sen diye hitap eden doktor
hiç tasvip etmediğim, kesinlikle yakıştıramadığım durum.
ben nasıl onlara ve eğitimlerine saygı duyup hocam diye hitap ediyorsam ya da x bey/hanım diyorsam saygıda kusur etmiyorsam onlardan da aynı karşılığı beklerim.
bir doktor 70 yaşındaki adama da siz demeli 15 yaşındaki gence de. bunun yaşla, eğitimle, giyimle kuşamla alakası yok. hastalara saygı duymaları gerekiyor.
birkaç sene önce yine kan vermek için hastaneye gitmiştim. dedem yaşında bir adam vardı odada, doktorla konuşuyorlardı, beni levent gönderdi dedi. muhabbette ismi geçen levent o hastanede doktormuş. içerideki doktor sinirinden neredeyse sandalyesinden zıplayacaktı. vay efendim sen nasıl levent dersin levent bey diyeceksin.
ohaa dedim tepkiye bak seeen.
e madem öyle sen de baban hatta deden yaşındaki adama nasıl öyle hitap edip azarlıyorsun demezler mi adama? kendimi tutamayıp dedim tabi. sonra ortalık iyice karıştı.
bana kızsa öyle zoruma gitmezdi, hatta umursamazdım bile ama yaşlı başlı adama öyle çocuk azarlar gibi bağıramaz kimse. herkes sınırını bilecek. evet.
ben nasıl onlara ve eğitimlerine saygı duyup hocam diye hitap ediyorsam ya da x bey/hanım diyorsam saygıda kusur etmiyorsam onlardan da aynı karşılığı beklerim.
bir doktor 70 yaşındaki adama da siz demeli 15 yaşındaki gence de. bunun yaşla, eğitimle, giyimle kuşamla alakası yok. hastalara saygı duymaları gerekiyor.
birkaç sene önce yine kan vermek için hastaneye gitmiştim. dedem yaşında bir adam vardı odada, doktorla konuşuyorlardı, beni levent gönderdi dedi. muhabbette ismi geçen levent o hastanede doktormuş. içerideki doktor sinirinden neredeyse sandalyesinden zıplayacaktı. vay efendim sen nasıl levent dersin levent bey diyeceksin.
ohaa dedim tepkiye bak seeen.
e madem öyle sen de baban hatta deden yaşındaki adama nasıl öyle hitap edip azarlıyorsun demezler mi adama? kendimi tutamayıp dedim tabi. sonra ortalık iyice karıştı.
bana kızsa öyle zoruma gitmezdi, hatta umursamazdım bile ama yaşlı başlı adama öyle çocuk azarlar gibi bağıramaz kimse. herkes sınırını bilecek. evet.
devamını gör...
tarihte bugün
26 nisan
1903 - ünlü ispanyol takımı atlético madrid kuruldu.
1912 - ilk defa bir osmanlı pilotu olan fesa bey, osmanlı tayyaresi ile türk toprakları üzerinde uçtu.
1961 - yüksek seçim kurulu oluşturuldu.
1967 - picasso'nun bir tablosu yaşayan bir sanatçı için o güne kadarki en yüksek fiyattan, 532.000 dolara satıldı.
1986 - çernobil faciası
1994 - bir çin halk cumhuriyeti uçağı japonya'da düştü ve 264 kişi öldü.
1995 - türkiye'nin ilk kadın kaymakamları elif arslan ile özlem bozkurt görevlerine başladılar.
1999 - çernobil faciası'nın yıldönümünde sanal korsanlar bilgisayarları kilitledi. çernobil virüsü'nden 300 bin pc etkilendi. binlerce şirkette büyük panik yaşandı. faturası 100 milyon dolar.
2005 - birleşmiş milletler, chp istanbul milletvekili kemal derviş'in birleşmiş milletler kalkınma programı başkanlığına seçildiğini resmen açıkladı.
2007 - pekin'de olimpiyat oyunları ateşi yakıldı.
kaynak
1903 - ünlü ispanyol takımı atlético madrid kuruldu.
1912 - ilk defa bir osmanlı pilotu olan fesa bey, osmanlı tayyaresi ile türk toprakları üzerinde uçtu.
1961 - yüksek seçim kurulu oluşturuldu.
1967 - picasso'nun bir tablosu yaşayan bir sanatçı için o güne kadarki en yüksek fiyattan, 532.000 dolara satıldı.
1986 - çernobil faciası
1994 - bir çin halk cumhuriyeti uçağı japonya'da düştü ve 264 kişi öldü.
1995 - türkiye'nin ilk kadın kaymakamları elif arslan ile özlem bozkurt görevlerine başladılar.
1999 - çernobil faciası'nın yıldönümünde sanal korsanlar bilgisayarları kilitledi. çernobil virüsü'nden 300 bin pc etkilendi. binlerce şirkette büyük panik yaşandı. faturası 100 milyon dolar.
2005 - birleşmiş milletler, chp istanbul milletvekili kemal derviş'in birleşmiş milletler kalkınma programı başkanlığına seçildiğini resmen açıkladı.
2007 - pekin'de olimpiyat oyunları ateşi yakıldı.
kaynak
devamını gör...
bildirim gelince kimin beğendiğine bakmak
artık minik de olsa bir çevremiz olduğu için
'a aaa benim kanki gelmiş' diye gülümsüyorum
şayet yeni ise hemmmen sayfasına gidip selamladıktan sonra onu da artık 'benim kanki' yapıyoruz*
'a aaa benim kanki gelmiş' diye gülümsüyorum
şayet yeni ise hemmmen sayfasına gidip selamladıktan sonra onu da artık 'benim kanki' yapıyoruz*
devamını gör...
youtube kanalı önerileri
bir süre önce keşfettiğim 'kanada'ya göç' kanalına bir göz atmanızı öneririm.
sevimli bir çiftin türkiye'den kanada'ya göçerken, yaşadığı zorlu süreci ve sonrasında gelişen güzel anları paylaştıkları samimi bir kanal.
sevimli bir çiftin türkiye'den kanada'ya göçerken, yaşadığı zorlu süreci ve sonrasında gelişen güzel anları paylaştıkları samimi bir kanal.
devamını gör...
englishman in new york
ingiliz şarkıcı sting'in ilk akla gelen klasiklerinden biri. şarkının klibinde oynayan ihtiyarı hep kadın sanırdım. meğer eşcinsel erkekmiş.
devamını gör...
kalbe dokunan şarkı sözleri
...seni görmem imkansız rüyalarım olmasa.
devamını gör...
sıvı bağımlılığı
artık su gibi içtiğim kahveye annemler laf edince "bende sıvı bağımlılığı varmış" diyerek kurtulacağım.
psikolojide böyle bir şey yoksa da ekleyiversinler lütfen.
psikolojide böyle bir şey yoksa da ekleyiversinler lütfen.
devamını gör...
sezgin baran korkmaz'ın yurt dışına çıkışı operasyondan önce serbest bırakılması
t24 haberine göre; sbk holding ve yönetim kurulu başkanı sezgin baran korkmaz'a yönelik 30 aralık 2020 tarihinde başlatılan, 10 kişinin gözaltına alındığı, aralarında korkmaz'ın da bulunduğu 9 kişinin arandığı operasyonun yankıları devam ediyor.
operasyondan kısa süre önce yurt dışına çıkış yasağı kaldırılan ve yurt dışına giden korkmaz'ın, istanbul başsavcılığı'nın aldığı karar ve başvurulurlarla bu imkanı elde ettiği ortaya çıktı. 6 kasım'da, yargıtay'a 27 kasım'da üye seçilen istanbul başsavcısı irfan fidan henüz görevindeyken, korkmaz'ın malvarlıklarına el koyma kararı, istanbul başsavcılığı tarafından resen kaldırıldı. istanbul 7. sulh ceza hakimliği de başsavcılığın başvurusu üzerine, 17 kasım'da, korkmaz hakkındaki yurt dışına çıkış yasağını kaldırdı.
kaynak
cüneyt özdemir'in yönelttiği soruları cevaplayan sezgin baran korkmaz, basında yer alan bütün iddialara gerçeği yansıtmadığını ve 04 ocak 2021 tarihinde türkiye döneceğini beyan etti.
ilgili röportaj ; cüneyt özdemir'in sezgin baran korkmaz röportajı
operasyondan kısa süre önce yurt dışına çıkış yasağı kaldırılan ve yurt dışına giden korkmaz'ın, istanbul başsavcılığı'nın aldığı karar ve başvurulurlarla bu imkanı elde ettiği ortaya çıktı. 6 kasım'da, yargıtay'a 27 kasım'da üye seçilen istanbul başsavcısı irfan fidan henüz görevindeyken, korkmaz'ın malvarlıklarına el koyma kararı, istanbul başsavcılığı tarafından resen kaldırıldı. istanbul 7. sulh ceza hakimliği de başsavcılığın başvurusu üzerine, 17 kasım'da, korkmaz hakkındaki yurt dışına çıkış yasağını kaldırdı.
kaynak
cüneyt özdemir'in yönelttiği soruları cevaplayan sezgin baran korkmaz, basında yer alan bütün iddialara gerçeği yansıtmadığını ve 04 ocak 2021 tarihinde türkiye döneceğini beyan etti.
ilgili röportaj ; cüneyt özdemir'in sezgin baran korkmaz röportajı
devamını gör...
anladım tamam peki ok
"4 kelime ile sinirlerini nasıl bozarım?" sorusunun cevabı olan kelimeler.
peki ve ok kelimesi bende küfür etkisi yaratan ama küfür olmayan sözler kategorisinde yer alıyor.
bu bir de anladım. tamam. peki. ok. ile birleşince seviye atlayıp daha da sinir bozucu olan ağıza kürekle vurma hissi yaratan sözler kategorisine taşınıyor.*
peki ve ok kelimesi bende küfür etkisi yaratan ama küfür olmayan sözler kategorisinde yer alıyor.
bu bir de anladım. tamam. peki. ok. ile birleşince seviye atlayıp daha da sinir bozucu olan ağıza kürekle vurma hissi yaratan sözler kategorisine taşınıyor.*
devamını gör...
allahım kör et beni
arabesk filminde geçen şarkı. absürdlüğü malumunuz olan bu film, defalarca da izlense yine izlenebilecek bir film.
yeşilçam’ın absürdlükleriyle ölümüne dalga geçmiştir. malum araba çarpar kör olursunuz, tekrar çarpar gözleriniz açılır.
işte bu şarkı da, yeşilçam’ın edilen dualarının nasıl ivedilikle kabul olduğu sahnede geçer. yine bir yanlış anlamayla kavuşamadığı aşkına isyanın şarkısı.
yeşilçam’ın absürdlükleriyle ölümüne dalga geçmiştir. malum araba çarpar kör olursunuz, tekrar çarpar gözleriniz açılır.
işte bu şarkı da, yeşilçam’ın edilen dualarının nasıl ivedilikle kabul olduğu sahnede geçer. yine bir yanlış anlamayla kavuşamadığı aşkına isyanın şarkısı.
devamını gör...
cumhurbaşkanının öğrencilere yalan söylüyorsunuz ithamı
bu ülkede öğrenciler yalancı, esnaf dolandırıcı, muhalefet terörist... onlardan değilseniz siz yanlışsınız. zamanında dışlanıyoruz diyen muhafazakar kesim şimdi ötekileştirmenin top noktasına çıkmış durumda. bu kibir götürecek sizi.
devamını gör...
friedrich engels
1816-1895 yılları arasında yaşamış filozof benzeri insan. kendisi 17 yaşına kadar almanya'da yaşamış 17 yaşında manchester'a gönderilmiştir babası tarafından, orada insanların fakirliğini görmüş bundan acaip etkilenmiştir.
daha sonra kardeşleri ile beraber maden ocaklarında çalışmış bir göçük nedeniyle kardeşlerini kaybetmiştir.
önce babasını 2.5 ay sonrada annesini kaybetmiş ve tam anlamıyla yolsuz fakir bir insan olmuştur. günde 18 saat kadar çalışıp hala fakir olması onun gururuna dokunuyordu. 1845 yılında karl marx ile tanışıp dergilerde makale yazmaya başladı 1845 yılının ocak ayında marx ile fransaya sürüldüler fakat onlar belçika'ya gitmeye karar verdiler.
1845 temmuzunda marx ı ingiltere'ye götüren engels 1848 yılında yapacağı ayaklanmanın temelini atmıştır.
daha sonra kardeşleri ile beraber maden ocaklarında çalışmış bir göçük nedeniyle kardeşlerini kaybetmiştir.
önce babasını 2.5 ay sonrada annesini kaybetmiş ve tam anlamıyla yolsuz fakir bir insan olmuştur. günde 18 saat kadar çalışıp hala fakir olması onun gururuna dokunuyordu. 1845 yılında karl marx ile tanışıp dergilerde makale yazmaya başladı 1845 yılının ocak ayında marx ile fransaya sürüldüler fakat onlar belçika'ya gitmeye karar verdiler.
1845 temmuzunda marx ı ingiltere'ye götüren engels 1848 yılında yapacağı ayaklanmanın temelini atmıştır.
devamını gör...
mastürbasyon yaparken yakalanmak
devamını gör...
ravza kavakçı'nın doktora parasını ibb'ye ödetmesi
sadece bu mu?
merve kavakçı’nın bir diğer kızı ise amerika-türkiye görüşmelerinde büyük başkanın çevirmeni olarak gizli toplantıya katıldı.
“devlet malı deniz, yemeyen keriz” mantığı ile ilerliyorlar….
kendileri amerikan vatandaşı, kendileri siyasal islamın sembolü olan türban ın sembol savaşçısının kızlarıdır. türban siyasaldır, baş örtüsü çok başkadır. linç etmek isteyen olursa türban ve başörtüsünün farkını incelesin, bir zahmet.
ayrıca bahsedilen hanfendinin instagram hesabındaki egzantirik fotoğrafları bir kaç yıl önce gündem olmuştu. işte yine bu yüzden türban vurgusu gerekli….
merve kavakçının büyükelçi olduğu bu sistemde, kızına burs verilmiş….
bir de taze kaymakamlar, 6 ay süre ile ingiltere’ye, dil okuluna gidiyorlar. sanırım onların masrafı devlet tarafından karşılanıyor. bunlar bizim bildiklerimiz, bilmediğimiz neler vardır neler.
devlet malı deniz, yemeyen keriz….
eğitimde fırsat eşitliği istiyoruz!
merve kavakçı’nın bir diğer kızı ise amerika-türkiye görüşmelerinde büyük başkanın çevirmeni olarak gizli toplantıya katıldı.
“devlet malı deniz, yemeyen keriz” mantığı ile ilerliyorlar….
kendileri amerikan vatandaşı, kendileri siyasal islamın sembolü olan türban ın sembol savaşçısının kızlarıdır. türban siyasaldır, baş örtüsü çok başkadır. linç etmek isteyen olursa türban ve başörtüsünün farkını incelesin, bir zahmet.
ayrıca bahsedilen hanfendinin instagram hesabındaki egzantirik fotoğrafları bir kaç yıl önce gündem olmuştu. işte yine bu yüzden türban vurgusu gerekli….
merve kavakçının büyükelçi olduğu bu sistemde, kızına burs verilmiş….
bir de taze kaymakamlar, 6 ay süre ile ingiltere’ye, dil okuluna gidiyorlar. sanırım onların masrafı devlet tarafından karşılanıyor. bunlar bizim bildiklerimiz, bilmediğimiz neler vardır neler.
devlet malı deniz, yemeyen keriz….
eğitimde fırsat eşitliği istiyoruz!
devamını gör...
regl olayının çok abartılması
böyle düşünen insanlar keşke hayatında bir kez benim geçirdiğim gibi bir regl dönemi geçirse.
devamını gör...
covid yalanına inanmıyorum
berbat espiriler kasılan haklı beyan. "yalan" kısmına şerh düşüyorum. böyle bir hastalık var. lakin bürokrasi ve şirketle dünya konseptinin naamına öyle bir koydu ki, bunu covid bile edemezdi.
tanıdığım her genç depresyonda. her yaşlı kemik ağrıları çekiyor hareketsizlikten. maske ve dezenfektanlar çevre kirliliğinde tavan yaptırmış durumda. kanser pandemisi kapıda. açlık ve işsizlikten nice intiharlar oluyor.
hepsi de yakalananların sadece yüzde ikisini öldürecek bir hastalık yüzünden. o yüzde iki de 70 üstü. 70 üstü insanlar zaten hep bir nedenden ölür. internet devleri, medikal sömürücüler şişecek diye bizi böyle sevmeye ne gerek vardı?
tanıdığım her genç depresyonda. her yaşlı kemik ağrıları çekiyor hareketsizlikten. maske ve dezenfektanlar çevre kirliliğinde tavan yaptırmış durumda. kanser pandemisi kapıda. açlık ve işsizlikten nice intiharlar oluyor.
hepsi de yakalananların sadece yüzde ikisini öldürecek bir hastalık yüzünden. o yüzde iki de 70 üstü. 70 üstü insanlar zaten hep bir nedenden ölür. internet devleri, medikal sömürücüler şişecek diye bizi böyle sevmeye ne gerek vardı?
devamını gör...
kuvvetler ayrılığı
tüm yönetimler 3 temel organa sahiptir; yasama, yürütme ve yargı. bu 3 temel kontrol ve güç organının bir elden değil, devlet içerisindeki birbirinden bağımsız çalışabilen farklı noktalardan kontrol edilmesine ise güçler/kuvvetler ayrılığı denir.
kısaca, yasama-yürütme-yargı kurumlarının yönetimini dağıtarak, bunlardan herhangi birinin her istediğini yapmasını engeller. birbirlerine bağımlı oldukları için tek başlarına her şeyi yapamazlar ve dolayısı ile bunlardan birini kontrol eden kimse de sistemin doğal sonucu olarak dizginlenmiş olur.
peki bu güçlerin ayrı olması neden önemli? çünkü bu güçler tek elden kontrol edilirse, yani aynı kişi / kurum hem yasamada hem yürütmede söz sahibi olup yargı organını da doğrudan / dolaylı kontrol edebilirse; onu dizginleyecek, istediği gibi at koşturmasını önleyecek bir kontrol mekanizması kalmamış olacaktır. bu durumda devletin tamamı her yönüyle tek bir iradenin emrine geçer ve o irade ne buyurursa onu gerçekleştirir.
güçler birliği durumunda daha hızlı karar alınabilir, ancak bunun nedeni kararı denetleyen ve alan yerin aynı olmasıdır, sistemin marifeti değil sonucudur bu. böyle bir durumda yapılmak istenen şeyin niteliği önemsizdir çünkü zaten alınacak aksiyonu engellenme şansınız yoktur.
ve maalesef, lider(e) bağımlı halklar güçler ayrılığına gereken önemi çoğu zaman vermezler.
kısaca, yasama-yürütme-yargı kurumlarının yönetimini dağıtarak, bunlardan herhangi birinin her istediğini yapmasını engeller. birbirlerine bağımlı oldukları için tek başlarına her şeyi yapamazlar ve dolayısı ile bunlardan birini kontrol eden kimse de sistemin doğal sonucu olarak dizginlenmiş olur.
peki bu güçlerin ayrı olması neden önemli? çünkü bu güçler tek elden kontrol edilirse, yani aynı kişi / kurum hem yasamada hem yürütmede söz sahibi olup yargı organını da doğrudan / dolaylı kontrol edebilirse; onu dizginleyecek, istediği gibi at koşturmasını önleyecek bir kontrol mekanizması kalmamış olacaktır. bu durumda devletin tamamı her yönüyle tek bir iradenin emrine geçer ve o irade ne buyurursa onu gerçekleştirir.
güçler birliği durumunda daha hızlı karar alınabilir, ancak bunun nedeni kararı denetleyen ve alan yerin aynı olmasıdır, sistemin marifeti değil sonucudur bu. böyle bir durumda yapılmak istenen şeyin niteliği önemsizdir çünkü zaten alınacak aksiyonu engellenme şansınız yoktur.
ve maalesef, lider(e) bağımlı halklar güçler ayrılığına gereken önemi çoğu zaman vermezler.
devamını gör...
kürk mantolu madonna
bu kitap ve okuduğum zamanki lokasyon kesinlikle ironikti. neresi olduğundan şimdilik bahsetmeyeceğim fakat o debdebe ortamında bana hissettirdiği duyguları esirgemek, bu şaheserin kendisine kabalık olur diye düşünüyorum. benim için bu kitabın orijinine dönelim. kürk mantolu madonna kitabını, pop sanatçısı madonna'nın biyografisi olduğunu sananlarla aynı zihniyete sahip olduğunu düşündüğüm insanlar, kullandıkları sosyal platformlarda bir masa, kahve, atıştırmalık ve bu kitap ile -kendilerince- entellektüel bir caka satma peşindeydiler. onca paylaşımlar içinde boğulurken bir diğer yandan oldukça ön yargılı davranıyordum. iyi ki de öyle düşünmüşüm. nice şeylerde olduğu gibi bunda da hazır olmadığımın farkına vardım. bu kitabı okumanın zamanı değildi diye düşündüm. taa ki, polis okulunun intibak zamanlarında bu kitapla karşılaşıncaya değin. bir abi bana bu kitabı getirmişti. burnum havada elime aldım. iki sayfadan sonra köşeye atacağım bir kitapmış gibi düşündüm. ve yine yanıldım. onca antremandan, sunumlardan, eğitimlerden sonra bir köşeye çekilip göğsümde sakladığım bu kitabı okuyordum. hayret ediyordum. acaba devamında ne olacak? sonu nasıl bitecek? maria puder'a ne oldu? minvalinde sorular soruyordum sürekli. son yaprağına geldiğim zaman yanaklarımın ıslandığını fark ettim. emile zola'nın meyhane kitabından sonra büyük bir vurgun yedim. cidden meyhane'den sonra beni bu kadar etkileyebilir miydi, bir kitap? daha sonrasında polis okulundan istifamı verdim ve eve geldiğim ilk gün bu kitabı tekrardan okudum. bu sefer hıçkıra hıçkıra ağlayarak.
şimdilerde ise filminin neden çekilmediğini düşünmekteyim. gerçi türk filmleri biraz bayıyor. acaba netflix ve türevi platformlar bu konuda ne yapabilir diye düşünüyorum. benim için bu eser; sabahattin ali'nin bedeninden çıkıp manevi içtenliği ile yazdığı bir romantik eserdir. henüz üstüne bir eser tanımadım...
teşekkürler, sabahattin ali.
şimdilerde ise filminin neden çekilmediğini düşünmekteyim. gerçi türk filmleri biraz bayıyor. acaba netflix ve türevi platformlar bu konuda ne yapabilir diye düşünüyorum. benim için bu eser; sabahattin ali'nin bedeninden çıkıp manevi içtenliği ile yazdığı bir romantik eserdir. henüz üstüne bir eser tanımadım...
teşekkürler, sabahattin ali.
devamını gör...

