üst edit:
#830133
görüldüğü üzere hakaret etmek dışında bir karşılık veremiyor söz konusu yazar arkadaşımız. bunun üzerine söylenecek pek bir şey de yok tabii. seviye ortada zira.

ayrıca "düşmanlık" tabirini kullanmamın nedeni, sadece cinsiyetlerinden ötürü belirli bir gruptaki insanların tümüne hakaret edilmiş olması.

#257159

kadınlara "salak" şeklinde hakaret ettiğinde kadın düşmanı olmadığını düşünen (buna düşünmek denebilirse tabii) ilginç bir yazar olur kendileri.

şunun tersini bir kadın yazsa ne feminaziliği kalır ne kezbanlığı. erkek olunca kadınlara her türlü hakareti etmek ve psikolojik şiddet uygulamak serbest oluyor da biz mi bilmiyoruz?
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

amcamın da bir zamanlar içinde bulunduğu insan grubu idi.

ha gitti yerleşti tabii ki. allah daha çok versin sağlığı da var parası da. güzel bir ev yaptı ve artık köyde yaşıyor, istanbul’a ancak kışın geliyor.

yani biraz da maddi birikiminizi olması gerek.
devamını gör...

kendi topuğuna sıkmaktır.

-sen hiç uçan insan gördün mü olric?
+görmedim.
-görmek ister misin?
+hayat kısa kuşlar uçuyor gibi mi ?
-safsın olric saaff.
devamını gör...

bilgileriyle, okurken güldüren tanımlarıyla, düşündüren tanımlarıyla olsun hep farkını koydu kendileri.
her gördüğümde hincime değil de cimcime diye okuduğum değerli yazar, umarım hep mutlu olursun.*mutluluk verdiğin gibi... *
devamını gör...

bir eduardo berti romanıdır.

babalar çoğu zaman yabancıdır. babasını tanıyabilenler her zaman şanslı insanlardır benim gözümde. kast ettiğim şey aynı evin içinde babanızı tanımadan yaşamak zorunda kalmak. bu atlatılabilir bir travma değil.

bu romanda bahsedilen babalar da yabancı birer baba ama benim yaptığım girizgahla hiç alakası yok onların yabancılığının, ben sadece az da olsa içimi dökmek istedim. neden yaptım böyle bir şey onu da bilmiyorum.

bu romanda yüzyıl ara ile gerçekleşen paralel hikayeler okuyacaksınız. yabancı babalar, yazar çocukların yaşama tutunma çabaları, ana dilinden uzak kalan insanların yersiz yurtsuz bir hayata tutunma çabaları.

romanda anlatılan şey; göçmenlerin göç etikleri ülkelerde yaşamaya çalışmaları ve bunu becerememeleri belki de. ve çocukların yabancı olan babaları ile girmek zorunda kaldıkları, girmek zorunda bırakıldıkları o kaybedilmiş savaşı. çünkü o savaşta alınan yaralar yabancılaşmayı kalıcı hale getirir.

yabancı babalarla tanışmak gerek esasında. belki bir yol buluruz, belki bir orta yol vardır. belki de yoktur ama aramaya değer bence.
devamını gör...

14 yaşındaki kızını istismar eden 22 yaşındaki genci 'evde kimse yok' mesajı ile evine çağırıp evire çevire döven baba. ohh. mis. eline sağlık. bu arada genç tutuklanmış. yani tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmamış.

--- alıntı ---

avustralya'da bir baba, 14 yaşındaki kızını istismar eden 22 yaşındaki gençten intikamını fena aldı. kızının sosyal medya hesabından istismarcısına 'evde kimse yok' mesajı atan baba, eve gelen genci tekme tokat dövdü.

avustralya'da 22 yaşındaki jamil chowdhury isimli genç, internet üzerinden tanıştığı 14 yaşındaki bir kıza defalarca cinsel istismarda bulundu.

kızının hesabından mesaj attı

küçük kızın annesi, kızlarının ınstagram mesajlarına bakınca durumu öğrendi. baba ise kızının sosyal medya hesabından, kızının ağzıyla jamil'e evde kimsenin olmadığını söyleyip davet mesajı attı.

tekme tokat dövdü

jamil eve girdiği sırada kızın babası genci yakalayıp yumruk ve tekmelerle dövmeye başladı. baba, dövdükten sonra polise haber verdi. gözaltına alınan jamil hakkındaki suçlamaları kabul etmezken, mahkeme istismarcı gencin tutuklanmasına karar verdi.

