1.
guy adında bir banka memurunun bir oyunun içindeki karakter olduğunu anlaması üzerine kurulu olaylar dizisi. ryan reynolds bu tarz rollere çok yakışıyor, izlemesi keyifli.
devamını gör...
2.
başrollerinde ryan reynolds, taika waititi, jodie comer ve joe keery’nin olduğu komedi, macera filmi.
film bir açık dünya oyunu olan free city isimli oyundaki bir npc’nin hikayesini anlatıyor. bu jargona hakim olmayanlar için npc terimini açıklayayım. npc, non player character yani oyunun yapay zekasının oluşturduğu ve yönettiği sürekli aynı şeyleri yapan basit karakterlerdir. free city oyunu gta serisinin çok gelişmiş bir versiyonu gibi duruyor ve aynı gta oyununda olduğu gibi bu özgür dünyada da oyunculara pek çok görev seçeneği sunuluyor. hikayemizin baş karakteri olan guy (ryan reynolds) oyundaki banka soygunu görevi için tasarlanmış bir npc. bu karakterin tüm hayatı sabah kalkıp kahvaltısını yaptıktan sonra kahvesini içerek bankaya gitmek. ardından soygun görevini yapan oyuncuların gelip bankayı soymasını beklemek. ancak spoiler vermek istemediğim için bir sebepten dolayı bu karakter kendi varlığının ve içerisinde bulunduğu dünyanın gerçek olmadığını anlıyor ve olaylar gelişiyor.
öncelikle filmin beğendiğim kısımlarına değinmek istiyorum. film gerçekten eğlenceli ve komik olmuş. zaten baş rolünde ryan reynolds olduğu için komik olmaması mümkün değil. filmin temposu da gayet iyiydi. 1 saat 55 dakikalık bir film olmasına rağmen film sonuna kadar tempoyu koruyor. ayrıca genç neslin içerisine doğduğu online oyun dünyası ve yayıncılık filmde çok güzel işlenmiş. filmin gerçek dünya nedir veya özgür irade var mı gibi soruları, bir komedi-macera filmine göre son derece başarılıydı.
filmin beğenmediğim bazı noktaları da var tabi. filmin temposunu genel olarak beğendiğimi söyledim fakat filmin sonu biraz gereksiz uzatılmış. artık filmin sonunu tahmin ediyorsunuz ama sadece bu sonun gerçekleşmesini izliyorsunuz. ayrıca seyir zevkimi kaçıran bazı ufak senaryo hataları da vardı. bu durumu spoiler vererek açıklayacağım. öncelikle filmlerde gerçek dünyadaki gibi bir mantık aramadığımı belirtmek istiyorum. fakat film kendi içerisinde tutarlı olmalı. eğer bu tutarlılık sağlanmazsa kendimizi filmin evrenine tam olarak kaptıramıyoruz ve zihnimizde çeşitli sorular beliriyor. ancak filmde bu hatalar gayet ufaktı.
spoiler kısmına geçmeden önce kısa bir genel değerlendirme yapayım. ben filmi genel olarak beğendim. özellikle konusu itibariyle film son derece ilgi çekici. zaten oyuncular ve senaryo da son derece iyiydi. bu nedenle filmi izlemenizi tavsiye ederim.
beni ilk rahatsız eden senaryo kusuru guy karakterinin kendisinin ve içerisinde bulunan dünyanın gerçek olmadığını çabuk kabullenmesi oldu. çünkü oyun resetlendikten sonra guy daha tutarlı bir şekilde bu gerçeği reddetti.
bir diğer nokta, oyun resetlendikten sonra guy karakteri hafızasını kaybediyor ama aşık olduğu kız onu öpünce hafızası yerine geliyor. fakat film bize gerçek oyun karakterlerinin öpüşmek için herhangi bir seçeneği olmadığını ve bu eylemin gerçekleştirilemeyeceğini daha önceden söylüyor. fakat sonrasında guy’ın hafızasının yerine gelmesi için aşık olduğu kadın tarafından öpülmesi durumu, bir anda bu nasıl olabilir, hani mümkün değildi gibi soruları zihnimde canlandırdı.
