sözlük yazarlarının bugün öğrendikleri
herkesi memnun etmek zorunda değilmişiz.
devamını gör...
bavul
hayatımızdaki her şeyi içine alan nesne.
tanımda geçen her şeyi, tarif etmem gerekirse tasnif de etmem gerek; diyorum.
mesela ilk aklıma gelen 'heyecan' larımızı taşır, ilk kez üniversite için yola çıktığımız bağımsız hayatımız için.
bazen de yorgunluklarımızı taşır, yaşadığımız rutin hayatın hengamesine bir nefes ara verdiğimiz tatillerimiz için.
sonra ayrılıklarımızı taşır, kimi zaman içimize kimi zaman da yanaklarımıza akıttığımız gözyaşlarımızla birlikte bir ilişkiyi nihayete erdirmek için.
en çok cesareti taşır, yeni bir hayata yol aldığımız zamanlarda içine attığımız hayatımızın eski kırıntıları ile birlikte.
bazen de durağanlığımızı saklar, içinde hapseder. yeni bir hareket, değişim, kaybediş ya da aranın olmadığı bir zaman dilimini gösterir.
kilere saklanmış bavulum, biliyorum sen de benim kadar eskimiş hissediyorsun. heyecanları da hareketi de özledin. az sabret... çok az kaldı yeniden yollara düşmek için.
tanımda geçen her şeyi, tarif etmem gerekirse tasnif de etmem gerek; diyorum.
mesela ilk aklıma gelen 'heyecan' larımızı taşır, ilk kez üniversite için yola çıktığımız bağımsız hayatımız için.
bazen de yorgunluklarımızı taşır, yaşadığımız rutin hayatın hengamesine bir nefes ara verdiğimiz tatillerimiz için.
sonra ayrılıklarımızı taşır, kimi zaman içimize kimi zaman da yanaklarımıza akıttığımız gözyaşlarımızla birlikte bir ilişkiyi nihayete erdirmek için.
en çok cesareti taşır, yeni bir hayata yol aldığımız zamanlarda içine attığımız hayatımızın eski kırıntıları ile birlikte.
bazen de durağanlığımızı saklar, içinde hapseder. yeni bir hareket, değişim, kaybediş ya da aranın olmadığı bir zaman dilimini gösterir.
kilere saklanmış bavulum, biliyorum sen de benim kadar eskimiş hissediyorsun. heyecanları da hareketi de özledin. az sabret... çok az kaldı yeniden yollara düşmek için.
devamını gör...
duymaya tahammül edilemeyen sesler
yemek yerken ağız şapırdatma sesi ve çay vb. içecekleri höpürdeterek içme sesi benim için ölümüne kapışır.
devamını gör...
hz. ali
muhammed peygamber'den sonra en fazla ilme sahip olduğu anlatılan halife.
“zülfikar'dan keskin kılıç, ali'den büyük yiğit yoktur.” yazar kılıcının üzerinde.
“zülfikar'dan keskin kılıç, ali'den büyük yiğit yoktur.” yazar kılıcının üzerinde.
devamını gör...
sözlük dergisi duyuruları
sevgili normal sözlük yazarları,
dergi ekibi olarak öncelikle katkıda bulunan, kıymetli yazılarını bizlerle paylaşan her bir yazara çok teşekkür ediyoruz. paylaştıklarınız bizler için çok kıymetli ve belirli zaman aralıkları ile bunlara dergide yer vermek, onları sözlük dergi'nin bir parçası yapmak da öyle. zamanla emek verdiğiniz o metinleri dergi bünyesinde göreceksiniz.
ancak takdir edersiniz ki bazı yazıları üzülerek yayımlayamıyoruz. peki bize hüzne boğan bu kararı almamızdaki sebep ne derseniz?
öncelikle daha önce sözlük dergisi duyurularındaki #610615 no'lu tanımda belirli kriterler belirlemiştik, bu kriterlere uymayan ya da pek kısacık yazılmış metinleri yayımlamamak gibi bir politikamız var. ama inanıyoruz ki siz çok daha iyilerini yazacak ve de o sayfalardaki yerinizi alacaksınız.
sevgilerimizle...
sözlük dergi mürettebatı
kategori sınırlaması olmadan her türden yazılarınızı, denemelerinizi, dışa vurumlarınızı ve iç dökmelerinizi de [email protected] adresine gönderebilirsiniz.
dergi ekibi olarak öncelikle katkıda bulunan, kıymetli yazılarını bizlerle paylaşan her bir yazara çok teşekkür ediyoruz. paylaştıklarınız bizler için çok kıymetli ve belirli zaman aralıkları ile bunlara dergide yer vermek, onları sözlük dergi'nin bir parçası yapmak da öyle. zamanla emek verdiğiniz o metinleri dergi bünyesinde göreceksiniz.
ancak takdir edersiniz ki bazı yazıları üzülerek yayımlayamıyoruz. peki bize hüzne boğan bu kararı almamızdaki sebep ne derseniz?
öncelikle daha önce sözlük dergisi duyurularındaki #610615 no'lu tanımda belirli kriterler belirlemiştik, bu kriterlere uymayan ya da pek kısacık yazılmış metinleri yayımlamamak gibi bir politikamız var. ama inanıyoruz ki siz çok daha iyilerini yazacak ve de o sayfalardaki yerinizi alacaksınız.
sevgilerimizle...
sözlük dergi mürettebatı
kategori sınırlaması olmadan her türden yazılarınızı, denemelerinizi, dışa vurumlarınızı ve iç dökmelerinizi de [email protected] adresine gönderebilirsiniz.
devamını gör...
ölen kadınlara acımıyorum çünkü kapalı değiller
kuran okuduğunu sanıp aslında sadece arapça ezberlemiş olan kişi beyanı. tahminim bu yönde, zira anlayarak okusa bunu bilirdi:
"ey iman edenler! allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur. allah’tan korkun. şüphesiz allah yaptıklarınızdan haberdardır." *
hayretle bakıyorum böyle insanlara gerçekten. allah verdiği aklı kullanmayı herkese nasip etsin...
"ey iman edenler! allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur. allah’tan korkun. şüphesiz allah yaptıklarınızdan haberdardır." *
hayretle bakıyorum böyle insanlara gerçekten. allah verdiği aklı kullanmayı herkese nasip etsin...
devamını gör...
ayı
1988 yılı fransız yapımı yönetmenliğini
jean jaques annaud'un senaristliğini gerard brach'ın üstlendiği belgesel tadında doğa, macera, dram filmidir.
başrolünü ayılar paylaşıyor diyebiliriz. hatta filmdeki erkek ayı başka filmlerde de rol almıştır. bunun dışında oyuncuları tcheky karyo, jack wallace'dir.
bill (jack wallace) ve (tom) tcheky karyo
batı kanada'da avlanan iki avcıdır. kaar adında yetişkin erkek bir ayının peşine düşerler. onlar kaar'ı izlerken bir yandan minnak bir toprak kayması sonucu anasını kaybeder. beni ilk duydulandıran sahne burasıdır. açıkçası görüntü kalitesi çok kötü bir kayıttan izledim filmi ama bugün gibi hatırlıyorum. yavru aynının kayalar arasında sağa sola koşturup annesini kurtarmaya çalışmasını.
yavru ayıyla kaar'ın yolu kesişir. ve onu takip etmeye başlar yavru. kaar bundan hoşlanmaz ve onu kendinden uzaklaştırır. ama yavrunun başka bir çaresi yoktur bir yetişkin ayıya muhtaçtır bu yüzden uzaktanda olsa kaar'ı hep takip eder.
avcılar kaar'ı sıkıştırır ve yaralar. yavru ayı bunu fırsat bilip yaklaşır ve onu yalamaya başlar. o an kurulur bağları ki ben oradada ağladım. yediklerinden yavruya da ayırmaya başlaması artık onu kabul ettiği anlamına gelmektedir.
avcılar vazgeçmez ve kaar'ı tekrardan sıkıştırır. kaar onları bozguna uğratır ama avcılar eli boş dönmez oradan. yavruyu yakalar ve yanlarında götürürler. onu kullanarak kaar'ı yakalamayı planlarlar.
beklemeye koyulan avcılar bir anlık boşluğa düşer ve bu tom'la kaar'ın burun buruna gelmesiyle sonuçlanır. kaar tom'a hiçbir şey yapmaz. yavruyu almaya geldiği çok bellidir. ve tom bu durumdan çok etkilenir. bill'in kaar'ı vurmasını engeller ve sessiz bir anlaşmayla kaar uzaklaşır. burasıda benim içimden bir şeyler koparmıştı.
avcılar bu takipten vazgeçer ve yavruyu saklarlar. yavru oraya buraya koştura koştura kaar'ı aramaya başlar. oradaki heyecanı ah ki ah beni bu bile duygulandırmıştır. derken bir puma yavruyu kovalamaya başlar nefesler tutulur ha yakaladı ha yakalayacak derken korku doruktayken bir kükreme evet kaar'dır bu. puma kaçar. kaar'la yavru kavuşur. o an ah o an farklı farklı duyguları yaşatır insana.
kar yağar, kan bağı olmayan ama çok derin can bağları olan bu ufak aile kış uykusuna yatar.
benim için çok fazla duygulu bir filmdi. tam bir belgesel tadındaydı. dediğim gibi görüntü kalitesi pek iyi değildi ama verdiği duygu bana yetti.
yine insanlar ve insanların bu dünyayı sadece kendinin sanması. kendi tasarrufunda düşünüp hayvanların canına sırf zevk uğruna gözlerini bile kırpmadan kastetmeleri. biz çok garip varlıklarız gerçekten.
jean jaques annaud'un senaristliğini gerard brach'ın üstlendiği belgesel tadında doğa, macera, dram filmidir.
başrolünü ayılar paylaşıyor diyebiliriz. hatta filmdeki erkek ayı başka filmlerde de rol almıştır. bunun dışında oyuncuları tcheky karyo, jack wallace'dir.
bill (jack wallace) ve (tom) tcheky karyo
batı kanada'da avlanan iki avcıdır. kaar adında yetişkin erkek bir ayının peşine düşerler. onlar kaar'ı izlerken bir yandan minnak bir toprak kayması sonucu anasını kaybeder. beni ilk duydulandıran sahne burasıdır. açıkçası görüntü kalitesi çok kötü bir kayıttan izledim filmi ama bugün gibi hatırlıyorum. yavru aynının kayalar arasında sağa sola koşturup annesini kurtarmaya çalışmasını.
yavru ayıyla kaar'ın yolu kesişir. ve onu takip etmeye başlar yavru. kaar bundan hoşlanmaz ve onu kendinden uzaklaştırır. ama yavrunun başka bir çaresi yoktur bir yetişkin ayıya muhtaçtır bu yüzden uzaktanda olsa kaar'ı hep takip eder.
avcılar kaar'ı sıkıştırır ve yaralar. yavru ayı bunu fırsat bilip yaklaşır ve onu yalamaya başlar. o an kurulur bağları ki ben oradada ağladım. yediklerinden yavruya da ayırmaya başlaması artık onu kabul ettiği anlamına gelmektedir.
avcılar vazgeçmez ve kaar'ı tekrardan sıkıştırır. kaar onları bozguna uğratır ama avcılar eli boş dönmez oradan. yavruyu yakalar ve yanlarında götürürler. onu kullanarak kaar'ı yakalamayı planlarlar.
beklemeye koyulan avcılar bir anlık boşluğa düşer ve bu tom'la kaar'ın burun buruna gelmesiyle sonuçlanır. kaar tom'a hiçbir şey yapmaz. yavruyu almaya geldiği çok bellidir. ve tom bu durumdan çok etkilenir. bill'in kaar'ı vurmasını engeller ve sessiz bir anlaşmayla kaar uzaklaşır. burasıda benim içimden bir şeyler koparmıştı.
avcılar bu takipten vazgeçer ve yavruyu saklarlar. yavru oraya buraya koştura koştura kaar'ı aramaya başlar. oradaki heyecanı ah ki ah beni bu bile duygulandırmıştır. derken bir puma yavruyu kovalamaya başlar nefesler tutulur ha yakaladı ha yakalayacak derken korku doruktayken bir kükreme evet kaar'dır bu. puma kaçar. kaar'la yavru kavuşur. o an ah o an farklı farklı duyguları yaşatır insana.
kar yağar, kan bağı olmayan ama çok derin can bağları olan bu ufak aile kış uykusuna yatar.
benim için çok fazla duygulu bir filmdi. tam bir belgesel tadındaydı. dediğim gibi görüntü kalitesi pek iyi değildi ama verdiği duygu bana yetti.
yine insanlar ve insanların bu dünyayı sadece kendinin sanması. kendi tasarrufunda düşünüp hayvanların canına sırf zevk uğruna gözlerini bile kırpmadan kastetmeleri. biz çok garip varlıklarız gerçekten.
devamını gör...
hayvan hakları yasası
kesinlikle katıldığım bir durumdur. bu yasa hayvanların eziyet görmeleri veya öldürülmesi karşılığından verilen kanun dur.
hayvan hakları yasasının bir an önce çıkması gerektiğine inanıyorum çünkü onların da bir canı var. ve canları yanıyor. gerçekten de durup seyirci kalıyoruz. kimsenin buna dur dediği falan yok. 'hayvanlar allah'ın sessiz kullarıdır' peki sessiz oldukları için mi acı çekmelerine göz yuma biliyoruz.
hayvanlara deney yapan, hayvanları zehirleyerek öldürenler, tekmeleyenler, bir çuvala taşla koyup nehre atanlar...
bunların sonu gelmeyecek gibi.
şiddetin her türlüsü kötü ve doğru değildir.
çünkü hayvanlar hissedebilir düşünemezler. o senin elini ısırdı diye sen onu öldüreceksin diye bir şey yok!!!
hayvanlar doğanın bir parçasıdır...
bizim onlara ihtiyacımız var fakat onların bize ihtiyacı yok!! onlar biz sizde yaşayabilirler ancak biz onlarsız...
ülkemizde ve dünyada bu yaşanılan bir durum ve bilinçli insanlarımız olduğu sürece daha doğrusu vicdanlı insanların yeryüzünde var olduğu sürece diğer insanları uyararak bunlara son verilebilir.
minik bir dostun size mesajı var;
ben ölmek istemiyorum...
benim canım yanıyo ama sen canımı yakmaya devam ediyorsun.
bana zarar vererek değil, bana zarar verene tepki göstermeyerek...*
hayvan hakları yasasının bir an önce çıkması gerektiğine inanıyorum çünkü onların da bir canı var. ve canları yanıyor. gerçekten de durup seyirci kalıyoruz. kimsenin buna dur dediği falan yok. 'hayvanlar allah'ın sessiz kullarıdır' peki sessiz oldukları için mi acı çekmelerine göz yuma biliyoruz.
hayvanlara deney yapan, hayvanları zehirleyerek öldürenler, tekmeleyenler, bir çuvala taşla koyup nehre atanlar...
bunların sonu gelmeyecek gibi.
şiddetin her türlüsü kötü ve doğru değildir.
çünkü hayvanlar hissedebilir düşünemezler. o senin elini ısırdı diye sen onu öldüreceksin diye bir şey yok!!!
hayvanlar doğanın bir parçasıdır...
bizim onlara ihtiyacımız var fakat onların bize ihtiyacı yok!! onlar biz sizde yaşayabilirler ancak biz onlarsız...
ülkemizde ve dünyada bu yaşanılan bir durum ve bilinçli insanlarımız olduğu sürece daha doğrusu vicdanlı insanların yeryüzünde var olduğu sürece diğer insanları uyararak bunlara son verilebilir.
minik bir dostun size mesajı var;
ben ölmek istemiyorum...
benim canım yanıyo ama sen canımı yakmaya devam ediyorsun.
bana zarar vererek değil, bana zarar verene tepki göstermeyerek...*
devamını gör...
türkiye'de islamın çok yanlış yaşanılması
sen yaşa da bize de örnek ol kardeşim dediğim, önerme.
herkes her şeye ne kadar da muktedir öyle. maşallah herkes biliyor her şeyi ama yaşamıyor ne hikmetse. yaşayana da sen yanlışsın diyor. e sen doğru ol da örnek alsın cümle alem.
herkes her şeye ne kadar da muktedir öyle. maşallah herkes biliyor her şeyi ama yaşamıyor ne hikmetse. yaşayana da sen yanlışsın diyor. e sen doğru ol da örnek alsın cümle alem.
devamını gör...
bir kızı bin kişi ister bir kişi alırdaki bininci kişi olmak
kontenjana girip, kızın gönlüne atanma ihtimali olan adaydır. sözleşmeli gönüldaş olarak işe başlayacaktır. hayırlı olsundur.
devamını gör...
sumo deadlift
sumo deadlift, kişinin bacaklarını barın bir ucundan diğer ucuna doğru açarak yaptığı, barın seyahat ettigi mesafeyi kisaltip, vücudun daha dik açı ile durmasını sağlayarak çok daha yüksek ağırlıklar kaldırmak adına özellikle powerlifting sporunda kullanılan bir deadlift varyasyonudur.
tekniğin çok daha ön planda olduğu sumo deadlift genel görüşe göre cheating'dir. conventional deadlift yani standart deadlift e göre mesafeyi kisaltip hareketi posterior chain için çok daha kolay hale getirmesinden dolayı her zaman eleştirilen bir tarz olmuştur.. özellikle vücut boyu kısa kol boyu uzun olan kişiler barı yerden 10 cm kaldırarak hareketi bitirebilebilir. anatomi önem arz eder. bu da klâsikcileri çileden çıkarır gerçi. böyle deadlift mi olur lan diye. ama powerlifting de nasıl yaptığın değil ne kadar kaldırdığın önemlidir.
tekniğin çok daha ön planda olduğu sumo deadlift genel görüşe göre cheating'dir. conventional deadlift yani standart deadlift e göre mesafeyi kisaltip hareketi posterior chain için çok daha kolay hale getirmesinden dolayı her zaman eleştirilen bir tarz olmuştur.. özellikle vücut boyu kısa kol boyu uzun olan kişiler barı yerden 10 cm kaldırarak hareketi bitirebilebilir. anatomi önem arz eder. bu da klâsikcileri çileden çıkarır gerçi. böyle deadlift mi olur lan diye. ama powerlifting de nasıl yaptığın değil ne kadar kaldırdığın önemlidir.
devamını gör...
mor
hatalı bilgiler arasında kaybolan, aslında gökkuşağında bulunmayan ve gerçek ışık olarak da elde edilemeyen renk.
gökkuşağında arada sırada görünür hale gelen renk mor değil, eflatundur. "farkı ne?" diyenler için:

ilginç bir şekilde erkekler renklerdeki ufak ayrımları fark edemez. farklı tonlar onlara göre aynı renktir. isaac newton da gökkuşağındaki rengi tanımlarken yanlış bir şekilde "mor" demişti ve bu nedenle bu yanlış bilgi çoğu kişinin aklında yer etti.
***
ışık konusuna gelince... ışık olarak eflatunun kendine has bir dalga boyu var ama morun yok. bizim mor olarak gördüğümüz şey kırmızı ile mavi ışığın karışımı. detaya girip kafa karıştırmak istemiyorum ama bu tamamen göz hücrelerimizin bize oynadığı optik bir oyunla ilgili. 2 ayrı dalga boyunu görerek bunları tek renk gibi algılıyor. biz de bu 2 ışığın bileşimini mor sanıyoruz.
gökkuşağında arada sırada görünür hale gelen renk mor değil, eflatundur. "farkı ne?" diyenler için:

ilginç bir şekilde erkekler renklerdeki ufak ayrımları fark edemez. farklı tonlar onlara göre aynı renktir. isaac newton da gökkuşağındaki rengi tanımlarken yanlış bir şekilde "mor" demişti ve bu nedenle bu yanlış bilgi çoğu kişinin aklında yer etti.
***
ışık konusuna gelince... ışık olarak eflatunun kendine has bir dalga boyu var ama morun yok. bizim mor olarak gördüğümüz şey kırmızı ile mavi ışığın karışımı. detaya girip kafa karıştırmak istemiyorum ama bu tamamen göz hücrelerimizin bize oynadığı optik bir oyunla ilgili. 2 ayrı dalga boyunu görerek bunları tek renk gibi algılıyor. biz de bu 2 ışığın bileşimini mor sanıyoruz.
devamını gör...
vesica piscis
birinin merkezi diğerinin çevresinde bulunacak şekilde kesişen aynı yarıçaptaki iki dairenin kesişmesinden oluşan kutsal sembol.
hıristiyan ikonografisinde çok sık kullanılmıştır. hıristiyanlıkta tanrı'nın ihtişamını yansıtırken aynı zamanda bu kutsal sembol, doğurganlığın, üremenin ve yaşamın yenilenmesinin bir simgesidir.
hıristiyanlıkta balık, isa’nın sembolüdür. balığı ve dolayısıyla isa'yı da sembolize eden vesica piscis, yüksekliği ve genişliği 265: 153 oranında ifade edilen dört eşit dik üçgene bölünebilir. √3'e “balığın ölçüsü” denilmesinin nedeni, 153 sayısı'nın kutsallığında yatar. isa, müritlerine ağlarını denize atmalarını söyler ve tam olarak 153 balık tutulur. 265: 153 bölünmesinin sonucu 1.73203'e yani çok yaklaşık √3'e'tür.


gotik dönemde katedrallerin kemerleri, pencereleri, tonozları ve sundurmaları vesica piscis geometrisine dayanırdı.

kesişen alanın özel bir ismi var; mandorla (italyancada badem).

12. ve 17. yüzyıllar arasında, bazı ingiltere, irlanda ve galler kiliselerinde, taş oyma"sheela-na-gig" adlı çıplak figürün abartılı vulvası vesica piscis'i temsil eder.

vesica piscis modern mimaride ve çevre düzenlemelerinde de kullanılmıştır.
aziz petrus meydanı
hıristiyan ikonografisinde çok sık kullanılmıştır. hıristiyanlıkta tanrı'nın ihtişamını yansıtırken aynı zamanda bu kutsal sembol, doğurganlığın, üremenin ve yaşamın yenilenmesinin bir simgesidir.
hıristiyanlıkta balık, isa’nın sembolüdür. balığı ve dolayısıyla isa'yı da sembolize eden vesica piscis, yüksekliği ve genişliği 265: 153 oranında ifade edilen dört eşit dik üçgene bölünebilir. √3'e “balığın ölçüsü” denilmesinin nedeni, 153 sayısı'nın kutsallığında yatar. isa, müritlerine ağlarını denize atmalarını söyler ve tam olarak 153 balık tutulur. 265: 153 bölünmesinin sonucu 1.73203'e yani çok yaklaşık √3'e'tür.


gotik dönemde katedrallerin kemerleri, pencereleri, tonozları ve sundurmaları vesica piscis geometrisine dayanırdı.

kesişen alanın özel bir ismi var; mandorla (italyancada badem).

12. ve 17. yüzyıllar arasında, bazı ingiltere, irlanda ve galler kiliselerinde, taş oyma"sheela-na-gig" adlı çıplak figürün abartılı vulvası vesica piscis'i temsil eder.

vesica piscis modern mimaride ve çevre düzenlemelerinde de kullanılmıştır.
aziz petrus meydanı
devamını gör...
papatya çayı
sakinleştirmesi, ehlileştirmesi ve daha bir sürü şey için başvurduğum son sığınak. bu da sakinleştirmezse, sinir sistemime "hele bir otur soluklan yeğenim" demezse bbc belgesel ekibinden fil bayıltan iğne rica edeceğim.
devamını gör...
her yerde aynı şifreyi kullanan insan
ya hep ya hiç insanıdır.
devamını gör...
kardeşi olanların bildiği şeyler
legal kölelik.
devamını gör...
eren bülbül
iyi ki varsın eren'im. iyi ki var oldun sen. unutanın kalbi kurusun eren.*
devamını gör...
geceye psikolojik bir telkin bırak
kendin ile yüzleş..
ve bunu sadece kendin ile baş başa iken yap..
ve bunu sadece kendin ile baş başa iken yap..
devamını gör...

