kafa kağıdı çıkartılana kadar bebek diyelim bari. isimsiz kaldı yavrum ya.
devamını gör...

fizikte bazen birbirine karıştırılan iki kuvvet.

merkezcil kuvvet, dairesel hareket yapan cisimleri yörüngede tutar. cisme, daire merkezine doğru etki eder. örneğin bir uydu, bir gezegenin etrafında bu kuvvet sayesinde yörüngede kalır.

merkezkaç kuvveti, dairesel hareket yapan cisimlerin, dairenin merkezinden dışına doğru ivmelenmeye olan eğilimleridir. bu gerçek bir kuvvet değil aslında; etki-tepki prensibiyle bağlantılı bir hareket. santrifüj cihazlarının çalışma prensibi de bu olduğundan, santrifüj kuvveti olarak da bilinir. lunaparklardaki dönen salıncaklara bindiğinizde dışarıya doğru savrulmanıza neden olan kuvvet, merkezkaç kuvvetine örnektir.
devamını gör...

çandarlı körfezi
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

demekki peygamberimiz medine devletinin başkanı olmasına rağmen mescidde yatarak yanlış yapıyormuş yada hz. ömer bütün ortadoğuyu alan islam devletinin başkanı olmasına rağmen, bizans elçisini mescidde karşılayarak yanlış yapıyormuş. devletin itibarını düşürmüşler.
devamını gör...

iş çıkışında koşarak yetiştiğim otobüste eve dönerken dinlediğim yayın. bu güzel günün ruhuna yaraşır bir liste olduğuna eminim. iyi yayınlar diliyorum. 30 ağustos zafer bayramımız kutlu olsun! *
devamını gör...

*

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çocuklarda okuyabilir ama kesinlikle çocuk kitabı değildir.

"hayvanlar eşittir diğerleri daha eşittir. herkesin özgürlüğü bidir" bunlar (bkz: instagram) sözleri ve (bkz: youtube) populer video yorumlarıdır. bu kısmı geçelim.

kitap, dönemin toplumsal yapısını, insan ilişkilerini vs... anlatmamaktadır. doğru anlamak, doğru bakmak lazım. bu kitap (bkz: janjan) lı kapağı yüzünden değil yazarın hayal kırıklığına uğradığı ve tabiri caizse kırıldığı sosyalizme kızgınlığını anlattığı için baş yapıttır. büyük ses getirme sebebi aslen budur. (hele hayvanlarla faşizmi anlatmış diyenler var ki kafa sözlükten önce mutlaka türkçe sözlük okumalıdırlar.)

hayvan çiftliği (bkz: sosyalizm) ve dolayısıyla (bkz: komünizm)e yapılmış çok ağır bir eleştiridir. (bkz: sscb) (bkz: george orwell) ezilen hayvanların devrimle başa geçmesinin ardından gücü eline alan devrimcilerin nasılda kapitaliste evrildiğini gözler önüne sermektedir. birileri eşek gibi çalışmakta, birileri köpekleri eline alıp kapitalistleri mumla aratmaktadır. kitabın final sahnesinde yoldaş domuz, çizmelerini çekip insanlarla pişpirik oynamaya karar götürmektedir işi. halbuki yoldaş at dışarıda eşek gibi çalışıyor. ne ala memleket. "hani sosyalisttik. kardeş... hani eşittik. hani bizim devrimimiz eşitlik üzerineydi" diye sormadan okunan bir hayvan çiftliği okunmuş sayılmaz. hayvan çiftliği kitabına başyapıt deyipte ben sosyalistim diyenleride şaşkınlık içinde izlemekteyim.

bu tavır, "ankara havaları leş gibi, dinleyen maldır." deyip (bkz: oğuz yılmaz) -allah rahmet eylesin.- müptelası olmaktan farksızdır.

not: ankara havası candır. dinledim, dinliyorum, dinleyeceğim. teşbihte hata olmaz.
devamını gör...

keşke her şeyin erkenden farkına varsaydım...
geç kaldım ,geç anladım hayatı .çocuk tarafım buna mâni oldu .
devamını gör...

toplum neyi görmek istiyorsa diziler de tam olarak bunu gösteriyor, çünkü o diziler toplumun kendi benliklerini yansıtıyor.
devamını gör...

zaten misafir sevmem, bir de muhabbet yoksa varoluşumu sorgulayabilir zaman mefhumunu irdeleyebilir hatta mekanlar arası yolculuk bile yapabilirim.
ne gerek var böyle şeylere herkes evinde otursun.
tabii bunlar hep iç ses.
devamını gör...

beğenilen her yazara 3 oy verip başa dönüp
bir dakika sonra 3 oy daha verilip çözülebilecek durum.
az daha zahmetli.
değen yazara yapılır.
devamını gör...

kordon'da yürüyüş yapmış, kütüphaneye uğramış, ara güler sergisini gezmiştim. galerinin sokagindaki kucuk kahvecide mola vermiştim. kıbrıs şehitleri'nden takı almış, izban'da ayfer tunç evvelotel kitabını okuyup, kıvırcık saçlı küçük çocuğa cebimdeki şekeri hediye ederek eve geri dönmüştüm.
devamını gör...

hayır, insan sade ölürken ayrılmıyor, arkada bırakmıyordu. belki bütün ömrünce her an birçok şeyler onu arkada bırakıyordu. sonra olduğu yerde birdenbire kabuklaşıyor, çok ince, görünmez bir şeyle o anda etrafında olanlardan ayrılıyordu, "biz mi gidiyoruz, onlar mı?" sual buydu...

huzur - ahmet hamdi tanpınar
devamını gör...

rasim ozan kutahyali
devamını gör...

yoruma 'ilk yorum' diye giriş yaparlar. bu büyük başarı bir adet bim poşeti hakediyor.
devamını gör...

andrea duro flores.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çok yorulmuştu, artık uzaklara gitmesi gerekiyordu.
devamını gör...

tek varlığı parmağındaki alyansı olan bir adamın ibretlik karuna dönüşme hikayesi.
devamını gör...

hangisi daha ağır manipüle edildiğinizi farketmek mi yoksa ne zamandır bu durumda olduğunuzu farkedememek mi? kim bilir hangi kararları manipülasyon altında verdiniz? zararın neresinden dönerseniz kâr. ivedilikle hayatınızdan çıkarın bu insanı.
devamını gör...

bir şarki bile yıllarca mutlu ederken; hediye seçmek, bir de buna kulp takmak da ne bileyim?
belki de siz hediyeye, o kadar düşünülmeye layık insan değilsinizdir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim