ingilizce ve edebiyat derslerinde başarılı olduğum için hocalarını sevmediğim derslerde kendime ait bir meşgale bulmam gerekiyordu ve casio tam da bu anda bir oyun aleti olarak imdada yetişti. kurgulanan oyun gayet basit ama eğlenceli bir oyundu.
ön hazırlık için önce bir fikstür hazırlamak gerekiyordu. 34 haftalık fikstür o an ligde olan takımlar göz önünde bulundurularak hazırlandıktan sonra sıra maçlara geliyordu ki casio’nun rolünün başladığı yer de burasıydı. oyun şöyle idi:
kronometreyi açıp odak noktamız olarak salise göstergesini alıyoruz. sonra rastgele bir anda durdurup salise göstergesindeki ibareyi maç sonucu olarak alıyoruz.

bu görsele göre maçı deplasman takımının 3-4’lük skorla kazandığını görüyoruz. hemen fikstüre kaydedip sonraki maça geçiyoruz. bir ders içinde 4 hafta bitirilebilir.
bu oyunun en sıkıntılı yanı sürekli dit dit diye çıkan başlatma ve durdurma sesiydi. bu ses lise yıllarının en unutmaz dayak anılarından birine neden olarak da tarihin tozlu sayfalarında yerini almıştır.
hangisi olduğunu hatırlamadığım bir derste bir arkadaşım bu oyunu oynarken yakalanır, kendisi ile birlikte suç aleti olarak harita metod defterden koparılmış kareli bir defter ve casio saat de ele geçirilir. olayın toplumsal etkisinin farkına varan öğretmen arkadaşıma 10 kusurlu hareketten 10’unu da yapar. ancak o esnada hiçbir suçu günahı olmayan sıra arkadaşı da dayak yer. bir şey yapmadığını söyleyen arkadaşımıza hoca şöyle bir ibretlik karşılık verir:
“ seyircisiz maç mı olur lan!!”

kişisel tarihimde, özellikle matematik ve tarih derslerinde oynadığı rolle hayatıma renk katmış olan bu saat unutulmaz saatlerimden biridir. daha sonra çok daha teknolojik, çok daha şık, çok daha dayanıklı ve pahalı saatlerim olsa da hiçbiri onun yerini tutamadı.
lise yıllarında sadece ingilizce ve edebiyat derslerinde başarılı olduğum için hocalarını sevmediğim derslerde kendime ait bir meşgale bulmam gerekiyordu ve casio tam da bu anda bir oyun aleti olarak imdada yetişti. kurgulanan oyun gayet basit ama eğlenceli bir oyundu.
ön hazırlık için önce bir fikstür hazırlamak gerekiyordu. 34 haftalık fikstür o an ligde olan takımlar göz önünde bulundurularak hazırlandıktan sonra sıra maçlara geliyordu ki casio’nun rolünün başladığı yer de burasıydı. oyun şöyle idi:
kronometreyi açıp odak noktamız olarak salise göstergesini alıyoruz. sonra rastgele bir anda durdurup salise göstergesindeki ibareyi maç sonucu olarak alıyoruz.

bu görsele göre maçı deplasman takımının 3-4’lük skorla kazandığını görüyoruz. hemen fikstüre kaydedip sonraki maça geçiyoruz. bir ders içinde 4 hafta bitirilebilir.
bu oyunun en sıkıntılı yanı sürekli dit dit diye çıkan başlatma ve durdurma sesiydi. bu ses lise yıllarının en unutmaz dayak anılarından birine neden olarak da tarihin tozlu sayfalarında yerini almıştır.
hangisi olduğunu hatırlamadığım bir derste bir arkadaşım bu oyunu oynarken yakalanır, kendisi ile birlikte suç aleti olarak harita metod defterden koparılmış kareli bir defter ve casio saat de ele geçirilir. olayın toplumsal etkisinin farkına varan öğretmen arkadaşıma 10 kusurlu hareketten 10’unu da yapar. ancak o esnada hiçbir suçu günahı olmayan sıra arkadaşı da dayak yer. bir şey yapmadığını söyleyen arkadaşımıza hoca şöyle bir ibretlik karşılık verir:
“ seyircisiz maç mı olur lan!!”
devamını gör...
fırsat doğduğunda kürtlerin en ala ırkçı kesilecek olması
aynen canım markette senin alnındaki "kürt değilim" yazısını görünce öyle demişlerdir muhakkak. kafaya bak, pırıl pırıl.
devamını gör...
rtük'ün trans kadın sebebiyle exxen'e para cezası vermesi
bıkkınlık geldi homofobinizden, transfobinizden, dinciliğinizden ve ayrıştılıcığınızdan. yakındır def olup gideceğiniz günler. kimse kimsenin izlediğine de dinine de cinsiyetine de cinsel yönelimine ve dahasına da karışamayacak. öyle ya da böyle farklılıklara alışmayı, ağzınızdan eksik etmediğiniz "islam hoşgörü dinidir" sözüne atfen hoşgörülü olmayı ve insanlara karışmamayı öğreneceksiniz. artık gençlik bu yobazlardan yıldı ve sanıldığının aksine genç nesil çok akıllı, neyin ne olduğunu pekâlâ biliyor.
devamını gör...
normal sözlük'ün 30 yaş üstü yazar kaynaması
tebrik ediyorum onları. yaşıtları facebook’ta takılırken onlar sözlükte yazıyor.*
neyse şaka bir yana yaşa takılmamak lazım önemli olan burda insanların ne yazdığı.
neyse şaka bir yana yaşa takılmamak lazım önemli olan burda insanların ne yazdığı.
devamını gör...
catastrophic
ingilizcede finansal ve fiziksel yıkımlara neden olan son derece tehlikeli durumları belirtmek için kullanılan bir sıfattır. catastrophe isminin sıfat halidir. türkçe tam karşılığı yok ama ''felaket getiren'' olarak çevrilebilir. örnek cümle;
the architect died in a catastrophic elevator accident = burada mimarın feci bir asansör kazasında hayatını kaybettiği yazıyor. catastrophic sıfatı asansör kazasının yani elevator accident'ın ne kadar büyük yıkımlara yol açtığını belirtmek için kullanılmış.
catastrophically de aynı anlama gelen bir sıfattır.
the architect died in a catastrophic elevator accident = burada mimarın feci bir asansör kazasında hayatını kaybettiği yazıyor. catastrophic sıfatı asansör kazasının yani elevator accident'ın ne kadar büyük yıkımlara yol açtığını belirtmek için kullanılmış.
catastrophically de aynı anlama gelen bir sıfattır.
devamını gör...


