ilginç isimler
şaziment. benim şimdiye değin duyduğum en ilginç isim.
devamını gör...
yazarların doğduğu sene gerçekleşmiş önemli olaylar
büyük marmara depremi olmuştur.
devamını gör...
yaran yazım yanlışları
devamını gör...
yazarlara hediye edilmiş şarkılar
hediyeler insanları mutlu eder. küçük bir tebessüm oluşturur kimisi veya kibarca teşekkür ettirir. karşıdakine verdiğin değeri gösterir bana göre. peki sizce hediyeler sadece elle tutulan şeylerden mi oluşur? bence hayır. şarkılar var mesela..dünyanın en masrafsız hediyesidir belkide. ama aynı zamanda en içten olanıdır. "sana bir şeyler söylemek istiyorum. ama biri benim yerime anlatmış söylemek istediklerimi. bunu sana ben okuyormuşum gibi dinle, olur mu?" şarkıyı hediye eden kişi böyle düşünüp hediye etmiş olabilir. veya "dinlerken aklıma sen geldin." de diyebilir. bana göre şarkıların renkleri var. hayal gücümün fazla geliştiğinden midir bilmem ama bir şarkıyı dinlerken kafamın içinde renk tonları oluşuyor. şarkı hediye eden kişi "bu şarkının rengi sana benziyor." diyebilir. nerden bakarsanız bakın birine bir şarkı hediye etmek çok nahiftir.
bana hediye edilen şarkı ise şudur:
hediye eden kişi bu satırları okuyamayacak ama tekrardan çok teşekkür ediyorum.*
bana hediye edilen şarkı ise şudur:
hediye eden kişi bu satırları okuyamayacak ama tekrardan çok teşekkür ediyorum.*
devamını gör...
kadınların erkeklere hiç çok yakışıklısın dememesi
ben derim. bir çok kez dedim de. etkilendiğim insana da derim yani kadın da olsa güzel de derim. *
devamını gör...
çiftlerin birbirine sürekli aşkım demesi
bir süre sonra alışkanlığa dönüşür.
devamını gör...
yanlış telaffuz etmekten hoşlanılan kelimeler
(bkz: laylon)
devamını gör...
doğum lekesi
başka bir inanışa göre, önceki hayatınızda oradan darbe alarak ölmüşsünüzdür, onun izi, lekesidir.
benim dizimde vardır.*
kim dizimden vurdurdu bilmiyorum. ayıptır kardeşim.
benim dizimde vardır.*
kim dizimden vurdurdu bilmiyorum. ayıptır kardeşim.
devamını gör...
asla istenileni yapmayan kuaför
saç kesimi olsun, makyaj olsun, sakal biçimi olsun yok allah yok, kendi bildiğini okur. nasılsa elinin altındasınızdır hadi ters bir şey söyleyin de bakın kaşınıza nasıl giriyor!
devamını gör...
sözlük tutulsun diye tanım yazmak
bundan yıllar evvel görev yaptığım doğu anadolu'da bir şehre migros açılmıştı. migros dediysem öyle büyük bir şey sanmayın. 2m'di ve kış şartlarından dolayı ikmal zor olduğundan çok çeşit de yoktu. yine de çok sevinmiştim açıldığına. sadece bir kavşağında trafik ışığı olan şehre migros açılınca sanki vizontele gelmiş gibi sevinmiştim. ne de olsa medeniyet demekti migros (ne alakası varsa), bu şehrin de diğerleri gibi olduğunun, dünyayla bağlantı kurduğunun göstergesiydi. sıkıldığımda gidip gezebileceğim, kendimi her zamanki ortamımın dışında hissedebileceğim özel bir yerdi.
sonra fark ettim ki çok satış yapamıyordu migros. aynı veya yakın apartmanlarda oturduğumuz tamamı yabancı ve geçici insanlar dışında kimse gitmiyordu bu markete. şehrin yerlileri ihtiyaçlarını hala tanıdıkları kasaptan, manavdan alıyordu. işte ben bundan sonra hergün migros'a gitmeye başladım. bazen ihtiyaç olmadığı halde bir sürü lüzumsuz şey alıyordum. koca migros'u kurtaramayacağımın farkındaydım ya yıkılası kapitalizm az da olsa alışveriş yapılırsa yaptığı yatırımı çöpe atmaz diye düşünüyordum. sonra ayrıldım o şehirden migros'a ne oldu bilmiyorum.
kafa sözlükle ilgili de benzer bir hissiyat içindeyim bir süredir. bu entry'i gören arkadaşlar belki inceler, en alakasız başlıklara kısa da olsa tanım yazmaya çalışıyorum. gündemde aylar önceki başlıkları görmekten kaygılıyım. bir el atın arkadaşlar, kapanmasın bu sözlük. çok soğuk ve her açıdan kurak bir şehirde, donmuş hazır tatlıları incelerken tanışılan bir güzelle yapılan hoş sohbetlerin tadı kaybolmasın.
sonra fark ettim ki çok satış yapamıyordu migros. aynı veya yakın apartmanlarda oturduğumuz tamamı yabancı ve geçici insanlar dışında kimse gitmiyordu bu markete. şehrin yerlileri ihtiyaçlarını hala tanıdıkları kasaptan, manavdan alıyordu. işte ben bundan sonra hergün migros'a gitmeye başladım. bazen ihtiyaç olmadığı halde bir sürü lüzumsuz şey alıyordum. koca migros'u kurtaramayacağımın farkındaydım ya yıkılası kapitalizm az da olsa alışveriş yapılırsa yaptığı yatırımı çöpe atmaz diye düşünüyordum. sonra ayrıldım o şehirden migros'a ne oldu bilmiyorum.
kafa sözlükle ilgili de benzer bir hissiyat içindeyim bir süredir. bu entry'i gören arkadaşlar belki inceler, en alakasız başlıklara kısa da olsa tanım yazmaya çalışıyorum. gündemde aylar önceki başlıkları görmekten kaygılıyım. bir el atın arkadaşlar, kapanmasın bu sözlük. çok soğuk ve her açıdan kurak bir şehirde, donmuş hazır tatlıları incelerken tanışılan bir güzelle yapılan hoş sohbetlerin tadı kaybolmasın.
devamını gör...
kanser olduğunu öğrenmek
bir yakını 6 ay bilinçsiz yaşayıp ölmüş, bir diğer yakını bacağı kökünden kesilmiş ve 2 ay sonra ölmüş bir insan olarak söylüyorum; sizin ilgi or....luğunuzun oyuncağı bir hastalık değildir. sizi onkoloji ünitesi hatta daha kötüsü palyatif gezmeye davet ediyorum.
tanım: berbattır.
tanım: berbattır.
devamını gör...
ölüm
spoiler: filmin sonu
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük, sadece 4 saat yataga girebildim. onda da yavru kedi dayağı yedim.
mırlıyor diye seviyor sanıyorum bir bakıyorum ki uykuya dalar dalmaz ısırıp tırmalıyor. şu an bile kapının arkasından aç kapıyı diye ortalığı yıkıyor.
siz siz olun araba motorundan kurtarmadan önce kedi yavrusunun otopark mafyasına bulaşıp bulaşmadığını kontrol edin. *
mırlıyor diye seviyor sanıyorum bir bakıyorum ki uykuya dalar dalmaz ısırıp tırmalıyor. şu an bile kapının arkasından aç kapıyı diye ortalığı yıkıyor.
siz siz olun araba motorundan kurtarmadan önce kedi yavrusunun otopark mafyasına bulaşıp bulaşmadığını kontrol edin. *
devamını gör...
karşılıklı nickaltı giren erkek ve kadın
bir mahsuru mu var dediğim başlıktır.
ben mesela, sevdiğim yazar kimse överim. kadınmış, erkekmiş her kim ise beni ilgilendirmiyor. ben burada tutankamonun laneti olarak varım. ne fazlası ne eksiği değilim. sadece yazarım. burada çok değerli insanlar ile konuşuyorum. onlardan çok şey öğreniyorum. hem yazıyor, hem muhabbet ediyor hem de seve seve nickaltı giriyorum.*
ben mesela, sevdiğim yazar kimse överim. kadınmış, erkekmiş her kim ise beni ilgilendirmiyor. ben burada tutankamonun laneti olarak varım. ne fazlası ne eksiği değilim. sadece yazarım. burada çok değerli insanlar ile konuşuyorum. onlardan çok şey öğreniyorum. hem yazıyor, hem muhabbet ediyor hem de seve seve nickaltı giriyorum.*
devamını gör...
sayonara
güle güle veya elveda anlamlarında kullanılan sayonara kelimesi marlon brando’nun oynadığı 4 oscar ödüllü sayonara filmi ile yurdumuzda 1957 yılında yaygın bir şekilde kullanılmıştır.
tepedeki ev filmindeki duygu dolu şarkı sayonara no natsu ile sevgililer arasında sıkça kullanılan bir kelime olmuştur.
gülen yüz emojisi ile kullanılırsa güle güle anlamına gelirken, emoji olmadan kullanılırsa hüzünlü bir elvedadır sayonara.
özel gün sendromu yaşayanlar “sayonara” diye sevgililerine mesaj atarak “benimle son zamanlarda pek ilgilenmiyorsun, hayatında başka biri mi var, seni bırakırım ona göre” imalı trip de atabilirler. *
çikolata, çiçek ve bir hediye ile gönül almak gereklidir...emojisiz “sayonara” mesajı üzerine.
birçok romanda da görürüz sayonarayı...
“geceleyin birbirinin yanından geçen trenlere benziyoruz. merhaba! hoşçakal! bir dahaki sefere! sayonara! a bientot! gözlerim hala seninkilerin içine bakıyor ve orada derinlere dalıyor.
saçlarını dalgalanırken görüyorum ve yazın gökyüzünden hızla gelip geçen bir bulutu andıran gülümsemenle cezbedilmiş bir halde bir bambu ormanında yalnız başıma dolaşıyorum.
senden bin ışık yılı uzakta olsam bile kendimi sana çok yakın hissediyorum…günler uçup gidiyor ve ben her zaman, gittikçe daha güçlü seviyorum seni. ah evet, aşk çok ihtişamlı bir şey “- charles bukowski.
tepedeki ev filmindeki duygu dolu şarkı sayonara no natsu ile sevgililer arasında sıkça kullanılan bir kelime olmuştur.
gülen yüz emojisi ile kullanılırsa güle güle anlamına gelirken, emoji olmadan kullanılırsa hüzünlü bir elvedadır sayonara.
özel gün sendromu yaşayanlar “sayonara” diye sevgililerine mesaj atarak “benimle son zamanlarda pek ilgilenmiyorsun, hayatında başka biri mi var, seni bırakırım ona göre” imalı trip de atabilirler. *
çikolata, çiçek ve bir hediye ile gönül almak gereklidir...emojisiz “sayonara” mesajı üzerine.
birçok romanda da görürüz sayonarayı...
“geceleyin birbirinin yanından geçen trenlere benziyoruz. merhaba! hoşçakal! bir dahaki sefere! sayonara! a bientot! gözlerim hala seninkilerin içine bakıyor ve orada derinlere dalıyor.
saçlarını dalgalanırken görüyorum ve yazın gökyüzünden hızla gelip geçen bir bulutu andıran gülümsemenle cezbedilmiş bir halde bir bambu ormanında yalnız başıma dolaşıyorum.
senden bin ışık yılı uzakta olsam bile kendimi sana çok yakın hissediyorum…günler uçup gidiyor ve ben her zaman, gittikçe daha güçlü seviyorum seni. ah evet, aşk çok ihtişamlı bir şey “- charles bukowski.
devamını gör...
ben robot değilim testinden geçememek
hep geçerim.
devamını gör...
simay benim karım lan (yazar)
kuzey güney dizi sinde kuzeyin repliği :
devamını gör...
bal yerine reçel yapan arı (yazar)
reçel ama ne reçeli yapan bir arı bu? kendine ayrı bir cumhuriyet kurmuş ve bal yapan arılara karşı savaş açmış gibi bir izlenim veren arı* kendisi dünyalar tatlısı, hoş sohbet, anlayışlı ve bir o kadar da bilgili bir yazar. başarılarının devamını diliyor, uzuuuun uzuuuun yıllar o güzel tanımlarıyla bizleri aydınlatmasını temenni ediyorum.*
devamını gör...