son olarak, filmin başında guy karakterinin dünyayı sorgulamaya başladığı kahveci sahnesinden bahsetmeliyim. guy ilk defa farklı bir kahve sipariş etmek istiyor fakat kahvecideki npc’ler son derece sert bir şekilde bu duruma tepki gösteriyor. sonrasında guy bu siparişten vazgeçmek zorunda kalıyor. buraya kadar herşey güzel. fakat filmin sonunda guy, oyundaki bütün npc karakterleri bir araya toplayarak bir anda onlara herşeyi açıklıyor ve npc karakterler son derece coşkulu bir şekilde ve sorgulamadan tüm gerçeği kabul ediyor.
bu değindiğim noktalar genel seyir zevkimi derinden etkilemedi ama zaman zaman filmin atmosferinden çıkıp bu hataları sorguladığım anlar oldu.
film bir açık dünya oyunu olan free city isimli oyundaki bir npc’nin hikayesini anlatıyor. bu jargona hakim olmayanlar için npc terimini açıklayayım. npc, non player character yani oyunun yapay zekasının oluşturduğu ve yönettiği sürekli aynı şeyleri yapan basit karakterlerdir. free city oyunu gta serisinin çok gelişmiş bir versiyonu gibi duruyor ve aynı gta oyununda olduğu gibi bu özgür dünyada da oyunculara pek çok görev seçeneği sunuluyor. hikayemizin baş karakteri olan guy (ryan reynolds) oyundaki banka soygunu görevi için tasarlanmış bir npc. bu karakterin tüm hayatı sabah kalkıp kahvaltısını yaptıktan sonra kahvesini içerek bankaya gitmek. ardından soygun görevini yapan oyuncuların gelip bankayı soymasını beklemek. ancak spoiler vermek istemediğim için bir sebepten dolayı bu karakter kendi varlığının ve içerisinde bulunduğu dünyanın gerçek olmadığını anlıyor ve olaylar gelişiyor.
öncelikle filmin beğendiğim kısımlarına değinmek istiyorum. film gerçekten eğlenceli ve komik olmuş. zaten baş rolünde ryan reynolds olduğu için komik olmaması mümkün değil. filmin temposu da gayet iyiydi. 1 saat 55 dakikalık bir film olmasına rağmen film sonuna kadar tempoyu koruyor. ayrıca genç neslin içerisine doğduğu online oyun dünyası ve yayıncılık filmde çok güzel işlenmiş. filmin gerçek dünya nedir veya özgür irade var mı gibi soruları, bir komedi-macera filmine göre son derece başarılıydı.
filmin beğenmediğim bazı noktaları da var tabi. filmin temposunu genel olarak beğendiğimi söyledim fakat filmin sonu biraz gereksiz uzatılmış. artık filmin sonunu tahmin ediyorsunuz ama sadece bu sonun gerçekleşmesini izliyorsunuz. ayrıca seyir zevkimi kaçıran bazı ufak senaryo hataları da vardı. bu durumu spoiler vererek açıklayacağım. öncelikle filmlerde gerçek dünyadaki gibi bir mantık aramadığımı belirtmek istiyorum. fakat film kendi içerisinde tutarlı olmalı. eğer bu tutarlılık sağlanmazsa kendimizi filmin evrenine tam olarak kaptıramıyoruz ve zihnimizde çeşitli sorular beliriyor. ancak filmde bu hatalar gayet ufaktı.
spoiler kısmına geçmeden önce kısa bir genel değerlendirme yapayım. ben filmi genel olarak beğendim. özellikle konusu itibariyle film son derece ilgi çekici. zaten oyuncular ve senaryo da son derece iyiydi. bu nedenle filmi izlemenizi tavsiye ederim.
beni ilk rahatsız eden senaryo kusuru guy karakterinin kendisinin ve içerisinde bulunan dünyanın gerçek olmadığını çabuk kabullenmesi oldu. çünkü oyun resetlendikten sonra guy daha tutarlı bir şekilde bu gerçeği reddetti.
bir diğer nokta, oyun resetlendikten sonra guy karakteri hafızasını kaybediyor ama aşık olduğu kız onu öpünce hafızası yerine geliyor. fakat film bize gerçek oyun karakterlerinin öpüşmek için herhangi bir seçeneği olmadığını ve bu eylemin gerçekleştirilemeyeceğini daha önceden söylüyor. fakat sonrasında guy’ın hafızasının yerine gelmesi için aşık olduğu kadın tarafından öpülmesi durumu, bir anda bu nasıl olabilir, hani mümkün değildi gibi soruları zihnimde canlandırdı.
son olarak, filmin başında guy karakterinin dünyayı sorgulamaya başladığı kahveci sahnesinden bahsetmeliyim. guy ilk defa farklı bir kahve sipariş etmek istiyor fakat kahvecideki npc’ler son derece sert bir şekilde bu duruma tepki gösteriyor. sonrasında guy bu siparişten vazgeçmek zorunda kalıyor. buraya kadar herşey güzel. fakat filmin sonunda guy, oyundaki bütün npc karakterleri bir araya toplayarak bir anda onlara herşeyi açıklıyor ve npc karakterler son derece coşkulu bir şekilde ve sorgulamadan tüm gerçeği kabul ediyor.
bu değindiğim noktalar genel seyir zevkimi derinden etkilemedi ama zaman zaman filmin atmosferinden çıkıp bu hataları sorguladığım anlar oldu.
devamını gör...
3.
disney plus'ın afişlerindeki film bu. ryan reynolds'ın sırıttığı. millette de bir şikayet vardı yeter bıktık reklamlardan bu nedir diye. şikayet edeceğinize açın filmi izleyin. fıstık gibi ballı lokma tatlısı gibi film yapmışlar.. *
evet şimdi konusundan bahsetmem lazım.
adamımız guy ,adı guy şaka yapmıyorum, ama free değil. o bir figüran. önce dedim burası galiba distopik bir evren baksana herif etrafındaki her şeyi kanıksamış, tıpkı bizler gibi, nasıl da mutlu robot gibi. ortalık birbirine giriyor kan gövdeyi götürüyor, zerre umurunda değil, şekerli sütlü dandik kahvesini içiyor dünyanın en iyi kahvesi gibi, millete iyi değil harika günler dileyerek gülücükler dağıtıyor çalıştığı bankada. dedim dur bi dakka çok iyimser bu. bu işte bi iş var. varmış zaten gta vice city gibi bir oyunda* figüranmış. e filmin konusuna bakmadık ki biz. disney plus afişlere kötü film koymaz dedik bastık play tuşuna.
işte bu figüran guy günlerden bir gün bir figürandan fazlası olabileceğini hisseder...
biraz spoilerlı alan
... onu görür. hayalindeki kızı. gerçekmiş, varmış öyle biri der. onunla konuşmak şansını denemek ister, ama bir sorun vardır. kendisinin güneş gözlüğü yoktur. ve oyunda gözlüksüz erkeğe kız vermezlermiş.* artık hem sevdiği kadın hem de yaşadığı free city için bir şeyler yapmalıdır. evvela bir gözlük bulmalıdır.
biraz spoilerlı alan sonu
peki bir figüran bütün bunları nasıl yapacak sorusunun cevabını film çok güzel veriyor. online oyun evrenini mizahi yanlarıyla güzel yansıtmışlar.
izlerken de sanal gerçekliğin büyüleyici dünyasını hissediyorsunuz. ama gerçek olmadığını bilmenin hüznü ile birlikte. bu sanal gerçekliğe bence çok yaratıcı bir romantizm eklemişler ki filmin ve oyunun arka planını bu oluşturuyor bana kalırsa. bir de marvel ve star wars detayı vardı ki acayip hoşumuza gitti.
artık konusunu biliyorsunuz play tuşuna basabilirsiniz.
evet şimdi konusundan bahsetmem lazım.
adamımız guy ,adı guy şaka yapmıyorum, ama free değil. o bir figüran. önce dedim burası galiba distopik bir evren baksana herif etrafındaki her şeyi kanıksamış, tıpkı bizler gibi, nasıl da mutlu robot gibi. ortalık birbirine giriyor kan gövdeyi götürüyor, zerre umurunda değil, şekerli sütlü dandik kahvesini içiyor dünyanın en iyi kahvesi gibi, millete iyi değil harika günler dileyerek gülücükler dağıtıyor çalıştığı bankada. dedim dur bi dakka çok iyimser bu. bu işte bi iş var. varmış zaten gta vice city gibi bir oyunda* figüranmış. e filmin konusuna bakmadık ki biz. disney plus afişlere kötü film koymaz dedik bastık play tuşuna.
işte bu figüran guy günlerden bir gün bir figürandan fazlası olabileceğini hisseder...
biraz spoilerlı alan
... onu görür. hayalindeki kızı. gerçekmiş, varmış öyle biri der. onunla konuşmak şansını denemek ister, ama bir sorun vardır. kendisinin güneş gözlüğü yoktur. ve oyunda gözlüksüz erkeğe kız vermezlermiş.* artık hem sevdiği kadın hem de yaşadığı free city için bir şeyler yapmalıdır. evvela bir gözlük bulmalıdır.
biraz spoilerlı alan sonu
peki bir figüran bütün bunları nasıl yapacak sorusunun cevabını film çok güzel veriyor. online oyun evrenini mizahi yanlarıyla güzel yansıtmışlar.
izlerken de sanal gerçekliğin büyüleyici dünyasını hissediyorsunuz. ama gerçek olmadığını bilmenin hüznü ile birlikte. bu sanal gerçekliğe bence çok yaratıcı bir romantizm eklemişler ki filmin ve oyunun arka planını bu oluşturuyor bana kalırsa. bir de marvel ve star wars detayı vardı ki acayip hoşumuza gitti.
artık konusunu biliyorsunuz play tuşuna basabilirsiniz.
devamını gör...
4.
free guy son yıllarda bolca meşhurlaşan yapay zeka'nın bir oyun içerisinde nasıl şekillendiğini ve duygusal bağ kurulabildiğini gösteriyor bizlere. imdb üzerinden 7.1 puan alan bu film benden 6 puan almayı hak etti.
devamını gör...
5.
konusu itibarı ile orjinal olsa da yer yer zorlama sahnelerle dolu, başrolünde ryan reynolds’un oynadığı (ki bence bu rol başkasına bu kadar oturmazdı) çerezlik komedi-macera filmidir.
devamını gör...
6.
online oyunların mantığını gerçekten seven biri olarak çok mu çok tatlı bulduğum 2021 yapımı bir ryan reynolds filmi.
piksel piksel yakışıklı bankacımız guy , içinde bulunduğu savaş oyununda bizzatihi kendi varlığını keşfeder ve olaylar gelişir.
uzun zamandır iki saat süreli bir filmi tolere edip izleyememiştim gerçekten. filmin 2. serisinin 2024 yılında gelmesi bekleniyor anladığım kadarıyla, denk gelirsem kesin izlerim.
yapay zeka kavramını başlı başına ilginç bulduğum için yapay zekanın kendi benliğini kazanması fikrini sevdim gerçekten. filmde sürekli meydana gelen olayların aslında level arttırmak için birer görevden ibaret olması, oyuncuların toplandığı yerde kendini de bu görevlere dahil gören başrolün yaşadığı hayal kırıklığı, olaylar ilerledikçe cappuccino yapmayı keşfeden, yeşil çay yapmayı lüks bulan kafe sahibi kız, aldığı öğüt sonrası ataerkil toplumla mücadele eden güzel sarışın diğer kız gibi algoritmalarını zenginleştiren detayları birer birer eklemeleri hoş olmuş.
insanların npc karakterleri zevk için öldürüyordum derken yüzlerini göstermedikleri kısımdaki suçluluk hissi, npc'lerin hepsinin dijital greve gidip kafede toplanması, son sahnelerdeki kaptan amerika, hulk, star wars göndermeleri tuhaf ama güzel eklentilerdi.
guy karakterinin kızın sevdiği şeyleri sevmesi, her sabah onun sevdiği kahveyi içmesi, onun sevdiği şarkıyı söylemesi, filmin sonundaysa ben aslında sana yazılmış bir aşk mektubuyum, beni de biri kodladı diyerek olayı çözümlemesi çok güzel bir şekilde bağlandı.
bu kodları çalan adamı çok aramışlar mıdır bilemiyorum ama aşırı sinirimi bozdu.
çıksın ya ikincisi pöf.
piksel piksel yakışıklı bankacımız guy , içinde bulunduğu savaş oyununda bizzatihi kendi varlığını keşfeder ve olaylar gelişir.
uzun zamandır iki saat süreli bir filmi tolere edip izleyememiştim gerçekten. filmin 2. serisinin 2024 yılında gelmesi bekleniyor anladığım kadarıyla, denk gelirsem kesin izlerim.
yapay zeka kavramını başlı başına ilginç bulduğum için yapay zekanın kendi benliğini kazanması fikrini sevdim gerçekten. filmde sürekli meydana gelen olayların aslında level arttırmak için birer görevden ibaret olması, oyuncuların toplandığı yerde kendini de bu görevlere dahil gören başrolün yaşadığı hayal kırıklığı, olaylar ilerledikçe cappuccino yapmayı keşfeden, yeşil çay yapmayı lüks bulan kafe sahibi kız, aldığı öğüt sonrası ataerkil toplumla mücadele eden güzel sarışın diğer kız gibi algoritmalarını zenginleştiren detayları birer birer eklemeleri hoş olmuş.
insanların npc karakterleri zevk için öldürüyordum derken yüzlerini göstermedikleri kısımdaki suçluluk hissi, npc'lerin hepsinin dijital greve gidip kafede toplanması, son sahnelerdeki kaptan amerika, hulk, star wars göndermeleri tuhaf ama güzel eklentilerdi.
guy karakterinin kızın sevdiği şeyleri sevmesi, her sabah onun sevdiği kahveyi içmesi, onun sevdiği şarkıyı söylemesi, filmin sonundaysa ben aslında sana yazılmış bir aşk mektubuyum, beni de biri kodladı diyerek olayı çözümlemesi çok güzel bir şekilde bağlandı.
bu kodları çalan adamı çok aramışlar mıdır bilemiyorum ama aşırı sinirimi bozdu.
çıksın ya ikincisi pöf.
devamını gör...
7.
biraz matrix'e benzeyen filmimiz zamanının oyunlarından esinlenip farklı bir hava katılıp çok güzel bir baş rol ve birazda komedi katılarak komik ve aynı zamanda güzel bir film ortaya çıkarılmış. matrix'ten ayrılan yönü ise kahramanımız bir yapay zeka ürünü. yani henüz matrix'e çok var. bu yapay zeka akıllanıp matrix'i yapabilir belki. kendi içinde güzel bir film başka bir film ile karşılaştırmamın sebebi benzerlikleri ile alakalı. tabii ki bu filmi de çok fazla izledim.
devamını gör...