1.
aklın ve bilimin cehalete karşı verdiği savaşın en cesur önderlerinden biridir.
zifiri karanlığın ortasında kalmış insanlığa, bilimin ışığı ile doğru yolu gösteren gerçek bir aydındır.
asırlar önce aristotelesin ortaya attığı ve tüm dinlerin de yaradılış için bilimsel referans kabul ettiği kapalı evren fikrini reddedip kopernik'in öncüsü olduğu, evrenin sonsuz ve eşdağılımlı olduğu ve evrende, dünyadan başka birçok gezegenin bulunduğu fikrini savundu.
bu fikri, kiliseler ile ters düştüğü için engizisyon mahkemesinde yargılandı. mahkeme, savunduğu fikirlerden vazgeçmesi halinde bağışlanacağını söyledi fakat o yılmadı ve mahkeme önünde de cesurca fikirlerini savundu. sonunda mahkeme kararını verdi ve bruno, roma meydanında 1600 yılında diri diri yakılarak idam edildi. yakıldığı ateş insanlığın yolunu aydınlattı ve küllerinden ise belki milyonlarca yeni bruno'lar doğdu.
şu sözü bugün bile halen geçerliliğini korumakta;
"tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için tanrı'yı kullanırlar."
zifiri karanlığın ortasında kalmış insanlığa, bilimin ışığı ile doğru yolu gösteren gerçek bir aydındır.
asırlar önce aristotelesin ortaya attığı ve tüm dinlerin de yaradılış için bilimsel referans kabul ettiği kapalı evren fikrini reddedip kopernik'in öncüsü olduğu, evrenin sonsuz ve eşdağılımlı olduğu ve evrende, dünyadan başka birçok gezegenin bulunduğu fikrini savundu.
bu fikri, kiliseler ile ters düştüğü için engizisyon mahkemesinde yargılandı. mahkeme, savunduğu fikirlerden vazgeçmesi halinde bağışlanacağını söyledi fakat o yılmadı ve mahkeme önünde de cesurca fikirlerini savundu. sonunda mahkeme kararını verdi ve bruno, roma meydanında 1600 yılında diri diri yakılarak idam edildi. yakıldığı ateş insanlığın yolunu aydınlattı ve küllerinden ise belki milyonlarca yeni bruno'lar doğdu.
şu sözü bugün bile halen geçerliliğini korumakta;
"tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için tanrı'yı kullanırlar."
devamını gör...
2.
bilim şehidi ilan edilmiş bir "büyücü". sorarlarsa bilimin ışığıyla yol gösterdi dersiniz.
astronomi çalışmalarının amacı da bilim falan değil, ruhlar ve şeytanlarla dolu olan sonsuz ve canlı bir evreni izah etmek. "büyü üzerine" (de magia) diye bir çalışması da var. frances yates'in meşhur "giordano bruno and the hermetic tradition" eserine kadar popüler tarihler hep kendisini bilim kahramanı gibi yansıtmışlar. insanların kendi ideolojik bakışıymış meğer, hiç şaşırmadım zaten hep öyle olur.
astronomi çalışmalarının amacı da bilim falan değil, ruhlar ve şeytanlarla dolu olan sonsuz ve canlı bir evreni izah etmek. "büyü üzerine" (de magia) diye bir çalışması da var. frances yates'in meşhur "giordano bruno and the hermetic tradition" eserine kadar popüler tarihler hep kendisini bilim kahramanı gibi yansıtmışlar. insanların kendi ideolojik bakışıymış meğer, hiç şaşırmadım zaten hep öyle olur.
devamını gör...
3.
4.
giardano bruno (1548-1600), italyan filozof, gökbilimci ve okültist.
(yakıldığı meydana dikilen heykeli)
soylu bir ailede doğmuş, iyi bir eğitim almış, çocukluğundan itibaren o zamanlar yasaklı olan kitapları okumuş ve üzerlerine düşünmekten, fikir üretmekten çekinmemiştir.
hristiyanlık dahil her şeyi sorguladığı ve hatta yanlış bulduğunu ifade ettiği için kiliseyle arası tüm yaşamı boyunca bozuk olmuştur. gittiği her yerde sapkın olarak yaftalanıp sürekli yer değiştirmek zorunda kalmıştır. bu gezginliğin brunonun fikir dünyasına ayrı bir renk kattığını düşünmekteyim.
kiliseyle çatışmasının temelinde aristonun evren modelini (birbirinin içine geçmiş kürelerin merkezindeki küre dünyadır, evren dünyanın çevresinde şekillenir) reddedip kopernik destekçisi olması (evren bizimki gibi pek çok güneş sisteminden oluşmaktadır ve merkezinde dünya münya yoktur), hristiyanlık hakkında meryemin bekaretine varan sorgulamaları vardır. kafasına çivi gibi çakılmak istenen onca düşünceyi elinin tersiyle kenara itip kendi fikirlerini üretme cesaretini göstermiştir.
fikirleri, yayınlatmaya çalıştığı bilimsel eserleri, hayat görüşü ve kiliseye karşı duruşuyla maalesef uzun bir yaşamı olamamış, soylu sınıfından ters düştüğü bir gammaz tarafından kiliseye teslim edilmiş, yargılanıp dilinden çiviyle asılarak canlı canlı yakılmıştır.
kendisi hakkında günümüzde "bilim şehidi ühühühü" romantizmi yapılsa da düşüncelerinin tamamıyla bilimsel olmadığı, doğaüstü şeylere düşkünlüğüyle de bilindiği sadece bunlar kilisenin dayatmalarıyla çeliştiği için dışlandığını belirtmek gerekir.
kendisi illa övülerek göklere çıkartılacaksa bu yarı-bilimsel, yer yer fantastik olan düşünceleri yüzünden değil; döneminin tüm baskılarına rağmen kafasını dik tutup bu düşüncelerini cesurca haykırması yüzünden olmalıdır. kendisi bir bilim şehidi değil "bizden olmayan herkes ölsün" fikrinin kurbanıdır. ölümü gereksizce romantize edilmemeli, medeniyetin ne aşamalardan geçerek bu noktaya taşındığı (bazı coğrafyalarda hala bunun için uğraş verildiği) her daim hatırda tutulmalıdır.
son olarak, bu inatçı duruşuyla bilim tarihindeki klasik bir tartışmaya da konu olmuştur: galileo mu bruno mu? buradaki ikilemin temelinde yatan şudur: bruno gibi fikirlerin uğruna ölmek mi, galileo gibi baskı halinde caymak (ya da -mış gibi yapmak) mı? aslında galileonun durumu bence bir istisna çünkü kiliseden idam değil ev hapsi cezası almıştı ve artık peşinde olmadığını söylediği çalışmalarını rahatça yürütmüştü. kendisinin bilime yaptığı katkılar da göz ardı edilecek boyutta değil elbette. yine de şimdiye dek brunonun izinden gittiğimi ve yaşamımı da bu şekilde sürdürmek istediğimi ancak galileo gibi olanlara da kendi gururlarını bir kenara bırakıp bilime hizmet etmek için eğilip büküldükleri için içten içe hayran olduğumu belirteyim.
(yakıldığı meydana dikilen heykeli)
soylu bir ailede doğmuş, iyi bir eğitim almış, çocukluğundan itibaren o zamanlar yasaklı olan kitapları okumuş ve üzerlerine düşünmekten, fikir üretmekten çekinmemiştir.
hristiyanlık dahil her şeyi sorguladığı ve hatta yanlış bulduğunu ifade ettiği için kiliseyle arası tüm yaşamı boyunca bozuk olmuştur. gittiği her yerde sapkın olarak yaftalanıp sürekli yer değiştirmek zorunda kalmıştır. bu gezginliğin brunonun fikir dünyasına ayrı bir renk kattığını düşünmekteyim.
kiliseyle çatışmasının temelinde aristonun evren modelini (birbirinin içine geçmiş kürelerin merkezindeki küre dünyadır, evren dünyanın çevresinde şekillenir) reddedip kopernik destekçisi olması (evren bizimki gibi pek çok güneş sisteminden oluşmaktadır ve merkezinde dünya münya yoktur), hristiyanlık hakkında meryemin bekaretine varan sorgulamaları vardır. kafasına çivi gibi çakılmak istenen onca düşünceyi elinin tersiyle kenara itip kendi fikirlerini üretme cesaretini göstermiştir.
fikirleri, yayınlatmaya çalıştığı bilimsel eserleri, hayat görüşü ve kiliseye karşı duruşuyla maalesef uzun bir yaşamı olamamış, soylu sınıfından ters düştüğü bir gammaz tarafından kiliseye teslim edilmiş, yargılanıp dilinden çiviyle asılarak canlı canlı yakılmıştır.
kendisi hakkında günümüzde "bilim şehidi ühühühü" romantizmi yapılsa da düşüncelerinin tamamıyla bilimsel olmadığı, doğaüstü şeylere düşkünlüğüyle de bilindiği sadece bunlar kilisenin dayatmalarıyla çeliştiği için dışlandığını belirtmek gerekir.
kendisi illa övülerek göklere çıkartılacaksa bu yarı-bilimsel, yer yer fantastik olan düşünceleri yüzünden değil; döneminin tüm baskılarına rağmen kafasını dik tutup bu düşüncelerini cesurca haykırması yüzünden olmalıdır. kendisi bir bilim şehidi değil "bizden olmayan herkes ölsün" fikrinin kurbanıdır. ölümü gereksizce romantize edilmemeli, medeniyetin ne aşamalardan geçerek bu noktaya taşındığı (bazı coğrafyalarda hala bunun için uğraş verildiği) her daim hatırda tutulmalıdır.
son olarak, bu inatçı duruşuyla bilim tarihindeki klasik bir tartışmaya da konu olmuştur: galileo mu bruno mu? buradaki ikilemin temelinde yatan şudur: bruno gibi fikirlerin uğruna ölmek mi, galileo gibi baskı halinde caymak (ya da -mış gibi yapmak) mı? aslında galileonun durumu bence bir istisna çünkü kiliseden idam değil ev hapsi cezası almıştı ve artık peşinde olmadığını söylediği çalışmalarını rahatça yürütmüştü. kendisinin bilime yaptığı katkılar da göz ardı edilecek boyutta değil elbette. yine de şimdiye dek brunonun izinden gittiğimi ve yaşamımı da bu şekilde sürdürmek istediğimi ancak galileo gibi olanlara da kendi gururlarını bir kenara bırakıp bilime hizmet etmek için eğilip büküldükleri için içten içe hayran olduğumu belirteyim.
devamını gör...
5.
italyan felsefeci. rönesans felsefesi denince akla gelen en önemli filozoflardandır. ayrıca italyan engizisyon mahkemesi tarafından idama mahkum edilip 1600 yılında yakılarak öldürülmüştür.
devamını gör...
6.
ankara devlet tiyatrosunun usta sanatçılarından erhan gökgücü'nün yazıp yönettiği, felsefeci giordano bruno'nun hayatını ve düşünce biçimini yansıttığı şahane tiyatro eseridir aynı zamanda. oyunun kitaplaştırılmış versiyonu mitos boyut yayınları tarafından basıldı. 2007'de ilk kez sahnelenen ve uzun süre kapalı gişe oynayan ödüllü oyunda giordano bruno'yu durukan ordu canlandırmıştı.
kaynak: tr.wikipedia.org/wiki/Giord...
kaynak: tr.wikipedia.org/wiki/Giord...
devamını gör...
7.
yaşadığı dönemde dünya'nın merkezde olmadığını evrenin sonsuz olduğunu düşünen insanlardan biri belki de ilki.
"kendime güvendim ve sonsuzluğa doğru kanat açıp uçtum. herkesin görmeye çabaladıklarını ardımda bıraktım. güneş gibi başka yıldızlar olduğunu gördüm. bizimki gibi dünyaları olan başka güneşler. bu enginliğe vakıf olmak aşık olmak gibi." (cosmos)
bruno bu öğretisini avrupa'ya yaymak için epey çabaladı. tanrıyla ilgili bu daha yüce görüşünü çoğu insanın kabul edeceğini düşündü ve yanıldı. roma katolik kilisesi başta olmak üzere isviçre ve almanya'dakiler tarafından aforoz edildi.
ingiltere oxford'dan gelen bir daveti kabul etti fakat düşüncelerini dile getirince oradan da kovuldu.
memleketi olan italya'ya geri döndü ve kilise tarafından yakalanıp engizisyonda yargılandı. 8 yıl tecritte kaldığı sürede sorgulamalar ve işkencelere rağmen düşüncesinden vazgeçmedi.
mahkeme tarafından alınan kararla kitapları aziz petrus meydanında yakılmış, roma valisine teslim edilen bruno, campo de' fiori meydanında diri diri yakılmıştır.
bruno'dan şu sözleri bırakıyorum:
"ölümümü bildirirken siz benden daha çok korkuyorsunuz." (ölümünü bildiren yargıca)
"tanrı iradesini hâkim kılmak içim yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için tanrı'yı kullanırlar."
"bilgisizliğin azgınlığına karşı savaştım. inanın ki dünya nimetleri ya da öz saygı için bu acıya katlanmıyorum, yaşamı ben de çok seviyorum; fakat inançlarım bunun üstündedir."
"büyücüler inanç sayesinde, fizikçilerin hakikat sayesinde yaptıklarından daha fazlasını yaparlar."
"insanın sırf çoğunluk, çoğunlukta olduğu için, kitlelerle ya da çoğunlukla aynı şekilde düşünmek istemesi aşağılık ve düşük bir kafası olduğunun kanıtıdır. halkın çoğunluğu ona inansın inanmasın, hakikat değişmez."
"ne gördüğüm hakikati gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım. aydınlık ve karanlık arasındaki, bilim ve cehalet arasındaki savaşa her yerde katıldım. bundan dolayı her yerde zorlukla karşılaştım ve cehaletin babaları olan resmî akademisyenlerin yanı sıra kalın kafalı çoğunluğun öfkesinde hedef olarak yaşadım."
"zaferin elde edilebilir olduğunu düşünerek mertçe savaştım. ne yazık ki ruhumun gücü bedenimden esirgenmiş. inanıyorum ki gelecek kuşaklar gerçek uğruna savaşmayı tüm yaşam zevklerinden üstün tutacaklardır."
bruno'nun yaşamından ve sözlerinden anlayabiliriz ki kendisi asi ve inandıkları uğruna savaşan biriydi. yaşadığı dönemin şartları buna izin vermemesine rağmen otoriteyi sorguluyordu. bruno bir bilim insanı değildi onu filozof olarak tanımlamak daha doğru olur fakat tahmini doğruydu. ve bu tahmin çoğu şeyi değiştirdi. bruno birçok insanın öncü olduğu aydınlanmanın ve toplumun öncülerinden biri. umarım bizler de kendi hayatımızın ve toplumumuzun öncüleri olup yolu aydınlatabiliriz.
"kendime güvendim ve sonsuzluğa doğru kanat açıp uçtum. herkesin görmeye çabaladıklarını ardımda bıraktım. güneş gibi başka yıldızlar olduğunu gördüm. bizimki gibi dünyaları olan başka güneşler. bu enginliğe vakıf olmak aşık olmak gibi." (cosmos)
bruno bu öğretisini avrupa'ya yaymak için epey çabaladı. tanrıyla ilgili bu daha yüce görüşünü çoğu insanın kabul edeceğini düşündü ve yanıldı. roma katolik kilisesi başta olmak üzere isviçre ve almanya'dakiler tarafından aforoz edildi.
ingiltere oxford'dan gelen bir daveti kabul etti fakat düşüncelerini dile getirince oradan da kovuldu.
memleketi olan italya'ya geri döndü ve kilise tarafından yakalanıp engizisyonda yargılandı. 8 yıl tecritte kaldığı sürede sorgulamalar ve işkencelere rağmen düşüncesinden vazgeçmedi.
mahkeme tarafından alınan kararla kitapları aziz petrus meydanında yakılmış, roma valisine teslim edilen bruno, campo de' fiori meydanında diri diri yakılmıştır.
bruno'dan şu sözleri bırakıyorum:
"ölümümü bildirirken siz benden daha çok korkuyorsunuz." (ölümünü bildiren yargıca)
"tanrı iradesini hâkim kılmak içim yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için tanrı'yı kullanırlar."
"bilgisizliğin azgınlığına karşı savaştım. inanın ki dünya nimetleri ya da öz saygı için bu acıya katlanmıyorum, yaşamı ben de çok seviyorum; fakat inançlarım bunun üstündedir."
"büyücüler inanç sayesinde, fizikçilerin hakikat sayesinde yaptıklarından daha fazlasını yaparlar."
"insanın sırf çoğunluk, çoğunlukta olduğu için, kitlelerle ya da çoğunlukla aynı şekilde düşünmek istemesi aşağılık ve düşük bir kafası olduğunun kanıtıdır. halkın çoğunluğu ona inansın inanmasın, hakikat değişmez."
"ne gördüğüm hakikati gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım. aydınlık ve karanlık arasındaki, bilim ve cehalet arasındaki savaşa her yerde katıldım. bundan dolayı her yerde zorlukla karşılaştım ve cehaletin babaları olan resmî akademisyenlerin yanı sıra kalın kafalı çoğunluğun öfkesinde hedef olarak yaşadım."
"zaferin elde edilebilir olduğunu düşünerek mertçe savaştım. ne yazık ki ruhumun gücü bedenimden esirgenmiş. inanıyorum ki gelecek kuşaklar gerçek uğruna savaşmayı tüm yaşam zevklerinden üstün tutacaklardır."
bruno'nun yaşamından ve sözlerinden anlayabiliriz ki kendisi asi ve inandıkları uğruna savaşan biriydi. yaşadığı dönemin şartları buna izin vermemesine rağmen otoriteyi sorguluyordu. bruno bir bilim insanı değildi onu filozof olarak tanımlamak daha doğru olur fakat tahmini doğruydu. ve bu tahmin çoğu şeyi değiştirdi. bruno birçok insanın öncü olduğu aydınlanmanın ve toplumun öncülerinden biri. umarım bizler de kendi hayatımızın ve toplumumuzun öncüleri olup yolu aydınlatabiliriz.
devamını gör...
8.
sofie'nin annesiyle arasında geçen konuşmada bahsettiği italyan filozof.
"mesela 1600 yılında yakılarak ölen giordano bruno'yu duymuş muydun ?" (bkz: sofie'nin dünyası)
"mesela 1600 yılında yakılarak ölen giordano bruno'yu duymuş muydun ?" (bkz: sofie'nin dünyası)
devamını gör...
9.
16. yüzyılın maceracı, dik başlı ve uzlaşmaz filozofu.
kopernik evrenindeki kozmolojiyi gününün astronomisiyle uyum sağlar hale getirmeyi başarmış, evrenin sonsuzluğunu ve pekçok dünya içerdiğini ilan etmiş kişi olması sebebiyle önemi yüksektir.
platonculuk anlayışa sahiptir ve tıpkı platon gibi evren yaşayan bir organizmadır ona göre de. iddiasını bilimsel kanıtlarla değil, mistisizm barındıran düşünceleriyle orta atmıştır. bruno'ya göre sonsuzluk, hayal gücü veya duyu-algısı şeklinde değil, anlık tarafından kavranabilir bir olguydu.
hareket göreliliği, galileo dan evvel, bruno tarafından ortaya konulmuştur.
"her gökcismi merkezi bir noktadır ve uzayda, yer (dünya) gibi serbestçe hareket etmektedir."
sonsuzluk, o dönem için iddia edilmesi kolay bir şey değildi. bu, antik çağ'da "akıl dışı", orta çağ'da da "tanrısal aşkınlık" demekti.
"tanrı neden sonsuz bir evren yaratmadı?" sorusu, orta çağ'da skolastikler tarafından "sonsuz bir yaratma olanaksızdır." diye cevaplanan bir soru iken, bruno aynı soruya şöyle cevap verir:
tanrı sonsuz evreni yarattı. dahası, başka türlü yapamazdı.
bruno, tanrı ile evreni bir halde kabul ediyordu. panteizm.
o dönem için aşırı düşünceleri, sonunda engizisyonun devreye girmesini sağladı.
8 yıl boyunca yargılandı bruno. kilisenin öğretisi ortodoksiden saptığı iddia edildi. ve bunu inkar etmesi ve bu iddianın da aksini ispat etmesi istendi... hz. isa'nın tanrısallığını reddetmekle suçlandı, şeytani düşüncelere gark olduğu söylendi.
bruno, çeyrek geri adım dahi atmadı. asla fikri değişmedi ve şöyle dedi ölüm kararını açıklayan yargıçlara:
"siz, verdiğiniz bu karardan dolayı benden daha fazla korkuyorsunuz."
bruno'nun "sonsuz evren" düşüncesi, yaşadığı dönemin kat be kat ilerisinde bir düşünceydi, bu aykırılıktan da öteydi.
engizisyon karşısında asla korkarak durmamıştı ve şöyle sesleniyordu karşısındakilere:
"ben evreni sonsuz olarak, sonsuz ilahi gücün ve iyiliğin bir sonucu olarak görüyorum; herhangi bir sonlu dünyanın bunun karşısında hiçbir değeri yoktur. dolayısıyla ben, bizim kendi yer'imizin yanı sıra sonsuz dünyaların da var olduğunu söyledim. pisagor'la aynı görüşteyim; yer, diğer sonsuz yıldızlar gibi bir yıldızdır ve tüm bu sayısız dünyalar sonsuz uzay içinde bir bütündür, bu da gerçek evreni oluşturur."
bruno, roma'nın campo de' fiori meydanında 1600 yılında, 8 yıl yargılanmanın sonucunda, 52 yaşında iken diri diri yakılarak katledildi.
bruno'yu yargılayanlardan biri olan, cizvit rahip bellarmine, daha sonrasında evrenin sonsuzluğunu teleskopik keşifleriyle ortaya koyacak olan galileo galilei'nin yargılanmasında da ön ayak olacaktı. kahpe bellarmine.
bruno'nun evreni, sadece döneminin astronomisini ve kozmolojisini değil, dönemin bilimini dahi aşan bir düşüncedeydi.
bruno'nun düşüncesi, yaklaşık 150 yıl sonra newton ile onaylandı.
bruno'nun yakıldığı campo de' fiori'de ettore ferrari tarafından yapılan ve 1889'da açılan bir anıt heykeli mevcut.
şöyle yazar;
"a bruno - il secolo da lui divinato - qui dove il rogo arse."
"öncülüğünü yaptığı yüzyıldan bruno’ya, ateşe verildiği bu yerde."
kopernik evrenindeki kozmolojiyi gününün astronomisiyle uyum sağlar hale getirmeyi başarmış, evrenin sonsuzluğunu ve pekçok dünya içerdiğini ilan etmiş kişi olması sebebiyle önemi yüksektir.
platonculuk anlayışa sahiptir ve tıpkı platon gibi evren yaşayan bir organizmadır ona göre de. iddiasını bilimsel kanıtlarla değil, mistisizm barındıran düşünceleriyle orta atmıştır. bruno'ya göre sonsuzluk, hayal gücü veya duyu-algısı şeklinde değil, anlık tarafından kavranabilir bir olguydu.
hareket göreliliği, galileo dan evvel, bruno tarafından ortaya konulmuştur.
"her gökcismi merkezi bir noktadır ve uzayda, yer (dünya) gibi serbestçe hareket etmektedir."
sonsuzluk, o dönem için iddia edilmesi kolay bir şey değildi. bu, antik çağ'da "akıl dışı", orta çağ'da da "tanrısal aşkınlık" demekti.
"tanrı neden sonsuz bir evren yaratmadı?" sorusu, orta çağ'da skolastikler tarafından "sonsuz bir yaratma olanaksızdır." diye cevaplanan bir soru iken, bruno aynı soruya şöyle cevap verir:
tanrı sonsuz evreni yarattı. dahası, başka türlü yapamazdı.
bruno, tanrı ile evreni bir halde kabul ediyordu. panteizm.
o dönem için aşırı düşünceleri, sonunda engizisyonun devreye girmesini sağladı.
8 yıl boyunca yargılandı bruno. kilisenin öğretisi ortodoksiden saptığı iddia edildi. ve bunu inkar etmesi ve bu iddianın da aksini ispat etmesi istendi... hz. isa'nın tanrısallığını reddetmekle suçlandı, şeytani düşüncelere gark olduğu söylendi.
bruno, çeyrek geri adım dahi atmadı. asla fikri değişmedi ve şöyle dedi ölüm kararını açıklayan yargıçlara:
"siz, verdiğiniz bu karardan dolayı benden daha fazla korkuyorsunuz."
bruno'nun "sonsuz evren" düşüncesi, yaşadığı dönemin kat be kat ilerisinde bir düşünceydi, bu aykırılıktan da öteydi.
engizisyon karşısında asla korkarak durmamıştı ve şöyle sesleniyordu karşısındakilere:
"ben evreni sonsuz olarak, sonsuz ilahi gücün ve iyiliğin bir sonucu olarak görüyorum; herhangi bir sonlu dünyanın bunun karşısında hiçbir değeri yoktur. dolayısıyla ben, bizim kendi yer'imizin yanı sıra sonsuz dünyaların da var olduğunu söyledim. pisagor'la aynı görüşteyim; yer, diğer sonsuz yıldızlar gibi bir yıldızdır ve tüm bu sayısız dünyalar sonsuz uzay içinde bir bütündür, bu da gerçek evreni oluşturur."
bruno, roma'nın campo de' fiori meydanında 1600 yılında, 8 yıl yargılanmanın sonucunda, 52 yaşında iken diri diri yakılarak katledildi.
bruno'yu yargılayanlardan biri olan, cizvit rahip bellarmine, daha sonrasında evrenin sonsuzluğunu teleskopik keşifleriyle ortaya koyacak olan galileo galilei'nin yargılanmasında da ön ayak olacaktı. kahpe bellarmine.
bruno'nun evreni, sadece döneminin astronomisini ve kozmolojisini değil, dönemin bilimini dahi aşan bir düşüncedeydi.
bruno'nun düşüncesi, yaklaşık 150 yıl sonra newton ile onaylandı.
bruno'nun yakıldığı campo de' fiori'de ettore ferrari tarafından yapılan ve 1889'da açılan bir anıt heykeli mevcut.
şöyle yazar;
"a bruno - il secolo da lui divinato - qui dove il rogo arse."
"öncülüğünü yaptığı yüzyıldan bruno’ya, ateşe verildiği bu yerde."
devamını gör...
10.
kendisine ölüm kararını okuyan yargıca verdiği cevap tokat gibi :
'' ölümümü bildirirken siz benden daha çok korkuyorsunuz ''
korkmamış, geri adım atmamıştır. aydınlık aşıkları için anısı hala canlıdır
'' ölümümü bildirirken siz benden daha çok korkuyorsunuz ''
korkmamış, geri adım atmamıştır. aydınlık aşıkları için anısı hala canlıdır
devamını gör...
11.
tanrı iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır. yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için tanrı'yı kullanırlar.*
devamını gör...
12.
giordano bruno
1548-1600 yılları arasında yaşamış italyan filozof, okültist, gökbilimci ve rahiptir.
rönesans felsefesinde önemli bir isim olup edebiyata ve şiire yakın durmuştur.
aristotelesçi düşünceyi reddedip kopernik'in fikirlerini savunmuş, benimsemiş, evrenin sonsuz ve eş dağılımlı olduğunu ve evrende, dünyadan başka birçok gezegenin bulunduğunu söyledikten sonra 52 yaşında roma katolik kilisesi'nin engizisyon mahkemesinde yargılanmış, aforoz edilmiş ve diri diri yakılmıştır.
küllerin şöleni
diyaloglar türkçeye çevrilen kitapları arasındadır.
tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için tanrı'yı kullanırlar."
görsel kaynak/ vikipedia.
okültist
okült, bilimsel yöntem dışındaki yollar ile "gizli" bilginin araştırılması demektir.
1548-1600 yılları arasında yaşamış italyan filozof, okültist, gökbilimci ve rahiptir.
rönesans felsefesinde önemli bir isim olup edebiyata ve şiire yakın durmuştur.
aristotelesçi düşünceyi reddedip kopernik'in fikirlerini savunmuş, benimsemiş, evrenin sonsuz ve eş dağılımlı olduğunu ve evrende, dünyadan başka birçok gezegenin bulunduğunu söyledikten sonra 52 yaşında roma katolik kilisesi'nin engizisyon mahkemesinde yargılanmış, aforoz edilmiş ve diri diri yakılmıştır.
küllerin şöleni
diyaloglar türkçeye çevrilen kitapları arasındadır.
tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için tanrı'yı kullanırlar."
görsel kaynak/ vikipedia.
okültist
okült, bilimsel yöntem dışındaki yollar ile "gizli" bilginin araştırılması demektir.
devamını gör...
13.
bir düşünür, bilim insanı:
giordano bruno (1548-1600)
yanarak öleceğini bildiği halde, yanarak ateşlemişti bilimin fitilini şu sözlerle: "siz, beni yargılayanlar... siz ölümümü bana bildirirken belli ki benden daha çok korkuyorsunuz..."
çoğunluğun a dediğine a dememesiydi bruno'nun suçu, başkalarının düşündüğünü benimsememesi ve kendi benliğine götürecek olan b idi. ama biliyordu ki bruno, b'nin onu peşi sıra sürüklemesi onu o yapıyor, yanmayı göze almasını sağlıyordu.
yozlaşmış a düşüncesine inen bir yumruktu giordano bruno...
devamını gör...
14.
giordano bruno, çoklu evrenler fikrini savunan ilk kişilerden biri olmasıdır. bruno, 16. yüzyılda, evrenin sonsuz olduğunu ve içinde bizimkinden farklı sonsuz sayıda gezegen ve yıldız sisteminin var olabileceğini öne sürdü. bu görüş, o dönemde yaygın olan dünya-merkezli evren modeline karşı oldukça radikaldi.
bruno, sadece tek bir evren olmadığını, aksine sonsuz sayıda evrenin var olduğunu savundu. bu "çoklu evren" fikri, modern kozmolojide bile hala tartışılan bir konudur. bruno'nun bu görüşleri, kilise tarafından sapkınlık olarak görülmüş ve sonuç olarak bruno, 1600 yılında roma'da diri diri yakılarak idam edilmiştir. onun bu cesur fikirleri, bilim ve felsefe tarihinde önemli bir yer tutar.
bruno, sadece tek bir evren olmadığını, aksine sonsuz sayıda evrenin var olduğunu savundu. bu "çoklu evren" fikri, modern kozmolojide bile hala tartışılan bir konudur. bruno'nun bu görüşleri, kilise tarafından sapkınlık olarak görülmüş ve sonuç olarak bruno, 1600 yılında roma'da diri diri yakılarak idam edilmiştir. onun bu cesur fikirleri, bilim ve felsefe tarihinde önemli bir yer tutar.
devamını gör...