--- alıntı ---

kaynak: www.haberler.com/baba-kizin...
devamını gör...

kedim olmayarak neler kaybettiğimi öğrendiğim başlık. ayrıca kediye fare yakalatma extremini yaşayacak hangi konumda yaşadığını merak ettiğim yazar beyanı. neyse sokağa çıkayım da bizim sokaktaki toramanlardan bir tane kapayım. gerçi buradan bir yazar gangam yaza doğru ben sana yawri gönderirim dediydi onu bekleyeyim.(bkz: swh)
devamını gör...

en iyi türk yazarın sorulduğu başlıktır. bence zülfü livaneli. hiçbir yazara değişmem. serenad, huzursuzluk, kardeşimin hikayesi. unutamayacağım üç romanı.
devamını gör...

bu gece bizi sarhoş edecek meyhane belli oldu. likit tazelemeksizin dinleyebileceğimiz bir yayında da emeği geçen herkese teşekkürler. yayınınız hayırlara vesile olsun.. (bkz: sözlüğün dört atlısı)
devamını gör...

2 sene önce sanırım
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tüketim çılgınlığı.
tüketiyoruz her şeyi..her anlamda.
devamını gör...

müstehzi ve şeytani bir gülümseme yayıldı yüzüne.
neler saklıydı bu gülüşte?
kelimeler bir dökülseydi.
ama ortalık yerde de söylenmezdi ki.
doğru bakan bir çift göz bakışlarını kaçırdı sonra.

bak sen şu şeytana, insana neler yaptırıyor.
sonra bir bakmışsın seni yalnız bırakmış günahkarların arasında.
devamını gör...

ön kolda n.ulnaris tarafından uyarılan m.flexor carpi ulnaris kasının iki başı arasından geçerken sıkışması sonucu oluşur.
karpal tünelden geçmeyen kaslardan biridir.
diğerisi m.palmaris longus
devamını gör...

+incinmişsin dedi
-ne dedi?
+incinmişsin dedi, okumuş kadın sonuçta. hayatını s***mişler diyemedi
buradan
devamını gör...

asla ikinci el kitap okumam, asla birinden kitap ödünç almam, bir kitap ödünç verdiysem en geç iki hafta içinde geri isterim bitirip bitirmediğine bakmam, kitapların altını cayır cayır çizerim, ayraç kullanmam, önsözden sonsöze kadar atlamadan okurum, yazarın hayatını defalarca okumuş olsam da es geçmem.
devamını gör...

herkesin elini öpmediğim ve elini öptüğüm kişilerin de böyle bir şey yapmayacağını bildiğim için hiç yaşamadığım durumdur.
devamını gör...

ne diyelim, mahmut’mu diyelim?
devamını gör...

hemen her yerde adını göreceğiniz ve genelde tavsiye edilecek kitaplar listesinde üst sıralarda yerini alan bir eser. eser'in tahlinini kendimce yapmadan önce yazarın günümüz yazarı olmasını ve kitabın yakın tarihte yazıldığını belirtmek isterim. hâl böyle olunca ben okurken daha hevesli başlıyorum. günümüz yazarlarını ayrı bir okuma isteyim oluyor.
e hadi okuyun denildi edebiyat grubum tarafından. okumayanı döveceğiz baskısı yapıldı. böyle baskıya can feda.. fakat bu beklentimi yüksek tutmama sebep oldu.
işte şimdi başlıyorum:

bir osmanlı hikayesi, tarzı: modern- fantastik olarak geçiyor. tarih ile ilgili değilseniz biraz zorlanacaksınız benim gibi. o kültürü anlamanız bazı kelimelere alışmanız zaman alacak.
belirgin bir baş kahraman'ımız yok. iki kişinin hikayesiymiş gibi başlasada onlarla ilintili diğer kahramanlarında bir baş karakter edasıyla yazıldığını görüyoruz. bu durum aslında kurguyu eğlenceli hâle sokuyor. yani off bu ne sıkıcı bir kitap diyemezsiniz. fakat bende bazı geçişler kafa karışıklığı yarattı yalan değil 100.sayfadan sonra akıp gitmeye başladı. bazı okuyuculara göre kitabın içine girmem çok geç olarak algılanabilir. çünkü bana göre, yazarın anlattığı dünya çok zengin. ağır demiyorum, okuma pratiği iyi olan okuyucuların içinden rahatlıkla çıkabileceğini düşünüyorum. ama bu zenginlik bana biraz fazla geldi. ruhum fakir olunca.* hangi hikayeye odaklanacağımı şaşırdım.
ilk eleştiri ile başladım kitapseverler lütfen linç etmeyin. gelelim kitabın en güzel taraflarına...
yazar'ın her karakteri hem trajik hem komik. hınzıryedi karakter'inin başından geçenler beni ayrı güldürdü. bir de üzerine elektrik çeken dertli de favori karakterlerimden oldu. masalsı anlatım ilgi çekici bir unsur. binbir gece masalları, ali baba kırk haramiler gibi... yazar büyülü bir dünya yaratma konusunda çok başarılı.
o yüzden bir hikaye okur gibi okunmalı kitap.
benim gibi ruhsal tahlileri seven biri için farklı bir tarz oldu. deneyimlediğim içinde çok mutluyum. sevdiğimiz aynı tarz işler okumak çoğu zaman çok farklı bakış açısı vaad etmiyor bizlere. bazen bu kazanım değil de sevme unsuru ile bağlanma oluyor. onunda yeri ayrıdır kuşkusuz. şimdi kitabın bam teli olan bir alıntı bırakıyorum. uzun ihsan efendi ile bünyamin'in başına işler açıp bize okutturduğu hikayeye kuş bakışı bakalım..

düşünüyorum ama sadece ben var değilim. düşündüğüm için sizler varsınız.
ben düşündükçe var dünya...

tamamen kendi okuma deneyimi paylaştım. sizlerde bu atlas'a bir göz atın bence. bu deneyim heyecan verici...
devamını gör...

quentin tarantino' nun pulp fiction filminde samuel l. jackson'un repliği .
jackson' un müthiş aksanı ile dinlemesi bana büyük keyif veren şey.

"the path of the righteous man is beset on all sides by the inequities of the selfish and the tyranny of evil men. blessed is he who, in the name of charity and good will, shepherds the weak through the valley of the darkness. for he is truly his brother's keeper and the finder of lost children. and ı will strike down upon thee with great vengeance and furious anger those who attempt to poison and destroy my brothers. and you will know ı am the lord when ı lay my vengeance upon you."

furious anger kısmında furious kısmını uzatarak ağdalı bir şekilde fiuuuuuriyusss şeklinde söyleşini çok severim. ezekiel 25:17, eski ahitin bir pasajıdır, ancak quentin tarantino onu pulp fiction için yeniden yazmıştır. filmde üç ayrı yerde geçer. jules winnfield öldürmek üzere olduğu her insana bu dizeyi anlatır, çünkü kurbanlarına söylemenin soğukkanlı bir şey olacağını düşünmüştür.bunu da filmde bir yerde şöyle söyleyerek açıklar:

"...i been sayin' that shit for years. and if you ever heard it, it meant your ass. i never really questioned what it meant. i thought it was just a cold-blooded thing to say to a motherfucker 'fore you popped a cap in his ass..."
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim