kadınların erkeklerden beklentileri
*haksızlık etmemesi...
bitti.
bitti.
devamını gör...
takipçileri görebilmek bedava olsun kampanyası
toy yazar kampanyası.
arkadaşlar tüm heyecanı kaçıyor asiti kaçmış gazoz gibi, domatessiz menemen gibi oluyor.
bir yazar sizi takip etti bildirimi gelince ona istediğin manayı yükleyebilirsin üzerine hayaller kurabilirsin. ( ya barbara palvin beni takip ettiyse) gibi ama aktif edince bir bakıyorsun kamyon şoförü gibi bir yazar sizi takip etti diyor hayal bile kuramıyorsun.
bir de böyle düşün.
arkadaşlar tüm heyecanı kaçıyor asiti kaçmış gazoz gibi, domatessiz menemen gibi oluyor.
bir yazar sizi takip etti bildirimi gelince ona istediğin manayı yükleyebilirsin üzerine hayaller kurabilirsin. ( ya barbara palvin beni takip ettiyse) gibi ama aktif edince bir bakıyorsun kamyon şoförü gibi bir yazar sizi takip etti diyor hayal bile kuramıyorsun.
bir de böyle düşün.
devamını gör...
hasret gültekin
kendisi ile alakalı olarak radyo programında yazıp seslendirmiş olduğum metni soranlar ve bu metin ile yapmış olduğum seslendirmeyi çok beğenenler olmuş. öncelikle bunun için tarafıma güzel mesajlar atanlara ayrıca tekrar teşekkür ediyor ve metni burada da paylaşmak istiyorum.
güle yel değdi güneş olursa,
cana ten değdi ateş olursa,
hasret gültekin. yitip giden bir can...
ömrünün baharında solmuştu gülü. gülüne yelden ötesi değdi o gün. 22 yaşındaydı. sivas'ta kaybettiğimiz 33 aydın insandan bir tanesiydi o da. bir halk ozanıydı. nazım hikmet diyor ya hani'' öyle ölüler vardır ki ben onların öldüklerini düşündükçe vakit olur yaşadığımdan utanırım. '' tam da öyle işte.
o kısacık ömrüne birçok eser sığdırmış ve bağlamada devrim yaratmıştı. eğer yaşasaydı şüphe yok; sarf ettiği sözlerinin, verdiği eserlerinin, sanata olan katkılarının, yaptığı yeniliklerinin yanına daha nicelerini ekleyecekti. olmadı. hayalleriyle birlikte hayatı da alındı. daha doğrusu çalındı. o daha 22 sindeyken sanki çok yaşamış gibi onun canı alındı. aldılar canını. anasının, babasının en kıymetlisini, sevdiğinin canını yarısını, çocuğunun baba diyeceği adamı...
herkese selam, sana hasret,
nur içinde yat üstat...
güle yel değdi güneş olursa,
cana ten değdi ateş olursa,
hasret gültekin. yitip giden bir can...
ömrünün baharında solmuştu gülü. gülüne yelden ötesi değdi o gün. 22 yaşındaydı. sivas'ta kaybettiğimiz 33 aydın insandan bir tanesiydi o da. bir halk ozanıydı. nazım hikmet diyor ya hani'' öyle ölüler vardır ki ben onların öldüklerini düşündükçe vakit olur yaşadığımdan utanırım. '' tam da öyle işte.
o kısacık ömrüne birçok eser sığdırmış ve bağlamada devrim yaratmıştı. eğer yaşasaydı şüphe yok; sarf ettiği sözlerinin, verdiği eserlerinin, sanata olan katkılarının, yaptığı yeniliklerinin yanına daha nicelerini ekleyecekti. olmadı. hayalleriyle birlikte hayatı da alındı. daha doğrusu çalındı. o daha 22 sindeyken sanki çok yaşamış gibi onun canı alındı. aldılar canını. anasının, babasının en kıymetlisini, sevdiğinin canını yarısını, çocuğunun baba diyeceği adamı...
herkese selam, sana hasret,
nur içinde yat üstat...
devamını gör...
hoşlanılan kişiye açılacakken sur'un üflenmesi
devamını gör...
insanın zoruna giden şeyler
insanların kafalarına atılan çayları umarsızca havada yakalayıp sevinerek evlerine götürmeleri zoruma gidiyor.
devamını gör...
alef
8 bölümü bir günde bitirmiş biri olarak kafamda oturmayan yerleri olmasına rağmen diğer yorum yapan yazar arkadaşıma katılıyorum. istanbul görüntüleri gerçekten çok güzel.
--! spoiler !--
otopsi, cinayetler vs zor baktığım sahneler oldu, tarikatlar, tasavvuf, mevlevi dergahları vb işlenen konular ve verilen bilgilerden bir süre sonra kafa yanabiliyor biraz ama genel olarak iyi kurgulanmış olduğunu düşünüyorum.
ekşi'de oyunculuklar ile ilgili olumsuz yorum yapanlar da çok olmuş ama kenan imirzalıoğlu'nun oynadığı kemal zaten donuk bir adam, pek konuşmuyor, hislerini çok nadir belli ediyor. ahmet mümtaz taylan için hele bu konu tartışmaya kapalı.
--! spoiler !--
--! spoiler !--
otopsi, cinayetler vs zor baktığım sahneler oldu, tarikatlar, tasavvuf, mevlevi dergahları vb işlenen konular ve verilen bilgilerden bir süre sonra kafa yanabiliyor biraz ama genel olarak iyi kurgulanmış olduğunu düşünüyorum.
ekşi'de oyunculuklar ile ilgili olumsuz yorum yapanlar da çok olmuş ama kenan imirzalıoğlu'nun oynadığı kemal zaten donuk bir adam, pek konuşmuyor, hislerini çok nadir belli ediyor. ahmet mümtaz taylan için hele bu konu tartışmaya kapalı.
--! spoiler !--
devamını gör...
dokuz eylül üniversitesi
izmir'de bulunan bir devlet üniversitesi. buca eğitim fakültesi ve tıp fakültesi ile meşhurdur.
devamını gör...
14 şubat 2021 13 vatandaşımızın şehit edilmesi
dünyada en zor iş rehine kurtarmak, dört tarafından giriş çıkış yapılabilen bir evde bile zordur. hele pkk'lılar gibi dağın altını oymuş, büyük tüneller yapmış bir örgütün, mağaranın girişindekiler geberdiğinde, içeride bekleyenler, artık naneyi yedik,kurtuluş yok deyip, rehineleri öldürmüşlerdir. allah ailelerine sabır versin.
devamını gör...
özlemek
yirmi beş gün oldu. her gün o'nu bir daha göremeyeceğim, bir daha hiç sarılamayacağım gerçeğiyle yandığım y i r m i b e ş g ü n. dünyadaki en eski dostumun,babamın, hiç beklenmedik bir anda ve gerçekten bir an'da beni sonsuz bir özleyişe bırakıp gittiği...
devamını gör...
sapyoseksüel
fiziksel çekicilikten çok, kişinin entelektüel kişiliğini çekici bulan insanları tanımlamak için kullanılır.
fakat günümüzde böyle olmayan da kendine sapyoseksüel diyor, kusura bakmayın ama özellikle erkekler kadınları etkilemek için bunu kullanıyor. sanki her kadına çekici gelen bir özellikmiş gibi algılanıyor o cephede sanırım ama olay çok başka haberleri yok.
sapyoseksüel olan kendini konuşması ve davranışlarıyla belli eder zaten, söylemesine gerek yok. o yüzden göstermeliklerle gerçekleri böylece ayırt edebilirsiniz.
sanki sahte para/altın gibi önemli bir şeyi anlatıyormuşum gibi hissettim ya.*
fakat günümüzde böyle olmayan da kendine sapyoseksüel diyor, kusura bakmayın ama özellikle erkekler kadınları etkilemek için bunu kullanıyor. sanki her kadına çekici gelen bir özellikmiş gibi algılanıyor o cephede sanırım ama olay çok başka haberleri yok.
sapyoseksüel olan kendini konuşması ve davranışlarıyla belli eder zaten, söylemesine gerek yok. o yüzden göstermeliklerle gerçekleri böylece ayırt edebilirsiniz.
sanki sahte para/altın gibi önemli bir şeyi anlatıyormuşum gibi hissettim ya.*
devamını gör...
