1.
en popüler, en meşhur, en güzel buffy the vampire slayer bölümü. aynı zamanda dizinin müzik albümlerinden birinin de adı. ayrıca doğru yazımı "once more, with feeling" şeklindedir ancak sözlükte virgüllü başlık açmamamız gerektiği için başlığı bu şekilde açtım. albümün spotify linkini bırakıyorum buradan gidebilirsiniz. isteyen dinlesin.
şarkıların sözlerinin güzelliklerinden (her bir satırda apayrı bir felsefe var sözlerde), koreografilerin mükemmelliğinden filan hiç bahsetmiyorum bence gerek yok. izleyince siz de benimle aynı şeyleri düşünürsünüz.
aşağıda genel olarak diziyle ve de bölümle ilgili ağır spoiler bırakıyorum. diziyi izlemeyenler okumamayı tercih edebilirler, hatta önce diziyi izlemelerini sonra da tanımı okumalarını, hatta hatta salla tanımı eğer hiç izlemedilerse doğrudan buffy dizisini izleyip hayatlarını değiştirmelerini şiddetle tavsiye ederim. pişman olmayacaklar... ^^
buffy buffy buffy... joss whedon'un şaheseri. 4. sezondaki hush adlı neredeyse sıfır konuşma geçen bölmden, 5. sezondaki body isimli ölümü anlatan bölümden sonra bu sefer de 6. sezonda karşımıza once more, with feeling ile çıkıp bizi sarsıyor whedon. adamın kişiliği bir yana, yaratıcı gücü kesinlikle göz ardı edilemez. bölümün başlangıcından bunun normal bir bölüm olmayacağını anlıyorsunuz çünkü jenerik bile normalden farklı bir şekilde başlıyor, resmen bir müzikalin içinde buluyoruz kendimizi. tüm oyuncuların kendi sesleriyle şarkı söylediklerini de belirtmeden geçemeyeceğim. ekip, süper ekip!
kendileri bir şey konuşurken bir anda şarkı söylerken bulan scooby gang bunun sadece kendilerine olmadığını fark edip, nasıl bir iblis ile karşı karşıya olduklarını araştırmaya başlıyorlar. ancak her bölüm gibi bu bölümün de psikolojik ve duygusal yanı çok ağır buffy evreninde. buffy'miz bu sezonun başında 5. sezon sonu bıraktığımız yerdeydi... mezarda. beşinci sezon finalimizde kardeşi yerine kendini feda ederek ölen buffymiz mezardaydı ve bu durum arkadaşlarını ciddi anlamda rahatsız ediyordu çünkü aynı ikinci/üçüncü sezonda angel'ın başına gelenler gibi bir cehennem boyutunda yüzyıllardır işkence görüyor olabilirdi. zorlu uğraşlar sonucu buffy olduğu yerden kurtarılıp geri getirilmiştir ancak geldiği anda dünya gözüne cehennem gibi gözükür. her yerde iblisler ve şiddet vardır. buffy var oluşundan bir zevk alamamakta, duygularını tam anlamıyla hissedememekte ve para sıkıntısı gibi dünyevi dertlerle uğraşmaktadır. bir de her gece sokaklara çıkıp vampir ve bilumum yaratığı avlamakla uğraşmaktadır. kısacası buffy depresyondadır. varoluşuna bir anlam bulamamakta, oradan oraya sürüklenip arkadaşları üzülmesin diye gülümsüyormuş gibi yapmaktadır.
elbette bölüm başında sadece buffy değil herkesin bir derdi vardır. mesela willow ve tara... ikilimizin arası willow'un aşırı ve gereksiz büyü kullanımıyla açılmış ancak willow yine büyü kullanarak bu tartışmayı sevgilisine unutturmuştur. giles, buffy'nin kendi ayakları üzerinde durmasına engel olduğunu düşünmekte, anya ve xander evlilik ve aşk ile ilgili sorunlar yaşamakta, dawn kleptomani ile cebeleşmekte, spike ise buffy'ye olan aşkından ve buffy'nin ona verdiği sırdan ötürü kahrolmaktadır.
herkesi müzikalin içine sokan ve ölene dek şarkı söyleyip dans etmelerine neden olan iblis'in peşine düşerken giles buffy'nin yalnız gitmesini ister. ancak bir süre sonra bu kararından pişman olur ve ekibi de alıp buffy'ye yardıma koşar. bu sırada buffy hayatının şarkısını söylemektedir ve bir sona kavuştuğunu, işini bitirip ununu eleyip eleğini astığını söyler. ta ki arkadaşları onu çıkarana dek... cennetten!!! ne yaptıklarını fark eden scooby üyelerinin yüzleri pişmanlıklarını yansıtırken, buffy cenneten koparılmış olduğunu itiraf etmiş ama hala yaşamaya devam etmek için şarkı söyleyecek bir şeye tutunamamıştır. o da dans ederek ölüme yürür ancak spike onu durdurur ve hayatın sırrını açıklar.
bu bölüm depresyon, hayat, amaç ve devam etmekle ilgili çok ama çok güzel bir bölüm*. açın izleyin, üstüne de açıp açıp şarkıları dinleyin. hadi ben kaçıyorum, iyi seyirler. (jazz hands...) *
kaynaklar: imdb
şarkıların sözlerinin güzelliklerinden (her bir satırda apayrı bir felsefe var sözlerde), koreografilerin mükemmelliğinden filan hiç bahsetmiyorum bence gerek yok. izleyince siz de benimle aynı şeyleri düşünürsünüz.
aşağıda genel olarak diziyle ve de bölümle ilgili ağır spoiler bırakıyorum. diziyi izlemeyenler okumamayı tercih edebilirler, hatta önce diziyi izlemelerini sonra da tanımı okumalarını, hatta hatta salla tanımı eğer hiç izlemedilerse doğrudan buffy dizisini izleyip hayatlarını değiştirmelerini şiddetle tavsiye ederim. pişman olmayacaklar... ^^
buffy buffy buffy... joss whedon'un şaheseri. 4. sezondaki hush adlı neredeyse sıfır konuşma geçen bölmden, 5. sezondaki body isimli ölümü anlatan bölümden sonra bu sefer de 6. sezonda karşımıza once more, with feeling ile çıkıp bizi sarsıyor whedon. adamın kişiliği bir yana, yaratıcı gücü kesinlikle göz ardı edilemez. bölümün başlangıcından bunun normal bir bölüm olmayacağını anlıyorsunuz çünkü jenerik bile normalden farklı bir şekilde başlıyor, resmen bir müzikalin içinde buluyoruz kendimizi. tüm oyuncuların kendi sesleriyle şarkı söylediklerini de belirtmeden geçemeyeceğim. ekip, süper ekip!
kendileri bir şey konuşurken bir anda şarkı söylerken bulan scooby gang bunun sadece kendilerine olmadığını fark edip, nasıl bir iblis ile karşı karşıya olduklarını araştırmaya başlıyorlar. ancak her bölüm gibi bu bölümün de psikolojik ve duygusal yanı çok ağır buffy evreninde. buffy'miz bu sezonun başında 5. sezon sonu bıraktığımız yerdeydi... mezarda. beşinci sezon finalimizde kardeşi yerine kendini feda ederek ölen buffymiz mezardaydı ve bu durum arkadaşlarını ciddi anlamda rahatsız ediyordu çünkü aynı ikinci/üçüncü sezonda angel'ın başına gelenler gibi bir cehennem boyutunda yüzyıllardır işkence görüyor olabilirdi. zorlu uğraşlar sonucu buffy olduğu yerden kurtarılıp geri getirilmiştir ancak geldiği anda dünya gözüne cehennem gibi gözükür. her yerde iblisler ve şiddet vardır. buffy var oluşundan bir zevk alamamakta, duygularını tam anlamıyla hissedememekte ve para sıkıntısı gibi dünyevi dertlerle uğraşmaktadır. bir de her gece sokaklara çıkıp vampir ve bilumum yaratığı avlamakla uğraşmaktadır. kısacası buffy depresyondadır. varoluşuna bir anlam bulamamakta, oradan oraya sürüklenip arkadaşları üzülmesin diye gülümsüyormuş gibi yapmaktadır.
elbette bölüm başında sadece buffy değil herkesin bir derdi vardır. mesela willow ve tara... ikilimizin arası willow'un aşırı ve gereksiz büyü kullanımıyla açılmış ancak willow yine büyü kullanarak bu tartışmayı sevgilisine unutturmuştur. giles, buffy'nin kendi ayakları üzerinde durmasına engel olduğunu düşünmekte, anya ve xander evlilik ve aşk ile ilgili sorunlar yaşamakta, dawn kleptomani ile cebeleşmekte, spike ise buffy'ye olan aşkından ve buffy'nin ona verdiği sırdan ötürü kahrolmaktadır.
herkesi müzikalin içine sokan ve ölene dek şarkı söyleyip dans etmelerine neden olan iblis'in peşine düşerken giles buffy'nin yalnız gitmesini ister. ancak bir süre sonra bu kararından pişman olur ve ekibi de alıp buffy'ye yardıma koşar. bu sırada buffy hayatının şarkısını söylemektedir ve bir sona kavuştuğunu, işini bitirip ununu eleyip eleğini astığını söyler. ta ki arkadaşları onu çıkarana dek... cennetten!!! ne yaptıklarını fark eden scooby üyelerinin yüzleri pişmanlıklarını yansıtırken, buffy cenneten koparılmış olduğunu itiraf etmiş ama hala yaşamaya devam etmek için şarkı söyleyecek bir şeye tutunamamıştır. o da dans ederek ölüme yürür ancak spike onu durdurur ve hayatın sırrını açıklar.
bu bölüm depresyon, hayat, amaç ve devam etmekle ilgili çok ama çok güzel bir bölüm*. açın izleyin, üstüne de açıp açıp şarkıları dinleyin. hadi ben kaçıyorum, iyi seyirler. (jazz hands...) *
kaynaklar: imdb
devamını gör...