ressamın günlüğü
bir yagami light ukdesidir.
bir jose saramago kitabıdır.
jose saramago’nun türkçeye çevrilmiş kitaplarının neredeyse tamamını okudum ve hemen hepsine de büyük hayranlık duydum. özellikle de favori kitabım olan bütün isimler’e.
bu kitap jose saramago’nun ilk romanı ve benim jose saramago kitapları arasından sevmediğim tek kitabı. sanki yazar bu kitabı jose saramago olmadan önce yazmış. üslubu ve yazı dili bile farklı.
çok yetenekli olmadığını düşündüğümüz bir ressamın aldığı bir portre yapma işini bir tülü hakkıyla yerine getirememesi üzerine büyük ressamlardan ilham, feyz ve örnek almak üzere italyaya gitmesi üzerinden işleten romanın konusu ilgi çekici olsa da bir türlü zihnimde oturmayan yerler var romanda.
jose saramago okumaya bu romanla başlarsanız yazarın gelişimini ve kendini bulmasını takip etmek açısından iyi bir hareket olabilir. ancak diğer kitaplarını okuyup bu romana dönerseniz sizin için can sıkıcı bir deneyim olması kuvvetle muhtemeldir.
ben okurken zorlansam da yazara olan büyük hayranlığım ve sevgim sayesinde kitabı okuyup bitirdim. siz de okuyun ama fazla bir beklenti içinde olmayın.
bir jose saramago kitabıdır.
jose saramago’nun türkçeye çevrilmiş kitaplarının neredeyse tamamını okudum ve hemen hepsine de büyük hayranlık duydum. özellikle de favori kitabım olan bütün isimler’e.
bu kitap jose saramago’nun ilk romanı ve benim jose saramago kitapları arasından sevmediğim tek kitabı. sanki yazar bu kitabı jose saramago olmadan önce yazmış. üslubu ve yazı dili bile farklı.
çok yetenekli olmadığını düşündüğümüz bir ressamın aldığı bir portre yapma işini bir tülü hakkıyla yerine getirememesi üzerine büyük ressamlardan ilham, feyz ve örnek almak üzere italyaya gitmesi üzerinden işleten romanın konusu ilgi çekici olsa da bir türlü zihnimde oturmayan yerler var romanda.
jose saramago okumaya bu romanla başlarsanız yazarın gelişimini ve kendini bulmasını takip etmek açısından iyi bir hareket olabilir. ancak diğer kitaplarını okuyup bu romana dönerseniz sizin için can sıkıcı bir deneyim olması kuvvetle muhtemeldir.
ben okurken zorlansam da yazara olan büyük hayranlığım ve sevgim sayesinde kitabı okuyup bitirdim. siz de okuyun ama fazla bir beklenti içinde olmayın.
devamını gör...
a haber'in avrupa'daki benzin fiyatlarını tl’ye çevirmesi
aynı ülkelerdeki asgari ücretlere ve karşılıklarına bakalım o zaman;
ülke---------------- euro-------------try
almanya----------1.854----------17.582
yunanistan---------683,76--------7590
hollanda----------1636-----------18.160
fransa--------------1539-----------17.083
türkiye---------------255------------2.825.90
euro kuru anlık (1€= 11,10 ₺) olarak alınmıştır.
şu zaman kıtlığı içinde bunu yapmak gereksiz evet ama belki bazılarının gözüne takılır da faydamız dokunur.
çok ufak (5,95=6 gibi) yuvarlamalar yapılmıştır.
ülke---------------- euro-------------try
almanya----------1.854----------17.582
yunanistan---------683,76--------7590
hollanda----------1636-----------18.160
fransa--------------1539-----------17.083
türkiye---------------255------------2.825.90
euro kuru anlık (1€= 11,10 ₺) olarak alınmıştır.
şu zaman kıtlığı içinde bunu yapmak gereksiz evet ama belki bazılarının gözüne takılır da faydamız dokunur.
çok ufak (5,95=6 gibi) yuvarlamalar yapılmıştır.
devamını gör...
hayalet dansı
bugünkü nevada topraklarında yaşayan, paiute kabilesinden wovoka adındaki kızılderilinin çıkardığı ve kısa zamanda birçok kabileye yayılan bir dinsel tören dansıdır.
wovoka'ya göre yakında kıyamet benzeri birşey olacak ve bütün beyazlar ölecek ve beyazların öldürdüğü kızılderililer ve bizonlar geri gelecek. ama eğer ölen akrabalarınızın geri gelmesini istiyorsanız, hayalet dansını yapmalısınız diyordu.
aslında kızılderililerin ne kadar çaresiz olduğunu gösteren bir danstır. birçok akrabasını kaybetmiş insanlar, özellikle dul kadınlar tarafından yapılıyordu. yeniden, eskisi gibi beyazların olmadığı, özgür yaşadıkları günlerin geleceğini hayal ediyorlardı.
lakotaların çoğuda bu dansa katılmıştır ama oturan boğa katılmamış ama katılanlarada birşey dememiştir. tabi birçok kabilenin devamlı dans etmesi, ilk zamanlar beyazları korkutmuş ama bunun barışçıl bir dans olduğu anlaşılmıştı.
ama oturan boğa'nın diğer reisler ve kızılderililer üzerindeki etkisini bir türlü yok edemeyen beyazlar, bu dansı fırsat bilmiş ve onun bu dansı tertiplediğini ve isyana hazırlık olduğunu bahane ederek onu öldürtmüşlerdir.
wovoka'ya göre yakında kıyamet benzeri birşey olacak ve bütün beyazlar ölecek ve beyazların öldürdüğü kızılderililer ve bizonlar geri gelecek. ama eğer ölen akrabalarınızın geri gelmesini istiyorsanız, hayalet dansını yapmalısınız diyordu.
aslında kızılderililerin ne kadar çaresiz olduğunu gösteren bir danstır. birçok akrabasını kaybetmiş insanlar, özellikle dul kadınlar tarafından yapılıyordu. yeniden, eskisi gibi beyazların olmadığı, özgür yaşadıkları günlerin geleceğini hayal ediyorlardı.
lakotaların çoğuda bu dansa katılmıştır ama oturan boğa katılmamış ama katılanlarada birşey dememiştir. tabi birçok kabilenin devamlı dans etmesi, ilk zamanlar beyazları korkutmuş ama bunun barışçıl bir dans olduğu anlaşılmıştı.
ama oturan boğa'nın diğer reisler ve kızılderililer üzerindeki etkisini bir türlü yok edemeyen beyazlar, bu dansı fırsat bilmiş ve onun bu dansı tertiplediğini ve isyana hazırlık olduğunu bahane ederek onu öldürtmüşlerdir.
devamını gör...
eski eşleri aynı masada toplama
kaçış sendromu yaşayan mehmet ali erbil'in yaptığı eylem. görsele buradan ulaşabilirsiniz.
çoluğun çocuğun hatrına ziyareti anlarım da hepsiyle aynı masada olmak biraz tuhaf doğrusu.
ınstagramı olmayanlar için,
çoluğun çocuğun hatrına ziyareti anlarım da hepsiyle aynı masada olmak biraz tuhaf doğrusu.
ınstagramı olmayanlar için,
devamını gör...
lichess
sadece online satranç oynama fırsatıyla değil sade arayüzü, reklam içermiyor oluşu ve sayısız pratik yapma imkanıyla da gözdem olan site ve uygulama. stratejik hamleler ve bakış açısı geliştirmek için harika. dar vakitlerde birkaç hamlelik pratiklerini bayıla bayıla oynuyorum.
oyuncu performansını istatiksel olarak sunan bir sekmesi de mevcut. tabii bu kısmı yalnız hesap sahibi görebiliyor. pratikler sonunda yanlış ve doğru hamleleri açıklayan bir metin beliriyor, tespit açısından büyük kolaylık. insan bazen ne yapsa kendi kendine göremiyor çünkü. bu yönleriyle de oldukça kullanışlı bir uygulama benim için.
oyuncu performansını istatiksel olarak sunan bir sekmesi de mevcut. tabii bu kısmı yalnız hesap sahibi görebiliyor. pratikler sonunda yanlış ve doğru hamleleri açıklayan bir metin beliriyor, tespit açısından büyük kolaylık. insan bazen ne yapsa kendi kendine göremiyor çünkü. bu yönleriyle de oldukça kullanışlı bir uygulama benim için.
devamını gör...
herhangi bir şeye sinirlenince gelen sözlük hesabını silme isteği
nedeni bilinmeyen durum. ama cidden var böyle bir şey. bir keresinde yönetimden beni uçurmalarını rica etmiştim ve kabul edilmemişti. iki gün sonra da utanmadan tanım yazmaya devam etmiştim. hatta o gün bugündür daha aktifim sözlükte ahaha.
yine geçenlerde mail gönderdim ama artık "he he" deyip geçtiklerini düşünüyorum. çünkü mailden bir gün sonra içimden "lütfen hâlâ aynı düşüncede miyim diye sorsunlar" demeye başlamıştım.
resmen sözlükle toksik ilişkimiz var. bir sorun olunca sözlüğü darlıyorum, ayrılma kararı alıyorum. hâlbuki kafa iznine çık git kardeşim kim tutuyor?
yine geçenlerde mail gönderdim ama artık "he he" deyip geçtiklerini düşünüyorum. çünkü mailden bir gün sonra içimden "lütfen hâlâ aynı düşüncede miyim diye sorsunlar" demeye başlamıştım.
resmen sözlükle toksik ilişkimiz var. bir sorun olunca sözlüğü darlıyorum, ayrılma kararı alıyorum. hâlbuki kafa iznine çık git kardeşim kim tutuyor?
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
sakin olun.....
sevgili program yapımcısı bengaripsengüzeldünyaumutlu ile telekinezi marifetiyle iletişim kurdum. kendisi bana “programa ses kaydı gönderirsen, başlarım.” dedi. bu demek oluyor ki, bu program bir daha başlamayacak. eski yayınlarla idare edin artık.
şaka/maka başlasın programa da göndeririz ses kaydını. sizi kıracağıma yoldaşın efes şişesini kırarım ya.
başlığa olumsuz görüş yazan ulen sayın yazarlar;
“emek içeren her iş, saygıyı hak eder.”
haaaaay haaak.
sevgili program yapımcısı bengaripsengüzeldünyaumutlu ile telekinezi marifetiyle iletişim kurdum. kendisi bana “programa ses kaydı gönderirsen, başlarım.” dedi. bu demek oluyor ki, bu program bir daha başlamayacak. eski yayınlarla idare edin artık.
şaka/maka başlasın programa da göndeririz ses kaydını. sizi kıracağıma yoldaşın efes şişesini kırarım ya.
başlığa olumsuz görüş yazan ulen sayın yazarlar;
“emek içeren her iş, saygıyı hak eder.”
haaaaay haaak.
devamını gör...
üniversitede yaşanmış en büyük pişmanlık
istediğimi zannettiğim bölümün aslında istediğim olmadığını anladığım an, bölümü bırakmamış olmamdır. hazırlıktayken daha, terk etmeliydim bu bölümü. 5 yılı gömüverdim halbuki ben buraya. okuyalım bitsin olmuyormuş geç anladım.
devamını gör...
zincire vurulmuş prometheus
yunan tragedyasıdır.
yunan tanrıları insanları sadece onlara muhtaç olduğunda severdi. prometheus ise adildi. ateşi insanlara hediye etti. sonuçta zeus tarafından zalim bir cezaya çarptırılsa da zeus tarafından yakalanmamış,bunu zeus'a kendisi bildirmiştir. iş bankası yayınlarındaki basımı goethe'nin şu dizeleriyle biter:
karart göklerini zeus,
duman duman bulutlarla;
diken başlarını yolan çocuk gibi de
oyna meşelerin, dağların doruklarıyla.
ama benim dünyama dokunamazsın,
ne senin yapmadığın kulübeme
ne de ateşini kıskandığın ocağıma.
...
yunan tanrıları insanları sadece onlara muhtaç olduğunda severdi. prometheus ise adildi. ateşi insanlara hediye etti. sonuçta zeus tarafından zalim bir cezaya çarptırılsa da zeus tarafından yakalanmamış,bunu zeus'a kendisi bildirmiştir. iş bankası yayınlarındaki basımı goethe'nin şu dizeleriyle biter:
karart göklerini zeus,
duman duman bulutlarla;
diken başlarını yolan çocuk gibi de
oyna meşelerin, dağların doruklarıyla.
ama benim dünyama dokunamazsın,
ne senin yapmadığın kulübeme
ne de ateşini kıskandığın ocağıma.
...
devamını gör...
gençlerde işsizlik diye bir kaygının bulunmaması
bu gençlerin canına okundu.
en saygın bölümleri bitiren insanlar dahi işsiz ya da komik rakamlara köle yapılmak isteniyor. onca yılın karşılığında azıcık aşım kaygısız başım demedi diye insanları suçlayamazsınız.
üstelik baba parası olan canı öyle istiyorsa iş aramasın, senden ekmek parası mı istedi?
3 kişiyle konuşup genelleme yapan primatlar görüş bildirmesin.
en saygın bölümleri bitiren insanlar dahi işsiz ya da komik rakamlara köle yapılmak isteniyor. onca yılın karşılığında azıcık aşım kaygısız başım demedi diye insanları suçlayamazsınız.
üstelik baba parası olan canı öyle istiyorsa iş aramasın, senden ekmek parası mı istedi?
3 kişiyle konuşup genelleme yapan primatlar görüş bildirmesin.
devamını gör...
küçükken inandığımız yalanlar
tam bir şehir bebesiyim. anne tarafımın da baba tarafımın da köyü yoktu. hayatımda ilk defa köye de bir ilkokul gezisinde gidebildim zaten.
neyse efenim sanırsam ben 5-6 yaşlarındayken, bir şehirler arası yolculuğa çıktık. tarlaları, koruları falan ilk kez görüyorum. hepsinde farklı farklı boylarda değişik değişik bitkiler. arabanın camına yapışmışım hepsini tek tek soruyorum.
"baba bu ne? babaa bu ne? peki şunlar nee?"
o da bu kola ağacı, bunlar gazoz ağaçları, bunlarda bonibon yetişiyor diye ciddi ciddi bütün sorularımı yanıtlıyor.
trollemeleri sayesinde uzunca bir süre kola, jelibon ve çikolataların ağaçta yetiştirildiğini sandım. sonra bir gün ilkokulda bizi eti'nin fabrikasına götürdüler de meseleyi çakabildim.
vallahi allah devletimize zeval vermesin. düşünsene evde eğitimin yasal olduğunu. troll babası olanlar sıçtı.
neyse efenim sanırsam ben 5-6 yaşlarındayken, bir şehirler arası yolculuğa çıktık. tarlaları, koruları falan ilk kez görüyorum. hepsinde farklı farklı boylarda değişik değişik bitkiler. arabanın camına yapışmışım hepsini tek tek soruyorum.
"baba bu ne? babaa bu ne? peki şunlar nee?"
o da bu kola ağacı, bunlar gazoz ağaçları, bunlarda bonibon yetişiyor diye ciddi ciddi bütün sorularımı yanıtlıyor.
trollemeleri sayesinde uzunca bir süre kola, jelibon ve çikolataların ağaçta yetiştirildiğini sandım. sonra bir gün ilkokulda bizi eti'nin fabrikasına götürdüler de meseleyi çakabildim.
vallahi allah devletimize zeval vermesin. düşünsene evde eğitimin yasal olduğunu. troll babası olanlar sıçtı.
devamını gör...
posta kutusundaki mızıka
malûm gazetede köşe yazarı idi ali ural. o sebeple kitap bana hediye edildiğinde ön yargı ile yaklaşmadım değil. birkaç ay süründürdüm kendisini, yüzüne bakmadım. en sonunda önce kapak yazısı dikkatimi çekti, sonra rastgele pasajlar okudum derken kapıldım gittim.
açar açar okurum arada hâlâ.
velhasıl kitap güzel.
arka kapaktaki yazıyı paylaşayım sizinle.
sevgili dost!
bu sabah kuş sesleriyle uyandım. ne güzel değil mi? hayır, güzel değil! açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi.
kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette. yüzümü yıkarken acaba diyordum; acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor?
acaba 'insan' denince hatırlanıyor muyuz?
açar açar okurum arada hâlâ.
velhasıl kitap güzel.
arka kapaktaki yazıyı paylaşayım sizinle.
sevgili dost!
bu sabah kuş sesleriyle uyandım. ne güzel değil mi? hayır, güzel değil! açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi.
kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette. yüzümü yıkarken acaba diyordum; acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor?
acaba 'insan' denince hatırlanıyor muyuz?
devamını gör...
şarkılarda sorulan enteresan sorular
sen hiç, hiç oldun mu?
devamını gör...
converse ayakkabı giyilen korkunç dönem
güzel bir dönemdi. şu an ne kadar giyilmese de hâlen hatıra olarak saklıdır.
devamını gör...
enes kara
kanla abdest alanların ve timsah gözyaşı dökenlerin adını ağzına almaması gereken can, evlat...
devamını gör...
bulut bey
dönemin izleyici kitlesi tarafından çok beğenilen..
1996-1999 yılları arasında senaryosu hazırlanan..
matrix kafası la bu diyenler içinde ve ne alaka ise gereksiz şekilde yazım tarihleri ve tescilleri ile senarist ve yapımcısının "biz onlardan önce düşündük" diyerek konusu ve çekim teknikleri ispatlanmaya çalışılan..
2002 yılında al ulan dido diye izleyiciye sunulan ve akabinde ödeme sorunları nedeni ile de kanal d tarafından yayından kaldırılan.. toplamda 4 bölüm çekilebilen bazı rivayetlere göre film olduğu söylenen.. yapımcısını kararsız bırakıp ilk iki bölümü sinema filmi moduna alıp almama konusunda ömür törpületen.. türk izleyici kitlesine göre ilk matrix-max payne ucundan da blade çakması görüntüsü veren.. artık dizisi mi filmi mi ne halt olduğu halen bilinmeyen yapım..
kahramanımız mafyada büyür.. sonra bir hanım kızımız gelir aşık olurlar..
kızımız der "bulut evinin direği çocuklarının babası ol ne bu böyle silah falan bırak bu işleri egeye yerleşelim"
sonrasında sevgili bulut beyimiz savaş açar olaylar gelişir..
yani hani oluru varmışta bizim dizi-film sektörünün yiyebileceği bir bok değilmiş gibi durmuş.. en azından denenmiş..
aha da fragman
1996-1999 yılları arasında senaryosu hazırlanan..
matrix kafası la bu diyenler içinde ve ne alaka ise gereksiz şekilde yazım tarihleri ve tescilleri ile senarist ve yapımcısının "biz onlardan önce düşündük" diyerek konusu ve çekim teknikleri ispatlanmaya çalışılan..
2002 yılında al ulan dido diye izleyiciye sunulan ve akabinde ödeme sorunları nedeni ile de kanal d tarafından yayından kaldırılan.. toplamda 4 bölüm çekilebilen bazı rivayetlere göre film olduğu söylenen.. yapımcısını kararsız bırakıp ilk iki bölümü sinema filmi moduna alıp almama konusunda ömür törpületen.. türk izleyici kitlesine göre ilk matrix-max payne ucundan da blade çakması görüntüsü veren.. artık dizisi mi filmi mi ne halt olduğu halen bilinmeyen yapım..
kahramanımız mafyada büyür.. sonra bir hanım kızımız gelir aşık olurlar..
kızımız der "bulut evinin direği çocuklarının babası ol ne bu böyle silah falan bırak bu işleri egeye yerleşelim"
sonrasında sevgili bulut beyimiz savaş açar olaylar gelişir..
yani hani oluru varmışta bizim dizi-film sektörünün yiyebileceği bir bok değilmiş gibi durmuş.. en azından denenmiş..
aha da fragman
devamını gör...




