dünyanın gelmiş geçmiş en büyük yazarlarından biri olan, oldukça huysuz ve sivri dilli, okumaktan her zaman büyük keyif aldığım, hatta bazen uzun süre aklımdan çıktığında özlediğim bir yazar ve düşünür olan elias canetti’nin soylu sınıfın sonbaharı isimli kitabının önsözünde alıntılanan kendini eleştirenlere yazdığı bir nottan bir cümledir.

elias canetti yazdığı yazılarda bir yeniden üretim sürecine girmez ya da asla yaşanmış olayları olduğu gibi, olduğu haliyle anlatmaz. bunun yanlış olduğunu düşünür ve bu düşünceyi de sonuna kadar savunur. ona göre bir otobiyografi yaşanılmış bir kurmacadır. ve otobiyografi ile ilgili ilginç fikirleri vardır, ki bunu da ne kısa zamanda bir tanım ile anlatmaya çalışacağım. bakalım daha ne kadar sıkıcı olabiliyorum bir yazar olarak?

bir ansiklopedi yazarı gibi bir hayatı enine boyuna anlatmak, her detayı ile o hayatı sözcükler kullanarak bir metnin içine hapsetmek o hayatı yok saymak, hatta yok etmektir büyük yazara göre.

bir hayat ancak sembollerle, metaforlarla, benzetmelerle edebi bir metin haline getirilirse var olmayı sürdürebilir. yaşanmış bir hayatı her anıyla açılmak o hayatı edebiyat aracılığıyla tüketilen biyografiler mezarlığına göndermektir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"açıklanmış hayatlar hayat değildir" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim