zargana

uskumrumsugillerden, 40-60 cm boyunda, vücudu silindir biçiminde, gaga gibi ince, uzun, sivri ağızlı bir balık. yurdumuzun tüm kıyılarında ve özellikle liman içi ve çevrelerinde sürüler halinde bulunan zarganaların özellikle avlanmak için uygun olan zamanı sonbahar aylarıdır. bu zaman diliminde karadeniz ve marmara denizi içinde zevkli ve verimli avlar yapabileceğiniz pek çok yer bulunmaktadır. ege kıyılarında ise durum biraz daha farklıdır.
bir tane zargana yakalamışsanız artık bir çok yeminiz var demektir. zargananın kendi kuyruğunu da şerit olarak kesip yem yapabilirsiniz.

savaş cebeci'nin spor yapmayan, vücut yapısı zayıf kalmış kişileri tanımladığı kelime.

olsa da yesek dediğim balıktır.

40 - 50 santim boylarında, silindir vücutlu, gaga şeklinde ince, uzun ve sivri ağza sahip bir balık.

bir zamanlar balık tutan amcanın önünden geçerken leğendeki balıkları görünce;
ben: -aaaa zarganaa!
amca: -aferin kız sabahtan beri gelen geçen kılıç balığı dedi durdu buna, bi sen bildin

diye beni onurlandırmasına vesile olan balık türü.

uskumrumsugillerden, ılık ve sıcak denizlerde yaşayan, gövdesi silindir biçiminde, boyu bir metreyi bulabilen, gaga gibi uzun ve sivri ağızlı, çevik, sırtı ve yanları yeşil ve lacivert karışımı bir renkte, karnı beyaz, eti lezzetli bir balık olarak bilinir.

ayrıca hakan günday kitabıdır.



(bkz: boynuna zargana saplanan çocuk)

zayıf,çelimsiz, kas kütlesi az kişilere söylenen argo söz. zargana balığının da bu yapıda olmasından kaynaklı olarak benzetim yapılır. bir nefret söylemidir.