harika bir hayat
başlık "all tiny beautiful things" tarafından 05.05.2024 10:10 tarihinde açılmıştır.
1.
hikmet hükümenoğlu’nun 2023 yılında yunus nadi roman ödülü almış olan, 360 sayfalık romanı.
kitap 1919 yılında, istanbul sokaklarında gezip cebindeki deftere gördüklerini kaydeden veysel bey’in o defterdeki notlarına göz atmamızla başlıyor. veysel bey’in o esnada heyecanlı bir bekleyişi de var, 2.çocuğu dünyaya gelecek.
harika milli mücadelenin zor yıllarında, halk perişan bir haldeyken orta halli ve entelektüel çevreleri evinde ağırlayan bir ailede dünyaya geliyor. romanda harika’nın tüm hayatını, iç dünyasını didik didik okurken arka planda da istanbul’un milli mücadele yıllarından 2.dünya savaşı sonrasına kadar olan sosyal, fiziki, edebi ve siyasi durumunu izliyoruz. izliyoruz diyorum çünkü hikmet hükümenoğlu’nun hiç sıkmayan üslubu ve şahane yalın anlatımıyla her şey gözümüzün önünde canlanıveriyor.
kitap harika gibi ışıl ışıl bir çocuğun yanlış bir ebeveyn ile potansiyelinin ne kadar altında kaldığını, özgüveninin nasıl zedelendiğini çok iyi işleyerek toksik aile kurumuna da müthiş göndermeler yapmış.
“… hele ruhu, vücudundan dışarı taşan o göz kamaştırıcı ışık… tek kusuru kendi ışığına kör olması. ismi kadar harika şeylere uzanabilecekken hep bir tereddüt. acaba becerebilir miyim? ya iyi olmazsa? herkes ne der? bunun kimden kaynaklandığını anlamak için dr. freud olmaya gerek yok. melek, kendi hırsları uğruna zehirlemiş çocuğu.”
not: tarih’e ilgisi olmayanlar için de ilgi uyandırıcı ve sayfa sonlarındaki anekdotları yardımıyla bilgilendirici bir roman. türkiye’nin milli mücadele yıllarında halk sefillik çekerken bir kesimin nasıl da tuzunun kuru olduğunu; 2.dünya savaşına girmemiş olsak dahi halkın nasıl da ikiye bölündüğünü ve maalesef bugünkünden çok da farklı olmayan kavgaların nasıl fitillendiğini görüyoruz.
kitap 1919 yılında, istanbul sokaklarında gezip cebindeki deftere gördüklerini kaydeden veysel bey’in o defterdeki notlarına göz atmamızla başlıyor. veysel bey’in o esnada heyecanlı bir bekleyişi de var, 2.çocuğu dünyaya gelecek.
harika milli mücadelenin zor yıllarında, halk perişan bir haldeyken orta halli ve entelektüel çevreleri evinde ağırlayan bir ailede dünyaya geliyor. romanda harika’nın tüm hayatını, iç dünyasını didik didik okurken arka planda da istanbul’un milli mücadele yıllarından 2.dünya savaşı sonrasına kadar olan sosyal, fiziki, edebi ve siyasi durumunu izliyoruz. izliyoruz diyorum çünkü hikmet hükümenoğlu’nun hiç sıkmayan üslubu ve şahane yalın anlatımıyla her şey gözümüzün önünde canlanıveriyor.
kitap harika gibi ışıl ışıl bir çocuğun yanlış bir ebeveyn ile potansiyelinin ne kadar altında kaldığını, özgüveninin nasıl zedelendiğini çok iyi işleyerek toksik aile kurumuna da müthiş göndermeler yapmış.
“… hele ruhu, vücudundan dışarı taşan o göz kamaştırıcı ışık… tek kusuru kendi ışığına kör olması. ismi kadar harika şeylere uzanabilecekken hep bir tereddüt. acaba becerebilir miyim? ya iyi olmazsa? herkes ne der? bunun kimden kaynaklandığını anlamak için dr. freud olmaya gerek yok. melek, kendi hırsları uğruna zehirlemiş çocuğu.”
not: tarih’e ilgisi olmayanlar için de ilgi uyandırıcı ve sayfa sonlarındaki anekdotları yardımıyla bilgilendirici bir roman. türkiye’nin milli mücadele yıllarında halk sefillik çekerken bir kesimin nasıl da tuzunun kuru olduğunu; 2.dünya savaşına girmemiş olsak dahi halkın nasıl da ikiye bölündüğünü ve maalesef bugünkünden çok da farklı olmayan kavgaların nasıl fitillendiğini görüyoruz.
devamını gör...
2.
ekmek elden su gölden. ohhhhhhh yeme de yanında yat.
devamını gör...