insan vücudunun bugları
benim için tırnaklarımızın kenarındaki derinin soyulmasıdır.
o nasıl bir acıdır, o an tırnak makası yoksa çekmeye çalışırsanız yanar, ee çekmeden de duramaz insan.
şu an mesela o belayla cebelleşiyorum, büyük sorun.
o nasıl bir acıdır, o an tırnak makası yoksa çekmeye çalışırsanız yanar, ee çekmeden de duramaz insan.
şu an mesela o belayla cebelleşiyorum, büyük sorun.
devamını gör...
2250 yılında normal sözlük başlıkları
devamını gör...
imhotep
ismi "barış için gelen" anlamındaki, antik mısır'ın en meşhur mimar ve doktoru.

hakkında çok fazla bilgi yok. çok iyi bir mimar ve doktor olduğu, 3. hanedanlık döneminde yaşadığı biliniyor. o döneminde bilimle ilgili hemen hemen her şey ondan sorulurmuş. antik mısır'da evreni yarattığına inanılan tanrı ptah'ın oğlu olduğu iddia edilir. bazılarına göre de bilgelik tanrısı thot ile ilişkilidir.
zoser piramidi adlı basamaklı piramit, imhotep'in eseridir.

hakkında çok fazla bilgi yok. çok iyi bir mimar ve doktor olduğu, 3. hanedanlık döneminde yaşadığı biliniyor. o döneminde bilimle ilgili hemen hemen her şey ondan sorulurmuş. antik mısır'da evreni yarattığına inanılan tanrı ptah'ın oğlu olduğu iddia edilir. bazılarına göre de bilgelik tanrısı thot ile ilişkilidir.
zoser piramidi adlı basamaklı piramit, imhotep'in eseridir.

devamını gör...
mutter
aynı adlı albümde* bulunan bir rammstein şarkısı, pardon, efsanesi.
die tränen greiser kinderschar
ich zieh sie auf ein weisses haar
werf in die luft die nasse kette
und wünsch mir dass ich eine mutter hätte
mutter gib mir kraft!
-
çok yaşlı bir çocuğun kalabalığının gözyaşları
onları beyaz bir saçla bağlarım
ıslak zinciri havaya atarım
ve bir annem olmasını dilerdim
anne, ahh bana kuvvet ver!
die tränen greiser kinderschar
ich zieh sie auf ein weisses haar
werf in die luft die nasse kette
und wünsch mir dass ich eine mutter hätte
mutter gib mir kraft!
-
çok yaşlı bir çocuğun kalabalığının gözyaşları
onları beyaz bir saçla bağlarım
ıslak zinciri havaya atarım
ve bir annem olmasını dilerdim
anne, ahh bana kuvvet ver!
devamını gör...
öğrencilere öneriler
buradan hemen çıkıp ders çalışın!
devamını gör...
saçlarını ortadan ikiye ayıran erkek iticiliği
erkeğin iticisi mi olur.. şaka.. elbette olur ama saçlarını nereye ayırdığı bir önem taşımıyor.. daha çok adamlık bekliyoruz..
devamını gör...
ölüler evinden anılar
dostoyevski'nin sürgün yıllarını alexander petroviç karakterinin ağzından anlattığı roman. bu kadar gerçekçi olması yazan kişinin dostoyevski olmasından mı yoksa yazıya döktüğü kendi anıları olduğu için mi bilinmez ama her bir tasvir, her betimleme sizi o daracık hücrenin içine, hikayenin geçtiği yere götürmek üzere tasarlanmış gibidir. romanı okuduktan sonra artık onun roman olmadığını bilirsiniz o artık sizin de anılarınız olmuştur. okumaya başladığınız an odanızın duvarları gittikçe üzerinize doğru kapanmaya başlar. soğuk etinizi kemirir ve içmiyor olsanız bile alkolün keskin tadı genzinizi yakmaya başlar. siz artık romanın bir kahramanı olursunuz çünkü dostoyevski zeminde ki ufak bir taşı bile betimlemekten çekinmemiştir. sibirya'nın ruhu donduran havasından, yönetimden ve yönetimin üst birimlerinden; sürgün edilmiş insanların iç dünyasından ve askerlerden bahsederken kelimeler bir ruha, bir bedene bürünüyor. dostoyevski'nin iç dünyasına tanık olurken onun da bizim içimizi gördüğünü bilmek gerek. bir kaç alıntı bırakmak istiyorum fakat elimde kitabın türkçe çevirisi mevcut değil ama siz okumak isterseniz nihal yalaza taluy 'dan okumanızı öneririm.
