yazar: nef-i
yayın yılı - kesin değil - 1635
17. yüzyılın keskin kalemi şair nef-i'nin ünlü eseri. eserde yakın arkadaşlarından, devlet büyüklerine kadar herkesi hiciv eden şair, türk halk edebiyatının hiciv dalında en seçkin eserlerinden birini vermiştir. yaptığı hicivldr dolasıyla maalesef, bedelini canıyla ödemiştir.
yayın yılı - kesin değil - 1635
17. yüzyılın keskin kalemi şair nef-i'nin ünlü eseri. eserde yakın arkadaşlarından, devlet büyüklerine kadar herkesi hiciv eden şair, türk halk edebiyatının hiciv dalında en seçkin eserlerinden birini vermiştir. yaptığı hicivldr dolasıyla maalesef, bedelini canıyla ödemiştir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "wertheimer" tarafından 11.03.2021 02:58 tarihinde açılmıştır.
1.
t: nef'i'nin idamında kilit rol oynayan, türk edebiyatının en ünlü hiciv eserlerinden biri. babasını bile hicvetmiştir.
rivayet ederler ki, ıv. murad sarayda siham-ı kaza'yı okurken tahtın yanına yıldırım düşmüş, bunu uğursuzluk sayan padişah, şairi hicivden men etmiş; görevden azlederek edirne'ye sürmüştür. bunun öncesinde birçok kez idamı isteniyor fakat ıv. murad her seferinde nef'i'yi koruyor.
daha sonra sürgündeyken pişmanlığını bildirip af dileyen şair, affediliyor ve yeniden istanbul'a dönüyor. fakaaat nef'i hiciv bağımlılığına tekrar başlıyor. tüm saray halkını, devrinin şairlerini, hatta ıv. murad'ı bile kalemden geçirdiği rivayet edilir. en sonunda idamına karar verilir. boğdurulup cesedi denize atılır.
esere "sa'adet ile yerüm olalı peder-hane / ne mercümek görür oldı gözüm ne tarhana" beytiyle babasını yererek başlar. nef'i'nin babası ailesini arkasında bırakarak kırım'a gitmiştir. bu yüzden nef'i ona kızgındır. birçok kez babasını hicveder. başka hicivlerine geçelim:
nef'i, tezkire yazarı ve divan şairi olan çağdaşı kafzade faizi'ye siham-ı kaza'da oldukça fazla sataşır:
"s**alar lehçe-i güftaruna ey kafoglı
vay ol şi're ki sen anı tekellüm edesin
agzun eş'ara yakışmaz meger ahbabuna hep
şi'r-i na-sazını g**ünle terennüm edesin" aktarma: "senin söz söyleme tarzına etsinler ey kafoğlu, o şiire de yazık, sen onu söylediğin için! şiven* şiir okumaya uygun değil, bu yüzden bir halta benzemeyen şiirlerini anca dostlarına mabadınla söyle" işin özü "mabadınla terennüm et"te saklı...
bir tane de fursati'ye gelsin:
"1. fursati sen bu semti bilmezsin
etme gel bizüm ile yok yere ceng
2. sana kaç kerre dedüm anlamadun
sözde mazmun gerekdür a pu****ng" son mısradaki mazmun kabaca "sanatlı söz" demek.
rivayet ederler ki, ıv. murad sarayda siham-ı kaza'yı okurken tahtın yanına yıldırım düşmüş, bunu uğursuzluk sayan padişah, şairi hicivden men etmiş; görevden azlederek edirne'ye sürmüştür. bunun öncesinde birçok kez idamı isteniyor fakat ıv. murad her seferinde nef'i'yi koruyor.
daha sonra sürgündeyken pişmanlığını bildirip af dileyen şair, affediliyor ve yeniden istanbul'a dönüyor. fakaaat nef'i hiciv bağımlılığına tekrar başlıyor. tüm saray halkını, devrinin şairlerini, hatta ıv. murad'ı bile kalemden geçirdiği rivayet edilir. en sonunda idamına karar verilir. boğdurulup cesedi denize atılır.
esere "sa'adet ile yerüm olalı peder-hane / ne mercümek görür oldı gözüm ne tarhana" beytiyle babasını yererek başlar. nef'i'nin babası ailesini arkasında bırakarak kırım'a gitmiştir. bu yüzden nef'i ona kızgındır. birçok kez babasını hicveder. başka hicivlerine geçelim:
nef'i, tezkire yazarı ve divan şairi olan çağdaşı kafzade faizi'ye siham-ı kaza'da oldukça fazla sataşır:
"s**alar lehçe-i güftaruna ey kafoglı
vay ol şi're ki sen anı tekellüm edesin
agzun eş'ara yakışmaz meger ahbabuna hep
şi'r-i na-sazını g**ünle terennüm edesin" aktarma: "senin söz söyleme tarzına etsinler ey kafoğlu, o şiire de yazık, sen onu söylediğin için! şiven* şiir okumaya uygun değil, bu yüzden bir halta benzemeyen şiirlerini anca dostlarına mabadınla söyle" işin özü "mabadınla terennüm et"te saklı...
bir tane de fursati'ye gelsin:
"1. fursati sen bu semti bilmezsin
etme gel bizüm ile yok yere ceng
2. sana kaç kerre dedüm anlamadun
sözde mazmun gerekdür a pu****ng" son mısradaki mazmun kabaca "sanatlı söz" demek.
devamını gör...