lilium (yazar)
sözlükte var olmasından kendi adıma büyük mutluluk duyduğum, düşüncelerini dile getirmekten çekinmeyen, cesur, kendini geliştirmiş ve güçlü bir kadın. kadın olduğu, zaman zaman kendi fotoğraflarını buraya yüklemeyi tercih ettiği ve birçok insanın düşündüğü ancak söylemekten kaçındığı şeyleri rahatça dile getirdiği için nickaltından ve profilinden çıkmayan birçok yazar tarafından yine aynı sebeplerden ötürü zaman zaman linç edilen yazar. bu benim gözümde kendisine özel yapılan kişisel bir muamele değildir. aynı şeyleri yapan başka bir kadın yazar da aynı kişiler tarafından aynı muameleye maruz kalacaktı. bu lilium olmuş, başka bir kişi olmuş hiç fark etmez. ne kadar kadınlara karşı pozitif ayrımcı bir platform olmak için özveri göstersek de kafayı kadınlarla bozmuş insanlarla dolu olan, kadına yapılan psikolojik/fiziksel şiddet ile taciz tecavüzün kanayan yarası olan bir ülkede yaşadığımız gerçeğini ne yazık ki değiştiremiyoruz.
kendisinin sadece attığı fotoğraflardan ötürü ilgi budalası ilan edilişini, kadınlığı üzerinden insanlığı ve doktorluğuyla ilgili atılan alakasız ve hadsiz yorumları gördükçe şaşırıyor ve üzülüyorum. ama bütün bu tepkilerin kendisiyle ilgili değil, o insanların içindeki nefret ile ilgili olduğunu da biliyorum. takma bu yorumları demeyeceğim kendisine. çünkü biliyorum ki kendini, burada anonimliğine güvenerek atılan iğrenç yorumlarla tanımlandırmayacak kadar kendisini bilen birisi. kadınların da var olduğunu kabul ettiğimiz, bir kadının sadece ve sadece kendisi için de bir şeyler yapabileceğini (ilgi çekmek için değil) bildiğimiz günlere... sevgiyle kalın sevgili yazar*
kendisinin sadece attığı fotoğraflardan ötürü ilgi budalası ilan edilişini, kadınlığı üzerinden insanlığı ve doktorluğuyla ilgili atılan alakasız ve hadsiz yorumları gördükçe şaşırıyor ve üzülüyorum. ama bütün bu tepkilerin kendisiyle ilgili değil, o insanların içindeki nefret ile ilgili olduğunu da biliyorum. takma bu yorumları demeyeceğim kendisine. çünkü biliyorum ki kendini, burada anonimliğine güvenerek atılan iğrenç yorumlarla tanımlandırmayacak kadar kendisini bilen birisi. kadınların da var olduğunu kabul ettiğimiz, bir kadının sadece ve sadece kendisi için de bir şeyler yapabileceğini (ilgi çekmek için değil) bildiğimiz günlere... sevgiyle kalın sevgili yazar*
devamını gör...
kadınların atatürk'e şükran duymaması
(bkz: yemek yediği kaba pislemek).
devamını gör...
josef k
franz kafka’nın dava romanının talihsiz olduğuna inanılan baş kahramanıdır.
bir gün odasında otururken iki adam gelir ve josef k.’nın suçlu bulunduğunu söylerler ve kitap boyunca josef k. suçunun ne olduğunu öğrenmek için çabalar durur ve asla başarılı olamaz.
bu anlamsız arayış aslında franz kafka’nın özel yaşamında karşılığını bulur. elias canetti’nin yazdığı öbür dava kitabında bu konu bence açıklığa kavuşturulmuştur. canetti, franz kafka’nın felice bauer’e yazdığı mektupları incelediğinde dava romanının anlatmaya çalıştığı konu ile ilgili çok önemli ip uçları bulur.
kafka’nın felice ile yaşadığı bir anıdır her şeyin kaynağı. kafka, felice ile nişanlı iken bir yandan da felice’nin yakın bir kız arkadaşı ile mektuplaşmaktadır. insanların yücelttiği ve muhteşem bir aşık olarak gördükleri kafka aslında hiç de öyle bir adam değildir. ziyadesiyle çapkındır. bu mektuplaşmayı öğrenen felice o arkadaşını da yanına alarak kafka’ya gelir ve nişanı atar.
canetti’ye göre dava romanının anlattığı hikaye budur ve kafka, josef k.’nın roman boyunca suçunu anlamamasını sağlayarak bir anlamda kendini de aklamaya çalışmaktadır.
josef k. diğer bütün kafka kahramanları gibi kafka’nın kendisidir aslında.
bir gün odasında otururken iki adam gelir ve josef k.’nın suçlu bulunduğunu söylerler ve kitap boyunca josef k. suçunun ne olduğunu öğrenmek için çabalar durur ve asla başarılı olamaz.
bu anlamsız arayış aslında franz kafka’nın özel yaşamında karşılığını bulur. elias canetti’nin yazdığı öbür dava kitabında bu konu bence açıklığa kavuşturulmuştur. canetti, franz kafka’nın felice bauer’e yazdığı mektupları incelediğinde dava romanının anlatmaya çalıştığı konu ile ilgili çok önemli ip uçları bulur.
kafka’nın felice ile yaşadığı bir anıdır her şeyin kaynağı. kafka, felice ile nişanlı iken bir yandan da felice’nin yakın bir kız arkadaşı ile mektuplaşmaktadır. insanların yücelttiği ve muhteşem bir aşık olarak gördükleri kafka aslında hiç de öyle bir adam değildir. ziyadesiyle çapkındır. bu mektuplaşmayı öğrenen felice o arkadaşını da yanına alarak kafka’ya gelir ve nişanı atar.
canetti’ye göre dava romanının anlattığı hikaye budur ve kafka, josef k.’nın roman boyunca suçunu anlamamasını sağlayarak bir anlamda kendini de aklamaya çalışmaktadır.
josef k. diğer bütün kafka kahramanları gibi kafka’nın kendisidir aslında.
devamını gör...
mandela etkisi
sadece bir ya da birkaç kişinin değil, dünya üzerinde geniş bir topluluğun var olan bir bilgiyi tamamen yanlış hatırlıyor olması durumudur.ilk olarak 2010 yılında fiona broome adlı bir blogger tarafından ortaya atıldı. adını, nelson mandela’nın ölümünden alıyor.nelson mandela’nın 80’li yıllarda hapisteyken ölme efsanesinden doğuyor. 2013 yılında hayatını kaybeden mandela’nın ölüm haberi, pek çok kişiyi üzerken milyonlarca kişiyi de büyük şaşkınlığa uğratmış, “nasıl yani? yahu bu adam 80’lerde hapishanede ölmemiş miydi?” algısı oluşmuştu. aslında yıllardır yaşayan, hatta devlet başkanlığı dahi yapmış saygıdeğer birisi olan mandela, dünya nüfusunun büyük bir kısmı tarafından, 1980’li yıllarda hapishanede ölmüş olarak kabul ediliyordu.
monopolydeki adamın gözünde mercek hatırlamamız ama asla olmaması, mickey mouse un pantolon askisinin olduğunu hatırlamamız ama asla olmaması, volswagenin sembolünde v ve w harflerini birbirinden ayıran çizginin olmadığını hatırlasak da aslında olması da örnek verilebilir.
devamını gör...
yazarları ağlatan şarkılar
devamını gör...
normal sözlük'teki en havalı nick
ah allahım iki kişi beni yazmış. çok mutluyum çok bahtiyarım. yarın gidip kimliğimi değiştireceğim adımı soyadımı mesut bahtiyar yapacağım. dileyin benden ne dilerseniz. para istemeyin o ayrı.
devamını gör...
sırt tutulması
bölgesine göre insanın hayat kalitesini düşüren hadise. ağır fiziksel iş, belli bir bölgeye yel girmesi, ani veya ters hareket..1.5 haftadır durup durup sonra geri geliyor. mont giyerken iki büklüm kalıp yere yapışmak nedir.
devamını gör...
kırmızıya kayma
elektromanyetik dalgalarda dalga boyunun olması gereken yerden, elektromanyetik tayfın uzun dalga boylu tarafına doğru kaymış olduğu durum.
dalga boyunun kırmızıya kayması ya da uzaması, dalganın enerjisinin ve frekansının azalması anlamına gelir.
gözlenen bir cismin yaydığı ışık kırmızıya kaymışsa, bu durum cismin bizden uzaklaştığı anlamına gelir. evrenin genişlediğini bu sayede anladık.
ses dalgasında da durum aynı olduğundan yaklaşan tren, ambulans gibi araçların sesi, düşük enerji nedeniyle daha kalındır.
dalgaların kırmızıya ya da maviye kayma durumları doppler etkisi olarak da tanımlanır.
dalga boyunun kırmızıya kayması ya da uzaması, dalganın enerjisinin ve frekansının azalması anlamına gelir.
gözlenen bir cismin yaydığı ışık kırmızıya kaymışsa, bu durum cismin bizden uzaklaştığı anlamına gelir. evrenin genişlediğini bu sayede anladık.
ses dalgasında da durum aynı olduğundan yaklaşan tren, ambulans gibi araçların sesi, düşük enerji nedeniyle daha kalındır.
dalgaların kırmızıya ya da maviye kayma durumları doppler etkisi olarak da tanımlanır.
devamını gör...