--- alıntı ---
"now take a man who is sensitive, cultured, and of delicate conscience. what he feels kills him more surely than the material punishment. the judgement which he himself pronounces on his crime is more pitiless than that of the most severe tribunal, the most draconian law. he lives side by side with another convict, who has not once during all his time in prison reflected on the murder he is expiating. he may even consider himself innocent. are there not also poor devils who commit crimes in order to be sent to hard labour, and thus escape from a freedom which is much more painful than confinement?"
the house of the dead , sy 56
"fierce and solitary he awaited death, mistrustful and hostile to all "
" there always are and always will be some strange personalities in our country, whatever the conditions, who though peaceful and not at all lazy will ever be beggars by some mysterious behest of destiny. they are always unmarried, always slovenly, always humble and downtrodden. they are forever fetching and carrying for the newly rich and newly exalted. all initiative and enterprise are a burden and a grief to them. they seem to have been born with the stipulation that they shall never do anything on their own, but always dance to someone else’s tune. ıt is their destiny to do what other people tell them to do. and last but not least, no change of circumstances, no upheavals can make them prosper. they will always be beggars! ı have, indeed, noticed them not only among the common people, but in all walks of life, in all groupings, magazines, and associations. "
--- alıntı ---
--- alıntı ---
"now take a man who is sensitive, cultured, and of delicate conscience. what he feels kills him more surely than the material punishment. the judgement which he himself pronounces on his crime is more pitiless than that of the most severe tribunal, the most draconian law. he lives side by side with another convict, who has not once during all his time in prison reflected on the murder he is expiating. he may even consider himself innocent. are there not also poor devils who commit crimes in order to be sent to hard labour, and thus escape from a freedom which is much more painful than confinement?"
the house of the dead , sy 56
"fierce and solitary he awaited death, mistrustful and hostile to all "
" there always are and always will be some strange personalities in our country, whatever the conditions, who though peaceful and not at all lazy will ever be beggars by some mysterious behest of destiny. they are always unmarried, always slovenly, always humble and downtrodden. they are forever fetching and carrying for the newly rich and newly exalted. all initiative and enterprise are a burden and a grief to them. they seem to have been born with the stipulation that they shall never do anything on their own, but always dance to someone else’s tune. ıt is their destiny to do what other people tell them to do. and last but not least, no change of circumstances, no upheavals can make them prosper. they will always be beggars! ı have, indeed, noticed them not only among the common people, but in all walks of life, in all groupings, magazines, and associations. "
--- alıntı ---
devamını gör...
zaman genişlemesi
özel görelilik kuramına göre, hareketli sistemlerde zamanın, hareketsiz sistemlere göre daha yavaş akması durumu. biri yere diğeri uçağa bırakılan 2 adet saat ile deneysel olarak kanıtlanmış bir olgudur.
ayrıca (bkz: ikizler paradoksu)
ayrıca (bkz: ikizler paradoksu)
devamını gör...
anıtkabir
bizim ailemiz için ayrı bir önemi olan yer. rahmetli babam kara harp okulunda öğrenci iken 10 kasım 1953'de ki törende atatürk'ü anıtkabire nakleden öğrencilerin arasındaymış, youtubeda da bulunan bu görüntülerde kendisi 1-2 saniye kadar gözükmektedir.
vefatından 4-5 sene önce ankara'ya gittiğimizde gene orayı ziyaret etmiş ve babamın gözlerinden süzülen yaşlara tanık olmuştum.
vefatından 4-5 sene önce ankara'ya gittiğimizde gene orayı ziyaret etmiş ve babamın gözlerinden süzülen yaşlara tanık olmuştum.
devamını gör...
muhavere-i tebabüliye
bir deyim.
efsaneye göre, nuh’un torunları, gökyüzüne tırmanmak için birçok kattan meydana gelen ve son katı tapınak olarak düzenlenen bir kule yapmışlar. gökyüzünü hâkimiyeti altına almak isteyen insanın kendisini beğenmişlik ve nefsine güvenini simgeleyen bu kule hakkında, tevrat ve incil ile yunan mitolojisinde de değişik varyantlar vardır.
babil kulesi yapılırken allahu tealâ, kendisini şirk koşmak üzere yapılan bu binada çalışanların dillerini değiştirmiş (insanlığın dağılması) ve hiç kimse diğerinin dilini anlamaz olmuş. onun için kimsenin birbirini anlamadığı konuşmalara “muhavere-i tebabüliye (babillilerin konuşmaları)” denilir ve bu söz eskiden beri, halk arasında bir deyim olarak kullanılır. her kafadan bir sesin çıktığı, kalabalık bir mekânda, meclis adabını çiğneyerek, ikişer kişinin birbiriyle lafladığı ve seslerin bir uğultuya dönüştüğü durumlar, tam da muhavere-i tebabüliye sayılır.
(bu deyimin hikayesini, iskender pala’nın iki dirhem bir çekirdek eserini açarak yazdım.)
efsaneye göre, nuh’un torunları, gökyüzüne tırmanmak için birçok kattan meydana gelen ve son katı tapınak olarak düzenlenen bir kule yapmışlar. gökyüzünü hâkimiyeti altına almak isteyen insanın kendisini beğenmişlik ve nefsine güvenini simgeleyen bu kule hakkında, tevrat ve incil ile yunan mitolojisinde de değişik varyantlar vardır.
babil kulesi yapılırken allahu tealâ, kendisini şirk koşmak üzere yapılan bu binada çalışanların dillerini değiştirmiş (insanlığın dağılması) ve hiç kimse diğerinin dilini anlamaz olmuş. onun için kimsenin birbirini anlamadığı konuşmalara “muhavere-i tebabüliye (babillilerin konuşmaları)” denilir ve bu söz eskiden beri, halk arasında bir deyim olarak kullanılır. her kafadan bir sesin çıktığı, kalabalık bir mekânda, meclis adabını çiğneyerek, ikişer kişinin birbiriyle lafladığı ve seslerin bir uğultuya dönüştüğü durumlar, tam da muhavere-i tebabüliye sayılır.
(bu deyimin hikayesini, iskender pala’nın iki dirhem bir çekirdek eserini açarak yazdım.)
devamını gör...
quentin tarantino
1994 yılında, tarantino ve jon stewart arasında geçen konuşmadan ;
jon stewart : you also have a part in pulp fiction...did you sleep with the director?
quentin tarantino: ...yeah, i gave him a hand job.
jon stewart : you also have a part in pulp fiction...did you sleep with the director?
quentin tarantino: ...yeah, i gave him a hand job.
devamını gör...
kalın başlık denemesi
gönüllerin dürümcüsünü mü kıracağız deyip bold'ladığımız başlıktır.
devamını gör...
kocaeli üniversitesi
benim dönemimde umutepe kampüsünde ki çimlerin adeta izmir alsancakta meşhur kordon çimlerini anımsatan görüntülerle karşılaştığınız, öğrencilerin gruplar halinde oturup çok çeşitli geyikler çevirdiği bir eğitim kurumu.
devamını gör...
yazarların en sevdiği 90’lar pop şarkısı
hercaiiii...
devamını gör...
bu devirde türkü dinleyen insan
www.google.com/url?sa=t&...
neşet ertaş'ın "... kötü insanların türküleri yoktur." sözünün en çok yakıştığı başlıktır.*
başta akademik bir tanım girmeye çalıştım ama sonra bir baktım işin rengi değişmiş. sözlük moderasyon ekibi tarafından silinebilir diye düşündüğüm için (çünkü format dışı çok kelime kullanmışım) çok sevdiğim, o'ndan ders aldığım için bugün bir kez daha kendimi şanslı hissettiğim feyzan hocamın bir makalesini ekledim tanıma. umarım okursun birader. okursun da "bu devirde" diye kalıplar içine sokmaya çalışmazsın türküleri. zira "çağının gerisinde kalmak" zırvasıyla yaklaştığın türküler bir milleti tanıma, anlama ve yaşatma konusunda kültüre hizmet eden en önemli unsurların başında gelir. türküler en etkili iletişim araçlarıdır. kültürel kodlar gizlidir her kelimesinde. farklı milletleri araştıran araştırmacılar (tamamen duygusal sebepler için tabii) çoğu kez ve en etkili sonuçlar için türkülerden faydalanırlar. kafan berraklaştı mı az da olsa güzel kardeşim? arada bir "halk şarkıları" olarak da tanımladığımız türküleri dinle bak hiçbir şey kaybetmezsin. doğu'ya git mesela bölge insanının stranlarını bir dinle, dengbejlere bir bak. batı'ya git rumeli türkülerine bir kulak kesil. kuzey'e bir yönel kimmiş bu lazlar? çukurova da seni bekler sonra. öğren abi bu avşar ellerinin derdi neymiş. gel anadolu'ya bozlaklar sana nesin, nereden geldin öğretsin. alman halk şarkılarını bir araştır mesela hitler dönemi ile ilgili nazilerle ilgili ne bulacaksın? konu uzun, konu derin, konu önemli. sevmeyebilirsin sonuna kadar saygı duyarım. ama böyle nitelendirmek hoş olmadı. şu an az çok bir şeyler hakkında bilgi sahibiysek bu devirde, türkülerin katkısı yadsınamaz. pazar günleri de gomercan türkü ziyafeti veriyor, bekleriz. saygılar.
edit: yarın bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak radyo yayını "türkü gecesi" yapacak. yaşasın! tüm güzel dostların sesini duyacağız, harika. çıkın çıkın gelin efendim.
neşet ertaş'ın "... kötü insanların türküleri yoktur." sözünün en çok yakıştığı başlıktır.*
başta akademik bir tanım girmeye çalıştım ama sonra bir baktım işin rengi değişmiş. sözlük moderasyon ekibi tarafından silinebilir diye düşündüğüm için (çünkü format dışı çok kelime kullanmışım) çok sevdiğim, o'ndan ders aldığım için bugün bir kez daha kendimi şanslı hissettiğim feyzan hocamın bir makalesini ekledim tanıma. umarım okursun birader. okursun da "bu devirde" diye kalıplar içine sokmaya çalışmazsın türküleri. zira "çağının gerisinde kalmak" zırvasıyla yaklaştığın türküler bir milleti tanıma, anlama ve yaşatma konusunda kültüre hizmet eden en önemli unsurların başında gelir. türküler en etkili iletişim araçlarıdır. kültürel kodlar gizlidir her kelimesinde. farklı milletleri araştıran araştırmacılar (tamamen duygusal sebepler için tabii) çoğu kez ve en etkili sonuçlar için türkülerden faydalanırlar. kafan berraklaştı mı az da olsa güzel kardeşim? arada bir "halk şarkıları" olarak da tanımladığımız türküleri dinle bak hiçbir şey kaybetmezsin. doğu'ya git mesela bölge insanının stranlarını bir dinle, dengbejlere bir bak. batı'ya git rumeli türkülerine bir kulak kesil. kuzey'e bir yönel kimmiş bu lazlar? çukurova da seni bekler sonra. öğren abi bu avşar ellerinin derdi neymiş. gel anadolu'ya bozlaklar sana nesin, nereden geldin öğretsin. alman halk şarkılarını bir araştır mesela hitler dönemi ile ilgili nazilerle ilgili ne bulacaksın? konu uzun, konu derin, konu önemli. sevmeyebilirsin sonuna kadar saygı duyarım. ama böyle nitelendirmek hoş olmadı. şu an az çok bir şeyler hakkında bilgi sahibiysek bu devirde, türkülerin katkısı yadsınamaz. pazar günleri de gomercan türkü ziyafeti veriyor, bekleriz. saygılar.
edit: yarın bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak radyo yayını "türkü gecesi" yapacak. yaşasın! tüm güzel dostların sesini duyacağız, harika. çıkın çıkın gelin efendim.
devamını gör...
sözlükte güzel kız olmaması
ben de yakışıklı erkek göremedim. demek ki sorun yok.
devamını gör...
80 bin makaleyi manipüle eden osmanlı sevdalısı
'jagged 85'nickli wikipedia kullanıcısı, 2005'ten 2012'ye kadar yaklaşık 80 bin makaleye osmanlı bilginleri ile ilgili uydurma bilgiler yerleştirmiş.
örnek' el hazen deneysel psikolojiyi 1010'da icat etti.'
adam tek başına bilgisayar başında osmanlı bilim tarihini oluşturmuş.
işin ilginci bu kişinin bilgileri akademik makalelerde de kaynak olarak kullanılmış.
sistemdeki boşluğu gören osmanlı sevdalısı kendi bilim tarihini yazmış.
ben yorum yapamıyorum.
kaynak
örnek' el hazen deneysel psikolojiyi 1010'da icat etti.'
adam tek başına bilgisayar başında osmanlı bilim tarihini oluşturmuş.
işin ilginci bu kişinin bilgileri akademik makalelerde de kaynak olarak kullanılmış.
sistemdeki boşluğu gören osmanlı sevdalısı kendi bilim tarihini yazmış.
ben yorum yapamıyorum.
kaynak
devamını gör...