31 aralık 2020 sapanca gölü'nde su seviyesinin düşmesi

hala evde sonsuz kaynak varmış gibi su harcayanlar duysun da utansın dediğim haber.


sakarya'da sapanca gölü'nde su seviyesi 30.34 metre seviyesine inerek, sahil kesiminden yaklaşık 20 metre çekilme yaşandı. sakarya üniversitesi çevre mühendisliği bölümü öğretim üyesi doç. dr. asude ateş kuraklıkla ilgili sıkıntı yaşandığını belirterek, göldeki su seviyesinin 30 metrenin altına inmesi durumunda sadece insani amaçlı kullanılmasına öncelik verilmesi gerektiğini söyledi.

fotoğraflar ve kaynak için

bu haberler de gösteriyor ki 2021 hiç de kolay geçmeyecek.

kuraklığa doğru koşar adım gittiğimizi gösteren, endişe verici haber. kuraklıkla mücadele etmek ve doğal kaynakları korumak adına bilinçli olsak bile en nihayetinde devletin bunun üstesinden gelebilecek bir politika izlemesi lazım.
artık benim çözüm bulunacağına dair beklentim bile yok.

üzücü haberdir. güzelim doğa ne hale geliyor.

bu kadar kurak giden bir mevsimde gayet de normaldir. muhtemelen bütün su kaynaklarında enorm derecede azalma var.
biz belki kıçımızı kurtarırız ama daha sonraki nesilleri büyük sorunlar bekliyor tüm dünyada. bu sadece iklimlerin sapıtması veya su azlığı değil.
siz yine de bilinçli* birer insan olarak su tasarrufuna ehemmiyet verin derim ben. tabi herkesin katılacağı bilinçli bir sorumluluk bir çok şeyi düzeltebilir, fakat bireysel olarak katkı verebiliriz her birimiz.

olması beklenen durumlardan biridir. yıllardır bu işin profesörleri baş bas bağırdı su kıtlığına dikkat çekmek için. kimin umrunda oldu kimsenin. o yüzden bu tür haberlere çok şaşırmamak lazım. suçu biraz kendimiz de arayalım.

yakında birileri çıkıp , "işte bunlar hep cehapenin yüzünden" diye konuşursa şaşırmam..

susuz kalmadan aklı başına gelmeyecek, şimdilik milyonlarca insanı ilgilendirmeyen üzücü gelişme. susuzluktan kakanı yapmak için 3 kez düşününmen gerekince anlarsın vaziyetin ciddiyetini, dana!

önüne gelen arazisine kuyu açıyor. yer altı suları milli servettir. ama bu konuda devletin de kabahati büyük. seksen katlı inşaata izin veriyor. benim tarla vasfında arazime yapı izni vermiyor. bir dönüm araziye tek katlı bir kulübe yapmanın kime ne zararı var. gel adam gibi suyunu, elektriğini bağla normal kullanım bedelinin üç, dört katını da talep et ki boşa harcamayalım enerjiyi. hatta alternatif enerji kaynaklarına yönelelim. ama yok devlet bize gelince her şeyi yasaklar mahşerin beş atlısına ülkeyi yağmalamak ise serbest olur. sapanca gölünün etrafına bakın kaçak yapılarla, açılan su kuyularıyla doludur. insanlar kesinlikle haklı adam yan araziye bakıyor lüks site yapımına izin verilmiş gariban bir kulübe koyacak yasak diyorlar. e ne yapıyor, yok benzinli jeneratörle elektirik üretmeye çalışıyor, artezyen kuyusuyla yer altı suyunu çekiyor. sonra da niye doğa bozuluyor dersiniz.

sapancanın suyunun düştüğünden yeni haberi olanlarından haberdar olduğum başlıktır.

mağaradan ne zaman çıktınız. ülkede serbest akan tek bir derecik bile yok. nehirler kuruyalı çok oldu. günaydın türkiyem.

yağış olmaması ve fazlaca su israfı yüzünden gerçekleşmiş olan hede. 2021 yılında bol bol su kesintisi yaşayacağız gibi görünüyor.

türkiye'nin her yerindeki göl ve barajlarda olduğu gibi su seviyesinin düşmesi durumu.
mevsim yağışlarının (özellikle marmara bölgesi ) azlığı en büyük sebep gibi görünse de, korona virüs sebebiyle insanların temizlik ihtiyacının artması da başlıca sebeplerden biri.
artık bunu ülke bazında dikkate alıp eylem planı hazırlanmalı. henüz kış aylarında seviyelerin bu kadar düşük olması önümüzdeki aylarda yaşayacağımızın su sıkıntısının bir ön gösterimi gibi.

gayet normal bir durum..zaten birkaç senedir bunun belirtileri geliyordu.iç anadoluda özellikle mısır ve şeker pancarı gibi aşırı sulanan mahsullerin ekildiği tarlalarda obruklar oluşmaya başlamıştı hemde dev obruklar..yanlış olan tarım politikasında değişikliğe gidilmemesi daha büyük felaketlere ne yazık ki yol açacak gibi duruyor...

birçoğumuz farkında değiliz ama bizi büyük bir tehdit bekliyor. bu tehditin adı kuraklık. ülke olarak bir türlü bunu anlamıyoruz. artık herkesten rica ediyorum farkına varalım. yağışlarımız çok azaldı büyükşehirlerde su sıkıntılarının görüleceği günler çok uzak değil. tek kullanımlık plastiklerden uzak duralım veya kullanıyorsak geri dönüşüm ile geri kazanalım. çöpler de bir sürü plastik, kağıt, cam ve metal atık görüyorum. geri dönüşüm ve ağaçlandırma için çalışmalar başlatalım. hatta bir ütopik bir öneri olabilir ama geri dönüşüme destek olmayanlar ve yeşil alanlarımıza zarar verenler sosyal hizmet veya para cezası ile cezalandırılsın.

çevresindeki ormanlık yamaçlara yapılan binlerce betonarme yapı manzara olarak çorak toprağa bakacak anlaşılan..
plansız yapılaşmanın olası sonuçlarından birisi daha