1.
ingilizce ''gender stereotype''dan dilimize çevrilmiştir. bu roller, toplum tarafından cinsiyetlere yüklenen, uygun görülen roller ve genellemelerdir. toplumumuza o kadar yerleşmiştir ki, çocuklar bu rolleri çok küçük yaşta içselleştirirler ve bu içselleştirme, ileride çocukların gelişiminde olumsuz etkiler bırakmaktadır.
kadınların anaç, kırılgan, zarif, duygusal, utangaç olduğunu söylemek, erkeklerin ise güçlü, cesur, sinirli olduğunu belirtmek , böyle olmalarını beklemek toplumun cinsiyetlere verdiği rollerdendir.
bu roller ileride, kadınla sekreter mesleğini eşleştirirken, erkekle patronluğu eşleştirmiştir. hatta bu rol öyle ileri gider ki, kadın patron olursa bir başkasının yardımıyla gelmiştir ya da yetkili birinin sevgilisi olduğundandır. evlilikte erkeğin maaşı kadınınkinden azsa, bu utanç kaynağıdır.
hâlbuki kadınlar ne kırılgan, anaç olmak zorundadır ne de erkekler güçlü ve cesur. kadına anaç demek, onun çocuk doğurması zorunluluğunu vurgulamaktır, fakat kimse buna zorunlu değildir. yine aynı şekilde ''erkekler ağlamaz'' sözü erkeğin duygusuz olduğunu vurgular, fakat erkekler de duygulara sahiptir ve gönüllerince ağlayabilir. bu genellemeler yapılarak birçok nesil olmadıkları biri gibi gözükmüş, birbirlerini kalıplara sokmuş hatta aşağılamıştır (kendilerini de).
kadınların anaç, kırılgan, zarif, duygusal, utangaç olduğunu söylemek, erkeklerin ise güçlü, cesur, sinirli olduğunu belirtmek , böyle olmalarını beklemek toplumun cinsiyetlere verdiği rollerdendir.
bu roller ileride, kadınla sekreter mesleğini eşleştirirken, erkekle patronluğu eşleştirmiştir. hatta bu rol öyle ileri gider ki, kadın patron olursa bir başkasının yardımıyla gelmiştir ya da yetkili birinin sevgilisi olduğundandır. evlilikte erkeğin maaşı kadınınkinden azsa, bu utanç kaynağıdır.
hâlbuki kadınlar ne kırılgan, anaç olmak zorundadır ne de erkekler güçlü ve cesur. kadına anaç demek, onun çocuk doğurması zorunluluğunu vurgulamaktır, fakat kimse buna zorunlu değildir. yine aynı şekilde ''erkekler ağlamaz'' sözü erkeğin duygusuz olduğunu vurgular, fakat erkekler de duygulara sahiptir ve gönüllerince ağlayabilir. bu genellemeler yapılarak birçok nesil olmadıkları biri gibi gözükmüş, birbirlerini kalıplara sokmuş hatta aşağılamıştır (kendilerini de).
devamını gör...
2.
(bkz: queer theory)
devamını gör...
3.
toplumsal cinsiyet rolleridir. en kötüsü de bu rolleri bize dayatan bir çevrede büyümektir. yetişkin olup ne kadar bu dayatmanın yanlış olduğunu anlasanız bile geçmiş olsun dedirtir, çocuklukta her şeyiyle beyninizde kaydedilmiştir, farketmeden ileriki hayatınızda cee diye çıkacaktır.
devamını gör...
4.
en basitinden sadece "mavi" bir renk tshirt giydigimde annemden " erkek gibi " lafını işiteme sebep olandır.
dayatılandır , baskılanandır.
dayatılandır , baskılanandır.
devamını gör...
5.
insanın içinden gelenleri yapmasını engelleyendir. her şeye rağmen bunu kırmak da tamamen kişiye bağlıdır.
devamını gör...
6.
doğanın değil toplumun biçtiği rollerdir.
özgüvensiz, cesaretsiz insan bunlara uyum göstererek kendini güvende ve tatmin olmuş hisseder.
uyum gösterme yoğunluğu da eğitimle doğru orantılıdır.
eğitim seviyem arttıkça, çevremin değişmesiyle birlikte "erkek gibi, kadın gibi" kelimelerini çok daha az duyar oldum.
özgüvensiz, cesaretsiz insan bunlara uyum göstererek kendini güvende ve tatmin olmuş hisseder.
uyum gösterme yoğunluğu da eğitimle doğru orantılıdır.
eğitim seviyem arttıkça, çevremin değişmesiyle birlikte "erkek gibi, kadın gibi" kelimelerini çok daha az duyar oldum.
devamını gör...